29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 TEMMUZ 1990 CUMHURİYET/7 ANKARA HAVASICumhuriyet Ankara Bürosu HASTAYA RANDEVU Aman ölme Yağmuroğlu Vatandaş Mûmtaz Yağmuroğlu kalbınden rahatsızdı. Memleketınden kalkıp geçenlerde Ankara'ya geldı ve Yüksek Ihtisas Hastanesi'ne başvurdu. Yapılan muayene ve kontroller sonunda anjiyo gerektıği sonucuna varıldı Haziran ayının başında muayene olan ve anjiyo yapılmas» karariaştırılan vatandaş Yağmuroğlu na amelıyat olacağı tarih de bildirildi: 7 Şubat 1992... Aman ötme Yağmuroğlu. 1992 şubatına şurada ne kaldı kii. AZOT OLMADISEKER OLSUN Temellerle temelli hizmet alışkanlığı Cumhurbaşkanı özal'ın Yozgat'ta ciddi bir rakibi var: — Deviet Bakanı Ccfttll Ozal şeker fabtikası temeli atmak tçin grttiği Yozgat'ta kendisininkilerden çok, Çiçek'in posierieriyie karsılaştı. Çıçek'e sorduk: — Efendim Yozgat'ta havanız iyi... Çiçek gayet mûtevazı yanrtladr — Yok canım, ne gezer. Ben sade bir vatandaşım. • * • Sorgun'da şeker fabrikasının temelinin atılacağı alana giden gazetecileri bir sürpriz beklıyordu. Bomboş bir alan bekleyen gazetecıler, önceden atılmış bir temei ve yanm kalmış bınaları görûnce şaşırdılar. Durum "Yozgatlı sade vatandaş" Çiçek'e soruldu: Çiçek karşılık verdi: — Aa, onlar mı? 1976 yılında temeli atılan azot fabrikası. Onun olmayacağını anladık, üzerine şeker fabrikası temeli attyoruz. "Çitte temel" olayını biraz araştıran gazeteciler, ilgınç bir raslantıyı saptadılar. Azot fabrikası temetı, Çiçek, Yozgat MSP İl Başkanı ıken MSP Genel Başkanı ve zamanın Başbakan Yardımcısı Necmettin ErtMkan tarafından atılmıstı. 12 Eytül darbesı Çiçek'i "ağır sanayi hamlesi" aşkından vazgeçirmiş, azot fabnkasına da yüz veren oimamıştı. Çok sevildiği Yozgat'a "temellerle temelli hizmet" verme çabası ıçinde olan Çiçek, 12 yıl sonra da Cumhurbaşkanı özal ve Başbakan Akbulut'u aynı alana getirerek bir başka fabrikanın temelini attjrmıştı. * * • Yozgat'ta konuşulan diğer bir konu ise şeker fabrikası yüzünden ilçelerin birbirıne düşmesiydı. Başta Boğazlıyan oimak üzere bütün itçeler şeker fabnkasına "talip" olmuş, ancak kazanan Sorgun oimuştu. "Şeker fabrikasının mülkıyetı" ile ilgilı tarbşmalar ise temel törenınin üç kere ertelenmesıne yol açmıştı. Bir ay önce temel tarihi beliriendiğinde ilk tepki Boğazlıyan'dan gelmiş, ANAP ılçe örgütü istifa etmiş, tören leri bir tarihe alınmıst. Daha sonra 22 temmuz olarak belırlenen temel tarihı, ÖzaJ ve Akbulut'un programlarını ayariayamaması yüzünden 23 temmuza alınmış, 23 temmuz da "seçim yasakları" yüzünden temel törenı TV'den yayımlanamayacağı gerekçesiyle 25 temmuza dönüşmüştü. "Yılan hikâyesi'ne dönen fabrikanın temeli, sonunda özal'ın eiinden atılmıstı. Şimdi Yozgatlı muhalif vatandaşlann dıllennden düşürmedikleri bir niyetleri var: "Dansı üçüncü temelin başına". GUNUN FCfTDGRAFI HAYVANLAR tSMAİL GVLGEÇ KİM KİME DUM DUMA BEHlç AK orvr Y/fardır /s/ant>v/</ay/m PÎKNtK PtYALE MÂDRA BUTUNGUN yıyfp içip ' Mİ? CumkariMşkuıiMbu ANAP sdamı (Fotograf: Snat Kozlnklu) SAGLIK Babayı zorla öldüreceklerdi Mustafa Orhan, Türk-iş içinde kıdemli, sevtlen ve hoşsohbet bir sendikacı. Bir adı da "baba". Geçenlerde, göğsünde ve sırtında birtakım ağrıların başlaması üzerine telaşa kapıldı SSK Ankara Hastanesı'ne gidip, bir göğüs fiimi çektirdı. Aldığı sonuçla da yıkıldı. Filmi incleyen doktor, kanser olduğunu söylemıştı. Yaşlı sendıkacının bütün dünyası karardı. Günlerce TARİKAT Nereden sızıyorlar? Uzun bir süredir, emniyet örgütüne tarikatların sızdığı, sızmanın ötesinde etkili olduklan yazılıp çiziliyor. Bu konudan duyulan sıkıntı, halen gdrevde bulunanlarca özei sohbetlerde, mesleklen ayrtlanlar ya da muhalefet tarafından ise açık açık dile getiriliyor. Gazeteciler, geçen gûnlerde bir basın toplantısı düzenleyen yenı Emniyet Genel Müdürü Necati Bilican'a bu konuyu sordular. Bılıcan da yanrtladı: "Evet, tarıkatiarın emniyet örgütünde etkili olduğu yazılıp çiziliyor. Ama kimdir bu tarikatlar, nedir, nereden sızıyorlar? Böyle deniyor ama, bize de bunlardan şunu şöyle yapın ya da bunu böyle yapmayın diye bir talimat da gelmiyor..." Evet, hakikaten nedir, bu tarikatlar,nereden sızıyorlar? ağzını bıçak açmadı. O hoşsohbet, canlı ve sevecen insan gitmiş, yerine bir başka Mustafa Orhan gelmışti. Bu gûnlerden birınde durumu, yakın arkadaşlanndan birine açtı. Arkadaşı, filmi bir de bir doktor arkadaşına gösteımesını önerdi. Orhan da öyle yaptı. Filmi eline alan doktor, dikkatle inceledikten sonra, "Bu film senin değil kardeşim, bu bir kadının filmi" dedi. Yaşlı sendikacı iyıce şaşırmıştı. Doğruca filmi çektırdiği SSK hastanesine koştu, durumu anlattı. Araştırridı, bir kanşıklık oimuştu. Film gerçekte, göğüs kanserine yakalanmış bir kadına aitti. Baba şimdilik kanser tehlikesini (!) atlattı ama, gerçeği öğreninceye kadar da sıkıntı ve korkudan bin kere ölüp ölüp dirildı. INONU HIKAYELERI GUL-6EC TRT MAG1C BOX Biıisi babasının birisi oğlunun Magic Box yasaklan dele dele yayın hayatına adımını atıyor. Son olarak siyasi partilerin liderlerıyle de Magıc Box üzerine birer röportaj yaptılar. Demirel'le yapılan görüşme sonrasında DYP liderıne sorduk: — Sız Magıc Box'ı nasıl değerlendiriyorsunuz? — Tarafsız olun dedik, TRT'yi örnek verdik. — Ama bıliyorsunuz Magıc Box'ın arkasında Ahmet özal'ın olduğu söyleniyor... — Bırısi babasının, birisi oğlunun televızyonu olmasın, o manada söyledim. inönü'ye de "baba-oğul" sorusunu yönelttik. Daha farklı bir yaklaşım gösterdi: — Ashnda ikisi de babasının. Çiçekler onu korur Erdal Bey Karadeniz'i geziyordu. Vatandaşlarla görüşüyor, konuşmalar yapıyordu. Böyle yorucu bir günün sonunda, Fatsa'da deniz • kıyısında keyrfli bir akşam yemeği yenildi. Sonra gece geç vakit Trabzon'a, yatıya kalmak üzere yola çıkıldı. Karadeniz güzeldi. Dağlann yeşili, ayışığında bir başka renge girmisti. Belki biraz ürkütücüydü, ama kesinlikle Karadeniz gibiydi. Ordu geçildi. Parti meciisi üyesi Bahrfye Hanım (Üçok), hareketlendi. Evi yakınlardaydı. Bir dağın yamacında, yeşilliğe gömülü, onu beklıyordu. Otobüs durdu. Bahriye Hanım, kendisine verilen çiçek buketini bir eline. çantasını bir eline aldı. indi. Dağa tırmanmaya başladı. Otobüstekilerden biri görevlılere seslendi: — Birisi de Bahriye Hanım ile birlikte gıtsin, dağın başı nem gece geç vakit... Erdal Bey hayranlıkla bakttğı dağlardan gözünü ayırarak karşılık verdi: — Çiçekler onu korur... • * • Şaır Nedım yaşasaydı. - 01 şehri Stanbul ki bı mısl-u bahadır. Bir bardak suyuna yekpare Acem mülkü fedadır 1 Yazanmız Ahmet Tan'la yaptığı görüşmede Bulent Ecevıt.: "Yabancılann Turkiye'de gazete satın almalan, parti satın almaktan tarksızdtr." Bu gıdışle o da olacaktır. Dıyanet Işlerı Başkanı Yazıcıoğlu. "Hacdakı facıa, takdır-ı ılahı ile geçiştınlemez." Geçiştirıldı bile. • * * Meclıs'te Devlet Bakanı Cemıl Çıçek'ten: "Allah Rabıta'nın belasını versin!" Amin. Yazanmız Osman Ulagay soruyor: "TUSlAD'ın kapısına bile polıtika yaptı' dıye polis dayanırsa bu ışın sonu ne olacak?" Polıtika yapıyor dıye muhalıt partilerin kapısına da polis dayanacak Şinasi Nahit Berker ÇİZGİLÎK s-—* O KÂMÎL v - OfOz \\0f\\ MASARACI AĞAÇ YAŞKEN EĞİLtR KEMAL GÖKHAN GÜRSES GARFIELD jm DAVJS TARİHTE BUGÜN MÛMTAZ ARIKAN 28 Temmuz AMSTEROAM OLIMPirAT OYUNIARI. 1928'D£ RuGUAJ, MODERM OLiMPırAr OYUAILAIZ.<UtM S£KıZlNC(SI, AMSrEKOAM 'OA SrtÇtAMlÇrf 46 UL- KE SPOGCULA&MIM M Ğ OZEt-L/KLE eıNLIL£/ZtM SAŞAGfU Oİ.0Ü6U kATı Ç£KJYOtSCXJ. ABD'U ,4TLET1-£RlN UÇ KO- ŞUPA /U-r/H ALM/*LAetNA KAZŞtL/K , AGJ4L<4- gfNPA PAAVO MüRMl 'AJ/fJ l>£ BüUJNDUĞU FıHULEIS. B£Ç ALTfUA UL/ifUfÇrf. fSZO - 1928 OLfAAPty^r OYUNVVZtMA BU SfG4S/A/OA 31 YAŞtNDA OLAAASfHA f f 1O-0OO MET&E Yi ONDE S/ri&MİŞ- Tİ. MU6Mİ OIÇINOA, oyuNLAÇffil YtU>f2L^/ifM- H DE,ABOLI YÜZÜOÜ WE/SSMUCİ.Eie'l>t TÜRK ve DÜNYA KARİKATÜRLERİNDEN Raşit Yakah Sergey Khasabov (SSCB)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle