Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 EYLÜL 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
TurgutÖzal
New York'ta
• NEW YORK (AA)—
Cumhurbaşkanı Turgut
özal dün geldiği New
York'ta Amerikan
bankaalan ve bazı
işadamlan ile öğle yemeği
yedi. "La Cote Basaue"
adlı lokantadaki yemekte
Cumhurbaşkanı Özal
Amerikalı konuklanna,
Türkiye'nin Körfez
bunalimındaki konumunu
anlattı ve savaşın Türkiye
ekonomisi üzerindeki
etkilerine değindi.
Cumhurbaşkanı özal,
yardım konusunda
Türkiye'nin Mısır ve
Ürdûn'le aynı kefeye
konulamayacağını,
Türkiye'nin dış kredilerini
zamanında ödediğini,
yardımdan çok Türkiye'ye
yönelik ticaretin geliştirüip,
yabancı sermaye yatınmına
ağırlık verilmesinin
yeğlendiğini söyledi.
SPD birieşti
• BERLtN (AA) —
Federal ve Demokratik
Almanya'nın Sosyal
Demokrat Partileri (SPD)
birleşme karan aldılar.
Karar, partilerin iki gündttr
Berlin'de sürdürdükleri
kongreleri sonunda, 550
delegesinin tamamı
tarafından kabul edildi.
Almanya Sosyal Demokrat
Partisi'nin birleşme
manifestosu böylece oy
birliği ile kabul edilmiş
oldu. Daha sonra,
aralannda Doğu ve Batı
Alman Sosyal
Demokratlann Onur
Başkanı VVilly Brandt, Batı
Alman Sosyal Demokrat
Partisi Genel Başkanı
Hans-Jochen Vogel, sosyal
demokratlann başbakan
adayı Oskar Lafontaine ve
şimdiye kadar D.Alman
sosyal demokratlann genel
başkanlığını üstlenen
Wolfgang Thierse'nin de
bulunduğu 40 yönetim
kurulu üyesi manifestoyu
imzaladılar.
Hasanov'dan
yatınm çagnsı
• MOSKOVA (AA) —
Azerbaycan Başbakanı
Hasan Hasanov, Amerikalı
işadamlannı "Kârb bir
yatırım alam" olarak
nitelediği Azerbaycan
Cumhuriyeti'nde yatırım
yspovaya çağırdı. Hasan
Hasanov, başu petrol
şirketleri yöneticileri olmak
üzere ABD'deki iş
dünyasının üst düzeydeki
temsUcilerinin Bakü'yü
ziyaretleri çerçevesinde
düzenlenen bir ekonomik
işbirliği konferansım
açarken yaptığı konuşmada,
Amerikalı işadamlannın
Azerbaycanlı ortaklanyla
kuracakları iş
bağlantılannın her iki
tarafa da çıkar
sağlayacağından emin
olduğunu kaydetti.
SSCB'de yakıt
sıkınüsı
• MOSKOVA (AA) —
Sovyetler Birliği'ndeki
darlıklar her gün artarken,
SSCB Başbakan Yardımcısı
Lev Voronin, bu yıl Sovyet
halkının yeterince
ısjnamayabileceğini de
açıkladı. Voronin, önceki
akşam Sovyet
televizyonunca yayımlanan
demecinde, bu yılın sekiz
ayında üretilen ham
petrolün geçen yıhn aynı
dönemine oranla 20 rnilyo'n
ton daha düşük olduğunu,
bu düşüşün kömürde ise 24
milyon tona ulaştığım
bildirdi.
Filipinler'de
saldınlar
• MANİLA (AA) —
Filipinler'deki bazı
Amerikan hedeflerine bu
sabah erken saatlerde
bombalı saldınlar
düzenlendi. Olaylardan biri,
Angeles kentindeki ABD
Clark Hava Üssü
yakınlannda meydana geldi.
Yetkililerce yapılan
açıklamalara göre üs
yakınlannda bulunan
karayolunda bombalar
patladı ve ateş sesleri
duyuldu.
MacaristanYia
gösteri
• BUDAPEŞTE (AA) —
Macaristan'da 10 bin kadar
öğrenci, yüksek enflasyon
ve hükümetin tutumu
nedeniyle durumlanmn
kötüleştiğini belirterek
hükümeti protesto amacıyla
dün gösteri yaptı. Lise ve
üniversite öğrencilerinden
oluşan göstericiler, Kültür
Bakanhğı önünde yaptıklan
açıklamada, Kültür
Bakanı'nın istifasını
istediler ve isteklerinin
karşılanmaması durumunda
dersleri boykot edeceklerini
bildirdiler.
Kürt lideri Celal Talabani'den sürpriz açıklamalar:
Saddam'a karşı sürgün hükümetiKürdistan Yurtsever Birliği lideri, Saddam
yönetimine muhalif güçlerin sürgünde bir
cephe hükümeti kuracaklarını açıkladı.
Kürdistani Cephe, İslami Hareket, Komünist
Parti ve BAAS içindeki muhaliflerden
oluşacak cephe, destek amacıyla Türkiye dahil
bazı bölge ülkelerine heyet gönderecek.
YASEMİN ÇONGAR
ANKARA — Irak'ta Saddam
Hiiseyin yönetimine muhalif
olan güçlerin sürgünde bir cep-
he hükümeti kurma konusunda
görüşbirliğine vardıklan bildiril-
di. Kürdistan Yurtsever Birliği
(PUK) ve Kürdistani Cephe lide-
ri Celal Talabani söz konusu
cephe adına oluşturulacak bir
heyetin destek almak amacıyla
aralannda Türkiye'nin de bulun-
duğu bazı bölge ülkelerini ziya-
ret edeceğini açıkladı. Fransız
hükümetinin konuğu olarak Pa-
ris'te yaptığı temaslar sırasında
Fransa'nm Türkiye ve İran'daki
Kürt mültecüere yardımda bulu-
nacağı ve 2 bin mülteciyi kabul
edeceği konusunda güvence al-
dığını da belirten Talabani, ka-
sım ayı başında İsveç'te, sonun-
da da Washington'da düzenlene-
cek konferanslarda Kürt soru-
nunun gündeme getirileceğini
duyurdu. Talabani ayrıca Tür-
kiye'nin Irak'ın iç işlerine karış-
maması gerektiğini belirterek
"Artık ABD, Kürt sorununun
adil ve kalıcı bir çöziime ulaş-
madıkca, Ortadoğu'ya banş ve
istikrann gelmeyeceği görüşün-
dedir. Bundan dolayı, Targut
Özal'ın Kürt hareketine karşı
yürüttiigü çakşmalarda basarı-
ya ulaşabilecegini sanmıyonım"
dedi.
Irak'ın önde gelen muhalif
Kürt liderlerinden Talabani, An-
kara'da tepki yaratan bu açıkla-
malannı Kürt Haber Ajansı'na
(ANK) yaptı. Dışişleri Bakanh-
ğı yetkililerinin incelemeye aldığı
açıklamalar konusunda baş-
kentte yapılan ilk değerlendir-
meler, "Talabani'nin sözlerinin
geccekleri nte ölçüde yansıtügı
konusundaki sonı işaretleri sakh
tntulmakla birlikte, bu sözierin
kaygı verici bazı gelişmetere işa-
rel ettigi gözden kacınlmamalı-
dır" şeklinde ifade edildi.
Celal Talabani'nin Körfez kri-
zi ve Kürt sorununun geleceği
açısından 'beliıieyici' önem ta-
şıyabileceği ifade edilen gelişme-
ler konusundaki geniş demeci-
nin öne çıkan bölümleri şöyle^
Talabani, İslami Hareket,
Kürdistani Cephe, komünist ve
demokratlar ile BAAS içindeki
BtN BELLA CEZAYİR'DE — Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın üderierinden Bin Bella halkına kavııştu. (Fotoğraf: AP)
Cezayir devriminin babası
Bin Bella yurda döndüSürgünde 10 yıl yaşadıktan sonra ülkesine dönen Bin
Bella, büyük bir coşku ile karşılandı. Bin Bella yaptığı
konuşmada Cezayirlilerin Irak lideri Saddam'ın yanında
gönüllü olarak savaşmalanm istedi.
Dış Haberter Servisi — Fransa'ya karşı
verilen Cezayir Kurtuluş Savaşı'nın önder-
lerinden, Cezayir Cumhuriyeti'nin ilk baş-
bakanı ve seçimle gelen ilk Devlet Başka-
nı Ahmet Bin Betla, yaklaşık 10 yıl süren
aynlıktan sonra dün yurduna döndü.
Bin Bella ve ailesi, önceki gün "Hoggar"
adlı feribotla Ispanya'nın Barselona lima-
nından dün sabah ülkelerine döndüler. Bel-
la'yı Cezayir Limanı'nda coşku ile karşı-
layan onbinlerce kişi sloganlar attılar, sevgi
gösterilerinde bulundular. AP'nin bildirdi-
ğine göre, limanda demirli gemiler de
"Hoggar"ın gelişinde sirenlerini çaldılar.
Cezayir Kurtuluş Savaşı'nın lideri, lima-
na çıkarken, "Cezayir'in pek çok sorunu
var. Ve omanm, düşlerimizi gerçekleştir-
raek için bir şeyler yapabilirim" dedi.
Ulusal Meclis binası önünde kurulan
kürsüden bir konuşma yapan Bin Bella,
Cezayir hükümetini, "haydutlar takımı"
olarak niteledi ve gelecek yıl yapılacak ge-
nel seçimlerde her şeyin değişeceğini söy-
ledi. Cezayir halkına 25 yıl sonra ilk kez
seslenen Bella, hükümetin hemen istifa et-
mesi gerektiğini de belirterek, ülkeyi seçim-
lere götürecek yeni bir hükümet kurulma-
sını istedi. Bir zamanlar kendisinin de ku-
ruculanndan biri olduğu iktidardaki Ulu-
sal Kurtuluş Cephesi'ni (FLN) yolsuzluk-
la suçlayarak, geçen haziran ayında yapı-
lan yerel seçimlerden büyük bir zaferle çı-
kan İslami Sdamet Cepbesi'nin (FIS) ağır-
lığını koyduğu bugünkü Cezayir politika
sahnesinin tamamen yeniden düzenlenmesi
gerektiğini söyledi.
Cezayirli lider, konuşmasmda, Körfez
krizine de değinerek şunlan söyledi: "Irak-
ın destege ihtiyacı var. Irak'a karşı girişi-
len uluslararası mobilizasyon ABD'nin des-
tekledigi Siyonist bir komplodur. Eger Sad-
dam'ı vururlarsa, bu bizi de vururlar an-
lamına gelir. Iraklılara telefon edin, tel-
graflar yollayın ve onlarla birlikte olduğu-
nuzu söyleyin. Yuzbinler olarak Irak Bü-
yiikelçiligi'ne gidin ve sizi gönüllü yazana
kadar oradan aynlraayın."
Ajanslann bildirdiğine göre, 100 binden
fazla Cezayirli, sloganlar atarak, şarkılar,
marşlar söyleyerek, Bin Bella'ya "hoşgel-
din" dedi.
Bin Bella, ilk gençlik yıllarından başla-
yarak ulusçu alomlarla tanıştı. Nasu-'ın ide-
olojisinden de çok etkilenen Bella, 1954 yı-
lında tsviçre'de, öteki Cezayirli önderlerle
beraber Ulusal Kurtuluş Cephesi'ni kurdu
ve Fransız sömürgecilere karşı silahlı dire-
nişi örgütledi. Bella, FLN içinde önemli bir
siyasal işlev üstlenmenin yanı sıra yabancı
ülkelerden sağlanan silahlann Cezayir'e ge-
tirilmesi işini de düzenledi. Uzun ve çok
kanlı bir dönemden sonra 3 Temmuz 1962
yılında Cezayir bağımsızlığını kazanınca
Bella önce başbakan, sonra da seçimle başa
gelen ilk devlet başkanı oldu. Bella yöne-
timi sırasında sosyalist politikalar uygulan-
dı, ayrıca kadın sorununu ele alan ve ka-
dının özgürleştirilmesi için adım atan ilk
Arap liderlerden biri oldu.
Bin Bella'nın insanal, bağışlayıa ve coş-
kulu yönetimi Cezayir halkınca hoşnutluk-
la karşılandı, ama siyasal kararlan her za-
man beklediği kadar etkili olmadı. Bin Bel-
la, 19 Haziran 1965'te, Cezayir Kurtuluş
Savaşı'nın önderlerinden ve FLN'nin ku-
rucularından Huari Bumedyen liderliğin-
deki bir askeri darbe sonucunda görevden
alındı.
Bumedyen kendisini devlet başka-
nı ilan etti. Bin Bella hapsedildi ve 15 yıl
dünyayla ilişkisi kesildi. Bumedyen'in
1978'de ölümü üzerine 1979 yılında hapis-
ten çıkan Bin Bella önce ev hapsine alın-
dı, 30 Ekûn 1980*de de Devlet Başkanı Şad-
li Bin Cedid tarafından serbest bırakıldı.
Bin Bella, 1981 yılında "gönüllü" olarak
Isviçre'ye gitti. Avrupa'daki yıllannda sos-
yalizmden uzaklaşan ve Islamiyeti benim-
seyen Bella, liderliğini yaptığı Cezayir'de
Demokrasi Hareketi'nin (MDA) 1991 yılın-
da yapılacak genel seçimlerde başarı ka-
zanması için çahşıyor.
SOVYETLER BİRLIĞÎ
Ttirk lıalkları kongresiMOSKOVA (AA) — Sovyet-
ler Birliği topraklannda yaşayan
ve toplam nüfuslan 70 milyona
ulaşan Türk kökenli halklann
temsilcileri Moskova'da toplan-
dı. Üç gün sürecek kongrede,
Türkler araandaki ilişkilerin
güçlendirümesi yollan görüşüle-
cek.
Sovyetler Birliği parlamento-
su Yüksek Sovyet'in üyelerin-
den Kazakistan Milletvekili Ya-
zar Olcay Süleymanov'un öncü-
lüğüyle duzenlenen kongrede,
Gagavuzlar, Yakutlar, Çeçen-
ler, Ahıska Türkkri, Başkırlar,
Tatarlar, Kazaklar, özbekler,
Kırgızlar, Türkmenler ve Azer-
baycanhlar temsil ediliyor.
Olcay Süleymanov'un "Doğn
halklan" kongresi olarak dü-
zenlediğı bu toplantı, bölgede
yaşayan tek Fars kökenli halk
olan Taciklerin temsilci gönder-
memeleri nedeniyle bir "Türk
halklan kongresi"ne dönuşmüş
bulunuyor.
Süleymanov, kongrenin bu
sabahki açılış oturumunda yap-
tığı konuşmada, bölge halklan-
m "ÜtOpyalani ^apılmamalan''
konusunda uyardı. Dünya uy-
garlığının ulaştığı bu aşamada
"tam bagunsızlığın arük bir
ütopyaya dönüştügüna" bildi-
ren Olcay Süleymanov, şimdiye
kadar Ruslara bağımlı olan Or-
ta Asya halklarının bundan
böyle Ruslar karşısında belirli
bir yaptınm gücüne sahip oteıa-
ları gerektiğini bildirdi.
Olcay Süleymanov, AA mu-
habirine yaptığı açıklamada, Uç
gün sürecek kongre sonucunda
kabul edilecek kararlann, bun-
dan böyle Orta Asya ve Doğu
halklan arasmda eylem birliği-
ni sağlayacak çabalar için temel
ilkeleri oluşturacağmı belirtti.
Olcay Süleymanov, Türk kö-
kenli milletvekillerinin davet
edilmelerine rağmen kongreye
katılmadıklannı, halk cephesi
benzeri örgütlerin toplantıda
temsil edildiğini söyledi.
Halk düzeyindeki bu koordi-
nasyonu milletvekilleri düzeyin-
de de gerçekleştirmek istedikle-
rini belirten Süleymanov, SSCB
Yüksek Sovyet uyeleri arasmda
bir "Dogu halklan milletvekü-
leri gnıbu" kurmayı tasarladık-
lannı beürtti.
muhaliflerden oluşan dörtlü
cephenin, Saddam sonrası Irak-
ın tek siyasi alternatif olduğunu
ve sürgün hükümeti niteUğini ta-
şıdığını söyledi. Talabani, temel
ilkeler Uzerinie anlaşan cephe
güçierinin, ortak bir komite
oluşturuhnasını kararlaştırdıkla-
nm açıkladı. Cephenin laik ve
islami güçleri bir araya getirdi-
ğine dikkat çeken PUK lideri
Talabani, bağımsız bir dış poli-
tika izleyeceklerini ve kuruluşun
resmen tamamlanmasından
sonra, cephe adına oluşturula-
cak bir heyetin Suriye, Türkiye,
lran, Suudi Arabistan, Mısır,
Libya ve diğer bölge ülkelerini
ziyaret edip destek almaya çalı-
şacağını duyurdu.
Celal Talabani, Kürdistani
Cephe heyeti olarak geçen haf-
ta Fransız hükümetinin daveti
üzerine gittikleri Paris'te yaptı-
ğı temaslar konusunda bilgi ve-
rirken kendilerine Cumhurbaş-
kanı François Mitterrand adına
Kürt sorununun uluslararası
konferanslarda güncelleştirece-
ği konusunda güvence verildiği-
ni söyledi.
Türkiy^ye uyan
Talabani, ANK'ın Cumhur-
başkanı Özal'ın ABD zivareti ve
Türk dış politikası konusunda-
ki bir sorusunu yanıtlarken
Türkiye'ııin Irak'ın iç işlerine ka-
nşmaya hakkı ohnaflıgını söyle-
di. Talabani, şöyle konuştu:
"Saddam sonrası Irak, smlt
Kurtlerden oluşmayacaktır. Sad-
dam hangj şekûde giderse gitsin,
ondan sonra hangi altematif ge-
lirse gelsin, Kürtler bütün alter-
natifler içinde en önemli taraf
olacaktır. Irak'ta Kürtkrin için-
de yer almadıgı ve etkin olma-
dıgı hiçbir siyasi alternatifin ka-
lıcüığı ve istikran olamaz. Ayn-
ca Bab Avnıpa ülkeJeri, ABD ve
Sovyetler Birliği'ııin görüşü,
Saddam sonrası alternatif için-
de KürtlerİD hak ettikleri bir
agırlıkta yer almalan gerektigi
yöniindedir. Özal'm ABD yetki-
lilermi etkileycbilecegini sanmı-
yoruz. Artık ABD, Kürt sorunu-
nun adil ve kalıcı bir çözüme
ulaşmadıkça, Ortadoğu'ya banş
ve istikrann gelmeyeceği görii-
mııdedir. Bundan dobryı, Turgut
Özal'ın Kürt hareketine karşı
yüriittugü cahşmalarda basan-
va ulaşabilecegini sammyonun."
KIZ1L ORDU:
Kuzeydoğu
kanadunız
korumasız
MOSKOVA (Ajanslar) —
Sovyetler Birliği'nin ordu gaze-
tesinde, TASS Ajansı'nın deyi-
şiyle "benzeri görülmemiş bir
açıklıkla" yayımlanan bir maka-
lede, Sovyetler Birliği'nin kuzey-
doğusunun, Krasno>-arsk bölge-
sindeki radarın sökülmesi nede-
niyle füze saldınlanna karşı ko-
nımasız hale geldiği hildirildi.
AA'rnn haberine göre Krasoa-
ya Zvezda (Kızıl Yıldız) gazete-
sinde muhabir Yarbay A. Dok-
cayev imzasıyla yayımlanan ge-
niş bir makalede, Sovyetler Bir-
liği'ndeki radar ağımn bağlı ol-
duğu kumanda kademeleri ve
bu erken uyarı sistemlerinin,
SSCB Başkanı Mihail Gorba-
çov'a kadar uzanan bir hiyerar-
şide nasıl işlediği aynntılanyla
anlatıldı.
Makalede, Sovyet ordusunun
şimdiye dek sürekli olarak çe-
kindiği bir uygulamayla ilk kez
kendi zayıf noktalarım ortaya
seren bir tutuma girdiği dikkati
çekti.
Gazete, Krasnoyarsk'taki ra-
dann 1973 tarihli "Anti-Balistik
Füze" (ABM) Anlaşması'm ih-
lal ettiği gerekçesiyle devre dışı
bırakılmasından beri, Sovyetler
Birliği'nin Doğu Sibirya ve
Uzakdoğu bölgelerinin, muhte-
mel bir balistik füze saldırısı
karşısında bu saldınyı haber ve-
recek bir uyan sisteminden yok-
sun kaldığı belirtildi.
Sovyet ordu gazetesinde bu
derecede açıkhğa yer veren bir
makalenin yayımlanmasının,
\Vashington ile Moskova arasın-
daki güven ortamının güçlenme-
sinin bir sonucu olduğu beürti-
liyor.
DUNY4DA BUGUN
Savunma Bakanı Giray, Türkiye'nin Ortadoğu'da istikrar unsuru olduğunu söyledi
"Bölgesel önemimiz anlaşıldı"
Safa Giray, yeni F-16 paketi ile ilgili olarak Türkiye ile ABD
arasmda görüşmelerin sürdürüldüğünü söyledi.
EVREN DEĞER
ANKARA — Milli Savunma Bakanı
Safa Giray, Türkiye'nin bugüne kadar
Ortadoğu'da bir istikrar unsuru olarak
"daimi bir fonksiyonu" olduğunu, bu-
nu defalarca NATO'ya ve diğer Batılı ül-
kelere anlatmaya çalıştıklannı belirterek
"Onlar anlamıyordu. Şimdi böyle bir
olay (Körfez krizi) ortaya çıkınca
anladılar" dedi. Giray, Genelkurmay
Başkanlığı'nın da ABD'nin Türkiye'ye
yaptığı yardımın optimal düzeyde olma-
sını ve "en azından TSK'nın bakım-
işletme masraflan ile belli başlı moder-
nizasyon gereksinimlerini karşılayacak
düzeye" çıkmasını istediğini bildirdi.
Milli Savunma Bakanı Safa Giray,
Türkiye'nin Ortadoğu'da bir istikrar fak-
törü olduğunu, bölgedeki diğer ülkele-
rin de demokratik seviyeye geldikleri za-
man "bütün işlerin düzeleceğini" söyle-
di. Giray, Türkiye'nin Ortadoğu'daki
fonksiyonu konusunda şöyle konuştu:
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yok
farzedin, yerinde başka bir devlet farze-
din. Ortadoğu ne biçim olurdu, bir dü-
şünün. Türkiye istikrarlı. güçlü, coğrafi
ve tarihi müktesebatı ile bölgede önem-
li bir rol oynamaktadır. Biz bunu zaten
söylüyorduk. Ama onlar fonksiyonumu-
za dikkat etmiyorlardı, anlamıyorlardı.
Şimdi ortaya böyle bir olay çıkınca on-
lar anladılar, NATO anladı.
Giray, Ortadoğu'da yeni bir guvenlik
örgütü kurulması yolundaki çalışmala-
rın "flıı" olduğunu, Türkiye'nin bu ko-
nuda herhangi bir yükumlülüğü olma-
dığını da belirterek "Tabü Türkiye'nin
menfaatine ve güvenliğine uygun olacak
biçimde karar alınz" dedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nde askeri açı-
dan bir hareketlilik olmadığını, "malum
durumun" devam ettiğini kaydeden Gi-
ray, Maliye Bakanlığı'ndan ek ödenek is-
teyeceklerini de yeniden anımsattı. Gi-
ray, basında yer alan "Krizin faturası
halka çıktı" yolundaki haberleri de eleş-
tirerek şöyle konuştu:
"Böyle bir kriz varsa, zarar varsa ta-
bü halk ödeyecek. Devlet kimdir? Hal-
kın kuruluşudur. Var mı devletin başka
bir geliri? Ana demokratik ilkelere av-
kırı laflar yazıyor gazetelerimiz. Başka
kime çıkar faturası. "
Milli Savunma Bakanı Safa Giray, 160
ucaklık yeni F-16 paketi ile ilgili olarak
Türkiye ile ABD arasındaki görüşmele-
rin sürdürüldüğünü bildirdi. Yeni paket
konusunda Türkiye'nin ekonomik konu-
larda ABD'den bazı istekleri olduğu ve
bu isteklerin kabulüne kadar "temkinli"
davrandığı dikkat çekti.
Genelkurmay Başkanlığı'nın
1987-1994 yıllannı kapsayan dönem için
hazırladığı "Silahlı Kuvvetler'e Planla-
nacak Kaynaklann Saptanması" adlı ki-
tapta ABD yardımının yılda en az 1 mıl-
yar dolar olmasının istendiği bildirildi.
Genelkurmay Başkanlığı'nın, Türki-
ye'nin, ABD'ye "kendi topraklannda
sagladıgı avanlajlar ve güvenligi açısın-
dan girmiş bulunduğurisklernedeniyle"
TSK'nın modernize edilip güçlendirilme-
sinde ABD yardımına kesin ihtiyaç duy-
duğu ve bu yardımın ABD için "bir
vedbe" olması gerektigi düşüncesinde ol-
duğu biliniyor.
ALISIRMEN
Kısırdöngü
Yıllar önce Nadir Bey'e sormuştum:
—Neden daha sık yazmıyorsunuz Nadir Bey?
—Aman, demişti, çok sıkılıyorum.
Sonra da eklemişti:
—Yıllardır hep aynı şey, hep aynı konulara dokunmaktan
bıktım.
Hep aynı konulara dokunmak zorunda kalması Nadir Bey:
in kendisinden değil. olaylardan kaynaklanıyordu. Toplum,
çağının gelişmesine yeterince ayak uyduramayınca, yeni so-
runlarla karşılaşıp onları çözmek verine bir kısırdöngüye dü-
şüyor, günü ve olayiarı yansıtmak zorunda olanlar da ister
istemez hep aynı konular çerçevesinde dolanmak zorunda
kalıyorlardı.
Türkiye 15 yıla yakın süredir terör ile uğraşıyor. Açın gaze-
te koleksiyonlarına bakın. Sık sık teröre değinen yazılar gö-
receksiniz. Bir zamanlar F.AImanya ve İtalya'da da benzeri
bir durum vardı. Ne ki onlar bu aşamayı geride bıraktılar. Biz
ise dönüp dolaşıp başladığımız noktaya dönüyoruz.
Eski MIT Müsteşar Yardımcısı Hiram Abas'ın silahlı bir sal-
dın sonunda öldürülmesi, ülkemizde birbiri üzerine gelen te-
rör olaylarının zincirine yeni bir halka eklemiş ve kaçınılmaz
olarak demokrasi ve özgürlüklerden yana olanları ciddi kay-
gıların içine atmışiır.
Çok yazdık. Terörün sağı solu yoktur. Ne ölenin kişiliği ne
de öldürenin amacı terörü haklı gösterir. Eninde sonunda tûm
terör olayiarı aynı kapıya çıkar; bu kapı da baskı rejiminin ka-
ranlığına açılır ve terör terörü sağlar.
Terör ile iktidara tırmanmak isteyenler, günün birinde amaç-
larına ulaşsalar —ki çok az halde olur bu— yine bir terör re-
jimi kurmaktan başka bir şey yapamazlar. Bu savı yakın tari-
hin olayiarı, Türkiye'de ve dünyanın birçok yerinde kanıtla-
mışlardır.
• • •
Bir başka kısırdöngümüz de milletvekili maaşları. 25 yillık
basın yaşamımda, milletvekili maaşlarının söz konusu edi*-
mediği tek dönem, parlamentonun askıya alındığı 12 Eylül
dönemi olmuştu. O sırada şevketlular ve devletlular da işçi-
lerin tatii köyleri ve garsonların maaşlanyla ilgilenmekteydi-
ler.
Milletvekili maaşlanna yapılan yeni zam yine basını aya-
ğa kaldırmış bulunuyor. Zammın elinin kulağında olduğunu
bizler 10 gün kadar önce, Meclis Başkanı Sayın Kaya Erdemi
in davetinde de görmüştük. Sayın Erdem, konu hakkında et-
raflı bilgi veriyor, temsilcilerimizin ne kadar çok çalıştıklan-
nı, giderleri olduğunu anlatıyordu.
—Meclisteki çalışmaları, faaliyetlerinin yalnızca otuzda bt-
ridir, diyordu.
—Beyefendi, dedi içimizden biri, desenize adamlar yeral-
tı faaliyeti yapıyorlar.
Kaya Bey espriye güldü, ama bir de istek ileri sürdü:
—Lütfen parlamentonun itibarını sarsacak yayın yapma-
yınız.
Kendisine, hiç kimsenin parlamentonun itibannı üyeleri ka-
dar iyi koruyamayacağını ve sarsamayacağını söyledik.
Sonra da bir öneri getirildi:
—Belki de toplusözleşme statüsüne geçmelerinde yarar
vardır. Hiç değilse böylelikle Türkiye'de sendikanın ve sen-
dikal hakların gerekliliğini de kavrayıp konuyla ilgili yasalan
daha kolay çıkarırlar.
Sonra da biri ekledi:
—Hatta arada ç^reve gitmelerinde yarar bile olabilir. Çalıs-
tıkları yerin kapısına "Bu iş yerinde grev vardır" yaftasını asar-
lar ve kimileri grev gözcüsü gömleği giyerler. Böylelikle yet-
»kilerini kendileri kullanmayıp başkalarına devretmenin ma-
zeretini de bulurlar. Öyle ya, grev olunca işyerinde üretim du-
rur.
Zaman zaman biçemi ve taktiği çok hoş olmasa da millej-
vekili maaşlanna fazla takmanın anlamı yok galiba. Gerçek-
ten parlamenterin giderı sanıldığının çok üstündedir. Üste-
lik bugün sokaktaki vatandaşa çok gibi görûnen bu para,
avanta gibi görünen bazı haklar. onu bağımlılıktan kurtarmaya
yarayacak olan araçlardır. Unutmayalım ki özel sektörde bir-
çok kişi bu paranın fazlasını alıyor.
Millet, vekiline bu olanağı sağlar.
Önemli olan, kimi milletvekillerinin yaptığı gibi işi savsak-
layıp onun bunun işini kovalamamaktır.
Umarız yasamanın sayın ûyelerı, ekonomik sıkıntıdan kur-
tulmanın rahatlığıyla bundan böyle işlerini daha ciddiye alıp
milletin kendilerine verdiği yetkiyi başkasına devretmezler.
• * *
SHP'deki dar kadroculuk ve iki başlılık da bir kısırdöngü-
ye dönüşmek üzereyken, Erdal İnönü'nün çıkışıyta konuyu
kurultayın çözmesine karar verildi.
Pazar günü SHP'nin delegeleri bu konuda bir karar vere-
cekler.
Dün iki arkadaş İnönü mü Baykal mı diye konuşuyorlardı.
Kulak misafiri oldum.
—Duydun mu, Baykal İnönü'yü cumhurbaşkanı yapacak-
mış.
—Külâhıma anlat. O bu kafayla iktidar olsurl da...
—Ama Baykal artık daha akıllanmış, bak bir de Deniz Ba-
kanlığı kuracakmış.
—Ne var onda canıml Eğer iktidara gelirse zaten hepsi De-
niz'in bakanı olacak. Baksana bugün bile parti içindeki ikti-
darda Deniz'den yana olmayana hayat yok.
—Yooo, öyle deme, değil mi ki Baykal Deniz Bakanlığı kur-
maya karar vermiş, gerçeği anlamış demektir.
—Neden?
—Nedeni var mı yahu. Baksana adam Deniz'in ciddi bir
sorun olduğunu anlamış.
Elimde olmadan güldüm, şu kısırdöngü ortamında.
YüNANİSTAN
Türkiyeden elektrik
alımı gündemde
STELYO BERBERAKİS
ATİNA — Yunanistan'da
süregelen grev dalgalannın ya-
rattığı en büyük sorunlardan
birini, kuşkusuz elektrik sıkın-
tısının doğması oluşturuyor.
Kamu sektörüne bağlı elektrik
kurumu (DEH) sendikasınm
üç haftadan bu yana sürdürdü-
ğü grev eylemi, tüm ülkedeki
elektriklerin asamalı olarak
kesilmesine yol açıyor. özel
sektörün greve katılmamasına
karşın, elektrik kesiutisinden
ötürü sanayi siteleri4durmuş
bulunuyor. Bu, doğa^| olarak
Yunanistan'ın dışsatım göster-
gesini de asgariye indMvoâ Bu
arada hastanelerde Tbcsijen
.üreten ve böbrek temffleyen
aygıtlar için gerekli elektrik ye-
terince karşılanamıyor. Buzha-
nelerde korunan ilaç ve gıda
maddeleri, çürümeye yüz tutu-
yor. Başkent Atina ve diğer
kentlerde trafik ışıklanna, ana
caddelere, sokak ve evlere ve-
rilen elektriğin kesilmesiyle
tam bir kaos yaşanıyor. Ama
aynı sıkıntıyı DEH'in kendisi
de çekmeye başladı. Elektrik
akımı üretmek için kullanılan
linyit kömürünü yeraltından
çıkarmaya yarayan aletleri ça-
hştıran işçilerin de greye katıl-
ması, elektrik üretimini dur-
durmuş bulunuyor. Bu neden-
le DEH yönetimi, Arnavutluk
başta ohnak üzere, Italya, Yu-
goslavya ve Bulgaristan'ın ya-
nı sıra şimdi de Türkiyc'den
elektrik satın almayı planlıyor.
Bu dramatik gelişmelere
karşın hükümetin emekhük
yaşı ve sosyal sigorta şartlan-
nı yeniden belirleyen yasa ta-
sarısına karşı çıkan DEH işçi-
leri, kendilerine ayncalık ta-
nınmasmda ısrar ediyor ve grev
eylemlerini sürdürüyor. Oysa
söz konusu yasa tasansı bugün
parlamentoda hükümet parti-
si YDP tarafından onaylana-
cak.
DEH sendikası ise grev
eyleminin sürdürüleceğini
açıklamış bulunuyor. Aynı ya-
sa tasansına karşı çıkan ban-
ka memurlan, posta, telefon
işletmeleri, temizUk işçileri,
öğretmenler, havayollan perso-
neli ve sürücüler de grev eylem-
lerini sürdürüyor. Hükümet,
greve katılanlan zorunlu işba-
şı yaptıracak "seferberlik
ilanı" verine ^lışmak isteyen-
lerİD polis tarafındaa
korunması" karannı aldı.