25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 TEMMUZ 1990 CUMHURİYET/3 Andreotti yeni bakan atadı • ROMA (AA) — ttalya Başbakanı Giulio Andreotti, önceki gün istifa eden 5 bakanın yerine, bir yıllık hükümeüni çöküşten kurtarmak amacıyla S yeni bakan atadı. Andreotti, Savunma Bakanlığı için Virgiııio Rognoni, Eğitim Bakanı olarak Gerardo Bianco, lanm Bakanlığı için Vito Saccoraamdi, Güney Işleri Bakanlığı'na Giovanni Marongiu ve Devlet Bakanlığ için de Franco Piga'nın adlanndan oluşan listeyi Cumhurbaşkanı Francesco Cossiga'ya sundu. Başbakan Andreotti'nin yayın yasasında değişiklik yapılmasını öngören bir tasanyı TemsiJciler Meclisi'ne güvenoyu sunmak isteraesi üzerine, Hıristiyan Demokrat Parti'nin sol kanadından 5 bakan önceki gece istifa etmişti. Monrovia'da iki iktidar • MONROVTA (AjMuiar) - Liberya'da Devlet ykanı Samuel Doe'ya karşı savasan gerillalann lideri Charles Taylor, Olke denetimini aldıklannı söyledi. Taylor, gerilla radyosu Elma'dan yaptığj konuşmada, "Devlet Başkanı Doe'nun hükümeti dağılnuştır" dedi. Doe hükümetinin yerini, kendisinin liderliğindeki Ulusal Yurtsever Yeniden Insa Meclisi'nin aidığını kaydeden Taylor, anayasanın feshedildiğini de duyurdu. Charles Taylor, günbatırrundan doğuşuna dek sokağa çıkma yasağı bulunduğunu da söyleyerek tüm Liberyalılan ve ülkede bulunan yabancılan sükdmte davet etti, Doe'nun devrıldiği henüz bağımsız kaynaklarca doğrulanmadı. SDP koaüsyonda • DOGU BERLİN (AA) — Demokratik Almanya'da koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti (SPD), Hıristiyan Demokrat Lothar de Maiziere liderliğindeki bokümette kalmaya karar jgini açıkladı. Maiziere'nin partisi de bu açıklamayı memnuniyetle karşıladıklannı bildirdi. Sosyal Demokrat Parti Başkanı NVolfgang Thierse, bugün gazetecilere yapüğı açıklamada,. iki Almanya'nm iktidardaki koalisyon partilerinin, ilk Alman genel seçimlerinin tek bir seçim yasası uyannca tek toprak uzerinde yapüması konusunda anlaşmaya varmalannın olumlu bir sonuç olduğunu söyledi. G.Kore - SSCB görüşmeleri • SEUL (AA) — O. Kore ile Sovyeüer Birliği arasındaki ilişkilerin normalleştirirmesi ve daha önce sınırlandınlan diplomatik ilişkilerin yeniden başlatüması için yapılacak olan göriişmelerin ilk raundunun gelecek hafta Moskova'da başlayacağı bildirildi. G. Kore Dışisteri Bakanlığı sozcüsü Chung Ui-Yong bugün yapüğı açıklamada, Devlet Başkanının ekonomik işlerden sorumhı Bakanı Kim Chong-ln'in liderüğindeki 20 kişilik G. Kore heyetinin, 1 ağustosta Moskova'ya gideceğini ve görüşmelerin 2 ağustosta başlayacağını belirtti. RAF saldınfa • Dış Haberter Servisi — Federal Almanya Içişleri Bakanlığı üst düzey 'kililerinden Hans . lusel'e dün sabah bombab bir saldın düzenlendi. Federal Alman polisi, olay yerinde bulunan bir mektupta, saldınnın sorumluluğunun aşın solcu terör örgtltü Kıalordu Fraksiyonu'na ait olduğunun- belirtildiğini söylediler. Neusel, saldınya uğradığı sırada Bonn havaalanıyla Köln arasındaki otoyolda kendi kullandığı arabasıyla işine gidiyordu. TelAviv, kimyasalsilahlarasahip olduğunu itirafetti IsraiPden kimyasal tehditYıllardır ülkesinde kimyasal silah bulunmadığını iddia eden tsrail, bu tutumunu değiştirerek Irak'tan gelebilecek bir saldınya kimyasal silahlarla karşılık verebileceğini belirtti. l/di tsrail Bilim Bakanı Yuval Neeman, kimyasal silahlara sahip olduklarıru inkâr etmeyerek "Saddam Hüseyin'e aynı silahlarla karşıhk verecek durumda olduğumuzu düşünüyorum" dedi. Dış Haberler Servisi — Israil, ülkesin- de kimyasal silah olmadığı yolundaki yıl- lardır sürdurduğü tutumunu değiştirdi. Is- rail Bilim Bakanı Yuval Neeman dun yap- üğı bir açıklamada Irak'tan gelebilecek bir saldınya kimyasal silahlarla karşılık vere- bileceklerini söyledi. Israilli bakan, kendi- siyle yapılan bir radyo söyleşisinnde, "S«d- dam Hüseyin'e aynı silatalarla karşılık ve- recek durumda olduğumuzu düşünüyorum" şeklinde konuştu. Neeman radyo söyleşisinden sonra ken- disini telefonla arayan AP muhabirinin so- rusuna karşılık Israil'in kimyasal silahla- ra sahip olduğunu inkâr etmedi. Bakan bu sorunun "Israil Savunma Bakanı'na yöndtilmesi" gerektiğini belirtti. Neeman herhangi bir gelişmiş Ulkenin kimyasal si- lah üretebileceğini de kaydetti. tsrail, şim- diye kadar kimyasal silahlara sahip oldu- ğunu inkâr ediyordu. Israil Savunma Bakanı Danny Naveb, Rilim Bakanı'nın yaptığı açıklamayla ilgi- li bir yorum yapmadı. tsrail Başbakanı tzak Şamir'in ise bilgi alraak üzere Nee- man'ı kabul edeceği bildirildi. Yuval Nee- man aşırı sağcı Tehiya Partisi üyesi. Aynı zamanda îsrail Uzay Araştırmalan Merke- zj'ne de başkanlık ediyor. 65 yaşındaki ba- kan, daha önce Ordu lstihbarat örgutü1 nde müdür yardımcısı, tsrail Atom Enerji Merkea'nin Bilim Bölümıi'nde de müdür- ltık yapmıştı. Irak'a karşı yöneltilen tehditlerden biri de tsrail Savunma ve Dış Üişkiler Komite- si Başkanı Ben Benissar'dan geldi. Benis- sar perşembe günü yaptığı konuşmada Irak'tan gelecek herhangi bir saldınya şid- detle karşılık vereceklerini söyledi. Sosyalist Mapam Partisi lideri Elazar Granot yaptığı açıklamada, gerek Nee- man'ı, gerek Benissar'ı sorumsuzca konuş- makla suçladı. Granot, "Btşbakanın radi- kal liderlere manükb olmalan çagnsında buiunmasını" istedi. Sol eğilimli basın ku- ruluşlan El-Hemuşvar ile duvar gazetele- ri Israilli liderlerin savunma harcamaları için daha çok para sağlayabilmek amacıy- la bu şekilde davrandıklannı yazdJar. As- keri konularda uzman olan Aharon Lev- ran Irak'la savaş olasılığmın abartıldığmı ileri sürdü. Levran, bu yolla tsrail'in gelis- tirdiği Arrow füzesavar sistemi için gerek- li ABD finansmanının garanti altına alın- maya çalışıldığını savundu. Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin ts- rail'e kirnyasal silahlarla saldırabilecekle- ri şeklindeki tehdidi gecüğimiz nisan ayın- da savurmuştu. Gerekçesi, lngiltere'den Irak'a gitmek üzere olan Iraklılann nük- leer silah yapımında kullanılan elektronik parçaları kaçırma suçuyla rutuklanmasıy- dı. Hüseyin, İsrail'den gelecek herhangi bir nükleer saldınya kimyasal silahlatJa kar- şılık vereceğini açıklamışü. Israil 1981 yı- lında nükleer silah geliştirildiği iddiası ile Bağdat yakınlanndaki nükleer santrala bir saldın düzenlemişti. BasraKörfezi'ndeki gerginlik yumuşuyor, taraflar Cidde'de bir araya geliyor ABD 'denIrak9 a yeni yapUrun ABD Senatosu dün yaptığı tpplantıda, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri'ni tehdit etmesi nedeniyle Irak'a 'ekonomik yaptırım' kararı aldı. Dı$ Haberier Servisi — Basra Körfezi'nde Irak ile Kuveyt ara- sındaki gerginlik giderek yumu- şarken ABD, Irak'a ilişkin poli- tikasını gözden geçirerek bu ülke- ye karşı "ekonomik yapünm" uygulama kararı aldı. Kuveyt ve Irak heyetleri ise bugun bir ara- ya gderek aralanndaki anlaşmaz- lığı görüşecekler. ABD Senatosu dün yapüğı top- lantıda, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri'ni tehdit etmesi üzeri- ne Irak'a "ekonomik yapünm" uygulamasını görüşerek kabul et- ti. ABD'nin bu yönde karar alma- sının bir nedenini de Irak'ın nük- leer silahlara olan ilgisinden kay- gı duyması oluşturuyor. New York eyaleti demokrat se- natörii Atfonse D'Amato tarafuı- dan tanmın fînansmam yasasına değişiklik önergesi şeklinde veri- len ve 16'ya karşı 80 oyla kabul edilen ekonomik yapünm uygu- laması karan, Irak'ın ABD'den tarun Orünü almak için yaralan- dığı 1,2 milyar dolarhk borcun garantisinin de kakünlmasını ön- görüyor. Temsilciler Meclisi'nin de, ge- lecek hafta, Irak'a ekonomik yap- tınm uyguianmasını öngören bir kanun teklifıni görüşmesi bek- leniyor. Irak ile Kuveyt arasında petrol üretimi ve sınırdaki tarüşmalı böl- ge konusunda baş gösteren ve gi- derek tırmanan gerilim, Irak'ın birkaç gün önce iki ülke sınınna yığdığı askerleri geri çekmeye bas- laması üzerine giderek azalıyor. Irak Enformasyon Bakanlığı1 nın gazete yöneticilerinden, ger- ginliğin giderilebilmesi için Ku- veyt'e yönelik eleştirilere son ver- melerini istediği bildirildi. Kuveyt ve Irak heyetleri, Mısır Devlet Başkanı Httsnü Mübarek: in cabalan sonucu, bugün Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde bir araya geliyorlar. Kahire'deki dip- lomatik kaynaklar, görüş aynlık- lannın giderilebilmesi amacıyla yapılacak toplantının Peüol ve Maliye uzmanlan arasında olma- sının ve dışisleri bakanlanna çö- züm yolunda öneriler sunmaları- nın beklendiğini bildirdiler. Iraklı kaynaklar, Devlet Başka- nı Saddaaı Hiserm'in, Kuveyt'in petrol üretimini İusması ve tartıs- maiı, işaretlenmemiş sınır bölge- sinden yasadışı yollarla çıkartüğı petrol için tazminat ödemesi yo- lundaki isteklerinde ısrarlı oldu- ğunu kaydettiler. Saddam Hüseyin, Kuveyt'ten, ^SCden bu yana tarüşmalı sınır bölgesinden çaJdığını iddia ettiği petrol için 2.4 milyar dolar tazmi- nat ödemesinı istiyor. Tarüşmalı Rumaila petrol bol- gesi Kuveyt lopraJdannın 12 ki- lometre içine giriyor. Küba deyriminin başlangıcının 37. yıldönümü kutlandı Castro hâlâ meydan okuyorKüba Devlet Başkanı Fidel Castro, yıldönümü kutlamalarında yaptığı konuşmada, ABD, Ispanya ve AT ülkelerine sert bir dille çattı. Dıs Haberier Servisi — Küba'- da Castro yönetiminin iktidara gelmesiyle sonuçlanan devrimin başlangıcının 37. yüdöntımü ön- ceki gün kutlandı. Kutlama töre- ninde yüzbinlerce coşkulu Küba- lıya hitaben bir konuşma yapan Devlet Başkanı FMel Castro, "devrimin kaJâ dimdik ayaku oldufanu" söyleyerek ABD'yi "Kttba'ya karşı emperyalist amaçlar beslemekle" tspanya'yı ise "ABD'ye alet olmakla" suç- ladı. Havana'daki yabana elçilik- lerde bulunan mültecijer konusu- na da değinen Castro, ABD'nin ve Baü Avrupa ülkelerinin vize vermesi durumunda isteyen her Kübalının bu ülkelere göç edebi- leceğini söyleyerek, "hodri meydan" dedi. Ancak Castro, el- çiükkrde bulunan mültecilere asla çıkış izni verilmeyeceğini yinele- di. Başkent Havana'da yapılan kutlama töreninde yaklaşık 3 sa- at süren konuşmasında Castro, ABD'ye ve tspanya'ya sert bir dil- le çattı. "ABD Başkanı Basfc, Kö- ba'yısaptanühaKnegetinn.Gece- gündiz Kttba'yı düfiuâyor ouna- b. Sabah kahvalbiannda kabve fincamnın icinde Köba'yı görii- yor; uyknsuııda bile ba saplaatı- dan knrtulaDuyor" diyen Castro, Bush'un giderek daha saldırgan halc geldiğini söyledi. Devlet Başkanı Fidel Castro, ABD'ye karşı gendde alaylı bir dfl kullandığı konuşmasında, DEVRİMtN ASLARI — Fidel Castro ve Che Guevera. p b a devriminin önderieri. KÜBA DEVRİMİ Nereden nereye?Kimine göre Castro devrimi, Fidel Castro'ya göre ise "Küba halkımn devrimi" önceki gün 37 yaşma bastı. Castro, siyasi oyun olarak da nitelenen bu mütevazılığını hep korudu. Küba dev- rimi için "ben olmasaydun da er veya geç patlak verecekti" şeklinde konuşmasını sürdürdü. Castro, halkın kendisiai dev- rimle özdeşleştinnesi sonucu başanya ulaşıldığına inanıyor. Küba devrimi ile ABD'nin güney sa- hillerine 150 km. uzaklıktaki bu ada sü- per gücün "dogal arka babcesi" olmak- tan çıkanldı. 1933'te ABD'nin desteği ile başa geçen Fulgencio Batista 1 Ocak 1959"da Dotninik Cumhuriyeü'ne kacın- ca ABD, Küba'ya ekonomik ambargo başlattı. Santiago'daki Moncada kışlasına dü- zenlenen saldın ile Küba devriminin to- humu aüldı. Takvimler 26 Temmuz 1937 tarihini gösteriyordu. Hareket başansız kalınca, Fidel Castro hapse girmek zo- runda kaldı. 1955 yılında Castro'nun Meksika günleri başladı. 24 Temmuz Hareketi gnıbu oluşturuldu. Batista'ya karşı mucadeleyi yürüten önemli güçler arasında aynca Sosyalist Hallc Partisi ile Üniversite öğrencileri Federasyonu da bulunuyordu. Devrimin diğer önemli is- mi Arjantinli Ernesto Che Guevera ile de bu ülkede tanıştı Castro. 1956 yılında Meksika'dan Küba'ya doğru yola çıkıldığında Fidel Castro "Ya Küba'nın yazgısını defiştirecegiz ya da öieceğiz" diyordu. Yoğun olarak kırsal alanda yürütülenraücadelesonucu ikin- ci sık gercekleşti. 8 Ocak 3959'da Cast- ro, beraberindeki bin kdşi ile Havana'ya girdi. "ABD'yi, ülkeyi terk etmek iste- yen Kiibahlan almak için adaya gemi göndermeye" davet etti. Castro şöyle dedi: "Eğer Ameri- kahlar baskı alunda inim inim u- leyen ba zavalb Kübahlan Inrtar- maya karar veririerse, Kttba'ya yine gemi göndererek istedikleri- ni knrtaranlar." Castro yönetimi, 1980 yılında sırurlannı açarak Küba vatandaş- lannın yurtdısına göç etmesine izin vermişti. Bunun sonucunda 5 ay içinde 125.000 Kübalı ABD'- ye göç etmiş, ABD göçmenieri al- mak üzere Küba'ya gemiler gön- dermişti. Gözlemciler, Castjo'- nun, önceki gün yapüğı konuşma- da tekrar sırurlannı açarak bir kit- le göçüne izin verip vermeyeceği- nin henüz netlik kazanmadığını bildiriyorlar. tspanya'ya da çatan Castro, lspanya'yı "ABD'- nia işbirlikçUiğlyle" suçladı. tspanya'nın ABD'nin emperyalist emellerine alet olduğunu söyleyen Castjo, tspanya'mn Küba'ya ya- pacağı 2.5 milyon dolarlık ekono- mik yardım programım da don- durduğunu duyurdu. tspanya, Havana'daki büyükelçilikler kri- zinin başlamasmın ve Castro yö- netiminin mültecilere çıkış izni ve- rilmeyeceğini açıklamasının ar- dından geçen hafta Küba'ya ya- pacagı ekonomik yardunı durdur- duğunu açıklamışü. Devlet Baş- kanı Castro, konuşmasında tspanya ve "safa" Avrupa Top- luluğu ülkelerini Kübalı göçmen- ieri kabul etmek için Küba hükü- metiyle karşüıklı bir anlaşma im- zalamaya cağırdı. "Eger isterier- se lspaaya ve AT iilkeleriyle bf- rer anlaşma imzalar I» tşlerin vu- riiriilnıesi için Küba'da bir-ild ve- ya üç, hatta isledikleri kadar çok merkez açanz" diyen Castro, ül- kedeki yabancı elçiliklere sığınan- lara ise asla yurtdısına çıkış izni verilmeyeceğini açıkladı. Castro, başkentteki yabancı elçiüklerin "seyahat acentesi" gibi kullanıl- masına karşı olduğunu söyleyerek isteyen her Kübah'nın, istediği za- man normal ve yasal yollarla yurt- dısına çıkabileceğini yineledi. Konuşmasında, ülkenin ekono- mik durumuna da değinen Cast- ro, "KülMfda yasanan olaganıistü kosuOara karju, ber »«m««irin- dca daha fada iş bafanyomz" de- di SSCB'de cumhuriyetler teker teker birlikten kopuyor Beyaz Rusyabağımsızlık ilan ettiMoldavya da egemenlik kervamnda. Letonya *yeni birlik anlaşması'na katılmayacağını açıkladı. Ermeni milliyetçiler, silahlarını bırakmayacaklarını bildirdiler. MOSKOVA (Ajansbr) — Sov- yetler Birliği cumhuriyeüerinden Beyaz Rusya, dün bağımsızlığını ilan etti. Moldavya Cumhuriyeti'- nde, parlamento, Sovyet yasala- nnın Moldavya'da yürürlüğe ko- yulması için, öncelikle Moldavya Parlamentosu'nda onaylanması- nı zorunlu kıian bir yasayı kabul etti. Ermenistan Cumhuriyeti'nde milliyetçi gruplar, Sovyetler Bir- liği Başkanı Mihail Gorbaçov'un uyansına karşın, sflahlannı bırak- mayı ve milislerini terk etmeyi reddettiklerini açıkladılar. Leton- ya hükümeti ise, SSCB'deki cum- huriyetlerin merkeri yönetimle ge- lecekteki ilişkilerinin belirlenece- ği yeni birlik anlaşmasının hazır- hklanna kaülmayacağmı açıkladı. Beyaz Rusya haber ajansı Bey- ta'mn sözcüsü, Reuter Ajansı'na yapüğı açıklamada, parlarnento- da yapılan oylamada bağımsızlık ilanı karannın, kaülan üyelerin oybirliğiyle alındığını söyledi. Sözcü, oylamaya 350 milletveki- linden 230'unun katıldığım be- lirtti. Moldavya Moldavya'da, Sovyet yasalan- nın yanı sıra, SSCB Başkanı Mi- hail Gorbaçov'un karariannın, Moldavya Cumhuriyeti'nde uygu- lamaya konulması için Moldavya Parlamentosu tarafuıdan oylan- masına ilişkin bir yasa kabul edil- di. Moldavya Cumhuriyeti'nde önceki gün oylanan anayasa de- ğişikliğine göre, parlamento, Sov- yet yasalarını askrya almak veya kısıtlamak hakkım saklı tutuyor. Ermenistan Ermenistan Cumhuriyeti'nde, milliyetçi gruplar, silahlarını bı- rakmayı ve milislerini terk etme- yi reddettiklerini açıkladılar. Yak- laşık 20 bin üyesi bulunan ve ge- çen yıl kurulan Ulusai Ermeni Or- dusu hareketinin lideri Razmik, telefonla AFP ajansına yaptığı açıklamda, "Hiç kimse bu kara- ra uymayacak ve silahlarını bırak- mayacakür. ölmek, silahlan bı- rakmaktan daha iyidir" dedi. SSCB Başkanı Gorbaçov, çar- şamba günü yaymladığı bir karar- nameyle, Ermeni gruplarının ya- sadışı olduğunu belirtmiş ve bun- lann 15 gün içinde silahlarını bı- rakmalanm istemişti. Sovyetler Birliği tçişleri Baka- nı Vadim Bakatin, Ermenistan ve diğer cumhuriyetlerdeki milliyet- çflere karşı, Devlet Başkanı Miha- il Gorbaçov'un, silahlann teslirn edilmesi yolundaki karanna uy- mamalan durumunda "gerekirse güç kaJlanılacainı" söyledi. Letonya Letonya hükümeti, SSCB'deki cumhuriyetlerin merkezi yönetim ile gelecekteki ilişkilerinin belirle- neceği yeni birlik anlaşmasının hazırhklanna kaühnayacaklanm açıkladı. Letonya parlamentosun- dan yapılan açıklamada, Riga yet- kililerinin geçen 4 mayısta ilan edilen bağımsızlık ilamnın tanın- raadığı bir anJaşmarun hazırlan- masına 'asla' katümayacaklan be- lirtildi. Estonya Sovyetler Birliği Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov'un, Baltık cum- huriyetierinden Estonya ile görüş- me yapmaya hazır olduğu bildi- rildi. Gorbaçov tarafuıdan Eston- ya yetkilileriyle görüşmek üzere atanan heyette, Başbakan Niko- lay Rijkov, Gorbaçov'un damş- manlanndan Grifori Revenko ve Sovyet Parlamentosu Başkanı Anatoli Lukyanov'un bulunduğu bildirildi. DUNİADA BUGTJN ALİStRMEN Hukuk Adına... Belirli bir dereceye vardığında kaynayan su gibi belirli koşut- lar bir araya gelip birikimler kritik eşiği aşınca toplum da kayna- maya başladı. Belirtileri ilk önce İstanbul'da iki üç ayrı yerde or- taya çıkan kaynama, ınsanları hiç de şaşırtmaması gerektiği haf- de öylesıne bir şaşkınlığa sürükledi ki bu kez de yine önemli başka haberier bu kaynamanın yanında kaynayıp gitti. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Avukat Önder Sav ile istanbul Baro Başkanı Av. Turgut Kazan'ın çarşamba günü Gazeteciler Cemiyetı salonunda düzenledikleri basın toplantısı gerçi gaze- telerde yer aldı. Ama kanımca olayın boyutları, daha geniş W- çimde e\e alınmasını gerektirecek nıtelikteydi. Dilerseniz, Turgut Kazan'ın konuşmasının geniş bir özetine ye- niden göz atalım: "Adli tatile girerken yargımız büyük bir bunalımı ve tıkanıklığı yaşıyordu. Ülkemizde her şeyden önce yargı bağımsızlığı kal- mamıştı. Yürütme, yargıyı teslim almıştı. Parti içi hesaplaşma- larda bile yargıdan yararlanma yolu seçiliyordu. Bakanı ve müs- teşarı karşılamak için duruşmalar tatil ediliyor, yargtçlar ve sav- cılar yürütmenın temsilcilerini beklemek üzere adliye önüne di- zim dizim diziliyordu... Bugün mevcut anayasa ile 2461 ve 2802 sayılı yasalar karşt- sında yargı bağımsızlığı kalmamıştır. Bütün atamalarda yürût- menin tercihı ağır basmaktadır. Yüksek Kurul politik eğilimlere açıktır. Bakan, kurulun başkanıdır, müsteşar etkin durumdadır.. İdari yönden yargıçlar bakana bağlıdır. Denetimler bakanın iz- niyle onun atayacagı müfettişler eliyle yapılır. Bakan isterse 'Yst- kiyle görevlendirıyorum' diyerek bir yargıcı dilediğı yere yollar. Yani artık yargı faaliyeti yürütmenin bir görev alanı olup çık- mıştır... Sonuç olarak burada açıkça ilan ediyoruz ki yargı bit- mek üzeredir. Bu tehlikeyı herkes görmelidir. Yargının kendisi ge- reken duyarlıhğı göstermelidir. İşte biz yargıdan bdyle bir duyarlıltğı beklerken, Yargıtay Baş- kanı ve Bakanlar Kurulu, savunma ve hak arama mesleği olan mesleğimizı yok sayma gibi çok yanlış bir yol seçmiştir. Unut- mayalım ki 6 eylül günü Yargıtay yılı değil, Yargı Yılı acılıyor. Hiç savunma makamına yer vermeyen yargı, yargı olur mu? Savun- ma örgütünü denetlemeye kalkarak ve denetim kabul edilme- yınce konuşmasını yasaklayarak açılan Yargı Yılı, Yargı Yılı sayı- labilir mi? ... Bildiğiniz gibi Yargı Yılı'nın acılışı ile ilgili tartışmalar sürer- ken bir başka olay daha patlak verdi. Adalet Bakanlığı'nın isteği üzerine İstanbul Barosu organlarının feshi için dava açıldı. is- tanbul Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'ne açılan bu davanın duruş- ması 1 Ekim 1990 günü başlıyor. Dost düşman herkes duymalıdır ki o gün bizim için bir bay- ram olacak. Tekrar ediyoruz: Davayı hiçbir salona sığdıramaya- caklar... Ve sonucu şimdiden ilan ediyorum: Bu davayı biz ka- zanacağız!.. Bakanhkça tutulan yol hukuk dışıdır. Bildiğiniz gibi baromuz bir meslektaşımızla ilgili daha önce verilmiş silme kararını geri almıştır. Silmeye ilişkin kararlar onaya bağlı olmadığma göre ba-' kanlık 'Ben bu kararı şu nitelikte sayıp onaylamıyorum' diyemez. Eğer kendini haklı buluyorsa ıdari yargıya başvurması gerekir Hiç kimse şu gerçeği aklından çıkarmasın. Baroyla oynamak hukukla oynamaktır. Hukukla oynamak ateşie cynamaktır. Ateşle oynayanın elı yanar. Bizi görevden alabılmeyı düşünenlere bir gerçeği haber verıyoruz: Asıl görevimız şimdi başlıyor. Hadi ge- lin alın bakalım. istanbul Barosu'nun tok ve hukuk adına yükselen çığlığı ne denli sevindiriciyse, TÖ Türkiyesinde, tûm hukuk kuruluşlarının ve kurumlarının ANA° ıktidarı karşısında öz savunmaya geçme- leri de bu denli tehlikeiidir Bir başka üzücü ve tehlikeli nokta da, Önder Sav'ın da betirt- tiği gibi Türkiye'nin, laiklik ve hukukun üstünlüğünün savunu- cfisu, bir zamanların Yargıtay Başkanı imren Öktem'den, savun- manın konuşmasını önceden denetlemeye çalışan bugünkü Yar- gıtay Başkanı İşmet Ocakçıoğlu'na gelmiş olmasıdır. Yarın ANAP yıkılabilır ve TÖ Çankaya'dan ındirilebilir. Ama Ocakçıoğju yf-, rınde kalacaktır, Anayasa Mahkemesi'ne TÖ'nOn atayacâğı k^' şiler yerterinde kalacaklardır. " " Şimdi devr-i TÖ'nün Türkiye'nin geleceği konusunda da ne- lere mal olduğu anlaşıldı mı acaba? İstanbul Barosu'nun organfarına görevden el çektirme girişi- mi Turgut Kazan'ın da konuşmasında belirttiği gibi ilk kez tartı- şjlacak bir konudur. Bir baronun organlarının görevden alınma- sına 12 Eylül'de bile başvurulmamıştı, bir zamanlar Napolyon bite düşündüğü bu yöntemi sürdürememişti. İşin en ilginç yonü ise ANAP'ın Adalet Bakanı Oltan Sungur- lu da İstanbul Barosu hakkında dava açılması yolundaki yazıyı 21.2.1990 günü imzaladığı halde baronun "hodri meydan" diye çıkışı üzerine duraklamış, ancak Ocakçıoğlu ile savunma ara- sındaki tartışmadan yüreklenerek davayı tam beş ay sonra, 13.7.1990 günü açmıştır. ANAP iktidarının, organlarına ve başkanına görevden el çek- tirmek istediği İstanbul Barosu ve Başkanı, sürdürdükleri dernok- rasi ve hukuk savaşı yüzünden dünyaca tanınmış kişilerdir. Ni- tekim "International Comission of Jurists"in (Uluslararası Hu- kukçular Komisyonu) 6 Mart 1990 tarihli Yunan Adalet Bakanı- na gonderdiği mektupta, istanbul Barosu'nu uzun yıllardır bil- diklerı ve başkanına büyük saygı duydukları belirtiliyordu. Uluslararası Hukukçular Komisyonu'na verdiği 29 mart tarihli yanıtta da Yunan Adalet Bakanlığı, İstanbul Barosu'nun olaga- nüstü hal durumlarıyla askeri yargı karşısındaki savaşımıntn dün- yaca bilindiğini yazıyordu. Şimdi bu kuruluşun organlarına ANAP iktidan işten el çektir- mek istiyor ve daha da ilginci, Adalet Bakanı Oltan Sunguriu is- tanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazdığı yazıda dünyaca tanı- nan İstanbul Barosu'nun yönetim kurulu üyeleri ile başkanının adlannın tespit edilip haktarında görevlerine son verilmesi ve..." dıyor. Anlaşılan önûmüzdeki adli yılda hukuk adına çok ilginç isler yapılacak. Yazık, çok yazık... ELEFTHEROTYPIA'INBV İDDtASl ABD, Dimitrios'u kuUaımıak istiyor STELYO BERBERAKtS ATtNA — İstanbul Fener Rum Patrikhanesi, Türkiye açısından, Türk vatandaşı İstanbul Rum Or- todokslanmn başkanlığuıı yürüt- mekte. Ancak Yunanistan gibi Ortodoks ülkeleri açısından Fener Patrikhanesi, dünya Ortodoksla- rmın ruhani liderliğini sürdürü- yor. Türkiye'nin görüşü, Lozan Anlaşması'mn Batı Trakya'daki müftülUkler ve tstanbul'daki Rum Patrikhanesi'ne tanıdığı haklardan kaynaklanıyor. Oysa Ortodoks ülkeleri, Bizans'tan bu yana İstanbul Fener Rum Patrik- hanesi'nden başka ruhani lider saptamış değıller. tlk bakışta bütünüyle dini ola- rak görülen patrikhanenin bu ko- numu, Yunanistan'daki Ortodoks kilisesini de "rahatsu" etmiyor değil. Vatikan, Katolik dünyasının "Mekkesi" olarak kabul ediliyor. Hıristiyanlığın ikinci büyük mez- hebi Ortodokslar ise 1453 Istan- bul'un fethinden sonra fıiliyatta böyle bir "Mekke"den yoksun kalmış. Çarlık döneminde Rus Ortodoks kilisesi bu "Mekke"li- ği üstlenmek istemiş, ancak'bir yandan Fener'in tepkisi diğer yan- dan Rus ihtilali buna engel olmuş- tu. Rus Ortodoks kilisesinin bu yönde yeniden faaliyetlere başla- mış olması doğal olarak ABD'nin dikkatini çekmiş bulunuyor. Yu- nanistan'da yayımlanan bağUDSlZ Eleftherotypia gazetesinde, "Amerikalı üst düey yetkililerinin" konu hakkındaki görüşleri yayımlandı. Patrik Di- miüios'un ABD zryaretinin ardın- dan ABD'nin patrikhaneye bakışı, özetle şöyle sıralanıyor: "Patrik Dimitrios'un ABD zi- yaretinin ABD Ortadoks KiHfeti Piskoposu Yakovas tarafımlaa dttzenlendiği sanıtar. Oysa ba ger- çek degildir. Patrik in ABD zrya- retini ABD yönetimi istemiş ve bunn Dimitrios ile arası iyi dma- yan Yakovas'a kabnl erttrmeyi başarmıştır. ABD'nin Patrik Di- rairrios'u karsılama bicimi ve di- zenlenen törenler de tesadnfl de- ğildir. ABD, SSCB ile iHşldfcrial düzdttikten sonra, dikkaticrmi Is- Unbnl Fener Patrikhasesl'ae ce- virmiş bnhınnyor. Çünkü Ras Or- todoks kilisesinin başı DeksfaM Rus Ortodoks kübesiııi dinya Or- todokslannın merkezi haline ge- tirmeye çalısıyor. Bu ise ABD'nin işine gelmez. Çiinkn bu dnnımda butun dunyadaki Hıristiyan Or- todoks ülkeieri dikkalierini Ros kilisesine çevirmiş olacak. Dogal olarak bu kiliselerin arasuda en gıiçhi ve en zengin olan Amerluut Ortodoks kilisesini de rahfttcu edecek."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle