25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURtYET/14 DIŞ HABERLER 27 TEMMUZ 1990 DEMOKRATİKALMANYA Komünistlerin gözü batıdaki yeşillerde GREGOR GYSİ -Gftfcr yüziö komanist. 45 yılhk iktidarı çöktükten sonra admı "Demokratik Sosyalizm Partisi" (PDS) oîarak değiştiren komünistler, ortak Alman seçimlerine hazırlanıyor. Komünistler, Federal Almanya'daki Yeşiller Partisi'nin tabanına göz dikti; bu yolla oylannı arttırıp ortak parlamentoya girmeyi planlıyorlar. DtLEK ZAPTÇIOĞLU BERLİN — Demokratik Ahnanya'da 45 yılhk iktidan çöktükten sonra adını "De- mokratik Sosyalizm Partisi" (PDS) olarak değiştiren eski komünistler, ortak Alman seçimlerine hazırlanıyor. PDS, 2 Aralık 1990'da yapılacak ortak seçimlere "Sol Liste" adı altında katılacak. Listeye Fede- ral Almanya'dan adaylar da dahil edilecek. Alman solu, yeni bir lider keşfetti. Bu, D. Alman "Demokratik Sosyalizm Partisi" Genel Başkanı Gregor Gysi. 42 yaşmdaki avukat Gysi, eski D. Alman Kültttr Baka- nı Klaus Gysi'nin oğlu. Ülkedeki dönüşüm- den önce rejim muhaliflerini savunmasiy- la ön plana çıkan Gysi, Komünist Parti'- nin kabuk değiştirmesinden sonra genel başkanlığa getirilmişti. "Almanya'nın batasındald sol hareket fcinde ve özeUikle Yeşil Parû'de büytk bir bezgintik oldngun" söyleyen Gysi, Doğu'- dan yapacağı atakla ortak meclise girmek istiyor. Batı'da yeşillerin kendi içindeki hi- zip kavgalanndan bıkmış olan, reformist "Realos" kanadının iktidanndan hoşnut olmayan kesirnler Gysi'nin gözünde "önemH bir oy potansiyeli." "Demokratik Sosyalizm Partisi", 18 martta D. Almanya'da yapılan ilk serbest seçimlerde yüzde 16 oranında oy toplamış ve üçüncti parti olmuştu. Ulkedeki ekono- mik dönüşümden hoşnut olmayan ve sos- yalizmdeki eski güvencelerini yitiren kesim- ler, PDS'nin seçmen tabanı haline geliyor. Sol oylann Sosyal Demokrat Parti SPD ve PDS arasında bölünmesi beldeniyor. PDS'ye Federal Almanya'dan en büyük destek, Berlinli sol avukat Bbuıs Croissant'- dan geldi. 1970'lerde terörist "Kızıl Ordu Fraksiyonu"nu (RAF) destekleme suçun- dan tutuklanan 59 yaşındaki Croissant, 30 ay tutuklu kalmıstı. Sol kesimde büyük say- ginlığı olan Croissant, şiradi Federal Al- manya'da PDS örgütünün kurulması için çalışıyor. Yeşil Parti ise eski Komünist Parti'nin devamı PDS'nin Batı atagı karşısmda bo- lündü. Partinin radikal kanadı "Fundiler" PDS'ye ve Genel Başkan Gysi'ye büyük sempati gösteriyor. "Reel politika"yı sa- vunan mutedil "Realos" kanadı ise "De- mokratik Almanya'da halkın üzerinde 40 yılhk baskı iktidan siinnıiş olan" bir par- tinin devamı olarak PDS'yle işbirliğine ta- mamen karşı. Yeşillerin içinde ağırbk sa- hibi olan "Realos" kanadı, Federal Alman- ya'da muhafazakâr-sağ partilerle koalisyo- nu PDS'yle işbirliğine tercih ediyor. PDS önümuzdeki günlerde Federal Al- manya'nın Hammburg, Bonn, Frankfurt ve Münih kenüerinde "irtibat bürolan" aca- cak. Parti, Doğu Almanya'da daha çok prestij sahibi olan eski Başbakan Hans Modrow'u ön plana çıkartırken Batı'yı sempatik Genel Başkanı Gregor Gysi ile fet- hetmeyi planlıyor. "Hayal knrma yetene- ğimizi kaybetmemeliyiz" diyen Gregor Gysi, konuşmalannda Gorbaçov'un perest- royka ve glksnost politikalannı savunuyor. "Sosyalizmden vazgecmediklerini"söyle- yen Gysi, "pazar ekonomisi ansuıian da iceren bir sosyaüst ekooomi"den yana. Al- manya'daki sol hareket, önümuzdeki haf- ta sonu Köln'de bir "strateji kongresi"nde bir araya gelecek. Gregor Gysi, şu sıralar izinli olarak gittiği Moskova'dan dönüşün- de Köln'e gelerek kongreye katılacak. Gysi Batı'ya açılışında tek "bandikap" olarak "Federal Alman toplumunun kendisine hâ- lâ çok yabancı" gelmesini gösteriyor. DOĞUMLAR AZALDI, ORTALAMA YAŞAM SÜRESİUZADI Yaşlanan Avrupa, göçmenlerden medet umuyor Tüm Batı Avrupa'da yeni göçlere şiddetle karşı çıkdırken, demograflar yaşam standardını korumak için yabancı işçilere gereksinim olduğunu belirtiyorlar. Dıs Haberkr Servisi — Avrupa; hızla yaşlanıyor. Bir yandan doğum oranırun dflşmesi, öte yandan ortaiama yaşam sü- resinin uzaması, kıtada yaşb nüfusun hız- la büyümesine yol açıyor. The New York Times gazetesi, bu olgunun Avrupa hükü- metlerini kaygüandıran gelişmelerin başın- da yer aldığını büdiriyor. Gazeteye göre Fransız aileler, tüm teşviklere karşın çocuk sahibi olmak istemiyoriar. Ülkede anneleı nüfusun doğal olarak yenilenmesi için ge- rekli olan 2,1 çocuk oıtalamasını tuttura- mryorlar. îtalya'da ise aile başına düşen bi- rey ortalaması diğer Batı Avrupa ülkeleri- nin ortalamalanndan daha düşük. Bu ne- denle ttalyan hükümeti Latin Amerika'ya göç etmiş torunlannın ttalya'ya geri dön- mesi için ellerinden geleni yapıyor. Yapı- lan hesaplara göre 9O'lı yıllarda işgücü pi- yasasına girenlerin azalacağinı ve 21. yüz- yılın başlarında nüfusların azalmaya baş- layacağını belirtiyorlar. Zenginliğın bir so- nucu olan bu nüfus azalması yeni bir prob- lem olarak karşımıza çıkıyor. Tum Batı Av- rupa'da yeni göçlere şiddetle karşı çıkılıyor, ancak demograflar yaşam standardını ko- rumak için yabancı işçilere gereksinim ol- duğunu belirtiyorlar. Milyonlarca işsiz Av- rupalı ile şimdilik işgücu sıkıntısı çekilmi- yor. Hatta bazı yerlerde, göç işsizliğe sebep olduğu için suçlanıyor bile. Ama göçmen- lere yerli işçüerin yapmayı reddettiği vasıf- sız işleri yapmaları için gereksinim duyu- luyor. 60'lı yıllarda, göç Avrupa'nm sosyal profilini değiştirmeye başlamıştı. Bugün, 12 ülkenin üye olduğu Avrupa Topluluğu'nun 327 milyonluk toplam nüfusunun 12 mil- yonu goçmen ya da göçmen torunu, 12 mil- yon göçmenin 4,5 milyonu Fransa'da, 2,5 milyonu tngütere'de, 1,8 milyonu ise Fede- ral Almanya'da. Doğu AJmanya bile Viet- nam ve Küba'dan işçi almak için anlaşma- lar imzaladı. Uzmanlar, anneliği teşvik etmenin ve ça- hşan annelere yardımcı olmak için çocuk bakım meTkezleri açmanın ötesinde, çok az hükümetin demografik verilerlegöç arasın- daki bağlantıyı kavradıklanm ve bu konu- da çalışmalar yaptıklannı belirterek, hükü- metlerin çoğunu halkın isteklerine uyarak yabancüan kapı dışan etmekle suçluyorlar. Avrupa Topluluğu üyderinden sadece Ir- landa nüfusun doğal olarak yenilenmesi için gerekli olan yuzde 2,1 doğum oraruna sahip. "Geteneksel geniş afle" ülkeleri olan ttalya ve Ispanya'da bu oran 1,3'e düşmüş durumda. Tüm Avrupa Topluluğu ülkele- ri ortalaması ise sadece 1,58. Demograflar, nüfusun yenilenmesi için gerekli olan or- taiama çocuk sayısım, üreme çağına gelme- den ölenleri de hesaba katmak için 2 yeri- ne 2,1 olarak hesapuyorlar. AT ülkelerin- de 1989'da 1988'e oranla 41 bin daha az do- ğum olduğu belirtiliyor. Ortaiama yaşam süresi uzadığı için, nü- fusun yaşlanması da giderek hızlanıyor. Av- rupa Konseyi'nin hazırladığı bir rapora göre Avrupa Topluluğu ülkelerinde, 50 yaşın üze- rinde 100 milyon insan bulunuyor ve bu sayı düzenli olarak artıyor. Raporda, "Gelecek yüzyıhn ilk yıllannda, Avrupa'da genç in- sandan çok yaşlı insan olacak. Geleneksel yaş piramidi tersine dönecek" deniyor. Nüfusun giderek yaşlanmasıyla, hükü- metler, çocuklar ve eğitim için harcama yapmak yerine emekli aylığı ve sağlık için harcama yapacaklar. Yaşlanmamn diğer bir sonucu da gençlerin eğitim sürelerini uzat- malan ve yaşh işçilerin erkenden emekli ol- malanyla zaten iyice kısıtlanmış olan işgü- cünün daha da kısıtlanması olacak. örne- ğin, Madrid'de 65 yaşın üzerinde olanlar, 15 yaşın altında olanlardan daha fazla. Batı Avrupa'ya kitle göçü 60'u yıllarda başla- mış, 70'h yıllann ortalannda politik baskı nedeniyle kısıtlamalar yapürnışu. Ancak göçmen akrabalan ve mültecilerle Batı Av- rupa'ya göçmen akımı devam etmisti. Bugün, Batı Avrupa'da göçmen ya da mülteci olarak yaşayan on binlerce Uçün- cü Dtinya vatandaşı var. Bazı ülkelerde, özeUikle Fransa ve Federal Almanya'da, göçmenlere olan düşmanlık giderek büyüyor. 1993 yılında iç sımrlannı kaldıracak olan Avrupa Topluluğu, yeni göçmen akımlannı önleyecek bir poliçenin de hazırlıklannı sur- dürüyor. KURİL ADALARI Gorbaçov Japonya'ya rest çekti SSCB lideri, Japonya Parlamento Başkanı Sakaruşi ile yaptığı görüşmede, Kuril Adalan sorununu tartışmayı kesinlikle redetti. MOSKOVA (AA) — SSCB Devlet Baş- kanı Mihail Gorbaçov, Japonya Parlamen- to Başkanı Yosio Sakamti'yi önceki gün kabulünde yaptığı konuşmada, Kuril ada- lan sorununu tartışmayı kesinlikle reddet- tiğini, hatta gelecek yü Japonya'ya yapa- cağı ziyaretinin yerinde olup olmayacağuu düşünmeye başladığını bildirdi. Sovyet Resmi Ajansı TASS 'ın haberi- ne göre Gorbaçov, görüşmede, "İMfirtlrrl- miziıı iyilejmesini istiyornz. Bam ıa|lınnk içu aygun yollar bolmalıyız. Ne yank U bugün bana ulaşmak İçin yeterB diBamlk yok, mnhtemekn zamaala birbirimizi da- ha iyi anlayacafcu" dedi. Gorbaçov, Sovyetler Birliği'nin, başka halklann toprağını elinde tutmadığını be- lirterek şöyle devam etti: "Bütao banlar, savaş sonrası doaeaia bdtekriyle teyid edihnisdr. tkütd D4hqra Saraaı, bfttün ülketer lcia aonmrah, •!••- lararası karariar, savas «oaraa ddaeaia SerçekleriM dayawlınldı ve biz de bmaU- ra bafclıyu. Geçmifte Japonya'aıa teaafl- cüerryk bircok kez ele ahaan b« kow toe- rinde bujun tartısnu açmak isteaüyonuı. Bugon ancak s u n tckrarlayabfilrim: Bbtaı toprak aolaşmazhtuBiz yoktar." Japonya Parlamento Başkanı Sakanışi de görüşmede Gorbacov'a, "Sfa Japoaya'- ya geklğinizde neyi konnsacaiB, biz de k> biriiti oianaklannı arastırrjroraz ve hcr şe- yi koDmsabümeUyiz" dedi. Japonya Parlamento Başkanı ozcüe söy- le devam etti: "Sık sık Asya-Pasiflk bölgeai»d«ı söı ediyorsanuz. Sizia göröşleriııizi paytasıyo- nu. Her konnda Sovyet kanmoyvma gö- rasleriııi göz öaönde bolandnrmaya han- nz, ama santyornm ki stz de Japoaya ka- mooynnun göıüslerİDc Ogi göstermetial- •iı." HABERLERİN DEVAMI Magic Box ile TRT berabere lamadı. TRT yöneticileri bu pazarhğın ardından iki Ankara kulübüyle, Ankaragücü ve Gençlerbirliği ile de temas ettiler. önümuzdeki sa- h günü bu iki kulübün de TKTnin önerisini kabul ctmesi beldeniyor. Gençlerbirliği ve Ankaragücü'nün de TKT'ye kayması durumunda Magic Box'm elinde sadece Fener- bahçe, Beşiktaş, Galatasaray, Trabzonspor, Bakırköy ve Sanyer kalacak. Bu son 6 takımın Magic Box1a yaptıklan sözleşmeye sadık kalması halinde ise ortaya olduk- ça ilginç bir dunım çıkacak. Ör- neğin Bursaspor - Beşiktaş maçı- nı kimin nasıl yayuıüayacağı bilin- miyor. Ancak TKT'nin 16 kulü- bün 16'sını da alması durumun- da işleri değişebilir. Tabii aslında şu an için TRTnin sadece Adana ve Gaziantepspor'la resmi sözleş- (Baftarafi I. Sayfada) ramanlannı stadın içine sokma- ması ve çekim yaptırmamasıyla başlayan maç yayını tartışması se- zon sonunda doruğa çıktı. Sezon bitiminde kulüpler ve fe- derasyon, TRT Ue masaya otura- rak eylül ayında başlayacak olan 1990-91 futbol sezonu için ödene- cek ücretkri tartışmaya başladılar. TRT bu ilk pazarhk sırasında kulüplere isim ve telif hakkı için 500 milyon, tüm maç naklen ya- yını için 200 milyon, kupa final m&çlan naklen yaymı için 250 mil- yon ve Avrupa Kupası maçlannın yayını için de 1. turda 300, ikinci turda 400 milyon lira önerdi. TRT, maçlardan 20 dakikayı geçmeye- cek naklen ya da banttan özet ya- yınlar için de kulüplere 50 milyon vermeyi kabul etti. Kulüpler bu öneriyi yetersiz bu- larak pazarkğa açık olduklannı kamuoyuna duyurunca devreye £f^u S'oii SI MİSc k BS Murdoch: Gelişim masum maç yayın tekelini alabilirse önemli bir seyirci poıansiyeüne sa- hip çıkabileceğini düşündu ve ku- lüplerie masaya oturdu. Gerçi Ma- ANKARA (Cumhuriyet Büro- mesi var. Magic Box'ın 14 sözleş- mesi ise halen yürürlükte. Bu 14 kulüp, sözleşmeyi feshetmek ister- lerse Magic Box'a 250'şer bin do- lar tazminat ödemek zorunda ka- lacaklar. Magic Box Yönetim Ku- rulu Başkanı Tunca Toskay da dün AA'ya yaptığı acıklamada bu tazmmatı alacaklannı söyledi. Şir- ketin Spor Sorumhısu TUrgut Ko- loğlugil de, sözleşmelerinin kulüp- lerce "tek taraflı" bozulması ha- linde ödenecek tazminatın yalmz- ca 250 bin dolar ile sınırlı kalma- yacağı yolunda bir açıklama ya- parak "tebditkâr" sözler etti. Magic Box Yönetim Kurulu Başkanı Tunca Toskay dünkü açıklamasında, "TRT baa knlüp- lerie görüştü. Bn göıüşme sonu- co bazı kulüpler TRT De anlasma yoluna gideceklerini beUrttiler" dedi. Maxwell ve Murdoch yoğun atakta Basın kralı bugün Özal'la göriişecek 7 nedenlere dayanıyor EDİP EMİL ÖYMEN LONDRA — tngiliz basın imparatoru Robert MazvıcU de Cumhurbaşkanı Tnrgut özal'la görüşmek üzere Türkiye'ye gelme- ye bazırlamyor. Maxwell, görüş- menin ne zaman yapılacağını açıklamadı, sadece "önümuzde- ki gttnlerde" demekle yetindi. "HnrTiyet" gazetesinden hisse al- mak amacıyla bir süredir temas- larda bulunan Maxwell, henüz so- nuca vanlmadığını da ekledi. Türkiye'de yazılı basın dışmda radyo ve televizyon ile de ilgilen- diğini de kaydeden Maxwell, giri- şimlerinin, Türkiye'de basın- yayında tekelleşmeye yol açacagı şekündeki kuşku ve kaygılann yer- siz olduğunu vurguladı ve "Yaü- runımız. Türkiye'de demokrasi ve çogukulugu «içlendirecektir" de- di. Maxwell, Ingiltere'de yayımla- nan ve günlük tirajı 3 milyonu bu- gic Box'ın karşısma bütün 1. lig takımlan geçmedi, ama başta Fe- •erbahçe, Beşiktaş ve Trabzon- spor olmak uzere kalburüstü sa- yılan bütün kulüpler Magic Box"la goruşmeyi kabul ettiler. Birkaç tur süren, yaman zaman TRTnin suçlamalanyla renkienen pazarlıklann ardından 14 kulüp Magic Box'la bir sözleşme imza- ladı. Sadece Adanaspor ve Gazi- aatepspor, Magic Box'la anlaşma yapmaya yanaşmadı ve ortalık du- ruldu. TRT, Türkiye 1. Ligj'nin 14 ta- kımının bir özel kuruluşla yayın sOzleşmesi yapıp kendisini dışta bırakmasına karşı biraz gurültü çıkardı, ama çok fazla bir şey de yapamadı. TKTcUer, mücaddele- rini ilk planda hukuk cephesinde verip Magic Box'ın maçlan ya- yımlayamayacağıru öne sürdüler. Ancak PTT, Magic Box'a maçlar için link hatlannı kiraya verince iş- ler birdenbire değişti. TRT bu kez pazarhğa fiyat art- ürarak girdi. öncelikle kulüp yö- netici ve temsilcileri TRTye davet edildi ve görüşmeler başladı. An- cak bu görüşmelerden bir türlü hiçbir sonuç almamadı. Bir yan- dan görüşmelere katüan kulüp sa- yısı azalmaya başlarken bir yan- dan da olay kamuoyunun günde- minde belli bir yer de işgal etme- ye başladı. Derken Önceki gün TRT yöneticileri bazı kulüp yöne- ticileriyle yeniden bir araya geldi- ler ve TRT bu kez baklayı ağzın- dan çıkardı: lelif ve isim hakkı için daha önce verilen 500 milyon lira, 1 milyar 350 milyona çıkarı- lacaktı. Gün boyu süren pazarhk sonunda TRT, Magic Box'la an- laşması bulunan Bursaspor, Kar- şiyaka, Zeytinburnu, Aydınspor, Konyaspor ve Boluspor'un teklif- lerini kabul ettiğini açıkladı. Ne var ki dün bir açıklama yapan Konyaspor Başkanı AlgunTon- prip bunu yalanlayarak, "TRTain dayı sapuna turama devam et- mektedir. Magic Box Ue yaptıgı- nuz atılayıa faizbn acımıalaa ge- çtfUHiM kommaktadır. TRTain Odnd toplanüsında, vereceklerf paraaın kaliplerin kaybolan OBnriannı dahi Irartaramayacagı- nı beyaB ederek toplanbyı terk ettim" sözlerine yer verdi. Şimdi- lik sadece Adanaspor ve Gazian- tepspor'la sözleşme imzalayan TRT, "anUfttgınr söylediği diğer kulttplerle henüz sözleşme imza- ( y su) — Üç kıtada 9O'ı aşkın ülke- de televizyonculuktarkgünlük ba- sına ve film şirketlerine uzanan 15 milyar dolarhk yayın kuruluşları- nın sahibi Ropert Murdoch An- kara'ya geldi. Bugün Cumhurbaş- kanı Turgut Özal ile Özel bir gö- ruşme yapacak olan Avustralyalı "Basın Kralı" Rupert Murdoch- ın TRT ve bazı günlük Türk ba- sın organlarıyla yakından iigilen- diği öğrenildi. Son dönemde basın yayın ala- nındaki yatınmlannı Doğiı Avru- pa, Balkanlar ve Ortadoğu'da da yaygınlaştırdığı ve Türkiye ziyare- tinin de bu çerçevede gerçekleşti- ği yolunda izlenimler olan Mur- doch, dün gece özel uçağı ile gel- diği Esenboğa Havaalam'nda ga- zetecilere "Türkiye'ye gelişim son derece masum nedenlere dayanı- yor" dedi. özal ile görüşmesinin kendisi için Türkiye"yi tanıması açısından çok Öğretici olacağını belirten Rupert Murdoch, bugün TRT yetkilileri ile henüz kamuo- yuna açıklamayı uygun görraedi- ği bazı projeler konusunda görü- şeceğini söyledi. Murdoch, günlük gazetelerin yöneticileri ile bir ara- ya gelip gelmeyeceğı konusudaki bir soruyu ise "hayır" diye ya'mt- ladı. Türkiye'deki basın piyasası- m yatınm açısından elverişli gö- rüp görmediği yolundaki bir baş- ka soruya verdiği yanıtta ise, "Ül- kenizi ve basınınızı bu konnda bir şey söyleyecek kadar iyi tanımıyorum" dedi. Murdoch bugün saat 10.30*da özal'la görüştükten sonra îstan- bul'a geçecek ve işadamı Vedat ¥eUtenci'nJn Bebek'teki evinde ak- şam yemeğine konuk olacak. 30 kişilik yemeğe Rahmi Koç, Sakıp Sabancı, Selahattin Baymat, Jak Kamhi, Şank Tara ile ABD, Avustralya ve lngiltere başkonso- loslan da cağnldı. Murdoch'un, cumartesi günü babasının Çanakkale savaşlan sı- rasında muhabirlik yaptığı Ge- libolu'yu ziyaret edeceği bildirüdi. Vedat Yelkenci gemicilik, sağbk hizmetleri, kimyasal maddeler, ha- berleşme dalında birçok yabancı şirketin mümessilliğini yapıyor. Yelkenci'nin ayrıca "Anadoln Te- levizyon Haber ve Programlan Yapım ve Yayın AŞ" ile "Yelpro Proje Geliştinne Yaunm, Elektro- nik Sanayi ve Ticaret AŞ" adlı şirketleri bulunuyor. Yelpro, Murdoch'un merkezi Ingiltere'de bulunan "News Internationat" adlı şirketinin Türkiye temsilcili- ğini yapıyor. Murdoch'un bu şir- keti, Sky Channel adlı TV istas- yonlarımn uluslararası pazarla- masını yapıyor. Yelkenci'nin ay- m zamanda, Murdoch'un Sky News adlı kanalımn en büyük ra- kibi olan CNN televizyonunun da Türkiye temsilciBğini yaptığı bi- liniyor. haftahk "Enropean" gazetesinin patronu, aynca Macaristan ve Bulgaristan'dan Fransa ve Kenya 1 ya, Sovyetler Birliği'nden tsrail'e kadar birçok ülkede gazete, tele- vizyon, radyo, yayınevi ve bası- mevlerinin de sahibi. "Hürriyet" gazetesi aracıhğı ile Türk basın-yaym dünyasına adım atması beklenen Maxwell, tngil- tere'de yayımlanan gazetelerinin tek söz sahibi ve genel yayın yö- netmeni, Türkiye'ye ise bu sıfatla gelmeyeceğini vurguladı. "Dünya- nın diğer yerierinde sahibi oldn- gum yayın karnlu$lannda yayın sornmlıılngu oradaki yöneticilere aittir. Ancak her gittigimiz yerde daima yasalara uygun bicimde se- çflmiş hnkumeUeri desteUeriz" dedi. Bugün Cumhurbaşkanı özal Ue Türkiye'de yatınm konusunda gö- rüşecek olan Avusturya asıllı ba- sın imparatoru Rupert Murdoch ile gelenekselrekabetimbu kez de Türkiye'de sürdürme olasüığı hak- kında ise Maxwell gülerek, "lki- miz de dünya çapındayız. Türki- ye demokratik bir ulkedir. Bay Mnrdoch başka gazeteleri almak isterse, bize göre sonın yok" ya- nıtını verdi. Bu girişimler nedeniy- le Türkiye'de basın-yaym kuruluş- lanmn belli ellerde toplanraaya başlayacağı ve tekelleşme süreci- ne gireceğıne ilişkin kuşku ve kay- gılan "temelsiz" bulduğunu söy- leyen Maxwell, "Dnnya küçülü- yor. Haberleşme ve basııı-yayın fa- aliyetieri de dünya çapına yayüı- yor. Biz dünyadaki bu tür 10 ku- ramdan biriyiz. Hiçbir ülkede ye- rel çıkarlan zedelemedik. Girişi- mimiz rekabeti artürdı. Rekabet yaraıiıdır. Bir tekei söz konusu olmayacakttr" dedi. Radyo ve te- levizyon alanına da girmek istedi- ğini söyleyen Maxwell, bu konu- nun daha araştuılacağını belirt- mekle yetindi. "Hürriyet" gazetesiyle görüş- melerin hangi aşamaya geldiği hakkında bilgi vermemeye özen gösteren Maxwell, bir anlaşma sağlandıgı takdirde, tngiltere'deki teknik olanaklan Türkiye'ye de sağlayacağını kaydetti. Türk gaze- teciler için "Genlş eğitim olanaklan" sağlayacaklannı söy- leyen Maxwell, "Tiirkiye, insan malmnesi balanundan yokssl de- glklir. Deri teknoloji konnsanda yetersizdlr. Biz gerekli bilgiyi saglayacagız" dedi. — Neden Türkiye'de yabnma girişmeyi düşündaniu? MAXWELL— Çünkü Simavi ailesi tarafından davet edildim. Türkiye'yi her zaman aniadım ve takdir ettim. Çekoslovakya'dan kaçtığım zaman küçük bir çocuk- tum. Vapurla Istanbul Boğazı'n- dan gecmiştim. Dünyanın en gü- zel manzaralarından biri olarak hafızama kazılmıştı. Hâlâ da öy- le hatırhyorum. Haydarpaşa'dan Halep'e trenle gitmiştim. Oradan da Şam ve Beyrut üzerinden Fran- sa'ya. Dünya çapında bir haber- leşme şebekesi kuran bir kişi ola- rak Türk halkımn yeteneklerinin, bu gelişmeye katküda bulunacağı görüşündeyim. Şunu unutmamak gerek: Turkler yuzyıllarca tıp, bi- lim, matematik, sanat ve edebıyat- ta gayet yaratıcıydılar. Bu neden- le Türkiye'ye gitmenin, Türkiyei deki bu yeteneklerin de açığa çık- masına yardımcı olacağı görüşün- deyim. Türk yazar ve sanatçüara, sadece Türkiye'de degil, dünya ca- pındaki haberleşme şebekemiz içinde kendilerini gösterme olana- ğı tanıyacağız. — Bu çerçevede, radyo ve tele- vizyona da mı girmeyi düşâna- yorsunnz? 2 PATRON 2 PORTRE Maxwell ve Murdoch Haber Merkezi — tletişim dun- yasının iki büyük devi, Avustral- ya doğumlu ABD yurttaşı Rapert Murdoch ile Çekoslovak mültecisi tngiliz pasaportlu Robert Max- wcO, Baü Avrupa ve ABD'den sonra Doğu Bloku'nda rekabetle- rini sürdürürken, Türkiye basın pazannda da yatınm yapacakla- nnı açıkladılar. Ingütere'nin siyasi mizah der- gisi "Private Eye"ın taktığı isimle "Kaptan Bop" olarak tanınan Maxwell ile bir masal kahramam ayının adı olan "Rnpert" olarak bilinen Murdoch, aslında hem benzer hem de farklı niteliklere sahip iki basın patronu. Her ikisi de gazeteci kökenli ol- masma rağmen Murdoch, sahip olduğu yazılı basın organlannda genellikle muhafazakâr sağ görüş- ler savunuyor. Rupert Murdoch, Oxford Üniversitesi'nde okurken, "Kızıl Rupert" adıyla tanınır ve odasında Lenin'in bir büstü bu- lunurdu. Gazetecilik hayatına da "Sosyalist Ögrend" adlı ayük bir dergide başlamıştı. Murdoch'un babası, lngiltere Başbakanı Bay an Margaret Thatcher'ın 25 Nisan 1990 günü Çanakkale'de yaptığı acıklamada olduğu gibi "Anzak savaşını kamuoynna yanstmakta üstün başan göstennişti." Mur- doch, lngiltere'de, ABD'de ya da başka bir ülkede yeni bir gazete ya da bir televizyon/radyo istas- yonu satın aldığında, genellikle sendikalann muhalefetiyle karşı- laşmıştı. örneğin son olarak 1986 yılında tngiltere'de Times, Sun- day Times, Snn ve News of the World gazetelerinin Fleet Streef- teki matbaalann kapatılıp Wap- ping'deki bilgisayarlı modern ba- sunevine geçişi, boykot, hatta po- lis müdahalesine yol açmıştı. Murdoch'un sahip olduğu basm-yayuı kunıluşlannın tam sa- yısı kesin olarak bilinmiyor. Çün- kü iletişim dünyasında, gruplar arası birleşmeler ve ortaklıklar ne- deniyle, Murdoch'un satın aldığı ya da yüzde 50'den az hissesine sahip olduğu bir kuruluş başka bir grup tarafından satın alındığında mülkiyet hesaplan oldukça kar- maşık bir hale geliyor. Yine de uz- manlar, bugün Ingilizce konuşu- lan ülkelerdeki her 10 yayından en azından 4'ünün Murdoch'un kontrolü altında olduğunu belir- tiyorlar. Murdoch, yazılı basının yam sıra, radyo/televizyon, yayı- nevi ve sinema dünyasında da adı bilinen bir kişi. 59 yaşındaki "yurttaş Murdoch", sonuç olarak son derece başarılı bir işadamı. Çabuk düşünüyor, çabuk karar veriyor ve son derece çahşkan. Uçağı ile bir gün Londra'da, bir gün Sydney'de, ertesi gün New York'ta. Tek hobisi, Avustralya'- nın Canberra kentindeki çiftliğin- de koyun kırpmak. Rakibi Robert MaxweU'in, geç- mişi ve bugünkü siyasi eğilimi do- layısıyla yayın ve yöneticilik an- layışı farklı. Yoksul bir Çekoslo- vak göçmen ailesinin oğlu olarak önce kitap yayıncüığı yapan Max- well, tngjltere İşçi Partisi'nin ön- de gelen taraftarlanndan biri. Başta tngütere olmak üzere çeşitli Ülkelerde gazeteci sendikalarıyla Murdoch"a oranla çok daha olumlu ilişkileri var. Eşinin Fran- sız olmasının da katkısıyla Fran- sız Televizyonu Birinci Kanalı TFl'in de büyük ortaklanndan biri. Şişman, sevimli, hatta afa- can bir kişiligi var. O da en az Murdoch kadar enerjik ve çalış- DÖRT KTTADA YÜZLERCE GAZETE—Murdoch'un "News Inter- national Corporation PLC" kuruluşunun sahibi bulnndugu gazete, der- gi ve yayınevlerinden bazılanun toplu fotof rafı. kan. Ancak sahibi olduğu "Com- mnnkation Corporation", Mur- doch'un "News Corporation"ı kadar büyük çaplı olmadıği için MaxweD, Avustralya doğumlu ra- kibine oranla yöneticilik açısından daha merkeziyetçi. Murdoch'tan ayrılan önemli bir özelliği de bir- leşik Avrupa'nm hararetli bir ta- raftan olması. "The European" adlı haftalık Avrupa gazetesini yayımlaması bu eğUiminin en so- mut ifadesi. Maxwell, Oxford'da oturuyor. Bu kentin futbol kulübünün sahi- bi ve başkanı. Her sabah helikop- terine binip Londra'daki "Daily Mirror" grubunun ana binasına gidiyor. Helikopter dama konu- yor, Maxwell de 10. kattaki çalış- ma odasına gidiyor. Küçük ma- sası her zaman kitap ve dosyalarla dolu. Oda sade, ama zevkli dö- şenmiş. Sadece dört koltuk var. Odasınm bir duvannda kendisiyle ilgili yazüar ve karikatürler göze çarpıyor. Londra muhabirimiz Emil Edip Öymen, Maxwell ile dün bu büroda yaptığı görüşme- de, basın imparatoruna "Tiirki- ye'nin Avrupa'daki konumunu sordnğanda" şu yanıtı aldı: "Türkiye'ye, Bogadar'm bekcisi olmak dışında yeni bir amaç ge- rekiyor. Bence bu amaç, Ortado- ğu'da kaba bir banş saghuunasut- da Türkiye'nin, ABD, Mısır, ts- nul, Sandi Arabistan ve hatta kimbilir belki de Suriye arasında bir rol oynamasıdır. Türkiye'nin Müslüman olması böyle bir rol oynamasuu koiaylaşbnr." MAXWELL- Kesinlikle. Rad- yo, televizyon, sinema — Ama önce HiirriyetTe yap- mayı planladıguuz isbirUgi aak- landa bilgi verir misimz? MAXWELL— Bay Simavi ile bir ortaklık konusunda görüşme- lerimiz sürüyor. Kısa süre içinde Turk makamlanyla görüşmek üzere de Türkiye'yi ziyaret edece- ğim. Türkiye'de çalışma isteğimin ülke yaranna olduğunu anlataca- ğım. Biz davet edilmediğimiz ye- re gıtmeyiz. tngiltere'de sahip ol- duğum televizyon ve basın kuru- luşlarında genel yayın siyasetini ben saptanm. Ancak dünyanın di- ğer yerierinde sahibi olduğum ku- ruluşlarda genel yayın sorumlulu- ğu oradaki yöneticilere aitür. Ay- nca her gittigimiz yerde daima ya- salara uygun bicimde seçünuş hü- kümetleri destekleriz. — Genel yayın siyasetini Türk yöneticilerine bırakacagıntzı ve kanşmayacagınızı söylediğinize göre Hürrryet ile ihşkiniziB sade- ce menkvl bir kıymeti sabn al- maktan ibaret mi oldugunu söy- lüyorsunuz ? MAXWELlr- Hem menkul satın alımı söz konusu hem de onu geliştirmek ve ilerletmek, ye- ni gazetemiz "European"da Tür- kiye hakkında daha çok haber ya- yımlayacağız. Bunu Hürriyet'te- ki kadro sağlayacak. Aynı şekilde Hürriyet, örneğin Türkiye'nin Av- rupa'ya katılma şansımn ne du- rumda olduğu hakkında, Alman- ya'daki Türk işçilerinin durumu hakkında, Bulgaristan'da neler ol- duğu hakkında, Avrupa hakkın- da daha çok haber yayımlayacak. — Bu cizdiginiz çerçeve bir ba- kıma sizin saptadıfınız bir genel yayın siyaseti sayıbnaz mı? Neler yanhw«k, neden yazüacak ve ne kadar yazılacak? MAXWELIr- Türklere Avru- pa Ue daha iyi bir ilişki kurma fır- satını vermek genel yayın siyase- tine ilişkin bir karardır. Ama ben, genel yayın yonetmenine şunu yaz, bunu yazma diyecek değilim. — Türkiye'de radyo ve televiz- yon şebekesi knrma koansnndaki beUentOerinJz nedir? MAXWELL- Bu konuyla flgi- liyiz, ancak bu alanda calışan ki- şilerle, durumu yerinde görmeden bir şey söyieyemem. Elimde Olsnn- h bir değnek yok. — Rupert Murdoch da Türki- ye'de yatınm konnsunda Cumhur- başkanı özal Ue görüştü. Biraz önce sözünü ettiginiz Turk n ı - kamlan ile siz de Cumhurbaşka- nı özal'ı mı kastediyonunz? MAXWELL- Evet, elbette eğeı beni kabul ederse. — Görüşme ne zaman olacak? MAXWELL- Birkaç gün için- de. — Mnrdoch De Maxwdl arasın- da on yıllardır süren rekabetin şimdi Türkiye'ye de taşınacak ol- rnasım nasd karşıhyorsanuz? MAXWELL- Bay Murdoch ve Bay Maxwell, dünya çapında- dır. Türkiye demokratik bir ulke- dir. Bay Murdoch başka gazeteleri satın almak isterse, bize göre so- run yok. — Tarkiye'de basuun beH efler- de topUnmaya başlamaa nedenry- le bir tekelleşmeye dogru gidildi- gi hakkında endişe ve kaygı dnyu- luyor. Sizin guişimiaiz karşısında da bn endişe dile getirildi. MAXWELb- Bunu anhvoruz ve bu endişeye saygüıyız. Ancak endişe temelsizdir. Benzer düşün- celer tngiltere'de, Almanya'da da diğer yerlerde de var. Ancak dün- ya giderek küçülüyor. Haberleşme ve basın-yayın faaliyetleri de dün- ya çapına yayüıyor. Biz, dünyada- ki bu tur 10 kurumdan biriyiz. Murdoch da öyle. Şimdiye kadar gittigimiz hiçbir ülkede yerel çı- karlan zedelemedik. Gidişimiz re- kabeti artürdı. Rekabet de yarar- lıdır. Şuna güvence verebüirim: Bir tekel söz konusu olmayacak- tır. Sonra, Asil Nadir gibi bir baş- ka patron var, diğer Simavi'den gazete sabn aldı. Sonra parlamen- to var. Ortada bir tekel tehdidi ol- duğu takdirde buna gerekli yasal müdahaleyi yapacak merci orası. Bizim Türkiye'ye gidişimiz de- mokrasiyi ve çogukulugu güclen- direcektir. — TSrktjt^rt Dogn Avrmpa'ya yöndruginiz girifimler, oradaki yeni yabnmlarnnz çerçevesmde mi göriyonnnnz? MAXWELL- Bulgaristan'da basın-yayın kuruluşlarıyla yakın- dan ilgüiyiz. Yugoslavya hüküme- tinden de federal bir televizyon şe- bekesi kurmak için davet aldık. Yunanistan'da Koskotas'tan kalar işletmeleri almaya davet edildil Ama kabul etmedik. Yunanistan- da da incelemeler yapıyoruz. Bu çerçevede Balkanlar'da ve Türki- ye'de geniş faaliyetimiz olacak. — Türkrye'de öttgördnginlı tnrden bir basın f aaHyeti lci» ge- rekM İnsan mabecmesi hakkında ne döşiuıMyorMimz? MAXWELL- Geniş ölcüde eğitim sağlayacağız. Türkiye, in- san malzemesi bakımından degil, ileri teknoloji konusunda yetersiz- dir. Biz gerekli bilgiyi sağlayaca- ğız, becerileri gdiştireceğiz, eğitim vereceğiz. Berlitz Dil Okullan bi- zim. Bunlardan dil eğitinünde ya- rarlanacağız. Türk gazetecflerie iş- birliğini heyecanla bekliyoruz. Bu- nu temkinli bir şekilde, iüdalle ya- pacağız. Birkaç gün içindeki ziya- retimin, taraflan memnun edecek türden bir anlaşmaya zemin haar- layacağını umuyorum. — Türkiye'de yaunmı diişönen bir Avrapah olarak deften dnn- ya koşullannda Tirkrye'Bİn yeri- ni nasıl göniyorsannz? MAXWELL- Gorbaçov, 70 yü süren komünizmin tamamen iflas ettiğini söylüyor. Komünizme Turkler kadar güclü bir şekilde karşı çıkan başka ulus olmamış- tır. Kore savaşlannda Türk asker- lerinin kahramanlıklarmı hatırh- yorum. Ancak şimdi soğuk savaş sona erdi. Sovyetler Birliği'ne ar- tık düşman gözü ile bakılmıyor. Türkiye'ye yeni bir amaç gereklL Boğazlann bekçisi olmak dışında- Bence amaç, Ortadoğu'da kalıcı bir banş sağlanmasında Türkiye, ABD, Mısır, tsrail, Suudi Arabis- tan ve hatta kim bilir belki Suri- ye arasında rol oynayabilir. Türki- ye'nin Müslüman bir ülke olması da Müslüman ülkeler arasında böyle bir rol oynamasını kolaylaş- tınr. Bir diğer nokta da şu: Al- manya'daki Türk işçi topluluğu ekonomide etkili. Gelecek yüzyd- da bu topluluk aynı zamanda si-* yasal bakımdan da etkili olmaya aday. Tıpkı Amerika'daki Yahudi- ler gibi Ahnanyâ'daki Türk işçileri de güç kazanacaktu. Bu da Türki- ye'ye, Avrupa işlerinde gayet güç- lü bir rol yükleyecek. O tarihe ka- dar Türkiye'nin Avrupa Toplulu- ğu'na üye alınmış olması da gere- kir. Türkiye, bir zamanlar Orta- doğu'da güçlüydü. Türkiye'nin bunu yeniden sağlaması için fır- sat doğmuştur. Türkiye böylece Avrupa'da da Ortadoğu'da da güçlü olacaktır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle