06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
75 AĞUSTOS 1990 CUMHURİYET/15 HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BUGÜN Weteoroto)i Genel Müdürlüğü'n- den alınan bılgiye göre yurcun ku- zey kesimten parçalı bulutlu, ötekı yerler az bulutJu ve açık gececek r ", HAVA SICAKLIĞI Bıraz artacak s i RÜZGAR Kuzey ve bat yönlerrJen * hafif, ara sıra orta kuvvette ese- ' cek. Denızterde rûzgâr, Karadenız ve Marmara'da yıldız ve poyraz,, Ege'de yıtdız ve karayel, Akdeniz : de gûnbatısı ve lodostan 2-4, yer yer 5, açıklarda 6 kuvvetınde sa- atte 4-16, yer yer 21, Ege açıkla- nnda 27 deniz mili hızla esecek DENİZ: Hafif çalkantılı Gûney Egede yer yer mutech dalgalı olaca*. Van GAIü'nde Ha- va: Az bulutlu ve açık gececek Rûzgâr kuzey ve bat yön- lerden hafif ara sıra orta kuvvette esecek. Göl küçûk dal- galı olacak. Görüs uzaklığı 10 km. dolayında bulunacak Botu Bursa Çanamae Çorum Denızk A 33° 23° Dıyartafar A 29° 19° E*me A 38°22°Erzmcar A 30° 13° Eraırum A 30° 11° Estoşehr A 30° 18° Gaaartep A 32°2S°Sresun A 32° 21° Gumûşhare A A 28°W>Halddri A A 37° 21° Isparta A A 3O°2O°lsöı*ul A A 29° 17» Ismr A A 31° 17" Kars A A 31° 15° Kasomoou A A 28° 14° Ka*sen A A 31° 19° KırMarelı A A 30°20°Koıya A A 25° 12° Kûahya A A'33°21°M*tya A 38°20°Maıxsa 31° 16° K Maras 32° 15° Meraın 25° 12° Uu0a 32°17°Muş 37°23°'*0de 26°20°0fdu 27°15°(te 31° 19° Samsun 32°20°Sıırt 30°20»Smo(i 35°22°Sıvas 29° 10° Teterdaj 27° 13° Tratızon 31° 13° üjnedı 31° 16° Uşak 32° 17° Van 30° 17° ınozgat 36° 19° Zonguldak A 30°20° A 34° 22° A 32° 2*= A 35° 22° A 32° 19° A 30° 16° A 26° 20° A 27° 21° A 27° 20» A 38° 22° A 27°20° A 25° 13° A 30° 20° A 27° 20° A 35° 17° A 30° 17° A 28° 14° A 30° 14° A 26°20° ı bulutlu 'yaOraurlu A-aç* B-buMu <H)ûne$lı Ktatı S-ssi Y-ra«murtu BULMACA SOI.DAN SAĞA: 1/ Herhangi bir ola- yın değişimini göste- ren grafik. 2/ Des- tan... Uçurum. 3/ Bir soru sözü... Sovyetler Birliği'nin plaka işa- reti. 4/ Avukatların bağlı olduklan mes- lek kuruluşu... Yap- raldarı salata gibi ye- nen kokulu bir bitki. 5/ Uzun tüylü bir kö- pek cinsi. 6/ Yapısına, girdiği sözcüğe olum- SILZ anlam katan bir önek... AJtının, sim- gesini aldığı Latince adı. 7/ Çekilerek balık avlamaya yarayan daire şeklinde el ağı... Bir çeşit börülce. 8/ Hile... Ayakkabüann altına çakılan demir. 9/ Yakacak odun için kullanılan bir met- re küpe eşit hacim ölçiisü birimi... Bü- yük panayır. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Dar geçit. 2/ Kalın bükülmüş si- cim... Cihaz. 3/ Trabzon'un bir ilçesi... Bir çeşit Ingiliz birası. 4/ Eski bir si- yasal partinin simgesi... Dürüst, iyi ahlaklı. 5/ Kuşaktan kusafa geçen kalıtımsal öğe... Çin'in para birimi. 6/ Pulculukta hatalı ba- sdmış pullar için kullanılan sözcük... Bağışlama. 7/ Bir zaman bi- rimi... Müspet. 8/ Yüz kalıbı... tskambilde bir renk. 9/ Sakagı da denilen ölümcül bir hayvan hastahğı... Kent. 60 YIL ONCE Cumhuriyel Fethi Bey'in beyanatı 15 AĞUSTOS 1930 S.C. Fırkasının tescil muamelesi dün Vilâyetçe ikmal edilmiş ve tanam edilen ılmühaber, Fethi Beye tevdi edilmek ûzere, Yalova kaymakamlığına gönderilmiştir. Fırka lideri Fethi B. dün öğleden sonra Bûyükdere'de Necmettin Molla Beyin evinde yeni fırka teşkilâünı hazırlamakla meşgul olmuş ve bazı zevatın nyaretlenni kabul etmiştir. Fethi Beyi ziyaret edenler meyanında sabık Nafıa Vekilı Feyzi B. de vardır. Fethi B. dün de bir çok tebrik ve yeni fırkaya ilhakı mutazammın mektup ve lelgraflar almışür. Yeni fırkanın lideri dün öğleden sonra kendisini ziyaret eden bir muharririmizin sorduğu suallere cevaben demıştir ki: "- Mes'ele zannolunduğundan daha mûhimdir. Gaye Cumhuriyet idaresinin nonnal bir şekilde ifayı vazife etmesidir. Teşkilâtı esasiye haricindeki sureti haller gayeye muhalif olacağı için memleketin menfaatine muvafık olamaz. Zaten şimdiki Meclisin intıhap devresinin bitmesine altı ay kalmıştır. öyle ümit ediyorum ki benim ileri sürdüğüm kanaatler efkân umumiyenin tasvibine mazhar olacakur." 30 YIL ONCE Cumhurjyet Talihsiz demeç 15 AĞUSTOS 1960 Ankara Gazeteciler Cemiyeti Genel Kurulu bugün olaganûstü bir toplantı yapmıştır. Toplantı sonunda halkoyuna sunulması karan verilen bildiride, dün Adalet Bakanının yaprruş olduğu basın . „ „.. ... toplantısında geçen baa sözler A.P.Gozubujuk eleahnmaktavebunlannteessür yarattığı, Bakarun halen yürürlükte olduğunu belirttiği bazı kanunlann antidemokraük olduklanndan tatbik gûcünü kaybettikleri Milli Birlik Komıtesinin şimdiye kadarki beyanlannın dikkate alınarak bir an önce basın mevzuatının aydınlanmasının arzu edildiği belirtilmektedir. Diğer taraftan bu tebliğ hakkında Adalet Bakanı Abdullah Pulat Gözübüyük, bize şunlan söylemiştir. "- Basın toplanüsında herhangi bir tehdit düşüncesine yer verici herhangi bir fıkir bahis konusu degildir. Bu toplantıda sadece mütecavizane pek mahdut sayıdaki neşriy ata mütaallik olarak bunlann devamının temenni edilmediğini ve şayet kasten pek mahdut sayıda da olsa mütecavizane neşriyata girişen bulunursa kanunlar gereğince takibi icabedeceği bildirilmiştir. Basınla ilgüi kanunlann, vaki soru üzenne, (henüz kaldınlmış olmadıgı) söylenmiştir. Bu hususta tam bir iyi niyetle ve hür basının hukuki temınat altında faaliyetini saglamak maksadiyle antidemokratik kanunlann kaldınlmasına ilkönce tarafımdan teşebbüs edilmiş. teşkil edilen komisyon ayıklama çalışmaiannı bitirmiş, derhal bakanlığımda bunlann teknisyen, yüksek dereceli arkadaşlar tarafmdan ayn ayn kaldınlması hususunda gereken haarlıklann yapüması çalışmalanna girişilmiştir. tşte bu hareket ve bu faaliyet, mutlak surette basını tehdit veya takvid dûşüncesini taşımama imkân venniyecek şekildedir. Ve bilâkıs lehte bir delil olarak kabul edilmesı lâzım gelir. GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyel Ozal'dan tehdit 15 AĞUSTOS 1989 Başbakan Turgut özal, haksız kazanç peşinde koşan sanayıcileri uyararak, "Kım haksız kazanç saglamaya kalkarsa, gürnrük duvarlannın gerisinde mılleti aldatmaya kalkarsa, o gümrûk duvarlannı indirir ve onlann da hesabıru görûrûz" dedi. Başbakan özal, il olan Bayburt'ta dün yapılan törende konuşurken, Türk parasımn her türlü yabancı parayla değişir hale geldığini kaydederek dürüst, namuslu ve çalışan her kesimin yanında olduklannı kaydetti. özal, konuşmasının bu bölümünde şöyle konuştu: u Bunun için biz çiftçinin, mernurun, işçinin, emeklinin yanındayız. Aynı şekilde namuslu, dürüst ve hakikaten bu memleket için an gibi çalışan sanayici ve tüccanmızı da desteklenz.. Ama unutmayıruz biz, bu memlekette kim ûçkâğıt yapmaya, haksız kazanç saglamaya, havadan para kazanmaya çalışırsa, gümrük duvarlannın gerisinde milletı aldatmaya kalkarsa, o gümrük duvarlannı indirir ve Onlann da hesabını görürüz." OÜNYA'DA BUGUN Amsterdam Atına BaÇdat Barcelona Baseı Betgnd Berlm Boraı Brûksel Buöapeste Ceneve c3*r Dubaı Frankfurt Gırne Kahıre Kopenhag Kftn Lefkosa A 26° A 34° A 32° A 41» A 29° V 28° A 30° V 27° V 26° A 30° A 32° A 29° A 34° A 41° A 42° V 27° A 32° V 22° A 33° B 25° V 26° A yp A 22° Y 27° A 33° A 30° A 32° A 22° Y 28° A 30» Y 21° A 30° A 32° A 42° Y 29° A 29° A 39° A 35° A 34° Y 24° Y 27° Y 28° WâstwngtonA 33° Zurth Y 28° Lei ngrad Lonflra Madrıd Mılano Montreaı Maskova Munf New York Oslo Pans Prag Rorea Solya Sant Tel Avıv TufKjS Vrcova Venedık Vıyana TART1SMA 'Dış Ticaret' ve Dev»«ılılıl* itibar edilmeden çıkarılmaya başlandı. Bu suretle, Dış Ticaret Müsteşar Yardım- cılığı'nın bütün genel müdürlükleri ve perso- nelinin, bütün selahiyetleri yavaş yavaş elle- rinden alınarak, felç edilmişler ve sıhhatli ça- lışma ortamlan yok edilme noktasına getiril- mişlerdir. Bugün, ekonomimızde görülen "çok bas- lılıV", haliyle dış ticarete de bulaşmış her ba- kartlık, Dış Ticaret Müsteşar YardımcılığVnı haberdar dahi etmeden, tek başma dış tica- retle ilgili önemli kararlar almakta sakınca görmemiş ve bu gibi keyfi ve ani kararlar dış ticaretimizden tamiri güç yaralar açmıştır. Dışişleri Bakanlığı'nda olduğu gibi "devamhhğm" şart olduğu Dış Ticaret personelinin kaderi "iki dudak" arasında bulunmaktadır. 1982 sonuna kadar, Ticaret Bakaalığı Dış Ticaret Dairesi ve Dış Ticaret Gcnel Sekreter- ligi olarak Türk dış ticaretine damgasını vu- ran bu müessese, ANAP devrinde, Başbakan- lığa ve bir Devlet Bakanlıgı'na bağlı Hazine ve Dış Ticaret Mıisteşarhğı bunyesinde göre- vini sürdürmeye çalıştı. Çalıştı diyoruz. Çünkü, 1986'ya kadar nis- peten benliğini koruyabilen bu müessese, bu tarihten sonra tam bir yaşama savaşı verme- ye başladı ve yavaş yavaş, her taraftan yıp- ratılmaya, eritilmeye başlandı. Dış Ticaretin en üst ve üst düzeydeki mev- kiierine, dış ticaret dışından dış ticarette de- neyimsiz, dış ticaretin özelliklerinden uzak ele- manlar getirildi. Dış Ticaret Müsteşar Yardımcılığı ve ona bağlı Genel Müdürlükler, sistematik bir şe- kilde erozyona uğratılarak, tabandan (rapor- tör) yukanya doğru giden idare ve karar me- kanizması piramidi yok edilerek, dış ticare- tin, en tepeden idare edilme çabası içine gi- rildi. Eskiden, raportörden başlayarak üst kade- melere kadar her kademede, her türlü fıkir ve tnünakaşaya açık olarak ilgili diğer bakanlık, mesleki teşekkül, ihracatçı, ithalatçılarla ya- pılan sık ve devamlı toplantılar sonunda raa- kama arz edilen ve bu kademede de serbest- çe tartışması yapılarak, en sıhhatli şekilde alınmağa çalışılan dış ticaretle ilgili kararlar, "TEPEDEN tNME EMİRLERLE", dış ti- carette çekirdekten yetişmiş kıymetli arkadaş- ların göruş ve fıkirlerı dahi alınraadan veya Ne yazık ki ekonomimizdeki bu "ÇOK BAŞLILIK" ve "BAŞLAR" arasmdaki çe- kişme ve görevden alınmalar dış ticaret gibi köklü bir müesseseyi yok etme, dış ticaret per- sonelinin en büyük kuveti olan "devamlılık" unsurunu ortadan kaldırma noktasına getir- mektedir. Dışişleri Bakanlığı'nda olduğu gibi "devamlılıgın" şart olduğu Dış Ticaret per- sonelinin kaderi "iki dudak" arasında bulun- maktadır. Bir en üst düzey bürokrata veya politika- cıya antipatik gelmek, kendi fikrini (bırakın müdataayı) söylemek, tepeden inme emirle- re karşı çıkar gibi olmak, görevden alınma- ya, "kızağa çekilmeye", en verimli çağında silinip gitmeye yeterli gelmektçdir. Siz, 20-30 yıldır, dış ticarette çekirdekten yetişmişsiniz, tecrilbelisiniz, bu işi hakkıyla bi- liyorsunuz. Bilgili ve kıymetli bir elemansı- nız... Bunun hiç ehemmiyeti yoktur. Nasıl ol- sa işler "durmuyor" yürüyor. Bugünkü idarenin anlayamadığı, daha doğ- rusu anlamak istemediği bir hakikat \ardır: Devlet mekanizması içinde, dış ticaret bir "ih- tisas mevkii"dir, bir ihtisas işidir. Bir işin öncesinden haberdaı olmayan bir idareci, raportörü kadar dahi bırikimi, tec- rübesi ve bılgisi oîmayan bir amir düşünün... Cumhuriyetimizin kurulduğu tarihten bu yana, devletimize, memleketimıze değişen şartlar içinde, en iyi hizmeti verme çaba ve heyecanını hiçbir zaman kaybeımeden varlı- ğını sürdüren bu müesseseyi yok etmekten devlet ne kazanacaktır, ne KAYBEDECEK- TİR? tşte bütün sorun bu... DİNÇER ASENA lstanbul Stajyer Öğrencileriıı Durmnu Gençliğe nasıl "değer" verdiklerini her fırsatta söylemekten kaçınmayan yöneticiler ve bugünkü iktidar, 1967 yılı şartlarına göre hazırlanan bu kararnameyi tekrar gözden geçirmelidir. Bılındigi gibi yükseköğretimde öğrenim ya- pılan yülar içerisinde belirli sürelerde staj yap- ma zorunluluğu vardır. Öğrenci, öğrenimini yaptığı meslekle ilgili kamu ve özel kuruluş- larda, teorik mesleki eğitimini pratikte uygu- lama ve mesleki beceri kazanabilmek için bu stajı yapar. Staj diğer derslerle eşdeğerdedir. Başanyla tamamlanması gerekir. Aynca staj uygulaması kamu ve özel kurulnslann univer- site ile işbirliğini temel alır. Staj uygulama- sında, Milli Egitim Bakanlığı, üniversiteler ile kamu kuruluşları arasında iletişimin organi- zesini yapar. Kamu kuruluşları, hangi mes- lekte ne kadar stajyer öğrenci kabul edebile- ceklerini belirledikten sonra bu kontenjanla- n Milli Eğitim BakanhğVna bildirirler. Bakan- lık da ilgili üniversitelere duyurarak hangi ku- ruma ne kadar öğrenci gönderilecek turunden ayarlamalar yapar. Üniversite de staj yapa- cak öğrencilere bu bilgileri duyurarak staj ya- pacaklan yeri seçme olanağı sağlaı. Bunun ya- nında stajyer öğrencinin, staj yapacağı yeri kendisinin bulma imkânı da vardır. Yukarıda kısaca anlatmaya cahştığım staj yapmadaki işleyiş 1967 yılında çıkanlan Staj Yönetmeliği ile ilgili kararname kapsamında- dır. İşin ilginç yanı çıkanlan bu kararname- nin halen 1967 koşullannın özelliklerini tası- masıdır. Bugün stajyer öğrencilerin ihtiyaç- lanna bu karamamenin cevap vermesi müm- kün degildir. örneğin stajyer öğrenciye öde- necek ücret konusundaki madde, komik ve açıkça kara mizahtır. İlgili madde; "Staj ya- pılan kunım nniversitenin bulundugu şehrin sınırlan içerisinde ise 25 TL, eğer şehrin sı- nırlan dışında ise 30 TL günlük yevmiye verilir" diyor. 1967 yılı ekonomik koşullan- na göre önemli bir ücrettir bu miktarlar. An- cak "?o 70'lere varan enflasyonun olduğu 1990 koşullannda açıkça insanlarla dalga geçmektir bu durum. Sorun ücret alıp-almama degildir, sorun ilgisizlik ve komikliktir. Bu bağlamda "geleceğin teminatı olarak" bakılan gençli- ğin küçuk düşürülmesidir. Yine aynı yönetmelikte Stajyer öğrenci, iş- letmenin imkânlan dahilinde sağlanan hizmet- lerden yararlanır" der. lşletmenin imkânlar dahilinde çalışanlara saglanan hizmetlerden yararlanmak bir yana bugün stajyer öğrenci- nin statudeki yeri belli değiidir. Örneğin iş- letme, yemek bedelini personelin maaşından keser ve hiçbir zaman yemek bedeli maasını aşacak duruma gelmez. Kesilen bu ücret ye- meğin maliyet bedelidir. Fakat stajyer öğren- cinin aylık ücreti komik olduğu için (900-750 TL) maaşından kesemez ve aynca öğrenciden para alırur. Bannma ihtiyaçlan da zoraki kar- şılanmaktadır. Hatta kamu kuruluşlannda staj yapan öğrencilerin bazılarının bu imkâ- nı dahi yoktur. Stajyer öğrencilerin staj sü- resi içerisinde hiçbir sosyal güvenceleri de bu- lunmamaktadır. Sağlık hizmetlerinden yarar- lanma imkânı kısıtlıdır. Yine 1967'de çıkan- lan kararnamede sağlık vb. sorunlara yüzey- sel olarak değinilmiştir. Halbuki bir stajyer öğrenci de işletme çalışanı gibi her türlü iş ka- zasıyla karşı karşıyadır. Olabilecek bir kaza- da hangi hükümler doğrultusunda hareket edileceği belli degildir. Üniversite, öğrencisini kamu kuruluşlarına staja gönderirken makul şeyler söylenir. Zor- luk çıkmayacağını anlatır. ilgili kurumun ba- nnma ve yemek ihtiyacını karşılayacağı bil- dirilir, "Sadece şehirlerarası ulaşım ücreti öğ- renciye aittir" der. Bu açıklamalar bir bakı- ma eksik dahi olsa staj yönetmeliğiyle uyu- şur. Ancak yaşadığım olaylardan dolayı üni- versite ile ilgili kurumlar arasında derın bir iletişimsizlik bulunduğunu gördum. ilgili ku- rumlar, genel müdürlük düzeyinde kontenjan belirlerken kurumlanyla ilgili olmayan mes- leklere de kontenjan ayırmaktadır. Bu neden- le, geri dönen oğrenciler olduğu gibi yanlış alanlarda zorunlu olarak staj yapanlar da bu- lunmaktadır. Alt düzeyde işletmelerın eğitim servisleri bu kontenjanları belirlerken hiçbir araştırma yapmadan genel müdürluklere bil- gi verdikleri için bunun zararını yine öğrenci çekmektedir. Yine staj yönetmeüğinde (1967) "Her Ku- rurn, stajyer öğrenci kontenjaıunı bir önceki yıto göre orttınnak zorandadır" deniliyor. Stajyer öğrencilerin durumlan kamu kuruluş- lannda içler acısı iken ve hiçbir iyileştirici du- zenleme yapıhnazken bu sayı arttırmanın neye yaradığı bir başka bilinmezlik olarak çıkıyor karşımıza. Sonuç olarak kamu kuruluşlannda stajyer öğrencilerin durumu bir felakettir. Subjektif görüş olarak değerlendirilebilir bu görüşler. Ancak 1967'de çıkanlan staj yönetmeliği ile ilgili karamamenin maddeleri ortadadır. Bu kararname doğrultusunda kamu kuruluşlann- da düzenlenen staj işleyişi de tam bir izdiham- dır. Gençliğe nasıl "değer" verdiklerini her fır- satta söylemekten kaçınmayan yöneticiler ve bugünkü iktidar, 1967 yılı şartlarına göre ha- zırlanan bu kararnameyi tekrar gözden geçir- melidir. Veya günümüz şartlanna göre yeni- den bir kararname çıkanıp stajyer öğrencile- re (gençlere) gereken morali vermelıdir. Eğer aynı olumsuz durum devam ederse, meslek yaşamına geçişte bir basamak olarak gönileo staj hiçbir işe yaramayacak, gençlere daha da karamsarlık ve umutsuzluk verecek ve bu psi- koloji içersinde meslek yaşamına atılma\a de- vam edeceklerdir. Bundan sonra gençlerden başarı beklemek de düpeduz safdillik olur. MEHMET ALİ YAZICI Ankara Anti-Arabesk Tatil. Deniz, kum, güneş mükemmel. Ortam özentisiz vc samimi. Mekân güzel, müzik güzel, yemekler güzel. İstanbul Erkek Lisesi mezunlanna, Opera-Bale ve Konservatuar mensuplarına, öğretim üyeleririe ve Cumhuriyet okurlanna indirimli. Tcl: 9 (6353) 2206 MOTELAMPHORA A l t ı n k u m - D i d i m TOPRAKOĞLU Size "özgür yaşam" ve "ucuz tatil" olanağı sunuyoruz Deniz otobüsüyle lstanbul'a 2 saat mesafode DenosTURİSTİK TESİSLERİ 2 kışi tam pansiyon 98.000 TL 3 kişi tam pansiyon 125.000 TL 4 kişi tam pansiyon 156.000 TL 20 kişiyi geçen gruplara % 15 indirim Ce 0 ÜnV a MARMARA ADASI ÇINARLI KÖYÜ ^ Rezervasyon: 5223419-5226371-5720209 Marmara Çınartı: (9) 1'984.1425'ten 110 ELİTUR Harekei Tanhı 17 Ağustos ve 7 Eylul •GLASNOST-PEKESTROİKA/ISgun Nış/Boöapeşle/Kıakov, Varşova'Befir/Prag/'SalzBurg/Zagrep'Nış DM 1.815.-+TL 795 000- •KAUU«AI«i-SPAGETTİ-l>İZZA-9AIUP/16gün Selanık/ Atına/lgomenıdsa.'Ban/Roma/FloransaiNıceA'enecl*/ Belgrad DM 1 560 - + TL 944 000 - • AVRUPA GÜZELLİKLERİ/20 gün B<Hgfad/Graz/Koln; Amsterâam/Londra/Parıs/NıceA'enedık/Belgrad DM 1 735 - + TL 1 365 000 • Hareltet Tanhı 8 Eylul den ıtıbaren her Cuma * R O O O S /9 Gün (7xYP) Paradıse $ 397 - + TL 265 000 - Isteğe bağlı olarak degışık otellerde munlenl rezervasyonlar yapılır Mareket Tarihı SOIEylul •İSPANYA'OAM h p ALYA'VA/18gun Madnd/Toteoo/Lızbon/ Maûeıra Ad 'Sevılla/Cebelıtarik/Tanca/Roma Harehet Tarıhı-18 Eyiül AMERtKA 20 gid New Yortt/San Fransısko/Hondulu/ Los Angeles/Fresno/Monterey/Las Vegas 2650 $ + TL 2 000 000 - N6TBAMK Tam Kredısı'nden yaıarlanabılnsınız1 Cjmrurıyel Cad 151/2. 80230 Elmadag/lstanbul Tel 140 10 33-148 59 05-146 51 00-146 51 01 Fax 130 26 41 fransavıa A I R L I N E S Her Cumartesl Ankara ve Istanbul'dan AMSTERDAMISTANBUUOAN TEK GİDİŞ FL. 375.- ANKARA'DAN TEK GİDİŞ FL 400.- SONAREX - İSTANBUL SONAREX - ANTALVA SONAHEX - tZMİR LİNK TRAVEL- ANKARA SONAREX - AMSTERDAM SONAREX - ROTTERDAM GlDlŞ-OÛNÜŞ FL 500.- GİDİŞ-DÖNÜŞ FL 700.- (1) 132 88 O2 (31) 12O 229 (51) 43 54 26 (4) 1 67 26 86 (2O) 2O 82 81 C\O\ 436O6O9 POLinKA VE OTESI MEHMED KEMAL Tramvay Geçende yotum Beyoğlu'na dûştü. Aman Allah!.. Her yanı kaz- mışlar, bir savaş alanına çevirmişler. Kim yapar bunları? Hangi Akl-t evveller vurur bu kazmayı? Kendimi bildim bileli bu kaçın- cı oynamadır Beyoğlu ile!.. Her ayranı kabaran yetkili soluğu burada alıyor. Vur, yık, yeniden yap!.. Neymiş efendim, şimdi de Cadde-yi Kebir'den tramvay ge- çireceklermiş. Bu ne mene tramvay! Tünel'den Taksim'e de- ğin uzanan oyuncak tramvay olacak galiba. Harcanan bunca para da boşa gidecek. Kimbilir, günün birinde biri çıkar, bu oyun- cak tramvayı gözü tutmaz kaldırır. Eğer halka hizmet için tramvay yapılacak, bu da göstermelik olmayacaksa, alırsın Tünel'den Harbiye'ye kadar getirirsin. Bir ucunu da Karaköy'den alır Eminönü'rve çıkarsın. Böylece met- roya başlamış olursun. Böyle delinin topu gibi oyuncak metro yapmazsın!.. Bedrertin Dalan, gelmiş geçmiş bütün belediyecilere örnek olarak metro mu, raylı taşıt mı adı ne olursaolsun bir şeyler yaptı. Şimdi bunu kınayacak yerde ucunu ileriye, geriye sen de uzat- sana! Hayır, 'bir işe yaramaz' diye eieştiriyorlar. istanbul'a top- lu taşıt olarak ne yaparsanız yapınız, kaldırır. Çünkü kent ula- şım bakımından felç olmuştur. Yerin altından, denizin üstünden buna ne katarsanız katınız işe yarar... Rahmetli Haşim İşcan birkaç yeraltı geçidi yaptırmıştı. İşcan'- dan sonra gelenler geçitleri uzatamadılar, dondu kaldı. Mosko- va'da bu yeraltı geçitlerini gördüm. Metrodan ayn olarak çok şeyi karşılıyor. Arkadaşım, "Belediye başkanları gelip buralan görmeli" diyordu. Gerçekten de gidiyorlar, görmeden mi geli- yorlar? Beyoğlu uydurma eklemeleri ile değil, minelkadim görüntü- leri ile güzeldir. Böyle uydurma eklemeler yaptınız mı hiçbir şe- ye benzemez. "Bir deli gelmiş nelerle uğraşmış" derler. Yedeksubayda öğrenci idik... Yatakhanede yanımıza istan- bul'un Beyoğlusu'ndan Müslim, gayri Müslim gençler düşmüş- tü. Gece oldu mu Tünel'de sağdan başlarlar, bütün dükkânla- rı, ezbere, Taksim'e değin sayarlar. Soldan başlarlar, yeniden sayarak Tünel'e inerler. Aralarında bir de şair vardı: Fikret Tart. Yozgatlı idi, ama bu çocuklar kadar Beyoğlu'nu bilirdi. Asker- likten sonra da karşılaştık. Bütün ömrü Beyoğlu'nda geçmişti. Küçük meyhanelerde içerken yakınları onu 'vali bey' diye çağı- rırtardı. Valiliği benimser, hiç yadırgamazdı. Şimdi coğu yıkılan küçük meyhanelerin unutuimaz iki 'şahsiyeti' vardı; biri vali bey ise öteki Mösyö Rober'di. Her ikisini oyuncak tramvaylı Beyoğ- lu'nun neresine koyacaksınız? Bir dönemin şirin kişileri gidiyor, bir daha yerine kimse gelmiyor. Mehmet Barlas, köşesinde Beyoğlu nostaljisini anıyor, pek güzel, kopya çekiyorum: "Gloria Pastanesi'nin frambuazlı şekerlemesi ve karamela- sı, Atlantik'in sosisli sandviçi ve gravyerti tostu insanı Beyoğ- lu'na çekerdi. Degüstasyon'da yemek yenilirken Çiçek Pasajı'- na açıian pencerelerden taze badem alınırdı. Salı akşamlan Yeni Melek Sineması'nın galalarında, yıllık abonman bıletle gelen kürklü hanımlar 2-3 yaşındaki fılmleri ilk kez görmenin heyeca- nını yaşarlardı. Klüp Reşat'a gidenler Romero'yu dinlerlerdi ve Taksim'de Zeki Müren söylüyorsa, Tevhide İpar da setin üstün- deki masasında mutlaka oturmakta olurdu. Rejans'ın turşusu- nu ve Fisher'in patates salatasını isterdi. Abdullah'a gidecek gücü olmayanlar, Hacı Salih'te de beğendili piliçlerin tadına va- rabilirterdi. Japon Mağazası oyuncak; Necmi Rıza ve CKM ku- maş; Tanca ayakkabı demekti. Galatasaray'a yaklaşırken 'Ha- san Kotonyası' dolu olurdu bir vıtrinde. Sonra Franguli'nin mü- cevherleri pariardı. Çukurlardan atlayarak Tünel'den Taksim'e yürürken bu lezzet^r insanı Beyoğlu boyunca bir hayalet gibi kovalıyor." Ya Beyoğlu'nun bohemleri Cahit Irgat, Salih Tozan, Ümit De- niz, Hayalet Oğuz, aktetron Fikret ile Doktor Ürgüp Fikret'i ve nicelerini tramvay caddesine nasıl sıkıştıracaksınız? Tramvaylar gelir geçerdi, ama bu insanlar ve daha niceleri de vardı; onları nasıl getireceksiniz? ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZŞİPAL "Aylıgınız, 4.050 göstergeden" SORU: Siiper emeklilik yasasııun yurürlüğe girdiği tarihte emek- lilik hakkını kazanmış, ancak çok az bir eksiklik nede- niyle 1.400 göstcrgor ulaşamadıgım için yasadan y»- rarlanamadım. Bu yuzden çahşmayı sürdürdum. Yasanın yurürlüğe girdiği temmuz 1987'den bu >ana sürekli tavandan (6.400 gostergeden) prim ödedim. 1984'ten sonraki primlerim de eksiksiz ve tavandandır. Emekli aylığı bağlaurken son 3 yılın mı, yoksa son 5 yılın ortalaması mı göz öaüne alınacakbr? OJC YANIT Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalan için düzenlenecek üst gösterge tespit tablosunda sigortalının aylık istek ya da ölüm tarihinden önceki beş takvim yılında prim hesabına esas alt gös- terge tablosundaki en yüksek göster olan 1.400 üzerinden hesap- lanacak yıllık ortalarna taban sayısını, aynı yıllara ait geçerli olan en yüksek gösterge esas alınarak hesaplanacak tavan günlük ka- zançların yıllık ortalaması tavan sayısını oluşturur. Saptanan tavan sayısı ile taban sayısı arasmdaki fark üst gös- terge tablosunda yer alan kademe sayısı olan 95'e bölünür. Bölüm sonucu çıkan sayı kesirli ise tama çıkartılarak 1.400 göstergeye kar- şıhk gelen sayı>-a eklenir ve böylece Üst Gösterge Tablosu'nun ilk göstergesi olan 1.700 gösterge bulunur. Bu sayı art arda eklenerek sonraki göstergeler belirlenir. 3395 sayılı yasanın yürürlüğe girdi- ği 1987'yi izleyen yılbaşı olan, 1 Ocak 1988'den geçerli olarak, 5 takvim yıbndan az süre için üst gösterge tablosunun en yüksek gös- tergesi 6.400 üzerinden hesaplanacak günlük kazançlann beş yıl- lık tutannın yıllık ortalaması: l'inci takvim yılı olan 1987 için bir, 2'nci takvim yılı olan 1988 için iki, 3'üncü takvim yüı olan 1989 için üç, 4'üncü tak\im yılı olan 1990 için dört, 5'inci tak\im yılı olan 1991 için beş, Yıllık tutarlarının yıllık ortalaması alınmak suretiyle saptanır. 1990 yılında emekli olanlar için: PriM esas 1.400 göster. RHİ tavan M 0 0 göstergeye son 5 y*l kazaacı kazanç gore kaaeç 1985 1986 1987 1988 1989 Toplam Ortalama 790.020 1.023.300 1.295524 1.545.660 2 797.380 7451.884 7.451 £84/5= 1.490.377 790.020 1.023.300 3.302.248 7.065720 12 787380 24968668 24.968.608/5= 4.991734 — — 5378.240 (1. yrt) 7.065.720 (2. yıl) 12.787.380 (3. yıl) 25.229.380 25.229.220/3 (üç) = 8.409780 8.409.780. (6.400 gösterge kazanç ortalaması) -1.490.377 (1.400 gösterge ortalaması) = 6.919.364 (fark) 6.919.364/95 (Üst Gösterge Tablosu kademe sayısı) = 72.836 (Her kademe arası 50 puan göstergeye karşılık gden sayı) 1.490.377 (1.400 gösterge karşıhğı kazanç ortalaması) + 72.836 (fark sayı) = 1.563.213 (1.700 gösterge karşıhğı ortalama kazanç) + 72.836 = 1.636.049 (1.750 gösterge karşılığı ortalama kazanç) + (.-) Son 5 yılın fiili tavan kazanç ortalaması olan 4 milyan 993 bin 734 TL. Üst Gösterge Tespit Tablosu'nda 6. derece 8. kademede ve 4.050 göstergede yer alır. 1.400 göstergeye ulaşamadığınız ve emekli olamadığmız için mut- lu olmalısınız, çünkü aylığınız 4.050 gostergeden ve 2.650 göster- ge fazlasıyla bağlanacaktır. HAREM 89 ile günlük deniz gezileri • Her gün 10'da Kuruçeşme'den hareket- varış 18'de • Gruplara ve kombine biletlere indirim yapılır. • Çarşamba günleri hanımlar turu • Tel: 145 77 93-149 93 87 Tatil ve mesai saatleri dışında telefon: 165 54 61
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle