29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 26 TEMMUZ 1990 DEMOKRATÎKALMANYA Birleşme hesabı hükümeti sarstıKoalisyon hükümetinden liberallerin aynlması birleşme • takvimi üzerindeki anlaşmazlıktan kaynaklanıyor. Liberaller ve koalisyondan ayrılmaları beklenen sosyal demokratlar, 1 aralıkta Batı'ya bağlanılmasını savunurken Başbakan De Maiziere 2 aralıkta ısrar ediyor. Bu tartışmalar olurken Demokratik Almanya'da büyük bir ekonomik bunalım da yaşanıyor. D İ L E K Z A P T Ç 1 O Ğ L U BERLİN — Demokratik Almanya'nın başkentinde sürmekte olan hükümet buna- bmı, Liberal Pani'nin koalisyondan aynl- masıyla sonuçlandı. Sosyal Demokrat Parti SPD'nin de hükümetten çekilmesi bekleni- yor. SPD kararını, önümüzdeki günlerde verecek. Doğu Berlin'deki kriz, Baü'ya iltihak ta- rihi ve seçim koşullan konusunda koalis- yon partilerinin anlaşmazlığa dttşmesinden ileri geliyor. Başbakan Lothar de Maiziere ve muhafazakâr partiler CDU ve DSU, 2 aralıktaki gend seçimlerden önce Batı'ya il- tihak olmaya karşı çıkıyorlar. Başbakanın tezine göre eğer D.Almanya seçimlerden önce birleşmeyi kabul ederse, Doğu Alman- lar ortak bir meclis ve hükümet secilene ka- dar Bonn'un yönetimi altına gırecek. De Maiziere, "Halk bunca mücadeleyi seçim- le meşrulaşmamış bir hukutnelin yönetimi alüna girmek için vermedi" diyor ve "Ön- ce genel seçim, sonra iltihak" formülünde ısrar ediyor. Makul görünen bu tezin ardında başka bir gerçek yatmakta: Muhafazakâr parti- ler, ilühakı seçim sonrasına erteleyip, seçim- lerde D. Almanya'da ayn koşullann geçer- li olmasına çalışıyorlar. Ayn koşullarda se- çim, yuzde 5 barajımn bütün Aimanya ça- pında değil, sadece D.Almanya çapında uy- gulanması demek. Böylece Doğu'daki kü- çuk partilerin, bu arada muhafazakâr DSU'nun olduğu kadar sol partilerin de Birleşik Alman parlamentosuna girme şansı artacak. Sol oylar bölünecek ve bundan ana muhalefet partisi SPD zararlı çıkacak. Liberaller ve SPD "ayn baraj uygnlama- sı"na karşı çıkıyor. Sosyal demokrat- lar, "Birieşik Alman pariamentosDnda bir- çok kttçük partinin kargaşa yaratacagını, ortak baraj uygulamasıyla sadece büyük partilerin medise sokulmasım" savunuyor- lar. SPD'nin asü korkusu, eski Komünist Parti'nin devamı PDS'nin ayn baraj uygu- laması halinde D. Almanya'daki sol oyla- n bölmesi. PDS, ayn baraj uygulamasında sadece 500 bin oyla Birieşik Alman mecli- sine girebilecek; oysa ortak baraj uygula- masında meclise girmek için en az 2 milyon oy kazanması gerekiyor. Işte bu seçim hesaplan, Doğu Berlin'de- ki hükümet krizine yol açan başlıca faktör. Geçen hafta sonu meclise bir önerge veren liberaller ve sosyal demokratlar, iltihakın seçim sonrasına ertelenmesine karşı çıktı- lar ve seçimden önce birleşme karan alırup yürtırlüğe sokulmasım istediler. önerge, mecliste muhafazakârlarm ve eski Komü- nist Parti'nin oylanyla reddedildi. Liberal- ler, bunun üzerine koalisyondan çekildiler. Böylece Liberal Parti'nin iki bakam da gö- revlerinden istifa etti. Meclis önergeyi, reddederken, Bonn- Doğu Berlin arasındaki ortak "Birieşmt Konisyonu"na havale etti. Komisyon bu- gün Bonn'da toplanıyor. Eğer önerge ko- misyonda da reddedüirse ki beklenen bu, Sosyal Demokrat Parti de koalisyondan çe- kilecek. SPD'nin koalisyondan çekilmesi, Doğu Berlin'deki hükümet bunalımını da- ha da ağırlaştıracak. Doğu Berlin'de seçim koşullan ve birleş- me tarihi hakkındaki tartışmanın bir aya- ğı da Bonn'da. Bonn'daki siyasi partiler, Doğu Berlin'deki "kardeş partileri"nin po- litikasını perde arkasından yönlendiriyor. 2 Aralık 1990 Pazar gunu yapılacak olan ortak genel secimler yaklaşırken, siyasi par- tiler, anık kendi çıkarlannı ön planda tut- ma zorunluluğu hissediyor. Almanya'da aylardır iktidarla muhalefet arasındaki du- varı şeffaflaştıran 'ulnsal dava' birleşme, yerini tekrar eski politikalara bırakıyor. öte yandan, D. Almanya'da Deutsche Mark'ın tedavüle girmesiyle Batı mallan, pazan tamamen istila etti. Birçok yerli fab- rika, üretimini pazarlayamadığı için iflas ederken, işsizlik oranı hızla yükseüyor. Batı mallannın girişi ülkede beklenmedik sorun- lara yol açtı. örneğin yerli bebek maması- ıun raflardan kalkıp, Batı Alman maması- nın satışa çıkması üzerine, Doğu Alman an- neler sokağa fırladılar. Doğulu bebekler, aüşık olmadıkları yabancı mamaya karşı alerjik. Bu yuzden anneler, tekıar eski Do- ğu Alman malı mamalann piyasaya sürül- mesini talep ediyor. Halk, ekmek, şeker, un, pirinç gibi te- mel gıda maddelerinin birden pahalılaşma- sından yakınıyor. îflaslar işsizliği arttınr- ken, çalışanlar da maaşlanmn artık hiçbir şeye yetmemesinden şikâyetçi. D.Almanlar, günlük sorunlanna acil çözürn bekledikle- ri hükümetin seçim hesaplanna düşUp gö- revini ihmal ettiği görüşünde. " D . Alman halkırun avukatlığım üstlendiğini" söyleyen Başbakan Lothar de Maiziere hükümet içi anlaşraazlıklar yüzunden halkın gözünde büyük prestij kaybına uğradı. ABD/SSCB KÜBA Afganistan'da barış umuduAmerikan ABC televizyonu, iki ülkenin Afganistan'da iç savaşm sona ermesi için anlaştıklarını öne sürdü. ABC, anlaşmaya ilişkin açıklamarun gelecek hafta yapılacağını bildirdi. ABD Senatosu'nda da Afgan mücahitlerine yapılan yardımın azaltılması yönünde bir karar ahndı. Dış Haberler Servisi — Afganistan soru- nunun çözümüne ilişkin yeni bir adım: Amerikan ABC Televizyonu, ABD ve SSCB'nin, sorunun çözümüne ilişkin anlaş- maya vardıklannı açıkladı. Haberin, Mos- kova'daki Afganistan Büyükelçüiği tarafın- dan doğrulanmamasına karşın ABD Sena- tosu'nda Afgan mücahitlerine yardımın azaltılması yolunda alman bir karar, Afga- nistan'da ufukta banş olasılığıru guçlen- diriyor. AA'mn haberine göre ABC Televizyo- nu'nda yayımlanan haberde, ABD ve SSCB'nin, Afganistan'dan Sovyet askerle- rinin çekilmesine karşın süren iç savaşın so- na erdirilmesi ve ateşkes sağlanması konu- sunda anlaştıklan iddia edildi. Haberde, an- laşmanın sağlandığına ilişkin açıklamanın, ABD ve SSCB Dışişleri bakanlarının Sibir- ya'daki göruşmeleri sırasında yapılacağı be- lirtüdi. AP'nin haberine göre de ABD Dışişleri Bakam James Baker ile SSCB Dışişleri Ba- kam Eduard Sevardnadze, Sibirya'nın Ir- kutsk kentinde yapacaklan göruşmede özel- likle Afganistan'da barışın sağlanması ko- nusu üzerinde duracaklar. Ancak ajans, iki ülkenin, barışın sağlanması konusunda bir anlaşmaya vardıklan konusuna değinmedi. Baker, dün başlayan Asya gezisinde, ön- ce Endonezya'da Güneydoğu Asya ülkeleri toplantısına katılacak. Baker daha sonra Singapur ve Moğolistan'ı ziyaret edecek ve Sevardnadze ile buluşmak üzere SSCB'ye geçecek. Afganistan'da banş sağlanması yolunda ortaya çıkan bu gelişmelere paralel olarak ABD Senatosu'nda Afganlı mOcahitlere yardımın azaltılması konusunda alınan bir karar da umutlan iyice güçlendirdi. ABD Senato tstihbarat Komitesi, Afgan mücahitlerine yapılan yardımın azaltılma- sını onayladı. Komite üyelerinden Senatör Frank Mur- kowskl. komitenin aldığı karann temelin- de, Sovyetler'in Afganistan'daki birlikleri- ni 1989 kasımında çekmesiyle ABD'nin amacını gerçekleştirmiş olmasmın yattığı- m belirterek komıtedeki bazı senatörlerin. mücahitlerin, bölgedeki uyuşturucu trafi- ğini dikkate almamalan üzerinde durduk- larım da ifade etti. Mücahitleri destekleyen senatörlerden Gordon Humphrey, mücahitlere, 1991 ma- li yıhnda yapılacak yardım miktarmın ne kadar olacağının henüz belirlenmediğini, bu konuda atılması gereken pek çok adırmn ol- duğunu belirterek mücahitleri destekleyen- lerin beklentilerinin yüksek olduğunu bil- dirdi. Öte yandan adının açıklanmasım isteme- yen bir Kongre üyesi, komitenin, mücahit- lere yapılan yardımın 100 milyon dolar ka- dar azaltılmasını istedigiru ileri sürdü. ABD Kongresi, mücahitlere, 1990 mali yıhnda, yaklaşık olarak 300 milyon dolar yardım ya- pılmasını onaylamıştı. Siyasi gözlemciler, komitenin karannın, pek^çok Kongre üyesinin, ABD'nin Afga- nistan, Kampuçya ve Angola'da yönetime karşı mücadele veren gerillalara yaptığı yar- dımları tartıştıkları bir sırada alındığına dikkat çekiyorlar. Sovyetler'in birliklerini Afganistan'dan çekmesine rağmen ABD'nin desteklediği mücahitlerle Devlet Başkam Necibullah'm Moskova destekli hükümeti arasındaki ça- tışmalar devam ediyor. Afganistan'dan yalanlama Atganistan'ın Moskova Büyükelçiliği, ABD ile SSCB arasında, Afganistan'da ateşkes sağlanması konusunda anlaşmaya vanldığı yolundaki haberleri doğmlamadı. Büyükelçilikten, adının sakh kalmasını is- teyen bir yetkili, Amerikan ABC Televizyo- nu tarafından Afganistan konusunda ABD ve SSCB'nin uzlaştığı yolunda yayımlanan haberle ilgili olarak "Bu baberi dogrulaya- mayız. Moskova ve \Vashington arasında böyle bir ateşkes anlaşması saglandığı yo- lunda bilgi almadık. Biz sadece kendi açı- mızdan ateşkes yapmaya hazır oldugumn- za soyleyebiliriz" dedi. ABD'nin Moskova Büyukelçiliğı'nden bir yetkili ise böyle bir yorumun ABD misyonundan yapümış ola- mayacağını kaydetti. DIŞBASIN NATO üyesi Aimanya REFORM RIJZGÂRI — kııba Devlet Başkanı Fidel Castro uretimi teşvik için başanya prim sistcmi geüriyor. Castro'dan reformadımıKüba lideri, üretiııün artması için tarım işçüerinin ücretlerinin yükseltileceğini ve işletmelere kendi kendilerinifinanseetme zorunluluğunun getirileceğini açıkladı. Dıs Haberler Servisi — Son iki haftadır, başkent Havana'daki yabana elçiliklere sı- ğınma furyası nedeniyle yaylım ateşine tu- tulan Küba yönetimi, yeni bir reform prog- ramını uygulamaya koymaya hazırlamyor. Reform programında, tanm ve turizm sek- törlerine ağırhk verilerek bu sektöTİerde ça- lışma koşullanmn iyileştirilmesi, sanayi iş- letmelerinin kendi kendini finanse edebilir duruma getirilmesi ve ücretlerdeki gerek- siz şişmelerin önüne geçümesi öngörülüyor. AP'nin haberine göre Kuba ekonomisi- nin dUzeltilmesi için ciddi önlemlerin alına- cağmı açıklayan Devlet Başkanı Fidel Cast- ro, işe tarım sektöründeki düzenlemelerle başlanacağım beürtiyor. Son yaptığı konuş- malardan birinde, tanm işçüerinin ücretle- rinde önemli miktarda artış yapılacağını söyleyen Castro, ayda yalnızca 80 peso (yaklaşık 185.000 TL) kazanan tanm işçi- lerinden, yüksek düzeyde üretim beklenme- sinin anlamsız olduğunu savundu. Konuş- masında, tanma az ödenek ayrılmasına karşın üretim düzeyinin duşük kalmasının nedenini kavrayamayan'teknokratlara' ça- tan Castro, bu konuda Japonya gibi kapi- talist Baulı ülkelerin önıek alınacağım söy- ledi. Şimdiye dek üretimin arttınlması için Ucretlerin ytlkseltilmesi gerektiğinî retlde- den Castro, artık çiftçilere 'gereken berse- yin verilecefini' söylüyor. Küba hukümetinin, ekonomik darboğaz- dan kurtulmak için öngördükleri en önemli çıkış yollanndan biri de turizm. Turizm ge- lirlerini yükseltmeyi amaçlayan Küba, özel- likle Kanada, Federal Aimanya, lspanya ve ttalya gibi konvertibl paraya sahip ülkeler- den turist çekmeyi hedefliyor. Yeni reform programma göre turizm sektörü, çalışan- lar için cazip hale getirilecek. önceükle, ça- hşanların ücretlerinde önemli artışlar ger- çekleştirilecek. Bunun yaru sıra başanh ça- lışanların, renkli televizyon gibi tüketim maddeleriyle ödüllendirilmesi de düşünü- lüyor. Küba'da oldukca yaygm olan 'ıo- runlu fada mesai' uygulaması, turizm sek- töründen kaldırüırken çalışanlara, ıyi semt- lerde yaşama olanağı da sunuluyor. Yeni reform programımn en çarpıcı nok- talanndan biri de işletmelere, kendi kendini fınanse etme zorunluluğunun getirilmesi. Program, bunun yanı sıra gereksiz yere şi- şirilmiş ücretlerin de aşağı çekilmesini ön- görüyor. Programda, duş^nce özgürlüğü- nün arttınlmasına ilişkin maddeler de bu- lunuyor. tspanya'ya veryansm öte yandan Kuba Dışîşleri Bakan Yar- dımcısı Jose Raoul Viera Linares, tspan- ya'run, 'Küba'da durumun felaket oidugu' yolundaki iddialarırun asılsız olduğunu ve 'Kuba yönetimini uzdiigünü' söyledi. Lina- res, büyükelçilikler krizinin çıkış nedeninin ise Kübalı sürgünlerin ABD'den yaptıkla- n radyo yayınlan olduğunu savundu. AA'- ya göre Dışişleri Bakan Yardımcısı Lina- res, önceki giın Havana'da düzenlediği ba- sın toplantısında, tspanya Dışişleri Baka- nı Francisco Ordonez'in, Küba hakkında- ki açıklamalannın, Küba hükümeti tarafın- dan 'ülkenin içişlerine modahale' olarak ni- telendirildiğini kaydetti. Bu arada, Dışişleri Bakan Yardımcısı Li- nares, geçen iki hafta içinde yabancı ülke büyükelçiliklerine sığman Kübalılan Mia- mi'deki Kübah sürgünlerin işlettiği radyo- lann kışkırttığını söyledi. Miami'de halen Kübalı sürgünlerin çalıştırdığı en az 3 rad- yo istasyonu bulunduğu belütiliyor. (Du"Uİllshll\ılllMl |.lı'Sİ tki Almanya'nın birleşmesi hız kazandı- ğında, mantık ve tarih yeni Almanya'nın sürekli olarak NATO'ya bağb kalmasını ge- rektiriyordu. Yeni Aimanya, ayrı bir bay- rak altında kendi başına bırakümamalıydı. Bu yeni bir güç kazanmış dinamik Alman- ya'nın Avrupa için bir tehlike haline dönttş- mesini önlemenin en iyi yoluydu. Sovyet- ler Birliği, iki Almanya'nın birleşmesi yo- lunda atacağı tarihsel adımın önemini art- tırmak için doğal olarak en uygun koşul- lan bekledi. Bu adım, Baskan Mihail Gor- baçov'un 2. Dünya Savaşı'nı kazanan en büyük güç olarak Almarya'da elde ettiği haklanndan vazgeçerek yeniden birleşen Almanya'ya kendi politik eğilimini seçme hakkını vennesidir. Almanya'nın birleşmesi, Almanlar için ülke tarihlerindeki onca önemli olaydan sa- dece bir tanesi Berlin Duvan, ancak sekiz ay önce yıkıldı. Başlangıç noktası, Gorba- çov'un Doğu Avrupa'mn yaşadığı değişik- likler sonucunda Sovyetler Birliği'nin kö- tü bir duruma düşmeyeceğine, aksine güç- leneceğine inanmasıydı. Hdmut Kohl'ün küçümsenemeyecek katkısı sadece bu anı degerlendirmesi değüdir. Kohl, aynı zaman- da hem Doğu hem de Batı'mn kuşkulanm yaüşurdı. Yolcsa Kohl'ün ters bir hareke- ti, büyük tepkilere yol açardı. tki Almanya'nın birleşmesi konusunda çözümlenmesi gereken önemli sorunlar var. Sovyet-Alman askeri göruşmeleri sürüyor. Almanya'nın amacı, Sovyetler'in askeri bir- liklerini Almanya'dan çekmesini sağlayıp bu bolgede Alman egemenh'ğini kesinleştir- mek. Sovyetler'in amacı ise bölgeden Sov- yetler Birliği'ne karşı herhangi bir tehlike gelmeyeceğine dair Almanya'dan söz al- mak. Bütün Avrupa, özellikle de Polonya, Almanya-Polonya sınınnın değişmemesini öngören bir anlaşma bekliyor. Aynca Sov- yetler Birliği ile Aimanya arasındaki ilişki- leri düzenleyıd bir anlaşma imzalanacak. Alman ordusunun asker sayısı azaltüacak ve nükleer silah yapmama taahhüdü yeni- den vuıgulanacak. Sovyetler Birliği'nin Al- manya'dan büyük bir ekonomik yardım beklediği de kuşku göturmeyen bir gerçek. Birieşik Aimanya artık NATO'nun bir üyesi olduğuna göre Amerika'mn Avrupa'- da ustlendiği büyük görev tamamlanmış, yerine başka önemli bir görev üstlenilmiş oldu. Yeni uluslararası kurumlann yer ala- cağı dünyamızda, NATO'nun anlamlı bi- çimde yaşamasını sağlamak. 17 Temmoz 1990 HABERLERIN DEVAM İsmailBeşikçiserbestbırakıldı Magic Box siyasete el attı Zeus Sunafii'na dava nazırlığı 1. Sayfada) maktan 45 yıla kadar hapsi iste- nen Beşikçi, bundan sonra tutuk- suz olarak yargılanacak. tstanbul 2 Nolu DGM'deki dünkü duruşmalarda Beşikçi ve Alan Yayıncılık Sorumlu Müdü- rü Ayse Zarakol'un "Büûn-Resmi tdeoloji, Devlet-Demokrasi ve Kfirt Sorano" ile "Devleüerara- sı Sömürge KünUstan" adlı kitap- lar nedeniyle yargılanmalanna de- vam edildi. Duruşma salonuna almışında dinleyicüerin alkışlany- la karşılanan Beşikçi mahkemeye sorgusunu içeren 17 sayfalık di- lekçe sundu. Sorgunun başında "intikam hissiyle" nezarette saat- lerce eli kdepçeli bekletildiğini be- lirten Beşikçi, bu durumu protes- to etti. Beşikçi daha sonra Ata- turk'ün, "Şarkın ezilen milletie- ri dzgnrliiklerine kavnşacakbr" şeklindeki sözlerini anımsatarak, "Ben Idtabtmda Mnstafa Kemal'- İM söyledikleriyle fiili duramu ir- delemeye çalışıyonım. Ben bunu bir olgaya dayanarak eleştirmek istivoraaı. Olgu Knrdistan'dır" dedi. Kuvayi Millıyecilerin tngi- üz ve Fransız emperyalizmiyle iş- birliği yaparak Kürdistan'ı parça- landığını ve Türkiye'deki bilim adamlanmn resmi ideolojinin propagandasım yaptıklanm ileri süren Beşikçi, resmi ideolojiyi eleştirenlerin ise cezai müeyyide- lerle karşılaştığıru anlattı. Bilim- sel gelişmenin sağlanması içm res- mi ideolojinin kaldınlması gerek- tiğine dikkat çeken Beşikçi daha sonra şöyle konuştu: "Bizde milli dnygulana zede- lenmesi olayı çok yanlış yerlerde aranıyor. Kıırtler vardır, Kürtler üzerindeki basiular kaldınlsu de- nilince Tarklerin milli daygulan zcddenmez. Biz Kürtler baskı al- tıadadır deyince polisi karşımız- da bulayonu. Ama bir Alman yetkili bütün Türkler domuzdor deyince soruşturma bile açüm- yor. Bunlann bangisi Turklerin milli duygnlarını cedeliyor? Demirel, Akbulut, Ecevit ve Alpaslan Türkeş ile süre sının olmayan çekimler yajjan Magic Box, SHP lideri Erdal lnönü'den randevu bekliyor. Genel Müdür Akköprülü, "îç yerel partilere pek girmeyi düşünmüyorduk, fakat izleyicilerden gelen talep üzerine üderlerin özgün konuşmalarım yayımlayacağız"dedi. Kültıir Servisi — Magic Box, si- layan Magic Box Genel Müdürü OMLZLARA ALINDI — Sosyolog tsmail Beşikçi'yi Bayrampaşa Cezaevi kapısında kalabalık bir gnıp karşıladı. Sevitıç gosterisinde bnlunan gnıp, Beşikçi'yi omuzlanna aldı. (Fotograf: Behzat Şahin) TnrUye'de bize karşı ırkçı bir po- litika uygulanıyor. Ama Güney Afrika'daki gibi degil. Çok daha gerici çünkü bir ums yok edilme- ye çalışılıyor." Diğer sanık Ayşe Zarakol da dava konusu kitaplan yayınlan- maktan gurur duyduğunu vurgu- layarak, "Ne yazık ki düşünce öz- gttrlügo ilkesini temel alan de- mokratik yayıncüık sansur uygu- lamayan, tabıdann üstfine giden, evrensel ölçüleri esas alan bir ya- yıncılık on yıllardır yargılama konusndar" diye konuştu. Daha sonra her iki kitapla ilgi- li davalann birleştirilmesi konu- sunu görüşen mahkeme heyeti savcımn da istemine uyarak dava- lan birleştirdi. Savunma avukatlan adına söz alan Serhat Bucak, Beşikçi'nin ki- taplannda iddia edildiği gibi bo- lücü propaganda yapmadığını yanlızca Kürt sorunu üzerindeki resmi ideolojiyi eleştirdiğini anla- tarak tahliye isteminde bulundu. Mahkeme heyeti de kısa bir aradan sonra geçen mart ayından bu yana tutuklu bulunan Beşikçi'- nin tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığım açıkladı. Be- şikçi'nin serbest bıraküması sa- İonda bulunan dinleyiciler ve avu- katlar arasında büyük sevinç ya- rattı. Dinleyicilerin alkışlarla tem- po tutarak DGM'den aynldıkla- rı görilldü. Beşikçi, geçtiğimiz günlerde de "Bir Aydın, Bir Örgnt ve Kürt Sorunu" adlı kitabı nedeniyle ts- tanbul 1 Nolu DGM'de tutuklu olarak yargılandığı davada tahli- ye edilmişti. Saat 23.00'te Bayrampaşa Ce- zaevi'nden çıkan İsmail Beşikçi'- yi kapıda tstanbul, Izmir, Anka- ra, Diyarbakır barolarından bir gnıp avukat, Hamburg Insan Haklan ve tşkence Vakfı'mn iki üyesi, Frankfurt Üniversitesi öğ- retim üyelerinden sosyolog Prof. Ursola Scbwartzer, yayıncı Ayşe Zarakol, Ümit Fırat ve kalabalık bir gnıp karşıladı. Beşikçi'yi omuzlanna alan gnıp, alkışla se- vinç gösterilerinde bulundular. yasi liderlerle görüşmeler yaparak Star lkanalında yayımlanacak bir program hazırlığına gıriştı. önce- ki gün DYP Genel Başkanı Süley- man Demirel ile ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yıkhnm Akbulnt'un çekimlerini gerçekleş- tiren Magic Box, dün de DSP Ge- nel Başkanı Bülent Ecevit ve MÇP Genel Başkam Alpaslan Türkeş ile söyleşi gerçekleştirdi. Magic Box Yönetim Kuralu Başkam Tunca Toskay'ın, şirket- lerinin kuruluşunu açıkladığı gün- den bugüne "İç politikaya kanş- mayacagu" demesine karşın dün Türkeş'in çekimlerinde Cumhuri- Mehmet Tnran Köprülü, "tç ye- rel baberlere pek girmeyi düşün- müyorduk. Fakat izleyicilerden gelen talep 'Bizi bundan mahrum biTakamazsımz' şeklinde oidugu için 16 eylülden idbaren düzgün aktüd programlar olarak liderle- rin özgür konuşmalannı yayımla- yaeagız" dedi. Turan Akköprülü, süresini sı- nırlamadıkları söyleşilerin ne za- man yayımlanacağı konusundaki sorumuzu " O bize ait. Ekranda göreceksiniz" diyerek yanıtlarken bu söyleşiler için "belirgin özel- liği olan ve politikada yeri olan" liderleri seçtiklerini belirtti. SHP yet muhabirinin sorulannı yamt- Genel Başkam Erdal tnönü'nun halen Ankara dışında olması ne- deniyle kendisiyle bağlantı kura- madıklannı, ancak çekim için randevu beklediklerini belirten Akköprülü, RP Genel Başkam Necmettin Erbakan'a ise şimdilik başvuruda bulunmadıklanm bil- dirdi. Magic Box Gend Müdürü, söy- leşilerin içerikleri ile ilgili olarak "Alternatif bir yayın kuruluşu olan Magic Box'ın ne gibi yayın yapması isteniyor dograltusuoda görüş alıyonız. Liderler çoğnlcn demokrasiden yana oldoklannı söylüyorlar. Çogulcn demokrasi- lerde, çoksesli alternatif yayıncı- bgın nasıl olmastBi gerektigini ög- reniyoraz. Iktidar ve muhalefet- te uzun süre kalmtş bu liderler devletin yayın organının kendile- rine bakış açısını çok i>i bilirler. Bu görgü ve bilgi için de, Magic Box'a yapacagı baber ve yonım- larla ilgili özel tecrnbelerini aktaracaklar" dedi. Kültür Bakanlığı, Zeus Sunağı'nın Türkiye'den nasıl kaçınldığınm "belgelerle" saptanması için bir komisyon oluşturdu. Bakanhk yetkilileri, Türk kaynaklannda sunağın yurtdışma götürülmesine izin veren bir belge olmadığv göruşünde. Gorbi (Baştarafi 1. Sayfada) Gorbaçov'un söz konusu uya- rısı Sovyet resmi haber ajansı TASS tarafından duyunıldu. Gor- bacov, özellikle Ermeni militanlan hedef alan uyansında, tüm silah- lı gnıplann, silahlannı ve ellerin- deki patlayıcı maddeleri SSCB tçişleri Bakanlığı yetkililerine tes- lim etmelerim istedi. SSCB lideri, "Eger illegal alahlı güçler, insanlar ve ulkeler için teh- like olacaksa, tçişleri Bakanlıgı- na bagJı askerierin güç kollanması ve Savunma Bakanhgı'nın buna karşı çeşitli operasyonlar düzen- lemesi de kaçınılmaz olacaktır" dedi. İllegal silahlı gruplann, ül- ke bütünlüğünü ve insanların ya- şamım tehdit ettiğini kaydeden Gorbaçov, bu gruplann askeri ve sivil hedeflere karşı sürekli saldı- nlarda bulunduğunu anımsattı. Maç yayınlarında sürpriz (Baştarafi 1. Sayfada) spor, Boluspor, Karşıyaka, Zey- tinburnuspor, Bursaspor ve Kon- yaspor da eklendi. Böylece TKTnin anlaştıgı kulüp sayısı 8'e yükseldi. TRT bu kulüpler ile önümüzdeki salı günü sozleşme imzalanacağını, ancak bu toplan- tıya Ankaragücü ve GençleTbirli- ği yetkililerinin de gelebileceğini bildirdi. TRT, dün ana haber bültenin- de gönlşmeyle ilgili vereceği habe- ri daha önceden basına dağıttı. 6 kulüp temsilcisüıin TRTyi ziyaret etmesinden sonra hazırlanan ha- berde şunlara değinildi: "Sozleşme çerçevesi içinde ye- ni görüşûr sunan knlüp temsilci- leri ile TRT Gend Müdürü araam- da yapılan topiantida sezon için- de naklen ve banttan yapdacak ya- yınlann gözden gecirilmesi ve ye- ni bir protokolün hazırianması için prensip anlaşmasiBa vanldı. Salı günü bütün kolüpler toplan- üya kaalabüecck." TRT ile kulüpler 8 gün önce yaptıklan toplantı sonrasmda bir sonuç alamadıklan için bir hafta sonra görüşmek üzere dağıldılar. Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray, Sanyer ve Adanaspor temsilcile- rinin de katılmadığı topiantida TRT kulüplerle yine anlasamadı. Bu topiantida kulüpler TRT'nin karşı garanti vermemesi duru- munda sozleşme imzalamayacak- lanm bildirdiler. TRT Genel Mü- dür Yardımcısı Nevzat Avcı da böyle bir garanti veremeyecekleri- ni ifade ettikten sonra toplantı, bir sonuca varılamadan dağıldı. Ancak toplantı sonrasmda ye- nilen yemekten sonra 6 kulüp tem- silcisi TRTye giderek Genel Mü- dür Erdem ile 2.5 saat süren bir görüşme yaptı. Bu görüşme son- rasında kulüpler TRT ile anlaştık- larını bildirdiler. MUSTAFA BALBAY ANKARA — Zeus Sunağı'nın Türkiye'ye geri verilmesi için Kül- tür Bakanlığı dava açma hazırlı- ğında. Bakanlık bünyesinde oluş- tunılan bir komisyon, sunağın Türkiye'den nasıl götürüldüğünü "resmi betgelere dayandırarak" saptamak üzere çahşmasını sürdü- rüyor. Bakanhk yetkilileri, Tflrk- iye'de bugüne kadar sunağın izinle verildiğini gösteren belge bulun- madığını, araştırma sonunda Do- ğu Almanya'dan bu belgelerin as- lmı isteyeceklerini vurguladılar. Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürü Aldf Işık, Zeus Sunağı'- nın yurtdışına götürülüşü konu- sunda arkeologlann ve araştırma- cılann makalaleri dışında fazlaca bir bilgi bulunmadığını belirterek şunlaıı söyledi: "Konnyla Ugili geniş bir ıırsiv taraması yapıyoruz. Cnmhuılyet dönemi belgderinin yanı sıra Os- manlı arşivlerinden de yararlıtna- cağız. Bo konuda yaygın göriiş, snnagın Osmanlı Pad^ahı IL Ab- dülbamil'in izniyle veriMigi. An- cak bu izin nasıl verilmis, naagi sadrazam devreye girmiş bunlar net degil. Türk kaynaklannda res- mi belgelerin olmadığı kesinleşir- se, Doga Almanya'dan bu belge- lerin asrilannı göstermesini isteye- cegiz." Kültür Bakanlığı çeşitli maka- lelerde ortaya değişik iddialar atıl- masına karşın şu sorulann kesin yanıtlanm arıyor: • Zeus Sunağı'nın bulunduğu Bergama'da Alman arkeologlann 1860*13 başlatnklan Uk kaalar ya- sal mıydı? Bunun izni kimden, ne zaman alındı? • Osmanlı döneminde kazı so- nucunda çıkan eserlerin ancak üç- te biri kaiıyı yapan ülkeye verili- yordu. Zeus Sunağı'nın tümüyle Almanya'ya götürülmesi bu ilke- ye göre mümkün değil. Sunak tü- müyle yurtdışına götürüldOkten sonra dönemin padisahı Abdülha- mit'ten izin alınmışsa bu ne dere- ce gecerli olur? • Eğer gerçekten kazı öncesi izin ahnıp, padişah da Zeus Suna- ğı'nın tümünüu götürülmesini onaylamışsa bunun belgeleri nerede? Kültür Bakam Namık Kemal Zeybek de bu sorulan netleştire- cek araştırmadan sonra "dava" dahil her türlü girişimin yapılaca- ğını söyledi. Zeybek Zeus Sunağı ile ilgili pekçok araştırma ve ma- kale bulunduğunu ancak bunlann belge yerine gecmeyeceğini anım- sattı. " Kültür Bakanlığı yetkilileri, ar- kadaşımız Dilek Zaptçıoğlu'nun dün 'Türkive'd«n »nnaguı geri aiınmag içfaı başvvn yok n başlık- lı haberine ilişkin olarak, "Biı Berlin Müzesi'ne sagiam bir back- groandla gitmek istiyoru. Bize sonagın yasal yollaria Bertin'e git- Ügini söykseler bile ortada pek- çok karanbk noku var. Ea köti olasılıkla Biriesmis MiDetler'la 'her eser bulunduğu ve ait oldu- ğu topraklarda sergilenmeli' flke- sinden bareket ederek sonagı geri isteyecegiz" diye konuştular.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle