Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28EYLÜL 1990 CUMHURİYET/19
HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGÜN
Meieteoroloıı Genel Müdûrtüfiü'n-
den alınan btlgıye göre, Marmara-
nın doflusu, Iç Ege, Iç Anadolu'nun
jcuzeybatısı, Batı ve Orta Karadenız
ile Doju Karadenız kıyıları yer yer
sa0an*)O0ıslı,öfe*i)er4eraç*ge-
ÇK8İC Hava SKaktığı yurdun kuay-
batısjnda yağışJa bırlikte azatacak,
ötekı yerier de önemlı değtştklık ol-
mayacak Dendenmızde rüzgâr Ba-
A 32° 20° Dıyart»«r
Y 26°15°E*ne
A 34» 19° Erarvan
Y 23° 11* Erajrum
A 28° 6°Eslo$aıır
Y 26° 11° Gazamep
A 30°22°&resun
A 30°20°6jmushaıwA
«^ ^ - J ü ' 1 m
.ywv«r1i, yaflış alan denızlenmızde 3-5 km. dolayın-
Jj^î V***®* ** ^ b u l u ( l a c a k
. Sönjş uzakJıfiı 10 km. olacak Van Gölû'nde
j«»(fiöer denızlenmnde yı^dız ve hava Açık geçecek. gûl kûçük dalgalı oJacak, görûş uzaklığı
poyrazdan 3-5, Karadenız Marma- 10 km dolayında buluracak
ra ve Kuzey Ege açıklannda 6 kuv-
wünde saatte 10-21 denız mılı hız-
B>ngâl
BrtlB
Bolu
Bursa
A 24°15°Ha«dn
A 34° 19° Isoana
A 26° 12° Istanbul
A 26°12°lzmıf
A 33°13°Kare
A 30° 14° Kasamonu Y
Ç
Çorum
Oeradı
Y 23° 9°Kayw>
Y 24° 15° KırtlareJ
A 24°J7°Konya
Y 24° TCKûtahya
Y 30°18°Malalya
33° 14° MarnM
25° 15° K Maras
30°12°M«ran
27° 2 ° M u j b
26° 1 Muş
33°9° Nıjde
24"18°0nJu
25" 17" ta
29° 10° Samsun
28° 13° Surt
23° 10° Sınop
31° 17° Sıvas
26° 19° ÜHonlaS
23° 4°lateDn
30° 8°1ıncei
23°11°Uşak
Z7°15°V*n
23°12°Vtega
31°tO°ZoiguMak
A 32° 18°
A 34° 19°
A 28° 20°
A 31° 19°
A 30° 12°
A 27° 12°
Y 24° 17°
Y 26° 17°
Y 23°17°
A 34° 18°
Y 22° 18°
A 25° 9°
A 23° 15°
Y 26°18°
A 32° 15»
Y 26° 12°
A 25° 9°
A 24° 10°
Y 22° 16°
la esecek. Oalga yûkseklığı Q5 ıla A-açft B-bukıau G-fûneşlı K-Urt S-se* Y-pgnıurlu
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Zakkumdan elde
edilerek damar ba-
sıncı düşurücüsu
olarak ve akıl hasta-
lıklannda kullanılan
alkaloit. 2/ Man-
ük... Judo ve karate-
deki en üst derecele-
re verilen ad. 3/ Ye-
dinci sanat... Tüy,
kıl. 4/ Hayvanlara
vurulan damga...
Eskiden hükümdara
aynlan gemi. 5/ Bu-
zul kökenli blok
kil... Aralıksız ola-
rak. 6/ Yapım... Bir hayvan. 7/ Kaie
duvan.. Geminin, zinciri toplayıp de-
mirini kaldırmaya hazır bulunması.
8/ Bir yarışın belirli uzaklığı kapsa-
yan bölümlerinden her biri... Aşık ve
bilye oyunlannda kullanılan, içi oyu-
lup kurşun akıtılarak ağırlaştınlmış
boyalı kemik. 9/ Ortaklık.
YUKAMDAN AŞAGlYA:
1/ Genel mağazalara mal bırakılır-
ken karşılığında alınan ticari belge.
2/ llham... Yumuşak başlı. 3/ Budizm'in, Buda'yla tek vücut
olmayı amaçlayan kolu... Tarla, bağ, bahçe tipi yerlerden top-
lanan üründen arta kalanlar. 4/ Beyaz mermerde bulunan sert
kısım.... Platinin sitngesi. 5/ Kum falı. 6/ Bir zaman birimi...
Bir tiyatro oyuncusunun, sanki diğer oyuncular duymuyormuş
gibi ama seyircilerin duyacağı biçimde konuşması ya da düşün-
mesi. 7/ llkel benlik... Askeri donanımın madeni bölümlerini
temizlemede kullanılan üstübeç, alkol ve sabun kanşımı mad-
de. 8/ Samanından aynlmamış arpa, buğday yığınlan... Yağ-
mur suyunun biriktiği çukur. 9/ Moritanya'nın başkenti.
60 YIL ONCE Cumhuriyet
Bir Çin heyeti
KI.H \MRA »INKMAMMM
k\KTM. t \\Kll VRI
MUSIKI M.K TEOAVI
28 EYLUL 1930
Çin cenerallanndan Vonk
Moo Sonf, maiyyetınde
Miralay Çenk Kay ve
tayyareci M.Ven Çio olduğu
balde bir hafta evvel
Istanbul'dan geçerek
Ankara'ya gıtmişler ve
evvelki gün şehrimize
dönmuşlerdir.
Ceneral Vonk Moo Song
dün kendisile göruşen
muharririmize seyahatini ve
Türkiye hakkındaki
intibalannı şu şekilde anlatmıştın
"Biz, Çin'liler Asya'nın en medeni ve muterakki memleketi
olan Türk'leri çok candan severiz. BUtün Çin, nezih
ruhlu, raert yürekli Turk gençliğini ve inkılâplannı
büyük bir alâka ve takdir ile takip ediyor. Yalnız son Çin
hâdisatı, maatteessüf Avrupa'da olduğu gibi, burada da
hakikatten tamamile uzak şekilde matbuata aksetmiştir.
Biz istiyoruz ki çok sevdiğimiz Tiırk gazetecileri
memleketimizi görerek hâdisatı olduğu gibi tesbit
etsinler.
Çin münevverleri Türk'un göz bebeği olan Gazi Hz.'ni en
büyuk mukeddesatı meyanında tanıyor ve seviyor. Ve
vticude getirdiği bir çok terakkiyatı, bilhassa harf
inkılâbını alkışlıyor.
Biz de Şark'ın medeniyet rehberi olan Türkiye gibi lâtin
harflerini benimsemeği düşünuyoruz. Fakat yaptığımız
tetkikat bunun yakın bir anda intaç edilemiyeceğini
göstermektedir. Bunun için jimdilik eski harflerimizi,
biraz daha ıslah ederek okunmasını daha kolay bir şekle
koymağa çalışıyoruzl'
Kolordu Kumandanı Şıikrü Naili Paşa Ceneral Vonk
Moo Snog'u ziyaret etmiştir.
30 YIL ONCE Cumhuriyet
Castro'nun nutku
28 EYLÜL 1960
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu
bugünkii ikinci oturumuna 19.15
(Gmt.) de başlamıştır.
Söz sırası gelen Kiıba Başbakanı
Fidel Castro, kürsüye elinde bir
termos olduğu halde çıkmış,
taşıdığı bir çantayı açmakla birlikte |
irticalen konuşmağa başlamıştır.
Daha önce dört saat konuşacağı TMd Castro
söylenen Fidel Castro sözlerine, "tercümanların işini
kolaylaştırmak için yavaş ve kısa konuşacağını"
bildirmekle baslamıştır.
llk olarak, Küba heyetine New York'ta reva görülen
muameleden şikâyet eden Castro demiştir ki:
"Birleşik Amerika, Lâtin Amerikasındaki diktatörleri
desteklemek ve Kuba'lı savaş suçlulanna kucak
açmaktadır. Amerikalılararası Savunma Paktı, aslında
"Amerikan Inhisarlarıru Koruma Paktı"ndan başka bir
şey değildir;'
Fidel Castro, yaptığı konuşmada, Küba hukümetinin,
Guantanameo ussundeki Amerikan deniz ve kara
kuvvetlerinin çekilmesini Devletler Hukuku çerçevesinde
gözönünde bulundurduğunu ifade etmiştir.
Castro, "eğer bu us blzim halkımız için bir tehdit teşkil
ederse" harekete geçileceğini bildirmiştir.
GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet
Eski vaatler
28 EYLÜL 1989
Avrupa Konseyi Danışma Meclisi'nde konuşan
parlamenterlerin sorularını yanıtlayan Başbakan Turgut
Ozal, demokrasi konusunda Batıya vaatlerde bulundu.
Ancak demokratikleşmenin tam olarak gerçekleşmesi için
zaman geıcktiğini söyledi. Özal, kendisinin komünist ve
dinci partilerin kurulmasına karşı olmadığını, fakat bu
partileri yasaklayan kanunlann kaldırılması amacıyla
yapılacak değişikliğin de iyi zamanlanması gerektiğini
belirtti. Başbakan, "Eğer Turk Ceza Kanunu'ndaki 141,
142 ve 163. maddelerin değiştirilmesi için halkoylamasına
gitmek gerekir ve bunun zamanlaması da iyi
ayarlanmazsa, referandumdan çıkacak sonuç sizin ve
benim isteklerimiz doğrultusunda olmayabilir" biçiminde
konuştu. Özal, "Ankara'run AT'ye uye olmasının bir hak
olduğunu" belirttiği dunkü konuşmasında, ustu kapalı
bir biçimde, Turkiye'nin NATO içınde ustlendiğı yuklerin
altmı çizdi. Ozal, yaptığı konuşmada, Turkiye'nin
bundan bö>'le Avrupa Insan Hakları Divaru kararları
"hukuken bağlayıcı" olarak kabul edeceğini açıkladı.
' Ö Kopenhag /i? P ^ • *•
DUNYA'DA BUGÜN
VfashmglonA t9°
Zûnlı A 2f>
TÂRTISMA
Yaşlılık Hîzmetlerî
Huzurevleri ve güçsüzier yurdunda uygulama yapan öğrenciler,
yaşlılann bulunduklan kuruma ve yaşama uyumlarını sağlamak
için çeşitli sosyal hizmet yöntemlerinden yararlanmaktadırlar.
Değerli sanatçımız Sayın Esin Afşar
(Anü)'ın 11 Eylül 1990 tanhinde gazetenizin
"Tkrtışma" sutunlannda yayımlanan yaşh-
lık ile ilgili yazısını ilgiyle okudum. Sevecen,
hoşgönı ve duygu yuklu, aynı zamanda ger-
çekçi önerilerin yer aldığı bu yazı, sanatçı-
mızın yaşlılara karşı ne denli içten ve duyar-
b olduğunu yansıtmaktaydı. Sanatçımız yaş-
lılara neler yapılabileceğine değınirken bu-
tun Batı ülkelerinde "asistan sosyal"lenn var
olduğuna ve yaşlılarla çalıştığına işaret edi-
yordu.
Sayın Afşar'ın daha çok Fransa'da kulla-
nılan adıyla asistan sosyallerden bahsetme-
si, bana ülkemizde bu meslek elemanlarım
yetiştiren akademik kurulnş ve bu kttrulu-
şun özellikle yaşlılık konusundaki program-
lanndan soz etme gereğini duyurdu.
Yurdumuzda asistan sosyaller, "sosyal hiz-
met uzmanı" adını taşımakta olup, öğretim
ve eğitimleri Hacettepe Lniversitesi Sosyal
Hizmeder Yüksek Okulu'nda yapılmaktadır.
Okulun amaa; aile ve çocuk, gençhk, sakat-
lar, işçi, suçluluk ve yaşlı refahı gibi alanlarda
uygulayıcı, yönetici, planlayıa, eğitici ve araş-
tırmaa olarak çalışacak sosyal hizmet uz-
manlarını yetiştirmektir.
Teorik duzeydeki çalışmalann yanı sıra uy-
gulamalara da ağırlık tanınmaktadır. Huzu-
revleri ve guçsuzler yurdunda uygulama ya-
pan öğrenciler, yaşlıların bulunduklan ku-
ruma ve yaşama uyumlarını sağlamak için
çeşitli sosyal hizmet yöntemlerinden yarar-
lanmaktadırlar.
öğrenciler, "sosyal kişisel çalışma" yön-
temi araahğı ile yaşlılann psiko-sosyal ihti-
yaç ve sorunları ile ilgilenmekte ve bu çer-
çeve ıçinde onlann yalnızlıklannı gidermekte,
yakınlan ile ilişkilerini guçlendirmekte, ge-
rekirse onlan yakınlannın evine götürmek-
te ve onlar için çok büyük anlam taşıyan anı-
lanru paylaşmaktadırlar. Bunun yanı sıra ku-
ruma yeni gelen yaşlılar için oriyantasyon
programlan düzenlemekte ve bu program
doğrultusunda yaşlılara kurum hizmetlerini
anlatmakta, kurumu gezdirmekte ve yeni ar-
kadaşlar edinmelerıni sağlamaktadırlar.
"Sosyal gnıp çalışması" yönteminden ya-
rarlanarak yaşülarla, etkileşim ve boş zaman-
lan değerlendirme gruplan oluşturmaktadır-
Su ve Ornıan
Asırlar önce tümüyle orman olan yurdumuzda
bozkırlaştırdığırruz ovaları ve dağ çöllerini yeniden
ormanlaştırmak bütün okullara, üniversitelere, askeri
birliklerimize ve tüm halkımıza düşen bir görevdir.
özellikle büyük kentlerimizde giderek ar-
tan susuzluk sorunlan yurdumuzun tüken-
mez gibi görünen su kaynaklan düşunuldu-
ğunde, demzinortasındasusuzluktanölümu
bekleyenleri veya bekleyeceklen arumsatıvor.
Çevremizde ızledığimiz doğa tahribatı sür-
düruldükçe, tukenmez gibi görünen su kay-
naklarımızın varlığı petrol rezervlerinde ol-
duğu gibi sınırhdır. örneğin Hata>'ın Araik
ovasında kunıtulan ve çölleşme>e başlayan,
vaktiyle çok çeşitli kuşlann banndığı ve hal-
kımızın balık ıhtiyacım doyurasıya karşıla-
van eski Amik Gölu, şimdi kışın sel baskın
alanı, yazın ise çorak araziye dönuşmuş du-
rumda. Taban suyu çekildiği için artezdyen-
lerin bile işlevini yitirdiği bu koca o\a verim-
liliğini giderek kaybediyor ve yetkili devlet
kurumu olan DSİ derinleştirmekte olduğu
kanallarla bu doğa tahribarını bizden son-
raki nesillere derin yaralar açarak bırakıyor.
Sorunlan yalnız yasal tedbirlerle, hele çoğu
hukukçunun ve uygula>ıalann dahi ustesin-
den gelemedikleri derlenmeye muhtaç, za-
manlı zamansız ve tatbikatçılann göruşü
ahnmadan yapılan yasalarla çözumlemek
mümkün değildir. Çevre sonılan ve sorun-
lanyla ilgili tüm yasalan ve yönetmelikleri
herkesçe anlaşılır bir şekilde derli toplu bir
kitapcık halinde tuzel ve özel kuruluşlara da-
ğıtmak, anketlere, istatistiklere ve bilimsel ve-
rilere dayanarak aünan yasal tedbirlerin uy-
gulamasında en büyük ve etkin denetici hal-
km, değerli basın mensuplanmızın ve çevre
koruma derneklerinin sesine kulak vermek
lar. Etkileşim gruplannda yaşlılann birbir-
lerini daha iyi taruması, birbirleriyle daha
çok kaynaşması ve sorunlannı paylaşması
sağlanmaktadır. Boş zamanlan değerlendir-
me gruplannda ise yaşlıların diledikleri ve ilgi
alanlanna giren faaliyetler programlanmak-
tadır.
"Toplumla çalışma" yontemi kanalıyla öğ-
renciler, yaşlılann sorunlanna bilinçh' olma-
lan ve aym zamanda toplumun da yaşlıla-
nn ihtiyaç ve sorunlanna bilinçli olmalan ve
duyarblık kazanmalan ıçın çalışmalar yap-
makta ve bu doğrultuda konferans, panel ve
seminerler düzenlemektedirler.
"Sosyal hizmet idaresi" yönteminin uygu-
lanmasında öğrenciler, üeride çahşabilecek-
leri yaşhbk hizmeti veren kurumlann yone-
timi, alınan kararlar, yaşlılık konusundaki
kanun, yönetmelik ve tüzükler ve hizmetle-
rin planlanması gibi konularda incelemelerde
bulunmaktadırlar.
öğrencilerin bir bölumu ise okulu bitir-
me tezi konusu olarak yaşlılık sorunlannı
seçmekte ve "sosyal refah araştınnası" yön-
teminin ışığında uygulamah araştırmalar
yapmaktadırlar.
Bugüne kadar yaşlılık konusunda olduk-
ça önemli sayıda araştırma yapılmış olup, bu
araştırmalann adlan ya da özetleri HÜ Sos-
yal Hizmetler Yiiksekokulu dergisinde ya-
yımlanmış bulunmaktadır.
Doç. Dr. GÖNÜL ERKAN
HÜ Sosyal Hizmetler Yüksekokulu
ögretim üyesi
gerekir.
Asırlar önce tümüyle orman olan yurdu-
muzda bozkırlaştırdığımız ovalan ve dağ çöl-
lerini yeniden ormanlaştırmak bütun okul-
lara, üniversitelere, askeri birliklerimize ve
tum halkımıza duşen bir görevdir. Her yurt-
taş içtenlikfc bu kutsal ve evrensel göreve ka-
tılmalı, ormanlastınna kampanyalan açmalı
ve bunlan desteklemelidir. Ağaçlandırma her
yöremizde farkh zamanlarda >apılacağından
bir milli ağaç bayramını sonbahardan plan-
layarak yasallaştırarak fazla geciktirmeden
ağaç ekiminin yapılacağı ilk haftalara almak
yararhdır. Duyarlüığın artmasıyia ağaç sefer-
berliği başanlır. Agaçlan koruma tedbirle-
rinin de beraberinde duşunülmesi gereken
böyle kampanyalarla yurdumuzun çölleşmesi
engellenebilir ve su sorunlanmız ile beraber
nice diğer sorunlanmızın çözümü kolayla-
şır.
KÂZIM SECERLİ
Ögretim görevlisi/Antakya
P E R A 146 97 38-132 64 26
papiUon bar
Akatlar Gırışı Etıler Nısbetıye Cad Tel 157 37 68
Süz yağmuriarıyla birlikte
Rosa Bar'ı
^ yeniden açtık.
Gitarda ROBER ile
unutulmaz Güz geceleri
R O S A b a rBagaraa Sok. 2/A Bebek Tel 163 13 731Akbank ve Yapı Kredı Bankası Sokagt I
b o | ı z ' t
t u l k u I u
t * b
rüya ersava
emin igüs-unju duru-
sefdar gönenç
cengiz erinç-«kan erk
CABAEET
CİNE
ııtamnı
FJ A Z Z C L U B t C A F E
28 Eylul-11 Ekım
THE END
TH0MAS HASS
MORTEN GR0NVAD
OLE SKIPPER
NİELS RATZER
Açıhş 11 00-01 30
Pazar Brunch 11 00-16 00
Canlı müzık 22 30-01 30
ARNAVUTKOY DERESI SOKAK NO
ARNAVUTKOY TEL: 163 05 78
MODAII V\
CAFE-1UK
Gitar ve Ud ile
Moda Cod. No: 239
Tel- 345 84 74
Selâmhk Yeni Sezonu Açıyor...
NÜKHET-NEŞET RUACAN
Caz GecelerL
Bu gü'nden itibaren her hafta
Çarşamba-Perşembe- Cunıa
.
Kozyalagı Mah Baglarbaşı Caa No 36/1 Erenkoy'ISTANBUL
Tel 362 29 74 - 362 29 75
ANKARA...ANKA
MÜSERREF HEKİMOĞLU
Park Heykeli Bekliyor
Çankaya'daki Pembe Köşk'ten sonra Heybeliada'daki ev de
yaşayan müzeye dönüşüyor. Bu yaşayan müzelerle güzel bir
örnek veriyor İnönü Vakfı. Belki de bir uyarı. Kimi olayları canlı
tutmanın önemini vurguluyDrtar. Yaşayan müze başka bir olay,
çünkü larihımizi, coğrafyamızı, yaşam biçimimızi oluşturan
kişilerin, politıkalarını oluşturan ılkeleri, bir müzenin sessiz-
liğine gömmek yerine geçmışten geleceğe bir köprü kuru-
yor yaşayan müzeler. Genç kuşaklara ışık tutuyor, aynca belli
tartışmalara, yorumlara yol açıyor. Bir resim, bir anı, bir öy-
kü derken bir devlet adamının gerçek portresi oluşuyor. Bir
zaman dilimi yeni boyutlar kazanıyor.
Pembe Köşk'ün karşısındaki parkın boşluğu dolarsa ya-
şayan müze yeni bir boyut kazanacak. Başkent Ankara'da
bir İnönü heykelinin yer almaması ilgınç bir olay, değil mi?
Tarihimize saygısızlık her şeyden önce. Böylesıne duyarsız-
lığa yorum bulamıyor insan. Aslında bir inönü heykeli yapıl-
mış bulunuyor. Ama taşıma giderleri nedeniyle Londra'dan
Ankara'ya gefemiyor kaç yıldır. Anlaşır gibi değil, kimi me-
zarlar için milyarlar bulunuyor, İnönü'nün heykelini taşımak
için para bulunamıyor! Oysa bu heykelin bir an önce gelme-
si gerekir, özellikle şu dönemde. Çankaya yollarında yürü-
yenlerin o heykele bakarak cumhuriyet tarihimizi yeniden oku-
maları gerekir. Kurtuluş Savaşımızı, Lozan'ı yeniden düşün-
melen gerekir. Oralardan buralaragelişimizin nedenlerini de
düşünmeleri gerekir. Kimi çevrelerin unutkanlığı, devlet yö-
netimindekı boyutu ve boyutsuzluğu da daha iyi anlaşılır o
zaman. Belli senaryolar daha iyi yorumlanır, o senaryolann
yerli ve yabancı yazarları açık seçik çizgilerle çtkar ortaya.
Pembe Köşk'ün bahçesinde bir de açık müze tasansı var-
dı, o tasarı ne oldu acaba? Vakıf yöneticıleri bahçenin bir kö-
şesini Çankaya Belediyesı'ne bağışladılar, ama ANAP'lı ye-
rel yönetim başkanı o köşenin çöplüğe dönüşmesine de se-
yirci kalch! Aslında tarihsel bir bahceye bakışını, düşünce açı-
sını sergiledi bence! SHP'lilerin bakışı daha geniş, saygılı ve
uygar kuşkusuz. Park düzenteniyor ve "Paşa"yı bekliyor arbk.
İnönü heykeiini ilk görenlerden biri benim galiba. Birkaç
yıl önce Londra'da yontu sanatçımız Mine Sunar'ın kent dı-
şındakı atölyesinde. Papa'nın bir büstünü yapan Mine Su-
nar, uzun süredir Londra'da oturuyor. Araya, Ağca olayı gir-
di. Papa'yı bir Türkün öldürme gırişimi gündeme gelince, bir
Türk sanatçının başarısı geniş yankı yapmadı, ama Papat-
nın saytsız büstleri arasında Mine Sunar'ın yaprtının ayrı bir
yeri var. Bu gerçek, Vatikan da da belirtiliyor. Papa'ya en çok
benzeyen büstü bir Türk sanatçının elleri yaratıyor. Türk ve
de Müslüman olmasaydı olay nasıl dallanır, boyutlanırdı kim-
bilir! Mine Sunar'ın atölyesinde İnönü'nün heykeli de beni
hayli etkiledi doğrusu. Belki Paşa'yı yakından tanıdığım için.
O sıcak gülüşlerini, bir karar öncesinde birden dikilişini bi-
raz aradım, ama sanatçıyı dınleyince hak verdim.
Doğal boyda bir İnönü var karşımızda, genç değil, ama ya-
şını kestirmek kolay değil. Sanatçı yaşlı olmayan bir devlet
adamı düşünüyor. Kaç yıl sonra aynı ızlemı alır seyredenler.
Kurtuluş Savaşı'nda inönü yengilerini kazanmış, ama nasıl
sivil ve çağdaş bir kişiymiş derler, Lozan Antlaşması'nı im-
zalayan devlet adamı derler, sonra da neler düsünürier kim-
bilir...
Heybeliada'daki İnönü evi 19601ı yılları anımsatıyor bana.
Yaşasaydı İsmail Rüştü Aksal, bu müzede neler anlatırdı kim-
bilir. Paşa en uzun yazı, Heybeliada'da geçirdi. 27 Mayıs Dev-
rimi'nden sonra İsmail Rüştü Aksal CHP Genel Sekreteri,
adaya birlikte gittiler. İnönü ve eşiyle baş başa geçirdiler o
^azı. Aksal, Paşa'nın sevdiği ve güvendigi bir kişi. Adadaki
günler ve uzun söyleşilerde 27 Mayıs Devrimi ve yeni ana-
yasa doğrultusunda CHP'nin yeni politikası da biçımleniyor
sanırım. Sonra çok üstlenen oldu, ama "ortanın solu" politi-
kasının beşiği Heybeliada'daki köşk. İnönü-Aksal soyleşileıi
giderek somutlaşıyor. Aksal, dürüstlüğü ve saygınlığıyla ta-
nınmış bir kişi. Lord Aksal diye tanınır, ama gösterışi hiç sev-
mez. 27 Mayıs'tan sonraki dönemde belli çabalarını konuş-
maktan da hoşlanmadı. Ama bılenler anımsar. Ben de unut-
madım. Doğan Avcıoğlu ve belli kişilerin Kurucu Meclis'e gir-
mesinde, 1961 Anayasası'na katkılarında Aksal'ın rolü var.
Ecevifin önce aday, sonra bakan olmasında da. Siyasal or-
tamdaki yozlaşmadan büyük üzüntü duydu her zaman. Bir
dönemi çok yakın yaşadık, onu tanıdım, üzürrtüsünü, kuş-
kularını da yakından duydum. Ayak oyunlarından, küçük he-
saplardan uzak, onurlu bir kişiydi Aksal. Bu nedenle siyasal
sahneden uzaklaşmayı yeğledi.
Anılarımda "ortanın solu"yla ilgili olaytar ve öyküler taze-
lenırken düşünüyorum şimdi. 1960'lardan 1990'lara geldik.
Ortanın solu politikası nasıl gelişti, ne kadar yol aldı, neden
yol alamadı? Politikayı ilkesei değil, kişisel yapma eğilimi güç-
lenıyor giderek. Kim nerede, ne süre, sonra nereye varacak
kestiremiyor insan. Kimi kişiler üst üste çekilmiş fotoğrafla-
ra benziyorlar! Dün suçladıklannı bugün aklıyor, dün yanın-
da olduklarının karşısına geçiyorlar birden, yüzleri, gözleri
değişiyor. Boy vermeyen bir ortam insanı karamsarlığa gö-
türüyor, ama Türkiye sahnedekilerden oluşmuyor değil mi?
Tersine sahnedekiler toplumun hayli gerisindeler.
Bir de seyircılen var. Onlann sağduyusuna güvenmek ge-
rekir. SHP kurultayına bu nedenle hâlâ umutla bakıyorum
ben. Delegelerin sağduyusuna güveniyorum. Bu kurultayı
oluşturan nedenleri iyi değerlendirebilirier. Bir günde ağız ve
yüz değiştirenlerin gerçek çızgilerini yeteri kadar tanıdılar. Bu
tanıyia sağlıklı yargılara varabilirler. Bu kurultay yalnız SHP
için değil, ülkemiz için önemli bir olay. Tüm delegelerin de-
mokratik yaşamda belli bir görevleri ve sorumluluklan var.
ÇALl^ANLARIN
SORUL\RI/SORUNLARI
Y1LMAZ ŞİPAL
u
Emekli olup çalışmak istiyorııiîi"
SORU: 1) Halen aile reisi olarak isteğe bağlı sigortalıyım.
Memur olan hanımım sa\esinde ben, eşimin sağlık
vardımlanndan yararlanabilir miyim?
2) Sigortadan emekli olup çalışmak istiyorura.
Emekli olduktan sonra serbest çalışma olanagım var
mı?
RJG.
YANTT: Devlet Memurları Tedavi Yardımı ve Cenaze Gider-
leri Yonetmeliği'ne göre "Devlet memurunun herhangi bir şe-
kilde sağlık yardımından faydalanamayan eşi" tedavi ve yol
gıderlerinden yararlanu-.
7.3.1983 gunlü 82 seri no.lu tedavi yardımına ilişkin Devlet
Memurları Genel Tebliği'ne göre de:
"b) Devlet memurunun îş Kanunu kapsamında çahşan veya
serbest meslek erbabı olan vergi yükümlüsu veya Bağ-kur üye-
si (isteğe bağlı üyelikler dışında) eşlerinin tedavi ve yol gıderle-
rinden yararlandırılmaması, gerekmektedirî'
Tebliğde, Iş Yasası kapsamında çalışmayan ya da serbest mes-
lek erbabı olmayan ve vergi yükumlusü bulunmayanlarla, iste-
ğe bağlı sigortalı olanlann tedavi yardımlarından yararlanması
ongörulmuştür.
2) Bağ-Kur Yasası'na göre "Ticari kazanç veya serbest mes-
lek kazancı dolayısıyla gerçek veya goturü usulde Gelir Vergisi
mukellefi olanlar, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı bulunanlar
veya kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun ola-
rak kayıtlı olanlar" Bağ-Kur kapsamında zorunlu sigortah
olurlar.
Ancak yasayla ya da yasalann verdiği yetkiye dayanarak ku-
rulu "Sosyal guvenlik kuruluşlarına prim veya kesenek ödeyen-
lerle bu tur kuruluşlardan malullük, yaşlılık ayhğı ile daimi tam
iş goremezlık gelirı olmakta olanlar, aylık veya gelir bağlan-
ması için lalepte bulunmuş olanlar", isteseler de Bağ-Kur kap-
samına giremezler.
SSK'dan emekli olup yaşlılık aylığı almakta olanlar, Bağ-Kur
sigortalısı olamazlar ve gerek serbest, gerekse sigortalı çalış-
malarında yasal bır engel yoktur.