25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 EYLÜL 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/15 KÖRFEZ KRİZİL..KÖRFEZ HKİZİ... KÖRFEZ KRİZİ...KOKfEZ KRİZİ... KÖI ABDHAVA KUVVETLERİ KOMUTANI Konuştu,görevinden oldu M K E DUGAN — Konusan' general. ABD Hava Kuvvetleri Komutanı General Mike Dugan, Washington Post gazetesine verdiği bir demeçte, Irak'a karşı hava saldmları düzenleneceği ve "Saddam'ın ailesinin, hatta metresinin konutlannın" hedef olarak seçildiğini söylemesi nedeniyle Savunma Bakanbğı'nca görevden aündı. Dış Haberier Scrvisi — ABD Hava Kuv- vetleri Komutanı General Mike Dugaa, "hava saldınlanna oJan merakı" yüzünden görevinden oldu. Dugan, Washington Post gazetesine yaptığı bir açıklama nedeniyle, ABD Savunma Bakanlığı tarafından görev- den alındı. Dugan, gazeteye verdığı demeç- te, "Irak'ın buyuk bir orduya sahip olma- sı nedeoiyle, Kuveyt'in >ok olmasına yol açacak bir kara savaşını onlemek için tek seçenek hava saldınlandır" dedı ve bu gö- rüşün Amerikan Genelkurmay'ındaki tüm üst rütbeli subaylarca paylaşıldığını söyledi. ABD Hava Kuvvetleri Komutanı'nın gö- revden alındığı, Savunma Bakanlığı Sözcü- sü Rick Oborn tarafından açıklandı. Yar- bay Oborn, Dugan'ın görevden alınış ne- denini beürtmedi ve resmı açıklamanın da- ha sonra yapılacağını söyledi. ABD Başkanı George Bush'un Ulusal Güvenlik Danışma- nı Brent Scowcroft, önceki gün yaptığı açıklamada, Dugan'ın söz konusu demeci- nin, ABD yönetiminin görûşlerini yansıt- madığını vurgulamıştı. ABD-SUUDİARABtSTAN 'Silah satışmda aracı, Kaşıkçı'Daily Telegraph gazetesi, ABD'nin Suudi Arabistan'a yapacağı 20 milyar dolarhk silah satışına Şuudi silah tüccan Adnan Kaşıkçı'nın aracılık yapacağını bildirdi. Suudi Arabistan, İngiltere'den savaş uçağı alımından vazgeçti. EDİP EMtL ÖYMEN LONDRA — ABD'nin Suudi Arabistan'a 20 milyar dolar tutannda tahmin edilen si- lah satışına Suudi Arabistanlı silah tüccan Adnan Kasıkçı'nın aracılık edeceği bildiri- liyor. Başkan Bush tarafından bu hafta Kongre'ye sunulacak öneride, F-15 savaş uçaklan başta olmak üzere ceşitli silahla- nn satışı öngörülüyor. Kongre'nin onayla- ması durumunda Suudi Arabistan Silahlı Kuvvetleri'nin "iki kanna çıkacagT belir- tildi. Amerikan Kongresi, bundan önce iki kez, Suudi Arabistan'a savaş uçağı satışını reddetmişti. Suudi Arabutan ıle tsrail, res- men "savaş halinde" sayılıyor. lsrail'in böl- gede ABD'ye yakınlığı ile tanınan Arap ül- kelerine dahi silah satışına karşı durduğu biliniyor Kongre'nin bu kez tutumunu değiştirmesi dunımunda ABD-Suudi silah bağlantısını, yaptığı uluslararası silah ticaretiyle tanınan Adaaa Kaaıkp'nın sağlayacağı kaydedil- mekte. Birkaç ay öncesine kadar New York- ta, Füipinler'in ölen diktatörünün eşi Imd- da Marcos ile birlikte dolandıncılık ve sah- tekârlık iddialanyla yargılanarak beraat eden Kaşıkçı'nın şimdi Suudi Arabistan'a döndüğü ve "eskkJen beri yaştagı ite y««i- dea b*stadıgı" belirtildi. " M y Telegraph" gazetesinde yayımlanan haberde Kaşıkçı- nın, Suudi Krah Fahd ve Savunma Bakanı Prens Sultan ile de "araohk" koausunda görüştüğü kaydedildi. Kaşıkçı'nın, Ameri- ka'dan Suudi Arabistan'a devam eden silah, mOhimmat, malzeme ve asker naldiyatın- da eğitim, bakım, onanm, lojisük gibi "çe- sitB «samalarda araeıhk yapaMtecegT ifa- de ediliyor. Gazeteye verdiği mülakatta Kapkçı, "EH- •izdefci sUahbri» »imdldaha ryi bir 4mnt- rcktyor. Böviüt sirketlerie f h j ^ - f . - " di- ycrek silah sauşındaki rolünü belirledi. Ka- şıkçı, 1970*16016 Amerikan uçak şirketleri- nin Suudi Arabistan ve diğer Arap ttlkete- rinde sözleşme yapraalarını sağlamak ama- cıyla rüşvet alrnakla suçlanmıştı. Kaşıkçı- nın şimdi aracılık yapacağı şirketlerden bi- KöNUK YAZAR rinm de Lockheed olacağı anlasüıyor. Ka- şıkçı'nın, Lockheed ile Suudi Hava Kuvvet- leri'nin 51 adet C-130 nakliye uçağının ba- kım ve onanm sözleşmesi sağlamaya çalış- tığı iddia edilmekte. Adnan Kaşıkçı'nın aracılık yapacağı öne sflrfllen yeni silah anlaşması ile tngiltere^ nin Suudi Arabistan'a Tornado savaş uçak- lan satma projesi suya düştü. Suudi Ara- bistan, daha önce İngütere'den 48 adet Tor- nado almaya hazırlanıvordu. Suudi Hava Kuvvetleri'ne 1978'de "suırfc Mr ••tajma" ile 60 adet F-15 satan Amerikan yönetimi, 1985'te 45 adet uçağın satışını Kongre'den geçirememişti. Bunun üzerine Suudi Ara- bistan, îngiltere'ye başvurdu. tngılız Hava- cüık Kurumu (British Aerospace) 10 milyar sterlin (50 trilyon lira) tutannda muazzam bir an «nla|ma ile 72 adet Tomado savaş uçağı satışı için anlaştı. Suudi Arabistan'ın 48 Ibrnado daha alarak listeyi 120'ye ta- mamlaması bekleniyordu. Suudi Arabis- tan'ın karan îngiliz basuunda tepkiyle kar- şılandı. tngütere, Suudi Arabistan'ın Irak- ın olası bir sakhnsma karşı savunması ama- cıyla 36 savaş uçaklık üç filo göndermişti. Aynca gttnlOk masrafı 2 milvon sterline (10 milyar lira) mal olacak 7 bin kadar perso- netden olusacak zırbJı birlikler göndenne- ye hazırlanrvor. Suudi Arabistan'ın Îngiliz yerine Ameri- kan uçağı alma karan hakkında basın; biri açık, biri gizU iki neden olabileceğini yaz- dı: Tbrnadolann radan, F-151ere göre 4 sa- niye gedkmeli değerlendirme yapıyor. Su- udilerin bunu olumsuz değerlendirdikleri beürtiliyor. Ancak Suudilerin fikir değiştir- mede esas nedenınin bundan böyle ABD ile daha yakın askcri işbirliği içine ginnek is- temekri ve fdecekte tsnüTle de aralanndaki "anlasmazhğı'' gidererek böigede daha güç- 10 bir isbirliğine yönelmek istemeleri. Körfez Hmahmırtdan bu yana Suudi Ara- bistan, ABD'den 24 adet F-15 satın aldı. 12 tanesi için daha anlaşmaya vanldı. En az 24 F-15'üı de yeni vanlması beklenen anlaş- mayla ""''B^t 1 sanılıyor. Suudi Hava Kuv- vetieri'nde bu dunımda 120-140 F-15 olacağı edilmekte. Görevine son verilen General Dugan, Wasnington Post'ta çıkan demecinde, Irak uzerinde kısa zamanda bıiyuk etki sağla- mak için, Irak lideri Saddam Hüseyin, ai- lesi, hatta metresinin konutu gibi hedefe- lere hava saldırısı duzenleneceğini be- lirtiyor. Amerikan Genelkurmayı'nda tüm Ust rütbeli subayların bu göruşü payiaştığını kaydeden Dugan, "Kenan köşeyi degil, en aalacak >eri vuracagu" diye konuşuyor. VVashington Post'un Gen. Dugan ve kur- maylarının uçağı ile Suudi Arabistan'a gi- den muhabirı Rick Atkinson tarafından ka- leme aJman yazıda aynca, "iyi baber alan kaynaklara" atfen şu saurlara yer venuyor: "Amerika, Israil'den B52 agır bombar- dıman uçaklannın 50 mil mesafeden ates- leyebilecegi 1 ton savaş başlıklı 'have nap' füzeleri aldı. Bu uçaklar, şimdilik Hint Ok- yaausu'ndaki Diego Garcia Adası'nda us- lenmiş dunımda, ama bu uçakiann Irak'a daha >akın bir usse ka>dınlması duşunu- lıiyor. Ba usleri kuilanmak için halen res- mi bir başvıfra yapılmış degil, an» tv sa- hibi uikenin bir savaş halinde izio verece- ğine kesin gözk bakıyorlar. " General Dugan'a göre kısa bir süre ön- ceye kadar ABD'nin ehndeki hedefler, ön- celik sırasına göre Irak hava savunması, ha- vaalanlan, fuze bataryalan, iletişim ve ko- muta merkezleri, kimyasal, nükleer ve mü- himmat tesisleri gibi "geleneksel" özellik arz ediyordu. Ancak ABD Hava Kuvvet- leri, iki hafta önce rejim aleyhtan Iraklı- lar, bilirn adamları ve gazeteciler ile konu- şarak "ne tör nedeflerin bombalanmasının Irak faalkı ve rejimi uzerinde psiko4ojik yı- kını yaratabilecegini" belirledi. Bu çalışma "Irak'ın bir an once teslim olmasmı sağla- yacak çekim merkederini saptamayı" amaçlıyordu. Dugan'ın verdiği bilgiye gö- re lsrailliler, Hüseyin'in camnı yakmanın en iyi yolunun "özel mahafızlan, aflesi ve metresini" hedeflemek olduğunu tavsiye et- ti. Böylece bu hedefler de listeye alındı. Du- gan'ın verdiği bilgiye göre Irak'taki bazı önemli dini binalann koordinatlan da "tra- ralann kaza sonucnnda vnrubnamastnı sağ- lamak için" belirlendi. General Dugan'ın sözlerinden ABD'nin "cerrahi müdahale" tarzında, gayet iyi be- lirlenmiş hedeflere hava saldırısında bulu- nacağı, işi bir tank savaşına gerek kalma- dan bitirmeyi arzuladığı sonucu çıkıyor. KRİZİNÖTEKİYÜZÜ Amerikan sağı bölündüWASfflNGTON (Cumhnriyet) — Körfez krizi, beraberinde, hem taraf ülkelere hem de dünya sahnesine yeni kavramlar, yeni ol- gular getirdi. Bunlann bir kısmı oiumlu, bir kısmı komik, bir kısmı da eğer kriz savasa dönüşecek olursa bölge ülkeleri uzerinde kültürel ve sosyal yaralar açacak nitelikte. "Savasın bteki yuzü" diye tarumlamak mürnkün olan olgulardan birkaçı şöyle: 1) Mezopotamya u>gariıgı: Beğenilsin ve- ya beğenilmesın, Irak lideri Saddam Hüse- yin, bugun Gılgamış ve Hammurabi'nin res- mi mirasçısı durumunda. Kontrol ettiğı top- raklar, ilk yazı, tarım ve kent yaşamı konu- sunda dünyaya buyuk katkı yapmış 5 bin yıllık Sümer, Babil, Akad kültürlerinın ka- luıulannı banndırıyor. Belki Pentagon ge- neralleri, Irak ile ilgılı savaş planlannda bu olguya pek yer vennıyor, ama antik Nim- rud, Nineveh, Ur, Uruk kentlerinin paha bi- çilmez harabeleri hep olası cephelerin ıçin- de. örneğin Ninevah ve Nimnıd, Irak'ın kimyasal savaş tesıslenne çok yakın. Bağ- dat Müzesi ise bolge uygarlıklannın hazı- neleri ile dolu. tran-Irak sa\aşı sırasında ma- nevra yapan Irak kuvvetleri, bu kahntüar- dan bir kısmırun ortasında siperler kazmış, bir kısmına da havan mermileri isabet et- I İSPANYADA ÇIPLAK GÖSTERİ — tspanya'mn Körfez'e asker göndermesine tepkJ oiarak toplanan 2000 Idşiden bazüan da protes- tolannı cınlçıplak kalarak gösterdiler. (Fotograf: Renler) mişti. Şimdi tam kurtarma kazılarına gın- şilecekken Mezopotamya yeni bir savaş teh- İikesi ile karşı karşıya kaldi. 2) Antiloplan yedilen Amerikan basını- na yansıdığına göre Kuveyt'in ışgali ile bir- likte yağmalanan yerler arasında Kuveyt Müzesi de bulunuyor. 1980 başlannda gez- tne olanağı bulduğumuz bu muze fazla zen- gin sayılmazdı, ama Kuveytlilerin gurur duyduğu kültürel miraslannı banndınyor- du. Kuveytüler, kendilen için uygarhgın pet- rol ile başlamadığinı kanıtlamak için balık- çüık, inci avcıbği gibi tarihi uğraşlanna ilis- kin kalıntılan bu müzede sergiliyordu. Mü- zede aynca, tskender dönemine ait çok zen- gin sikke koleksiyonlan da vardı. Kuveyt : in ışgalınden zarar gören bir başka kültttı kurumu da Kuveyt Hayvanat Bahçesi oldu. Önceki gunkü New York Times'a gûre "Dunya Ha>-vanlan Konıma Dernegi", irak- h askerlenn, başta antıloplar olmak üzere hayvanat bahçesinde yenebilecek olan tüm hayvarüan yedigiru büdirdı. Aym habere gö- re hayvanat bahçesınin tüm bakıcüarı kaç- tığı için birçok hayvan telef oldu. 3) Otnnna odası savaşlan: Körfez krizi- nin dünya sahnesine getirdigi bir başka ol- gu da taraflann TV'lerde verdiği meydan muharebeleri oldu. Amerika'da televizyon- lar oturma odalaruıda olduğu için bu yenu savaş türune burada "oturma odası savaşlan" adı veriliyor. önce Irak lideri Sad- dam Hüseyin, Amerikalı rehinelerle birlik- te TV'ye çıkarak bu cephede savaştı. Sonra da Bush, Iraklılara bir TV mesajı gönder- di. Ama yapılan değerlendirmelere göre beı iki taraf da fazla başan elde edemedi Ame- rika'da insanlann birbirlerine dokunması çok özel ilişkiler gerektırdığı ıçın Saddam Hüseyin'in rehinelerle olan filminde hiç ta- nımadığı bir îngiliz çocuğun başını, yüzü- nü okşaması, dokunmaya karşı rezervli Amerikalılarda çok ters tepki yarattı. Aym şekilde ABD Başkanı Bush'un Irak TV'sin- den Iraklılara, uluslararası hukuk, gayri meşru işgal gibi değerlerden söz etmesi, "Ay- nı degerier Israil için geçeıii değil mi" so- rulannı doğurduğundan hemen etkisiz kal- dı. Ama bu savaşın etkili olduğu anlar da oldu. örneğin daha önceki askeri operas- yonlarda kullanıldığı bile kamuoyuna açık- lanmamış Stealth uçaklannı ABD bu kez Körfez'e TV kameralannı davet ederek yolcu etti, Irak'a gözdağı verdi. Irak ise "Misa- firlerden haberier" adını verdiği gundelik bir programla, Amerikan kamuoyunun göz- ünde "soynt" olan rehineleri, "etten kemikten" birer varlık haline getirdi ve Bush'a dönük kamuoyu baskısım arttırdı. 4) Amerikan sağı bölündn: Knzın ABD 1 ye getirdiğı bir başka ılginç akım, sagın bo- lünmesi oldu. Sağın önde gelen sesleri ar- tık liberallerle değil birbirleriyle çatışıyor. ABD başkentinin muhafazakâr gazetesinin köşe yazarlan, Reagan'ın BM Daimı Dele- gesi Jeanne Kirkpatrick, CNN'in "uuli sağcıianndan" Pat Buchanan Körfez'deki Amerikan askeri varlığını "kısa oldnğa sürece" destekliyor ve hedefın Suudi Ara- bistan'tn korunmasından öteye geçmemesi gerektiğini savunuyor. Karşı kampta yer alan muhafazakâr eğüimlı VV'all Street Jo- urnal, New York Times yazan William Sa- fire ve diğer sağcılar, ABD'nin "gitmiskea Saddam Hüseyin'i de devinnesini" istiyor. Wall Street, krizin ılk günlennde Bush'a, "Bagdal'ı alıp, McArthur'un bayragıoı dikjnesini" onermışti. 5) Gitmek istemeyenler ABD askerleri arasında Körfez'e gitmek istemeyenlerin sa- yısı, henüz Vietnam yıllarında olduğu gibi binlercesinin yuruyüş yapıp madalyalarını çöpe attığı bir düzeye erışmiş değil ama sa- yı giderek artıyor. ttirazlarda siyasi neden- ler olduğu kadar dini nedenler de rol oynu- yor. Örneğin denız piyade onbaşısı Jeffery Paterson, "Amerikan çıkarlan ve daha ucuz petrol İçin savaşmayacağını" söylediği için gitmiyor, Paterson halen hapiste, ancak ko- nu mahkemede. Eğer Paterson, mahkeme- yi, "vicdanına ters düşrugu için savaşa gitmedigine" ikna edebilirse serbest bırakı- lacak. Amerikan yasaları buna olanak ta- myor. Fort Campbell'den gönderilen bir si- yah Müslüman, "diger Mnsliimanlarla sa- vaşmamak için" Körfez'e gitmiyor. Krizde askeri çözüm gündeme gelebilir TANJU ERDEM AmM (E) Irak'ın Kuveyt'i işgali ve sonra da ilhakj ile başlayan Körfez krizi bir buçuk ayı dol- durmuş bulunuyor. Bu süreçte Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlanna uy- gun olarak Irak'a karşı denizlerde gereğin- de kuvvet kullanılmasını da öngören etkin bir ekonomik ambargo uygulamrken, ara- lannda BM Genel Sekreteri ve Ürdûn Kra- b'nın da bulunduğu kişiler, sorunun sıcak bir savaşa dönüşmeden diplomatik düzey- de çözümü için çaba saıf ettiier. Ambargo bazı ihlallere karşın Irak uzerinde etkisini gosterirken, diplomatik temaslann bir çö- zflm getirmediği gözlenmektedir. Gene bu süreçte muhtemel bir Irak saldınsına karşı Onlem almak üzere kararlastmlan SArabis- tan'ın ABD'den askeri biriik yollanması ta- lebi sonucu halen 100.000 kişiyi geçen bir ABD karagücü teçhizatı ile bölgeye intikal etmiştir. Bu gücttn ağır silahlan ve zırhlı araçlan da peyderpey gdmektedir. Ortado- ğu'da, Körfez'de 19800i yülaıda Amerika ve Batı'nın ilgi alam ve hayati çıkarlanna karşı oluşan tehditi önlemek maksadıyla tesis edilmiş olan "Merkez Komutanhği" SAra- bistan'da Tulen örgütlenerek göreve başla- mıştır. ABD kara birlikleri mevcudunun 200.000 kişilik bir güce ulaştınlması ve bu gücü destekleyecek silah, araç, gereç sistem- leri ile donatılması planlanmıştır. Bölgede başta Mısır olmak üzere Arap Birliği'nin üyesi bazı ülkderin de daha az boyutta as- keri güçleri vardır. Bu birliklere ilaveten böl- gede diğer Batüı Ulkelenn önemü ölçüde ve en modern hava ve deniz güçleri konuşlan- nuş durumdadır. Körfez krizine ilişkin diplomatik temas- lardan en önemKsi 9 eylül günü Heisinki- de ABD ve SSCB baskanlan arasındaki zir- ve görüsmesinde yapıldı. Yayımlanan ortak bfldiride beUendiği gibi; BM Güvenlik Kon- seyi kararlan doğrultusunda Irak'ın Ku- veyt'ten kayıtsız şartsız cekilmesi, Kuveyt- in yasal hflkflmetinin yeniden işbaşına gel- mesi, Irak ve Kuveyt'te abkonulan tüm re- hineterin serbest btrakılması istendi. BM'ler Güvenlik Konseyi'nce kararlaştırılan yaptı- nmlann tüm dünya ülkderince tam olarak uygulanması talep edOen bfldiride krizin ba- nşcı yontemlerce çözümü esas olmakla be- raber girişim ve halihazırda uygulanan ya- bnmlardan sonuç alınmaması halinde her iki ülkenin BM çatısı altında ek önlemle- rin ahnması için goruş biriiği halinde olduk- lan ifade edilmekte, banş ve istikrann ka- lıcılığının sağlanması için bölgesel güven- lik yapılan ve önlemlerinin gdiştirilmesi açı- sudan çalısmalann yapümaa, taryhHı da- nışmalarda buhınutanası öogörttlmektedir. Bu görüsmenin sonucu olarak ABD'nin de SSCB'nin de sorunun önceükle politik olarak çozumunfl istedikleri, ancak her tür- lü çarenin tOkendiği "f^tt4* BM'nin karan ile ve BM gflcfl kuDanüarak askeri çözümün de gflndcme gdebüeceği dejerlendirikbilir. g ttzere kriz, 2 ağustos sabahı Irak'ın komsusu Kuveyt'i \00XXX) kisiHk as- keri bir gücle sûratle ifgaü ile ortaya çıkü. Bilahere ilhak karan ile tırmanarak bOyfl- dü. tşgalin gerekçderi sunladı: 1. Kavejt petrol iıctiaı k«talanu artnr- ekosoBÜsiııe zarar vennektedir. Varil bası- •a her 1 dolarlık iaJsJn Irak'a yıllık mali- rcdlarilyardolardır.BakoanOPECtegö- rtşüİMf ve fiyaüann 21 dolar/varil civa- rnda otaşMası Hkc olarak kabul görmös, aynca Kuveyt iiretinı kotasuı artûrmayaca- ğ m MhMr^stL Ama Irak, Knveyt'e ve Kör- fez enirHkkrine gavenemiyordıı. Irak'ıa bu taduM OPEC tyesi tran tarafındaa da des- teklearyorda. 2. Irak trajıla harp ederkea, Knveyt Irak Bura'nu bir kazas kli. Ba itibaria kmk'ın Knveyt'te tarihi hakkı rardv İewtyor4m. Bunlar görünurdeki gerekçelerdi. Bu ge- rekçelerin arkasında 17 milyon nttfusa sa- hip bir ülkenin, Iran'la savaş sonrası 1 mil- yon kişiye ulaşan ve ülke savunma boyutu- nun çok ötesinde silah sistemleri, araç ve ge- reçle donatılan silahlı kuvvetlerinin yeniden yapılanmadan idamesinin ekenomiye olan nonnal dengelerin çok Uzerindeki yükü, böylesine bir askeri gücü oluşturan otori- ABD'nin Körfez krizinde ilk gününden itibaren ön planda rol oynamasınm gerekçeleri şöyle sıralanabiür: 1) Bölgede - ABD ve Batılıların çıkarlan çok önemlidir. 2) ABD yeai yumuşama ve yeniden yapılanraa döneminde tek büyük dünya gücü olarak görünüyor. Bu nedenle dünya düzeninin koruyucu rolünü benimsemiştir. 3) Otoriter Arap milliyetçilerinin fiziki güç kazanmasma, Israil için yaratacağı tehdit yönünden karşıdır. rezervleria oMagn Rn- •aiyla bötgesiMİe gizlkc 4 km. Irak top- raklarua gtradf ve bvMlan 2.4 miryar do- larhk Irak petrotöaü çıkanp satnustı. 3. Irak'uı iranTa harbindcn dolayı Ku- veyt'c M ndlyar riotar boraı vardı. Iratfa karşı •nrtci ki Korfez'l konmnstn. Ba itt- barta Kaveyt bm borcan 20 milyar dolaruu 4. Irak'uı Körfez'dc mevcnt takribea 30 kmVk küçük tahil seridtai Knveyt'e ait Bu- Myan Aâtm Uoke e*yor, böylece Irak Kör- fez'den gdccck tehditlere karsı kctMUni •zaktaasam>amıvorda.BaadayıKoveyt^ tenkira detmifd. 5. Nttayet b v e y t Otnuuh ifler, Knveyt b u a red- ter rejimkrin önlenemez yayılmaa serüven- lere açık politikalan ve hareket tarzlan, Sad- dam Hüseyin'in Arap milliyetçiliği meşale- sini elinde tutarak Arap halklanmn deste- ğini de saglayarak Arap dUnyasmda lider ol- ma emellerinin de mevcut olduğu deferlen- dirilmektedir. Körfez krizine daha ilk gününden itiba- ren ABD ön planda müdahil ohntiftur. Bu- nun gerekçeİeri nedir? 1. Bölgede ABD ve Batılıların petrol çı- karlan çok önemlidir. ABD Arap yanma- dasını ve Körfez"i kontrol ederek, bu bol- gedeki petrolün, dünya ekonomisine olan büyük fonksiyonel etkisini gözönttnde bu- lundurarak, üretim ve pazarlama ttot^k yönetiminin müliyetçi ve i A O lerinin eline geçmesini istememektedir. 2. ABD yeni yumuşama ve yeniden ya- pılanma döneminde tek büyük dünya gü- cü olarak görünüyor. Bu itibarla dünya dü- zeninin ve uluslararası hukukun koruyucu rolünü benimsemiş ve önderlik yapmıştır. Bundan böyle olası bölgesel ihtüaflann kuvvetle halline karşı çıkılacağım göstere- rek caydınnak istemektedir. 3. Otoriter Arap milliyetçilerinin fiziki güç kazanmasma Israil için yaratacaklan tehdit yönünden de karşıdır. ABD bu nedenlerle Körfez'de Irak'm Ku- veyt'i işgali ve ilhakı ile başlayan krize BM örgütü, NATO ve ikili anlaşmalan kanalı ile deThal müdahale etmiştir. Irak'ın Ku- veyt'i kayıtsız şartsız tahliyesi, Kuveyt eski yönetiminin işbaşına gelmesi, krizin çözü- mü için gerekli koşul olarak kabul edilmiş- tir. Başta tsrail, bazı müttefıklerin Saddam^ ın devrümesinin, Irak'uı sahip olduğu stra- tejik silah sistemlerinin imhasırun gerekli ol- duğunu da telkin ettikleri söylenebilir. Dip- lomasi ya da sıcak bir çatışma ile düzen res- tore edilse bile, Körfez'de bolge ülkderinin de özeüikle iştirakı ile ABD'nin varlığını sürdürme niyetinde olduğu değerlendirile- bih'r. Bu kriz, yeni yumuşama ve yeniden yapüanma döneminde olası bölgesel ihtüaf- lann çözumlenroesinde uygulanabilecek yOntemler için, eylem pratiğinde ornek bir modeli de oluşturabilir. Burada SSCB'nin krize ve ABD ile ilişkllerine dönuk davra- mş bicünlcri de önemlidir. ABD giderek Ba- tı Avrupalı müttefiklerinden ve Japonya- dan kriz masraflanna anlamlı katılım iste- mekte ve Batı Avrupa Ulkelerinden ABD as- keri kara gücünü takviye talebinde bulun- THrkiye'nin bölgede 196OTı yülann orta- sından beri uyguladığı geleneksel bir pou'- tikası vardır. NATO'ya mücavir alanlarda özellikle Ortadoğu ve Körfez'de sorunlar cıktığında Türkiye"nin doğrudan ulusal çı- karlannı ilgUendirmedikçe kanşmamak, ak- tif bir tarafsızlık politikası gütmek, gerekir- se bunalımı azalucı çabalarda aktif katkı- da bulunmak ve bu arada TürkiyeVi ner tür- lü olasılığa karşı soğukkanlılıkla imkân ve kabiliyetlerimiz öngörulerek hazır bulun- dunnak. Nitekim Arap-tsrail, Lübnan, lran-Irak ihtilaflannda bu politikalar uy- gulanmış, bölge ülkeleri güç yitirirken, Türkiye fiziki bir yara almanny, özeffikie so- nuncusunda büyük boyutlara varan petrol dışalım faturaları bu ülkelere dtssatımı üe dengeli duruma gelmişti. Bu, Türkiye'nin 1974-1980 arası petrol fıyat şoklanmn da büyük etkisi ile çöküntüye giden sosyo- ekonomik durumun derlenip, toparlanma- sına milli gelirinde büyüme ve ödemeler dengesinde, dengenin mgfa k di g g bir katkı idi. Bu politikalar 195OTİ yülarda özellikle müliyetçi ve Arap sosyalizmi pe- sindeki Arap dunvasuıda Turkiye'ye karşı duyulan gOvensiznği güven duygusuna ve iyi iliskilere yonJendirmişti. Gene bUinen bir gerçek Ingütere ve ABD'nin; önemH petrol zenginliklerini bağnnda bulunduran ve Baü nttnızunda olan bölgenin; SSCB tehdidi, sızmalan, nüfuz kazanması ve olası yayü- masına ve Arap ulusal hareketlerine karşı 1950Terden beri kontrolleri altında, Tür- kiye'nin de katüımı ile, bir güvenlik örgütü olustunna istekleri, bunun sonucu olarak Bağdat Paktı, CENTO gibi örgütlerin ku- rulduğu ancak bu örgütlerin ulusal hareket- lerin güç kazanmasını engeUeyemediği bu- d StJRECEK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle