Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 TEMNÎUZ 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5
'Karikatürümüz' Varlık'ta
• Kültür Servisi —
Varhk dergisinin ağustos
sayısının kapağım
"Türkiye Dosyası
1980-1990
Karikatürümüzde Yeni
•Çizgi' konusu oluşturdu.
Derginin bu sayısında
Vedat Günyol'un "Yaşar
Nabi Nayır Deyince",
*xe Ayhan'ın "Bin
:rlin Geceleri", Erdal
Atabek'in "12 Eylul'ün
özeti: Alışamadım",
Hasan Btilent
Kahraman'ın "Yeni(den)
Sosyal Demokrasi",
Turgut Çeviker'in "Türk
Karikatürünün Yakın
Geçmişine Özeleştirel Bir
Bakış", Metin Celal'in "Yazılı Mizahın Atardaman",
Mario Levi'nin "Selami Çok Selamsızdı O Akşam",
Orhan Kahyaoğlu'nun "Mario Levi'nin Yalnızlık
Dolambacı", Adnan özyalçıner'in "1964 Yazında", Sulhi
Dölek'in "Imza Günleri", Ayfer Coşkun'un "Yazarlar
Telefonda", Alpay Kabacalı'nın "Talat Paşa'nın Anıları",
Konur Ertop'un "Üç Yazar, Dört Yapıt", İbrahim
Kiras'ın "Bilim Dedikleri" adlı yazıları sunuluyor. Fazıl
Husnu E>ağlarca, Gultekin Emre, Ercüment Uçan, Leyla
Şahin, Engin Turgut, Metin Cengiz'in şiirlerinin
sunulduğu dergide, Nil Olgun'un Mario Levi ile Atilla
Birkiye'nin Oktay Akbal'la yaptığı söyleşiler de yer
alıyor. "Karikatur" konulu açıkoturuma katılan Kemal
Gökhan, Hasan Kaçan, Tuncay Akgiin ve Mehmet
Çağçağ'ın görüşlerine de yer veriliyor.
Hacettepe'de Shakespeare
• ANKARA (AA) — Hacettepe Üniversitesi bünyesinde
"Shakespeare ve Çağı Araştırma ve Uygulama Merkezi"
kuruldu. Merkez, Shakespeare'in ve çağdaşlarının
oyunlan ve bunlaruı sahnelenmeleriyle ilgili yazı,
fotoğraf, fılm, video gibi malzemeleri toplayarak, bunları
hizmete sunacak. İngiliz rönesansıyla ilgili yerli ve
yabancı malzeme toplamak, gerektiğinde bu alanla ilgili
yerli ve yabancı bilim adamlarıyla işbirliği yapmak,
universite ıçinde ve dışında bu konuda konferanslar,
paneller, seminerler ve kongreler duzenlemek de
merkezin amaçları arasında bulunuyor. Merkezin
faaliyetleri arasında, Shakespeare'in çağından hareketle
edebiyat ve tiyatro ile ilgili çalışmalan yönlendirip
seliştirmek, Türk araştırmacıların, edebiyat uzmanlarının
tiyatro kişilerinin bu konuya katkıda bulunmalarının
Sağlanması da yer alıyor.
[alezya'da Türkiye
• Kültür Servisi — Kodak'ın düzenlediği ve 29 ağustos -
4 eylOl tarihleri arasında Malezya'ntn başkenti Kuala
Lumpur'da yapılacak "1990'da Malezya'yı Gezin" konulu
uluslararası fotoğraf yanşmasının Türkiye elemeleri
sonuçlandı. Sami Güner, Sabit Kalfagil, îbrahim
Akyürek, Nevzat Çakır ve Fatih Orbay'dan oluşan seçici
kurulun yaptığı değerlendinne sonucu, yanşmada
Türkiye'yi Selim Aytaç"ın eseri temsil edecek. 1961
Zonguldak doğumlu Selim Aytaç, ilk, orta ve lise
eğitimini Ankara'da tamamladı. 1978 yılında ODTÜ'ye
girdi ve 1983 yılında ekonomi bölümünden mezun oldu.
Fotoğrafçılıkla uzun yıllar amatörce ilgilenen Aytaç, kısa
bir sure fotoğrafçılık dersi aldı. Aytaç, renkli olarak çektiği
tarihi Didim Apollon Tapınağı'na ait fotoğrafıyla
Malezya'daki yarışmaya katılmaya hak kazandı.
'Mama I Want to Sing' Harleırfde
0 Kültür Servisi — Geçen yıl tstanbul Festivali'nde
izlediğımiz "Mama I Want to Sing"in ikinci bölümü de
kısa bir sure önce Harlem'deki Heckscher Tiyatrosu'nda
sahnelendi. Birincisi gibi bunun da yazarı ve produktöru
Doris Troy'un kızkardeşi Vy Higginsen. Bu arada aynı
tiyatroda "Mama"nın yedinci yılı da kutlandı. Müzikalin
bunca yıl sahnede kalması tamamen siyah bir kastın ve
izleyıcinin beyazlar dünyasındaki başarısı olarak
nitelendiriliyor. Aynca Higginsen ve kocasınm kurdukları
şirketin "Mama" ile sağladığı gelir onları ulkenin siyah iş
sahipleri arasında en başarılılar düzeyine çıkartıyor.
"Mama"nın ikinci bölümünde de Doris Troy yine anne
rolünü ustlenmiş. Bu kez onun yıldızlıktan köklerinin
bulunduğu yere geri dönüşü işleniyor. Doğduğu kentteki
kilisenin papazıyla evlenen ve yaptığı müzikle halkına
seslenen bir Doris Troy çıkıyor izleyicinin karşısına.
"Mama 2" şu gunlerde uzun bir Amerika turnesinde.
Venedik'te ^Sinema Sergisi'
• Kültür Servisi — Venedik, eylül ayında açılacak
sinema sergisine hazırlanıyor. Bu düş kenti, eylülde ünlü
yıldızlann akınına uğrayacak. Bunlar arasında Paul
Newman, Martin Scorsese, Bob de Niro, Margarethe von
Trotta yer alıyor. Tüm bu ünlü yıldızlar "Excelsior"da
ağırlanacak. Paul Newman'a Joan Woodwards'ın eşlik
etmesi bekleniyor. Martin Scorsese ile Bob de Niro ise
bir gangster ailesinin öyküsünü konu alan "Good Fellas"
filmi için bir araya gelecek. Serginin konuklan arasında
Çek yönetmen Juray Jakubisko, Macar yönetmen Miklos
Jansco'nun da yer alması bekleniyor.
Mick Jagger Roma'da
• Kültür Servisi — Avrupa'da eski rockçılann
egemenliği süruyor. Bır yandan Mick Jagger
önderliğındeki Rolling Stones topluluğu Avrupa turnesini
sürdürurken bir zamanların "efsanevi" Pink Floyd
topluluğunun eski lideri Roger VVaters'ın Berlin'de yeni
grubuyla birlikte verdiği dev konserin yankıları hâlâ
sürüyor. Bu arada Keith Richards'm parmağından
sakatlanması üzerine Avrupa konserlerine kısa bir ara
veren Rolling Stones, turnesini yeniden başlattı. Rolling
Stones ve Mick Jagger, geçen çarşamba gecesi Italya'nın
başkenti Roma'da bir konser verdiler. (Fotoğraf: Reuter)
Türk tiyatro vesinemasıReşit Gürzap'tansonraAgâh Hün'ü deyitirdi
Kraldan postacıya 100 başrol48 yıllık sanat uğraşında
tiyatro ve sinemada
sayısız role çıkan ve
yönetmenlik de yapan
Agâh Hün, 72 yaşında
kalp krizine yenik düştü.
TURHAN GÜRKAN ~
Sanat dünyasının acıları dinmi-
yor. Yüzlerce yıllık ulu bir çınan
andıran sanat ağacından bir yap-
rak daha düştu. Yirmi gün önce
yitirdiğimiz Reşit Gürzap'ın acı-
sı silinmeden, bir başka ünlü ti-
yatro ve sinema sanatçımızın,
Agafa Hün'ün ansızın gelen ölüm
haberiyle sarsıldık. 48 yıllık sanat
yaşamında perde ve sahne alarnn-
da oyuncu, yönetmen olarak
onuriu bir uğraş veren Agâh Hün,
72 yaşında kalp krizine yenik duş-
tü. Konservatuvarda tiyatro öğre-
nimi yaptığı için birçok çağdaşı gi-
bi 'alaylı' değil, 'okullu' olan
Agâh Hün, gerek klasik gerek
mödern oyunlarda üstlendiği rol-
leri, oldukça kalm ve melodik se-
siyle guçlendirip yorumlayarak ti-
yatro dünyanuzın önemli sanatçı-
ları arasında yerini almıştı. önce
özel tiyatrolarda, sonra 1983'te
emekli olduğu tstanbul Şehir Ti-
yatrosu'nda 100'ün ustünde baş-
rol oynayan, bazılannda yönet-
menlik yapan Agâh Hün, bazen
kral olmuş, bazen general, Os-
manlı paşası, bazen postacı, dok-
tor, ağa, molla, aktör. Ama bu
çok değişik rollerin, h«r seferin-
de ardından dinmeyen alkışlar bı-
rakarak altından başanyla kalk-
masını bilmişti. Her oyunda bir
öncekinden daha iyiydi. Agâh
Hün, ardında doldurulması güç
bir boşluk bırakarak son yolculu-
ğuna uğurlandı.
1912'de tstanbul'da doğan
Agâh Hün, 1969'da 62 yaşında yi-
tirdiğimiz değerli tiyatro ve sine-
İLK RENKJ.İ TÜRK FtLMİ — Agâh Hun, Muhsin Lrtuğrul un çe\ irdiği ilk renkli Türk filmi "Hahcı Kız'da
da o> namıştı. Küçük Sahne sanatçılanmn katılımtyla çe>rilenfilmde Asuman Korad, Heyecan Başaran ve
Miifil Kiper de oynanuşlardı.
ma sanatçısı Hmdi Hün'ün karde-
şiydi. 1937'de girdiği Ankara
Devlet Konservatuvarı Tiyatro
Yuksek Bölümü'nü 1942'de biti-
ren Agâh Hün, Tatbikat Sahne-
si'nde, sonra Devlet Tiyatrosu'n-
da çalışt>. Sahnedeki ilk oyunu
'Antigone' idi. Bunu 'Julius Ca-
esar', 'Bizün Şehir', Kibarlık Bu-
dalası', 'Kahvehane', 'Pelleas ve
Melisande', Lokantacı Kadın',
'Küçük Şehir', 'Fausf, Yanlıslık-
lar Komedyası', 'Müfettiş', 'Kö-
şebaşı', 'Size Öyle Geliyorsa',
'Paydos', 'Tartuffe', 'Knock',
'Bir Komiser Gddi', Hile ve
Sevgi' izledi .
1951 'de lstanbul'a gelip özel bir
bankanın Muhsin Ertuğrul yöne-
timinde kurduğu 'Küçük Sahne'-
ye giren Agâh Hün, burada 'Ke-
çUer Adası', Sevgili Golge' gibi
oyunlar sahneye koyduğu gibi he-
men tüm oyunlarda ilginç ve unu-
tulmaz kişüikkr çizmeye başladı.
tstanbul seyircisi bu sanatçıyı
'Arpa Ambarı'nda Charlot,
'Siyab-Beyaz'da doktor,
'Karakolda' McLeod, Yedide
Ev'de Binbaşı Watson, 'On Bn-
yük Yaramaz'da General Mac-
kenzie, 'Onikinci Gece'de Sir
Toby Belch, 'Örümcek'te Dr.
Schlesinger, 'Ziyafet'te Jean-
Charles Chambon, "Cina>et Var'-
da Max Halliday, 'Çayhane'de
Albay Purdy III, 'Yaz Bekân'nda
Dr. Brubaker, 'Oyun OünasaydT-
da Emile Marussier Amca, 'Dün-
kü Çocuk'ta Harry Broock,
'Monserral'da aktör, 'Godot'yn
Beklerken' ile 'Fareler ve İnsan-
lar'daki çok renkli kişilikler için-
de benimsedi ve bağrına bastı.
1959'da Oda Tiyatrosu'nda,
1960'ta da Kuçük Opera'da oyun-
cu ve sahneye koyucu olarak ça-
lışan Agâh Hün, 1%1'de Istanbul
Şehir Tiyatrosu'na girerek emekli
olduğu 1983 yılına dek aralıksız
bu kurumda çalıştı. 'Onikinci Ge-
ce', Büyük Çınar', Tango' gibi
oyunların yönetmenlığini yapan
Agâh Hün, 100 dolayında oyun-
da da oyunculuk yeteneğini sergi-
ledi. Sanatçırun Şehir Tiyatrosu'n-
daki başlıca oyunlan: 'Atinalı
Timon', 'tktidar', 'Aman Avcı',
'Hamdi ve Hamdi', 'Çin Çin',
'Hamlet', 'Macbetb', 'Hepimiz
Bir kişi İçin', Yaşamak Güzel
Şey', 'Doktornn Hatası', 'Koca
Sinan' (Rüstem rolü), 'Anna
Karenina' (Aleksi Karenin rolü),
Güneş Batarken' (Stelnitz rolü),
'Oppenheimer Olayı' (Ward V.
Evans rolu), 'Kurt' (Halil Ağa),
'Ellerimin Arasındaki Hayat'
(Prof. Adams), 'ZalameaKadısı'
(Kral Philippe), 'Hacı Yatmaz'
(tsmail Şoker), 'Buyük Romulus',
•Pirinçler Yeserecek.'
1953'te Heyecan Başaran, Asu-
man Korad, Müfit Kiper'le baş-
rolünü oynadığı ilk renkli filmi-
miz, Muhsin Ertuğrul'un 'Halıcı
Kız'ıyla sınemaya başlayan Agâh
Hun, iki yıl sonra Sevdigim
Sendin' filminde oyunculuğunun
yanı sıra yönetmenlik de denedi.
Bu yapıtı Turk Film Dostlan Der-
neği Yanşması'nda en iyi film,
yönetmen, senaryo, görüntü, ka-
dın ve erkek oyuncu dallannda
tam altı ödül birden aldı. 1958'de
Kurtuluş Savaşımızı konu alan
'Meçhul Kahramanlar'da yine yö-
netmenlik yapan Agâh Hün,
1959'da 'Kanh Degirmen'de yö-
netmen, senaryocu, oyuncu ola-
rak görev üstlendi, 'Üç Kurşan'
filminde de senaryocu olarak uğ-
raş verdi.
Son yülarda TV için çekilen dizi
fılmlerde karakter rollerinde izle-
diğimiz Agâh Hün'ün bu alanda-
ki başlıca çalışmalan: 'Küçük
Aga' (Müftu rolü), Aliş ile
Zeynep' (Molla rolu), 'Doknzun-
cu Hariciye Koguşu' (Paşa rolü).
Ermeni asıllı Gürcüyönetmen SergeyParacanov "uyumsuz" bir sanatçıydı
Hiç uzlaşmadı,
hep dışlandı
"Suram Kalesi Destanı" ve "Âşık Garip" adü filmleri
ülkemizde de gö.terilen Paracanov'un ölümüyle,
dünya sineması ve kültürü tekdüzeliğe doğru bir
adım daha atmış gibi geliyor bana.
ATİLLA DORSAY
Sergey Paracanov, aslen Er-
meniydi. Ama Gürcistan'da
doğmuştu. Bütün yaşamını
doğduğu ve hayran olduğu Tif-
lis kentinde geçırdı. Aılece anti-
kacıydılar. Yaşamı yerel kültür-
lerin, emeğın. göz nurunun en
güzel ürünlen arasında geçti.
Halılar, kilımler, tombak. bakır
ve pırinç tepsıler, el işleri, oya-
lar. mıneler. kaplumbağa derisi
üzerine sedef kakmalı kutular...
Güzelliğe hep hayran oldu.
Ama güzelliği gitgıde tek boyu-
ta indirgenen, standartlaşan ve
yozlaşan bir evrensel sözümona
küitürün boş cilasında değıl,
gerçek halklann. gerçek otantık
ve el emeğine dayalı ürünleri-
nın. yaratılannm sade ve soylu
görünümünde buldu.
Yaşlı Ermeni, ülkesinde hiç-
bir zaman konformist olamadı,
sisteme uyamadı. hep dışlandı,
suçlandı," tutuklandı. Mosko-
va"da sinema eğitimi gördükten
sonra yaptığı kısa filmler hep sa-
nat üzerineydı. Daha sonra
1954'te konulu filmlere geçti-
ğinde Dovçenko'nun an lirizmi-
nin ve doğaya dönük şıırinin et-
kılerinı taşıdı.
Bırkaç nisbeten önemsiz fılm-
lerden sonra 1965"te çevirdiği
"Ateşli Atlar" fılmiyle uluslara-
rası başanya ulaştı. Bunu ünlü
bır Ermeni ozanının yaşamını
anlattığı "Sayat Nova" izledi.
Ama gelenek ve inançlara bağlı.
ülkesinin siyasal ıdeolojisiyle
banşık olmayan, evi sürekli ola-
rak halktan kişilere, özellikle de
pek düşkün olduğu söylenen gü-
ze! Gürcü delikanhlanna açık
bir dergâha dönüşmüş olan sa-
natçı. yönetim tarafından hiçbir
zaman seviimedı.
Eşcınsellikten rejım düşman-
lığına. antika kaçakçılığından
hükümet karşıtı bildiriler imza-
lamaya kadar çeşıtlı suçlardan
hapse girıp çıkmakla geçtı yılla-
n... Bu arada istedığı birçok fil-
mi yapamadı, birçok tasanyı
gerçekleştıremedi. Yine de ara-
da vakit buiup >aptığı "Suram
Kalesi Destanı", "Aşık Garip"
gibi fılmlerde Türk. Ermeni ve
Gürcü dillerini gelenek ve kül-
türlerini birbirlerine kanştıran,
dınamizmden yoksun görkemli
tabıi çok renkli bir albüm kanş-
tınr duvgusu vererek birbinni
izlediği özgün bır sinema dilıne
ulaştı.
ARA GÜLER'İN OBJEKTtFÎNDEN —Sergey Paracanov,öncekiyıllsUnbulFUmFesüvıüi'negelmişü.
O gunlerde gezdigi Kapalıçarşı'ya, özellikle de Bedesten'e hayran kalan Paracanov'un antika eşyalar arasında
bir fotografını Ara Güler çekmişti.
Önceki yıl geldıği İstanbul
Film Festivali'nde tanışmış,
konuşmuştuk. Istanbul'da ön-
ce beton ve modem binalar, her
yerdekı Coca Cola. McDonalds
ve benzeri reklamlar. bütün
dünyada giyilen şeylere benzer
nesnelerledolutekdüzevitrinler
onu ürkütmüştü. Ama sonra
kenti gezdikçeçeşitli küllürlerin
bu kentte ulaştığı anlatılmaz
uyumveözelliklebizTürkler'ın
bambaşka kültürlenn yapıtları-
nı ve bu arada mımarileri fresk-
leri ve mozayikleriyle Bizans kı-
liselerini böylesine korumuş ol-
mamız onu hayran bırakmış.
Kapalıçarşfnın özellikle kımı
otantik elişlerinin üst üste yığıl-
dığı Bedesten bölümünden ko-
lay ayrılamamıştı.
Sergey Paracanov gitgıde tek-
düzeleşen. tek boyuda indirge-
nen ve tatsızlaşan yerküremizın
kültür ortamında toprağına,
köklerine bağlılığını hep koru-
muş. hep verel, ulusal otantik
olmayı amaçlamış. farklı renk,
görünüm ve kokudan açmış bir
çıçektı. Onun ölümüyle dünya
sineması ve kültürü tekdüzeliğe
doğru bır adım daha atmış gibi
geliyor bana
'ÖrümcekKadının Öpücüğü'nünArjantinliyazarıManuelPuig 57yaşındaydı
Akh fikri sinemada bir edebiyatçı
"Hüsran Tangosu" ve "Örümcek Kadının
Öpücüğü" romanlan Türkçeye de çevrilen
Puig, geçen hafta bir kalp krizi sonucu öldü.
Kültür Servisi—"Hüsran Tan-
MSH" ve "Örümcek Kadının
Opücüğü"adlıyapıtlandılimıze
de çevrilen Arjantinli yazar Ma-
nuel Puig, 22 temmuz günü
Meksıka'nın Cuernavaca ken-
tinde geçirdiği bır kalp krizi so-
nucu öldü 1970'li yıllardaTür-
kiye"ye de gelmiş olan Puig. 57
yaşındaydı. Kendı deyışıyle "po-
püler edebiyatın yeni bir biçimi"
dıye nıtelenen Puig. son olarak
"Madrid 1937" adlı bir senaryo-
su üzenndeçalışıyordu.
Yazarlığa senaryo ve tiyatro
ile başlayan Puig. son zamanlar-
da yeniden senaryo ağırlıklı ça-
Iışmaldra yönelmişti. Bir bakı-
ma sınemanın edebiyattakı
"temsilcisi" olarak da görülen
Arjantinli yazar, birkaç yıl önce
kendisiyle yapılan bir söyleşide
"Bütün dünya>ı bir film olarak
görüvorum" demişti "Çünkü o
zaman her şey Hollywood olu-
yor." Yapıtlarında gündclık ya-
şamın melodramlarıni roman
yoluyla yeniden anlatmayı se-
çen Puig, çoğu zaman sinemasal
bir uslup kullanarak yorum
yapmadan. kışılcnnın kendı öy-
kulerını kendilerinin anlatması-
nısağlamı^tı.
I932'de Bucnos Aircs taşra-
sında bir kasabada dünyaya ge-
len Manuel Puig, çok geçmeden
kendini, Avrupa'dan Arjan-
tin'e akın eden ve tek ülkulerı
zengın olmak olan göçmenlerin
egemenliğındeki bir ortamda
buldu. Puig, içindeyaşadığı sıkı-
cı çevreden ve kendisini "erkek-
çe" işler yapmaya zorlayan bu-
yurgan bir babadan kaçışı, ka-
sabanın sinemasında buldu. Nı-
tekim sonraları taşra kasabala-
nnın tek kültürel zenginliğinin
bu sinemalar olduğunu söyleye-
cekti.
Kasaba sinemasında 1930 ve
1940"lann filmleri egemendi.
Puig de ilk gençlık yıllannda,
annesıyle ve bır "halalar ve tey-
zelerordusu" ile birlikte haftada
üçdört kez bu filmleri izler oldu.
Sinema. yaşamının odak nokta-
sıydı artık. Ama kadınlarda ya-
şamında yüklü bır yer tutuyor-
du.
Ama Puig ışe sinemayla baş-
ladı Buenos Aıres'ten ayrıla-
rak İtalya'da Cınecıtta'da ve
Nevv York'la çalıştı. Puıg'inilk
romanı "Rita Ha>"v»orth'ın Aldal-
üğı" ise 1968 eylulunde yayımlan-
dı. Latin Amerika edebiyatı patla-
masının doruk dönemmde ya-
yımlanan roman. eleştırmenler-
den olumlu tcpkılcr aldı. "Rita
Hajtvorth'ın Aldattığı*1
özyaşa-
mö>küsel özcllıkler taşıvordu
\e bütün yaşaını bir sinema sa-
lonunda uydurulan dedikodu-
larçevresindedönenbırkasaba-
yı anlatıyordu.
YAŞAMI BİR KAÇIŞTI — Yaşamı hep kaçmakla geçmişti Puig'in.
Evden kaçmış sinemaya gitmisti, sinemadan kaçmış roman ya.»ma-
nın yalnız fantezilerine dalmışlı.
"Rita Haywort'ın Aldattığı",
Arjantın'de binemaya da uvar-
landı vc fılm. General Ongania
diktatörlüğünün ko\duğu "ah-
lak \asaları"na mcvdan okuyan
ilk vapıtlardan biri oldu Bunun
karşılığında, romanlan veeşcın-
sellıği yüzünden Puig'e "ahlak-
sız"damgası vurulacaktı.
1973'tc Juan Peron Arjan-
tınV gcri dondü vc >enıdcn ul-
kenin başına geçtı. A vnı yıl önce
gençlık düşlerı solup gıderkcn
>aşanılan vaşlanma du>gusıınu
dılcgclırdıği "Hüsran Tangosu"
adlı romjmnı yayımlayan Puig.
ardından da "Buenos Âires Ola-
yı"nı çıkardı. Kısa zamanda
best-seller olan "Buenos Aires
Ola>ı",çok geçmeden .ıhLık şu-
besi tarafından "muzır" olarak
nitelendi "Buenos Aires Olayı"
1974'te Robert Allej'in "Pa-
ris'te Son Tango"suyîa birlikte
yasaklandı. Böylece.Manuel
Puıg'in Brezilya. ÂBD. Avrupa
ülkeleri ve Meksika'yı kapsaya-
cak olan sürgun yaşamı başladı.
İlk romanı. General Franco
döneminde İspan\a'da da ya-
saklanmış olan Puig. "Örümcek
Kadının Öpücüğü" adlı romanı-
nı BreziKa'da.yazdı I979"da
\ayımlanan "Örümcek Kadının
Öpücüğü". 1985'tebeyazperde-
ye de aktarıldı. Bir devrimcıyle
bir eşcinselin hapishanede aynı
hücrede "buluşma"larını konu
edınen fîlmde başrollen Raul
Julia ilepaylaşan NVilliam Hurt,
Oscarödülünedeğergörulecek-
tı.
Puig. son yıllarda 196ü"larda
da yaşadığı Meksika'ya yerleş-
mışti Peron diktatörlüğü sıra-
sında \rjantin'dcn Brezilya'ya
"kaçan" Manuel Puig. Brezıl-
yada ^iddctın ve siyasal yozlu-
ğun "dayanılmaz" boyutlara
varması sonucu soluğu Meksi-
ka"da almıştı. "Olndepen-
dent"tan Andrew Graham-
Yoll'a bakılırsa. Puig'in 57 ya-
şındaki ölümü de bir "kaçış"tı
bclki de. Yaşamı hep "kaç-
mak"la gcçmıştı Puıg'in. Evden
kaçmış sınemaya gitmışli, sine-
madan kaçmış roman yazmanın
yalnız fantezilerine dalmıştı .
kasdbalardan vc kcntlerden
kj.çmış"kaçakçılığın"taşlaması
dcnılebilecek romanlara sığın-
mışiı
Adada şan
konseri
• Kültür Servisi —
İstanbul Devlet Opera ve
Balesi'nden üç solist sanatçı
30 temmuz-5 Ağustos 1990
tarihleri arasında
gerceklesecek 1. Adalar
Kültür ve Sanat Şöleni'nde
bir şan konseri verecek. 30
temmuz pazartesi saat
21.00'de Büyükada San
Pasifiko Kilisesi'ndeki bu
şan konserinde solist
sanatçılar soprano Ruhsar
öcal, soprano Müide Turan
ve bariton Mesut fktu yer
alacak. Piyanoda Ann
Denizasan'ın eşlik edeceği
konserde sanatçılar,
tanınmış operetlerden
aryalarla Türk bestecilerinin
eserlerini yorumlayacaklar.
Orhan Veli
Parkı
KültürSerrisi - Beykoz
Belediyesi. Orhan Veli adını
verdiği ve içınde 250 adet
asırlılt ağaçlann bulunduğu
parkını restore ediyor.
Orhan Veli Parkı. Türkiye
Yazarlar Sendikası ile
birlikte düzenlenenbirşölenle
bugün açılacak. Parkın
açılış törenine Anakent
Beledıye Başkanı Nurettin
Sözen. Türkiye Yazarlar
Sendikasf ndan şair ve
yazarlar ve Melih Cevdet
Anday'ın katılması
bekleniyor. Açılışta Banu,
Nursaç Doğanışık ve
Mustafa Küçük de konserler
verecek.
Halk dansları
gösterileri
• Kültür Servisi —
İstanbul'un çeşitli
semtlerinde düzenlenen,
yerli ve yabancı halk
dansları topluluklarının
katıldığı gösteriler sürüyor.
Bugün Gülhane Parkı'nda
Gülhane Etkinlikleri
kapsamında 17.30'da
Macaristan, 18.30'da
Fransa, 19.15'te tspanya
halk dansları
topluluklarının gösterileri
izlenebilir. Yeşilköy Halk
Dansları Festivali
kapsamında bugün
21.30'dan itibaren Türkiye,
Polonya, Yugoslavya,
Meksika, Gürcistan,
Ispanya, Polonya ve
Çekoslovakya ekiplerinin
katıldığı gösteriler Yesilyurt
Belediye Parkı'nda
gerceklesecek. Ortaköy m
Meydanı'nda gerçekleşen ::
şenlik kapsamında ise saat
18.00'den itibaren Malezya,
Romanya ve Macaristan
halk dansları yer alacak.
Çeşitli topluluklann
katılacağı toplu gösteri ise
saat 21.00'de Açıkhava
Tiyatrosu'nda "İstanbul
Uluslararası Halk Oyunlan
ve Halk Müziği Şenliği"
kapsamında gerceklesecek.
Tir Suhan' -
Pendik^te
• Kültür Servisi — Ankara
Birlik Tiyatrosu "Pir Sultan
Abdal" adlı oyunu bugün
ve yarın 21.00'de Pendik
Atatürk Kültür Evi'nde
sergileyecek. Erol Toy'un
yazdığı, Zeki Göker'in
sahneye koyduğu "Pir
Sultan AbdaTın müziği
Grup Kızıürmak tarafından
hazırlandı. Ankara Birlik
Tiyatrosu'nun Divriği
Kültür Derneği ile birlikte
organize ettiği oyunda 24
kişilik bir oyuncu kadrosu
görev alıyor.
Satranç
gösterisi
• Kültür Servisi —
Ortaköy Spor Kulübü
Satranç Şubesi bugün saat
18.00'de bir simültane
gösteri duzenliyor. Spor
kulübünün Gürcü Kızı
Yokuşu'ndaki tesislerinde
satranç ustası Demir
Büyiızözkaya 40 kişinin
karşısında oynayacak.
Simültaneyi izleyen
gunlerde bir de ödüllü
bireysel satranç turnuvası
düzenlenecek.
Fatilne iki
oyun
• Kültür Servisi —
Bugüne dek oyunlannı
Galatasaray'daki Nâzım
Hikmet Sahnesi'nde sunan
Bulunmaz Tiyatro, 29
temmuz pazar günü Fatih
Reşat Nuri Güntekin
sahnesinde Bülent Demir'in
"Güvercinin Türküsü
Beyoğlu'nda Söylenmez"
adlı oyunu ile Çehov'un
"Bir Evlenme Teklifi"ni
arka arkaya sahneleyecek.
Oyunlar saat 14.30'dan
itibaren izlenebilir.
BUGÜN
• Rıza Zelyut imzalıyor
Araştırmacı-yazar Rıza
Zelyut Gülhane Şenlikleri
kapsamında Broy Yayınlan
standında saat 13.00-17.00
arasında kitaplannı
imzalayacak.