22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28EYLÜL 1990 CUMHURİYET/19 HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGÜN Meieteoroloıı Genel Müdûrtüfiü'n- den alınan btlgıye göre, Marmara- nın doflusu, Iç Ege, Iç Anadolu'nun jcuzeybatısı, Batı ve Orta Karadenız ile Doju Karadenız kıyıları yer yer sa0an*)O0ıslı,öfe*i)er4eraç*ge- ÇK8İC Hava SKaktığı yurdun kuay- batısjnda yağışJa bırlikte azatacak, ötekı yerier de önemlı değtştklık ol- mayacak Dendenmızde rüzgâr Ba- A 32° 20° Dıyart»«r Y 26°15°E*ne A 34» 19° Erarvan Y 23° 11* Erajrum A 28° 6°Eslo$aıır Y 26° 11° Gazamep A 30°22°&resun A 30°20°6jmushaıwA «^ ^ - J ü ' 1 m .ywv«r1i, yaflış alan denızlenmızde 3-5 km. dolayın- Jj^î V***®* ** ^ b u l u ( l a c a k . Sönjş uzakJıfiı 10 km. olacak Van Gölû'nde j«»(fiöer denızlenmnde yı^dız ve hava Açık geçecek. gûl kûçük dalgalı oJacak, görûş uzaklığı poyrazdan 3-5, Karadenız Marma- 10 km dolayında buluracak ra ve Kuzey Ege açıklannda 6 kuv- wünde saatte 10-21 denız mılı hız- B>ngâl BrtlB Bolu Bursa A 24°15°Ha«dn A 34° 19° Isoana A 26° 12° Istanbul A 26°12°lzmıf A 33°13°Kare A 30° 14° Kasamonu Y Ç Çorum Oeradı Y 23° 9°Kayw> Y 24° 15° KırtlareJ A 24°J7°Konya Y 24° TCKûtahya Y 30°18°Malalya 33° 14° MarnM 25° 15° K Maras 30°12°M«ran 27° 2 ° M u j b 26° 1 Muş 33°9° Nıjde 24"18°0nJu 25" 17" ta 29° 10° Samsun 28° 13° Surt 23° 10° Sınop 31° 17° Sıvas 26° 19° ÜHonlaS 23° 4°lateDn 30° 8°1ıncei 23°11°Uşak Z7°15°V*n 23°12°Vtega 31°tO°ZoiguMak A 32° 18° A 34° 19° A 28° 20° A 31° 19° A 30° 12° A 27° 12° Y 24° 17° Y 26° 17° Y 23°17° A 34° 18° Y 22° 18° A 25° 9° A 23° 15° Y 26°18° A 32° 15» Y 26° 12° A 25° 9° A 24° 10° Y 22° 16° la esecek. Oalga yûkseklığı Q5 ıla A-açft B-bukıau G-fûneşlı K-Urt S-se* Y-pgnıurlu BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Zakkumdan elde edilerek damar ba- sıncı düşurücüsu olarak ve akıl hasta- lıklannda kullanılan alkaloit. 2/ Man- ük... Judo ve karate- deki en üst derecele- re verilen ad. 3/ Ye- dinci sanat... Tüy, kıl. 4/ Hayvanlara vurulan damga... Eskiden hükümdara aynlan gemi. 5/ Bu- zul kökenli blok kil... Aralıksız ola- rak. 6/ Yapım... Bir hayvan. 7/ Kaie duvan.. Geminin, zinciri toplayıp de- mirini kaldırmaya hazır bulunması. 8/ Bir yarışın belirli uzaklığı kapsa- yan bölümlerinden her biri... Aşık ve bilye oyunlannda kullanılan, içi oyu- lup kurşun akıtılarak ağırlaştınlmış boyalı kemik. 9/ Ortaklık. YUKAMDAN AŞAGlYA: 1/ Genel mağazalara mal bırakılır- ken karşılığında alınan ticari belge. 2/ llham... Yumuşak başlı. 3/ Budizm'in, Buda'yla tek vücut olmayı amaçlayan kolu... Tarla, bağ, bahçe tipi yerlerden top- lanan üründen arta kalanlar. 4/ Beyaz mermerde bulunan sert kısım.... Platinin sitngesi. 5/ Kum falı. 6/ Bir zaman birimi... Bir tiyatro oyuncusunun, sanki diğer oyuncular duymuyormuş gibi ama seyircilerin duyacağı biçimde konuşması ya da düşün- mesi. 7/ llkel benlik... Askeri donanımın madeni bölümlerini temizlemede kullanılan üstübeç, alkol ve sabun kanşımı mad- de. 8/ Samanından aynlmamış arpa, buğday yığınlan... Yağ- mur suyunun biriktiği çukur. 9/ Moritanya'nın başkenti. 60 YIL ONCE Cumhuriyet Bir Çin heyeti KI.H \MRA »INKMAMMM k\KTM. t \\Kll VRI MUSIKI M.K TEOAVI 28 EYLUL 1930 Çin cenerallanndan Vonk Moo Sonf, maiyyetınde Miralay Çenk Kay ve tayyareci M.Ven Çio olduğu balde bir hafta evvel Istanbul'dan geçerek Ankara'ya gıtmişler ve evvelki gün şehrimize dönmuşlerdir. Ceneral Vonk Moo Song dün kendisile göruşen muharririmize seyahatini ve Türkiye hakkındaki intibalannı şu şekilde anlatmıştın "Biz, Çin'liler Asya'nın en medeni ve muterakki memleketi olan Türk'leri çok candan severiz. BUtün Çin, nezih ruhlu, raert yürekli Turk gençliğini ve inkılâplannı büyük bir alâka ve takdir ile takip ediyor. Yalnız son Çin hâdisatı, maatteessüf Avrupa'da olduğu gibi, burada da hakikatten tamamile uzak şekilde matbuata aksetmiştir. Biz istiyoruz ki çok sevdiğimiz Tiırk gazetecileri memleketimizi görerek hâdisatı olduğu gibi tesbit etsinler. Çin münevverleri Türk'un göz bebeği olan Gazi Hz.'ni en büyuk mukeddesatı meyanında tanıyor ve seviyor. Ve vticude getirdiği bir çok terakkiyatı, bilhassa harf inkılâbını alkışlıyor. Biz de Şark'ın medeniyet rehberi olan Türkiye gibi lâtin harflerini benimsemeği düşünuyoruz. Fakat yaptığımız tetkikat bunun yakın bir anda intaç edilemiyeceğini göstermektedir. Bunun için jimdilik eski harflerimizi, biraz daha ıslah ederek okunmasını daha kolay bir şekle koymağa çalışıyoruzl' Kolordu Kumandanı Şıikrü Naili Paşa Ceneral Vonk Moo Snog'u ziyaret etmiştir. 30 YIL ONCE Cumhuriyet Castro'nun nutku 28 EYLÜL 1960 Birleşmiş Milletler Genel Kurulu bugünkii ikinci oturumuna 19.15 (Gmt.) de başlamıştır. Söz sırası gelen Kiıba Başbakanı Fidel Castro, kürsüye elinde bir termos olduğu halde çıkmış, taşıdığı bir çantayı açmakla birlikte | irticalen konuşmağa başlamıştır. Daha önce dört saat konuşacağı TMd Castro söylenen Fidel Castro sözlerine, "tercümanların işini kolaylaştırmak için yavaş ve kısa konuşacağını" bildirmekle baslamıştır. llk olarak, Küba heyetine New York'ta reva görülen muameleden şikâyet eden Castro demiştir ki: "Birleşik Amerika, Lâtin Amerikasındaki diktatörleri desteklemek ve Kuba'lı savaş suçlulanna kucak açmaktadır. Amerikalılararası Savunma Paktı, aslında "Amerikan Inhisarlarıru Koruma Paktı"ndan başka bir şey değildir;' Fidel Castro, yaptığı konuşmada, Küba hukümetinin, Guantanameo ussundeki Amerikan deniz ve kara kuvvetlerinin çekilmesini Devletler Hukuku çerçevesinde gözönünde bulundurduğunu ifade etmiştir. Castro, "eğer bu us blzim halkımız için bir tehdit teşkil ederse" harekete geçileceğini bildirmiştir. GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet Eski vaatler 28 EYLÜL 1989 Avrupa Konseyi Danışma Meclisi'nde konuşan parlamenterlerin sorularını yanıtlayan Başbakan Turgut Ozal, demokrasi konusunda Batıya vaatlerde bulundu. Ancak demokratikleşmenin tam olarak gerçekleşmesi için zaman geıcktiğini söyledi. Özal, kendisinin komünist ve dinci partilerin kurulmasına karşı olmadığını, fakat bu partileri yasaklayan kanunlann kaldırılması amacıyla yapılacak değişikliğin de iyi zamanlanması gerektiğini belirtti. Başbakan, "Eğer Turk Ceza Kanunu'ndaki 141, 142 ve 163. maddelerin değiştirilmesi için halkoylamasına gitmek gerekir ve bunun zamanlaması da iyi ayarlanmazsa, referandumdan çıkacak sonuç sizin ve benim isteklerimiz doğrultusunda olmayabilir" biçiminde konuştu. Özal, "Ankara'run AT'ye uye olmasının bir hak olduğunu" belirttiği dunkü konuşmasında, ustu kapalı bir biçimde, Turkiye'nin NATO içınde ustlendiğı yuklerin altmı çizdi. Ozal, yaptığı konuşmada, Turkiye'nin bundan bö>'le Avrupa Insan Hakları Divaru kararları "hukuken bağlayıcı" olarak kabul edeceğini açıkladı. ' Ö Kopenhag /i? P ^ • *• DUNYA'DA BUGÜN VfashmglonA t9° Zûnlı A 2f> TÂRTISMA Yaşlılık Hîzmetlerî Huzurevleri ve güçsüzier yurdunda uygulama yapan öğrenciler, yaşlılann bulunduklan kuruma ve yaşama uyumlarını sağlamak için çeşitli sosyal hizmet yöntemlerinden yararlanmaktadırlar. Değerli sanatçımız Sayın Esin Afşar (Anü)'ın 11 Eylül 1990 tanhinde gazetenizin "Tkrtışma" sutunlannda yayımlanan yaşh- lık ile ilgili yazısını ilgiyle okudum. Sevecen, hoşgönı ve duygu yuklu, aynı zamanda ger- çekçi önerilerin yer aldığı bu yazı, sanatçı- mızın yaşlılara karşı ne denli içten ve duyar- b olduğunu yansıtmaktaydı. Sanatçımız yaş- lılara neler yapılabileceğine değınirken bu- tun Batı ülkelerinde "asistan sosyal"lenn var olduğuna ve yaşlılarla çalıştığına işaret edi- yordu. Sayın Afşar'ın daha çok Fransa'da kulla- nılan adıyla asistan sosyallerden bahsetme- si, bana ülkemizde bu meslek elemanlarım yetiştiren akademik kurulnş ve bu kttrulu- şun özellikle yaşlılık konusundaki program- lanndan soz etme gereğini duyurdu. Yurdumuzda asistan sosyaller, "sosyal hiz- met uzmanı" adını taşımakta olup, öğretim ve eğitimleri Hacettepe Lniversitesi Sosyal Hizmeder Yüksek Okulu'nda yapılmaktadır. Okulun amaa; aile ve çocuk, gençhk, sakat- lar, işçi, suçluluk ve yaşlı refahı gibi alanlarda uygulayıcı, yönetici, planlayıa, eğitici ve araş- tırmaa olarak çalışacak sosyal hizmet uz- manlarını yetiştirmektir. Teorik duzeydeki çalışmalann yanı sıra uy- gulamalara da ağırlık tanınmaktadır. Huzu- revleri ve guçsuzler yurdunda uygulama ya- pan öğrenciler, yaşlıların bulunduklan ku- ruma ve yaşama uyumlarını sağlamak için çeşitli sosyal hizmet yöntemlerinden yarar- lanmaktadırlar. öğrenciler, "sosyal kişisel çalışma" yön- temi araahğı ile yaşlılann psiko-sosyal ihti- yaç ve sorunları ile ilgilenmekte ve bu çer- çeve ıçinde onlann yalnızlıklannı gidermekte, yakınlan ile ilişkilerini guçlendirmekte, ge- rekirse onlan yakınlannın evine götürmek- te ve onlar için çok büyük anlam taşıyan anı- lanru paylaşmaktadırlar. Bunun yanı sıra ku- ruma yeni gelen yaşlılar için oriyantasyon programlan düzenlemekte ve bu program doğrultusunda yaşlılara kurum hizmetlerini anlatmakta, kurumu gezdirmekte ve yeni ar- kadaşlar edinmelerıni sağlamaktadırlar. "Sosyal gnıp çalışması" yönteminden ya- rarlanarak yaşülarla, etkileşim ve boş zaman- lan değerlendirme gruplan oluşturmaktadır- Su ve Ornıan Asırlar önce tümüyle orman olan yurdumuzda bozkırlaştırdığırruz ovaları ve dağ çöllerini yeniden ormanlaştırmak bütün okullara, üniversitelere, askeri birliklerimize ve tüm halkımıza düşen bir görevdir. özellikle büyük kentlerimizde giderek ar- tan susuzluk sorunlan yurdumuzun tüken- mez gibi görünen su kaynaklan düşunuldu- ğunde, demzinortasındasusuzluktanölümu bekleyenleri veya bekleyeceklen arumsatıvor. Çevremizde ızledığimiz doğa tahribatı sür- düruldükçe, tukenmez gibi görünen su kay- naklarımızın varlığı petrol rezervlerinde ol- duğu gibi sınırhdır. örneğin Hata>'ın Araik ovasında kunıtulan ve çölleşme>e başlayan, vaktiyle çok çeşitli kuşlann banndığı ve hal- kımızın balık ıhtiyacım doyurasıya karşıla- van eski Amik Gölu, şimdi kışın sel baskın alanı, yazın ise çorak araziye dönuşmuş du- rumda. Taban suyu çekildiği için artezdyen- lerin bile işlevini yitirdiği bu koca o\a verim- liliğini giderek kaybediyor ve yetkili devlet kurumu olan DSİ derinleştirmekte olduğu kanallarla bu doğa tahribarını bizden son- raki nesillere derin yaralar açarak bırakıyor. Sorunlan yalnız yasal tedbirlerle, hele çoğu hukukçunun ve uygula>ıalann dahi ustesin- den gelemedikleri derlenmeye muhtaç, za- manlı zamansız ve tatbikatçılann göruşü ahnmadan yapılan yasalarla çözumlemek mümkün değildir. Çevre sonılan ve sorun- lanyla ilgili tüm yasalan ve yönetmelikleri herkesçe anlaşılır bir şekilde derli toplu bir kitapcık halinde tuzel ve özel kuruluşlara da- ğıtmak, anketlere, istatistiklere ve bilimsel ve- rilere dayanarak aünan yasal tedbirlerin uy- gulamasında en büyük ve etkin denetici hal- km, değerli basın mensuplanmızın ve çevre koruma derneklerinin sesine kulak vermek lar. Etkileşim gruplannda yaşlılann birbir- lerini daha iyi taruması, birbirleriyle daha çok kaynaşması ve sorunlannı paylaşması sağlanmaktadır. Boş zamanlan değerlendir- me gruplannda ise yaşlıların diledikleri ve ilgi alanlanna giren faaliyetler programlanmak- tadır. "Toplumla çalışma" yontemi kanalıyla öğ- renciler, yaşlılann sorunlanna bilinçh' olma- lan ve aym zamanda toplumun da yaşlıla- nn ihtiyaç ve sorunlanna bilinçli olmalan ve duyarblık kazanmalan ıçın çalışmalar yap- makta ve bu doğrultuda konferans, panel ve seminerler düzenlemektedirler. "Sosyal hizmet idaresi" yönteminin uygu- lanmasında öğrenciler, üeride çahşabilecek- leri yaşhbk hizmeti veren kurumlann yone- timi, alınan kararlar, yaşlılık konusundaki kanun, yönetmelik ve tüzükler ve hizmetle- rin planlanması gibi konularda incelemelerde bulunmaktadırlar. öğrencilerin bir bölumu ise okulu bitir- me tezi konusu olarak yaşlılık sorunlannı seçmekte ve "sosyal refah araştınnası" yön- teminin ışığında uygulamah araştırmalar yapmaktadırlar. Bugüne kadar yaşlılık konusunda olduk- ça önemli sayıda araştırma yapılmış olup, bu araştırmalann adlan ya da özetleri HÜ Sos- yal Hizmetler Yiiksekokulu dergisinde ya- yımlanmış bulunmaktadır. Doç. Dr. GÖNÜL ERKAN HÜ Sosyal Hizmetler Yüksekokulu ögretim üyesi gerekir. Asırlar önce tümüyle orman olan yurdu- muzda bozkırlaştırdığımız ovalan ve dağ çöl- lerini yeniden ormanlaştırmak bütun okul- lara, üniversitelere, askeri birliklerimize ve tum halkımıza duşen bir görevdir. Her yurt- taş içtenlikfc bu kutsal ve evrensel göreve ka- tılmalı, ormanlastınna kampanyalan açmalı ve bunlan desteklemelidir. Ağaçlandırma her yöremizde farkh zamanlarda >apılacağından bir milli ağaç bayramını sonbahardan plan- layarak yasallaştırarak fazla geciktirmeden ağaç ekiminin yapılacağı ilk haftalara almak yararhdır. Duyarlüığın artmasıyia ağaç sefer- berliği başanlır. Agaçlan koruma tedbirle- rinin de beraberinde duşunülmesi gereken böyle kampanyalarla yurdumuzun çölleşmesi engellenebilir ve su sorunlanmız ile beraber nice diğer sorunlanmızın çözümü kolayla- şır. KÂZIM SECERLİ Ögretim görevlisi/Antakya P E R A 146 97 38-132 64 26 papiUon bar Akatlar Gırışı Etıler Nısbetıye Cad Tel 157 37 68 Süz yağmuriarıyla birlikte Rosa Bar'ı ^ yeniden açtık. Gitarda ROBER ile unutulmaz Güz geceleri R O S A b a rBagaraa Sok. 2/A Bebek Tel 163 13 731Akbank ve Yapı Kredı Bankası Sokagt I b o | ı z ' t t u l k u I u t * b rüya ersava emin igüs-unju duru- sefdar gönenç cengiz erinç-«kan erk CABAEET CİNE ııtamnı FJ A Z Z C L U B t C A F E 28 Eylul-11 Ekım THE END TH0MAS HASS MORTEN GR0NVAD OLE SKIPPER NİELS RATZER Açıhş 11 00-01 30 Pazar Brunch 11 00-16 00 Canlı müzık 22 30-01 30 ARNAVUTKOY DERESI SOKAK NO ARNAVUTKOY TEL: 163 05 78 MODAII V\ CAFE-1UK Gitar ve Ud ile Moda Cod. No: 239 Tel- 345 84 74 Selâmhk Yeni Sezonu Açıyor... NÜKHET-NEŞET RUACAN Caz GecelerL Bu gü'nden itibaren her hafta Çarşamba-Perşembe- Cunıa . Kozyalagı Mah Baglarbaşı Caa No 36/1 Erenkoy'ISTANBUL Tel 362 29 74 - 362 29 75 ANKARA...ANKA MÜSERREF HEKİMOĞLU Park Heykeli Bekliyor Çankaya'daki Pembe Köşk'ten sonra Heybeliada'daki ev de yaşayan müzeye dönüşüyor. Bu yaşayan müzelerle güzel bir örnek veriyor İnönü Vakfı. Belki de bir uyarı. Kimi olayları canlı tutmanın önemini vurguluyDrtar. Yaşayan müze başka bir olay, çünkü larihımizi, coğrafyamızı, yaşam biçimimızi oluşturan kişilerin, politıkalarını oluşturan ılkeleri, bir müzenin sessiz- liğine gömmek yerine geçmışten geleceğe bir köprü kuru- yor yaşayan müzeler. Genç kuşaklara ışık tutuyor, aynca belli tartışmalara, yorumlara yol açıyor. Bir resim, bir anı, bir öy- kü derken bir devlet adamının gerçek portresi oluşuyor. Bir zaman dilimi yeni boyutlar kazanıyor. Pembe Köşk'ün karşısındaki parkın boşluğu dolarsa ya- şayan müze yeni bir boyut kazanacak. Başkent Ankara'da bir İnönü heykelinin yer almaması ilgınç bir olay, değil mi? Tarihimize saygısızlık her şeyden önce. Böylesıne duyarsız- lığa yorum bulamıyor insan. Aslında bir inönü heykeli yapıl- mış bulunuyor. Ama taşıma giderleri nedeniyle Londra'dan Ankara'ya gefemiyor kaç yıldır. Anlaşır gibi değil, kimi me- zarlar için milyarlar bulunuyor, İnönü'nün heykelini taşımak için para bulunamıyor! Oysa bu heykelin bir an önce gelme- si gerekir, özellikle şu dönemde. Çankaya yollarında yürü- yenlerin o heykele bakarak cumhuriyet tarihimizi yeniden oku- maları gerekir. Kurtuluş Savaşımızı, Lozan'ı yeniden düşün- melen gerekir. Oralardan buralaragelişimizin nedenlerini de düşünmeleri gerekir. Kimi çevrelerin unutkanlığı, devlet yö- netimindekı boyutu ve boyutsuzluğu da daha iyi anlaşılır o zaman. Belli senaryolar daha iyi yorumlanır, o senaryolann yerli ve yabancı yazarları açık seçik çizgilerle çtkar ortaya. Pembe Köşk'ün bahçesinde bir de açık müze tasansı var- dı, o tasarı ne oldu acaba? Vakıf yöneticıleri bahçenin bir kö- şesini Çankaya Belediyesı'ne bağışladılar, ama ANAP'lı ye- rel yönetim başkanı o köşenin çöplüğe dönüşmesine de se- yirci kalch! Aslında tarihsel bir bahceye bakışını, düşünce açı- sını sergiledi bence! SHP'lilerin bakışı daha geniş, saygılı ve uygar kuşkusuz. Park düzenteniyor ve "Paşa"yı bekliyor arbk. İnönü heykeiini ilk görenlerden biri benim galiba. Birkaç yıl önce Londra'da yontu sanatçımız Mine Sunar'ın kent dı- şındakı atölyesinde. Papa'nın bir büstünü yapan Mine Su- nar, uzun süredir Londra'da oturuyor. Araya, Ağca olayı gir- di. Papa'yı bir Türkün öldürme gırişimi gündeme gelince, bir Türk sanatçının başarısı geniş yankı yapmadı, ama Papat- nın saytsız büstleri arasında Mine Sunar'ın yaprtının ayrı bir yeri var. Bu gerçek, Vatikan da da belirtiliyor. Papa'ya en çok benzeyen büstü bir Türk sanatçının elleri yaratıyor. Türk ve de Müslüman olmasaydı olay nasıl dallanır, boyutlanırdı kim- bilir! Mine Sunar'ın atölyesinde İnönü'nün heykeli de beni hayli etkiledi doğrusu. Belki Paşa'yı yakından tanıdığım için. O sıcak gülüşlerini, bir karar öncesinde birden dikilişini bi- raz aradım, ama sanatçıyı dınleyince hak verdim. Doğal boyda bir İnönü var karşımızda, genç değil, ama ya- şını kestirmek kolay değil. Sanatçı yaşlı olmayan bir devlet adamı düşünüyor. Kaç yıl sonra aynı ızlemı alır seyredenler. Kurtuluş Savaşı'nda inönü yengilerini kazanmış, ama nasıl sivil ve çağdaş bir kişiymiş derler, Lozan Antlaşması'nı im- zalayan devlet adamı derler, sonra da neler düsünürier kim- bilir... Heybeliada'daki İnönü evi 19601ı yılları anımsatıyor bana. Yaşasaydı İsmail Rüştü Aksal, bu müzede neler anlatırdı kim- bilir. Paşa en uzun yazı, Heybeliada'da geçirdi. 27 Mayıs Dev- rimi'nden sonra İsmail Rüştü Aksal CHP Genel Sekreteri, adaya birlikte gittiler. İnönü ve eşiyle baş başa geçirdiler o ^azı. Aksal, Paşa'nın sevdiği ve güvendigi bir kişi. Adadaki günler ve uzun söyleşilerde 27 Mayıs Devrimi ve yeni ana- yasa doğrultusunda CHP'nin yeni politikası da biçımleniyor sanırım. Sonra çok üstlenen oldu, ama "ortanın solu" politi- kasının beşiği Heybeliada'daki köşk. İnönü-Aksal soyleşileıi giderek somutlaşıyor. Aksal, dürüstlüğü ve saygınlığıyla ta- nınmış bir kişi. Lord Aksal diye tanınır, ama gösterışi hiç sev- mez. 27 Mayıs'tan sonraki dönemde belli çabalarını konuş- maktan da hoşlanmadı. Ama bılenler anımsar. Ben de unut- madım. Doğan Avcıoğlu ve belli kişilerin Kurucu Meclis'e gir- mesinde, 1961 Anayasası'na katkılarında Aksal'ın rolü var. Ecevifin önce aday, sonra bakan olmasında da. Siyasal or- tamdaki yozlaşmadan büyük üzüntü duydu her zaman. Bir dönemi çok yakın yaşadık, onu tanıdım, üzürrtüsünü, kuş- kularını da yakından duydum. Ayak oyunlarından, küçük he- saplardan uzak, onurlu bir kişiydi Aksal. Bu nedenle siyasal sahneden uzaklaşmayı yeğledi. Anılarımda "ortanın solu"yla ilgili olaytar ve öyküler taze- lenırken düşünüyorum şimdi. 1960'lardan 1990'lara geldik. Ortanın solu politikası nasıl gelişti, ne kadar yol aldı, neden yol alamadı? Politikayı ilkesei değil, kişisel yapma eğilimi güç- lenıyor giderek. Kim nerede, ne süre, sonra nereye varacak kestiremiyor insan. Kimi kişiler üst üste çekilmiş fotoğrafla- ra benziyorlar! Dün suçladıklannı bugün aklıyor, dün yanın- da olduklarının karşısına geçiyorlar birden, yüzleri, gözleri değişiyor. Boy vermeyen bir ortam insanı karamsarlığa gö- türüyor, ama Türkiye sahnedekilerden oluşmuyor değil mi? Tersine sahnedekiler toplumun hayli gerisindeler. Bir de seyircılen var. Onlann sağduyusuna güvenmek ge- rekir. SHP kurultayına bu nedenle hâlâ umutla bakıyorum ben. Delegelerin sağduyusuna güveniyorum. Bu kurultayı oluşturan nedenleri iyi değerlendirebilirier. Bir günde ağız ve yüz değiştirenlerin gerçek çızgilerini yeteri kadar tanıdılar. Bu tanıyia sağlıklı yargılara varabilirler. Bu kurultay yalnız SHP için değil, ülkemiz için önemli bir olay. Tüm delegelerin de- mokratik yaşamda belli bir görevleri ve sorumluluklan var. ÇALl^ANLARIN SORUL\RI/SORUNLARI Y1LMAZ ŞİPAL u Emekli olup çalışmak istiyorııiîi" SORU: 1) Halen aile reisi olarak isteğe bağlı sigortalıyım. Memur olan hanımım sa\esinde ben, eşimin sağlık vardımlanndan yararlanabilir miyim? 2) Sigortadan emekli olup çalışmak istiyorura. Emekli olduktan sonra serbest çalışma olanagım var mı? RJG. YANTT: Devlet Memurları Tedavi Yardımı ve Cenaze Gider- leri Yonetmeliği'ne göre "Devlet memurunun herhangi bir şe- kilde sağlık yardımından faydalanamayan eşi" tedavi ve yol gıderlerinden yararlanu-. 7.3.1983 gunlü 82 seri no.lu tedavi yardımına ilişkin Devlet Memurları Genel Tebliği'ne göre de: "b) Devlet memurunun îş Kanunu kapsamında çahşan veya serbest meslek erbabı olan vergi yükümlüsu veya Bağ-kur üye- si (isteğe bağlı üyelikler dışında) eşlerinin tedavi ve yol gıderle- rinden yararlandırılmaması, gerekmektedirî' Tebliğde, Iş Yasası kapsamında çalışmayan ya da serbest mes- lek erbabı olmayan ve vergi yükumlusü bulunmayanlarla, iste- ğe bağlı sigortalı olanlann tedavi yardımlarından yararlanması ongörulmuştür. 2) Bağ-Kur Yasası'na göre "Ticari kazanç veya serbest mes- lek kazancı dolayısıyla gerçek veya goturü usulde Gelir Vergisi mukellefi olanlar, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı bulunanlar veya kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun ola- rak kayıtlı olanlar" Bağ-Kur kapsamında zorunlu sigortah olurlar. Ancak yasayla ya da yasalann verdiği yetkiye dayanarak ku- rulu "Sosyal guvenlik kuruluşlarına prim veya kesenek ödeyen- lerle bu tur kuruluşlardan malullük, yaşlılık ayhğı ile daimi tam iş goremezlık gelirı olmakta olanlar, aylık veya gelir bağlan- ması için lalepte bulunmuş olanlar", isteseler de Bağ-Kur kap- samına giremezler. SSK'dan emekli olup yaşlılık aylığı almakta olanlar, Bağ-Kur sigortalısı olamazlar ve gerek serbest, gerekse sigortalı çalış- malarında yasal bır engel yoktur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle