25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28EYLÜL 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/17 KÖRFEZ KRİZ İ... KOUFEZ KRtZf... KÖRFEZ KRl Zİ...KOK FEZ KR İZİ... KÖI NATO GENEL SEKRETERİ WÖRNER'INDEMECİ: Türkiye'yeManfred Wörner'dan 'Ortadoğu'dayeni bir güvenlik yapısı oluşturulması halinde -ki ben bunu tamamıyla destekliyorum- Türkiye bu yapının temel direği olacaktır! 'Körfez krizi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin modernizasyon sürecinin hızlandınlması gereğini ortaya koydu. Türkiye, NATO için vazgeçilmez nitelik taşıyor! BRÜKSEL (AA) — NATO Genel Sekreteri Manfred NVörner, Türkiye*nin Orta- doğu bunalımının sona ermesinden sonra bölgede oluşturulacak gu- venlik yapısının te- mel direği olacağını belirtti ve krizde yap- tığı fedakârhğın karşılanması için Batılı ülkeleri Türkiye'ye yardıma çağırdı. Wörner, BrüksePde AA'ya verdiği ozel demeçte, Körfez krizinin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin modernizasyon sürecinin hızlandınlması gereğini açıkça ortaya koyduğunu belirtti. Körfez bunalımından sonra alan-dışı mudahale konusunun çok daha etkin şe- kilde ittifak gundemine geleceğini kayde- den Wörner, müttefikler arasında uzlaş- ma sağlandığı takdirde ittifak sözleşme- sinin değiştırilmesine gerek kalmadan alan-dışı mudahalelerin mümkün olaca- ğını savundu. Gerek ittifak. içi gerekse ittifak dışı me- selelerdeki Türk-Yunan anlaşmazlığının çözümünün iki ülkenin elinde olduğunu savunan Wörner, gelecek ay hem Türki- ye'yi hem de Yunanistan'ı ziyarct edece- ğini ve bu ziyaretler sırasında Turk ve Yu- nanlı yetkililerle meseleleri gorüşeceğini bildirdi. NATO Genel Sekreteri, Cumhurbaşka- nı Turgut Özal'ın ABD ziyaretinin Tür- Ortadoğu'da yenirolkiye'nin Batı'dan yana koyduğu tavrın te- yidi anlanuna geldiğıni de vurguladı, "Bu ziyaret, Tiirkiye'.ve yardım yolunu da acmaktadır" dedi. Körfez krlzi "Körfez'deki gelişmelerden ötüriı son derece endişeliyim. Her şeye rağmen BM yaptınmlan çerçevesinde barısçı yoldan çozume ulaşdacağı konusundaki ümidi- mi muhafaza etmek isüyorum" diyen Worner, bunun tek yolunun Saddam'a karşı uluslararası dayanışmanın surdürul- mesi olduğuna dikkat çekti. Wörner, kriz sona erdikte sonra Tür- kiye'nin Ortadoğu'da oynayabileceği rol konusundaki göruşlerini de şöyle özetle- di: "Kriz sona erdikten sonra Türkiye, cografi durumu, siyasi önemi, ekonomik gıicu, tarihsel gelenekleri ve hatta din fak- tönı nedeni} le Ortadoğu'da çok ÖDemli bir rol oynavabileceği gibi bu rolu oyna- mak zorundadır da. Türkiye'nin ustlene- ceği rol, istikrarın sağlanması rolu ola- caktır. Bölgede jeni bir güvenlik yapısı oluştunılmas. halinde -ki ben bunu tama- mıvla destekli>orum- Türkiye, bu yapının temel direği olacaktır." Türkiye'ye yardım çağnsı NATO'nun en önemli uyelerinden biri olan Türkiye'nin ittifak için "vazge- çilmez" nitelik taşıdığı görüşunü tek- rarlayan VVörner, Turkiye'nin krizden en fazla zarar gören ülkelerden biri oldu- ğuna dikkat çektı, "Bunalım patlak ver- dikten sonra Baü ile dayanışma içinde ke- sin bir tavır almış olan ve bu yıizden de en fazla zarar gören Türkiye'ye yardım et- mek, sanınm sadece NATO uvelerinin de- ğil bütün Batılıların gorevidir" seklinde konuştu. Türk ordusunun her zaman güçlü, iyi eğitilmiş büyuk bir ordu olduğunu kay- deden VVörner şoyle devam etti: "En za- yıf yanı modern malzeme eksikliği olan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin modernize edilmesi için elimizdeki her imkânı kul- lanmak zorundayız. Körfez krizi, TSK 1 nın modernleşme sürecinin hızlandınlma- sı gereğini açıkça ortaya koymuştıır." AT ve BAB üyeliği Türkiye'nin, AT ve Batı Avrupa Birli- ği (BAB) uyeliği konusunda NATO Ge- nel Sekreteri olarak gorüş belirtemeyece- ğini söyleyen Worner, kişisel goruşuoü ise şöyle açıkladı: "Kişisel olarak şunu söy- leyebilirim ki Türkiye, her zaman bir Av- rupa ulkesi olmuştur. Batılılar, Türkiye^ nin kriz karşısındaki Batı yanlısı tutumu- nu ve verdiği kesin desteği unutmamalı ve ona gore hareket etmelidirler. Bir Al- man devlet adamı ve bir Avnıpalı olarak samimi kanaatim budur." Türkiye'ye geliyor "Türk-Yunan ilişkilerinin iyileşmesi en büyiik dileğimizdir ve bu konuda bir şans olduğuna inanıyorum. Ancak bu şansı kullanmak ilgili tarafların elindedir" di- yen NATO Genel Sekreteri, ittifak içi Turk-Yunan problemlerinin de yine An- kara ve Atina tarafından çözümlenebile- ceğine işaret etti, "Biz sadece dostane gi- rişimde bulunabiliriz" dedi. VVörner, 18 ekim perşembe günü Tür- kiye'ye gelecek. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre Türk Atlantik Asamblesi Derneği tarafın- dan 18-21 ekim tarihleri arasında Antal- ya'da düzenlenecek seminere katılacak NATO Genel Sekreteri VVörner, Ankara- da da üst düzey yetkililerle görüşmeler ya- pacak. İstanbul Üniversitesi tarafından İstan- bul'da yapılacak bir törende de VVörner'a fahri doktorluk unvanı verilecek. Özal-Bush göriişmesi Cumhurbaşkanı Özal'ın ABD ziyare- tini Türkiye'nin Batı'dan yana koyduğu tavrın teyidi olarak nitelendiren VVörner, ziyaretin bir anlamda Türkiye'ye yardım yolunu acacağına da dikkat çekti, "Tür- kiye, bölgede bu derece önemli bir rol oy- nadıgı için bu ziyaret, Batı dayanışması- nın güçlendirilmesine de katkıda bulu- nacaktır" seklinde konuştu. TAHRAN-LONDRA İran ile İngiltere banşıyorNEVV YORK/LONDRA (AA) — ln- giltere iJe İran, Hint asıllı İngiliz yazar Salman Rüşdi'nın "Şeytan Ayetleri" ki- tabı nedeniyle yaklaşık 1.5 yıl önce bo- zulan diplomatik ilişkilerini yeniden kur- maya karar verdiler. BM'deki lran temsilcih'ğinden yayın- lanan bildiride, iki ülkenin diplomatik ilişkilerini karşılıklı saygı çerçevesinde ye- niden kuracakları ve iki ülkenin bir ay içinde büyükelçiliklerini yeniden acacak- lan belirtildi. İki ulke arasında diplomatik ilişkiler kurulması kararı İngiltere Dışişleri Ba- kanlığı tarafından doğrulandı. Dışişleri Bakanhğı Sözcüsu, Bakan Douglas Hurd'un New York'taki açıklamalarına dayanarak bilgi verdi. Sözcü, Hurd'un alınan bu karar konusunda henuz tartı- şılacak bazı noktalar olduğunu belirtti- ğini ve bunları iki ülkede görev alacak diplomatlar ve iki ülke arasında hâlâ var olan "önemli karşdıkJı sonıniar" olarak nitelediğinı söyledi. Sözcu, Hurd'un bu sorunların diplomatik ilişki kurulması ile daha kolay çözuleceğini söylediğini be- lirtti. Londra ve Tahran arasındaki diploma- tik ilişkiler, Şeytan Ayetleri kitabının ya- zarı Rüşdi için, Iran'ın ölen dini lideri Ayetullah Hume>Tii tarafından verilen ölüm fetvası üzerine bozulmuştu. SURÎYEDIŞİŞLERİ BAKANIEL ŞARA Türkiye ile çok yakm görüşteyiz' ŞEBNEM ATİYAS NEW YORK — Dışişleri Bakanı Ali Bozer, dün Suriye Dışişleri Bakanı Faruk H Şara ile görüştü. El Şara, görüşme sonrasında Cumhuriyet'e verdiği demeçte bölge haritasında herhangi bir değişıklik olmaması gerektiğini Bozer'e ilettiğini söyledi. Suriye Dışişleri Bakanı El Şara, "Bölgede isükrar ve güvenlik açısından haritada bir degişiklik olmaması gerek- tigiıü kendikrine Uettik" dedi. El Şara, "Körfez krizinde politik bir çözüme ön- celik verilmelidir" diyerek askeri müda- haleye karşı olduğunu vurguladı. Suriye Dışişleri Bakanı, iran ve Suriye'nin kısa bir süre önce yayımladıkları ortak bildi- riyi hatırlatarak "Bölgede güvenliğe yö- neük en iyi girişim, Arap ülkeleri arasın- da, yabancı ve dış etkilerden uzakta bir güişimdir" dedi. El Şara, Körfez krizi konusunda "Türkiye ile çok yakın göriişteyiz, fark- lıhldanmızm önemi yok" dedi. El Şara, görüşmede Türkiye üe sınır güvenliği ve Kürt konusunu ele ahnadıklarmı belirt- ti; ancak Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü Mu- rat Sungar, yaptığı açıklamada, Ali Bo- zer'in sınır güvenliği konusuna Türkiye'- nin verdiği önemi El Şara'ya ilettiğini söyledi. Yunanıstan Dışişleri Bakanı Andonis Samaras, dün BM Genel Kurulu'nda bir konuşma yapü. Samaras, konuşmasında, Türkiye ile "ciddi ve içten" bir diyaloğa hazır olduğunu, ancak Kıbrıs konusu "BM kararlan çerçevesinde çözülmedikçe" bu diyaloğun verimli ol- masının imkânsız olduğunu söyledi. KKTC'den muhtıra KKTC Nevv York temsilcisi Özel Ko- rıy da BM Genel Sekreterliği'ne Rumla- nn Avrupa Topluluğu'na tek yanh baş- vurusunun yasal dayanaktan yoksun ol- duğunu anımsatan yeni bir muhtıra ver- di. Muhtırada Kıbns'ı oluşturan iki top- lumdan biri olan Kjbns Türklerinin için- de bulunmadığı tek yanh bir AT başvu- rusunun sadece anayasal değil, uluslara- rası hukuk açısından da yasal dayanak- tan yoksun olduğu belirtiliyor. Muhtıra BM üyelerine genel kurul belgesi olarak dağıtıldı. KRİZİN TÜRKİYE FATURASI Zarar yedi milyar dolarDünya Bankası'nın dün açıkladığı tahmine göre Körfez krizi Türkiye'ye, gelecek yılın sonuna kadar 7 milyar dolara mal olacak. PROVA - Amerikalı asker yapılan bir tatbikat sırasında gerçek bir savaşın içindeymişçesine silahıyla hedefine koşuyor. (Reuter) I Dış Haberler Senisi — Dünya Banka- sı, Körfez kriziyle yükselen petrol fiyat- lan ile ihracat ve turizm gelirlerindeki du- şuşün Türkiye'ye gelecek yıl sonuna ka- dar 7 milyar dolara mal olacağını, böy- lece Türkiye'nin krizin faturasını en ağîr ödeyen ülke olacağını öne sürdü. AA'nın haberine göre Dünya Bankası- nın dün açıkladığı tahminlerinde, daha az ekonomik kaynaklara sahip ve daha ku- çük bir ülke olan Ürdün'un ise krizden Türkiye'den daha çok etkileneceği kayde- dildi. Dünya Bankası üst düzey yöneticilerin- den David Bock, Türkiye'nin, Irak'a 1 ya da 1.5 milyar dolarhk gıda ve malzeme sattığını, bunları başka bir yere satması- nın mümkun olup olmayacağımn ise bi- linmediğini, bu ve buna benzer nedenler yüzünden tahmin rakamlarındaki yelpa- zenin geniş tutulduğunu kaydetti. David Bock, duzenlediği basın toplan- tısında, Ürdün ve Mısır'ın 1991 yıh sonu- na kadar 2 ya da 4 milyar dolar kaybe- debileceğini bildirdi. Kaygı duyuluyor Ote yandan VVashington muhabirimiz Ufuk GuJdemir'in bildirdiğine göre Dün- ya Bankası Başkanı Barber Conabfe, ön- ceki gün Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile yaptığı görüşmeden sonra gazetecilerin sorularım yanıtlarken, Türkiye için kay- gı duyulduğunu, ama panik için de ne- den olmadığını söyledi. Yaklaşık 45 dakika süren görüşmeden sonra gazeteciler ile Conable arasında şu konuşma gecti: — Görüşme nasıl geçti? CONABLE — Çok iyi geçti. Ortado- ğu krizi konusunda kaygılıyız. Cumhur- başkam'na attığı adımlann doğru oldu- ğunu ve Türkiye'ye yararı olacağını söy- ledik. Program üzerinde çalışıyoruz. Her konuda Türkiye'ye yardımcı olmak için hazır olduğumuzu söyledik. — Krizden zarar görecek üikelere da- ğıtılacak yardım, Dünya Bankası üzerin- den mi verilecek? CONABLE — Biz başında değiliz. Ama tabiı Dunya Bankası'nın önemli bir rolu olacak. Bunun dışında ikili olarak da cabalar var. Amerika'nın bu yönde ça- balan var. Cephe hattı ülkeleri için kriz- den zarar görebilecekleri yönünde kaygı- lar var. Özellikle Türkiye ve Mısır için uluslararası bir çaba gosterilecek. — Kriz Türkiye'vi nasıl etkiler? CONABLE — Sert vurabilir. Fakat Türk hükümeti ile bunun ne kadar ola- cağını anlamaya dönük konuşmalar ya- DIŞ BASIN ffl)t 4Dû5İ)m9tOT\ }J05t O.Doğu yeni bir savaşı kaldıramaz ÜRDÜN KRALI HÜSEYİN ^*- -m, - AMMAN — Orta- **** doğu'da yeni bir bü- I yük savaşı engellemek için artık çok mu geç? Olaylann gelişme hızı, savaşı kaçmılmaz mı kılıyor? Muhalefet partileri, barışçı bir çözümü savunamaya- cak kadar çok mu gö- mülduler kendi iç işlerine? Bölgede yaşa- yan ve olası bir çatışmanın masum kur- banları olacak insanların bu sorulara ya- nıtı 'evet'. Bu insanların umutsuzluğunun temel nedeni ise bu konuda yapabilecek- leri bir şey olmaması. İki aydan daha kısa bir süre içinde olaylann nasıl olup da boylesine trajik bir boyuta ulaştığı sorulabilir. Bu çatışmanın galipleri olacak mıdır ve bu galiplerin ka- zanımları neler olacaktır? Banşa ve ada- lete dayanan yeni bir dünya duzeni kura- rak, saldırganlığın onünu almak gibi ul- vi bir amaca mı hizmet ediyoruz? Yok- sa, dunyanın istemediği, ancak engelleye- medıği bir savaşın içine yuvarlandığı 1914 yılındaki gibi aptalcasına romantık olay- lar mı tanık olduklarımız? Ben, yeni bir savaşı engelleme şansının hâlâ bulunduğuna inanacak kadar inat- çıyım. Olayların gelişme yönünun kont- rol altına alınamayacağı görüşunü redde- diyorum. Tarafların, kendi yaşamsal çı- karlarıyla açıkça çelişen bir savaşa gire- bileceklerini ise hiç tahmin edemiyorum. Ortadoğu'da şimdiye dek yaşanan sa- vaşlar, ne gah'pler getirmiştir ne de önemli kazanımlar. Bu savaşlarda tek elde edi- len, yanılsamaların gömüldüğü mezarhk- lar ve yeni savaşlar için atılan tohumlar olmuştur. Yeni bir dünya duzeninin kurulmasını elbette umut ediyoruz. Ancak kurulacak olan yeni düzenin temeli çatışma değil uz- laşma, seçici değil eşitlikçi bir adalet ol- malıdır. • 1914'ün tekran mı? Ortadoğu'da yaşadığımız olaylann gi- dişinin, 1914 ağustosunda yaşananlann tekran olmasından korkuyorum. Aynı se- naryoyu yeniden oynamak, affedilmez bir trajedi olacaktır. Askeri birliklerin böl- geye yerleştınlmesi, yaptınmlann uygu- lanması ve buyük miktarlarda paraların akışı için harcanan çaba, siyasal bir çö- zume ulaşmak için harcanmış olsaydı eminim ki şimdiye dek sorun çözümlen- miş olurdu. Bazılanmn, askeri eylemin tek çözüm yolu olduğuna inanması çok rahatsız edı- ci. Bu düşünce, tehlikeli bir dar görüşlü- lüğün göstergesidir. Irak'a karşı girişile- cek bir savaşın etkileri, o ülkenin toprak- lanyla sınırlı kalmayacak, Ortadoğu'da- ki tüm başkentlerde yankılanacaktır. Böy- lesi bir savaş, amaçladığının tersine, böl- gede yeni bir istikrarsızhk yaratacaktır. Bu nedenlerle krize siyasal bir çözüm bul- mak zorunludur. Irak'ın Kuveyt'i işgali, şartlardan ann- mış bir ortamda gerçekleşmemiştir, ara- nacak çözüm de aynı şartlar içinde dü- şünülmelidir. Soruna bulunacak çözüm, olayın temelinde yatan nedenleri kapsa- malıdır. Irak ile Kuveyt arasındaki arîlaş- mazhk, bölgedeki refah dağıhmmın den- gesizliği, İsrail, Filistin ve Arap devletle- ri arasında çozumlenememiş çatışma ve kitlesel imha silahlarımn önlenemeyen artışı. Tüm bu sorunların temelinde, siyasal ayrılıklar yatıyor. Bunlan askeri yoldan çözümlemeye kalkışmak, yalnızca belir- tileri ortadan kaldırır, anlaşmazlık neden- lerini değil. Askeri çözum gjrişimi, sorun- ların çözurnlenmesini değil daha çok kı- zışmasını getirir. Çünku tüm bu sorun- lar birbiriyle ilintilidir ve yıllardır sürdu- rülen çabaların gosterdiği gibi kısmi çö- zümler yeterli değildir. Soruna bulunacak nihai çözüm, sanıl- dığı kadar uzun bir süreci gerektirmiyor; çünkü sözü edilen sorunların çözümleri, hukümetlerin dosyalannda duruyor. Or- tadoğu, yıllardır suren çatışmalardan ve gerginliklerden yorgun düştü. Ülkelerin çoğu, kaynaklannın ve enerjilerinin bo- şu boşuna savaşa harcanmasından bıkmış durumda. Dunyanın özgürlüğe, adalete ve refaha doğru yurüyüşunde yer almaya ha- zırlar. Savaş tehlikesine karşın Ortadoğu- da barış için gerekli koşullar mevcut. Önümüzde duran banş fırsatına, hepimiz dört elle sarılmalıyız. Krize bulunacak siyasal çözüm nasıl oîursa olsun, çözümde Arapların onayı- nın alınmasının şart olduğuna inanıyo- rum. Çözumün adil olabilmesi için böl- genin dışından zorla kabul ettirilmiş bir formül izlenimi vermemesi gereklidir. Bu, çözümün yasallığını zedeler. Sonuç olarak emin olduğum bir şey var: Ortadoğu, yeni bir savaşa dayana- maz. Dunya, bunu görmeli ve durumu sa- vaşa yönlendirmemelidir. Eminim ki krize barışçı bir çozüm bulmak, dün.vj lider- lerinin yeteneklerinin otesinde bir şey de- ğil. Bunu onlar da başaramazsa, Allah yardımcımız olsun. (24 eylül) pıyoruz. — Türk ekonomisinin bu krizi atlata- cagına umutlu musunuz? CONABLE — Evet. Zaten döviz re- zervleri bakımından iyi bir noktada. Kim- senin paniğe kapılmasına neden yok. Cumhurbaşkanı, tahribatı asgariye indi- recek gerekli adımlan atıyor, ülkenin li- deri olarak akülı davranıyor. — Bu, Türkiye'nin kredibüitesini etki- ler mi? CONABLE — Sanmıyorum. Yaptığı şeyleri yapmayı sürdürdüğü sürece etki- lenmez. Türkiye, kredi piyasalanna eri- şiminde çok güçlü bir destek alıyor. Bu- ıiun büyük çapta nedeni, ithalat-ihracat rejiminin dışarda geliştirdiği yeni pazar- lar ve dış krediler. Bizce Türkiye iyi du- rumda. Birlikte çahşmaya devam edece- — Araerikan vönetiminden size Tür- kiye için hiç yaklaşım oldu mu? CONABLE — Yönetim makamlan ile Körfez krizi konusunda genef temas Öİ-" du. Türkiye de üzerinde konuşulan ülke- lerden birisiydi. Ama Amerikan yöneti- minden Türkiye konusunda bize baskı ya- pılmıyor. Türkiye ile yürürlükte olan programlanmız var ve sorun yok. Ama Amerika, tabii Türkiye bakımından ne yaptığımızı bilmek istiyor. O yüzden de konuşuyoruz. Japonya ile konuşuyoruz. Conable, gazetecilerle konuşması sona erdikten sonra kendisini yolcu etmek uze- re bekleyen Devlet Bakanı Güneş Taner'e döndü ve şaka yollu, "Size yeterince pa- ra veriyor muyuz" diye sordu. Taner de buna, "Yeterince degil" karşıhğını verdi. REUTER Yardım sözde kalıyorDış Haberler Servisi — ingiliz haber ajansı Reuter dün geçtiği bir haber yo- rumda ABD'nin Körfez krizinden zarar gören üikelere yardım konusunda mütte- fiklerinden sözlü destek dtşında, fazla bir şey alamadığını belirtiyor. Rkh Miller adlı muhabir tarafından yazılan haber- yorum şöyle: "Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası'nın yılhk toplantılan so- nuna yaklaşırken ABD, Iraİc'ı çevreleyen ön cephe ülkelerine yardım konusunda müttefiklerinden sözlü destekten başka fazla bir şey alamadı. ABD Hazine Bakanhğı'nın üst düzey bir yöneticisi, zengin ülkelerin krizden en çok zarar gören üikelere yapılacak yar- dımı yönetmek için oluşturduğu bir "ça- lışma grubu"nun, yardurun acilen gönde- rilmesine karar verdiğini, ancak ne kadar yardım yapılacağına ve kimin ne kadar alacağına karar veremediğini söyledi. ABD Başkanı George Bush, bir çalış- ma grubu oluşturulacağını bu haftanın başlannda açıklamıştı. Bu grubun oluş- turulmasında temel hedef, Irak'ı Kuveyt 1 ten çıkarmaya yönelik diplomatik çaba- ların mali destekle kalıcı olmasını sağla- maktı. Aralannda Suudi Arabistan, Japonya ve Batı Almanya'nın da olduğu zengin devletler, halen Körfez'deki ABD askeri yığınağına ve krizden en çok etkilenen üi- kelere yaklaşık 20 milyar dolar yardım yapmaya söz vermiş bulunuyorlar. Ancak VVashington, çalışma grubunu örgütleye- rek bu ülkelerin verdikleri sözleri tutacak- lanndan emin olmak istiyor. ABD, krizin doğurduğu saflaşmanın ön sıralarında yer alan Urdün, Mısır ve Turkiye'ye gelecek yıhn sonuna kadar 14 milyar dolar yardımda bulunulmasını is- tiyor. Ancak buna karşın AT, bu üikele- re 9 milyar dolar yardım yapmanın yeterli olacağı gorüşünü savunuyor. Zengin ülkelerin çoğu, "ön cephe"de- ki ülkelerin yardımı hak ettikleri konu- sunda anlaşıyorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle