Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURtYET/14 DIŞ HABERLER 27 TEMMUZ 1990
DEMOKRATİKALMANYA
Komünistlerin gözü batıdaki yeşillerde
GREGOR GYSİ -Gftfcr yüziö komanist.
45 yılhk iktidarı çöktükten sonra admı "Demokratik Sosyalizm
Partisi" (PDS) oîarak değiştiren komünistler, ortak Alman
seçimlerine hazırlanıyor. Komünistler, Federal Almanya'daki
Yeşiller Partisi'nin tabanına göz dikti; bu yolla
oylannı arttırıp ortak parlamentoya girmeyi planlıyorlar.
DtLEK ZAPTÇIOĞLU
BERLİN — Demokratik Ahnanya'da 45
yılhk iktidan çöktükten sonra adını "De-
mokratik Sosyalizm Partisi" (PDS) olarak
değiştiren eski komünistler, ortak Alman
seçimlerine hazırlanıyor. PDS, 2 Aralık
1990'da yapılacak ortak seçimlere "Sol
Liste" adı altında katılacak. Listeye Fede-
ral Almanya'dan adaylar da dahil edilecek.
Alman solu, yeni bir lider keşfetti. Bu,
D. Alman "Demokratik Sosyalizm Partisi"
Genel Başkanı Gregor Gysi. 42 yaşmdaki
avukat Gysi, eski D. Alman Kültttr Baka-
nı Klaus Gysi'nin oğlu. Ülkedeki dönüşüm-
den önce rejim muhaliflerini savunmasiy-
la ön plana çıkan Gysi, Komünist Parti'-
nin kabuk değiştirmesinden sonra genel
başkanlığa getirilmişti.
"Almanya'nın batasındald sol hareket
fcinde ve özeUikle Yeşil Parû'de büytk bir
bezgintik oldngun" söyleyen Gysi, Doğu'-
dan yapacağı atakla ortak meclise girmek
istiyor. Batı'da yeşillerin kendi içindeki hi-
zip kavgalanndan bıkmış olan, reformist
"Realos" kanadının iktidanndan hoşnut
olmayan kesirnler Gysi'nin gözünde
"önemH bir oy potansiyeli."
"Demokratik Sosyalizm Partisi", 18
martta D. Almanya'da yapılan ilk serbest
seçimlerde yüzde 16 oranında oy toplamış
ve üçüncti parti olmuştu. Ulkedeki ekono-
mik dönüşümden hoşnut olmayan ve sos-
yalizmdeki eski güvencelerini yitiren kesim-
ler, PDS'nin seçmen tabanı haline geliyor.
Sol oylann Sosyal Demokrat Parti SPD ve
PDS arasında bölünmesi beldeniyor.
PDS'ye Federal Almanya'dan en büyük
destek, Berlinli sol avukat Bbuıs Croissant'-
dan geldi. 1970'lerde terörist "Kızıl Ordu
Fraksiyonu"nu (RAF) destekleme suçun-
dan tutuklanan 59 yaşındaki Croissant, 30
ay tutuklu kalmıstı. Sol kesimde büyük say-
ginlığı olan Croissant, şiradi Federal Al-
manya'da PDS örgütünün kurulması için
çalışıyor.
Yeşil Parti ise eski Komünist Parti'nin
devamı PDS'nin Batı atagı karşısmda bo-
lündü. Partinin radikal kanadı "Fundiler"
PDS'ye ve Genel Başkan Gysi'ye büyük
sempati gösteriyor. "Reel politika"yı sa-
vunan mutedil "Realos" kanadı ise "De-
mokratik Almanya'da halkın üzerinde 40
yılhk baskı iktidan siinnıiş olan" bir par-
tinin devamı olarak PDS'yle işbirliğine ta-
mamen karşı. Yeşillerin içinde ağırbk sa-
hibi olan "Realos" kanadı, Federal Alman-
ya'da muhafazakâr-sağ partilerle koalisyo-
nu PDS'yle işbirliğine tercih ediyor.
PDS önümuzdeki günlerde Federal Al-
manya'nın Hammburg, Bonn, Frankfurt ve
Münih kenüerinde "irtibat bürolan" aca-
cak. Parti, Doğu Almanya'da daha çok
prestij sahibi olan eski Başbakan Hans
Modrow'u ön plana çıkartırken Batı'yı
sempatik Genel Başkanı Gregor Gysi ile fet-
hetmeyi planlıyor. "Hayal knrma yetene-
ğimizi kaybetmemeliyiz" diyen Gregor
Gysi, konuşmalannda Gorbaçov'un perest-
royka ve glksnost politikalannı savunuyor.
"Sosyalizmden vazgecmediklerini"söyle-
yen Gysi, "pazar ekonomisi ansuıian da
iceren bir sosyaüst ekooomi"den yana. Al-
manya'daki sol hareket, önümuzdeki haf-
ta sonu Köln'de bir "strateji kongresi"nde
bir araya gelecek. Gregor Gysi, şu sıralar
izinli olarak gittiği Moskova'dan dönüşün-
de Köln'e gelerek kongreye katılacak. Gysi
Batı'ya açılışında tek "bandikap" olarak
"Federal Alman toplumunun kendisine hâ-
lâ çok yabancı" gelmesini gösteriyor.
DOĞUMLAR AZALDI, ORTALAMA YAŞAM SÜRESİUZADI
Yaşlanan Avrupa, göçmenlerden medet umuyor
Tüm Batı Avrupa'da yeni göçlere şiddetle karşı çıkdırken,
demograflar yaşam standardını korumak için yabancı işçilere
gereksinim olduğunu belirtiyorlar.
Dıs Haberkr Servisi — Avrupa; hızla
yaşlanıyor. Bir yandan doğum oranırun
dflşmesi, öte yandan ortaiama yaşam sü-
resinin uzaması, kıtada yaşb nüfusun hız-
la büyümesine yol açıyor. The New York
Times gazetesi, bu olgunun Avrupa hükü-
metlerini kaygüandıran gelişmelerin başın-
da yer aldığını büdiriyor. Gazeteye göre
Fransız aileler, tüm teşviklere karşın çocuk
sahibi olmak istemiyoriar. Ülkede anneleı
nüfusun doğal olarak yenilenmesi için ge-
rekli olan 2,1 çocuk oıtalamasını tuttura-
mryorlar. îtalya'da ise aile başına düşen bi-
rey ortalaması diğer Batı Avrupa ülkeleri-
nin ortalamalanndan daha düşük. Bu ne-
denle ttalyan hükümeti Latin Amerika'ya
göç etmiş torunlannın ttalya'ya geri dön-
mesi için ellerinden geleni yapıyor. Yapı-
lan hesaplara göre 9O'lı yıllarda işgücü pi-
yasasına girenlerin azalacağinı ve 21. yüz-
yılın başlarında nüfusların azalmaya baş-
layacağını belirtiyorlar. Zenginliğın bir so-
nucu olan bu nüfus azalması yeni bir prob-
lem olarak karşımıza çıkıyor. Tum Batı Av-
rupa'da yeni göçlere şiddetle karşı çıkılıyor,
ancak demograflar yaşam standardını ko-
rumak için yabancı işçilere gereksinim ol-
duğunu belirtiyorlar. Milyonlarca işsiz Av-
rupalı ile şimdilik işgücu sıkıntısı çekilmi-
yor. Hatta bazı yerlerde, göç işsizliğe sebep
olduğu için suçlanıyor bile. Ama göçmen-
lere yerli işçüerin yapmayı reddettiği vasıf-
sız işleri yapmaları için gereksinim duyu-
luyor. 60'lı yıllarda, göç Avrupa'nm sosyal
profilini değiştirmeye başlamıştı. Bugün, 12
ülkenin üye olduğu Avrupa Topluluğu'nun
327 milyonluk toplam nüfusunun 12 mil-
yonu goçmen ya da göçmen torunu, 12 mil-
yon göçmenin 4,5 milyonu Fransa'da, 2,5
milyonu tngütere'de, 1,8 milyonu ise Fede-
ral Almanya'da. Doğu AJmanya bile Viet-
nam ve Küba'dan işçi almak için anlaşma-
lar imzaladı.
Uzmanlar, anneliği teşvik etmenin ve ça-
hşan annelere yardımcı olmak için çocuk
bakım meTkezleri açmanın ötesinde, çok az
hükümetin demografik verilerlegöç arasın-
daki bağlantıyı kavradıklanm ve bu konu-
da çalışmalar yaptıklannı belirterek, hükü-
metlerin çoğunu halkın isteklerine uyarak
yabancüan kapı dışan etmekle suçluyorlar.
Avrupa Topluluğu üyderinden sadece Ir-
landa nüfusun doğal olarak yenilenmesi
için gerekli olan yuzde 2,1 doğum oraruna
sahip. "Geteneksel geniş afle" ülkeleri olan
ttalya ve Ispanya'da bu oran 1,3'e düşmüş
durumda. Tüm Avrupa Topluluğu ülkele-
ri ortalaması ise sadece 1,58. Demograflar,
nüfusun yenilenmesi için gerekli olan or-
taiama çocuk sayısım, üreme çağına gelme-
den ölenleri de hesaba katmak için 2 yeri-
ne 2,1 olarak hesapuyorlar. AT ülkelerin-
de 1989'da 1988'e oranla 41 bin daha az do-
ğum olduğu belirtiliyor.
Ortaiama yaşam süresi uzadığı için, nü-
fusun yaşlanması da giderek hızlanıyor. Av-
rupa Konseyi'nin hazırladığı bir rapora göre
Avrupa Topluluğu ülkelerinde, 50 yaşın üze-
rinde 100 milyon insan bulunuyor ve bu sayı
düzenli olarak artıyor. Raporda, "Gelecek
yüzyıhn ilk yıllannda, Avrupa'da genç in-
sandan çok yaşlı insan olacak. Geleneksel
yaş piramidi tersine dönecek" deniyor.
Nüfusun giderek yaşlanmasıyla, hükü-
metler, çocuklar ve eğitim için harcama
yapmak yerine emekli aylığı ve sağlık için
harcama yapacaklar. Yaşlanmamn diğer bir
sonucu da gençlerin eğitim sürelerini uzat-
malan ve yaşh işçilerin erkenden emekli ol-
malanyla zaten iyice kısıtlanmış olan işgü-
cünün daha da kısıtlanması olacak. örne-
ğin, Madrid'de 65 yaşın üzerinde olanlar,
15 yaşın altında olanlardan daha fazla. Batı
Avrupa'ya kitle göçü 60'u yıllarda başla-
mış, 70'h yıllann ortalannda politik baskı
nedeniyle kısıtlamalar yapürnışu. Ancak
göçmen akrabalan ve mültecilerle Batı Av-
rupa'ya göçmen akımı devam etmisti.
Bugün, Batı Avrupa'da göçmen ya da
mülteci olarak yaşayan on binlerce Uçün-
cü Dtinya vatandaşı var. Bazı ülkelerde,
özeUikle Fransa ve Federal Almanya'da,
göçmenlere olan düşmanlık giderek
büyüyor.
1993 yılında iç sımrlannı kaldıracak olan
Avrupa Topluluğu, yeni göçmen akımlannı
önleyecek bir poliçenin de hazırlıklannı sur-
dürüyor.
KURİL ADALARI
Gorbaçov
Japonya'ya
rest çekti
SSCB lideri, Japonya
Parlamento Başkanı
Sakaruşi ile yaptığı
görüşmede, Kuril Adalan
sorununu tartışmayı
kesinlikle redetti.
MOSKOVA (AA) — SSCB Devlet Baş-
kanı Mihail Gorbaçov, Japonya Parlamen-
to Başkanı Yosio Sakamti'yi önceki gün
kabulünde yaptığı konuşmada, Kuril ada-
lan sorununu tartışmayı kesinlikle reddet-
tiğini, hatta gelecek yü Japonya'ya yapa-
cağı ziyaretinin yerinde olup olmayacağuu
düşünmeye başladığını bildirdi.
Sovyet Resmi Ajansı TASS 'ın haberi-
ne göre Gorbaçov, görüşmede, "İMfirtlrrl-
miziıı iyilejmesini istiyornz. Bam ıa|lınnk
içu aygun yollar bolmalıyız. Ne yank U
bugün bana ulaşmak İçin yeterB diBamlk
yok, mnhtemekn zamaala birbirimizi da-
ha iyi anlayacafcu" dedi.
Gorbaçov, Sovyetler Birliği'nin, başka
halklann toprağını elinde tutmadığını be-
lirterek şöyle devam etti:
"Bütao banlar, savaş sonrası doaeaia
bdtekriyle teyid edihnisdr. tkütd D4hqra
Saraaı, bfttün ülketer lcia aonmrah, •!••-
lararası karariar, savas «oaraa ddaeaia
SerçekleriM dayawlınldı ve biz de bmaU-
ra bafclıyu. Geçmifte Japonya'aıa teaafl-
cüerryk bircok kez ele ahaan b« kow toe-
rinde bujun tartısnu açmak isteaüyonuı.
Bugon ancak s u n tckrarlayabfilrim: Bbtaı
toprak aolaşmazhtuBiz yoktar."
Japonya Parlamento Başkanı Sakanışi
de görüşmede Gorbacov'a, "Sfa Japoaya'-
ya geklğinizde neyi konnsacaiB, biz de k>
biriiti oianaklannı arastırrjroraz ve hcr şe-
yi koDmsabümeUyiz" dedi.
Japonya Parlamento Başkanı ozcüe söy-
le devam etti:
"Sık sık Asya-Pasiflk bölgeai»d«ı söı
ediyorsanuz. Sizia göröşleriııizi paytasıyo-
nu. Her konnda Sovyet kanmoyvma gö-
rasleriııi göz öaönde bolandnrmaya han-
nz, ama santyornm ki stz de Japoaya ka-
mooynnun göıüslerİDc Ogi göstermetial-
•iı."
HABERLERİN DEVAMI
Magic Box ile TRT berabere
lamadı.
TRT yöneticileri bu pazarhğın
ardından iki Ankara kulübüyle,
Ankaragücü ve Gençlerbirliği ile
de temas ettiler. önümuzdeki sa-
h günü bu iki kulübün de TKTnin
önerisini kabul ctmesi beldeniyor.
Gençlerbirliği ve Ankaragücü'nün
de TKT'ye kayması durumunda
Magic Box'm elinde sadece Fener-
bahçe, Beşiktaş, Galatasaray,
Trabzonspor, Bakırköy ve Sanyer
kalacak. Bu son 6 takımın Magic
Box1a yaptıklan sözleşmeye sadık
kalması halinde ise ortaya olduk-
ça ilginç bir dunım çıkacak. Ör-
neğin Bursaspor - Beşiktaş maçı-
nı kimin nasıl yayuıüayacağı bilin-
miyor. Ancak TKT'nin 16 kulü-
bün 16'sını da alması durumun-
da işleri değişebilir. Tabii aslında
şu an için TRTnin sadece Adana
ve Gaziantepspor'la resmi sözleş-
(Baftarafi I. Sayfada)
ramanlannı stadın içine sokma-
ması ve çekim yaptırmamasıyla
başlayan maç yayını tartışması se-
zon sonunda doruğa çıktı.
Sezon bitiminde kulüpler ve fe-
derasyon, TRT Ue masaya otura-
rak eylül ayında başlayacak olan
1990-91 futbol sezonu için ödene-
cek ücretkri tartışmaya başladılar.
TRT bu ilk pazarhk sırasında
kulüplere isim ve telif hakkı için
500 milyon, tüm maç naklen ya-
yını için 200 milyon, kupa final
m&çlan naklen yaymı için 250 mil-
yon ve Avrupa Kupası maçlannın
yayını için de 1. turda 300, ikinci
turda 400 milyon lira önerdi. TRT,
maçlardan 20 dakikayı geçmeye-
cek naklen ya da banttan özet ya-
yınlar için de kulüplere 50 milyon
vermeyi kabul etti.
Kulüpler bu öneriyi yetersiz bu-
larak pazarkğa açık olduklannı
kamuoyuna duyurunca devreye
£f^u
S'oii
SI
MİSc
k
BS Murdoch: Gelişim masum
maç yayın tekelini alabilirse
önemli bir seyirci poıansiyeüne sa-
hip çıkabileceğini düşündu ve ku-
lüplerie masaya oturdu. Gerçi Ma- ANKARA (Cumhuriyet Büro-
mesi var. Magic Box'ın 14 sözleş-
mesi ise halen yürürlükte. Bu 14
kulüp, sözleşmeyi feshetmek ister-
lerse Magic Box'a 250'şer bin do-
lar tazminat ödemek zorunda ka-
lacaklar. Magic Box Yönetim Ku-
rulu Başkanı Tunca Toskay da
dün AA'ya yaptığı acıklamada bu
tazmmatı alacaklannı söyledi. Şir-
ketin Spor Sorumhısu TUrgut Ko-
loğlugil de, sözleşmelerinin kulüp-
lerce "tek taraflı" bozulması ha-
linde ödenecek tazminatın yalmz-
ca 250 bin dolar ile sınırlı kalma-
yacağı yolunda bir açıklama ya-
parak "tebditkâr" sözler etti.
Magic Box Yönetim Kurulu
Başkanı Tunca Toskay dünkü
açıklamasında, "TRT baa knlüp-
lerie görüştü. Bn göıüşme sonu-
co bazı kulüpler TRT De anlasma
yoluna gideceklerini beUrttiler"
dedi.
Maxwell ve Murdoch yoğun atakta
Basın kralı bugün Özal'la göriişecek
7
nedenlere dayanıyor
EDİP EMİL ÖYMEN
LONDRA — tngiliz basın
imparatoru Robert MazvıcU de
Cumhurbaşkanı Tnrgut özal'la
görüşmek üzere Türkiye'ye gelme-
ye bazırlamyor. Maxwell, görüş-
menin ne zaman yapılacağını
açıklamadı, sadece "önümuzde-
ki gttnlerde" demekle yetindi.
"HnrTiyet" gazetesinden hisse al-
mak amacıyla bir süredir temas-
larda bulunan Maxwell, henüz so-
nuca vanlmadığını da ekledi.
Türkiye'de yazılı basın dışmda
radyo ve televizyon ile de ilgilen-
diğini de kaydeden Maxwell, giri-
şimlerinin, Türkiye'de basın-
yayında tekelleşmeye yol açacagı
şekündeki kuşku ve kaygılann yer-
siz olduğunu vurguladı ve "Yaü-
runımız. Türkiye'de demokrasi ve
çogukulugu «içlendirecektir" de-
di. Maxwell, Ingiltere'de yayımla-
nan ve günlük tirajı 3 milyonu bu-
gic Box'ın karşısma bütün 1. lig
takımlan geçmedi, ama başta Fe-
•erbahçe, Beşiktaş ve Trabzon-
spor olmak uzere kalburüstü sa-
yılan bütün kulüpler Magic Box"la
goruşmeyi kabul ettiler.
Birkaç tur süren, yaman zaman
TRTnin suçlamalanyla renkienen
pazarlıklann ardından 14 kulüp
Magic Box'la bir sözleşme imza-
ladı. Sadece Adanaspor ve Gazi-
aatepspor, Magic Box'la anlaşma
yapmaya yanaşmadı ve ortalık du-
ruldu.
TRT, Türkiye 1. Ligj'nin 14 ta-
kımının bir özel kuruluşla yayın
sOzleşmesi yapıp kendisini dışta
bırakmasına karşı biraz gurültü
çıkardı, ama çok fazla bir şey de
yapamadı. TKTcUer, mücaddele-
rini ilk planda hukuk cephesinde
verip Magic Box'ın maçlan ya-
yımlayamayacağıru öne sürdüler.
Ancak PTT, Magic Box'a maçlar
için link hatlannı kiraya verince iş-
ler birdenbire değişti.
TRT bu kez pazarhğa fiyat art-
ürarak girdi. öncelikle kulüp yö-
netici ve temsilcileri TRTye davet
edildi ve görüşmeler başladı. An-
cak bu görüşmelerden bir türlü
hiçbir sonuç almamadı. Bir yan-
dan görüşmelere katüan kulüp sa-
yısı azalmaya başlarken bir yan-
dan da olay kamuoyunun günde-
minde belli bir yer de işgal etme-
ye başladı. Derken Önceki gün
TRT yöneticileri bazı kulüp yöne-
ticileriyle yeniden bir araya geldi-
ler ve TRT bu kez baklayı ağzın-
dan çıkardı: lelif ve isim hakkı
için daha önce verilen 500 milyon
lira, 1 milyar 350 milyona çıkarı-
lacaktı. Gün boyu süren pazarhk
sonunda TRT, Magic Box'la an-
laşması bulunan Bursaspor, Kar-
şiyaka, Zeytinburnu, Aydınspor,
Konyaspor ve Boluspor'un teklif-
lerini kabul ettiğini açıkladı. Ne
var ki dün bir açıklama yapan
Konyaspor Başkanı AlgunTon-
prip bunu yalanlayarak, "TRTain
dayı sapuna turama devam et-
mektedir. Magic Box Ue yaptıgı-
nuz atılayıa faizbn acımıalaa ge-
çtfUHiM kommaktadır. TRTain
Odnd toplanüsında, vereceklerf
paraaın kaliplerin kaybolan
OBnriannı dahi Irartaramayacagı-
nı beyaB ederek toplanbyı terk
ettim" sözlerine yer verdi. Şimdi-
lik sadece Adanaspor ve Gazian-
tepspor'la sözleşme imzalayan
TRT, "anUfttgınr söylediği diğer
kulttplerle henüz sözleşme imza-
( y
su) — Üç kıtada 9O'ı aşkın ülke-
de televizyonculuktarkgünlük ba-
sına ve film şirketlerine uzanan 15
milyar dolarhk yayın kuruluşları-
nın sahibi Ropert Murdoch An-
kara'ya geldi. Bugün Cumhurbaş-
kanı Turgut Özal ile Özel bir gö-
ruşme yapacak olan Avustralyalı
"Basın Kralı" Rupert Murdoch-
ın TRT ve bazı günlük Türk ba-
sın organlarıyla yakından iigilen-
diği öğrenildi.
Son dönemde basın yayın ala-
nındaki yatınmlannı Doğiı Avru-
pa, Balkanlar ve Ortadoğu'da da
yaygınlaştırdığı ve Türkiye ziyare-
tinin de bu çerçevede gerçekleşti-
ği yolunda izlenimler olan Mur-
doch, dün gece özel uçağı ile gel-
diği Esenboğa Havaalam'nda ga-
zetecilere "Türkiye'ye gelişim son
derece masum nedenlere dayanı-
yor" dedi. özal ile görüşmesinin
kendisi için Türkiye"yi tanıması
açısından çok Öğretici olacağını
belirten Rupert Murdoch, bugün
TRT yetkilileri ile henüz kamuo-
yuna açıklamayı uygun görraedi-
ği bazı projeler konusunda görü-
şeceğini söyledi. Murdoch, günlük
gazetelerin yöneticileri ile bir ara-
ya gelip gelmeyeceğı konusudaki
bir soruyu ise "hayır" diye ya'mt-
ladı. Türkiye'deki basın piyasası-
m yatınm açısından elverişli gö-
rüp görmediği yolundaki bir baş-
ka soruya verdiği yanıtta ise, "Ül-
kenizi ve basınınızı bu konnda bir
şey söyleyecek kadar iyi
tanımıyorum" dedi.
Murdoch bugün saat 10.30*da
özal'la görüştükten sonra îstan-
bul'a geçecek ve işadamı Vedat
¥eUtenci'nJn Bebek'teki evinde ak-
şam yemeğine konuk olacak. 30
kişilik yemeğe Rahmi Koç, Sakıp
Sabancı, Selahattin Baymat, Jak
Kamhi, Şank Tara ile ABD,
Avustralya ve lngiltere başkonso-
loslan da cağnldı.
Murdoch'un, cumartesi günü
babasının Çanakkale savaşlan sı-
rasında muhabirlik yaptığı Ge-
libolu'yu ziyaret edeceği bildirüdi.
Vedat Yelkenci gemicilik, sağbk
hizmetleri, kimyasal maddeler, ha-
berleşme dalında birçok yabancı
şirketin mümessilliğini yapıyor.
Yelkenci'nin ayrıca "Anadoln Te-
levizyon Haber ve Programlan
Yapım ve Yayın AŞ" ile "Yelpro
Proje Geliştinne Yaunm, Elektro-
nik Sanayi ve Ticaret AŞ" adlı
şirketleri bulunuyor. Yelpro,
Murdoch'un merkezi Ingiltere'de
bulunan "News Internationat"
adlı şirketinin Türkiye temsilcili-
ğini yapıyor. Murdoch'un bu şir-
keti, Sky Channel adlı TV istas-
yonlarımn uluslararası pazarla-
masını yapıyor. Yelkenci'nin ay-
m zamanda, Murdoch'un Sky
News adlı kanalımn en büyük ra-
kibi olan CNN televizyonunun da
Türkiye temsilciBğini yaptığı bi-
liniyor.
haftahk "Enropean" gazetesinin
patronu, aynca Macaristan ve
Bulgaristan'dan Fransa ve Kenya
1
ya, Sovyetler Birliği'nden tsrail'e
kadar birçok ülkede gazete, tele-
vizyon, radyo, yayınevi ve bası-
mevlerinin de sahibi.
"Hürriyet" gazetesi aracıhğı ile
Türk basın-yaym dünyasına adım
atması beklenen Maxwell, tngil-
tere'de yayımlanan gazetelerinin
tek söz sahibi ve genel yayın yö-
netmeni, Türkiye'ye ise bu sıfatla
gelmeyeceğini vurguladı. "Dünya-
nın diğer yerierinde sahibi oldn-
gum yayın karnlu$lannda yayın
sornmlıılngu oradaki yöneticilere
aittir. Ancak her gittigimiz yerde
daima yasalara uygun bicimde se-
çflmiş hnkumeUeri desteUeriz"
dedi.
Bugün Cumhurbaşkanı özal Ue
Türkiye'de yatınm konusunda gö-
rüşecek olan Avusturya asıllı ba-
sın imparatoru Rupert Murdoch
ile gelenekselrekabetimbu kez de
Türkiye'de sürdürme olasüığı hak-
kında ise Maxwell gülerek, "lki-
miz de dünya çapındayız. Türki-
ye demokratik bir ulkedir. Bay
Mnrdoch başka gazeteleri almak
isterse, bize göre sonın yok" ya-
nıtını verdi. Bu girişimler nedeniy-
le Türkiye'de basın-yaym kuruluş-
lanmn belli ellerde toplanraaya
başlayacağı ve tekelleşme süreci-
ne gireceğıne ilişkin kuşku ve kay-
gılan "temelsiz" bulduğunu söy-
leyen Maxwell, "Dnnya küçülü-
yor. Haberleşme ve basııı-yayın fa-
aliyetieri de dünya çapına yayüı-
yor. Biz dünyadaki bu tür 10 ku-
ramdan biriyiz. Hiçbir ülkede ye-
rel çıkarlan zedelemedik. Girişi-
mimiz rekabeti artürdı. Rekabet
yaraıiıdır. Bir tekei söz konusu
olmayacakttr" dedi. Radyo ve te-
levizyon alanına da girmek istedi-
ğini söyleyen Maxwell, bu konu-
nun daha araştuılacağını belirt-
mekle yetindi.
"Hürriyet" gazetesiyle görüş-
melerin hangi aşamaya geldiği
hakkında bilgi vermemeye özen
gösteren Maxwell, bir anlaşma
sağlandıgı takdirde, tngiltere'deki
teknik olanaklan Türkiye'ye de
sağlayacağını kaydetti. Türk gaze-
teciler için "Genlş eğitim
olanaklan" sağlayacaklannı söy-
leyen Maxwell, "Tiirkiye, insan
malmnesi balanundan yokssl de-
glklir. Deri teknoloji konnsanda
yetersizdlr. Biz gerekli bilgiyi
saglayacagız" dedi.
— Neden Türkiye'de yabnma
girişmeyi düşündaniu?
MAXWELL— Çünkü Simavi
ailesi tarafından davet edildim.
Türkiye'yi her zaman aniadım ve
takdir ettim. Çekoslovakya'dan
kaçtığım zaman küçük bir çocuk-
tum. Vapurla Istanbul Boğazı'n-
dan gecmiştim. Dünyanın en gü-
zel manzaralarından biri olarak
hafızama kazılmıştı. Hâlâ da öy-
le hatırhyorum. Haydarpaşa'dan
Halep'e trenle gitmiştim. Oradan
da Şam ve Beyrut üzerinden Fran-
sa'ya. Dünya çapında bir haber-
leşme şebekesi kuran bir kişi ola-
rak Türk halkımn yeteneklerinin,
bu gelişmeye katküda bulunacağı
görüşündeyim. Şunu unutmamak
gerek: Turkler yuzyıllarca tıp, bi-
lim, matematik, sanat ve edebıyat-
ta gayet yaratıcıydılar. Bu neden-
le Türkiye'ye gitmenin, Türkiyei
deki bu yeteneklerin de açığa çık-
masına yardımcı olacağı görüşün-
deyim. Türk yazar ve sanatçüara,
sadece Türkiye'de degil, dünya ca-
pındaki haberleşme şebekemiz
içinde kendilerini gösterme olana-
ğı tanıyacağız.
— Bu çerçevede, radyo ve tele-
vizyona da mı girmeyi düşâna-
yorsunnz?
2 PATRON 2 PORTRE
Maxwell ve Murdoch
Haber Merkezi — tletişim dun-
yasının iki büyük devi, Avustral-
ya doğumlu ABD yurttaşı Rapert
Murdoch ile Çekoslovak mültecisi
tngiliz pasaportlu Robert Max-
wcO, Baü Avrupa ve ABD'den
sonra Doğu Bloku'nda rekabetle-
rini sürdürürken, Türkiye basın
pazannda da yatınm yapacakla-
nnı açıkladılar.
Ingütere'nin siyasi mizah der-
gisi "Private Eye"ın taktığı isimle
"Kaptan Bop" olarak tanınan
Maxwell ile bir masal kahramam
ayının adı olan "Rnpert" olarak
bilinen Murdoch, aslında hem
benzer hem de farklı niteliklere
sahip iki basın patronu.
Her ikisi de gazeteci kökenli ol-
masma rağmen Murdoch, sahip
olduğu yazılı basın organlannda
genellikle muhafazakâr sağ görüş-
ler savunuyor. Rupert Murdoch,
Oxford Üniversitesi'nde okurken,
"Kızıl Rupert" adıyla tanınır ve
odasında Lenin'in bir büstü bu-
lunurdu. Gazetecilik hayatına da
"Sosyalist Ögrend" adlı ayük bir
dergide başlamıştı. Murdoch'un
babası, lngiltere Başbakanı Bay an
Margaret Thatcher'ın 25 Nisan
1990 günü Çanakkale'de yaptığı
acıklamada olduğu gibi "Anzak
savaşını kamuoynna yanstmakta
üstün başan göstennişti." Mur-
doch, lngiltere'de, ABD'de ya da
başka bir ülkede yeni bir gazete
ya da bir televizyon/radyo istas-
yonu satın aldığında, genellikle
sendikalann muhalefetiyle karşı-
laşmıştı. örneğin son olarak 1986
yılında tngiltere'de Times, Sun-
day Times, Snn ve News of the
World gazetelerinin Fleet Streef-
teki matbaalann kapatılıp Wap-
ping'deki bilgisayarlı modern ba-
sunevine geçişi, boykot, hatta po-
lis müdahalesine yol açmıştı.
Murdoch'un sahip olduğu
basm-yayuı kunıluşlannın tam sa-
yısı kesin olarak bilinmiyor. Çün-
kü iletişim dünyasında, gruplar
arası birleşmeler ve ortaklıklar ne-
deniyle, Murdoch'un satın aldığı
ya da yüzde 50'den az hissesine
sahip olduğu bir kuruluş başka bir
grup tarafından satın alındığında
mülkiyet hesaplan oldukça kar-
maşık bir hale geliyor. Yine de uz-
manlar, bugün Ingilizce konuşu-
lan ülkelerdeki her 10 yayından en
azından 4'ünün Murdoch'un
kontrolü altında olduğunu belir-
tiyorlar. Murdoch, yazılı basının
yam sıra, radyo/televizyon, yayı-
nevi ve sinema dünyasında da adı
bilinen bir kişi. 59 yaşındaki
"yurttaş Murdoch", sonuç olarak
son derece başarılı bir işadamı.
Çabuk düşünüyor, çabuk karar
veriyor ve son derece çahşkan.
Uçağı ile bir gün Londra'da, bir
gün Sydney'de, ertesi gün New
York'ta. Tek hobisi, Avustralya'-
nın Canberra kentindeki çiftliğin-
de koyun kırpmak.
Rakibi Robert MaxweU'in, geç-
mişi ve bugünkü siyasi eğilimi do-
layısıyla yayın ve yöneticilik an-
layışı farklı. Yoksul bir Çekoslo-
vak göçmen ailesinin oğlu olarak
önce kitap yayıncüığı yapan Max-
well, tngjltere İşçi Partisi'nin ön-
de gelen taraftarlanndan biri.
Başta tngütere olmak üzere çeşitli
Ülkelerde gazeteci sendikalarıyla
Murdoch"a oranla çok daha
olumlu ilişkileri var. Eşinin Fran-
sız olmasının da katkısıyla Fran-
sız Televizyonu Birinci Kanalı
TFl'in de büyük ortaklanndan
biri. Şişman, sevimli, hatta afa-
can bir kişiligi var. O da en az
Murdoch kadar enerjik ve çalış-
DÖRT KTTADA YÜZLERCE GAZETE—Murdoch'un "News Inter-
national Corporation PLC" kuruluşunun sahibi bulnndugu gazete, der-
gi ve yayınevlerinden bazılanun toplu fotof rafı.
kan. Ancak sahibi olduğu "Com-
mnnkation Corporation", Mur-
doch'un "News Corporation"ı
kadar büyük çaplı olmadıği için
MaxweD, Avustralya doğumlu ra-
kibine oranla yöneticilik açısından
daha merkeziyetçi. Murdoch'tan
ayrılan önemli bir özelliği de bir-
leşik Avrupa'nm hararetli bir ta-
raftan olması. "The European"
adlı haftalık Avrupa gazetesini
yayımlaması bu eğUiminin en so-
mut ifadesi.
Maxwell, Oxford'da oturuyor.
Bu kentin futbol kulübünün sahi-
bi ve başkanı. Her sabah helikop-
terine binip Londra'daki "Daily
Mirror" grubunun ana binasına
gidiyor. Helikopter dama konu-
yor, Maxwell de 10. kattaki çalış-
ma odasına gidiyor. Küçük ma-
sası her zaman kitap ve dosyalarla
dolu. Oda sade, ama zevkli dö-
şenmiş. Sadece dört koltuk var.
Odasınm bir duvannda kendisiyle
ilgili yazüar ve karikatürler göze
çarpıyor. Londra muhabirimiz
Emil Edip Öymen, Maxwell ile
dün bu büroda yaptığı görüşme-
de, basın imparatoruna "Tiirki-
ye'nin Avrupa'daki konumunu
sordnğanda" şu yanıtı aldı:
"Türkiye'ye, Bogadar'm bekcisi
olmak dışında yeni bir amaç ge-
rekiyor. Bence bu amaç, Ortado-
ğu'da kaba bir banş saghuunasut-
da Türkiye'nin, ABD, Mısır, ts-
nul, Sandi Arabistan ve hatta
kimbilir belki de Suriye arasında
bir rol oynamasıdır. Türkiye'nin
Müslüman olması böyle bir rol
oynamasuu koiaylaşbnr."
MAXWELL- Kesinlikle. Rad-
yo, televizyon, sinema
— Ama önce HiirriyetTe yap-
mayı planladıguuz isbirUgi aak-
landa bilgi verir misimz?
MAXWELL— Bay Simavi ile
bir ortaklık konusunda görüşme-
lerimiz sürüyor. Kısa süre içinde
Turk makamlanyla görüşmek
üzere de Türkiye'yi ziyaret edece-
ğim. Türkiye'de çalışma isteğimin
ülke yaranna olduğunu anlataca-
ğım. Biz davet edilmediğimiz ye-
re gıtmeyiz. tngiltere'de sahip ol-
duğum televizyon ve basın kuru-
luşlarında genel yayın siyasetini
ben saptanm. Ancak dünyanın di-
ğer yerierinde sahibi olduğum ku-
ruluşlarda genel yayın sorumlulu-
ğu oradaki yöneticilere aitür. Ay-
nca her gittigimiz yerde daima ya-
salara uygun bicimde seçünuş hü-
kümetleri destekleriz.
— Genel yayın siyasetini Türk
yöneticilerine bırakacagıntzı ve
kanşmayacagınızı söylediğinize
göre Hürrryet ile ihşkiniziB sade-
ce menkvl bir kıymeti sabn al-
maktan ibaret mi oldugunu söy-
lüyorsunuz ?
MAXWELlr- Hem menkul
satın alımı söz konusu hem de
onu geliştirmek ve ilerletmek, ye-
ni gazetemiz "European"da Tür-
kiye hakkında daha çok haber ya-
yımlayacağız. Bunu Hürriyet'te-
ki kadro sağlayacak. Aynı şekilde
Hürriyet, örneğin Türkiye'nin Av-
rupa'ya katılma şansımn ne du-
rumda olduğu hakkında, Alman-
ya'daki Türk işçilerinin durumu
hakkında, Bulgaristan'da neler ol-
duğu hakkında, Avrupa hakkın-
da daha çok haber yayımlayacak.
— Bu cizdiginiz çerçeve bir ba-
kıma sizin saptadıfınız bir genel
yayın siyaseti sayıbnaz mı? Neler
yanhw«k, neden yazüacak ve ne
kadar yazılacak?
MAXWELIr- Türklere Avru-
pa Ue daha iyi bir ilişki kurma fır-
satını vermek genel yayın siyase-
tine ilişkin bir karardır. Ama ben,
genel yayın yonetmenine şunu yaz,
bunu yazma diyecek değilim.
— Türkiye'de radyo ve televiz-
yon şebekesi knrma koansnndaki
beUentOerinJz nedir?
MAXWELL- Bu konuyla flgi-
liyiz, ancak bu alanda calışan ki-
şilerle, durumu yerinde görmeden
bir şey söyieyemem. Elimde Olsnn-
h bir değnek yok.
— Rupert Murdoch da Türki-
ye'de yatınm konnsunda Cumhur-
başkanı özal Ue görüştü. Biraz
önce sözünü ettiginiz Turk n ı -
kamlan ile siz de Cumhurbaşka-
nı özal'ı mı kastediyonunz?
MAXWELL- Evet, elbette
eğeı beni kabul ederse.
— Görüşme ne zaman olacak?
MAXWELL- Birkaç gün için-
de.
— Mnrdoch De Maxwdl arasın-
da on yıllardır süren rekabetin
şimdi Türkiye'ye de taşınacak ol-
rnasım nasd karşıhyorsanuz?
MAXWELL- Bay Murdoch
ve Bay Maxwell, dünya çapında-
dır. Türkiye demokratik bir ulke-
dir. Bay Murdoch başka gazeteleri
satın almak isterse, bize göre so-
run yok.
— Tarkiye'de basuun beH efler-
de topUnmaya başlamaa nedenry-
le bir tekelleşmeye dogru gidildi-
gi hakkında endişe ve kaygı dnyu-
luyor. Sizin guişimiaiz karşısında
da bn endişe dile getirildi.
MAXWELb- Bunu anhvoruz
ve bu endişeye saygüıyız. Ancak
endişe temelsizdir. Benzer düşün-
celer tngiltere'de, Almanya'da da
diğer yerlerde de var. Ancak dün-
ya giderek küçülüyor. Haberleşme
ve basın-yayın faaliyetleri de dün-
ya çapına yayüıyor. Biz, dünyada-
ki bu tur 10 kurumdan biriyiz.
Murdoch da öyle. Şimdiye kadar
gittigimiz hiçbir ülkede yerel çı-
karlan zedelemedik. Gidişimiz re-
kabeti artürdı. Rekabet de yarar-
lıdır. Şuna güvence verebüirim:
Bir tekel söz konusu olmayacak-
tır. Sonra, Asil Nadir gibi bir baş-
ka patron var, diğer Simavi'den
gazete sabn aldı. Sonra parlamen-
to var. Ortada bir tekel tehdidi ol-
duğu takdirde buna gerekli yasal
müdahaleyi yapacak merci orası.
Bizim Türkiye'ye gidişimiz de-
mokrasiyi ve çogukulugu güclen-
direcektir.
— TSrktjt^rt Dogn Avrmpa'ya
yöndruginiz girifimler, oradaki
yeni yabnmlarnnz çerçevesmde mi
göriyonnnnz?
MAXWELL- Bulgaristan'da
basın-yayın kuruluşlarıyla yakın-
dan ilgüiyiz. Yugoslavya hüküme-
tinden de federal bir televizyon şe-
bekesi kurmak için davet aldık.
Yunanistan'da Koskotas'tan kalar
işletmeleri almaya davet edildil
Ama kabul etmedik. Yunanistan-
da da incelemeler yapıyoruz. Bu
çerçevede Balkanlar'da ve Türki-
ye'de geniş faaliyetimiz olacak.
— Türkrye'de öttgördnginlı
tnrden bir basın f aaHyeti lci» ge-
rekM İnsan mabecmesi hakkında ne
döşiuıMyorMimz?
MAXWELL- Geniş ölcüde
eğitim sağlayacağız. Türkiye, in-
san malzemesi bakımından degil,
ileri teknoloji konusunda yetersiz-
dir. Biz gerekli bilgiyi sağlayaca-
ğız, becerileri gdiştireceğiz, eğitim
vereceğiz. Berlitz Dil Okullan bi-
zim. Bunlardan dil eğitinünde ya-
rarlanacağız. Türk gazetecflerie iş-
birliğini heyecanla bekliyoruz. Bu-
nu temkinli bir şekilde, iüdalle ya-
pacağız. Birkaç gün içindeki ziya-
retimin, taraflan memnun edecek
türden bir anlaşmaya zemin haar-
layacağını umuyorum.
— Türkiye'de yaunmı diişönen
bir Avrapah olarak deften dnn-
ya koşullannda Tirkrye'Bİn yeri-
ni nasıl göniyorsannz?
MAXWELL- Gorbaçov, 70 yü
süren komünizmin tamamen iflas
ettiğini söylüyor. Komünizme
Turkler kadar güclü bir şekilde
karşı çıkan başka ulus olmamış-
tır. Kore savaşlannda Türk asker-
lerinin kahramanlıklarmı hatırh-
yorum. Ancak şimdi soğuk savaş
sona erdi. Sovyetler Birliği'ne ar-
tık düşman gözü ile bakılmıyor.
Türkiye'ye yeni bir amaç gereklL
Boğazlann bekçisi olmak dışında-
Bence amaç, Ortadoğu'da kalıcı
bir banş sağlanmasında Türkiye,
ABD, Mısır, tsrail, Suudi Arabis-
tan ve hatta kim bilir belki Suri-
ye arasında rol oynayabilir. Türki-
ye'nin Müslüman bir ülke olması
da Müslüman ülkeler arasında
böyle bir rol oynamasını kolaylaş-
tınr. Bir diğer nokta da şu: Al-
manya'daki Türk işçi topluluğu
ekonomide etkili. Gelecek yüzyd-
da bu topluluk aynı zamanda si-*
yasal bakımdan da etkili olmaya
aday. Tıpkı Amerika'daki Yahudi-
ler gibi Ahnanyâ'daki Türk işçileri
de güç kazanacaktu. Bu da Türki-
ye'ye, Avrupa işlerinde gayet güç-
lü bir rol yükleyecek. O tarihe ka-
dar Türkiye'nin Avrupa Toplulu-
ğu'na üye alınmış olması da gere-
kir. Türkiye, bir zamanlar Orta-
doğu'da güçlüydü. Türkiye'nin
bunu yeniden sağlaması için fır-
sat doğmuştur. Türkiye böylece
Avrupa'da da Ortadoğu'da da
güçlü olacaktır.