Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İLEYLÜL 1990
s HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/9
HP
Baykal: Partiyi
kargaşaya soktuAıNKARA (Cumhoriyet Büro-
sn) — SHP Genel Sekreteri De-
niz Baykal, tartışmalı tstanbul ve
Izmir toplantılan ardından Cum-
huriyet'in sorulanru yanıtlarken
'Genel başkamn aMığı ild karar;
olağanüstn knrultay ve bölge
toplantılannın yanlışlıklan orta-
ya pkıyor" dedi. Baykal, parti-
nin "resmi faaliyetlerine" katı-
lacağını, genel başkanlık adaylı-
ğını da "gizlilik içinde almaya-
cagını", netleşmesi halinde ka-
muoyuna açıklayacağıru söyledi.
Baykal'ın sonüanmıza verdi-
ği yanıtlar şöyle:
" — Sizce son Izmir ve tstan-
bnl bölge toplantılannın sonucu
nedir?
BAYKAL — Olağanüstu ku-
rultay karannın yanlışlığı, olağa-
nüstu kurultay kararını böyle
bölge toplantüan ile gerçekleştir-
me, yapraa karannın yanlışlığı
çok açık bir biçimde ortaya çık-
mışür. Genel Başkan'ın, genel
sekreter ve MYK üyeleri görevden
aynldıktan sonra aldığı iki karar-
da da partinin nasıl bir karmaşa
içine sokulduğunu bu vesileyle
görmeye başladılar.
— Bnnlan genel başkamn ka-
rarları olarak değerlendiri-
yorsunuz..
BAYKAL — Tek başına iki
karar aldı. Bu iki karann da so-
nuçları ortadadır.
— Salonda gerekli önlemlerin
alınmadığı yolnnda karşılıklı
eleştiriler var..
BAYKAL — Asıl üzüntü ve-
rici olan budur. Salonda ortaya
çıkan kargaşaya son vermek içın
uygulanabilecek sade yöntemle-
ri genel başkan uygulamaktan
kaçınmıştır. Acı olan da budur.
— Bu sade yöntem neydi?
BAYKAL — Delegelerin kart-
lan vardır. Kartı olanlar, kartla-
nru kaldinrlar, kartı olmayanlar
dışarı çıkarlar. Bu tedbirler de-
falarca önerilmişti. Ama bunu
uygulamamak için elinden gele-
ni yapmıştır. Bu anlamda da bu
kargaşa doğrudan doğruya genel
başkamn tutumuyla irtibatlıdır.
— Bandan sonraki toplanüla-
ra kablacak mısınız?
BAYKAL — Genel başkamn
karannı görelim önce.
— Adana'daki organizasyo-
nun bir sohbet toplantısı nileli-
ğinde olacağı, bölge toplantısı gj-
bi yapdmayacağı belirtiliyor.
BAYKAL — Ben bu toplantı-
lann böyle olacağını söyledim.
Merkez Yürütme Kurulu toplan-
tısında söyledim. 'Kendi adıma
başlatıyorum' dedi. 'Genel baş-
kan olarak başlatıyorum' dedi.
Yanlış olduğunu, kendisinin ya
da bir başkasımn başlatmasının
yanlış olduğunu, bunun partiye
çok zarar vereceğini anlattık.
'Ben gene yapıyonım' dedi ve ya-
pıyor. Bakalım bundan sonraki-
ler nasıl olacak, görelim.
— Siz katılacak mısınız?
BAYKAL — Göreüm. Ben
partinin faaliyetlerine katıhnm.
Partinin resmi faaliyetlerine ka-
tıhnm.
— Bu kez resmi değil, sohbet
toplantısı niteliğinde olacak de-
niliyor.
BAYKAL — Sayın genel baş-
kamn yanlışhklannın bedelini
parti ödüyor.
— Bu son olaylar. genel baş-
kanlığa adaylığınız konusnnda-
ki denklemin bir kenanna ağır-
lık olarak girdi mi?
BAYKAL — Bu karariar böy-
le olmaz. Bu karan kendi başı-
ma gizlilik içinde almam. Kamu-
oyuna aktarmak gerekir.
— Ama bu olaylar alacağınız
kararda şöyle ya da böyle etkili
olmuştur herhalde..
BAYKAL — Partinin duru-
munun nasıl olduğu ortadadır."
Gezi yolları da ayrı(Baştarafı 1. Sayfada)
müzdeki haftadan itibaren An-
kara'da örgut temsilcilen ve de-
legelerle oluşturacağı PM aday
listesi üzerinde çahşacak. Inönu'-
nün yann Konya'ya gideceği, da-
ha sonra da sırasıyla Gaziantep,
Ankara, Trabzon ve doğu illeri-
nin birinde büyuk olasılıkla Bit-
lis'te konuşacağı bildiriüyor.
înönü'nün oluşturacağı PM
aday listesi için yakın çevresine
"üretken ve gerektiğinde akade-
mik çalışmalara da yatkın nz-
man" kadrolara da yer vermeyi
düşündüğünü söylediği öğrenil-
di. SHP liderinin bu nedenle ak-
lındaki isimlerle birlikte örgütler-
den alacağı önerileri yine örgüt-
lerin desteğine sunacağı vurgula-
myor.
'MYK yetkili mi?'
tartışması
SHP lideri, istifa eden ve da-
ha sonra görevine devamını iste-
diği MYK konusunda da uyan-
da bulunurken, bu konuda Bay-
kal ve arkadaşanyla yeni bir ça-
tışmaya girdi. Înönü'nün "soh-
bet toplanülanna" ilişkin bir so-
ru uzerine "Ben MYK'ya kurul-
taya kadar görevinize devam
edin dedim. Fakat devam etmek,
siyasi karar almak, parti adına
demeçler vermek, bunlan kapsa-
maz. İstifa eden insanlar, ancak
rutin işleri, gunluk işleri yürüt-
meye devam edebilirler" sözleri-
Baykal'a yakın kesımin eleştiri-
lerine konu oldu.
SHP liderinin kurultay haar-
Iıklannı yapmakla görevlendirdi-
ği ikisi Baykal'a yakın uç MYK
üyesi dışında Ankara 11 Yönetim
Kurulu'na da görev vermesi, bu
kesimin tepkisiyle karşılandı.
Baykal'a yakın MYK üyeleri tü-
züğün 28. maddesine göre olağan
ya da olağanüstu kurultay a iliş-
kin görevleri ancak MYK'nın
üstlenebileceğini söylediler. Bu
nedenle konunun bugün toplana-
cak MYK'da çoğunluğu oluştu-
ran Baykal yandaşlannca günde-
me getirilmesi bekleniyor.
Baykal'a yeni imaj
öte yandan Baykal ve arka-
daşlan 29 eylüldeki kurultayda
aday olsa da olmasa de en geç
haziran ayında yapılacak olağan
kurultayda "hesaplaşmanın ka-
çınılmaz oldnğunu" göz önune
alarak "aşamalı bir degişim"
modeliyle "yeni genel başkan
imajı" oluşturmaya çabşacaklar.
Bunu yaparken SHP'nin mutlak
bir değişim süreci yaşaması ge-
rektiğini, tıkanıklığın ancak bu
süreçte Baykal'ın etrafında yeni-
leşmeyle aşılabileceğini anlata-
caklar. Partideki tıkanıklığın ve
yönetim yetersizliğinin lnönü ile
aşılamayacağmı vurgulayacak-
lar. Baykal ve arkadaşlan, bu ne-
denle "hizipçilik görüntüsünıi"
boşa çıkarmaya yönelik "birleş-
tirici bir lider" lanse etmek için
çaba gösterecekler. Bu amaçla
örgütten gelen bazı tepkileri yu-
muşatmak için örgüt temsilcile-
ri ile temaslann canlı tutulması-
na devam edileceği bildirildi.
Baykal'ın da çevresine "partinin
diizkige çıkması için her türiü fe-
dakâıiığa hazınm" mesajını ver-
mesi bu ölçüler içinde değerlen-
diriliyor.
Aşamalı deklarasyon
Alınan bilgilere göre tstanbul
ve lzmir'deki tartışmalı toplan-
tılar sırasında ve dün de Anka-
ra'da toplanarak son değerlen-
dirmelerini yapan Baykal taraf-
tarlan, baa ortak değerlendirme-
lere ulaştılar. Bunlar arasında
"Baykal'a yeni birleşnrici Uder"
imajının verilmesi yanında Bay-
kal'ın da sözleri doğrultusunda
"değisik bir MYK yapısı" deni-
lerek eski MYK'da değişiklik ya-
pılabileceği ıma edilecek.
öte yandan olağanüstu kurul-
tayda aday olsa da olmasa da ku-
rultaydan sonra en yetkili organ
durumundaki PM'ye ağırlık koy-
mayı düşünen Baykal yandaşla-
n, örgütler ve milletvekilleri nez-
dindeki imza toplama girişimle-
rini de sürdürüyor. Baykal'a des-
tek olmayı amaçlayan imzalar,
gelişen durumlara göre aşamalı
olarak eğer yeter sayıya ulaşabi-
lirse kamuoyuna açıklanacak.
HalenTBMM'de81 milletvekili
olan SHP'de bir kaynağa göre
39, bazı kaynaklara göre de 41
dolayında milletvekili Baykal'a
destek imzası verdi. Ancak bu sa-
yının 43 ile 45'i bulmadan açık-
lanmasının anlamsız olduğu yi-
ne aynı kaynaklarca belirtildi.
Örgütlerde ise delege bazında
Baykal'a "genel başkan ol" im-
za girişiminin de sürdüğu, bunun
için de hedefın 500'ün üzerinde
oluştuğu, ancak her iki kesimde
de henüz istenilen sayılara ulaşı-
lamadığı, ulaşümasmdan sonra
aşamalı bir halde Baykal'ın
adayhğına bağlı olarak açıklana-
cağı alınan bilgiler arasında.
İLK PBOGRAM 2 EKİMDE
DemirelveEcevit
'HodriMeydarîda
ANKARA (Cnmhnriyet Büro-
su) — TRTTnin haziran ayından
bu yana "yılan hikâyesi"ne dö-
nüşturdüğü, siyasi parti liderleri-
nin katılacağı Hodri Meydan
programı, 2 ekimde DYP Genel
Başkanı SiUeyman Demirel'in ka-
tılımıyla yeniden yayımJanmaya
başlanacak. Daha sonraki prog-
rama da DSP Genel Başkanı Bü-
lent Ecevit'in katılacağı bildiril-
di.Geçen 21 haziranda Cumhur-
başkanı Turgut Özal'm katıldığı
ve konuşmasırun cevap hakkı do-
ğurduğu gerekçesiyle siyasi parti
liderlerinin yamt istemeleriyle
tartışma konusu olan Hodri
Meydan programı TRT tarafın-
dan "seçim yasaklan" gerekçe
gösterilerek bir süre rafa kaldınl-
mıştı.
Programın sunucusu U ğ v
Dündar, 2 ekimde DYP Genel
Başkanı Süleyman Demirel'in,
daha sonraki programda da DSP
Genel Başkanı Bülent Ecevit'in
ekrana geleceğini bildirdi. Uğur
Dündar, SHP'nin programa cağ-
nlıp çağnlmadığı sorusunu, "Bn
yayın döneminde yalnızca ild
program var. Eğer programımız
sürerse SHP temsilcisini de çıka-
nnz. Ancak SHP'de şu anda De-
niz Baykal'ın mı voksa Erdal tnö-
nü'nün mıi genel başkan olacağı
belli degil. Bu nedenle
cağıramadık" dedi. Dündar, De-
mirel ve Ecevit'in katılacağı prog-
ramlar ile ilgiü olarak TRT Ge-
nel Müdurü Kerim Aydın Er-
dem'le anlaşmaya vanldığuu da
kaydetti.
Cenazeler devlet törenîyle anıt mezarda
(Baştara/ı 1. Sayfada)
res, Zorlu ve Polatkan'ın yakın-
ları, çahşma arkadaşlan katıldı.
DYP Genel Başkam Süleyman
Demirel ve DYP milletvekilleri,
devlet protokolüne katümayarak
halkla birlikte yürudü.
Imralı'dan dün sabah saat
08.10'da aynlan Truva feribotu,
saat 11.30'da Sarayburnu önleri-
ne geldi. Feribota lstanbul'a ge-
lişinde iki güvenlik botu eşlik et-
ti. Üsküdar Motorcular Derneği'-
ne an 5 motor, feribotu tstanbul'a
girişinden itibaren konvoy halin-
de izledı. Feribot sahile yanaşu--
ken Menderes, Zorlu ve Polat-
kan'ın yakınları, kendilerini kar-
şılamaya gelenleri güverteden se-
lamladılar. Saat 11.45'te açılan
feribotun kapısından ilk olarak
Adnan Menderes'in naaşını taşı-
yan cenaze arabası çıktı. Cenaze-
lerin feribottan inmesi sırasında
limandaki gemiler düduk çalarak
selamladılar.
Adnan Menderes'in eşi Bemn
Menderes, naaşlan Sarayburnu'n-
da karşıladı. Berrin Menderes, be-
raberinde merhumun oğlu Mutlu
Menderes'in eşi Münevver Men-
deres'le birlikte eşinin naaşını ta-
şıyan araç önünden geçerken göz-
yaşları içinde el salladı.
Sarayburnu'nda yapılan törene
TBMM Başkanvekıli Yılmaz Ho-
caoğlu, Bayındırlık ve tskân Ba-
kanı Cengiz Altmkaya ile eski DP
ve AP'lı parlamenterlerle ANAP
ve DYP'li milletvekilleri ile çok
sayıda vatandaş katıldı.
Karşılayanlann Menderes'in ta-
butuna el surmek ve öpmek için
hücum etmeleri uzerine cenaze
araçlan hızla nhtımı terk etti. Sa-
rayburnu'ndan çevik kuvvet kor-
donu arasında, vatandaşlann ses-
siz bakışlan arasında geçen kon-
voy, sahil yolunu izleyerek Aksa-
ray'daki Muratpaşa Camisi'ne
geldi.
Fatih Soltan Mehmet'in tstan-
bul'u fethinden sonra yapılan ilk
camilerden olan ve 1473 yılında
inşa edilen Muratpaşa Camisi'nin
önü ve çevresi erken saatlerde dol-
du. Caminin Adnan Menderes
Bulvan (eski Vatan Caddesi) yö-
nüne bakan büyük girişinin önü-
ne protokol gereği yapılan düzen-
lemeye göre yurttaşlar sokulma-
dı. DYP'liler caminin eski Vatan
Caddesi yönüne doğru yan tara-
fında kalabalık bir grup halinde
ve dlerinde geldikleri ili tamtan
dövizlerle sıralandılar. Kalabalık
bir grup eski DP'li ve DYP'li de
Aksaray'da Menderes Bulvan ile
Millet Caddesi'nin girişinde grup
oluşturarak beklemeye başladılar.
Çok sayıda çevik kuvvet, resmi
giysili ve sivil giysili polisle birlikte
özel tim görevh'lerinin oluşturdu-
ğu kordonun iç kısmına kimsenin
geçmesine izin vermedi.
Muratpaşa Camisi'nin Millet
Caddesi'ne bakan tarafındaki kü-
çük girişinde de önlem alan gü-
venlik kuvvetleri avluya yalnızca
protokolü Ankara'da oluşturulan
listede adı bulunanlan aldı. Ca-
mi girişlerinde polislerle zaman
zaman içeri girmek isteyen DYP
ve ANAP'lılar arasında tartışma-
lar çıktı.
Adnan Menderes Bulvan üze-
rindeki protokol düzenlemesi,
yollara çizilen çizgiler ve üzerle-
rine dikilen tabelalarda, naaşlarm
arkasından yürünecek şekilde, ai-
le efradı, Cumhurbaşkanı, Ba-
kanlar Kurulu üyeleri, TBMM
üyeleri, diğer devlet erkânı, aile
yakınları, çahşma arkadaşlan ve
İstanbul protokolü şeklinde sıra-
landı. Bu sıralama içinde askeri
erkâna ait bir yer görülmezken to-
ren boyunca da Cumhurbaşkan-
Iığı yaverinin dışında, üst düzey
subay protokolde yer alraadı. Ca-
mide saat 11.45'te ilk olarak sela
verildi. Ardından öğle namazına
kadar dua okundu ve hoparlörler-
den dışanya yayımlandı. Bu ara-
da çok sayıda ANAP ve DYP'li
milletvekili, isadamlan, eski DP'li
parlamenterler ile Menderes, Zor-
lu ve Polatkan'ın yakınları ile ar-
kadaşlan camiye geldiler. tçeri
almanlann yakalanna "arkadaş-
lan", "aflesi", "TBMM üyeleri"
gibi kartlar takıldı.
Naaşlar geliyor
Saatler 12.00'yi gösterirken
Menderes, Zorlu ve Polatkan'ın
bayrağa sanlmış ve üzerlerine pi-
rinç işlemeyle adlarının kazıldığı
plaketler çakılmış tabutlan cami-
nin Millet Caddesi'ndeki küçük
kapısından içeri askerlerin omuz-
larında sokuldu. Bu sırada cami-
nin ön tarafındaki protokolün di-
zileceği aianda polis kordonu dı-
CENAZE NAMAZI - Muratpaşa Camisi'nde
şında bekleyenler "Allahii
Ekber" diye bağırarak tekbir ge-
tirdiler. Bazılannm bayıldığı ve
ağlayanlar olduğu görüldü. Naaş-
ların getirilmesinden önce cami-
ye gelen Bakanlar Kurulu üyele-
rinden sonra ilk olarak Başbakan
Yıldınm Akbulut geldi. tstanbul
Emniyet Müdurü Hamdi Ardalı,
devlet erkânı geldiği sırada İstan-
bul Valisi Cahit Bayar'ın talimat-
larıyla güvenlik kuvvetlerini yön-
lendirdi. Ardalı bir ara Akbulut'-
un gelmesi sırasında gazetecileri
göstererek polis şeflerinden uzak-
laştırmalarını ve kortejin ön tara-
fına çıkartılmalannı istedi. San
basın kartı bulunmayan gazeteci-
ler de kortejin içine sokulma-
dılar.a
KKTC Başbakanı Derviş Eroğ-
lu'nun ardından • saat 12.50'de
Cumhurbaşkanı Turgut Özal eşi
Semra Özal'la birlikte geldi. Özal-
lar'ı camiye girişlerinde Başbakan
Akbulut karşıladı. Cami avlusun-
da da milletvekilleri ile bakanlar
ve isadamlan arasında sohbetler
kurulduğu görüldü. Şarık Tara
surekli Sağlık Bakanı HalU Şıv-
gın'ın yanında dururken ANAP
genel başkan adaylarından Rize
Milletvekili Mesut Yılmaz'ın çev-
resinde çok sayıda ANAP'lı mil-
letvekili ile bazı bakanlann grup-
NOTLAR
cenaze namazında Demirel, Akbnlut ve Özal yan yanaydı. (Fotoğraf: AA)
laştıkları dikkati çekti. Aydın
Menderes camiye geldiğinde doğ-
ruca babasmın tabutunun başına
gitti. Cami dışında bekleyenler
Aydın Menderes'i selamlayarak
kendisine 71 ilden getirdikleri top-
rağı verdiler. Camiye çok sayıda
kalabalık dini gruplann geldiği
görülurken Kıbnslı Nakşibendi li-
derlerinden Şeyh Nazım Kıbnsi,
Gönenli Mehmet Hoca ile Adnan
Hoca da (Oktar) cenazedeydi.
Oy mirasına oturmak
,AR TÖRENDE — Cumhurbaşkam Turgut Özal törene eşi Semra Özal ile birlikte geldi. Özal
anıt mezara Cumhurbaşkanlıgı çelengini koydu. (Fotoğraf: Uğur Günynz)
Namazlar kılınıyor
Saat 13.25'te başlayan öğle na-
mazımn ardından 13.40'ta cena-
ze namazlanna geçildi. Namazda
Özal'ın sağında Aydın Menderes,
sol yanında ise Akbulut, Demirel
ve Safa Giray bulundu.
Saat 13.45'te namazdan sonra
cenazeler, tekbir sesleri arasında
dışan alınırken yapılan protoko-
le göre özal ve beraberindekiler
yerlerini aldılar. Demirel ise pro-
tokolün en arkasında halkın
önünde yer aldı. Ancak kalabalı-
ğın polis kordonunu aşmak için
zorlaması ve bu arada partililerin
Demirel'e engel olmalanyla DYP
liden uzun süre camiden çıkama-
dı. Daha sonra halkın hemen
önünde polis kordununun içinde
bekleyen Demırel, beraberinde ge-
len eski DYP lideri Hüsamettin
Cindonık ve Yıldınm Ava ile bir-
likte yurüyeceği sırada polis, kor-
donu kaldırdı. Bunun Uzerine hal-
kın hücum etmesıyle Demirel bir
anda kalabahğın içinde kaldı.
Saat 14.00'te en önde askeri
bando ve tören kıtasmın ardından
asker ve polislerin omuzlannda
önde Menderes, arkada yan yana
Zorlu ve Polatkan'ın cenazeleriyle
yurüyüş başladı. Saat 15.15'te ta-
butlar Topkapı'daki anıtmezara
getirildi. Burada Cumhurbaşkanı
Turgut özal tabutlann önune geç-
ti. Yaveri de bekleyenlerin en önu-
ne geçtikten sonra saygı duruşu
yapıldı. Ardından özal ve aileler
tabutlann uzerine çelenk koydu-
lar. Bu sırada kalabalık ve poli-
sin yolu kesmesi nedeniyle DYP
lideri Demirel mezara giremedi.
Bu arada Emniyet Müdurü
Hamdi Ardalı, Demirel'in önün-
deki sıra için "Içerisi çok doldn,
kesin artık, kimseyi almayın" di-
yerek çevik kuvvete talimat ver-
di. DYP Bursa Milletvekili Cavit
Çağlar da Ardalı'nın bu sözü Uze-
rine yürüyerek " S e n kim
oluyorsun" diye bağırdığı duyul-
du. Ardalı da arkasıru dönüp p o
lislere doğru, "Birkaç tanesini
bırakın" diyerek uzaklaştı.
Bazı DYP milletvekilleri, De-
mirel'in, devlet törenine katılma-
ma karan nedeniyle anıta daha
geç girdiğini söylediler.
Özal törenden hemen sonra
Akbulut'la birlikte aynldı. Demi-
rel de bundan sonra anıta girdi,
tabutlann başında okunan duaya
katılıp çelenk koydu.
Adnan Menderes, Fatin Rüştü
Zorlu ve Hasan Polatkan'ın ta-
butları mozolenin önünde bekle-
dikleri yerden alınarak eller üze-
rinde alt kısımdaki surekli ikamet-
lerine kondular. 71 ilden getirilen
topraklar da mezarlara serpildi.
DYP lideri Demirel bekleyenlerin
tezahüratlan arasında mezardan
ayrıldı.
(Baştaraft I. Sayfada)
bırakan bunlar mı? Askeri yöne-
tim hepsini bir gecede toparlamış,
bir hapihsaneye doldurmuştu. Bir
iktidar bir gecede teslim olur mu?
Bunlar oldular. Gençler bilmeye-
bilir, bu takım bir 'Tahkikat
Encümeni' kurmuş ve onun ara-
cılığıyla baskı rejimini oluştur-
muştu. Üç idam vererek iktidar-
lannı düğümlediler. Acaba Tahki-
kat Encümeni Uyelerinden şimdi
kaç kişi kalmıştı? Gür ve davudi
sesiyle 'Tahkikat Encümeni' bildi-
rilerini okuyan Ahmet Hamdi
Sancaz nicelerdeydi? Biliyorum
öleli birkaç yıl oldu.
Muratpaşa Camisi önündeki
geniş caddede bölümler yapmış-
lar. Resmi çağnhlann ötesinde
DYP'den olduklan belli bir kala-
balık ellerınde illerinin adı yazıb
pankartlan gösteriyorlardı. Demi-
rel de, özal da ne kadar saklasa-
lar eski bir mirastan paylarını is-
tiyorlardı. tkisi de tetikteydi. ön-
ce Demirel geldi, camiye girdi, na-
maza durdu. Ardından Özal gel-
di, camiye girdi, o da namaza
durdu.
Biraz sonra çıktılar. özal resmi
üniformalılann kucakladığı bir
ekiple kortejin önune gecti. Demi-
rel mi nerede diyeceksiniz. Demi-
rel halkın arasında kanştı, ünifor-
masız halk oldu.
Muradiye Camisi'nin avlusunu
ve çevresini eski Demokratlar dol-
dtlrdu dedik. Hangi Demokratlar
bunlar? Bildiğimiz herkes için de-
mokrasi isteyenler degil, tarihe ka-
nşmış 'Demokrat Partili' demok-
ratlar. Kalabahğın içinde bir on
yıllar iktidar dönemini birlikte ya-
şadığımız kişiler takılıyor gözü-
me... Bunlar demokrasiyi geürece-
ğiz diye gelmişler, ne demokrasi-
yi getirmişler, ne de sıralan gelince
gitmişler. tktidara kazık çaktıklan
için siyaseti idam sehpalanna ka-
dar götürmuşlerdi. Bunlan idam
sehpasına yollayan da o günkü
devlet değil mi? Bir devlet asıyor,
TEPKİLER
AydınMenderes: İdamlarcinayetti
Haber Merkezi — Yassıada'da Polatkan ve
ZorİD ile birlikte idam edilen eski başbakan-
lardan Adnan Menderes'in oğlu Aydın Men-
deres, idamlan "cinayet" olarak nitelendire-
rek, "Türkiye bunun yaralannı sarmaya
çabşıyor" dedi. SHP Genel Başkanı Erdal tnö-
nü, mezarlann naklini "gecmişten kalan ya-
raların sanlmasına yönelik bir çaba olarak
gördüğunu" soyledi. DYP Genel Başkanı Sü-
leyman Demirel, idamlan "tarihin nasıl de-
ğeriendireceginden şöpbe duymadığmı" belir-
terek, "Yanan meşalenin sonmemesi için. hak-
sızüklara isyan ile giriştiğimiz siyasi mucade-
lede onlann bayrağını bnrca dikmek bize na-
sip olmuştur" dedi.
Menderes, Zorlu ve Polatkan'ın cenazelerini
getiren "Ihıva" feribotunda gazetecilerin so-
rularım yanıtlayan Aydın Menderes, Yassıa-
da'da alınan idam kararlannı, hukuki olup ol-
madığı yönünden tartışmadıklarını söyledi.
Menderes, "Ortada dupednz işlenmiş bir ci-
nayet var. 16 ve 17 Eylul 1961 gnnleri cinayet
işlendi. Türkiye bnnun yaralannı sarmaya
çahşıyor" dedi.
SHP Genel Başkam Erdal tnönü, Mende-
res, Polatkan ve Zorlu'nun mezarlanmn nak-
lini siyasi kavgalann değerlendirümesini tarihe
bırakan, gecmişten kalan yaralann sanlmasına
yönelik bir çaba olarak gördüğunu söyledi. Er-
dal lnönu, yaptığı yazılı açıklamada, "Yakın
geçmişte önetnli hi/met yapmış, hatalan ile se-
vaplan ile tarihe mal olmuş siyasetçilerin ha-
"Milletin hür iradesi ve nzası ile kendi hizmet
ve yönetimine getirdigi kimseleri. devlet gü-
ctt ile görevden uzaklaşnrmakta ve yapılanlara
can alarak ceza vermekte haklılık payı
olmadığını" belirterek, "27 Mayıs darbesi
merhum Menderes ve arkadaşlanna kıyma-
malı idi. A\ıp. giınah ve yazık olmuştur" de-
di.
Demirel yaptığı yazılı açıklamada özetle
şöyle dedi:
"Darağacına çıkanlan sadece bu üç vatan
evladı değil, devletin kendisi olmuştur. O gün-
den bu yana devlet işlemiyor. Başlatılan ham-
lenin y-anda kalmaması, yanan meşalenin son-
memesi için, haksızlıklara isyan ile giriştiği-
miz siyasi mücadelede, onlann bayrağını burca
dikmek bize nasip olmuştur."
Eski Cumhurbaşkam Kenan Evren, Men-
deres, Zorlu ve Polatkan için dün tstanbul'da
yapılan törene, "devlete töreni" olması nede-
niyle katılmadığını söyledi. Ankara GATA
Hastanesi'nde sağlık kontrolünden geçen Ev-
ren gazetecilerin törene katılmama nedenini
sorması uzerine, "Şimdi ben devlette degilim
ki? Adı iistünde yapılan devlet töreni" yanı-
tını verdi.
MÇP Genel Başkanı Alparslan Tiırkeş,
Menderes, Zorlu ve Polatkan'ın idam edilme-
lerine, zamanında karşı çıktığını savundu.
AA'nın haberine göre Türkeş, K.Maraş'm El-
rar venneye yetkisi olmadığını, karann kunı-
cu Meclis'te görüşülmesi gerektiğini
bildirdim" dedi.
TBKP Genel Başkanı Nihat Sargın, Men-
deres, Zorlu ve Polatkan'ın idamlanyla, Türk-
iye"de "politik idamlar dönemT'nin başlatıl-
dığım söyledi. Sargın, "Şimdi asıl onemli olan,
politik yargılamalar ve politik idamlara, dü-
şünce yasakbmna bir daha geri gelmemek üze-
re son vennekn'r. ANAP iktidan ise, böylesi
köklü çözümleri gündeme getirmek yerine
Menderesler'e duzenlenen torenle kamuoyu-
nun demokrasi özlemini sömurmeye çauşmak-
tadır. Deniz Gezmişler'in ve oteki ilericilerin
iübarlan iade edilmeden, bütün yaralar sanl-
madan bir banş dönemine geçilmesi olanaklı
olmaz" dedi.
Islahatçı Demokrasi Partisi, Bayrak Parti-
si ve Yeşiller Partisi'nden yapılan açıklamalar-
da da mezarlann naklinin memnuniyet veri-
ciği olduğu belirtildi.
27 Mayıs Milli Devrim Derneği Genel Baş-
kam Huseyin Avni Güler, UBA'ya yaptığı açık-
lamada cenazelerin ailelerine verilmesine de-
ğil, devlet törenine karşı olduklannı söyledi.
Güler, Turk Silahh Kuvvetleri'nin törende tem-
sil edilmemesini doğru bulduklannı belirterek,
"Devlet töreninde yer almayarak doğru dav-
ranan TSK'y^ şükran duyuyoruz" dedi.
Halkevleri Genel Merkezi'nden yapılan
açıklamada da başta Deniz Gezmiş, Yusuf
bir devlet tören yapıyor. Bir dev-
let o gthı asıyor, öteki devlet 29 yıl
sonra bağışlıyor.
Cami duldasında simit satan
Çorumlu Ali'yc soruyorum,
"Kimin namazı kıhmyor?"
"Bilmem, bir pasa ölmüş onun
namazı." Ardından simitlerini sat-
ma derdinde bağınyor, "Simitle-
rim taze abi, kıtır kıtır..."
Bir memur emeklisi olan Rifat
öztan'a soruyorum,
"Yaak oldu" diyor. "tyi niyet-
le geldiler işi idama kadar vardır-
dılar. Asker durur mu? Bir daha
yol etti. Her sıkışmada geldi.
Onun için suçlan büyük"
Kuran bitti, bir yanık ezan se-
sidir duyulan... Biraz sonra na-
mazlar kılınacak.
Sessiz cemaate bakıyonım. Na-
sıl kendi içlerinde bölünmüşler.
Nasıl da bir oy mirasının üstüne
atılacak gibi alesta duruyorlar.
Cemaatin iki bölük olduğu ilk ba-
kışta seziliyor. Ikisinin de ünifor-
ması değişik... Biri ardına askeri
ile memuru ile devleti, öteki ise
çullusu ile çulsuzu ile halkı...
Elinde torbası ile Aksaray pa-
zarından dönen 43 yaşındaki (ev
harumı) Ayten Güler'e soruyorum:
"Kimin cenazesi?"
"Adnan Menderes'in. Kaç yıldır
unutmuşlardı, şimdi akılları baş-
lanna geldi. Pahalılığı unutturduk
sanıyorlarf'
Gösterişli devlet törem... Peki
gösterişsiz, törensiz ölenler ne ola-
cak? Devlet oldu mu gösterişli tö-
renler yapmak kolaydır. Ya özlem-
leri yüreklerinde donmuş olanla-
nn törenleri ne olacak? Onlar da
devlete yaklaştıklannda mı tören
yapacaklar? Bir topraktan alırup
öteki toprağa verilenler için şair ne
diyor:
Yanında kendi sipahından ade-
mi bile yok
Beyim bu nice seferdir ki ihti-
yar ettin
Surlann dibinde her ölüm biraz
sefere çıkma olmuyor mu?
İZLENİMLER
1.5 saatlik yürüytiş
bistan ilçesinde düzenlediği basın toplantısın-
tıralanna saygı gosterilmesini yüksek bir in- da, idamların olduğu tarihte yurtdışında bu- Arslan ve Huseyin tnan olmak üzere, siy-asi
sani davranış olarak nitelendirdigini" kaydetti. lunduğunu belirterek, "MBK'y^ mektup yaz- duşünceleri nedeniyle idam edilen gençlere de
DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, dım. Komitenin, idamlan gonişmeye ve ka- itibarlarının iade edilmesi istendi.
(Baştarafı 1. Sayfada)
Menderes'in, arkadan Zorlu ve
Polatkan'ın tabutlan çıktı, 1473
yılında yapılan Muratpaşa Cami-
i'nden. Her tabutu iki polis, dört
asker taşıyordu. Tabutlann baş ve
ayakuçlarım omuzlamış askerleri
görünce, ister istemez, dün bazı
gazetelerde yayımlanan eski bir
fotoğraf geliyordu akla; Yassıada-
daki duruşmada iki asker kelep-
çeli Menderes'in koluna girmiş gö-
türüyor...
Uzak bir yağmurdan haber ve-
ren bulutlara karşın, pınl pınl bir
eylül gtinuydü. Eski Vatan Cadde-
si'nin adı Adnan Menderes Bulva-
rı olmuştu. Caddede toplanan
binlerce kişi namaz bitene değin
"ihtilal görmüş halk" suskunlu-
ğuyla bekledi. Sonra tekbir sesle-
ri...
Caminin avtusuna "aik efradı",
"yakın çahşma arkadaşlan" adlar
kontrol edilerek almmıştı. Kortej
y'ürümeye başladığında da herkes
asfalt üzerindeki protokol şeritle-
rine ve numaralara göre yerini al-
dı; bir tek Süleyman Demirel dı-
şında. önde tören kıtası, arkada
bando vardı. Menderes'in tabutu
önde, Polatkan ve Zorlu'nunki
yan yana arkadaydı. "Aile efradı"-
nın çoğu yaşlı gözlerle yüriiyordu.
Cadde boyunca yola dizilenlerden
belli bir yaşın üzerinde olanlann
da gözleri yaşlıydı. Kenarda bek-
leyen gençler, daha çok olayı kav-
ramak isteyen gözlerle bakıyorlar-
dı.
Aydın Menderes kenardan el
sallayanlara karşılık verdi. Zorlu-
nun torunu Fatin Röştü Yener,
Rus asıllı eşiyle el eleydi. Ailele-
rin arkasında Cumhurbaşkam
özal'ın çelengi vardı. Korteje ah-
nan tek çelenk de buydu. Cum-
hurbaşkanı Özal, Semra Özal'la
birlikte yürüyordu. Özallar'ın ar-
kasında Kaya EnLm, Yıldınm
Akbulut ve Derviş EroğJu yan ya-
naydı. Daha sonra bakanlar ve
milletvekilleri geliyordu. Onlann
arkasında da DP'liler şık giysile-
riyle yürüyorlardı. Kimi bastonlu,
kimi papyonluydu.
Yürüyenlerin arasında DP'li
milletvekilleri Mehmet Erdem ile
eşi Prof. Nuriye Pınar Erdem \ar-
dı. Mehmet Erdem, Demokrat-
lar'ın Bilecik milletvekiliydi, eşi de
îzmir milletvekili. Ancak iki mil-
letvekiü 1960'tan sonra Kayseri^
de hapis yatarken nişanlanıp ev-
lenmişlerdi. Bay Erdem iki ihtilal
görmüştü parlamenter olarak. Bi-
rinde DP milletvekiiiydi, diğerin-
de AP senatörü. "İdamlar olma-
sın" diyordu. Sonra çevresine ba-
kıp "Kadirsinas millet" diye ekli-
yordu. tdamlara neden o zaman
tepki gösterilmediği sorusuna da
karşüığı "Ordu yapnuşb. Hepimiz
bekliyornz bir onbaşı alıp götür-
sün diye bekliyoruz" oluyordu Er-
dem'in.
Protokolde siyasi partilere ay-
nlan yerin arkasındaki polis kor-
donu halkın önündeydi. Demirel
de bu polis kordonunun arkasın-
dan halkla beraber yürüyordu.
DYP'nin yaptığı duzenleme sonu-
cu partililer ellerinde çeşitti illerin
yazılı olduğu pankartlarla gelmiş-
lerdi törene. Ellerinde "71 ilia
toprağı" da vardı. Yol boyunca ke-
narda bekleşenler Demirel'e "Ba-
ba" diye bağmyorlardı; özal'a da
"Sağ olan Cumhurbaskanım, si-
ze minnettanz."
Yaklaşık bir buçuk saatlik yfl-
rttyüşle Yeni Topkapı Mezarlığı-
na vanlınca, anıt mezann olduğu
bölume halkın girmesini engelle-
mek için yol kesildi. Demirel de
halkın içinde kaldı. DYP lideri
anıt mezara ancak Özal çıkarken
girebildi.
Gazetecilerin çalışması için ki-
mi görevli yardıma oluyor, kimi
de zorluk çıkartıyordu. Emniyet
Müdurü Hamdi Ardalı da en çok
gazetecilerle ilgilendi törende;
"Çıkaıiın bunlan buadaa" diye-
rek. Gazetecilere kart karsılığı kol-
luk da dağıtılmıştı. Sonradan bun-
lann neden dağıtıldığı anlaşıldı.
Amaç gazetecileri ayırt edip, doğ-
ru kişi kovalamak içinmiş.
Tören bittiğinde geride ellerin-
de Menderes'in posterleri, yakala-
nnda Menderes, Polatkan ve Zor-
lu'nun resimleri asılı binlerce in-
san kalmıştı. öndeki tören kıtası-
nı, tabutu taşıyan askerleri, anıt
mezan, devlet törenini görüp, Yas-
sıada'yı, idamlan düşununce in-
san ister istemez Şevket Süreyya'
nın "Meoderes'in Dramı"nı anım-
sıyor:
"Tohamlar vardır, banlar yeşc-
recekieri toprağı bulamazlarsa,
zamanın selleri içinde erir gider-.
ler. Menderes de bir tohumdu. Za-
man çarklan biraz daha geç işlet-
seydi, o da zaman selinin akışı
içinde sıradan bir adam olur, sili-
nir giderdi. Fakat Menderes, ye-
şereceği toprağı buldn."