25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 EYLÜL 1990 CUMHURİYET/17 HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN Ifleteoroloji Genel Müdürlüjjü'n den alınan bilgıye göre, yurdun kuzey kBsimten parçalı buluflu. kuzey ve do- ftusu, iç Anabokj'mın kuzeybatısı ı!e Batı ve örta Karadeniz sajjanak yafiıslı, öteti yerter az buluflu vc açık geçe- cek. HA/A StCAKLIĞI yajış aian yer- lerde biraz azaiacak. pıjer yerierde deOişmeyecek. RÛZGAR: Gûney ve bat yönlerden hafif, ara sıra orta kuv- vette esecek. DENİZLERİMİZDE Oo- Ju Karadeniz-de kıble ve kesişleme. Bat) Karadeniz ve Doflu Akûenızde kıble ve looos. Gûney Ege ve Batı Ak- denı/de gûn baosı ve karaye! Kuzey Ege ve Marmara'da yıldız ve karayel- den 2 «a 4, Karadeniz açıklannda 5 kuvvetınde saatte 4-16 Karadenız açıklannda 21 denız mılı nızla esecek. Dakja yûkseklıj)ı 05-1 m Karadeniz açıklannda 1,5-2 m dolayında bulunacak. Van Gölü'nde nava az buluttu ve açık ge- çecek Rûzgâr güney ve batı yönlerden hafif ara sıra orta kuvvet- te esecek Mana Adapazarı Mıyaıtun Afyon AJn Antaıra Antakya Aıfetya Aflvın Vlın BahMstr Bitecik Bıngöl Bitts Bohi Bufsa Çjnakiole Çorum OenM A 31° 16° Dıyartıalar V 20° 14° Edırne A 31° 17° Erancan A 22° 8° Erzurum A 26° 3°Eslaşelw Y 23° 8-Garantep A 3O°2O°Gıresun A 30° 18° Gûmû$nam A A 21° M° HakKJn A 28° 12° Isparta A 22° 10° jsonbul Y 21° 8°İzmn A 28°10°Kars A 27° 9°Kasamonu Y Y 19° 8°Kaysen Y 2t° 11° KnMareli A 22°16°Konya Y 23° 16° Kütalıya A 26" 13° Malatya 31° 14°Manısa 18° 9°K.Maraş 27 D 12°M«aıı 25° 1°Mujla 22° 8°Mus 30°WNıO()e 23°1S : '0r*ı . 24° 8 ° t a 28°13°Samsun 24° 8°S»rt 19° 14° Sınop 27°ie°Sıvas 24° 3°Tetardaj 20° 7°1rataon 22° 2°Tünce« 19°10°Uşak 22° 8°V4n 21° 8°Y0!5at 28° 17° ZonguMak A 28° 14° A 31° 17° A 28° 20° A 28° 10° A 28° 10° A 22° 5° Y 23°16° A 25° 17° Y 23° 16° A 31" 16° Y 23° 16° A 18° 5° Y 19° 11° A 27° 15° A 23° 10° A 24° 8° A 20° 5° Y 19° 14° : açık ı bulutJti 'yaftmuriu isnt îkart A-jç* B-öukıtJu G-gûoeslı K-karlı S-sst Yyajmurlu BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Gri ve siyah renk- li, organik madde ba- kımmdan zengin ça- mur. 2/ Gösteriş, fı- yaka... Davul ve zur- na eşliğjnde toplu ola- rak oynanan bir halk oyunu. 3/ Üç ya da daha çok sayıda halat telinden elle öriilerek yapılmış kısa ip. 4/ Demir ya da tahta üzerindeki eski boya- ları kazımakta kulla- nılan araç... Tabut. 5/ Hint-lran dil grubuna verilen ad... Kesintilerden sonra kalan miktar. 6/ Meyvelerinin insan şeklin- de olduğuna inanılan efsane ağacı... Demirin simgesi. 7/ Gösterme, işaret etme... Hükümdarların, mareşallerin, din adamlannın güç simgesi olarak tö- renlerde taşıdıklan değnek. 8/ Astat elementinin simgesi... Bir tür kalın ve kaba kumaş. 9/ Hücrenin temel mad- desi. YVKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Eski hekimlikte zayıf, esmer, hırçın ve atik olanların yaradılışı- na verilen ad. 2/ Bağışlarna... Ağn Dağı'na verilen bir başka ad. 3/ Yaylı çalgılarda tellerin parmak çekişleriyle seslendirilmesi. 4/ Kalın bükülmüş sicim... Bir bağlaç. 5/ ISSl'de Çarlık Rusyası'nda kurulan gizli ve siyasi polis örgütü... Bir renk. 6/ Yunan mitoloji- sinde kır tannsı... Tropikal Afrika'da yetişen bir ağaç. 7/ Tasav- vufta Tanrı'nın insan ruhlannı yarattığı zamana verilen ad... tnce kamış. 8/ Şehzadelerin özel eğitmenleri... Bir nota. 9/ Flurya da denilen güzel ötUşlü bir kus... Uzaklık anlatmakta kullanılan söz. 60 YILONCE Cumhuriyet Selim Ragıp Bey NASRETTıN HOCA Ru'^ün ^ıklı Her >erdc » kuruf ZAI.OĞI.U KLSTtM 19 EYLÜL 1930 Mevkuf bulunan "Son Posta" mes'ul müdurü Selim Ragıp Beyin tahliye talebi altıncı istintak dairesinde yapılan alenî duruşmadan sonra da reddedilmişti. Selim Ragıp Beyin vekili trfan Emin B. tarafından bu ret kararı hakkında da Ağırceza riyaseti nezdinde itirazda bulunulmuştur. Ağırceza riyaseti bu itirazı da tetkik etmektedir. Diger taraftan müstantik Süreyya Bey, ,bu mes'ele hakkındaki tahkikatı ikmal etmek üzeredir. Bir iki gün zarfında müstantik kararı yazılacak ve evrak Ağırceza mahkemesine sevkedilecektir. Selim Ragıp Beyin bu hafta içinde muhakemesine başlanacağı kuvvetle tahmin edilmektedir. Sabık Adliye nazın tsmail Sıtkı, avukat Ali Şevket ve Orhan Mithat Beyler, Selim Beyin fahriyen müdafaasını deruhte etmek istemişlerdir. Diğer taraftan lzmir'de mevkuf gazetecilerin yarın muhakemelerine başlanacaktır. Manisa'daki on avukatın, tzmir'deki gazetecilerin müdafaalannı fahriyen deruhte etmek üzere müracaat ettikleri bildirilmektedir. Mevkuf "Hizmet" gazetesi başmuharriri Zeynel Besim B., tevkifanede kendisile görüşen bir gazeteciye şunları söylemiştir: '— Biz gayrimevkuf olarak da muhakeme edilebilirdik. - Bizlerin ve Hamdullah Suphi ve Necmettin Sadık Beylerin iddialanmıza rağmen, mernlekette muhafeletin sesi susturulmak isteniyor. Fakat görüyoruz ki bu kabil değildir. Millet, siyasi rüştünü isbat etmiştir; artık akli selimle hareket ediyor. 30 YIL ONCE Cumhuriyel Prof. Tunaya Türk Devrim Ocakları'nın evvelki gün yapılan 9. Kurultayında seçilen yeni yönetim kurulu, dün Beyoğlu'ndaki Devrim Ocaklan Genel Merkezi'nde toplanarak işbölümü yapmıştır. Buna göre: Türk Devrim Ocaklan Genel Başkanlığı'na Prof. Dr. Zank Zaferl Tunaya, ikinci başkanlığa Doç. Dr. Ismet Giritli, Genel Sekreterliğe Avukat Ali Turgan, muhasipliğe Yüksel Dinçer, üyeliklere de Doç. Dr. Aytekin Atalay, Asistan çetin Özek, Avukat Nizamettin Nefçi, Behçet Kemai Çağlar ve Av. Günseli Orcan getirilmişlerdir. Yeni Yönetim Kurulu bugün saat 15.30 da bir basın toplantısı yaparak çalışma proğramını açıklayacaktır. Kurucu Meclis 19 EYLÜL 1960 Kurucu Meclisin hazırlıklan devam etmektedir. Önümüzdeki günlerde muayyen teşekküllerden seçim yolu ile Kurucu Meclis üyelerinin tesbitine başlanacağı haber alırunıştır. Duyduğumuza göre Kurucu Meclisin üyelerini vilâyetlerden, barolardan, ticaret ve sanayi odalanndan, ordudan, mesleki teşekküllerden, üniversiteden vesair topluluklardan seçilecek temsilciler teşkil edecektir. Ancak üyelerin, daha ziyade partisiz kimselerden seçileceği bildirilmektedir. Kurucu Meclisi tahminen 150-200 üye teşkil edecek ve aynca yürürlüğe girecek bir kanunla bu Meclisin selâhiyetleri belirtilecektir. Bu selâhiyetlerin geniş şekilde Kurucu Meclis'e verilecefi söylenmektedir. Millî Birlik Komitesi, Kurucu Meclis dışında vazifesine devam edecektir. GEÇENYIL BUGUN Cumhuriyet Uzlaşma önerisi 19 EYLÜL 1989 SHP Genel Başkanı Erdal Inönü, Başbakan Türgut özal'm üç partinin benimseyeceği aday bulması için temaslar yapması gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce erken seçim yapılmaması halinde üç partinin bir Cumhurbaşkanı adaymda uzlaşabileceklerini belirten Inönü, "Ancak liderler olmaz" diye konuştu. Inönü, Basbakan'ın "ınönü ile görüşürüm" sözüne karşılık olarak da Cumhurbaşkanlığı seçiminin "kişisel bir mesele olmadığını" söyledi. Erdal inönü ANAP'ı bir kez daha uyararak "Büyuk çoğunluğun istemediği bir cumhurbaşkanı seçilirse, onu nasıl değiştireceğiz diye uğraşacağız. Halbuki ülkenin sorunlarıyla uğraşmalıyız. Henüz aklınız başınızdayken bunu yapmayın diyoruz ANAP'a" dedi. J ^ Helsınkı j Lenıngrad • J Moskova / Madrıd C m ^ r \ \ Cezayır T«? ^ Ankara a • Tebrız Turtus • Sam Kahıre • TAKITSMA DÜNYA'DA BUGÜN Ajnsterdam Amıran AOna Bajdaı Barcetona Basd BdgraO Bemn Bonn Bfüksel Budapeşe Cenevre Cezayir CkkM Dubaı FranMurt Srne Hefsınte Kahıre Kopentag Köln Ufkoşa B 16° A 30° A 27° A 34° A 25° B 21° Y 19° Y 16" B 17° 8 16° Y 18° B 20° A 28° A 32° A 39° B 16° A 29» Y 14° A 27° Y 16° B 17° A 3T° Y 13" B 17° A 24° A 20° A 23° Y 14° B 17° A 21° Y 15° B 18° B 16° A 40° A 25° Y 17° A 33° A 27° A 36° Y 14° A 21° A 18° Wjst»n«tonA 24° Zünh B 21° Lenıngrad Lorafra Madnd Mriaro Momreal Moskova Münıh New VSrt Oslo Pans Prag Rıyad Roma So<ya Şam fel Avıv Tunus Vaşoa venedık Vi*ana Demokra^ tçîn Kültür ve Kuruluşlar Unutmayalım ki birlikte hareket etme yeteneğini kazanmış, demokratik mekanizmaları içine sindirebilmiş topluluklar asıl amaçlarına zaman ve güç yitirmeksizin ulaşabilirler. Bizler barış ve demokrasi sözcüklerini dar anlamları ile yaşar ve tartışırız. Barış denince savaşın olmadığı durumu, demokrasi denin- ce sandık başına gidip oy kullanmayı anlarız. Bu iki sözcüğü derinlemesine bilip yasantımız- da uygulamadığımız için çok değışken ve çe- lişkili davranış biçımleri içinde yuvarlamr gi- deriz, Bu konularda sistemin bize sunduğu mev- cut eğitimin yetmediğini düşünür, yasadığım bir örneği anımsadıkca hep kaygılanırım. 12 Eylül 1980'in yaklaşık bir yıl sonrasıydı. Bir dernek başkanımn MiUi Guvenlik Konseyi- ne gönderdiği yazının son paragrafı şöyle bi- tiyordu: "Fesbedilen partilerin devletleştirilen mallanndan; iki adel daktilo, bir adel teksir, bir adet hesap makinesi ve yeterli sayıda çe- lik dolap, raasa, sandalvenin dernegimize ba- gıslanmasını emirierinize arz ederim." Bir yanda partilerinin, sendikalarının, ör- gütlerinin el konulan mallannı savunan insan- lar, öte yanda altı ay kapatıldıktan sonra açık kalmayı basarmış bir derneğin ganimetten pay alma çabası. Sayın Demirel, "Darbeier alkış- lanmamah" derken çok haklı, ama 10 yıl ön- cesinin Demirel'i yurttaşlarına kendince han- gi demokrasiyi değer görüyordu aynca tartı- şılmaya değer. Avnıpa ülkelerinde eğitim sistemi içinde de- mokrasi ve banş kültürüne okullarda ders ola- rak yer verildiğini biliyoruz. Aym koşullar ül- kemizde niçin yaratılmasın? Geçen aylarda SHP tstanbul MilletvekiU Mustafa Sangül or- ta dereceli okullarda öğrencilere "politika ve demokrasi" dersleri verilmesini isteyen bir yasa önerisini TBMM Başkanlığı'na vermişti. An- cak bu derslerin öteki kadar nitelikli (!) ola- cagı düşünülerek ve zaman da yitirmemek için sendika ve dernekler, vakıflar, kooperatifler, meslek odaları, partUer üyelerine yönelik de- mokrasi, banş, insan haklan eğitimine baş- Demokrasi Egitimi Yeni yasal düzenlemelerle ülke insanının gereksinimlerine uygun düştüğü ölçüde okullar, demokratik gelişmenin, ekonomik ve toplumsal kalkınmanın, çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmanın odağı olacaklardır. 1990-1991 eğitim ve öğretim yıhnm başla- dığı şu günlerde, 1989-1990 uygulama sonuç- lannın derinliğine tartışılması, geleceğe ışık tutması açısından yarariı olacaktır. Amacımız, temel eğitirn ve orta öğretim kurumlarında "demokrasi egitimi"nin onemi ve dayanakla- rını ortaya koyarak demokratik yaşama etki- sini arastırmak, öneriler sunmaktır. Eğitim düzeyindeki yetersizlik, geri kalmış- lığın bir göstergesi olarak kullanılmaktadır. Sosyal adalet ilkelerine uygun, toplumsal re- fahı gerekleştirmek temelinde geri kalmışlık- tan kurtulup gelişmişlik se\ r iyesine ulaşmayı amaç edinmiş toplumlar eğitime önem vermek zorundadırlar. Bu anlamda eğitim, kalkınma için en anlamlı yatınm olmaktadır. Eğitimin demokratik olması, kalkınmada insamn araç degil, amaç olmasıyla, eğitimde hak ve fırsat esitliği ile yakından UgUidir. Diğer taraftan de- mokratik eğitim, bireylerin ilgi ve yetenekleri saptanarak kişilik özelliklerinin geliştirilebil- mesine olanak sağlamaktadır. Demokratik eğitim, demokratik toplumun o arada demokrasinin kurum ve kurallarıyla gerçekleşmesinde demokrasinin yaşam biçirai olarak kökleştirilmesinde temel ilkedir. Bire- yin kendisini, ailesini, toplumu, dünyayı ta- nımasında, toplumun yararlannı gözetebilme- sinde, toplumsal sorunların çözümünde, ya- pıcı ve yaratıa önerilerin getirilebilmesi de- mokratik eğitim ortamını zorunlu kılmakta- dır. Karşıt düşünceden hareketle katı, merke- ziyetçi, antidemokratik ve yasakçı örgüt orta- mında, özgür düşüncenin, bireysel yetenekJerin, akılcı yöntemlerin degil, dogma- tik ve hukuk dışı anla>işlann topluma egemen olması demektir. Bu anlayış totaliter rejimle- re olanak sağlar. Oysa, demokrasi her türlü baskı rejimlerini reddeder. Temel eğitim ve orta öğretim kurumların- da demokrasi eğitiminin en önemli araçlan, Milli Eğitim Temel Yasası, okul ve derslerin müfredat programlaııdır. Milli Eğitim Temel Yasası'nda, genel ve özel amaçlar arasında sa- yılabilecek kimi hükümler, ulusal insan tipi >a- ratabilmek bağlamında demokrasi eğitimini de içermektedir. Okul programlarında yatak ve dikey hedeflerle birlikte "hayaU ve üst öğretim" kurumlanna hazırlanacak olan öğ- rencileri, üyesi bulunduğu toplumumuzun ya- pıcı, >-aratıcı, düşünebilen, toplumsal sorun- lara iüşkin önerilerde bulunabilen insanlar ola- rak yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Bu amaç, ders programlarında daha da açıktır. Sosyal Bilgiler, Türkçe, Tarih, Coğrafya, Yurttaşhk Bilgisi, Felsefe, Mantık, Sosyoloji gibi ders- lerle sınıf öğretmenliği ve eğÜtsel etkinlikJer, "demokrasi efcitiraF'nde önemli işlevlere sahip- tir. Uygulamada ders kitaplannın içeriğinde çağdaş toplum gereklerine uygun konulara ye- terince yer verilmediği, dersin işlenişinde öğ- retmenin tartışma ortamı yaratmaktan çok sözlü ve yazıü anlatıma yer verdiği gözlenmek- tedir. öğrenciye, düşunme, düşündüğünü sor- ma fırsatı vererek onu konuşmaya yöneltmek haklı olarak öğretmenden beklenmektedir. Demokrasi eğitiminin diğer bir dayanağı da sınıf öğretmenliği ve eğitsel etkinliklerdir. Bu etkinlikler kendi ilgi ve yeteneklerini tanıma, geliştirme, bireylerin kendisini tanımasmda sü- rekli ve sistemli yardımı amaçlamaktadır. Eğit- sel kollardaki seçme, secilme, karar ve dene- tim organlanndaki etkinlikler demokratik ku- rallar içinde işletildiği ölçüde işlevseldir. Oy- lanmalı. Yalnaca örgütleri oluşturmanın yetmediği- ni, günlük yasantımızdan biliyoruz. Kolay kü- sen, kızınca çekip giden, başkalannın sorum- luluklarını çalan. deneylerini bir mal gibi sak- layıp sunan, düşüncelerini açıkça dile getirmek yerine kulisleri yeğleyen, kolaylıkla bölünüp dağılan bir toplum yerine iyileştirilmiş birey ve grup ilişkileri istiyorsak bugunden başlatı- lacak işler var. Etkinlikleri ile öne çıkan Bt- LAR, Mulkiyeliler Birliği, BİLSAK, Türkiye Yazariar Sendikası, İFSAK, Çağdaş Yaşamı Destekleme Deraeği, İnsan Haklan Dernegi, Tabib Odalan ve öteki demokratik kitle ör- gütleri bir yandan amaçları doğrultusunda ça- lışmalannı surdürurken öte yandan demokra- sinin çagımıza yansıyan evrensel değerlerini üyelerine aktarmak için seminerler, söyleşiler düzenleyebilirler. Böyle bir eğitimin kurum amaçları ile doğ- rudan ilişkisi görülmeyebilir, ama unutmaya- lım ki birlikte hareket etme yeteneğini kazan- mış, demokratik mekanizmaları içine sindire- bilmiş topluluklar asıl amaçlarına zaman ve güç yitirmeksizin ulaşabilirler. Egemen kültürün, Osmanlı'dan bize miras kalan kutsal devlet düşüncesine dayandığı ve cumhuriyet tarihimizin W* 40'ırun sıkıyönetim bildirileri altında geçtiği ülkemizde demokrasi kültürüne, bugün en çok eksikliğini duyduğu- muz şu kadar gereksinmemiz var. Yoksa her şey o kadar bulanık ki... tBRAHİM AKYÜREK Fotoğrafçı/lstanbnl sa, demokrasi egitimi adına önemli bir meka- nizmadan tam olarak yararlanılabil iiği söy- lenemez. Deraokrasi eğitiminde yeterli davranış de- ğişikliklerinin yaratılamamış olmasının diğer bir göstergesi de özellikle yerel demokraside katıhmın ve siyasal ternsilin dağılımında ken- dini göstermektedir. Ülke nüfusunun son öğ- renim durumlan incelendiğinde, 1985 sayım- Ianna göre toplum nüfusunun yarısının il ve ortaöğretim düzeyinde öğretim gördüğü an- laşılmaktadır. Demokrasilerde genel ve yerel yönetimler halkın aynasıdır. Aynanın yansıt- ma özelliğindeki berraksızlıkların tartışılıyor olması, okullanmızda demokrasi egitimi işle- vinin gerçekleştirilmiş olmasını olanaksız kıl- maktadır. Diğer yandan eğitim sistemimiz, genel sis- temin bir parçasıdır. Doğaldır ki sistemin bü- tününden de etkilenmektedir. Yeni yasal dü- zenlemelerle ülke insanımn gereksinmelerine uygun düştüğü ölçüde okullar, demokratik ge- lişmenin, ekonomik ve toplumsal kalkınma- nın, çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmanın oda- ğı olacaklardır. Sonuç olarak denilebilir ki demokratik çağ- daş toplum ile demokrasi egitimi arasında iliş- ki bulunmaktadır. Bu bağlamda: 1- Milli Eğitim Temel Kanunu, okul ve müf- redat programlanndaki kimi hükümlere işler- lik kazandırılmahdu. 2- Ders kitaplan demokrasi eğitimine hiz- met edecek şekilde zenginleştirilmelidir. 3- Sınıf öğretmenliği ve eğitsel etkinliklere de işlerlik kazandırılmalıdır. 4- öğretmen demokrasi eğitiminin dayanağı olan demokratik eğitim yöntemlerini benim- semiş olmalıdır. 5- Eğitim sistemi ve okul yönetiminde "de- mokratik iklim" yaratılmalıdır. NtZAMETTİN BEKÂR Sosyal Bilimler Ögretmeni BOĞAZİÇt ÜNtVERStTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN Ünrversitemizde Kayıl Yenileyecek ve Yeni Kayıt Yaptıracak Olan Öğrencilere duyuru: Üniversitemizde kayıtlı ve yeni kayıt yaptıracak olan ögrencilerin 1990/1991 Eğitim öğretim Yılında Kayıt Dönemi öncesi Yapacağı Işlemler: 1- 1989/1990 Eğitim öğretim' ılına ait tUm harç borçlanmn ödenmesi gerekmektedir. Borçlanma iş- lemleri kayıt döneminden 1 hafta önce tamamlanmalıdır. 2- Alınan kitaplar 13 Eylül 1990 tarihine kadar Kütüphaneye iade edilmelidir. Akademik Kayıt Düzeni: Kayıtlar akademik takvimde belirlenen gunde başlatıhp bitirilmelidir. Bitirmeyenlerin kayıtları Yö- netmeliğin 2. maddesi uyarınca kesinlikle yapümavacakür. Kayıtlar ögrencilerin danışmanlarından başlatılıp "STUDY HALL"deki Kayıt Bitirme Salonunda bi- tirilecektir. Üniversitemizde Kayıt Yenileyecek ve Yeni Kayıt Yaplıracak öiıcnciler İçin Kayıt Günleri: 24.9.1990 Pazartesi Eski ynksek lisans oğrencilerinin kayıtlan 25.9.1990 Sah Yeni kabul edilen >üksek lisans ögrencüeri Ue 4. sınıf oğrencilerinin kayıtlan. 26.9.1990 Çaışamba3. sınıf oğrencilerinin kayıtlan. 27.9.1990 Persembe 2. sınıf oğrencilerinin kayıtlan. 28.9.1990 Cnma 1. Sınıf öğrencUerinin kayıtlan. 1.10.1990 Pazartesi YADYOK destek ve hazıriık sınıflan kayıtlan (A-K). 2.10.1990 Sah YADYOK destek ve hazıriık sınıflan (K-Z). Yabancı uynıklu öğrenciterin her yıl ikamet izinlerini Ek II forralın 'de yenHemeleri gcfekmektedir. Üniversitemize Yeni Kayıt Yaptıracak Olan Ögrencilerden lstenilen Belgeler 1- Lise veya varsa üniversite diplomasının ash veya çıkış belgesinin aslı. 2- Nüfus kâğıdının noterlikçe tasdikli 2 sureti ve nOfus kâğıdının onaysız fotokopisi. 3- tkametgâh belgesi (2 adet) 4- Vesikahk fotoğraf (12 adet) 5- Askerlik tecil belgesi (Askerlik çağına gelmişse) 6- Savcılıktan sabıkası olmadığına dair belge 7- Başka bir üniversitede okuyup ÖYS yoluyla Bogaziçi Üniversitesi'ne kayıt yaptırıyorsa disiplin ce- zası almadığıru gösterir belge 8- Göğüs röntgeninin mikrofilmi 9- Yabancı uyruklu ögrencilerden (1, 4, 8) bendlerinde istenilen belgelere ilave olarak; a) İkamet tezkeresi ve öğrenim vizesi (Emniyet Müdürlüğü'nden) b) Pasaport fotokopisi c) Lise veya varsa üniversite diplomasının denklik belgesi (Milli Eğitim Bakanlığı'ndan alınacak.) Eksik belge ile kayıt kesinlikle vapılmayscsknr. Öğrenim 1 Ekim 1990 tarihinde başlayacaklır. Basın 33956 tSTANBUL 7. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Dosya No: 1990/56 Gaipler: Nikoli kızı 1- Semiramis Apostolidis 2- Kilio Yorgiyadis 3- Androniki Yusufıdis lstanbul, Emiönıi, Tülbentçi, Hüsamettin Mahallesi, Sepetçi (Yeni Sepetçi Sokak) 789 ada, 67 par- sel sayılı taşınmazın hissedarlan. Davacı Maliye Hazinesi adına tstanbul Muhakemat Müdürlüğü vekili tarafından gaip Nikoli kızı Semiramis Apostolidis, Kilio Yorgiyadis, Androniki Yusufıdis aleyhlerine açılan tescil davasının yapı- lan muhakemesi sırasında: Davanın niteliğine göre M.K.'nun 530'uncu maddesi gereğince hak sahiplerinin zuhurunun temini için ilan yapılmasına karar verilerek duruşma 1.10.1990 günü saat 10.25'e talik edilmiştir. lstanbul, Eminönü, Tülbentçi Hüsamettin Mah. Sepetçi (Yeni Sepetçi Sokak), 789 ada, 67 parsel sayılı taşınmazın hissedarlan Gaip Nikoli kızı Semiramis Apostolidis, Kilio Yorgiyadis, Andoniki Yu- suf Idis'i tamyıp veya bilenlerin mahkememizin 1990/56 sayılı dosyasında gcreği yapılmak üzere ilan tarihinden itibaren bir yıl içinde, müracaat etmeleri hususu ilan olunur. 18.7.1990. Basın: 34127 OZEL BORA SÜRÜCÜ KURSU LÜTFEN. bana uzak- pahalı demeyin. DERSANEMlZİ ve pistlerimizi görün. KARARI NIZI ona göre verin. OskMar 343 67 82 Kozyatağı: 361 81 63 Tarabya: 162 08 18 POLİTİKA VE OTESI MEHMED KEMAL Oturup Düşünmeli... Orhan Birgit'le Sağlık sokaktaki AKşam gazetesi bürosundan çıktık. Kızılay'a doğru yürüdük. Bu yürüyüşümüz 555 K'dan bir gün önce. Yani 4 Mayısta oluyor. Hangi Siyasalh nasıl bulmus- sa 555 K'nın da anlamı şöyle: "Beşinci ayın, beşinci gûnü, sa- art 5'te, Kızılay'da buluşalım." Gerçekten de ertesi günü saat beşte Kızılay'da kıyamet kop- tu. O günlerin bir özelliği vardı. Saat beş oldu mu işinden çıkan memurlar Kızılay'a doluşurlar, bir aşağı, bir yukarı volta atarlar- dı. Devlet daireleri Kızılay ve civarında idi. Kimse, "Burada ne dolaşıyorsun?" diye soramazdı. Burada tur atmanın uzun yılla- ra uzanan bir geleneği vardı. Halkın arasında karışan Menderes 555 K'da hırpalandı. Der- ler ki "Demokratlar da isteseler buraya kalabalığı getirirterdi." Hayır getiremezlerdi. Altındağ'dan Gazi Avşar'ın bıçkınlarını bu- raya toplamak istediler de başarı sağlayamadılar. Bıçkınlar ka- labalığın arasında kayboldu. Sağlık sokaktaki Akşam bürosundan Kızılay'a kadar Orhan Bir- git'le yürüdük ya ertesi gün beni içeri aldılar, Mamak'a götürdü- ler Sorgu, sual başladr. "Senin 555 K'dan haberin var. Bu gosteriyi Orhan'la birlikte kotardınız." Ne desek boş. Adamlar bir kez takmışlar. İki gece Mamak'ta kaldım. Gece yarısı oldu mu sıkıyönetimdeki subaylar gündüz toparlanmış olanları bir 'cemse'ye dolduruyorlar evlerine kadar götürüyorlardı. Orhan Birgit'i aldılar mı almadılar mı geçmiş gün şimdi unuttum. Ama beni Mamak'tan askerler kurtardılar. Kızılay bir gösteri alanı olmuştu. Hemen her gün bir gösteri vardı. Kızılay siyasal göstergenin aynasıydı. Öğrenciler yürüyor, işçiler yürüyor, doktorlar yürüyor. Akşama doğru Kızılay yükünü alıyordu. Harbiyelilerin Çankaya'ya doğru yürüyüşleri hepsinin üstüne tuz biber ekmişti. Başlarında komutanlan, düzenli bir bt- çimde Harp Okulu oğrencilerinin yürümeleri kimini korkutmuş, kimine güç vermişti. Derter ki işte bu yürüyüşten sonra Celal Bayar, "tenkil" komutunu vermişti. Tenkil demek sade Türkçe anlamıyla, "Hepsini temizleyin!..." oluyordu.a Celal Bayar bunu demiş miydi dememiş miydi bilmiyorum. Ama o günlerin söylentileri arasına bu söz de karışmıştı. Soy- lenti bu, dallanır budaklanır: "Celal Bayar, Harp Okulu öğrencilerini öldûrün demiş de... 01- dürmüsler... Kıyma yapmışlar... Et Balık Kurumu'nun kıyma ma- kinelerinde... Hepsi de buzlukta imiş... Falan filan..." 27 Mayıs'tan sonra bu kıymalar çok arandı ama bulunama- dı... Bir ülkede gazeteler kapatıtır, radyo tek yanlı konuşur, sıkı- yönetim insanları hapislere tıkar, kimse konuşamaz olursa, söy- lentilerin önünü alamazsınız. Söylenti bir kez başını aJıp ortalı- ğa çıkmasın neler olmaz! Fısıltı gazetesi nerelere ulaşmaz! Basbakan radyonun başını geçiyor, bu fısıltıların yalan oldu- ğunu anlatmaya çalışıyordu. Bir basbakan fısıltıyla uğraşır mı? Besbelli uğraşıyordu. Basbakan her akşam, "İnanmayın... Kanmayın..." deyip duruyordu. Şimdi devlet töreni yapılıyor Bir basbakan, iki bakanın asıl- ması aklanıyor, temizleniyor. Aklanır, temizlenir mi bilmem... An- cak o günlerde basbakan radyoya çıktığında, "Bir hafta sonra seçim yapıyoruz..." dese kalabalıklar duru- lur, demokrasi özlemi çekenlerin özlemleri gıderilirdi. Nedense siyasetçiler bunu bir türlü göremiyorlar. Sadece o günküler mi? Bugünküler öyle değil mi? Asılmaya karşı çıkılacaksa her türlü- sünü karşı çıkılmalı. Bir kısrnı aklanır, bir kısmı karalanırsa kar- gaşa bitmez. Herkes kendi ölüsünü aramaya çıkar. Bu da çö- züm değildir. Siviller, askeri darb^lerin Kokenine elbirliğiyle eğilmelidir. Durup dururken gelmiyorlar, getirenler var. Şapkayı koyup bir dü- şünmeli!.. CAUŞANLÂRIN SORULARI/SORUNLAR1 YILMAZ ŞİPAL '_ "Yıl Sonunda Aynlsam" SORU: SSK sigortalısmm. Emekli olmaya hak kazandım, Ancak, daha yüksek gostergeden emekli olabilmek için bu yü da çalışıp 1991 yılında emekli olmayı diisüniiyo- rnm. 1 Ocak 1991'den once, yıl sonunda aynlır (örne- gin 31 Aralık 1990 günü) ve istekte bulunursam. 1990 yılı prime esas kazancıra da 5 yühk ortalamaya girer mi? 31 Aralıkta istekte bulunursam bana ocak 1991'den itibaren mi aylık baglanır? Y^. YANIT: Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü'nün 10.12.1986 tarih ve 12 sayılı genelgesinin 63. sayfasında konu şöyle açıklanmakta- dır. "1) Malullük, Yaşlılık ve ölüm Sigortaları'ndan bağlanacak ay- lıkların hesaplanmasında nazara alınacak kazançlann tespiti ile ilgili uygulama, kesinleşmiş mahkeme kararlan ve bu doğrultu- daki Yargıtay içtihadına uyularak aşağıdaki şekilde değiştirilmiş- tir. Bir takvim yılı içinde zorunlu sigortaya tabi veya isteğe bağlı si- gortalı olarak 360 gün Malullük, Yaşlılık ve ölüm Sigortalan pri- mi ödeyerek aynı yılın sonunda (30 veya 31 aralık) işten ayrılan veya ölen sigortalılann bu yıla ait prime esas kazanç tutarları da tahsise esas cetvelde gösterilir. Öncehkle, sigortalının 360 gün prim ödediği son takvim yılına ait prime esas kazanç tutan aylığın tespitinde nazara alınan orta- lama yıllık kazancın hesabına dahil edilir ve bu yılı takip eden yı- la ait Gösterge Tespit Tablosu'ndan gösterge tespiti yapılır. Bilahare şimdiye kadar olduğu gibi sigortalının çalıştığı son tak- vim yılına ait kazanç dahil edilmeden buiunacak ortalama yıllık kazancı esas alınır, tahsis talebinde bulunduğu veya olduğu yıla ait Gösterge Tespit Tablosu'ndan ikinci bir gösterge tespit edilir. Yukarıda belirtilen şekillerde tespit edilen göstergelerden sigor- talı veya hak sahiplerinin lehine olanı ahnır, tahsis talep veya ölüm tarihini takibeden 1 ocaktan itibaren aylık baglanır" 12 sayılı genelgeye göre 31 Aralık 1990 günü yaşlılık aylığı için başvuruda bulunanlann prime esas kazançlarına 1990 yılı da da- hil edilecek ve yaşülık aylıgı Ocak 1991'den geçerli olarak bağla- nacaktır. BILGISAYAR, HİZMET, UYGUN ÖDEME HEPSİ SOFT'DA SOFT SİZE EN UYGUN ÖDEMEYİ SUNUYOR. HEM DE PROGRAMLAR + GARANTİ + EĞİTİM VE SATIŞ SONRASI HİZMETLERİYLE BİRLİKTE SON KATILMA TARİHİ: 30.9.1990 ÜRÛN SCANPCAT-II 80286-16 Mhz 20MBHD HS/BEkran SCAN PC AT-III 80286-16 Mhz 40 MB HD 14S/BEkran STARNX-1000 YAZICI 80tok)n 5AY 1.200.000 peşin 1.000.000 Taksit 1.350.000 peşin 1.200.000 Taksit 325.000 peşin 275.000 Taksit 12 AY 718.292 peşin 718.292 Taksit 838.007 peşin 838.007 Taksit 179.573 peşin 179.573 Taksit 18 AY 568.913 peşin 568.913 Taksit 663.732 peşm 663.732 Taksit 142.228 peşin 142.228 Taksit 21 AY 528.856 peşm 528.856 Taksit 617.000 peşin 617.000 Taksit 132.214 peşin 132.214 Taksit SOFT BİLGİSAYAR İLETİŞİM SİSTEMLERİ SAM. TİC. LTD. Tel 173 06 25 Fax 172 61 51
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle