Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
75 AĞUSTOS 1990 CUMHURİYET/15
HAVA DURUMU TÜRKİYE'DE BUGÜN
Weteoroto)i Genel Müdürlüğü'n-
den alınan bılgiye göre yurcun ku-
zey kesimten parçalı bulutlu, ötekı
yerler az bulutJu ve açık gececek
r
",
HAVA SICAKLIĞI Bıraz artacak s i
RÜZGAR Kuzey ve bat yönlerrJen *
hafif, ara sıra orta kuvvette ese- '
cek. Denızterde rûzgâr, Karadenız
ve Marmara'da yıldız ve poyraz,,
Ege'de yıtdız ve karayel, Akdeniz
:
de gûnbatısı ve lodostan 2-4, yer
yer 5, açıklarda 6 kuvvetınde sa-
atte 4-16, yer yer 21, Ege açıkla-
nnda 27 deniz mili hızla esecek
DENİZ: Hafif çalkantılı Gûney
Egede yer yer mutech dalgalı olaca*. Van GAIü'nde Ha-
va: Az bulutlu ve açık gececek Rûzgâr kuzey ve bat yön-
lerden hafif ara sıra orta kuvvette esecek. Göl küçûk dal-
galı olacak. Görüs uzaklığı 10 km. dolayında bulunacak
Botu
Bursa
Çanamae
Çorum
Denızk
A 33° 23° Dıyartafar
A 29° 19° E*me
A 38°22°Erzmcar
A 30° 13° Eraırum
A 30° 11° Estoşehr
A 30° 18° Gaaartep
A 32°2S°Sresun
A 32° 21° Gumûşhare A
A 28°W>Halddri A
A 37° 21° Isparta A
A 3O°2O°lsöı*ul A
A 29° 17» Ismr A
A 31° 17" Kars A
A 31° 15° Kasomoou A
A 28° 14° Ka*sen A
A 31° 19° KırMarelı A
A 30°20°Koıya A
A 25° 12° Kûahya A
A'33°21°M*tya A
38°20°Maıxsa
31° 16° K Maras
32° 15° Meraın
25° 12° Uu0a
32°17°Muş
37°23°'*0de
26°20°0fdu
27°15°(te
31° 19° Samsun
32°20°Sıırt
30°20»Smo(i
35°22°Sıvas
29° 10° Teterdaj
27° 13° Tratızon
31° 13° üjnedı
31° 16° Uşak
32° 17° Van
30° 17° ınozgat
36° 19° Zonguldak
A 30°20°
A 34° 22°
A 32° 2*=
A 35° 22°
A 32° 19°
A 30° 16°
A 26° 20°
A 27° 21°
A 27° 20»
A 38° 22°
A 27°20°
A 25° 13°
A 30° 20°
A 27° 20°
A 35° 17°
A 30° 17°
A 28° 14°
A 30° 14°
A 26°20°
ı bulutlu 'yaOraurlu A-aç* B-buMu <H)ûne$lı Ktatı S-ssi Y-ra«murtu
BULMACA
SOI.DAN SAĞA:
1/ Herhangi bir ola-
yın değişimini göste-
ren grafik. 2/ Des-
tan... Uçurum. 3/ Bir
soru sözü... Sovyetler
Birliği'nin plaka işa-
reti. 4/ Avukatların
bağlı olduklan mes-
lek kuruluşu... Yap-
raldarı salata gibi ye-
nen kokulu bir bitki.
5/ Uzun tüylü bir kö-
pek cinsi. 6/ Yapısına,
girdiği sözcüğe olum-
SILZ anlam katan bir
önek... AJtının, sim-
gesini aldığı Latince adı. 7/ Çekilerek
balık avlamaya yarayan daire şeklinde
el ağı... Bir çeşit börülce. 8/ Hile...
Ayakkabüann altına çakılan demir. 9/
Yakacak odun için kullanılan bir met-
re küpe eşit hacim ölçiisü birimi... Bü-
yük panayır.
YUKARIDAN AŞAGIYA:
1/ Dar geçit. 2/ Kalın bükülmüş si-
cim... Cihaz. 3/ Trabzon'un bir ilçesi...
Bir çeşit Ingiliz birası. 4/ Eski bir si-
yasal partinin simgesi... Dürüst, iyi ahlaklı. 5/ Kuşaktan kusafa
geçen kalıtımsal öğe... Çin'in para birimi. 6/ Pulculukta hatalı ba-
sdmış pullar için kullanılan sözcük... Bağışlama. 7/ Bir zaman bi-
rimi... Müspet. 8/ Yüz kalıbı... tskambilde bir renk. 9/ Sakagı da
denilen ölümcül bir hayvan hastahğı... Kent.
60 YIL ONCE Cumhuriyel
Fethi Bey'in beyanatı
15 AĞUSTOS 1930
S.C. Fırkasının tescil muamelesi
dün Vilâyetçe ikmal edilmiş ve
tanam edilen ılmühaber, Fethi
Beye tevdi edilmek ûzere, Yalova
kaymakamlığına gönderilmiştir.
Fırka lideri Fethi B. dün öğleden
sonra Bûyükdere'de Necmettin
Molla Beyin evinde yeni fırka
teşkilâünı hazırlamakla meşgul
olmuş ve bazı zevatın
nyaretlenni kabul etmiştir. Fethi
Beyi ziyaret edenler meyanında
sabık Nafıa Vekilı Feyzi B. de
vardır.
Fethi B. dün de bir çok tebrik ve yeni fırkaya ilhakı
mutazammın mektup ve lelgraflar almışür. Yeni fırkanın
lideri dün öğleden sonra kendisini ziyaret eden bir
muharririmizin sorduğu suallere cevaben demıştir ki:
"- Mes'ele zannolunduğundan daha mûhimdir. Gaye
Cumhuriyet idaresinin nonnal bir şekilde ifayı vazife
etmesidir. Teşkilâtı esasiye haricindeki sureti haller gayeye
muhalif olacağı için memleketin menfaatine muvafık
olamaz. Zaten şimdiki Meclisin intıhap devresinin
bitmesine altı ay kalmıştır. öyle ümit ediyorum ki benim
ileri sürdüğüm kanaatler efkân umumiyenin tasvibine
mazhar olacakur."
30 YIL ONCE Cumhurjyet
Talihsiz demeç
15 AĞUSTOS 1960
Ankara Gazeteciler Cemiyeti
Genel Kurulu bugün olaganûstü
bir toplantı yapmıştır.
Toplantı sonunda halkoyuna
sunulması karan verilen
bildiride, dün Adalet Bakanının
yaprruş olduğu basın
. „ „.. ... toplantısında geçen baa sözler
A.P.Gozubujuk eleahnmaktavebunlannteessür
yarattığı, Bakarun halen yürürlükte olduğunu belirttiği bazı
kanunlann antidemokraük olduklanndan tatbik gûcünü
kaybettikleri Milli Birlik Komıtesinin şimdiye kadarki
beyanlannın dikkate alınarak bir an önce basın
mevzuatının aydınlanmasının arzu edildiği belirtilmektedir.
Diğer taraftan bu tebliğ hakkında Adalet Bakanı Abdullah
Pulat Gözübüyük, bize şunlan söylemiştir.
"- Basın toplanüsında herhangi bir tehdit düşüncesine yer
verici herhangi bir fıkir bahis konusu degildir. Bu
toplantıda sadece mütecavizane pek mahdut sayıdaki
neşriy ata mütaallik olarak bunlann devamının temenni
edilmediğini ve şayet kasten pek mahdut sayıda da olsa
mütecavizane neşriyata girişen bulunursa kanunlar
gereğince takibi icabedeceği bildirilmiştir. Basınla ilgüi
kanunlann, vaki soru üzenne, (henüz kaldınlmış olmadıgı)
söylenmiştir. Bu hususta tam bir iyi niyetle ve hür basının
hukuki temınat altında faaliyetini saglamak maksadiyle
antidemokratik kanunlann kaldınlmasına ilkönce
tarafımdan teşebbüs edilmiş. teşkil edilen komisyon
ayıklama çalışmaiannı bitirmiş, derhal bakanlığımda
bunlann teknisyen, yüksek dereceli arkadaşlar tarafmdan
ayn ayn kaldınlması hususunda gereken haarlıklann
yapüması çalışmalanna girişilmiştir. tşte bu hareket ve bu
faaliyet, mutlak surette basını tehdit veya takvid
dûşüncesini taşımama imkân venniyecek şekildedir. Ve
bilâkıs lehte bir delil olarak kabul edilmesı lâzım gelir.
GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyel
Ozal'dan tehdit
15 AĞUSTOS 1989
Başbakan Turgut özal, haksız kazanç peşinde koşan
sanayıcileri uyararak, "Kım haksız kazanç saglamaya
kalkarsa, gürnrük duvarlannın gerisinde mılleti aldatmaya
kalkarsa, o gümrûk duvarlannı indirir ve onlann da
hesabıru görûrûz" dedi.
Başbakan özal, il olan Bayburt'ta dün yapılan törende
konuşurken, Türk parasımn her türlü yabancı parayla
değişir hale geldığini kaydederek dürüst, namuslu ve çalışan
her kesimin yanında olduklannı kaydetti.
özal, konuşmasının bu bölümünde şöyle konuştu:
u
Bunun için biz çiftçinin, mernurun, işçinin, emeklinin
yanındayız. Aynı şekilde namuslu, dürüst ve hakikaten bu
memleket için an gibi çalışan sanayici ve tüccanmızı da
desteklenz.. Ama unutmayıruz biz, bu memlekette kim
ûçkâğıt yapmaya, haksız kazanç saglamaya, havadan para
kazanmaya çalışırsa, gümrük duvarlannın gerisinde milletı
aldatmaya kalkarsa, o gümrük duvarlannı indirir ve
Onlann da hesabını görürüz."
OÜNYA'DA BUGUN
Amsterdam
Atına
BaÇdat
Barcelona
Baseı
Betgnd
Berlm
Boraı
Brûksel
Buöapeste
Ceneve
c3*r
Dubaı
Frankfurt
Gırne
Kahıre
Kopenhag
Kftn
Lefkosa
A 26°
A 34°
A 32°
A 41»
A 29°
V 28°
A 30°
V 27°
V 26°
A 30°
A 32°
A 29°
A 34°
A 41°
A 42°
V 27°
A 32°
V 22°
A 33°
B 25°
V 26°
A yp
A 22°
Y 27°
A 33°
A 30°
A 32°
A 22°
Y 28°
A 30»
Y 21°
A 30°
A 32°
A 42°
Y 29°
A 29°
A 39°
A 35°
A 34°
Y 24°
Y 27°
Y 28°
WâstwngtonA 33°
Zurth Y 28°
Lei ngrad
Lonflra
Madrıd
Mılano
Montreaı
Maskova
Munf
New York
Oslo
Pans
Prag
Rorea
Solya
Sant
Tel Avıv
TufKjS
Vrcova
Venedık
Vıyana
TART1SMA
'Dış Ticaret' ve Dev»«ılılıl*
itibar edilmeden çıkarılmaya başlandı.
Bu suretle, Dış Ticaret Müsteşar Yardım-
cılığı'nın bütün genel müdürlükleri ve perso-
nelinin, bütün selahiyetleri yavaş yavaş elle-
rinden alınarak, felç edilmişler ve sıhhatli ça-
lışma ortamlan yok edilme noktasına getiril-
mişlerdir.
Bugün, ekonomimızde görülen "çok bas-
lılıV", haliyle dış ticarete de bulaşmış her ba-
kartlık, Dış Ticaret Müsteşar YardımcılığVnı
haberdar dahi etmeden, tek başma dış tica-
retle ilgili önemli kararlar almakta sakınca
görmemiş ve bu gibi keyfi ve ani kararlar dış
ticaretimizden tamiri güç yaralar açmıştır.
Dışişleri Bakanlığı'nda olduğu gibi "devamhhğm" şart olduğu
Dış Ticaret personelinin kaderi "iki dudak" arasında
bulunmaktadır.
1982 sonuna kadar, Ticaret Bakaalığı Dış
Ticaret Dairesi ve Dış Ticaret Gcnel Sekreter-
ligi olarak Türk dış ticaretine damgasını vu-
ran bu müessese, ANAP devrinde, Başbakan-
lığa ve bir Devlet Bakanlıgı'na bağlı Hazine
ve Dış Ticaret Mıisteşarhğı bunyesinde göre-
vini sürdürmeye çalıştı.
Çalıştı diyoruz. Çünkü, 1986'ya kadar nis-
peten benliğini koruyabilen bu müessese, bu
tarihten sonra tam bir yaşama savaşı verme-
ye başladı ve yavaş yavaş, her taraftan yıp-
ratılmaya, eritilmeye başlandı.
Dış Ticaretin en üst ve üst düzeydeki mev-
kiierine, dış ticaret dışından dış ticarette de-
neyimsiz, dış ticaretin özelliklerinden uzak ele-
manlar getirildi.
Dış Ticaret Müsteşar Yardımcılığı ve ona
bağlı Genel Müdürlükler, sistematik bir şe-
kilde erozyona uğratılarak, tabandan (rapor-
tör) yukanya doğru giden idare ve karar me-
kanizması piramidi yok edilerek, dış ticare-
tin, en tepeden idare edilme çabası içine gi-
rildi.
Eskiden, raportörden başlayarak üst kade-
melere kadar her kademede, her türlü fıkir ve
tnünakaşaya açık olarak ilgili diğer bakanlık,
mesleki teşekkül, ihracatçı, ithalatçılarla ya-
pılan sık ve devamlı toplantılar sonunda raa-
kama arz edilen ve bu kademede de serbest-
çe tartışması yapılarak, en sıhhatli şekilde
alınmağa çalışılan dış ticaretle ilgili kararlar,
"TEPEDEN tNME EMİRLERLE", dış ti-
carette çekirdekten yetişmiş kıymetli arkadaş-
ların göruş ve fıkirlerı dahi alınraadan veya
Ne yazık ki ekonomimizdeki bu "ÇOK
BAŞLILIK" ve "BAŞLAR" arasmdaki çe-
kişme ve görevden alınmalar dış ticaret gibi
köklü bir müesseseyi yok etme, dış ticaret per-
sonelinin en büyük kuveti olan "devamlılık"
unsurunu ortadan kaldırma noktasına getir-
mektedir.
Dışişleri Bakanlığı'nda olduğu gibi
"devamlılıgın" şart olduğu Dış Ticaret per-
sonelinin kaderi "iki dudak" arasında bulun-
maktadır.
Bir en üst düzey bürokrata veya politika-
cıya antipatik gelmek, kendi fikrini (bırakın
müdataayı) söylemek, tepeden inme emirle-
re karşı çıkar gibi olmak, görevden alınma-
ya, "kızağa çekilmeye", en verimli çağında
silinip gitmeye yeterli gelmektçdir.
Siz, 20-30 yıldır, dış ticarette çekirdekten
yetişmişsiniz, tecrilbelisiniz, bu işi hakkıyla bi-
liyorsunuz. Bilgili ve kıymetli bir elemansı-
nız... Bunun hiç ehemmiyeti yoktur. Nasıl ol-
sa işler "durmuyor" yürüyor.
Bugünkü idarenin anlayamadığı, daha doğ-
rusu anlamak istemediği bir hakikat \ardır:
Devlet mekanizması içinde, dış ticaret bir "ih-
tisas mevkii"dir, bir ihtisas işidir.
Bir işin öncesinden haberdaı olmayan bir
idareci, raportörü kadar dahi bırikimi, tec-
rübesi ve bılgisi oîmayan bir amir düşünün...
Cumhuriyetimizin kurulduğu tarihten bu
yana, devletimize, memleketimıze değişen
şartlar içinde, en iyi hizmeti verme çaba ve
heyecanını hiçbir zaman kaybeımeden varlı-
ğını sürdüren bu müesseseyi yok etmekten
devlet ne kazanacaktır, ne KAYBEDECEK-
TİR? tşte bütün sorun bu...
DİNÇER ASENA
lstanbul
Stajyer Öğrencileriıı Durmnu
Gençliğe nasıl "değer" verdiklerini her fırsatta söylemekten
kaçınmayan yöneticiler ve bugünkü iktidar, 1967 yılı şartlarına
göre hazırlanan bu kararnameyi tekrar gözden geçirmelidir.
Bılındigi gibi yükseköğretimde öğrenim ya-
pılan yülar içerisinde belirli sürelerde staj yap-
ma zorunluluğu vardır. Öğrenci, öğrenimini
yaptığı meslekle ilgili kamu ve özel kuruluş-
larda, teorik mesleki eğitimini pratikte uygu-
lama ve mesleki beceri kazanabilmek için bu
stajı yapar. Staj diğer derslerle eşdeğerdedir.
Başanyla tamamlanması gerekir. Aynca staj
uygulaması kamu ve özel kurulnslann univer-
site ile işbirliğini temel alır. Staj uygulama-
sında, Milli Egitim Bakanlığı, üniversiteler ile
kamu kuruluşları arasında iletişimin organi-
zesini yapar. Kamu kuruluşları, hangi mes-
lekte ne kadar stajyer öğrenci kabul edebile-
ceklerini belirledikten sonra bu kontenjanla-
n Milli Eğitim BakanhğVna bildirirler. Bakan-
lık da ilgili üniversitelere duyurarak hangi ku-
ruma ne kadar öğrenci gönderilecek turunden
ayarlamalar yapar. Üniversite de staj yapa-
cak öğrencilere bu bilgileri duyurarak staj ya-
pacaklan yeri seçme olanağı sağlaı. Bunun ya-
nında stajyer öğrencinin, staj yapacağı yeri
kendisinin bulma imkânı da vardır.
Yukarıda kısaca anlatmaya cahştığım staj
yapmadaki işleyiş 1967 yılında çıkanlan Staj
Yönetmeliği ile ilgili kararname kapsamında-
dır. İşin ilginç yanı çıkanlan bu kararname-
nin halen 1967 koşullannın özelliklerini tası-
masıdır. Bugün stajyer öğrencilerin ihtiyaç-
lanna bu karamamenin cevap vermesi müm-
kün degildir. örneğin stajyer öğrenciye öde-
necek ücret konusundaki madde, komik ve
açıkça kara mizahtır. İlgili madde; "Staj ya-
pılan kunım nniversitenin bulundugu şehrin
sınırlan içerisinde ise 25 TL, eğer şehrin sı-
nırlan dışında ise 30 TL günlük yevmiye
verilir" diyor. 1967 yılı ekonomik koşullan-
na göre önemli bir ücrettir bu miktarlar. An-
cak "?o 70'lere varan enflasyonun olduğu 1990
koşullannda açıkça insanlarla dalga geçmektir
bu durum. Sorun ücret alıp-almama degildir,
sorun ilgisizlik ve komikliktir. Bu bağlamda
"geleceğin teminatı olarak" bakılan gençli-
ğin küçuk düşürülmesidir.
Yine aynı yönetmelikte Stajyer öğrenci, iş-
letmenin imkânlan dahilinde sağlanan hizmet-
lerden yararlanır" der. lşletmenin imkânlar
dahilinde çalışanlara saglanan hizmetlerden
yararlanmak bir yana bugün stajyer öğrenci-
nin statudeki yeri belli değiidir. Örneğin iş-
letme, yemek bedelini personelin maaşından
keser ve hiçbir zaman yemek bedeli maasını
aşacak duruma gelmez. Kesilen bu ücret ye-
meğin maliyet bedelidir. Fakat stajyer öğren-
cinin aylık ücreti komik olduğu için (900-750
TL) maaşından kesemez ve aynca öğrenciden
para alırur. Bannma ihtiyaçlan da zoraki kar-
şılanmaktadır. Hatta kamu kuruluşlannda
staj yapan öğrencilerin bazılarının bu imkâ-
nı dahi yoktur. Stajyer öğrencilerin staj sü-
resi içerisinde hiçbir sosyal güvenceleri de bu-
lunmamaktadır. Sağlık hizmetlerinden yarar-
lanma imkânı kısıtlıdır. Yine 1967'de çıkan-
lan kararnamede sağlık vb. sorunlara yüzey-
sel olarak değinilmiştir. Halbuki bir stajyer
öğrenci de işletme çalışanı gibi her türlü iş ka-
zasıyla karşı karşıyadır. Olabilecek bir kaza-
da hangi hükümler doğrultusunda hareket
edileceği belli degildir.
Üniversite, öğrencisini kamu kuruluşlarına
staja gönderirken makul şeyler söylenir. Zor-
luk çıkmayacağını anlatır. ilgili kurumun ba-
nnma ve yemek ihtiyacını karşılayacağı bil-
dirilir, "Sadece şehirlerarası ulaşım ücreti öğ-
renciye aittir" der. Bu açıklamalar bir bakı-
ma eksik dahi olsa staj yönetmeliğiyle uyu-
şur. Ancak yaşadığım olaylardan dolayı üni-
versite ile ilgili kurumlar arasında derın bir
iletişimsizlik bulunduğunu gördum. ilgili ku-
rumlar, genel müdürlük düzeyinde kontenjan
belirlerken kurumlanyla ilgili olmayan mes-
leklere de kontenjan ayırmaktadır. Bu neden-
le, geri dönen oğrenciler olduğu gibi yanlış
alanlarda zorunlu olarak staj yapanlar da bu-
lunmaktadır. Alt düzeyde işletmelerın eğitim
servisleri bu kontenjanları belirlerken hiçbir
araştırma yapmadan genel müdürluklere bil-
gi verdikleri için bunun zararını yine öğrenci
çekmektedir.
Yine staj yönetmeüğinde (1967) "Her Ku-
rurn, stajyer öğrenci kontenjaıunı bir önceki
yıto göre orttınnak zorandadır" deniliyor.
Stajyer öğrencilerin durumlan kamu kuruluş-
lannda içler acısı iken ve hiçbir iyileştirici du-
zenleme yapıhnazken bu sayı arttırmanın neye
yaradığı bir başka bilinmezlik olarak çıkıyor
karşımıza.
Sonuç olarak kamu kuruluşlannda stajyer
öğrencilerin durumu bir felakettir. Subjektif
görüş olarak değerlendirilebilir bu görüşler.
Ancak 1967'de çıkanlan staj yönetmeliği ile
ilgili karamamenin maddeleri ortadadır. Bu
kararname doğrultusunda kamu kuruluşlann-
da düzenlenen staj işleyişi de tam bir izdiham-
dır.
Gençliğe nasıl "değer" verdiklerini her fır-
satta söylemekten kaçınmayan yöneticiler ve
bugünkü iktidar, 1967 yılı şartlarına göre ha-
zırlanan bu kararnameyi tekrar gözden geçir-
melidir. Veya günümüz şartlanna göre yeni-
den bir kararname çıkanıp stajyer öğrencile-
re (gençlere) gereken morali vermelıdir. Eğer
aynı olumsuz durum devam ederse, meslek
yaşamına geçişte bir basamak olarak gönileo
staj hiçbir işe yaramayacak, gençlere daha da
karamsarlık ve umutsuzluk verecek ve bu psi-
koloji içersinde meslek yaşamına atılma\a de-
vam edeceklerdir. Bundan sonra gençlerden
başarı beklemek de düpeduz safdillik olur.
MEHMET ALİ YAZICI
Ankara
Anti-Arabesk Tatil.
Deniz, kum, güneş mükemmel.
Ortam özentisiz vc samimi.
Mekân güzel, müzik güzel,
yemekler güzel.
İstanbul Erkek Lisesi mezunlanna,
Opera-Bale ve Konservatuar
mensuplarına, öğretim üyeleririe
ve Cumhuriyet okurlanna
indirimli.
Tcl: 9 (6353) 2206
MOTELAMPHORA
A l t ı n k u m - D i d i m
TOPRAKOĞLU Size "özgür yaşam" ve
"ucuz tatil" olanağı sunuyoruz
Deniz otobüsüyle
lstanbul'a 2 saat mesafode
DenosTURİSTİK TESİSLERİ
2 kışi tam pansiyon 98.000 TL
3 kişi tam pansiyon 125.000 TL
4 kişi tam pansiyon 156.000 TL
20 kişiyi geçen gruplara % 15
indirim
Ce
0 ÜnV
a
MARMARA ADASI ÇINARLI KÖYÜ
^ Rezervasyon: 5223419-5226371-5720209
Marmara Çınartı: (9) 1'984.1425'ten 110
ELİTUR
Harekei Tanhı 17 Ağustos ve 7 Eylul
•GLASNOST-PEKESTROİKA/ISgun Nış/Boöapeşle/Kıakov,
Varşova'Befir/Prag/'SalzBurg/Zagrep'Nış
DM 1.815.-+TL 795 000-
•KAUU«AI«i-SPAGETTİ-l>İZZA-9AIUP/16gün Selanık/
Atına/lgomenıdsa.'Ban/Roma/FloransaiNıceA'enecl*/
Belgrad
DM 1 560 - + TL 944 000 -
• AVRUPA GÜZELLİKLERİ/20 gün B<Hgfad/Graz/Koln;
Amsterâam/Londra/Parıs/NıceA'enedık/Belgrad
DM 1 735 - + TL 1 365 000 •
Hareltet Tanhı 8 Eylul den ıtıbaren her Cuma
* R O O O S /9 Gün (7xYP)
Paradıse $ 397 - + TL 265 000 -
Isteğe bağlı olarak degışık otellerde munlenl rezervasyonlar
yapılır
Mareket Tarihı SOIEylul
•İSPANYA'OAM h
p
ALYA'VA/18gun Madnd/Toteoo/Lızbon/
Maûeıra Ad 'Sevılla/Cebelıtarik/Tanca/Roma
Harehet Tarıhı-18 Eyiül
AMERtKA 20 gid New Yortt/San Fransısko/Hondulu/
Los Angeles/Fresno/Monterey/Las Vegas
2650 $ + TL 2 000 000 -
N6TBAMK Tam Kredısı'nden yaıarlanabılnsınız1
Cjmrurıyel Cad 151/2. 80230 Elmadag/lstanbul
Tel 140 10 33-148 59 05-146 51 00-146 51 01 Fax 130 26 41
fransavıa A I R L I N E S
Her Cumartesl
Ankara ve Istanbul'dan
AMSTERDAMISTANBUUOAN TEK GİDİŞ FL. 375.-
ANKARA'DAN TEK GİDİŞ FL 400.-
SONAREX - İSTANBUL
SONAREX - ANTALVA
SONAHEX - tZMİR
LİNK TRAVEL- ANKARA
SONAREX - AMSTERDAM
SONAREX - ROTTERDAM
GlDlŞ-OÛNÜŞ FL 500.-
GİDİŞ-DÖNÜŞ FL 700.-
(1) 132 88 O2
(31) 12O 229
(51) 43 54 26
(4) 1 67 26 86
(2O) 2O 82 81
C\O\ 436O6O9
POLinKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Tramvay
Geçende yotum Beyoğlu'na dûştü. Aman Allah!.. Her yanı kaz-
mışlar, bir savaş alanına çevirmişler. Kim yapar bunları? Hangi
Akl-t evveller vurur bu kazmayı? Kendimi bildim bileli bu kaçın-
cı oynamadır Beyoğlu ile!.. Her ayranı kabaran yetkili soluğu
burada alıyor. Vur, yık, yeniden yap!..
Neymiş efendim, şimdi de Cadde-yi Kebir'den tramvay ge-
çireceklermiş. Bu ne mene tramvay! Tünel'den Taksim'e de-
ğin uzanan oyuncak tramvay olacak galiba. Harcanan bunca
para da boşa gidecek. Kimbilir, günün birinde biri çıkar, bu oyun-
cak tramvayı gözü tutmaz kaldırır.
Eğer halka hizmet için tramvay yapılacak, bu da göstermelik
olmayacaksa, alırsın Tünel'den Harbiye'ye kadar getirirsin. Bir
ucunu da Karaköy'den alır Eminönü'rve çıkarsın. Böylece met-
roya başlamış olursun. Böyle delinin topu gibi oyuncak metro
yapmazsın!..
Bedrertin Dalan, gelmiş geçmiş bütün belediyecilere örnek
olarak metro mu, raylı taşıt mı adı ne olursaolsun bir şeyler yaptı.
Şimdi bunu kınayacak yerde ucunu ileriye, geriye sen de uzat-
sana! Hayır, 'bir işe yaramaz' diye eieştiriyorlar. istanbul'a top-
lu taşıt olarak ne yaparsanız yapınız, kaldırır. Çünkü kent ula-
şım bakımından felç olmuştur. Yerin altından, denizin üstünden
buna ne katarsanız katınız işe yarar...
Rahmetli Haşim İşcan birkaç yeraltı geçidi yaptırmıştı. İşcan'-
dan sonra gelenler geçitleri uzatamadılar, dondu kaldı. Mosko-
va'da bu yeraltı geçitlerini gördüm. Metrodan ayn olarak çok
şeyi karşılıyor. Arkadaşım, "Belediye başkanları gelip buralan
görmeli" diyordu. Gerçekten de gidiyorlar, görmeden mi geli-
yorlar?
Beyoğlu uydurma eklemeleri ile değil, minelkadim görüntü-
leri ile güzeldir. Böyle uydurma eklemeler yaptınız mı hiçbir şe-
ye benzemez. "Bir deli gelmiş nelerle uğraşmış" derler.
Yedeksubayda öğrenci idik... Yatakhanede yanımıza istan-
bul'un Beyoğlusu'ndan Müslim, gayri Müslim gençler düşmüş-
tü. Gece oldu mu Tünel'de sağdan başlarlar, bütün dükkânla-
rı, ezbere, Taksim'e değin sayarlar. Soldan başlarlar, yeniden
sayarak Tünel'e inerler. Aralarında bir de şair vardı: Fikret Tart.
Yozgatlı idi, ama bu çocuklar kadar Beyoğlu'nu bilirdi. Asker-
likten sonra da karşılaştık. Bütün ömrü Beyoğlu'nda geçmişti.
Küçük meyhanelerde içerken yakınları onu 'vali bey' diye çağı-
rırtardı. Valiliği benimser, hiç yadırgamazdı. Şimdi coğu yıkılan
küçük meyhanelerin unutuimaz iki 'şahsiyeti' vardı; biri vali bey
ise öteki Mösyö Rober'di. Her ikisini oyuncak tramvaylı Beyoğ-
lu'nun neresine koyacaksınız? Bir dönemin şirin kişileri gidiyor,
bir daha yerine kimse gelmiyor.
Mehmet Barlas, köşesinde Beyoğlu nostaljisini anıyor, pek
güzel, kopya çekiyorum:
"Gloria Pastanesi'nin frambuazlı şekerlemesi ve karamela-
sı, Atlantik'in sosisli sandviçi ve gravyerti tostu insanı Beyoğ-
lu'na çekerdi. Degüstasyon'da yemek yenilirken Çiçek Pasajı'-
na açıian pencerelerden taze badem alınırdı. Salı akşamlan Yeni
Melek Sineması'nın galalarında, yıllık abonman bıletle gelen
kürklü hanımlar 2-3 yaşındaki fılmleri ilk kez görmenin heyeca-
nını yaşarlardı. Klüp Reşat'a gidenler Romero'yu dinlerlerdi ve
Taksim'de Zeki Müren söylüyorsa, Tevhide İpar da setin üstün-
deki masasında mutlaka oturmakta olurdu. Rejans'ın turşusu-
nu ve Fisher'in patates salatasını isterdi. Abdullah'a gidecek
gücü olmayanlar, Hacı Salih'te de beğendili piliçlerin tadına va-
rabilirterdi. Japon Mağazası oyuncak; Necmi Rıza ve CKM ku-
maş; Tanca ayakkabı demekti. Galatasaray'a yaklaşırken 'Ha-
san Kotonyası' dolu olurdu bir vıtrinde. Sonra Franguli'nin mü-
cevherleri pariardı. Çukurlardan atlayarak Tünel'den Taksim'e
yürürken bu lezzet^r insanı Beyoğlu boyunca bir hayalet gibi
kovalıyor."
Ya Beyoğlu'nun bohemleri Cahit Irgat, Salih Tozan, Ümit De-
niz, Hayalet Oğuz, aktetron Fikret ile Doktor Ürgüp Fikret'i ve
nicelerini tramvay caddesine nasıl sıkıştıracaksınız?
Tramvaylar gelir geçerdi, ama bu insanlar ve daha niceleri
de vardı; onları nasıl getireceksiniz?
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZŞİPAL
"Aylıgınız, 4.050 göstergeden"
SORU: Siiper emeklilik yasasııun yurürlüğe girdiği tarihte emek-
lilik hakkını kazanmış, ancak çok az bir eksiklik nede-
niyle 1.400 göstcrgor ulaşamadıgım için yasadan y»-
rarlanamadım. Bu yuzden çahşmayı sürdürdum.
Yasanın yurürlüğe girdiği temmuz 1987'den bu >ana
sürekli tavandan (6.400 gostergeden) prim ödedim.
1984'ten sonraki primlerim de eksiksiz ve tavandandır.
Emekli aylığı bağlaurken son 3 yılın mı, yoksa son
5 yılın ortalaması mı göz öaüne alınacakbr?
OJC
YANIT Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalan için düzenlenecek
üst gösterge tespit tablosunda sigortalının aylık istek ya da ölüm
tarihinden önceki beş takvim yılında prim hesabına esas alt gös-
terge tablosundaki en yüksek göster olan 1.400 üzerinden hesap-
lanacak yıllık ortalarna taban sayısını, aynı yıllara ait geçerli olan
en yüksek gösterge esas alınarak hesaplanacak tavan günlük ka-
zançların yıllık ortalaması tavan sayısını oluşturur.
Saptanan tavan sayısı ile taban sayısı arasmdaki fark üst gös-
terge tablosunda yer alan kademe sayısı olan 95'e bölünür. Bölüm
sonucu çıkan sayı kesirli ise tama çıkartılarak 1.400 göstergeye kar-
şıhk gelen sayı>-a eklenir ve böylece Üst Gösterge Tablosu'nun ilk
göstergesi olan 1.700 gösterge bulunur. Bu sayı art arda eklenerek
sonraki göstergeler belirlenir. 3395 sayılı yasanın yürürlüğe girdi-
ği 1987'yi izleyen yılbaşı olan, 1 Ocak 1988'den geçerli olarak, 5
takvim yıbndan az süre için üst gösterge tablosunun en yüksek gös-
tergesi 6.400 üzerinden hesaplanacak günlük kazançlann beş yıl-
lık tutannın yıllık ortalaması:
l'inci takvim yılı olan 1987 için bir,
2'nci takvim yılı olan 1988 için iki,
3'üncü takvim yüı olan 1989 için üç,
4'üncü tak\im yılı olan 1990 için dört,
5'inci tak\im yılı olan 1991 için beş,
Yıllık tutarlarının yıllık ortalaması alınmak suretiyle saptanır.
1990 yılında emekli olanlar için:
PriM esas 1.400 göster. RHİ tavan M 0 0 göstergeye
son 5 y*l kazaacı kazanç gore kaaeç
1985
1986
1987
1988
1989
Toplam
Ortalama
790.020
1.023.300
1.295524
1.545.660
2 797.380
7451.884
7.451 £84/5=
1.490.377
790.020
1.023.300
3.302.248
7.065720
12 787380
24968668
24.968.608/5=
4.991734
—
—
5378.240 (1. yrt)
7.065.720 (2. yıl)
12.787.380 (3. yıl)
25.229.380
25.229.220/3 (üç) =
8.409780
8.409.780. (6.400 gösterge kazanç ortalaması) -1.490.377 (1.400
gösterge ortalaması) = 6.919.364 (fark)
6.919.364/95 (Üst Gösterge Tablosu kademe sayısı) = 72.836
(Her kademe arası 50 puan göstergeye karşılık gden sayı)
1.490.377 (1.400 gösterge karşıhğı kazanç ortalaması) + 72.836
(fark sayı) = 1.563.213 (1.700 gösterge karşıhğı ortalama kazanç)
+ 72.836 = 1.636.049 (1.750 gösterge karşılığı ortalama kazanç)
+ (.-)
Son 5 yılın fiili tavan kazanç ortalaması olan 4 milyan 993 bin
734 TL. Üst Gösterge Tespit Tablosu'nda 6. derece 8. kademede
ve 4.050 göstergede yer alır.
1.400 göstergeye ulaşamadığınız ve emekli olamadığmız için mut-
lu olmalısınız, çünkü aylığınız 4.050 gostergeden ve 2.650 göster-
ge fazlasıyla bağlanacaktır.
HAREM 89 ile
günlük deniz
gezileri
• Her gün 10'da
Kuruçeşme'den hareket-
varış 18'de
• Gruplara ve kombine
biletlere indirim yapılır.
• Çarşamba günleri
hanımlar turu
• Tel: 145 77 93-149 93 87
Tatil ve mesai saatleri
dışında telefon: 165 54 61