Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HABERLER ÇUMHURİYET/U
'LAGANUSTUKURULTAYA DOGRUSHP
'Çatışma tabana yansımasın'
CÜNEYT ARCAYÜREK yazıyor
Ali Neiat Olçen
SHP'nin öğretisi yok
(CHP- Eski Grup Başkanve-
kili): Siyasal yelpazenin solunda
yer alan panilerin, 12 Eylül dar-
besinden sonra, iki temel kay-
naktan yoksun bırakılışı, geliş-
me sürecinin önünu tıkayan ne-
denlerden biri ve en önemlisidir.
Gençlik kollannı kuraroayan ve
sendikalarla organik bağı olma-
yan sol partiler, eninde sonun-
da, düşun ve eylem duzeyinde
bir boşluğun içinde bulurlar
kendilerini. Sağ partilerin poli-
tik ekonomileri, "kâr-gelir" aksı
çevresinde oluşıuğu için bu iki
kaynağa gereksinim duymalan
beklenemez. Gelişme sancısıru o
nedenle 12 Eylul'den sonra da-
ha çok sol partiler çekecektir.
Bu. sadece bugün SHP'de değil,
yann, gelişme sürecine giren öte-
ki sol partilerde de kendisini du-
yuracak.
Ne var ki SHP'nin özel bir
durumu söz konusu: Gelişme
sancısını daha agır geçirmesinın
nedeni, CHP'nin 1977'den son-
raki tüm aksaklıklarını teslim
alıp sürdürmesinden kaynakla-
nıyor. Çünkü CHP o yıllarda,
programının üç temel Ukesi olan
köykentler, halk sektörü ve öz-
yöneıim tasanmlarını göz ardı
etmiş, en önemlisi gençlik kol-
lannı hiziplerin içine çekmişti.
Böylece kendisinin dinamiğinı
oluşturan organizma ile bağları
koptu ya da bölündü. Bugün
benzer durum SHP'nin yapısına
sinmiş görünüyor.
SHP'nin bir pani öğretisi
mevcut değil. Parti öğretisini ha-
nrlayacak, oluşturacak ve tartı-
şacak organizmadan da yoksun
görünüyor. Bu yoksunluk, doğal
olarak, ister istemez, birbiriyle
uyumu olmayan farklı tavır ve
davranışlarda, çdişik demeçler-
de kendisini dışa vuracak. Çok
baslı yönetim, partinin standardı
olmayışından, ortak bir öğreti-
ye sahip bulunmayışından kay-
naklanıyor. Sayın tnönü ya da
Sayın Baykal, tek başlanna, ken-
dılenne bağımlı çalışacak bir
kadro ile paniye egemen olsa bi-
le eninde sonunda çok başlı yö-
netim doğacaktır. Genel sekre-
terlik sistemi değişse, başkan
yardımcılığı söz konusu olsa bi-
le farklı sonuç doğmayacak.
SHP, nasıl bir Türkiye tasarım-
hyor? Bu belli değil. Bu belli ol-
madıkça da partinin bütün ka-
demeleri, coşkudan ve o coşku-
nun yaratacağı sloganlardan
yoksun kalacaktır.
SHP'nin bugünkü yönetim
bunalımı, partinin vapısından ve
daha derinlerde yatan sorunlar-
dan kaynaklanıyor. Kurultayın
seçim karanyta bunalıma çözüm
geleceği varsayımı, sonınu basite
indirgemek olur ve ileride daha
ciddi bunalımlara yol açar.
ıl Çalaa (Trabzon
İl Başkam): Olağanüstü kurultay
karanru, alınmış en doğru karar
olarak nitelendiriyorum. Genel
Başkan Erdal İnönii ile uyum
içinde çalışabilecek ve yansız ka-
rar alabilecek bir yeni yönetimin
oluşması taraftanyım.
Atay Aktag (Trabzon Bele-
diye Başkam): Olağanüstü ku-
rultay karan SHP için bir çıkış
yolu olmustur. PM'nin yapısının
degişmesi için gerekliydi. Parti-
yi 1991 kurultayına götürebile-
cek, yansız davranan ve genel
başkanına destek olacak bir
PM'nin kunümasını arzu ediyo-
nım.
A\. Maatafa Ergtaey
(Trabzon Merkez İlçe Başkam):
Olağanüstü kurultay karan bu
aşamada alınması gereken en
önemli ve doğru karardır. Kurul-
taydan sonra Genel Başkan Er-
dal İnönii ile uyum içinde çalışa-
cak kadro ortaya çıkacaktır. So-
run çıkarmadan, sorunlan çö-
zümleyebilecek bir PM ve MYK
oluşturulmasını bekliyoruz.
KABUM TttrfcMM (Ordu
Belediye Başkam): Olağanüstü
kurultay karan partinin daha
çok atılîm yapabilmesi için, ko-
nunun yasal orgarumız olan ku-
rultayda değerlendirilmesi de-
mektir. Yoksa bizım dışımızda-
ki muhalefet ve iktidann dediği
gibi, tnönii-Baykal meselesi de-
ğildir. Bu, onlann iktidara gel-
memiz için hazırladığı bir oyun-
dur. Beklentim, Türkiye'deki
ciddi hükümet boşluğuna ciddi
çözümler getirilmesidir.
Bahattta C«rat (Ordu
SHP Merkez tlçe Başkam): Ola-
ğanustu kurultay karan normal
bir karar. Parti artık sağlam ze-
minlere oturtulmalı. Bu kurul-
dan çıkacak bütün kararlara gü-
venle bakarız.
Halak TITIUMI (Ordu
SHP tl Başkam): Partiye bu ku-
rultayla birlikte yeni bir kan ge-
lecek. Sanırun kurul tabandaki
insanlann duyarhlığı ile ihtiyaç
duyulan taze kan ve aktif kadro-
tç Politika Servisi — Seçimli olağanüstü kurultay
yaklaştıkça SHP'deki saflaşmalar netleymeye başladı.
Belediye, il, ilçe başkanlan "genel başkan kim olmalı"
sorusunu yamflarken tartışmalar daha çok partideki
yapısal sorunlar, program ve tüzüğe ilişkin düzenlemeler
üzerinde yoğunlaşıyor. İstanbul ve İzmir bölge
toplantdannm ardından parti içinde ortaya çıkan
görünüş için "SHP ülkemizde demokrasinin
teminatıdır" diyen parti yöneticileri liderlerin parti
tabanına daha geniş ve sert şekil'de yansıyacak tutum ve
davranışlar içinde olmamasım istiyorlar. tl
başkanlarından bir kısmı Baykal'm aday olup da
kazanamaması durumunda partinin bölüneceğini öne
sürerlerken bir kısmı da İnonü'nUn genel başkanlığın da
uyum içinde çalışacak PM ve MYK oluşturulması
gerektiği görüşünde birleşiyorlar.
ya görev verecektir. Bu partiyi
iktidara taşıyacak kadrolann
olusmasmı olağanüstü kurultay-
dan bekliyoruz.
tbrahtai g*yu (Edirne tl
Başkam): Bugüne kadar başanlı
olunamamışsa bunda Baykal de-
ğil, ekipteki Erol Çevikçe gibi ba-
şansız ve beceriksiz kişüer suçlu-
dur. 30 kişüik ekibiyle PM'ye se-
çilen Baykal bu işi yürütememiş-
se seçimli olağanüstü kurultay
yararlı olacaktır. Orada kim aday
olacaksa olur, seçilen işe dört el-
le sanlarak parti politikasını ra-
yına oturtmak için çalışır.
I I M U Se4eff 1 (Edirne Beie-
diyt Başkam): CNağanüstü kurul-
tay SHP'nin kaderinin çizileceği
bir yer. Hkanıklığı aşmak için ge-
rekliydi. Göreceksiniz SHP ola-
ğanüstü kurultaydan sonra alter-
natif politikalar üretecek.
Ç«tİB Bailıaıl (Erzurum tl
Başkam) — Alınan kurultay ka-
ran son derece doğaldır. tnönü-
Baykal çekışraesinin nedeni, son
seçimlerdeki başansızlığın sancı-
sıdır. Erzurum il baskanlığında
bulunan 14 kurultay delegesi ile
yapacağtmız toplantıdan sonra
tutumumuz belli olacaktır.
HalU Varal (SHP Altmdağ
İlçe Başkam/: Şu anda partimi-
zin içinde bulunduğu ortam sağ-
duyulu partileri yeterince üzüyor.
SHP ülkemizde demokrasinin te-
minatıdır. SHP'nin zaafa uğra-
ması ülkemiz ve demokrasimiz
için iyi olmamaktadır. Tabü bu
noktaya gelişimizın nedenleri var.
Parti sosyal demokrat ideoloji-
den uzaklaştı, parti içi demokrasi
hiçe sayıldı. Emeğin kitle partisi
olduğumuzu unuttuk. tşçi hakla-
nnı, insan haklannı, demokratik-
leşmeyi, laikliği Ooğu sorununu
yeteri kadar anlatamadık. Bu
saydıklanmı ön plana çıkartacak
bir parti yapısı düşünüyoruz.
Olumlu bir kurultay olacağını
umuyorum. Genel başkan soru-
numuz yoktur. Sonuç olarak par-
timiz kazanacak.
Ayhaa Mataa (SHP Sakar-
ya tl Başkam): Olağanüstü kurul-
taylar öncesi partide surekli pa-
ni k havası estirilir. Yine aym ha-
va estirilmek isteniyor. Kurultay
öncesi, Deniz Baykal'm istifası-
nın partiye ne getirir, ne götürür
tartışmasına girmek istemiyo-
rum. Zaman göstermiştir ki ola-
ğanüstü kurultaylar partiye mo-
ral kazandınr. SHP, bu olağanüs-
tü kurultaydan da moral depola-
yarak çıkacakür. Bazılanrun bek-
lediği gibi bozguna uğramış bir
parti olarak değil. Bayrampaşa-
dan alınması gereken ders en iyi
şekilde kurultayda kendini göste-
recektir.
Ali Albayrak (SHP Yalo-
va tlçe Başkam): Partimizde sık
sık seçimlerin olması, delegelerin
onayının alınması demokrasi açı-
sından sevindirici bir olay. Taban-
la parti arasında diyaloğu çok iyi
kurabilen Baykal, kurultaydan
güçlü çıkacak. Sağlıklı bir ekibin
oluşması halinde de SHP'nin
güçleneceğine inanıyorum. Bay-
kal'm genel başkan adayı olma-
sını destekliyorum.
Cczaıi K«çal (Yalova Bele-
diye Başkam): tnönü, parti içi de-
mokrasiye inanmış ve bunu ha-
yata geçirmis bir lider. Olumsuz
gelişmeler biraz da bundan kay-
naklanıyor. Inönü'nün duyarlı ve
gercek bir demokrat olduğuna
inaruyorum. Ancak insanlann
bulaştınlmasına karşıyım. Müca-
dele içerisinde yeni liderler orta-
ya çıkabilir. Baykai'ın aday olma-
sı demokrasinin gereğidir.
Kaaül PapUa (SHP Zon-
guldak tl Başkam): Olağanüstü
kurul karanna saygıbyım. lktidar
adayı SHP'nin, içinde bulundu-
ğu tüm sorunlann olağanüstü
kurultayda çözümleneceğine ina-
ruyorum.
YtkMİ \ytm* (Zonguldak
Belediye Başkam): Isabetli veril-
miş, yerinde bir karar, saygüıyun.
Genel kuruldan SHP-DSP birleş-
mesi konusunda çıkanlacak bir
karar, tüm sağcı partilerin ölüm
fermanı olacaktır.
V a t ı ı B«z (SHP Zongul-
dak Merkez tlçe Bşakanı): lkti-
dar adayı tek partiyiz. Genel ku-
rul karanru saygıyla karşılıyo-
rum. SHP'deki durgunluğun, yapı-
lacak genel kurul toplantısından
sonra tamamen ortadan kalkaca-
ğma inanıyorum.
Okaa Sarat (Zonguldak
Çatalağzı Belediye Başkam): tsa-
betli verilmiş bir karardır. SHP,
bu toplantı sonrasında hakiki hü-
viyetine kavuşarak yenilesecektir.
SCRECEK
KURULTAY OYKULERI
Önce listeye, sonra suyaSHP PM üyesi Halil Akyüz anlatıyor:
"1986 yılı bırleşme kurultayındayız.
Cürkan genel başkanlığı bırakacakr ,
tnönü de genel başkan olacak. İl k. " • •
başkanlanna bir PM listesi yaptırdılar.
Sonra da bu listeyi beğenmediler. Hatta
Cürkan, il başkanlanna, "bu hizip
listesidir" dedi. Ben de o listedeyim.
Ertesi gun kurultay yapılıyor. Inönü, il
başkanlarım çağırdı bir liste verdi. Liste
kurultaya geldi ben yokum tabii..
Yanımda bu partiye çok hizmeti geçmiş
ağabeyim Mehmet Hoca da var. Listeyi
gö'rdü, artık bu listede olmayanm
kazanamayacağını söyledi. Çok
1
tizgündü. Gidip tnûnü'ye bir şeyler
söylemek istedi, engel oldum. Yani daha
sonra oylama yapıldı gece saat üç gibi
sonuçları aldık ben listeye girmişim.
Yorgun argın eve gittim.
Bir de ne göreyim, evi su basmış. Her
taraf su içinde bir de yerdeki bir
prizden suya cereyan kaçıyormuş,
çarpıldım. Allem, kallem telefona ulaşıp
yeğenlerimi aradım geldiler evi
temizlemeye başladık hep birlikte.
Üzgündüler, seçilemediğimi sanıyorlardu
Ben de PM'ye girdiğimi söyledim. . •
Birden beni yakalayıp kaldırıp, havaya
attılar, suyun içine düştüm. O sırada
ağabeyim aradı bana bir bakraç süt
getirdi. tçirdi, ben de kendisine
kurultaylar öncesi, sakin olmak
gerektiğini bir kurultayın nasıl
kazanılabileceğini anlattım. Yani şimdi
bu kurultaya da böyle bakmak lazım. "
GECMIS KURULTAY OLUR Kİ...
Biri yer
biri bakar
Gündem öylesine
yiiklü, konular
öylesine çok ve zaman
öylesine kısıtlı ki SHP
Genel Başkanı Erdal
İnönii ve Genel
Sekreter Deniz Baykal
partililerin verdikleri
ekmek arası
kumanyalarla
aclıklannı
bastınyorlar. Sene
1988. Kasım ayında
yapılan 4. kurultay.
Örgntün parti içi
sorunlan ve yerel
seçimlerin eie
alınacağı toplantıda
tnönii, verilen ekmeği
içinde ne olduguna
bakmaksızın ısınrken
Baykal, açmış içini
kontrol ediyor.
S O D E P
' m
1 0 T e m m M
Gündemin birinci maddesinin Halkçı Parti'yle birieşme olduğu kong-
rede yapılan oylamada kullanılan 767 ovdan 745'ini alan Erdal İnönii
genel başkan seçilmişti. Selim Sırn Tarcan Spor Salonu'nda yapı-
lan oy kullanma işlemi sırasında rakipsiz genel başkan adayı Erdal
tnönü oyunu alelacele oluşturulmuş perdeler arasındaki bir sandalye
üzerinde guclukle kullanabilmişti.
İSTANBUL'dan HİKMET çtTİMKAYA
SHP'de Perde Arkası
İSTANBUL — Olaylı iki bölge toplantısının ar-
dından SHP Meclis grubu ve MYK toplandı. İs-
tanbul ve İzmir'de Deniz Baykal'ı yuhalayanların
disiplin kuruluna verilmesi isteniyor. Bu arada be-
lediye başkanlan birbirlerini ağır bir biçimle
suçluyor.
Hiç kimse şu yuhalamalann altında yatan ger-
çeğin nedenlerini düşünmek ıstemiyor.
Elbet bir siyasal partinin Genel Sekreteri'nin yu-
halanması, aracına toprak atılması onaylanmaz.
Bunları yapan kişilerin belirlenıp haklarında di-
siplin soruşturması açılması da kaçınılmaz.
İstanbul ve İzmir'de ilçe belediye başkanlan ikı-
ye ayrılmış Bir bölümu Anakent Belediye Başka-
nı Nurettin Sözen'i suçluyor Bakırköy Belediye
Başkanı Yıldırım Aktuna ile Küçükçekmece Bele-
diye Başkanı Ertuğrul Tığlay Sözen ıçın şöyle ko-
nuşuyor-
— SHP'nin Saddam'ı. .
izmir Bornova Belediye Başkanı Ali Sözer de
Yüksel Çakmur için şunları diyor
— Sosyal demokratlığından kuşku duyuyorum
Kimdir Ali Sözer'
Bir dönem MHP'lı ortağıyla müteahhıtlık yapan,
SHP'ye nereden ve ne zaman geldığı, en yakın
arkadaşlannca bıle belırlenemeyen bir kışı
SHP'den belediye başkanı seçıldığı gun eskı bir
MHP'lı tekstilcıden gelen gömleklerı ısçiye, me-
mura dağıtmakla oğünen bir sosyal demokrat (')
Isın basından berı Baykal ekıbının yanında yer
alıyor. Geçen yıl Bornova'da düzenlenen bir ge-
cede Deniz Baykal uzun uzun yuhalanmıştı. Ge-
ceyı düzenleyen SHP Bornova ilçe örgütüydü. İl-
çe Başkanı Necati Yıldız. Baykal yuhalandığı için
niçın disiplin kuruluna verilmemişti?
Bakın aynı ilçe'başkanı bugün ne diyor:
— Kapıları kıran, sinemayı dolduran Çakmur,
hem kamu suçu hem de parti suçu işlemiştir. Ge-
reğı yapılmalıdır.
Istanbul'da Aktuna ve Tığlay ne diyor:
— İstanbul'daki olayların sorumlusu Sözen'dir
Parti militanlannı toplantının dûzenlendiği sinema
salonuna doldurmuştur.
Sözen de önceki gün yanıt verıyor:
— Her iki belediye başkanı kendilerini atama
yoluyla bu makama getırmiş olanlara karşı borç-
larını ödemek amacıyla yaltaklanma örneğını ver-
mişlerdır.
Işte SHP'nin içinde bulunduğu konum
Bir Genel Sekreter'ın yuhalanması, aracına top-
rak atılması doğru değıldtr .
Ancak Deniz Baykal ve arkadaşlannın bugüne
dek gunahları çoktur Hukuk dışı uygulamalarla
SHP'de hizıpçıliğı körüklemişlerdır.
Nedense hıç kımse bu olaylar olurken Baykal a
sormuyor
— Sayın Genel Sekreter goreve geldığinızden
beri kaç orgutu feshettınız, onları sahte üye ya-
zımlarıyla, delege seçımlerıyle tasfiye ettıniz?
ıstanbul'da ve izmir'de olayların altında yatan
birinci neden sanırız bunlardır.
İzmir Konak ilçe örgütü bir gün ansızın görev-
den ahnıyor. Alınış nedeninin hiçbir gerekçesi yok.
Görevden alınan ilçe başkanı mahkemeye başvu-
ruyor Mahkeme ilçe başkanını yeniden göreve atı-
yor. Genel merkez ikinci kez ilçe başkanını görev-
den alıyor. Bu arada delege seçımlerı başlıyor. Bir
gün Erol Çevikçe İzmir'e geliyor. CHP eskı Genç-
lik Kolları Genel Başkanı Sabri Ergülü yemekli ba-
sın toplantısıyla gazetecilere tanıtılıyor. Ergül, iz-
mir'de avukatlık bürosu açıyor. Gazetelerin yerel
baskılarında ırili ufaklı haberler yer almaya
başlıyor:
— Sabri Ergül, İzmir'de geleceğin il başkanı.
Bayrampaşa ilçe başkanlığına Vahit Çalın ata-
nıyor. İlçe yönetimı, binası yok ama kısa sürede
bini aşkın üye yazımı yapılıyor. Ortalık bir anda ka-
rışıyor. Bu atamadan il başkanı Ercan Karakaş'ın
haberi yok Durum inönü'ye iletiliyor, ama İnönü1
yü Erol Çevikçe dinlemiyor. Bir süre sonra Vahit
Çalım Bayrampaşa belediye başkanı adayı oluyor.
SHP tabanının tepkısıdir, İstanbul ve İzmir'de
yaşanan olaylar Doğru ya da yanlış
Bölge toplantısından bir gün önce İzmir Yeni-
şehır Kültür Merkezı Salonu, Bornova, Karşıyaka
ve Konak ilçe başkanlarının denetiminde Deniz
Baykal'm posterlerıyle donatılıyor İçerıye bir tek
bıle Erdal Inöriü'nün posterı asılmıyor. Toplantı sa-
bahı 200'e yakın Baykal yanlısı salonu dulduru-
yor.
Belediye başkanları, ilçe başkanlan, delegeler,
belde temsilcileri, il genel meclisı ve belediye mec-
lisi üyeleri, partililer, kültür merkezine geldiklerin-
de 200'e yakın kişinin salonda yer aldığını, her ta-
rafa Baykal'm posterlerinın asıldığını görüyor.
Ne yapacak bu insanlar? Kapalı kapıları açtı-
rıp salonu dolduruyorlar. Yânlannda taşıdıklan İnö-
nü posterlerini duvarlara asıyorlar Bu kargaşa sı-
rasında da salon tıklım tıklım doluyor.
İzmir İl Başkanı, Karşıyaka ilçe başkanı oyunun
bozulduğunu sezinleyip, hemen İnönü'ye kosuyor-
lar:
— Efendim içeriye bazı militanlar girdi, toplan-
tı iptal edilsin.
Inönü, "hayır" yanıtını verip, il başkanı Ceyhan
Akgün'e şöyle diyor:
— Sizin göreviniz topiantı salonunda gerekli ön-
lemi almaktır Bu toplantı sizin sorumluluğunuz al-
tında yapılıyor. Lütfen gerekll önlemleri alın.
Olayın gerçek yüzüdür anlattıklarımız...
İnönü bugün Konyaya gidiyor, biz de oradaola-
cağız Oradan Gaziantep ve Trabzon'a geçeceğiz.
Fikret Ünlü'ye sorduk:
— Konya toplantısı nasıl geçer?
Ünlü yanıt verdı:
— Olay çıkmaz. Çünkü ben yönetimdeyken hi-
zipçılik yapmadım, hiçbir örgütü hukuk dışı görev-
den almadım
Göreceğiz...
Farkı Var mı Birbirilerinden?
ANKARA — Toplumun belle-
ği zayıf derler. Ya toplumu yön-
lendiren, gerçeklere ışık tutan-
ların veya bu savda olanlann?
Kimi aydınların, yayın organla-
rının, siyasetçilerin?
Son günlere şöyle bir göz ata-
Itm. Menderes, Zorlu ve Polat-
kan'ın cenazeleri anıt mezara
nakledildi. Oğlu Aydın Mende-
res, "cinayetten" söz ediyor. Ha-
di oğludur, içi yanıyor diyerek
olayların boyunu asan bu tanım-
lamayı "mazur" görelim.
Peki, ama aydınlara, basının
büyük bölümündeki, bir dönemi
bütünüyle tek yanlı, zemzem su-
yuyla yıkamaya yönelik çabala-
ra ne demeli? 50'li yıllarda, he-
le 27 Mayıs'a bir buçuk yıl kala
demokrasinin tek adamlığa doğ-
ru adım adım nasıl sürüklendi-
ğini sanki yaşamadık. Sanki o
günlerdeki siyasal sancılardan
kaynaklanan ıstırapları yaşayıp
görmedik.
Uğur Mumcu dünkü yazısın-
da bir avuç kanıtla duygu sömü-
rüsünde şampiyonluğa soyu-
nanlara küçük, ama anlamlı bir
ders veriyor, kimilerinin günübir-
lik yaşayan belleklerine onarıl-
maz bir darbe vuruyordu. işte
bir ikisi:
"Bayar, (icap ederse İsmet
Paşa'yı da sehpaya götürmekte
tereddüt etmem) dedi —Ethem
Menderes'ten—
Zorlu: Tek çare vardır: Haik
Partisi'ni kapatmak, bütün me-
busları tevkif etmek —Abdullah
Aker'den—
Adnan Menderes'in 7 Nisan
1960 grup konuşmasından: İşe
vazıyet edip ahlaksızlar, namus-
suzlar sizi kapatıyoruz diye
TBMM Karan ile CHP'yi kapat-
mak lazımdır. Meclis de muha-
lefet değil, DP grubudur."
Ve daha niceteri... Düne ka-
dar bu anımsamalar yok. Men-
deres'in demokrasi şehitliğine
dayaiı 1950 öncesini tertemiz,
hem rejim hem de insan açısın-
dan kar beyazı gösterecek içe-
rikte yazılar, demeçler...
Menderes DP grubunu
lahhk!
Galiba en büyük eksikliğimiz,
geçmişten gereken dersleri çı-
karamamak. Genel siyasetteki
TÖ-Menderes benzerlikleri bir
yerde otuz yıl önceki günlerle
günümüzdeki gelişmelere ko-
şutluk sağlıyor.
Bir de bakıyoruz —Toker'in
deyişiyle— küçük inönü de on-
beş gün önce yakındığı olaylar-
dan ders çıkarmamış. SHP'de-
ki son gelişme insanı düşündü-
rüyor. İnönü, olağanüstü kurul-
tay'a giderken partide iki başlı-
lığın yok edilmesıni önkoşul ola-
rak öne sürdü. Bu sonuca izle-
diği, yaşadığı parti içi kimi
olayların birikimiyle geldi, da-
yandı. Sadece genel başkanda
değil, genelde kamuoyu ile ör-
gütte, partide, tüzük dikkale
alınmaksızın dar bir kadronun
dilediği gibi hareket etmesi baş-
lıca yakınılardan biriydi. Önce-
ki günden başlayıp düne uza-
nan bir olayda bakın neler oldu:
İnönü, bölge toplantılarına git-
mek istedi. Baykal ekibi MYK'yı
dışlayarak tek başına genel baş-
kanının böyle bir uygulamaya
gitmesini tüzüğün engelledigini
söyledi. İstanbul ve Ankara olay-
ları bunun meyvesi.
İnönü önceki gün olağanüs-
tü kurultayın düzenlenmesi so-
rumluluğunu Ankara il örgütüne
verdi. Bu kez Baykal ekibi dav-
ranışın tüzüğe aykırı olduğunu
öne sürdü. Parti tüzüğünün 28.
maddesinde MYK'nın yetkileri
sıralanıyor, (d) paragrafı "olağan
ve olağanüstü kurultayla ilgili
hazırlıkları MYK'ya" veriyor.
Bölge toplantılarını tek başı-
na yapmak hakkını kendinde
bulan İnönü, bu kez tüzüğün
açık hükmüne karşın, MYK'dan
karar almadan bir buyrukla ola-
ğanüstü kurultay hazırlıklarını
MYK yerine Ankara il örgütüne
devrediyor.
Baykal ekibi karşı çıkıyor, tü-
züğe dayanarak MYK toplantı-
sı istiyor. İnönü dün "Ben çağır-
madım, toplanamazLar" diyor.
Şu satırların yazıldığı saate ka-
TÖ, arada sırada kendini Menderes'le
benzeştiriyor. DP ile Anavatan'ın yazgı
birliğinde nedenler görüyor. Dediğine göre
ülkenin kalkınmasında DP ile Anavatan aynı
yoldaymış! Menderes kendini TBMM sandı.
DP, çoğunluğuna dayanarak dilediğini
yapıyordu. tu, bugün Meclis'i dışlıyor,
sadece Anavatan grubuyla oynuyor.
Muhalefeti tanımıyor.
TBMM görecek kadar kendin-
den geçen demeçleri çevresin-
den, özellikle Bayar'dan gelen
telkinlerle günlerce söyledi, mi-
tinglere götürdü. Mecliste Tah-
kikat Komısyonu kurarak söyle-
diklerini gerçekleştirecek uygu-
lamalara geçti.
1950'den önce Menderes'i
kışkırtanlar, tutumunu alkışla-
yanlar elbette vardı. Tıpkı bugün,
TÖ'nün tek adamlığa soyunma-
sını, uygulamalara geçmesinı ve
hatta, bir yerde TBMM yetkıle-
rini kendinde toplayacak kadar
anayasa tanımaz hale gelişini
alkışlayanlann bulunması gibi.
TÖ, arada sırada kendini
Menderes'le benzeştiriyor. DP
ile Anavatan'ın yazgı birliğinde
nedenler görüyor. Dediğine gö-
re ülkenin kalkınmasında DP ile
Anavatan aynı yoldaymış! Men-
deres kendini TBMM sandı, DP
çoğunluğuna dayanarak diledi-
ğini yapıyordu. TÖ bugün —
işine geldiği, örneğin cumhur-
başkanı seçildiği günler
dışında— Meclisi dışlıyor, sade-
ce Anavatan grubuyla oynuyor.
Muhalefeti tanımıyor, tek adam-
lığa hızla yol alıyor. Menderes'e
oranla şansı, kendisinden öteye
toplumun hemen her kesiminin
demokrasiye dört elle sarılma-
sı. Bunu sömürüyor.
Şakşak edebiyatı dünden bu-
güne hiç değişmedi. 1950'de
Menderes'le yaşadıklanmızı bu-
gün TÖ ile yaşıyoruz. Rejime
bakış, uygulamalara geçiş açı-
sından ikisi arasında kıl payı fark
yok.
"Zihniyet" aynı. Bir fark yok
değil tabii; o da Menderes çok
iyi bir konuşmacıydı, Türkçeye
egemendi. TÖ ise bu açıdan Al-
dar MYK'ya girmiyor. MYK'yı
toplama yetkisi inönü'de olabi-
lir, ama üyelerden "istek getirse"
toplantıyı reddetmesi, kişıliğine
uygun düşer mi? Üstelik aynı
İnönü, istifa etmelerinden son-
ra başta genel sekreterle MYK
üyelerinin 29 eylüle kadar gö-
revde kalmalarını istemiş, hatta
kabul ettirmisti.
SHP'deki belli başlı yakınılar-
dan Dirini bizzat İnönü yaratıyor.
Saygılı olduğu, her zaman ön
planda tuttuğu tüzük ve progra-
ma uymayı bir yana atıveriyor.
Oysa aynı İnönü, "SHP progra-
mı ve tüzüğüne koşut davran-
madıkları için yirmiye yakın mil-
letvekilini partiden" dışlıyordu.
Demek ki o zaman Baykai'ın uy-
guladığı tüzük hükümlerinde
Inönü'nün oyu vardı. Demek ki
o zaman İnönü tüzük ve prog-
rama uyulmadığı gerekçesin-
den çok, kamuoyunda sözü edi-
len başka nedenlerden ötürü ki-
mini partiden attı, kimini istifa-
ya zortadı.
İnönü böylesi davranışla,
Baykai'ın hatalarına katılıyor.
"Tek başına" bir çeşit sürgit ya-
ratıyor. Altıncı katta İnönü çalı-
şıyor, dördüncü katta Baykal eki-
bi MYK'da genel başkanı bekli-
yor. Son anda hatasını anımsa-
tan çıkarsa İnönü, aşağı kata
inecek. Ne var ki olayın çıkışı,
gelişmesi ve İnönü ile Inönü'süz
MYK toplantısı SHP'deki uygu-
lamalarda bir anlayış farkı ol-
madığını ortaya koyacak.
İnönü ile MYK toplantısı yapıl-
sa bile taraflann yönetim ve an-
layış biçimlerinde pek farklı yan-
lar olmadığı kesinleşecek.
Dimyat'a giderken pirinçten
olunmasın da...
LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARA
ÖĞRENCİ ALINACAKTIR
BİLKENT ÜNİVERSİTESİ
REKTÖRLÜĞÜ'NDEN
Bilkent Üniversitesi'nin jşletme, İktisat,
Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi ve
Kamu Yönetimi alanlarındaki lisansüstü
programlara öğrenci alınacaktır.
Müracaatların 21 Eylül 1990 günü
akşamına kadar Bilkent Üniversitesi,
İktisadi ve İdari Bilimler Faküttesi
Dekanhğı'na (RK. 8, 06572 Maltepe-
Ankara) yapılması gerekmektedir. İlgililer
24-27 Eylül 1990 tarihlerinde yapılacak
olan sınavlara katılmalıdırlar. Müracaat
eden adaylardan mezuniyet ve not
belgeleri ile iki referans mektubu
istenmektedir.