23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 EYLÜL 1990 DIŞ HABERLER CUMHURtYET/3 Yıl gonuna yeni zîrve • MOSKOVA(AA) — SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov, bu yıl sonuna doğru bir zirvenin daha yapılmasııun olası olduğunu açıkladı. Sovyet lideri Gorbaçov, ABD Dışişleri Bakanı james Baker ve ABD Ticaret Bakanı Robert Mosbacher ile görüştükten sonra yaptığı açıklamada, bu yıl sonunda Başkan Bush'la tekrar bir araya geleceklerini kaydetti. ABD ve SSCB Tiderleri haziran ayında Washington'da yaptıklan görüşmede bu yıl sonuna doğru bir zirve toplantısmın daha yapılmasını kararlaştırmışlardı. Gorbi, reformıı onaya sıuıdıı • Dış Habcrler Seoisi — SSCB Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov, önceki gün ülkenin piyasa ekonomisine geçişi için hazırlanan radikal ekonomik reform paketinin tûm cumhuriyetlerin onayına sunulduğunu duyurdu. Gorbaçov, böylesine "zor bir seçim"de ülkenin tümünün görüş bildirmesi gerektiğini savundu. Sovyet ler Birliği tarihinde merkezi komünist hükümet tarafından hazırlanan bir önerinin, ilk defa tüm cumhuriyetlerin onayına sunulduğuna dikkat çekiliyor. Gorbaçov, radikal ekonomik refonn paketinin ekonomist Stanislav Şatalin'ın önerilerine dayandığını söyledi. Nijerya'da idamlar • LAGOS (AA) — Nijerya'da geçen nisandaki darbe girişimine katılmakla suçlanan 29 kişi ölüm cezasına çarpünldı. Lagos'taki iyi haber alan kaynaklardan uğrenildiğine göre Devlet Başkanı General lbrahim Babangida'ya karşı 22 nisanda gerçekleştirilmek istenen darbeye katıldıklan iddia edilen 20 kişi, yargılandıklan özel askeri mahkeme tarafından idam cezasına çarptınldılar. Yugoslavya'da referandunı • BELGRAD (AA) — Yugoslavya Devlet Başkanı Borisav Jovic, ülkenin geleceğinin ve parçalamp 1 "' parçalanmayacağının halk tarafından referandum yolu ile belirlenmesi gerektiğini söyledi. Jovic, önceki gece Yugoslavya televizyonuna verdiği demeçte, "Yugoslavya Parlamentosu, federal cumhuriyetlerin ve özerk bölgelerin halklannı, ülkenin geleceği konusunda ne düşündüklerini ortaya koymalan amacıyla referanduma gitmeye davet etmelidir" dedi. Butto yine aday • KARAÇİ (AA) — Pakistan'ın eski Başbakanı Benazir Butto, 24 ekim seçimleri için adaylığuu koydu. Hakkında iki gün önce yeni hükümet tarafından "iktidarı kötüye kullanmak"tan dava açılan Bayan Butto, adaylığım Karaçi'nin kuzeyindeki Larkana kasabasında açıkladı. Butto 6 ağustosta Devlet Başkanı Gulam tshak Han tarafından azledilmişti. Karabağ'da Azeri yasaları • MOSKOVA (AA) — Azerbaycan Devlet Başkanı Ayaz Muttalibov, Yukan Karabağ bölgesinde Azerbaycan yasalarına uyulması gerektiği yolunda uyanda bulunarak aksi takdirde gerekli önlemlere başvuracaklarını bildirdi. Durumun giderek gerginleşmesi üzerine Yukan Karabağ bölgesini ziyaret eden Ayaz Muttalibov burada yerli halkla konuşurken Sovyet televizyonuna yaptığı açıklamada, bölgedeki aşın Ermeni unsurlann Azerbaycan egemenliğini tanımak istemediklerini hatırlatarak buna hoşgörü gösterüemeyecegıni bildirdi. Yunanistan'da yaşam felç • ATtNA (Cumburiyet) — Yunanistan hükümetinin ülke ekonomisinin istikrannı sağlamak gerekçesiyle almış olduğu sert ekonomik önlemler çalışan sınıfın şiddetli tepkisine yol açıyor. YDP hükümetinin "daha çok kemer sıkma" politikasına karşı çıkan çalışan sınıfın başlattığı gre» dalgaları tüm ülkede çığ git büyüyor. Türkiye-ABD arasında 'daha özeV ilişkilere doğru Washington ÖzaPı bekliyorCumhurbaşkanı Turgut Özal'ın eylül sonunda ABD'ye yapacağı gezi, Körfez krizinin yarattığı yeni ortamda iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni boyutlara yönelmeye olanak sağlayacak bir ziyaret olarak değerlendiriliyor. UFUK GÜLDEMtR WASHINGTON — Cumhur- başkanı Turgut Özal'ın eylül so- nunda ABD'ye yapacağı gezi, Washington'da Körfez krizinin ya- rattığı yeni ortamda iki ulke ara- sında daha özel ilişkilere yönelme- ye olanak sağlayacak bir ziyaret olarak değerlendiriliyor. Özal'ın bu ziyaretini daha ön- cekilerden ne ayınyor? Her şeyden önce bugünkü konjonktür içinde gerçekleşmesi dolayısıyla özel bir anlam kazanıyor. Kazandığı bu özel anlamı da başta ABD yöne- timi olmak üzere tarafiar gayet iyi değerlendirmek arzu ve azminde- ler. Bu ziyareti, Washington açı- sından diğerlerinden ayıran özel- lik iki noktada özetleniyor. 1) "Dogu blokundaki önemli gelişmelerden sonra bile Tıirkiye1 nin önemini yitirdiği görüşu bu- rada çok rağbet görmemisti, ama şimdi gerek Avrupa, gerek Türki- ye'oin böigedeki dostlan. gereksc de ABD açısından Türkiye'nin ro- luniin önemi netleşmisür. Bu, bir krizden kaynaklanan geçici bir önem degildir." 2) "Özal buraya, Körfez krizi- ne BaO tepkisioia her boyata ko- nusunda ABD Başkanı ile dognı- dan ve yoğun teması olan degerli bir konuk ve miittefik olarak ge- liyor. Başkan Bushun Helsinki donığundan bem önce hem de sonra Özal ile telefon göriısmesi yapmış otması not edilmdidir. Bn, Türkiyenin Bah tepkisine katkı- sının, burada 'yaşamsal' olarak degerlendirildiğinin işaretkttr." Türkiye'nin katkısı ABD açısın- dan bu kadaf yaşamsalsa, o hal- de bu ziyaretten neler beklenebi- lir? Her şeyden önce özal'ın bu gezisi, geçmiştekilerden farklı ola- rak Amerikan basmınuı da yoğun ilgisini çekecek gibi gözüküyor. özal'ın ziyaretleri, geçmişte Was- hington Posl ve Wall Street Jour- nal gibi gazetelerden ilgi görürdü, ama örneğin büyük TV istasyon- larının akşam haberlerine konu olmazdı. Bu kez, Beyaz Saray'da Bush ile yapacağı görüşmeden, "evfensd" bir açı (Körfez güven- "2+4"sonuç belgesinden sonra SSCB ileAlmanya arasındasaldırmazhk anlaşması Moskova'ya 12 milyar mark tki ülke dışişleri bakanları, dün Moskova'da "Komşuluk, Ortakhk ve Işbirliği Anlaşması"nı parafe ettiler. DİLEK ZAPTÇIOĞLU BERIİN "2 artı 4" Sonuç Belgesi'nden bir gün sonra Almanya, Sovyetler Birliği ile iliş- kilerine yenfden yön çizdi. tki ülkenin dışiş- leri bakanlan Hans Dietrich Genscher ve Eduard Şevardnadze dün Moskova'da, "Komşuluk, Ortakhk ve İşbirligi Anlaşma- aM nı parafe ettiler. Başbakan Helmut Kohl ve SSCB Başkanı Mihail Gorbaçov, bu ikili anlaşmanın temel- lerini Kohl'ün temmuz ayındaki Moskova- Kafkasya ziyareti sırasında atmışlardı. On dört sayfada yirmi iki madde içeren anlaşma, Almanya ve Sovyetler Birliği ilişkilerinde yeni bir döneme işaret ediyor. Almanya ve Sovyetler Birliği bu anlaşmayla birbirine "sakhrmazfak taahhütu"nde bulun- dular. Taahhüt, Birleşik Almanya için de ge- çerli. Anlaşmanın en önemli maddesi olarak Al- manya, Moskova'ya şimdiki Demokratik Al- man topraklarında bulunan 380 bin askeri- nin üslenme ve geri cekilme masrafı olarak 12 milyar mark veriyor. Bonn'daki Maliye Bakanlıgı çevrelerinden edindiğimiz bilgiye göre bu 12 milyar, "Sov- yetler Birliği'nin serbest pazar ekonomisine geçişinde Almanya'nın yapacağı maddi kal- kının bir bölümnnii" oluşturmakta. Moskova başta Almanya'dan, birliklerini tamamen geri çekeceği 1994 yılına kadar 18.5 milyar mark istedi. Bonn'un önerisi ise baş- ta 3-4 milyar markı aşmıyordu. Kohl- Gorbaçov arasında geçen hafta yapılan tele- fon görüşmeleri sonucunda iki taraf 12 mil- yarlık meblağ üzerinde anlaştılar. Bonn'daki Maliye Bakanlıgı Sözcüsü "Al- manya'nın 12 milyar mark ile SSCB ordula- rının biitün geri çekilme masraflarını karşıladığını" belirtiyor. SSCB, bu paranın bir bölümünü, geri çekilen askerlere konut yapımı için kullanacak; paranın taksimini kendi belîrleyecek, fakat Bonn'un da fikrini alacak. Almanya, istişare hakkını saklı tuta- rak "verilen paranın Sovyet burokrasi degir- meninde öğıihilmesini" önlemek istiyor. Geri çekilen Sovyet askerlerine konut in- şaatını ise Alman fırmalan ustlenecek. Bonn, inşaat ve prefabrik konut üretim tesisleri ya- pımını ihaleye çıkaracak. Demokratik Alman firmalarımn katılımıyla kurulacak üç ya da dört konsorsiyum, en kısa zamanda SSCB'de toplam 2 milyon metre kare tutannda 36 bin konutun inşaatına başlayacak. Bonn böyle- ce DAlmanya'dan S-6 bin isçiye Sovyeüer- de yeni iş imkânı açmayı planlıyor. İki ulke arasındaki anlaşma, özelh'kle eko- nomide Sovyetler'e Ahnan yardımını karara bağlıyor. Karşılıklı ticaretin arttmlması, Fe- deral Almanya'nın Sovyetler'e her alanda uz- manhk hizmetleri sunması, serbest pazar eko- nomisine geçişte para ve işgücüyle katkı sağ- laması gibi maddeler. anlaşmada yer alıyor. ÜNİVERSİTE ADAYLARI Futbolda " sonuç " önemlidir... Satranctave Eğitimde de öyle... Yarışmayı ve seçkinliğfâmaçlayan her olayda olduğu gibi... Sonuç? f S Sınavlarında da... Her yerde bu sınâvlara hazırlanabilirsiniz... Ama her hanrlıkta bizim sonuçlannuzı alabilir mısiniz... UNKAPANIDERSANELERİ SohuC alan, sonucu ölkğahüstü gûzel ve etkin alan kurumdur... Işte bizim sonuçlarımız ADI SOYADI KAZANDIĞt FAKULTE BOĞA3ÇİÛNİVERSİTESİ - aBCTBONİK ADI ' SOYADI KAZANDIĞI FAKULTE BOĞAZlÇJUNİVERSfrESİ HBCTnK-ELBCmONİK MUHENDtSÜĞİ BOĞAZiçi UNtvERsrresi ELEKTftiK-ELBCTRONK MUHENDİSUĞI B0ĞA2ÇİUNIVERSTES! aBCTfBK REKTOHK MUH EUKIMK BiKTRBtlK MÜH BILKENT UNL BLGSAVAR VE ENFOR-MATIKMük MAKİKMUH BOĞAZIÇtÛ«VE! iaTESİ IKTISAOIVE IDASHLFAKJSLT *0WTWL VE BİGISAVAR MUH GDTU MIHFAK. BH.GISAVAfl MUH "uElEl.EKT.FAK. s.SSAVARMUt CıOTUELEl-EKTMüH ı JHZUBH.GSAYARBg.Mjh OOTU ELElfKT U l h İSTUISTTIPFAK E I J ST TIPFAK 9ÛĞAZCIUNIVBKITES. BOĞAaa UNTVEFSTES E^EıOnK EIEKTRON&K MUH aOGAZIÇIUNİVEfiSITESi BOSAZia DMVERSITESı ELEKTRIK ELEKTFCNÎK MUR B0ĞA21ÇIUtllVEBSrTKl B0GAZK3UMVEBSI1ESI BILG6AVARMUH ITUELHEKTFAK. KOKTSOL BHaSAYAR MUH BTUISTTIPFAK. HACETTEPEUNiaEKTPIK ELEKTSCINIK MUH ITÜ El ELEKT5AK KONTOOL VE BtGISAVAP V JH BT v. K I TIPFAn. YH.0CU BlGİSAYARSll MJH KTUSTIll'FAK ITU ıŞLEItffM'JH EJKTRKELEKTfOMKMUH aö&*zıCîiiNivERsaESi BILGiSAVM MUHEKüSLIĞ! BOĞAZİÇİ (JMSVERS1TESI 31LSSAYARMUM ST U ST T1PFAK MAKJSEVJH 30CAZ© üNfVERSITESI BOÛAadU)WERSlTESl MAK1NEMUH İTU UÇAnVEJZA* BILFAK'JÇAKMJh MARMABAültl İKTSV£KWWS!L FAKISL';"«> DOfiUAKTEVİ^ VÜHENC 3<JK "*K K* U O£IWAHPAŞATPFAK E'utST TiPFAK IST L CES¥1AHPASAIIPFAK_ Yasa gcre^i[Ögrend ismJeri ve Puanlan yanlmamışhr. Ve eğcr başanlanmızdan bir örnek, bir kesit vermek istcrsek... SADECEBIRDÖfgMDE BOĞAZIC! ÜN1VERSİTESİ ne 31 oğrencı (çoğunluğu elektnk- elektronik t ISTANBUL TEKNIK ÜNIVERSİTESI ne 25 öğrenci {Mühendislık dallanna) ORTADOĞU TEKNIK ÜNIVERSITESI ne 7 oğrencı ( Mühendislık dallanna) YlLDIZ ÜNİVERSITESI ne 28 öğrenci (Mühendislık dallanna J gırdiler Bu ve bunun gibi olağanüstu sonuçlar kurumumuzun gırışinde basılı lısteler halındedır. Bu UNKAPANI DERSANELERlNİN 34 YIJJK BİRİKtMİNİN SONÜCUDUR. Eğer sonıx:lar isteniyorsa.. Sizi de böylesine etkin başanya ulaştırabiliriz... UNKAPANI . . DERSANELERININÖğretim kadrosu yeniknen ve stnaviann özeüikkrine uygun yeniden düzcnlcnen tcst malzenıcleri BAŞARIL1 SONUÇLAR vermektedir. U N K A P A N H kurslanna muÜaka katüyıız. Kayrtiar yapıimaktadrr. YENİ AÇILACAK KURSLARIMIZIN TARIHLERI LİSE SON SINİRARA ÖSS - ÖYS HAFTA Ş£W BEKLEMELIL6REDOĞRUDANÛYSKURSU HAFTA İÇI BEKLEMELILEFEDCK^UDANÖYSKURSU HAFTA SONÜ ANADOLU USELERINEHAZIRUKKURSLARI 6 EKİM ' de BAŞLIYOR. FEN LİSELERİNE HAZIRUK KURSLARI 22EYLUL'de 17 EYLÜL ve 2EKIM'de 22 EYLÜL'de 13 EKİM ' de BAŞLIYOR. LİSE 2. SINIFLARA TAKVİYE VE TEMEL ÖSS HAZIRUK KURSLARI 16 EKİM ' de AÇILIYOR. MERKE2 ŞUBE ]MÇ 5 Biol. Mo 5663 Lmnpar. İSTANBUL T »l 5 » TS 80-522 87 48 512 1833- 512«83 KAOIKÖY ŞUBESt AJtı^ol ha.ıtağa Cad No 23 Kid,kny İSTAN6UL 1»1 347 73 32-347 00 96 BAKİRKOY ŞUBESI 3al«'koy fSTANBUL re' 5834O8S 5830606 IZMIT ŞUBESİ Fefrıyt CaC No 42 Cteatay Ça^ısı ZMIT T el 15 7Î20 15 75 21 SAMSUN ŞUSESI tefAial Cad No 14 SAMSUN Tet 15 37 44- 15 3988 ligd veya Saddam Hüseyin hakkın- da ilginç bir analiz, vs.) yakalaya- rak çıkarsa ve eğer Körfez krizi de o güne kadar çözülmemişse, Ame- rikan basmından yoğun ilgi göre- cegi söylenebilir. Bu da Amerikan kamuoyuna mal olacak şekilde, Turk-Amerikan ih$kilerinin, bir basamak daha yukan çıkacağı an- lamına gelir. Bu durum, Kore savaşından bu yana ilk kez ilişkilerde ortaya çı- kan bir unsur. Dolayısıyla Türki- ye, bu yeni unsur içinde kendisi- ne ekonomik bir koridor yarat- mak istiyor. Washington'daki ha- va o ki "Törkiyc bu sefer buraya, ekonomik dununu Mısır ve Ür- diiıı'âBkİDdeH farklı, yardım de- (fl daha fada tkarel peşinde olan bir öike olarak" gdiyor. Cumhur- başkanı özal'ın daha önce ABD TVnerine yaptığı açıklamalarda bu çizgide mesajlar vermesi Was- hington'u çok etkilemisti. Peki bu konuda umut var mı? ömegin Türkiye'nin ABD'ye teks- til ihracatı artabilecek mi? Şu ana kadar olumlu bir işaret olduğu söylenemez, ama yonetimin bir çalısma içinde olduğu biliniyor. örneğin özal'ın ziyaretinden son- ra ABD Dışişleri Bakarüığı'nın ekonomik işlerden soruralu 4 nu- marası Richard McCormack baş- kanlığında bir heyetin Ankara'ya giderek bu konuda görüşmelerde bulunması bekleniyor. Bu ziyaret henuz kesinleşmiş değil ama üze- rinde çalışılıyor. Tekstil konusun- da ise "haraıcdi çahsnalar" oldu- ğu bildiriliyor, ama şu ana kadar yine bir ışık yakümış değil. Ko- nuyla birinci dereceden ilgüi bir yetkili bu konuda, "Eskidea Türkiye'yi Utmin etmek daha ko- laydı. Oysa şimdi 'Bahçenizi açuı da beraber işleyelim' diyor. Biraz da şaşkınhk içmdeyiz" diye konu- şuyor. Anlaşdıyor ki özal'ın bu gezi- si, Türk ve Amerikan cumhurbaş- kanlaruun bugune kadarkı telefon görüşmelerinde, üzerinde durulan konulan bir bakıma "aynntüan- dırma" niteh'ği taşıyacak. TUrki- ye bakımından bu ayrıntılandır- manın önceliği ekonomi olacak. Amerika bakımından ise henüz resmen bir işaret ahnmamış ol- makla birlikte, "Irak'a karşı da- ha fazla tşbirfigi" beklentisi dile getirilebüecek. Gerçi Türkiye bu- gûne kadar Körfez'de ABD ile iş- birliği konusunda hiç de "cimri" davranmış değil, ama bu ABD'- nin yeni beklentiler dile getirme- sini önlemiyor. Netliğe kavuşma- sını arzuladıkları birkaç nokta var. ömegin Türkiye, bugune ka- dar NATO'nun sorumluluk ala- nı dışındaki kontenjanlara fazla sıcak bakmıyordu. Bu durum son kriz ile birlikte değişti, ama çok da somutlaşmadı. ABD'nin özal'm gezisi vesilesiyle bu duru- mu somutlastırmak çabası göste- recefp anlaşıhyor. Eğer ABD, [rak ile savaşmak seçeneği ile karşı karşıya kalırsa Irak ile paylaştığı ortak sınır nedeniyle Amerika'nın gözttnün bu cepheye döneceği kuşkusuz. Aynca Beyaz Saray'da, Irak ile savaşılacaksa bundan mutlaka muzaffer çıkılması yö- nünde bir kararlılık var. Iran'da- ki rehineleri kurtarma operasyo- nunda olduğu gibi sınırlı askeri harekâtlaıla basansız olmak iste- miyorlar. Bu kaygüar içindeki ABD, daha düne kadar terörist ül- ke muamelesi yaptığı Suriye'den dahi Dışişleri Bakanı Baker'ı yol- layarak bu konuda beklentiler içi- ne girmişse, boyle bir durum ha- linde başını Türkiye'ye çevinne- mesi çok uzak bir olasılık. Görülduğü gibi Türkiye'nin ABD'den isteyebilecekleri, daha çok parasal olanaklarla çözülebi- tir somut kalemlere dayanıyor. DUNYADA BUGUN ALİStRMEN Soranun Özü SHP'deki son bunalıma "Türkiye böylesine krttik bir aşa- madayken bunlara gerek var mıydı" diye bakmak, pek doğ- ru bir yaklaşım olmasa gerek. Gerçekte, SHP Genel Başka- nı Erdal inönü ülkedeki muhalefet boşluğunun daha fazla sür- memesi için kolları sıvarken, sağlıksız bir gidişi, sağlıklı bir duruma çevirme amacıyta hareket etmiş ve çok yararlı bir davranışta bulunmuştur. Bayrampaşa bozgununun herkesin gözüne soktuğu ger- çeği görmezden gelmek, yenilgiyi hiç de haklı olmayan bir biçimde Nurertin Sözen'in omuzlarına yıkıp, ellerini temizle- yerek, olaydan sıyrılıvermek, SHP'nin hizipçi, dar kadrocu, politika üretemeyen çizgisini sürdürmek hem partiyi biraz da- ha topluluklardan koparıp. yok olmaya doğru götürecekti, hem de Baykal iktıdarındakı SHP'de kukla genel başkan ro- lünü sürdürecek olan Erdal İnönü'yü kişı olarak çok yakışık- sız bir duruma sürükleyecekti. Ne SHP böyle bir sonuca, ne genel başkanın taşıdığı soyadı böyle bir acze ne de Erdal Bey'in demokrat, aydın ve saygıdeğer kişiliği böyle bir ayıba layıktı. Deneyimli bir siyasiiçi, parlak bir konuşmacı ve usta bir parti içi örgütleyici olan Deniz Baykal'ın bir türlü kurtulama- dığı "dar kadrocu" tutumunun, partiye kazandırdıklanna oran- la daha çok fazla olan, yıkıcı etkisiyle bir süredir için için kay- nayan ve dışa yönelik politikalar üretemeyen SHP'de buna- lım son kurultayda iyice filizlenmeye başlamıştı. Deniz Baykal kadrosunun yengısıyle biten son kurultayda da, çekişmenin dışında hiçbir düşüncenin öne sürülmemiş olması SHP'nin nasıl erimekte olduğunu zaten gösterıyor- du. Ama o sırada yenginin esrikliği içinde olanlar, tüm uyarı- lara karşın bu gerçeği görmemekte direniyorlardı. Kurultay'ın hemen ertesinde, varılan sonucun, parti taba- nı ve partiye oy veren seçmenlerin içlerine sinip sinmeyece- ği, bu sonucun partiyi kıstr çekişmelerden kurtarıp kurtar- mayacağı konusunda ciddi kaygılar dile getirilmiştt. Ama, "küçük olsun yeter ki bizim olsun"cuların direnme- leri bu sorunun parti içinde ciddi olarak gündeme getirilme- sini engellemişti. O denli engellemişti ki, anayasal sorunlar- da, Çankaya planlarında kural dışı ayak oyunlarına karşı çı- kan bir parti Bayrampaşa adayının saptanması konusunda, aynı ayak oyunlarını kamuoyunun gözleri önünde, büyük bir fütursuzlukla, açık açık oynamaktan çekinmemişti. O oyunun baş aktörü olan ve tüzük dışı davranışının so- rumluluğunu üstlendiğini hiç çekinmeden söyleyen Erol Çe- vikçe'ye hiç hesap sormamış olsaydı, Erdal Bey ağır birtari- hi sorumluluğun altına girmış olmayacak mıydı? Baykal'ın bir köşe yazarı meslektaşın deyişiyle 'tepkici kişiliği' bu olaydaki tutumuyla bir kez daha gözler önüne se- rildi. SHP'nin son parti meclisi toplantısında genel başkan konuştuğu sırada birden ayağa kalkıp salonu terk etmeye ha- zırlanan Deniz Bey, bu niteliğini bir kez daha gösteriyor ve krttik anlarda soğukkanlılığını koruyamayan acul bir politikact görüntüsü veriyordu. 26 Mart seçimlerinden hemen sonra, sine-i millet tartış- masında, daha sonra TÖ'nün Çankaya'ya çıkışında elini sı- kıp sıkmama konusunda da öyle olmamış mıydı? Deniz Bey, konular parti içinde konuşulup iyice olusturul- madan, hatta bazı hallerde parti yetkili organlannın kararla- rının tersine aceleci ve kişisel çıkışlarla, SHP'ye önemli öl- çüde puan kaybettirmemiş miydi? Nrtekim, artık bu iki başlı gıdişe son vermek isteyen ve bu- nun için en doğal, kurallara en uygun yolu secen Erdal Bey'in istanbul ve İzmir loplantılarına karşı çıkan Baykal yine aynı görüntüyü sergilemektedir. „ Eğri oturup doğru konuşalım. Şon bir yıkJır Deniz Baykal partiye tümüyle egemendir. Bugün SHP büyük ölçüde pu- an yitirmişse bunun sorumlusunun partiye gerçekten ege- men olan güç olması doğal değil midir? Bu durumda, 7 ay önceki kurultay sonrasında sorulan so- runun yanıtı ortaya çıkmıyor mu? Yani, SHP'nin tabanı ve ona oy verenler ile potansiyel seç- menlerin dar kadrocu ekibin politikasını içlerine sindirmedik- leri anlaşılmıyor mu? Kitle partilerinin delegeleri, oylarını kullanırken, varacak- ları sonucun kendilerini destekleyenlerdeki etkilerini düşün- meleri doğal değil midir? SHP'deki gelişmeler, sağlıksız bir gidişe dur deme girişi- midir. Sorunun nasıl çözüleceğine, 29 eylülde yapılacak kurul- taydaki delegeler karar verecekler. Sonuç ne olursa olsun, SHP sürecek. Ama, ne şekilde süreceği verilecek olan kararın, partinin yandaşlannın ve potansiyel seçmenlerinin bu kararı içlerine sindirip sindirmemelerine bağlı olacak. Sorunun özü budur. Babamız İITER AYDEMİR'İ 12.9.1990 günü kaybettik. • Cenazesi 14.9.1990 Cuma günü (bugün) ikindi namazını müteakip Sefaköy Merkez Camisi'nden alınarak Sefaköy Mezarlığı'na defnedilecektir. AİLESİ "Bir daha havale yapmak mı... Tövbe!" (Henüz Telecard almamış biri.) "Havale yapmak mı... Çok kolay!" (Bir Telecard sahibi.) Telecard'la Turkıye nm her yennde 2 4 s a a t para çekilir, parayatırılır, r —io yapılır. M YAPI^CKREDi "hizmette smır yoktur"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle