24 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 HAZİRAN 1990 CUMHURİYET/17 HAVA DURUMU TURKIYEDE BUGUN DUNYA'DA BUGUN Meteoroloji Genel Müdürtü- gü'nden alınan bilgiye göre yur- dun kuzey kesimleri parçalı bu- lutlu, ötekî yerier az bulutlu ve açıkgeçecek.HAVASICAKLIĞI. Değişmeyecek. RÛ2GÂR: Kuzey ve bat yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette esecek. Denizler- de rüzgâr: Günbatısı ve lodos- tan 3-5 kuvvetinde saatte 10-21 tı yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette esecek. Göl deniz mili hızia esecek. Deniz kûçük dalgalı olacak. Görûş uzaHıgı 10 km. dolayın- mutedil dalgalı olacak. Van Gö- da bulunacak. lü'nde hava: Az bulutlu ve açık geçecek. Rüzgâr, güney ve ba- Anta'a Antakya Antaiya Artvın Aydın BalıkKar Briecik Bıngöt Brtfc Bc* Bursa Çarcıttato Çonjm Defldı A 40° 18° Oryırtakıt A 3S°20°Edim A 36° Z1° Ernncan A 34° « ° Ernmjm A 27° 5°Eslofat* A 3S°17°G>aaıMp A 35°23°Hrasuı A 3S° 18° Güfnûşhane A A 33°20°HUddıi A A 38° 19° teparta A A 36° 15° Isürtıui A A 33° 14° izrmr A A 33°1S°Kaıs A A 27» 12° KasBmonu A A 34° 15° Kaysen A A 35° 18° Kııidareiı A A 28° 18° Koya A A 34° 16° KütaM A A 38° 21° Matatya A 38°21°Mansa 33° 16° Mersm 28° FMufll» 3S°15°Muj 37°15°Niflı)e 2B°2tPOrtlu 3O°15°Rae 3T1€l> SanBun 3«°15°Sîri 32°21"Sinop 37°23°&v«5 26° a°Wanbt 34>14°HBSn 3S°1S°1ncai 33°17°U5ak 3S»1S°Van 33° 15° 'ftnjat 35°18°ZonQUldak Lenngrad Londn Madnd Mrtano Momreal Mostort Mürih N m t t r t Oslo Paris Prag Rryad Roma ' Sofya Sam Tunus BULMACA SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Bal, yoğurt gibi şeyl« koymaya yarar tahta kova... Yapının ya da arsanın boyut- lannı ve sınırlannı gösteren harita. 2/ Lokanta... Belli bir düzlemden geçtiği varsayüan güc cizgile- ri. 3/ Oy... Kadife. 4/ Bir renk... Büyük zc- ka. 5/ Galyum ele- mentinin simgesi... Kalın bükülmüş si- cim. 6/ Askerlik öde- viıü bitirenleri bırak- ma... Konut. 7/ Beddua... Cstü kapalı oiarak belirtme. 8/ Ekmek.... Kara bat- raamak için ayağa takıian bir çeşit ör- gûlü ayaklık. 9/ Gözleri görmçyen... Sarma, kuşatma. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Hastanderde, yatacak hastalann ka- yıt ve kabul edildilcleri yer. 2/ Vaşak denilen hayvanın ufak bir türü... Me- zopotamya'da kurulmuş eski bir uygar- lık. 3/ Biı Avrupa ülkesinin para biri- mi... Narçiçeği renginde bir süs taşı. 4/ Astrolojide gögün on iki bölümünden her birine verilen ad... Eski düde sıcaklık. 5/ Yeni Ze- landa'da yaşayan uçamayan bir lcuş türü... Duygulu. 6/ Dost, ar- kada$... Yan memnunluk anlatan bir ünlem. 7/ Tanrı... Türk raü- zdğınde nsaJ anlamında kullanılan sözcük. 8/ Kuduz... Kütahya- nın bir ilçesi. 9/ Kılıç, bıçak gibi sapb şeylerin sap içinde kaian bölümü. 60 YIL ÖNCE CumhuriYet Taksilere zam 10 HAZİRAN 1930 Taksilere yapılacak zam takarrür etmiş ve lâzım gelenlere tebliğ edilmiştir. Taksilere şimdilik 6 kuruş zammedılmiştir. Taksimetre açılınca 26 yazacaktır. Kilometreye zam yoktur. Bu zam köprü parasına muadil oiarak yapılmış olup henüz taksilere kaydedilmemiştir. Maamafıh bir kaç güne kadar şoförler taksilerini bu suretle tashih ettirmiş bulunacaklardır. O zamana kadar müşteriler taksinin yazdığı fiattan 6 kuruş fazla vereceklerdir. Diğer taraftan şoförler bu yapılan zammı kâfı bulmamışlardır. 6 kuruşluk zammı köprü parasının kaldırılması üzerine şoförlerden alınan resmin tezyidi dolayısile PorUO) Oramoton («*>••>) 77 llra CorUtil Or.mohMi ( Lfik. ) «5 llra ,_iiapılmı$ ojduğunu ileıi suren otomobilciler bu mevzuu bahsolmadan evvel de Emanetin zam yapmağa karar verdiğini söylemektedirler. Filhakika şoförler Dahiliye Vekâletine müracaat etmişlerdir. Vekâlet de bu müracaatı Şehremanetine havale etmiş ve Encümeni Emanet de esas itibarile bir zam yapmağa karar vermişti. Maamafrh bu zammın 10 kuruşa iblâğ edilmesi muhtemeldir. 30 YIL ÖNCE Cumhuriyet Sıddık Onu Hürriyet Şehitleri 10 HAZİRAN 1960 Hürriyet şehitlerimizin aziz naaşlan, dün, eşine ender raslanan bir törenle Ankara'ya gönderildi. Yarım milyondan fazla lstanbullunun göz yaşlarıyla katıldığı bu muazzam törene saat 10'da tstanbul Üniversıtesı bahçesinde başlandı. Sabahın erken saatlerinden itibaren üniversite bahçesine akın eden "28 Nisan Hürriyet Savaşçılan", şehit arkadaşlan için son vazifelerini yapmak heyecanı içindeydiler. Bundan 42 gün önce, aynı bahçede başlayan "hürriyet savaşı" dün mes'ut sonuca varmanın derin hazziyle dolup taşıyordu. Naaşlar saat 9.20'de Cerrahpaşa Hastahanesinden, cenaze arabasiyle Üniversiteye getirildi. Buradaki merasimde, ilk konuşmayı Rektör Sıddık Sami Onar yaptı. Rektör, he>ecan içinde yaptığı bu kısa konuşmasında: gençliğin hürriyet mücadelesinde vazifesini tam oiarak yaptığım ve bu mücadele esnasında, hürriyet uğrunda ölen gençlerin sadece iki kişiden ibaret olmadığıru, araştırmaJara devam edildiğini ve bundan sonra bulunacak şehitlerin de şimdikiler gibi Anıt Kabre, gömüleceklerini ifade etti. Ikinci konuşmayı yapan Orgeneral Fahri Özdilek de aym mevzua temas ederek , hüniyet şehitlerinin sadece iki genç olmadığını belirtti. Bu konuşmalardan sonra şehitler, üniversite gençlerinin elleri üstünde, Sultanahmet Camiine götürülmek üzere yola çıkanldı. Sultanahmet camiine ancak bir buçuk saatte vanlabildi. Şehitlerin tabutları, kılınan namazı müteakip gene gençlerin elleri iizerinde camiden çıkarıldı. Yollar gittikçe dolmuş, izdiham son haddini bulmuştu. Havada, jet fıloları durmadan, bu muazzam kalabalığın üzerinden uçuyor, törene iştirak ediyorlardı. Gülhane parkına saat 13.55'te varıldı. Park, onbinlerce gencin hep bir ağızdan söyledikleri "gençlik marşıyla" inliyordu. Sarayburnu'na ancak saat 14.30'da ulaşılabildi. Burada şehitler, askeri bir törenle, "Çeşme" mayın gemisine ahndı. Bir muhrip ve bir hücumbotunun refakatinde Sarayburnu'ndan aynlan "Çeşme"yi, yüzleıce irili ufakh motor takip ediyordu. Şehitlerin naaşlarım taşıyan muhrip, Haydarpaşa açıklanndan geçerken, burada demirli bulunan donanmamız tarafından selâmlandı. Kadıköy'e ise 15.20'de varıldı. Şehitler burada, top arabalarına yerleştirildi. Kortejin geçeceği güzergâh üzerinde on binlerce kişi toplanmıştı. Saat 16'da Haydarpaşa'ya hareket eden kortej, Kadıköy gençlerinin kanlariyle yazmış olduklan, "Ruhunuz cennete, isminiz tarihe" afişinin altından geçerek ilerledi. 28 Nisan Hürriyet Şehitleri Turan Emeksiz ve Nedim özpulat bir an evvel Atasının yanına varmak üzere, garda bulunanların gözyaşları ve alkış sesleri arasında, saat 18'de Ankara'ya uğurlandılar. GECEN YIL BUGUN Cumhuriyet Savarona 10 HAZİRAN 1989 Atatürk'ün, ölümünden 4 ay öncesine dek toplam 54 gününü geçirdiği 9 Temmuz 1938'de son Bakanlar Kurulu'nu topladığı "Savarona" önceki gun 49 yıllığına "özel sektör"e devredildi. 8 haziran perşembe günii Gölcük'teki Donanma Komutanlığı'nda yapılan "devir- teslim" töreninin ardından 49 yıllığına yeni sahipleri olan Kahraman Sadıkoğlu ile Japon Miuui ve Kajima şirketlerinin yetkililerine teslim edilen "Savarona", onanlmak üzere Tuzla'ya çekildi. 1ARTISMA Meslek Onnranım •liapmiiaw. HafifHgS Galiba bizim meslek sahiplerinin Türk romanı ve öykücülüğü ile de pek ülfetleri yok. Çünkü tiyatro oyunlannda, filmlerde hele TV dizilerinde söylenemeyen, yaalamayan, yapılamayan, gösterilemeyen her şey roman ve öykülerimizde -Çok şükür- fazlası ile vardır. Bir gazetede okudum: Televizyonun birin- ci kanalında yayımlanan "Doktorlar" adlı di- zinin son bölümünde, bir avukata müvekkili- nin reva görduğü davranışa, avukatın bu dav- ranışa nasıl katlandığına Antaiya Baroso B*ş- kanı Cahit Kaptanojlu ve Mu^a Baroso Baf- kanı Birdal Ertuğrul ateş püskürüyorlarmış. "Savunma gibi kntsal ve sayfiıılıgı olan avn- katlık mesleginin rencidc edüditini...", "Kut- sal savunma hakkının ve buknkun temsUdk- ri olan avukatlan ve avnkatlık meslejinin kö- çük duşüriildügiina..." ıleri sürüyorlar. On yıl kadar önce gene TV'de yayımlanan Orbaa Aseoa'nın "Fadik Kız" adlı oyunu için de ba- n barolar benzer gerekçeler ile hiddetlerini dile getirmişlerdi. Iste bu doktorlar, avukatlar, memurlar, mü- hendisler, işadamlan, kapıcılar, operacüar - evet, operaalar da- şoförler, berberler, terzi- ler, politikacılar... Sayın sayabileceğiniz ka- dar.... Zavalb Türit yazanrun elini kolunu sım- sıkı bağlanz, sonra da gerine gerine, hiç üs- tümüze alınmadan Batıh oyun yazan ve sena- ristieri için "Birader, herifler yazryor işte!" de- mekten de geri durmayız. Hele hele polise, va- liye, savcıya, askere eleştirel, mizahi bir yak- laşımın bile ceza kanunumuzda fena halde yaptrımlan vardır. Peki, sözgelimi -Geçenlerde TV'de gösterümişti- bir fılmde, bir Amerikah albay, birliğinin kamyonlarım kendi hesabına birer <*$?: (<*"*£ ikişer satarken acaba neden Amerikalı subay- lar oralı bile olmazlar? Bir Fnutsız tiyatro oyu- nunda bir general, hippiüğe özenip bahçesin- deki ağacı kendine mesken edindiginde neden Fransız askerleri bunu protesto etmezler? Rilş- vet alan senatörler, polisler iki taraflı oyna- yan avukatlar, hastasının güvenini kötüye kul- lanan doktorlar, hizmetcisine sarkıntılık eden herhangi bir meslek sahibi, halkın sağlığı Ue oynayan ilaç fabrikatörieri, haksızlık eden yar- gıçlar, savcılar... Saymakla bitmez. Bunlann hepsini, daha da fazlasını yabancı filmlerde, tiyatro oyunlannda, TV dizilerinde görmek ar- tık iyice kanıksanmıştır. Peki neden o ülke- lerdeki o meslek sahipleri hiç tepki göstermez de bizimkiler bunu hemen onur sorunu hali- ne getirirler? Galiba bizim meslek sahiplerinin Türk ro- mam ve öykücülüğü ile de pek ülfetleri yok. Çünkü tiyatro oyunlannda, filmlerde hde TV diıilerinde söylenemeyen, yazılamayan, yapı- lamayan, gösterilemeyen her sey roman ve öy- külerimizde -Çok şükür- fazlası ile vardır. Çünkü malzemeleri insandır; her insanın da bir meslegi olması yadırganmamak gereken bir olgudur. Acaba diyorum, gocunanlar şöyle mi düşünüyor yoksa : "Bir romanı, bir öykiyü kaç Usi oknr?" Ashnda -Hadi hoşgörüsüzlük demeyelim- bu denli duyarlı oluşun psiko- sosyal, tarihsel, toplumsal nedenlerini bir gün kim açıkça ortaya çıkaracak? Sonınu sadece azgelişmişlik, klan zihniyetinden ulus bilinci- ne geciş süreci, onur kavramırun yaphş yorum- lanışı, devlet mi birey için, birey mi devlet için vb. düzeyinden ele almak yeterli olamıyor. He- le hele "Bizim takım en büyük takım! Dil nza- tanın dilini kopannz!" gibi hooliganlık düze- yine hiç indirgeyemeyiz öyleyse? Işte bu öyley- seyi gerçekten bilimsel düzeyde tartışacak bi- hrn adamlarımızı tartışmaya çağnyorum. Biz tiyatroculann ömrumüz boyunca bu a$ı- n duyarhktan çok canı yandı. Belki konuşa, tartısa bir çözüm yolu bulunur. Ne dersiniz? ZtHNİ KÜÇÜMEN Erenköy/tstanbnl 1000'e Doğru Iran ve Irak'to KDP kamplarında KÜRTLER SAVAŞA HAZIRLANIYORİran'da 20 bin peşmerge yönetimte savaşıyor. Ink'ta Saddam-Barzani göfüşmeteri t*andı Barzani 15 bin peşmergesiyle sakhrıya hanrianıyor... Kerkük kimin olacak... ABD faktörü... İran ve Irak KDP önderteri PKK için ne dediter... İKDP Kamp Komutanının, Doğu Perinçek'e özel mektubu: "Kasımlo'nun katilini ilk kez 2000e Doğnı^n açıMıyoruz." • ORTADOĞU'YA BAKIŞTA SİVİL-ASKER ÇEÜŞMESİ • HÜKÜMET FEMİNİZME CİHAT AÇTI. Kadın kararnamesı sessizce geçirildi. • YÜKSEK ÜCRET ÇARE OLAMADI. İŞVERENDE TELAŞ.. • 2000'e DOĞRU ÇANAKKALE CEZAEVİ'NDEYDİ. • JAPONLAR GERÇEKTEN GELİYOR MU? Mitsui Genel Müdürü Türkiye'yi nasıl görüyor. • Siirt'te yayla yasağı • SP Genel Başkanı Ferit llsever'm bekje seçimleri analizi • Turan Dureun hads kjtaptenndaki yatenian yazdı • GörevrJen alınmasından 3 ay sonra Çanakkate Beledıye Başkanı'yla * Demoknt! derateinin somındaid ünlem • Cahit trgat ve Ceyhun Atuf Kansu'nun ilk şiırieri • Çin'de Gorti önterr.twi. ÇKP gizH belgelefinden. Türkiye'nin en gûzel düğün salonlan NİŞANTAŞI 1 RESTAURANT Düğün Salonlan 150 kışi için Yemekî 1 785 000 Yemekli mezeh. 2 175 000 Rez: 147 62 39 -147 74 40 • Sahnkmmız klimahdır • KAMUOYUNA SendJkarrnz EĞİTİM-IŞ'ı coşkuyta setamlryoruz. KAMİL YÛKSEL, A.SAMİ DOÖRUKUL, NESRİN YÜKSEL, AYSEL OOĞRUKUL, RECAİ ÇETİNEL, MEHMET ADtYMIAM, MEHMET ÇİFTÇ), ZEYNEL CAN, A.HAYTJARAKTAŞ, TURGUT ŞAH^, MEÜKŞAH KAFADAR GÛLLÜ AKTAŞ, NAİLE ÖZKMK, ABOURRAHMAN TUTAN, OÛLTEN YAŞAR, ŞAHİN CEMGİZ, VEÜ BÜJDMCİ, Û Ü R ABAN PEMBE TUTAN TÖRKN ŞAYLAN SANİYE ŞEN FUAT AYKY TEMEL BEKDUR İDfliS GÛLLÜ AKTAŞ, N E ÖZKMK, ABOURRAHMAN TUTAN, OÛLTEN YAŞAR, ŞAH CMGİZ, VEÜ C, OÛÜZAR BALABAN. PEMBE TUTAN, TÖRKAN ŞAYLAN, SANİYE ŞEN, FUAT AYKY TEMEL BEKDUR, İDfliS AYDOâÖÜ; HAÜL BALKAN, MEHMET TUNÇ, HÜSEYİN YAŞAR, TEtfkBEL SAĞ, feMET MUTUI, AOEM ORAKÇ). C a r t . DOÛAN, OÜHEB BORAN, YUKSEL YRITOIN, I. ÇEUK, SUZAN BAŞARA, LEVENT ÇEŞMECİ, NEVÎN ATATUÛ, ZAFER DOÖAN, ABOULLAH Ö2OEMİR, ZİY» ÇETİNER, AYŞE M f l , U.AÜ ELÇİ, RECEP İMİR, HASAN IŞHC YOKÇU, ORHAN BhJCAN, JALE ARUÖTBdN, CELAL AYDIN HÜLYA TURAN, MUSA TAŞNN, HOSÂMETTİN KÛSEOÖLU, YIUMZ ÖZDEĞİRMENd, NURİYE SEZER, SEVİL TÜTÛNCUOĞLU, HAÜL ŞENOOL, PERİHAN UY8AL, BİLAL ÖZTURK, AKM PtUUCİ, MUHrTTİN BİLGİN, KAZIM ATU, MAHMUT BALKANa, TAMK KANGÜL, HASAN UYSAL, CEMAL KULA, CMTT KURT, MUSTAFA ULUDAĞ, AHMET AZOm. FEROA AYTEKb», İSHAİL BAYSAN, NEVZAT OUMÖŞ, İBRAHİM ÇAUŞKAN, ŞADtK YAŞU, GÜLAY ARMAâAN, NERMtN CENOER, AYSEL ŞAHİN, AYŞE AZGIN, ŞEVKET DOLGE, NESLİHAN DÛLGE, SEMİH KIRMACt, SAFİNAZ AR1KUŞU, BENNUR TOPUZ, AÜ ŞİMŞEK, HÛLYA ÇAKIROĞLU, TAHİR EKER, CEMİL BALTA. İLAN T.C. ADIYAMAN KADASTRO MAHKEMESİ 1989/41 Adıyaman ili merkez Karapınar mahallesinde bulunan 302 ada, 28 ve 36 parsel sayılı taşınmaz hakkında mahkememize açılan tespite itiraz davasının yapılan açıb yargılaması sırasında verilen ara kararı gereğince; Davalılar Gülüstan Aslan ve Ali Akar'ın tebligata yarar adresleri mahkememiz ve keza kolluk kuvvetlerince dahi tespit edilemediğin- den, ilanen tebligata karar verilmiş olup yukanda açık kinüiği yazılı şahsın duruşma günü ve saati olan 28.6.1990 gilnü 09.00'da mahke- memize ait duruşma saJonunda yapılacak duruşmada hazır bulun- ması veya kendini bir vekille temsil ettirmesi, dava sebep ve delilleri- ni bildirmeleri, duruşmaya gelmedikleri veya vekille dahi kendilerini temsil ettirmedikleri veya dava sebep ve ddiUerini bir dilekçe ile mah- kememize bildirmedikleri takdirde yargılamarun yokluğunda yapı- lacağı, Tebligat Yasası'nın 29 ve devamı maddelerince davetiye yeri- ne geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 7.5.1990 Basın: 46700 SIVAS BİRİNCİ SULH CEZA MAHKEMEŞİ'NDEN KARAR ÖZETt Esas No: 1989/77 Karar No: 1989/740 CSav. Es. No: 1989/278 Davacı: K.H. Sanık: Hasan Taş-Seyit oğlu Senem'den olma Sıvas ili Keçili Köyü nü- fusuna kayıtlı olup halen Abdi lpekçi Caddesi, Gönen Apt. No: 49 sayılı yerde otunır, evli 4 çocuklu, okuryazar, sabıkalı, fınncılık ya- par, T.C. İslam. Suç: Gıda Maddeleri Tüzüğü'ne aykınbk. Suç Tarihi: 21.12.1988. Karar Tarihi: 23.11.1989. Gıda Maddeleri Tuzüğü'ne aykınlık suçundan yukanda açık kim- ligi yazıh bulunan sanık Hasan Taş hakkında mahkememize açılan davanın yapılan yargılaması sonunda sanığın eylemine uyan TCK'nın 398, 402/2, 647/4, TCK 72, 647/5, 402/1 maddeleri uyannca sonuç oiarak 470.000 lira ağır para cezası ile cezalandınlmasvna, 3 ay müd- detle meslek ve zanaatının tatiline, 7 gün süre ile işyerinin kapaülma- sına ve karar özetinin gazetede ilan edilmesine karar verildiği ilan olunur. tLAN T.C. KUYÛCAK SULH CEZA MAHKEMESt Esas : 1990/29 Karar: 1990/37 Sanık : MEVLÜT BUNAR- Mehmet oglu ÜmmQ'- den olma 1954 D.lu Aksehir-Gedil köyü nü- fusunda kayıtlı Kuyucak ilçesi Yarnalak kasabası Yeni Mah.'de oturur. Suç : Gıda maddeleri tüzüğüne muhalefet Suç tarihi : 24.5.1989 Yukarıda açık kimligi yazılı sanıgın suç tarihinde imal edip satışa sunduğu limonlu dondurmanın içinde boya ihtiva ettiğınden taklit veya tağşiş edilmiş olduğundan eylemine uyan TCK.nın 398. 59/2. ve 647 sayılı yasanın 4 ve 5.inci maddeleri uyannca 391.666 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına, cürrne vasıta kıldığı meslek, sanat ve ticaretin takdiren uç ay tatiline, Kuyucak ilçesi Yarnalak kasabası Yeni mahallede bulunan pastahanesinin takdiren 7 gün kapaulması- na karar verildiği, işbu cezasııun ertelendiği ilan olunur. Basın: 25947 tZMİT SELÜLOZ VE KÂĞIT SANAYİİ MÜESSESESİ İZMİT KÖRÜKLÜ POLÎETtLEN TORBA VE NAYLON SAFİHA SATIN ALINACAKTIR. Müessesemizce muhtelif ebatlarda 23 ton körOklü polietilen torba ve 20 ton naylon safıha satın alınacaktır. Teklifler idari ve teknik şannamesi esaslannda *fo 3 geçici temi- natla birlikte 22.6.1990 günü saat 16.00'ya kadar müessesemizde bu- lundurulacaktır. Verilecek teklifler 23.7.1990 tarihine kadar opsiyonlu olacaktır. Konu ile ilgili şartname tstanbul, Izmir, Ankara'da alım satım mü- dürlüklerimizden ve tzmit'te müessesemizden temin edilebilir. Postadaki gecikmeler, kapalı zarf ıçine konmayıp, açık oiarak ve- rilen ve teleksle bildirilen teklifler dikkate alınmayacaktır. Teşekkülümüz 2886 sayılı kanuna tabi degıldir. Emniyetli, kârlı ve verimli teklif degerlendirileceğinden, ucuz teklifın dikkate alınma- ması veya siparişin kısmen veya tamamen iptali teklif vericiye bir hak satlamaz. AJNKARA NOTLARI MUST4FA EKMEKÇİ Aynadan Korkanlar...27 Mayısçı Kâmil Karavelioğlu, bir gün şöyle demişti: — Ben, 27 Mayıstan, bir de Yassıada davalarından sonra pc- litikacıların uslarını başlarına toplayacaklarını, yanlış yapmak- tan kactnacaklarını sanırdım. Sanki hiçbir şey olmamış gibi dav- ranmaları, beni en çok şaşırtan şey olmuştur. Karavelioğlu, şöyle diyordu: — Ülkeyi 26 mayısa getirdikten sonra, 27 Mayıs kaçınılmaz- dır. Ülkeyi 11 eylüle getirdikten sonra, 12 Eylül olur. Önemli olan 11 eylüle gelmemek, 26 mayısa getirmemektir. Bunu getiren as- kerler değil ki.. bunu getiren politikacılar. Haa, 26 mayısı yara- tan ben miyim kardeşim? Haydi, 27 Mayısı yapan benim, ama 26 mayısı yaratan kim? Tabii, politikacı ders almıyor ki. Olayla- ra bak, toplumun basiretiyte alay ediyorlar. Ne soytanlık bun- lar!.. Kâmil Bey'in söyledikleri, beni taaa 27 Mayıs'lara götürdü. 27 Mayıs devrimı yeni olmuş, o zaman Vatan gazetesinde çalı- şıyorum, muhabirim. Bir gün devrimciler, gazetecileri Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde topladılar. 27 Mayıs öncesi, "Ankara olayları"nı yakından izlemişiz. Emniyette şöyle dediler: — Şimdi, bütün polis şeflerini, polisleri sizin önünüzden ge- çireceğiz. Olaylarda karşılaştığınız, baskı yaptığım, öğrencile- re cop vurduğunu saptadıklarınızı, göstereceksiniz... Gazeteciler, muhabirter, foto muhabirleri sandalyelere otur- duk; polis şefleri, polisler önümüzden geçiyorlar. Saçları stfır numara kesilmiş, üstlerinde sivil giysiler var. Harbiye'den de za- ten, ceketleri ters giydirilerek arka kapıdan çıkanlmışlar. Bir baskı döneminin kuklası, aracı olrnanın ezikliği içindeler. Gözleri yer- de, yüzümüze bakamıyorlar. Bize bir şey yapacak halleri yok- tu, güçleri öğrenciye yetiyordu. Hukuk Fakültesinin önûnde, bir polisin yaralı bir öğrenciye copla, yetişip vurduğunu görmüş- tüm. Emniyet Şube Müdürlerinden Niyazi Bicioğlu, cop vuran polise çıkışmış: — Hayvan! Görmüyor musun yaralı; yaralıya vurulur mu? de- mişti. Polis, bir kenara çekilmişti. Yaralı öğrenci, götürülüyordu. Bu gözlemimi Yassıada'da anlattım; Niyazi Bicioğlu, hüküm giymekten kurtuldu! Aradan otuz yıl geçti. 27 Mayıs sonrası gelişmelerden hiç, ama hiç ders alınmadığını, perşembe akşamı gözlerımle gordüm. Eski Ankara Palas'ta, Şımdikı Devlet Konuk Evı'nde, Basın-Yayın'ın yıldönümü kokteyli vardı. Kokteyle gelenlerin çoğu, kapıdasıkt sıkıya aranmış. Bayanların çantalan aranıyormuş. Kokteyl bah- çedeydi. Foto muhabirlerinden btrinin boynunda, plaket gibi bir şey gördüm; — Bu ne? dedim. — Görevli olanlara takıyorlar! dedi. Az sonra, Hacı Turgut Bey'le, Yıldınm Bey de geldiler. Çev- relerinde çoğu bürokrat kalabalığı. Memduh, dönerli ptlav almaya gitmişti; Bir ara, Cumhuriyet'ten Ayşe Sayın'ı görüverdim. On- lann epeyi uzağında duruyordu. Ayşe'ye: — Ne konuşuyorlar? diye sordum. — Bilmiyorum, yaklastırmıyorlar! yanıtını verdi... — Nasıl olur? Gel benimle! deyip yürüdüm. Bir sivil polis çem- berinde durdurulduk. Amerikalılar "goril" diyorlarya, koruma- lara. Boylu poslu, iri kıyım kişiler. Sivil; bellerinde tabancalan var. Bir adım daha attım, atmadım: — Bir dakika dur bakalım! demesiyle, birinin, dirseğini böğ- rûme dayaması bir oldu. Gorillerden biri de kolumu pek de na- zik sayılamayacak biçimde sıkıyordu. Bırak kolumu dedim, bt- raktı... — Bu bayan gazeteci, görevini yapmasına engel oluyorsu- nuz! — Peki, siz avukatı mısınız? — Hayır, dedim, ben onun şefiyim! (Kendime fahri şeflik un- vanı da verdim!) Yaklaşmak için itişip kakışıyoruz. O sırada, Yıldınm Bey gör- dü. Hacı Turgut Bey baktı, "Ne oluyor?" gibisine: — Polisler size yaklastırmıyorlar, gazeteciler görevlerini ya- pamıyorlar; dedim. Gazetecilerin yanlış yazdığını söylüyorsunuz, ama gazetecilerin görev yapmaları engelieniyor! — Polisleri şikâyet etme, karşılığını verdi Hacı Turgut Bey; onlar da görev yapıyorlar. Gazeteciler de biraz uzaktan izlesin- ler... O sırada, Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı, ANKA'dan Rahmi Yıldırım, şöyle dedi: — Ama, ondan sonra yanlış yazdığımızı söylüyorsunuz! Hacı Turgut Bey'in yüzünü hiç bu denli karışmış görmemiş- tim. Yüzünün çizgileri attüst olmuş gibiydi. Gorillerden biri Rahmi Yıldırım'a — Ekmekçi ha, bu Ekmekçi! demiş. Ne demekse... Ayşe Sayın ile öbür gazeteciler iyice yaklaşıp görevlerini yap- maya başlayınca, ayrıldım oradan. Ayşe Sayın'a sordum: — Duyabiliyor musun konuşmaları? — Duyuyorum! — İyi! Cumhurbaşkanltğı Basın Danışmanı Metin Yalman geldi, özür diledi! Genç gazetecilerin, görevlerini aksatmadan yapabilmelerini. sağlamak bizlerin göreviydi. Onlarayardımcı olmalıydık. Gaze- tecilerin görev yapmaları engellenince yapılacak tek şey var- dır; "boykot"! Hacı Turgut Bey'in gorilleri, gazetecileri yanına yaklastırmıyorlar mı? Gazeteciler, karar alırlar, uğramazlar ya- nına. Gazeteciyle ilişki, demokrat insanların işidir. Ancak faşist- lerin yanına varılmaz. Gürsel'in, İnönü'nün, Korutürk'ün, Ece- vit'in, Demirel'in burunlarının dibinde gazetecilik yapardık. Po- litikacılar, artık sevimsiz olmaya başladıklarını gördükleri zaman, gazetecilerden uzaklaşıriar. Aynaya bakmak istemezler. Korkar- lar aynadan... AQKAYBIMIZ Değerli meslektaşımız Ziraat Yüksek Mühendisi PERİHAN İPEK'i elim bir trafık kazası sonucu kaybettik. İPEK ve SOĞUKSU ailelerinin üzüntülerini yürekten paylaşır, camiamız adına başsağlığı dileriz. ZİRAAT 3VIÜHENDİSLERİ ODASI Biz Ankara Öğretmenleri Oiarak EĞİTİM-İŞ SENDİKASI'NI DESTEKLİYORUZ All Bozkurt, Doğan Gühnez, Mahmt Koc, Mm\ Aytan, Mustafa Gazatcı, Nuratttn YUdnn, Itohmut Makal, Rüştü Apaydın, Mvhmet Kopan, ilhan Alkan, Fayzudah Ertuğrul, H M I I Saferoftkı, NKİya Bfhk, hmaK (Wda Baymm, AH Bayraktar, Burhamttin Bttmr, AH V*mz, S^Mhattki Koçak, Arlt Şara, Nurattin Kay^ Lûtfl Atkguzel, Ntohm* dhangJr, ihsrn Krfıç, HaM Akkaya, AbtM» D^nlrcl, N«cml ŞaNn, Meral Seriny«l, Halil Kargın, Aydm lp«k, N*çat Alpsoy, VKtot \taitç«ri, Oamm Yıimaz, Yusuf Ownlrci, Ibrahhn Şahbi, Hülya Koçak, Emlne öztürk, Muhip Batelık, MusMa Atuoy, Yricup Karagoz, Ntvat Dertngöl, N«wıat Yılmaz, Erdal Şmturk, Erot Karaca, Yhşar UJupınf, Yücrt Zrtgln. İLAN T.C. İZMİR 5'İNCİ ÂSLİYE HUKUK MAHKEMESİ Esas: 1989/1114 Davacı Metin Çelik tarafından davalılar Cafer Aksakal, Behiye Kut- luerler, Ismet Aral, Esma Aral aleyhlerine açılan alacak davasında alınan karar gereğince; Davalılardan Cafer AKSAKAL'ın Izmir Balçova Pınar sokak Ye- şilada Apt. No: 27/6'daki adresine yapılan tebligatların ve adres tah- kiklerinin bila tebliğ iade edilmiş olmaları sebebiyle davalının adına ilanen tebligat yaptınlmasına karar verilmiş olmakla, davab CAFER AKSAKAL'ın Izmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde duruşma gü- nü olan 18.9.1990 günü saat 10.00'da mahkememiz duruşma salo- nunda hazır bulunması veya kendini bir vekille temsil ettirmesi, aksi takdirde yargılamaya yokluğunda devam edileceği ve hüküm verile- ceği davetiye yerine kaim olmak üzere ilan olunur. Basın: 26303
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle