28 Mart 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 EYLÜL 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5 'Benim Sinemalaran' Toronto'da • Külliir Servisi — Kanada'nın Toronto kentinde düzenlenen 15. Festivaller Festivali'ne, Füruzan ve Gülsün Karamustafa'nın yönettikleri "Benim Sinemalarım" adlı fılm de çağnlı olarak katılıyor. "Benim Sinemalarını", 6 eylül günü başlayan Festivaller Festivali'nde on gun sureyle gösterilecek. Filmin gösterimi dolayısıyla Füruzan ve Karamustafa da Toronto'ya gittiler. 15. Festivaller Festivali, ünlü Kanadalı yönetmen Yves Simoneau'nun "Tamamen Normal" adlı filminin gösterimiyle açıldı. 15 eylüle kadar" sürecek olan festivalde 44 ülkeden 291 film gösterilecek. •Rüşdü filmi' gösterimde • LONDRA (AP) — "Şeytan Ayetleri" kitabı nedeniyle Ayetullah Humeyni'nin hakkında ölüm emri verdiği yazar Salman Rüşdü'yü Müslürnanlann düşmanı olarak gösteren "Uluslararası Gerilla" adlı film ilk defa Pakistan dışında, Londra'da bir sinemada oynayacak. Filmin gösterime gireceği Odeon Sineması'nın Müdürü Mark Raines, Rüşdü'yü Müslümanlann gırtlağını kesen, ayyaş bir serseri olarak izleyiciye lanıtan filmin önümüzdeki salı günü 4 bin koltuklu sinemada oynayacağım açıkladı. Raines açıklamasında, Pakistan'da kuyruklara neden olan filmin Ingiltere'de 'sinema dolduracağııu' sanmadığmı söyledi. Filmin gösterimi sırasında 12 güvenlik görevlisi nöbet tutacak, Scotland Yard'dan yapılan açıklamada ise sinemaya polis yerleştiriimeyeceği bildirildi. için yazarlar ayakta • CONNECTICUT (AP) — Aralarında George Plimpton, Joyce Carol Oates ve Susan Sontag gibi tanınmış isimlerin yer aldığı birçok edebiyatçı, "Yale Revievv" dergisinin kapaülmaması için üniversitenin rektörüyle göruşme halinde. Yılda dört kez yayımlanan ve bugüne dek Eudora Welty, Robert Frost, Robert Penn Warren, VirginiaWoolf, Eugene O'Neill gibi yazarların yazılarının yayımlandığı dergi, kasımdaçıkacak 79. sayısıyla birlik'te rafa kaldınlacak. Sayılan 50'yi aşan yazar, eleştirmen, profesör ve şair, Amerika'nın en eski edebiyat dergilerinden biri olan "Yale Review"u kurtarmak amacıyla imza kampanyası başlattılar. Cankurtaran'da heykel sergisi • Kültür Servisi — MSÜ Güzel Sanatlar Fakultesi Heykel Bölümü öğretim üyeleri ve öğrencilerinin çalışmalarından oluşan sergi dün Cankurtaran Kultür Alanı'nda açıldı. Eminönü Belediyesi'nin girişimleriyle düzenlenen Cankurtaran Kültür Alam'ıun ilk sergisi 15 ekim tarihine kadar sürecek. Beral Madra'run düzenlediği sergiye bölüm öğrencilerinden Elvide Akdağ, Fatma Akyürek, Tamer Aydın, Sevgi M. Baltalı, Emre Başoğlu, Vehbi Berksoy, Bülent Çmar, Hülya Dinç, Mehtap Doğanca, Dursun Sönmez, Saim G. Ercan, Ayşegül Güçhan, Ahmet Güngör, Neslihan Kızıltan, Neslihan P. Ateş, Şebnem Ç. Salt, Zafer San, Nilhan Sesalan, Fethiye Sesalan, Ayşegül Tekyıldınm, Selçuk Yılmaz katılıyorlar. Sergide yer alan öğretim üyeleri ise Tamer Başoğlu, Ali Teoman Germaner, Vedat Somay, Meriç Hızal, Rahmi Aksungur, Ferit Özşen, Metin Haseki, Metin Ekiz, Ayla Aksungur. (Fotoğraf: Muharrem Aydın) Levent Kırca'nın yönettiği 'Gereği Düşünüldü'müzikali Açıkhava Tiyatrosu'nda Ulke boydan boya mahkeme Dün Açıkhava Tiyatrosu'nda sahnelenmeye başlanan "Gereği Düşünüldü"nün kadrosunu, TRT'nin "Olacak O Kadar" adlı programa getirdiği yayın yasağıyla işsiz kalan ekip oluşturuyor. Müzikal, mahkeme salonları ve koridorlarında geçen öykülerden oluşuyor. ASLIKAYABAL "Gereği Düşünüldü", 75 kişı- lik birekıpçalışmasının ürünü. Le\ent Kırca'nın \önetıığı mu- zikalde. oyun vazurlığını Yıl- maz Erdoğan v c Muzaffer Abay- han. söz-müzıği Grup Gündo- ğarken, koregrafıyi Sait Sök- men, dckoru Nurettin Özkönü, kostümü ise Sadık Kızılağaç üstlcnmiş. Toplam malıvetı 350 milvonu bulan oyunun yönet- meni Levent Kırca. 40 gün bü- ren İzmir lurnelcri sonrasında "Gereği Dünüşüldü*'nün konu- sunu ve nasıl şekillendiğıni şöyle özetliyor: "TRT'nin Olacak O Kadar' adlı programımıza vavın yasağı getirmesinin ardından işsiz bıra- kılan kadronun sorumluluğunu üstlendim >e ekip olarak enerji- mizi bir tiyatro ovununa termeyi amaçladık. 'Gereği Düşünüldü' bö>le şekillendi. Ovunun tasar- lanması aşamasında. hangi kesi- me ve kimlere sesleneceğimizi, ne tür sorunlara değineceğimizi tar- tıştık." Kırca. "Gereği Düşünüldü" ADLÎYEDE GEÇİVOR — Levent Kırca Tiyatrosu'nun dün sahnelemeye başladığı "Gereği Düşünüldü" adlı oyunda 60 kişi rol alıyor. Kırca "Bu muzikalde pla>back'e yer yok" divor (Foloğraf: Muharrem Aydın) de Türkiye'nin bir adliyede so- mutlandığından söz ediyor ve şöyle diyor "Demokrasi, Kırsal Kesimde Bekâret Davası. Çag- daş Öğretmen \e Öğrencilerin Yaşadıkları, Boşanma, Terör ve İdam Cezaları gibi ana başlıklar- la örülü ovunda bu başlıklar mahkeme salonları >e koridorla- rında gecen ö) külere dönüşüv or. Bu kısa övküler skeç değil. Bu öv kücüklerle şekillenen bir tiy at- ro vapmayı amaçladım. 'Gereği Düşünüldü' müzikal bir kabare olarak değil. çağdaş >e sosyal içerikli bir müzikal olarak aîgı- lanmalı." Kırca'nın bildırdiğıne göre oyunun toplam maliyeti 350 mıl>on lira olarak saptandı. Ay- nı oyunu 40 gün boyunca İz- mir"de sergileven ekibin gün- lük masrafını 20 milyon olarak belirtensanatçı Kültür Bakanlı- ğı'nın özel tiyatrolara ayırdığı ödeneğe ilişkin görüşlerini ise şövleaklanyor: "Bizim tivatromuz Kültür Ba- kanlığı'nın vermevi tasarladığı taban 35 milyonluk ödeneğin al- tında, 25 milyon liralık bir var- dım aldı. 12 ay boyunca ovuncu- larına düzenli maaş verebilen, en sık Anadolu turnesine çıkan tek ti> atro olmamıza karşın ikinci sı- nıf tiyatro davranışı görüvoruz. Deraek Başkanı Rutkay Aziz haklarımızı niçin sahiplenmedi? Kültür Bakanlığı'na başvurdum, ancak Rutkav Aziz'in hazırladı- ğı listeve uvduklarım öğrendim. Eğer listevi hazırlavan Rutkay Aziz ise neleri ölçüt alarak birsı- nrflamava gitti? Avrıea böyle bir sınıflanıa v apma hakkını vermi- yorum Sayın Aziz'e. Öte yandan tiv atroların devlet yardımı aracı- lığı ile sınıflandırılmasına da kar- şıyım.' "Gereği Düşünüldü" adlı oyunda 60 ki^ı rol alıyor. Play- back"e yer verilmeyecek oyu- nun altı kişickn oluşan canlı bir orkestrası da var. Izmir turne- sinde günde 2500 kışinin ızlcdiği bildirilen oyun seyirciden bü- vükilgigördü. Levent Kırafnın tiyatro dünyası dışında TRT'de "Oyun Treni" ile başlayan. "Siz Olsaydınız Ne Yapardı- nızT" "Sağlık Olsun", "Ne Olur Ne Olmaz". "Bu Oyun Nasıl Oynanmair. "Bu Varış Başka Yarış~la büren % c son olarak av - nı dönem içınde 22 ödül alan "Olacak O Kadar"la ukanan programcılık uğraşı \e TRT hakkındaki görüşleri ise şöy \Q; "TRT'y e her dönem sav gın ve nitelikli programlar yaptım. An- cak şimdi TRTye acıvorum. Çfinkü bağımsi7 hareket edebi- len bir kurum değil. Programla- rımın vayından kaldırılmasının hükümette ver alan tutucu ke- simlcrin TRT üzerindeki baskı- larının bir sonucu. VIizah gerçek anlamdakullanıldığındaülkeyö- neticileri karşı eleştirive taham- müledemiyor. ŞuaşamadaTRT için bir umutgörmüv orum." Levent Kırca. TRTnin ge- lirdiğı yasağın yalnızca hazırla- nan programla sınırlı olmadığı- nı vurguluvor Aynı zamanda sanatçının ekranda görünmesi. radyoda konuşması da yasak. Bütün bunlara karşın TRT'- nin göndermişolduğuyazılı bir > asak kararı da yok. Kültür Bakanlığı bir binada birkaç salonun bulunacağı bir proje hazırladı Büyüksalondancep sinemasınaKültür Bakanlığı, Avrupa ve Amerika'da uygulanan cep sinemacıhğını özendirmek için Başbakanlığa bir proje sundu. Projeye göre bir binada iki üç küçük sinema salonu bulunacak. Bakanlık, büyük salonlann cep sinemalarına dönüştürülmesi için işletmecilere düşük faizli kredi sağlayacak. ANKARA (Cnmhnriyet Büro- sn) — Kültür Bakanlığı "cep si- nemacıh£ı"nı özendirmek ve yay- gınlastırmak amacıyla çalışmala- ra başladı. Bakanlık, büyük sine- ma salonlanrun bölünerek cep si- nemalan haline getirilmesi için si- nema işletmecilerine, düşük faiz- li kredi vererek. Kültür Bakanlı- ğı yetkilileri, bu '/onuyla ilgili ta- lebini Başbakanlığa iletti. Batı ülkelerinde uygulama alanı bulan ve başarıya ulaşan "cep si- nemacüığı"nı Türkiye'de de yay- gınlaştırmayı hedetleyen bakan- lık, bir bina içinde 2-3 küçük sa- lonun yer alabileceği projeler ta- sarlıyor. Bu sinemalardaki koltuk sayısı ise 150-250 arasında olacak. Bakanlık bandrol gelirlerinden oluşturulan sinema fonundan da cep sinemalarına kaynak aktara- bilecek. Yetkililer, bandrol gelir- lerinin tümüyle masrafları karşı- lamasının olanaksız olduğunu be- lirterek kültürel etkinlikler ve ya- tmmlar için kredi verebilecek bankaların oluşturulması gereği- ne dikkat çekiyorlar. Öte yandan yetkililer, büyük si- nema salonlannm doldurulması- nın zorluğuna dikkat çekerken cep sinemacıhğının avantajlarını şöyle sıralıyorlar: • Cep sinemacılığı Avrupa ve Amerika'da 10-12 yıldan bu ya- na geniş uygulama alanı buldu ve başarıya ulaştı. TV'ye kaptınlan izleyici yeniden sinemalara dön- dü. • Türkiye'dcbüyük sinema sa- Ionlarını çok kaliteli ve ödullü filmleri saymazsak doldurmak çok zor. Oysa cep sinemalarında 100 kişilik izleyici bile salona do- lu bir görünüm verir. • Büyük bir salonda, tek film göstermek yerine, bu salondan bir ya da iki tane küçük salon yapı- İabilir. Böylece, izleyicinin tercih şansı artar. Bir filmi görmeye ge- len izleyici, diğerini de gönnek is- teyebilir. • Buralarda kafeterya, galeri gibi mekânlar yaratılabilir. Za- manla konferanslar verilebilen ya da değişik kültür etkinliklerinin yer alacağı "kültür merkezleri" haline getirilebilir. • Büyük bir sinema salonu aç- mak hem pahalı hem de gereksiz bir yatırım olabilir. Oysa cep si- neması, daha az masraflı olduğu gibi işletmecilik acısından da bü- yük bir risk değildir. Nokta'nın 16 sayfalık " 12 Eylül" eki 1980'den 1990'a 12 Eylül'ün insan hakları, kültür, basın, ekonomi, ahlâk alanlarındaki bilançosu... 12 Eylül neler getirdi, neler götürdü? 12 Eylül'ün ünlüjeri bugün neredeler? Kronolojik bir döküm, toplu bir muhasebe için ilk adımlar... "EVRENVE MGK ÜYELERİ YARGILANSIN" 12 Eylül'ön 10. yıldönümürjde Meclis'e verilen dilekçe: "Evren ve konsey üyelerinin dokunulmazlıkları kalksın, haklarında yargı yolu açılsın..." Prof. Dr. Çetin Özek: "12 Eylül'cüler suçludurlar, yargılanmalıdırlar"...Mehmet Ali Aybar:"Asl<eri darbelerin normal olarak kabul edilmesinin önöne geçmeliyiz"... SHP, DYP ve HEP: "Dokunulmazlık kalksın"... Hukukçuların başvuruyu destekleyen görüşleri... Yunan Albaylar cuntasını mahkûm etiiren Avukat Likurezos, Nokta'ya yıllar süren adli mücadelesini anlattı Hükümette "mamalı ambargo" kavgası Başbakan Akbulut "Irak'ın gıda dahil hiçbir isteğini karşılamayız" derken aniden fikir değiştirip ambargoyu deldi. Olayın baş aktörleri... İlaç ve mama karşılığında ne alındı? Köşk'ün de rol aldığı olayın perde arkası... Artılc sınıfta kolmak yok! Sınıfta kalmak tarihe karışırken öğrenciler yalnızca 5 temel dersten sorumlu tutulacak. Diğer dersleri isterse okuyacak." Amaç öğrenciyi elemek değil ona rehberlik etmek" diyen Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol uygulanacak değişiklikleri ilk kez Nokta'ya açıkladı • Banliyö trenleri her an patlayabilir. TCDD Tamir ve Bakım Atölyeleri'ndeki umursamazlık binlerce insanın yaşamını tehdit ediyor • Osman Kavala. Güler Sabancı, Besim Tibuk, Ali Koçman. İshak Alaton... Pek çok işadamı, gazeteci, sanatçı birleştiler, Yeşilçam'ı kurtarmaya karar verdiler • Ya konuşursa... Eski CIA ajanı Noriega. Miami'deki hücresinden ABD yönetimini titretiyor. 30 yıllık kirli hikaye Nokta'da... • Batı düşüncesi tekelci mi? Türkiye'de toplumbilimciler mühendisler gibi mi işyapıyorlar? Prof. Şerif Mardin anlattı... • Akıl hastalıklannın müzik ve su sesiyle tedavisi mümkön mü? Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde deneme aşamasındaki seansları Nokta izledi. n©KtaHAFTALIK HABER DERGİSİ 47. VENEDİKFİLMFESTÎVALİ Maf yanın gerçek yüzü MEHMET BASUTÇU VENEDtK — "Daha on üç ya- ındayken berkes saygı gösteriyor- lu bana. Bakkalda >a da kasap- a kuyruk bile yapmıyordum... Hem de satılan maUann en iyisi- ni veriyorlardı...*' Bu sözlerin sahibi, çocukluğu- nun Nevv York'unda mafya ile içli dışlı olan ve bu ilişkilerin gelişen ağı içinde yasadışı yaşamın gör- kemli zenginliğini yaşayan, daha sonra ise yavaş yavaş çözülen bağ- ların, giderek daralan polis kıska- cııun getirdiği bunalım sonucu FBI'ın korunmasına sığınarak mafyanın kodamanlannın tutuk- lanmasını sağlayan 1943 doğum- lu "eski gangster" Henry Hill, "Kendimi bildim bileli gangster olmak istedim" diye de ekliyor. Martin Scorsese, işte bu gerçek kişinin gerçek yaşamını beyazper- deye aktarmış. "Goodfellas" (Kanun Tanımayanlar) çarpıcı ve çok renkli bir fılm. Etehşetin siyah kızıllığı... Bir tür oyuna dönüşen şiddetin bulanık morluğu... Bugün, bir zamanlar koltukla- n altına sığındığı eski dostlan olan . mafya babalan, demir kapılar al- tında çürürken ABD'nin bir kö- şesinde, polis korumasında ve bü- yük bir olasılıkla yeni bir ad al- tında, sıradan bir yaşam sürdüren Henry Hill, kuşkusuz hem bak- kalda hem de kasapta kuyruk yapmaktadır. Cebinde ise cömert- çe dağıtabileceği dolar demetleri yoktur artık... Eşi de terk etmiş- tir kendisini... Martin Scorsese, bu insanların yaşamlannı bir toplumbilimcinin titizliği ve merakıyla gözlemliyor. 'Goodfellas"ın alışılmış bir ?angster ya da mafya filmi oldu- |unu düşünenler yarulacaklar. tş- e en çarpıcı ömek: Adamlar kal- <ıp belki de yüzyılırmzın en büyük ;oygununu yapıyorlar da Scorse- >e bu soygundan bir görüntü bile jetirmiyor perdeye. Neden? Çün- kü önemli olan gangsterlerin içi para dolu kamyonlan nasıl kaçır- dıkları değil, kendi aralanndaki ilişkilerde ve günlük yaşamların- da su yüzüne çıkan, çelişkili, çok renldi, karrnaşık, dengesiz kişilik- leridir... Film, Henry Hill'in çocukluğu- nun Brooklyn'inde başlıyor. 195O'lı yıllardayız. Henry'nin on altı yaşındayken ilk kez tutuklan- ması, polise hiçbir bilgi sızdırma- dığı için başanyla sonuçlanan bir sınava dönüşmüştür... Sonra genç Henry'nin geleneksel bir Yahudi ailenin kızıyla tanısmasına, evlen- melerine ve birlikte sürdürecekleri JOE PESCI — Tommy De Vito rolünde. dış görünümüyle zengin ve şata- fatlı, duygusal planda ise inişli çı- kışh yaşamlanna gelecektir su-a. Daha sonra ise hapiste geçen bir- kaç yıl vardır... Yeniden özgürlü- ğe kavuştuğunda, kendisini koru- yan mafya babası Paul Vario'nun (Fılmde adı Paul Cicero olarak de- ğiştirilmiştir) karşı çıkmasına kar- şın esrar satmaya başlayacaktır Henry Hill. Eski dostu Jimmy ile de (Robert De Niro yine inandı- ncı ve etkileyici, başanlı bir yo- rum sunuyor) arası açılacaktır. Artık hiç kimseye güvenemeyen, aldığı uyuşturucunun dozunu gi- derek yükseltmek zorunda kalan Henry Hill için tek çıkar yol, po- lise giderek taruklık etmek olacak- tır... Martin Scorsese, kıvrak bir ka- mera ile o mekândan bu mekâna atlayıp duruyor. Bitmek bilmeyen bar gevezelikleri içinde sıntan bin bir çeşit sataşmanm başanyla çiz- diği "iş ilişkileri"nin her an pat- lamaya hazır gerilimli ortamından bir anda çıkıp aile yaşamının ge- leneksel dinginliğine, çocuklara gösterüen ilgi ve sevginin içten sı- cakhğına geçiveriyor... Sanki in- sanoğlunun tüm iyi ve kötü yan- lan, hem de en yoğun biçimleriy- le yan yanadır... Göz kamaştırıcı güzellikler, zevkle döşenmiş evler ve şık giyimli insanlar bir çırpıda, tammı zor bir kinin, önüne geçil- mez bir şiddetin aleviyle kül olu- vermişlerdir... Bir geceyansı, tek- me tokat yağmuru altında yüzü- nü perşembe pazannp çevirdikleri bir gangsteri diri dıri gömmek için gerekli olan küreği almak amacıy- la geri döndüğü evinde yaşlı an- nesiyle burun buruna gelen 'körü adara', kadını kıramaz ve arka- daşlannı, hep birlikte ttalyan ma- karnası yemeye çağırır... Onlar, neşe içinde güzel bir yemek yiye- dursunlar, kurbanları biraz ken- dine gelmiş, otomobilin bagaj ka- pısını çaresizlik içinde yumrukla- maktadır... Yemeklerini bitirip 'iş'lerinin başına dönmeden önce masadaki büyük kasap bıçağını ödünç alırlar sevimli yaşlı kadın- dan... Evet, ı jmdir bu insanlar? On- ları birbirlerine kenetleyen bağlar nelerdir? Taban tabana karşıt duygu ve davranışları nasıl bağ- daştırabiunektedirler? Güçleri ne- reden gelmektedir? Zayıfukları nerededir? Scorsese, bütün bu so- rulara, gerçekleri olduğu gibi ak- tararak yanıt anyor. Nicholas Pi- leggi'nin yazdığı, satışı iki milyo* nu aşan biyografık romandan yo- la çıkarak sinemaya uyarlanan Henry Hill'in yaşamı ise inanıla- mayacak kadar gerçek bir ya- şam... Martin Scorsese büyük bir film imzalamış. Ustinov'dan bir opera • MOSKOVA (AP) — Rus asıllı İngiliz oyuncu, yazar ve yönetmen Peter Ustinov, Sovyetler Birliği'nde opera sahneleyecek. Ustinov ve Steve Lavvrence, Leningrad'daki Kirov Opera ve Bale Tiyatrosu'nda birer opera sahnelemek üzere Sovyetler Birliği'ne davet edildiler. Sergey Prokofiev'in doğumunun 100. yıldönümü dolayısıyla düzenlenecek festivalde Ustinov, ünlü Rus bestecisinin "Kumarbaz" adlı operasımn yönetmenliğüıi üstlenecek. Steve Lavvrence da Giuseppe Verdi'nin "Othello" operasını sahneleyecek. öte yandan Kirov Balesi'nin, Leo Delibes'in "Coppelia" balesini topluluğun yönetmeni Oleg Vinogradov'un koregrafisiyle sahneye koymayı tasarladığı da bildirildi. Londra'da Monet sergisi • Kültür Servisi — Ünlü Fransız ressam Claude Monet'nin doksan dört tablosundan oluşan bir sergi Londra'da Kraliyet Sanat Akademisi salonlarında açıldı. Sergi "1890'larda Monet: Dizi Resimler" adını taşıyor. Claude Monet, 1890'h yıllarda, değişik hava koşullannda ve farklı ışıklarda aynı konuları işleyen dizi resimler yaptnış ve her grubu ayn ayn sergilemişti. "1890'larda Monet: Dizi Resimler" adlı sergi, daha önce bazı değişikliklerle ABD'nin Boston ve Chicago kentlerinde gerçekleştirilmişti. • • Umraniye'de kültür nıerkezi • Kültür Servisi — Ümraniye Kültür Merkezi dün Ümraniye Belediye Başkanı Şinasi Öktem tarafından torenle açıldı. Tiyatro gösterileri, açıkoturumlar, sergi ve müzik etkinlikleriyle Ümraniyelilere hizmet vermeyi amaçlayan kültür merkezdnin açılışı nedeniyle Genco Erkal, "Merhaba" adlı oyununu sergiledi. Darülaceze Şöleni • Kültür Servisi — tstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından Darülaceze yararına bugün Gülhane Parkı Gösteri Merkezi'nde saat 15.00'te başlayacak bir şölen düzenleniyor. Kuruluşu 1895 yılına dayanan kimsesiz çocuk, düşkün ve yaşlılara hizmet veren Darülaceze'ye olan ilgiyi arttırmak ve kamuoyunu harekete geçirmek amacıyla düzenlenen şölene birçok ünlü sanatçı katılıyor. Aynca Istanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından geliri Darülaceze'ye aktanlacak Perpa Yolu üzerinde bir benzin istasyonu ile halı futbol sahası çalışmalanna da başlanıyor. Lioness Sağlık Koordinatorlüğü'nün destek ve çalışmalan ile Darülaceze Hastanesi de pek yakında halkın hizmetine açılıyor. Nokta Tıyatrosu • Knltttr Servisi — Abdullah Şahin "Nokta" Tiyatrosu, 1990-1991 sezonunu Kandemir Konduk ve Erol Sınar'ın yazdığı "Sana Sövmek Imkânsız, İmkânsız,.!' adlı müzikli kabare oyunu ile açıyor. 15 Eylül-30 Eylül l990tarihleri arasında Ümraniye Kültür Merkezi Salonu'nda sergilenecek olan güldürüyü Abdullah Şahin yönetti. Müziklerini Gurup Rumuz Çiçek'in yaptığı oyunda AbduUah Şahin, llhan Daner, Zehra Alptürk, Neslihan Aka, Oskay Alptürk, Tüncer Yenice ve Deniz Tekiner oynuyorlar. Trump'ııı son kitabı • NEW YORK (AP) — Ünlü Amerikalı işadamı Donald Trump'ın son kitabı "Tepede Kalabilmek- Surviving At The Top", Nevv York Times gazetesinin "best-seller" listesine girmeye aday. Geçen hafta yayımlanan kitabının, diğer kitabı "îş Bitirme Sanatı-The Art Of The Deal"dan daha kısa sürede liste başlanna tırmanması, şu sıralar yayın organlarında hakkında hem işiyle hem de özel yaşantısıyla ilgili "çalkantüı" haberler çıkan Trump'un okuyucularını etkilemediği dikkat çekiyor. Donald Trump, kitabıyla ilgili olarak, "Liste başı olmam benim için büyük bir onur." dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle