26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıbı Cumhunycl Malbaacılık ve Gazetecıhk Turk Anonım Şırketı adına Nadir NMII 0 Ger>el Yayın Muduru Hasan CcnaJ, Muessese Muduru Emint Ipkbgil. Yazı Işlen Muduru Okay GoKasin, • Haber Merkezı Muduru Yalçıı Bayrr, Savfa Duzenı Yönetmenı Ali Acar, # Temsıkıler ANKARA Ahmet Tan. İZMİR Hikron Çrtokayı. \DANA Çeün Yfenoglu I; Polmka CtU B«şh»t>ç. Dış Habe-le-- Eıpn tUa, Ekonomı Ongiz Tlırina, Iş Sendıka Şokra Kctmd. Kulıı.- Cıtal I «r. Egllım Ones> Ş>}1u, Haber Araşîırma Ismel Bcritan. Vun Haberlen S«cdrt Doguı. Spor Danıynanı \bdulkadır \ucdnum. Dızı Yaatar Kcmn (,-akjkmı. Araşt,mu ^ h » AI|V>. Duttltme AhdıJıh Ymna. # Koordınaloı Ahmrl Koraban. • Malı 1,1er Erol Erkırt, # Muhassbe BulcM taıer 0 Butçc PUnlama. Sngl Osnanbcşeoglll # Rdtlam V f Tonın. # En Yaviniır Hulyı Akjvt 0 Idare Hnsr*ı Gınrr, # lştamr Oodcr Çdik, # Bılgı-lşlon Saıl Iml 0 ftnonel S»vp Basuuıcıaikı. Sasan \e Vuvtm Cumhunvet Mabaaalık vc Gazeteahk TJVŞ. Tlfc-fc Oa& Cxl 39/41 ( m*4 Kı Pk 246-lsunb I Td 512 0? 05 {20 ha). ltto. 22246 F«L (1) 526 60 72 flumfar Anün 4ya Ookalp Bl» Inlalap S. Vj 19/4. TeL 133 11 41-47. Tda: 42344 ftx. (4) 113 05 6' • L™- H 7j>a BJ^ 1352 SJ/3. Tri 1) 12 3a fcte- 52359 Fn. (51) 19 53 «0 # NduiE Inoıtu Cıd 119 & No I Kjl I. 1U 19 37 52 (4 tm), lUoc 62155. Ite: mi » V n TAKVİM: 23 HAZİRAN 1990 Imsak: 3.25 Guneş: 5.25 öğle: 13.11 Ikindi: 17.11 Akşam: 20.46 Yatsı: 22.37 St&rn dergisinin yaptığı araştırmaya göre 14-21yaşları arasındaki gençler 'önce aşk, sonra seks' diyorlar Gençlik'yitik aşk'ın peşindeAşk ve sadakat gibi kavramlar, 6O'lı yıllarda 'yitik burjuva toplumunun' ahlâk anlayışının bir parçası olarak teşhir edilmişti. Oysa günümüz gençleri 'aşk ve sadakat'e tekrar olumlu yaklaşıyor. Günümüz gençleri, gerçi anne- babalarından daha erken yaşta 'cinselliği' deniyorlar, ama uzun süreli ilişkiler ve aşk olmaksızın cinsel ilişki olmaz diyenler çoğunlukta. Sanılanın aksine, gençlerin büyük çoğunluğu cinsel ilişki ve bekâret konularında oldukça hassas. 1950'ler. Paris Aşk bir kaldmm kahvesinin adı o zamanlar. Er- kekle kız buluşmuşlar bir oğleden sonra o guzelim kahvede. Bir sü- re oturmuşlar. Sonra oğlan 'bize gidelim' demiş. Kız da 'olur' demiş. Hesabı elleri titreyerek oderaiş oğlan, sonra apansızın ve olanca lut- kusuyla donüp kızı öpiivermiş. Ünlu fotografçı Roberi Doisneau da oradan geciyormuş. Dq Haberier ScrvU — Bundan 'yinni yıl önceki "özgüriügüne" düşkün gençlere göre iki kez aym kişiyle "yatan" insan, kurulu dü- zenin bir parçasıydı. Ama "ihtilaJcilerin" çocuklan tekrar 'barjnva ideaDeri'nde mutluluğu aramaya başladı. Gerçi günümüz gençleri anne ve babalanndan da- ha erken yaşlarda aşk ilişkilerine girip "cinselligi" deniyorlar, ama uzun süreli ilişkiler ve sadakat da tekrar gözde. Almanya'da yayım- lanan haftalık "Stern" dergisi, tnayıs ayı sonunda Köln'deki "Ifep" Enstitüsü'ne yapürdığı, yaşlan 14 ile 21 arasında toplam 1148 genci kapsayan "mşk ve seks" konulu bir araştırmadan bu sonu- ca vardı. Ankete katılanlann yansından fazlası biriyle "çüayordu", bir iliş- ki birkaç haftayı geçtiğinde "söreli" olarak tanımlanıyordu. Sıradan bir flörtü bir "ilişkiye" dönüştürmenin en uygun yeri dis- kotekler, cafeler ya da dostların evlerinde verilen partilerdi. Okul- da tanışıp ilişkiye girenler ise yal- nızca yüzde 25'lik bir oran oluş- turuyordu. Ankete katılanlann yüzde 73'ü ilk cinsel ilişkilerinde birlikte ol- dukları erkek ya da kızın bakire olup olmamasını önemsemiyor- lardı. Ancak o güne dek hiç "süreli" bir ilişkisi olmamış olan- ların yaklaşık yansı, karşı cinsin "bekftretine" önem veriyordu. Ama eğer ilk süreli ilişki hüsran- la sonuçlanmışsa, karşı cinsin be- kâretinde ısrar edenler artık yal- nızca yüzde 13'tü. Pek çok yetişkinin, gençlerin "dohı dolu" bir cinsel yaşama sa- hip olduklarını sanmalannın ak- sine, ankete katılanlann yüzde 34'ü son bir yıl içinde hiçbir cin- sel ilişikiye girmemişti. Yttzde 39"u tek bir kişiyle, yüzde 15'i de iki ki- şiyle ilişkide bulunmuştu. Kızlar- daki tek eşlilik oranı ise erkelde- rin yaklaşık iki katıydı. Ancak bir önceki kuşaktan farklı olarak günümüz Alman gençleri çok daha erken yaşta ilk ilişkilerini yaşıyorlar. Yaklaşık yüzde 34'ü 14 ya da 15 yaşınday- ken ilk kez "cinseBigi" denemiş, 17'sine geldiklerinde ise artık "bakir" olan hemen hemen kirn- se kalmamıştı. Ama ilk kez aym yatağı paylaşmadan önce gençle- rin büyük bölümü uzun süredir "cıkıyoriardı." tlk cinsel ilişkide inisiyatifin kimden geldiği sorusuna verilen yanıtlarda ise kadın ve erkek eski rol dağılımımn halen geçerliliğini koruduğu göze çarpıyordu. Er- keklerin yüzde 66'sı "beıT diye ya- mt verirken, kızlann ise yüzde 74'ü "o" diye erkekleri doğrulu- yordu. Ancak ilk cinsel ilişkinin değerlendirilmesinde kız ve erkek- ler iki kampa aynlıyordu. Erkek- lerin yüzde 54'ü "çok güzeldi" di- ye yorum yaparken, kızlann bü- yük çoğunluğu (yüzde 54) hayal kınklığına uğramıştı. öte yandan günümüzün korku- lu rüyası "AIDS" gençlerin büyük bölümü için önemli bir endişe kaynağı oluşturmuyor. Gerçi dört- te üçünden fazlası AIDS'den ko- runmak istediğini belirtiyor, ama sıra önlem almaya gelince ihmal- kârlık ağır basıyordu. Ancak is- tenmeyen bir hamileliği önlemek için erkeklerin yüzde 57'si prezer- vatif kullanıyor, kızlann ise yak- laşık üçte ikisi doğum kontrol ha- pı ahyordu. Aşk ve sadakat gibi kavramlar bundan yıllar önce "yitik burju- va toplnmunun" ahlak anlayışının bir parçası olarak teşhir edilmiş- ti. Oysa günümüz gençleri "aşk ve sadakate" tekrar olumlulukla yak- laşıyor. Aşk olmaksızın cinsel bir iikidnin olmaması gerektiğini söy- lüyor ankete katılanlann yüzde 77'si. Kızlar arasında bu sayı er- keklerin neredeyse iki katı. Ve yal- mzca yüzde 11 (kızlardan üç kat daha fazla erkek) aşk ve seksin farklı şeyler olduğu görüşünde. 1990. Beriin. Aşk, beraber içilen bir sigaranın adı şimdi. Stern dergisinin yaptıgı araştırmaya göre gençler 'eski' kavramlara geri dönuyorlar. Aşk ve sadakat, cinselligin onıine geçiyor. Degerier yargılara, uzun süreli ilişkiler, kısa maceralara tercih ediliyor. Bakaridan güvence Giray: Konya üssü yapılmayacak Milli Savunma Bakanı Safa Giray, 'alçak uçuş eğitim üssü' konusunun tamamıyla kapandığını söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Mayıs ayında Brüksel- de yapılan NATO Savunma Planlama Grubu toplantısından dünüşünde "Konva'da bir NA- TO alçak uçuş eğitim üssü yapıl- mayacak, ama biz gerekirse böy- İ€ bir üssü kendi olanaklanmız- la kuracagız" diyen Milli Savun- ma Bakanı Safa Giray, projeden tümüyle vazgeçildiğini bildirdi. Giray, Yeşiller Partisi Ankara yö- neticileriyle yaptığı gönişmede, "Alçak uçuş eğitim üssü konu- su artık kapandı, siz de bu ko- nodaki dosyamzı kapatabilirsi- niz" dedi. Milli Savunma Bakanı Safa Giray'la görüştükten sonra Cumhuriyet'in sorulanm yamt- layan Yeşiller Partisi Ankara tl Yönetim Kurulu üyesi Şükran YurdagHİ, Gira> 'dan "NATO üs- sönün ya da başka bir aiçak uçuş eğitim üssünün yapılıp yapüma- yacagı konusunda kesin bilgi is- tedikleriıti" söyledi. YurdagüR ün verdiği bilgiye göre Safa Gi- ray kendilerine şu görüşleri ak- tardı: "Konya üssü kesinlikle y^pıl- mayacakür. NATO Planlama Grnbu toplantısında Kanada, üssün doguracağı cevre sorunlan nedeniyle projeden vazgeçince, ben de aym sorunlarla halkı ve _, çevreyi karşı karşıya bırakabile-\ cek bir projc için tek istekli du- \ rumunda kalmayı uygun gönne- dim. Bu konu artık bizim için kapanmıştır." NATO'nun Avrupa Grubu projeleri arasında yer alan ve Kanada ile Türkiye'nin vazgeç- mesi sonrasında "isteklisi" kal- mayan alçak uçuş eğitim üssü projesinin geleceği ise belirsizli- ğıni konıyor. NATO kaynakları bu konudaki kesin kararın Av- rupa Konvansiyonel Kuvvet Mü- zakereleri (AKKUM) anlaşma- sının imzalanmasından sonra alınacağını ve ittifakın projeden tümüyle vazgeçmesinin müm- kün olduğunu belirtiyorlar. Cumhurbaşkanının eşi, Kadınlar Cemiyeti'nin davetlisi olarakAzerbaycan'a gitti Semra Ozal: Ziyaret politîk değîlFARUK BtLDtRİCİ ANKARA-BAKÜ — Cumhurbaşkanı Turgul Özal'ın eşi, Türk Kadınını Guçlendirme ve Tanıt- ma Vakfı Başkanı Semra Özal'ın beraberindeki 1b- rahim Tatlıses ve Y üksel L'zel gibi bir grup sanatçı ile birlikte gittiği Azerbaycan gezisi dun başladı. Semra özal ve beraberindekiler Bakü'de Azerbay- can Cumhurbaşkanının eşi Adile Muttalibova ve oteki ilgililer tarafından karşılandı. Havaalanı çı- kışında bir grup Azeri, Semra Özal ve beraberin- deki sanatçılara sevgi gösterisinde bulundular. Ge- zisinin resmi yanı bulunmadığını belirten Semra özal, Türkiye'den aynlmadan önce Esenboğa Ha- vaalam'nda yaptığı acıklamada "ilişkilerdeki has- saslık nedeniyle konuşmalannı Dışişleri Bakanlığı ve Moskova Buyukelçüiği ile birlikte hazıriadıgını" bildirdi. Semra Özal, diin sabah gezi için "Sultan Air'- 'den "sadece masrafian karşılığı" kiralanan özel uçakla tstanbul'dan Ankara Esenboğa Havaalam'- na geldi. Bayan Özal'ı havaalanında Başbakan'ın eşi Senia Akbnlut karşıladı. Semra Ozal, havaala- nı şeref salonunda düzenledıği basın toplantısında, geziyi Türk Kadınını Guçlendirme ve Tanıtma Vak- fı Başkanı olarak yaptığını ve gezinin "siyasi, res- mi bir yanı olmadıgını" söyledi. Özal, "Ama bize olan sevgileri nedeniyle Cumhurbaşkanı ve eşi de kabul edecekler. Bu bir dostluk gezisi" dedi. Ge- zinin iki ülke arasındaki ilişkileri geliştireceğine inandığını belirten özal, gazetecilere şu uyarıda bulundu: "Çok hassas bir konu olması nedeniyle ben ko- nnşmalanmı Dışişleri ve büyukelçilik gorevlileriy- le birlikte haarladım. Basın mensuplanndan da rica ediyonım; kendinize gore bir yorum yapmayın, si- zin de yazılanmzda bu hassasiyeti göstermenizi ri- ca ediyonım." Özal, sanatçı Hülya Avşar'ın geziye katılmama nedenine ilişkin soruyu ise yanıtlamadı. özel uçak, Ibrahim Tatlıses'in iki bayan voka- listinin organizasyondaki karışıklık nedeniyle ha- vaalanına gelmemeleri nedeniyle 45 dakika geç kalktı. Semra Özal, yolculuk süresince bir gazetenin ekindeki bulmacayı çözdu. Ancak gazetecilere bul- macanın ne kadannı çözduğünu gostermedi. Bir so- ru üzerine, ünlu beyin cerrahı Prof. Dr. Gazi Ya- şargil'in, kendisine "hafızasını diri tutmak" için bulmaca çözmesini onerdiğini ve bunun uzerine kendisinin de fırsat buldukça bulmaca çözduğünu belırttı. "Sultan Air" yoneticileri, Bayan özal'a pilot- luk brövesi taktılar. Bayan Özal, kırmızı kuçük çi- çeklerle bezeli kısa kollu siyah elbisesinin vakası- na bröve takılırken, "Zaten pilotluk oğrenmek is- tiyonım. Artık uçak kullanabilirim, korkmayın" diye espri yaptı. Uçakta gazetecilere dağıtılan ziyaret programı- na ilişkin kitapçığın kapağında Cumhurbaşkanlığı forsu bulunduğu ve ıkinci sayfasında da Bayan Özal'ın "Azerbaycan seyahati anısına sevgilerimle" yazısı ve imzasını taşıyan, ünlu sanatçıların fotoğ- rafçısı "Studyo Erol" tarafından çekihniş bir fo- toğrafı olduğu dikkati çekti. 103 kişilik heyette Turk Kadınını Guçlendirme ve Tanıtma Vakfı'nın bazı yoneticileri, Cumhurbaşkanı Sağlık Müşaviri Dr. Cengiz Aslan ve eşi, Cumhurbaşkanlığı Müşavir- lerinden Fevzi tşbaşaran, sanatçılar Yüksel L'zel, Ibrahim Tatlıses, Ela Altın, Belkıs Akkale, Osman Vagmurdereli, sunucu Cemile Kutgün ve halk dans- ları ekibı de yer aldı. Bakü Havaalanı'nda Bayan özal'ı, Azerbaycan Cumhurbaşkanı'nın eşi Adile Muttalibova, Azer- baycan Kadınlar Birliği Başkanı Zemfira Verdiyo- va ile Azerbaycan Yüksek Sovyet Meclisı Başkanı FJmira Gaffarova karşıladılar. Burada Semra Ozal, Azerbaycan Televizyonu'na verdiği demeçte, "Baş- ta eşim olmak üzere tüm Türk milletinin sevgi ve selamlannı getirdim" dedi. Azerbaycan Folklor' ekipleri gösteri yaptılar ve heyettekilere kırmızı ka- ranfiller armağan edildi. Azerbaycan Dışişleri Bakanı, öğleden sonra Sem- ra özal'ı kalmakta olduğu konukevinde ziyaret ede- rek, îran'daki deprem dolayısıyla Azerbaycan'da yas ilan edildiğini ve konseri iptal etmek istedikle- rini bildirdi. Semra özal da "Gayet tabü, biz mi- safiriz, hükiimetinizin karanna nyanz. Bizim de üzüntümüz sonsuzdur" karşüığım verdi. Bunun üzerine Ibrahim Tatlıses ve öbür sanatçılann dün akşam vermeleri programlanan konser iptal edildi. TEŞEBBUS ÖZGÜRLUĞÜ — ÖZGÜRLÜK TEŞEBBÜSÜ Vatikan f Hac merkezi', yöredekilerise 'KültürMerkezi*yapmak istiyor Tarsus kilisesi kıymete bindîVatikan 1500 yıllık Rum Ortodoks Kilisesi'ni satın alıp "ibadet merkezi"ne dönüştürmek ve ilk Hıristiyanlar döneminden kalan bu kiliseyi, yeni bir''Hac merkezi"ne dönüştürmek için Dışişleri Bakanhğı'nabaşvurdu. UFUK TEKİN" TARSUS — 150 yıllık Rum Or- tadoks Kilisesi'nin "Hıristiyanla- nn hac merkezi" mi yoksa "kül- tür sanat evi" mi olacağına henüz karar verilemedi. Vatikan, Dışiş- leri Bakanlığı'na "İbadet merke- zine dönüştnrelim" diye başvuru yaprmştı. Barbaros Hayrettin Yar- kın adlı kişinin de Kültür Bakan- lığı'na yaptığı "kültür evi olarak tahsis edflsin" yolundaki başvuru- suna, halen kiliseyi kullanan MiUi Savunma Bakanlığı (MSB) tara- fından yanıt verilmediği öğrerül- di. Ancak Kültür BakanhğTnın bir sure önce "tarihi eser" olarak tes- cil edilen kilisenin "kültür ve sa- natevi"ne dönüşmesini istediği ve bu yoldaki görüşunu Maliye Ba- kanlığı aracılığıyla MSB'ye iletti- ği bildirildi. Tarsus'un Cumhuriyet Mahal- lesi'ndeki 141. sokakta bulunan ve 1842 yılında yapıldığı sanılan Rum Ortadoks Kilisesi, geçen yıl MSB tarafından satılığa çıkanldığı sıra- da iki ayrı başvuruyla karşılaştı. Vatikan, kiliseyi "ibadet merkezi", Barbaros Hayrettin Yarkın adh ki- şi de "kültür sanat evi" yapmak istediğini belirterek başvurdular. Kiliseyi onanp restore etmek iste- diğini bildiren Vatikan'ın seyahat şirketi Eterya Viaggi'den gelen ilk teklif 1985 yıhndaydı. Aym tekli- fı geçen yıl Dışişleri Bakanlığı ka- nalıyla T.C. hükümetine ileten Va- tikan, kiliseyi "hac merkezi" yap- mak istediğini, Kardinal Simon Lourdusamy' i ve Ankara Buyü- kelçisi Sebastiani Sergio'yu geçen gunlerde kiliseye göndererek bu konudaki ısrarını vurguladı. Papa Jean Paul'un vekili Kar- dinal Simon Lourdusamy, Cum- huriyet'e, Dışişleri Bakanı Ali Bo- zer'e de konuyu ilettiğini, ancak henüz net bir yanıün verilmediği- ni söyledi. Büyükelçi Sebastiani ise Türk hükümetinin yalnızca "Teklifıniz etiit ediliyor" diye ya- mt verdiğini belimi. 'Kültür sanat evi olsun' Kilisenin satılması girişimini engelleyen ikinci girişim ise Tar- sus'ta oturan ve bilgisayar eğitimi işiyle uğraşan Barbaros Hayrettin Yarkın, kiliseyi "yap-işlet-devret" modeliyle değerlendirip kültür ve sanat evi yapmak istediğini bildi- ren bir mektubu Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek'e yazdı. Yarkın mektubunda özetle, "MSB tarafından sanşa çıkanldı- gını ögrendigim Vilisenin tefriş edilerek 250-300 kişi kapasiteli ti- yatro, sinema, sergi ve toplantı sa- lonu olarak düzenlenmesi müm- kün görülmektedir. Mümkunse kilisenin tahsisi, yap-islet-devret modeliyle şahsıma kontrat yapda- bilir mi?" diyordu. Barbaros Hayrettin Yarkm'ın başvurusundan sonra Tarsus mü- ze araştırmacısı M. Arif Bilici ile Içel müze araştırmacısı Yaşar Ün- lü, anılan kilisede inceleme yap- tılar. Uzmanlar, "Terk edilmiş ve kullanılmayan binanın mnştemi- laüyia birlikte bir an önce gelir ge- ririci bir işletme olarak Kbllûr Ba- kanlığı'na devri ile eski eser ola- rak koranması ve zivarete açılması uygun olacaknr" biçiminde rapor verdiler. Kültür Bakanlığı Kültür ve Ta- biat Varhklannı Koruma Başkan- Iığı da uzmanlar tarafından ileti- len rapordan sonra 1985 yıbnda "tarihi eser" olarak tescil edilen kilisenin "kültür ve sanat evi" ola- rak değerlendirilmesine karar ver- di. Kültür Bakanlığı bu amaçla ön- ce Maliye Bakanlığı'na ardından da MSB'ye başvurarak kilisenin kendilerine tahsisini istedi. Sağla- nan bilgilere göre MSB lnşaat Emlak Dairesi'nin söz konusu başvuruyu değerlendirdiği ve ka- rarını birkaç haftaya kadar açık- layabileceği bildirildi. Türk kadını şişman • ANKARA (ANKA) — "Bir dirhem et, bin ayıp örter"özdeyişi, Türk kadınlannın büyük bölümü için geçerliliğini konıyor. Türk kadınlanıun yüzde 85'inin normalin üzerinde kiloya sahip olduklan saptandı. Kadınlann yüzde 50.7'sinin "şişman", yüzde 34'ünün "hafif şişman" yüzde 14'ünün "normal kilolu" olduğu belirlenirken "zayıf kadınlann sadece yüzde birlik kesimi oluşturduğu ortaya çıktı. Söz konusu arastırma, Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyatetik Bölümü öğretim görevlisi Dr. Fatma Sağlam tarafından gerçekleştirildi. Arastırma kapsamma çeşitli meslek ve yaş gruplanndan 400 kadın alındı. Evlilik kurslan • ANKARA (AA) — Ankara Büyükşehir Belediyesi, gecekondu semtlerinde evlilik ve aile hayatı konulu kurslar düzenliyor. BüyUkşehir Belediyesi'nden yapılan açıklamaya göre ilki Mamak Boğaziçi Mahallesi'nde başlatılan kurslar 8 gün devam edecek. Kurslann ilk gününde H.Ü. öğretim görevlisi E)oç. Dr. Gönül Erkan, evlilik içi iletişîm, evlilikte çocuk yapma karan, evlilikte uyum ve beraberlik konularında katılanlara bilgıler verdi. Ankara'nın tüm gecekondu sosyaJ hizmet uzmanlannca önceden tesbit edilen evlerde karşılıkb sohbet ortamında yürütülecek kurslarda aynca, doğum kontrol yöntemleri, cinsellik hakkında bilgi ve tutum ile sorunlar, çocuk gelişimi, beslenme ve sağlık, gençlerin arkadaş seçimi konularında da bilgiİer verilecek. Menenjit aşıaı • PARİS (AA) — Avrupa'da çok yaygın olan ve aşısı bulunmayan menenjit B hastalıgına karşı geliştirilen yeni bir tip deneysel aşı, HoUandalı bir grup doktor tarafından hayvanlarda başanyla denendi. Hayvanlara yapılan aşüardan elde edilen sonuçlar, Hollandah Profesör Jan T. Poolman başkanlığındaki ekip tarafından Paris'teki Pasteur Enstitüsü'ne iletildL Pasteur Enstitüsü doktorlanndan Pofesör Jean - Yves Riou, elde edilen sonuçlan "enteresan" olarak niteledi Kirli çevrenin çocuga etkisi • ANKARA (AA) — Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu, çevre kirliliğinin çocuğun psikolojik gelişimini olumsuz yönde etkilediğini belirterek, "dış çevrenin olumsuzluklan, iç çevremizin de olumsuz yönde etkilenmesine yol açar" dedi. Türk insanının, geleneksel aile yapısından dolayı çocuğu yetişme çağında sıktıgını belirten Yörükoğlu şöyle konuştu: "Hava kirliliği, trafık tıkamklıgı, betonlaşma, gürültü ve deniz kirliliği gibi çevrede insan tarafından yaratılmış olumsuzluklar, zaten dar bir alanda yaşamaya itilmiş Türk çocuklannın, psikolojik gelişimleri açısından önemli sonınlann ortaya çıkmasına neden olmaktadır:' Dikkat deterjan • ANKARA (AA) — İnsan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini ve yanlış kullanımını önlemek amacıyla, deterjanlann üzerine uyan yazüması uygulamasına eylül ayında başlanacak. Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan çalışmaya göre eylül aymdan itibaren üretilecek deterjanlann üzerine tüketicinin dikkat etmesi gereken uyanlar yazılacak. Gerek üretim izni aşamasında, gerekse piyasa denetimlerinde yer alacak uyanlar, deterjanın zeminine kontras renkte olacak. Yazüarda, "Kullanma talimatım mutlaka okuyunuz", "Çamasırlannızı, bulaşıklannızı yıkadıktan sonra bol su ile durulayımz", "Cildi korumak amacıyla ellerin deterjanla uzun süre temasından kaçmınız", "El, yüz, vücut ve gıda maddeleri temizliğinde kullanmayınız" seklinde uyanlar yer alacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle