25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 EYLÜL 1990 KULTÜR-SANAT CUMHURİYET/5 Devlet Tiyatrosu'nda bir Ingiliz • Költttr Servisi — tstanbul Devlet Tiyatrosu tarafından dün düzenlenen basın toplantısında 1990-91 sezonunda tngiliz oyun yönetmeni Chris Harris'in "Hapşırık" adlı oyunu sergüemek üzere Türkiye'ye geldiği açıklandı. Yönetmen Harris 1989-90 sezonunda da "Oyunun Oyunu" adlı farsı sahnelemişti. Anton ^ p Çehov'un dört kısa öykü ve oyunûndan üyarlanan "Hapşırık" aralık ayı başında Oda Tiyatrosu'nda sahnelenecek. Istanbul Devlet Tiyatrosu 2-7 ekim tarihleri arasında Taksim Sahnesi'nde "Yangın Yerinde Orkideler" Oda Tiyatrosu'nda "Sevgili Soytarı" ve Yıldız Sahnesi'nde "Ahmetlerim" adlı oyunu sahneleyecek. öte yandan Chris Harris'in kasım ayında Türk-İngiliz Kültür Derneği'nin aracılığı Ue "Kemps Jig" adlı tek kişilik bir oyun sunacağı açıklandı. Bulumflan 'Yürü Direncim' • Kültür Servisi — Nur Bulum'un 'Yurü Direncim' adlı şiir kitabı Belge Yayınlan'nın Yeni Sesler dizisinde yayımlandı. 1988 yılında A-kademi Özendirme Ödülü'ne değer görülen Nur Bulum'un şiirleri datfıa önce Milliyet Sanat, Genç Şairler Antolojisi, Sanat Olayı, Sanat Rehberi ve Adam Sanat'ta yer aldı. 1962 doğumlu Bulum'un 'Yürü Direncim' başlıklı şiir kitabında 'Uzaklıklar', 'Düş\ 'Hükmü Yok Mevsimlerin', 'Arada', 'Yaşama Dair', 'Çağrı', 'Eşkıyalar Tutmuş Bulutları', 'Yeni', 'Yanıla Yanıla', 'Ver Elini', 'Sevdalıyım', 'Mutluluk', 'Açlığım Sevda Zamanına', 'Neyi Sığdırmalı Şiirlere', 'Yüklü Bir Gençliğin Şiiri', 'Ben Değilim O', 'Bütün Gün ^ Dündü', 'Korkunun Isırgan Otlan' adlı şiirlerinin de yer aldığı 38 cahşması sunuluyor. Turan Erol'un sergîsi • Kültür Servisi — Turan Erol'un resim sergisi 5 ekim günü I Garanti Sanat Galerisi'nde açılıyor. 1927 doğumlu sanatçı, sanat öğrenimini îstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Bedri Rahmi Eyuboğlu Atölyesi'nde tamamladı. Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümu Anasanat Dah Başkanlığı'nda bulundu. 1963-89 yılları arasında yurtiçinde 21 kişisel sergi, 1964-88 yılları arasında ise yurtdışında pek çok karma sergiye katıldı. Erol, "Benim resmim Türk resminde 1938-46 yılları arasında yaşanan yurt resimleri çağmın bir uzantısı. Ben o dönemi bir tür romantizmle düslüyorum. Sanatçının doğayı, nesneleri yommlaması gerektiğine inanıyorum. Ben ressam olarak bir yorumcuyum" diyor. 1977 sonrası T. Erol'un resimlerinde Akdeniz izlenimleri yer alıyor. Can Göknil, Barcelona'da • Kültür Servisi — Çocuk kitapları çizerlerinin özgün resimlerini ve yayımlanmış kitaplarını içeren 4. Uluslararası Barcelona Bienali 20 ekim tarihinde başlıyor. Çeşitli ülkelerden gönderilen yapıtları uluslararası seçici kurul değerlendirerek sergilenecek resimler ve kitaplan belirleyecek. "Premi Catalonia", "Plaket" ve "Diploma"lardan oluşan ödüller en seçkin sanatçılara verildikten sonra kitaplar ve resimler bir ay süre ile Barcelona ve Bologna'da sergilenecek. Sergi eşliğinde Barcelona Üniversitesi'nde bir de sempozyum düzenlendi. Plato Film'den kısa metraj • Kültür Servisi — Film yapım şirketi Plato Film, Türkiye'deki kısa fîlmciliği desteklemek amaayla 1991 yıh içinde her ay bir film olmak üzere toplam on iki film yapacak. Bu proje senaryosunu getiren herkese açık. 30 dakikayı geçmeyecek fılmlerin yapımları için 35 mm film kullanılacak. Başvuruda bulunan projeler yazar- gazeteci Kürşat Başar, senarist-kısa fılmci Ümit Ünal Ue yardımcı yönetmen-danışman ve prodüktör Leyla özalp'ten oluşan bir grup tarafından değerlendirilecek. Hanrlanan fılmler yıl sonunda bir toplu gösteri biçiminde sunulacak. Yurtiçi ve yurtdışında festivallere katılacak söz konusu filmlerin TV'de de gösterilmesine çalışılacak. Böyle bir çahşmaya katılmak isteyenler dört nüsha projeleri ile aşağıdaki adrese başvurabilir: Plato Film San. ve Tic. Ltd. Şti. Akyol Cad. Vişne Sok. Cebeci Apt. No: 16/1 Cihangir-Istanbııl. Tel- 144 27 87 AKJVTde OscarTı filmler • Kültür Servisi — 1989-1990 döneminde Türkiye Sinema Eserleri Sahipleri Meslek Birliği SESAM tarafından işletilen Atatürk Kültür Merkezi sinema salonu bu yıl önceden olduğu gibi Atatürk Kültür Merkezi Müdürlüğü'nce işletilecek. Geçen yıl her hafta bir Türk Fılminin gösterime girdiği sinemada çoğunlukla Oscar'a aday olmuş ya da Oscar kazanmış filmler gösterilecek. Haftada beş gün açık olacak sinemada. 14.30 ve 18.00 seansları uygulanacak. Bilet fiyatlan ise 4 bin TL, öğrenciler için 2 bin TL olarak belirlendi. Bu hafta sezonu açacak sinemada, ünlü yönetmen John Schlesinger'in "Madame Sousatzka" adlı filmi gösterilecek. Kendine özgü bir piyano öğretmeniyle çabucak üne kavuşmayı amaçlayan öğrencisinin arasındaki ilişkileri anlatan filmde, başrolleri Shirley Maclaine, Sahbara Azmi ve TAviggy paylaşıyorlar. (Fotoğraf: Shirley Maclaine, Madame Sousatzka rolünde) Çocuk edebiyatı yanşması • Kültür Servisi — Redhouse Yayınevi'nin ilk süreli yayını olan Kırmızıfare cocuklâr için edebiyat dergisi bu yıldan başlayarak her yıl çocuk edebiyatı ürünlerine yönelik bir yarışma duzenliyor. Çocuklara edebiyat zevkini aşılamak ve geliştirmek amacı güden yarışma, amatör ya da profesyonel tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına açık. Yanşmaya katılmak isteyenlerin daktilo ile yazılmış, 8-12 yaş grubundaki çocuklara yönelik ve yayımlanmamış üç ö,yku göndermeleri gerekiyor. Öyküler en geç 12 ekim günü saat 16.00'ya dek gönderilebilecek. Yarışma seçici kurulunda Îstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Meral Alpay, Bando Dergisi Yazı İşleri Müdurü Ferit Avcı, yazar-editör Adnan Özyalçıner yer alıyor. Öykulerini elden teslim edecekler, Redhouse Yayınevi Kırmızıfare Dergisi Rıza Paşa Yokuşu No: 50 Mercan 34.450 tstanbul. Posta ile gönderecekler ise Redhouse Yayınevi Kırmızıfare Dergisi P.K. 142 Sirkeci 34.432 îstanbul adresıne başvurabilir. Tel: 527 81 00 VenedikFilm Şenliği'nde ÖzelAltın Aslan alan Marcello Mastroianni: Dünya cehennem, sinema cennetKültür Servisi — Beyazperdenin en gözde oyunculanndan Marcello Mastroianni geçenlerde Uluslararası Venedik Film Şenliği'nde bütün bir meslek yasamındaki basansmdan ötiirii Özel Altın Aslan ödülüne değer görüldti. Vıttorio Gassman ve Luchino Visconti'yle tiyatro yaptıktan sonra sinemaya geçen Mastroianni tam 43 yıldır beyazperdede. Bugün 66 yaşmda olan sanatçı yaklaşık 140 filmde oynamış. Luchino Visconti, Michelangelo Antonioni, Federico Fellini, Theo Angelopulos, Louis Malle, Ettore Scola gibi yönetmenlerle çalışan Mastroianni "Beyaz Geceler", "Gece", "Tatlı Hayat", "ttalyan Usulü Bosanma", "Sekiz Buçuk", "Dün Bugün Yarın", "Italyan Usulü Evlenme", "Yabrncı", "Özel Bir Gün", "Büyük Tıkınma", "Varennes Gecesi", "Kadınlar Kenti", "Ancı", "Siyah Gözler" gibi filmleriyle oyunculuk sanatının doruklannda. Mastroianni, kısa bir süre önce sinema sanatıyla, oyunculukla, kendisiyle, dûnyamn gidişiyle ilgili düşüncelerini "Scanorama" dergisinde, uzun süredir Roma'da yaşayan ve 30 yıllık arkadaşı olan Amerikalı yazar Gideon Backmann'a anlattı. Oyunculuğu hâlâ sürdürmemi sağla- yan nedir, gerçekten bilmiyorum. Bazen bu yaşımda, sanki meslek yaşamımın ba- şındaymışım gibi film çevirmeme ben de şaşıyorum. Birçok meslektaşımın yitip gitmiş olmasına ve kırk yıldır bu işi ya- pıyor olmama bakılırsa, küçük bir mu- cize bu. Kimbilir, belki de yaptığım işe yeterince özen göstermemişimdir. Ne de olsa çok planlı programb bir yaşamım olmadı. Hatta çok profesyonelce davran- madığım bile söylenebilir. Yaptığun işe (sinema ve tiyatro) hiçbir zaman gerçek bir zanaatkâr gibi yaklaşmadım. Yeni bir filme genellikle yeni bir serüvene atılır gibi başlarım. Ya yönetmeni seviyorum- dur ya da filmin çekildiği yeri gezip gör- mek istiyorumdur. Her şey bir ovundur ne de olsa. önemli olan, yaşamımzm hangi mev- siminde olduğunuzu bilmek ve sizi per- dede gülünç kılacak bir işe kalkışma- maktır. Zamamn, görüntünüzün bilin- cinde olmahsınız, ama bu demek değil- dir ki yaşamınızı ve mesleğinizi bir mu- hasebeci gibi yöneteceksiniz. Mesleğimdeki gelişmemi önceden planlamadım. Sinemaya geçmeden ön- ce bir tiyatro temelim var. Visconti ve onun tiyatro topluluğuyla 10 yıl çauşrruş- tım. Ama sinemada da degişik roller oy- namam, yepyeni tipler canlandırmam ge- rektiğini hissediyordum. Durmadan ren- gini ve derisini değiştiren, yeni yüzler edi- nen bir bukelamun gibi olmak istiyor- dum. Ama bu iş sinemada o kadar ko- lay değildir. Fiziksel özellikleriniz kame- ra karşısmda o kadar açık seçik belirir ki, seyirci sizi yeni kişiliğinizin derisi al- tında tanımaya başlar. Ancak sık sık saç renginizi değiştirebilirsiniz ya da habire blyıklı yahut sakalh biri olabilirsiniz. Ama sonuçta, kişilik fiziksel olmayan bir Hep pencerenin önünde durdum ve aşağıda olup bitenleri seyrettim. Insan zaman zaman aşağı inip sokakta olanlara katılmalı. Ben bunu hiç yapmadım. Bunun soylu bir tutum olduğu söylenemez. Ama bu arada dünya bensiz de kötüleşmeyi becerdi. şeydedir, değişimin içinizde meydana gel- mesi gerekir. Sözgelimi, John VVayiıe, Gary Cooper ya da Clark Gable'm oynadıklan rol- leri ben hiçbir zaman oynayamazdım. At sırtında çok gülünç olurdum herhalde. John Wayne*lere tapılmasmın nedeni, giysi ya da atlarını hiç değiştirmeksizin belli bir kahraman tipini temsil etmele- ridir. Oysa o oyunculann hep aynı tip kahramanı canlandırarak elde ettikleri- ni, ben hep değişerek elde ettim.. Her tür- lü rolü oynadım. Gebe kalan bir adamı, bir eşcinseli, iktidarsız birtakım adam- lan, ancak aşın tehlike altında sevişebi- len bir erkeği... Ve bu rollerin hepsi de bana yakıştınlan Latin Âşık etiketine ta- Yıllar geride kaldıkça, bugüne kadar yaptığım seçimler de gözümde daha yet- kinleşiyor. Bana zaman zaman önerilen o büyük fümlerde, hani şu Amerikan hil- kat garibesi projelerinde oynamayı hep reddettim. Büyük filmleri geri çevirip kuçuk, içten filmlerde oynamayı kabul et- tiğim için bütün dostlanm kaçık oldu- ğumu söylediler. Daha başından az pa- ra getireceği ya da hiç para getirmeyece- gi bilinen filmleri, kimi zaman tehlikeli fümleri yeğledim hep. Nedense gurur du- yuyorum bununla. Yunanistan'da Theo Angelopulos'la çevirdiğim film geniş yı- ğınlar için yapılmamıştı. Hatta "Ancı"- dan daha iyi fihnler de yapmıştı Ange- lopulos. Çok az bir para da alsam fılm- John Wayne, Gary Cooper ya da Clark Gable'm oynadıklan rolleri ben asla oynayamazdım. At sırtında çok gtilünç olurdum herhalde. John Wayne*lere tapılmasının nedeni, giysilerini de atlarım da hiç değiştirmeden belli bir kahraman tipini temsil etmeleri. Bense başarımı hep değişmeme borçluyum. ban tabana karşıttı. Üstelik, Latin Âşık rolünü hiç oynamamıştım (...) Bir keresinde, zamamn kostümleriyle çevrilen bir filmde Donizzetti'yi oyna- mıştım. Annem beni perdede piyano ça- larken görmüştü. Tabii piyanoyu çalan ben değildim, ama annem bu çetin çal- gıyı çalmasmı bu kadar çabuk öğrenen oğluyla gurur duymuştu. Piyanoyu ger- çekten benim çaldığımı düşünmemiş ola- biür, ama perdedeki göruntü, giydiğim kostüm, oğlunun böylesine saygın biri- ni oynaması hoşuna gitmişti. O filmi gördükten sonra bana dedi ki: "Bandan sonra, o paçavralar içinde çevirdiğin filmlerde oynama!" (...) de oynayacağunı soyledim. Açıkcası, ya- lm bir sinemayı, içten bir sinemayı sevi- yorum. Az karakteri olan, birkaç dost- la birlikte yapılan, bir serüven gibi giri- şilen, sonucunu hesaplamadan keyif için çevrilen fümlerden hoşlanıyorum (...) Ay'da neler olup bittiğini öğrenmek, Ay'a ya da Merih'e gitmek için 2030, 2040 yülanru görmek istiyorum. Merak, her zaman, yaşamımın ilerlemesini sağ- layan güçlerden biri oldu. Yapmadığımız şeyleri yapabilmemiz, yaşamadığımız şeyleri yaşamamız için bize en azından iki kat daha fazla zaman tanınmalıydı. Ne kadar çok zaman israf ediyoruz! Da- ha ne kadar çok şey yapabilirdim, daha ne kadar çok özen ve sevgi verebilirdim, ne kadar çok insanı ihmal etmişim, şimdi farkına vanyorum. lnsanın, yapamadığına en çok hayıf- landıgı şeyleri ortaya dökmesi çok güç- tür. Ama ben kendi payuna, yeterince ve- fah ohnadığımı, gerçekten büyumek için asla yeterli caba harcamadığımı hissedi- yorum, daha vakur ve cesur olabilmek için yeterince çaba göstermediğimi dü- şünüyorum. önemli konularda tavır al- maktan hep kaçındım, birtakım işlere gerçekten karışmaktan kaçındım. Hep pencerenin önünde durdum ve aşağıda dünyada olup bitenlere baktım. Insan arada suada aşağı inmeli ve sokakta olup bitenlere katılmalı. Oysa ben bunu hiç yapmadım. Şimdi benimkinin pek de soylu bir tutum olmadıgı görüşündeyim. Ama tabii bu arada dünya bensiz de ge- rilemeyi becerdi. Gerçi kızlanm da bugün dünyada olup bitenleri benim gibi gördükleri için çok mutluyum. Bu yuzden, kendimi yeni dOnyamn dışında hissetmeme yol açanın, yalnızca, yaşlanmam olmadığını düşünü- yorum. Yeni dünya gerçekten de hoş bir dünya değil. Bütün kesimlerdeki düşü- şü, her kuşağm "Nerede o eski günler!" yakınmasıyla açıklamak da olanaksız. Bugün artık yüzeysellik, maddiyatçıhk aldı yürüdü. Bana öyle geliyor ki her şey her zamankinden daha hızlı kötülüyor. Sinemada, tiyatroda çalışmak bir bakı- ma kurtanyor beni. Sinemanın ve tiyat- ronun dünyalan masallann, hayallerin dünyası. Orada bulunmak, gerçek yaşa- nun içeri giremeyecegi güvenli bir yerde, bir kalede bulunmak gibi bir şey. Dışa- rısı cehennem! Ama biz burada, nostal- jik ve romantik bir duyguyla, birbirimi- ze güzel hikâyeler anlatmaya dcvam edi- yoruz. Mevsimin ilk müzayedesi ŞekerAhmet Paşa'nın tablolarıyla açılıyor Dışarı açılanilk ressammıızAnkara Hilton Oteli'nde bugün düzenlenecek müzayedede çok sayıda halı ve kilim de yer alıyor. Son Osmanlı padişahlanndan altısma ait sikkelerden oluşan bir koleksiyon da satışa sunulacak. Kültür Servisi — Bugün An- kara'da yapılacak mevsimin ilk müzayedesinde natürmort ve manzaralanyla tanınmış ressam Şeker Ahmet Paşa'nın (1841-1907) iki tablosu da açık arttırmaya çıkanlacak. Antik AŞ'nin Ankara Hilton Oteli'nde saat 14.00'ten başlayarak düzen- le>-eceği müzayedede Şeker Ah- met Paşa'nın 40.5 x 32 santimet- re boyutlarındaki kavunlu na- türmonu 55 milyon liradan, 38x55 santimetre boyutlannda- ki portakallı natürmonu da 60 milyon liradan saoşa sunulacak. Bugünkü müzayedede satışa çıkanlacak 250 parca eşya ara- sında çok sayıda halı ve kilim de yer alıyor. Konya Obruk Hicri 1295 tarihli kök boya kilim 15 milyon liralık başlangıç fıyatıy- la ilgi çeken parçalar arasında. Antik AŞ'nin müzayedesinde, son Osmanlı padişahlanndan altısma ait sikkelerden oluşan bir koleksiyon da bulunuyor. "Tashih-i Sikke" olarak adlan- dınlan bu sikkelerden oluşan koleksiyonun başlangıç fiyatı ise 18 milyon lira. Müzayedeyı düzenleyen Tlır- gay Artam, Şeker Ahmet Paşa'- nın iki tablosunun "ilgi çektiği- ni", bu yuzden Ankara'daki mü- zayedeye Îstanbul ve Izmir'den katümalar olmasının da beklen- diğini belirtti. Bugün iki tablosu açık arttır- mada yer alacak olan Şeker Ah- met Paşa, aynı zamanda Türki- ye'de ilk resim sergisini düzen- leyen kişi ve yurtdışında resim- lerini sergileyen ilk Müsluman Türk ressam olarak tanınıyor. ŞEKER AHMET PAŞA'NIN NATÜRMORTLARI — Şeker Ahmet Pasa'nın kavunlu natürmor- tu 55 milyon liradan, portakallı natürmortu da 60 milyon liradan satışa sunulacak. Müzayedeye Izmir ve lstanbnrdan da katılmalar olması bekleniyor. Bugüne kadar tam 17ödül alan Sami Caner karikatürlerinde hiçyazı kullanmıyor Benimkişiliğim yazısız gelişmişMERT ALt BAŞARIR Geçen günlerde "Çizgilerle DemirjoUan" konulu karikatür yanşma- sında birincilik alan gazetemiz çizerlerin- den Sami Caner'in bu 17. ödülü... Sami Caner aynı zamanda Çağdaş Yayınlani nın grafık işlerini yapıyor. Caner'in Ka- rikatürleştirebildiklerimizdenmisiniz?, Ivır Zıvır ve Gözgöregöre adlannda üç karikatür albümü var. Cumhuriyet'ten önce Ustura, Papağan, Pardon, Yeni Is- tanbul ve Toplom'da çizen sanatçı, "Ön- celeri Turhan Selçuk'u, Ferruh Doğan'ı ve Semih Balaoğlu'nu taklit ettim. Ama bunlan sevmemin asıl olçüsu onlann et- kisinden bir an önce kurtulmakrj" diyor. — Karikatürle geçen 20 ydın bir bi- lançosunu çıkanr mısın? CANER — İlk karikatürüm 1969'da o zamanın sevimli haftalık mizah eki Us- tura'da yayımlandı. Ben yayımlanan ilk karikatürumden para aldım. Hem de o zamamn parasıyla tam 100 lira. Üstelik bu, benim çizdiğim ilk karikatürdü. Şöy- le bir düşündüm. Ya benim her çizdiğim karikatürü basıp da 100'er lira verirler- se? Ben böyle şeylerin para için yapılma- dığını sanıyordum. Daha sonra bu yüz- den çeşitli dergilere para almadan çiz- dim. Zaten onlar da benim gibi düşün- düklerinden para ödemezlerdi. Aslında para vermeden karikatürlerimi basan dergilere çok şey borçluyum. Çünkü en kötü karikatürlerimi bu dergilerde çiz- miştim. Kötü karikatür çizmeden de iyi karikatür çizikmiyordu. İyi karikatür ise hiçbir zaman çizilemiyordu. Yirmi yıllık karikatür serüvenim içerisinde en mut- lu anlanm, binbir emekle çizip bitirdi- ğim karikatürlerimi buruşturup çöp se- petime attığım anlardır. Onların ardın- dan hüzünle bakarken içimde daima da- ha iyisini çizebileceğim inancı büyüdü. — Son iki yılda yanşmalara ağırlık rir. Kurguladığım her karikatürde hiçbir kısıtlama hissetmedim. Yakın zamana kadar değerlendirmediğim çeşitli malze- melere, gördüğüm grafık eğitimini de ka- tarak kâğıda dökmeye çalıştım. Hem başkalanna benzememeye hem de kari- katürlerimin birbirine benzememesine dikkat gösterdim. Son 2-3 yüda almış ol- duğum 17 odül işte bu çabalann ürunü. — Karikatürcünün Tınans kaynağı ya- Yaklaşık 20 yıldır karikatür çizen Sami Caner, son iki üç yıldır katıldığı yarışmalarda 17 ödül aldı. Karikatürlerinde hiç yazı kullanmayan Caner, "Demek ki benim kişiliğim de yazısız olarak• gelişmiş" diyor. vermen... CANER — Karikatürde çok şeyi de- nemeye çalıştım. Önceleri ustalarımızı taklit ettim. Bugün isimlerini herkesin bildiği çizer ağabeylerimizin eleştiri ve hoşgörülerine çok şey borçluyum. On- lar bana kâğıt verdiler, kalem verdileT, hepsinden önemlisi moral verdiler. On- lara olan borcumu artık ödemeliydim. Onlann çizgüerini onlara bırakıp kendi karikatürümü oluşturmada yoğunlaşma- lıydım. Bu nedenle ulusal ve uluslarara- sı karikatür yanşmalanna ağırlık verdim. Yanşmalar özgür çalışma olanaklan ve- ratmada vinyet çizmesini nasıl degerlen- diriyorsun? CANER — Dediğin gibi çok sayıda karikatürcü vinyet çizerek kendine fı- nansman sağiar. Her ne kadar günumüz- de bu işi karikatürcüler yapmaktaysa da ben vinyetleri ile ünlenmiş bir karikatür- cüye rastlamadım. Nedeni şu: Karikatür, sanatçının kendi kaygı ve fantezilerinin bir ürünü. Vinyet ise bir başkasının fi- kirlerine tercüman olma... Kısaca, vin- yet, sanatçı kişiliği tam olarak yansıtmaz. — Rıfat Dgaz Usta "Mizah bir mizaç sorunudur" der. Bu sözden yola çıkarak bir karikatürcü senin kadar nasıl sessiz olabüir? CANER — Her karikatürcü benim kadar sessiz olabilir. Zaman içinde, ka- rikatürcü ile yaptığı karikatürler arasın- da karşılıkh bir etkilenme gelişir. Benim karikatürlerimde yazı yoktur. Demek ki benim kişiliğim de yazısız olarak gelişmiş,. —Hiciv sanatı olan karikatünin ola- ganüstu donemlerden olumlu ve olum- suz etkilenmesi üzerine görüşlerin... CANER — Aydınlann böyle donem- lerden etkilenmeleri dışında, sanatçıla- nn daha fazla malzeme bulması, başkal- drnsı gibi olumluluklan yanında, üret- tiklerinin yayımlanamayacak olması bu olumluhığu bir anda ortadan kaldınyor. Bu dönemlerde az sayıda da olsa yayım- lanmayan karikatürlerim oldu. Ben bu karikatürleri çizmekte haklıydım. Ama onlar da yayımlamamakta haklıydılar. — Günümüz karikatürü için neler di- yeceksin? CANER — Günümüz karikatürüne biraz yüksekçe bir yerden bakacak olur- sak çok karikatür görüyomz, ama çok karikatürcü göremiyoruz. Hızla dön- mekte olan dünyamızın peşi sıra koşar- ken tökezlememek için kendirnizi değiş- tirmemiz, yenilememiz gerek'ir. — Bir karikatürcü gözüyle Akbulut- un başbakan olmasını nasıl yorumlu- yorsun? CANER — Neyseki Karikatürcüler Derneği Daşkanı değil. şe • Kültür Servisi — Geleneksel Muğla 6. Kültür Şenliği, 4-7 ekim tarihleri arasında düzenlenecek. Muğla Belediyesi'nin gerçekleştirdiği kültür etkinlikleri, yörenin kültür birikimini öne çıkarmayı, insanlann konukseverliği ve doğa güzelliğini ulusal ve uluslararası planda tutmayı amaçhyor. ABC'de yeni sezon • ANKARA (AA) — ABC Galeri, önümüzdeki hafta içinde yeni sezon etkinliklerine başlayacak. Galeride, Ataç Elalmış'ın "Hititlerden Günümüze" konulu yağlıboya resim sergisi hafta boyunca görülebilecek. Şair Metin Altıok, 4 ekim günü şiir söyleşisinin konuğu olacak. "Şair ve gündelik yaşam" konulu söyleşiye Ahmet Say, Ahmet Erhan, Behçet Aysan, Ali Püsküllüoğlu ve Salih Bolat da kaülacaklar. Galeride 5 ekim günü ressam Ataç Elalmış, Anadolu'daki kültür birikimlerinin resim sanatına genel etkilerini anlatacak. Resimve minyatür • KIRKLARELt (Cumhuriyet) — Sanat dünyasında "köylü ressam" olarak tanınan Rasim Tunca ve maket sanatçısı Muzaffer Çekiçkıran'ın birlikte hazırladıklan 120 parça yapıttan oluşan karma resim ve minyatür maketler sergisi Belediye Sanat Galerisi'nde açıldı. ll Kültür Müdürlüğü'nün organizasyonu altında Vali Kenan Güven'in açtığı sergi 3 ekim tarihine kadar açık kalacak. Resim sergisi • Kültür Servisi — Ressam Ibrahim Mısırhoğlu'nun ilk kişisel sergisi 2-31 ekim tarihleri arasında Gorbon Sanat Galerisi'nde yer alacak. 1959 yüında Izmit'te doğan Mısırhoğlu, 1985 yılında Tktbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okuhı'nu bitirmişti. ÎSTANBUL BUYUKSEHIR BELE01YESI KUTUPHANE VE . MUZELER MUDURIUGIJ EKİM 1990 KULTUR ETKINUKIERI ATATÜRK ı KITAPLIGI Toplantj Salonu * Otaıma Günü-Orhan pamuk Saat 16 00 "Umartım Kafka Aranate Oetydk " Yon AeKa Bırtayt SBJaCaa-7 I Seroı Satonu v« Gınş AUturk KJO|)(* foKcıyonu ndan "GravOrtanh tonbul" ~ Ae*s Su) 18 00 q Tooant Sakmu Dotumınun 80 Viında CafK Srtla Tjrano yı Mma Toptantıa Saat 16 00 K M M » : Mehnad Kanal. TuJnJ Tanyol, Adnan 0 » Yön Emw Eıcan «BlatM Toptant) Salonı - Okuma Gunû - Mefea Gûrpmar Sut 16 00 Y6n Atııa Btıtaye 17 Bdaı Çartaakı Topiantı Satoraı Sanal lanhmde 19 Yicyıl Kontetaıelan I CMak DîşBudak - "19 Yuzyil IstantU Mkıans" S a t 16 00 H Toptjnt Saionu Edebıyata Kem - Öslanr Ince Saat 1600 Y4n Enmf Ercan nıiku Toptnl SHonu Oobra Dobra - Attıla Itıan Saat 16 00 Y6n FanAŞOyun n a t h *n Toften SHonu * OoOumunun 80 Yılında Knnal Tahır'ı Anma Topbntıa Saat 16 00 KaUantar Aaz Nesn Prof Dr Baytan Sttm. Dr Cmpz Yızofllu. Metm Ertam Yön AHa Bırtoye MBklat* Toplarrb Salonu ' Otaıma GönO - Tank Dunun K Saat 1600 Yta' AUIa Bırtoyt ' Bu aHımiMar Cumhunytt KHap KıJubu brift k H& ışbrift Tüm Müm MoniHer ücnlsedır Aores Mete Cad No 45 Takam/İSTANBUL Tel 1 « 09 45 • 149 56 83 KADIN ESERLERİ KÜTUPHANESİ VE BİLGİ MERKEZİ 1 Oaa - tt B t a Aytır Kvamarn Atotyesı Karma Saramk 11 Otaima SMen DDSI I FüsunAlotl "Denemat«xlen" Saat 15.00 Tanktar • Araları Düsı I Prof Dr Mûbecnl Kıray "Topkmu Artamaya Adanmş Bir Yaşam ' Saat 15.00 Konterarotar Dosı I FatmagU Barktay ' Femnıst Edetayat Etertrisinot Son Grt«rraler' Saat 15.00 a Bsfca Adras FamrMah Abı»taılpa«a Cad H M S T A M U T l 523 74 08 KARİKATÜR VE MİZAH MUZESI T B t a - I I B 4 B Yurt M Oünya Kankatûrcutvmkn Ban«S«rg* Gkl û B * Adras Kmkç«me Mah Kovacılar Cad No FıtiMSTANBUL Tel 521 12 64
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle