Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 EYLÜL 1990 CUMHURİYET/17
HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN
Ifleteoroloji Genel Müdürlüjjü'n
den alınan bilgıye göre, yurdun kuzey
kBsimten parçalı buluflu. kuzey ve do-
ftusu, iç Anabokj'mın kuzeybatısı ı!e
Batı ve örta Karadeniz sajjanak yafiıslı,
öteti yerter az buluflu vc açık geçe-
cek. HA/A StCAKLIĞI yajış aian yer-
lerde biraz azaiacak. pıjer yerierde
deOişmeyecek. RÛZGAR: Gûney ve
bat yönlerden hafif, ara sıra orta kuv-
vette esecek. DENİZLERİMİZDE Oo-
Ju Karadeniz-de kıble ve kesişleme.
Bat) Karadeniz ve Doflu Akûenızde
kıble ve looos. Gûney Ege ve Batı Ak-
denı/de gûn baosı ve karaye! Kuzey
Ege ve Marmara'da yıldız ve karayel-
den 2 «a 4, Karadeniz açıklannda 5
kuvvetınde saatte 4-16 Karadenız açıklannda 21 denız mılı nızla
esecek. Dakja yûkseklıj)ı 05-1 m Karadeniz açıklannda 1,5-2 m
dolayında bulunacak. Van Gölü'nde nava az buluttu ve açık ge-
çecek Rûzgâr güney ve batı yönlerden hafif ara sıra orta kuvvet-
te esecek
Mana
Adapazarı
Mıyaıtun
Afyon
AJn
Antaıra
Antakya
Aıfetya
Aflvın
Vlın
BahMstr
Bitecik
Bıngöl
Bitts
Bohi
Bufsa
Çjnakiole
Çorum
OenM
A 31° 16° Dıyartıalar
V 20° 14° Edırne
A 31° 17° Erancan
A 22° 8° Erzurum
A 26° 3°Eslaşelw
Y 23° 8-Garantep
A 3O°2O°Gıresun
A 30° 18° Gûmû$nam A
A 21° M° HakKJn
A 28° 12° Isparta
A 22° 10° jsonbul
Y 21° 8°İzmn
A 28°10°Kars
A 27° 9°Kasamonu Y
Y 19° 8°Kaysen
Y 2t° 11° KnMareli
A 22°16°Konya
Y 23° 16° Kütalıya
A 26" 13° Malatya
31° 14°Manısa
18° 9°K.Maraş
27
D
12°M«aıı
25° 1°Mujla
22° 8°Mus
30°WNıO()e
23°1S
:
'0r*ı .
24° 8 ° t a
28°13°Samsun
24° 8°S»rt
19° 14° Sınop
27°ie°Sıvas
24° 3°Tetardaj
20° 7°1rataon
22° 2°Tünce«
19°10°Uşak
22° 8°V4n
21° 8°Y0!5at
28° 17° ZonguMak
A 28° 14°
A 31° 17°
A 28° 20°
A 28° 10°
A 28° 10°
A 22° 5°
Y 23°16°
A 25° 17°
Y 23° 16°
A 31" 16°
Y 23° 16°
A 18° 5°
Y 19° 11°
A 27° 15°
A 23° 10°
A 24° 8°
A 20° 5°
Y 19° 14°
: açık ı bulutJti 'yaftmuriu isnt îkart A-jç* B-öukıtJu G-gûoeslı K-karlı S-sst Yyajmurlu
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Gri ve siyah renk-
li, organik madde ba-
kımmdan zengin ça-
mur. 2/ Gösteriş, fı-
yaka... Davul ve zur-
na eşliğjnde toplu ola-
rak oynanan bir halk
oyunu. 3/ Üç ya da
daha çok sayıda halat
telinden elle öriilerek
yapılmış kısa ip. 4/
Demir ya da tahta
üzerindeki eski boya-
ları kazımakta kulla-
nılan araç... Tabut. 5/
Hint-lran dil grubuna
verilen ad... Kesintilerden sonra kalan
miktar. 6/ Meyvelerinin insan şeklin-
de olduğuna inanılan efsane ağacı...
Demirin simgesi. 7/ Gösterme, işaret
etme... Hükümdarların, mareşallerin,
din adamlannın güç simgesi olarak tö-
renlerde taşıdıklan değnek. 8/ Astat
elementinin simgesi... Bir tür kalın ve
kaba kumaş. 9/ Hücrenin temel mad-
desi.
YVKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Eski hekimlikte zayıf, esmer, hırçın ve atik olanların yaradılışı-
na verilen ad. 2/ Bağışlarna... Ağn Dağı'na verilen bir başka ad.
3/ Yaylı çalgılarda tellerin parmak çekişleriyle seslendirilmesi. 4/
Kalın bükülmüş sicim... Bir bağlaç. 5/ ISSl'de Çarlık Rusyası'nda
kurulan gizli ve siyasi polis örgütü... Bir renk. 6/ Yunan mitoloji-
sinde kır tannsı... Tropikal Afrika'da yetişen bir ağaç. 7/ Tasav-
vufta Tanrı'nın insan ruhlannı yarattığı zamana verilen ad... tnce
kamış. 8/ Şehzadelerin özel eğitmenleri... Bir nota. 9/ Flurya da
denilen güzel ötUşlü bir kus... Uzaklık anlatmakta kullanılan söz.
60 YILONCE Cumhuriyet
Selim Ragıp Bey
NASRETTıN
HOCA
Ru'^ün ^ıklı Her >erdc » kuruf
ZAI.OĞI.U KLSTtM
19 EYLÜL 1930
Mevkuf bulunan "Son Posta"
mes'ul müdurü Selim Ragıp
Beyin tahliye talebi altıncı
istintak dairesinde yapılan
alenî duruşmadan sonra da
reddedilmişti. Selim Ragıp
Beyin vekili trfan Emin B.
tarafından bu ret kararı
hakkında da Ağırceza riyaseti
nezdinde itirazda
bulunulmuştur. Ağırceza
riyaseti bu itirazı da tetkik
etmektedir.
Diger taraftan müstantik Süreyya Bey, ,bu mes'ele
hakkındaki tahkikatı ikmal etmek üzeredir. Bir iki gün
zarfında müstantik kararı yazılacak ve evrak Ağırceza
mahkemesine sevkedilecektir. Selim Ragıp Beyin bu hafta
içinde muhakemesine başlanacağı kuvvetle tahmin
edilmektedir.
Sabık Adliye nazın tsmail Sıtkı, avukat Ali Şevket ve Orhan
Mithat Beyler, Selim Beyin fahriyen müdafaasını deruhte
etmek istemişlerdir.
Diğer taraftan lzmir'de mevkuf gazetecilerin yarın
muhakemelerine başlanacaktır. Manisa'daki on avukatın,
tzmir'deki gazetecilerin müdafaalannı fahriyen deruhte
etmek üzere müracaat ettikleri bildirilmektedir.
Mevkuf "Hizmet" gazetesi başmuharriri Zeynel Besim B.,
tevkifanede kendisile görüşen bir gazeteciye şunları
söylemiştir:
'— Biz gayrimevkuf olarak da muhakeme edilebilirdik.
- Bizlerin ve Hamdullah Suphi ve Necmettin Sadık Beylerin
iddialanmıza rağmen, mernlekette muhafeletin sesi
susturulmak isteniyor. Fakat görüyoruz ki bu kabil değildir.
Millet, siyasi rüştünü isbat etmiştir; artık akli selimle
hareket ediyor.
30 YIL ONCE Cumhuriyel
Prof. Tunaya
Türk Devrim Ocakları'nın evvelki
gün yapılan 9. Kurultayında seçilen
yeni yönetim kurulu, dün
Beyoğlu'ndaki Devrim Ocaklan
Genel Merkezi'nde toplanarak
işbölümü yapmıştır. Buna göre:
Türk Devrim Ocaklan Genel
Başkanlığı'na Prof. Dr. Zank Zaferl
Tunaya, ikinci başkanlığa Doç. Dr.
Ismet Giritli, Genel Sekreterliğe Avukat Ali Turgan,
muhasipliğe Yüksel Dinçer, üyeliklere de Doç. Dr. Aytekin
Atalay, Asistan çetin Özek, Avukat Nizamettin Nefçi,
Behçet Kemai Çağlar ve Av. Günseli Orcan getirilmişlerdir.
Yeni Yönetim Kurulu bugün saat 15.30 da bir basın
toplantısı yaparak çalışma proğramını açıklayacaktır.
Kurucu Meclis
19 EYLÜL 1960
Kurucu Meclisin hazırlıklan devam etmektedir. Önümüzdeki
günlerde muayyen teşekküllerden seçim yolu ile Kurucu
Meclis üyelerinin tesbitine başlanacağı haber alırunıştır.
Duyduğumuza göre Kurucu Meclisin üyelerini vilâyetlerden,
barolardan, ticaret ve sanayi odalanndan, ordudan, mesleki
teşekküllerden, üniversiteden vesair topluluklardan seçilecek
temsilciler teşkil edecektir. Ancak üyelerin, daha ziyade
partisiz kimselerden seçileceği bildirilmektedir.
Kurucu Meclisi tahminen 150-200 üye teşkil edecek ve aynca
yürürlüğe girecek bir kanunla bu Meclisin selâhiyetleri
belirtilecektir. Bu selâhiyetlerin geniş şekilde Kurucu
Meclis'e verilecefi söylenmektedir.
Millî Birlik Komitesi, Kurucu Meclis dışında vazifesine
devam edecektir.
GEÇENYIL BUGUN Cumhuriyet
Uzlaşma önerisi
19 EYLÜL 1989
SHP Genel Başkanı Erdal Inönü, Başbakan Türgut özal'm
üç partinin benimseyeceği aday bulması için temaslar
yapması gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanlığı seçiminden
önce erken seçim yapılmaması halinde üç partinin bir
Cumhurbaşkanı adaymda uzlaşabileceklerini belirten Inönü,
"Ancak liderler olmaz" diye konuştu. Inönü, Basbakan'ın
"ınönü ile görüşürüm" sözüne karşılık olarak da
Cumhurbaşkanlığı seçiminin "kişisel bir mesele olmadığını"
söyledi.
Erdal inönü ANAP'ı bir kez daha uyararak "Büyuk
çoğunluğun istemediği bir cumhurbaşkanı seçilirse, onu nasıl
değiştireceğiz diye uğraşacağız. Halbuki ülkenin sorunlarıyla
uğraşmalıyız. Henüz aklınız başınızdayken bunu yapmayın
diyoruz ANAP'a" dedi.
J ^
Helsınkı j
Lenıngrad
• J
Moskova
/ Madrıd C
m
^
r
\ \
Cezayır T«? ^
Ankara a
• Tebrız
Turtus
• Sam
Kahıre •
TAKITSMA
DÜNYA'DA BUGÜN
Ajnsterdam
Amıran
AOna
Bajdaı
Barcetona
Basd
BdgraO
Bemn
Bonn
Bfüksel
Budapeşe
Cenevre
Cezayir
CkkM
Dubaı
FranMurt
Srne
Hefsınte
Kahıre
Kopentag
Köln
Ufkoşa
B 16°
A 30°
A 27°
A 34°
A 25°
B 21°
Y 19°
Y 16"
B 17°
8 16°
Y 18°
B 20°
A 28°
A 32°
A 39°
B 16°
A 29»
Y 14°
A 27°
Y 16°
B 17°
A 3T°
Y 13"
B 17°
A 24°
A 20°
A 23°
Y 14°
B 17°
A 21°
Y 15°
B 18°
B 16°
A 40°
A 25°
Y 17°
A 33°
A 27°
A 36°
Y 14°
A 21°
A 18°
Wjst»n«tonA 24°
Zünh B 21°
Lenıngrad
Lorafra
Madnd
Mriaro
Momreal
Moskova
Münıh
New VSrt
Oslo
Pans
Prag
Rıyad
Roma
So<ya
Şam
fel Avıv
Tunus
Vaşoa
venedık
Vi*ana
Demokra^ tçîn Kültür ve Kuruluşlar
Unutmayalım ki birlikte hareket etme yeteneğini kazanmış,
demokratik mekanizmaları içine sindirebilmiş topluluklar asıl
amaçlarına zaman ve güç yitirmeksizin ulaşabilirler.
Bizler barış ve demokrasi sözcüklerini dar
anlamları ile yaşar ve tartışırız. Barış denince
savaşın olmadığı durumu, demokrasi denin-
ce sandık başına gidip oy kullanmayı anlarız.
Bu iki sözcüğü derinlemesine bilip yasantımız-
da uygulamadığımız için çok değışken ve çe-
lişkili davranış biçımleri içinde yuvarlamr gi-
deriz,
Bu konularda sistemin bize sunduğu mev-
cut eğitimin yetmediğini düşünür, yasadığım
bir örneği anımsadıkca hep kaygılanırım. 12
Eylül 1980'in yaklaşık bir yıl sonrasıydı. Bir
dernek başkanımn MiUi Guvenlik Konseyi-
ne gönderdiği yazının son paragrafı şöyle bi-
tiyordu: "Fesbedilen partilerin devletleştirilen
mallanndan; iki adel daktilo, bir adel teksir,
bir adet hesap makinesi ve yeterli sayıda çe-
lik dolap, raasa, sandalvenin dernegimize ba-
gıslanmasını emirierinize arz ederim."
Bir yanda partilerinin, sendikalarının, ör-
gütlerinin el konulan mallannı savunan insan-
lar, öte yanda altı ay kapatıldıktan sonra açık
kalmayı basarmış bir derneğin ganimetten pay
alma çabası. Sayın Demirel, "Darbeier alkış-
lanmamah" derken çok haklı, ama 10 yıl ön-
cesinin Demirel'i yurttaşlarına kendince han-
gi demokrasiyi değer görüyordu aynca tartı-
şılmaya değer.
Avnıpa ülkelerinde eğitim sistemi içinde de-
mokrasi ve banş kültürüne okullarda ders ola-
rak yer verildiğini biliyoruz. Aym koşullar ül-
kemizde niçin yaratılmasın? Geçen aylarda
SHP tstanbul MilletvekiU Mustafa Sangül or-
ta dereceli okullarda öğrencilere "politika ve
demokrasi" dersleri verilmesini isteyen bir yasa
önerisini TBMM Başkanlığı'na vermişti. An-
cak bu derslerin öteki kadar nitelikli (!) ola-
cagı düşünülerek ve zaman da yitirmemek için
sendika ve dernekler, vakıflar, kooperatifler,
meslek odaları, partUer üyelerine yönelik de-
mokrasi, banş, insan haklan eğitimine baş-
Demokrasi Egitimi
Yeni yasal düzenlemelerle ülke insanının gereksinimlerine
uygun düştüğü ölçüde okullar, demokratik gelişmenin,
ekonomik ve toplumsal kalkınmanın, çağdaş uygarlık
seviyesine ulaşmanın odağı olacaklardır.
1990-1991 eğitim ve öğretim yıhnm başla-
dığı şu günlerde, 1989-1990 uygulama sonuç-
lannın derinliğine tartışılması, geleceğe ışık
tutması açısından yarariı olacaktır. Amacımız,
temel eğitirn ve orta öğretim kurumlarında
"demokrasi egitimi"nin onemi ve dayanakla-
rını ortaya koyarak demokratik yaşama etki-
sini arastırmak, öneriler sunmaktır.
Eğitim düzeyindeki yetersizlik, geri kalmış-
lığın bir göstergesi olarak kullanılmaktadır.
Sosyal adalet ilkelerine uygun, toplumsal re-
fahı gerekleştirmek temelinde geri kalmışlık-
tan kurtulup gelişmişlik se\
r
iyesine ulaşmayı
amaç edinmiş toplumlar eğitime önem vermek
zorundadırlar. Bu anlamda eğitim, kalkınma
için en anlamlı yatınm olmaktadır. Eğitimin
demokratik olması, kalkınmada insamn araç
degil, amaç olmasıyla, eğitimde hak ve fırsat
esitliği ile yakından UgUidir. Diğer taraftan de-
mokratik eğitim, bireylerin ilgi ve yetenekleri
saptanarak kişilik özelliklerinin geliştirilebil-
mesine olanak sağlamaktadır.
Demokratik eğitim, demokratik toplumun
o arada demokrasinin kurum ve kurallarıyla
gerçekleşmesinde demokrasinin yaşam biçirai
olarak kökleştirilmesinde temel ilkedir. Bire-
yin kendisini, ailesini, toplumu, dünyayı ta-
nımasında, toplumun yararlannı gözetebilme-
sinde, toplumsal sorunların çözümünde, ya-
pıcı ve yaratıa önerilerin getirilebilmesi de-
mokratik eğitim ortamını zorunlu kılmakta-
dır. Karşıt düşünceden hareketle katı, merke-
ziyetçi, antidemokratik ve yasakçı örgüt orta-
mında, özgür düşüncenin, bireysel
yetenekJerin, akılcı yöntemlerin degil, dogma-
tik ve hukuk dışı anla>işlann topluma egemen
olması demektir. Bu anlayış totaliter rejimle-
re olanak sağlar. Oysa, demokrasi her türlü
baskı rejimlerini reddeder.
Temel eğitim ve orta öğretim kurumların-
da demokrasi eğitiminin en önemli araçlan,
Milli Eğitim Temel Yasası, okul ve derslerin
müfredat programlaııdır. Milli Eğitim Temel
Yasası'nda, genel ve özel amaçlar arasında sa-
yılabilecek kimi hükümler, ulusal insan tipi >a-
ratabilmek bağlamında demokrasi eğitimini de
içermektedir. Okul programlarında yatak ve
dikey hedeflerle birlikte "hayaU ve üst
öğretim" kurumlanna hazırlanacak olan öğ-
rencileri, üyesi bulunduğu toplumumuzun ya-
pıcı, >-aratıcı, düşünebilen, toplumsal sorun-
lara iüşkin önerilerde bulunabilen insanlar ola-
rak yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Bu amaç,
ders programlarında daha da açıktır. Sosyal
Bilgiler, Türkçe, Tarih, Coğrafya, Yurttaşhk
Bilgisi, Felsefe, Mantık, Sosyoloji gibi ders-
lerle sınıf öğretmenliği ve eğÜtsel etkinlikJer,
"demokrasi efcitiraF'nde önemli işlevlere sahip-
tir. Uygulamada ders kitaplannın içeriğinde
çağdaş toplum gereklerine uygun konulara ye-
terince yer verilmediği, dersin işlenişinde öğ-
retmenin tartışma ortamı yaratmaktan çok
sözlü ve yazıü anlatıma yer verdiği gözlenmek-
tedir. öğrenciye, düşunme, düşündüğünü sor-
ma fırsatı vererek onu konuşmaya yöneltmek
haklı olarak öğretmenden beklenmektedir.
Demokrasi eğitiminin diğer bir dayanağı da
sınıf öğretmenliği ve eğitsel etkinliklerdir. Bu
etkinlikler kendi ilgi ve yeteneklerini tanıma,
geliştirme, bireylerin kendisini tanımasmda sü-
rekli ve sistemli yardımı amaçlamaktadır. Eğit-
sel kollardaki seçme, secilme, karar ve dene-
tim organlanndaki etkinlikler demokratik ku-
rallar içinde işletildiği ölçüde işlevseldir. Oy-
lanmalı.
Yalnaca örgütleri oluşturmanın yetmediği-
ni, günlük yasantımızdan biliyoruz. Kolay kü-
sen, kızınca çekip giden, başkalannın sorum-
luluklarını çalan. deneylerini bir mal gibi sak-
layıp sunan, düşüncelerini açıkça dile getirmek
yerine kulisleri yeğleyen, kolaylıkla bölünüp
dağılan bir toplum yerine iyileştirilmiş birey
ve grup ilişkileri istiyorsak bugunden başlatı-
lacak işler var. Etkinlikleri ile öne çıkan Bt-
LAR, Mulkiyeliler Birliği, BİLSAK, Türkiye
Yazariar Sendikası, İFSAK, Çağdaş Yaşamı
Destekleme Deraeği, İnsan Haklan Dernegi,
Tabib Odalan ve öteki demokratik kitle ör-
gütleri bir yandan amaçları doğrultusunda ça-
lışmalannı surdürurken öte yandan demokra-
sinin çagımıza yansıyan evrensel değerlerini
üyelerine aktarmak için seminerler, söyleşiler
düzenleyebilirler.
Böyle bir eğitimin kurum amaçları ile doğ-
rudan ilişkisi görülmeyebilir, ama unutmaya-
lım ki birlikte hareket etme yeteneğini kazan-
mış, demokratik mekanizmaları içine sindire-
bilmiş topluluklar asıl amaçlarına zaman ve
güç yitirmeksizin ulaşabilirler.
Egemen kültürün, Osmanlı'dan bize miras
kalan kutsal devlet düşüncesine dayandığı ve
cumhuriyet tarihimizin W* 40'ırun sıkıyönetim
bildirileri altında geçtiği ülkemizde demokrasi
kültürüne, bugün en çok eksikliğini duyduğu-
muz şu kadar gereksinmemiz var.
Yoksa her şey o kadar bulanık ki...
tBRAHİM AKYÜREK
Fotoğrafçı/lstanbnl
sa, demokrasi egitimi adına önemli bir meka-
nizmadan tam olarak yararlanılabil iiği söy-
lenemez.
Deraokrasi eğitiminde yeterli davranış de-
ğişikliklerinin yaratılamamış olmasının diğer
bir göstergesi de özellikle yerel demokraside
katıhmın ve siyasal ternsilin dağılımında ken-
dini göstermektedir. Ülke nüfusunun son öğ-
renim durumlan incelendiğinde, 1985 sayım-
Ianna göre toplum nüfusunun yarısının il ve
ortaöğretim düzeyinde öğretim gördüğü an-
laşılmaktadır. Demokrasilerde genel ve yerel
yönetimler halkın aynasıdır. Aynanın yansıt-
ma özelliğindeki berraksızlıkların tartışılıyor
olması, okullanmızda demokrasi egitimi işle-
vinin gerçekleştirilmiş olmasını olanaksız kıl-
maktadır.
Diğer yandan eğitim sistemimiz, genel sis-
temin bir parçasıdır. Doğaldır ki sistemin bü-
tününden de etkilenmektedir. Yeni yasal dü-
zenlemelerle ülke insanımn gereksinmelerine
uygun düştüğü ölçüde okullar, demokratik ge-
lişmenin, ekonomik ve toplumsal kalkınma-
nın, çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmanın oda-
ğı olacaklardır.
Sonuç olarak denilebilir ki demokratik çağ-
daş toplum ile demokrasi egitimi arasında iliş-
ki bulunmaktadır.
Bu bağlamda:
1- Milli Eğitim Temel Kanunu, okul ve müf-
redat programlanndaki kimi hükümlere işler-
lik kazandırılmahdu.
2- Ders kitaplan demokrasi eğitimine hiz-
met edecek şekilde zenginleştirilmelidir.
3- Sınıf öğretmenliği ve eğitsel etkinliklere de
işlerlik kazandırılmalıdır.
4- öğretmen demokrasi eğitiminin dayanağı
olan demokratik eğitim yöntemlerini benim-
semiş olmalıdır.
5- Eğitim sistemi ve okul yönetiminde "de-
mokratik iklim" yaratılmalıdır.
NtZAMETTİN BEKÂR
Sosyal Bilimler Ögretmeni
BOĞAZİÇt ÜNtVERStTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN
Ünrversitemizde Kayıl Yenileyecek ve Yeni Kayıt Yaptıracak Olan Öğrencilere duyuru:
Üniversitemizde kayıtlı ve yeni kayıt yaptıracak olan ögrencilerin 1990/1991 Eğitim öğretim Yılında
Kayıt Dönemi öncesi Yapacağı Işlemler:
1- 1989/1990 Eğitim öğretim' ılına ait tUm harç borçlanmn ödenmesi gerekmektedir. Borçlanma iş-
lemleri kayıt döneminden 1 hafta önce tamamlanmalıdır.
2- Alınan kitaplar 13 Eylül 1990 tarihine kadar Kütüphaneye iade edilmelidir.
Akademik Kayıt Düzeni:
Kayıtlar akademik takvimde belirlenen gunde başlatıhp bitirilmelidir. Bitirmeyenlerin kayıtları Yö-
netmeliğin 2. maddesi uyarınca kesinlikle yapümavacakür.
Kayıtlar ögrencilerin danışmanlarından başlatılıp "STUDY HALL"deki Kayıt Bitirme Salonunda bi-
tirilecektir.
Üniversitemizde Kayıt Yenileyecek ve Yeni Kayıt Yaplıracak öiıcnciler İçin Kayıt Günleri:
24.9.1990 Pazartesi Eski ynksek lisans oğrencilerinin kayıtlan
25.9.1990 Sah Yeni kabul edilen >üksek lisans ögrencüeri Ue 4. sınıf oğrencilerinin kayıtlan.
26.9.1990 Çaışamba3. sınıf oğrencilerinin kayıtlan.
27.9.1990 Persembe 2. sınıf oğrencilerinin kayıtlan.
28.9.1990 Cnma 1. Sınıf öğrencUerinin kayıtlan.
1.10.1990 Pazartesi YADYOK destek ve hazıriık sınıflan kayıtlan (A-K).
2.10.1990 Sah YADYOK destek ve hazıriık sınıflan (K-Z).
Yabancı uynıklu öğrenciterin her yıl ikamet izinlerini Ek II forralın 'de yenHemeleri gcfekmektedir.
Üniversitemize Yeni Kayıt Yaptıracak Olan Ögrencilerden lstenilen Belgeler
1- Lise veya varsa üniversite diplomasının ash veya çıkış belgesinin aslı.
2- Nüfus kâğıdının noterlikçe tasdikli 2 sureti ve nOfus kâğıdının onaysız fotokopisi.
3- tkametgâh belgesi (2 adet)
4- Vesikahk fotoğraf (12 adet)
5- Askerlik tecil belgesi (Askerlik çağına gelmişse)
6- Savcılıktan sabıkası olmadığına dair belge
7- Başka bir üniversitede okuyup ÖYS yoluyla Bogaziçi Üniversitesi'ne kayıt yaptırıyorsa disiplin ce-
zası almadığıru gösterir belge
8- Göğüs röntgeninin mikrofilmi
9- Yabancı uyruklu ögrencilerden (1, 4, 8) bendlerinde istenilen belgelere ilave olarak;
a) İkamet tezkeresi ve öğrenim vizesi (Emniyet Müdürlüğü'nden)
b) Pasaport fotokopisi
c) Lise veya varsa üniversite diplomasının denklik belgesi (Milli Eğitim Bakanlığı'ndan alınacak.)
Eksik belge ile kayıt kesinlikle vapılmayscsknr.
Öğrenim 1 Ekim 1990 tarihinde başlayacaklır.
Basın 33956
tSTANBUL 7. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No: 1990/56
Gaipler: Nikoli kızı
1- Semiramis Apostolidis
2- Kilio Yorgiyadis
3- Androniki Yusufıdis
lstanbul, Emiönıi, Tülbentçi, Hüsamettin Mahallesi, Sepetçi (Yeni Sepetçi Sokak) 789 ada, 67 par-
sel sayılı taşınmazın hissedarlan.
Davacı Maliye Hazinesi adına tstanbul Muhakemat Müdürlüğü vekili tarafından gaip Nikoli kızı
Semiramis Apostolidis, Kilio Yorgiyadis, Androniki Yusufıdis aleyhlerine açılan tescil davasının yapı-
lan muhakemesi sırasında:
Davanın niteliğine göre M.K.'nun 530'uncu maddesi gereğince hak sahiplerinin zuhurunun temini
için ilan yapılmasına karar verilerek duruşma 1.10.1990 günü saat 10.25'e talik edilmiştir.
lstanbul, Eminönü, Tülbentçi Hüsamettin Mah. Sepetçi (Yeni Sepetçi Sokak), 789 ada, 67 parsel
sayılı taşınmazın hissedarlan Gaip Nikoli kızı Semiramis Apostolidis, Kilio Yorgiyadis, Andoniki Yu-
suf Idis'i tamyıp veya bilenlerin mahkememizin 1990/56 sayılı dosyasında gcreği yapılmak üzere ilan
tarihinden itibaren bir yıl içinde, müracaat etmeleri hususu ilan olunur. 18.7.1990.
Basın: 34127
OZEL BORA
SÜRÜCÜ KURSU
LÜTFEN. bana uzak-
pahalı demeyin.
DERSANEMlZİ ve
pistlerimizi görün.
KARARI NIZI ona göre
verin.
OskMar 343 67 82
Kozyatağı: 361 81 63
Tarabya: 162 08 18
POLİTİKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Oturup Düşünmeli...
Orhan Birgit'le Sağlık sokaktaki AKşam gazetesi bürosundan
çıktık. Kızılay'a doğru yürüdük. Bu yürüyüşümüz 555 K'dan bir
gün önce. Yani 4 Mayısta oluyor. Hangi Siyasalh nasıl bulmus-
sa 555 K'nın da anlamı şöyle: "Beşinci ayın, beşinci gûnü, sa-
art 5'te, Kızılay'da buluşalım."
Gerçekten de ertesi günü saat beşte Kızılay'da kıyamet kop-
tu. O günlerin bir özelliği vardı. Saat beş oldu mu işinden çıkan
memurlar Kızılay'a doluşurlar, bir aşağı, bir yukarı volta atarlar-
dı. Devlet daireleri Kızılay ve civarında idi. Kimse, "Burada ne
dolaşıyorsun?" diye soramazdı. Burada tur atmanın uzun yılla-
ra uzanan bir geleneği vardı.
Halkın arasında karışan Menderes 555 K'da hırpalandı. Der-
ler ki "Demokratlar da isteseler buraya kalabalığı getirirterdi."
Hayır getiremezlerdi. Altındağ'dan Gazi Avşar'ın bıçkınlarını bu-
raya toplamak istediler de başarı sağlayamadılar. Bıçkınlar ka-
labalığın arasında kayboldu.
Sağlık sokaktaki Akşam bürosundan Kızılay'a kadar Orhan Bir-
git'le yürüdük ya ertesi gün beni içeri aldılar, Mamak'a götürdü-
ler Sorgu, sual başladr.
"Senin 555 K'dan haberin var. Bu gosteriyi Orhan'la birlikte
kotardınız."
Ne desek boş. Adamlar bir kez takmışlar. İki gece Mamak'ta
kaldım. Gece yarısı oldu mu sıkıyönetimdeki subaylar gündüz
toparlanmış olanları bir 'cemse'ye dolduruyorlar evlerine kadar
götürüyorlardı. Orhan Birgit'i aldılar mı almadılar mı geçmiş gün
şimdi unuttum. Ama beni Mamak'tan askerler kurtardılar.
Kızılay bir gösteri alanı olmuştu. Hemen her gün bir gösteri
vardı. Kızılay siyasal göstergenin aynasıydı. Öğrenciler yürüyor,
işçiler yürüyor, doktorlar yürüyor. Akşama doğru Kızılay yükünü
alıyordu. Harbiyelilerin Çankaya'ya doğru yürüyüşleri hepsinin
üstüne tuz biber ekmişti. Başlarında komutanlan, düzenli bir bt-
çimde Harp Okulu oğrencilerinin yürümeleri kimini korkutmuş,
kimine güç vermişti. Derter ki işte bu yürüyüşten sonra Celal
Bayar, "tenkil" komutunu vermişti. Tenkil demek sade Türkçe
anlamıyla,
"Hepsini temizleyin!..." oluyordu.a
Celal Bayar bunu demiş miydi dememiş miydi bilmiyorum.
Ama o günlerin söylentileri arasına bu söz de karışmıştı. Soy-
lenti bu, dallanır budaklanır:
"Celal Bayar, Harp Okulu öğrencilerini öldûrün demiş de... 01-
dürmüsler... Kıyma yapmışlar... Et Balık Kurumu'nun kıyma ma-
kinelerinde... Hepsi de buzlukta imiş... Falan filan..."
27 Mayıs'tan sonra bu kıymalar çok arandı ama bulunama-
dı... Bir ülkede gazeteler kapatıtır, radyo tek yanlı konuşur, sıkı-
yönetim insanları hapislere tıkar, kimse konuşamaz olursa, söy-
lentilerin önünü alamazsınız. Söylenti bir kez başını aJıp ortalı-
ğa çıkmasın neler olmaz! Fısıltı gazetesi nerelere ulaşmaz!
Basbakan radyonun başını geçiyor, bu fısıltıların yalan oldu-
ğunu anlatmaya çalışıyordu. Bir basbakan fısıltıyla uğraşır mı?
Besbelli uğraşıyordu. Basbakan her akşam,
"İnanmayın... Kanmayın..." deyip duruyordu.
Şimdi devlet töreni yapılıyor Bir basbakan, iki bakanın asıl-
ması aklanıyor, temizleniyor. Aklanır, temizlenir mi bilmem... An-
cak o günlerde basbakan radyoya çıktığında,
"Bir hafta sonra seçim yapıyoruz..." dese kalabalıklar duru-
lur, demokrasi özlemi çekenlerin özlemleri gıderilirdi. Nedense
siyasetçiler bunu bir türlü göremiyorlar. Sadece o günküler mi?
Bugünküler öyle değil mi? Asılmaya karşı çıkılacaksa her türlü-
sünü karşı çıkılmalı. Bir kısrnı aklanır, bir kısmı karalanırsa kar-
gaşa bitmez. Herkes kendi ölüsünü aramaya çıkar. Bu da çö-
züm değildir.
Siviller, askeri darb^lerin Kokenine elbirliğiyle eğilmelidir. Durup
dururken gelmiyorlar, getirenler var. Şapkayı koyup bir dü-
şünmeli!..
CAUŞANLÂRIN
SORULARI/SORUNLAR1
YILMAZ ŞİPAL '_
"Yıl Sonunda Aynlsam"
SORU: SSK sigortalısmm. Emekli olmaya hak kazandım,
Ancak, daha yüksek gostergeden emekli olabilmek için
bu yü da çalışıp 1991 yılında emekli olmayı diisüniiyo-
rnm. 1 Ocak 1991'den once, yıl sonunda aynlır (örne-
gin 31 Aralık 1990 günü) ve istekte bulunursam. 1990
yılı prime esas kazancıra da 5 yühk ortalamaya girer mi?
31 Aralıkta istekte bulunursam bana ocak 1991'den
itibaren mi aylık baglanır? Y^.
YANIT: Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü'nün 10.12.1986 tarih
ve 12 sayılı genelgesinin 63. sayfasında konu şöyle açıklanmakta-
dır.
"1) Malullük, Yaşlılık ve ölüm Sigortaları'ndan bağlanacak ay-
lıkların hesaplanmasında nazara alınacak kazançlann tespiti ile
ilgili uygulama, kesinleşmiş mahkeme kararlan ve bu doğrultu-
daki Yargıtay içtihadına uyularak aşağıdaki şekilde değiştirilmiş-
tir.
Bir takvim yılı içinde zorunlu sigortaya tabi veya isteğe bağlı si-
gortalı olarak 360 gün Malullük, Yaşlılık ve ölüm Sigortalan pri-
mi ödeyerek aynı yılın sonunda (30 veya 31 aralık) işten ayrılan
veya ölen sigortalılann bu yıla ait prime esas kazanç tutarları da
tahsise esas cetvelde gösterilir.
Öncehkle, sigortalının 360 gün prim ödediği son takvim yılına
ait prime esas kazanç tutan aylığın tespitinde nazara alınan orta-
lama yıllık kazancın hesabına dahil edilir ve bu yılı takip eden yı-
la ait Gösterge Tespit Tablosu'ndan gösterge tespiti yapılır.
Bilahare şimdiye kadar olduğu gibi sigortalının çalıştığı son tak-
vim yılına ait kazanç dahil edilmeden buiunacak ortalama yıllık
kazancı esas alınır, tahsis talebinde bulunduğu veya olduğu yıla
ait Gösterge Tespit Tablosu'ndan ikinci bir gösterge tespit edilir.
Yukarıda belirtilen şekillerde tespit edilen göstergelerden sigor-
talı veya hak sahiplerinin lehine olanı ahnır, tahsis talep veya ölüm
tarihini takibeden 1 ocaktan itibaren aylık baglanır"
12 sayılı genelgeye göre 31 Aralık 1990 günü yaşlılık aylığı için
başvuruda bulunanlann prime esas kazançlarına 1990 yılı da da-
hil edilecek ve yaşülık aylıgı Ocak 1991'den geçerli olarak bağla-
nacaktır.
BILGISAYAR,
HİZMET, UYGUN ÖDEME HEPSİ
SOFT'DA
SOFT SİZE EN UYGUN ÖDEMEYİ SUNUYOR.
HEM DE PROGRAMLAR + GARANTİ + EĞİTİM VE
SATIŞ SONRASI HİZMETLERİYLE BİRLİKTE
SON KATILMA TARİHİ: 30.9.1990
ÜRÛN
SCANPCAT-II
80286-16 Mhz
20MBHD
HS/BEkran
SCAN PC AT-III
80286-16 Mhz
40 MB HD
14S/BEkran
STARNX-1000
YAZICI
80tok)n
5AY
1.200.000 peşin
1.000.000
Taksit
1.350.000 peşin
1.200.000
Taksit
325.000 peşin
275.000
Taksit
12 AY
718.292 peşin
718.292
Taksit
838.007 peşin
838.007
Taksit
179.573 peşin
179.573
Taksit
18 AY
568.913 peşin
568.913
Taksit
663.732 peşm
663.732
Taksit
142.228 peşin
142.228
Taksit
21 AY
528.856 peşm
528.856
Taksit
617.000 peşin
617.000
Taksit
132.214 peşin
132.214
Taksit
SOFT
BİLGİSAYAR İLETİŞİM SİSTEMLERİ SAM. TİC. LTD.
Tel 173 06 25 Fax 172 61 51