Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28EYLÜL 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/17
KÖRFEZ KRİZ İ... KOUFEZ KRtZf... KÖRFEZ KRl Zİ...KOK FEZ KR İZİ... KÖI
NATO GENEL SEKRETERİ WÖRNER'INDEMECİ:
Türkiye'yeManfred Wörner'dan 'Ortadoğu'dayeni bir güvenlik
yapısı oluşturulması halinde -ki ben bunu tamamıyla
destekliyorum- Türkiye bu yapının temel direği olacaktır!
'Körfez krizi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin modernizasyon
sürecinin hızlandınlması gereğini ortaya koydu. Türkiye,
NATO için vazgeçilmez nitelik taşıyor!
BRÜKSEL
(AA) — NATO
Genel Sekreteri
Manfred NVörner,
Türkiye*nin Orta-
doğu bunalımının
sona ermesinden
sonra bölgede
oluşturulacak gu-
venlik yapısının te-
mel direği olacağını belirtti ve krizde yap-
tığı fedakârhğın karşılanması için Batılı
ülkeleri Türkiye'ye yardıma çağırdı.
Wörner, BrüksePde AA'ya verdiği ozel
demeçte, Körfez krizinin Türk Silahlı
Kuvvetleri'nin modernizasyon sürecinin
hızlandınlması gereğini açıkça ortaya
koyduğunu belirtti.
Körfez bunalımından sonra alan-dışı
mudahale konusunun çok daha etkin şe-
kilde ittifak gundemine geleceğini kayde-
den Wörner, müttefikler arasında uzlaş-
ma sağlandığı takdirde ittifak sözleşme-
sinin değiştırilmesine gerek kalmadan
alan-dışı mudahalelerin mümkün olaca-
ğını savundu.
Gerek ittifak. içi gerekse ittifak dışı me-
selelerdeki Türk-Yunan anlaşmazlığının
çözümünün iki ülkenin elinde olduğunu
savunan Wörner, gelecek ay hem Türki-
ye'yi hem de Yunanistan'ı ziyarct edece-
ğini ve bu ziyaretler sırasında Turk ve Yu-
nanlı yetkililerle meseleleri gorüşeceğini
bildirdi.
NATO Genel Sekreteri, Cumhurbaşka-
nı Turgut Özal'ın ABD ziyaretinin Tür-
Ortadoğu'da yenirolkiye'nin Batı'dan yana koyduğu tavrın te-
yidi anlanuna geldiğıni de vurguladı, "Bu
ziyaret, Tiirkiye'.ve yardım yolunu da
acmaktadır" dedi.
Körfez krlzi
"Körfez'deki gelişmelerden ötüriı son
derece endişeliyim. Her şeye rağmen BM
yaptınmlan çerçevesinde barısçı yoldan
çozume ulaşdacağı konusundaki ümidi-
mi muhafaza etmek isüyorum" diyen
Worner, bunun tek yolunun Saddam'a
karşı uluslararası dayanışmanın surdürul-
mesi olduğuna dikkat çekti.
Wörner, kriz sona erdikte sonra Tür-
kiye'nin Ortadoğu'da oynayabileceği rol
konusundaki göruşlerini de şöyle özetle-
di:
"Kriz sona erdikten sonra Türkiye,
cografi durumu, siyasi önemi, ekonomik
gıicu, tarihsel gelenekleri ve hatta din fak-
tönı nedeni} le Ortadoğu'da çok ÖDemli
bir rol oynavabileceği gibi bu rolu oyna-
mak zorundadır da. Türkiye'nin ustlene-
ceği rol, istikrarın sağlanması rolu ola-
caktır. Bölgede jeni bir güvenlik yapısı
oluştunılmas. halinde -ki ben bunu tama-
mıvla destekli>orum- Türkiye, bu yapının
temel direği olacaktır."
Türkiye'ye yardım çağnsı
NATO'nun en önemli uyelerinden biri
olan Türkiye'nin ittifak için "vazge-
çilmez" nitelik taşıdığı görüşunü tek-
rarlayan VVörner, Turkiye'nin krizden
en fazla zarar gören ülkelerden biri oldu-
ğuna dikkat çektı, "Bunalım patlak ver-
dikten sonra Baü ile dayanışma içinde ke-
sin bir tavır almış olan ve bu yıizden de
en fazla zarar gören Türkiye'ye yardım et-
mek, sanınm sadece NATO uvelerinin de-
ğil bütün Batılıların gorevidir" seklinde
konuştu.
Türk ordusunun her zaman güçlü, iyi
eğitilmiş büyuk bir ordu olduğunu kay-
deden VVörner şoyle devam etti: "En za-
yıf yanı modern malzeme eksikliği olan
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin modernize
edilmesi için elimizdeki her imkânı kul-
lanmak zorundayız. Körfez krizi, TSK
1
nın modernleşme sürecinin hızlandınlma-
sı gereğini açıkça ortaya koymuştıır."
AT ve BAB üyeliği
Türkiye'nin, AT ve Batı Avrupa Birli-
ği (BAB) uyeliği konusunda NATO Ge-
nel Sekreteri olarak gorüş belirtemeyece-
ğini söyleyen Worner, kişisel goruşuoü ise
şöyle açıkladı: "Kişisel olarak şunu söy-
leyebilirim ki Türkiye, her zaman bir Av-
rupa ulkesi olmuştur. Batılılar, Türkiye^
nin kriz karşısındaki Batı yanlısı tutumu-
nu ve verdiği kesin desteği unutmamalı
ve ona gore hareket etmelidirler. Bir Al-
man devlet adamı ve bir Avnıpalı olarak
samimi kanaatim budur."
Türkiye'ye geliyor
"Türk-Yunan ilişkilerinin iyileşmesi en
büyiik dileğimizdir ve bu konuda bir şans
olduğuna inanıyorum. Ancak bu şansı
kullanmak ilgili tarafların elindedir" di-
yen NATO Genel Sekreteri, ittifak içi
Turk-Yunan problemlerinin de yine An-
kara ve Atina tarafından çözümlenebile-
ceğine işaret etti, "Biz sadece dostane gi-
rişimde bulunabiliriz" dedi.
VVörner, 18 ekim perşembe günü Tür-
kiye'ye gelecek.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre
Türk Atlantik Asamblesi Derneği tarafın-
dan 18-21 ekim tarihleri arasında Antal-
ya'da düzenlenecek seminere katılacak
NATO Genel Sekreteri VVörner, Ankara-
da da üst düzey yetkililerle görüşmeler ya-
pacak.
İstanbul Üniversitesi tarafından İstan-
bul'da yapılacak bir törende de VVörner'a
fahri doktorluk unvanı verilecek.
Özal-Bush göriişmesi
Cumhurbaşkanı Özal'ın ABD ziyare-
tini Türkiye'nin Batı'dan yana koyduğu
tavrın teyidi olarak nitelendiren VVörner,
ziyaretin bir anlamda Türkiye'ye yardım
yolunu acacağına da dikkat çekti, "Tür-
kiye, bölgede bu derece önemli bir rol oy-
nadıgı için bu ziyaret, Batı dayanışması-
nın güçlendirilmesine de katkıda bulu-
nacaktır" seklinde konuştu.
TAHRAN-LONDRA
İran ile
İngiltere
banşıyorNEVV YORK/LONDRA (AA) — ln-
giltere iJe İran, Hint asıllı İngiliz yazar
Salman Rüşdi'nın "Şeytan Ayetleri" ki-
tabı nedeniyle yaklaşık 1.5 yıl önce bo-
zulan diplomatik ilişkilerini yeniden kur-
maya karar verdiler.
BM'deki lran temsilcih'ğinden yayın-
lanan bildiride, iki ülkenin diplomatik
ilişkilerini karşılıklı saygı çerçevesinde ye-
niden kuracakları ve iki ülkenin bir ay
içinde büyükelçiliklerini yeniden acacak-
lan belirtildi.
İki ulke arasında diplomatik ilişkiler
kurulması kararı İngiltere Dışişleri Ba-
kanlığı tarafından doğrulandı. Dışişleri
Bakanhğı Sözcüsu, Bakan Douglas
Hurd'un New York'taki açıklamalarına
dayanarak bilgi verdi. Sözcü, Hurd'un
alınan bu karar konusunda henuz tartı-
şılacak bazı noktalar olduğunu belirtti-
ğini ve bunları iki ülkede görev alacak
diplomatlar ve iki ülke arasında hâlâ var
olan "önemli karşdıkJı sonıniar" olarak
nitelediğinı söyledi. Sözcu, Hurd'un bu
sorunların diplomatik ilişki kurulması ile
daha kolay çözuleceğini söylediğini be-
lirtti.
Londra ve Tahran arasındaki diploma-
tik ilişkiler, Şeytan Ayetleri kitabının ya-
zarı Rüşdi için, Iran'ın ölen dini lideri
Ayetullah Hume>Tii tarafından verilen
ölüm fetvası üzerine bozulmuştu.
SURÎYEDIŞİŞLERİ
BAKANIEL ŞARA
Türkiye ile
çok yakm
görüşteyiz'
ŞEBNEM ATİYAS
NEW YORK — Dışişleri Bakanı Ali
Bozer, dün Suriye Dışişleri Bakanı Faruk
H Şara ile görüştü. El Şara, görüşme
sonrasında Cumhuriyet'e verdiği demeçte
bölge haritasında herhangi bir değişıklik
olmaması gerektiğini Bozer'e ilettiğini
söyledi. Suriye Dışişleri Bakanı El Şara,
"Bölgede isükrar ve güvenlik açısından
haritada bir degişiklik olmaması gerek-
tigiıü kendikrine Uettik" dedi. El Şara,
"Körfez krizinde politik bir çözüme ön-
celik verilmelidir" diyerek askeri müda-
haleye karşı olduğunu vurguladı. Suriye
Dışişleri Bakanı, iran ve Suriye'nin kısa
bir süre önce yayımladıkları ortak bildi-
riyi hatırlatarak "Bölgede güvenliğe yö-
neük en iyi girişim, Arap ülkeleri arasın-
da, yabancı ve dış etkilerden uzakta bir
güişimdir" dedi.
El Şara, Körfez krizi konusunda
"Türkiye ile çok yakın göriişteyiz, fark-
lıhldanmızm önemi yok" dedi. El Şara,
görüşmede Türkiye üe sınır güvenliği ve
Kürt konusunu ele ahnadıklarmı belirt-
ti; ancak Dışişleri Bakanhğı Sözcüsü Mu-
rat Sungar, yaptığı açıklamada, Ali Bo-
zer'in sınır güvenliği konusuna Türkiye'-
nin verdiği önemi El Şara'ya ilettiğini
söyledi.
Yunanıstan Dışişleri Bakanı Andonis
Samaras, dün BM Genel Kurulu'nda bir
konuşma yapü. Samaras, konuşmasında,
Türkiye ile "ciddi ve içten" bir diyaloğa
hazır olduğunu, ancak Kıbrıs konusu
"BM kararlan çerçevesinde
çözülmedikçe" bu diyaloğun verimli ol-
masının imkânsız olduğunu söyledi.
KKTC'den muhtıra
KKTC Nevv York temsilcisi Özel Ko-
rıy da BM Genel Sekreterliği'ne Rumla-
nn Avrupa Topluluğu'na tek yanh baş-
vurusunun yasal dayanaktan yoksun ol-
duğunu anımsatan yeni bir muhtıra ver-
di.
Muhtırada Kıbns'ı oluşturan iki top-
lumdan biri olan Kjbns Türklerinin için-
de bulunmadığı tek yanh bir AT başvu-
rusunun sadece anayasal değil, uluslara-
rası hukuk açısından da yasal dayanak-
tan yoksun olduğu belirtiliyor. Muhtıra
BM üyelerine genel kurul belgesi olarak
dağıtıldı.
KRİZİN TÜRKİYE FATURASI
Zarar yedi
milyar dolarDünya Bankası'nın dün açıkladığı tahmine göre Körfez krizi
Türkiye'ye, gelecek yılın sonuna kadar 7 milyar dolara mal olacak.
PROVA - Amerikalı asker yapılan bir tatbikat sırasında gerçek bir savaşın içindeymişçesine silahıyla hedefine koşuyor. (Reuter) I
Dış Haberler Senisi — Dünya Banka-
sı, Körfez kriziyle yükselen petrol fiyat-
lan ile ihracat ve turizm gelirlerindeki du-
şuşün Türkiye'ye gelecek yıl sonuna ka-
dar 7 milyar dolara mal olacağını, böy-
lece Türkiye'nin krizin faturasını en ağîr
ödeyen ülke olacağını öne sürdü.
AA'nın haberine göre Dünya Bankası-
nın dün açıkladığı tahminlerinde, daha az
ekonomik kaynaklara sahip ve daha ku-
çük bir ülke olan Ürdün'un ise krizden
Türkiye'den daha çok etkileneceği kayde-
dildi.
Dünya Bankası üst düzey yöneticilerin-
den David Bock, Türkiye'nin, Irak'a 1 ya
da 1.5 milyar dolarhk gıda ve malzeme
sattığını, bunları başka bir yere satması-
nın mümkun olup olmayacağımn ise bi-
linmediğini, bu ve buna benzer nedenler
yüzünden tahmin rakamlarındaki yelpa-
zenin geniş tutulduğunu kaydetti.
David Bock, duzenlediği basın toplan-
tısında, Ürdün ve Mısır'ın 1991 yıh sonu-
na kadar 2 ya da 4 milyar dolar kaybe-
debileceğini bildirdi.
Kaygı duyuluyor
Ote yandan VVashington muhabirimiz
Ufuk GuJdemir'in bildirdiğine göre Dün-
ya Bankası Başkanı Barber Conabfe, ön-
ceki gün Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile
yaptığı görüşmeden sonra gazetecilerin
sorularım yanıtlarken, Türkiye için kay-
gı duyulduğunu, ama panik için de ne-
den olmadığını söyledi.
Yaklaşık 45 dakika süren görüşmeden
sonra gazeteciler ile Conable arasında şu
konuşma gecti:
— Görüşme nasıl geçti?
CONABLE — Çok iyi geçti. Ortado-
ğu krizi konusunda kaygılıyız. Cumhur-
başkam'na attığı adımlann doğru oldu-
ğunu ve Türkiye'ye yararı olacağını söy-
ledik. Program üzerinde çalışıyoruz. Her
konuda Türkiye'ye yardımcı olmak için
hazır olduğumuzu söyledik.
— Krizden zarar görecek üikelere da-
ğıtılacak yardım, Dünya Bankası üzerin-
den mi verilecek?
CONABLE — Biz başında değiliz.
Ama tabiı Dunya Bankası'nın önemli bir
rolu olacak. Bunun dışında ikili olarak
da cabalar var. Amerika'nın bu yönde ça-
balan var. Cephe hattı ülkeleri için kriz-
den zarar görebilecekleri yönünde kaygı-
lar var. Özellikle Türkiye ve Mısır için
uluslararası bir çaba gosterilecek.
— Kriz Türkiye'vi nasıl etkiler?
CONABLE — Sert vurabilir. Fakat
Türk hükümeti ile bunun ne kadar ola-
cağını anlamaya dönük konuşmalar ya-
DIŞ BASIN ffl)t 4Dû5İ)m9tOT\ }J05t
O.Doğu yeni bir savaşı kaldıramaz
ÜRDÜN KRALI HÜSEYİN
^*- -m, - AMMAN — Orta-
**** doğu'da yeni bir bü-
I yük savaşı engellemek
için artık çok mu geç?
Olaylann gelişme hızı,
savaşı kaçmılmaz mı
kılıyor? Muhalefet
partileri, barışçı bir
çözümü savunamaya-
cak kadar çok mu gö-
mülduler kendi iç işlerine? Bölgede yaşa-
yan ve olası bir çatışmanın masum kur-
banları olacak insanların bu sorulara ya-
nıtı 'evet'. Bu insanların umutsuzluğunun
temel nedeni ise bu konuda yapabilecek-
leri bir şey olmaması.
İki aydan daha kısa bir süre içinde
olaylann nasıl olup da boylesine trajik bir
boyuta ulaştığı sorulabilir. Bu çatışmanın
galipleri olacak mıdır ve bu galiplerin ka-
zanımları neler olacaktır? Banşa ve ada-
lete dayanan yeni bir dünya duzeni kura-
rak, saldırganlığın onünu almak gibi ul-
vi bir amaca mı hizmet ediyoruz? Yok-
sa, dunyanın istemediği, ancak engelleye-
medıği bir savaşın içine yuvarlandığı 1914
yılındaki gibi aptalcasına romantık olay-
lar mı tanık olduklarımız?
Ben, yeni bir savaşı engelleme şansının
hâlâ bulunduğuna inanacak kadar inat-
çıyım. Olayların gelişme yönünun kont-
rol altına alınamayacağı görüşunü redde-
diyorum. Tarafların, kendi yaşamsal çı-
karlarıyla açıkça çelişen bir savaşa gire-
bileceklerini ise hiç tahmin edemiyorum.
Ortadoğu'da şimdiye dek yaşanan sa-
vaşlar, ne gah'pler getirmiştir ne de önemli
kazanımlar. Bu savaşlarda tek elde edi-
len, yanılsamaların gömüldüğü mezarhk-
lar ve yeni savaşlar için atılan tohumlar
olmuştur.
Yeni bir dünya duzeninin kurulmasını
elbette umut ediyoruz. Ancak kurulacak
olan yeni düzenin temeli çatışma değil uz-
laşma, seçici değil eşitlikçi bir adalet ol-
malıdır. •
1914'ün tekran mı?
Ortadoğu'da yaşadığımız olaylann gi-
dişinin, 1914 ağustosunda yaşananlann
tekran olmasından korkuyorum. Aynı se-
naryoyu yeniden oynamak, affedilmez bir
trajedi olacaktır. Askeri birliklerin böl-
geye yerleştınlmesi, yaptınmlann uygu-
lanması ve buyük miktarlarda paraların
akışı için harcanan çaba, siyasal bir çö-
zume ulaşmak için harcanmış olsaydı
eminim ki şimdiye dek sorun çözümlen-
miş olurdu.
Bazılanmn, askeri eylemin tek çözüm
yolu olduğuna inanması çok rahatsız edı-
ci. Bu düşünce, tehlikeli bir dar görüşlü-
lüğün göstergesidir. Irak'a karşı girişile-
cek bir savaşın etkileri, o ülkenin toprak-
lanyla sınırlı kalmayacak, Ortadoğu'da-
ki tüm başkentlerde yankılanacaktır. Böy-
lesi bir savaş, amaçladığının tersine, böl-
gede yeni bir istikrarsızhk yaratacaktır.
Bu nedenlerle krize siyasal bir çözüm bul-
mak zorunludur.
Irak'ın Kuveyt'i işgali, şartlardan ann-
mış bir ortamda gerçekleşmemiştir, ara-
nacak çözüm de aynı şartlar içinde dü-
şünülmelidir. Soruna bulunacak çözüm,
olayın temelinde yatan nedenleri kapsa-
malıdır. Irak ile Kuveyt arasındaki arîlaş-
mazhk, bölgedeki refah dağıhmmın den-
gesizliği, İsrail, Filistin ve Arap devletle-
ri arasında çozumlenememiş çatışma ve
kitlesel imha silahlarımn önlenemeyen
artışı.
Tüm bu sorunların temelinde, siyasal
ayrılıklar yatıyor. Bunlan askeri yoldan
çözümlemeye kalkışmak, yalnızca belir-
tileri ortadan kaldırır, anlaşmazlık neden-
lerini değil. Askeri çözum gjrişimi, sorun-
ların çözurnlenmesini değil daha çok kı-
zışmasını getirir. Çünku tüm bu sorun-
lar birbiriyle ilintilidir ve yıllardır sürdu-
rülen çabaların gosterdiği gibi kısmi çö-
zümler yeterli değildir.
Soruna bulunacak nihai çözüm, sanıl-
dığı kadar uzun bir süreci gerektirmiyor;
çünkü sözü edilen sorunların çözümleri,
hukümetlerin dosyalannda duruyor. Or-
tadoğu, yıllardır suren çatışmalardan ve
gerginliklerden yorgun düştü. Ülkelerin
çoğu, kaynaklannın ve enerjilerinin bo-
şu boşuna savaşa harcanmasından bıkmış
durumda. Dunyanın özgürlüğe, adalete ve
refaha doğru yurüyüşunde yer almaya ha-
zırlar. Savaş tehlikesine karşın Ortadoğu-
da barış için gerekli koşullar mevcut.
Önümüzde duran banş fırsatına, hepimiz
dört elle sarılmalıyız.
Krize bulunacak siyasal çözüm nasıl
oîursa olsun, çözümde Arapların onayı-
nın alınmasının şart olduğuna inanıyo-
rum. Çözumün adil olabilmesi için böl-
genin dışından zorla kabul ettirilmiş bir
formül izlenimi vermemesi gereklidir. Bu,
çözümün yasallığını zedeler.
Sonuç olarak emin olduğum bir şey
var: Ortadoğu, yeni bir savaşa dayana-
maz. Dunya, bunu görmeli ve durumu sa-
vaşa yönlendirmemelidir. Eminim ki krize
barışçı bir çozüm bulmak, dün.vj lider-
lerinin yeteneklerinin otesinde bir şey de-
ğil. Bunu onlar da başaramazsa, Allah
yardımcımız olsun. (24 eylül)
pıyoruz.
— Türk ekonomisinin bu krizi atlata-
cagına umutlu musunuz?
CONABLE — Evet. Zaten döviz re-
zervleri bakımından iyi bir noktada. Kim-
senin paniğe kapılmasına neden yok.
Cumhurbaşkanı, tahribatı asgariye indi-
recek gerekli adımlan atıyor, ülkenin li-
deri olarak akülı davranıyor.
— Bu, Türkiye'nin kredibüitesini etki-
ler mi?
CONABLE — Sanmıyorum. Yaptığı
şeyleri yapmayı sürdürdüğü sürece etki-
lenmez. Türkiye, kredi piyasalanna eri-
şiminde çok güçlü bir destek alıyor. Bu-
ıiun büyük çapta nedeni, ithalat-ihracat
rejiminin dışarda geliştirdiği yeni pazar-
lar ve dış krediler. Bizce Türkiye iyi du-
rumda. Birlikte çahşmaya devam edece-
— Araerikan vönetiminden size Tür-
kiye için hiç yaklaşım oldu mu?
CONABLE — Yönetim makamlan ile
Körfez krizi konusunda genef temas Öİ-"
du. Türkiye de üzerinde konuşulan ülke-
lerden birisiydi. Ama Amerikan yöneti-
minden Türkiye konusunda bize baskı ya-
pılmıyor. Türkiye ile yürürlükte olan
programlanmız var ve sorun yok. Ama
Amerika, tabii Türkiye bakımından ne
yaptığımızı bilmek istiyor. O yüzden de
konuşuyoruz. Japonya ile konuşuyoruz.
Conable, gazetecilerle konuşması sona
erdikten sonra kendisini yolcu etmek uze-
re bekleyen Devlet Bakanı Güneş Taner'e
döndü ve şaka yollu, "Size yeterince pa-
ra veriyor muyuz" diye sordu. Taner de
buna, "Yeterince degil" karşıhğını verdi.
REUTER
Yardım
sözde
kalıyorDış Haberler Servisi — ingiliz haber
ajansı Reuter dün geçtiği bir haber yo-
rumda ABD'nin Körfez krizinden zarar
gören üikelere yardım konusunda mütte-
fiklerinden sözlü destek dtşında, fazla
bir şey alamadığını belirtiyor. Rkh Miller
adlı muhabir tarafından yazılan haber-
yorum şöyle:
"Uluslararası Para Fonu (IMF) ve
Dünya Bankası'nın yılhk toplantılan so-
nuna yaklaşırken ABD, Iraİc'ı çevreleyen
ön cephe ülkelerine yardım konusunda
müttefiklerinden sözlü destekten başka
fazla bir şey alamadı.
ABD Hazine Bakanhğı'nın üst düzey
bir yöneticisi, zengin ülkelerin krizden en
çok zarar gören üikelere yapılacak yar-
dımı yönetmek için oluşturduğu bir "ça-
lışma grubu"nun, yardurun acilen gönde-
rilmesine karar verdiğini, ancak ne kadar
yardım yapılacağına ve kimin ne kadar
alacağına karar veremediğini söyledi.
ABD Başkanı George Bush, bir çalış-
ma grubu oluşturulacağını bu haftanın
başlannda açıklamıştı. Bu grubun oluş-
turulmasında temel hedef, Irak'ı Kuveyt
1
ten çıkarmaya yönelik diplomatik çaba-
ların mali destekle kalıcı olmasını sağla-
maktı.
Aralannda Suudi Arabistan, Japonya
ve Batı Almanya'nın da olduğu zengin
devletler, halen Körfez'deki ABD askeri
yığınağına ve krizden en çok etkilenen üi-
kelere yaklaşık 20 milyar dolar yardım
yapmaya söz vermiş bulunuyorlar. Ancak
VVashington, çalışma grubunu örgütleye-
rek bu ülkelerin verdikleri sözleri tutacak-
lanndan emin olmak istiyor.
ABD, krizin doğurduğu saflaşmanın
ön sıralarında yer alan Urdün, Mısır ve
Turkiye'ye gelecek yıhn sonuna kadar 14
milyar dolar yardımda bulunulmasını is-
tiyor. Ancak buna karşın AT, bu üikele-
re 9 milyar dolar yardım yapmanın yeterli
olacağı gorüşünü savunuyor.
Zengin ülkelerin çoğu, "ön cephe"de-
ki ülkelerin yardımı hak ettikleri konu-
sunda anlaşıyorlar.