Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 TEMMUZ 1990 CUMHURİYET/15
HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN
meteorotoji Genel MMüriûğürıdeft
alınan b<tgjye göre yurdun loızey ve
bah teamieri paıçah bolutlu, Marma-
titm doduaı. lc Ege, iç Anadotunun
kuay bîSsîie İGradenc bûlgelen yer
yer saOanak ve göfcgûrûRülû sajanak
yafelı, Metd yerter az bukıflu ve açık
gaçecek. H A * SCAKLIÖ: Onernli bir
defeftft oinuyacak. RÛZ6ÂR; Yur-
dun kmey kesimtefinde kuzey ve do-
Ou, flteta yerterde batı ve gûneybatı
yönlerûefi haflf ara sıra orta kuvvene
esecek ctenizterifniaJe rüzgâr Kara-
deniz, Marmara ve Kt2sy Egette gûn-
batısı ve karayel AKdenız'de günbaü-
sı ve lodostan 2-4 yer yer 5 kuyvetin-
de saatte 4-16 yer yer 21 deniz mtli
hda esecek. Oenız hafif caJtanOiı oia-
i L
cak. Dalga yûksekügı 03-05 yer yer 1 metre ao.a>ifida buluna-
cak Van Giiü'nde hava- Az bukJüu ve açık geçecek Rüzgârbatı
ve güneybatı yönlerden rıafif ara sıra orta kuvvette esecek Göl
küçük dalgalı olacak. Gûrüş uzaKtıgı 10 km. dolayında bukınacak.
Afltfu
MaBazarı
Myaman
Afyon
AJrr
Ankara
Araakya
Antaiya
Artvın
A^iın
Balıkestr
Bneak
Bokı
Bursa
Çanattale
Çonıın
A 33" 24° Dıyartıaiaf A
Y 29° 19° Edime A
A VZPhiaan A
Y 31° 14° Eraurom A
A 29° 14° Estoşshr V
Y 31" 17" Gazamep A
A 31° 25° Gıresun Y
A 33°22°Gumüştıaf\eY
Y 25° 17° Hattân A
A 37° 20° 'siHrta A
A 31° 18° ıstanbul A
Y 28° 16° ızımr A
A 36° 20° Kars
A 31° 16° Kastamornj V
Y 27° 1» Kaysen
Y 32° 19° KırkureJ
A 3O°2O°Konya
Y 30° 11° Kütahya
Y 3S° 19° Malatya
39°20°Marasa
31° 17° K Maraş
32°i8°Mer5in
29° 10° Mujia
30°14°Muş
36°23°N4de
28°2T
1
0r<)u
3O°16°RSB
33°20°San8»m
32° 16° Sîrl
?8° 18° Sınop
36°23°Srvas
27° 10° TekmiaC
29° 13° TrateDfi
31° 11° liıncek
3O°18°Ujak
32°18°V*ı
3O°U°Vteoat
36°23°ZonguUak
A 37° 22°
A 35° 23°
A 31° 24°
A 35° 20°
A 32° 16°
A 30° 14°
Y 25° 18°
Y 27° 20°
Y 27» 19°
A 38° 25°
Y 25°20°
A 29° 12°
A 28° 20"
Y 27° 20°
A36°20°
Y 31° 15"
A 30° 16°
A 27° 13°
Y 25° 18°
A-açık B-bulutkı G-gûneşlı K-karl, S-ssiı Y-yaflmurlu
L
Lenıngrad
Moskova
fV.vK-. Belgrad f ^^ ^ " \
Tebrız
DÜNYA'DA BUGÜN
Amstenlam A 24°
Amman A 40°
Atına
Bağdat
Barrakma
Mgrad
Berin
Bonn
Brüteel
A 36°
A 48°
Y 27°
Y 26°
A 27°
A23°
A 27°
Y 24"
Budapeşk A 27°
Caımnî Y 37°
Ccayır
Cidde
Duba
Fımlrtıırt
Gme
HatonK
Kahvt
Kopenhag
KOn
LHtoşa
Lenıngrad
Londra
Madnd
Mılarm
Montreal
Mosto*
Mûniı
Y 33°
45°
44°
27°
32°
2T°
36"
24°
27°
A 34°
Oslo
Pans
Pras
££?
Roma
Sofya
Şam
bus
Vfenedık
Vijana
Y 18°
A 26°
A 30°
y 28°
A 32°
Y 18°
A 25°
A 34°
A 26°
Y 28°
A 25°
A 45°
A30°
A 31»
A 38°
A 38°
A 39°
A 24°
Y 28°
A 32°
VVutnngtonA 37»
Züntı Y —
BULMACA
SOLDAN SAGA:
1/ Bir tek atın katü-
dığı koşu. 2/ Büyük
erkek kardeş... Bei,
çapa ya da sabarun
topraktan kaldırdığı
iri parça. 3/ Gemile-
rin mizana direğınin
eerisindeki yelken...
ıspanya'da Bask böl-
gesinin bağınısızlığı
için savaş veren gizli
örgüt. 4/ Bir cins ya-
ban kedisi. 5/ Muhte-
va... Uzakük anlat-
makta kullanılan söz.
6/ Dik yokuş... Mah- 9
keme sonucunu gösteren resmi belge.
7/ Hane... Dostoyevski'nin tanınmış bir
romaru. 8/ Soyluluk. 9/ Bildik, taru-
dık... Telefon sözü.
YUKARIDAN AŞAGlYA:
1/ Bulucusunun adını taşıyan ve çok
küçük boyutların ölçülebilmesini sağ-
layan düzenek. 2/ Serbest meslek
adamlaruu içüıde toplayan resmi bir-
lik... SSCB'de Volga Irmağı kıyısında
oturan Türk soylu bir halk. 3/ Yayvan
ve kenarları geniş, büyük bakır kap... Bir nota. 4/ Yürek vuruşu.
5/ Afrika'da >^ayan, gövdesi kızıl kestane, bacakları beyaz çizgüi
memeli hayvan... Muğla'nın bir ilçesi. 6/ Bir bağlaç... Bir seye ina-
narak bağlanış. 7/ Yapıt... Dar ve kalınca tahta. 8/ Kabul etme-
me... Kök, sap ve yaprak şeklinde farklılaşmamış bir bitkınin ya-
şama ve büyüme organı. 9/ Banka, ticarethane gibi yerlerde kulla-
nılan ve cilt kapakları özel bir duzenle gevşetilip sıkıştırılabilen
^fter.
60 YIL ONCE Cumhuriyel
Buğday fiatı
28 TEMMUZ 1930
Ticaret Borsası fıyat temevvücatı hakkında dün bir satıcının
verdiği malumat ile fiatların istikrarı etrafındaki temenniyatı
etrafında tahkikat yapan bir muharririmize zahire borsası
reisi Forton zade Murat Bey şu izahatı vermiştir:
"Basta buğday olmak uzere bütün rnallar layıkı flac
üzerinden muamele görmektedir. Buğday fiatlannda hiç bir
sukut ve hele ani sukut yoktur. Yurnuşak buğday 13 kuruşa
kadar muamele görüyor. Bugün (dun) Borsada satılan
buğday fîatları 12.5'dan 12.70 kuruşa kadardır. Umum
buğday satışları arasında pek az olarak 8 kuruşa satılan
parti ise yarıdan ziyade çavdar
karijik olarak bugdaydır.
Borsa ecnebi piyasalarla hali
temastadır. Cihan zahire
fiatlan her gün alınıyor. Alıcı
ve satıcının bu umumi
münasebat haricinde
muameleye girişmesi imkânı
yoktur. Binaenaleyh bu
vaziyet dahilinde borsa
satışında nazım; tüccann
arzusu değil harici
borsalardır. Ve bu şekil
diirüstiyı temin eder.
Konsorsiyom teşküine gelince;
bu ani sukutlar veya borsada
spekülasyon ve hercümerç
vukuunda alınacak bir
tedbirdir. Şimdiki normal
vaziyette bunu zaruri kılacak hiçbir sebep yokturf'
'Mğer taraftan Ticaret Odası kâtibi umumisi Vehbi Bey de:
ficaret ve Zahire Borsasında borsaya dahil olan emtiarun
fîatları; o metaın satısa arzolunan miktarlarile satın alrnak
için vaki olan taleplerin birbirine olan rnünasebetleri ve
piyasamızm diğer memleketJer piyasaJariie olan rabıtaJarı iie
tekarrür eder ve bu fiatlar; serbest ticari akitler tayin eden
fiatlardır. Binaenaleyh fevkalade tedabir ittihazına lüzum
görmüyorum. Çünkü fîatlar haddi layıkında ve muamelat
normaldir;
1
Derniştir.
30 YIL ONCE Cumhuriyet
Feshedilen şirketler
28 TEMMUZ 1960
— Eski kanun hukürnlerine göre kurulmuş bulunan anonim,
limited ve kooperatif şirketlerin yeni Ticaret Kanununa
intibak için 1/1/957'de başlayan ve iki yıllık süreyi
müteakip uzatıldığı halde gene bu müddet icinde intibaka
ait formaliteleri ikmal etmemiş bulunan 180 şîrketin
feshedilmiş addolunduğu hakkında Ankara Ticaret Sicili
Memurluğundan ilgililere bir tarnim ^pılmıştır.
İki ay içinde fesih muamelelerinin tamamlanması
gerekçesiyle taraim yapılan şehrirnizdeki 70 limited, 20
anonim ve 90 kooperatif şirketi arasında inşaat ve tesisat
şirketleri, Gıda Sanayii Şirketleri, oto akaryakıt ve benzeri
küçük endüstri şirketleri, sıhhi malzeme ve tesisat şirketleri,
matbaacılık, ithalat - ihracat firrnalan günlük hayata ve
iktisadi nizama tesir edebilecek muesseseler de
bulunmaktadır. Bu münasebetle kararın hukuki veçhesini
izah etmek üzere bu şirketlerden 20 tanesinin avukatı
bulunan Yavuz Kadıoğlu ile Bülent Zeybekoğlu bugün bir
basın toplantısı yapmışlardır.
Avukatlar, Ticaret Sicili Memurluğunun bu kararının
tamamen kanuni olduğunu ancak duşük iktidarın Ticaret
Bakanlığınm kanunun ve intibak tatbikinde gevşek
davranması neticesinde şirketlerin yavaj hareket ederek
formaliteleri tamamlamadıklarını, böylece bunun infisah
halinde olduklannı belirtmişlerdir. Avukatlar, bu kanuni
durum karşısında şirketlerin, iki ay içinde tamamen
feshedilmeleri paraianna ve mallarına el konulması
gerektiğini ve bunlardan günlük hayatta rol oynamalan
sebebiyle gerek şehir hayatırun ve gerekse iktisadi düzenin
bazı aksamalaı geçireceğini ifade etmişlerdir.
Bunun için avukatlar şirketleri adına, ikinci bir uzatma
talebi ile Milli Birlik Komitesine başvuracaklardır. Aksi
halde şirketlerin fesih ile binlerce işçi de açıkta kalacaktır.
Fesih kararı Ankara ticaret muhitinde derin akisler yapmış
ve üzüntüye sebebiyet vermiştir.
GECEN YIL BUGUN Cumhuriyet
Zam şampiyonları
28 TEMMUZ 1989
KlT'ler zam kervarunın başını çekmeye devam ediyor. Daha
43 gün önce ürün fiyatlarını yüzde 32-50 arttıran Türkiye
Şeker Fabrikalan dün yeniden yüzde 15-17 zam yaptığını
açıkladı. Şeker Fabrikaları'nın dunku zammıyla yılbaşından
bu yana şeker fiyatları yüzde 75 artarken, diğer KlT'lerin de
önümuzdeki günlerde yapmayı düşundükleri zamlarla bu
oranı yakalamaya çalıştıkları ve bu artışla enflasyonla atbaşı
gittikleri gözieniyor. Daha şımdiden DDY'nin yaptığı zam
yüzde 75, Denizyollan'nın yüzde 67-100, Tekel'in yaptığı
îam yüzde 28-84, Petrol Ofisi'nin ise yüzde 35-70'i buldu.
TAKITSMA
Felsefe Tercnme'niıı Kar^tıdır
2. Sonra sözde fıgüratif sanatı kötöleyip so-
yut sanattan yana taraf tutuyor.
Ben Sayın Tunah'nın yaptığının tam tersini
yapmanın bizi felsefeye daha çok yaklaştıra-
cağını düşünüyorum:
Felsefe tam ttrsine Sayın Tunalı'nın taraf-
si2 kaldığı noktada değişiklik, taraf tuttuğu
noktada tarafsızük demektir. Nasıl mı?
1. Felsefe değiştirir!
Sayın Tunalı figüratif sanat, soy'ut sanat,
maddi dünya, metafizik dünya gibi kavram-
lara tarih ötesi bir statü tanıyor.
Doğrudur. Elimizdeki kâğıtta resmedilen
sandalyenin bir resim, karşımızda duran tah-
ta eşyanın gerçek bir sandalye olduğunu her-
hangi bir teorik çabaya girişmeksizin hepimiz
biliriz.
Ayrıca resmin şeyleri değil, kendi kendini
de temsil edebileceğini de biliriz.
Bir felsefecinin kavramları kullanırken yalnızca
kabullenmemesi, inşa ettiği bir bütün içinde yeniden
anlamlandırması, gerekir. Başka türlü bir bilgi üretemez
yalnızca "şu şundan iyidir" gibisinden sonuçlara veya var
olanı yalnızca tekrarlayan totolojik önermelere ulaşır.
18 Haziran 1990 tarihli Cumhuriyet'te Sa-
yın Prof. Dr. İsmail Tunalı'nın "Sanatta Çag-
daş Soyut'un Anlamı" başhklı yazısını ilgiyle
okudurn. Sayın Tunalı yaasında çağdaş sanatı
"öz"e ulaşmayı amaçlayan "metafizik bir
sanat" olarak değerlendiriyor, sanat ile düşün-
ce akımları ve bilim arasındaki ilişkileri ele
alarak, her dönem bu iki alan arasındaki köp-
rünün kurulduğunu vurguluyordu.
Sonuçta sanatın ereğini "değişmeyen var-
lık, evrensd ve rtimel olao oMuğuna göre" dıye
belirleyerek bu ereğin yalnızca soyut sanatta
gerçekleşebileceğini ve onda tüm sanatın özü-
ne kavuşabildiğini iddia ediyordu.
Ben yazjnın felsefi görunümüne rağmen ol-
dukça naif bir tez üzerine kurulduğunu dü-
şünüyorum. Bu tez de Sayın Tunalı basitleş-
tirdiğim için beni bağışlasın, "soyut sanat, fi-
güratif sanattan iyidir" biçiminde ifade edi-
lebilir.
Neden? Çünkü "soyut sanat, figüratif sa-
nata göre maddi diinyaya (gorunuşlere) değil,
düşünceye (öze) yakındır. Sanat, gelip geçici
arayışlann sonunda miikemmeli, yani değiş-
mez, evrensel olanı arama çabısıdır ve soyut
sanat, bu tarih ve mekân ötesi öıu ortaya koy-
maktadır."
Ben burada Sayın Tunalı adına konuşma-
yı bırakıp, kendisine neden katılmadığımı ifa-
de etmeye çalışayım:
llk önce bir felsefecinin kavramları bildik
görünümlerinden ve pratik yüklerinden kur-
taracak biçimde kullanması, bir bilgisel dö-
nüşüme yol açabilecek biçimde yeniden an-
lamlandırması beklenir.
Başka turlü "şu şundan iyidir" gibi sonuç-
lara ulaşır ve yalnızca bildik şeyleri felsefi dile
tercüme etmiş olur.
Felsefi bir çaba olmadan felsefeye tercüme
edilen kavramlar ise gündelik dildeki masum-
luklannı yitirirler ve sonuçta birer dogmaya
dönüşürler. Bu nedenle felsefe için en büyük
tehlike tercümedir. Bir felsefeciden beklenen
de tercüme yapmak değil, felsefe yapmaktır.
Çünkü felsefe tercümenin karşıtıdır.
Sayın Tunalı ne yaptyor?
1. Felsefe öncesi kategorileri tam bir taraf-
sızlılda felsefeye
Ama felsefede —ki felsefedeki resimde, fel-
sefedeki sandalyede— sandalyeden söz ediyor-
sam durum değişir. Hele hele kâğıda bakarak
bunun bir sandalye olduğunu düşünüyorsam
durum vahim demektir.
Çunku maddecilikte, maddilik kavrayışına
yol açanın aslında dünyaya bakışımızdaki ge-
reksiliği oluşturan bir tür temsiller katman-
Jaşması olduğunu biliriz.
Nasıl dokunduğum eşya maddi dünyaya ait-
se, felsefede de maddeci düşünce, metafizik
düşünce maddi bir gorünüm kazanır.
Çunkü felsefe duşunceleri bir anlamlandır-
ma pratiği olarak ele alır.
Herhalde Sayın Tunalı maddeciliği küçüm-
sediği için olacak, maddeciiiğin temsilin bir
"saydamlaşması", nesnesi yerine geçmesi ile
kurulduğunu görmezden geliyor.
Görmezden geldiği gibi bu "saydamlaşma"
nın sonucunda biçimierin başka bir temsil sis-
teminin hâkimiyetine girerek "geçimsizleşıne'-
lerini, kendi deyimiyle "kaü"laşmalarını ev-
rensel ve tarih ötesi bir veri olarak kabul
ediyor.
Sonuçta ise Sayın Tunalı'nın "madde" ka-
tegorisi felsefe öncesi bir bağlamdan felsefe-
ye transfer edilmekte, "temime" de felsefe ye-
rine geçmektedir.
Ama sorun burada bitmiyor. Sayın Tunalı
için soyut/maddi kategorileri de yalnızca bir
"takım tutma" konusu. Oysa felsefe, bu nok-
tada tarafsızlaştınr.
2. Felsefe tarafsızlaştınr!
Sayın Tunalı "sanatın eregi" gibi tarih öte-
si bir kavram icat ederek kendi tercihini meş-
rulaştırmaya çalışıyor. Ama dikkat: Bir sanatçı
olarak "benim sanaOmın eregi" falan değil,
bir felsefeci olarak!
Eğer Sayın Tunalı bir felsefeci olarak ko-
nuşuyorsa, o zaman taraf tuttuğu noktada
karşısına felsefeyi alır. Çünku felsefeciler için
"doğuştan" ikonik olan ve ikonik olmayan
nesneler yoktur. Bir bina cephçsi gerçek, du-
varda asılı duran resmi resim yapan var oluş-
sal nedenler mi var? Hiç bir felsefeci böyle bir
"lakdiri ilahiye" pabuç bırakmaz. Tam tersi-
ne tercih belirlemesini gerektirmeyecek biçim-
de ve dünyayı kavrayışımızın dogmaları yeri-
ne, dogmaları oluşturan sözsel dü:eni be-
timler.
Bence felesefeye yaklaşmak için asıl dogma-
larla, dogmaları oluşturan sözsel düzen ara-
sında bir tercih yapmak gerekir. Çünkü dü-
şunsel faaliyetler, hazır bulunan söylemsel nes-
nelerine göre değil, nesnelerini ortaya çıkaran
ve düzenleven gerçek nesnelerine göre yeniden
kurulması gereken faaliyetlerdir.
"Tercüme" ise kafa ve kavram karışıklığı ya-
ratır. Felsefe, bütün teorik görunümüne rağ-
men basitlik demektir, ampirik dunyanın kar-
maşıklığını, eksik bıraktıklarım tamamlamak
demektir.
KORHAN GLMÜŞ
Mimar/lstanbul
C U M H U R İ Y E T KITAP KULUBU
K A D I K Ö Y B E L E D İ Y E S İ
İŞBİRLİĞİ
KITAP ŞENLIGI120 YAYINEVI 5000 KITAP
•
M Z A
BUGÜN
G
28
0 N L E
Temmuz Cumartesi
R İ
15.00-17.00
Çağdaş Yaşamı Destekleme Demeği
Prof. Dr. NECLA ARAT, OYA ADALI, BİLGİN ADALJ, Prof Dr. JALE BAYSAL,
NAZAN İPŞİROĞLU, Prof Dr. TÜRKÂN SAYLAN
Her gün 11.00-19.30 arası
Yer: Kadıköy Meydanı, Eski İskele yanı
Tüm Kitap okurlarına açıktır.
Üyelere indırim.
POLITTKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Mermerli NATO Kafa...İsmet Paşa günün birinde Amenka'ya kızmış. "Yeni bir dün-
ya kurulur, Türkiye'de bu yeni dünyada yeni yerini alır" demişti
de dünyayı burnundan getirmişlerdi. Amerıka ambargo komuş,
Johnson imzalı mektuplar vermiş, zuhur eden genç bir mühen-
dis eliyle hükümetini hem de Amerika'da iken devirmişti. Biz ye-
niliğe gelemeyiz. Geldik sananlar da yanılır.
İşte, şimdi de yeni bir dünya kuruluyor, onun neresindeyiz?
Bu yeni dünyada yeni yerimizi alabilir miyiz? Yoksa eski dünya-
da pinekler durur muyuz? Başımızdaki siyasal iktidar bunu bili-
yor. Onun için de 'kurulmakta olan yeni dünya karşısında' kılını
bile kıpırdatamıyor. Yeniyi gösterip eski ile oyalanıyor.
Biz ytllardır en yakındakı komşuyu bırakıp, en uzaktakiyte dost-
luk aradık. Yakındakini düşman, uzaktakinı dost belledik. Bu-
gün Yunanistan'la sarmaş dolaş olan uzaktakı dostun ne oldu-
ğunu görüyoruz. Ne olacağından ise habersiz görünüyoruz.
Atımızı NATO'nun duldasına bağlamış keyiederken, bir gün
başımıza bela olacağını düşünmüyorduk. NATO yarım milyarı
aşan asker besletmiş, sonra işe yaramayınca elimizi bırakıver-
miştir. Beslenen asker kuzey komşumuzdan gelecek tehlike için-
di. Kuzey komşumuz DDR'ye izin veriyor.
Bizim her sıkışmada bir 12 Mart, bir 12 Eylül yapanlar ne ola-
cak? Komşudan tehlike gelmeyeceğini hepimiz biliyoruz. Görü-
nen toplamı ile tüketime dayalı bu güç ne olacak? Nasıl üretime
sokulacaktır? Bir dönemın NATO'cu sıyasetçisi bile umudunu
kesmişe benziyor. "NATO'nun uzun süre ayakta kalacağını
sanmıyorum" diyor. Ayakta duramayanı mı diriltmeye çalışacağız?
Bir zamanlar her şey NATO'ya bağlanırken bir şair arkadaşı-
mız 'NATO kafa, NATO mermer' diye dizeler yazmıştı. "Vay sen
misin bunları yazan" diyerek 142'den soruşturmaya geçmişler-
di. 142'den açrnışlardı, çünkü bir antlaşmayı kötülemek ancak
ancak 142 ile olurdu.
NATO bizim siyasal tarihimizde çok önemlidir. 1950 yılında ik-
tidar değişince, İsmet Pasa, Çankaya'dan indı, Celal Bayar, Çan-
kaya'ya çıktı. Görev ahşverişi yapılırken Çankaya'ya geçen çiçe-
ği burnunda Celal Bayar'ın eski Çankayalı'dan sorduğu soru
şuydu:
"Paşam, NATO'ya neden girmediniz?"
İsmet Paşa'ntn yanrtr.
"Bizi aldıiar da biz mi girmedik?"
Köşke oturan Bayar'ın ilk amacı NATO'ya girmekii. NATO'ya
girmek için elinden geleni ardına komadı. Türkiye'de büyük bir
komünizm tehlikesi varmış gibi yapay tehlikeler yarattı. Anım-
sarsınız 1951 solcular tutuklaması komünizm tehlikesi gibi gös-
terildi ve NATO'ya girme yolları arandı. Bu yetmeyince Kore Sa-
vaşı'na balıklama atlamadık mı? Kore'de komünizmle savasa-
cak ve NATO'ya alınacaktık. Nitekım bir süre NATO'ya aldıiar, ku-
zeyden gelecek tehlikeye karşı bizi kullandılar, bunca askeri bes-
lettiler. Şimdi ne oluyor? Kuzey Kore ile Güney Kore birleşme-
nin yollarını anyor. Biz ise hâlâ yarım milyar aşan askeri kuzey
komşumuz tehlikesine besler dururuz.
Bizim 27 Mayıs asker eyleminde de Kore Savaşı'nın parmağı
vardır. İsmet Paşa, başbakan iken bir gün Ankara'daki gazete-
lerin yetkililerini toplamış, Metin Toker aracılığı iie dertleşmişti.
Yazılmamak koşuluyla şunlan söylemiştı:
"Bu sakreleri pöhpehlemeyin. Bunlar darbecidir. Kore'ye gtt-
tiklerinde savaşı değil, darbeyı öğrenmişler Siz de bunları des-
tekler görünürseniz durmadan darbe düşünürler."
Yazılmayacak denmişti ama yazanlar çıkmıştı.
Darbelere gelince 27 Mayıs'tan sonra ardı kesildi mi?
Eli kulağında NATO gıdiyor, 'yeni bir dünya kuruluyor' ama biz
bu dunyanın neresınde olacağız? Sırtımızda yarım milyarı aşan
tüketici kamburu ile hangi pazara girebiliriz ki?
T.C. KAYSERİ 2'NCt SULH CEZA
MAHKEMESİ
HÜKÜM ÖZETt
Sayı:
Esas No: 1990/12
K ,KararNa- 1990/272.., ... . . , ...*••
Davacı: K.H.
Samk: önder Ateş: Dursun ve Zeynep oğlu 1964 D.lu Gemerek
ilçesi Talasoglu köyü Nüf. kayıtlı Kayseri Karpuzaıan mevkiinde Ta-
met Sucuklarının mesul müdurü.
Suç: Gıda Maddeleri Tüzüğu'ne muhalefet.
Suç Tarihi: 25.10.1989.
Hükme Esas Olan: TCK'nın 396, 398, 402/1-2. mad. 2 kez,
647/4-5. mad. 2. kez.
Kanun Maddesi: TCK 72. mad. 3506 Sa. TCK'nın 19. mad.
940.000.- lira ağır para cezası.
Verilen Ceza: (Feri cezalar dahil) 6 ay sureyle cürmüne vasıta kıl-
dığı meslek, sanat ve ticaretirün tatiline, 14 gün sOreyle işyerinin ka-
patılmasına, aynca karar kesınlestiğinde karar özetinin büyük harflerle
yazılmak suretiyle kapanlan işyerinin göze çarpan bir yerine kapat-
ma süresi kadar kalmak şartıyla yapıştınlmasına, aynca hükum öze-
tinin C. Savcılığına göndenlerek masrafiannın sanıktan aluunak üzere
Ankara, tstanbul ve İzmir'de yayımlanan trajı 100 binin üzerindeki
bir veya iki gazete ile suç yerinde yayımlanan mahalli gazetede ilanı-
na.
Kesinleşme: 11.6.1990
Karar Tarihi: 12.4.1990
Samk hakkında verilen hüküm kesinleşmiş olup C. Savcılığı'na su-
nulur. Basın: 29014
tLAN
KEPSUT SULH CEZA
HÂKİMLİCl'NDEN
EsasNo: 1989/117
Karar No: 1989/186
Samk: Feridun özbayrak, Haydar AIi oğlu, 1938 doğumlu, Kep-
sut Camiicedit Mahaüesi'nde fınncı.
Suç: Gıda maddeleri tüzüğüne aykın davranış.
Suç Wrihi: 21.06.1989.
Karar tarihi: 28.11.1989.
Karar özeti: Sanığın, gıda maddeleri tüzüğüne aykın ekmek imal
etmek suçundan TCK. 398, 647 SK.4, CK.72. 647 SK.6. maddeleri
uyannca 470.000 lira ağır para cezası ile cezalandınlmasına, TCK.
402/1. maddesi uyannca; sanığın cürmüne vasıta kıldığı fınncılık mes-
leğinin 3 ay süre ile tatiline, işyerinin 7 gün süre ile kapatılrnasına,
asli ve feri cezalann ertelenmeane karar verildiği TCK. 402/2. mad-
desi uyannca ilan olunur. 29.6.1990.
Basın: 29575
SATILIK VOLKSWAGEN
Sahibinden
12.000.000 TL peşin
Tel: 583 01 51 - 542 40 68
30 ciltlik Encyclopedia Americana
ihtiyaçtan değerinin altında.
Tel: 131 72 61
KAMUOYUNA
Haziran-Temmuz 1990'da hekimler ve diğer sağlık çalışanları, tüm Türkiye'de ekonomik-sosyal-
mesleki sorunlarını dıle getiren, yetersiz ucret artışlarını, olumsuz çalışma koşullannı protesto
eden, toplusözleşmelı, grevli sendika talebini öne çıkaran eylemlılikler yaşadı. Istanbul Tabıp
Odası ve kamuoyunca desteklenen bu eylemlerin karsılığı baskılar, sürgûnler, açığa alınmalar
olmuştur.
Bu ıstemlerimizi bir kez daha yenilemek, sürgünleri, açığa alınmalan protesto etmek için 29
Temmuz 1990 Pazar günü yapılması düşünulen yürüyuşümüz 2911 sayılı yasanın 17. maddesi
gereğince valilikçe yasaklanmıştır.
İlgili 17. madde: Bölge valisi, vali veya kaymakam, kamu düzenini ciddi şekilde
bozacak otayların çıkması veya milli güvenlik gereklerinin ihlal edilmesi veya
cumhuriyettn ana niteliklerini yok etmek amacını güden fütlenn işlenmesinin kuvvetle
muhtemel bulunması halinde veya devletin ülkesi ve milletıyle bölünmez
bütünlüğünû, genel ahlakın ve genel sağlığm korunması amacıyla belirli bir toplanhyı
yasaklayabilir veya iki ayı aşmamak üzere erteleyebilir.
Sağlık personeli yürümek isteyince bu madde kapsamında değerlendiriliyor. Yetkilileri, bu
tavırlannın nedenini açıklamaya davet edryoruz.
Bu yasaklamayı şiddetle protesto eder, baskılarla, kısıtlamalarla bir yere
varılamayacağını belirterek sağlık çalışanlarının haklı mücadelesinin
engellenemeyeceğini kamuoyuna saygıyla duyururuz.
İSTANBUL TABİP ODASI
SOSYALIST
PARTİ
Belediye Boşkan Adayı
vc Mcclis Üyeleri
ile Bayrampaşolıların
TANIŞMA ŞÖLENİ
lf
Başkan Adayı ESAT BUDAKLAR
Petrol fs S*rsö*ası IST SuW Sekrcttn
KONUŞMACILAR
sadaolurmjMay-m Evl> ve S cocjHuyum JeksM ff*etj|ür,ı
ve oetıol ısholtınntJau;un fritar ısc<l* yaptım. Habas üjstem
sıtcısı ken Peîrol Is Sendıkjsı tstanbut Subesı -Ğat< S**relef
lıgıne secıld»"' ANAP ıbtı<j3fna rmittanzme »e d»g«' <Ju»n
pariıteone kaıs» jc-*firî etnekofrm d*yrwrcv pamnr^âer
SosyjJıs* Parlı Ctn öas«an ada/ı otüvrr
demofcfasj ıcın bagımsu demohotık czgur *e
ullu bu îurhıye tcın ufeienltfnn aynı lamarıöa yoneien tw
rnisı »cın tum Sayıampasalnar • Sosy»<sl Partı ile bıties
^ıe oi vermeye » rrwca4ei«yc c
ESAT tUDAKLAR
Adayı
SANATgLAR
HASAN HUSIVIN OHHREL
fiMIPSRIVAN
FOIKLOR
Halk Oumı »A KO(
YER PARK KIRAATHANESI
Yahya Kemal Cad 4/A Bayrampaşa Stadı karşısı
TARİH 29 Temmuz Pazar
SAAT : 16.00-21 00 arası