29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 TEMMUZ 1990 * * * • CUMHURİYET/17 Iforgun prenses — Galler Prensesi Diana, bu sıralarda çok yoğun. Siirekli çeşidi kuruluslan ziyaret eden prenses, dün de Londra'daki Mike Heaffey Spor ve Rehabilitasyon Merkezi'nfziyaret etti. Gerisi sırtsmda elektrikli birtekerlekli sandalyeye oturan prenses, belki de ömriınde ilk kez yüniyememenin nasıl bir şey oldugunu tatü. (Fotograf: Reuter) Gaziantep'te otel kavgası GAZİANTEP (AA) — Gazian- tep Büyükşehir Belediye Meclis toplantısı sonrasında çıkan kavga- da bir kişi yaralandı, 4'ü meclis üyesi 6 kişi gözaitına alındı. Gaziantep'te yapımı planlanan beş yüdızlı otel konusu meclis top- lanüsında gündeme alınarak üze- rinde çeşitli konuşmalar yapıldı. Bu arada bir komısyon oluşturu- larak otel hakkında araştırma ya- püması için önerge verildi. Büyük- şehir Belediye Başkanı Celal Do- ğan, önergeyi okumadan günde- me alamayacağını, ancak yarınki toplantıda ele ahnabilecegini söy- ledi. Güvenlik kuvvetlerinin olay ye- rine gelmesinden sonra kavga ya- tışırken büyükşehir belediye mec- lisi üyelerinden Neda Dalak, Hay- ri Girişken, Faruk Balık ve Tekin Aytekin ile partili Hüseyin ve Mustafa Maho gözaitına ahndı. Madalya uzmanı James Hammond işjjjjn başında. tngiliz memur Ronald McKinley'in salı günii Londra'daki mezatta satışa sunduğu ma- dalyalan inceliyor. İngiliz memur. madahalann satışından ka- zanacagı paralarla tngiltere Başbakanı Margaret Thalcher'ın uy- gulamaya soktugu ve biiyiik gurultüler koparan kelle vergisini ödeyecek. McKinley'yeABD'devaşayan bir İngiliz 6380 sterlin ödedi. (Fotoğraf: AP) Havuz inşasında yılan hikâyesi ISPARTA (Cumbariyet) — 15. yıhnı dolduran Isparta Kapalı Yüzme Havuzu inşaatı, 200 mil- yon lira harcanmasına rağmen ta- mamlanamadı. Davraz mahalle- sinde yaptırıi<m olimpik yüzme havuzu, 1976 yıünda 9 milyon 750 bin lira keşif bedeli ile 1978 yılın- da bitirilmek üzere ihale edildi. Bu parayla tamamlanamayacağı ge- rekçesiyle, 1979 yılında ikinci kez ihaleye çıkanldı. 1981 yılında bit- ti samlarak programdan çıkanlan havuz inşaatı, 1983 yılında yeni- den programa alındı. 1985 yüına kadar ödeneksizlik nedeniyle de- vam etmeyen inşaat için bugüne kadar 200 milyon lira harcandı. 1989'da cezalı olarak çalıştırılan müteahhit de inşaatı bitiremedi ve çalışmalar tasfîye ediliyor. Yüksek ve kuru — Hollanda'nın Noordwijk kasabasında düzenlenen Diinya Direk Üstünde Olurma Şarapiyonası'nın ikinci güniinde yanşmacılar, direklerinin ustıinde oturmaya devam ediyorlar. Su yüzeyinden yaklaşık dört metre yüksekte oturan yarışmaeılar, iki gündur direk üstünde olmaianna karşın gayet mutlu görunüyorlar. Salı giinü başlayan yarışma, pazar giinü sona erecek. HABERLEREN DEVAMI Barış, Ortadoğu'ya Bir Türlü Uğramıyor (Baştarafı 1. Sayfada) Irak'ın suçlamasının öteki boyutu ise sa- dece Kuveyt'i ilgilendinyor. Bağdat, Kuveyt'- ın Irak'a aıt topraklarda petrol kuyuları aça- rak Irak'ın 2.4 mılyar dolarlık petrolünü çal- dığını iddia ediyor. Irak böylece, Kuveyt'le arasındaki eski toprak anlaşmazlığını yine gündeme getırmış oluyor. Bilindiği gibi Irak, Osmanlı Impara- torluğu'nun yıkılmasından sonra bölgede in- gılızler tarafından Kuveyt'in özerk bir birım olarak kurulmasını hiçbir zaman içine sındi- rememiş, o toprakların Irak'ın parçası oldu- ğunu savunmuştur. Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin son çıkışıyla, petrol fiyatlarıyla birlikte, Kuveyt'- le arasındaki tarihsel anlaşmazlığı da gün- deme getirmiştir. Bunalım, Ortadoğu'da dengelerın ne ka- dar çabuk değişebileceğini göstermesi açı- sından ilginçtir. Petrol fiyatları konusunda Irak'ın sekiz yıl savaştığı Iran ve Saddam Hüseyin'den hiç hoşlanmayan Suudi Arabistan, Bağdat'ın ya- nın'da yer ahyorlar. Böylece birbirinden nef- ret eden üç ülke, Kuveyt ve Bırleşik Arap Emirlikleri'ne karşı ittifak kurmuş du- rumdalar. Körfez savaşı sırasında İran'a karşı Irak'ı destekleyen ve bu ülkeye büyük ekonomik yardım yapan Kuveyt ile Birleşik Arap Emir- liklerı ise bugün Irak'ın baş düşmanları ara- sında yer ahyorlar. Araplar arasında ortak bir cephe kurma- ya çabalayan Mısır, bunalımın hafifletilmesi için yoğun çaba harcıyor. Körfez'de patlak veren bu son bunalım, Ortadoğu'da zeminin ne denli kaygan oldu- ğunu bir kez daha gözler önüne sergiliyor. Dengelerın değişkenliği ve bu değişken- lığın hızı ve oynaklığı üzerinde ülkemiz açı- sından bir kez daha özenle durulmalıdır. Türkiye'nin Arap dünyasına dönük tek bo- yutlu bir politikası olamayacağı açıktır. Kav- galara, anlaşmazlıklara taraf olmaksızın, çok boyutlu, fazla afafrolmayan, temkinli bir po- litikanın sürdürülmesi ve tek tek tüm Arap ülkelerıyle ikili ilişkilerin geliştirilmesi, Türki- ye'nin çıkarlarına uygun düşer. Bunun gibi Türkiye, bölgenın Arap olma- yan iki ülkesi Iran ve İsrail'le de ilişkilehni ge- liştirmek durumundadır. Bu ilişkilerin tam an- lamıyla normalleşmesinı nelerin engellediğı de bir sır değildir. Özellikle israil'deki Likud yönetiminin barış sürecini sürekli torpilleyen bağnaz tutumu, Ankara'nın ileri bir adım at- masını önlemektedir. Keşke barış, Avrupa'dan sonra Ortadoğu'- ya da uğrayabilse... IZMIR'den HİKMET ÇETİNKAYA CUNEYT ARCAYUREK yazıyor Kontenjanlar hâlâ açık (Baştarafı 1. Sayfada) — Acaba Magic Box, Türk ge- lenek ve göreneklerine aykırı ya- yın yapar mı? Magic Box'a karşı tepki salt SHP ve DYP'den gelmiyordu ar- tık. ANAP'ın tarikatçı kanadı ör- gütlerin tepkisini de ortaya atıyor, Magic Box'ın ne denli tehlikeli oldugunu anlatmaya çalışıyordu. İlk uyarı Konya il örgütünden Devlet Bakanı Mehrnet Keçeci- ler'e geldi. Maçlar Magic Box'tan naklen verilecekti. Ama asıl olan maçlar değil, "cıbıl kanlar"ın ek- rana çıkmasıydı. Hemen önüne gecilmesi istendi. "öyle ya" diyordu karşımızdaki ANAP'lı. Sonra terlemiş alnını si- liyor ve ekliyordu: — Kahvelerde bile seyredile- cek bu televizyon Maç bahane. Şarkıcı gâvur kanlar çıkacak, on- lar da izlenecek. Ramazan mü- barek günde, sabah akşam kah- velerde yani, gençler filan, anla- tabiliyor muyum... Pekâlâ anlatabiliyordu. Üstelik ANAP'ın iki yüzünü de sergiliyor- du. Birinci yüz çağdaş, gerçek- çi. İkinci yüz kaderci, her zaman takdiri ilahiye inanan. 1987 yılıydı sanırım. Çeşme Al- tınyunus tesislerinden ellerinde tenis raketlerıyle çıkıyordu Kaya Erdem, Işın Çelebi; üzerlerinde bembeyaz tenis gıysileri, ayakla- Anımsayacaksınız İmren Ha- rında ithal spor ayakkabılar var- nım ile eski Urfa, yeni Denizli va- dı. Tam Altınyunus'un kapısına lisi Alpaslan Karacan arasında gelmişlerdi. İleride bereli. çem- çıkan "laiklik konusundaki" tar- ber sakallı, tespihli bir başka tışmayı Vali Karacan'ın Denizli gi- ANAP'lı grup o dönemin Beledi- Burhan Özfatura'yıye Başkan bekliyorlardı. Sadece uzaktan baktılar Erdem ve Çetebi'ye. On- lar yanlarından geçerken de "tövbe, tövbe" deyip arkalarını döndüler Magic Box'a ANAP içinde yük- selen tepki ve son olaylar ilginç görüntüleri de beraberinde geti- riyor. Liberal kanadın partiden arındırılması yolunda kimi işaret- leri de yansıtıyor. Çimento fabrikaları Fransızla- ra, ulusal gazeteler İngiliz pasa- portu taşıyan işadamlarına satı- lırken tepkisiz kalan kesim, Ma- gic Box olayıyla atağa geçiyor: — Gelenek ve göreneklerimi- ze ters düşer... Ne denir böyle bir açıklamaya? Hayret bi şey! Bugün ANAP'lı bakanlar ara- sında bir huzursuzluğun olduğu kesin. Çünkü ANAP içindeki ta- rikatlar bir hayli yol aldılar. güç- leri biliniyor. Her istekleri anında yerine getiriliyor. İmren Aykut, Işın Çelebi, Kâm- ran İnan, Ali Bozer, Cengiz Altın- kaya istenmeyen bakanlar arasında. bi hem sanayileşmiş hem de ta- rikatların en güçlü olduğu ile atanmasını liberal bakanlar önle- yebildi mi? Magic Box'ın kurucuları ara- sında Ahmet Özal da var. ANAP'ı destekleyen tek gazetenin dün- kü başlığı şöyleydi: — Magic Box hukuk dışı... inönü, Demirel ve Baykal, kaç aydır Magic Box'ın anayasaya aykırı oldugunu söylemişlerdi. Magic Box kurulma aşaması- na geldiği zaman, onlar bunun korsan televizyon oldugunu da saylamışlardı. İnönü önceki gün diyor ki: — Magic Box, seçim döne- minde ANAP'ın borazanı olacak- tır... Mehmet Keçeciler diyor ki: — Magic Box da olsa, zararlı yayınları engelleriz... Yaşanan olay Magic Box'ın anayasa, hukuka aykırılığı değil; Atatürkçü, laik, çağdaş, demok- ratik, bağımsız Türkiye Cumhu- riyeti'ne karşı şeriat özlemcileri- nin takındığı tavırdır... Galiba biz bunun ayrımında değiliz... Hıbtr Merkezi — Sınavla öğ- renci alan özel okullarda kayıtla- nn sona ermesine karşın konten- janlann büyük bir bölümü dol- madı. Amerikan Robert Lisesi, Izmir Amerikan Lisesi ve Tarsus Amerikan Lisesi açıkladıkiarı kontenjanlan doldururken özel Kadıköy Lisesi tek bir öğrenci kaydı bile yapamadı. lstanbul Özel Okullar Demeği Başkanı Dündar Uçar, yeni sistem nede- niyle sınavla öğrenci alan özel okulların büyük bir tıkanma ya- şadıklanru dile getirerek, "Veli, pnanı yettiği her oknla çocuğanu yerleştirdi. Sistem kilillendi" de- di. tzmir Özel Okullar Derneği Başkanı Necdet Doğanata ise sı- navla öğrenci alan okullarda for- malite güclükleri yaşandığuıı, bu- na karşın sınavsız okullarda ka- -tlann iyi gittiğini söyiedi. Sınavla öğrenci alan özel okul- larda 14 temmuz günii başlayan kayıt döneminin bitmesine karşın kontenjanlar dolmadı. Sönük ge- çen kayıt döneminde özel Kadı- köy Lisesi hiçbir öğrenci kaydı ya- pamazken Kalamış Lisesi 1, Bil- fen Lisesi ve Italyan Lisesi 3'er öğrenci kaydı gerçekleştirdiler. Buna karşuı Amerikan Robert Li- sesi 55, Izmir Amerikan Lisesi 144, Tarsus Amerikan Lisesi 120 olarak belirledikleri kontenjanla- rım doldurdular. özel okul fiyat- larının son yıllarda astronomik rakamlara dayanmasuun ardın- dan velilerin çok dikkatli okul seç- tiklerini dile getiren okul yöneti- cileri, "Velide, büyük bir karar- sızhk yasanıyor. Veli ne yapaea- gını bümedigi için bekliyor. Biz de bekliyonız" diye konuştular. îstanbul Özel Okullar Derneği Başkanı Dündar Uçar, yerleştir- me sisteminde adil bir değerlen- dirme olması için çalıştıklarını, yüksek puan alan öğrencinin iste- diği okula girmesini amaçladıkla- rını belirterek, "Ancak hayatın gerçeklerini yakalayamamışız. Pek çok veli ynzünden oknl liste- leri nkandı. Sistem çalısmadı" dedi. Cumhuriyet Izmir Bürosu'nun haberine göre lzmir'de de aynı durum yasanıyor. Sınavla öğren- ci alma yerine öğrencilerin terci- hini göz önünde tutmak gerekti- ğini belirten îzmir özel Okullar Derneği Başkanı Necdet Doğana- ta, formalitelerin öğrenciyi ve ve- liyi sıktığıru söyiedi. Sınavsız öğ- renci alan özel okullarda duru- mun iyi gittiğini de belirten Do- ğanata, "Sınavla öğrenci alanla- nn çogunlugu kendilerine taiebin fazla olacagını düsünerek böyle bir yaklaşımda bnlundular. An- cak bu olmadı. Zoriandılar. Sı- narla ögrenci almaktansa tercibe bırakmak ve öğrencinin okulunu seçmesini sağlamak bizce daha iyi olacak" diye konuştu. Anadolu liselerinin kayıt takvi- mi şöyle: 30 temmuz, Anadolu liselerin- dc asıl Hste kayıtlannıfl son gimü. 1 agustos, Anadolu liseleri açık kontenjan ilanı. 1-4 agustos, 1. yedek kayıt. 6 agustos açık kontenjan Uanı. 6-9 agustos? 2. yedek kayıt. 13-14-15 agustos, kontenjanı dolmamıs Anadolu liselerinin ön kayıt sistemiyle başvunı kabulü. 16 agustos Anadolu liselerinde ön kayıtlann puan sırasına göre kesin kayıtlan. 17-18 agustos, özel okullarda kesin kayıt dönemi. 19 agustos kontenjanı açık olan özel okullarda 2. ön kayıt dönemi. Pasaport kaldırılıyor (Baştarafı 1. Sayfada) mutabakat metninde, Türkiye'nin, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Kıbrıs Türk halkının açık onay ve rızasma dayanan te- şebbüsleri desteklemeye devam edeceği bildirildi. öııümüzdeki yıllann KKTC'de "yeni atılım ve yüksek refah dönemi" olacağınm ifade edildi- ği mutabakat metninde, "Taraflar, 13 eylül, kaydını yaptırdığı bir j C ile KKTC arasında pasaport okuldan bir başkasına geçmek is- uygulamasının kaldınlması husu- teyen öğrencilerin kayıt geçiş gü- s u n d a karşılıklı niyet beyanında nü (özel okullar için). bulunmuşlardır" denildi. 20-24 agustos, ön kayıdara gö- re kesin kayıt dönemi. 27 agustos, kotttenjanım doldu- ramayan özel okullarda kayıt gü- nii. 14 eyliil, özel oknl kayıtlannın son günii. 17 Eyiül, 1990-91 ögreüm yılı. Bağışa veli tepkisi Haber Merkezi — Anadolu li- selerine kayıılar devam ederken parasız olarak eğititn veren bu okullarda kayıt sırasında bağış is- tenmesi velilerin tepkilerine yol açtı. Bu arada özel okullarda 14 temmuzda başlayan kayıtlarda birçok okulun kontenjamrun dol- madığı ve hiç kayıt yapılmayan okulların da bulunduğu bildirildi. Anadolu liselerinde, velilerden okul-aile birh'ğine yardım adı al- tında para toplanması ve paranın tamamını ödeyemeyenlere senet imzalatılması velileri güç durum- da bıraktı. Okullara kayıt yaptırmaya ge- lenler çocuklannın kayıtlarırun yapılmayacağı korkusuyla bu pa- rayı ödediklerini söylerlerken ba- zıları da zorunlu olmaması koşu- luyla herkesin okullara yardımda bulunmasının normal oldugunu söylediler. Kayıt yaptırmak için okullarda sıra beklerken görüştüğümüz ve- liler şunlan söyiedi: Tomris Unanj (Ev hanıtnı): Ço- cuğumuz Ana- dolu lisesini ka-l zanmasaydı özell okulu düşünebi- lirdik. Ama ka-' zandığı için özel okulları düşünmedik. Zaten özel okullann kayıtlannda korkunç bir karmaşa yasandı. Sistem tam bir fiyaskoyla sonuçlandı. Anne, ba- ba ve çocuklar perişan oldu. Ba- ğış konusunda ise zorlama olma- mak kaydıyla herkesin okullara bir katkıda bulunması gerektiği- ne inanıyorum. Fatih Ayanoglu| (Kimya yiiksei mühendisi): Iz- mit'te oturuyo-l ruz. tstanbul'daki Anadolu liseleril daha iyi olduğu için tercihlerimiz tstanbul'daki okullar oldu. Ana- dolu liseleri sınavında başanlı ola- mazsa diye özel okula kaydedebil- mek için özel okul iralihanlarına BURSA HİPODROMLPNDAN FJKRETDAĞUOĞW Altulşah-Uğur 56 mücadelesi da soktuk. Fakat Anadolu lisele- rini kazanıp da kolejlere gidip 15-20 milyon verenlere üzülüyo- rum. Bağış konusunda ise bize 'gönlünüzden ne koparsa' dendi. Belli bir miktar söylenmedi. Fatma Koç (öğretmenj: Maddi sorunlar yüzünden ve özel okullar pahalı ol- duğu için Anado- lu liselerini tercih ettik. Çocuğum özel okul imtihanlarına da girdi. Fakat kayıt yaptırmadık. Burada da 1 milyon TL. bağış istediler. Yanımda yoktu, ileride ödenmek üzere senet imzalattılar. Tnncay Aykut (Emekli memur): Çocuğumu hem özel okul hem de Anadolu liselerinin imtihanlarına soktum. özel okullarda da puanı iyiydi. Fakat Anadolu lisesini de kazanınca buraya kayıt yaptırdık. özel okullarda bu sene çok dü- şüncesizce bir sistem uygulandı. Her okulda asil listede olanlar hep aynı kişiler. Hidayet Baca (Makine mühen- disi): Özel okul imtihanlanna sa- dece deneme açısından soktuk. öncelikle Anadolu liselerini düşü- nüyorduk. Bunun sebebi ise sade- ce maddi imkânlar. 1. AYAK: Son yanşı başanlı olan Şenay'ı başta tutuyoruz. Çarşamba sabahı yapmış olduğu 400/30, 200/15 R sprintinde göz dolduran Enter, rakibi olur. Adanagüzeli ve Toruntay'ı sürp- rizde öneririm. 2. AYAK: Form durumu iyi olan ve Ne Halo yanşın en şans- lı atıdır. Son yarışını beğenmedi- ğimiz, ancak bu rakiplerinden üstün olan Vivaldi daha sonra lüşünülebilir. Handan ve Dila- ..'am sürpriz yapabilir. 3. AYAK: Istanbul'dan hazır giden Kırarat bu rakiplerini ge- çecek güçtedir. Bursa'da çok ya- nşı çok iyi olan Ihsan Harun ve Altuğbey güçlü rakipleridir. Mi- ray l'i sürprizde tutuyoruz. 4. AYAK: tstikrarsız atların bir araya toplandığı bu koşuda rakiplerinden kaliteli olan Gol- den God, yanşın en şanslı ismi- dir. Geçen hafta çok iyi bir ya- nş çıkaran Achtung sert rakibi- dir. Atom ve Bahir'i sürprizde öneririm. 5. AYAK: Form durumu iyi olan Aslı'yı başta tutuyoruz. Ra- kibi sırasıyla Eray, Atılgan, Za- feryıldızı ve Çetifla'dır. 6. AYAK: Son kazandığı ya- nşı çok güzel olan Alrulşah ve bu yarışında çok iyi koşacağını tah- min ettiğimiz Ûğur 56 söz sahi- bidir. Rakip olarak Kurtoğlu ve Turbatur'u öneririm. TRAFİK OTORİTELERİN GÖRÜŞLERİ F. Dağlıoğlu K. Akyer 0. özsu N. Yılmaz 5-3-8-2 2-3-5-8 5-8-11 2-5-8 3-1-7 1-3-4-7 7-5-3-1 1-4-5 3-4 3-6-4 3 4-6-3 4 5 3-5-9-1 1 3-11 11 3 11-7 3 1-3 1-3 3 TT ' M tfı II ı 'M TAHMİNLER 1. KOŞU:F:DemirLady(l) 2. KOŞU: F: Şenay (2), PP: Enter (8), P: Adanagüzeli (5), S: Toruntay (3). 3. KOŞU: F: Ne Halo (1), PP: Vivaldi (3), P: Handan (4), S: Di- lara (7). 4. KOŞU: F: Kırarat (3), PP: Ihsanharun (6), P: Altuğbey (4). S: Miray (1). 5. KOŞU: F: Golden God (5), PP: Achtung (4), P: Atom (1), S: Bahir (3). 6. KOŞU: F: Ash 3 (1), PP: Eray (3), PP: Atılgan (6), P: Za- feryıldızı (11), S: Çetilla (7). 7. KOŞU: F: Altulşah (1), PP: Uğur 56 (3), P: Kurtoğlu (6), S: Turbatur (2). [53 5 ayda 2 bin 991 ölü ANKARA (AA) — 'Trafik canavan' bütün hızıyla can alma- ya devam ederken, bu yılın ilk 5 aylık döneminde 41 bin 991 tra- fik kazasının meydana geldigi ve bu kazalarda 2 bin 136 kişinin öl- düğü, 29 bin 431 kişinin de yara- landığı belirlendi. 5 aylık dönem- de trafiğe 172 bin yeni araç ve 263 bin yeni surücu katıldı. Geçen yılın aynı dönemıne gö- re bu yılın ilk 5 aylık döneminde meydana gelen trafik kazalannda yüzde 8.72, bu kazalarda yarala- nanların sayısında da yüzde 8.75 artış oldu. Ölenlerin sayısında ise yuzde 10.85 düşüş kaydedildi. Ge- çen yılın ilk 5 aylık döneminde 2 bin 396 kişinin öldüğü, 27 bin 62 kişinin yaralandıgı 38 bin 621 tra- fik kazasına karşılık, bu yılın ilk 5 aylık döneminde 41 bin 991 tra- fik kazasında 2 bin 136 kişi oldü, 29 bin 431 kişi de yaralandı. Metinde iki ülke arasında eko- nomik işbirliği protokolünün iş- levini tamamladığı belirtiliyor. KKTC hükümeti tarafından baş- latılacak sektörel master planlama çahsmalanna, Türkiye'nin teknik bilgi, uzman personel ve mali des- tek sağlayacağı kaydediliyor. özel sektörün her iki ülkede ya- tınm yapmalarımn ve ortaklık kurmalannın teşvik edileceğinin belirüldiği mutabakat metnine gö- re KKTC'nin kamu fınansman imkânlannın geliştirilip güçlendi- rilmesi ve sağhklı bütçe kaynak- larına kavuşturulması için gerek- li onlemler alınacak. Metinde ayrıca şu ifadeler yer aldı: "KKTC'nin ve müli davanın dünya kamuoyuna daha iyi anla- ülması için iki ülkenin müştereken kararlaştıracağı ve katkıda bulu- nacağı bir tanıdm programı uygu- lamaya konulacaktır. KKTC'nin standardizasyon, ka- lite, verimlilik ölçme, islatistik ve planlama hizmeüerinin geliştiril- mesi için alacagı tedbirlere TC proje vardımı sağlayacaktır." "Mutabakat metni"nin imza- lanmasından sonra konuşan Baş- bakan Akbulut, amaçlannın Kıb- rıs'ta yaşayan Türk halkının, Rumlarla eşit siyasi haklara sahip kıhnması, adada barışın sağlan- masına yönelik çahşmalann yürii- tülmesi ve desteklenmesi oldugu- nu bildirdi. Eroğlu da imzaladık- ları belgenin siyasi ve ekonomik yönleri bulunduğunu kaydederek belgeyle Türkiye hükümetinin Kıbns sorununun çözümünde da- ima yanlarmda olduğunun ve ola- cağının açık ve net bir şekilde or- taya konduğunu söyiedi. Başbakan Yıldınm Akbulut'un resmi konuğu olarak Turkiye"ye dört gunlük bir ziyarette bulunan KKTC Başbakanı Derviş Eroglu, Ankara'daki temaslanm dün ta- mamladı. Eroğlu gerek hükümet gerekse muhalefet temsilcileri ile yapüğı göriişmelerde "kritik" bir dönemden geçmekte olan Kıbrıs sorunu konusunda Türkiye'nin "tam destegini" aldı. Cumhurbaşkaru Özal, dün ak- şam Eroğlu'nu kabul ederken Türkiye'nin adada banşın sağlan- ması için çok çaba harcadığını be- lirterek şöyle konuştu: "Hatta, bttgün oradaki mevcut silahlı kuvvetlerimizin tek gayesi de adadaki sulhun idamesidir. Ni- tekim son 16 senedir adada ber- hangi bir hadise olmamıştır. Ol- mamasının da teminatı oradaki Türk Silahlı Kuvvetieri'dir." Kıbrıs sorununun bir çözüme kavuştuğu zaman da bu guvence- nin öneminin unutulmaması ge- rektiğini söyleyen Özal, "tki top- lumun bir arada nasıl yaşayacak- lannın da çok iyi incelenmesinde fayda vardır" dedi. özal, bölge- de federasyonun kurulması konu- sunda çok dikkatli olunması ge- rektiğini söyleyerek, "Hiçbir şey- de acele edilmemelidir" diye ko- nuştu. KKTC Başbakanı Eroğlu, DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel ve SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal'la da birer görüşme yap- tı. Süleyman Demirel, Eroğlu Ue görüşmesi sırasında Kıbns Türk halkının "self-determinasyon" (kendi kaderini tayin etme) hak- kına sahip oldugunu vurgulaya- rak, "AT'nin Dublin toplantısı sonrasında çıkanlan tebliği ve Rum kesiminin ATye başvurusu bizi rahatsız^tmiştir. Ama KKTC bunlann hepsini aşar. KKTC'nin demokrasi konusunda Güney Kıbns'tan aşağı kalraaması gere- kir. Demokrasi her yerde bir nu- maralı anahtar, dünyada saygın- Iık için baş şart haline gelmiştir" diye konuştu. Türkiye'de siyasi partilerin Kıb- ns sorunu konusunda "tek sesle hitap etmelerini" kendilerini •umutlu kıldığını söyleyen Eroğlu ise DYP Genel Başkanı'nı KKTC'ye davet etti. Demirel de daveti "memnuniyetle" kabul et- tiğini bildirdi. SHP Genel Sekreteri Deniz Baykal da Eroğlu ile yaptığı gö- rüşmede, Yunanistan'uı, Kıbns so- rununun Türkiye ile "ikili meseleler" çerçevesinde ele alın- masını istemesini benimsemedik- lerini söyiedi. "Kıbrıs sorunu Türkiye ile Yunanistan'ın sorunu değildir" diye konuşan Baykal, Türkiye'nin AT ile ilişkilerinin ge- liştirilmesine bu konunun bir ön koşul olarak gösterildiğine işaret ederek şunlan söyiedi: "Bu, baskı diplomasisidir. Bu, 19. yttzyilda uygulanan bir diplo- matik yöntemin yeni aktörler ta- rafından 20. yüzyılda yiiriitülmek istenmesidir. Kıbrıs'ta iki ayn bal- kın bir arada yaşaması Ziirih An- laşması'yla denenmiş, ancak bu işlemeraistir. Kıbrıs'ta artık Rum ve Türk olmak üzere iki ayn hal- kın vartığı kabul edilmelidir. tki ayn toplum, iki ayn bölge ve iki eşit halk bir arayn gelecekür, bir siyasi çözıim olusturacaknr. Bu si- yasi çözümün işlemesi de Türki- ye'nin etkin güvencesinde olacak- ür." Denktaş'ın sözleri Öte yandan KKTC Cumhur- başkanı Rauf Denktaş, dün An- kara'da TC Başbakanı Yıldınm Akbulut ve KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu arasında yapılan görüşmelerde sağhklı bir değer- lendirmenin yapıldığuu belirterek, "Tespit edilen ve mutabık kahnan hususlar, içinde bulundugumuz durum itibanyla gayet isabetlidir ve banş çabalanm da gözeten ce- saretli bir girisimdir" dedi. TC ve KKTC başbakanları ara- sında her alanda işbirliğini öngö- ren belgenin imzalanmasından sonra bir açıklama yapan Denk- taş, "Yeni bir adım atılmış ve Rumlann tüm bansçı girişimleri hiçe sayarak atmış olduklan adı- ma cevap verecek durumda oldu- gumuz en iyi şekilde ortaya konulmuştur" dedi. (Baştarafı 1. Sayfada) ye dönüştürüyor. Arada Magic Box'ın anayasal kurallan çiğneyip çiğnemediği güme gidiyor. Deneme yayımları yapan Ma- gic Box, karşı kampta buluşmalan önlemek için siyasal parti liderle- rini dolaşmaya başladı. Önceki gün DYP lideri Demirel'le, kame- ralı, muhabirli bir görüşme yap- mış. Demirel'in söyledigine göre bu görüşme sırasında basından kimse yokmuş. Ama dünkü gaze- telerde Demirel'in Magic Box'a yeşil ışıkyaktığını ifade eden söz- leri yer alıyordu. Demek ki bir'kaynak' kendi işi- ne yarayacak bölümleri basına 'sızdırmış'. Demirel'in yansıyan irdelemelerini okuduktan sonra hayret etmemek elde değildi. DYPIideri "Bu radyc-TVtekeline karşı atılmış bir adımdır. Bugünkü devlet TV'sine bir alternatiflazım. Umanm Magic Box, TRT'nin boş- luğunu doldurur" diye ko- nuşuyor. Magic Box'ı TRT'ye karşı bir 'atternâtif' görmek başlı basına bir olay, doğrusu Demirel hesabına büyük bir yanılgı. Konuyla ilgili herkesten daha çok Demirel bili- yor ki Magic Box, TÖ'nün oğlu- muz Ahmet ve bir banka aracılı- ğıyla tezgâhladığı, sonu siyasal çıkara dayanan bir girişim. Yeni yayını TRT tekeline karşı görmek, hele Magic Box'ın habercilikte, yanlıtutumuyla TRT'nin yarattığı boşluğu dolduracağır. ummak... En azından insan yadırgıyor. Oysa bugün TVyayınlarındabir daylettekeli yasanıyor. Butekel, TO ile SÖ'nün elinde. Üstüne ûst- lük Magic Box'la bir 'mahdum tekeli' yaratılryor. Önümüzdeki seçim dönemindedeTÖ'nûntier iki tekeli kendi siyasal amaçları doğrultusundakullanacağından kimsenin kuşkusu yok. Örneğin SHP'nin savı çok ke- sin cizgide. Anayasadaki açık hü- kümler dururken Magic BoxJn futbol kulüpleriyle yayın sözleş- meleri yapması tümüyle yasalara aykırı. Bu sözleşmeler yasa açı- sından geçerlı değil. Baykal soru- yor: "Böbreğimi birine sattığımı gösteren birsözJeşme imzalasam geçerli olabilir mi?" Bu örnekle Magic Box'ın imzaladığı sözleş- meler aynı kapıya çıkıyor. SHP, Demirel'in Magic Box'ı TRT'ye karşı bir seçenek gibi gö- rüş bıldirmesini de yadırgıyor. Anayasaya aykırı bir ginşime arka çıkılmasından ve bu destekle Ma- gic Box'tanyararianmasevdasın- dan habercilik alanında çıkar sağ- lamayaçalışmanın geçerli olma- yacağınıönesürüyor. TÖöteden beri TRT tekelini kal- dırmak.özelTVyayınlarınakapı- yı aralamaktan söz eder. Şimdibu isteğinı ağzına almıyor. Bir yan- dan devlet tekeliyteTRTyi ele ge- çırmiş, şimdi deoğlumuzAhmet'- le Magic Box'ını cebine koymuş. Baykal, "Gün gelecek, Demirel de mahduma özel' yayınlardan yakınacak" diyor ve bu konuda anayasa değişikliğine gidilirse, yardımcı olacaklannı söylemele- rine karşın, TÖ'nün duymazlıktan gelişini 1992 seçimleri için hazır- lıkdiye niteliyor. Demirel basına yansıyan sözto- riyle yansımayanlar arasında dağlar kadar fark oldugunu söylü- yor. "Mahdum TV ile devlet TRT'si arasında fark olmaya- cağını" Magic Box'la yaptığı görüşmede dokundurduğunu söyleyerek bir yerde Baykal'laça- kıştığını bildiriyor. Soru "doğru haberciliğe" dayanınca, Magic Box'ın bu görevde başanlı olma- sını dilediğıni sözlerine ekliyor. Demirel'e "OyleyseTRTteke- lini kaldırarak özel TV'ye olanak sağlanması için yapılacak anaya- sadeğişikliğine sizdedestek ve- recek mısıniz?" diye sorduk. DYP lideri "Öyle görünüyor" demekle yetindi. SHP, şayetözel TV'yeyol açılacaksa anayasa yine çiğnen- meden gerekenin yapılması eği- liminde. TÖ, iki muhaiefetten gelenses- lere neden kulaklarım kapıyor? Magic Box gibi tümüyle denetimi altına gireceğinde kaygı duyma- dığı bir yayın organını ele geçir- mışken, denetım altınaalamaya- cağı başka özel TV'leri, - herhalde- basına bela etmeyi is- temiyor. Devletı parsel parsel özelleşti- ren zihniyet, sıraTV'ye geldi mi te- kelcilikte şampiyonluğa so- yunuyor. Magic Box gibi bir banka, Ah- met Özal ve doğrudan TÖ bağlan- tılı TV'den eşitölçülerde haberci- lik ummak düş görmek gibi bir şey. Demirel de anayasaya dayana- rak bütünüyle Magic Box'a karşı çıkmalı. Kara çarşaflı gösteri (Baştarafı 1. Sayfada) çıkanlan örgütün "mevcut anaya- sal düzeni yıkarak yerine Kürt- tslam sentezine dayanan Kürt dev- ieti kurmayı amaçladıklan" iddia edildi. Sanıklar, suçlamalan red- dederek Kürtçü olmadıklannı, ci- nayetin kendi inançlarına ve in- sanlığa ters duşen bir olay oldu- gunu, olaylarla hiçbir ilişkileri bu- lunmadığını öne sürdüler. Sanık- lar MÎT ve siyasi şubede yoğun bi- çimde işkence gördüklerini belir- terek tecavüzle tehdit edildikleri için hazırlanan ifadeleri imzala- dıklannı bildirdiler. Partinin yö- neticilerinden Hamit Turgut, siya- si şubede üzerine yılan atıldığını. köpeklerin saldırtıldığını, solcu bir kıza tecavuz edildiğine şahit oldugunu iddia etti. Sanıklar sor- guda polislerin Şeyh Sait'le ken- di düşünceleri arasında bağlantı kurmak için kendilerine baskı ya- pıldığını, kendilerine Kürt diye alay ederek işkence yapıldığını, hem Kürt hem Müslüman olun- maz dediklerini belirttiler. Çetin Emeç ve Muammer Aksoy'un ol- dürülmesinin de kendilerine mal edilmeye calışıklığinı ileri sürdüler. Daha sonra şikâyetçi taraf ola- rak dinlenen öldürülen taksici Za- fer Toplu'nun babası Enver Top- lu, oğlunun 2 Şubat 1987 günü ev- den çıktığını fakat gece eve dön- mediğini anlattı. Bir gün sonra oğlunun cesedinin Yalova'da deniz kenarında bulunduğunu belirten Enver Toplu oğlunu öldürenlerden şikâyetçi oldu|unu söyiedi. Zafer Toplu'nun eşi Öngtil Toplu da ko- casının ölmeden önce çok durgun oldugunu ve hiç konuşmadığını anlattı. Sanıkları tanımadıgını söyleyen öngül Toplu kocasını iş- kenceyle öldürenlerden şikâyetçi oldugunu bildirdi. Savunma avukatları ise Partiye tslami Kürdistan adlı bir örgütün bulunmadığını vurgulayarak, Çe- tin Emeç ve Muammer Aksoy cı- KtRALIK ODA Genç doktor kiralık oda aranıyor. Tel: 571 49 57 nayetlerinden sonra bir kurban arandığını ve hazırlanan bir mi- zansenle müvekkillerinin sanık durumuna düşürüldüpnü ileri sürdüler. Mahkeme heyeti de karannda, tutuklu sanıklardan Hasan Den- hans Sanij ve Hacı Aytekin'i ser- best bırakırken sorgulann tamam- lanması ve tanıklann dinlenmesi için duruşmayı ileri bir tarihe bı- raktı. Sanıkların sorgulamasından sonra mahkeme ileriki bir tarihe ertelendi. Bu arada mahkeme başlama- dan önce saat 10.00 sıralannda DGM önünde toplanan çarşaflı kadınlar ve çoğu sakallı erkekler- den oluşan gruplar slogan atarak gösteri yapmaya başladı. "Kahrol- sun işkence", "Islam gelecek, iş- kence bitecek" sloganlanyla Gül- hane Parkı duvarının yanından Eminönü'ne doğnı yürüyüşe ge- çen yaklaşık 300 kişilik gnıba po- lisin baslangıçta sert tepki göster- mediği gözlendi. Kızılay Bölge Müdürlüğü binası önünde duran grup burada yürü- yüşe engel olmak isteyen polisle tartıştı. Bu sırada DGM önünde toplanan grupla polis arasında çı- kan tartışma kargaşaya dönüştü. Çarşaflı göstericiler fotoğrafla- nnı çeken bayan gazetecilere, "Sen git çıplak kan fotoğrafı çek, uyc Islara fotoğrafı çekiyorsun' diye saldırdılar. Bu sırada "Allahu- ekber" diye bağırarak yürüyen çarşaflı kadınlar ellerindeki kar- ton rulolarla gazetecilerin üzeri- ne yürüdüler. Bu sırada Allahu- ekber yazılı bir pankartın da çı- kanhnası üzerine polis şeflerinin emriyle çevik kuvvet grubu cop- layarak dağıtmak istedi. Bu ara- da polisin grubun önünde yürü- yen 7 kişiyi gözaitına almak iste- mesi üzerine göstericiler polise taş atmaya başladı. Bu sırada bir po- lisle bir gösterici yaralamrken, po- lis yaralı gösterici ile birlikte 12'si kadın 20 göstericiyi gözaitına al- dı. Gösterici grup daha sonra Sul- tanahmet Meydaru'na doğru ka- çarak dagıldı. Gözaitına alınanlar akşam saatlerüıde serbest bırakıl- dı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle