24 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23' HAZÎRAN 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Bozer'in temaslan • MADRtD (AA) — îspanya'nın başkenti Madrid'de temaslannı sürdüren Dışişleri Bakanı Ali Bozer, lspanya Işverenler Konfederasyonu'nda düzenlenen lspanya 1$ Konseyi'nde bir konuşma yaptı. Ispanyol ve Türk işadamlarının hazır bulunduğu toplantıda Dışişleri Bakanı Bozer, genellikle Türkiye'de yabancı sermayeye tanınan kolaylıklar hakkında bilgi verdi. önceki gün öğJeden sonra lspanya Ulusal Endüstri Enstitüsü'nü ziyaret eden Dışişleri Bakanı Ali Bozer, burada yetkilüerden lspanya sanayii hakkında bilgi aldı. Irak: Rapor kötti niyetli • BAGDAT (AA) — Iraklı yetkili bir kaynak, Uluslararası Af örgütü'nün, Bağdat yönetiminin ilan ettiği aftan yararlanarak Turkiye'den İrak'a dönen Kuzey Iraklılann ortadan kaybolduğu yolundaki suçlamalannı reddetti ve bu kişilerin, "hak ettikleri insancıl davranışı" gördüklerini soyledi. Irak Resmi Haber Ajansı INA'nın haberine göre aynı kaynak, Londra'da perşembe günü yayımlanan rapordaki "kötü niyetli ifadeleri ve yalanlan" eleştirdi. Türk-Yunan zirvegi • ATİNA (AA) — Yunanistan Başbakam Konstanün Mitsotakis ile Kıbns Rum yönetimi lideri Yorgo Vasiliu, dün Atina'da yaptıklan görüşmede, t Londra'daki Türk-"Yunair*' ' zirvesi öncesi taktik belirlediler. Mitsotakis, görüşmeden sonra gazetecilere verdiği demeçte, özellikle Kıbns konusunda görüş alışverişinde bulunduklannı belirterek bu ay sonunda Dublin'de düzenlenecek AT zirvesi ve temmuz aymda Londra'daki NATO zirvesi çerçevesinde değerlendinnelerde bulunduklannı soyledi. Maviberelüer gidiyor • KOPENHAG (AA) — Danimarka yönetimi, Kıbrıs'ta iki toplum arasındaki somnlara siyasi çözüm bulunması amacıyla yapılan banş girişimi çerçevesinde Kıbns Banş Gücü'ndeki 350 mavibereli askerini geri çekmeyi düşünüyor. Danimarka Dışişleri Bakanı Uffe EUemann-Jensen dün akşam televizyonda yaptığa konuşmada, Kıbns'taki askerlerin ülkeye maliyetinin 12.3 milyon doları bulduğunu, bu birliklerin geri çağnlmasını ciddi olarak düşündüklerini soyledi. Romanya: Ordu yardun istedi • BÜKREŞ (AA) — Adnanya'da ordu ve güvenlik güçleri, dün yaptıklan bir çağn ile şiddet gösterilerinin bir an önce bastınlması için tüm Romanya halkının yardımını istediler. Çağnda, halktan 'aşınlar' olarak tarumlanan eylemcilerin hareketlerinin görüldüğü her yerden uzak durulması istendi. Içişleri ve Ulusal Savunma bakanlıklanndan yapılan açıklamada, yardım talebine halın olumlu yaklaşması durumunda ülkenin muhtaç olduğu huzur ortamına daha çabuk kavuşacağı belirtildi. Açıklamada, geçen mayıs aymda yapılan ilk serbest seçimler sonrası, yasalar çerçevesinde görevlerini yapan güvenlik güçlerine anında etkili müdahale imkânı tarunmasının çok önemli olduğu kaydedildi. Devlet Başkanı Ion lliescu, bir hafta önce başkentteki gösterileri bastırmak amacıyla binlerce maden işçisini terenle Bükreş'e getirtmiş, bunun üzerine muhalefet hükümeti, "faşist yöntemler uygulamak ve darbeci olmakla" suçlanmıştı. Ankara, Suriye ve Irak'layapılacak toplantıya güçlü argümanlarla katılacak Su aritmetiği masadaANKARA (CHmhuriyel Bürosu) — Türkiye, Suriye ve Irak arasında 26-27 ha- ziran tarihlerinde yapılacak bölgesel sular toplantısına Ankara "giiçlü" argümanlar- la gidecek. Dicle nehrinin sularırun büyflk bölümünü kullanan Irak'ın itirazlanna rağ- men Ankara, Fırat ve Dicle nehirlerinin üç ülke arasında ortak olarak ele alınması gö- rüşünü bu toplantıda da savunacak. Top- lantıda Bayındırlık ve lskân Bakanı Ceo- giz Alünkaya'nın başkanlığındaki bir he- yetle temsil edilecek Ankara, Şam ve Bağ- dat heyetlerine Güneydoğu Anadolu Pro- jesi'nin (GAP) tümüyle bitmesinden son- ra bile Türkiye'nin söz konusu iki nehrin sulannın "küçük" bir bolümünü harcaya- cağını rakamlarla anlatacak. Toplantıda Ankara'nm argümanlanna en büyuk des- teği ise uluslararası sulann kullanımı ko- nusunda, Türkiye'nin Asi nehrinde Suriye, Meriç nehrinde Bulgaristan ve Arpaçay nehrinde SSCB ile yaşadığı örneklerin di- le getirilmesi oluşturacak. Üçlü sular toplantısına yapılan daveti ilk önce "progrmmımn dolu" olduğu gerekçe- Üç ülke arasında Ankara'da yapılacak teknik komite toplantısında Türkiye, "Fırat ve Dicle sulannın birlikte ele alınmasında" ısrar edecek. siyle reddeden Suriyeli bakanın düşünce- sini değiştirdiğini bildirmesi üzerine ilk ka- rar verilen tarihlerde Ankara'da biraraya gelecek olan Suriye, Irak ve Türkiye heyet- leri soruna ilk kez siyasi polemiklerden çok, teknik verilere dayanan bir çözüm ara- yışına girtniş olacak. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Türkiye'nin baştan beri sorunun teknik düzeyde çözülmesi gerektiği ve su konusunun üç ülke ilişkilerinde siyasi ge- rilim yaratraaması için çaba gosterilmesi yolundaki inancın bu toplanüyla başarıya ulaşacağıru umduklarını dile getiriyorlar. Suriye, Irak ve Türkiye heyetlerinin An- kara'da masaya getirecegi önerilerde "su ıritmetigi"nin önemli bir rol oynaması bekleniyor. Konuya yakın uzmanlardan edindiğimiz bilgiye göre Ankara, Fırat ve Dicle sulannın kullanımı konusundaki ra- kam açıklamalannda özellikle şu unsurlara yer verecek: — Fırat nehri Tiirkive'den yıkla 31.5 mü- yar metreküp suyu Suriye ve irak'a, Dicle nehri ise jılda 22 mil)> ar metreküp suyu irak'a taşımaktadır. Bu iki nehir yılda lop- lam 53.5 milyar metreküp suyu Türkiye topraklanndan geçirmektedir. — Türkiye, havzalannın çok büyük bir bölümü kendi topraklannda yer alan bu nehirlerin suyunun çok küçük bir oranını kullanmaktadır. Türkiye'nin tüm akarsu potansiyelinin yüzde 28.5'ine, yüzölçümü- nün ise yüzde 23.5'ine karşılık gelen Fırat ve Dicle havzalan bu sulann Türkiye açı- sından önemini ortaya koyuyor. Buna rağ- men biz halen iki nehirden yılda toplam 1 milyar metreküpün altında su kullanıyor ve gerisini komşulanmıza devrediyoruz. GAP tümüyle bittiğinde -ki bunun için en iyimser plan 2005-2015 yıllandır- Türkiyei nin bu iki nehirden toplam tüketimi 20 mil- yar metreküpün altında kalacaktır. Dola- yısıyla GAP'tan sonra bile bu iki nehrin toplam sulannın Türkiye tarafından tüke- tilen bölümu yuzde 40'a erişmeyecektir. — Türkiye halen Atatürk Barajı'nda do- lum işlemi yapıyor. Buna karşın taahhüt ettiği saniyede 500 metreküpün alöna düş- meyecek miktarda su bırakıyor. 1991de ba- rajın türbünleri devreye girecektir. Bu ta- rihten sonra saniyede 500 metreküpün üze- rinde su bırakılabilecektir. Bu rakamlar Ankara'nın dolum aşamasında bile verdi- ği su miktannı göstererek "iyiniyetimizi" ortaya koymaktadır. Öte yandan Türkiye'nin sular toplantı- sında diğer iki ülkeye verebilecegı pek çok ömek, uluslararası sulann paylaşınunda, ülkelerin tutumunu göstermek açısından "Uglnç" olabilecek. Suriye'den doğan ve Amik ovasından geçerek denize dökülen Asi nehrinin sulan bu konuda en carpıcı örneği oluştunıyor. Şam, kendi toprakla- nndan doğduğu gerekçesiyle Türkiye"ye Asi'nin sulannı kullandınnıyor ve bu ne- hir üzerinde inşa ettiği barajda taşkın dü- zeyinde (maksimum miktarda) su tutuyor. ORTADOĞU AraplardanABD'ye tepki ABD'nin FKÖ ile diyaloğunu askıya alması, örgüt tarafından 'Şamir hükümetine venlen destek' olarak değerlendirildi. Arafat karşıtı Filistinliler ise karann "teslimiyetçi poütikadan vazgeçilmesi için fırsat" yarattığını ileri sürdüler. kıya almasını, Yaser Arafat lider- liğindeki Filistinlilere teslimiyetçi politikalanndan vazgeçme fırsatı verdiği şeklinde yonımlamışlardı. tsrail Başbakanı tzak Şamir ise ABD'yi aldığı karardan dolayı kutladı. Şamir, Uluslararası Keren Hayesod Yahudi Derneği'nin top- lantısında yapüğı konuşmada, TKÖ'yü banş içfaı ortok kabul et- mediklerini ve sonsnza kadar on- larla konaşmayacaklannı" söyle- yerek, "FKÖ'nön hedeflnin Isra- fl'i yok etmek oMngun»" ileri sür- dü. Israil Başbakanı, Ortadoğu bölgesinde banşı sağlamak için gerekli adımları, ABD'nin destek vermesini beklemeksizin kendile- rinin atacaklannı ve kendileri ile görüşmek isteyecek Filistinlileri de bulacaklanm belirtti. Bu arada, tzak Şamir, ABD yetkilileri ile banş süreci konusun- da görüşmek istediğini, ancak bu- nu telefonla yapmayacağını, önemli sorunlann telefonla çözü- leceğine inanmadığım belirtti. önceki gün irak'a ani ve bir gunlük bir ziyarette bulunan Ür- Dış Haberier Servisi — nin, 18 aydır Filistin Kurtuluş ör- gütü (FKÖ) ile sürdürdüğü diya- loğu askıya aldığını açıklamasına, başta FKÖ olmak üzere tüm Arap dünyası tepki gösterdi. Tepkiler ABD'nin gerçek yüzünü gösterdiği ve tsrail lobisinin Washington'da ne kadar etkili olduğu noktalann- da voguıuaştı. FKO perşembe günü yaptığı açıklamada ABD'nin karannın, lsrail'in aşırı sağ hükümetine ve- rilmiş bir destek olduğu ve atılan bu adımın Ortadoğu'daki banş çabalannı tümden ortadan kaldır- dığı belirtti. Filistinliler, diğer Arap ülkelerini de ABD'ye karşı tepki göstermeye çajbrdılar. Merkezi Suriye*nın başkenti Şam'da bulunan Filistin Kurtuluş Cephesi dün yaptığı açıklamada ABD ve lsrail'e karşı tüm dünya çapmda saldınlar düzenleyecekle- rini bildirdi. Açıklamada, tsrail'e sımn olan ve Filistinli gerillalann geçişine izin vermeyen Arap ülke- leri de kınandı. Cephe yetkilileri ABD'nin FKÖ ile diyaloğunu as- dün Krab Höseyin'in danışmanla- nndan tbrakim tzzettiıı, ABD'nin FKÖ ile ilişkilerini askıya almasını "Ortadoğu banşı için aülmış ge- ri bir adun" olarak değerlendirdi. Yapılan açıklamada, karann göz- den gecirileceğini umduklan ve Fi- listinlilerin tek temsilcilerinin FKÖ olduğunun hatırdan çıkanl- maması gerektiği belirtildi. Urdün gazetelerinde ise ABD'nin kararı- nın "Şamir hükümetine verilmiş bir hediye" olduğu ileri süruldü. Mısır hukümetinin yaptığı açık- lamada ise ABD'nin, kararını en kısa zamanda geri alacağı ve ka- rann yarattığı olumsuz etkilerin giderileceği umudunu taşıdıklan bildirildi. Bahreyn, ABD'nin tutu- munu "sorumsuz ve haksız" ola- rak nitderken, VVashington'un Or- tadoğu'ya "İsrail gözliiğa" arka- sından baktığı belirtildi. Bir Filistinli öldüriıldü Öte yandan, tsrail polisi dün Kudüs'ün doğusundaki Silvan kö- yünde, cuma namazından sonra Filistinli göstencilerle çücan catış- mada bir Filistinli genci öldürdü. Mukassed Hastanesi yetkilileri, başından vurulan Zuhri lbrahim Shwaiki (17) adlı Filistinli gencin hastanede öldüğünü bildirdiler. EYLEME DEVAM — YüzUnde maskesi ve elinde sapanıyla Filistin- li genç, bir ambulans saldınsının ardından kameralara poz veriyor. Siyah HderBM'de konuştu Mandela suçladıBirleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda dün bir konuşma yapan Afrika Ulusal Konseyi lideri Mandela, 'Irkçılıktan herkes sorumlu' dedi. ŞEBNEM ATİYAS MUTLULUK — Winnie ve Nelson Mandela, ayn geçen uzun yılla- nn ardından özgürlügiin ve birlikteliğin mutluluğunu yaşıyorlar. NEW YORK — Afrika Ulusal Kongresi lideri Nelson Mandela dün Birleşmiş Milletler Genel Ku- rulu'nda ırkçılık konusunda her- kesi suçlayan bir konuşma yaptı. BM koridorlannda toplanan ka- labalıkların alkışlan arasında ge- nel kurula gelen Mandela, "Bu- güa burada bep büiikte, BM Ev- rensd Insan Haklan Bildirgesi'ııin bilincinde olarak tiranlıga karşı adaletin kazandıgı bir zaferi kut- layabilseydik çok daha iyi olurdu. Aynmctlık insanlık tarihinde her zaman kara bir leke olarak kala- cak. Gelecek kuşaklar, lnsan Haklan Beyannamesi'nin dekla- rasyonnna gercekleştiren ba sis- temde hangi yanlışın bn yöz ka- rası dururau ortaya çıkardığını soracaklar" şeklinde konuştu. Mandela, ABD'ye geldiğinden beri, Papa dahil hiçbir lidere gös- terümeyen bir ilgiyle izleniyor. BM koridorlannda boksör Mike Tyson, New York Valisi Cuomo, televizyonlann unlü spikerleri gi- bi hiç görülmeyen simalar Man- dela'ya bir soru sorabilmek ya da bir selam alabilmek için koşturu- yorlar. Mandela BM konuşmasında ABD SAVUNMA BAKANI 10 TEMMUZDA ANKARA^DA Richard Cheney geKyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — ABD Savunma Bakanı Richard Cheney resmi bir ziyaret için 10 temmuzda Türkiye'ye gelecek. Cheney'in ziyareti gerek uzun bir aradan son- ra ilk kez Pentagon'dan en üst düzeyde bir yetkilinin gelmesi, gerekse Türkiye-ABD Sa- vunma ve Ekonomik tşbirliği Anlaşması'mn (SEtA) geçerliliğinin aralık aymda bitmesi bakımmdan büyük önem taşıyor. Cheney'- in ziyaret programını belirlemek ve Londra'- daki NATO zirvesi öncesinde görüş ahşve- rişinde bulunmak üzere Ankara'ya gelen ABD Savunma Bakanlığı Müsteşan Paul Wolfowitz de dün Milü Savunma Bakanı Sa- fa Giraytarafmdan kabul edildi. Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Cheney'in savunma bakanlığı görevi- ne gelmesinden sonra Türkiye'ye yapacağı bu ilk ziyarette, Türk-Amerikan Uişkilerinin çe- şitli boyutlannm yanı sıra Ankara-Atina iliş- kileri, Kıbns sorunu ve SEİA da tartışma gündemine gelecek. Cheney'in aynca Alman- yalann birleşmesi sonrasmda Avrupa'da oluşması öngörülen yeni güvenlik sistemi ve bu sistem içinde NATO'nun yeri konusun- da VVashington'un görUşlerini de Ankara'- ya aktarması bekleniyor. Ziyaret programı- nın henüz kesinleşmediği bildirilen Cheney'in Milli Savunma Bakanı Safa Giray'ın yanı sıra Başbakan Yıidınm Akbulut ve Cumhurbaş- kanı Tnrgnt özal'la da bir araya gelecek. Cheney aynca askeri yetkililer ve Dışişleri Ba- kanlığı'nin NATO'dan sorumlu diplomatlan ile de görüşecek. ABD eski Savunma Bakanı Frank Carlnc- d'nin 1988 yazındaki ziyaretinden sonra An- kara'mn ağırlayacağı ilk "PenUgon şefi" olan Cheney, Bush yönetiminin "pınltüı" adlanndan biri olarak tanınıyor. Cheney'in ziyaretine Türkiye açısından "önem" yük- leyen unsurlar arasında ABD askeri yardı- mında yapılması öngörülen azalma da belir- gin bir yer tutuyor. Son olarak ABD Temsilciler Meclisi Öde- nekler Komisyonu Türkiye, Yunanistan ve Portekiz'e yapılan askeri yardımda 115 mil- yon dolarhk kesinti yapümasını kararlaştır- dı. Bu karar, VVashington'un "yeni tehdit deferiendinnesi" çerçevesinde, ekonomik gücünü Doğu Avrupa'ya yapılacak yardım- lara kaydırma eğüimine dayandınyor. An- kara, bu kapsamdaki ilk değerlendirmesini VVashington Büyükelçiliği'nden gelen mesaj- lar çerçevesinde şu günlerde oluştunıyor. Bu değerlendirmede ABD ile ticarete daha faz- la önem verilmesi, ancak özellikle silahlı kuv- vetlerin modernizasyonunun söz konusu ol- duğu bir dönemde askeri yardımda bu oran- da kesintilerin de kabul görmemesi ağırlık taşıyor. Bu görüşlerin Ankara'daki temaslan sıra- smda Cheney'e iletilecegini beürten yetküi- ler, ABD Savunma Bakanı Cheney'e iletile- cegini belirten yetkililer, ABD Savunma Ba- kam'nın bir süre önce yaptığı bir basın top- lantısında "Türkiye'nin de içinde bulundu- gn bir gmp mütteflkin V> ashington için önem taşunaya devam ettiği" yolundaki sözlerini de hatırlatıyorlar. Ankara'nm ağırlayacağı diğer bir "savunma" yetkilisi de Fedaral Al- man bakaru olacak. Gerhardt Stolkenberg'- in ziyareti sırasmda Türk-Alman Savunma Işbirliği, NATO zirvesi öncesi Almanyalann birleşmesindeki son durum gjbi komilar ele alınacak. Güney Afrika rejimine karşı uy- gulanan ambargolann gevşetüme- mesi çağnsını yaptı. önümüzde- ki hafta toplanacak Avrupa Top- luluğu ülkelerine tnsan Haklan Beyannamesi'ne olan sorumluluk- lannı hatırlatan Mandela, Güney Afrika'da ırkçı rejimin değişmesi için başlayan çabalann sürmesi yolunda bütün dünyadan destek beklediğini beürtti Güney Afri- ka'da hâlâ beyazlar arasında azm- lık yönetimine inananlann bulun- duğunu söyleyen Mandela beyaz ırkçıların silahlı olduğunu, polis ve asker içinde yer aldıklannı da hatırlatu. Mandela ABD ziyaretinin ba- şından beri özellikle Amerikan muhafazakârlan başta olmak üze- re silahlı mücadeleye açıkça karşı çıkmamakla suçlanıyor ve sorgu- lanıyor. Mandela, BM'deki bu sözleriyle silahlı mücadele yonım- lannı da cevaplandırmış oldu. Mandela'nm BM'deki konuş- ması sık sık alkışlarla kesildi. özellikle Filistin ve Batı Sahra halklanmn mücadelesirü selamla- dığı sırada salonda büyük bir al- kış koptu. Daha sonra BM'de dü- zenlediği basın toplantısında Mandela, lsrail'in, Güney Afrika! ya silah yardımı yaptığnu hatırlat- tı. Mandda'nın Kaddafi, Arafat ve Castro ile olan dayanışması ABD'de en çok tartışılan konular- dan biri. Mandela bu konudaki sonılan "her topluluk kendi ka- derini tayin hakkı için savaşmak- la yükümlüdür" sözleriyle cevap- ladı. önceki gün Harlem'i ziyaret eden Mandela'yı özelhkle Ameri- kah siyahlar bir siyasi lider olarak nitelendiriyorlar. Mandela'nm bü- tün siyahlann mesajım dunyaya ilettiğini belirten Afrikalı Ameri- kalılar, Martin Luther King ve Malcolm X'den sonra Nelson Mandela'yı liderleri listesine ekle- diler büe. DUNYADA BUGUN ISTANBUL BARSELONA MADRİD YAZ1990UÇUŞPROGRAMI ÇARŞAMBACUMA PAZAR IB3743 16=05 . 1835 1910 2010 KALKIS VABŞ KAUOŞ VAIHŞ ISTANBUl BARSaONA MA0İUO 183742 VAIBS KALKIŞ VABŞ KALKIŞ 1505 10.55 10^0 09 JO 1536805 ANKAJtA H » m 8 4 W tZM» (51) 139940 135244 •MMM HAVMOUÂM TKKÜIBltN SKAKLIĞI AUSIRMEN Vitrîn Politikası ve Tarih Viyana'da Hofburg Sarayı'nda, henüz halka açılmamış bulu- nan Türkiye'nin Hazineleri -Anadolu'nun Zenginlikleri- sergisin- den çalınan 7500 yıllık "Ana Tanrıca" heykelinin haberi hemen bütün gazetelerimizin baş sayfalarında yer aldı. ikinci gün ola- yın ardından gidenlenn sayısı iyice azalmıştı. Acaba kamuoyunun ne kadarı, olayla yakından ilgilendi dersiniz? Acaba kaç yurttaşımız, bu eşsız tarihı eserın çalınmasına, basit bir sosyete dedikodusu kadar önem verdi? Hiç kuşkunuz olmasın ki böyle bir olay, bir Fransız, Alman, İngiliz ya da Amerikan parçasının başına gelse (gelemez ya, çün- kü o topraklar üzerinde 7500 yıllık yapıtlar bulmak olanaksız) kı- yamet kopar, gazeteler ve televizyon günler boyu olayı baş say- fadan ya da ilk haberier arasında verir, ilgili bakanlık aliak bul- lak olur, ucu bakana, hatta başbakana kadar varan olaylar çı- kar, hemen bir meclis soruşturması açılırdı. Türkiye'de yukarıda belirttiğimiz tepkilerden hiç birine tanık olmadık. Hatta, Turızm Bakanlığı'ndan bir yetkilinin "Önemli değl camm zaten sigortaJıydı. Bızde bunlardan yüzlerce var" yollu akıl almaz çıkışının da çok büyük bir tepki yaratacağını sanmıyorum. Bırakınız bu tür yapıtların sigortalı olmalarının, onları sergile- yenleri daha dikkatli olmaya itmenin ötesinde hiçbir anlam taşı- madığını (öyle ya, sigorta bedeli ne olursa olsun, çalınanın yeri- ne konmasını sağlamayacaktır), ama olayımızda, milyarlar de- ğerlndeki tarihi yapıtın yalnızca 1500 dolara, yani yaklaşık dört milyon Türk lirasına sigortalı olması ve Avusturyalı yetkililerin bu bedelin, Türk makamlarının kendilerine verdikleri bilgiye uygun. olduğunu söytemeleri başlı başına bir skandaldır. Ama kendi tarihinin bilincinde olmayan, tarihine sahip çıka- mayan bir toplum için böyle bir skandal ne anlam taşır, ne gibi tepkilere yol açar ki? Dıyeceksmiz ki "Bu konuda duyarlık gösterenler olmuştu, hâlâ da var." Belki ilk bakışta haklı olabılirsiniz. Gerçekten ülkemizin arkeologlan tarihı zenginlıklerimize sahip çıkmak, onlan gün yü- züne çıkanp biziere sunmak, sonra da yağma ile talandan kur- tarmak için canla başla uğraşıyorlar. Hatta, bazı gazetecı arka- daşlarımız da bu konulara takmışlar, olanak buldukça günde- me getiriyorlar. Örneğin, arkadaşımız Ergun Balcı bu sütunlar- da "Kanunı Sergisi" dolayısıyla, yabancı ülkelerdeki bu tür ser- gilerde izlenmesi gereken yöntemleri anlatan, "Türkiye'nin Ha- zineleri - Anadolu'nun Zenginlikleri" sergisinde de söz konusu olan materyal yorgunluğu, yıpranma sorunlarını dile getiren bir yazı yayımlamıştı. Ama eğri oturup doğru konuşalım. Bu bir avuç insanın varlığj ne anlam taşıyor ki toplumun büyük çoğunluğu ve de sorumlu yetkili makamlar tam bir vurdumduymazlık içindeyken? Bu olay tıpkı, bir Ekrem Akurgal'ın, bir Halet Çambel'in varlı- ğının, toplumumuzun Anadolu'nun tüm zenginlikierine sahip çık- masına yetmemesi gibi bir olgu. Durum böyle olunca, çalınan "Ana Tanrıça" heykelinin bizim topraklarımız üstünde çıkmış olmasına karşın, ne kadar bizim olduğu sorusunu da kendi kendımize sormamız gerekir. Türk-İslam sentezi görüşünün egemen kılınmak istendiği bir ortamda, bir kavmin ya da bir dinin tarihiyle sınırlı kalmayıp bü- tün bir ûlkenin tarıhini özümseyemeyen, geleceğe yönelık dav- ranış ve amaçları, ancak ve ancak, bu zengin toprağın geçmişi- nin yalnızca bir bolümünü kucaklayabilecek, ama onu da tam bilip değerlendiremeyecek yapıda bir toplumun ve egemenler topluluğunun, sergilenen tarihi yapıtlarla candan ılgilenmeleri de beklenemez. Çünkü o topluluk gerçekte, o zenginlikleri özüm- semeye çalışmamış, dolayısıyla da, onu gerçekten ve içtenlikle kültürel olarak sahıplenememiştir. Çalınan Tanrıça heykeli rezaletinin ardındaki asıl toplumsal dram budur. Oysa bu toplum, gecıkmiş, kısa sûrmüş ve neden yadsımalı, biraz da güdük kaimış, rönesansmın coşkun yıllarının başlangt- cında, Anadolu tarihinin ve zenginliklerinın tümünü benimseme- ye ve kucaklamaya çağrılmış, bu alanda büyük çabalar harcan- mış, bllimsel çalışmalar da yapılmıştı. Sözü edilen çalışmaların bir bölümü sözde bilimsel kaimış va yıllar sonra alay konusu edilmiştir. Oysa, onların da çok haklı ve çok yararlı bir amaca yönelik olduğunu artık görmezden ge- lemeyız. Tabii ki Mustafa Kemal de biliyordu, Anadolu'da yaşa- yan bütün kavimlerin Türk olmadığını, hatta bunun fazla bir önem de taşımadığını. Ama yıkılan bir imparatorluk içinde ulus bilin- cine en geç varmış birimin, bu bilincinin alabildiğine güçlendi- rilmesinin gerekli görüldüğü bir dönemde, Anadolu tarihinin ve geçrnlş kültürlerinın tüm zenginliğini kucaklamanın zorunluğu- nu anlatmanın, tadını tattırmanın bir yolu olarak görülmüştü, her- kesin Türk olduğu söylencesi. Bugün geçmişin tüm zenginliklerini kucaklamak çabasının öy- lesıne uzağındayız ki belki bu tartışmalar bile anlamını yitirmiştir. Böyle bir ortamda, asıl anlaşılmaz gibi görünen, sınırlı dar ka- falı bir dünya görüşünün nasıl olup da Anadolu'nun tüm zen- ginlikierine sahip çıkıyormuş gibi davranıp bunlan tüm dünya- da sergilediğidir. Sergilemedeki bılinçsizlik ve savsaklama kadar, meydana ge- len olay karşısındakı ilgısizlik de gerçekte, serginin, vitrin politi- kasının bir öğesinden başka bir şey olmadığını kanıtlıyor. Standartlaşmayı sağlayamayıp hâlâ mostra dönemini geçme- miş bir toplumda uygulanan vitrin politikasının istenen son ucu vermesi ise oldukca aüctür. BİRDEN FAZLA GÖZLÜĞE PAYDOS Her mesafeden NET ve RAHATgörüntü KUZ OPTiK• Yüksek numara, kalın cam kullananlara İNCE-HAFİF organik ve natürel camlar • Yakın gözlüğü kullananlara VARİLUX camlar. • Yansıtmayan (ENTSPİEGELT) kaplamalı, orijinal-kaliteli ve nitelikli tüm camların en mükemmel uygulamaları KUZ OPTİK laboratuarında yapılır. GÜNEŞ GÖZLÜĞÜ VE SAAT ÇEŞİTLERİ KUZ OPTİK'te. • Marmara Üniversitesi ile tüm birimleri mensuplan ve öğrencileri. • Sigortalılar, Tüm Emekliler (Askerrye dahil) • 1. Ordu Mensupları Gözlüklerinız anlaşmaya uygun yapılır. Aksaray Nışanlas Aksaray ^^ Ji 7?>fc Beyazıl Erenkoy Yerallı Çarşısı No 119 Tel-589 10 26 Valıkonağı Cad No111 Tel 174 95 94 M Kemalpaşa Cad No.21/3 Tel 523 97 70 Yenıcenler Cad rto61 Tei 517 15 43 Bağdat Cad No311 Tel 358 20 07 SATILIK OTO Sahibinden 77 Mode! 131 Şahin görünümlü. 325 25 83 Askeri sağlık karnemı kaybettim. Hükümsuzdür. OSMAN ERDtNÇ GENÇ Askeri sağlık karnemi kaybettim. Hük0msü7düı. ERÇtN GENÇ j
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle