Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 TEMMUZ 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
Walesa: Halk
hoşnutsuz
• VARŞOVA (AA) —
Polonya Dayanışma lideri
Lech VV'alesa, halkın boşnut
olmadığını söyleyerek
Dayanışma milletvekillerini
uyardı. Walesa, Dayanışma
Sendikası tarafından
Gdansk'ta önceki gUn
düzenlenen ve yaklaşık 150
milletvekili ve senatörün
katıldığı bir toplantıda
yaptığı konuşmada,
milletvekillerine bu göreve
seçilerek geldiklerini
unutmamalannı söyledi.
Walesa, "Kaderiniz, size oy
vermiş köylülere ve işçilere
bağlıdır" dedi.
\eltsin ikili
anlaşma önerdi
• MOSKOVA (AA) —
Sovyetter Birliği'ni
oluşturan cumhuriyetlerin
en büyüğü olan Rusya
Federasyonu, Litvanya'ya,
1991 yılında yapacakları
ekonomik işbirliğinin
çerçevesini belirlemek
amacıyla bir anlaşma
J
-^alamavı önerdi.
erfaks ajansının Vilnius
Radyosu'na dayanarak
verdiği habere göre, Rusya
Federasyonu Devlet Başkanı
Boris Yeltsin ve Başbakan
İvan Sılayev imzasıyla
Litvanya Yüksek Sovyet
Başkanlık Divanı'na ve
hükümetine gönderilen
mesajda, iki cumhuriyetin
temsilcilerinin anlaşmayı
hazırlamak için zaman
geçirmeden bir araya
gelmelerinin yararlı olacağı
vurgulandı.
Kosovada
protesto
• PRİŞTtNE (AA) —
Yugoslavya'nın Sırbistan
Camhuriyen'ne bağlı
Kosova Ozerk Bölgesi
Kokktif Cumhurbaşkanlığı
Başkanı Hisen Kajdomcaj
ve Kolektif
Cumhurbaşkanlığı'nın iki
üyesinin Sırbistan'ın
Kosova'ya yönelik
hareketlerini protesto etmek
için istifa ettikleri bildirildi.
Bu arada Moskova özerk
bölgesinde binlerce Arnavut
da Sırbistan yöneticilerini
protesto için dün, şiddet
içermeyen eylemlere başladı.
P liderine
hapis cezası
• PRAG (AA) —
Çekoslovakya Komünist
Parti eski birinci sekreteri
Miroslav Stepan, görevini
kötüye kullandığ]
gerekçesiyle 4 yıl hapis
cezasına çarptırıldı. Hâkim
Marie Markova, dün
yaptığı açıklamada, 25
haziran tarihinden beri
Prag mahkemesinde
yargılanmakta olan
Stepan'ın 28 Ekim 1988
tarihinde başkent Prag'da
yapılan gösterilere
müdahale etmeleri yolunda
eski polis şefîne talimat
vermekle görevini kötüye
kullandığıru söyledi.
Israil yine
saldırdı: 12ölü
• BEYRUT (AA) — İsrail
bombardıman uçaklannın
Güney Lübnan'daki tran
yanhsı Hizbullah örgütü
hedeflerine dün
düzenledikleri saldında, 12
kişinin öldüğü, 28 kişinin
de yaralandığı bildirildi.
Lübnan polisi 8 ölü 18
yaralının sivil, 3 ölü 10
yaralının ise Hizbullah
militanı olduğunu açıkladı.
Polis, İsrail uçaklannın 10
dakika ara ile Güney
Lübnan'daki Loweizeh ve
Melita'daki kamplara iki
saldırı düzenlediklerini
belirtti.
Beş Kübalı
sığındı
1AVANA (AA) — 5
kubalının dün
Çekoslovakya'nın Havana
Büyükelçiliği'ne sığınarak
korunma istedikleri
bildirildi. Doğu Avrupalı
diplomatik kaynaklar,
elçiliğe sığınan 5 Kubalının
Küba hükümetinin
kendilerine karşı misilleme
yapmasına karşı korunma
istediklerini söylediğini
bildirdiler. Kaynaklar,
konuyla ilgili başka aynntı
vermediler.
ABD-Yunanistan anlaşmasından duyulan rahatsızlıkAmerikan elçisine aktanldı
Ankaradan SEIA'ya tepkiANKARA (Cumhuriyel Bnrosn) —
ABD ile Yunanistan arasında önceki gün
imzalanan Savunma ve Ekonomik tşbirli-
ği Anlaştnası (SEİA) Ankara'da endişe ile
karşılandı. ABD'nin Ankara BUyükelçisi
Morton Abramowitz, dün Dışişleri Bakan-
hğı'na çağnldı ve Türkiye'nin duyduğu kay-
güar kendisine aktanldı. Ankara, ABD hü-
kümetinden anlaşma hakkında açıklama
istedi. Türkiye, anlaşmadan kaynaklanan
endişelerini bugün de Ankara'da temaslar-
da bulunacak olan ABD Savunma Baka-
nı Richard Cbeney'e iletecek. Yunanistan'ın
ABD ile sekiz yıl için imzaladığı anlaşma-
da yer alan "ABD ve Yunanistan banşı leh-
dit eden silahlı saldırı veya tehditlere karşı
birbirlerinin egemenlik, bağımsızlık ve top-
rak butünlüklerini korumayı garanti eder"
hükmünün Turkiye'ye yönelik bir tavır ola-
rak kabul edilebileceğine işaret ediliyor.
Müzakereler sırasında Yunanistan hükü-
metinin resmi sözcülerinin basında çıkan
çeşitli demeçlerinde, iki ülke arasında ye-
ni bir anlaşmanın akdedilebilmesi için, yeni
anlaşmanın Yunanistan'ın ulusal çıkarla-
rına katkıda bulunacak nitelikte olması ge-
rektiği belirtilmiş, bu ifadelerle Türkiye1
ye karşı garantiler sağlanmasının amaçlan-
dığı vurgulanmıştır.
Bu gelişmeler üzerine ABD yetkilileriy-
le vaki çeşitli temas ve girişimlerde konu
tarafımızdan gündeme getirilrniş; görüşle-
rimiz, hiçbir tereddüde mahal bırakmaya-
cak şekilde acıklıkla ifade edilmiştir!'
Türkiye'nin girişimleri sırasında bir NA-
TO üyesinin bir başka müttefiğe karşı, di-
ğer bir ittifak üyesinden güvenlik garanti-
si istemesinin anlamsızhğı ve tutarsızlığı
uzerinde durulduğunu belirten Sungar, ge-
lişmeleri şöyle özetledi:
"Türk-ABD SEİA müzakereleri sırasın-
da çauşmalann özellikle iki ulke arasındaki
ilişkilerde odaklandıgı, anlaşmada ise
iiçüncü ülkeierie Uişkilerin soz konusu edil-
roedigi hatırlatılmış ve aynı şekilde ABD-
Yunanistan Savunma ve Ekonomik tşbir-
ligi Anlaşması'nda Turkiye'ye karşı güven-
lik garantisi olarak yonımlanabilecek bir
bükmün yer almaması geregi vurgulanmış-
tır."
Amerikalı yetkililerin, girişimlere
aleybine garantiler verilmesinin
bu durura muvacehesinde, ABD Büriıkd-
çisi, bakanlığınuza davet edilerek görüşle-
rimiz bütun açıklıgıyla dile getirilmiş ve
ABD hükümetinden anlaşma hakkında
açıklama istenmiştir" dec*i.
Ankara'daki ABD'h' yetkilüer ise, anlaş-
manın NATO'nun genel ilkelerine uygun
olduğunu savunurken, imza tarihinin
Türkiye ile Yunanistan arasında diyaloğun
yeniden kuruhnası girişimleriyle aynı gün-
lere rastlamamn sadece "tesadnf" olduğu-
nu ifade ettiler. Aynı yetkililer, anlaşma-
nın mayıs ayı sonunda parafe edildiğini
ammsatarak, Savunma Bakam Richard
ABD ile Yunanistan arasında imzalanan Savunma ve
Ekonomik İşbirliği Anlaşması'nda yer alan "tehditlere
karşı birbirinin egemenlik ve toprak bütünlüğünü
koruma" maddesi Ankara'ya göre "Türkiye*ye yönelik
bir tavır" olarak kabul edilebilir. Ankara'mn kaygısı
bugün yapılacak görüşmelerde ABD Savunma Bakam
Richard Cheney'e de üetilecek.
söz konusu olamayacagı, anlaşma metni-
nin endişelenmemizi gerektirecek herhan-
gi bir husus içermeyeceği" cevabını, "ke-
sin ifadelerle" verdiğini belirten Sungar,
imzalanan anlaşmayı Ankara'mn değerlen-
diriş biçimini de şöyle özetledi:
"Açıklanan ABD-Yunan 'karşılıklı Sa-
vunma ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması'
metninin özellikle giriş bölümünde, mug-
lak yaklaşım ve ifadelerle kaleme alınan,
istismara müsait formüllere yer verildiği
üziintüyU mıişabede edilmiştir."
Sungar, "Daha önceki beyanlaria celişen
Cheney'in Atina ve Ankara ziyaretlerinin
çok önceden programlandığım belirttiler.
7/10 oranı
Üst düzeydeki Dışişleri Bakanlığı yetki-
lileri ise, Dışişleri Bakam AH Bozer'in ABD
Dışişleri Bakam James Baker ile yaptığı son
görüşmede, Yunanistan ile imzalanan SE-
LA'nm Turkiye'ye bir tehdit niteliği taşuna-
dığı konusunda güvence aldığını anımsat-
tılar. Aym yetkililer, iki bakanın 7 haziran-
da tskoçya'nm Tumburry kentinde yaptık-
lan görüşmede, Baker'ın Bozer'e, "anlaş-
mada Türkiye'yi rahatsu edecek hiçbir bö-
lüme izin verilmeyecegiııi" söylemesine kar-
ştn anlaşmada metninde yer alan bazı
hükümlerin Ankara'yı rahatsız etmesinin
"dogal karşılanması gerektigini" belirttiler.
Anlaşmanın, Washington'un Türkiye ile
Yunanistan'a yaptığı askeri yardunda 7/10
oramm koruyacağını öngörmesi de Anka-
ra'da bir başka endişenin kaynağını oluş-
turdu. Türkiye, bu oramn değiştirilmesi ko-
nusunda bir süredir diplomatik girişimle-
rini sürdürüyordu. Ankara, ABD'nin NA-
TO ülkeleri arasında yardım oramm anlaş-
ma metni haline getirmesine karşı olduğu-
nu vurgulayan Dışişleri Bakanlığı yetkili-
leri, bu açıdan da Yunanistan ile imzalanan
SElA'mn sorunu yeniden alevlendireceği-
ni vurguladılar.
Ankara'mn Yunanistan konusundaki en-
dişelerinin geniş biçimde bir kez daha dile
getirileceği Cheney'in Ankara temasların-
da Uzerinde durulacak diğer konuları da
son NATO zirvesinde alınan kararlar ve kı-
sa menzilli nükleer silahların kaldırılması
yönündeki ABD önerisi oluşturuyor.
Türkiye*deki topçu bataryalarıru kapsamı-
na alan ABD önerisine Ankara sıcak
bakıyor.
ABD Savunma Bakanı'nın, yıllık olağan
"uzak Avnıpa ülkeleri luru"nun Ankara
durağında, Cumhurbaşkanı Turgut ÖzaJ,
Başbakan Yıldınm Akbulut, Milli Savun-
ma B?kanı Safa Giray ve Genelkurmay
Başkam Necip Torumtay ile görüşmesi bek-
leniyor. özal, Cheney'i kabul etmek üzere
bir gun için Ankara'ya geliyor
Liberya*da isyuncılar,'Ateşkesehnyır* dedi
Dış Haberier Servisi — Liberya'da yönetimi devirmeyi amaçlayan
isyancı birliklerle hıikümet birlikleri arasındaki çaüşmalar sürüyor.
Başkent Monrovia'yı kuşatma altında tutan isyancılar, Devlet Baş-
kanı Samud Doe"nun ateşkes önerisini reddetüler. Uberya'nın kom-
şusu Fildişi kıyısında bir açıklama yapan isyancı biriiklerin sözcü-
sii Thomas Woewiyu, Devlet Başkanı Doe'nun ateşkes önerisinin red-
dedildigini açıklayarak LJberya yönetiminin ateşkes saglandıgı yo-
Inndaki iddiasam yalanladı. Sözcü, isyanalann başkent Monrovia-
da ilerlediklerini ve Doe'ya baglı biriiklerin knşablmak lizere oldnk-
lannı söyledi. AP'nin haberine göre Charies Taylor liderliğindeki
isyancı birliklerle Samuel Doe'ya baglı hükümet güçleri arasındaki
çatışmalar süriiyor. Çaüşmalann önceki gün hafiflemesine ve isyan-
alann başkentin dışına çeküdiginin acıklanmasına karşın isyancı-
lar, hükümet askerlerinin moralinin kötü olduğunu one sünıyorlar.
tsyancılar, Charies Taylor lideriiginde bir hükümet kurulması için
Doe yönetimiyle pazariıklara başlanacağım da iddia ediyorlar.
Yunanistan
SEİA
partileri
karıştırdı
ATtNA (Cumhuriyet) — Yuna-
nistan hukümeti ile ABD arasın-
da önceki gün imzalanan Savun-
ma ve Ekonomik İşbirliği Anlaş-
ması (SEİA) Ankara'mn tepkisi-
ne yol açtığı kadar Vunanistan'da-
ki muhalefet partilerinin de deği-
şik açılardan çeşitli eleştirilerine
hedef oldu. Ana muhalefet sosya-
list PASOK söz konusu anlaşma-
yı "eskiye dönöş" olarak nitele -
di-
Yunanistan Başbakanı Kons-
tantin Mitsotakis ile Dışişleri Ba-
kam Andonis Samaras söz konu-
su anlaşmayı "eşi bulunmaz bir
anlaşma" olarak nitelediler. Ayn-
ca ABD'nin ilk kez Yunanistan1
'
ın bagımsızhğına, egemenlik hak-
lanna ve toprak bütünlüğune
"güvenceler" verdiğini vurguladı-
lar.
Ana muhalefet PASOK, dünkü
açıklamasıyla SElA'yı "Ynnan
ulusal çıkarianna aykın" olarak
nitelerken üs anlaşmasının iraza-
lanmasından önce anlaşma mad-
delerinin açıklanması ve halk oy-
lamasma sunulmaa gerektiğinden
söz etti. Komünist partileri ise üs-
lerin ikisinin kapatümasıyla Yuna-
nistan'ın ABD'ye olan "bagımlı-
hgının" silinmediğim ve bütün us-
lerin kapatılması gerektigini vur-
guladı.
Azınlıklar konusundaki yaklaşım Ankara'yı düşündürüyor
Türkiye AGIICten tedirginYASEMİN ÇONGAR
LONDRA — Kuzey Aüantik
Ittifakı'mn başta Sovyetler Birli-
ği olmak üzere Varşova Paktı ül-
keleri karşısında yeni bir imaj
oluşturmaya çalıştığı Londra zir-
vesi, AvTupa Güvenlik ve İşbirli-
ği Konferansı'nın (AGİK) önemi-
ni kaçınıhnaz biçimde ön plana çı-
kardı. AGlK'in Avrupa'mn güven-
liği açısından oynadığı rolü yad-
sımayan, ancak bu rolün NATO-
nun işlevinin yerini alamayacağı-
m savunan ittifak ülkeleri, yayım-
ladıklan ortak bildiri ile 351er Av-
rupası'mn kurumsallaşmasım da
gündeme getirdiler. Londra zirve-
sinde NATO'nun önemini sürdür-
düğü şeklindeki inancını ifade
eden Türkiye ise AGlK'in artan
önemi karşısında "çelişkUi" duy-
gulardan kurtulamıyor. AGİK
bünyesinde özellikle azınlık sorun-
lanmn çözümüne ilişkin arabulu-
culuk mekanizması kurulması ça-
lışmalan, bu çelişkinin başhca ne-
denini oluşturuyor.
Londra zirvesi sırasında görüş-
tüğümüz yabancı diplomatlann
önemli bir bölümü, azınlıklar so-
rununun arabuluculuk mekaniz-
masıyla çözulmesinin güç olabile-
ceğini, ancak konunun AGlK'in
başhca ilgi alanlarından birini
oluşturmasımn önune geçilemeye-
ceğini savundular. Konferans bün-
yesinde etnik sorunlara uçunc 1 ta-
nizmasıyla çözülebileceğini öne
sürüyorlar. Amerikalı diplomat-
lar, bu geniş çerçevenin kapsamı-
na Türkiye'nin de girip girmeye-
ceği sorusuna "35 ülkenin resmi
vc gayriresrai bütün etnik sorun-
ları ele alınabilmeli. Biz kendi ül-
kemizden başlamaya haanz" ya-
mtım veriyorlar.
Kasım ayında Paris'te yapüması
leniyor. Londra zirvesinde alınan
kararlar, AKKUM-1 sonrasında
kısa menzilli nükleer füzeler
(SNF) müzakerelerinin de AGİK
bünyesinde gündeme getirilmesi-
ni öngörüyor. ABD ve SSCB'nin
Avrupa'daki kısa menzilli nükle-
er güçlerini karşılıklı olarak sıfır-
lamasını da gerektirebilecek bu
görüşmeler, ikinci bir konvansiyo-
Londra'daki NATO zirvesinde ittifakm önemini sürdürdüğü
konusundaki inancını vurgulayan Türkiye, AGİK'in artan önemi
karşısuıda "çelişkili" duygular içinde. AGİK bünyesinde özellikle
azınlıklar sorununun çözümüne ilişkin arabuluculuk mekanizması bu
çelişkinin başhca nedeni.
raflann, azınlık ve çoğunluk yet-
kililerini bir araya getirmesi yoluy-
la çözüm aranması düşüncesi da-
ha çok ABD patenti taşıyor. Ame-
rikalı yetkiüler, ozelhkle Quebec'in
ayrüma isteğini gündeme getirme-
si sonrasında "Kanada'dan Sov-
yetler Bniiği'ne kadar" deyişini
kullanarak her yerdeki etnik so-
runların bu arabuluculuk meka-
öngörülen AGİK zirvesinde ise
azınlıklar sorununun kapsamh bi-
çimde ele ahnması, diğer gündem
konularmın aciliyeti nedeniyle güç
görünüyor. NATO ve Varşova
Paktı'na üye 23 ülkenin Viyana
1
da sürdurdüğü Avrupa Konvansi-
yonel Kuvvet Indirimi Muzakere-
leri'ne (AKKUM) ilişkin ilk anlaş-
manın burada imzalanması bek-
nel silah anlaşmasuu ise gündem-
den kaldırmıyor. Ancak
AKKUM-2 anlaşmasının hangi
duzeyde yapılacağı konusunda
NATO ülkeleri arasında tam bir
görüş birliği sağlanamadı. Fran-
sa, AKKUM-2'nin 35 Avrupa ül-
kesinin katılunıyla yapdmasını sa-
vunurken aralarında Türkiye'nin
de bulunduğu birçok ittifak ülke-
si, NATO ve Varşova Paktı dışın-
daki ülkelerin bu müzakerelere
katıhmı konusunda daha çekin-
gen davrandüar. Türk yetkUiler, 23
ülke dışmdaki devletlerin durum-
larımn birer birer incelenmesi ve
ancak gerekli görülürse
AKKUM-2 kapsamına aiınmala-
rını savundular.
Londra zirvesinde AGlK'in ku-
rumsallaşmasına yönelik bü- adım
olarak getirilen "küçük bir
sekretarya" oluşturulması düşün-
cesi ise Türkiye'nin de desteğini
kazandı. Ortak bildiriye de yan-
sıyan bu düşünceyle bağlantıh ola-
rak AGlK'in devlet ve hükümet
başkanlan ya da bakanlar düze-
yinde yılda en az bir toplantı yap-
ması, "çelişkinin önlenmesi"
arnaçlı bir AGİK merkezi kurul-
ması yoluyla 35 ülke arasında as-
keri enformasyon değişimi sağlan-
ması ve AGtK'in Strasbourg'daki
Avrupa Konseyi Parlamenter
Asamblesi'ne dayalı yeni bir par-
lamenter yapı oluşturması da dü-
şünülüyor.
i^HlMMMt dergisinin Irak'a ilişkin iddiası
Süper top'ta Almanların parmağı
DİLEK ZAPTÇIOĞLU
BERLİN — Irak'ta 'süper lop' imalatı-
na yarayan fabrikamn inşa edildiği ve ya-
pımında Alman şirketlerinin önemli rol oy-
nadığı belirlendi. Federal Almanya'nın
Bochum kenti savcılığı, MAN fabrikaları-
nın yan kuruluşu olan Ferrostaal Demir-
Çelik Şirketi hakkında 'Dış Ticaret Yasa-
sı'na aykın davranmaktan' soruşturma aç-
tı.
Federal Alman makamlan, Irak'ın Taci
kentinde inşa edilen ve aralarında 'süper
top' da olmak üzere, top üretiminde kul-
lanılacak olan fabrikamn hemen hemen
bütün parçalarının Alman firmalarından
sağlandığım saptadılar. Top fabrikasının
parçalarını ve gerekli uzmanlık hizmetle-
rini Irak'a satan ünlü Alman fırmaları ara-
sında MAN'ın yan kuruluşu Ferrostaal'ın
yanı sıra inşaat firması Hochtief, demir-
çelik şirketi Höckner ve branşında tek
Mannesmann bulunuyor. Şirket yetkilile-
ri, Irak'a parçalarını sattıklan fabrikamn
'gereek amacından haberdar olmadıklaruu'
ileri sürüyorlar.
Federal Almanya'da yayımlanan 'Der
Spiegel' dergisinin son sayısında, Alman
firmalarının Irak'taki Saddam Hüseyin re-
jimiyle yaptıkları ticaretin ayrmtılan açık-
landı. Derginin yorumuna göre, "Arap
dünyasında askeri süper guç haline gelmeye
hazırlanan Irak'ın silahlanması karşısında
Batı son derece dikkatli davra'nırken. Fe-
deral Alman şirketleri Saddam Hüseyin'i
besleyen kajnak haline geldiler." Amerikan
haberalma servisi CIA ve İsrail gizli servi-
si MOSSAD'ın ortaya çıkardığı sanılan bu
son bilgilerin, Bonn ve Washington'da
'alarm çanlan çaldırdıgı' belirtiliyor.
Elde edilen son bilgilere göre 'süper top
fgbrikası', Bağdat yakınlanndaki Taci'de
kuruldu. Fabrikada, yılda ortalama bin
adet orta ve ağır top imal edilebilecek. 156
metre uzunluğundaki, bin kilometre men-
zilli, bir metre çaplı 'süper top'un yapımı
da fabrikamn olanakları dahilinde.
Irak tarafından 'Babil Operasyonu' ola-
rak adlandırüan 'süper top' fabrikası için
gerekli hazırlıklarla iki yıl önce ttalya'nın
Monza kasabasmda bir fırma görevlendi-
rildi. Uluslararası silah ticaretindeki akti-
viteleriyle tamnmış firraanın adı, 'Europe-
an Manufacturer Center", kısa adıyla 'ELI-
ROMAC. Mart ayında iki EUROMAC gö-
revlisi, Londra Heathrow havaalanında
atom bombası ateşlemeye yarayan özel fi-
tillerle yakalandılar ve tutuklandılar.
Irak vatandaşı Kasım ve Abbas Hüseyin
kardeşlerin EUROMAC şirketinin Taci'de-
ki top fabrikasının yapımı için iki yıl önce
Fransız firmalarıyla temasa geçtiği belir-
lendi. "Üniversal Demirhane" adı altında
sunulan projeye, önce Fransız Sofresid ve
Compagnie Francaise de Forges & Fonde-
ries (C3F) talip oldular. Fransız şirketler
konsorsiyumunun hükümete sunduğu
'sondaj borulan ve eksiz petrol borulan
imal edecek demirhane' projesi hükümet
yetkililerinin kuşkulanmasına yol açtı ve
reddedildi.
Bunun üzerine Federal Alman sanayi
makineleri fabrikası MAN'ın yan kurulu-
şu olan Ferrostaal, projeye talip oldu. 130
milyon markla ihaleye katılan ve kazanan
Ferrostaal 'demirbane'yi 1989 yüı başlann-
da deniz yoluyla Irak'a nakletti. Irak'ın is-
teği üzerine Federal Alman ağır silah üre-
tim şirketi 'Rheinmetau" de projeye girdi.
Rheinmetall'in Taci'deki fabrikaya 105 ve
203 milimetre arasında yedi farklı kalibreli
top üretimi için gereken 'know how'ı sat-
tığı bildiriliyor.
Taci'deki "süper top" fabrikasının inşa-
atım ise Essen merkezli ünlü Alman şirketi
Hochtief ustlendi. Döküm tekniğine ait uz-
manlık bilgisi, yine branşında ünlu Bude-
rus şirketinden sağlandı. MAN şirketler
grubuna bağlı Hasenolever firmasından 30
tona kadar yekpare demir parça dökümü-
ne yarayan bir eritme presi satın alındı.
DUN^ADA BUGIJN
ALİSİRMEN
Bir Garip Anlaşma
Geçen haftanın sonunda Atina'da, ABD ile Yunanistan ara-
sında çok garip bir anlaşma imzalandı. Savunma ve işbirliği ko-
nusundaki anlaşmanın bir benzerini VVashington, 12 Eylül'den
önce Türkiye ile de imzalamış, sonra da anlaşma 12 Eyiül dö-
neminde onaylanmıştı.
İki anlaşma arasında benzer yönler var. Örneğin ABD, tıpkı
Türkiye'nin savunmasının modernleşmesine katkı konusunda ol-
duğu gibi Yunan ordusunun modernizasyonuna da katkıda bu-
lunma yükümlülüğü altına giriyor
Bu iki madde arasındaki benzerlik, aynı zamanda iki sonuç
arasında da benzerlik olacağı, yani ABD'nin sozü edilen katkt-
sının lafta kalacağı izleoimini uyandırabilir. Öyle ya! Türkiye ile
ABD arasındaki anlaşmada öngörülen sonuçlar somut olarak
belirlenmediği için hiçbir şey etde edilememiştı. Aynı şekilde Yu-
nanistan'ın da bu aianda fazla bir yarar sağlayamayacağı düşü-
nülebilir. Ne var ki, Atina bu kez anlaşmaya somut hükümler koy-
durarak bir zamanlar Ankara'mn düştüğü yanlışa düşmekten kur-
tuimuştur. Gerçekten de anlaşmaya ek olarak verilen güvenlik
yardımı mektubunda ABD'nin bu yıldan başlayarak ve 12 ayda
tamamlamak üzere, modernizasyon konusunda geri ödemesiz
345 milyon dolarlık askeri yardım yapması şarta bağlanmıştır.
Hiç kuşkusuz Türk ve Yunan ordularmın mevcutları ile savun-
maya katkı payları göz önünde tutulduğunda, Atina'ya yapılan
gerı ödemesiz yardımın büyüklüğü kolaylıkla anlaşılabilecektir.
Atina'nın SEIA'ya koymayı başardığı bir başka önemli madde
de Amerikan üslerinde bulunan silahların anlaşma yürürlüğe gir-
meden önce Yunanistan tarafından saptanmasıdır. Bu hüküm
ile Yunanistan'ın egemenlik hakları da pekıştirılmiş olmaktadır.
Anımsanacağı gıbi Ankara ile VVashington arasındaki anlaşma-
da böyle bir hüküm yer almamaktadır.
Atina-VVashington anlaşmasını çok garip kılan yön Türkiye'de
12 Eylül diktasının zoruyla onaylanan SEİA'da yer almayan kimi
hükümlerin, Yunanistan ile ABD arasında imzalanan metinde
yer alması değil.
Anlaşmayı gartp olarak nitelememize yol açan, Türkiye ile Yu-
nanistan arasında Vvashington'un özenle koruduğu 10/7 hükmü
de değil. Ankara'mn hiçbir zaman resmen kabul etmediği, ama
çarnaçar boyun eğdıği, bu oramn böyle bir anlaşmada yer al-
ması oldukça sıkıcıdır. Ne var ki Amerikan yardımı zaten artık
önemini yitirmekte ve sonuna varmış görünmekte olduğuna göre
böyle bir hükmün pratik bir önemi kalmayacak, olsa olsa Yunan
kJdialarının metinde teyidi anlamını taşıyacaktır Gerçi salt böy-
le bir teyit bile önemsenmesi gereken olaydır, ama bu hüküm
"ABD ve Yunanistan, barışı tehdit eden silahlı saldırı veya teh-
ditlere karşı birbirlerinin egemenlik, bağımsızlık ve toprak bu-
tünlüklerini korumayı garanti eder" hükmü yanında solda sıfır
kalmaktadır.
ABD'nin, "bir silahlı saldırı veya barışı tehlikeye sokan bir teh-
ditle karşılaşması" halınde Atina'nın, Vvashington'un yardımına
koşmasının şakadan başka bir anlam taşımayacağı düşünülür-
se, maddenin, Yunanistan'a verilmiş bir Amerikan güvencesi ol-
duğu açıkça görûlecektir.
ABD tarafından Yunanistan'a verilmiş güvencenin önce nrte-
liğinı acıklıkla belirtmemiz gerekir. Sam Amca'nın güvencesi yal-
nızca savaş halını değil, ama aynı zamanda barışı tehlikeye so-
kacak tehditleri de içermektedir Şimdi her şeyden önce sorul-
ması gereken soru, hangı hareketlerin barışı tehlikeye sokacak
tehdit kapsamına gireceğı ve bunları kimin ya da kimlerin sap-
tayacağıdır.
ABD güvencesınin akla getirdiği ikinci soru da bir savaş ha-
linde ve özellikle Varşova Paktı ülkelerinden bırinin saldırısı ha-
linde -ki bu olasılık hiç değilse artık uzun bir süre için neredey-
se sıfıra inmiştir- ABD'nin bir NATO üyesi olarak Yunanistan'ın
bağımsızlık ve toprak bütünlüğünü korumak için kolları sıvama-
sı zaten doğal olduğuna göre bu güvencenin ne anlam taşıdığt-
dır?
Bir yandan AT bir yandan NATO içinde olan Yunanistan, Av-
rupa ülkeleriyle sorunlarını Avrupa çerçevesinde barışçıl yöntem-
lerle çözme yûkümlülüğüne girrniş, varşova Paktı üyelerıne karşı
da NATO şemsiyesine sığınmış olduğuna göre Sam Amca'nın
verdiği güvencenin kime yönelik oiduğu gün gibi açıktır:
Atina-Vvashington anlaşmasındaki güvence Turkiye'ye yöne-
liktir.
NATO uyesi iki ülkenin, kendi aralarında, üye bir üçûncü ül-
keye karşı birbirlerine güvence vermelerindeki garıpliğe bir de
ABD'nin, "Yunanistan ile imzalayacağı anlaşmada Türkiye'yi kay-
gılandıracak herhangı bir nokta bulunmayacağı" yolunda daha
önce Türk dıplomatlanna vermiş oiduğu güvencenin garipliği de
eklenmektedir.
Doğallıkla Atina-VVashington Anlaşması, Ankara'yı kaygılan-
dırmıştır ve Dışişleri'nin baskısıyla Özal - ANAP iktidarı, bu ko-
nudaki endiselerini bugün ülkemize gelecek olan ABD Savun-
ma Bakanı Richard Cheney'e bildirecek, VVashington'u uyara-
caktır.
Ne var ki Ankara'mn uyarısının ağırlığı Özal - ANAP iktidarı-
nın dış politikadakı ağırltğıyla orantılı olacaktır.
Bu durumda sorulacak bir soru daha çıkıyor ortaya:
Acaba, Özal-ANAP iktidannın dış politikasının, söylencenin dı-
şındaki gerçek ağırlığı nedir?\
Sahi OzaKANAP iktidarının aünyadaki ağırlığı nedir dersiniz?
Yanıt konusunda herhangi bir tereddütünüz varsa, Atina'da
imzalanan anlaşmaya göz atmanız yeterlıdir.
AFGANİSTAN
Kabil hükümet
birliklerbıiıı başarısı
Afgan hükümet birliklerinin mücahitlerin
elindeki stratejik öneme sahip bir bölgeyi ele
geçirdikleri bildirildi.
KABtL (AA) — Afgan hükü- ancak uyrukları hakkında bilgi
met birliklerinin, Başkent Kabil- vermedi. General Azimi, Afgan
in 20 km kuzeybatısındaki, stra-
tejik öneme sahip Paghman böl-
gesinin kontrolünu 75 gün süren
çatışraalardan sonra ele geçirdik-
leri bildirildi ancak mücahitler bu
haberi yalanladılar.
Afganistan Savunma Bakan
Yardımcısı General Muhammed
Nabi Azimi, önceki gün yaptığı
açıklamada, mücahitlerin kalele-
ri olarak kabul edilen ve başken-
te düzenlenen füze saldınlannın
yüzde 60*uun gerçekleştirildiği yer
olan dağlık bölgeden, Sovyet as-
kerlerinin döneminde bile uzak-
laştırüamadıklarım belirtti. ANKARA (Cumhuriyel Büro-
Bunun üzerine Afgan hüküme- s u )
~ Dışişleri Bakam Ali Bozer,
tinin bölgeye büyük bir saldın dü- K ı o n s R u m
kesiminin Avrupa
zenlemeyi planladığını kaydeden Topluluğu'na tam üyelik başvru-
Azimi, bu saldırıya yaklaşık 1000
s u n d a n
sonra KKTC Cumhurbaş-
Afgan askerinin kaüldığım büdir- k a m R a u f
Denktaş'm toplumlara-
rası görüşmeler için masaya otur-
askerlerinin bundan sonra da mü-
cahitlerin mevzilendikleri dağlık
bölgelere benzer saldınlar duzen-
leyeceğini belirtti.
KKTC
Dışişleri
temkinü
di.
Azimi, nisan ayı ortalannda
başlayan ve yaklaşık 3500 müca-
hite karşı sürdürülen saldırıda,
bölgenin dağlık olması nedeniyle
güç ilerlendiğini belirterek •'Bütün
zorluklara rağmen askerlerimiz
savunma çizgilerini konıyarak
möcahit mozilerine ulaşnlar" de-
di.
Çatışmalar sırasında mücahit-
lerin, Sovyet yapımı iki MIG-21
savaş uçağını düşürdüklerini, 19
zırhlı araç ile 80 topu tamamen
tahrıp ettıklerini belirten Azııni,
50 Afgan askerinin öldüğünü,
300'ünün de yaralandığını söyle-
di.
Azimi, buna karşıhk ölen Af-
gan mücahitlerinin sayısmın 400'e
yaklaştığım, 1000 mücahitin de
yaralandığını kaydetti. Azimi, ça-
tışmalar sırasında 14 yabancı da-
mşmamn da öldüğünü bildirdi,
mayacağı yönündeki açıklaması-
m "kendi takdiri" olarak değer-
lendirdi.
Bozer, Cumhuriyet'in sorusunu
yamtlarken Birleşmiş Milletler ka-
rannda görüşmelerin "iki kesim
arasında yapılması" hükmünün
bulunduğunu anımsattı. KKTC
Bakanlar Kurulu'nun daha önce
"ön şart olmaksızın görüşmelerin
yöriitülecegi" yönünde karar aldı-
ğına işaret eden Bozer, Denktaş-
ın son açıklamalanmn "tamamen
kendi takdiri otdagunu" vur-
guladı.
öte yandan Ankara, 16-17 tem-
muzda yapılacak AT Bakanlar
Konseyi toplantısında Kıbrıs Rum
kesiminin başvurusunun normal
inceleme prosedürüne tabi tutul-
ması durumunda yapılacak giri-
şimler konusunda hazırhklanm
sürdürüyor.