29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABERLER ÇUMHURİYET/U 'LAGANUSTUKURULTAYA DOGRUSHP 'Çatışma tabana yansımasın' CÜNEYT ARCAYÜREK yazıyor Ali Neiat Olçen SHP'nin öğretisi yok (CHP- Eski Grup Başkanve- kili): Siyasal yelpazenin solunda yer alan panilerin, 12 Eylül dar- besinden sonra, iki temel kay- naktan yoksun bırakılışı, geliş- me sürecinin önünu tıkayan ne- denlerden biri ve en önemlisidir. Gençlik kollannı kuraroayan ve sendikalarla organik bağı olma- yan sol partiler, eninde sonun- da, düşun ve eylem duzeyinde bir boşluğun içinde bulurlar kendilerini. Sağ partilerin poli- tik ekonomileri, "kâr-gelir" aksı çevresinde oluşıuğu için bu iki kaynağa gereksinim duymalan beklenemez. Gelişme sancısıru o nedenle 12 Eylul'den sonra da- ha çok sol partiler çekecektir. Bu. sadece bugün SHP'de değil, yann, gelişme sürecine giren öte- ki sol partilerde de kendisini du- yuracak. Ne var ki SHP'nin özel bir durumu söz konusu: Gelişme sancısını daha agır geçirmesinın nedeni, CHP'nin 1977'den son- raki tüm aksaklıklarını teslim alıp sürdürmesinden kaynakla- nıyor. Çünkü CHP o yıllarda, programının üç temel Ukesi olan köykentler, halk sektörü ve öz- yöneıim tasanmlarını göz ardı etmiş, en önemlisi gençlik kol- lannı hiziplerin içine çekmişti. Böylece kendisinin dinamiğinı oluşturan organizma ile bağları koptu ya da bölündü. Bugün benzer durum SHP'nin yapısına sinmiş görünüyor. SHP'nin bir pani öğretisi mevcut değil. Parti öğretisini ha- nrlayacak, oluşturacak ve tartı- şacak organizmadan da yoksun görünüyor. Bu yoksunluk, doğal olarak, ister istemez, birbiriyle uyumu olmayan farklı tavır ve davranışlarda, çdişik demeçler- de kendisini dışa vuracak. Çok baslı yönetim, partinin standardı olmayışından, ortak bir öğreti- ye sahip bulunmayışından kay- naklanıyor. Sayın tnönü ya da Sayın Baykal, tek başlanna, ken- dılenne bağımlı çalışacak bir kadro ile paniye egemen olsa bi- le eninde sonunda çok başlı yö- netim doğacaktır. Genel sekre- terlik sistemi değişse, başkan yardımcılığı söz konusu olsa bi- le farklı sonuç doğmayacak. SHP, nasıl bir Türkiye tasarım- hyor? Bu belli değil. Bu belli ol- madıkça da partinin bütün ka- demeleri, coşkudan ve o coşku- nun yaratacağı sloganlardan yoksun kalacaktır. SHP'nin bugünkü yönetim bunalımı, partinin vapısından ve daha derinlerde yatan sorunlar- dan kaynaklanıyor. Kurultayın seçim karanyta bunalıma çözüm geleceği varsayımı, sonınu basite indirgemek olur ve ileride daha ciddi bunalımlara yol açar. ıl Çalaa (Trabzon İl Başkam): Olağanüstü kurultay karanru, alınmış en doğru karar olarak nitelendiriyorum. Genel Başkan Erdal İnönii ile uyum içinde çalışabilecek ve yansız ka- rar alabilecek bir yeni yönetimin oluşması taraftanyım. Atay Aktag (Trabzon Bele- diye Başkam): Olağanüstü ku- rultay karan SHP için bir çıkış yolu olmustur. PM'nin yapısının degişmesi için gerekliydi. Parti- yi 1991 kurultayına götürebile- cek, yansız davranan ve genel başkanına destek olacak bir PM'nin kunümasını arzu ediyo- nım. A\. Maatafa Ergtaey (Trabzon Merkez İlçe Başkam): Olağanüstü kurultay karan bu aşamada alınması gereken en önemli ve doğru karardır. Kurul- taydan sonra Genel Başkan Er- dal İnönii ile uyum içinde çalışa- cak kadro ortaya çıkacaktır. So- run çıkarmadan, sorunlan çö- zümleyebilecek bir PM ve MYK oluşturulmasını bekliyoruz. KABUM TttrfcMM (Ordu Belediye Başkam): Olağanüstü kurultay karan partinin daha çok atılîm yapabilmesi için, ko- nunun yasal orgarumız olan ku- rultayda değerlendirilmesi de- mektir. Yoksa bizım dışımızda- ki muhalefet ve iktidann dediği gibi, tnönii-Baykal meselesi de- ğildir. Bu, onlann iktidara gel- memiz için hazırladığı bir oyun- dur. Beklentim, Türkiye'deki ciddi hükümet boşluğuna ciddi çözümler getirilmesidir. Bahattta C«rat (Ordu SHP Merkez tlçe Başkam): Ola- ğanustu kurultay karan normal bir karar. Parti artık sağlam ze- minlere oturtulmalı. Bu kurul- dan çıkacak bütün kararlara gü- venle bakarız. Halak TITIUMI (Ordu SHP tl Başkam): Partiye bu ku- rultayla birlikte yeni bir kan ge- lecek. Sanırun kurul tabandaki insanlann duyarhlığı ile ihtiyaç duyulan taze kan ve aktif kadro- tç Politika Servisi — Seçimli olağanüstü kurultay yaklaştıkça SHP'deki saflaşmalar netleymeye başladı. Belediye, il, ilçe başkanlan "genel başkan kim olmalı" sorusunu yamflarken tartışmalar daha çok partideki yapısal sorunlar, program ve tüzüğe ilişkin düzenlemeler üzerinde yoğunlaşıyor. İstanbul ve İzmir bölge toplantdannm ardından parti içinde ortaya çıkan görünüş için "SHP ülkemizde demokrasinin teminatıdır" diyen parti yöneticileri liderlerin parti tabanına daha geniş ve sert şekil'de yansıyacak tutum ve davranışlar içinde olmamasım istiyorlar. tl başkanlarından bir kısmı Baykal'm aday olup da kazanamaması durumunda partinin bölüneceğini öne sürerlerken bir kısmı da İnonü'nUn genel başkanlığın da uyum içinde çalışacak PM ve MYK oluşturulması gerektiği görüşünde birleşiyorlar. ya görev verecektir. Bu partiyi iktidara taşıyacak kadrolann olusmasmı olağanüstü kurultay- dan bekliyoruz. tbrahtai g*yu (Edirne tl Başkam): Bugüne kadar başanlı olunamamışsa bunda Baykal de- ğil, ekipteki Erol Çevikçe gibi ba- şansız ve beceriksiz kişüer suçlu- dur. 30 kişüik ekibiyle PM'ye se- çilen Baykal bu işi yürütememiş- se seçimli olağanüstü kurultay yararlı olacaktır. Orada kim aday olacaksa olur, seçilen işe dört el- le sanlarak parti politikasını ra- yına oturtmak için çalışır. I I M U Se4eff 1 (Edirne Beie- diyt Başkam): CNağanüstü kurul- tay SHP'nin kaderinin çizileceği bir yer. Hkanıklığı aşmak için ge- rekliydi. Göreceksiniz SHP ola- ğanüstü kurultaydan sonra alter- natif politikalar üretecek. Ç«tİB Bailıaıl (Erzurum tl Başkam) — Alınan kurultay ka- ran son derece doğaldır. tnönü- Baykal çekışraesinin nedeni, son seçimlerdeki başansızlığın sancı- sıdır. Erzurum il baskanlığında bulunan 14 kurultay delegesi ile yapacağtmız toplantıdan sonra tutumumuz belli olacaktır. HalU Varal (SHP Altmdağ İlçe Başkam/: Şu anda partimi- zin içinde bulunduğu ortam sağ- duyulu partileri yeterince üzüyor. SHP ülkemizde demokrasinin te- minatıdır. SHP'nin zaafa uğra- ması ülkemiz ve demokrasimiz için iyi olmamaktadır. Tabü bu noktaya gelişimizın nedenleri var. Parti sosyal demokrat ideoloji- den uzaklaştı, parti içi demokrasi hiçe sayıldı. Emeğin kitle partisi olduğumuzu unuttuk. tşçi hakla- nnı, insan haklannı, demokratik- leşmeyi, laikliği Ooğu sorununu yeteri kadar anlatamadık. Bu saydıklanmı ön plana çıkartacak bir parti yapısı düşünüyoruz. Olumlu bir kurultay olacağını umuyorum. Genel başkan soru- numuz yoktur. Sonuç olarak par- timiz kazanacak. Ayhaa Mataa (SHP Sakar- ya tl Başkam): Olağanüstü kurul- taylar öncesi partide surekli pa- ni k havası estirilir. Yine aym ha- va estirilmek isteniyor. Kurultay öncesi, Deniz Baykal'm istifası- nın partiye ne getirir, ne götürür tartışmasına girmek istemiyo- rum. Zaman göstermiştir ki ola- ğanüstü kurultaylar partiye mo- ral kazandınr. SHP, bu olağanüs- tü kurultaydan da moral depola- yarak çıkacakür. Bazılanrun bek- lediği gibi bozguna uğramış bir parti olarak değil. Bayrampaşa- dan alınması gereken ders en iyi şekilde kurultayda kendini göste- recektir. Ali Albayrak (SHP Yalo- va tlçe Başkam): Partimizde sık sık seçimlerin olması, delegelerin onayının alınması demokrasi açı- sından sevindirici bir olay. Taban- la parti arasında diyaloğu çok iyi kurabilen Baykal, kurultaydan güçlü çıkacak. Sağlıklı bir ekibin oluşması halinde de SHP'nin güçleneceğine inanıyorum. Bay- kal'm genel başkan adayı olma- sını destekliyorum. Cczaıi K«çal (Yalova Bele- diye Başkam): tnönü, parti içi de- mokrasiye inanmış ve bunu ha- yata geçirmis bir lider. Olumsuz gelişmeler biraz da bundan kay- naklanıyor. Inönü'nün duyarlı ve gercek bir demokrat olduğuna inaruyorum. Ancak insanlann bulaştınlmasına karşıyım. Müca- dele içerisinde yeni liderler orta- ya çıkabilir. Baykai'ın aday olma- sı demokrasinin gereğidir. Kaaül PapUa (SHP Zon- guldak tl Başkam): Olağanüstü kurul karanna saygıbyım. lktidar adayı SHP'nin, içinde bulundu- ğu tüm sorunlann olağanüstü kurultayda çözümleneceğine ina- ruyorum. YtkMİ \ytm* (Zonguldak Belediye Başkam): Isabetli veril- miş, yerinde bir karar, saygüıyun. Genel kuruldan SHP-DSP birleş- mesi konusunda çıkanlacak bir karar, tüm sağcı partilerin ölüm fermanı olacaktır. V a t ı ı B«z (SHP Zongul- dak Merkez tlçe Bşakanı): lkti- dar adayı tek partiyiz. Genel ku- rul karanru saygıyla karşılıyo- rum. SHP'deki durgunluğun, yapı- lacak genel kurul toplantısından sonra tamamen ortadan kalkaca- ğma inanıyorum. Okaa Sarat (Zonguldak Çatalağzı Belediye Başkam): tsa- betli verilmiş bir karardır. SHP, bu toplantı sonrasında hakiki hü- viyetine kavuşarak yenilesecektir. SCRECEK KURULTAY OYKULERI Önce listeye, sonra suyaSHP PM üyesi Halil Akyüz anlatıyor: "1986 yılı bırleşme kurultayındayız. Cürkan genel başkanlığı bırakacakr , tnönü de genel başkan olacak. İl k. " • • başkanlanna bir PM listesi yaptırdılar. Sonra da bu listeyi beğenmediler. Hatta Cürkan, il başkanlanna, "bu hizip listesidir" dedi. Ben de o listedeyim. Ertesi gun kurultay yapılıyor. Inönü, il başkanlarım çağırdı bir liste verdi. Liste kurultaya geldi ben yokum tabii.. Yanımda bu partiye çok hizmeti geçmiş ağabeyim Mehmet Hoca da var. Listeyi gö'rdü, artık bu listede olmayanm kazanamayacağını söyledi. Çok 1 tizgündü. Gidip tnûnü'ye bir şeyler söylemek istedi, engel oldum. Yani daha sonra oylama yapıldı gece saat üç gibi sonuçları aldık ben listeye girmişim. Yorgun argın eve gittim. Bir de ne göreyim, evi su basmış. Her taraf su içinde bir de yerdeki bir prizden suya cereyan kaçıyormuş, çarpıldım. Allem, kallem telefona ulaşıp yeğenlerimi aradım geldiler evi temizlemeye başladık hep birlikte. Üzgündüler, seçilemediğimi sanıyorlardu Ben de PM'ye girdiğimi söyledim. . • Birden beni yakalayıp kaldırıp, havaya attılar, suyun içine düştüm. O sırada ağabeyim aradı bana bir bakraç süt getirdi. tçirdi, ben de kendisine kurultaylar öncesi, sakin olmak gerektiğini bir kurultayın nasıl kazanılabileceğini anlattım. Yani şimdi bu kurultaya da böyle bakmak lazım. " GECMIS KURULTAY OLUR Kİ... Biri yer biri bakar Gündem öylesine yiiklü, konular öylesine çok ve zaman öylesine kısıtlı ki SHP Genel Başkanı Erdal İnönii ve Genel Sekreter Deniz Baykal partililerin verdikleri ekmek arası kumanyalarla aclıklannı bastınyorlar. Sene 1988. Kasım ayında yapılan 4. kurultay. Örgntün parti içi sorunlan ve yerel seçimlerin eie alınacağı toplantıda tnönii, verilen ekmeği içinde ne olduguna bakmaksızın ısınrken Baykal, açmış içini kontrol ediyor. S O D E P ' m 1 0 T e m m M Gündemin birinci maddesinin Halkçı Parti'yle birieşme olduğu kong- rede yapılan oylamada kullanılan 767 ovdan 745'ini alan Erdal İnönii genel başkan seçilmişti. Selim Sırn Tarcan Spor Salonu'nda yapı- lan oy kullanma işlemi sırasında rakipsiz genel başkan adayı Erdal tnönü oyunu alelacele oluşturulmuş perdeler arasındaki bir sandalye üzerinde guclukle kullanabilmişti. İSTANBUL'dan HİKMET çtTİMKAYA SHP'de Perde Arkası İSTANBUL — Olaylı iki bölge toplantısının ar- dından SHP Meclis grubu ve MYK toplandı. İs- tanbul ve İzmir'de Deniz Baykal'ı yuhalayanların disiplin kuruluna verilmesi isteniyor. Bu arada be- lediye başkanlan birbirlerini ağır bir biçimle suçluyor. Hiç kimse şu yuhalamalann altında yatan ger- çeğin nedenlerini düşünmek ıstemiyor. Elbet bir siyasal partinin Genel Sekreteri'nin yu- halanması, aracına toprak atılması onaylanmaz. Bunları yapan kişilerin belirlenıp haklarında di- siplin soruşturması açılması da kaçınılmaz. İstanbul ve İzmir'de ilçe belediye başkanlan ikı- ye ayrılmış Bir bölümu Anakent Belediye Başka- nı Nurettin Sözen'i suçluyor Bakırköy Belediye Başkanı Yıldırım Aktuna ile Küçükçekmece Bele- diye Başkanı Ertuğrul Tığlay Sözen ıçın şöyle ko- nuşuyor- — SHP'nin Saddam'ı. . izmir Bornova Belediye Başkanı Ali Sözer de Yüksel Çakmur için şunları diyor — Sosyal demokratlığından kuşku duyuyorum Kimdir Ali Sözer' Bir dönem MHP'lı ortağıyla müteahhıtlık yapan, SHP'ye nereden ve ne zaman geldığı, en yakın arkadaşlannca bıle belırlenemeyen bir kışı SHP'den belediye başkanı seçıldığı gun eskı bir MHP'lı tekstilcıden gelen gömleklerı ısçiye, me- mura dağıtmakla oğünen bir sosyal demokrat (') Isın basından berı Baykal ekıbının yanında yer alıyor. Geçen yıl Bornova'da düzenlenen bir ge- cede Deniz Baykal uzun uzun yuhalanmıştı. Ge- ceyı düzenleyen SHP Bornova ilçe örgütüydü. İl- çe Başkanı Necati Yıldız. Baykal yuhalandığı için niçın disiplin kuruluna verilmemişti? Bakın aynı ilçe'başkanı bugün ne diyor: — Kapıları kıran, sinemayı dolduran Çakmur, hem kamu suçu hem de parti suçu işlemiştir. Ge- reğı yapılmalıdır. Istanbul'da Aktuna ve Tığlay ne diyor: — İstanbul'daki olayların sorumlusu Sözen'dir Parti militanlannı toplantının dûzenlendiği sinema salonuna doldurmuştur. Sözen de önceki gün yanıt verıyor: — Her iki belediye başkanı kendilerini atama yoluyla bu makama getırmiş olanlara karşı borç- larını ödemek amacıyla yaltaklanma örneğını ver- mişlerdır. Işte SHP'nin içinde bulunduğu konum Bir Genel Sekreter'ın yuhalanması, aracına top- rak atılması doğru değıldtr . Ancak Deniz Baykal ve arkadaşlannın bugüne dek gunahları çoktur Hukuk dışı uygulamalarla SHP'de hizıpçıliğı körüklemişlerdır. Nedense hıç kımse bu olaylar olurken Baykal a sormuyor — Sayın Genel Sekreter goreve geldığinızden beri kaç orgutu feshettınız, onları sahte üye ya- zımlarıyla, delege seçımlerıyle tasfiye ettıniz? ıstanbul'da ve izmir'de olayların altında yatan birinci neden sanırız bunlardır. İzmir Konak ilçe örgütü bir gün ansızın görev- den ahnıyor. Alınış nedeninin hiçbir gerekçesi yok. Görevden alınan ilçe başkanı mahkemeye başvu- ruyor Mahkeme ilçe başkanını yeniden göreve atı- yor. Genel merkez ikinci kez ilçe başkanını görev- den alıyor. Bu arada delege seçımlerı başlıyor. Bir gün Erol Çevikçe İzmir'e geliyor. CHP eskı Genç- lik Kolları Genel Başkanı Sabri Ergülü yemekli ba- sın toplantısıyla gazetecilere tanıtılıyor. Ergül, iz- mir'de avukatlık bürosu açıyor. Gazetelerin yerel baskılarında ırili ufaklı haberler yer almaya başlıyor: — Sabri Ergül, İzmir'de geleceğin il başkanı. Bayrampaşa ilçe başkanlığına Vahit Çalın ata- nıyor. İlçe yönetimı, binası yok ama kısa sürede bini aşkın üye yazımı yapılıyor. Ortalık bir anda ka- rışıyor. Bu atamadan il başkanı Ercan Karakaş'ın haberi yok Durum inönü'ye iletiliyor, ama İnönü1 yü Erol Çevikçe dinlemiyor. Bir süre sonra Vahit Çalım Bayrampaşa belediye başkanı adayı oluyor. SHP tabanının tepkısıdir, İstanbul ve İzmir'de yaşanan olaylar Doğru ya da yanlış Bölge toplantısından bir gün önce İzmir Yeni- şehır Kültür Merkezı Salonu, Bornova, Karşıyaka ve Konak ilçe başkanlarının denetiminde Deniz Baykal'm posterlerıyle donatılıyor İçerıye bir tek bıle Erdal Inöriü'nün posterı asılmıyor. Toplantı sa- bahı 200'e yakın Baykal yanlısı salonu dulduru- yor. Belediye başkanları, ilçe başkanlan, delegeler, belde temsilcileri, il genel meclisı ve belediye mec- lisi üyeleri, partililer, kültür merkezine geldiklerin- de 200'e yakın kişinin salonda yer aldığını, her ta- rafa Baykal'm posterlerinın asıldığını görüyor. Ne yapacak bu insanlar? Kapalı kapıları açtı- rıp salonu dolduruyorlar. Yânlannda taşıdıklan İnö- nü posterlerini duvarlara asıyorlar Bu kargaşa sı- rasında da salon tıklım tıklım doluyor. İzmir İl Başkanı, Karşıyaka ilçe başkanı oyunun bozulduğunu sezinleyip, hemen İnönü'ye kosuyor- lar: — Efendim içeriye bazı militanlar girdi, toplan- tı iptal edilsin. Inönü, "hayır" yanıtını verip, il başkanı Ceyhan Akgün'e şöyle diyor: — Sizin göreviniz topiantı salonunda gerekli ön- lemi almaktır Bu toplantı sizin sorumluluğunuz al- tında yapılıyor. Lütfen gerekll önlemleri alın. Olayın gerçek yüzüdür anlattıklarımız... İnönü bugün Konyaya gidiyor, biz de oradaola- cağız Oradan Gaziantep ve Trabzon'a geçeceğiz. Fikret Ünlü'ye sorduk: — Konya toplantısı nasıl geçer? Ünlü yanıt verdı: — Olay çıkmaz. Çünkü ben yönetimdeyken hi- zipçılik yapmadım, hiçbir örgütü hukuk dışı görev- den almadım Göreceğiz... Farkı Var mı Birbirilerinden? ANKARA — Toplumun belle- ği zayıf derler. Ya toplumu yön- lendiren, gerçeklere ışık tutan- ların veya bu savda olanlann? Kimi aydınların, yayın organla- rının, siyasetçilerin? Son günlere şöyle bir göz ata- Itm. Menderes, Zorlu ve Polat- kan'ın cenazeleri anıt mezara nakledildi. Oğlu Aydın Mende- res, "cinayetten" söz ediyor. Ha- di oğludur, içi yanıyor diyerek olayların boyunu asan bu tanım- lamayı "mazur" görelim. Peki, ama aydınlara, basının büyük bölümündeki, bir dönemi bütünüyle tek yanlı, zemzem su- yuyla yıkamaya yönelik çabala- ra ne demeli? 50'li yıllarda, he- le 27 Mayıs'a bir buçuk yıl kala demokrasinin tek adamlığa doğ- ru adım adım nasıl sürüklendi- ğini sanki yaşamadık. Sanki o günlerdeki siyasal sancılardan kaynaklanan ıstırapları yaşayıp görmedik. Uğur Mumcu dünkü yazısın- da bir avuç kanıtla duygu sömü- rüsünde şampiyonluğa soyu- nanlara küçük, ama anlamlı bir ders veriyor, kimilerinin günübir- lik yaşayan belleklerine onarıl- maz bir darbe vuruyordu. işte bir ikisi: "Bayar, (icap ederse İsmet Paşa'yı da sehpaya götürmekte tereddüt etmem) dedi —Ethem Menderes'ten— Zorlu: Tek çare vardır: Haik Partisi'ni kapatmak, bütün me- busları tevkif etmek —Abdullah Aker'den— Adnan Menderes'in 7 Nisan 1960 grup konuşmasından: İşe vazıyet edip ahlaksızlar, namus- suzlar sizi kapatıyoruz diye TBMM Karan ile CHP'yi kapat- mak lazımdır. Meclis de muha- lefet değil, DP grubudur." Ve daha niceteri... Düne ka- dar bu anımsamalar yok. Men- deres'in demokrasi şehitliğine dayaiı 1950 öncesini tertemiz, hem rejim hem de insan açısın- dan kar beyazı gösterecek içe- rikte yazılar, demeçler... Menderes DP grubunu lahhk! Galiba en büyük eksikliğimiz, geçmişten gereken dersleri çı- karamamak. Genel siyasetteki TÖ-Menderes benzerlikleri bir yerde otuz yıl önceki günlerle günümüzdeki gelişmelere ko- şutluk sağlıyor. Bir de bakıyoruz —Toker'in deyişiyle— küçük inönü de on- beş gün önce yakındığı olaylar- dan ders çıkarmamış. SHP'de- ki son gelişme insanı düşündü- rüyor. İnönü, olağanüstü kurul- tay'a giderken partide iki başlı- lığın yok edilmesıni önkoşul ola- rak öne sürdü. Bu sonuca izle- diği, yaşadığı parti içi kimi olayların birikimiyle geldi, da- yandı. Sadece genel başkanda değil, genelde kamuoyu ile ör- gütte, partide, tüzük dikkale alınmaksızın dar bir kadronun dilediği gibi hareket etmesi baş- lıca yakınılardan biriydi. Önce- ki günden başlayıp düne uza- nan bir olayda bakın neler oldu: İnönü, bölge toplantılarına git- mek istedi. Baykal ekibi MYK'yı dışlayarak tek başına genel baş- kanının böyle bir uygulamaya gitmesini tüzüğün engelledigini söyledi. İstanbul ve Ankara olay- ları bunun meyvesi. İnönü önceki gün olağanüs- tü kurultayın düzenlenmesi so- rumluluğunu Ankara il örgütüne verdi. Bu kez Baykal ekibi dav- ranışın tüzüğe aykırı olduğunu öne sürdü. Parti tüzüğünün 28. maddesinde MYK'nın yetkileri sıralanıyor, (d) paragrafı "olağan ve olağanüstü kurultayla ilgili hazırlıkları MYK'ya" veriyor. Bölge toplantılarını tek başı- na yapmak hakkını kendinde bulan İnönü, bu kez tüzüğün açık hükmüne karşın, MYK'dan karar almadan bir buyrukla ola- ğanüstü kurultay hazırlıklarını MYK yerine Ankara il örgütüne devrediyor. Baykal ekibi karşı çıkıyor, tü- züğe dayanarak MYK toplantı- sı istiyor. İnönü dün "Ben çağır- madım, toplanamazLar" diyor. Şu satırların yazıldığı saate ka- TÖ, arada sırada kendini Menderes'le benzeştiriyor. DP ile Anavatan'ın yazgı birliğinde nedenler görüyor. Dediğine göre ülkenin kalkınmasında DP ile Anavatan aynı yoldaymış! Menderes kendini TBMM sandı. DP, çoğunluğuna dayanarak dilediğini yapıyordu. tu, bugün Meclis'i dışlıyor, sadece Anavatan grubuyla oynuyor. Muhalefeti tanımıyor. TBMM görecek kadar kendin- den geçen demeçleri çevresin- den, özellikle Bayar'dan gelen telkinlerle günlerce söyledi, mi- tinglere götürdü. Mecliste Tah- kikat Komısyonu kurarak söyle- diklerini gerçekleştirecek uygu- lamalara geçti. 1950'den önce Menderes'i kışkırtanlar, tutumunu alkışla- yanlar elbette vardı. Tıpkı bugün, TÖ'nün tek adamlığa soyunma- sını, uygulamalara geçmesinı ve hatta, bir yerde TBMM yetkıle- rini kendinde toplayacak kadar anayasa tanımaz hale gelişini alkışlayanlann bulunması gibi. TÖ, arada sırada kendini Menderes'le benzeştiriyor. DP ile Anavatan'ın yazgı birliğinde nedenler görüyor. Dediğine gö- re ülkenin kalkınmasında DP ile Anavatan aynı yoldaymış! Men- deres kendini TBMM sandı, DP çoğunluğuna dayanarak diledi- ğini yapıyordu. TÖ bugün — işine geldiği, örneğin cumhur- başkanı seçildiği günler dışında— Meclisi dışlıyor, sade- ce Anavatan grubuyla oynuyor. Muhalefeti tanımıyor, tek adam- lığa hızla yol alıyor. Menderes'e oranla şansı, kendisinden öteye toplumun hemen her kesiminin demokrasiye dört elle sarılma- sı. Bunu sömürüyor. Şakşak edebiyatı dünden bu- güne hiç değişmedi. 1950'de Menderes'le yaşadıklanmızı bu- gün TÖ ile yaşıyoruz. Rejime bakış, uygulamalara geçiş açı- sından ikisi arasında kıl payı fark yok. "Zihniyet" aynı. Bir fark yok değil tabii; o da Menderes çok iyi bir konuşmacıydı, Türkçeye egemendi. TÖ ise bu açıdan Al- dar MYK'ya girmiyor. MYK'yı toplama yetkisi inönü'de olabi- lir, ama üyelerden "istek getirse" toplantıyı reddetmesi, kişıliğine uygun düşer mi? Üstelik aynı İnönü, istifa etmelerinden son- ra başta genel sekreterle MYK üyelerinin 29 eylüle kadar gö- revde kalmalarını istemiş, hatta kabul ettirmisti. SHP'deki belli başlı yakınılar- dan Dirini bizzat İnönü yaratıyor. Saygılı olduğu, her zaman ön planda tuttuğu tüzük ve progra- ma uymayı bir yana atıveriyor. Oysa aynı İnönü, "SHP progra- mı ve tüzüğüne koşut davran- madıkları için yirmiye yakın mil- letvekilini partiden" dışlıyordu. Demek ki o zaman Baykai'ın uy- guladığı tüzük hükümlerinde Inönü'nün oyu vardı. Demek ki o zaman İnönü tüzük ve prog- rama uyulmadığı gerekçesin- den çok, kamuoyunda sözü edi- len başka nedenlerden ötürü ki- mini partiden attı, kimini istifa- ya zortadı. İnönü böylesi davranışla, Baykai'ın hatalarına katılıyor. "Tek başına" bir çeşit sürgit ya- ratıyor. Altıncı katta İnönü çalı- şıyor, dördüncü katta Baykal eki- bi MYK'da genel başkanı bekli- yor. Son anda hatasını anımsa- tan çıkarsa İnönü, aşağı kata inecek. Ne var ki olayın çıkışı, gelişmesi ve İnönü ile Inönü'süz MYK toplantısı SHP'deki uygu- lamalarda bir anlayış farkı ol- madığını ortaya koyacak. İnönü ile MYK toplantısı yapıl- sa bile taraflann yönetim ve an- layış biçimlerinde pek farklı yan- lar olmadığı kesinleşecek. Dimyat'a giderken pirinçten olunmasın da... LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARA ÖĞRENCİ ALINACAKTIR BİLKENT ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN Bilkent Üniversitesi'nin jşletme, İktisat, Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi alanlarındaki lisansüstü programlara öğrenci alınacaktır. Müracaatların 21 Eylül 1990 günü akşamına kadar Bilkent Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Faküttesi Dekanhğı'na (RK. 8, 06572 Maltepe- Ankara) yapılması gerekmektedir. İlgililer 24-27 Eylül 1990 tarihlerinde yapılacak olan sınavlara katılmalıdırlar. Müracaat eden adaylardan mezuniyet ve not belgeleri ile iki referans mektubu istenmektedir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle