25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/16 DIŞ HABERLER 14 EYLÜL 1990 KÖUFEZ KRİZÎ...KÖRFEZ KRİZİ... KÖRFEZ KR1ZÎ...KÖRFEZ KK İZİ... KOI HAMANEY'tN 'CÎHAT ÇAĞRISI Baker:Kayıtsız kalamayızABD Dışişleri Bakanı James Baker, dün geldiği Şam'da, Iran'ın dini lideri Hamaney'in ABD ordusuna yönelik "cihat" çağrısını ciddi şekilde değerlendirmeye aldıklarını söyledi. Batı ise bu ülkedeki iktidar mücadelesinin bir uzantısı olarak yorumladı. Ankara, Hamaney'in sözlerine temkinli yaklaştı. Dış Haberler Servisi — tran'ın dini lide- ri Ayetullah Ali Hamaney'in "Bölgedeki Amerikan varlıgıng karşı savaş dfaattır" şeklindeki sözJeri ABD tarafından "ciddi degerieDdirmeye aiındı." ABD Dışişleri Ba- kanı James Baker, dün geldiği Şam'da, "Askerterimizr iehdii eden hiçbir söz kar- sısında kayıtsız kalamayız" dedi. Hama- ney'in "cihat" cağrısı Batı tarafından SSCB Iraklı teknisyenler Letonya'da eğitiliyor SSCB'nin. Irak deniz teknisyenlerini Letonya'daki bir üste ğittiği açıklandı. Suriye, Suudi Arabistan'a zırhlı tümen gönderiyor. ABD'nin Körfez'e yapmakta olduğu asker sevkıyatında gecikme olduğu bildirildi. Dış Haberler Servisi — Bir grup Iraklı deniz teknisyeninin, Letonya'da eğitim gör- dükleri bildirildi. Suriye, Suudi Arabistan'a zırhlı tümen gönderiyor. Thatcher, bölge ülkeleri isterse, Körfez'deki yabancı aske- ri güçlerinin daimi olarak orada kalabile- ceklerini söyledi. ABD'nin bölgeye yaptığı scvkıyatu gecikrae olduğu belirtildi. Bir grup Iraklı deniz teknisyeninin, So\- yetler Birliği'nin Baltık cumhuriyetlerinden Letonya'nın başkenti Riga yakınlanndaki bir üste eğitim gördükleri bildirildi. Reu- ter'in, Letonya resmi haber ajansı Latin- fonn'a dayanarak verdiği habere göre 50 kadar Iraklı teknisyen, başkent Riga yakın- lanndaki Balderaji üssünde, bakım ve di- ğer 'savunma' konulannda eğitiliyorlar. Balderaji üssünün komutan yardımcısı Ser- gei Sharov, Latinform'a yaptığı açıklama- da, pek çok ülkenin yanı sıra bir grup Irak- lı'nın da savunma maksatlı gerni ve donan- ma bakımı konusunda eğitüdiklerini söy- ledi. Us komutanı Sharov, üste hiçbir za- man deniz savaşı eğitimi verilmediğini de kaydetti. Letonya Dışişleri Bakanlığı da Riga ya- kınlanndaki üste bir grup Iraklının eğitim gördüğünü doğruladı. Letonya Dışişleri Ba- kanı Janis Jurkans'ın yardımcüanndan Maya Trauna, Reuter'e yaptığı açıklama- da, 50 kadar Iraklı deniz teknisyeninin, Moskova ve Irak arasındaki uzun dönemli bir anlaşma çerçevesinde, Balderaji üssün- de eğitı'ldiklerini söyledi. Trauna, üste 50 kadar Iraklının olduğunu, ancak kesin bir bilgi sahibi olmadıklanm belirtti. Maya Trauna, Letonyalı yetkilüerin konuyu eie alacaklannı da kaydetti. Sovyetler Birliği ise şu ana kadar konu ile ilgili bir açıkla- ma yapmadı. Suriye'den yeni birlikler Suriye'nin ABD öncülüğündeki askeri yı- ğınağa katılmak üzere, Suudi Arabistan'a bir arhlı tümen göndermeye karar verdiği bildirildi. Reuter, Şam'daki diplomatik kaynaklara dayanarak verdiği haberde, ha- len Suudi Arabistan'da 3 bin ve BAE'de bin askeri bulunan Suriye'nin, Suudi hüküme- tinden gelen isteği olumlu karşılayarak, 10 bin asker ve 300 tanktan oluşan bir tüme- nini bu ülkeye göndereceğini ifade etti. öte yandan, Portekiz'in, ABD'nin yaptığı Kör- fez'e asker gönderme çağrısını reddettiği bildirildi. Thatcher'ın önerisi îngiltere Başbakanı Margaret Thatcher, bölge ülkelerinin talep etmesi halinde, Kör- fez'de daimi olarak yabancı güç bulundu- rulabileceğini söyledi. Thatcher, tsviçre'de yayımlanan Neue Zuercher Zeitung gaze- tesinde dün yer alan demecinde, insan hak- lannı da garanti eden bölgesel bir güvenlik anlaşmasından yana olduğunu kaydetti. Thatcher, bölgede daimi olarak bulunma olasıhğı bulunan ABD ve Ingiliz güçlerinin, böyle bir güvenlik sistemi içerisinde yer alıp almayacaklanna iiişkin bir soruya karşılık olarak, "kririn sona ermesinden sonra böl- gedeki yabancı giiçlerin varüğının sürdüriil- mesinden, bölge ülkeleri istemediği sarece kaçuulması gerektigini" belirtti. Ortadoğu'daki ABD Kuvvetleri Komu- tanı GeneraJ Norman Schwgrzkopf, Kör- fez'deki ABD askeri yığınağımn, planlana- nın gerısinde olduğunu söyledi. Reuter'in verdiği habere göre Washington Post ga- zetesine, dün bir açıklamada bulunan Schwaf zkopf, yığınağın iki aydan önce ta- mamlanamayacağmı da belirterek gecikme- ye, ağır savaş donanımlan taşıyan gemiler- deki aksaklıklann neden olduğunu ifade et- ti. Krizin ilk kritik haftalannda birlik ve do- nanım sevkiyatının pürüzsüz yapıldığını an- latan ABD'li general, hava kuvvetlerinin de bölgeye yaptığı uçak ve birlik sevkiyatmı yavaşlatması gerektiğini, çünkü, taşıtların ciddi bir şekilde yıpranmaya başladıklan- nı ve pekçoğunun motorlannın yenilenmesi gerektiğini kaydetti. NATO Genel Sekreteri Manfred VVörner, Körfez krizdnin, NATO'nun sonınları çö- zümiemeye yönelik girişimlerini 16 üye ül- kenin sınırlan dışına taşırması gerektiğini ortaya koyduğunu söyledi. Bu arada, Danimarka da Körfez'e bir korvet gönderdi. Savunma Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre 14'ü kadın 100 mürettebatı bu- lunan korvete, "yalnızca kendisini savun- ma dunımunda kaldığında" silah kullan- ma yetkisi verildi. "Saddam'a destek" olarak yorumlanma- dı. Türkiye, bu konuda temkinli bir tutum izliyor. Bu arada Irak'ın en ytlksek din ku- rulu "Ulema Konseyi" de ABD'ye karşı ci- hat cağnsında bulundu. ABD Dışişlen Bakanı James Baker, Iran- ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'in "kutsal topraklarda yıgınak yapan Ameri- kan ordusu"na yönelik olarak kullandığı "dbal" sözünün, kendileri tarafından son derece ciddi değerlendirmeye alındığını du- yurdu. • Devlet Başkanı Hafız Es«d ile Irak'a karşı uygulanan politika konusunda görüşmeler yapmak için Suriye'de bulunan Baker, "As- kerlerimizi tehdit eden hiçbir söz karşısın- da kayıtsız kalamayız" dedi. ABD'nin VVashington'daki Dışişleri Ba- kanlığı sözcüsü ise Suudi Arabistan'da üs- lenen Amerika birlikleri için Hamaney'in sarf etmiş olduğu sözün herhalde bir yan- lış değerlendirmeden kaynaklanmış olma- sı gerektiğini, Amerikan askerlerinin, Sad- dam Hüseyin'in çok zengin petrol yatakla- rına sahip krallığa saldınsının önlenmesi için, Suudi Arabistan'm resmi talebi üzeri- ne Müslümahlann kutsal topraklanna gön- derildikleri gerçeğinin göz ardı edildiğini kaydetti. îran'da Ingilizce yayımlanan Tehran Ti- mes gazetesi, iyi haber alan tranlı bir kay- nağın, yabancı basında çıkan, 'Irak'a pet- rol ve nakit para karşılığında gıda maddesi ve ilaç verecekleri' şektindeki haberlerin "ta- mamen asdsız" olduğunu söylediğini bildir- di. Londra'dan Edip Emil Öymen'in bildir- diğine göre, Hamaney'in önceki gün yaptı- ğı konuşma, lran'daki iktidar mücadelesi- nin bir yansıması olarak değerlendirildi. În- giltere Dışişleri Bakanlığı tarafından bu ko- nuda resmi bir açıklama yapılmamasına karşın, Hamaney'in çıkışının, Iran Cumhur- başkanı Haşimi Rafsancani'nin temsil etti- ği ılımhlara karşı bir uyarı olduğu belirtili- yor. Berlin'den Dilek Zaptçıoğlu'nun haberi- ne göre de Hamaney'in söz konusu konuş- ması, "birleşme ile meşgul" Almanya'da yankı bulmadı. Hamaney'in sözleri yorum- suz olarak verilirken, bunun, Irak'a bir des- tek niteliği taşımadığı siyasi gözlemcilerce dile getirildi. Roma muhabirimiz Nilgfin CerranogJu- nun bildirdiğine göre de ttalyan basını, Ha- meney'in çıkışını, Iranlı liderler arasında patlak veren bir iktidar mücadelesinin uzan- tısı olarak değerlendirdi. Basın, "cihat çağ- nsının", Rafsancani ile radikaller arasındaki mesafenin açıiması anlamına geldiğini vur- ASKER HALK — Diger gazetedlerk biriikte bir silre Bağdal'ta kalan muhabirimiz Yasemin Çonggr, Saddam'ın, onu çok seven "asker haJkı" ile biriikte. BAĞDATİZLENÎMLERİ Saddam'ın farklı yüzleriIrak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin, Batı'nın kendisini Hitler'e benzetmesine karşın, ülkesinde 'ırkçıhk karşıtı' politikasıyla övülüyor. Saddam'ın özgün kişiliği ve sahip olduğu kitlesel destek, onu devirebilecek 'ikinci adam' arayışınm başan şansım düşürüyor. YASEMtN ÇONGAR BAGDAT — lran-Irak savaşının sona er- mesinden sonra Batı basınırun boy hedefi haline gelen Irak lideri Saddam Hüseyin, ül- kesinde mistik bir sevgi ve bağlılıkla destek- leniyor. Kuveyfin işgalinden son» Baas ide- olojisinin Alman nasyonel sosyalizmine, Saddam Hüseyin'in ise Hitler'e benzetilme- sine karşın Iraklılar yönetimlerinin, "ırkç;- lık karşıb" politikasını her fırsatta övüyor- lar. Körfez krizinin, "sıcak merkezi" Bağ- dat'taki gözlemlerimiz, Saddam Hüseyin- in etnik sonına getirdiği çözümler, lslam di- nine toplumda kadınlann konumunu güç- lendiren liberal bakışı, gençliğinden beri bir Baas militanı olarak efsandeştirilmesi ve büyük devletlere tek başına kafa tutması so- nucu geniş sempati yarattığı doğrultusun- da. Rejimin antidemokratik ve baskıcı yön- lerine gösterilen tepki, gelir dağılımmdaki eşitsizliklerin büyük uçurumlara varmaması ve Saddam Hüseyin'in kendisinden yapılan kişisel isteklerin hiçbirini geri çevirmemesi sonucu büyük ölçüde törpülenmiş. Muha- lif askerieri öidürmekten çekinmeyen, bü- yük kentlerin her köş'esine dev portrelerjni astırtan ve televizyonda, açıkhava toplan- tılarında görünmeyerek kendisini "mistik bir Bder" hîtvasına sokan Saddam Hüseyin, Irak'taki Batılı diplomatlarda bile "çelişki- li duygular" yaraöyor. Bu vetküUer, Saddam Hüseyin'in özgün kişiliğine ve sahip oldu- ğu kitlesel desteğe dikkat çekerek onu de- ROMA Kriz diplomasisiNİLGÜN CERRAHOĞLU ROMA — Körfez krizini, silahlı çatışma- ya girmeden, diplomasi yoluyla çözmek için Batı, tüm yolları deniyor. önceki gün AT dönem başkanlığını yapan Italyan Başba- kanı Giulio Andreotti, Strasbourg'da Av- rupa Parlamentosu önünde Saddam Hiıse- yin'e Lübnan ve Filistin sorununu da kapsa- yan ve Ortadoğu'da tüm dengelerin yeni- den gözden geçirilmesini içeren bir çözüm çağnsı yaparken Roma'da Italyan Dışişle- ri Bakanı Giantıi de Michelis de Suriye Dı- şişlen Bakanı Faruk Al Şarag, Fas Dışişle- ri Bakanı Abdullatif Filali ve Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Laktar Ibrahi- mi'yi kabul etti. Dün de Roma'da Suudi Dı- şişleri Bakanı Suud El Faysal'Ia buluşan de Michelis'in bu girişimleri, Avrupa diploma- sisinin diplomasi yolunu denemek için tüm çabalan bir araya geürmesi şekiinde yorum- landı. Roma'daki diplomatik girişimlerinde Ku- veyt yüzünden çıkacak bir çatışmamn yal- nız Irak'Ja ABD arasında kalamayacağına işaret eden Italyan Dışişleri Bakanı, bu ne- denle sonına mutlaka diplomatik bir çözüm bulunması gerektiğini yineledi. De Miche- lis muhataplarına söz konusu diplomatik sonuç için gereken üç önşartın Irak'ın Ku- veyt'ten çekilmesi, Kuveyt Emirliği'ni ilhaktan vazgeçmesi ve ne pahasma olur- sa olsun, silahlı çatışmadan kaçınılmasın- dan oluştuğunu hatırlattı. De Micheus'in önceki gün yaptığı gö- rüşmelerden en önemlisi Suriyeli Bakan Fa- nık Al Şara ile olanıydj. Yıllardır hiçbir Av- rupa ülkesinin bu düzeyde bir Suriyeli yö- neticiyle karşılaşmadığına dikkati çeken gözlemciler, Roma ziyaretinin Şam'a ulus- lararası itibanm iade ettiğini ve Körfez kri- zinin Ortadoğu ülkeleri üzerindeki pek çok siyasi değerlendirmeyi değiştirdiğine dikkati çektiler. Imernauunal Herakl Tnbune'den virebilecek bir 'ikinci adam" arayışımn ba- şan şansım şu an için düşük görüyorlar. Bağdat'ın birkaç yüz kilometre kuzeyin- deki Tikrit kentinin bir köyünden çıktığın- da henüz 10 yaşındaymış Saddam Hüseyin. Bağdat'ta ortaokula giderken tutuklanma- sı, daha sonra kentin en büyük bulvarlann- dan bin o'an El Reşit'te dönemin Devlet Başkanı General Abdülkerim Kasım'a ateş ederek bacağmda bir kurşunla Suriye'ye kaçması, hâlâ anlatılıyor. Saddam Hüseyin^ in Arap Sosyalist Baas Partisi'ne bu örgü- tün kurucu başkanı Mişel Eflak tarafından üye yapılması da bu suikast girişiminin he- men sonrasına rastlıyor. Bağdat'taki her dükkânın vitrininde, her tezgâhın arkasın- da gördüğümüz çeşit çeşit Saddam poster- lerinin önündeki insanlar bize, "Onn sevi- yonız, çünkü o cesareCuıi bep kanıtladı. Irak tulkının Arap olsun. Kürt olsun, Tnrkmen olsun onunınu hiç çifnetmedi." diyorlar. Bu sözlerde, kimyasal katliamı, cinayetleri giz- leyen tek yanlı propagandanın ve baskının ABDHEDEFLERI Irak'tan terör uyarısıLEFKOŞA (AA) — Irak, ABD'yi Ameri- kan hedeflerine karşı muhtemel terörist sal- dırılar düzenlenebileceği konusunda uyardı. Irak, ABD'yi herhangi bir saidın düzenlemek için bir bahane aramakla suçlayarak, Bağ- dat'ın herhangi bir saldından ABD Başkanı George Bush'u sorumlu tutacağını bildirdi. Irak HaberAjansı, uyannın Irak Dışişleri Ba- kanlığı Müstesan Nizar Hamdun tarafından ABD işgüderine iletüen bir memorandum ile bildirildiğini kaydetti. Irak Haber Ajansı INA, Bush yönetimine, Bağdat'ın, Irak yanlısı bazı terörist gruplann Amerikan veKörfezmüttefiklerineait hedef- lerc seldın planladıklarını öğrendiğinin bil- dirildiğini ka>'detti. Ajans, memorandumun Irak Dışişleri Bakanlığı'na ABDişgüderi ta- rafından iletilenAmerikan hükümetininme- sajına cevap niteliği taşıdığım bildirdi. INA, Amerikan hükümetinin mesajında, "Irak'ta üslenen ve Irak tarafından desteklenen bazı terörist gruplann, ABD ve müttefikierinin hedeflerine saldınlar planladıkian öne sörülüyor" dedi. Ajansa gore, ABD mesajında, "Herhangi bir teröristsaidın dunımunda, DevletBaşka- nı Saddam Hüseyin şunu bilmelidir ki ABD saldırıdan kişisel olarak kendisini sorumlu tutacakbr" uyansmda bulundu. MemorandumdaABD'nin bölgedeki faa- liyetleri Arap ve tslam dünyasına bir "hakaret"ve'^ııç' > olarak nitelendirildi. Irak memorandumunda, "Amerikan hükümeti ve Başkanı George Bush, ABD'nin Arap mille- tine karşı giriştigi suçlann ve kutsal yerieri iş- gal ederek yaptığı hakareün Arap ve Miislii- man topluluk arasında doğal bir tepki uyan- dıracagını kabul etmelidir" ifadesi kullaml- dı. etkisi mutlaka var. Ancak genci yaşlısıyla Bağdatlılann Saddam'dan "önder başkan" diye söz ederken tümüyle içtenüksiz olduk- lannı da söylemek mümkün değil. Saddam Hüseyin'e verilen desteğin bir yö- nü, Irak Kürdistanı'na özerklik sağlayan 11 Mart 1974 Yasası'nın hazırlanmasında biz- zat rol oynamasına dayanıyor. Rejim kar- şıtı hareketlere üye obnayan Kürtler, Türk- menler, Çerkezler, Ermeniler, Saddam Hü- seyin'in "Pan-Arap hareketinin çagdaş yonuncnsn" olduğunu anlatıyorlar bize. Hüseyin bir yandan Baas öncülüğünde tüm Arapİann birliğinin sağlanmasını savunur- ken bir yandan da Irak'ta bütün etnik gnıp- ları kapsayan bir uluslaşma sürecinin ön- cülüğünü üstlenmiş. Baas'ta yönetim nüfus çoğunluğunu elinde bulunduran Şii' rden Sünni Araplara geçeü çok olmuş, ancak parti icinde Şiüerin üyelik oram gene de yüz- de 30'un üzerinde. Ülke nüfusunun yüzde 18'ini oluşturan Kürtler Baas'ta yüzde 7 ora- nında temsil ediliyorlar. Bağdat'ta yaptığımız sayısız sokak söy- leşisinde Iraklı kadınlann da Saddam Hü- seyin'e özel bir sevgi duyduklanna tanık ol- duk. Bunda Irak kadınımn birçok Müslü- man ülkeyle karşılaştınlamayacak denli et- kin bir toplumsal konuma sahip olmasının büyük payı var. Bağdat'taki kadinlar çoğun- lukla cağdaş giysiler içinde, başlan acik. Ka- dın yazarlar, sanatçılar, parti kurmaylan, üst rütbeli subaylar, yollarda erkek arkadaş- lanyla el ele dolaşan genç kızlar. Konuştu- ğumuz Iraklı kadinlar, Suudi Arabistan yö- netimini, "kadınlara ikinci sınıf insan muamelesi" yapmakla suçlayınca şaşınyo- ruz. Çünkü aynı sözün devamında, Ameri- kan kadın askerlerinin, "kutsal topraklarda" gezmesi, "VVashington'un ts- lamiyete karsı bir oynmı" olarak da nitelen- dirilebüiyor. öte yandan Kuveyt'in işgalinden sonra Saddam Hüseyin'in giderek artan biçimde lslamcı argumanlar kullandığı dikkat çeki- yor. Siyasal gözlemciler ABD karşısında di- ğer bölge halklarmın da desteğinin sağlan- ması ve kutsal topraklann kurtanlması için cihat çağnsı yapılması amaçlarının bu tu- tumu açıklayabileceğini beHrtiyorlar. Sad- dam Hüseyin'in televizyondan okunan me- sajlannda Müslümanların kardeşliğine gi- derek daha çok vurgu yapması 'taktik' ola- rak nitelendiriliyor. Irak yonetiminin genel- de dinden çok, radikal Arap ulusçuluğunun birleştiriciliğine inandığı savunuluyor. Bağdat'ta görüştüğümüz Batılı diplomat- lara Irak'ta 1932-1968 yıllan arasmda 20 hü- kümet darbesi olduğunu anımsatarak "Böy- le bir sey beklenebilir mi Saddam'ı Baas içinden biri devirebilir mi?" sorusunu yö- neltince hep benzer yanıtlar alıyoruz. "Mümkün" diyor Batılı diplomatlar, "Hat- ta bunu yapabUecek ikinci adamlann aran- dığı bile söylcnebilir belki. Ancak Saddam Hüseyin bütfin diktatörlerin belirii dönem- lerde yakalayabildiği bir kitle destegine sa- hip. Bu destegi, karizmasını, Irak balkına verdiği özgüveni çok iyi kullamyor. Sad- dam'ı devirecek kişinin toplumda nefret uyandırmamasının tek koşulu en dofrn za- manda adım atmasıdır." Bu gözlemleri dinledikten sonra Irak hal- kına, "yeter arnk" dedirtecek başkaldın anı- nın pek yakın olmadığını hissederek Sad- dam Hüseyin'in binbir çeşit yüzüyle gulüm- sediği Bağdat sokaklannda dolaşmayı sür- dürüyoruz. Sokak köşelerinde göğüslerine iğneledikleri Saddam resimleriyle dans eden Irakh kadinlar görünce gene de şaşırarak... guladı. Fransa'da da Hamaney'in sözleri, Iran- ın politikasında bir değişiklik olarak yorum- lanmadı. Sabetay Varol'un bildirdiğine gö- re Paris, "Hamaney'in cihatla ilgili sözleri lran'ın resmi göriisünü yansıtmıyor" değer- lendirmesini yaptı. Ankara temkinli Ankara büromuzun haberine göre Iran 1 ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'in, "Amerikan saldırganhgıra, hırsına ve plan- lanna karşı mucadele etmek dhatür. Bu yol- da savnsırken ölenler şehit olacak ve cen- nete gidecek" şeklindeki sözleri Ankara'da "temkinle" karşılandı. Dışişleri Bakanlığı dün bu konuda bir açıklama yapmaktan ka- çındı. Ancak bakanlık yetküileri, Irak'ın yol açtığı Körfez bunalımını "Müslüman- Hırisdyajı" çatışmasına dönüştürme çaba- larından duyduklan endişeyi gizlemediler. öte yandan, Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz'in, İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Ve- layeti ile Tahran'da yaptığı görüşmenin üze- rinde mutabakata vanlan konular Ankara- da merak konusu oldu. Yapılan ilk değer- lendirmeler, iki ülke arasındaki temel gö- rüş ayrüıklannın sürdüğü biçiminde orta- ya çıktı. Hamaney'in açıklaması, ilgili tüm. baş- kentlerde olduğu gibi Ankara'da da dikkat çekti. Ancak Dışişleri Bakanlığı yetküileri, kapsamlı bir değerlendirme yapılmadan Türkiye*den bu konuda resmi bir açıklama beklenmemesi gerektiğini söylediler. Söz ko- nusu değerlendirmeden sonra bir açıklama- mn yapılıp yapılmayacağı konusuna ise açıklık getirmediler. öte yandan bakanlık nezdinde yapılan "nabız yoklamalan", Ankara'nın, Körfez bunalımını "Müsliiman-Hıristiyan çaoşması" zeminine oturtma çabalanndan endişe duyduğunu ortaya çıkanyor. Saddam Hüseyin'in de Körfez bunalımının başında "cihat" çağrısında bulunduğu anımsatıla- rak, Bağdat'ın bundan bir yarar sağlayama- mış olmasına işaret ediliyor. Buna karşın "dhat" sözcüğunü telaffuz edenlerin sayı- sında artış olmasıyla bölgedeki istikrarsız-' lığın artacağı düşünulüyor. Bu arada, Hamaney'in acıklamasının, Irak Dışişleri Bakanı Tank Aziz'in Tahran'a yaptığı ziyaretin hemen ardından gelmesi de Ankara'da dikkat çekiyor. Bu durumda, iki ülkenin banştıkları ve "ortak düşmana" yö- neldikleri izleniminin çıktıği yadsınmıyor. Ancak yetkili çevreler, Tank Aziz ile iran Dı- şişleri Bakanı Velayeti arasında yapılan gö- rüşmelerde görüş ayrılıklanmn tumüyle gi- derildiğini sanmıyorlar. Bunun İran basını- nın incelenmesinden de ortaya çıkuğını ifa- de ediyorlar. Yine de Irak ile iran arasında mutabakata vanlan konular Ankara'da bir merak konusu oluşturuyor. Irak'taki en yüksek din kurulu "Ulema Konstyi", ABD'ye karşı cihat cağnsında bu- lundu. Irak Haber Ajansı'nın bildirdiğine göre Iraklı ulema, Suudi Arabistan'daki Ameri- kan varhğından ileri gelen tehlikeleri yok edebilmek için bütün Müslümaniann ciha- da katılmalan için fetva çıkardı. ABD-İran görüşmesi Bu arada, ABD ile İran arasında, Irak'a karşı uygulanan ambargo konusunda dolaylı görüşmeler yapıldığı bildirildi. Beyaz Saray Sözcüsü Marlin Fitzwater, bu görüşmelerin üçüncü birülkenin aracılığı ileyapıldığını be- lirtti. Ancak geniş bilgi vermedi. "fran ile üçüncü iükelerin yardımı ile temas kurduk" diyen Fitzwater, bu görüşmelerde ele alman konunun sadece ve sadece "yapünm" oldu- ğunu belirtti. Fitzwater, tran'ın ambargoya bağlı kalacağma inandıklanm söyledi. LONDRA Türkiye'deki NATOüsleri gündemde EDİP EMtL ÖYMEN LONDRA — Başbakan Margaret Thatc- her bugün Ingütere'nin Körfez'e ek yüküm- lülüğünün niteliğini acıklayacak. Hükümet, 100'den fazla tank ve sayılan 7 bine vara- cak askeri personel yollamaya 3 gün önce karar vermiş, ancak Genelkurmay Başkan- hğı'nın kendi görüşünü hazırlayabilmesi amacıyla bugüne kadar süre tanımıştı. Sa- vaş helikopterlerinin gönderilecek askeri araçlar arasında adının geçmesi, Türkiye' deki NATO üslerini gündeme getirdi. Ara- dan geçen sürede gerek silahlı kuvvetler ge- rekse muhalefetin, İngiltere'nin sorumlulu- ğunu arttırmaya yöneük yeni girişimi bü- yük ölçüde desteklediği görülüyor. Hükü- metin "şahince" tutumu halk tarafından da destek görmekte. "Guardian" gazetesi adı- na yapılan bir kamuoyu yoklamasında gö- rüş belirtenlerin yüzde 71'inin ABD kuvve- tinin yanında karada çarpışmak niyetiyle tank ve piyade gönderilmesini destekledi- ği, sadece yüzde 19'unun karşı olduğu görüldü. Hükumetin Suudi Arabistan'a yollama- yı planladığı askeri kuvvetin "ne işe yara- yacag 1 ve kimierden oluşacagı" sorusuna yanıtın bugün verilmesi bekleniyor. Savunma Bakanlığı'na yakın kaynaklar, Ingiltere'nin katkısının "yer k»nuşlu hava savunma sistemi ve muharebe destek birlik- leri için zırblı araç" şekiinde olacağı görü- şünde. Güvenilir kaynaklar, "Pnma" ve "Chinook" tipi helikopterlerin de gönde- rilebileceğini ve nakliye zamanından kazan- mak için bunların gemi ile değil, havadan naklinin düşünülebileceğini belirttiler. Kay- naklar, saidın helikopterlerinin kısa süre- de Körfez bölgesine varması amacıyla Av- rupa üzerinden Türkiye^e gönderilebilecek- lerini kaydettiler. Menzili 450-750 kilometre arasında değişen helikopterlerin 5 Ua 8 du- rakta Türkiye'ye varabileceği belirtiliyor. Gözlemciler, Amerikan savaş uçaklannın yanı sıra Ingiliz saidın helikopterlerinin de Türkiye'deki NATO üslerini kullanabiiece- ği görüşünde. Ancak hangi üslerin söz ko- nusu olduğu, helikopterlerin gerçekten Türkiye'de mi konuşlandmlacaği hakkuıda bilgi edinilemedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle