29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 TEMMUZ 1990 HABERLER CUMHURÎYET/U Yozgata hayvanat bahçesi • YOZGAT (Cumhuriyet) — Yozgat Çamhğı'nda gelecekte kurulması düşünülen mini hayvanat bahçesinin ilk konuklan, sülünler oldu. Şimdilik 18 adet getirilerek koruma altına ahnan sülünlerin, üretimi planlanıyor. Orman İşletme Müdürü Abdülkadir Hasbutçu, ormanın salt yeşil alan olmadığmı, bu nedenle de tavşan, tavus- kuşu, bıldırcm, keklik ve karaca gibi hayvanlann getirilerek üretileceğini söyledi. (Fbtoğraf: Seyfı Çelikkaya) Pakistan ile işbirligi • ANKARA (AA) — Genelkunnay Başkanı Orgeneral Necip Torumtay, Pakistan'da, özellikle savunma sanayiindeki işbirliğine yeni bir hız ve yön vermek için görüşmeler yaptıklarını bildirdi. Pakistan Genelkurmay Başkanı'nın davetlisi olarak bu ülkeye giden Orgeneral Torumtay, temaslarını tamamlayarak dün Ankara'ya döndü. Orgeneral Necip Torumtay'ı Esenboğa Havaalanı'nda Genelkurmay Ikinci Başkanı Orgeneral Mehmet Önder karşıladı. Orgeneral Torumtay, havaalarunda yaptığı açıklamada, Pakistan'a yaptığı ziyaretin birçok yönden yararlı olduğunu, her iki ülkenin silahlı kuvvetleriyle ilgıli konuları görüştüklerini söyledi. Orgeneral Torumtay şöyle konuştu: "Başta Pakistan Genelkurmay Başkanı olmak üzere silahlı kuvvetlerin fist kademesindeki komutanlarla görüşmelerimiz oldu. Savunma sanayiinde işbirliği konularını bir daha gözden geçirdik. özellikle savunma sanayiindeki işbirliğine yeni bir hız ve yön vermek için bazı konular Uzerinde duruldu!' Orgeneral Torumtay, Pakistan Cumhurbaskanı Gulam lshak Han ve Başbakan Benazir Butto tarafından da kabul edildiğini sözlerine ekledi. - M Yüzyıl" çıiayor • ANKARA (ANKA) — Kapatılan 2000'e Doğru dergisi calışanları ağustos ayı başından itibaren "Yüzyıl" adıyla yeni bir dergi çıkaracaklar. 2000'e Doğru dergisi, 24 haziran tarihınde çıkan sayının 424 sayılı kararname hükümlerine dayanılarak süresiz kapatılmıştı. Yeni derginin genel yayuı yönetmenliğini halen Ankara temsilciliği ve genel yayın yönetmen yardımcılığım yapan Hasan Yalçın üstlenecek. 2000'e Doğnı dergisinin kapatılması yoğun tepkilere neden olurken 1986 yılında çıkmaya başlayan derginin toplam 22 sayısı hakkında toplatma kararı verilmiş ve derginin olağanüstü hal bölgesine girişi yasaklanmıştı. Kaçakçılarla sınırda çatışma • VAN (AA) — Van'ın Özalp ilçesinde yurda kaçak yöllarla koyun sokmak isteyen bir kaçakçı öldürüldü. özalp ilçesinin Beyarslan köyü koruca bölgesinde dün gece geç saatlerde İran'dan Türkiye'ye kaçak yollarla koyun sokmak isteyen bir grup kaçakçıyla karşılaşan güvenlik kuvvetleri dur ihtarında bulundu. Güvenlik kuvvetlerinin dur ihtarına sılahla karşılık veren kaçakçılarla, jandarmalar arasında çatışma çıktı. Çıkan çatışmada kimliği henüz belirlenemeyen Iran uyruklu bir kişi öldürüldü. Gecenin karanJığından yararlanan, ancak kaç kişi oldukları belirlenemeyen kaçakçılar koyunlarıyla birlikte Iran topraklarına kaçmayı başardılar. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor. TİKB davası • ANKARA (AA) — Yasadışı Türkiye Ihtüalci Komünistler Birliği (TİKB) örgütüne üye olduklan ve ..çeşitli eylemlere katıldıkları iddiasıyla 7'si tutuklu 9 işinin yargılanmasına başlandı. Ankara DGM'de dün jjbrülen davada, savcı, sanıklann TİKB örgütü yöneticisi ve üyesi olduklannı, yasadışı eylemlere katıldıklarmı belirterek TCK 168-1 ve 2. maddeleri uyannca 10 yıldan 15 yıla kadar ağır hapisle cezalandırılmalarını istedi. Sorguları yapılan tutuklu sanıklar, Kazım Yıldırım, Canali Türkmen, Devrim Türkmen, Ayten Yılmaz, Petek Atıcı, Refik Ünal ve Engin Ahmet Saygılı ile tutuksuz sanıklar Raşıt Kaya, Gülcan Akbulak örgüt yöneticiliği ve üyeliği suçlamalarını kabul etmediler. Sanıklar, Emniyet Müdürlüğü'nde kendilerine işkence yapıldığını, zorla ifade dikte ettirildiğini öne sürdüler ve tahliyelerini istediler. İdamdan döndü • ERZİNCAN (AA) — Erzincan Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde idam istemiyle yargılanan yasadışı örgüt üyesi itirafçı sanık, 10 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı. Erzincan DGM'de görülen davanın dünkü duruşmasında savcı, itirafçı sanık Kalender Özen hakkında yasadışı TKP-ML Partizan örgütüne üye olmak, mevcut anayasal düzeni silah zoruyla yıkmak, adam öldürmek, devletin malına zarar vermek, örgüte adam kaçırmak suçlarından önce idam cezası istedi. Mahkeme, bazı hafifletici nedenleri göz önünde bulundurarak sanığı 10 yıl ağır hapis cezasına çarptırdı. Göçebe işçiler • KAMAN (Cumhnriyet) — Temmuz sıcağının bunalttığı şu günkrde Güneydoğu Anadolu'nun yoksul insanları, çocuklan, kadınları ve yataklarıyla tarlalarda işçilik yapmak üzere akın akın Kaman'a geliyorlar. Halil Polat sekiz çocuğu ve eşi ile çıkmış yola. Hatay, Çukurova ve Iç Anadolu bölgelerinde çapa yapmış, tütün toplamış mercimek ve nohut yolmuş... Kaman ilçesinde mezarlık karşısındaki arsayı boş bulunca kuruvermiş hemen tek odalı çadırlarım. Akşama kadar tarlalarda mercimek biçiyorlar. Baba Halil Polat, "Biz böyle, yılın uzun bölümünde ekmek parası kazanmak için gezdiğimizden, çocuklanmızı okutamadık. Yerleşik düzenimiz yok. Onların da akıbeti bizim gibi olacak. Ne yapahm?" derken akşama kadar babalarıyla tarlada mercimek biçen çocuklar, çadırlann yanındaki arsada neşe içinde top oynayan başka çocuklara yorgun gözlerle imrenerek bakıyorlar. DYPlideriy Cumhurbaşkanı'nın hükümet başkanlığını bırakmadığını söyledi 6 OzaPın pozisyonu£auPCumhurbaskanı Özal'ın hükümet başkanlığını bırakmadığını söyleyen DYP lideri, "özal kanun nizam dinlemez. Tarafsız olacağını hiçbir zaman ummadığımız Sayın Özal'dan başka ne beklenir. Övünmeleri boştur."dedi. ANKARA (Cumhuriyet Büro- ı) — DYP Genel Başkanı Süley- Demirel, "Sayın Özal kanun nizam dinlemez. Zaten onun bu- lunduğn pozisyon fauldur, ofsayt- nr" dedi. Demirel, özal'ın Güney- doğu gezisi sırasında yaptığı kar- şılaşormalann "aldatmaca" oldu- ğunu söyledi. DYP Genel Başkanı Demirel, dün parti merkezinde gazetecile- rin sorulannı yanıtlarken Cum- hurbaskanı Özal'm hükümet baş- kanlığını bırakmadığını, görevini yapmaya devam ettiğini söyledi. Demirel şoyle konuştu: "Sayın Özal kanan nizam din- lemez. Hcsabı yani Çankaya'ya p- luşında meşnayet olmadan taraf- sız otecagını hiçbir zaman umma- dığımız Sayın Özal'dan başka ne beklenir. Ama övünmeleri boştur. Dogu ve Güneydogu Anadolu'- nun GSMH'den aldığı pay küçül- müştıir. Özel sektöre ait tesisler- den yansı yanm kalmış bir kısmı hiç işlemez duruma gelmiştir. Devlet tesisleri de öyle. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu Atatürk Barajrnın arkasına saklayıp övün- mek aldatmacadır. Atatürk Barajı için 6 Keban, 1 Kanıkaya eder di- yor. Eger Atattirk Barajı Keban- ın 6 misliyse o zaman 36 milyar kilovat saat eiektrik iiretmesi la- nm. 13 milyon metreküp sn top- layan Polat Barajı'm övuyor. Çu- bnk Barajı da aynı miktarda sn lopluyor. Ben Atatürk Barajı'm küçümsemiyorum ama Sayın Özal'ın mukayesderinin fennen ü- men yanlış olduğunu soyluyorum, kimi kandırmaya çalısıyor Sayın Özal. Kendilerine açız diye bağı- raniara kulak versin. 10 sene Türkiye'nin idaresüıi yapıp da Do- gu ve uneydogu üretim gücünden ve zengtnlikten mahrura ettikten sonra buralann makûs talibini de- ğiştirdik demesi yutturmacadan ibarettir." Demirel, TÜSİAD Başkanı Cem Boyner'in DYP'ye katılaca- ğı yolunda gazetelerde haberler çıktığmm hatırlatılması üzerine de "Ben de yeni haberdar oluyorum. Cem Boyner iyi yetişmiş bir genç. Cem Boyner ve Cem Boyner gibi memleket mesetelerine Ugi duyan- lar huknkun içinde kalmak sure- tiyle bizimle çaiışmak isterierse bundan memnuniyet duyarız. Şevket Yılmaz ve Sayın Ounan Ozbek böyle yargılaıımıştı. Bu da ayıptı" dedi. Hak aramak Cumhurbaskanı, 'Olağanüstü HaVe ilişkin kararnameleri savundu: Kararnameler değişmeyecek HAKAN AYGÜN SEYFt ÇELİKKAYA SORGUN/YOZGAT — Cumhurbaska- nı Tnrgut Özal, Olağanüstü Hal'e ilişkin son kararnameleri savunarak "Kanun bükmündeki kararnameler kim ne derse desin. fevkalade müspet lesir etmiş, ülke- nin böliınmez büruniuğunun sağlam bir le- minatı baline gelmiştir. Bunun degiştiril- mesine, yanlış yorumlanmasına hiçbir şe- kilde imkân vermeyecegiz. Bu konuda ka- rarlı olduğumuzu burada ciimle âleme ilan ediyorum" dedi. Cumhurbaskanı özal ve Başbakan Ak- bulut, dün helikopterle Ankara'dan Yoz- gat'tn Sorgun ilçesine geldiler. Özal bura- da, 1976'da Devlet Bakanı Cemil Çiçek'- in Yozgat MSP tl Başkanı olduğu dönem- de zamanın Başbakan Yardımcısı Necmet- tin Erbakan tarafından azot fabrikası te- meli atılan alana şeker fabrikası temeli attı. özal, tören alanına gelişinde mehter mar- şı eşliğinde "Allah, Allab" sesleri ile kar- şılandı. Temel atma törenine bakanlar Yü- riir, Şıvgın, Kayalar, Konukman, Akka- ya, Çiçek ve Özarslan katıldılar. Törende konuşan Başbakan Akbulut, ANAP iktidannda Türkiye'yi şantiye ha- line getirdiklerini, eski iktidarlann üç şe- ker fabrikasına karşı kendilerinin 6 şeker fabrikası yaptıklarını söyledi. tstanbul'un su sorununa da değinen Akbulut, "Bu be- lediye nasıl iyi hizmet verebilir? Beceremı- yor. Ama Istanbul'nn sn işini de biz hal-' ledecegiz. İstanbullulan beiediyeye terk et- meyip biz suyu getirecegiz. Bizde partizan- lık yok" diye konuştu. Akbulut"tan sonra söz alan Cumhurbaş- kanı özal, konuşmasına önceki gün sona eren Güneydoğu gezisini değerlendirerek başladı. Özal, bu bölgedeki terörle 1980'den bu yana çok ciddi bir mücadele- ye gırildiğini söyledi. Geçen aylarda bu mücadeleyi daha iyi yapabilmek için ve devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bü- tünluğünü sağlamak üzere anayasanın ver- diği yetkiyle kanun kuvvetinde kararname- ler çıkarıldığını kaydeden özal şöyle de- vam etti: "Bu kararnamelerin esas hedefi mem- leketimizin bölünmez bütünlügünü çok saglam bir şekilde yerinde tutmak, kimse- nin bu konuda adım dahi atmasına fırsat vermemektir. Bunu yaptık. Ben geçen giin- lerde Dogu ve Güneydoğu Anadolu'da ba- zı illeri gezdim. Güvenlik güçlerini ziyaret ettim, büyuk vatandaş topluluklan ile gö- riişme imkfinı buldum. Kim ne derse de- sin, kanun kuvvetindeki kararnameler fev- kalade muspet tesir etmiş ve bu, ülkenin bölünmez biitünlugünun şaşmaz bir tetni- naü haline gelmiştir. Bunun degiştirilme- si ve yanlış yorumlanmasına hiçbir şekil- de imkân vermeyecegiz. Bu konuda kararlı olduğumuzu bnradan cumle âleme ilan edivorum." Özal, Doğu ve Güneydoğu halkının ka- nun hükmündeki kararnamelerle oluştu- rulan durumdan memnun olduğunu ve bu kararnamelerin terörle uğraşanlara buyuk darbe indirdiğini anlatan Cumhurbaska- nı özal, terörle uğraşanlardan teslim olan- lann ve terörü bırakanların çoğaldığını ve güvenlik guçleri karşısında çözulmeve baş- ladıklarını belirtti. Cumhurbaskanı Özal, "Bu dunıraıuı karşısında otaniar bulundu- gunu biliyonım. Yurdumuzun içinde ve özellikle dışında Turkiye Cumhuriyen' dev- letini zayıflatmak isleyenler olduğunu bi- liyonım. Ama buna asla imkân vermeye- cegiz" diye konuştu. Konuşmasında 1980 öncesine göre Türkiye'nin kredibiütesinin büyük oran- da arttığını ve Türkiye'nin kredi verecek duruma geldiğini yineleyen özal, bu yıl hu- bubat ürününün de çok iyi olduğunu söy- ledi. Türkiye'deki ekonomik gelişmelerin bir işareti olarak tstanbul Borsası'nı da ör- nek veren Özal, "Dün (onceki gün) bir banka 400 milyarlık hisse senedinin hep- sini sattı. Borsa tahminlerin ustunde rag- bet göriıyor. Hacim çok büyüdü. Bana ve- rilen bilgiler İstanbul Borsası'nın birçok borsadan ileri gitligini gösteriyor" dedi. Konuşmasında GAP projesine ve yapı- lan otoyollanna, F-16 projesine de deği- nen özal, "Etrafımızdaki 8 ülkenin biç- birinin bize yan bakmasım istemiyoruz. Onun için guçlü olacağız" dedi. Özal, temel atma töneninden sonra Sor- gun Küçük Sanayi Sitesi'nde tapu dağıttı. Demirel, Tilrk Tabipler Birliği Başkanı Seiim Ölçer ile ikinci baş- kan Fusun Sayek'i kabulünde yap- tığı konuşmada da bazı doktorla- nn ve sağlık çalışanlanmn çeşitli illere tayin edilmesi meselesini Meclis'e götüreceklerini söyledi. Herkesin bize yardımcı olması la- Demirel, "Mesele. Tatvan'a gitme nra, söy ledikleri üç kdimeden do- meseksi defüdir. Eger bu cezaiu- layı "gel mahkemeye" denmesini dırma olarak saymyorsa lyıptır. ayıpbyonım. Geçmişte de Sayın Bu ceşit ilkel yöatemlere basvar- mak müstemleke idareierinde bi- le görulmez. Memur nasıl aazur içude yiqar«it O zanuuı bu dav- ranışı kııııyonım. Ama bizim go- revimiz hak aramaktır. Bu hakkı muhakkak aranz" diye konuştu. Bu arada, TTB Merkez Konse- yi Başkanı Dr. Selim Ölçer ile 2. Başkan Fusun Sayek de göreve ye- niden seçilmeleri dolayısıyla De- mirel'i ziyaret ederek hekimlerin son günlerdeki sorunlan ile ilgili bilgi aktardılar. Dr. Selim ölçer, tabip odalann- da yapılan seçimlerin ardından ik- tidann örgütleri üzerindeki baskı- larını artırdığıru, sağlık çalışanla- nnı sürgüne, kıyıma ve rotasyona tabi tuttuğunu kaydederek görev yeri değiştirilen ve görevden ahnan üyelerinin bir listesini ve konuyla ilgili bilgilerin yer aldığı dosyayı Demirel'e verdi. Demirel, Bulgaristan'm Anka- ra Büyükelçisi Argnin Konstuti- nov'u kabul ederek bir süre görüş- tü. Görüşmeden sonra gazetecilere açıklama yapan Demirel, Tttrk- Bulgar ilişkilerinin 1985'ten son- ra durgunlaştığım ve 1989'da ya- şanan büyük göç ile gerginleştiğini belinerek "Bu anlaşılması fevka- lade güç ve hangi akla hizmet et- tigi anlaşılmaz bir olay... Bn olay akıllardan çıkmayacak bir olay, ama bugün orada rejim degişti. 23 Türk asıllı Bulgar vatandaşı par- lamentoya girdi. Ben buyiikelçiye Türk-Bulgar ilişkilerinin ycnidea diizenlenmesi gerektigini söyle- dim. Biz dostluk anyoruz, dls- manhk aramıyonız" dedi. Daha sonra Başbakan Akbnlut Ankara'- ya giderken Özal da Yozgat'a geçerek vi- layet ve belediye başkanlığını ziyaret etti. Özal, Cumhuriyet Alanı'nda halka hita- ben yaptığı konuşmada da Güneydoğu ka- rarnamesine değindi. Kanun hükmünde- ki kararnamelerin kabulunün üzerinden üç ayı aşkın sure gectiğine işaret ederek "Gör- dum ki ateş sonmeye başlamış" dedi. Doğu ve Güneydoğu haJkının kanun hükmündeki kararnamelerle oluşturulan durumdan memnun olduğunu söyleyen özal, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Demokrasi. insan haklan gibi çok ko- lay birtakım bahanelerk bu yaptığımız ted- birleri geri çevirmek isteyenler var. Biz memleketin bütunlüğünun karşısında olan her şeyin karşısındayız ve mudaka ezeriz." Türkiye'deki 80 sonrası gelişmeler ko- nusundaki sözlerinı de yineleyen Özal, Türkiye'nin "nal çivisi yapamazken F-16 yapacak hale geldiğini" söyledi. Yozgat'a onümuzdeki yıl organize sanayi bölgesi ya- pılacağını da belirten özal, döviz ve altın serbestisini de savunarak "Önceden altın Bulgaristan üzerinden kaçak geliyor, on- lar da mama alıvordu, bunu onledik" de- di. özal vatandaşlara "Ülkenin biriigine sımsıkı sanlın, Allah'ın ipine sanlır gibi sa- rılın, o ipi bırakırsanız başkalarına yem olursunuz" çağnsmda bulundu. Özal daha sonra helikopterle Ankara'- ya döndü. Cumhurbaşkanının dört günlükGüneydoğu gezisinden izlenimler ÖzalHcraatın başı'gibiydi FARUK BtLDİRİCİ TUNCAY ÖZKAN ANKARA — Cumhurbaşkanı IMrgut Özal, SHP'nin Güneydo- ğu Raporu'nun tartışıldığı döne- me rastlayan dört günlük Güney- doğu gezisinde, bölgedeki sorun- lara ilişkin yeni yaklaşımlannı an- latu. Özal, ANAP örgütünün ka- tüımıyla hazırlanan, törenlerle karşılandığı yöredeki yerleşim yer- lerindeki konuşmalarında, "dev- letin güçiü" olduğu temasını işler- ken bir yandan da devletin, "kan dölune yerine, insan sevgisini ön planda tuttuğnnu" dile getirdi. özal, bölgede yaşayanların "etnik köken ve anadil farkımn" ayrun- cıhğa neden olmayacağını savun- du. Halk, gezi boyunca Özal'a ge- çim sıkıntısı ve ışsızlikten yakın- dı. özal'ın Güneydoğu gezisinde dikkati çeken yanlardan biri, git- tiği her ilde ANAP örgütlerinin karşılama hazırlıklanna devlet ku- ruluşlannın yanında aktif olarak katılmaian oldu. Karşılamalarda- ki Dankartlann çoğunda ANAP il ve ilçe örgütlerinin imzası bulu- nurken, araçlarda da ANAP bay- rakları yer aldı. özal da sık sık el- lerini başının uzerinde birleştire- rek "ANAP seiamı" verdi. Geziye bakanlar Işın Çelebi, Halil Şıvgın, tbrahim Özdemir, Abdülkadir Aksu, Lötfullah Ka- yalar ve Cengiz Altınkaya katılır- ken bölgeden sorumlu Devlet Ba- kanı Kâmran tnan, "geziye çağnlmadığı" gerekçesiyle Güney- doğu'ya gelen bakanlar arasında yer almadı. SHP'nin Gü- neydoğu Raporu'yla bölgeye yö- nelik politik atağına özal, kendi tezlerini anlatarak karşılık verdi. özal'ın konuşmalarında vurgula- dığı yeni noktalar şöyle: • özal, bölgede yaşayanların farklı bir etnik kökene ve farklı bir anadile sahip olduklannı söyledi. Cumhurbaskanı, bu görüşünü Şırnak konuşmasında, "Etnik kö- keni ne olursa olsun, hangi ana- dile sahip olursa olsun, hiçbir fark düşünmüyonız" diyerek aktardı. • Bölgedeki sorunlann temelin- de ekonomik problemlerin yattı- ğını savunan Özal, bunlann çözü- mü için de bölgeye yatırımlara ağırlık verildiğini anlattı. Insanla- ra daha gelişmiş kentlerde yaşa- mayı vaat etti. • özal, hemen her konuşmasın- da, devletin güçlü olduğunu, onunla mücadele edilemeyeceğini belirtirken kan dökmek yerine in- san sevgisini ön planda tuttukla- rını da vurguladı. Özal Tunceli- deki konuşmasında, "Biz insanla- nmızı aynrn yapmadan seviyo- rnz" derken Şırnak konuşmasın- da da, "Biz öldürmeyi degil, sev- meyi düşünüyoruz" dedi. • Pişmanlık Yasası'm hemen her konuşmasında gündeme geti- ren özal, böylece PKK yanlıları- na teslim olmaiarı çağnsında bu- ÖZALLAR — Cumhurbaskanı sık sık ANAP seiamı verdi. Kan dökme yerine, insan sevgisini ön planda tuttuğunu dile getirdi. lunurken Pişmanlık Yasası'm da bir tür "af" olarak yorumladı. Güvenlik Özal'ın gezisi nedeniyle bölge- ye tstanbul, Mersin ve Adana'dan çok sayıda polis sevk edildi. Ma- latya ve FJazıg'da üstü açık ma- kam arabasmdan yan beline ka- dar dışarı çıkarak halkı selamla- yan Özal ve eşi, Tunceli, Bingöl, Diyarbakır, Şırnak ve Batman'da arabasının kurşun geçirmez cam- lan arkasından el sallamakla ye- tindiler. özal, Şımak'ta konuşma yaptığı meydandan valiliğe kadar 100 metrelik yolu poüs-jandarma- özel tim ve koruma polislerinin oluşturduğu güvenlik kordonu içinde yürüyerek aştı. Çevik kuv- vete mensup çdik yelekli polislerle korunan özal'ın konvoyuna olay- ların yoğun olduğu kentlerde zarh- lı askeri araçlar da eşlik etti. Cum- hurbaskanı, halkı selamlarken po- lisler önünde bir güvenlik duvarı oluşturdular. Buna karşın Bat- man'da oğluna kadro isteyen Na- ciye Uzun adlı yaşh kadının po- lisleri aşarak Özal'ın koluna yapış- ması, Semra Özal'ı kucaklaması engellenemedi. Batman'da Özal'ın ve diğer pro- tokol mensuplarının oturduğu platformun altına giren üç çocuk, polislere zor anlar yaşattı. Çocuk- lann platformun altına girişini en- gelleyemeyen polisler, çocukları oradan çıkartmak için uzun süre "dil dökmek" zorunda kaldılar. Cumhurbaskanı Özal'ın Malat- ya'dan başlayarak Batman'da noktalanan gezisinde halkın sü- rekli sorunlanndan il il goze çar- pan noktalar şöyle: Malatya: Coşkulu karşılamayı ANAP İl Başkanlığı organize et- ti. özal, ANAP'lı Belediye Başka- nı Mönir Erkal'ı makamında zi- yaret etti. Ama bu ziyaretler, ANAP'h olmayan belediye baş- kanlarımh olduğu öbür illerde gerçekleşmedi. özal, meydandaki konuşması sırasında ANAP seia- mı verdi ve Malatya'da "Türgut Özal Hastanesi"run temelinı attı. Elazığ: Programda olmaması- na karşın halkın ilgisi nedeniyle konuşan özal, bu ilden memnun kaldı. Fuat Üniversitesi de Malat- ya'daki tnönü Üniversitesi'nin hastaneye Türgut Özal adım ver- mesinden etkilenerek "lurgut Özal Teknik Egittm Merkezi" ku- rulmasını karariaştırdı. Ferro Krom Tesisleri'ndeki açılış töre- ninde özal, Güneydoğu sorunu- na ilişkin ilk değerlendirmesini yaptı ve "Cebennemin dibine ka- dar peşlerini bırakmayacağız" de- di. Tedirgin olduğu gözlenen Sem- ra Özal, "tehlikeli olacağı" gerek- çesiyle eşinin açüış sonrasında te- sisi gezmesini engelledi. lunceli: özal gelmeden bir gün önce kentin tek karayolunun 30 kilometre ilerisinde giriş ve çıkış- lar kontrol altına alındı. Polis ve askerler kente girenlerin kimlikle- rini saptarken ne kadar kalacak- lannı ve kimin yanına gidecekle- rini sordular. Özal konuşurken halk, okul, sağhk ve işsizlik sorun- larına çözüm isteyen pankartlar taşıdı, sloganlar attı. özal ile gö- ruşebilen üç Tuncelili aynı istekte bulundular: lş. Kentin bağımsız belediye başkanı ile SHP İl Baş- kanı olağanüstü çaba harcayarak sağladıklan görüşmede, kentin tek doktoru olan Şefik Zan'm vahnin isteği ile sürgün edilmesini protes- to ettiler. Asker ve polislerin kul- lanımına sunulan okullarının ye- niden eğitime başlamasını, öğret- men ihtiyaanın giderilmesini ve kentte yerli yabana memur ayn- mının kaldırılmasını istediler. Özal konuşurken halk "Neden ge- ri bıraktınlıyonız?" diye bağırdı. Bingöl: Özal'dan iş ve bolgeye yatırım isteyen pankartlann çok- luğu dikkati çekti. Özal da 'icra- aün başı" gibi çeşitli vaatlerde bu- lunduktan sonra vilayet binasının karşısında Diyanet Vakfı tarafın- dan yaptırılan camiye yardım edi- leceğini açıkladı. Bazı gençler de bu sırada, kendi aralannda, "Kentte 1970lerde meydana gden deprem sonrasında başlatılan meyhane yasagf'ndan yakındılar. Şınıak: İl olmasına karşın Şır- nak'ın bir köy görünümünde ol- duğunu gören özal, "Yeni bir şe- hir kunnayı" vaat etti. Yöre hal- kı, il olmanın şimdilik "daha fazla asker ve polis gelraesi dtşında bir yarar getirmedigini" dile getirdi. Gerçekten de bir subay, Cumhu- riyet muhabirine, son günlerde yö- reye üç tugayın sevk edildiğini, "neredeyse metrekareye bir aske- rin duştuğünü" söyledi. Gazeteci- lerin buraya karayoluyla gitmele- ri programlanmışken, güvenlik so- runu da göz önünde tutularak son anda özel bir şirketten kiralanan helikopterle özal'ı izlemeleri sağ- landı. Batman: Özal, program dışına çıkarak Şenoba'da koruculara hi- tap edince Batman'a dört saat geç geldi. Özal'm beklenişi sırasında sanatçı tzzet Altınmeşe'nin sahne- de olduğu sırada İl Milli Eğitim Müdüru Nuruflah Özkıhç'ın Meh- met Akif ve Yunus Emre'nden şi- irler okuması sanatçının tepkisi- ne yol açtı. Alandan aynlan Al- tmmeşe'yi vatandaşlar, ısrarla tem- po tutarak geri getirmeyi başar- dılar. Batman'da güvenlik kuvvet- lerinin bekleyen vatandaşlara karşı sert davrandıkları, zaman zaman cop kullandıkları dikkati çekti. Özal'ın Batraan'a gelişi HEP 1 in "Onuriu ve özgür yaşam yürü- >1işü"ne izin verilmemesine yol aç- tı. Bir görevlinin lstiklal Marşı'm oldukça kötü biçimde söylemesi ve öbür görevlilerin müdahale ederek mikrofonu kapatması gü- lüşmelere yol açtı. özal'ın portrelerinin bağlandı- ğı balonların ipleri serbest bırakı- hnca, balonlar havalanamadı. So- nunda portreler sökülerek balon- ların uçması sağlandı. Barodan tepki Ateşle oynuyorlar Haber Merkezi — İstanbul Ba- rosu organlaruun Adalet Bakan- lığı'nca feshedilmesi yönünde açı- lan dava büyük tepki görüyor. Dün lstanbul'da bir basın toplan- tısı düzenleyen Türkiye Barolar Birliği Başkanı Önder Sav, ile İs- tanbul Barosu Başkanı TurjHt Kazan, açılan davayı kazanacak- larını savunarak, "Demokraük hukuk devleti ve bukukun üstün- liigü Ukeieri zeddeniyor" dediler. Dün Gazeteciler Cemiyeti'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Önder Sav Türkiye'- de hâlâ düşuncelerinden örürü ce- zaevlerinde gazetecıler bulundu- ğunu belirterek, "Türkiye, bası- nına yüzlerce yıl cezalar veren öi- ke olmanın ayıbını yasıyor, aaa- yasa ile yasaklanmış olan saasar bortluyor. İnsan hak ve özgüriük- leri çigneaiyor, demokratik bu- kuk devleti ve hukukua üstanhı- ğii ilkderi zeddeniyor" diye ko- nuştu. Avukatların görevlerini yapar- larken hiç kimseye bağlı olmadık- Iannı da belirten Önder Sav ana- yasal bir kuruluş olan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun, yargı bağımsızlığına gölge düşür- düğünü savunarak, "Yönetimia gozeüm ve denetimi altında, ger- çek bir yargı bagımsızlığından söz edilemez" dedi. Yargıtay Başkanı tsmet Ocak- çıoğln'nu, barolarla Yargıtay'ın arasındaki bağları kopannaya ça- lışmakla suçlayan Önder Sav, "KumJmuş güzel ve anlamlı ge- lenekfcri yıkmak istiyof ve bizdea, Türkiye Barolar Birliği Başkanı'ndan, 6 Eylül 1990 tari- binde yapılacak konnşma metai- ni, 30 Mayıs 1990 taribinde isti- yor. Gizli sansür ve denetleme be- veslerini, talimat verircesine, knr- nazca uygulamak istiyor" diye konuştu. tstanbul Barosu Başkanı Av. Türgut Kazan da Adalet Bakan- lığı'mn İstanbul Barosu organla- rımn feshi için açtığı davayı ka- zanacaklarını savundu. Kazan, "İstanbul Asliye 2. Hukuk Mab- kemesi'ne açılan bu davanın da- ruşması 1 ekimde başlayacak. Dost düşman duymalıdır Id o giüı bizler için güzel bir bayram ola- cak. Davayı hiçbir salona sıjdıra- mayacaklar. Baro bağımsızlıgı yolunda adımlar atacagız. Türk- iye'yi böyle bir ayıptan mutlaka kurtaracağız. Ve sonucu şimdiden ilan ediyorum, bu davayı biz ka- zanacagız. Parti örgütüyle oyna- nır gibi baroyla oynanamayacağı- nı da üösterecegiz" diye konuştu. Dünyada ilk kez bir baro or- ganlarının görevden alınmasının tartışılacağını sözlerine ekieyen Kazan, "12 Eylül rejimi bile ba- ro organlannı görevden alma ce- saretini gösteremedi. Baroyla oy- namak hukukla oynamakür. Hu- kukla oynaraak ateşle oynamak- tır. Ateşle oynayamn eli yanar ve oynayanlann eli yanacakür" de- di.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle