24 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İLEYLÜL 1990 s HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/9 HP Baykal: Partiyi kargaşaya soktuAıNKARA (Cumhoriyet Büro- sn) — SHP Genel Sekreteri De- niz Baykal, tartışmalı tstanbul ve Izmir toplantılan ardından Cum- huriyet'in sorulanru yanıtlarken 'Genel başkamn aMığı ild karar; olağanüstn knrultay ve bölge toplantılannın yanlışlıklan orta- ya pkıyor" dedi. Baykal, parti- nin "resmi faaliyetlerine" katı- lacağını, genel başkanlık adaylı- ğını da "gizlilik içinde almaya- cagını", netleşmesi halinde ka- muoyuna açıklayacağıru söyledi. Baykal'ın sonüanmıza verdi- ği yanıtlar şöyle: " — Sizce son Izmir ve tstan- bnl bölge toplantılannın sonucu nedir? BAYKAL — Olağanüstu ku- rultay karannın yanlışlığı, olağa- nüstu kurultay kararını böyle bölge toplantüan ile gerçekleştir- me, yapraa karannın yanlışlığı çok açık bir biçimde ortaya çık- mışür. Genel Başkan'ın, genel sekreter ve MYK üyeleri görevden aynldıktan sonra aldığı iki karar- da da partinin nasıl bir karmaşa içine sokulduğunu bu vesileyle görmeye başladılar. — Bnnlan genel başkamn ka- rarları olarak değerlendiri- yorsunuz.. BAYKAL — Tek başına iki karar aldı. Bu iki karann da so- nuçları ortadadır. — Salonda gerekli önlemlerin alınmadığı yolnnda karşılıklı eleştiriler var.. BAYKAL — Asıl üzüntü ve- rici olan budur. Salonda ortaya çıkan kargaşaya son vermek içın uygulanabilecek sade yöntemle- ri genel başkan uygulamaktan kaçınmıştır. Acı olan da budur. — Bu sade yöntem neydi? BAYKAL — Delegelerin kart- lan vardır. Kartı olanlar, kartla- nru kaldinrlar, kartı olmayanlar dışarı çıkarlar. Bu tedbirler de- falarca önerilmişti. Ama bunu uygulamamak için elinden gele- ni yapmıştır. Bu anlamda da bu kargaşa doğrudan doğruya genel başkamn tutumuyla irtibatlıdır. — Bandan sonraki toplanüla- ra kablacak mısınız? BAYKAL — Genel başkamn karannı görelim önce. — Adana'daki organizasyo- nun bir sohbet toplantısı nileli- ğinde olacağı, bölge toplantısı gj- bi yapdmayacağı belirtiliyor. BAYKAL — Ben bu toplantı- lann böyle olacağını söyledim. Merkez Yürütme Kurulu toplan- tısında söyledim. 'Kendi adıma başlatıyorum' dedi. 'Genel baş- kan olarak başlatıyorum' dedi. Yanlış olduğunu, kendisinin ya da bir başkasımn başlatmasının yanlış olduğunu, bunun partiye çok zarar vereceğini anlattık. 'Ben gene yapıyonım' dedi ve ya- pıyor. Bakalım bundan sonraki- ler nasıl olacak, görelim. — Siz katılacak mısınız? BAYKAL — Göreüm. Ben partinin faaliyetlerine katıhnm. Partinin resmi faaliyetlerine ka- tıhnm. — Bu kez resmi değil, sohbet toplantısı niteliğinde olacak de- niliyor. BAYKAL — Sayın genel baş- kamn yanlışhklannın bedelini parti ödüyor. — Bu son olaylar. genel baş- kanlığa adaylığınız konusnnda- ki denklemin bir kenanna ağır- lık olarak girdi mi? BAYKAL — Bu karariar böy- le olmaz. Bu karan kendi başı- ma gizlilik içinde almam. Kamu- oyuna aktarmak gerekir. — Ama bu olaylar alacağınız kararda şöyle ya da böyle etkili olmuştur herhalde.. BAYKAL — Partinin duru- munun nasıl olduğu ortadadır." Gezi yolları da ayrı(Baştarafı 1. Sayfada) müzdeki haftadan itibaren An- kara'da örgut temsilcilen ve de- legelerle oluşturacağı PM aday listesi üzerinde çahşacak. Inönu'- nün yann Konya'ya gideceği, da- ha sonra da sırasıyla Gaziantep, Ankara, Trabzon ve doğu illeri- nin birinde büyuk olasılıkla Bit- lis'te konuşacağı bildiriüyor. înönü'nün oluşturacağı PM aday listesi için yakın çevresine "üretken ve gerektiğinde akade- mik çalışmalara da yatkın nz- man" kadrolara da yer vermeyi düşündüğünü söylediği öğrenil- di. SHP liderinin bu nedenle ak- lındaki isimlerle birlikte örgütler- den alacağı önerileri yine örgüt- lerin desteğine sunacağı vurgula- myor. 