Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9EYLÜL 1990 HABERLER CUMHURİYET/11
KÜRESEL TOPLANTIDAN İZLENİMLER
Geri kalmış ülkelerîiî durumu ıımutsuz
Uzmanlar, politikacılar ve bilim adamlan yarım
yüzyıla yakın bir süredir kalkınma sorununu
tartışıyor. Zaman zaman ortaya çıkan modalar
ya da hâkim görüşler doğrultusunda öyle ya da
böyle yaparsanız kalkınırsınız deniyor.
GENCAY ŞAYLAN
ANTALYA — Bugün dünya
nüfusunun yüzde 80'inin geri ka-
lan yüzde 20'ye oranla çok geri ve
kötü koşullarda yasadığı biliniyor.
Bir başka deyişle Birleşmiş Millet-
ler'e üye 140 civannda ülkenin
dörtte Oçlük bölümünün yaklaşık
dörtte birlik bölümüne göre çok
geri kaldığı söylenebiliyor. Geri
kalmışlar içinde, çoğu Afrika'da
yer aian 45 kadar ülke için duru-
mun umutsuz oldufu ileri süriilü-
yor.
"K«Hnnm«" kavramırun ekono-
mi ve siyaset bilimi söyletnine gi-
rişi oldukça yeni bir olay. Esas
olarak îkinci Dünya Savaşı son-
rası dünyada ülkeler ve halklar
arasındaki gdişmişlik farkı ön
piana çıkmca kalkınma soylemi ve
kuramı doğmuş oluyor. Bu söyle-
min temel sorusu, geri kalmış ya
da "gelismekte olan ülkelerin"
öbür, azmlık grubu yakalayıp ya-
kalayamayacağı oluyor. Birleşmiş
Milletler Kalkınma Teşkilatı,
UNDP tarafından Antalya'da top-
lanan "Düıya Ölceginde Kalkın-
ma Soranian Yuvarlak masa"
toplantısı da bu soruya cevap arı-
yor. Çok sayıda akademisyen, uz-
man ve politikacı, gelişmekte olan
ülkelerin nasıl birinci grubu yaka-
layabileceği sorununu tartışıyor.
Toplantının açılış oturumunda-
başkanlık yapan Cumhurbaşkanı
özal, konuşmasında Türkiye'de
izlenen modelin bu çetin soruya
cevap getirdiğini ve kalkınmak is-
teyen her Olke ya da toplumun
Türkiye'de uygulanan ekonomi
politikalannı izlemesi gerektiğinı
vurguluyor. Ancak görkemli top-
lantıyı örgütleyen Birleşmiş Mil-
letler Kalkınma Teşkilatı'nın ya-
yımladığı "tnsana Yönelik Kal-
kınma-1990" raporunda durumun
Türkiye için hiç de öyle övünüle-
cek olmadığı ileri sürülüyor. Ya-
rım yüzyıla yakın bir zaman dili-
mi içinde her ülkenin göreli bir
kalkınmayı başardıgını gösteren
rapor, kalkınma çabalannın ne öl-
çüde insancıl gelişme gösterdiği-
ni belirleyen bir ülkeler sıralama-
sı yapıyor ve Türkiye'nin yeri bu
sıralamada 72 olarak belirleniyor.
Kalkınma ve kalkınmadan o ülke-
nin insanlannın ne ölçude yarar-
landığinı gösteren listede 71 ülke-
Kalkınma ve kalkınmadan o ülkenin
insanlarının ne ölçüde yararlandığını gösteren
listede 71 ülke Türkiye'nin üzerinde yer
alıyor. Antalya toplantısı canlı tartısmalar
ile sürüyor -
memiş ölçüde üretkenliği yok
eden bir işlev içine girdiğini vur-
guluyor. Bu gelişmenin yoksul ve
geri ülkeler için nasıl olumsuz so-
nuçlar verdiğini ortaya koyuyor.
Rantıyeliği ve spekülatif kazanç-
lan teşvik eden kısa erimli serma-
ye hareketlerinin gelişmekte olan
ülkeler için giderek daha olumsuz
sonuçlan gündeme getirebileceği-
ne dikkat çekiyor.
Serbest ya da sırursız serbest pi-
yasa yanlılan tarafından yoğun bir
biçimde eleştirilen bu görüşler is-
ter istemez akla başka sorular da
getiriyor. Uluslararası para ve ser-
maye hareketlerinde, en zengin ve
gelişmiş bazen beş bazen yedi ül-
Turkiye"nin üzerinde yer alıyor.
Antalya toplantısı, 1980'li yılla-
rın değerlendirmesini de kapsayan
canlı tartışmalar ile sürüyor ve il-
ginç tartışmaların yapıldığı göz-
lemlenebiliyor. UNCTAD adına
toplantıya katılan Doç. Dr. Yümaz
Akyüz tarafından sunulan "Ulus-
lararası Finansman Sisteminde
Kararsızlık" adlı tebliğ de ilginç
tartışmalara yol açan örneklerden
biri.
1402 sayılı yasa ile üniversiteden
uzaklaştırılan Akyüz, 1983 yıhn-
dan beri UNCTAD'da çalışıyor ve
tebliğinde, 1980'li yıllarda ulusla-
rarası finansman piyasasının,
son 45 yıllık tarihte benzeri görül-
BEYOĞLU'NDA İNSAN ZİNCİRİ
•• •• •• ••
'Savaşa
hayır'
yürüyuşııtstanbul Haber Servisi — De-
mokratik kitle örgütlerinden bir
grup "savaşa hayır" sloganı ata-
rak Istiklal Caddesi'nde yürudü.
Yaklaşık 50 kişinin katıldığı yu-
rüyüşe polisin müdahale etmedi-
ği göruldü. Dun saat 17.00'de
Emek Sineması önünde toplanan
bir grup el ele tutuşarak Taksim
yönüne doğru yürümeye başladı.
Tek sıra halinde yürüyüş yapan
grup "savaş btemiyoruz", "sava-
şa hayır" sloganları atarak Tak-
sim'e kadar geldi.
(Fotoğraf: Suat Kozluklu)
Dışbank'a
Iş Bankası ile birlikte
siz de ortak olun.
İş Bankası, Dışbank hisselerini
tasarruf sahiplerine sunuyor.
Hisse senetlerine yatınm yapmak gibi uzmanlık ve dikkat isteyen bir alanda,
öncülüğünü yurt çapında kanıtlayan İş Bankası; şimdi, kendi kuruluşlanndan
birini, Dışbank'ı halka açıyor. Size, bir İş Bankası kuruluşunda, İş Bankası'nın
yanında ortak olma imkânını tanıyor.
Dışbank, sermayesi, hızlı gelişmesi, yönetimi, çağdaş hizmetleriyle
dünyanın da tamdığı örnek bir İş Bankası kuruluşu. En büyük ortağı,
İş Bankası.
Siz de, İş Bankası ile birlikte Dışbank'a ortak olun.
Dışbank hisse senetleri, 10,11,12 Eylül 1990'da İş Bankası'nın
elektronik hizmet veren bütün şubelerinde ve Menkul Kıymetler
Müdürlüğü'nde satışa sunulacak, 13 EylüTden itibaren İstanbul
Menkul Kıymetler Borsası'nda işlem görmeye başlayacaktır.
1000 TL nominal değerde beher hisse satış fıyatı: 6.500 TL
Tüm İş Bankası ve Dışbank şubeleri ile Menkul Kıymetler Müdiirlüklerinden
aynntılı bilgi alabilirsiniz.
İş Bankası'nın önerilerine göre yatınm yapın: Dışbank'a ortak olun.
DIŞBANK
Hıı TÜRKİVE İŞ BANKASI kurulu,uılur TURKIYE İŞ BANKASI
kenin bir araya gelerek istedikleri
doğnıltuda kararlar aldıkları dü-
şünülerek unlü IMF'nin sadece
gelişmekte olan ülkelere çoban so-
pası işlevi görüp görmedıği soru-
su sorulabilmeye başlanıyor.
Uzmanlar, politikacılar ve bilim
adamlan yarınr yüzyıla yakın bir
süredir kaikınma sorununu tartı-
şıyor. Zaman zaman ortaya çıkan
modalar ya da hâkim görüşler
doğrultusunda şöyle ya da böyle
yaparsanız kalkınırsınız deniyor.
Ama ülkeler arasındaki kalkın-
mışlık ve gelişmişlik sıralamasının
öyle kolay kolay değişmediği gö-
rülüyor. Ama bu, sorunun güncel-
liğini ve yaşamsal önemini orta-
dan kaldırmıyor. Ortalığı saran
savaş toz dumanı içinde bile kal-
kınma söylemi ile ilgili tartışma-
lann sokaktaki insanın günluk ya-
şamını yakından ilgilendirdiği ger-
çeğini unutmamak gerekiyor.
H€ipiUXlTlTX€l
'telsiz emrVİstanbul Haber Servisi — Mil-
liyet gazetesini basmaları için
adamlarını "azmettirdiği" öne
sürülen ve "Drej Ali" olarak ta-
nınan Ali Yasak'ın yakalanması
için tstanbul Emniyet Müdürlü-
ğü'nce öteki illere ve sınır kapıla-
rma "telsiz emri" çekildiği öğre-
nildi. Önceki gece iki kişinin de
gözaltına alınmasıyla yakalanan
saldırganlann sayısı 10'u buldu.
Asayiş Şubesi'nde gazetecilerle
görüştürülen sanıklardan Ali Ya-
sak'ın kardeşi Mehmet Yasak,
"Bu haber bizim için bir onur me-
selesi oldu" dedi. Sanıkların, sor-
gu için bir süre daha gözahında
tutulduktan sonra adliyeye sevke-
dilecekleri öğrenildi.
Saldırganlann baskını sırasın-
da vücudunun çeşitli yerlerinden
yaralanan Milliyet gazetesi çalı-
şanları tzzet Akçay, Nuri Uygnn,
Eyiip Giimiiş ve Selçuk Salkım,
tedavi edildiklen Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi Hastanesi'nden dun ta-
burcu oldular.
tstanbul Emniyet Müdürlüğü
yetkilileri, Milliyet gazetesine sal-
dırganlann hepsinin yakalandığı-
nı belirterek Ali Yasak'ın yaka-
lanması için gerekli calışmalara
başlandığıru bildirdiler. Yetkililer,
"Drej Ali" olarak bilinen Ali Ya-
sak'ın, Milliyet gazetesinin önce-
ki günkü sayısının 1. sayfasında
yer alan haber nedeniyle adamla-
rını gazeteye saldırtmak için
"azmettirdigi" gerekçesiyle aran-
dığmı söylediler.
Bu arada Milliyet gazetesine
saldıran ve aralannda Ali Yasak'-
ın kardeşinin de bulunduğu 10 ki-
şi, dün Asayiş Şubesi'nde gazete-
cilerle görüştürüldü. Sanıkların
hayli sinirli oldukları ve konuş-
mak istemedikleri gözlendi. Meh-
met Yasak, Milliyet gazetesinde
çıkan haberin gerçeği yansıtmadı-
ğını söyleyerek "Türkiye'nin her
yerinden 'Kumarhane mi
işletiyorsunuz' diye telefonlar gel-
di. Öldüriilen iki kişiyle bizim bir
ilgimiz yok. Gazete yetkilileriyle
görüşmek istedik, ama olmadı.
Bu haber bizim için bir onur
meselesi" dedi.
Şeref meselesi
Bu arada açıklama sırasında
'gazetecilerin fotoğrafını çektikleri
sanık Mehmet Yasak, kendisinin
saldınya katılmadığıru öne surdü.
Mehmet Yasak, böyle bir saldırı
için kimseden emir almadığıru be-
lirterek "Biz bunu şeref mesele-
si, izzeti nefis meselesi yaptık"
şeklinde konuştu. Sultanahmet'-
teki çay bahcesinde bulunan arka-
daşlannın, Milliyet gazetesinde çı-
kan asılsız bir haberin düzeltihne-
si için gazete yetkilileriyle konuş-
mak üzere gazeteye gıttıklerini be-
lirten Yasak, kendisinin de daha
sonra peşlerinden gittiğini öne
surdü. Gazete cahşanlanyia arka-
daşları arasında tartışma çıkma-
sı üzerine olaylann meydana gel-
diğıni iddia eden sanık, "Benin
de bu olaylar sırasında elim
kesildi" dedi.
15 giinltik gözalü sttresi
Sanıkların sorgulanması için
savcıhktan 15 gün süre isteyecek-
lerini belirten Asayiş Şubesi yet-
kilileri, Ali Yasak'ın bütün işle-
rinin incelenerek yasa dışı herhan-
gi bir uygulama bulunup bulun-
madığının araştırüacağını kaydet-
tiler. '
ÇUNEYT ABCAYUREK yazıyor
Yol Ayrımındaki Başlangıç
ANKARA — Toplu istifa hare-
ketiyle Baykalcılar, inönü'nün
önüne iki seçenek sürüyorlar. (1)
İnönü, Baykal ağıriıklı bugünkü
Parti Meclisi'nden yeni bir genel
sekreterle Merkez Yürütme Ku-
rulu seçmesini isteyebilir. (2) Ya
da en geç bu ay sonuna kadar
olağanüstü kurultayı toplayarak
yeni genel sekreterle MYK'yı.
saptayacak yeni bir Parti Mecli-
si seçimine gidebilir.
inönü'nün "rahat hareket et-
mesini sağlayacak fırsalı verme"
gerekçesiyle Baykal, genel sek-
reteıiikle birlikte PM'den de ay-
rılmayı düşünüyor. Olağanüstü
kurultay toplanırsa PM'ye aday
olmayacağını söylüyor. Ote yan-
dan İnönü'nün, olağanüstü ku-
rultaya giderken özellikle genel
başkanlığı açısından ortaya çıka-
cak "nazik bir durum" olasılığı-
nı dikkate alması gerekiyor.
Oiağan kurultay delegeleri he-
nüz seçilme aşamasında oldu-
ğundan seçimlı olağanüstü ku-
rultay eski delegelerle yapılacak.
O zaman: (1) İnönü rahat ve
uyumlu çalışabileceği merkez
kadro için yeni PM'de gösterdiği
isimlerin çoğunluğu sağlaması
zorunlu hale geliyor. (2) İnönü
Baykal ağırlıklı eski delegelere
listesini kabul ettiremediği za-
man liderlikte kalıp kalmamaya
karar vermek gibi zorlu bir duru-
ma düşmesı olasılığı güçleniyor.
Kuşkusuz Baykal kanadından
duyulan bu varsayımlar, inönü
1
nün bugün, en geç pazartesi gü-
nü vereceği karara bağlı. Baykal-
cıların söyledıği gibi şımdi İnönü
kaçınması güç bir yol ayrımında.
İnönü ya olağanüstü kurultayı
toplayacak ya da çoğunluğu Bay-
kal a bağlı PM'den olağan kurul-
taya kadar görev yapacak yeni
genel sekreterle MYK'yı seçme-
sini isteyecek. Her iki durumu ir-
deleyen yorumlar yadsınması zor
bir noktada kilitleniyor.
İster olağan, ister olağanüstü
olsun her iki kurultayda Baykal-
ın artık yeniden genel sekreter-
liği yeğlemesi olanaksız görünü-
yor Böylece Baykal da yol ayrı-
mının tam önünde. Olağanüstü
kurultayda listesi kazanmayan
inönü, liderlik sorunuyla baş ba-
cası iki taraf hem genel politika
uygulamalarında, hem de parti
içi düzenlemelerde uzun süredir
birbiriyle anlaşamıyorlar.
Baykal, yerel seçimlerdeki ye-
nilginin sorumluluğunun kime ait
olduğunu 19 ağustostan bu ya-
na araştırdığını söylüyor. Tabii
İnönü de. Ne var ki sorumluluk
şa kalacak, kazanırsa "genel-bir ya da iki kişiye yüklenerek na-
başkana dilediği gibi çalışma sıl geçiştirilecek? Bayrampaşa
1
şansı verilmesini istifaya gerek- da aday ve ilçe başkanı saptan-
çe yapan" Baykal ve ekibi, Inö
nü'nün başarı grafiğını izteyerek
olağan kurultayda liderlik şansı
arayacak.
Baykal ekibi, bugün liderlik sa-
vaşımını reddediyor. Çıkan fırsatı
parti hayrına değerlendirdikleri-
ni öne sürüyorlar. Ne var ki bu
olasılıkları düşünmemek, politi-
İster olağan ister
olağanüstü olsun, her iki
kurultayda Baykal'ın artık
yeniden genel sekreterliği
yeğlemesi olanaksız
görünüyor. Böylece
Baykal, yol aynmının tam
önünde.
ması, eğilim yoklamasına lnönü
;
nün karşı çıkmasına karşın 22 ki-
şinin birden sokularak oy kullan-
maları, Gaziantep'teki belediye-
ler anlaşmazlığındaki merkez tu-
tumları, Trabzon'daki il
yönetiminin iki ayrı kişi tarafından
iki ayrı kadrolarla kurulması...
Üstelik Bayrampaşa'daki ağır ye-
nilgi bir kadronun sorumluluğu-
nu gerektiriyor Baykal, bir iki ki-
şinin başını keserek olaydan sıy-
nlma yerine toptan çekilmeye ka-
rar verirken hakçası üzerine dü-
şeni yapıyor.
Fakat, toplu istifa sadece de-
mokratik ahlak gereğine mi da-
yanıyor? Yoksa iki başlı yöneti-
min şu veya bu biçimde sona er-
dirilmesinden kaynaklanan bir
politika üzerinde uzun uzadıya
düşünülen sonuç mu? Çıkış nok-
kanın, politikacının doğasına ters
düşüyor. Bu nedenlerle Baykal
:
ın çoğunluğu elinde tuttuğu ola-
ğanüstü kurultayı toplarken İnö- tası sorumluluğun bölünmezliği
nü'nün hesabını yeterince doğ- Ama üzerinde işlenerek varılan
ru ve sağlıklı yapması gerekiyor. sonuç, parti yönetimini çok baş-
Olağanüstü kurultayda İnönü, lılıktan kurtarmak!
İnönü, dün İzmir'de istifa et-
meyeceğini söyledi. Herhalde
her hesabın bir yanıtı olduğunu
ifade etmek istiyor. Ne çare, ne
ekibini kuramaz ve istifa etmek
zorunda kalırsa, işte o zaman li-
derlik yarışı hazıran 1991'e kal-
mayacak, sadece genel başka-
nın seçileceği yeni bir kurultaya oluyorsa TO'nün almış başını gi-
gidilecek. den tek adamlığına karşı ciddi,
kesin ve halkı doyuracak muha-
lefet bekleyenlere oluyor.
Savaşı duyuran tenlike çanla-
rının çaldığı sırada ana muhale-
fet birden kamuoyundaki güven-
sizliği kamçılayan çalkantılar içi-
ne düşüyor.
Baykal cephesi "genel politika
uygulamalarıyla parti içi çaiışma-
larda İnönü'den şikayetçi" görü-
nüyor. İnönü ise parti yönetimin-
deki en hafif sözcükle "kimi
kusurlardan" öteden beri rahat-
sız olduğunu duyumsatıyor. Kısa-
IZMIR'den HİKMET ÇETİHKAYA
'de Bunalım...
İZMİR — SHP'de yeni bir dönem başlıyor...
İnönü'nün yakın çevresi SHP'deki son gelişme-
leri değerlendirirken şu yorumu yapıyor:
— Hiçbir siyasal parti iki başlı yönetilemez. SHP
iki yıldır böyle bir yönetim içindeydi.
Baykal'ın yakın çevresinin ise olaya bakış açısı
şöyle:
— SHP'de hesaplaşma süreci başladı...
Şimdi ne olacak?
Elbet bu soruya yanıt vermek için şimdilik çok
erken. Ancak parti içindeki bunalım, SHP'yi bu-
gün içinde bulunduğu noktaya getirdi. İnönü ile
Baykal arasındaki çelişki giderek su yüzüne çık-
tı. Baykal'ın İnönü'ye teslim olup bir köşeye çe-
kilmesı beklenemez. Olağanüstü ya da olağan bir
kurultayda Baykal genel başkanlıga adaylığını ko-
yacak. Kısaca Baykal, İnönü'yle hesaplaşacak.
SHP'deki bunalımın dünkü gelişmelerine gelin-
ce...
Saat laoO'te Ankara'da SHP MYK toplandığı
sıralarda Erdal İnönü, Menemen Kültür Şenlikle-
ri'nde'Türkiye ve Dış Politikamız" konulu söyle-
şideydi.
Sabah Istanbul'dan Izmir'e gelen SHP lideri
İnönü, önce Torbalı'ya gitmiş, daha sonra da Me-
nemen'e geçmişti. inönü dün biraz sıkıntılıydı. Dü-
zenledtğı basın toplantısında "istifa etmeyecegini"
yinelemişti.
İnönü, SHP'deki son gelişmeleri ya da çalkan-
tıyı enine boyuna değerledirmekten kaçınıyordu.
Olağanüstü kurultay konusunda ise "Şimdiden bir
şey söylemeyeceğim, pazartesi günü parti mec-
lisi var" diyerek geçiştiriyordu. Ancak son geliş-
melere bakışı şöyleydi:
— Yeni atılımların partiye güç vereceğini sa-
nıyorum..
SHP genel sekreter yardımcılarından Adnan
Keskin, PM üyesi Erol Güngör, İnönü'yle birliktey-
di. Biz bir gün önce Adnan Keskın'le konuşmuş-
tuk. Keskin şöyle diyordu:
— SHP'deki sıkıntı kendi içinde değil, Türkiye1
nin genelinde yaşanan sıkıntıdır...
SHP'deki gelişmelerin, bir başka deyişle çal-
kantının iki yüzü olduğunu hemen vurgulayalım.
Baykal'ın yakın çevresi İnönü'yü kimi konularda
eleştiriyor. Özellikle belediye başkanlarının "key-
fi tutumları" ve "disipline olmamalan" konusun-
da. Baykal ve arkadaşlarının eleştiri örnekleri şöy-
le sıralanıyor:
— Cumhurbaşkanı seçimlerinden önce sine-i
millete döneceğiz dedi Sayın İnönü. Sonra, yan-
lış anlaşıldı özür dilerim dedi. Cumhurbaşkanınm
elini sıkmayacağını söyledi, ama Çankaya'ya ç:k-
tı. Milli Mutabakat Hükümeti'ne vereceği bakan-
ların listesini yaptı. Cizre olaylanna Musa Gökbel
ve Mehmet Can'ı gönderdi. Yargıtay'a kimseye ha-
ber vermeden gitti. Sayın Hasan Fehmi Güneş,
yer ayrılmadığı için toplantıyı terk etti. Sayın İnö-
nü, tüm bunları kimseye danışmadan, bilgi ver-
meden yaptı.
Deniz Baykal'ın yakın çevresiyle konuşurken şu
soruyu yöneltiyoruz:
— Önümüzdeki günlerde SHP'deki gelişmele-
rin boyutu ne olur?
Baykal'ın yakın çalışma arkadaşları, "Henûz
çok erken" deyip şu yanıtı veriyor:
— Deniz Bey, hem genel sekreterlikten hem de
PM üyeliğinden istifa eder. PM üyesi olarak bir kö-
şede kalmaz. Pazartesi günü PM toplantısında her
şey tartışılacak. İnönü'ye 'Buyurun istediğinizi
seçin' diyecek Baykal. Bu arada PM'de etkili ol-
duğu için MYK seçimlerinde liste hazırlayacak.
MYK'ya Adnan Keskin, Güler Tanyolaç ve Nail
Gürman'ın özellikle girmelerini isteyecek. MKY'da
belirlenecek genel sekreter yardımcıları içinde üç
kişiyi özellikle önerecek.
SHP'deki gelişmelerin, bir başka deyişle
çalkantıntn iki yüzü olduğunu hemen
vurgulayalım. Baykal'ın yakın çevresi
İnönü'yü kimi konularda eleştiriyor.
Özellikle belediye başkanlarının "keyfi
tutumlan" ve "disipline olmamalan"
konusunda.
Baykal ve arkadaşları seçimli olağanüstü kurul-
taya pek sıcak bakmıyorlar. Yeni delegelerle ha-
ziran ayında yapılacak olağan kurultaya kadar
beklemeyi daha yararlı görüyorlar.
İnönü ve arkadaşlarının "seçimli bir erken
kurultaya" yatkın oldukları havası ağır basıyor. Ne-
denini ise şöyle açıklıyorlar:
— Eski delegelerle olağanüstü kurultay daha
yararlı olur. Çünkü muhalefet ile Baykal'ın liste-
sinde 150 oy farkı vardı. Şimdi olağanüstü kong-
rede bu farkı muhalefet kapatır ve seçimleri alır...
Aynı soruyu Baykal'ın yakın çalışma arkadaş-
larına sorduk ve şu yanıtı aldık:
— Eğer PM ya da İnönü seçimli olağanüstü ku-
rultay kararı alırsa Sayın Baykal genel başkanlı-
ğa adayltğını koyar O zaman 150 fark, ne olur ora-
sını da kurultay sonrası konuşuruz...
Evet, Bayrampaşa seçim sonuçlan, örgütleri
görevden alma operasyonları SHP'yi bugünkü
noktaya getirdi.
İpler koptu, parti içi savaşım başladı...