25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 AĞUSTOS 1990 EKONOMİ CUMHURjYET/U enflasyonu %52'hlikii l yTÜSİAD'ın Ekonomi y 90 raporu, büyük dış ticaret açığı tehlikesini vurguluyor Ekonomi Servisi — TÜStAD'- ın "Tnrkiye Ekonomisi *90" ra- porunda, yıl sonu enflasyon tah- mini yüzde 52 olarak gösterildi. TL'nin sürekli yüksek değerli tu- tulmasının, konvertibilite ve itha- lat serbestisi ile birleşince tehlikeli bir dış ticaret açığı doğuracağı ve bu acıgın yıl sonuna kadar 6 tnil- yar dolara ulaşmasının sürpriz ol- mayacağı belirtildi. TUrk Sanayici ve lşadamları Derneği'nin (TÜSÎAD) "The Turidsh Eeonomy '90" adlı rapo- ru yayıralandı. tngilizce olarak yayımlanan raporda, üretim, ya- tırımlar, istihdam, para politika- lan, dış ekonomik ilişkiler hak- kındaki TÜSİAD görüşlerine yer verildi. Prof. Dr. Demir Demirgil'e it- haf edilen raporda derneğin 1990 yıl sonu tahminleri de yer aldı. Uy- gulanan ekonomik poliükalann degişmeyecegi varsayıjarak yapılan çalışmalara göre TÜSİAD 1990 yüı enflasyon oranıru, Körfez kri- zi öncesi verilere dayanarak, yüz- de 52 olarak öngördii. Dernek bu yıl sonundaki dolar kurunu da 3 bin 70 lira tahmin etti. 1990 yılı toplam ihracatının 11.6 milyar dolar, ithalatın ise 18.1 milyar do- lar olacağıru hesaplayan TÜSl- AD'm tahminlerine göre, yıl so- nundaki dış ticaret açığı 6.5 mil- yar dolara >11kselecek. TÜSlAD'- ın çalışmalarına göre bu yıl so- nunda çeşitli sektörlerdeki reel büyüme oranlan da şöyle: Tanm yüzde 5, sanayi yüzde 7, hizmet- ler yüzde 6. GSMH'deki büyüme ise yüzde 6.1 olarak tahmin edil- di. Ancak dernekten dün yapılan bir açıklamada, 1990 yılı için ya- pılan tahminlerin Körfez krizin- den önce başlatıldığı, bu nedenle yıl sonu için yapılan projeksiyon- larda bu faktörün göz önüne ahn- madığı belirtildi. "The Turkish Economy '90" adlı raporda özetle şu noktalar vurgulandı: • 1983 seçimlerinden sonra Tür- kiye'de başta, iletişim, enerji, ula- şım alanlarında olraak üzere önemli altyapı yatınmlan yapıldı. Ancak bu yatırımlann gerçekles- mesi için gereken kaynakların te- mini yüksek oranlı enflasyona ne- den oldu. Ahnan bazı önlemlerle 1989 yıhnın sonlanndan itibaren enflasyonun düşüş trendine girdi- ği görülüyor. Bu trendin yıl sonu- na kadar devam edeceği tahmin TUSIADın 1990 tahminleri Tanm % 5.0 Sanayi % 7.0 Hizmet : % 6.0 GSMH % 6.1 Yatmmlar % 7.0 Toplam tûketim % 4.6 Enflasyon %52.0 İhracat 11.6 milyon $ İthalat 18.1 milyon $ Yıl sonu doJar kuru .. 3.070 TL. Yılhk değişim %33.0 Oolann yılhk ort. değeri: 2.665 TL. Yılhk değişim %25.0 ediliyor. • 1990 yıhnın ilk 4 aylık verileri- ne göre bütçe gelirleri bir önceki yılın eş dönemine göre hissedilir bir artış göstermiştir. İlk 4 ayın sonunda konsolide bütçe gelirle- ri yüzde 80 oranında artarken, vergi gelirleri bir önceki döneme göre yüzde 86.3 oranında artmış- tır. Ancak aynı dönemde konso- lide bütçe giderleri gelirlerden da- ha hızlı bir artış göstererek, 1989 yıhnın ilk çeyreğine göre yüzde 93 oranında yükselmiştir. • TC Merkez Bankası, 1990 yıh- nın ilk 5 aylık döneminde Türk Lirası arzını başarıh bir şekilde kontrol altına alriuş, önceki yıllar- da uygulanan para politikalann- da yapılan değişiklikler iyi sonuç vermiştir. Ancak, bu politikanın devamırun yıl sonuna kadar büt- çe açıklarına bağlı olarak değişe- bileceği gözlenmektedir. • Gecen yülarda, Türk ban- kacılık sisteminin sıfır riskli ve yüksek faizli devlet tahvili ve Ha- zine bonolarını, riskli kredi plas- manlarma terrih etmesi, sistemde- ki kaynaklann devlet fınansmanı- na yönelmesine yol açmıştır. Bu- nun en önemli nedeni de ekono- mideki büyümenin yavaşlaması ve faiz oranlanmn yüksekliği nede- niyle özel sektörün aldığı kredileri geri ödemede çektiği güçlüklerdir. • ödemeler dengesinde gecen yıl sonunda kaydedilen artıya rağ- men, bu yıl politikanın değişme- $i bazı sorulann sorulmasını ge- rektirmektedir. Dış ticaretteki dengenin bozulması ve cari işlenı- ler açığının artması istenmeyen bir gelisme miydi, yoksa planlanan hedeflerin gerçekleştirilmesi mi düşttnülmüştü? Önceki yıllarda izlenen ihracat bazlı büyüme programının bir yana itikrek, enf- lasyonla savaşta aşm değerli Türk Lirası'nın silah olarak kullanılma- sı ve bu arada giderek büyüyen it- halat rakamlannın ödemeler den- gesindeki bozulmayı arttırması sürpriz olmayacaktır. Bu trend devam ettiği takdirde 1990 yılı dış ticaret açığı 6 milyar dolarla şim- diye kadarki en ust düzeyine ulaş- ma riski taşımaktadır. • Aşırı değerh Türk Lirası ve kı- sa vadeli sermaye hareketlerine bağlı döviz kuru politikasımn uzun vadede sürdüriilmesi müm- kün görünmemektedir. Konver- tibl yapılan Türk Lirası'nın aşırı değerde tutulması ve ithalatta gümrük duvarlarının indirilmesi dış ticaret açıklannın o denli bü- yümesine yol açacaktır ki, bu açık kısa vadeli borçlanma, görünme- yen kalemlerdeki gelir artışı ve ya- bancı sermaye girişleriyle kapatı- lamayabih'r. • Acil olarak ahnması gereken bir diğer tedbir de kamu borçlanmn GSMH'ye olan oranımn azaltıl- masıdır. Bu enflasyonla mücadde açısından zorunludur. TMO'ya yeni dış kredi • LONDRA (AA) — Toprak Mahsulleri Ofîsi'nin (TMO) hububat ahmlannı finanse etmek amacıyla ABD'li Manufacturers Hanover önderliğindeki bankalar gmbundan 500 milyon dolarlık sendikasyon kredisi anlaşması önceki akşam Londra'da imzalandı. TMO Genel Müdürü özgüneş, yaptığı açıklamada, TMO'nun bugüne kadar S milyon ton hububat alarak, üreticilere 2.3 trilyon lira ödemede bulunduğunu hatırlatlı. özgüneş, yeni sendikasyon kredisinin iki kısım halinde olacağını, 400 milyon dolarlık kısmın bir yıl, 100 milyon dolarlık kısmının ise iki yıl vadeli olacağını beürtti. lutuncuye devlet destegi • ANKARA (AA) — Ürününü tüccara satıp parasım alamayan 2 bin 101 tütün üreticisine parasım Tekel ödedi. Bu üreticilere ürünlerinin karşılığı olarak 3.6 milyar lira ödenirken, Tekel ödeme güçlüğü içine düşen tüccardan da tütünleri geri aldı. Maliye ve Gümrük Bakanı Adnan Kahyeci, "Bu durumdaki üreticilerin mağduriyetinin önlenmesi için gerekli işlemler yürürlüğe konulmuştur" dedi. Üreticinin parasım ödemeyen tüccar için Tekel tarafmdan gerekli yasal işlemlerin yapıldığı kaydedildi. Tüccara teslim ettiği tUtünün parasım alamayan ve mağdur durumda bulunan 2.101 tütün üreticisine avans mahiyetinde 3.6 milyar lira ödeme yapıldı. • • Uç hidroelektrik santral • ANKARA (ANKA) — Kavala grubunun yap-işlet- • devret modeliyle yapacağı, üç hidroelektrik santralına ilişkin yapım anlaşması Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fahrettin Kurt ile şirket yetkilileri arasında imzalandı. Santrallardan ikisi Sıvas Divriği Ahiköy'de diğeri ise Antalya Elmalı'da yapılacak. Santrallann yıllık üretimlerinin toplam 81 milyon kilovat olması planlanıyor. 3 yıl içinde işletmeye geçecek olan üç santral toplam 13 milyon dolara mal olacak. Elektrik tüketinıi • ANKARA (ANKA) Sanayi kesiminin elektrik tüketimi yılın ilk dört ayında gecen yılın aynı dönemine göre, yüzde 3.3 arttı. 1989 yılının ilk dört ayındaki artış yüzde 1 düzeyinde gerçekleşmişti. Yılın ilk dört ayında elektrik tüketimindeki en büyük artış yüzde 23.1 ile bakır ve çinko sektöriinde gözlenirken, bunu yüzde 18.4 artışla organize sanayi bölgeleri izledi. Bu arada amlan dönem içinde kömür ocaklanrun tüketimi yüzde 16.9, makine teçhizat sektörünün tüketimi de yüzde 17.3 arttı. öte yandan gflbre, alüminyum, metalurji, demir, çelik, kâğıt, petrokimya, cam toprak, tekstil sektörlerinden de elektrik tüketimi artış gösterdi. Kececiler:Kriz sonuna kadarpetrolfiyatları değişmeyecek Akaryakıta fiyat garantisiEkonomi Servisi- Oevlet Bakanı Mehmet Keçeciler okar- yakıt fiyatlannın Petrol krizi bi- tene kadar değişmeyecegı sözü- nüverdi. Tûrkiye Akaryakıt Bayileri Petrol ve Gaz Şirketleri Işveren Sendikası (Tabgis)'in düzenle- diği toplantıda petrolcülerle bir araya gelen Kececiler, Irak'ın Kuveyt'i işgal etmesiyle başla- yan petrol krizinin 1 ay içinde çözûleceğini savunarak, Petrol Ofîsi'nin kriz sonuna kadar akaryakıt fiyatlannı değiştir- meme karan aldığını bildirdi. "Şirketlerde önemli olan yıl sonu bilançolandır. Petrol Ofısi 1990 yüını da karia kapatacak. 1-2 ay zaranna satış yapması hiç önem- K deP" dıyen Kececiler, bütün dünyayı etkileyen petrol krizi- nin faturasının vatandaşa ödet- tirilmeyeceğini söyledi. Tûrki- ye'nin petrolde 1991 Ocak ayına kadar hiç bir sıkınüsının olmayacağmı belirten Keçeci- ler, Dünya'daki knzin OPEC üyesi ülkelerin üretim kotalan- nı yûkseltmeleriyle çözûleceğini anlatarak, sözlerini şöyle sûr- dürdü: u Biz işgal sonrası başlayan petroldeki fiyat arttşınm yeniden OPEC fiyadanna ineceğine ina- nıyoruz. Bu lusa söreli bir kriz- dir. Ancak özel sektör şirketleri bu konuda kötûmserler. Fiyada- nn artacağı varsayınuyla zam yaptılar. Petrol Ofisi fiyatlannı değjştirmeyecek." Türkiye'nin 1990 yüında 21 milyon ton petrol tûketeceğinin nıhnaz olduğunu savundular. hesaplandığmı belirten Keçeci- Türkiye'de petrolün liberal eko- ler, bu petrolün 18 milyon tonu- nomi anlayışı içinde değerlendi- nun ithallatla karşılanacağını, rildiğini sandıklan için fıyatla- ilk 7 aydada 10.5 milyon tonu- nnı maliyetlerine göre nun Türkiye'ye getirildiğini artırdıklannı anlatan Shell Ge- söyledi. Kececiler, geriye kalan 7.5 milyon tonluk petrol ihtiya- cımn 2.9 milyon tonunun Iran, 4 milyon tonunun Libya, l'er milyon tonunun Cezayir ve SSCB, 676 bin tonunun da Çin'den karşılanacağını bildir- di. Tabgis toplantısında birer açıklama yapan Mobil ve Shall Şirketlerinin Genel Müdürleri, petrolün varil fiyatındaki artış nedeniyle maliyetlerinin yûksel- diğini belirterek, akaryakıt fi- yatlannın arttınlmasının kaçı- nel Müdürü J. A. Oele, daha sonraki gelişmelerden bu inanç- lannın yanlış olduğunu anla- dıklannı sövledi. Oele, şöyle konuştu: -Petrolde kriz başladığı za- man vartdtşında temaslarda bv- lnnduk. Fiyatlann ynkseleceği mesajmı alınca fiyatbunmzı ayariadık." Mobil Genel Müdürü Doraey C. Dunn da şirketinin 15-18 günlük petrol stoku ile çalışüğı- m ve son 1 haftadır varili 25 do- lar olan petrolü kullandığmı an- lattı. Borsa: Yükselmeye devam Ekooomi Servisi - tstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda Körfez kriziyle hızla düşen his- se senedi fıyatlanndaki topar- lanma dün de devam etti. önceki günü 4773 puan- dan kapayan tMKB Endeksı 5000 puan barajıru geçti ve yüz- de 5.7 artış kaydederek 5046 puana vardı.Erdemir'de yoğun satışlann görüldüğü ve fıyatı- mn 500 lira gerileyerek dalga- lanma gösterdiği dünkü seans- ta, Yönetim Kurulu Başkanlığı'- m Asil Nadir'in yaptığı Poly Peck'in yurtdışında soruşturma- ya uğramasından sonra dikkatle- ri üzerine toplayan Vestel'in tah- tasının da satış ağırhkn olduğu göze carpıyordu. Dünkü seansta endeksin 5000 puan barajını geçmesi ve alıalann bulunmasının "büyök portföy boşaltmalanna raösait bir piyasa" oluşturduğu belirtil- di.. Körfez krizinin başladığı 2 ağustostan sonra İMKB En- deksı ilk gün en yüksek noktası olan 5960 puana kadar çıkmış sonra fiyatlar buradan geri dönmüştü. Endeks son üç iş gününde yüzde 20 artış kaydet- mi| oldu.Körfez krizi patlak ve- reu endekste meydana gelen düşüş de dünkü artışla azalarak yüzde 12.2 oranına indi. Borsa'da Saddam donemı KöNUK YAZAR t 2 3 6 7 8 9 t0 13 Ağustos Bütçede 7 aylık açık 5.3 trilyon ANKARA (AA) — Yıhn ye- di ayına ilişkin bütçe uygulama sonuçlanna göre, 27.5 trilyon li- ra gelire karşıhk, 32.9 trilyon li- ralık gider var. Bu dönemdeki bütçe açığı, 5.3 trilyon lira ola- rak gerçekleşti. 1990 yılımn yedi ayına ilişkin bütçe uygulama sonuçlanna gö- re, konsolide bütçe gelirleri ge- çen yıhn aynı döneminde 15.7 trilyon lira iken bu yıl yüzde 75.4 artarak, 27 trilyon 591 mil- yar liraya ulaştı. Bütçe giderle- rinde ise gecen yıla göre yüzde 71.7 büyüme oldu. Gecen yıl 17.1 trilyon h'ra olan giderler bu yıl 32 trilyon 922 milyar liraya çıktı. 1990 yılımn 7 ayındaki bütçe açığı, gecen yıhn aynı dönemi- ne göre yüzde 270.7 oranında artarak, 5 trilyon 331 milyar li- rayı buldu. 1990 yılı temmuz ayı sonuna göre bütçe uygulama sonuçlan (milyar TL olarak) şöyle: Genel Bütçe/Gelir: 26.671, Gider: 32.697, Açık: -6.026. Katma Bütçe/Gelir: 6.026, Gider: 5.378, Açık: 648. Hazine Yar- dımı/Gelir: -5.106. Gider: -5.153. Açık: 47. Konsolide Büt- çe/Gelir: 27.591 Gider: 32.922 Açık: 5.331. Körfez krizi ve AT'ye girişIrak, AT bakımından ticari anlamda kritik bir ülke değil. Türkiye'nin ambargoya katılmakta tereddüt göstermemiş olması, bu hareketin ABD, AT, Irak ve diğer ülkeler açısından nasıl değerlendirileceği, 21. yüzyıl koşullarında ele ahnmalıdır. Türkiye, AT hareketine katılmak istiyorsa bunun yolunu hayırlı kazalarda değil, kendi çizdiği ve uyguladığı doğru, kısa, orta ve uzun dönem tahlillerine dayanan stratejilerde aramalıdır. Prof. Dr. ÇELİK KURDOĞLU İ.Ü. İktisat Faküttesi öğretim ûyesi Unlü The Economist dergisi Körfez buna- lımında çeşitli ülkelerin gösterdikleri tepkile- ri değerlendirirken şöyle diyor: "Türkler NA- TO pasaportunu Kore savaşına katılarak al- dılar, şimdi baklı olarak AT'den tam uyelik dosyasmın tozunun alınmasını isteyebilirler." Arap ülkeleri dışında ABD'ye destek veren ülkeler Ingiltere, Kanada, Fransa, Avusturya, Almanya, Japonya, Birleşmiş Milletler'in am- bargo kararına zorlanarak katıldı. ÇUnkü Irak'ın 4.3 milyar dolar tutanndaki toplam dış borcunun yüzde 70'i, üç Japon şirketine ve petrol gelirlennin yüzde 45'i bu borcun geri ödenmesine kullanılacaktı. Irak'ın petrol ih- racatı durunca bu geri ödeme imkâm tabii er- telenecek. Japonya'nın 1989 yılı ihracatı 490 milyon, ithalatı ise 1.214 milyon dolar. Ayrı- ca Japonya Irak'a kısa vadede 900 milyon, uzun vadede 3 milyar dolar mertebesinde ih- racat planlamaktaydı. Bugünkü durumuna gelişini hem siyasal hem ekonomik planda önemli ölçüde ABD1 ye borçlu olan Kore, ABD'nin ambargoya ka- tılma çağrısına, "Çeşitli ülkelerie ilişkilerini bir bütünlük içinde değerlendirmek ve Irak ola- yını da bu çerçevede miitalaa etmek" duru- munda olduklan şeklinde yarut vermiştir. Kore ham petrol ihtiyacmın yüzde 10'unu Irak ve Kuvyet'ten karşılamakta, yaklaşık 1200 Koreli işçi bir milyar dolar tutarında proje ile ilgili olarak çalışmaktadır. Olayın Türkiye bakımından muhasebesi ka- baca şöyle: 1989 yılında Irak'a ihracatımız 1988'in yarısının altına inerek 445 milyon do- larda kaldı, ithalatımız ise artmaya devam ederek 1.650 milyon dolara ulaştı. Halen yak- laşık 8 Türk müteahhit fırma toplam proje maliyeti 500 milyon dolar olan işlerde 12.000 civannda işçi çahştırmakta. Bu tablo bize iki şey gösteriyor. Japonya, ABD'nin talebini ka- bul etmekle Türkiye'ye oranla bir katından da- ha fazla ticari kayba uğruyor. Kore ise bu pa- zardaki kârlıhğının nispeten küçük olmasına karşın kurtarıcısı ABD'nin talebine olumlu ya- nıt vermiyor. Türkiye'nin davranışını Avrupa nasıl değer- lendirir? Irak'la ticari ilişkilerde ilk 10'a giren AT ülkeleri ve burüann sırasıyla Irak'a ihra- cat ve ithalatı şöyle: Ahnan (1168 M.Dolar, 152 M.Dolar), Fransa (478 M.Dolar, 852 M.Do- lar), İtalya (372 M.Dolar, 674 M.Dolar). Bu rakamlara göre Avrupa'nın patronu olan Almanya bakımından Irak'ın ticari önemi bin- de 3 mertebesinde. Bu oran Fransa ve ttalya bakımından bundan farklı değil. Şu halde Irak AT bakımından ticari anlamda kritik bir ül- ke değil. Konuya petrol açısından bakınca şunu gö- rüyoruz. Petrol fıyatlanmn 30 dolar/varil dü- zeyine yükselmesi, petrol ticaret dengesini GSMH'ya oranla ABD ve Japonya'da binde 5, Fransa ve Almanya'da binde 7, Tayland'da yüzde 1.3, Kore'de yüzde 2, Türkiye'de yüzde 2.3, Tanzanya'da yüzde 2.5 olumsuz etkiliyor. Yani bu ülkeler amlan oranlarda net petrol it- halatçısı oluyorlar. Burakamlanngösterdiği en önemli husus, sanayileşmiş ülkelerin 1970"li yıllara oranla petrote çok daha az bağımlı ol- duklan. Japonya bugün GSMH'nin her bir doları için yüzde 55 oranında daha az petrol kullanıyor. Türkiye'nin ambargoya katılmakta tereddüt dahi göstermemiş olması, bu hareketin ABD, AT, Irak ve diğer ülkeler açısından nasıl de- ğerlendirileceği artık 1950'li yıllarda geçerli olan koşullarda değil, 21. yüzyıl koşullarında ele alınmalı. Dünya kamuoyu elbette ülkemizin kenarda kalmış bir ülke olmadığını bir kere daha fark etmiştir. Irak'ın bu hareketimizden zedelenme- miş olması muhtemeldir. Nitekim İletişim Ba- kanı 13 ağustos günü hiç de hasmane sayıl- mayacak bir beyanda bulunmuştur. Bu hareket AT bakımından yeni bir hamle için yeterli kıvılcımı sağlanuş mıdır? Bölgenin ve özellikle Irak'ın önemli AT ülkeleri bakı- mından taşıdığı nispi öneme yukanda değin- dik. Türkiye, AT hareketine katılmak istiyor- sa bunun yolunu hayırlı kazalarda değil ken- di çizdiği ve uyguladığı doğru; kısa, orta ve uzun dönem tahlillerine dayanan stratejiler- de aramalıdır. T U K E T I C I G O Z U Y L E MERAL TAMER Polisi korkutan benzinciTokat'ın Pazar ilçe- sinden yazan A.Çakır adlı okurumuzun İstan- bul'daki bir henzin is- tasyonunda başından geçenler, insana ister is- temez "devlet nerede" sorusunu sorduruyor. Benzin istasyonlarının bir bölümünde benzine su katılır, diğer bölü- münde sayaçlarla oyna- narak eksik benzin veri- lir. Ama her nedense bunlan denetlemek laf- ta kaldığı gibi, hakkını aramaya çahşan vatan- daşın yüzüne kapılar kapatılır. Hatta bunun- la da kalınmaz, vatan- daşm ısran üzerine devletin memuru denetim yapmak istediğinde, buna bile izin verilmez... A.Çakır'ın mektubunu okuyunca benim ilk tepkim "Nerede yaşıyoruz? Devletin yasalan dn- rurken artık orman kanunlan mı geçerli..." di- ye düşünmek oldu. Bilmem sizinki ne olacak? Olaydaki polislerin kaygüannı dikkate alarak ka- rakolun ve benzin istasyonunun adını saklı tu- tuyorum. A.Çakır'ın benzin istasyonunu "denetleme" serüvenini birlikte izleyelim: "Temmuz ayı başlannda lstanbul'da tatilde bulundnğnm sırada kavşağına girmeden bayisinden benzin almak üzere istasyona girdim ve 25 bin lira tutannda normal benzin al- dım. Birkaç kilometre gitmeden arabanın çekiş- ten düşmesi ve karburatörün tıkanıklık yapma- sı üzerine, aldığım benzinde su bulundugu kuş- knsnyla benzini aldığım yere geri döndum. Durnmu izah etmeye çahşöğımda işçi tarafın- dan terslendim, Benzin istasyonunun sahibinin kim olduğunu ögrenmek istediğimde işçilerden "bilemiyoruz" gibi garip bir yanıt aldım. Bunun üzerine en yakındaki Karakolu'na giderek olayı bildirme geregini duydum. Görevli başkomiser, her ne kadar olayın ken- dilerini ilgilendirmediğini söylediyse de benim ıs- rariı tutumun üzerine olay yerinden numune alın- masını kabul etti, yanıma görevli 2 polis memu- ru verdi ve akabinide Zabıta Müdurlugıi'- ne ait bir ekip minibüsü olay yerine gelerek ken- dilerinin de numune alacaklannı şahsıma ifade ettiler. Böylece benzin istasyonuna gittiğimizde istas- yonnn sahibi olduğunu ogrendigim kişi, yanın- da fedaileri denebilecek bir grupla olay yerine geJ- di ve hışımla bana hakaret etmeye başladı. Bu arada belinden bir ta- banca ve bir de kimlik kartı çıkartarak kendisi- nin emekli bir kayma- kam olduğunu tehditkâr bir ifadeyle söyledi. Bu arada istasyondan ben- zin numunesi almak is- teyen polis memuru ve zabıtalara benzin numu- nesi vermemek için di- renç göstermeye başla- dı. Orada görevli bir iş- çi elindeki benzin taban- casını polis memurunun kafasına vurarak, ben- zin numunesi almalan- nı engelledi. Bu durumda hep bir- likte benzin numunesi aimadan karakola geri dönmek zonında kaldık. Dayagı yiyen polis memuru ve başkomiser âde- ta yalvanrcasına davadan vazgeçmemi, aski hal- de istasyon sahiplerinin karakoldaki tüm görev- lileri bir gecede Dogu'ya sürdürecek güçlerinin bulunduğunu, taksi şoförlerinin de sık sık şikfi- yette buiunduklannı, ancak kendiierinin elleri- koUannın bağfa olduğunu anlaünca ben de ne ya- pacagımı şaşırdım. Bu arada karakola gelen emekli kaymakam bey, orada da beni dövmek islercesine bagınp- çağırmaya devam ediyordu. Kısa bir ifade verip Karakol'dan aynldım ve böylece kaymakam be- yin eiinden kurtuldum. Ülkemizdeki çarpıklıklardan bir kesiü izaha çalıştım. Benim gibi kaç kişi böyle direnebilecek ve neticeyi tüm çıplaklığryla görebilecek aca- ba..." tstanbul'un göbeğinde pek "boş" bir manza- ra değil mi? Sanki dağ başındayız... Burada önemli olan benzin istasyonunun ya da karakolun adı-sanı değil, bu tür olaylann yi- nelenmesine olanak taruyan sistemdir. Benzin is- tasyonlan zaman zaman denetlense herhalde kay- makan emeklisi bir benzinci, bir polis memuru- nun pompadan benzin numunesi alrnasına bile izin vermeyecek bir kuralsızhğa cüret edemez diye düşünüyorum. önceki aylarda bu köşede yer alan bir başka okur mektubunda da benzin istasyonlanndaki başıboşluktan ve denetimsizlikten yakmıldığını hatırhyoruz. Denetim mercii resmi makam, bir grup gazeteciyi de yanına alarak değişik yöreler- deki benzin istasyonlanndan numuneler alsa ya da sayaçları kontrol etse ve haksız kazanç sağ- layanlann basın yoluyla teşhirine izin verse, sa- nınz benzinden çalan istasyonlar için çok caydı- ncı olabilir. Ama bu gerçekten isteniyor mu? TEKEL'in dikkatine..Tekel'in havaalamn- dakiraağazalanylailgili bir şikayet mektubu var elimizde. Bir gurbetçi iş- çimizin dile getirdiği bu sorunlar, gerçekten de yurt dışına gidip- gelişlerimizde bizim de dikkatimizi çeken, ama nedense bugüne kadar sorgulamayı akıl etme- diğimiz konular. örne- ğin "boznk para yok" bahanesiyle para üstü verilmemesi, örneğin bazı mallann üzerinde acıkça fiyat etiketleri ol- madığı için yüksek fi- yatlar söyienmesi gibi... Tekel'in şu sıralar Genel Müdürlüğü boş, ama bu göreve vekalet edenlerin de ilgileneceklerini umarak Beriin'de yaşayan Mehmet Akın'ın Te- kel'in havaalanındaki mağazalarıyla ilgili şika- yetlerini sizlere aktarmak istiyoruz: "Tekel gümrüksüz mağazalannda sigara ve iç- kinin fiyatı sorulduğunda 1-2 mark fazla söyle- niyor. Fiş istendiği zaman ise "Vergiden mi düşeceksin" diyerek alay edildikten sonra ger- çek fiyatı yazılıyor. Yurt dışından gelen biz işçi- lerin uykusuzluk, yorgunluk ve bir an önce güm- rükten çıkma telâşından yararlanarak "boznk para yok" bahanesiyle her malda 1-2 markın üze- rine yatıyorlar. Hesaplamalar genellikle amba- laj kâğıdımn üzerinde yapılıp aceleye getirilerek tahsil ediliyor. En küçük mahalle bakkalmda bile yazar- kasa zomnluluğu geti- rilmiş olan bir düzende, Tekel gibi bir devlet ku- rumunun yazarkasa kullanmayışı düşOndü- rücüdür. Geldiğimiz ülkelerin gümrüksüz satış mağa- zalarmda mallann birer örneğini vitrine koyarak üzerine herkesin görebi- leceği büyüklükte fiyat- ları yazılıyor. Gerçi Te- kel'in mağazalanndan "zorla isterseniz" ala- bildiğinız fişin üzerinde "Lütfen fişinizi fiyat listesiyle karşdaşbnn" de- niyor, ama fiyat listesi sorulduğunda "Kardeşim söylüyoruz ya işte... Görmüyor musun, acelemiz var, müşteri bekliyor" diye boğuntuya getirip sa- vıyorlar. Diğer bir durum da biz işcilerin yoğun olarak geldiği ya da gittiği saatlerde "sayım yapıyoruz" diyerek mağazalan saatlerce kapalı tutuyorlar, açılacağı zamaru sorduğumuzda ise karşılarında- ki özel mağazalan göstererek "git, oradan alış- veriş yap" diyorlar. "Ama orada Türk sigarası yok, rakı yok" dediğimizde ise "lütfen" rakı ve- riyorlar. Bizi de tüketici sayarak bu konulara eği- linmesi ricasıvla..." KISA KISA • SOVTUR hhalat İhracat ve Ticaret A.Ş. kuruldu. Çukurova Grubu Şirketleri ile Sovyet Vneshpromtechobmen şirketinin 2.5 milyar liralık sermayeyle kurduğu şirket, iki ülke arasında her türlü ticareti faaliyetlerde bulunacak. • MÖVENPtCK HOTEL'in Istanbul'daki Genel Müdürlüğü'ne Jochen Zmija atandı. 1988 yıhnda temeli atılan ve 1991 yılında hizmete geçecek olan Maslak'taki otele atanan Zmija, son 6 yıldır Stuttgart Mövenpick Oteli'nde genel müdürlük görevini yürütüyordu. • DUSA, Izmit'teki tesislerinde endüstriyel ipKk deneme üretimine başladı. Şirket, 3 yıl önce Sabancı Toplulugu ile Du Pont ortaklığı sonucunda kurulmuştu. • ÇARMEN Çarşı Menkul Değerler, Kıbns'ta bir şube açmak üzere hazırlıklara başladı. Çannen Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yunus Göç, yurtdışında borsaya yönelik bir büronun ilk kez açılacağını beürtti. • BESD Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği Kalite ve Standartlar Alt Komisyonu olağan aylık toplantısı TEBA'da yapıhyor. • İSVİÇRE SİGORTA, Kıbns'ta faaliyetine başladı. Kıbns temsilciliğmi Raşid Şirketler Grubu'dan Arkom Ltd. üstlendi. • SIEMENS, Doğu Almanya'da ilk eğkim merkeani kuruyor. Doğu Ahnan Carl Zeiss Jena GmbH, otomatizasyon tekniği alanında Siemens AG ile sözleşme imzaladı. • REPRO REKLAM Ajansı'mn Akbank için hazırladığı Akkredi filmi TKT 1. Kanal'da gösterime girdi. Filmin Sanat Yönetmeni Şener Ünal, metin yazan Cumhur Ersöz, müşteri temsilcisi Gonca Ersöz, yönetmenliğini de Klape'den lurgay Çokuludağ yaptı. • BAGFAŞ bayiler toplantısı Bandırma'da yapıldı. Toplantıya, şirket yetkilileri ile yurt düzeyinde hizmet veren 170 bayi katüdı. • KENTUCKY FRJED CHICKEN tstanbul'daki ikinci lokantasmı Kadıköy Altıyol'da açıyor. Rişk YönetimiDaha düşük primle daha yüksek sigorta kapsamı... Yıl 1987: Türkiye'de "Risk Yönetimi" uygulaması Emek Sigorta tarafından başlatıldı. Yıl 1990: Risk Yönetimi başarıyla devam ettiriliyor. EMEK SM3ORTA 'risk yönetimi" yİSTANBULGENELMÛDÛRLÛKTEL 17497 50 BMRTa 19 3091 BUfiS*TEL 1570 80 W**RATEl 11799 (BW) AN* TEL144H3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle