Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9 EYLÜL 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5
'Benim Sinemalaran' Toronto'da
• Külliir Servisi — Kanada'nın Toronto kentinde
düzenlenen 15. Festivaller Festivali'ne, Füruzan ve Gülsün
Karamustafa'nın yönettikleri "Benim Sinemalarım" adlı
fılm de çağnlı olarak katılıyor. "Benim Sinemalarını", 6
eylül günü başlayan Festivaller Festivali'nde on gun sureyle
gösterilecek. Filmin gösterimi dolayısıyla Füruzan ve
Karamustafa da Toronto'ya gittiler. 15. Festivaller Festivali,
ünlü Kanadalı yönetmen Yves Simoneau'nun "Tamamen
Normal" adlı filminin gösterimiyle açıldı. 15 eylüle kadar"
sürecek olan festivalde 44 ülkeden 291 film gösterilecek.
•Rüşdü filmi' gösterimde
• LONDRA (AP) — "Şeytan Ayetleri" kitabı nedeniyle
Ayetullah Humeyni'nin hakkında ölüm emri verdiği
yazar Salman Rüşdü'yü Müslürnanlann düşmanı olarak
gösteren "Uluslararası Gerilla" adlı film ilk defa
Pakistan dışında, Londra'da bir sinemada oynayacak.
Filmin gösterime gireceği Odeon Sineması'nın Müdürü
Mark Raines, Rüşdü'yü Müslümanlann gırtlağını kesen,
ayyaş bir serseri olarak izleyiciye lanıtan filmin
önümüzdeki salı günü 4 bin koltuklu sinemada
oynayacağım açıkladı. Raines açıklamasında, Pakistan'da
kuyruklara neden olan filmin Ingiltere'de 'sinema
dolduracağııu' sanmadığmı söyledi. Filmin gösterimi
sırasında 12 güvenlik görevlisi nöbet tutacak, Scotland
Yard'dan yapılan açıklamada ise sinemaya polis
yerleştiriimeyeceği bildirildi.
için yazarlar ayakta
• CONNECTICUT (AP) — Aralarında George Plimpton,
Joyce Carol Oates ve Susan Sontag gibi tanınmış isimlerin
yer aldığı birçok edebiyatçı, "Yale Revievv" dergisinin
kapaülmaması için üniversitenin rektörüyle göruşme
halinde. Yılda dört kez yayımlanan ve bugüne dek Eudora
Welty, Robert Frost, Robert Penn Warren, VirginiaWoolf,
Eugene O'Neill gibi yazarların yazılarının yayımlandığı
dergi, kasımdaçıkacak 79. sayısıyla birlik'te rafa
kaldınlacak. Sayılan 50'yi aşan yazar, eleştirmen, profesör
ve şair, Amerika'nın en eski edebiyat dergilerinden biri olan
"Yale Review"u kurtarmak amacıyla imza kampanyası
başlattılar.
Cankurtaran'da heykel sergisi
• Kültür Servisi — MSÜ Güzel Sanatlar Fakultesi
Heykel Bölümü öğretim üyeleri ve öğrencilerinin
çalışmalarından oluşan sergi dün Cankurtaran Kultür
Alanı'nda açıldı. Eminönü Belediyesi'nin girişimleriyle
düzenlenen Cankurtaran Kültür Alam'ıun ilk sergisi 15
ekim tarihine kadar sürecek. Beral Madra'run düzenlediği
sergiye bölüm öğrencilerinden Elvide Akdağ, Fatma
Akyürek, Tamer Aydın, Sevgi M. Baltalı, Emre Başoğlu,
Vehbi Berksoy, Bülent Çmar, Hülya Dinç, Mehtap
Doğanca, Dursun Sönmez, Saim G. Ercan, Ayşegül
Güçhan, Ahmet Güngör, Neslihan Kızıltan, Neslihan P.
Ateş, Şebnem Ç. Salt, Zafer San, Nilhan Sesalan,
Fethiye Sesalan, Ayşegül Tekyıldınm, Selçuk Yılmaz
katılıyorlar. Sergide yer alan öğretim üyeleri ise Tamer
Başoğlu, Ali Teoman Germaner, Vedat Somay, Meriç
Hızal, Rahmi Aksungur, Ferit Özşen, Metin Haseki,
Metin Ekiz, Ayla Aksungur. (Fotoğraf: Muharrem Aydın)
Levent Kırca'nın yönettiği 'Gereği Düşünüldü'müzikali Açıkhava Tiyatrosu'nda
Ulke boydan boya mahkeme
Dün Açıkhava
Tiyatrosu'nda
sahnelenmeye başlanan
"Gereği
Düşünüldü"nün
kadrosunu, TRT'nin
"Olacak O Kadar" adlı
programa getirdiği
yayın yasağıyla işsiz
kalan ekip oluşturuyor.
Müzikal, mahkeme
salonları ve
koridorlarında geçen
öykülerden oluşuyor.
ASLIKAYABAL
"Gereği Düşünüldü", 75 kişı-
lik birekıpçalışmasının ürünü.
Le\ent Kırca'nın \önetıığı mu-
zikalde. oyun vazurlığını Yıl-
maz Erdoğan v c Muzaffer Abay-
han. söz-müzıği Grup Gündo-
ğarken, koregrafıyi Sait Sök-
men, dckoru Nurettin Özkönü,
kostümü ise Sadık Kızılağaç
üstlcnmiş. Toplam malıvetı 350
milvonu bulan oyunun yönet-
meni Levent Kırca. 40 gün bü-
ren İzmir lurnelcri sonrasında
"Gereği Dünüşüldü*'nün konu-
sunu ve nasıl şekillendiğıni şöyle
özetliyor:
"TRT'nin Olacak O Kadar'
adlı programımıza vavın yasağı
getirmesinin ardından işsiz bıra-
kılan kadronun sorumluluğunu
üstlendim >e ekip olarak enerji-
mizi bir tiyatro ovununa termeyi
amaçladık. 'Gereği Düşünüldü'
bö>le şekillendi. Ovunun tasar-
lanması aşamasında. hangi kesi-
me ve kimlere sesleneceğimizi, ne
tür sorunlara değineceğimizi tar-
tıştık."
Kırca. "Gereği Düşünüldü"
ADLÎYEDE GEÇİVOR — Levent Kırca Tiyatrosu'nun dün sahnelemeye başladığı "Gereği Düşünüldü"
adlı oyunda 60 kişi rol alıyor. Kırca "Bu muzikalde pla>back'e yer yok" divor (Foloğraf: Muharrem Aydın)
de Türkiye'nin bir adliyede so-
mutlandığından söz ediyor ve
şöyle diyor "Demokrasi, Kırsal
Kesimde Bekâret Davası. Çag-
daş Öğretmen \e Öğrencilerin
Yaşadıkları, Boşanma, Terör ve
İdam Cezaları gibi ana başlıklar-
la örülü ovunda bu başlıklar
mahkeme salonları >e koridorla-
rında gecen ö) külere dönüşüv or.
Bu kısa övküler skeç değil. Bu
öv kücüklerle şekillenen bir tiy at-
ro vapmayı amaçladım. 'Gereği
Düşünüldü' müzikal bir kabare
olarak değil. çağdaş >e sosyal
içerikli bir müzikal olarak aîgı-
lanmalı."
Kırca'nın bildırdiğıne göre
oyunun toplam maliyeti 350
mıl>on lira olarak saptandı. Ay-
nı oyunu 40 gün boyunca İz-
mir"de sergileven ekibin gün-
lük masrafını 20 milyon olarak
belirtensanatçı Kültür Bakanlı-
ğı'nın özel tiyatrolara ayırdığı
ödeneğe ilişkin görüşlerini ise
şövleaklanyor:
"Bizim tivatromuz Kültür Ba-
kanlığı'nın vermevi tasarladığı
taban 35 milyonluk ödeneğin al-
tında, 25 milyon liralık bir var-
dım aldı. 12 ay boyunca ovuncu-
larına düzenli maaş verebilen, en
sık Anadolu turnesine çıkan tek
ti> atro olmamıza karşın ikinci sı-
nıf tiyatro davranışı görüvoruz.
Deraek Başkanı Rutkay Aziz
haklarımızı niçin sahiplenmedi?
Kültür Bakanlığı'na başvurdum,
ancak Rutkav Aziz'in hazırladı-
ğı listeve uvduklarım öğrendim.
Eğer listevi hazırlavan Rutkay
Aziz ise neleri ölçüt alarak birsı-
nrflamava gitti? Avrıea böyle bir
sınıflanıa v apma hakkını vermi-
yorum Sayın Aziz'e. Öte yandan
tiv atroların devlet yardımı aracı-
lığı ile sınıflandırılmasına da kar-
şıyım.'
"Gereği Düşünüldü" adlı
oyunda 60 ki^ı rol alıyor. Play-
back"e yer verilmeyecek oyu-
nun altı kişickn oluşan canlı bir
orkestrası da var. Izmir turne-
sinde günde 2500 kışinin ızlcdiği
bildirilen oyun seyirciden bü-
vükilgigördü.
Levent Kırafnın tiyatro
dünyası dışında TRT'de
"Oyun Treni" ile başlayan.
"Siz Olsaydınız Ne Yapardı-
nızT" "Sağlık Olsun", "Ne Olur
Ne Olmaz". "Bu Oyun Nasıl
Oynanmair. "Bu Varış Başka
Yarış~la büren % c son olarak av -
nı dönem içınde 22 ödül alan
"Olacak O Kadar"la ukanan
programcılık uğraşı \e TRT
hakkındaki görüşleri ise şöy \Q;
"TRT'y e her dönem sav gın ve
nitelikli programlar yaptım. An-
cak şimdi TRTye acıvorum.
Çfinkü bağımsi7 hareket edebi-
len bir kurum değil. Programla-
rımın vayından kaldırılmasının
hükümette ver alan tutucu ke-
simlcrin TRT üzerindeki baskı-
larının bir sonucu. VIizah gerçek
anlamdakullanıldığındaülkeyö-
neticileri karşı eleştirive taham-
müledemiyor. ŞuaşamadaTRT
için bir umutgörmüv orum."
Levent Kırca. TRTnin ge-
lirdiğı yasağın yalnızca hazırla-
nan programla sınırlı olmadığı-
nı vurguluvor Aynı zamanda
sanatçının ekranda görünmesi.
radyoda konuşması da yasak.
Bütün bunlara karşın TRT'-
nin göndermişolduğuyazılı bir
> asak kararı da yok.
Kültür Bakanlığı bir binada birkaç salonun bulunacağı bir proje hazırladı
Büyüksalondancep sinemasınaKültür Bakanlığı, Avrupa ve Amerika'da
uygulanan cep sinemacıhğını özendirmek için
Başbakanlığa bir proje sundu. Projeye göre bir
binada iki üç küçük sinema salonu bulunacak.
Bakanlık, büyük salonlann cep sinemalarına
dönüştürülmesi için işletmecilere düşük faizli
kredi sağlayacak.
ANKARA (Cnmhnriyet Büro-
sn) — Kültür Bakanlığı "cep si-
nemacıh£ı"nı özendirmek ve yay-
gınlastırmak amacıyla çalışmala-
ra başladı. Bakanlık, büyük sine-
ma salonlanrun bölünerek cep si-
nemalan haline getirilmesi için si-
nema işletmecilerine, düşük faiz-
li kredi vererek. Kültür Bakanlı-
ğı yetkilileri, bu '/onuyla ilgili ta-
lebini Başbakanlığa iletti.
Batı ülkelerinde uygulama alanı
bulan ve başarıya ulaşan "cep si-
nemacüığı"nı Türkiye'de de yay-
gınlaştırmayı hedetleyen bakan-
lık, bir bina içinde 2-3 küçük sa-
lonun yer alabileceği projeler ta-
sarlıyor. Bu sinemalardaki koltuk
sayısı ise 150-250 arasında olacak.
Bakanlık bandrol gelirlerinden
oluşturulan sinema fonundan da
cep sinemalarına kaynak aktara-
bilecek. Yetkililer, bandrol gelir-
lerinin tümüyle masrafları karşı-
lamasının olanaksız olduğunu be-
lirterek kültürel etkinlikler ve ya-
tmmlar için kredi verebilecek
bankaların oluşturulması gereği-
ne dikkat çekiyorlar.
Öte yandan yetkililer, büyük si-
nema salonlannm doldurulması-
nın zorluğuna dikkat çekerken
cep sinemacıhğının avantajlarını
şöyle sıralıyorlar:
• Cep sinemacılığı Avrupa ve
Amerika'da 10-12 yıldan bu ya-
na geniş uygulama alanı buldu ve
başarıya ulaştı. TV'ye kaptınlan
izleyici yeniden sinemalara dön-
dü.
• Türkiye'dcbüyük sinema sa-
Ionlarını çok kaliteli ve ödullü
filmleri saymazsak doldurmak
çok zor. Oysa cep sinemalarında
100 kişilik izleyici bile salona do-
lu bir görünüm verir.
• Büyük bir salonda, tek film
göstermek yerine, bu salondan bir
ya da iki tane küçük salon yapı-
İabilir. Böylece, izleyicinin tercih
şansı artar. Bir filmi görmeye ge-
len izleyici, diğerini de gönnek is-
teyebilir.
• Buralarda kafeterya, galeri
gibi mekânlar yaratılabilir. Za-
manla konferanslar verilebilen ya
da değişik kültür etkinliklerinin
yer alacağı "kültür merkezleri"
haline getirilebilir.
• Büyük bir sinema salonu aç-
mak hem pahalı hem de gereksiz
bir yatırım olabilir. Oysa cep si-
neması, daha az masraflı olduğu
gibi işletmecilik acısından da bü-
yük bir risk değildir.
Nokta'nın 16 sayfalık " 12 Eylül" eki
1980'den 1990'a 12 Eylül'ün insan hakları, kültür, basın, ekonomi, ahlâk alanlarındaki
bilançosu... 12 Eylül neler getirdi, neler götürdü? 12 Eylül'ün ünlüjeri bugün neredeler?
Kronolojik bir döküm, toplu bir muhasebe için ilk adımlar...
"EVRENVE
MGK ÜYELERİ
YARGILANSIN"
12 Eylül'ön 10. yıldönümürjde Meclis'e verilen dilekçe: "Evren ve
konsey üyelerinin dokunulmazlıkları kalksın, haklarında yargı
yolu açılsın..." Prof. Dr. Çetin Özek: "12 Eylül'cüler suçludurlar,
yargılanmalıdırlar"...Mehmet Ali Aybar:"Asl<eri darbelerin
normal olarak kabul edilmesinin önöne geçmeliyiz"... SHP, DYP
ve HEP: "Dokunulmazlık kalksın"... Hukukçuların başvuruyu
destekleyen görüşleri... Yunan Albaylar cuntasını mahkûm
etiiren Avukat Likurezos, Nokta'ya yıllar süren adli mücadelesini
anlattı
Hükümette
"mamalı
ambargo"
kavgası
Başbakan Akbulut "Irak'ın
gıda dahil hiçbir isteğini
karşılamayız" derken
aniden fikir değiştirip
ambargoyu deldi. Olayın
baş aktörleri... İlaç ve
mama karşılığında ne
alındı? Köşk'ün de rol aldığı
olayın perde arkası...
Artılc sınıfta
kolmak yok!
Sınıfta kalmak tarihe
karışırken öğrenciler yalnızca
5 temel dersten sorumlu
tutulacak. Diğer dersleri
isterse okuyacak." Amaç
öğrenciyi elemek değil ona
rehberlik etmek" diyen Milli
Eğitim Bakanı Avni Akyol
uygulanacak değişiklikleri ilk
kez Nokta'ya açıkladı
• Banliyö trenleri her an patlayabilir.
TCDD Tamir ve Bakım Atölyeleri'ndeki
umursamazlık binlerce insanın yaşamını
tehdit ediyor
• Osman Kavala. Güler Sabancı, Besim
Tibuk, Ali Koçman. İshak Alaton... Pek
çok işadamı, gazeteci, sanatçı birleştiler,
Yeşilçam'ı kurtarmaya karar verdiler
• Ya konuşursa... Eski CIA ajanı Noriega.
Miami'deki hücresinden ABD yönetimini
titretiyor. 30 yıllık kirli hikaye Nokta'da...
• Batı düşüncesi tekelci mi? Türkiye'de
toplumbilimciler mühendisler gibi mi
işyapıyorlar? Prof. Şerif Mardin anlattı...
• Akıl hastalıklannın müzik ve su sesiyle
tedavisi mümkön mü? Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi'nde deneme aşamasındaki
seansları Nokta izledi.
n©KtaHAFTALIK HABER DERGİSİ
47. VENEDİKFİLMFESTÎVALİ
Maf yanın gerçek yüzü
MEHMET BASUTÇU
VENEDtK — "Daha on üç ya-
ındayken berkes saygı gösteriyor-
lu bana. Bakkalda >a da kasap-
a kuyruk bile yapmıyordum...
Hem de satılan maUann en iyisi-
ni veriyorlardı...*'
Bu sözlerin sahibi, çocukluğu-
nun Nevv York'unda mafya ile içli
dışlı olan ve bu ilişkilerin gelişen
ağı içinde yasadışı yaşamın gör-
kemli zenginliğini yaşayan, daha
sonra ise yavaş yavaş çözülen bağ-
ların, giderek daralan polis kıska-
cııun getirdiği bunalım sonucu
FBI'ın korunmasına sığınarak
mafyanın kodamanlannın tutuk-
lanmasını sağlayan 1943 doğum-
lu "eski gangster" Henry Hill,
"Kendimi bildim bileli gangster
olmak istedim" diye de ekliyor.
Martin Scorsese, işte bu gerçek
kişinin gerçek yaşamını beyazper-
deye aktarmış. "Goodfellas"
(Kanun Tanımayanlar) çarpıcı ve
çok renkli bir fılm. Etehşetin siyah
kızıllığı... Bir tür oyuna dönüşen
şiddetin bulanık morluğu...
Bugün, bir zamanlar koltukla-
n altına sığındığı eski dostlan olan
. mafya babalan, demir kapılar al-
tında çürürken ABD'nin bir kö-
şesinde, polis korumasında ve bü-
yük bir olasılıkla yeni bir ad al-
tında, sıradan bir yaşam sürdüren
Henry Hill, kuşkusuz hem bak-
kalda hem de kasapta kuyruk
yapmaktadır. Cebinde ise cömert-
çe dağıtabileceği dolar demetleri
yoktur artık... Eşi de terk etmiş-
tir kendisini...
Martin Scorsese, bu insanların
yaşamlannı bir toplumbilimcinin
titizliği ve merakıyla gözlemliyor.
'Goodfellas"ın alışılmış bir
?angster ya da mafya filmi oldu-
|unu düşünenler yarulacaklar. tş-
e en çarpıcı ömek: Adamlar kal-
<ıp belki de yüzyılırmzın en büyük
;oygununu yapıyorlar da Scorse-
>e bu soygundan bir görüntü bile
jetirmiyor perdeye. Neden? Çün-
kü önemli olan gangsterlerin içi
para dolu kamyonlan nasıl kaçır-
dıkları değil, kendi aralanndaki
ilişkilerde ve günlük yaşamların-
da su yüzüne çıkan, çelişkili, çok
renldi, karrnaşık, dengesiz kişilik-
leridir...
Film, Henry Hill'in çocukluğu-
nun Brooklyn'inde başlıyor.
195O'lı yıllardayız. Henry'nin on
altı yaşındayken ilk kez tutuklan-
ması, polise hiçbir bilgi sızdırma-
dığı için başanyla sonuçlanan bir
sınava dönüşmüştür... Sonra genç
Henry'nin geleneksel bir Yahudi
ailenin kızıyla tanısmasına, evlen-
melerine ve birlikte sürdürecekleri
JOE PESCI — Tommy De Vito rolünde.
dış görünümüyle zengin ve şata-
fatlı, duygusal planda ise inişli çı-
kışh yaşamlanna gelecektir su-a.
Daha sonra ise hapiste geçen bir-
kaç yıl vardır... Yeniden özgürlü-
ğe kavuştuğunda, kendisini koru-
yan mafya babası Paul Vario'nun
(Fılmde adı Paul Cicero olarak de-
ğiştirilmiştir) karşı çıkmasına kar-
şın esrar satmaya başlayacaktır
Henry Hill. Eski dostu Jimmy ile
de (Robert De Niro yine inandı-
ncı ve etkileyici, başanlı bir yo-
rum sunuyor) arası açılacaktır.
Artık hiç kimseye güvenemeyen,
aldığı uyuşturucunun dozunu gi-
derek yükseltmek zorunda kalan
Henry Hill için tek çıkar yol, po-
lise giderek taruklık etmek olacak-
tır...
Martin Scorsese, kıvrak bir ka-
mera ile o mekândan bu mekâna
atlayıp duruyor. Bitmek bilmeyen
bar gevezelikleri içinde sıntan bin
bir çeşit sataşmanm başanyla çiz-
diği "iş ilişkileri"nin her an pat-
lamaya hazır gerilimli ortamından
bir anda çıkıp aile yaşamının ge-
leneksel dinginliğine, çocuklara
gösterüen ilgi ve sevginin içten sı-
cakhğına geçiveriyor... Sanki in-
sanoğlunun tüm iyi ve kötü yan-
lan, hem de en yoğun biçimleriy-
le yan yanadır... Göz kamaştırıcı
güzellikler, zevkle döşenmiş evler
ve şık giyimli insanlar bir çırpıda,
tammı zor bir kinin, önüne geçil-
mez bir şiddetin aleviyle kül olu-
vermişlerdir... Bir geceyansı, tek-
me tokat yağmuru altında yüzü-
nü perşembe pazannp çevirdikleri
bir gangsteri diri dıri gömmek için
gerekli olan küreği almak amacıy-
la geri döndüğü evinde yaşlı an-
nesiyle burun buruna gelen 'körü
adara', kadını kıramaz ve arka-
daşlannı, hep birlikte ttalyan ma-
karnası yemeye çağırır... Onlar,
neşe içinde güzel bir yemek yiye-
dursunlar, kurbanları biraz ken-
dine gelmiş, otomobilin bagaj ka-
pısını çaresizlik içinde yumrukla-
maktadır... Yemeklerini bitirip
'iş'lerinin başına dönmeden önce
masadaki büyük kasap bıçağını
ödünç alırlar sevimli yaşlı kadın-
dan...
Evet, ı jmdir bu insanlar? On-
ları birbirlerine kenetleyen bağlar
nelerdir? Taban tabana karşıt
duygu ve davranışları nasıl bağ-
daştırabiunektedirler? Güçleri ne-
reden gelmektedir? Zayıfukları
nerededir? Scorsese, bütün bu so-
rulara, gerçekleri olduğu gibi ak-
tararak yanıt anyor. Nicholas Pi-
leggi'nin yazdığı, satışı iki milyo*
nu aşan biyografık romandan yo-
la çıkarak sinemaya uyarlanan
Henry Hill'in yaşamı ise inanıla-
mayacak kadar gerçek bir ya-
şam...
Martin Scorsese büyük bir film
imzalamış.
Ustinov'dan
bir opera
• MOSKOVA (AP) — Rus
asıllı İngiliz oyuncu, yazar ve
yönetmen Peter Ustinov,
Sovyetler Birliği'nde opera
sahneleyecek. Ustinov ve
Steve Lavvrence,
Leningrad'daki Kirov Opera
ve Bale Tiyatrosu'nda birer
opera sahnelemek üzere
Sovyetler Birliği'ne davet
edildiler. Sergey Prokofiev'in
doğumunun 100. yıldönümü
dolayısıyla düzenlenecek
festivalde Ustinov, ünlü Rus
bestecisinin "Kumarbaz"
adlı operasımn
yönetmenliğüıi üstlenecek.
Steve Lavvrence da Giuseppe
Verdi'nin "Othello"
operasını sahneleyecek. öte
yandan Kirov Balesi'nin, Leo
Delibes'in "Coppelia"
balesini topluluğun
yönetmeni Oleg
Vinogradov'un
koregrafisiyle sahneye
koymayı tasarladığı da
bildirildi.
Londra'da
Monet sergisi
• Kültür Servisi — Ünlü
Fransız ressam Claude
Monet'nin doksan dört
tablosundan oluşan bir sergi
Londra'da Kraliyet Sanat
Akademisi salonlarında
açıldı. Sergi "1890'larda
Monet: Dizi Resimler" adını
taşıyor. Claude Monet,
1890'h yıllarda, değişik hava
koşullannda ve farklı
ışıklarda aynı konuları
işleyen dizi resimler yaptnış
ve her grubu ayn ayn
sergilemişti. "1890'larda
Monet: Dizi Resimler" adlı
sergi, daha önce bazı
değişikliklerle ABD'nin
Boston ve Chicago
kentlerinde
gerçekleştirilmişti.
• •
Umraniye'de
kültür nıerkezi
• Kültür Servisi —
Ümraniye Kültür Merkezi
dün Ümraniye Belediye
Başkanı Şinasi Öktem
tarafından torenle açıldı.
Tiyatro gösterileri,
açıkoturumlar, sergi ve
müzik etkinlikleriyle
Ümraniyelilere hizmet
vermeyi amaçlayan kültür
merkezdnin açılışı nedeniyle
Genco Erkal, "Merhaba"
adlı oyununu sergiledi.
Darülaceze
Şöleni
• Kültür Servisi — tstanbul
Büyükşehir Belediye
Başkanlığı tarafından
Darülaceze yararına bugün
Gülhane Parkı Gösteri
Merkezi'nde saat 15.00'te
başlayacak bir şölen
düzenleniyor. Kuruluşu 1895
yılına dayanan kimsesiz
çocuk, düşkün ve yaşlılara
hizmet veren Darülaceze'ye
olan ilgiyi arttırmak ve
kamuoyunu harekete
geçirmek amacıyla
düzenlenen şölene birçok
ünlü sanatçı katılıyor. Aynca
Istanbul Büyükşehir
Belediyesi tarafından geliri
Darülaceze'ye aktanlacak
Perpa Yolu üzerinde bir
benzin istasyonu ile halı
futbol sahası çalışmalanna
da başlanıyor. Lioness Sağlık
Koordinatorlüğü'nün destek
ve çalışmalan ile Darülaceze
Hastanesi de pek yakında
halkın hizmetine açılıyor.
Nokta
Tıyatrosu
• Knltttr Servisi —
Abdullah Şahin "Nokta"
Tiyatrosu, 1990-1991
sezonunu Kandemir Konduk
ve Erol Sınar'ın yazdığı
"Sana Sövmek Imkânsız,
İmkânsız,.!' adlı müzikli
kabare oyunu ile açıyor. 15
Eylül-30 Eylül l990tarihleri
arasında Ümraniye Kültür
Merkezi Salonu'nda
sergilenecek olan güldürüyü
Abdullah Şahin yönetti.
Müziklerini Gurup Rumuz
Çiçek'in yaptığı oyunda
AbduUah Şahin, llhan
Daner, Zehra Alptürk,
Neslihan Aka, Oskay
Alptürk, Tüncer Yenice ve
Deniz Tekiner oynuyorlar.
Trump'ııı son
kitabı
• NEW YORK (AP) —
Ünlü Amerikalı işadamı
Donald Trump'ın son kitabı
"Tepede Kalabilmek-
Surviving At The Top", Nevv
York Times gazetesinin
"best-seller" listesine
girmeye aday. Geçen hafta
yayımlanan kitabının, diğer
kitabı "îş Bitirme Sanatı-The
Art Of The Deal"dan daha
kısa sürede liste başlanna
tırmanması, şu sıralar yayın
organlarında hakkında hem
işiyle hem de özel
yaşantısıyla ilgili "çalkantüı"
haberler çıkan Trump'un
okuyucularını etkilemediği
dikkat çekiyor. Donald
Trump, kitabıyla ilgili
olarak, "Liste başı olmam
benim için büyük bir
onur." dedi.