'MYK yetkili mi?' tartışması SHP lideri, istifa eden ve da- ha sonra görevine devamını iste- diği MYK konusunda da uyan- da bulunurken, bu konuda Bay- kal ve arkadaşanyla yeni bir ça- tışmaya girdi. Înönü'nün "soh- bet toplanülanna" ilişkin bir so- ru uzerine "Ben MYK'ya kurul- taya kadar görevinize devam edin dedim. Fakat devam etmek, siyasi karar almak, parti adına demeçler vermek, bunlan kapsa- maz. İstifa eden insanlar, ancak rutin işleri, gunluk işleri yürüt- meye devam edebilirler" sözleri- Baykal'a yakın kesımin eleştiri- lerine konu oldu. SHP liderinin kurultay haar- Iıklannı yapmakla görevlendirdi- ği ikisi Baykal'a yakın uç MYK üyesi dışında Ankara 11 Yönetim Kurulu'na da görev vermesi, bu kesimin tepkisiyle karşılandı. Baykal'a yakın MYK üyeleri tü- züğün 28. maddesine göre olağan ya da olağanüstu kurultay a iliş- kin görevleri ancak MYK'nın üstlenebileceğini söylediler. Bu nedenle konunun bugün toplana- cak MYK'da çoğunluğu oluştu- ran Baykal yandaşlannca günde- me getirilmesi bekleniyor. Baykal'a yeni imaj öte yandan Baykal ve arka- daşlan 29 eylüldeki kurultayda aday olsa da olmasa de en geç haziran ayında yapılacak olağan kurultayda "hesaplaşmanın ka- çınılmaz oldnğunu" göz önune alarak "aşamalı bir degişim" modeliyle "yeni genel başkan imajı" oluşturmaya çabşacaklar. Bunu yaparken SHP'nin mutlak bir değişim süreci yaşaması ge- rektiğini, tıkanıklığın ancak bu süreçte Baykal'ın etrafında yeni- leşmeyle aşılabileceğini anlata- caklar. Partideki tıkanıklığın ve yönetim yetersizliğinin lnönü ile aşılamayacağmı vurgulayacak- lar. Baykal ve arkadaşlan, bu ne- denle "hizipçilik görüntüsünıi" boşa çıkarmaya yönelik "birleş- tirici bir lider" lanse etmek için çaba gösterecekler. Bu amaçla örgütten gelen bazı tepkileri yu- muşatmak için örgüt temsilcile- ri ile temaslann canlı tutulması- na devam edileceği bildirildi. Baykal'ın da çevresine "partinin diizkige çıkması için her türiü fe- dakâıiığa hazınm" mesajını ver- mesi bu ölçüler içinde değerlen- diriliyor. Aşamalı deklarasyon Alınan bilgilere göre tstanbul ve lzmir'deki tartışmalı toplan- tılar sırasında ve dün de Anka- ra'da toplanarak son değerlen- dirmelerini yapan Baykal taraf- tarlan, baa ortak değerlendirme- lere ulaştılar. Bunlar arasında "Baykal'a yeni birleşnrici Uder" imajının verilmesi yanında Bay- kal'ın da sözleri doğrultusunda "değisik bir MYK yapısı" deni- lerek eski MYK'da değişiklik ya- pılabileceği ıma edilecek. öte yandan olağanüstu kurul- tayda aday olsa da olmasa da ku- rultaydan sonra en yetkili organ durumundaki PM'ye ağırlık koy- mayı düşünen Baykal yandaşla- n, örgütler ve milletvekilleri nez- dindeki imza toplama girişimle- rini de sürdürüyor. Baykal'a des- tek olmayı amaçlayan imzalar, gelişen durumlara göre aşamalı olarak eğer yeter sayıya ulaşabi- lirse kamuoyuna açıklanacak. HalenTBMM'de81 milletvekili olan SHP'de bir kaynağa göre 39, bazı kaynaklara göre de 41 dolayında milletvekili Baykal'a destek imzası verdi. Ancak bu sa- yının 43 ile 45'i bulmadan açık- lanmasının anlamsız olduğu yi- ne aynı kaynaklarca belirtildi. Örgütlerde ise delege bazında Baykal'a "genel başkan ol" im- za girişiminin de sürdüğu, bunun için de hedefın 500'ün üzerinde oluştuğu, ancak her iki kesimde de henüz istenilen sayılara ulaşı- lamadığı, ulaşümasmdan sonra aşamalı bir halde Baykal'ın adayhğına bağlı olarak açıklana- cağı alınan bilgiler arasında. İLK PBOGRAM 2 EKİMDE DemirelveEcevit 'HodriMeydarîda ANKARA (Cnmhnriyet Büro- su) — TRTTnin haziran ayından bu yana "yılan hikâyesi"ne dö- nüşturdüğü, siyasi parti liderleri- nin katılacağı Hodri Meydan programı, 2 ekimde DYP Genel Başkanı SiUeyman Demirel'in ka- tılımıyla yeniden yayımJanmaya başlanacak. Daha sonraki prog- rama da DSP Genel Başkanı Bü- lent Ecevit'in katılacağı bildiril- di.Geçen 21 haziranda Cumhur- başkanı Turgut Özal'm katıldığı ve konuşmasırun cevap hakkı do- ğurduğu gerekçesiyle siyasi parti liderlerinin yamt istemeleriyle tartışma konusu olan Hodri Meydan programı TRT tarafın- dan "seçim yasaklan" gerekçe gösterilerek bir süre rafa kaldınl- mıştı. Programın sunucusu U ğ v Dündar, 2 ekimde DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel'in, daha sonraki programda da DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in ekrana geleceğini bildirdi. Uğur Dündar, SHP'nin programa cağ- nlıp çağnlmadığı sorusunu, "Bn yayın döneminde yalnızca ild program var. Eğer programımız sürerse SHP temsilcisini de çıka- nnz. Ancak SHP'de şu anda De- niz Baykal'ın mı voksa Erdal tnö- nü'nün mıi genel başkan olacağı belli degil. Bu nedenle cağıramadık" dedi. Dündar, De- mirel ve Ecevit'in katılacağı prog- ramlar ile ilgiü olarak TRT Ge- nel Müdurü Kerim Aydın Er- dem'le anlaşmaya vanldığuu da kaydetti. Cenazeler devlet törenîyle anıt mezarda (Baştara/ı 1. Sayfada) res, Zorlu ve Polatkan'ın yakın- ları, çahşma arkadaşlan katıldı. DYP Genel Başkam Süleyman Demirel ve DYP milletvekilleri, devlet protokolüne katümayarak halkla birlikte yürudü. Imralı'dan dün sabah saat 08.10'da aynlan Truva feribotu, saat 11.30'da Sarayburnu önleri- ne geldi. Feribota lstanbul'a ge- lişinde iki güvenlik botu eşlik et- ti. Üsküdar Motorcular Derneği'- ne an 5 motor, feribotu tstanbul'a girişinden itibaren konvoy halin- de izledı. Feribot sahile yanaşu-- ken Menderes, Zorlu ve Polat- kan'ın yakınları, kendilerini kar- şılamaya gelenleri güverteden se- lamladılar. Saat 11.45'te açılan feribotun kapısından ilk olarak Adnan Menderes'in naaşını taşı- yan cenaze arabası çıktı. Cenaze- lerin feribottan inmesi sırasında limandaki gemiler düduk çalarak selamladılar. Adnan Menderes'in eşi Bemn Menderes, naaşlan Sarayburnu'n- da karşıladı. Berrin Menderes, be- raberinde merhumun oğlu Mutlu Menderes'in eşi Münevver Men- deres'le birlikte eşinin naaşını ta- şıyan araç önünden geçerken göz- yaşları içinde el salladı. Sarayburnu'nda yapılan törene TBMM Başkanvekıli Yılmaz Ho- caoğlu, Bayındırlık ve tskân Ba- kanı Cengiz Altmkaya ile eski DP ve AP'lı parlamenterlerle ANAP ve DYP'li milletvekilleri ile çok sayıda vatandaş katıldı. Karşılayanlann Menderes'in ta- butuna el surmek ve öpmek için hücum etmeleri uzerine cenaze araçlan hızla nhtımı terk etti. Sa- rayburnu'ndan çevik kuvvet kor- donu arasında, vatandaşlann ses- siz bakışlan arasında geçen kon- voy, sahil yolunu izleyerek Aksa- ray'daki Muratpaşa Camisi'ne geldi. Fatih Soltan Mehmet'in tstan- bul'u fethinden sonra yapılan ilk camilerden olan ve 1473 yılında inşa edilen Muratpaşa Camisi'nin önü ve çevresi erken saatlerde dol- du. Caminin Adnan Menderes Bulvan (eski Vatan Caddesi) yö- nüne bakan büyük girişinin önü- ne protokol gereği yapılan düzen- lemeye göre yurttaşlar sokulma- dı. DYP'liler caminin eski Vatan Caddesi yönüne doğru yan tara- fında kalabalık bir grup halinde ve dlerinde geldikleri ili tamtan dövizlerle sıralandılar. Kalabalık bir grup eski DP'li ve DYP'li de Aksaray'da Menderes Bulvan ile Millet Caddesi'nin girişinde grup oluşturarak beklemeye başladılar. Çok sayıda çevik kuvvet, resmi giysili ve sivil giysili polisle birlikte özel tim görevh'lerinin oluşturdu- ğu kordonun iç kısmına kimsenin geçmesine izin vermedi. Muratpaşa Camisi'nin Millet Caddesi'ne bakan tarafındaki kü- çük girişinde de önlem alan gü- venlik kuvvetleri avluya yalnızca protokolü Ankara'da oluşturulan listede adı bulunanlan aldı. Ca- mi girişlerinde polislerle zaman zaman içeri girmek isteyen DYP ve ANAP'lılar arasında tartışma- lar çıktı. Adnan Menderes Bulvan üze- rindeki protokol düzenlemesi, yollara çizilen çizgiler ve üzerle- rine dikilen tabelalarda, naaşlarm arkasından yürünecek şekilde, ai- le efradı, Cumhurbaşkanı, Ba- kanlar Kurulu üyeleri, TBMM üyeleri, diğer devlet erkânı, aile yakınları, çahşma arkadaşlan ve İstanbul protokolü şeklinde sıra- landı. Bu sıralama içinde askeri erkâna ait bir yer görülmezken to- ren boyunca da Cumhurbaşkan- Iığı yaverinin dışında, üst düzey subay protokolde yer alraadı. Ca- mide saat 11.45'te ilk olarak sela verildi. Ardından öğle namazına kadar dua okundu ve hoparlörler- den dışanya yayımlandı. Bu ara- da çok sayıda ANAP ve DYP'li milletvekili, isadamlan, eski DP'li parlamenterler ile Menderes, Zor- lu ve Polatkan'ın yakınları ile ar- kadaşlan camiye geldiler. tçeri almanlann yakalanna "arkadaş- lan", "aflesi", "TBMM üyeleri" gibi kartlar takıldı. Naaşlar geliyor Saatler 12.00'yi gösterirken Menderes, Zorlu ve Polatkan'ın bayrağa sanlmış ve üzerlerine pi- rinç işlemeyle adlarının kazıldığı plaketler çakılmış tabutlan cami- nin Millet Caddesi'ndeki küçük kapısından içeri askerlerin omuz- larında sokuldu. Bu sırada cami- nin ön tarafındaki protokolün di- zileceği aianda polis kordonu dı- CENAZE NAMAZI - Muratpaşa Camisi'nde şında bekleyenler "Allahii Ekber" diye bağırarak tekbir ge- tirdiler. Bazılannm bayıldığı ve ağlayanlar olduğu görüldü. Naaş- ların getirilmesinden önce cami- ye gelen Bakanlar Kurulu üyele- rinden sonra ilk olarak Başbakan Yıldınm Akbulut geldi. tstanbul Emniyet Müdurü Hamdi Ardalı, devlet erkânı geldiği sırada İstan- bul Valisi Cahit Bayar'ın talimat- larıyla güvenlik kuvvetlerini yön- lendirdi. Ardalı bir ara Akbulut'- un gelmesi sırasında gazetecileri göstererek polis şeflerinden uzak- laştırmalarını ve kortejin ön tara- fına çıkartılmalannı istedi. San basın kartı bulunmayan gazeteci- ler de kortejin içine sokulma- dılar.a KKTC Başbakanı Derviş Eroğ- lu'nun ardından • saat 12.50'de Cumhurbaşkanı Turgut Özal eşi Semra Özal'la birlikte geldi. Özal- lar'ı camiye girişlerinde Başbakan Akbulut karşıladı. Cami avlusun- da da milletvekilleri ile bakanlar ve isadamlan arasında sohbetler kurulduğu görüldü. Şarık Tara surekli Sağlık Bakanı HalU Şıv- gın'ın yanında dururken ANAP genel başkan adaylarından Rize Milletvekili Mesut Yılmaz'ın çev- resinde çok sayıda ANAP'lı mil- letvekili ile bazı bakanlann grup- NOTLAR cenaze namazında Demirel, Akbnlut ve Özal yan yanaydı. (Fotoğraf: AA) laştıkları dikkati çekti. Aydın Menderes camiye geldiğinde doğ- ruca babasmın tabutunun başına gitti. Cami dışında bekleyenler Aydın Menderes'i selamlayarak kendisine 71 ilden getirdikleri top- rağı verdiler. Camiye çok sayıda kalabalık dini gruplann geldiği görülurken Kıbnslı Nakşibendi li- derlerinden Şeyh Nazım Kıbnsi, Gönenli Mehmet Hoca ile Adnan Hoca da (Oktar) cenazedeydi. Oy mirasına oturmak ,AR TÖRENDE — Cumhurbaşkam Turgut Özal törene eşi Semra Özal ile birlikte geldi. Özal anıt mezara Cumhurbaşkanlıgı çelengini koydu. (Fotoğraf: Uğur Günynz) Namazlar kılınıyor Saat 13.25'te başlayan öğle na- mazımn ardından 13.40'ta cena- ze namazlanna geçildi. Namazda Özal'ın sağında Aydın Menderes, sol yanında ise Akbulut, Demirel ve Safa Giray bulundu. Saat 13.45'te namazdan sonra cenazeler, tekbir sesleri arasında dışan alınırken yapılan protoko- le göre özal ve beraberindekiler yerlerini aldılar. Demirel ise pro- tokolün en arkasında halkın önünde yer aldı. Ancak kalabalı- ğın polis kordonunu aşmak için zorlaması ve bu arada partililerin Demirel'e engel olmalanyla DYP liden uzun süre camiden çıkama- dı. Daha sonra halkın hemen önünde polis kordununun içinde bekleyen Demırel, beraberinde ge- len eski DYP lideri Hüsamettin Cindonık ve Yıldınm Ava ile bir- likte yurüyeceği sırada polis, kor- donu kaldırdı. Bunun Uzerine hal- kın hücum etmesıyle Demirel bir anda kalabahğın içinde kaldı. Saat 14.00'te en önde askeri bando ve tören kıtasmın ardından asker ve polislerin omuzlannda önde Menderes, arkada yan yana Zorlu ve Polatkan'ın cenazeleriyle yurüyüş başladı. Saat 15.15'te ta- butlar Topkapı'daki anıtmezara getirildi. Burada Cumhurbaşkanı Turgut özal tabutlann önune geç- ti. Yaveri de bekleyenlerin en önu- ne geçtikten sonra saygı duruşu yapıldı. Ardından özal ve aileler tabutlann uzerine çelenk koydu- lar. Bu sırada kalabalık ve poli- sin yolu kesmesi nedeniyle DYP lideri Demirel mezara giremedi. Bu arada Emniyet Müdurü Hamdi Ardalı, Demirel'in önün- deki sıra için "Içerisi çok doldn, kesin artık, kimseyi almayın" di- yerek çevik kuvvete talimat ver- di. DYP Bursa Milletvekili Cavit Çağlar da Ardalı'nın bu sözü Uze- rine yürüyerek " S e n kim oluyorsun" diye bağırdığı duyul- du. Ardalı da arkasıru dönüp p o lislere doğru, "Birkaç tanesini bırakın" diyerek uzaklaştı. Bazı DYP milletvekilleri, De- mirel'in, devlet törenine katılma- ma karan nedeniyle anıta daha geç girdiğini söylediler. Özal törenden hemen sonra Akbulut'la birlikte aynldı. Demi- rel de bundan sonra anıta girdi, tabutlann başında okunan duaya katılıp çelenk koydu. Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın ta- butları mozolenin önünde bekle- dikleri yerden alınarak eller üze- rinde alt kısımdaki surekli ikamet- lerine kondular. 71 ilden getirilen topraklar da mezarlara serpildi. DYP lideri Demirel bekleyenlerin tezahüratlan arasında mezardan ayrıldı. (Baştaraft I. Sayfada) bırakan bunlar mı? Askeri yöne- tim hepsini bir gecede toparlamış, bir hapihsaneye doldurmuştu. Bir iktidar bir gecede teslim olur mu? Bunlar oldular. Gençler bilmeye- bilir, bu takım bir 'Tahkikat Encümeni' kurmuş ve onun ara- cılığıyla baskı rejimini oluştur- muştu. Üç idam vererek iktidar- lannı düğümlediler. Acaba Tahki- kat Encümeni Uyelerinden şimdi kaç kişi kalmıştı? Gür ve davudi sesiyle 'Tahkikat Encümeni' bildi- rilerini okuyan Ahmet Hamdi Sancaz nicelerdeydi? Biliyorum öleli birkaç yıl oldu. Muratpaşa Camisi önündeki geniş caddede bölümler yapmış- lar. Resmi çağnhlann ötesinde DYP'den olduklan belli bir kala- balık ellerınde illerinin adı yazıb pankartlan gösteriyorlardı. Demi- rel de, özal da ne kadar saklasa- lar eski bir mirastan paylarını is- tiyorlardı. tkisi de tetikteydi. ön- ce Demirel geldi, camiye girdi, na- maza durdu. Ardından Özal gel- di, camiye girdi, o da namaza durdu. Biraz sonra çıktılar. özal resmi üniformalılann kucakladığı bir ekiple kortejin önune gecti. Demi- rel mi nerede diyeceksiniz. Demi- rel halkın arasında kanştı, ünifor- masız halk oldu. Muradiye Camisi'nin avlusunu ve çevresini eski Demokratlar dol- dtlrdu dedik. Hangi Demokratlar bunlar? Bildiğimiz herkes için de- mokrasi isteyenler degil, tarihe ka- nşmış 'Demokrat Partili' demok- ratlar. Kalabahğın içinde bir on yıllar iktidar dönemini birlikte ya- şadığımız kişiler takılıyor gözü- me... Bunlar demokrasiyi geürece- ğiz diye gelmişler, ne demokrasi- yi getirmişler, ne de sıralan gelince gitmişler. tktidara kazık çaktıklan için siyaseti idam sehpalanna ka- dar götürmuşlerdi. Bunlan idam sehpasına yollayan da o günkü devlet değil mi? Bir devlet asıyor, TEPKİLER AydınMenderes: İdamlarcinayetti Haber Merkezi — Yassıada'da Polatkan ve ZorİD ile birlikte idam edilen eski başbakan- lardan Adnan Menderes'in oğlu Aydın Men- deres, idamlan "cinayet" olarak nitelendire- rek, "Türkiye bunun yaralannı sarmaya çabşıyor" dedi. SHP Genel Başkanı Erdal tnö- nü, mezarlann naklini "gecmişten kalan ya- raların sanlmasına yönelik bir çaba olarak gördüğunu" soyledi. DYP Genel Başkanı Sü- leyman Demirel, idamlan "tarihin nasıl de- ğeriendireceginden şöpbe duymadığmı" belir- terek, "Yanan meşalenin sonmemesi için. hak- sızüklara isyan ile giriştiğimiz siyasi mucade- lede onlann bayrağını bnrca dikmek bize na- sip olmuştur" dedi. Menderes, Zorlu ve Polatkan'ın cenazelerini getiren "Ihıva" feribotunda gazetecilerin so- rularım yanıtlayan Aydın Menderes, Yassıa- da'da alınan idam kararlannı, hukuki olup ol- madığı yönünden tartışmadıklarını söyledi. Menderes, "Ortada dupednz işlenmiş bir ci- nayet var. 16 ve 17 Eylul 1961 gnnleri cinayet işlendi. Türkiye bnnun yaralannı sarmaya çahşıyor" dedi. SHP Genel Başkam Erdal tnönü, Mende- res, Polatkan ve Zorlu'nun mezarlanmn nak- lini siyasi kavgalann değerlendirümesini tarihe bırakan, gecmişten kalan yaralann sanlmasına yönelik bir çaba olarak gördüğunu söyledi. Er- dal lnönu, yaptığı yazılı açıklamada, "Yakın geçmişte önetnli hi/met yapmış, hatalan ile se- vaplan ile tarihe mal olmuş siyasetçilerin ha- "Milletin hür iradesi ve nzası ile kendi hizmet ve yönetimine getirdigi kimseleri. devlet gü- ctt ile görevden uzaklaşnrmakta ve yapılanlara can alarak ceza vermekte haklılık payı olmadığını" belirterek, "27 Mayıs darbesi merhum Menderes ve arkadaşlanna kıyma- malı idi. A\ıp. giınah ve yazık olmuştur" de- di. Demirel yaptığı yazılı açıklamada özetle şöyle dedi: "Darağacına çıkanlan sadece bu üç vatan evladı değil, devletin kendisi olmuştur. O gün- den bu yana devlet işlemiyor. Başlatılan ham- lenin y-anda kalmaması, yanan meşalenin son- memesi için, haksızlıklara isyan ile giriştiği- miz siyasi mücadelede, onlann bayrağını burca dikmek bize nasip olmuştur." Eski Cumhurbaşkam Kenan Evren, Men- deres, Zorlu ve Polatkan için dün tstanbul'da yapılan törene, "devlete töreni" olması nede- niyle katılmadığını söyledi. Ankara GATA Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçen Ev- ren gazetecilerin törene katılmama nedenini sorması uzerine, "Şimdi ben devlette degilim ki? Adı iistünde yapılan devlet töreni" yanı- tını verdi. MÇP Genel Başkanı Alparslan Tiırkeş, Menderes, Zorlu ve Polatkan'ın idam edilme- lerine, zamanında karşı çıktığını savundu. AA'nın haberine göre Türkeş, K.Maraş'm El- rar venneye yetkisi olmadığını, karann kunı- cu Meclis'te görüşülmesi gerektiğini bildirdim" dedi. TBKP Genel Başkanı Nihat Sargın, Men- deres, Zorlu ve Polatkan'ın idamlanyla, Türk- iye"de "politik idamlar dönemT'nin başlatıl- dığım söyledi. Sargın, "Şimdi asıl onemli olan, politik yargılamalar ve politik idamlara, dü- şünce yasakbmna bir daha geri gelmemek üze- re son vennekn'r. ANAP iktidan ise, böylesi köklü çözümleri gündeme getirmek yerine Menderesler'e duzenlenen torenle kamuoyu- nun demokrasi özlemini sömurmeye çauşmak- tadır. Deniz Gezmişler'in ve oteki ilericilerin iübarlan iade edilmeden, bütün yaralar sanl- madan bir banş dönemine geçilmesi olanaklı olmaz" dedi. Islahatçı Demokrasi Partisi, Bayrak Parti- si ve Yeşiller Partisi'nden yapılan açıklamalar- da da mezarlann naklinin memnuniyet veri- ciği olduğu belirtildi. 27 Mayıs Milli Devrim Derneği Genel Baş- kam Huseyin Avni Güler, UBA'ya yaptığı açık- lamada cenazelerin ailelerine verilmesine de- ğil, devlet törenine karşı olduklannı söyledi. Güler, Turk Silahh Kuvvetleri'nin törende tem- sil edilmemesini doğru bulduklannı belirterek, "Devlet töreninde yer almayarak doğru dav- ranan TSK'y^ şükran duyuyoruz" dedi. Halkevleri Genel Merkezi'nden yapılan açıklamada da başta Deniz Gezmiş, Yusuf bir devlet tören yapıyor. Bir dev- let o gthı asıyor, öteki devlet 29 yıl sonra bağışlıyor. Cami duldasında simit satan Çorumlu Ali'yc soruyorum, "Kimin namazı kıhmyor?" "Bilmem, bir pasa ölmüş onun namazı." Ardından simitlerini sat- ma derdinde bağınyor, "Simitle- rim taze abi, kıtır kıtır..." Bir memur emeklisi olan Rifat öztan'a soruyorum, "Yaak oldu" diyor. "tyi niyet- le geldiler işi idama kadar vardır- dılar. Asker durur mu? Bir daha yol etti. Her sıkışmada geldi. Onun için suçlan büyük" Kuran bitti, bir yanık ezan se- sidir duyulan... Biraz sonra na- mazlar kılınacak. Sessiz cemaate bakıyonım. Na- sıl kendi içlerinde bölünmüşler. Nasıl da bir oy mirasının üstüne atılacak gibi alesta duruyorlar. Cemaatin iki bölük olduğu ilk ba- kışta seziliyor. Ikisinin de ünifor- ması değişik... Biri ardına askeri ile memuru ile devleti, öteki ise çullusu ile çulsuzu ile halkı... Elinde torbası ile Aksaray pa- zarından dönen 43 yaşındaki (ev harumı) Ayten Güler'e soruyorum: "Kimin cenazesi?" "Adnan Menderes'in. Kaç yıldır unutmuşlardı, şimdi akılları baş- lanna geldi. Pahalılığı unutturduk sanıyorlarf' Gösterişli devlet törem... Peki gösterişsiz, törensiz ölenler ne ola- cak? Devlet oldu mu gösterişli tö- renler yapmak kolaydır. Ya özlem- leri yüreklerinde donmuş olanla- nn törenleri ne olacak? Onlar da devlete yaklaştıklannda mı tören yapacaklar? Bir topraktan alırup öteki toprağa verilenler için şair ne diyor: Yanında kendi sipahından ade- mi bile yok Beyim bu nice seferdir ki ihti- yar ettin Surlann dibinde her ölüm biraz sefere çıkma olmuyor mu? İZLENİMLER 1.5 saatlik yürüytiş bistan ilçesinde düzenlediği basın toplantısın- tıralanna saygı gosterilmesini yüksek bir in- da, idamların olduğu tarihte yurtdışında bu- Arslan ve Huseyin tnan olmak üzere, siy-asi sani davranış olarak nitelendirdigini" kaydetti. lunduğunu belirterek, "MBK'y^ mektup yaz- duşünceleri nedeniyle idam edilen gençlere de DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, dım. Komitenin, idamlan gonişmeye ve ka- itibarlarının iade edilmesi istendi. (Baştarafı 1. Sayfada) Menderes'in, arkadan Zorlu ve Polatkan'ın tabutlan çıktı, 1473 yılında yapılan Muratpaşa Cami- i'nden. Her tabutu iki polis, dört asker taşıyordu. Tabutlann baş ve ayakuçlarım omuzlamış askerleri görünce, ister istemez, dün bazı gazetelerde yayımlanan eski bir fotoğraf geliyordu akla; Yassıada- daki duruşmada iki asker kelep- çeli Menderes'in koluna girmiş gö- türüyor... Uzak bir yağmurdan haber ve- ren bulutlara karşın, pınl pınl bir eylül gtinuydü. Eski Vatan Cadde- si'nin adı Adnan Menderes Bulva- rı olmuştu. Caddede toplanan binlerce kişi namaz bitene değin "ihtilal görmüş halk" suskunlu- ğuyla bekledi. Sonra tekbir sesle- ri... Caminin avtusuna "aik efradı", "yakın çahşma arkadaşlan" adlar kontrol edilerek almmıştı. Kortej y'ürümeye başladığında da herkes asfalt üzerindeki protokol şeritle- rine ve numaralara göre yerini al- dı; bir tek Süleyman Demirel dı- şında. önde tören kıtası, arkada bando vardı. Menderes'in tabutu önde, Polatkan ve Zorlu'nunki yan yana arkadaydı. "Aile efradı"- nın çoğu yaşlı gözlerle yüriiyordu. Cadde boyunca yola dizilenlerden belli bir yaşın üzerinde olanlann da gözleri yaşlıydı. Kenarda bek- leyen gençler, daha çok olayı kav- ramak isteyen gözlerle bakıyorlar- dı. Aydın Menderes kenardan el sallayanlara karşılık verdi. Zorlu- nun torunu Fatin Röştü Yener, Rus asıllı eşiyle el eleydi. Ailele- rin arkasında Cumhurbaşkam özal'ın çelengi vardı. Korteje ah- nan tek çelenk de buydu. Cum- hurbaşkanı Özal, Semra Özal'la birlikte yürüyordu. Özallar'ın ar- kasında Kaya EnLm, Yıldınm Akbulut ve Derviş EroğJu yan ya- naydı. Daha sonra bakanlar ve milletvekilleri geliyordu. Onlann arkasında da DP'liler şık giysile- riyle yürüyorlardı. Kimi bastonlu, kimi papyonluydu. Yürüyenlerin arasında DP'li milletvekilleri Mehmet Erdem ile eşi Prof. Nuriye Pınar Erdem \ar- dı. Mehmet Erdem, Demokrat- lar'ın Bilecik milletvekiliydi, eşi de îzmir milletvekili. Ancak iki mil- letvekiü 1960'tan sonra Kayseri^ de hapis yatarken nişanlanıp ev- lenmişlerdi. Bay Erdem iki ihtilal görmüştü parlamenter olarak. Bi- rinde DP milletvekiiiydi, diğerin- de AP senatörü. "İdamlar olma- sın" diyordu. Sonra çevresine ba- kıp "Kadirsinas millet" diye ekli- yordu. tdamlara neden o zaman tepki gösterilmediği sorusuna da karşüığı "Ordu yapnuşb. Hepimiz bekliyornz bir onbaşı alıp götür- sün diye bekliyoruz" oluyordu Er- dem'in. Protokolde siyasi partilere ay- nlan yerin arkasındaki polis kor- donu halkın önündeydi. Demirel de bu polis kordonunun arkasın- dan halkla beraber yürüyordu. DYP'nin yaptığı duzenleme sonu- cu partililer ellerinde çeşitti illerin yazılı olduğu pankartlarla gelmiş- lerdi törene. Ellerinde "71 ilia toprağı" da vardı. Yol boyunca ke- narda bekleşenler Demirel'e "Ba- ba" diye bağmyorlardı; özal'a da "Sağ olan Cumhurbaskanım, si- ze minnettanz." Yaklaşık bir buçuk saatlik yfl- rttyüşle Yeni Topkapı Mezarlığı- na vanlınca, anıt mezann olduğu bölume halkın girmesini engelle- mek için yol kesildi. Demirel de halkın içinde kaldı. DYP lideri anıt mezara ancak Özal çıkarken girebildi. Gazetecilerin çalışması için ki- mi görevli yardıma oluyor, kimi de zorluk çıkartıyordu. Emniyet Müdurü Hamdi Ardalı da en çok gazetecilerle ilgilendi törende; "Çıkaıiın bunlan buadaa" diye- rek. Gazetecilere kart karsılığı kol- luk da dağıtılmıştı. Sonradan bun- lann neden dağıtıldığı anlaşıldı. Amaç gazetecileri ayırt edip, doğ- ru kişi kovalamak içinmiş. Tören bittiğinde geride ellerin- de Menderes'in posterleri, yakala- nnda Menderes, Polatkan ve Zor- lu'nun resimleri asılı binlerce in- san kalmıştı. öndeki tören kıtası- nı, tabutu taşıyan askerleri, anıt mezan, devlet törenini görüp, Yas- sıada'yı, idamlan düşununce in- san ister istemez Şevket Süreyya' nın "Meoderes'in Dramı"nı anım- sıyor: "Tohamlar vardır, banlar yeşc- recekieri toprağı bulamazlarsa, zamanın selleri içinde erir gider-. ler. Menderes de bir tohumdu. Za- man çarklan biraz daha geç işlet- seydi, o da zaman selinin akışı içinde sıradan bir adam olur, sili- nir giderdi. Fakat Menderes, ye- şereceği toprağı buldn."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle