Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 EYLÜL 1990 DIŞ HABERLER CUMHURtYET/3
Mitsotakis:
Ttirkiye ile iyi
ilişldler
• ATİNA (Cumbnriyet) —
Yunanistan Başbakanı
Konstantin Mitsotakis,
Kuzey ve Orta
Yunanistan'ın manastırlannı
ziyaret etmekte olan
Istanbul Fener Patriği
Dimitrios'a, "Türkiye ie
dostlugu sonuna kadar
sordüreceğini" söyledi.
Halkidikya Yanmadası'nın
Aynaroz manastırlanndan
sonra Orta Yunanistan'a
geçen Dimitrios'u Volos
Limanı'nda karşılayan
Mitsotakis, aynca
Dimitrios'un "Ortodoks
dinine verdiği
hizmetlerinden ötürü"
kutladı ve ou amaçla
/unan hükümetinin
kendisine var gücüyle
destek vereceğini de söyledi.
Birleşik
Almanya
• BONN (AA) — Federal
Almanya Hükümet Sözcüsü
Hans Klein Federal
Almanya ile Demokratik
Almanya arasındaki Birlik
Antlaşması'nın dün
yürürlüğe girdiğmi söyledi.
Sözcü, 3 ekimdeki
büieşmenin hukuki temelini
oluşturan antlaşmaya Uişkin
mektuplann Bonn ve
Berlin'de teati edildiğini ve
böylece, iki başkentte
bulunan iki Alman
devletine ait temsilciliklerin
mevcudiyetine son
verildiğini belirtti.
Azerbaycan'da
seçimbugün
• MOSKOVA (AA) —
SSCB'nin Azerbaycan
Cumhuriyeti'nde Bakû'ye
yapılan askeri müdahale
yûzünden, ilkbaharda
yapılması gerektiği halde
ertelenen milletvekili
seçimleri bugün yapılacak.
350 sandalyeli Azerbaycan
Yüksek Sovyeti
Parlamentosu için Halk
Cephesi ve Sosyal
Demokrat Parti'nin de yer
aldığı tüm bagımsız siyasi
örgütler ve komilnist
partinin adayları dahil
toplam 1198 kişi adaylığmı
koydu.
SSCB-İsrail
uçak seferleri
• KUDÜS (AA) — SSCB
ile lsrail arasındaki
doğnıdan uçak seferlerine,
bir ay içerisinde
başlanabileceği açıklandı.
Başbakan tzak Şamir'in
sözcüsü Yossi Ahimeir, dün
yaptığı açıklamada, olayı,
"iki ülke arasındaki
ilişkilerin normalleştirilmesi
sürecinde en kapsamlı
adım" olarak nitelendirdi.
Bu uygulamanın başlaması
halinde, Soyyet
Yahudilerinin Israil'e
göçünde hızlanma
sağlanması bekleniyor. .
Almanya'ya
MIG-291ar
• BONN (AA) —
Almanya Hava
Kuvvetleri'nin, gelecek
hafta gerçekleşecek
birleşmeden sonra Sovyet
yapımı Mig-29 savaş
uçaklan kullanacağı
bildirildi. Federal Almanya
Savunma BakanlığYnca
yapılan açıklamada,
Savunma Bakanı Gerhard
Stoltenberg'in birleşmenin
ardından dağrtılacak olan
Demokratik Almanya Halk
Ordusu (NVA) hava
kuvvetlerine bağlı bir
Mig-29 filosunu hizmette
tutmaya karar verdiği
kaydedildi. Yaklasık 150
Mig-21 ve Mig-23'ün
hurdaya aynlacağı bildirilen
açıklamada, Mig-29'lann
Alman ordusu tarafından
geçici olarak kullanılacak
tek NVA hava kuvvetleri
savaş uçağı olduğu
belirtildi. Birleşik Almanya,
Sovyet yapımı savaş
uçaklan kullanan ilk NATO
üyesi olacak.
Silalı yerine
tüketinı malı
• MOSKOVA (AP) —
Sovyetler Birliği Başkanı
Mihail Gorbaçov, 550 silah
fabrikasını, tüketim malı
üreten isletmelere
dönüştünneyi tasarlıyor.
Başkanhk sözcüsü Vitali
Ignatenko'nun açıklamasına
göre bu plan, önümiizdeki
5 yıl içinde tüketim malı
Oretimini iki katma
çıkarmayı öngörüyor.
Yüksek Sovyet (Sovyet
Parlamentosu), ülkenin
piyasa ekonomisine geçmesi
konusunda bir plan
üzerinde görüş birliğine
varamamış ve pazartesi
günü, piyasaya geçme
konusunda Başkan
Gorbaçov'a olağanüstü
yetkiler venneyi kabul
etmişti. Gorbaçov, böylece
ülkede ekonomide tek
adam olmuş durumda-
KÖRFEZ KRİZİ...KÖRFEZ KRIZİ... KÖRFEZ Kl
ABD Savunma Bakanlığı Müsteşan Wolfowitz'in Cumhuriyet'e demeci:
Türkiye yammızdaABD Savunma Bakanlığı Müsteşan
Paul Wolfowitz "Gelecekte Türkiye'ye
gereksinme duyarsak bunu sormakta
istekli olacağız. Bu istek tartışıhrken
'Türkiye mi?' diyen çıkmayacak"dedi.
UFUKGÜLDEMİR
Wolfowitz, "Türkiye, coğrafi konuma,
askeri yeteneğe, istikrar ve sağlamlık
siciline sahip bir ülke; çok katkıda
bulunabilir. Bunun ne tür bir katkı
olacağını söylemek güç" diye konuştu.
WASHINGTON — ABD Sa-
vunma BakanhğTnın üç numa-
rası olan Müsteşar Paul VVolfo-
witz, Körfez krizinde Türkiye
ye gereksinme duyulduğu za-
man Ankara'nın kapısını çala-
caklannı ifade etti ve "Bnrada
bircogumuz, özeilikle Özal li-
derüğindeki Türkiye gibi bir ül-
kenin, güç karariar gerektiği za-
man, bu kararian istekle alaca-
gını hissediyor" dedi.
ABD'nin Körfez krizine dö-
nük politikalarımn önde gelen
aktörlerinden olan siyasi işler-
den sorumlu müsteşar Wolfo-
witz, bu görüşlerini, önceki gün
ABD Savunma Bakanlığı'ndaki
ofısinde Cumhuriyet ve Hürri-
yet'e verdiği özel demeçte dile
getirdi.
Söyleşinin başında, Türkiye1
ye özeilikle iletmek istediği ba-
zı mesajlar bulunduğunu, bu
çerçevede "Türkiye ile müttefik
olmaktan bfiyiik guror
duydnklannı" kaydeden Wolfo-
witz, "Cumhurbaşkanınız ve ül-
keniz, bu kriz sıresında, sizi ta-
myanlara hiç de sürpriz olmayan
bir çizgide davrandı" diye ko-
nuştu. Müsteşar Wolfowitz,
nup bulunadığı sorusuna aynen
şöyle yanıt verdi:
"Bu yönde bir yaklaşmı olma-
dı. An» bu sonıyu sorarak ba-
na şunu kayda geçinne fırsatı
venügiııize çok memnun oldam.
Saddam Hüseyin eger Tdrkiye^
ye balistik füzelerle saldıracak-
sa, bu saldırdığı ülkenin NATO
üyesi olduğunu, Amerika'nın
NATO kapsamında Türkiye'nin
Cuinhurbaşkam Turgut Özal'ın savunmasına taahhütleri oldu-
son ABD gezisini değerlendirir- fconu ve bu çerçevede Türkiyei
yi savunmaya geleceğini anla-
malıdır. Türkive'ye sakürdıgı za-
man bunun mukabetesiz kalaca-
gı gibi bir yanılsama içinde oi-
mamalıdır. Türkiye'de Irak'inki-
iere mukabele edecek fiize ol-
mamasi, bu saJdırganuga muka-
bde edilmeyeceği anlamına gei-
memeüdir. Ona kuvvetle ııyan-
ken de "çok yararü bir zi)-aret
oldu" dedi.
Balistik fttzeve
Saddam'a uyan
Wolfowitz, bu ziyaret sırasın-
da gözden geçirilen Türk Silah-
h Kuvvetleri'nin modernizasyon
listesinde balistik füzelcr bulu-
yonum: Böyle bir saldırganlıgın
vanına kalacağını düşünmesi,
yapabileceği en büyük hata olur.
Bugüne kadar yaptığı çok bü-
yük hatalardan daba büyük bir
hata olur."
\Vblfowitz, önündeki sehpa-
nın üzerinde duran teyplerin se-
sini daha iyi almalan için yak-
laştınlmalan üzerine, "tsterseniz
daha yüksek sesle de konuşa-
yım, çünkü bu söyledikleriml
Saddam Hüseyin'in iyi isitınesi-
ni istiyonım" dedikten sonra
şöyle devam etti:
"Saddam Hüseyin yarattıgı
dnnunun tehlikeleri konusonda
bir yanılsama içinde olmamau-
dır. Çünkü Kuveyt'ten geri çekfl-
mekten daha büyük mağhıbryet-
ler de vardır. Öraegin Türkiye
veya Amerika ile çaüsmaya gir-
mek. Böyle bir anda bizi birbi-
rimizden soyutlavamaz. Saddam
Uğur Mumcu Berlin'de konuştu
Savaşa Türkiye de girerYazarımız Uğur Mumcu,
"Ortadoğu Krizi, Türkiye
ve Laiklik" başhklı
konuşmasında, Türkiye'nin
NATO'ya alınmasındaki en
önemli nedenin, Türkiye'ye
Ortadoğu'da petrol
bekçiliği görevi vermek
olduğunu söyledi.
DtLEK ZAPTÇIOCLU
BERLİN — Gazetemizin kö-
şe yazarlanndan Ugur Mumcu,
önceki akşam Berlin'de "Orta-
dogu krizi, Türkiye ve laiklik"
konulu bir konuşma yaptı. Ber-
ün'deki CHIP Gençlik Merkezi
salonlarındaki toplantıya Ber-
lin'de yaşayan vatandaşlarımız
büyük ilgi gösterdi. Almanya'-
daki vatandaşlarımız özeilikle
"Ortadoğu'da savaş çıkıp
çıkmayaeağı" ve "eger savaş çı-
karsa Türkiye'nin tavnnın ne
olacagı" konuları üzerinde dur-
dular.
Uğur Mumcu konuşmasında,
Ortadoğu sorununa yakın tari-
himizden baslayarak acıklık ge-
tirdi Türkiye'nin NATO'ya alın-
masındaki en önemli nedenin
Türkiye'ye Ortadoğu'da petrol
bekçiliği görevini vermek oldu-
ğuna değinen Uğur Mumcu.
Amerika Birleşik Devletleri'nın
siyasetinde baştan beri bu nok-
tanın merkezi yer teşkil ettiğinı
vurguladı. "Komüntnn tehlike-
si"nin Batı dünyasının Tür-
kiye'yle ilişkilerinde maksatb
olarak abartıldığmı ve kullan
dığım belirten Uğur Mum.
şöyle dedi: "Eger Türkiye, So>-
yet tehdidine karşı ileri karakoi
rolü oynadıysa neden Kıbns çı-
kartmasından sonra Amerika,
Türkiye'ye ambargo koyarak ul-
keyi sîlahsız bıraknuştır? Ame-
rika, KMba krizinde Türkiye'nin
Sovyet fttzelerine hedef olması-
m göze alnuştır. Amerika, Türk-
iye'ye ve Ortadoğu'>-a yönelik
politikasında her zaman kendi
cıkarian çerçevesinde hareket et-
miştir."
Uğur Mumcu'ya yöneltilen
sorular arasında "savaş
olasıiıgr en önemli yeri tutuyor-
du. Uğur Mumcu yanıtında,
"Eger Amerika, Irak'a savaş
açarsa Türkiye bn savaşa girmek
zornnda kalacaktır" dedi.
Bir izleyicinin sorusu üzerine
Uğur Mumcu, "Kerkük ve Mu-
snl'un Türkiye tarafından isga-
Bain, Irak'ut, Knveyt'i işgaU ka-
dar uluslararası hukuka aykın
olacagına" isaret etti ve bu he-
OYUN OYNAYARAK DİNLENtYORLAR — Amerikan biriiklerinin Suodi Arabistan'da şim-
dilik en büyük düşmanı çol sıcağı ve can sıkıntısı. Amerikalı komutanlar can sıkıntısına karşı bir-
liklerine bol bol tatbikat >aptınyor. Yorucu tatbikatlardan sonra askerler günün yorgunlugunu
aralarında oyun oynayarak gideriyorlar. (Fotoğraf: AP)
vaş çıksa dahi bu tavrın sürdü-
rülmesi gerektiği görüşünü sa-
vundu.
Toplantıda Uğur Mumcu'ya
yöneltilen sorular, Almanya'da-
Hüseyia'in dahi bu kadar aptal
olacagına inanmıyonım."
ABD'nin Türkiye perspekti-
finde Ortadoğu boyutunun gi-
derek daha fazla vurgulanır ha-
le gelebileceği yorumuna katüıp
katdmadığı sorulduğunda da
Wolfowitz özetle şöyle konuştu:
"Bunun basit bir yanıtı yok.
Körfez krizinin bölgede istikra-
nn önemini yüksdttigi açıktır.
Bu dunım dotayısıyla Türkiye
De ilişkimizin bn boyutnyla baf-
lantüı kısmımn önemi artacak-
tır. Törkive, Basra Körfezi'nin
istikranna büyük katkıda bnln-
nabilir. Ama Türkiye'yi bir Or-
tadoğu ülkesi olarak düsünme-
ye baslamak, onu diger Ortado-
ğu ülkekri iie kansttrraak da, ki
böyle bir hataya düseceglmizl
sanmıyorunt, büyük hata olur.
Türkiye, Ban'ya döniik, istikrar-
lı ve modernleşen, ama büyük
istikrarsızlık olan bölgeye has-
belkader komşu bir ülkedir.
Ama kaya kadar saglamdır."
ABD'nin Türkiye perspekti-
fınde, üzerinde fazla konuşul-
mayan, ama çok önemli olan bir
başka boyut daha olduğunu
kaydeden Wolfowitz bu boyutu
da özetle şöyle anlattı:
"Güney Sovyetler Biriigi'nde
hatta Sovyetler Biriigi'ııin sınır
bölgesinde büyük bir kanşıklık
var. Bu kanşıkiığın hangi yön-
de geUşecegi bUinmiyor. Bu be-
Ursizligin ortasında Türkiye gi-
bi istikrarh, kendi güvenüginden
emin bir ülkenin bulunması çok
degeriidir."
Tüm bu unsurlar nedeniyle,
Avrupa ile daha fazla entegre ol-
muş AT üyesi bir Türkiye'nin
hem ABD'nin hem de Avrupa-
nın topyekûn çıkarlanna olaca-
ğını kaydeden Wolfowitz, "Bu-
nu arzulamamızın bir nedcai,
bunun Ortadoğu'da büyük ya-
ran olacağıdır, ama Batı'nın
parcası olan modern bir Türki-
ye başlıbaşına büyük bir
kazançür" diye konuştu. Türk-
ıye'nin bir ayağının Asya'da, bir
ayağının Avrupa'da olan bir
koprü olmasının, Amerika'nın
Türkiye'ye dönük politikalarımn
köprunun her iki ayağına da esit
düzeyde ağırhk vermesini gerek-
tirdiğini vurgulayan Wolfowitz,
"Türkiye'nin artan önemlnin,
herhangi bir Avrupa ülkesi ol-
masmdan degil. bem Avmpalı
hem de Ortadogula tek ülke ol-
masından kaynaklanıyor oMu-
ğu gerceğini de teslim etnek
gerekir" şeklinde konuştu.
Wolfowitz, cumhurbaşkam
Turgut özal'ın ABD'de yaptığı
basın toplanusında Amerika'nın
Türkiye'den Körfez'de bir aske-
ri katkı istememiş olmasının
bundan sonra da istemeyeceği
anlamına gelmediğini belirttiği-
ni ve böyle bir talep olursa
Türkiye'nin "gerekH destefT ve-
rebilecegini söylediği haürlatıl-
dığında şöyle konuştu:
"Her şeydeB önce, Törkiyei
den bu yönde hiçbir ricada bu-
lunulmadığını belirtmek istiyo-
rum. Başkan Bush, savunma
bakanına, Irak'ı Suudi Arabis-
tan'a saMırmaktan caydırmak,
caydıncüık başansız olursa sa-
•unmak görevini venniştir. Eli-
mizdekflerie bu görevi yerine ge-
tirebilecegimize inanıyoruz.
Ama Başkan, yeni bir görev ve-
rir ya da Irak saldınr, o zaman
dunım degisebiiir. Türkiye bu
krizde çok yardımcı bir rol oy-
nadı. Ama askeri bir rol oyna-
madı. Cumburbaşkanı Özal'ın
yaptıgı bu açıklamayı ögrenmiş
bulunuyorum. Önemini takdir
ediyorum. Burada birçoğnmu-
zun, Özal liderligindeki Türki-
ye gibi bir ülkenin, güç karariar
gerektiği zaman bunlan isteye-
rek ataöğı yonündeki hissiyatmı
DUNYADA BTJGIJN
ALİSİRMEN
Seçim
1980 12 Eylül harekâtının en büyük amacı, Türkiye'yi de-
politize etmek, yani büyük kitleleri politikanın dışına zorta it-
mek ve sonra da soğutmak için beyin yıkamak, bu yöntemle
yola gelmeyenleri de itildikleri yerde tutmak amacıyla kor-
kutarak caydırmaktı.
12 Eylül darbecileri ve onları yönetenler bu girişunterini ba>
şarıya eriştirmişler, iddialarını kazanmışlardır.
Ama Türkiye çok şey yitirmiştir.
Türkiye'nin karşı karşıya olduğu sorunlar geniş kitlelerin
katılımıyla çözülecek türden iken, ters yöndeki gelişme, so-
runların doğru dürüst gündeme getirilmesine bile engel ol-
muştur.
12 Eylül harekâtının başiattığı depolitizasyon hareketi, Tur-
gut Özal iktidarı tarafından da sürdürülmüş, yavaş yavaş par-
lamentonun dahi devre dışı bırakılması ve siyasal kararian
yürütmenin de değil de anayasa gereği sorumsuz ojan kişi-
nin elinde toplanması süreci başlatılmış ve geliştirilmiştir.
Akbulut'un bugün bulunduğu yerde olmasıntn nedenf de
işte budur.
Durum ancak iktidarın değişmesi ile düzelme yoluna gi-
rebilecektir.
Ancak yarının iktidarına talip olan bugünkü muhalefet par-
tilerinin, bu durumda tutmaları gereken yot, bir yandan ge-
leceğin alternatif politikaJannı oluştururken, öte yandan da
depolitizasyon sürecini tersine çevirecek, geniş kitleleri ku-
caklayacak, politikaya çekecek bir yöntem izlemektir.
Geniş kitleleri politikaya çekmek, yalnızca meydan nutuk-
larıyla ya da "Gel benım polıtıkama katıl!" çağnlanyla ger-
çekleşmez. Her şeyden önce politikalann oluşturulmasına
basta uzmanlar da olmak üzere geniş katılım saglamak sonra
da gittikçe kitlelerin katılımtnı gerçekleştirecek poliukalar üret-
mek zorunludur.
Geleceğin potansiyel iktidar adaylarından DYP de bunu
yapamamış ve baba partisi olmaktan sıynlarak, yeni politi-
kalar üretememiştır, sosyal demokratların en büyük örgütü
SHP de.
Hiç kuşku yok ki katılımcılıgı saglamak, başıbozukluğu ge-
tirmek, parti karariannın dışarıdan alınmasına göz yummak
demek değildir.
Partilerin gerçek sahipieri, o partinin üyeleri, delegeleri ve
yöneticılerıdırler. Yetki de sorumluluk da onlarındır Bir siya-
sal partinin sağlığı, tum organların sorumlulukları oramnda
yetkilerinin de olması ve bunlan da engellemeyle karşılaş-
madan kullanabılmelerine bağlıdır.
Partinin tepesındeki adamın ceberrutluğu ya da başına
buyrukluğu, kadroları hıçe sayması da zararlıdır. Bir kukla
gibi oraya oturtulup, ardından politikalar çevrilerek etkısu-
leştirilmesi de.
Sosyal demokratların iki kuruluşundan küçüğü olan
DSP'de birinci zararlı eğilim egemen olmuştu, büyüğû
SHP'de ise ikinci zararlı eğilim.
İşte dün toplanan kurultay bu sağlıksu duruma çözüm an-
yordu ve bu konuda delegelerin kararlarını, stz bu satırlan
okurken öğrenmiş olacaksınız.
Hiç kuşku yok ki bir partide sağhksız bir durum ortaya cık-
tığında bunu çözecek olan delegelerdır Bu aşamada sorum-
luluk da onlarındır yetki de.
Ancak kitleleri kucaklamak ıddıasır.da olan partilerde de-
legelerın bu yetkılerini kullanırken, kendi tabanlarını olduğu
kadar seçmenlerini ve gizil güç oylarını da hesapiama so-
rumlulukları vardır. Yani delegelerin, aldığı kararın kendisi-
ne oy veren ve veımesi olası topluluklarda yaratacağı etkiyi,
partinin güvenilirlik görüntüsünü de düşünecek bir sorum-
luluk içinde olmaları zorunludur. Yoksa, parti kaçınılmaz ola-
*rak küçülür.
SHP'nin bundan bir önceki kurultayının sonuçlarını ince-
lerken, alınmış olan kararın parti tabanı, seçmeni ve potan-
siyel seçmeni katında ne derece benımseneceği sorusunu
sormuş ve bu konuda kaygılar dile getirmıştik. Olaylar ve ge-
lişmeler bu kaygıların hakhlığını kanıtlamış bulunuyor.
Bugün sonuçlarını öğreneceğımiz SHP kuruttayının gele-
ceğe yönelik etkilerinin ne olacağını görebilmek, yukanda
dile getirdiğimiz sorunun yanıtına bağlıdır.
Eğer karar, yukarıdaki soruya "Taban ve potansiyel seç-
men bu karan içine sindirmez, beğenmez" yanıtını veriyor-
sanız kurultay sorunu çözememiş, depolitizasyon sürecini ter-
sine çevirerek, iktidara yürümeyi başlatacak eylemi başara-
mamış demektir.
Yok eğer vereceğiniz yanıt olumlu ise o zaman yannlar için
umut ışığı ortaya çıkacaktır.
AKKl M GÖRÜŞMELERt
Bir pürüz daha
giderildi
ABD ve SSCB dışişleri bakanları Baker ve
Şevardnadze, askeri malzeme konusunda ilke
anlaşmasına vardıklarını duyurdular. Bir diğer
pürüz noktası olan Avrupa'daki uçaklar
sorununda ise ilerleme sağlandığı bildirildi.
saplann ne denli tehlikeli ve yan-
hş olduğunu vurguladı. Türki-
ye'nin savaşa girmemesi için hal-
kın sesine kulak verümesi gerek-
tiğini belirten Uğur Mumcu, sa-
ki Tûrklerin en büyük kaygıla-
rınm "savaş olasıhğı", Türkiye^
de artan terör olaylan ve ekono-
mik bunalımda yoğunlaştığını
kanıtlıyordu.
The Washington Posfun iddiası:
Irak'ta biyolojik silah
teyid ediyor. Hiç kuşkum yok
ki, gelecekte Türkiye'ye gerek-
sinme duyarsak bunu sormakta
istekli olacağız. Bu istek tartışn
lırken Ha, Türkiye mi?' diyen
çıkmayacak. Bazı ülkeler vardır
ki, hiç sorulmaz, çünkü 'aayır'
dryeceğmi bBksiniz. Yardıma Uı-_ ABD Dışişleri Bakanı James
tiyacınız oldugunda isteyip de Baker, bir ülkenin üyesi bulun-
alacagınızı bildiğiniz müttefik- d u
£ u
ittifak bünyesinde elinde
bulunduracağı askeri ekipman
Dıs Haberler Servisi — ABD
ve SSCB dışişleri bakanları, Ja-
mes Baker ve Eduard Şevard-
nadze, Avrupa'da konvansiyonel
silahsızlanma görüşmelerinde
(AKKUM), askeri malzeme ko-
nusunda ilke anlaşmasına var-
dıklannı açıkladılar.
AA'nın bildirdiğine göre Ba-
ker ve Şevardnadze New York-
ta gerçekleştirdikleri toplantı
sonrasında yaptıkları açıklama-
da, savaş uçaklan konusunda da
ilerleme sağlandığını söylediler.
Dışişleri Bakanı Tarık Aziz, dün Ürdün'e
gitti. ABD Dışişleri Bakanlığı, Bulgaristan'm
Körfez'e asker göndermeyi önerdiğinibildirdi.
NEW YORK (Ajanslar) —
Irak'ın elinde birkaç ay içinde
kullanılabilecek durumda çok
sayıda biyolojik silah bulundu-
ğu öne sürüMü. Irak Dışişleri
Bakam Tknk Aziz, dün Am-
man'a giderek Ürdün Kralı Hti-
seyin ile görüştü. Tank Aziz son
olarak ağustos ayında BM Ge-
nel Sekreteri ile görüşmek için
Ürdün'e gitmişti.
"The VVashington Post" gaze-
tesi istihbarat kaynaklanna da-
yanarak verdiği haberde Irak'ın
biyolojik silah deposunda, ka-
namaya yol açan ve havada ya-
şayan antraks virüsü yayabilen
silahlar bulunduğunu bildirdi.
Gazete bu konudaki bir istihba-
rat ıaporunun Temsilciler Mec-
hsi Silahlı İstihbarat Komisyo-
nu'nda açıklandığını yazdı. Bu
arada BM Güvenlik Konseyi'nin
beş daimi üyesi BM Genel Sek-
reteri Perez de Cnellar'ın Bağ-
dat'a gitmesini öngören ve dört
ülke tarafından hazırlanan ka-
rar tasansını reddetti.
Fransa Dışişleri Bakanı Ro-
land Dumas'nın verdiği bilgiye
göre Küba, Yemen, Malezya ve
Kolombiya, BM Genel Sekrete-
ri'nin Bağdat'a giderek Körfez
krizinin çözümü için calışmalar-
da bulunmasını öngören bir ka-
rar tasarısı hazırladılar.
Roland Dumas, önceki gün
yemekte bir araya gelen ABD,
Ingiltere, Fransa, Çin ve SSCB
temsilcilerinin, bu tür bir girişi-
minin, bir öncekinden daha faz-
la başarı sansı bulunmadığı dü-
şüncesinde olduklarını belirtti.
Bir zamanlar Irak'ın en iyi
dostlan arasında bulunan ve
Bağdat'a bol silah satan Doğu
Avrupa ülkelerinin, Saddam
Hüseyin'e karşı giderek daha
sert tutuma girdikleri gözleni-
yor. AA'nın haberine göre Ame-
rika Dışişleri Bakanlığı, Bulga-
ristan'm Körfez'e 400 asker, Po-
lonya, Çekoslovakya ve Roman-
ya'nın da tıbbi personel ve mal-
zeme göndermeyi önerdiğini bil-
dirdi.
Bakanlık, Doğu Avrupa ülke-
lerinin Körfez'deki çokuluslu
güce katılma önerisinin mem-
nunlukla karşılandığını, ancak
bu konuda kararın Suudi Ara-
bistan'a ait olduğunu belirtti.
ABD Başkanı George Bush-
un, Kuve>t Emiri Şeyh Cabir El
Ahmet El Sabah'la görüşmesin-
den sonra Saddam Hüseyin'e
karşı daha sert BM kararian
alınması için baskı yapabilece-
ği bildirildi.
Atina muhabirimiz Stelyo
Berberakis, Birleşmiş Milletler
Güvenhk Konseyi'nin, Irak'ın
havadan tecrit edilmesi ile ilgili
almış olduğu karardaa sonra,
Yunanistan'ın da Körfez'e savaş
uçağı göndermeye haarlandığmı
bildirdi. Yunanistan hükümeti,
konu ile ilgili henüz resmi bir
açıklama yapmadı. Ancak gaze-
telerin "güvenilir kaynaklara"
atfen verdikleri haberlere göre
Yunanistan "tecrit harekâtında"
yer almak için Körfez'e 8 adet
F-16 tipi savaş uçağı, 12 pilot ve
70 yer personeli gönderecek. Söz
konusu bilgilerin gerçekleşmesi
durumunda, Körfez'e yollana-
cak bu yeni Yunan askeri gucu-
nün hangi üsse gideceği kesin-
lik kazanmadı. Ancak aynı bil-
gilere göre Yunan savaş uçakla-
rı, ABD'nin Körfez'de bulun-
durduğu üslerinden birinde
mevzilenecek.
lere sahip olmak güzel bir şey.
Ama şu ana kadar bir talebimiz
yok. Bu konudaki spekülasyon-
İan cesaretlendinniyonız."
Bu tür bir krizde, Türkiye'nin
ABD'nin yanında yer alacağına
emin gibi konuştuğunun hatır-
latılması üzerine, "Buna güve-
nlm tam" karşılığını veren Wol-
fowitz, "Nasıl bu kadar eminsi-
niz?" sorusunu ise şöyle ya-
nıtladı:
"Bu biraz da Tûrklerin karak-
terinden, bir şey söylerierse bu-
nu yapacaklanna olan inançtan
kaynaklanıyor. Sembouk bir öy-
kü hatıriıyornm. Kore Savaşı-
nda, Türkiye yine askeri katkı-
da bulunduğu ve kayıplar verdi-
ği zaman, bir Amerikan deniz
piyadesi bölügü, bir kara kuv-
vetleri taburunun konımakta
zoriandıgı bir mevziyi konıma-
ya kosar. Bunu nasri yapacaklan
sorulduğunda, 'Biz deniz
piyadesiyiz" derier. Aradan bir
süre geçer kayıp vermeye başlar-
lar, yardımlanna bir Türk takı-
mı kosar, bölüğün koruyamadı-
ğı yeri takımla nasıi konıyacak-
lan soruldnğnnda, 'Biz Türküz'
diye yanıtlarlar."
oranı konusunda bir anlaşmaya
vanlmasını, müttefikleri ile tar-
tışacaklarını belirtti ve "Bugün,
savaş uçaklan konusunda da'
ilerleme sağladık" dedi. Baker,
gazetecilere hitaben de "Sizler-
le lartışmadan önce müttefikkr-
le tartışmamız gereken Uerieme-
ler buniar" diye konuştu.
SSCB Dışişleri Bakanı Şe-
vardnadze de "Çok önemli ge-
lişmeler sağlandı. Şimdi bunla-
n müttefiklerimizle tartışmak
zonındayız. Ancak şunu söyle-
yebilirim, karşılıklı ilkeler üze-
rinde gerçek ilerlemeler
safladık" dedi.
Baker ve Şevardnadze'nin ya-
kın bir tarihte tekrar bir araya
gelecekleri duyuruldu, ancak
kesin bir tarih açıklanmadı.
AP'nin bildirdiğine göre buluş-
mada iki dışişleri bakanı, Avru-
pa'daki konvansiyonel silahlann
ındirilmesi görüşmelerinde,
müttefiklerin rahatsızlık duy>
dukları konuları gündeme geti-
rerek bunlan tartışacakjar.
Anlaşma yolundaki en büyük
sorun olarak her iki paktm Av-
rupa'da karada konuşlandirdık-
lan uçaklann anlaşma kapsa-
mında olup olmayaeağı beliri-
yor. Bu konuda ABD, tttm
uçaklann dahil edilmesi yolun-
da bir tutum sergilerken Sovyet-
ler ise savunma amaçlı fûzderin
anlaşma dışı kalması gerektiği
görüşünü savunuyor. VVashing-
ton ile Moskova arasındaki di-
ğer önemli bir görüş aynuğı ise
herhangi bir NATO veya Varşo-
va Paktı üyesinin, izin verilen si-
lahlann ne kadarını tutabifecek-
leri konusunda bdiriyor. Bu ko-
nuda ABD, yüzde 30 derken
SSCB, oranın yüzde 40 olması-
nı istiyor. Baker ve Şevardnad-
ze, yaptıklan ortak açıklamada,
oran konusunda bir anlaşmaya
varıp varmadıkları yolunda bir
sonıyu yanıtlarken "Ne yüzde
30 olacak ne de yüzde 40" de-
diler, ancak ayrtnüya gumediler.
tki pakt arasında beliren diğer
bir görüş aynlığı da indirimin
usulen nasıl yapılacağı konusun-
da ortaya çıkıyor.
Bu arada konvansiyonel silah-
lann indirimi konusunda bir an-
laşmaya varabilmek için Sovyet
ve Amerikan heyefleri, Şevard-
nadze ve Baker'dan ayn olarak
toplanmaya devam ediyorlar.
AP'nin bildirdiğine göre bir sü-
re önce Baker'ın, konvansiyonel
silahlar anlaşmasının kasım ayı-
na kadar imzalanmaması duru-
munda, anlaşmamn gerçekleşe-
meyeceğini söylediğini anımsa-
tan diplomatik kaynaklar, ko-
mitelerin, anlaşmayı kasım ayı-
na yetiştirmek için çalışmalan
hızlandırdıklannı belirtiyorlar.
Çalışmalanna geçen hafta Was-
hington'da başlayan komiteleı
arası toplantıda, Sovyet tarafı-
na başbakan yardımcılanndan
Viktor Karpov, Amerikan tara-
fına da Dışişleri Müsteşan Re-
ginald Barthok>mew başkanhk
ediyor.