Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 14 EYLÜL 1990
Stalinizm Nedir?
MELİH CEVDET ANDAY
Sovyet tanhçısı Roy Medvedev'e göre, Stalımzm
bır ıdeolojı, bır kuram değüdır, ama her şeyden ön-
ce bır uygulama, bır pratıktır Marx'ın ve Lenın'-
ın yaptığımn tersıne, Stalın kendı kuramını yarat-
mamıştı Stalın'm, Lenın'ı yorumlarken şemacılı-
ğa düştüğünden ve Lenın'ın öğretısıne uygun düş-
meyen basıtleştınneler yaptığından soz edılebılır
kuşkusuz Ama önemb olan, Stalın'ın soyledıjh ıle
yaptığının bırbınnı tutmamasıydı Söylenenle ya-
pılan arasındakı bu kopukluk, Stalınızm'ın en
önemli öğelennden bıridır
Bugün Sovyetler Bırhğı'nde ve bfltfln dûnyada
YenMen Yapdanma ve Açıkhk adlan ıle anılan yenı
süreçler çerçevesı ıçınde, Moskova, komünızm'ın,
özellıkle de Stahnızm'ın tartışma merkezı olmus du-
rumdadır
Işte, yukarda adııu verdığım Sovyet tanhçısı Roy
Medvedev ıle Darumarkalı atom fizıkçısı ve komü-
nıst Ib Norlund, lspanyol felsefecısı ve komünıstı
Danıan Pretel bır araya gelerek Stalın'ın kışılığını
ve Stalımzm denılen ınanışı tartışraa konusu ettık-
len bır toplantı duzenlıyorlar Bu toplantıda ko-
nuşulanlan, "Değışım Yayuüan Seçmeler Dızısı
2" adlı lutaptan özetleyerek okurlanma duyurmak
ıstedım
Medvedev'ın soyledıklennı bıraz daha ızleyelım
"Lenın'ın partıye ılışkın öğretısıru elden geçınnek-
gerektığını hıçbır zaman ılen surmedı, ama bunu
uygulamada vaptı ve partıyı, bır tarıkat halıne bem
de yazıh olmayan yasalara dayalı ve en büyük er-
demın 'şeyh'e başegmek olduğunu kabul eden bır
örgtlt halıne getırdı Stalımzm, zamanla, hazırlop
bır pratık halıne geldı ve Lemnızm'ın tezlen ıle çe-
lıştı Bu otokrası, Çarlık hükümetı zamamnda ol-
duğundan bıle daha güçlüydü Yazılanmda, Stalı-
nızm'ın tar^pının, Sovyet toplumunun bır hastalı-
ğımn tarıhı olduğunu ılen sürdüm "
Danımarkah Ib Norlund, bu düşüncelere katıl-
dığını bıldınnekle buiıkte, konuyu daha genış bı-
çımde ele alıyor ve "ızmler" üstüne şunlan söylü-
yor "Bence 'ızm' ıle sona eren tenmlenn belırttı-
ğı bütün kavramlar, bellı bır somut kışıye aıt ve
mantıksal nıtelık taşıyan kuramsal görüşlenn oluş-
turduğu bır sıstemı belırtır Oysa üzennde durdu-
ğumuz konuda durum çok farkh Nıtekım Sayın
Gorbaçov, L'Humanite' gazetesıne verdığı bır mü-
lakatta, Stabncılık gıbı bır kavrama karşı olduğu-
nu belırtmıştı GOnümüzde, komünıstlenn yafta ya-
pıştırmamalan, karşılarındakıne Stalıncı ya da
Stahncüık-dUşmam dememelen büyük önem taşı-
yor Bu kötü riuyu, çok daha öncelen bırakmak ge-
rekırdı "
Burada, Gırnata Ümversıtesı'nde profesör,
lspanyol komünıstı Danıan Pretel, konuyu bırden-
bıre ateşlendınyor, dıyor kı "Ben bır üçüncü gö-
rüş açısuıı benımsıyorum Stalmızm'ı, yoldaş Med-
vedev'ın yaptığından çok daha genış bır bıçımde
ele almak gerektığıne ınamyorum Bence Stalın'm
yenı bır sıstem yarattığım söylememız gerekır Bu
sıstem, Ekım Devnmı'nden hemen sonra ortaya çı-
kan, Sovyetler'e dayanan ve partının, toplum ıçınde
buyruk vencı değıl, yönetıa olması gerektığı gö-
rüşüne dayanan sıstemı hıçe saymıştır Stalımzm,
ekonomı alanında bır özneicüık ve zorlamacüıktır
Ekonomık yasalann nesnel bır nıtelık taşıdığmın
ınkândır ve ulusal ekonomının burokratık yöne-
tım yöntemlenyle yürütülmesıdır Dahası var Sta-
hnızrn, kültüre karşı berumsenmış bellı bır yakla-
şımdır ve yaratış özgürlüğünun ınkâr edılmesıdır
Bu yaklaşırn bırçok kavramı (örneğın sosyahst ger-
çekçlüği) topluma ıküdar tarafından zorla kabul
ettırılen devlet sıyasetı halıne getırmıştır "
Burada ınsanın aklına, Stalın'm sanatçılar ıçın
söyledığı "Ruh mühendıslen" sözü gehyor Yara-
tıcıhğın mühendıslıkle bır tutulduğu yeTde, ancak
tasdıkh plan proje aranır, özgürluğe gerek yoktur
Sözgelışı, Snakespeare plana sığmaz, öyle ıse ruh
mühendısı değıldır, kabul edılemez
Pekı, Stalın tumden mı kötüdür'' Bu konular her
açılışında sorulardan bındır bu Sözü edılen top-
lantıda, Ib Norlund, sonınu şöyle dile geünyor
"Staİın'ın büyük hatalannı ve hatta ısledığı cü-
rumlerı raahkûm etme konusunda aramızda fîkır
ayrıhğı yok Ama bu fikır bırlığı, Stalın'm bu ışlp-
vı ne gıbı bır çerçeve ıçınde yaptıgı konusunda dı-
yalektık bır çözümleme yapmaktan yüz çevırme-
mızı gerektırmez Yoldaş Medvedev'm sözlenmn,
Sovyet halkı tarafından 1929 üe 1953 arasında ger-
çekleştınlen şeylen ınkâr etmememız gerektığuu be-
lırten bır temel sağladığını düşünüyonım Stalın za-
mamnda gerçekleştınlen her şeye kara çalmayı, her
zaman garıp ve ınanılmaz bır tutum olarak görmü-
şümdür Hakıkatı ortaya koymak ıçın somut bır
durumun somut bu- çozumlenmesını yapmamız ge-
rekır örneğın, devnmcı Rusya'mn daha ılk yılla-
nnda boğazlanmak ıstendığmı unutmamalıyız Sta-
lın'm, sosyalızmın kuruhnasına ve o yülarda Sov-
yet halkının elde ettığı kazançlara ve edınçlere kı-
şısel olarak ne ölçude katkıda bulunduğunu ıçten-
lıkle ve gerçekçüıkle değerlendırmemız gerektığuu
belırtmek ıstenm "
Roy Medvedev, bu sözlen şöyle karşılıyor
"Bu sonıya venlecek yanıtın karmaşıklığı, Sta-
hn'ın ıkı kışı olarak var olması olgusundan kay-
naklamyor Gerçekten de bır gerçek Stalın, bır de
efsanevı Stahn vardı Efsanelenn dınsel bır görü-
nüme bürünerek kıtlelen etkıledığını, harekete ge-
çırdığmı ve sonunda toplumun çenresım değiştır-
dıgım görmek ıçın tanhe bır gözatmak yeter tran'-
ın son yıllardakı halını gözönüne getırmemız bıle
bunu anlamak ıçın yeterhdır Evet, ışte bızde de
durmadan cürüm ışleyen gerçek bır Stalın ve öte
yandan Kremhn'de sabahtan akşama kadar çalı-
şan, sıradan vatandaşlann üzerıne tıtreyen ve top-
lumun refah ıçınde olmasmı dert edınmış olan ef-
sanevı bır Stalın vardı Yanı bu efsane, halkın bır-
lığını pekıştınyor, ordunun ve toplumun beraber-
hk ıçınde ohnasmı sağhyordu "
Bır de şu tartışmaya gözatıp, bu önemh konuyu
ıster ıstemez burada keseceğiz.
tspanyol komünıstı Danıan Pretel.
"Ben bır başka soru atmak ıstıyorum ortaya.
tspanyol Komünıst Parüsı ıçınde bırçok kımse, Sta-
lın'ın yöntemlennın ve Staunızm'ın yanhşlannın ve
cürümlerının, 1920'h yıllann sonlanyla 30'lu yıl-
lann basındakı ekonomık atılımı gerçekleştırmek
ve sanayı devletını kunnak ıçın gereklı olduğunu
düşünüyorlar Bu ıddıa, buyurgan yönetım sıste-
mını, mılyonlarca kurban venlmesıne yol açan zor-
lama kolektıfleştırmeyı ve 30'lu yıllann başlann-
dakı korkunç kıtlığı ve aynca Lenın'ın ılen sürdü-
gü yenı ekonomı polıtıkasının bır yana atılmasını
haklı çıkarmak ıçın kullamyor Bana kalırsa, bu
görüş tam anlamı ıle yanlıştır Ama yoldaş Med-
vedev'ın bu konudakı düşüncelennı öğrenmek ıs-
tıyorum "
Medvedev şöyle yanıtlıyor yoldaşım:
"Stalınızm, hıç kuşkusuz, kendısıne özgü yöne-
tım yöntemlen açısından, tarıhın behrlı bu- olgusu
olarak görülemez Yanı, ıleri bır ekonomının, Stalın
zamamndakı kurbanlar verılmeden ve daha az ça-
ba ıle kurulabıleceğını söylemek ıstıyorum Savaş
sırasında bızı kurtaran bır tanm üretımının gerçek-
leştınlmesı ıçın kolektıfleştırmerun gereklı olduğu
görüşüne gelınce, bu kolektıfleştırme olayının mey-
velennın, Staun'den çok Hıtler'e yaradığmı belırt-
mek ıstenm Gerçekten de Alman ışgal kuvvetle-
n, Ukrayna'da ve Beyaz Rusya'da, kolhozlan da-
ğıtmadılar ve böylece arka arkaya üç mahsul aldı-
lar Sanayıleşmenın sonuçlan da düşmanın yarar-
landığı şeylerdı Düşman, geçıcı olarak ışgal ettığı
baa topraklardakı fabnkalan kendı çıkan ıçın kul-
landı "
ARADABIR
tSMETKEMALKARADAYI Hukukçu
Çağdaş Görüşle
Yaklaşılmadıkça...
Yıl 1947 Erzurum Lısesı'ndeyız Sosyolojı-felsefe derslerı
öğretmenımızın verdığı görev gereğı ' Türkıye'de ve Dunya'da
Kadın Hakları, Laıklık" konusunda oldukça genış bır ınceleme
hazırlamış ve ortak sınıftar ıçın konuşmuştum Bılımsel örnek-
ler ve anlatıların kımı bölümlerı o zamana göre tepkıyle karşı-
lanmıştı (Şımdı çok değeriı bılım adamları olan sınıf arkadaşla-
rım Necla'nın, Metın'ın, polıtıkacı-hukukçu Nıhat'ın, Adnan'ın ku-
lakları çınlasın)
Yıl 1960 Nığde'de görevlıyım Düzenledığımız 'açıkoturum-
lardan bınnın adı ve konusu "Tarıhte, Toplumda Kadın" ıdı Ka-
labalık, aydın dınleyıcıler arasına gırmış bırkaç aykırı kışı o gun
orada olay yaratmaya çalışmış, güdük 'hamle"lenyle bana yedı
kez "meydan" okutmuşlar, ne kı 1971 uygulamasıyla hakkımda
"soruşturma" açtırarak başka yere atanmamı sağlamışlardı
Ve daha sonra yayınlar, 1988 Ankara 1990 Istanbul "kadın
gunü" panellerı
Yıl 1990 23 hazıran 'Devrek Baston ve Kultür Festıvah 'nın
"panel" konusu yıne "Laıklık ve Kadın Hakları' (O güzetım ışıklı
günde ortak yanlarla konuşmuştuk, Sayın Yekta Güngor Ozden
yönetımınde, Sayın Prof Dr Bahrıye Üçok, Sayın Prof Dr Tur-
kân Saylan, Sayın Prof Dr Serafettın Turan, Sayın Prof Dr Eralp
Üzgen Yargıtay uyesı Sayın Nacı Unver ve ben llgınç soruları
da yanıtlayan o konuşmaların özetı bıle çok yer alacağından bu-
raya onları alamıyorum)
Bunları nıye mı andım? Şundan Türkıye Cumhurıyetı'nın ye-
nılıkçı laık duzenı, ıçıne ınsan haklannı, kadın sorunlarını da ala-
rak 60-70 yıldır hep gündemde tututmuş, yıkılmak Istenmış, Os-
manlı özlemlenne bağlanmıştır Yanı ryılık değıl hep kotüluk to-
humları ekılmış, demokratık" uygulamalar yerıne 'leokralık"
aşılar yapılmış ve gıderek "çağdaş cumhurıyet ılkelen"nın kale-
lerınden çoğu ' fethedılmış"tır Hem de 'devrım yasalan"nın he-
nüz ' anayasa'lardan çıkarılmadığı, 'dunya kadın hakları" ça-
hşmalarının 1910 lardan 1948'lerden başlayarak bırçok "bıldırı"
ıle 'sözleşme' ıle "konferans"la,' semıner"le 'kurultay"la vb
yaygınlaştığı yasalara yansıdığı, ûlkemızce de kımılerı kabul edıl-
dığı halde
Evet, Auguste Bebel "kadının tarıhı, ezılmesının tarıhıdır" der-
ken nasıl acı gerçeğı dıle getırmışse, bır devlet adamı (Lenın),
"toplumculuk ve toplumcu görüş olmadan kadın kurtulamaz, ka-
dın olmadan da toplumun, toplumcu görüşün sağlığı sağlana-
maz kadmsız demokrası olmaz " gıbılere parmak basmıştır Ve
öte yandan Alman Sosyal Demokrat Partısı yonetıcılennden Cla-
ra Zetkın, konuya sınıfsal yorumlar getırmış, 'üretım ılışkılerı ıçın-
de erkekten kurtulan kadın, bugunku toplumda anamalcı bağım-
lılığa duşmekte, ev kölesı durumundan ücret kolesı duruma do-
nuşmektedır, kadının davasıyla ışçının davası ayrılmaz bır şe-
kılde bırbırlerıne bağlıdır ve son çözümlerını ancak sosyaiıst top-
lumda, emeğın anamalcılardan kurtarılışı uzerınde yukselen top-
lumlarda bulur'lara bağlamış Ataturk ıse sorunu devrımle,
özgürlukle, eşıtlıkle uygarlıkla çozümlemıştır
Bır de Prof Dr llhan Arsel'ın 'Şerıat ve Kadın' adlı kıtabın-
dan aldıklarımıza bakın ' Ikı kadının tanıklığı bır erkeğın tanıklı-
ğına bedeldır Hoşunuza gıden kadınlardan ıkı, uç, dort kada-
rıyla evlenebılırsınız Kadınlar aklen ve dınen dûn yaratıklardır
Uğursuzluk uç şeyde vardır Karıda, evde, atta Namazı bozan
şeyler, kopek, eşek domuz ve kadındır Cehennem ıçın halk gös-
terıldı, çoğu kadındı Kadınlar ınsanın karşısına şeytan gıbı çı-
karlar Erkekler kadınlar üzennde egemendırler, bu nedenledır
kı tanrı erkeklen kadınlara üstün kılmıştır ve kadınlar erkeklenn
(Arkası 19 Sayfada)
Hukukun Cstttnlttğü
Hukukun ustunluğu kavramı sosyal baskılara karşı kışısel
tepkılerı önlemekte en etkıh çaredır. "Dırenme hakkı"nın
kullanılmasından ısyana kadar gıdebılen tepkılere sebebıyet
verilmemek ıstenırse, en guvenlı yol hukukun üstunlüğunu
tanımakla ve gerçekleştırmekle bulunabılır.
Prof.Dr.FARUK EREM
Geçen yazımda (28 Ağustos 1990) huku-
kun ustunluğu konusunu ışlemeve başla-
mıştım Bu yazımda konuyu tamamlamış
olacağız
Hukukun ustunluğu ve demokrasi: Huku
kun ustunluğu bellı bır sosyal ortama muh-
taçtır
Bu ortam "demokrası"dır Fakat demok-
rası kelımesıne ıçtenlıkle venlen anlamda
anlaşmak gerekır ' Gudümlu demokrası"
ozlemı ıçınde hukukun üstunluğünden söz
edılemez Zıra süreklı bır gelışme anlamına
gelen hukukun ustunluğu kavramını gu-
dumle bağdaştırmak mumkun değıldır
'Hukukun üstunluğunü tanımış bır top-
lumda kışının korunması, aydın bağımsız
ve cesaretlı hâkımlenn varlığına bağlıdır '
(Bk Commıssıon ınternatıonaledejunstes,
la pnmaute du droıt, force du progres
1965 s 54)
Hukukun ustunluğu kavramı sos>al bas-
kılara karşı kışısel tepkılen önlemekte enet-
kılı çaredır 'Dırenme hakkı 'nın kullanıl-
masından ısyana kadar gıdebılen tepkılere
sebebıyet venlmemek ıstenırse, en guvenlı
yol tıjkukun usiuntuğuHU •tanımakla ve
gerçekleştırmekle bulunabılır Bu açıdan
hukukun ustunluğu kavramının 'kamu hu-
kuku" ve "anavasa hukuku" açısından de-
ğen büyüktür
Anayasa Mahkemesi kararları
a) Hukuk De\leti: Anayasada >er alan
' hukukun üstünluğü" kavramı Anayasa
Mahkemesfnce pek çok kararda, bazen
metınde, bazen karşı oyyazısında ıptal ne-
denlen arasında ele alınmış kav ram boyle
ce açıkhk kazanmıştır Anayasa Mahkeme-
sı'nce hukukun üstünluğü ılkesının her
vadsınışı yenı bır hukuksuzluğun nedenı
dır"(12 4 1990,4 6,RG17 6 1990;, 19)
Yuce mahkeme hukukun üstünluğü ilkesı-
ni tanımayan bır ülkenın ' hukuk devletı'
sayılamayacağına ışaret etmış, bır anlamda
hukukun üstunluğunü, hukuk devletı kav-
ramı ıçınde saymıştır
Mahkemenın bır karannda (7 11 1989,
6,42, RG 6 4 1990, s 28) şoyle denılmekte-
dır "Hukukun ustünlüğünü, toplumsal ba-
nşı ve ulusal davanışmayı amaçlamajan
anayasanın oncelık ve bağlayıalığını gözet-
meyen hukukun evrensel kurallanna say-
gılı olmayan adaletlı bır duzenı gerçekleş
tırmeyen. kışılere değer veımeyen, çağdaş
kurum ve kurallarla uyum sağlamayan dev -
letın hukuk dev letı oîduğundan söz edıle-
mez "
Bazı kararlarda ıse hukukun ustunluğu
bağımsız bır kavram sayılmış, bır kararın
metnınde (28 2 1989, 32 10, RG 22 6 1989
s 34) şu kanı açıklanmıştır "Cumhunyetın
nıtelıklennı belırten anayasanın 2 madde-
sındekı ıikelerden bınsı de hukuk davletı-
dır Anayasa Mahkemesının kımı kararla-
nnda başlıca özellıklenyle, ıçenğı açık-
lanarak tanımlanan bu ılİce. özde anayasal
duzene, hukukun üstünluğü ılkesıne bağlılı-
ğı anlatır "
b) Cumhuriyet kavramı: Başka bır karar-
da şu satırlar yer almaktadır "Anayasanın
2 maddesınde cumhunyetın nıtelıklen ara-
sında sayılan hukuk devleu ılkesı, hukukun
üstunluğune, demokratık dûzene saygı ve
bağhlığı anlatmaktadır" (13 6 1988, 14/18,
RG 14 7 1988, s 46) Gorûluyor kı Anaya-
sa, hukukun ustunluğu kavramını cumhun-
yetın niteiikleri arasında saymıştır
c) Egemenlik: Anayasa Mahkemesi hu-
kukun üstunluğunü "egemenlik" ıle ılgılı
görmüştur "özgürlüklerden, hukukun fis-
tünlüğÜDden yana olması varlık nedenı.
anayasanın egemenlığını sağlaması başlıca
yûkümlülüktür" (17 9 1987, 17,19, RG
24 8 1988)
Yasamamn, yürütmenın egemenlığıne
sokulmasını her şeyden once hukukun us-
tünlüğunün engeî sayılacağı açıklanmıştır
Anayasa Mahkemesi karannda şöyle denıl-
mektedır "Maddelerdekı olurlar ya da ya-
saklamalar anayasanın tümlüğü ıçınde de-
ğerlendınlmelı, yasamayı yürutmenın ege-
menlığıne bağlayan yöntemın hukukun üs-
tünluğü ılkesı ıle bağdaşmadığı da gozetıl-
mehdır" (16 5 1989 4/23, RG 8 10 1989,
s40)
Yürütmenın ışlem ve eylemlennın huku-
kun üstunluğune uygun bır nıtelık taşıması
üzennde de durulmuştur "Hukuk devletı-
nın, ışlem veeylemlennın hukuka uygun ol-
ması, hukukun ustunluğu ılkesının ıçtenlıkle
benımsenmesı, yargı denetımını etkınhkle
yaygınlaştınp sürdürmesı, yasa koyucunun
kendısını her zaman anayasa ve hukukun üs-
tünluğü kurallan ıle bağlı tutması' zorunlu-
dur " (19 4 1988, 16'8, RG 23 8 1988, sh
49,satır2-3)
ç) Yonım: Yüce mahkemenın bır başka
karannın karşı oyunda (28 9 1988, 12/32,
RG 11 12 1988, s 30) şöyle denılmektedır
"Yonım yoluyla anayasayı etkısız, guçsüz
ve anlamsız kılacak uygulamalardan her
anayasal organın kaçınması gerekır Bu or-
ganlann başında da etkm denetımı ve huku-
kun DStünlüğü ılkesının başlıca koruyucusu
olan Anayasa Mahkemesigelır "
Sonuç
Konu>-u aşağjdakı satırlar kesın bır sonu-
ca bağlamaktadır
"Çağdaş devlet ve hokukun ustnnhığu Oke-
a, bırbınnden aynlmayan ıkı kavramdır
Ülkesıne hukukun üstunluğünun egemen
olmadığı devlet "çağdaş"olarak nıtelene-
meyeceğı gıbı kendısını çağdaş sayan veya
çağdaş olmak ısteyen bır devlet de hukukun
üstünluğü ılkesını uygulamasız bırakamaz"
(Velıdedeoğlu, Hatay Baro Dergısı, 989/2,
s 13)
PENCERE
AJVMA
Sevgili arkadaşımız, can dostumuz, değerli
bilim adamı
Prof. Dr.
MURAT SARICA'yı
ölumunun 7. yılında sevgi ve saygıyla
anıyoruz.
DOS^LARI
TEŞEKKÜR
Eşım BETÜL AY'KUT'un hastaiığını, zamanında teşhıs ve
amelıyatla tedavı eden
Sayın Opr. Dr. REFİK BERKMEN
Dr. İSMAİL ALBAYRAKTAROĞLU
Sayın Dr. ATİLLA KAYA
ıle hemşıre NALAN KARADENtZ, personel SABAHATTtN
ALtAY, personel HAVVA ÇETİN'e ve tüm Istanbul S.SK
Samatya Hastanesı personehne, aynca
Opr. Dr. GÜNGÖR ALKAN'a
gösterdıklen ılgı ve yakınlıklan ıçın teşekkürü borç bılınz
GUNAY AYKUT
Devlet TöreniL
Doktor Gıyotın'ı tanır mısınız?
Fransız Devnmı 1789'da patladı O yıl, Doktor Gıyotın, ıdam
mahkûmunun başını kesmek ıçın yasama meclısıne bır makıne
önerdı Meclıs, doktoru görevlendırdı 1792'de kullanıma gıren
makıneye gıyotın adı takıldı
Çok baş kesıldı gıyotınde
Ne var kı kesılenler arasında devnmcı başı da çoktu Yıllar sü-
ren kanlı düzensızlıkten bıkan ve yılan halk, 19'uncu yüzyılın ba-
şında General Napolyon'a dört elle sarıldı, ama o da kâr etme-
dı 1815'te "restorasyon" dönemı başladı, krallık 18'ıncı Louıs ıle
yenıden kurulmuştu
16'ncı Louıs 1793'te gıyotıne yollanmıştı, 22 yıl aradan sonra
karşıdevnm 18'ıncı Louıs'yı tahta oturttu, ama Fransa bır kez cum-
hurıyete aşılanmıştı, tarıhın çarklarını durdurmaya kımsenın so-
luğu ve gücu yetmeyecektı
Aradan ıkı yüzyıl geçmıştır, bugünden genye bakan çoğu Fran-
sız 16'ncı Louıs'ye hayıflanır
— Keşke ıdam edılmeseydı
Toplum "kral öldü, yaşasın kral" şartlanmasından kurtulma-
dan ıstedığın kadar kral as, halk gıdenın yerıne yenı bır kral bu-
lup tahta oturtacaktır
Bız cumhunyetın bedelını Ulusal Kurtuluş Savaşımızla öde-
dık, rejımın faturası kanla yazılmıştır Son padışah asılmadı bır
Ingılız harp gemısıne bınerek Istanbul'tan kaçtı Sultan Vahdet-
tın, belkı bu davranışıyla padışahlığın yıkılmasını kolaylastırdı
Ancak cumhunyetın -daha ıçerıklı sözcuğüyle- demokrasının
kurulması kolay olmadı
Kolay olmayacak
Devrım ıle karşıdevnm gelgıtlerı sürüyor, çalkantının gerçek
bır demokrasının dengelerınde durulması ve toplumun dıngınlı-
ğe kavuşması ıçın daha zaman var
27 Mayıs yaşadığımız en çalkantılı dönum noktalarından bı-
ndır, demokratık devrımın sıcaklaşmasıdır, orduda aşağıdan yu-
karı bır başkaldırma hareketı, aydınlar, gençlık ve halkla bütün-
leştı, 1961 Anayasası'yla belgelendı demokratık sosyal devle-
tın çatısını kurduktan sonra gerı çekıldık
Ne var kı çekılmeden önce uç darağacı kuruldu Bır başba-
kan ve ıkı bakan, Adnan Menderes, Fatın Rûştu Zorlu, Hasan
Polatkan asılarak ıdam edıldıler
Üç sıyasal ıdam gerçekleştı
Pandoranın kutusu artık açılmıştı, sıyasal ıdamlar bırbınnı ız-
leyecektı, karşıdevnm de 12 Mart'ta uç gencı astı Denız Gez-
mış, Hüseyın Inan, Yusuf Arstan
Uçe üç
İntıkam alınmış mıydı9
Hayır Ne çalkantılar dınecektı ne de
kan davaları noktalanacaktı 12 Eylül'de sıyasal ıdamların sayı-
sı 50'yı buldu, Türkıye teröre boğuldu, darağaçları, zulümler, ış-
kenceler ülkesıne dönüştü
21'ıncı yüzyıla 10 kala ınsanlık öyle bır anlayışa kavuştu kı de-
ğıl sıyasal ıdam, sıradan ölüm cezalarına bıle uygar dünya bü-
tünüyle karşıdır
Gerçek bu
1
1960'tan bu yana 30 yıl geçtı Aradan üç on yıl gectıkten son-
ra gazetelerde bır başlık "Menderes, Zorlu, Polatkan ıçın devlet
törenı yapılacak! "
Eskı polrtıkacıların kemıklerı Imralı'dan alınacak, yenı yaptırı-
lan anıt-mezara gömülecek, Cumhurbaşkanı, törenın başında
yuruyecek, Demırel kalabalığın arasına katılacak, ANAP ve DYP
polıtıkactlan telaş ıçınde eyleme katılmak ıçın hazırianıyorlar, her-
keşın eteklen tutuştu, yarış başladı
Üç eskı polıtıkacının ıdamları sıyasaldı, bu tören de bütünüy-
le sıyasaldır
Törene katılmak ıçın bırbınnı çığneyen polıtıkacılara soruyc-
ruz Gerçekten butün sıyasal ıdamlara karşı mısınız' Denız Gez-
mış'ın asılmasına da karşı mısınız
7
Ölüm cezasına tümden kar-
şı mısınız'' Ya da yalnız uç eskı DP lı ıçın mı törenden yanası-
nız'
Devlet törenı bır sıyasal karardır, amabupolıtıkanın ıçınde bır
ınsanlık duygusu varsa, torene katılanlar olum cezalarına tumüyle
karşı oldukları zaman duyumsanabılır
Yoksa, bu eylem küçuk polıtıka göstergesı olmaktan öteye btr
anlam taşıyamayacaktır
TEŞEKKÜR
Stuttgart THY Müdürü
BOZKURT GÖGÜŞ'ün
ani olarak aramızdan ayrıbşı sırasında bize
büyük manevi destek veren, ebedi
istirahatgâhına kadar bize iştirak eden,
telefonla arayan, T.E.V!ye bağışta bulunan
ve bizzat ziyaretimize gelerek acımızı
paylaşan akraba ve dostlarımıza,
THY'deki arkadaşlanna candan
teşekkurlerimızi arz ederiz.
AİLESt
1986 YILI VE 86/10911 SAYILI BAKANLAR KURULU KARARINA GÖRE SIGARA SAĞLIĞA ZARARLIDIR