Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 EYLÜL 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5
AKM'de Japon dansı
• Kiiltür Servisi — Japonya Konsolosluğu'nun Türk-
Japon ilişkilerinin lOO.-yılı dolayısıyla düzenlediği Fumiko
Kanezaki'nin "Japon Dans Gösterisi" dün akşam AKM'de
sergilendi. Mai Fumiko'nun baş dansçı olarak yer aldığı 2
saatlik gösteride "Kanezaki Dans Grubu" ilk bölümde
"Klasik veKreatif Dans" sundular. Türk-Japon İlişkilerinin
100. Yılı kutlamaları çerçevesinde gerçekleştirilen geleneksel
Japon Dansı gösterisinin ikinci bölümünde ise "Japon
Melodileri" adı altında bir geyşa ve iki kızın ritmik
danslarıyla, Edo şehrinde bir zamanlar var olan zarif
atmosferi tasvir ettiği fıgürler yer aldı. Japon kültürünü
tanıtmak amacıyla kurulan Kanezaki Dans Grubu
klasikten, modern dansa kadar geniş bir repertuara sahip ve
geleneksel Japon dansını yaşatıp zarif fıgürlerle süslüyor.
Kanezaki Dans Grubu'nda Mai Fumiko'nun yanı sıra
Kankichiro Wakanami, Tokuko Suzuki adlı dansçüar da yer
alıyor. (Fotoğraf: Muharrem Aydın)
\eni bir sinema
• Kiiltiir Servisi — Şişli'de bugün Nova-Baran adında yeni
bir sinema açılıyor. Yönetmen Giuseppe Tornatore'nin bu
yıhn en iyi yabancı film Oscarı'm alan "Cennet Sineması-
Cinema Paradiso"su ile saat 18.30'da açılacak olan sinema
19 Mayıs Caddesi Nova-Baran Işhanı'nda ve 110 kişilik.
Sinerama Eğlence Merkezi A.Ş. tarafından işletilen
sinemada, 11.00,13.00,15.00,17.00,19.15 ve 21.30 seanslan
yapüacak, ilk seans indirimli fiyatla izlenebilecek. Bilet
fiyatlan tam 10.000 TL., öğrenci 5 bin TL. olarak
belirlenirken çarşamba gününün halk günü olması x
nedeniyle indirimli fiyatlar uygulanacak. Sinemada
önumüzdeki haftalarda gosterimegirecek filmlerin arasında
Robert De Niro'nun başrol oynadığı "Good Fellas"
bulunuyor.
Murai Sanca adına kitaplık
• Kültür Servisi — 1983
yılında olen Istanbul
Üniversitesi Hukuk
Fakültesi öğretim uyesi
Prof. Dr. Murat Sanca
adına bir kitaplık
kuruldu. Cihangir'de
restore edilerek kitaplığa
donuştürülen dört katlı
evin açılışı bugun saat
17.00'de yapılacak.
Murat Sarıca Kitaplığı'nı
Yaşatma Derneği
Başkanı Prof. Aydın
Aybay, kitaphğın
Sanca'dan kalan
kitapların yanı sıra
Sarıca'nın dostları
tarafından bağışlanan çok sayıdaki kitaptan oluştuğunu
bildirdi. Aybay'm verdiği bilgiye göre kitaplar, çağdaş
yöntemlerle ve bilgisayar aracılığıyla düzenlendi.
Kostantıniyye'niıı eyhil sayısı
• Kültür Servisi — Aylık gazete
"Kostantmiyye"nin eylül sayısı yayımlanJı. Artık 20
sayfa olarak çıkacak gazetenin son sayısında Çelik
Gülersoy'un "lstanbul'da Yaşamak Ücrete Tabidir", Sevil
Çalışkan'ın "lstanbul Sularının Dünü, Bugünü, Yannı",
Claude Chabert'in, Ekmel Ünlüsan'ın çevirisi ile
yayımlanan "lstanbul tçinde Bir Mağara", Prof.Dr. Mete
Tapan'm "lstanbul ve Gecekondulaşma", H.Nüzhet
Dalfes'in "Ya Kehanet ya Felaket", Cuneyt Ayral'ın
"NYC Siyah Büyük Elma", Taner Vidinligil'in "Bahçıvan
Mahmut Ağa", Lale Müldür'ün "Perestroyka, Siyah
Gözlükler ve lstanbul", Vüs'at O.Bener'in "Bey Muannit
Sahtegi'nin Notlan", Taner Vidinligil'in "Bizans Devrinde
îstanbul Şehir Dokusu" adlı yazılan yer alıyor. Aynca
Kerim Fersan, Cahit Kayra, Nuran Yavuz ve Hilmi Yavuz
köşe yazılanyla gazetede yer alıyor. Vüs'at O.Bener'in
"Babam" ve Aydın Hatipoğlu'nun "lstanbul" adlı
şiirleriyle Cuneyt Ayral'ın iletişim uzmanı Işıl Alatlı ile
yaptığı söyleşi de Kostantıniyye'nin eylül sayısında
okunabilir.
SİNEMA/AIİLLA DORSAY
Artık ayrılık dert değil:
PlastikAşkçıktı!
M m a l k ' l n
" P l ı ı t l k A ş k.
b ü t Q n
k a s e t ç l l a r d »
GENEL DAûmM
KAYNAK MUZ1K TtCARET
M
. Teyyarecı M Alı Bey Sokak
*"' No 6Şışlı-bta/ıbul
Te! 131 35 7«
ONUR
TIP MERKEZİ
• KISIRLJK TEDAVİSİ ve
ARAŞTIRMASI
• KADIN HASTAJJKLARI ve
DOĞUM
• ULTRASONOGRAFİ ve EKG.
• TIBBÎ TAHLtL ve CHECK-UP
Not Lûtfen randevu alıntz.
Kurtuluş Cd. Yapı Kredi Karşısı Slnemköy Durağı
Tel: 131 43 02 - 175 53 86
Brian de Palma'nın 'Savaş Günahları' gerçeklere dayalı bir film
Vietnanrda 'savaş zayiatı'Savaş Gönahlan
(Casualties of War) /
Yönetmen: Brian de
Palma / Senaryo: David
Lang'in kitabından David
Rabe / Görüntü: Stephen
Burum / Müzik: Ennio
Morricone / Oyuncular:
Michael J . Fox, Sean
Penn, John C. Reilly,
Don Harvey, John
Leguizamo, Thuy Thu Le,
Erik King, Jack Gvvalthey
/ Bir Columbia yapımı /
155 dakika (Türkiye'de
kısaltılmış bir kopyası
gösteriliyor) / Fitaş, Renk,
Kristal, Sur, Yüdız, Izmir
Çınar, Ankara Batı
sinemalannda.
Vietnam, hemen tüm önemli
Amerikan yönetmenlerinin, yal-
nızca sinemalarını değil, yurttaş-
lık ve insanhk bilinçlerini, giderek
bu ikisinin dengesini sınadıklan
bir tûr "mihenk taşı" haline gel-
dL Cfanino, Ashby, Coppola, Kub-
rick, Slone gibi yönetmenlerin
filmlerinden sonra bu kez Brian
de Palma da "kendi Vietnam fil-
mi"ni yapıyor. Tıpkı Oliver Stonet
un "Dogum Günü 4 Temmuz"un-
da olduğu gibı başkişısince yayım-
lanmış ve gerçeklere dayalı bir ya-
pıta dayanarak...
"Savaş GiMahbn", Vietnam sava-
şının, deyün yerindeyse bir anek-
dotunu, savaşın dev boyutlan için-
de yitip gidebilecek bir küçük ola-
yı konu alıyor. Bir çavuşun yöne-
timindeki 5 kişilik bir birlik, ça-
vuşun önerisiyle bir köyü basıp
Vietnamlı bir kızı kaçınyor ve onu
alıkoyarak, sürekli tecavıizde bu-
lunuyor.
Amerikan toplumunun en alt
kesimlerinden gelen, yakışıklı gö-
rünüşleri altında hayattaki tüm
doyumsuzluklann ve toplumdaki
tura başansızlıkların biçimlediği
alabildiğine yabani, sert ve kıyıcı
kişiliklergizleyen çavuş ve iki baş
yardakçısı için zaten nasılsa Viet-
kong'un, yani "döşman" olan bu
kızın hayatı, bir köpek kadar bile
değer taşımamaktadır. Ancak gö-
rünüşündeki "masumluğu" icin-
de de taşıyan, basitliği, gıderek»ca-
VİETNAMLI KIZ — De Palma'nın "Savaş GünaMan"nda ırzına gecUen genç kızı Thoy Thn Lee oynuyor.
hilliği içinde hünüz kirlenmemiş
insan ruhunu temsil eden er Eriks-
son, buna karşı çıkacak, aynı dü-
şünceleri paylaşan Latin kökenli
beşinci arkadaşlarınm, korku ve
baskı altında diğerlerine uyması
karşısmda, tek başında da olsa, bu
gereksiz vahşete karşı direnecek-
tir. Olaylar kaçınılmaz sonuçları-
na ulaştığında ve çok daba sonra
ülkesine döndüğunde bu acı olay-
lan unutmayacak ve tam bir
"flkri-takip" örneği vererek bu
"savaş cinayeti'"nin sorumlulan-
run peşini bırakmayacaktır.
"Savaş GünahlarT, belki de asıl
gücünü, tam da yukarda dediği-
miz biçimde, savaş içindeki "kü-
çük tekil bir olayı anlatmasmdan
alıyor. Genelde savaş, özelde de
Vietnam fılmlerinde çok sayıda
başkişinin oluşturduğu ve çoğu
zaman perdede olup biten karga-
şanın çok iyi izlenemediği öyku-
İer anlatılagelmiştir. De Palma'nm
nimiyse, sanki klasik tragedyanın
"zamaa/mekân/konu birligi" il-
kelerine uyuyor ve belki bu yüz-
den, gücü daha da artıyor. Viet-
namlı bir kız ve onun çağnştırdı-
ğı, savaşın rengiyle vahşete bulan-
mış bir cinselhk, tıpkı Kubrick'in
"FnU Metal Jacket" fılmınin ikin-
ci yarısındaki gibi öykünün odak
noktasım ve Amerikan bilincinin
yansıdığı bir ayna görevini oiuş-
turuyor. Bu "cmayet" yüzlerce,
binlerce, yüzbinlerce ölü verilen
bir cehennemde, bir "toplu kı-
yım"da, filmin özgün adımn be-
lirttiği "sıradan bir olay" mıdır,
yoksa gereksiz, kıyıa ve kanlı ni-
teliği bu cehennem içinde bile uy-
gulayıcılanna ayn bir sorumluluk
yükleyen, yüklemesi gereken bir
ağır suç mudur? Film, bu temel
ahlaki soruyu soruyor ve olduk-
ça dürüst biçimde yanıtlarını araş-
tınyor.
De Palma'nm sineması, şüphe
yok ki yine çok usta işi... Filmin
heyacanının doruklara yükseldiği
"cinayet" bölümii, De Palma si-
neması içinde örneğin "Scarface"
in finalindeki kıyımın veya "Do-
kunulmazlar"daki ünlü "merdi-
ven sahnesT'nin karşıhğım oluştu-
ruyor. Baştaki zenci askerin ölü-
mü ise Stone'un "Dogum Günü 4
Temmnz"nun başındaki ölüm
sahnesini düşündürüyor. Micha-
el J. Fox, bizce ilk kez gerçek bo-
yutlan olan sağlam bir rolde ba-
şarı kazamrken ilkel duygularını
alabildiğine serbest bırakmış ça-
vuşta Sean Penn de çok inandın
oluyor.
llahi Amerika, ilahi Hollywo-
od! Tek bir kimlik, tek bir kalıp
gibi göriilmek istenen bu ülke de
bu sinema da bize hep böyle sürp-
rizler yapmaktan geri kalmıyor.
"Dünya jandarmalıgı'na soyun-
muş ve şimdi yeni maceralar pe-
şindeki Amerika ve genelde Ame-
rikan idelojisinin en büyük "sıç-
rama tabtası" ve dev borazaru
Hollywood, zaman zaman sisteme
ve ideolojiye öylesine radikal eleş-
tiriler getiriyor ki!.. Bir "savaş d-
nayeti"ni ve bunun sonradan or-
dunun çeşitli kademeleriııdeki ört-
bas ediüne çabasını böylesine gös-
termek, bir ülke ve bir toplum için
kolay olmamalı. Evet, Nixon ve
Bush da Amerikalı, bu nimi ya-
panlar da... Ve John Wıyne'n
"hamasi" "Yeşil Bereliler"i de
"Vietnam filmi" idi, bu film de...
Gerçi De Palma, bu gercek ola-
yı yansıtan kitabın sonunu değiş-
tirmekle, kitapta olmayan bir "soç
cezasız kalmaz" imajı yaratmak-
la suçlimyor. Ama böylesi, ken-
dinde vehmettiği "tarihsel
misyon" gereği, savaşlardan, do-
layısıyla savaş suçlanndan hiç
uzak kalamayacak bir ülkeye ge-
tirilebilecek daha keskin bir
"nyarı" değü mi? Ve De Palma
kendi söylediğine göre olayı biraz
"ynmuşatnuş", örneğin askerlerin
ölü bir genç kızın altın dişini sök-
melerini filmine katmamışsa, bu
zaten bu kadanyla bile insanın içi-
ni bulandıran, isyan ettiren bir
olayı, daha geniş bir "kille fflmi"
haline getirmek ve böylece mesa-
jını daha yaygın kılmak için değil
mi?
"Savaş Günahlan"elimizdeki
notlara göre asıl uzunluğundan ol-
dukça kısaltılmış olarak gösteri-
liyor. (Gerçi filmde hiçbir kesilme
belirtisi yok.) Bu konuda getirtici
şirketten bir açıklama bekliyoruz.
Aynca Vvarner Bros'çulardan rica
edelim: "Knbrick bırakmıyor"
mazeretinın ardına sığınmaktan
vazgeçip bu dahi yonetmenin
"Full Metal Jackef'ini de bir an
önce getirip göstersinler. "Savaş
Günah]an"nı tüm okurlarımızın
görmelenni öğütleriz.
John Schlesinger, 'Tarikat'ta bir kez daha Amerika'ya bakıyor
Gizli inanç dünyasıT a r i k a t (The Believers) / Yönetmen: John Schlesinger /
Senaryo: Mark Frost / Görüntü: Robby Muller / Müzik:
J. Peter Robinson / Oyuncular: Martin Sheen, Helen
Shaver, Harley Cross, Robert Loggia, Elisabeth Wilson,
Harris Yulin, Lee Richardson / Bir Orion Pictures
yapımı / 114 dakika (Fitaş Cep, Hakan, Ankara Eti)
Ingfliz yönetmen John Schlesin-
ger, yıllar önce "Geceyansı Eks-
presi"nde büyük kent yaşamına
hüzünlü bir gerçekçilikle baktığı
Amerika'nın bu kez "gizli inanç
dünyası"na eğiliyor. Tıpkı bir di-
ğer Ingüızın Alan Parker'm birkaç
yıl önce "Şeytan Çıkmazı"nda
(Angel Heart) yapuğına benzer bi-
çimde, günümüzün ABD toplu-
munda var olduğu varsayüan (var
olan?) ilkel inançlann, Afrika kö-
kenli, modern çağlar öncesi bir ta-
rikatın öyküsunü anlatıyor.
Ozellikle ABD'deki "Hispano"-
lar, yani Ispanyol kökenliler ara-
sında yaygın olan bu inanç, bevaz-
lar ve zencilerden de müritler bu-
luyor. Gizli törenlerde, ilkel bir
müzikle horoz, tavuk, kedi kesip
kanım akıtmak gibi "mâsnm" ri-
tüelierle "vecd"e varan müritler
dinin temel kurallanndan biri ge-
reği, tarihin "dönüm noktalan"n-
da, yeni bir muridin bizzat oğlu-
nu "kurban etmesi" gereğine ina-
nıyor. Yıllar önce, bu özveride bu-
lunarak "yeniden dogmuş" kişile-
rin, kendi yakınlan arasında oldu-
ğunu fark ederek dehsete kapılan
ve zaten daha önce de, çeşitli ne-
denlerle kendini bu olaylann için-
de bulan bir ruh doktoru, Cal Ja-
mison'un (Martin Sheen), çevre-
sinde gitgide daralan ağın, sonun-
da kendisini, biricik oğlu Chris'i
"kurban etmeye" zorladığını fark
ediyor!..
Fantezi mi? Kuşkusuz ama dev
toplum Amerika'nın "ruh
sagtıgı"nın ashnda pek yerinde ol-
duğu ve bu filmde anlatılanların
"gerceklerk hiçbir iüşkisi olmadı-
ğı"na yemin edilebilir mi? Onca
garip mezheplerin, tarikatların
varlığı toplu kıyıma varan kimi tö-
renlerin, bir zamanlann Manson
cinayet çetesinin ve türlü-çeşitli
dehset olaylanmn varlığı şöyle bir
anımsandığında? Kuşkusuz ki
Amerika, büyüklüğünden hasta
bir toplum ve bu da, bu tur film-
lere, ne denli abartılmış olsalar da
gerçek bir dehşet duygusu katıyor.
John Schlesinger de kuşkusuz
usta bir yönetmen... Öyküsunü so-
ğukkanülıkla anlatıyor, küçük,
gündelik olaylardan yola çıkarak
tüm bîr dehşeti ve korkuyu, per-
deye yavaş >-avaş yerleştiriyor. Af-
rika kıtası, dünyaya büyüyü, sih-
ri, çeşitli ilkel inançlan ve de son
yıllarda AIDS'i armağan etti. Sa-
kın "Şeytan Çıkmazı"ndan "Ta-
rikaf'a son yılların bu tür filmle-
rinin ardında, AIDS belasının ve
korkusunun getirdiği tedirginliği
dışavurma dürtüsu yatıyor olma-
sın? "Tarikat", fantastik sinema-
dan ve ustahk belinisi taşıyan kor-
kulu öykülerden hoşlananlann se-
vebileceği bir film...
RUH DOKTORUNDA M ARIIN SHEEN — Joha Schksiııgerin
"Tarikat" adlı filminde, kendini tarikatın içinde bulan ruh doktoru-
nu Martin Sbeen oynuvor. Rub doktorunun oğlu Chris'i de Harley
Cross canlandınyor.
Tom Clancy'nin romanından uyarlanan 'Kızıl Ekim
3
bugün gösterime giriyor
4
Kızıl Ekim' şimdi beyazperdede
Clancy'nin en büyuk özelliği, yaz-
dığı konular ya da tarzı değil; yaz-
dığı konularda "çok şey biliyor"
olması...
"Kızıl Fırtına"da Avrupa'da çı-
kan bir konvansiyonel savaşı işler-
'Kıal Ekim' bugün Kadıköy Süreyya, Osmanbey
Gazi, Beyoğlu Atlas, Bakırköy 74, Beşiktaş
Yumurcak, Ankara Metropol ve İzmir Sema
sinemalarında gösterilmeye başlıyor.
kültür Servisi — Tom Clancy-
nin ünlü romanından uyarlanan
"Kızıl Ekim" (The Hunt For Red
October) bugun tstanbul'da Kadı-
köy Sureyya, Osmanbey Gazi, Be-
yoğlu Atlas, Bakırköy 74 ve Be-
şiktaş Yumurcak sinemalarında,
Ankara'da Metropol, İzmir'de de
Sema sinemalannda gösterime gi-
riyor.
Sıradan bir sigortacıyken al-
fı yıl içinde yazdığı beş kitapla
"best-sdler" listelerinden inmeyen
Tom Clancy'nin yazdığı "Kızıl
Ekim", "eğlencelik" filmler yapa-
rak ticari sinemanın tanınan isim-
leri arasında yer alan John McTi-
ernan tarafından sinemaya uyar-
landı. McTiernan'ın "Av" (Preda-
tor) ve "Mavi A>" dizisinin sevimli
David'i Brtıce Willis sayesinde
epeyce ilgi goren "Zor Ölüm" (Die
Hard) fîlmterini geçen sezon sine-
malarda izledik.
"Kızıl Ekim"ın yanı sıra "Kızıl
Fırtına", "Kremlin Şe>tam" ve
"Beyaz Ölüm" adlı kitapları da
Turkçeye çevrilen ve Altın Kitap-
lar tarafından >ayımlanan Tom
Clancy, kitaplarında casusluk
olayları, terör, konvansiyonel sa-
vaşlar, kokain krallarıyla yapılan
savaşları anlatıyor. 1988 yılında
Newsweek dergisine kapak olan
ken anlattığı silahları, bir casus-
luk öyküsunü temel alarak yazdı-
ğı "Kızıl Şeytan"da verdiği gizli
bilgileri, "Beyaz Öhınfde Kolom-
biya'daki kokain dünyasının içyü-
ziinıi anlatmaktaki ustalığı, bir
gun her şeyden sıkılıp karısının
"Para kazanmak için sigortacılı-
ğa devam etmelisin" uyanlanna
kulak asmadan yazmaya karar ve-
ren sıradan bir sigortacının kale-
minden çıkmışa hiç benzemîyor.
Zaten Clancy'nin "sıradan bir
sigortacı" olduğu da tartışılıyor
bugunlerde...
Yönetmen McTiernan'ın sine-
maya uyarladığı "Kızıl Ekim'Me
ise Clanc>', bir Sovyet denizaltısı-
nın ABD'ye sığınma öyküsunü
konu alıyor. Ashnda tam McTier-
nan'ın "tarzına" uygun olabilecek
bir oykü. Donemin donanma ba-
kanı kitap için, 'Clano donanma-
da olsaydı, onu gizli bilgileri açık-
SAM NEILL VE SEAN CONNERY — "Kızıl Ekim'de başrolu, son yıllarda "Gulun Adı" >e "India-
na Jones: Son Mecera" gibı filmlerde de izlediğimiz Sean Connery üstleniyor. "Casuslar Krah" adlı
TV dizisinden de anımsayacagımız Sam Neill de onemli rollerden birinde.
lamaktan mahkemeye verirdim"
demişti.
Film, stratejik nukleer fuze
yüklü "Typhoon" tipi Sovyet de-
nizaltısı Kızıl Ekim'in öyküsü. Kı-
zıl Ekim, Sovyetler Birliği'ne bir
milyar dolara, Türk parasma çev-
riünce daha da "korkunç" bir ra-
kam gibi görünen 2,5 trilyon lira-
ya mai olan, sonarlarla yakalan-
mayacak sisteme sahip, dünyamn
her yanına yöneltilebilecek her biri
500 kilotonuk sekizer nükleer
bomba taşıyan, 26 kıtalararası gü-
dümlu fuzesi bulunan bir "cana-
var." Sov\et dönanmasının "göz-
bebeği." Komutanın, subaylanyla
birlikte ABD"ye sığınmasıyla baş-
lıyor olaylar. Bir Sovyet askerinin
ülkesine olan güvenini yitirmesiy-
le: Komutan Ramius"un eşi, basit
bir ameliyat sırasında sarhoş olan
doktor yüzunden olmüştür...
"Kızıl Ekim"in başrol oyuncu-
su, 27(yıl boyunca beyazperdede
James Bond'u en başarılı canlan-
dıran oyuncu seçilen, hatta "ori-
jinal Bond" olarak da tanınan Se-
an Connery. 1962'de "Dr. No" ile
basladığı "Bond'luk senıvenine"
yedi film daha ekJedi Connery;
daha sonra Bond'u bırakıp birçok
farklı filmde rol aldı.
Filmde, "Beter Bocek", "Baba-
nın Metresi", "Sırdaş Radyo" ve
"Çalışan Kız" filmlerinde rol alan
Alec Baldvtin'in yanı sıra, bızde de
gosterilen "Casuslar Kralı" dizi-
sinde oynayan Sam Neill de \ar.
Osman Hamdi
kongresi
• Kültür Servisi — Mimar
Sinan Üniversitesi 2-5 ekim
günleri arasında Osman
Hamdi Bey Kongresi
düzenliyor. Ressam, müzeci
ve arkeolog Osman Hamdi
Beyin 80. ölüm
yıldönümünde düzenlenecek
kongrede, 19. yüzyıhn son
.yarısı çeşitli açılardan
incelenecek, Osman Hamdi
Bey, yaşadığı dönemde
kapsamlı bir biçimde ele
alınacak. Osman Hamdi
Bey'in resim, arkeoloji ve
müzecüik yönleri bildiri
konulannın odağını
oluşturacak. Aynca Resim
ve Heykel Müzesi'nde ve
Arkeoloji Müzesi'nde
Osman Hamdi ile ilgiü
sergiler açılacak.
Mozart
nasıl öldti?
• LONDRA (AA) — Ünlü
Avusturyalı besteci
Wolfgang Amadeus
Mozart'm sanıldığı gibi bir
rakibi tarafından
zehirlenerek değil, böbrek
hastalığından olduğu ileri
sürüldü. İngiliz doktor
Mary Wheater, ingiliz
Kraliyet 1\p Derneği
dergisinin son sayısında yer
alan yazısında, "Tıbbi
kamtlar Mozart'ın
zehirlendiği iddialannı
desteklemiyor" dedi. Dr.
Wheater, Mozart'ın tıbbi ve
biyografik tarihini
incelediği yazısında,
Mozart'ın 35 vaşında iken
büyük acılar içinde
ölmesiyle ilgili belirtilerin,
ünlü bestecinin bir böbrek
hastalığından öldüğü fikrini
desteklediğinı kaydetti.
Athene Seyler
öldti
• LONDRA (AP) —
Gösteri dünyasuun ünlü
isimlerinden Athene Seyler
öldü. Komedi türünde oyun,
film, radyo ve televizyon
oyunlannda rol alan ve
birçok eleştirmenin "komedi
uzmanı" olarak
nitelendirdiği Seyler, 101
yaşındaydı. Kraliyet
Akademisi'nde tiyatro
eğitimi gören Seyler, burada
aldığı ödüller sayesinde
eğitimini tamamlayabilmişti.
1920'lerde Afrika ve
Amerika turu, 1930'lardada
Mısır'da bulunduktan sonra
Ingiltere'ye dönen Seyler,
Shakespeare, Çehov ve Oscar
Wilde'ın oyunlannda rol
almıştı. Seyler'in 20 kadar da
film calışması bulunuyordu.
Beatles
LJverpooFda
• Kiiltür Servisi — 60'b
yılların ünlü topluluğu
Beatles'ın yaşadığı
Liverpool'un Albert
Limam'nda dönemin
Liverpool'unu yansıtmak
amacıyla Beatles devrinin
görüntü ve sesleri
canlandınlarak bir "Beatles
hikâyesi" yaşatıbyor. 1
milyon sterline (yaklaşık 5.5
milyar Türk Lirası) mai
olan projenin yılda 200 bin
turisti kente çekmesi
bekleniyor. Club ile
Beatles'ın menajeri Brian
Epstein'ın plak mağazası ve
Abbey Road stüdyolan da
yeniden inşa edildi.
Beatles'ın "Yellow
Submarine" adh
şarkısından esinlenilerek
yapılan san bir denizaluyla
ziyaretçiler gezintiye
çıkıyorlar.
UGUN
• Su Günleri "Su
Karikatürleri Sergisi", "Su
Kitaphğı" ve "Su" konulu
çevre düzenlemelerinden
oluşan "lstanbul Su Günleri"
etkinlikleri saat 18.00'de
KarikatUr ve Mizah
Müzesi'nde (Saraçhanebaşı)
açılıyor.
MÜLKİYELİLER BİRLİĞİ
İ5TANBUL SUBESİ
41CUMARTESt
BULUŞMALARI
SİYASET
ve
ASKER
K O N U Ş M A C I
Prof.Dr.ZoferÜSKÜL
15 E Y l Ö L 1 9 9 0
CUMARTESİ SAAT : 16 00
M U L K I Y E L I I E R LOKALI
MuahmNıcıCM 1S1>* Kuruçeşm»B0820İST
Tol (1)1S7« 34-36