29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 TEMMUZ 1990 CUMHURİYET/15 HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN meteorotoji Genel MMüriûğürıdeft alınan b<tgjye göre yurdun loızey ve bah teamieri paıçah bolutlu, Marma- titm doduaı. lc Ege, iç Anadotunun kuay bîSsîie İGradenc bûlgelen yer yer saOanak ve göfcgûrûRülû sajanak yafelı, Metd yerter az bukıflu ve açık gaçecek. H A * SCAKLIÖ: Onernli bir defeftft oinuyacak. RÛZ6ÂR; Yur- dun kmey kesimtefinde kuzey ve do- Ou, flteta yerterde batı ve gûneybatı yönlerûefi haflf ara sıra orta kuvvene esecek ctenizterifniaJe rüzgâr Kara- deniz, Marmara ve Kt2sy Egette gûn- batısı ve karayel AKdenız'de günbaü- sı ve lodostan 2-4 yer yer 5 kuyvetin- de saatte 4-16 yer yer 21 deniz mtli hda esecek. Oenız hafif caJtanOiı oia- i L cak. Dalga yûksekügı 03-05 yer yer 1 metre ao.a>ifida buluna- cak Van Giiü'nde hava- Az bukJüu ve açık geçecek Rüzgârbatı ve güneybatı yönlerden rıafif ara sıra orta kuvvette esecek Göl küçük dalgalı olacak. Gûrüş uzaKtıgı 10 km. dolayında bukınacak. Afltfu MaBazarı Myaman Afyon AJrr Ankara Araakya Antaiya Artvın A^iın Balıkestr Bneak Bokı Bursa Çanattale Çonıın A 33" 24° Dıyartıaiaf A Y 29° 19° Edime A A VZPhiaan A Y 31° 14° Eraurom A A 29° 14° Estoşshr V Y 31" 17" Gazamep A A 31° 25° Gıresun Y A 33°22°Gumüştıaf\eY Y 25° 17° Hattân A A 37° 20° 'siHrta A A 31° 18° ıstanbul A Y 28° 16° ızımr A A 36° 20° Kars A 31° 16° Kastamornj V Y 27° 1» Kaysen Y 32° 19° KırkureJ A 3O°2O°Konya Y 30° 11° Kütahya Y 3S° 19° Malatya 39°20°Marasa 31° 17° K Maraş 32°i8°Mer5in 29° 10° Mujia 30°14°Muş 36°23°N4de 28°2T 1 0r<)u 3O°16°RSB 33°20°San8»m 32° 16° Sîrl ?8° 18° Sınop 36°23°Srvas 27° 10° TekmiaC 29° 13° TrateDfi 31° 11° liıncek 3O°18°Ujak 32°18°V*ı 3O°U°Vteoat 36°23°ZonguUak A 37° 22° A 35° 23° A 31° 24° A 35° 20° A 32° 16° A 30° 14° Y 25° 18° Y 27° 20° Y 27» 19° A 38° 25° Y 25°20° A 29° 12° A 28° 20" Y 27° 20° A36°20° Y 31° 15" A 30° 16° A 27° 13° Y 25° 18° A-açık B-bulutkı G-gûneşlı K-karl, S-ssiı Y-yaflmurlu L Lenıngrad Moskova fV.vK-. Belgrad f ^^ ^ " \ Tebrız DÜNYA'DA BUGÜN Amstenlam A 24° Amman A 40° Atına Bağdat Barrakma Mgrad Berin Bonn Brüteel A 36° A 48° Y 27° Y 26° A 27° A23° A 27° Y 24" Budapeşk A 27° Caımnî Y 37° Ccayır Cidde Duba Fımlrtıırt Gme HatonK Kahvt Kopenhag KOn LHtoşa Lenıngrad Londra Madnd Mılarm Montreal Mosto* Mûniı Y 33° 45° 44° 27° 32° 2T° 36" 24° 27° A 34° Oslo Pans Pras ££? Roma Sofya Şam bus Vfenedık Vijana Y 18° A 26° A 30° y 28° A 32° Y 18° A 25° A 34° A 26° Y 28° A 25° A 45° A30° A 31» A 38° A 38° A 39° A 24° Y 28° A 32° VVutnngtonA 37» Züntı Y — BULMACA SOLDAN SAGA: 1/ Bir tek atın katü- dığı koşu. 2/ Büyük erkek kardeş... Bei, çapa ya da sabarun topraktan kaldırdığı iri parça. 3/ Gemile- rin mizana direğınin eerisindeki yelken... ıspanya'da Bask böl- gesinin bağınısızlığı için savaş veren gizli örgüt. 4/ Bir cins ya- ban kedisi. 5/ Muhte- va... Uzakük anlat- makta kullanılan söz. 6/ Dik yokuş... Mah- 9 keme sonucunu gösteren resmi belge. 7/ Hane... Dostoyevski'nin tanınmış bir romaru. 8/ Soyluluk. 9/ Bildik, taru- dık... Telefon sözü. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1/ Bulucusunun adını taşıyan ve çok küçük boyutların ölçülebilmesini sağ- layan düzenek. 2/ Serbest meslek adamlaruu içüıde toplayan resmi bir- lik... SSCB'de Volga Irmağı kıyısında oturan Türk soylu bir halk. 3/ Yayvan ve kenarları geniş, büyük bakır kap... Bir nota. 4/ Yürek vuruşu. 5/ Afrika'da >^ayan, gövdesi kızıl kestane, bacakları beyaz çizgüi memeli hayvan... Muğla'nın bir ilçesi. 6/ Bir bağlaç... Bir seye ina- narak bağlanış. 7/ Yapıt... Dar ve kalınca tahta. 8/ Kabul etme- me... Kök, sap ve yaprak şeklinde farklılaşmamış bir bitkınin ya- şama ve büyüme organı. 9/ Banka, ticarethane gibi yerlerde kulla- nılan ve cilt kapakları özel bir duzenle gevşetilip sıkıştırılabilen ^fter. 60 YIL ONCE Cumhuriyel Buğday fiatı 28 TEMMUZ 1930 Ticaret Borsası fıyat temevvücatı hakkında dün bir satıcının verdiği malumat ile fiatların istikrarı etrafındaki temenniyatı etrafında tahkikat yapan bir muharririmize zahire borsası reisi Forton zade Murat Bey şu izahatı vermiştir: "Basta buğday olmak uzere bütün rnallar layıkı flac üzerinden muamele görmektedir. Buğday fiatlannda hiç bir sukut ve hele ani sukut yoktur. Yurnuşak buğday 13 kuruşa kadar muamele görüyor. Bugün (dun) Borsada satılan buğday fîatları 12.5'dan 12.70 kuruşa kadardır. Umum buğday satışları arasında pek az olarak 8 kuruşa satılan parti ise yarıdan ziyade çavdar karijik olarak bugdaydır. Borsa ecnebi piyasalarla hali temastadır. Cihan zahire fiatlan her gün alınıyor. Alıcı ve satıcının bu umumi münasebat haricinde muameleye girişmesi imkânı yoktur. Binaenaleyh bu vaziyet dahilinde borsa satışında nazım; tüccann arzusu değil harici borsalardır. Ve bu şekil diirüstiyı temin eder. Konsorsiyom teşküine gelince; bu ani sukutlar veya borsada spekülasyon ve hercümerç vukuunda alınacak bir tedbirdir. Şimdiki normal vaziyette bunu zaruri kılacak hiçbir sebep yokturf' 'Mğer taraftan Ticaret Odası kâtibi umumisi Vehbi Bey de: ficaret ve Zahire Borsasında borsaya dahil olan emtiarun fîatları; o metaın satısa arzolunan miktarlarile satın alrnak için vaki olan taleplerin birbirine olan rnünasebetleri ve piyasamızm diğer memleketJer piyasaJariie olan rabıtaJarı iie tekarrür eder ve bu fiatlar; serbest ticari akitler tayin eden fiatlardır. Binaenaleyh fevkalade tedabir ittihazına lüzum görmüyorum. Çünkü fîatlar haddi layıkında ve muamelat normaldir; 1 Derniştir. 30 YIL ONCE Cumhuriyet Feshedilen şirketler 28 TEMMUZ 1960 — Eski kanun hukürnlerine göre kurulmuş bulunan anonim, limited ve kooperatif şirketlerin yeni Ticaret Kanununa intibak için 1/1/957'de başlayan ve iki yıllık süreyi müteakip uzatıldığı halde gene bu müddet icinde intibaka ait formaliteleri ikmal etmemiş bulunan 180 şîrketin feshedilmiş addolunduğu hakkında Ankara Ticaret Sicili Memurluğundan ilgililere bir tarnim ^pılmıştır. İki ay içinde fesih muamelelerinin tamamlanması gerekçesiyle taraim yapılan şehrirnizdeki 70 limited, 20 anonim ve 90 kooperatif şirketi arasında inşaat ve tesisat şirketleri, Gıda Sanayii Şirketleri, oto akaryakıt ve benzeri küçük endüstri şirketleri, sıhhi malzeme ve tesisat şirketleri, matbaacılık, ithalat - ihracat firrnalan günlük hayata ve iktisadi nizama tesir edebilecek muesseseler de bulunmaktadır. Bu münasebetle kararın hukuki veçhesini izah etmek üzere bu şirketlerden 20 tanesinin avukatı bulunan Yavuz Kadıoğlu ile Bülent Zeybekoğlu bugün bir basın toplantısı yapmışlardır. Avukatlar, Ticaret Sicili Memurluğunun bu kararının tamamen kanuni olduğunu ancak duşük iktidarın Ticaret Bakanlığınm kanunun ve intibak tatbikinde gevşek davranması neticesinde şirketlerin yavaj hareket ederek formaliteleri tamamlamadıklarını, böylece bunun infisah halinde olduklannı belirtmişlerdir. Avukatlar, bu kanuni durum karşısında şirketlerin, iki ay içinde tamamen feshedilmeleri paraianna ve mallarına el konulması gerektiğini ve bunlardan günlük hayatta rol oynamalan sebebiyle gerek şehir hayatırun ve gerekse iktisadi düzenin bazı aksamalaı geçireceğini ifade etmişlerdir. Bunun için avukatlar şirketleri adına, ikinci bir uzatma talebi ile Milli Birlik Komitesine başvuracaklardır. Aksi halde şirketlerin fesih ile binlerce işçi de açıkta kalacaktır. Fesih kararı Ankara ticaret muhitinde derin akisler yapmış ve üzüntüye sebebiyet vermiştir. GECEN YIL BUGUN Cumhuriyet Zam şampiyonları 28 TEMMUZ 1989 KlT'ler zam kervarunın başını çekmeye devam ediyor. Daha 43 gün önce ürün fiyatlarını yüzde 32-50 arttıran Türkiye Şeker Fabrikalan dün yeniden yüzde 15-17 zam yaptığını açıkladı. Şeker Fabrikaları'nın dunku zammıyla yılbaşından bu yana şeker fiyatları yüzde 75 artarken, diğer KlT'lerin de önümuzdeki günlerde yapmayı düşundükleri zamlarla bu oranı yakalamaya çalıştıkları ve bu artışla enflasyonla atbaşı gittikleri gözieniyor. Daha şımdiden DDY'nin yaptığı zam yüzde 75, Denizyollan'nın yüzde 67-100, Tekel'in yaptığı îam yüzde 28-84, Petrol Ofisi'nin ise yüzde 35-70'i buldu. TAKITSMA Felsefe Tercnme'niıı Kar^tıdır 2. Sonra sözde fıgüratif sanatı kötöleyip so- yut sanattan yana taraf tutuyor. Ben Sayın Tunah'nın yaptığının tam tersini yapmanın bizi felsefeye daha çok yaklaştıra- cağını düşünüyorum: Felsefe tam ttrsine Sayın Tunalı'nın taraf- si2 kaldığı noktada değişiklik, taraf tuttuğu noktada tarafsızük demektir. Nasıl mı? 1. Felsefe değiştirir! Sayın Tunalı figüratif sanat, soy'ut sanat, maddi dünya, metafizik dünya gibi kavram- lara tarih ötesi bir statü tanıyor. Doğrudur. Elimizdeki kâğıtta resmedilen sandalyenin bir resim, karşımızda duran tah- ta eşyanın gerçek bir sandalye olduğunu her- hangi bir teorik çabaya girişmeksizin hepimiz biliriz. Ayrıca resmin şeyleri değil, kendi kendini de temsil edebileceğini de biliriz. Bir felsefecinin kavramları kullanırken yalnızca kabullenmemesi, inşa ettiği bir bütün içinde yeniden anlamlandırması, gerekir. Başka türlü bir bilgi üretemez yalnızca "şu şundan iyidir" gibisinden sonuçlara veya var olanı yalnızca tekrarlayan totolojik önermelere ulaşır. 18 Haziran 1990 tarihli Cumhuriyet'te Sa- yın Prof. Dr. İsmail Tunalı'nın "Sanatta Çag- daş Soyut'un Anlamı" başhklı yazısını ilgiyle okudurn. Sayın Tunalı yaasında çağdaş sanatı "öz"e ulaşmayı amaçlayan "metafizik bir sanat" olarak değerlendiriyor, sanat ile düşün- ce akımları ve bilim arasındaki ilişkileri ele alarak, her dönem bu iki alan arasındaki köp- rünün kurulduğunu vurguluyordu. Sonuçta sanatın ereğini "değişmeyen var- lık, evrensd ve rtimel olao oMuğuna göre" dıye belirleyerek bu ereğin yalnızca soyut sanatta gerçekleşebileceğini ve onda tüm sanatın özü- ne kavuşabildiğini iddia ediyordu. Ben yazjnın felsefi görunümüne rağmen ol- dukça naif bir tez üzerine kurulduğunu dü- şünüyorum. Bu tez de Sayın Tunalı basitleş- tirdiğim için beni bağışlasın, "soyut sanat, fi- güratif sanattan iyidir" biçiminde ifade edi- lebilir. Neden? Çünkü "soyut sanat, figüratif sa- nata göre maddi diinyaya (gorunuşlere) değil, düşünceye (öze) yakındır. Sanat, gelip geçici arayışlann sonunda miikemmeli, yani değiş- mez, evrensel olanı arama çabısıdır ve soyut sanat, bu tarih ve mekân ötesi öıu ortaya koy- maktadır." Ben burada Sayın Tunalı adına konuşma- yı bırakıp, kendisine neden katılmadığımı ifa- de etmeye çalışayım: llk önce bir felsefecinin kavramları bildik görünümlerinden ve pratik yüklerinden kur- taracak biçimde kullanması, bir bilgisel dö- nüşüme yol açabilecek biçimde yeniden an- lamlandırması beklenir. Başka turlü "şu şundan iyidir" gibi sonuç- lara ulaşır ve yalnızca bildik şeyleri felsefi dile tercüme etmiş olur. Felsefi bir çaba olmadan felsefeye tercüme edilen kavramlar ise gündelik dildeki masum- luklannı yitirirler ve sonuçta birer dogmaya dönüşürler. Bu nedenle felsefe için en büyük tehlike tercümedir. Bir felsefeciden beklenen de tercüme yapmak değil, felsefe yapmaktır. Çünkü felsefe tercümenin karşıtıdır. Sayın Tunalı ne yaptyor? 1. Felsefe öncesi kategorileri tam bir taraf- sızlılda felsefeye Ama felsefede —ki felsefedeki resimde, fel- sefedeki sandalyede— sandalyeden söz ediyor- sam durum değişir. Hele hele kâğıda bakarak bunun bir sandalye olduğunu düşünüyorsam durum vahim demektir. Çunku maddecilikte, maddilik kavrayışına yol açanın aslında dünyaya bakışımızdaki ge- reksiliği oluşturan bir tür temsiller katman- Jaşması olduğunu biliriz. Nasıl dokunduğum eşya maddi dünyaya ait- se, felsefede de maddeci düşünce, metafizik düşünce maddi bir gorünüm kazanır. Çunkü felsefe duşunceleri bir anlamlandır- ma pratiği olarak ele alır. Herhalde Sayın Tunalı maddeciliği küçüm- sediği için olacak, maddeciiiğin temsilin bir "saydamlaşması", nesnesi yerine geçmesi ile kurulduğunu görmezden geliyor. Görmezden geldiği gibi bu "saydamlaşma" nın sonucunda biçimierin başka bir temsil sis- teminin hâkimiyetine girerek "geçimsizleşıne'- lerini, kendi deyimiyle "kaü"laşmalarını ev- rensel ve tarih ötesi bir veri olarak kabul ediyor. Sonuçta ise Sayın Tunalı'nın "madde" ka- tegorisi felsefe öncesi bir bağlamdan felsefe- ye transfer edilmekte, "temime" de felsefe ye- rine geçmektedir. Ama sorun burada bitmiyor. Sayın Tunalı için soyut/maddi kategorileri de yalnızca bir "takım tutma" konusu. Oysa felsefe, bu nok- tada tarafsızlaştınr. 2. Felsefe tarafsızlaştınr! Sayın Tunalı "sanatın eregi" gibi tarih öte- si bir kavram icat ederek kendi tercihini meş- rulaştırmaya çalışıyor. Ama dikkat: Bir sanatçı olarak "benim sanaOmın eregi" falan değil, bir felsefeci olarak! Eğer Sayın Tunalı bir felsefeci olarak ko- nuşuyorsa, o zaman taraf tuttuğu noktada karşısına felsefeyi alır. Çünku felsefeciler için "doğuştan" ikonik olan ve ikonik olmayan nesneler yoktur. Bir bina cephçsi gerçek, du- varda asılı duran resmi resim yapan var oluş- sal nedenler mi var? Hiç bir felsefeci böyle bir "lakdiri ilahiye" pabuç bırakmaz. Tam tersi- ne tercih belirlemesini gerektirmeyecek biçim- de ve dünyayı kavrayışımızın dogmaları yeri- ne, dogmaları oluşturan sözsel dü:eni be- timler. Bence felesefeye yaklaşmak için asıl dogma- larla, dogmaları oluşturan sözsel düzen ara- sında bir tercih yapmak gerekir. Çünkü dü- şunsel faaliyetler, hazır bulunan söylemsel nes- nelerine göre değil, nesnelerini ortaya çıkaran ve düzenleven gerçek nesnelerine göre yeniden kurulması gereken faaliyetlerdir. "Tercüme" ise kafa ve kavram karışıklığı ya- ratır. Felsefe, bütün teorik görunümüne rağ- men basitlik demektir, ampirik dunyanın kar- maşıklığını, eksik bıraktıklarım tamamlamak demektir. KORHAN GLMÜŞ Mimar/lstanbul C U M H U R İ Y E T KITAP KULUBU K A D I K Ö Y B E L E D İ Y E S İ İŞBİRLİĞİ KITAP ŞENLIGI120 YAYINEVI 5000 KITAP • M Z A BUGÜN G 28 0 N L E Temmuz Cumartesi R İ 15.00-17.00 Çağdaş Yaşamı Destekleme Demeği Prof. Dr. NECLA ARAT, OYA ADALI, BİLGİN ADALJ, Prof Dr. JALE BAYSAL, NAZAN İPŞİROĞLU, Prof Dr. TÜRKÂN SAYLAN Her gün 11.00-19.30 arası Yer: Kadıköy Meydanı, Eski İskele yanı Tüm Kitap okurlarına açıktır. Üyelere indırim. POLITTKA VE OTESI MEHMED KEMAL Mermerli NATO Kafa...İsmet Paşa günün birinde Amenka'ya kızmış. "Yeni bir dün- ya kurulur, Türkiye'de bu yeni dünyada yeni yerini alır" demişti de dünyayı burnundan getirmişlerdi. Amerıka ambargo komuş, Johnson imzalı mektuplar vermiş, zuhur eden genç bir mühen- dis eliyle hükümetini hem de Amerika'da iken devirmişti. Biz ye- niliğe gelemeyiz. Geldik sananlar da yanılır. İşte, şimdi de yeni bir dünya kuruluyor, onun neresindeyiz? Bu yeni dünyada yeni yerimizi alabilir miyiz? Yoksa eski dünya- da pinekler durur muyuz? Başımızdaki siyasal iktidar bunu bili- yor. Onun için de 'kurulmakta olan yeni dünya karşısında' kılını bile kıpırdatamıyor. Yeniyi gösterip eski ile oyalanıyor. Biz ytllardır en yakındakı komşuyu bırakıp, en uzaktakiyte dost- luk aradık. Yakındakini düşman, uzaktakinı dost belledik. Bu- gün Yunanistan'la sarmaş dolaş olan uzaktakı dostun ne oldu- ğunu görüyoruz. Ne olacağından ise habersiz görünüyoruz. Atımızı NATO'nun duldasına bağlamış keyiederken, bir gün başımıza bela olacağını düşünmüyorduk. NATO yarım milyarı aşan asker besletmiş, sonra işe yaramayınca elimizi bırakıver- miştir. Beslenen asker kuzey komşumuzdan gelecek tehlike için- di. Kuzey komşumuz DDR'ye izin veriyor. Bizim her sıkışmada bir 12 Mart, bir 12 Eylül yapanlar ne ola- cak? Komşudan tehlike gelmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Görü- nen toplamı ile tüketime dayalı bu güç ne olacak? Nasıl üretime sokulacaktır? Bir dönemın NATO'cu sıyasetçisi bile umudunu kesmişe benziyor. "NATO'nun uzun süre ayakta kalacağını sanmıyorum" diyor. Ayakta duramayanı mı diriltmeye çalışacağız? Bir zamanlar her şey NATO'ya bağlanırken bir şair arkadaşı- mız 'NATO kafa, NATO mermer' diye dizeler yazmıştı. "Vay sen misin bunları yazan" diyerek 142'den soruşturmaya geçmişler- di. 142'den açrnışlardı, çünkü bir antlaşmayı kötülemek ancak ancak 142 ile olurdu. NATO bizim siyasal tarihimizde çok önemlidir. 1950 yılında ik- tidar değişince, İsmet Pasa, Çankaya'dan indı, Celal Bayar, Çan- kaya'ya çıktı. Görev ahşverişi yapılırken Çankaya'ya geçen çiçe- ği burnunda Celal Bayar'ın eski Çankayalı'dan sorduğu soru şuydu: "Paşam, NATO'ya neden girmediniz?" İsmet Paşa'ntn yanrtr. "Bizi aldıiar da biz mi girmedik?" Köşke oturan Bayar'ın ilk amacı NATO'ya girmekii. NATO'ya girmek için elinden geleni ardına komadı. Türkiye'de büyük bir komünizm tehlikesi varmış gibi yapay tehlikeler yarattı. Anım- sarsınız 1951 solcular tutuklaması komünizm tehlikesi gibi gös- terildi ve NATO'ya girme yolları arandı. Bu yetmeyince Kore Sa- vaşı'na balıklama atlamadık mı? Kore'de komünizmle savasa- cak ve NATO'ya alınacaktık. Nitekım bir süre NATO'ya aldıiar, ku- zeyden gelecek tehlikeye karşı bizi kullandılar, bunca askeri bes- lettiler. Şimdi ne oluyor? Kuzey Kore ile Güney Kore birleşme- nin yollarını anyor. Biz ise hâlâ yarım milyar aşan askeri kuzey komşumuz tehlikesine besler dururuz. Bizim 27 Mayıs asker eyleminde de Kore Savaşı'nın parmağı vardır. İsmet Paşa, başbakan iken bir gün Ankara'daki gazete- lerin yetkililerini toplamış, Metin Toker aracılığı iie dertleşmişti. Yazılmamak koşuluyla şunlan söylemiştı: "Bu sakreleri pöhpehlemeyin. Bunlar darbecidir. Kore'ye gtt- tiklerinde savaşı değil, darbeyı öğrenmişler Siz de bunları des- tekler görünürseniz durmadan darbe düşünürler." Yazılmayacak denmişti ama yazanlar çıkmıştı. Darbelere gelince 27 Mayıs'tan sonra ardı kesildi mi? Eli kulağında NATO gıdiyor, 'yeni bir dünya kuruluyor' ama biz bu dunyanın neresınde olacağız? Sırtımızda yarım milyarı aşan tüketici kamburu ile hangi pazara girebiliriz ki? T.C. KAYSERİ 2'NCt SULH CEZA MAHKEMESİ HÜKÜM ÖZETt Sayı: Esas No: 1990/12 K ,KararNa- 1990/272.., ... . . , ...*•• Davacı: K.H. Samk: önder Ateş: Dursun ve Zeynep oğlu 1964 D.lu Gemerek ilçesi Talasoglu köyü Nüf. kayıtlı Kayseri Karpuzaıan mevkiinde Ta- met Sucuklarının mesul müdurü. Suç: Gıda Maddeleri Tüzüğu'ne muhalefet. Suç Tarihi: 25.10.1989. Hükme Esas Olan: TCK'nın 396, 398, 402/1-2. mad. 2 kez, 647/4-5. mad. 2. kez. Kanun Maddesi: TCK 72. mad. 3506 Sa. TCK'nın 19. mad. 940.000.- lira ağır para cezası. Verilen Ceza: (Feri cezalar dahil) 6 ay sureyle cürmüne vasıta kıl- dığı meslek, sanat ve ticaretirün tatiline, 14 gün sOreyle işyerinin ka- patılmasına, aynca karar kesınlestiğinde karar özetinin büyük harflerle yazılmak suretiyle kapanlan işyerinin göze çarpan bir yerine kapat- ma süresi kadar kalmak şartıyla yapıştınlmasına, aynca hükum öze- tinin C. Savcılığına göndenlerek masrafiannın sanıktan aluunak üzere Ankara, tstanbul ve İzmir'de yayımlanan trajı 100 binin üzerindeki bir veya iki gazete ile suç yerinde yayımlanan mahalli gazetede ilanı- na. Kesinleşme: 11.6.1990 Karar Tarihi: 12.4.1990 Samk hakkında verilen hüküm kesinleşmiş olup C. Savcılığı'na su- nulur. Basın: 29014 tLAN KEPSUT SULH CEZA HÂKİMLİCl'NDEN EsasNo: 1989/117 Karar No: 1989/186 Samk: Feridun özbayrak, Haydar AIi oğlu, 1938 doğumlu, Kep- sut Camiicedit Mahaüesi'nde fınncı. Suç: Gıda maddeleri tüzüğüne aykın davranış. Suç Wrihi: 21.06.1989. Karar tarihi: 28.11.1989. Karar özeti: Sanığın, gıda maddeleri tüzüğüne aykın ekmek imal etmek suçundan TCK. 398, 647 SK.4, CK.72. 647 SK.6. maddeleri uyannca 470.000 lira ağır para cezası ile cezalandınlmasına, TCK. 402/1. maddesi uyannca; sanığın cürmüne vasıta kıldığı fınncılık mes- leğinin 3 ay süre ile tatiline, işyerinin 7 gün süre ile kapatılrnasına, asli ve feri cezalann ertelenmeane karar verildiği TCK. 402/2. mad- desi uyannca ilan olunur. 29.6.1990. Basın: 29575 SATILIK VOLKSWAGEN Sahibinden 12.000.000 TL peşin Tel: 583 01 51 - 542 40 68 30 ciltlik Encyclopedia Americana ihtiyaçtan değerinin altında. Tel: 131 72 61 KAMUOYUNA Haziran-Temmuz 1990'da hekimler ve diğer sağlık çalışanları, tüm Türkiye'de ekonomik-sosyal- mesleki sorunlarını dıle getiren, yetersiz ucret artışlarını, olumsuz çalışma koşullannı protesto eden, toplusözleşmelı, grevli sendika talebini öne çıkaran eylemlılikler yaşadı. Istanbul Tabıp Odası ve kamuoyunca desteklenen bu eylemlerin karsılığı baskılar, sürgûnler, açığa alınmalar olmuştur. Bu ıstemlerimizi bir kez daha yenilemek, sürgünleri, açığa alınmalan protesto etmek için 29 Temmuz 1990 Pazar günü yapılması düşünulen yürüyuşümüz 2911 sayılı yasanın 17. maddesi gereğince valilikçe yasaklanmıştır. İlgili 17. madde: Bölge valisi, vali veya kaymakam, kamu düzenini ciddi şekilde bozacak otayların çıkması veya milli güvenlik gereklerinin ihlal edilmesi veya cumhuriyettn ana niteliklerini yok etmek amacını güden fütlenn işlenmesinin kuvvetle muhtemel bulunması halinde veya devletin ülkesi ve milletıyle bölünmez bütünlüğünû, genel ahlakın ve genel sağlığm korunması amacıyla belirli bir toplanhyı yasaklayabilir veya iki ayı aşmamak üzere erteleyebilir. Sağlık personeli yürümek isteyince bu madde kapsamında değerlendiriliyor. Yetkilileri, bu tavırlannın nedenini açıklamaya davet edryoruz. Bu yasaklamayı şiddetle protesto eder, baskılarla, kısıtlamalarla bir yere varılamayacağını belirterek sağlık çalışanlarının haklı mücadelesinin engellenemeyeceğini kamuoyuna saygıyla duyururuz. İSTANBUL TABİP ODASI SOSYALIST PARTİ Belediye Boşkan Adayı vc Mcclis Üyeleri ile Bayrampaşolıların TANIŞMA ŞÖLENİ lf Başkan Adayı ESAT BUDAKLAR Petrol fs S*rsö*ası IST SuW Sekrcttn KONUŞMACILAR sadaolurmjMay-m Evl> ve S cocjHuyum JeksM ff*etj|ür,ı ve oetıol ısholtınntJau;un fritar ısc<l* yaptım. Habas üjstem sıtcısı ken Peîrol Is Sendıkjsı tstanbut Subesı -Ğat< S**relef lıgıne secıld»"' ANAP ıbtı<j3fna rmittanzme »e d»g«' <Ju»n pariıteone kaıs» jc-*firî etnekofrm d*yrwrcv pamnr^âer SosyjJıs* Parlı Ctn öas«an ada/ı otüvrr demofcfasj ıcın bagımsu demohotık czgur *e ullu bu îurhıye tcın ufeienltfnn aynı lamarıöa yoneien tw rnisı »cın tum Sayıampasalnar • Sosy»<sl Partı ile bıties ^ıe oi vermeye » rrwca4ei«yc c ESAT tUDAKLAR Adayı SANATgLAR HASAN HUSIVIN OHHREL fiMIPSRIVAN FOIKLOR Halk Oumı »A KO( YER PARK KIRAATHANESI Yahya Kemal Cad 4/A Bayrampaşa Stadı karşısı TARİH 29 Temmuz Pazar SAAT : 16.00-21 00 arası
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle