23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 HAZİRAN 1990 KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5 Ttirkân Tbramtay'ın sergisi • Kültür Servisi — Ressam Türkân Torumtay'ın iki yıllık çahşmalanndan oluşan resimlerinin yer aldığı sergisi, Beyoğlü Vakko Sanat Galerisi'nde açıldı. Dün gerçekleştirilen açılış kokteyline ressam Türkân Torumtay ve eşi Genelkurmaybaşkanı Orgeneral Necip Torumtay, işlerinin yoğunluğu nedeniyle katılamadılar. 1 Ordu Komutanı Orgeneral Muhittin Fisunoğlu ve eşiyle bazı generaller, açılış kokteylinde bulunan konuklar arasındaydılar. 10 yıl önce başladığı resim çalışmalarını, halen Biîkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakultesi Adnan Turani Atölyesi'nde sürdüren Türkân Torumtay'ın ay sonuna kadar açık kalacak olan sergisinde, çoğu büyük boyutlu peyzaj çalışmalarından oluşan 35 yapıtı yer alıyor. Daha önce Ankara'da da kişisel sergi açan ve yapıtları koleksiyonlarda yer alan Türkân Torumtay, geçtiğimiz yıl katıldığı DYO resim yarışmasında mansiyon ödülü kazandı. (Fotoğraf: Uğur Günyüz) • Gençlik Festivali biterken • Kültür Servisi — "3. Yapı Kredi Uluslararası Gençlik Festivali" bugün ve yarın gerçekleştirilecek etkinliklerle sona eriyor. Priznen Türk Tiyatrosu'nun "Sersem Kocanın Kurnaz Kansı" adlı oyunu 20.30'da Taksim Sahnesi'nde, Finlandiya Seinajoki Dans ve Jimnastik Grubu'nun gösterisi 18.00'de Yapı Kredi Sermet Çifter Salonu'nda izlenebilecek. Yarınki programda ise Teatro Del Tartufo Topluluğu'nun "Impresa Bellisime E Pericolosa" adlı oyunu 20.30'da Taksim Sahnesi'nde ve tstanbul TRT Gençlik Korosu'nun konseri 18.00'de Sermet Çifter Salonu'nda gerçekleştirilecek. Behruz Kia sergisi • Kültür Servisi — Sekiz yıldır Türkiye'de yaşayan Iranh ressam Behruz Kia, kişisel resim sergisini bugün açi"or. 1937 yıhnda Hazar Denizi sahilinde doğan Behruz Kia, resimlerinde, Zen felsefesinin etkisiyle "doğayı yalınlaştırma" çabası içinde olduğunu belirtiyor. ABD Emerson Collage ve Boston School of Arts'da resim ve sinematografi oğrenimi gören sanatçı ilk kişisel sergisini 1960 yıhnda ABD'de açtı. Daha sonra yapıtlarını Fransa, Ingiltere, F. Almanya, Yunanistan, Hindistan, Japonya ve Iran'da sergileyen Kia'nın Taksim Sanat Galerisi'nde bugün açılacak sergisi 27 hazirana kadar devam edecek. .Topcuoglu Galeri Nev'de • tSTANBUL (ANKA) — Asıl mesleği mimarlık olan Nazif Topçuoğlu, fotoğraflannı Maçka Galeri Nev'de sergiliyor. 1981'de ABD'de Institute of Design'de fotoğrafçılık lisansüstü eğitimi alan sanatçının yapıtları "Art of Photografhy" koleksiyonuna girdi. Topçuoğlu, 1988'den beri Türkiye'de birçok dergide fotoğraf editörlüğü yaptı. Boğaziçi ve Yıldız üniversitelerinde fotoğrafçılık dersleri veren sanatçının bu sergisi, beşinci kişisel sergisi olacak. Grateful Dead'e yasak • LONDON (AA) — ABD'nin Maryland eyaletindeki bir konser çadırı, Grateful Dead grubunun konserlerini yasaklayanlar arasına girdi. 14 bin kişilik çadırın yöneticilerinden Jean Parker, Grateful Dead'ın solisti tarafından yönetilen rock'n roll ve Jerry Garcia orkestralarının konserlerinin, uyuşturucu kullanan hayranları yüzünden yasaklandığını soyledi. Isa tasvirleri bulundu • ÇİNE (AA) — Aydın'ın Çine ilçesi yakınlarında, üzerinde Hz. Isa ve Meryem tasvirlerinin yer aldığı 10 adet resim olan bir anıt bulundu. Anıtın, Bizanslılar döneminden kalma olduğu sanıhyor. Bir ihbarı değerlendirerek araştırma yapan Ege Üniversitesi Edebiyat Fakultesi öğretim üyeleri ile arkeologlar, Soğütçük köyü yakınlannda, sanat eserleri ile bezenmiş 30 metre yüksekliğindeki kayaya ulaştılar. Yetkililer, anıt kayanın Üzerinde bulunan ve her biri sanat şaheseri olan resimlerin 9*uncu yüzyılda yapıldığının sanıldığım ve literatürde yer almadığı için araştırmalann sürdüğünü belirterek, şu bilgileri verdiler: "Resimler Bizans döneminden kalma. Resimlerde, başmelek, melekler, Meryem'in anne ve babası ile buluşması, Meryem'in kucağındaki Isa, Yahya'nın vaftizi, bir din adamı ile birlikte sol elinde tncil, sağ eli ile takdis işareti yapan Hz. Isa gibi tasvirler yer alıyor. Resimler, yaklaşık birer metre eninde ve 2'şer metre boyunda olup çeşitli renkler kullanılmış. Hıristiyanlık alemi için çok önemli bir eserî' Karsanlar'ın sergisi stirüyor • Kültür Servisi — Ali Karsan ve eşi Ivon Karsan'ın resimlerinin yer aldığı sergi Vakıfbank Taksim Sanat Galerisi'nde açıldı. Yapıtlann tümünü Türk Kanser Derneği'ne bağışlayan Ali Karsan, ilk kez kişisel sergi açıyor. 1903 yıhnda doğan Ali Karsan, çalışmalarını uzun yıllar yurtdışmda sürdürdü. Daha sonra Türkiye'ye dönerek Istanbul'a yerleşen sanatçı, Pendik Belediye Başkanlığı da yaptı. Akademi mezunu olan Karsan'ın yapıtları çeşitli koleksiyonlarda yer alıyor. ' "Başarması için O'na destek verin... Sağtam bir temel kazandınn!" Futbol topunun çevresi kaç cm? (Temel Britannicası olanlar bilir!) Her pazaıtesı yeni bir fasikül çıkıyor. TEMEL BRİTANNİCA ANA Y AY INCILIK A S Buyukdcre Cad. Uçyol Mcvkii No: 57/2 Masl.ıkNf™ İSTANBl LTel: H6 95Xdf4h.it) MU23K Yeni Türkü topluluğunun Açıkhava Tiyatrosu'ndaki 'Vira, Vira'konserleri Ozgürlüğe doğrutam yolTürk pop müziği art arda yapıtlarla bir patlamayaşıyor. Bu gelişmenin en ilginç göstergelerinden biri Yeni Türkü konserleriydi. Topluluk, yeni kaseti "ViraVira"daki parçalan seslendirdi. YAVUZ BAYDAR ~ Yeni Türkü topluluğu, son ça- lışması "Vim Vira"yı, Açıkhava Tiyatrosu'nda geçen hafta verdı- ği coşku ve heyecan dolu iki "ka- palı gişe" konserle "doya doya" kutladı. Coşkudan zaman zaman kitlesel bir muzik sarhoşluğuna dönüşen iki gösteriydi Istanbul 1 da izlenen. Topluluğun seyirciyle kurduğu yoğun iletişim, Avrupa kentlerinde yasanan türdendi. öz- gürlük özleminin, umudunun esintileri vardı Açıkhava Tiyatro- su'nda. Bu arada şu olguyu da vurgu- lamakta yarar var: Türk pop mu- ziği, art arda diziliveren yapıtlar- la tarihsel bir patlama yaşıyor 1990 yazının eşiğinde. lleride so- zü edileceğini sandığım bu geliş- menin en ilginç göstergelerinden biri Yeni Türkü konserleriydi. Derya Koroğlu (vokal, gitar), Cengiz Onunü (kemençe, gitar), Selim Atakan (klavyeliler), Tugnıl Bayrak (bas), Murat Buket (ud, vokal), Tayfun Duygulu (sakso- fon, klarnet) ve Halis Bütünley- den (davul) oluşan Yeni Türkü, üstün bir ensırümantal ustalık id- diasında olmamasına karşın, ye- tenek ve birikimini "şen olmaya açık hüzün" temelinde dinleyici- sinç şaşırtıcı bir kolaylıkla açabi- len, onunla çarpıcr bir iletişim kurmayı başarabilen bir topluluk. "Vira Vira", bu açıdan bakıldı- ğında, iletişimi, "birlikte söylemeyi" daha kolay kılacak bir yapıt gibi. Perşembe günü Açıkhava Tiyat- rosu'nun (ikınci konserde de) dol- masımn şaşkınlığını ve sevincini KİTLESEL BİR MÜZİK SARHOŞLUĞU — Veni Türkü'nnn geçen hafta Açıkhava Tîyatrosn'nda verdiği konserier, zaman zaman coşkudan kitlesel bir muzik sarhoşluğuna donüşen iki gösteriydi. Ye- ni Türkü'nün vokalisti ve gitaristi Derya Köroğlu, yeni kasetleri "Vira Vira"nın daha cesur deneme- ler içerdiğini söylüyor. (Fotoğraflar: Esat Pala) yaşayan Derya Köroğlu ile "yeni" Yeni Türkü'yü konuşuyoruz. Ka- setin öykusunu Koroğlu anlatıyor: "Uzun bir çahşmanın üninü ol- du bu. Daha once bir yıl aralık- larla çıkarabiliyorduk. Bu kez bir buçuk yılı aştık. 6-7 ay gibi bir sü- rede aralıklarla kaydettik. Olduk- ça ince işlediğimiz bir kaset oldu." — Önceki kasetlerden tek far- lu ince işlenmesi mi? KÖROCLU — Belki bu kaset- te biraz daha cesur denemeler var. Biraz daha "Yeni Türkü sound'u mu bu" dedirtecek, Yeni Türkü 1 nün çizgisini uç noktalara da gö- türen örnekler var. Ben "Ddüer'M yaptığımda bu bir tartışma konu- su oldu örneğin. Ama bizden çık- ması ve bizim tarafımızdan işlen- miş haliyle bunun Yeni Türkü mü- ziği içinde olabileceğini sonradan düşündük. Bunun dışında örneğin Selim Atakan'ın "Geceyanlan" diye bir parçası, onda da epik/tiyatral bir hava var, ki hiç yapmadıgımız bir şey. CesuT denemeler vaı. tnce ele- mek tabii bir ölçü değil, ama tek- nik olarak oldukça iyi olduğunu düşünüyorum. Beste olarak da yi- ne eski çizgisinin devamı olan par- çalar var. Ama ileriye doğru ne kadar ufkumuzu açabilirsek o ka- dar açmayı istiyoruz. Genış dav- ranmayı seçtiğimizin kanıtı da bu albüm. — Halk müziği sizler için ne gi- bi bir anlam taşıyor? KÖROĞLU — Bu bizim "Buğ- dayın Türküsü" için söz konusu olan bir etki açıkçası. Ama daha sonraları bunu yavaş yavaş, diye- lim Türk klasik müziğine Bizans kokan, Akdeniz kokan müzikle- re doğru açtık. Halk müziği için benim söyleyeceğim, onun otan- tikliğı, canlıhğı kuşkusuz çok dik- kat çekici. O duyduğumuz tınılar ne kadar değişik aletlerle çalınsa- lar da halk muziginin bütün ülke- lerin halk müakleri ile ortaklaşan yanları var. Özellikle bin canlılı- ğını hep ortak bir payda olarak görüyorum. Kuşkusuz herhangi bir ulusun müziği artık olamaz, bir ulusu temsil edemez o haliyle halk mü- ziği. Dolayısıyla bizim için şimdi dinlemesi zevkli, bir zamanki in- sanları ve duyguları anlamakta öğretici, ama o haliyle bugünün insanını anlatan bir müzik değil. Sevdiğim bir müzik. Biz belli bir süzgeçten geçmedikçe halk müzi- ginin kullanılamayacağıru düşü- nüyoruz bugün. Mozaik grubununyeni kaseti 'PlastikAşk' dinleyidyle buluşuyor Imgeyi müziğe dönüştürenlerMozaik'in yeni kaseti "Plastik Aşk"ta 8 beste yer alıyor. Imgeyi havada yakalayıp müziğe dönüştüren bir topluluk Mozaik. •ÇOK ALAMETLER BELIRDİ'DEN BU YANA — Mozaik gnı- bu, "Çok Alametier Belirdi"den "Piastik Aşk"a ohırmuş ve izle- nebilir bir çizgi koyuyor ortaya. Altılı, Ayşe Tütiincu. Ümit Kıvanç, Mehmet "Knzu" Taygun, Bülent Somay, Timuçin Gürer ve Saru- han Erim'den oluşuyor. YAVUZ BAYDAR Yeni Türk müziğine yenilikleri tükenmez görünen imgeler taşıyor tstanbul. Her şeyi her yönüyle içinde banndıran bu "dolu" ken- tin imgelerinden biri de "piastik aşk"... "Hücresine kadar Nevv Yorklu" besteci/şarkıcı Annette Peacock'un en sofıstike besteler- de irdelediği bu ultra-modern te- manın tstanbul'da da varlığını hissettirmesi ne kadar şaşırtıcı! tmgeyi havada yakalayıp mü- ziğe dönüştüren topluluğun adı, Mozaik. Yeni yapıtlannın adı da evet "Piastik Aşk". ilk dinleyişlerde yumuşakhğı ve -onceki çahşmalara kıyasla- ses derinliğinin artması ile dikkat çe- ken bir yapıt üretmiş Mozaik al- tılısı. Bu özellikler öncelikle gru- bun payandalanndan Ayşe Tü- tüncü'nün tuşlulardaki arayışla- rından kaynaklanıyor. Getirdiği çağrışımlar ise daha çok tngılte- re'nin son yıllarda en incelikli ve sade çalışmalarını gerçekleştiren Prefab Sprout'un yapıtlarında. "Piastik Aşk"ta 8 beste yer alı- yor: "Bindokuzyüzseksenbir", "Bildikleriraiz", "Metruk", "Emekli Albay Hilmi Erlunç", "Piastik Aşk", "Müsaadenizle", "Bir Adam ÖWü" ve "Sürgün." Mozaik, dinleyicilerinin karşı- sına bu kez "asgari" bir kadroy- la çıkıyor: Ayşe Tütüncü (tuşlu- lar, vokal), Bülent Somay (vokal, gitar), Mehmet "Kuzu" Taygun (akustik gitar, vokal), Saruhan Erim (bas, vokal), Timuçin Gü- rer (vurmahlar, vokal) ve Ümit Kıvanç (davul). Mozaik, Bülent Somay'ın deyişiyle, "rock- fusion'a doğru ilerleyen, rock'ı bazı akustik caz aletlerine enteg- re etraeye çalışan" bir topluluk. Belirlenen bu hedefin anlamı, ens- trümantal olan ya da enstrüman- tal pasajları ağırlıklı olan beste- lerde ortaya çıkıyor. özellikle de yapıtın -bence- en iyi parçası olan "Metruk"ta. Buna karşılık "Emekli Albay Hilmi Ertunç" gi- bi ironi temelinde yukselen parça- lar ise Mozaik'i ilerde daha ciddi seçmelere zorlayacak gibi. Daha çok epik söyleme uygun görünen vokallerin de "rock-fnsion" açı- sından bakıldığında Mozaik'te bir "Aşil topuğu" tehlikesi taşıdığı da ileri sürulebilir. Mozaik, değişimlere açık bir grup. Özellikle vokale dayalı so- runların çözümünde de bu olurn- lu bir nokta. Burada başka bir soru da orta- ya çıkıyor: Mozaik değişimleri ne- den bu kadar seviyor? Soruyu Ayşe Tütüncü yanıtlı- yor: "Bize çok deney sevinci olan bir grup olduğumuz söylenmişti bir ara. Biz sürekli olarak yerli ya da Batı her türlü müziği izlemeye çalışıyoruz. Bizde her zaman şu korku vardır: Bir grubu grup ya- pan onun muzik dilidir, ama bu- nu bulmanın daha sonraki soru- nu buna saplanıp kalmak oluyor. Bizim amentümüz 'Biz de bir şey- ler bulacagız. ama hiçbir zaman yenilik ürelemez, yeni ufuklar açamaz olmayacağız' idi. Tabii bu da bizi tanımayanlar için 'Ne bu canım, bir giydiğini bir daha giymiyor' etkisi yapabiliyordu. Ama şimdi düşünüyorum da 'Çok Alametier Betirdi' ve 'Pias- tik Aşk' arasında oturmuş ve iz- lenebilir bir çizgi var. Açümış ycni kapılar da görebiliyoruz. Kendi- mizi sınırlamamızı önceki çabala- nmızla uzak tuttuk sanıyorunı. Tehlikeye daha uzun yülar var gi- bi geliyor bana." Prefab Sprout, The VVaterboy s. The Bloe Nile gibi çizgi-dışı top- luluklar, gerek izlenimci olsunlar, gerek dışavurumcu, protestçi halk müziği ile şu ya da bu biçimde bir ilişki kurmaktan kendilerini ala- mıyorlar. The Grateful Dead'de de bu ilişki açık biçimde gündem- deydi. Ancak gün geçtikçe halk müziğınin konumunda önemli de- ğişimler gözleniyor. Teknolojinin hızla ilerlemesinin ve Üçüncü Dünya ülkelerine hızla girmesinin bu konumda bir nitelik dönüşü- müne yol açıp açmayacağı da bi- linmeyen bir soru. Acaba halk müziği Mozaik için ne gibi bir anlam taşıyor? Bu so- nryu da Bülent Somay yanıthyor: "İki anlamı var. Biri konserva- tuvar anlamı. Saklanması gere- ken, bir zamanlar olmuş ve artık olamayacak bir şey. Benim için halk müziği bu anlamı taşıyof. Çünkü ben bundan çağdaş yo- rumlamaJarı değil de artık üretil- mesi için hiçbir koşul kalmamış bir şeyi anlıyorum. Ancak yöre- sel birlikteliklerin, bir ülkeye, bir sınıfa değil de kendi koyüne, ken- di sımfına bağlı msanlann müzi- ğinden söz edüyoruz. Böyle şeyler yok artık, biz şehirde yaşıyoruz. Halk muziginin anlamının kalk- tığı bir yerde halk müziği yapmak çok anlamh değil. Şehirli insana halk müziği yapılamıyor. Halk müziği bize moledi veriyor belki, ama pek ritm vermiyor." Miriam Makeba, 31 yıl sonra ilk kez anayurdu Güney Afrika'yı ziyaret ediyor 'Afrika Ana' yıllar sonra anayurdundaJOHANNESBURG (AP) — Uzun yıllardır sürgünde yaşayan Güney Afrikalı şarkıcı Miriam Makeba, 31 yü sonra ilk kez ana- yurdunu ziyaret etti. Güney Af- rika'da bir ya da iki hafta kala- cak olan Makeba, konser verme- yecek, yalnızca ailesi ve dostlarıy- la görüşecek. önceki yıllarda Uluslararası ts- tanbul Festivali'ne de katılan Ma- keba, 1959'da bir yurtdışı turne- si sırasında Güney Afrika'ya dön- memeye karar vermişti. "Afrika Ana" ve "Afrika Şarkısının Kraliçesi" adlarıyla da tanınan Makeba, bugüne kadar ABD, Fransa, Gine, son olarak da Bel- çika'da yaşamıştı. Makeba, Johannesburg Hava- Yıllık izninin bir bolumünu kullandığından müzik yazarımız Filiz Ali'nin yazılarını bugün ya- alam'nda düzenlediği basın top- lantısında, "Yurda döndüğüm için çok mutluyum. Ama halkı- mın önünde şarkı söylemek üze- re geri dönebildiğim zaman daba da mullu olacağım. Çünkü o za- man şarkılarımı anlatıp açıkla- mak zonında kalmayacağım, şar- kılanmı anlayabüen insanlara söyleyeceğim" dedi. Havaalamnda yakınları, dost- ları ve Güney Afrika'nın önde ge- len muzisyenleri tarafından kar- şılanan Miriam Makeba, kendisi- ni karşılayanlarla birlikte Irkçıhk- la Mücadele Hareketi'nin şarkısı olan "God Bless Afrika"yı (Tanrı Afrika'yı Kutsasın) söyledi. Geleneksel Afrika ritmlerini öne çıkaran şarkılarıyla bütün dünyada büyük bir üne erişen Mi- riam Makeba, ABD'de de tanın- mış ve bir zamanların Kalipso Krah Harry Belafonte ile 196O'lı yıllarda birçok turne gerçekleştir- rnişîi. Makeba, 1987 yıhnda Ame- rikalı şarkıcı Paul Simon'ın "Graceland" konser turnesine de katılmıştı. Makeba, Gine'de yaşadığı yıl- larda ülkeyi Birleşmiş Milletler'- de temsil etmiş ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nin ırkçı politikala- nnı eleştiren bir konuşma yaprruş- tı. Makeba'mn 1976 yıhnda yap- tığı bu konuşmadan sonra Güney Afrika Radyo ve Televizyonu'nda ünlü şarkıcımn şarkılannın çalııı- ması yasaklanmış ve bu yasak ge- çen yıla kadar sürmüştü. Bir ara, Amerikalı zenci haklan savunucusu Stokdy Carmkhael ile de evlenen Makeba, 1960 yıhn- da annesinin cenaze töreni için Güney Afrika'ya dönmek istemiş, ancak ülkeye girmesine izin veril- memişti. Havaalanmdaki basın toplantı- sında Makeba, "Bugüne kadar ülkeme niçin ahnmadığmı hiç anlayamadım" dedi. "Hiçbir suç işlemiş degilim ki..." HAVAALAMNDA DOSTLAR1YLA BULUŞTU — Ünlü şarkıcı Miriam Makeba, Johannesburg Havaalam'nda yakınlan, dostlan ve Güney Afrika'nın lanınmış muzisyenleri tarafından karşılandı. Makeba, kendisini karşılamaya gelenleri ynmruğunu kaldırarak se- lamladı. (Fotoğraf: Reuter) Şefik toprağa verildi • Kültür Servisi — Geçen pazar günü yitirdiğimiz şair Halim Şefik (Güzelson) dün Beykoz Onçeşme Camii'nde kılınan ikindi namazından sonra Şahinkaya Kabristanı'nda toprağa verildi. Şair Halim Şefik'in cenaze törenine yakınları ve sanatçı arkadaşlan kauldı. Unlü cazcı Rostaing öldti • PARİS (AP) — 1940'h yıllarda özellikle Paris'teki caz çevrelerinde efsaneleşmiş olan Fransız saksofoncu ve klarnetçi Hubert Rostaing geçen pazar günü Paris'te bir hastanede öldü. Bir süredir akciğer kanserine yakalanmış olan Rostaing 71 yaşındaydı. Çocukluğu ve gençliği Cezayir'de geçen Rostaing, ilk kez 1930'larda Cezayir'deki bazı gece kulüplerinde caz yapmaya başlamıştı. Daha sonra Paris'te ünlü orkestra şefi Alix Combelle'in dikkatini çeken Rostaing, 1940'ların başlarında Nazi işgali döneminde Combelle'in orkestrasıyla birlikte "Hot Club de France"ta çalmıştı. Klarnette özellikle Benny Goodman'dan etkilenen Fransız sanatçı, yorumculuğunu 1950*lerde de sürdürmüş, daha sonraki yıllarda beste ve film müziklerine ağırlık vermişti. Brando davası • LOS ANGELES (AA) — Ünlü Amerikah aktör Marlon Brando'nun oğlu Christian Brando'nun, üvey kızkardeşi Cheyenne'in erkek arkadaşını öldürmekten yargılandığı davayla ilgili yeni bir iddia ortaya atıldı. Christian Brando'nun öldürdüğü Dag Drollet'in babası Jacques, dün gazetecilere yaptığı açıklamada, Cheyenne'in, Dağ'ın kendisini hamile iken dövdüğü iddialarının "tamamen yalan" olduğunu söyledi. Jacques Drollet, olaydan bir gün sonra Marlon Brando'nun kendisine telefon ederek, "Cheyenne'in söyledi klerinin tamamen yanlış olduğunu" söylediğini belirtti. Christian Brando, olaydan sonra polise yaptığı 1 açıklamada, Dag'ı üvey •••- kızkardeşini dövmesi konusunda çıkan bir tartışma sırasında öldürdüğunü söylemişti. Içel Kültür' dergisi • Kültür Servisi — Mersin Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu Müdürlüğü yayın organı "Içel Kültür" dergisinin yeni sayısım "Tarsus Tarihi", "Folklor Çeşitlemeleri", "Jçel Kültürünün Çok Renkli Bir Yönu: İğne Oyaları", "Mut Folklorundan Damlalar" konulu yazılar ve çeşitli şiir örnekleri oluşturuyor. Haluk Akalm, Hilmi Dulkadir, Sıtkı Soylu, Halil Atılgan, Nail Tan, Mehmet Zeki Akdağ, Doğan Atlay, Ayşe Teknikel, Celal Ogan, Şadiye Sucu, Ümmühan Yazar, Ramazan Teknikel, Gündüz Artan, trfan Üniver Nasrattınoğlu ve Kutlu özen derginin bu sayısında yer alan isimler arasında. KKTC'de sanat • LEFKOŞA (AA) — Devlet sanatçısı Yıldız Kenter, tek kişilik "Ben Anadolu" oyununu KKTC'de sergileyecek. Yıldız Kenter, Türkiye ile KKTC arasındaki kültür protokolü çerçevesinde gelecek hafta Kuzey Kıbns'a gelecek. Kenter, "Ben Anadolu"yu 20 haziranda Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi'nde, 22 haziranda da Girne Kalesi'nde oynayacak. Lefkoşa'da İngilizce, Girne*de de Türkçe olarak sahnelenecek oyunlara giriş ücretsiz olacak. UGUN • İmza günü Cafer Yıldınm saat 16.00-19.00 arası Bostancı Hatay Restaurant'da kitaplannı imzalayacak. • Azra Erhat anılıyor Taksim Atatürk Kitaplığı'nda saat 15.00'te Azra Erhat anüacak. Katılanlar: Vedat Günyol, Prof. Dr. Türkân Saylan, Güngör Dümen, Cengiz Bektaş, Mehmet Cemal, Dr. Özden Mürtezaoğlu. • 'Sersem Koca' Yugoslavya'dan gelen Priznen Türk Tiyatrosu "Sersem Kocanın Kurnaz Kansı" adk • ' oyunu saat 20.30'da Taksim Sahnesi'nde sunacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle