Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 TEMMUZ 1990 HABERLER CUMHURÎYET/U
Yozgata hayvanat bahçesi
• YOZGAT (Cumhuriyet) — Yozgat Çamhğı'nda
gelecekte kurulması düşünülen mini hayvanat bahçesinin
ilk konuklan, sülünler oldu. Şimdilik 18 adet getirilerek
koruma altına ahnan sülünlerin, üretimi planlanıyor.
Orman İşletme Müdürü Abdülkadir Hasbutçu, ormanın
salt yeşil alan olmadığmı, bu nedenle de tavşan, tavus-
kuşu, bıldırcm, keklik ve karaca gibi hayvanlann
getirilerek üretileceğini söyledi. (Fbtoğraf: Seyfı Çelikkaya)
Pakistan ile işbirligi
• ANKARA (AA) — Genelkunnay Başkanı Orgeneral
Necip Torumtay, Pakistan'da, özellikle savunma
sanayiindeki işbirliğine yeni bir hız ve yön vermek için
görüşmeler yaptıklarını bildirdi. Pakistan Genelkurmay
Başkanı'nın davetlisi olarak bu ülkeye giden Orgeneral
Torumtay, temaslarını tamamlayarak dün Ankara'ya
döndü. Orgeneral Necip Torumtay'ı Esenboğa
Havaalanı'nda Genelkurmay Ikinci Başkanı Orgeneral
Mehmet Önder karşıladı. Orgeneral Torumtay,
havaalarunda yaptığı açıklamada, Pakistan'a yaptığı
ziyaretin birçok yönden yararlı olduğunu, her iki ülkenin
silahlı kuvvetleriyle ilgıli konuları görüştüklerini söyledi.
Orgeneral Torumtay şöyle konuştu: "Başta Pakistan
Genelkurmay Başkanı olmak üzere silahlı kuvvetlerin fist
kademesindeki komutanlarla görüşmelerimiz oldu.
Savunma sanayiinde işbirliği konularını bir daha gözden
geçirdik. özellikle savunma sanayiindeki işbirliğine yeni
bir hız ve yön vermek için bazı konular Uzerinde
duruldu!' Orgeneral Torumtay, Pakistan Cumhurbaskanı
Gulam lshak Han ve Başbakan Benazir Butto tarafından
da kabul edildiğini sözlerine ekledi.
-
M
Yüzyıl" çıiayor
• ANKARA (ANKA) — Kapatılan 2000'e Doğru dergisi
calışanları ağustos ayı başından itibaren "Yüzyıl" adıyla
yeni bir dergi çıkaracaklar. 2000'e Doğru dergisi, 24
haziran tarihınde çıkan sayının 424 sayılı kararname
hükümlerine dayanılarak süresiz kapatılmıştı. Yeni
derginin genel yayuı yönetmenliğini halen Ankara
temsilciliği ve genel yayın yönetmen yardımcılığım yapan
Hasan Yalçın üstlenecek. 2000'e Doğnı dergisinin
kapatılması yoğun tepkilere neden olurken 1986 yılında
çıkmaya başlayan derginin toplam 22 sayısı hakkında
toplatma kararı verilmiş ve derginin olağanüstü hal
bölgesine girişi yasaklanmıştı.
Kaçakçılarla sınırda çatışma
• VAN (AA) — Van'ın Özalp ilçesinde yurda kaçak
yöllarla koyun sokmak isteyen bir kaçakçı öldürüldü.
özalp ilçesinin Beyarslan köyü koruca bölgesinde dün
gece geç saatlerde İran'dan Türkiye'ye kaçak yollarla
koyun sokmak isteyen bir grup kaçakçıyla karşılaşan
güvenlik kuvvetleri dur ihtarında bulundu. Güvenlik
kuvvetlerinin dur ihtarına sılahla karşılık veren
kaçakçılarla, jandarmalar arasında çatışma çıktı. Çıkan
çatışmada kimliği henüz belirlenemeyen Iran uyruklu bir
kişi öldürüldü. Gecenin karanJığından yararlanan, ancak
kaç kişi oldukları belirlenemeyen kaçakçılar koyunlarıyla
birlikte Iran topraklarına kaçmayı başardılar. Olayla ilgili
soruşturma sürdürülüyor.
TİKB davası
• ANKARA (AA) — Yasadışı Türkiye Ihtüalci
Komünistler Birliği (TİKB) örgütüne üye olduklan ve
..çeşitli eylemlere katıldıkları iddiasıyla 7'si tutuklu 9
işinin yargılanmasına başlandı. Ankara DGM'de dün
jjbrülen davada, savcı, sanıklann TİKB örgütü yöneticisi
ve üyesi olduklannı, yasadışı eylemlere katıldıklarmı
belirterek TCK 168-1 ve 2. maddeleri uyannca 10 yıldan
15 yıla kadar ağır hapisle cezalandırılmalarını istedi.
Sorguları yapılan tutuklu sanıklar, Kazım Yıldırım,
Canali Türkmen, Devrim Türkmen, Ayten Yılmaz, Petek
Atıcı, Refik Ünal ve Engin Ahmet Saygılı ile tutuksuz
sanıklar Raşıt Kaya, Gülcan Akbulak örgüt yöneticiliği
ve üyeliği suçlamalarını kabul etmediler. Sanıklar,
Emniyet Müdürlüğü'nde kendilerine işkence yapıldığını,
zorla ifade dikte ettirildiğini öne sürdüler ve tahliyelerini
istediler.
İdamdan döndü
• ERZİNCAN (AA) — Erzincan Devlet Güvenlik
Mahkemesi'nde idam istemiyle yargılanan yasadışı örgüt
üyesi itirafçı sanık, 10 yıl ağır hapis cezasına çarptırıldı.
Erzincan DGM'de görülen davanın dünkü duruşmasında
savcı, itirafçı sanık Kalender Özen hakkında yasadışı
TKP-ML Partizan örgütüne üye olmak, mevcut anayasal
düzeni silah zoruyla yıkmak, adam öldürmek, devletin
malına zarar vermek, örgüte adam kaçırmak suçlarından
önce idam cezası istedi. Mahkeme, bazı hafifletici
nedenleri göz önünde bulundurarak sanığı 10 yıl ağır
hapis cezasına çarptırdı.
Göçebe işçiler
• KAMAN (Cumhnriyet) — Temmuz sıcağının
bunalttığı şu günkrde Güneydoğu Anadolu'nun yoksul
insanları, çocuklan, kadınları ve yataklarıyla tarlalarda
işçilik yapmak üzere akın akın Kaman'a geliyorlar. Halil
Polat sekiz çocuğu ve eşi ile çıkmış yola. Hatay,
Çukurova ve Iç Anadolu bölgelerinde çapa yapmış, tütün
toplamış mercimek ve nohut yolmuş... Kaman ilçesinde
mezarlık karşısındaki arsayı boş bulunca kuruvermiş
hemen tek odalı çadırlarım. Akşama kadar tarlalarda
mercimek biçiyorlar. Baba Halil Polat, "Biz böyle, yılın
uzun bölümünde ekmek parası kazanmak için
gezdiğimizden, çocuklanmızı okutamadık. Yerleşik
düzenimiz yok. Onların da akıbeti bizim gibi olacak. Ne
yapahm?" derken akşama kadar babalarıyla tarlada
mercimek biçen çocuklar, çadırlann yanındaki arsada
neşe içinde top oynayan başka çocuklara yorgun gözlerle
imrenerek bakıyorlar.
DYPlideriy Cumhurbaşkanı'nın hükümet başkanlığını bırakmadığını söyledi
6
OzaPın pozisyonu£auPCumhurbaskanı Özal'ın hükümet başkanlığını
bırakmadığını söyleyen DYP lideri, "özal
kanun nizam dinlemez. Tarafsız olacağını
hiçbir zaman ummadığımız Sayın Özal'dan
başka ne beklenir. Övünmeleri boştur."dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
ı) — DYP Genel Başkanı Süley-
Demirel, "Sayın Özal kanun
nizam dinlemez. Zaten onun bu-
lunduğn pozisyon fauldur, ofsayt-
nr" dedi. Demirel, özal'ın Güney-
doğu gezisi sırasında yaptığı kar-
şılaşormalann "aldatmaca" oldu-
ğunu söyledi.
DYP Genel Başkanı Demirel,
dün parti merkezinde gazetecile-
rin sorulannı yanıtlarken Cum-
hurbaskanı Özal'm hükümet baş-
kanlığını bırakmadığını, görevini
yapmaya devam ettiğini söyledi.
Demirel şoyle konuştu:
"Sayın Özal kanan nizam din-
lemez. Hcsabı yani Çankaya'ya p-
luşında meşnayet olmadan taraf-
sız otecagını hiçbir zaman umma-
dığımız Sayın Özal'dan başka ne
beklenir. Ama övünmeleri boştur.
Dogu ve Güneydogu Anadolu'-
nun GSMH'den aldığı pay küçül-
müştıir. Özel sektöre ait tesisler-
den yansı yanm kalmış bir kısmı
hiç işlemez duruma gelmiştir.
Devlet tesisleri de öyle. Doğu ve
Güneydoğu Anadolu'yu Atatürk
Barajrnın arkasına saklayıp övün-
mek aldatmacadır. Atatürk Barajı
için 6 Keban, 1 Kanıkaya eder di-
yor. Eger Atattirk Barajı Keban-
ın 6 misliyse o zaman 36 milyar
kilovat saat eiektrik iiretmesi la-
nm. 13 milyon metreküp sn top-
layan Polat Barajı'm övuyor. Çu-
bnk Barajı da aynı miktarda sn
lopluyor. Ben Atatürk Barajı'm
küçümsemiyorum ama Sayın
Özal'ın mukayesderinin fennen ü-
men yanlış olduğunu soyluyorum,
kimi kandırmaya çalısıyor Sayın
Özal. Kendilerine açız diye bağı-
raniara kulak versin. 10 sene
Türkiye'nin idaresüıi yapıp da Do-
gu ve uneydogu üretim gücünden
ve zengtnlikten mahrura ettikten
sonra buralann makûs talibini de-
ğiştirdik demesi yutturmacadan
ibarettir."
Demirel, TÜSİAD Başkanı
Cem Boyner'in DYP'ye katılaca-
ğı yolunda gazetelerde haberler
çıktığmm hatırlatılması üzerine de
"Ben de yeni haberdar oluyorum.
Cem Boyner iyi yetişmiş bir genç.
Cem Boyner ve Cem Boyner gibi
memleket mesetelerine Ugi duyan-
lar huknkun içinde kalmak sure-
tiyle bizimle çaiışmak isterierse
bundan memnuniyet duyarız.
Şevket Yılmaz ve Sayın Ounan
Ozbek böyle yargılaıımıştı. Bu da
ayıptı" dedi.
Hak aramak
Cumhurbaskanı, 'Olağanüstü HaVe ilişkin kararnameleri savundu:
Kararnameler değişmeyecek
HAKAN AYGÜN
SEYFt ÇELİKKAYA
SORGUN/YOZGAT — Cumhurbaska-
nı Tnrgut Özal, Olağanüstü Hal'e ilişkin
son kararnameleri savunarak "Kanun
bükmündeki kararnameler kim ne derse
desin. fevkalade müspet lesir etmiş, ülke-
nin böliınmez büruniuğunun sağlam bir le-
minatı baline gelmiştir. Bunun degiştiril-
mesine, yanlış yorumlanmasına hiçbir şe-
kilde imkân vermeyecegiz. Bu konuda ka-
rarlı olduğumuzu burada ciimle âleme ilan
ediyorum" dedi.
Cumhurbaskanı özal ve Başbakan Ak-
bulut, dün helikopterle Ankara'dan Yoz-
gat'tn Sorgun ilçesine geldiler. Özal bura-
da, 1976'da Devlet Bakanı Cemil Çiçek'-
in Yozgat MSP tl Başkanı olduğu dönem-
de zamanın Başbakan Yardımcısı Necmet-
tin Erbakan tarafından azot fabrikası te-
meli atılan alana şeker fabrikası temeli attı.
özal, tören alanına gelişinde mehter mar-
şı eşliğinde "Allah, Allab" sesleri ile kar-
şılandı. Temel atma törenine bakanlar Yü-
riir, Şıvgın, Kayalar, Konukman, Akka-
ya, Çiçek ve Özarslan katıldılar.
Törende konuşan Başbakan Akbulut,
ANAP iktidannda Türkiye'yi şantiye ha-
line getirdiklerini, eski iktidarlann üç şe-
ker fabrikasına karşı kendilerinin 6 şeker
fabrikası yaptıklarını söyledi. tstanbul'un
su sorununa da değinen Akbulut, "Bu be-
lediye nasıl iyi hizmet verebilir? Beceremı-
yor. Ama Istanbul'nn sn işini de biz hal-'
ledecegiz. İstanbullulan beiediyeye terk et-
meyip biz suyu getirecegiz. Bizde partizan-
lık yok" diye konuştu.
Akbulut"tan sonra söz alan Cumhurbaş-
kanı özal, konuşmasına önceki gün sona
eren Güneydoğu gezisini değerlendirerek
başladı. Özal, bu bölgedeki terörle
1980'den bu yana çok ciddi bir mücadele-
ye gırildiğini söyledi. Geçen aylarda bu
mücadeleyi daha iyi yapabilmek için ve
devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bü-
tünluğünü sağlamak üzere anayasanın ver-
diği yetkiyle kanun kuvvetinde kararname-
ler çıkarıldığını kaydeden özal şöyle de-
vam etti:
"Bu kararnamelerin esas hedefi mem-
leketimizin bölünmez bütünlügünü çok
saglam bir şekilde yerinde tutmak, kimse-
nin bu konuda adım dahi atmasına fırsat
vermemektir. Bunu yaptık. Ben geçen giin-
lerde Dogu ve Güneydoğu Anadolu'da ba-
zı illeri gezdim. Güvenlik güçlerini ziyaret
ettim, büyuk vatandaş topluluklan ile gö-
riişme imkfinı buldum. Kim ne derse de-
sin, kanun kuvvetindeki kararnameler fev-
kalade muspet tesir etmiş ve bu, ülkenin
bölünmez biitünlugünun şaşmaz bir tetni-
naü haline gelmiştir. Bunun degiştirilme-
si ve yanlış yorumlanmasına hiçbir şekil-
de imkân vermeyecegiz. Bu konuda kararlı
olduğumuzu bnradan cumle âleme ilan
edivorum."
Özal, Doğu ve Güneydoğu halkının ka-
nun hükmündeki kararnamelerle oluştu-
rulan durumdan memnun olduğunu ve bu
kararnamelerin terörle uğraşanlara buyuk
darbe indirdiğini anlatan Cumhurbaska-
nı özal, terörle uğraşanlardan teslim olan-
lann ve terörü bırakanların çoğaldığını ve
güvenlik guçleri karşısında çözulmeve baş-
ladıklarını belirtti. Cumhurbaskanı Özal,
"Bu dunıraıuı karşısında otaniar bulundu-
gunu biliyonım. Yurdumuzun içinde ve
özellikle dışında Turkiye Cumhuriyen' dev-
letini zayıflatmak isleyenler olduğunu bi-
liyonım. Ama buna asla imkân vermeye-
cegiz" diye konuştu.
Konuşmasında 1980 öncesine göre
Türkiye'nin kredibiütesinin büyük oran-
da arttığını ve Türkiye'nin kredi verecek
duruma geldiğini yineleyen özal, bu yıl hu-
bubat ürününün de çok iyi olduğunu söy-
ledi. Türkiye'deki ekonomik gelişmelerin
bir işareti olarak tstanbul Borsası'nı da ör-
nek veren Özal, "Dün (onceki gün) bir
banka 400 milyarlık hisse senedinin hep-
sini sattı. Borsa tahminlerin ustunde rag-
bet göriıyor. Hacim çok büyüdü. Bana ve-
rilen bilgiler İstanbul Borsası'nın birçok
borsadan ileri gitligini gösteriyor" dedi.
Konuşmasında GAP projesine ve yapı-
lan otoyollanna, F-16 projesine de deği-
nen özal, "Etrafımızdaki 8 ülkenin biç-
birinin bize yan bakmasım istemiyoruz.
Onun için guçlü olacağız" dedi.
Özal, temel atma töneninden sonra Sor-
gun Küçük Sanayi Sitesi'nde tapu dağıttı.
Demirel, Tilrk Tabipler Birliği
Başkanı Seiim Ölçer ile ikinci baş-
kan Fusun Sayek'i kabulünde yap-
tığı konuşmada da bazı doktorla-
nn ve sağlık çalışanlanmn çeşitli
illere tayin edilmesi meselesini
Meclis'e götüreceklerini söyledi.
Herkesin bize yardımcı olması la- Demirel, "Mesele. Tatvan'a gitme
nra, söy ledikleri üç kdimeden do- meseksi defüdir. Eger bu cezaiu-
layı "gel mahkemeye" denmesini dırma olarak saymyorsa lyıptır.
ayıpbyonım. Geçmişte de Sayın Bu ceşit ilkel yöatemlere basvar-
mak müstemleke idareierinde bi-
le görulmez. Memur nasıl aazur
içude yiqar«it O zanuuı bu dav-
ranışı kııııyonım. Ama bizim go-
revimiz hak aramaktır. Bu hakkı
muhakkak aranz" diye konuştu.
Bu arada, TTB Merkez Konse-
yi Başkanı Dr. Selim Ölçer ile 2.
Başkan Fusun Sayek de göreve ye-
niden seçilmeleri dolayısıyla De-
mirel'i ziyaret ederek hekimlerin
son günlerdeki sorunlan ile ilgili
bilgi aktardılar.
Dr. Selim ölçer, tabip odalann-
da yapılan seçimlerin ardından ik-
tidann örgütleri üzerindeki baskı-
larını artırdığıru, sağlık çalışanla-
nnı sürgüne, kıyıma ve rotasyona
tabi tuttuğunu kaydederek görev
yeri değiştirilen ve görevden ahnan
üyelerinin bir listesini ve konuyla
ilgili bilgilerin yer aldığı dosyayı
Demirel'e verdi.
Demirel, Bulgaristan'm Anka-
ra Büyükelçisi Argnin Konstuti-
nov'u kabul ederek bir süre görüş-
tü. Görüşmeden sonra gazetecilere
açıklama yapan Demirel, Tttrk-
Bulgar ilişkilerinin 1985'ten son-
ra durgunlaştığım ve 1989'da ya-
şanan büyük göç ile gerginleştiğini
belinerek "Bu anlaşılması fevka-
lade güç ve hangi akla hizmet et-
tigi anlaşılmaz bir olay... Bn olay
akıllardan çıkmayacak bir olay,
ama bugün orada rejim degişti. 23
Türk asıllı Bulgar vatandaşı par-
lamentoya girdi. Ben buyiikelçiye
Türk-Bulgar ilişkilerinin ycnidea
diizenlenmesi gerektigini söyle-
dim. Biz dostluk anyoruz, dls-
manhk aramıyonız" dedi.
Daha sonra Başbakan Akbnlut Ankara'-
ya giderken Özal da Yozgat'a geçerek vi-
layet ve belediye başkanlığını ziyaret etti.
Özal, Cumhuriyet Alanı'nda halka hita-
ben yaptığı konuşmada da Güneydoğu ka-
rarnamesine değindi. Kanun hükmünde-
ki kararnamelerin kabulunün üzerinden üç
ayı aşkın sure gectiğine işaret ederek "Gör-
dum ki ateş sonmeye başlamış" dedi.
Doğu ve Güneydoğu haJkının kanun
hükmündeki kararnamelerle oluşturulan
durumdan memnun olduğunu söyleyen
özal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Demokrasi. insan haklan gibi çok ko-
lay birtakım bahanelerk bu yaptığımız ted-
birleri geri çevirmek isteyenler var. Biz
memleketin bütunlüğünun karşısında olan
her şeyin karşısındayız ve mudaka ezeriz."
Türkiye'deki 80 sonrası gelişmeler ko-
nusundaki sözlerinı de yineleyen Özal,
Türkiye'nin "nal çivisi yapamazken F-16
yapacak hale geldiğini" söyledi. Yozgat'a
onümuzdeki yıl organize sanayi bölgesi ya-
pılacağını da belirten özal, döviz ve altın
serbestisini de savunarak "Önceden altın
Bulgaristan üzerinden kaçak geliyor, on-
lar da mama alıvordu, bunu onledik" de-
di.
özal vatandaşlara "Ülkenin biriigine
sımsıkı sanlın, Allah'ın ipine sanlır gibi sa-
rılın, o ipi bırakırsanız başkalarına yem
olursunuz" çağnsmda bulundu.
Özal daha sonra helikopterle Ankara'-
ya döndü.
Cumhurbaşkanının dört günlükGüneydoğu gezisinden izlenimler
ÖzalHcraatın başı'gibiydi
FARUK BtLDİRİCİ
TUNCAY ÖZKAN
ANKARA — Cumhurbaşkanı
IMrgut Özal, SHP'nin Güneydo-
ğu Raporu'nun tartışıldığı döne-
me rastlayan dört günlük Güney-
doğu gezisinde, bölgedeki sorun-
lara ilişkin yeni yaklaşımlannı an-
latu. Özal, ANAP örgütünün ka-
tüımıyla hazırlanan, törenlerle
karşılandığı yöredeki yerleşim yer-
lerindeki konuşmalarında, "dev-
letin güçiü" olduğu temasını işler-
ken bir yandan da devletin, "kan
dölune yerine, insan sevgisini ön
planda tuttuğnnu" dile getirdi.
özal, bölgede yaşayanların "etnik
köken ve anadil farkımn" ayrun-
cıhğa neden olmayacağını savun-
du. Halk, gezi boyunca Özal'a ge-
çim sıkıntısı ve ışsızlikten yakın-
dı.
özal'ın Güneydoğu gezisinde
dikkati çeken yanlardan biri, git-
tiği her ilde ANAP örgütlerinin
karşılama hazırlıklanna devlet ku-
ruluşlannın yanında aktif olarak
katılmaian oldu. Karşılamalarda-
ki Dankartlann çoğunda ANAP il
ve ilçe örgütlerinin imzası bulu-
nurken, araçlarda da ANAP bay-
rakları yer aldı. özal da sık sık el-
lerini başının uzerinde birleştire-
rek "ANAP seiamı" verdi.
Geziye bakanlar Işın Çelebi,
Halil Şıvgın, tbrahim Özdemir,
Abdülkadir Aksu, Lötfullah Ka-
yalar ve Cengiz Altınkaya katılır-
ken bölgeden sorumlu Devlet Ba-
kanı Kâmran tnan, "geziye
çağnlmadığı" gerekçesiyle Güney-
doğu'ya gelen bakanlar arasında
yer almadı. SHP'nin Gü-
neydoğu Raporu'yla bölgeye yö-
nelik politik atağına özal, kendi
tezlerini anlatarak karşılık verdi.
özal'ın konuşmalarında vurgula-
dığı yeni noktalar şöyle:
• özal, bölgede yaşayanların
farklı bir etnik kökene ve farklı bir
anadile sahip olduklannı söyledi.
Cumhurbaskanı, bu görüşünü
Şırnak konuşmasında, "Etnik kö-
keni ne olursa olsun, hangi ana-
dile sahip olursa olsun, hiçbir fark
düşünmüyonız" diyerek aktardı.
• Bölgedeki sorunlann temelin-
de ekonomik problemlerin yattı-
ğını savunan Özal, bunlann çözü-
mü için de bölgeye yatırımlara
ağırlık verildiğini anlattı. Insanla-
ra daha gelişmiş kentlerde yaşa-
mayı vaat etti.
• özal, hemen her konuşmasın-
da, devletin güçlü olduğunu,
onunla mücadele edilemeyeceğini
belirtirken kan dökmek yerine in-
san sevgisini ön planda tuttukla-
rını da vurguladı. Özal Tunceli-
deki konuşmasında, "Biz insanla-
nmızı aynrn yapmadan seviyo-
rnz" derken Şırnak konuşmasın-
da da, "Biz öldürmeyi degil, sev-
meyi düşünüyoruz" dedi.
• Pişmanlık Yasası'm hemen
her konuşmasında gündeme geti-
ren özal, böylece PKK yanlıları-
na teslim olmaiarı çağnsında bu-
ÖZALLAR — Cumhurbaskanı sık sık ANAP seiamı verdi. Kan dökme yerine, insan sevgisini ön planda tuttuğunu dile getirdi.
lunurken Pişmanlık Yasası'm da
bir tür "af" olarak yorumladı.
Güvenlik
Özal'ın gezisi nedeniyle bölge-
ye tstanbul, Mersin ve Adana'dan
çok sayıda polis sevk edildi. Ma-
latya ve FJazıg'da üstü açık ma-
kam arabasmdan yan beline ka-
dar dışarı çıkarak halkı selamla-
yan Özal ve eşi, Tunceli, Bingöl,
Diyarbakır, Şırnak ve Batman'da
arabasının kurşun geçirmez cam-
lan arkasından el sallamakla ye-
tindiler. özal, Şımak'ta konuşma
yaptığı meydandan valiliğe kadar
100 metrelik yolu poüs-jandarma-
özel tim ve koruma polislerinin
oluşturduğu güvenlik kordonu
içinde yürüyerek aştı. Çevik kuv-
vete mensup çdik yelekli polislerle
korunan özal'ın konvoyuna olay-
ların yoğun olduğu kentlerde zarh-
lı askeri araçlar da eşlik etti. Cum-
hurbaskanı, halkı selamlarken po-
lisler önünde bir güvenlik duvarı
oluşturdular. Buna karşın Bat-
man'da oğluna kadro isteyen Na-
ciye Uzun adlı yaşh kadının po-
lisleri aşarak Özal'ın koluna yapış-
ması, Semra Özal'ı kucaklaması
engellenemedi.
Batman'da Özal'ın ve diğer pro-
tokol mensuplarının oturduğu
platformun altına giren üç çocuk,
polislere zor anlar yaşattı. Çocuk-
lann platformun altına girişini en-
gelleyemeyen polisler, çocukları
oradan çıkartmak için uzun süre
"dil dökmek" zorunda kaldılar.
Cumhurbaskanı Özal'ın Malat-
ya'dan başlayarak Batman'da
noktalanan gezisinde halkın sü-
rekli sorunlanndan il il goze çar-
pan noktalar şöyle:
Malatya: Coşkulu karşılamayı
ANAP İl Başkanlığı organize et-
ti. özal, ANAP'lı Belediye Başka-
nı Mönir Erkal'ı makamında zi-
yaret etti. Ama bu ziyaretler,
ANAP'h olmayan belediye baş-
kanlarımh olduğu öbür illerde
gerçekleşmedi. özal, meydandaki
konuşması sırasında ANAP seia-
mı verdi ve Malatya'da "Türgut
Özal Hastanesi"run temelinı attı.
Elazığ: Programda olmaması-
na karşın halkın ilgisi nedeniyle
konuşan özal, bu ilden memnun
kaldı. Fuat Üniversitesi de Malat-
ya'daki tnönü Üniversitesi'nin
hastaneye Türgut Özal adım ver-
mesinden etkilenerek "lurgut
Özal Teknik Egittm Merkezi" ku-
rulmasını karariaştırdı. Ferro
Krom Tesisleri'ndeki açılış töre-
ninde özal, Güneydoğu sorunu-
na ilişkin ilk değerlendirmesini
yaptı ve "Cebennemin dibine ka-
dar peşlerini bırakmayacağız" de-
di. Tedirgin olduğu gözlenen Sem-
ra Özal, "tehlikeli olacağı" gerek-
çesiyle eşinin açüış sonrasında te-
sisi gezmesini engelledi.
lunceli: özal gelmeden bir gün
önce kentin tek karayolunun 30
kilometre ilerisinde giriş ve çıkış-
lar kontrol altına alındı. Polis ve
askerler kente girenlerin kimlikle-
rini saptarken ne kadar kalacak-
lannı ve kimin yanına gidecekle-
rini sordular. Özal konuşurken
halk, okul, sağhk ve işsizlik sorun-
larına çözüm isteyen pankartlar
taşıdı, sloganlar attı. özal ile gö-
ruşebilen üç Tuncelili aynı istekte
bulundular: lş. Kentin bağımsız
belediye başkanı ile SHP İl Baş-
kanı olağanüstü çaba harcayarak
sağladıklan görüşmede, kentin tek
doktoru olan Şefik Zan'm vahnin
isteği ile sürgün edilmesini protes-
to ettiler. Asker ve polislerin kul-
lanımına sunulan okullarının ye-
niden eğitime başlamasını, öğret-
men ihtiyaanın giderilmesini ve
kentte yerli yabana memur ayn-
mının kaldırılmasını istediler.
Özal konuşurken halk "Neden ge-
ri bıraktınlıyonız?" diye bağırdı.
Bingöl: Özal'dan iş ve bolgeye
yatırım isteyen pankartlann çok-
luğu dikkati çekti. Özal da 'icra-
aün başı" gibi çeşitli vaatlerde bu-
lunduktan sonra vilayet binasının
karşısında Diyanet Vakfı tarafın-
dan yaptırılan camiye yardım edi-
leceğini açıkladı. Bazı gençler de
bu sırada, kendi aralannda,
"Kentte 1970lerde meydana gden
deprem sonrasında başlatılan
meyhane yasagf'ndan yakındılar.
Şınıak: İl olmasına karşın Şır-
nak'ın bir köy görünümünde ol-
duğunu gören özal, "Yeni bir şe-
hir kunnayı" vaat etti. Yöre hal-
kı, il olmanın şimdilik "daha fazla
asker ve polis gelraesi dtşında bir
yarar getirmedigini" dile getirdi.
Gerçekten de bir subay, Cumhu-
riyet muhabirine, son günlerde yö-
reye üç tugayın sevk edildiğini,
"neredeyse metrekareye bir aske-
rin duştuğünü" söyledi. Gazeteci-
lerin buraya karayoluyla gitmele-
ri programlanmışken, güvenlik so-
runu da göz önünde tutularak son
anda özel bir şirketten kiralanan
helikopterle özal'ı izlemeleri sağ-
landı.
Batman: Özal, program dışına
çıkarak Şenoba'da koruculara hi-
tap edince Batman'a dört saat geç
geldi. Özal'm beklenişi sırasında
sanatçı tzzet Altınmeşe'nin sahne-
de olduğu sırada İl Milli Eğitim
Müdüru Nuruflah Özkıhç'ın Meh-
met Akif ve Yunus Emre'nden şi-
irler okuması sanatçının tepkisi-
ne yol açtı. Alandan aynlan Al-
tmmeşe'yi vatandaşlar, ısrarla tem-
po tutarak geri getirmeyi başar-
dılar. Batman'da güvenlik kuvvet-
lerinin bekleyen vatandaşlara karşı
sert davrandıkları, zaman zaman
cop kullandıkları dikkati çekti.
Özal'ın Batraan'a gelişi HEP
1
in "Onuriu ve özgür yaşam yürü-
>1işü"ne izin verilmemesine yol aç-
tı. Bir görevlinin lstiklal Marşı'm
oldukça kötü biçimde söylemesi
ve öbür görevlilerin müdahale
ederek mikrofonu kapatması gü-
lüşmelere yol açtı.
özal'ın portrelerinin bağlandı-
ğı balonların ipleri serbest bırakı-
hnca, balonlar havalanamadı. So-
nunda portreler sökülerek balon-
ların uçması sağlandı.
Barodan tepki
Ateşle
oynuyorlar
Haber Merkezi — İstanbul Ba-
rosu organlaruun Adalet Bakan-
lığı'nca feshedilmesi yönünde açı-
lan dava büyük tepki görüyor.
Dün lstanbul'da bir basın toplan-
tısı düzenleyen Türkiye Barolar
Birliği Başkanı Önder Sav, ile İs-
tanbul Barosu Başkanı TurjHt
Kazan, açılan davayı kazanacak-
larını savunarak, "Demokraük
hukuk devleti ve bukukun üstün-
liigü Ukeieri zeddeniyor" dediler.
Dün Gazeteciler Cemiyeti'nde
düzenlenen basın toplantısında
konuşan Türkiye Barolar Birliği
Başkanı Av. Önder Sav Türkiye'-
de hâlâ düşuncelerinden örürü ce-
zaevlerinde gazetecıler bulundu-
ğunu belirterek, "Türkiye, bası-
nına yüzlerce yıl cezalar veren öi-
ke olmanın ayıbını yasıyor, aaa-
yasa ile yasaklanmış olan saasar
bortluyor. İnsan hak ve özgüriük-
leri çigneaiyor, demokratik bu-
kuk devleti ve hukukua üstanhı-
ğii ilkderi zeddeniyor" diye ko-
nuştu.
Avukatların görevlerini yapar-
larken hiç kimseye bağlı olmadık-
Iannı da belirten Önder Sav ana-
yasal bir kuruluş olan Hâkimler
ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun,
yargı bağımsızlığına gölge düşür-
düğünü savunarak, "Yönetimia
gozeüm ve denetimi altında, ger-
çek bir yargı bagımsızlığından söz
edilemez" dedi.
Yargıtay Başkanı tsmet Ocak-
çıoğln'nu, barolarla Yargıtay'ın
arasındaki bağları kopannaya ça-
lışmakla suçlayan Önder Sav,
"KumJmuş güzel ve anlamlı ge-
lenekfcri yıkmak istiyof ve bizdea,
Türkiye Barolar Birliği
Başkanı'ndan, 6 Eylül 1990 tari-
binde yapılacak konnşma metai-
ni, 30 Mayıs 1990 taribinde isti-
yor. Gizli sansür ve denetleme be-
veslerini, talimat verircesine, knr-
nazca uygulamak istiyor" diye
konuştu.
tstanbul Barosu Başkanı Av.
Türgut Kazan da Adalet Bakan-
lığı'mn İstanbul Barosu organla-
rımn feshi için açtığı davayı ka-
zanacaklarını savundu. Kazan,
"İstanbul Asliye 2. Hukuk Mab-
kemesi'ne açılan bu davanın da-
ruşması 1 ekimde başlayacak.
Dost düşman duymalıdır Id o giüı
bizler için güzel bir bayram ola-
cak. Davayı hiçbir salona sıjdıra-
mayacaklar. Baro bağımsızlıgı
yolunda adımlar atacagız. Türk-
iye'yi böyle bir ayıptan mutlaka
kurtaracağız. Ve sonucu şimdiden
ilan ediyorum, bu davayı biz ka-
zanacagız. Parti örgütüyle oyna-
nır gibi baroyla oynanamayacağı-
nı da üösterecegiz" diye konuştu.
Dünyada ilk kez bir baro or-
ganlarının görevden alınmasının
tartışılacağını sözlerine ekieyen
Kazan, "12 Eylül rejimi bile ba-
ro organlannı görevden alma ce-
saretini gösteremedi. Baroyla oy-
namak hukukla oynamakür. Hu-
kukla oynaraak ateşle oynamak-
tır. Ateşle oynayamn eli yanar ve
oynayanlann eli yanacakür" de-
di.