Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/16 DIŞ HABERLER 10 HAZİRAN 1990
KIRGIZİSTAN
Çatışmalarda 107 ölüSovyet TASS Ajansı'mn
Kırgızistan Içişleri Bakanhğı'na
dayanarak bildirdiğine göre
bir haftadır süren çatışmalarda
436 kişi de yaralandı. 348 bina
yakıldı. Başkent Frunze'nin
sakin olmasına karşılık kırsal
bölgelerde çatışmalar sürüyor.
Dış Haberler Servisi — Sovyetler Birli-
ği'nin Kırgızistan Cumhuriyeti'nde Kırgular-
la Özbekler afrasında geçen pazartesi günü
toprak anlaşmaziığı nedeniyle başlayan ça-
tışmalar devam ederken ölü sayısının 107ye
ulaştığı açıklandı.
TASS, Kırgız tçişleri BakanlığTna daya-
narak verdiği haberde, pazartesi gününden
beri çatışmalarda ölenlerin sayısının 107'ye,
yaralılann sayısının da 436'ya yükseldiğini
bildirdi. Ajans, ölenlerden 68'inin çatışma-
lann çarşamba günü yayıldığı Üzgen'de can
verdiğini duyurdu. TASS, 348 binanın da yı-
kıldığını bildirdi.
Ajans, KırgızistaD'ın başkenti Frunze'de
durumun sakin olduğunu belirtti. Bölgede
olağanüstü durum uygulamasının ilan edil-
raesinden sonra çatışma noktalanna gön-
derilen takviye birliklerin büyük yerleşim
merkezlerinde kontrolü sağlamalanna kar-
şın kırsal alanlarda çatışan gruplan etki-
siz hale getirmekte yetersiz kaldıklan ve bir-
çok durumda çatışan militanJann tutsagı
durumuna düştükleri bildiriliyor. .
Pravda gazetesi, çatışmalar yuzünden
Kırgızistan'dan Tacikistan'a giden ana ka-
rayolunun ulaşıma kapandığım kaydeder-
ken TASS, özbekistan Devlet Başkanı'nın
önceki gün olağanüstü durum ilan etmesi-
ne karşın Andijan bölgesinde Oş kentine
saldırmak için toplanan 15 bin özbekin hâ-
lâ dağümadıklarını ve iki cumhuriyet ara-
sındaki sınırdan geçişleri engellemeye çalı-
şan birlikleri zorladıklarım duyurdu.
Pravda, özellikle kırsal bölgelerde, mili-
tanların, askeri birliklerin silahlanm alarak
kendi aralanndaki çatışmalarda kullandık-
larını yazdı.
özbekistan Devlet Başkam cuma günü
yaptığı açıklamada etnik şiddetin özbekis-
tan'a da sıçraınakta olduğunu belirterek sı-
nır bölgelerinde olağanüstü durum ilan et-
mişti. Sovyet tçişleri Bakaniığı'ndan bir söz-
cü, iki cumhuriyet arasında sınırın tümüy-
le kapatıldığmı belirtti.
Reuter'in TASS'a dayanarak bildirdiğine
göre cuma günü özbekistan'dan Kırgızlar-
la çarpışmak için Kırgızistan'a geçmeye ça-
lışan yaklaşık 15 bin özbek, güvenlik güç-
leri tarafından havaya ateş açilarak dagnıldı.
Kırgızislan'da özbekistan'a düşen bir yol-
cu "Ordn helikopterleri, Kırgızlar tarafın-
dan knşatılmış Özbekleri tabliye ediyorlar.
Ama şimdi yeni bir tehlike var. Genç Öz-
bekler, Kırgızlardan intikam almak için oto-
büslerle çatışma bölgelerine doğrn
KAZAKISTAN
TACİKİSTAN
gidiyorlar" şeklinde konuştu.
Sovyet îçişleri Bakaniığı'ndan bir yetki-
li, ölü sayısının artabileceğini, yakılan bi-
nalann enkazının altından yeni cesetler çı-
kabileceğini söyledi. Çatışmalar geçen pa-
zartesi Oş kentinde çıkmış bir süre sonra
Kırgızistan'ın baskenti Frunze'ye sıçramıştı.
Gözlemciler, bölgedeki yüksek işsizlik
oranı ile çok kötü yaşam koşullarımn sos-
yal patlamamn temel nedeni olduğunu be-
lirtiyorlar.
Kırgızların 2 bin yıllık tarihi var
En eski Türk boylanndan
Kırgız adına ilk kez MÖ 2. yüzyüdaki Çin
yazıtlannda rastlanıyor. Kökenleri tam ola-
rak büinmemesıne karşın Kırgız Türkleri-
nin, gene bir Türk boyu olan Kıpçaklara
bağlı oldukları sanılıyor. Orta Asya'mn en
büyük göçebe gruplarından biri olan Kır-
gızlar, MS 1. yuzyılda Hun birliğine katıl-
dılar.
8. yuzyılda Gökturk Devleti'ne bağlanan
Kırgızlar, 9. yuzyılda Uygurlarla birleşerek
Gökturk Devleti'nin yıkılmasına neden ol-
dular. 9. yuzyılda Uygurlan da deviren Kır-
gızlar, 10. yuzyılda Karahitaylar Devleti'-
nin boyunduruğu altına girdiler. Bu yüzyıl-
da Müslüman olan Kırgızlann toprakları
daha sonra 13. yuzyılda Moğollar tarafın-
dan istila ediliyor. Moğollarla birlikte Çin'e
karşı savaşan Kırgızlar, Tanrı Dağları cev-
resindeki topraklarını uzun savaşlara kar-
şın 1860 yüında Rus Imparatorluğu'na dev-
retmek zorunda kaldılar.
Sovyet ihtilaline kadar siyasi bir bütün ola-
rak kabul edilmeyen Kırgızlar, Sovyet or-
dularına karşı da gerilla savaşına başladı-
lar. Ancak Kızıl Ordu karşısında fazla da-
yanamayan Kırgız çeteleri, Kırgızistan'ın
Sovyet toprağı olmasını engelleyemediler.
Kırgızistan, önce Türkistan özerk Sovyet
Sosyalist Cumhuriyeti'ne bağlandı, daha
sonra 1924 yılında Rus Sovyet Federe Sos-
yalist Cumhuriyeti'ne bağlı özerk bir yöne-
tim birimi yapıldı. 1926'da yine Rus Cum-
huriyeti'ne bağlı "özerk cumhuriyet" sta-
tüsü kazanan Kırgızistan, 1936 yılında da
Sovyetler Birliği'ne bağlı federe cumhuri-
yet oldu.
FRUNZE'DE YAS — Kırgızistan'ın baskenti Fnınze'de ana meydanda toplanan Kırgızlar. çatışmalarda ölenleri andılar.
TÜRK DIŞ POLİTİKASI
Demojkrasi
pürüzü— 2 -
YASEMİN ÇÖNGAR
SEMİH İDİZ
ANKARA — Türkiye'nin Ikinci Dünya
Savaşı'ndan bu yana Batı ile ilişkilerini da-
yandırdığı temel sarsılıyor. Ankara'nın son
kırk yılda Ban ittifakı içinde yer altrken kul-
Iandığı en önemli argüman "stratejik konu-
mu" oldu. Soğuk savaş rüzgârlarının ege-
men olduğu Avrupa atmosferi, Türkiye'nin
Sovyetler Birliği ile sırur komşuluğunu göz
önünde tutan Batı'nın da bu argümanı ka-
bul etmesini kolaylaştınybrdu. Türkiye'nin
halen Israil ve Mısır'dan sonra ABD'den en
çok askeri yardım alan ülke olması da bu
duyarlılığın bir ifadesi olarak değerlendiri-
lebilir. Ancak Sovyet lideri Mihail Gorba-
çov'un göreve gelmesinden bu yana Doğu
Bloku'nda yaşanan değişimlerin özellikle
1989'da "banşcı devrim" diye de adlandı-
nlan bir çözülrne sürecine girmesiyle soğuk
savaş da fiilen geçerliliğini yitirmiş oldu. Bu
yeni durum, Türkiye'nin de Batı ile ilişki-
lerindeki temel dayanaklarını yeniden be-
lirlemesini gündeme getirdi.
NATO üyesi olmanın yanı sıra Batı Av-
rupa ile siyasi ve ekonomik entegrasyonu
1960*lardan beri somut girişimlerle gündem-
de tutan Türkiye, Avrupa Topluluğu'na (AT)
1987'de —12 Eylül'ün de sebep olduğu bir
gecikmeyle— tam üyelik başvurusunda bu-
lundu. Ancak topluluğun tek pazar uygu-
laraası nedeniyle içe döndüğü bir döneme
rastlayan bu başvuru, Türkiye'nin siyasi ve
ekonomik açıdan ne kadar Avrupalı oldu-
ğu sorusunu da canlı biçimde gundeme ge-
tirdi. Avrupa'nın dengelerıni baştan aşağı
değiştirmesi beklenen "reform rüzgân" ise
yaşlı kıtada yeni oluşum teorilerinin geliş-
tirilmesine yol açarken Türkiye bu oluşum-
ların şu an için ancak kıyısında yer alabili-
yor.
"Stralejik konnm" argümanı geçerliliği-
ni yitirirken Doğu Avrupa ile giderek ya-
kınlaşan Batı'nın Türkiye'yi kabul etmeye
yönelik temel kıstaslarını her zamankinden
daha çok "Batı siy&si, sosyal ve ekonomik
sisteminin benimsenmesi" oluşturuyor. 1983
sonrasında iyice belirgınleşen "liberal eko-
nomi" politikalannın uygulanmasmdaki
basansıilık, insan haklan, demokrasi, ana-
yasal düzen ve temel özgürlükler alanında-
ki "geri kalmışlık"la birleşince Türkiye bu
kıstaslan karşılamanın çok uzağında kal-
dı. Nitekim Batı, Türkiye'yi işkence, siyasi
davalar, düşünce yasakları, sansür, etnik
baskılar ve çalışma yaşamına yönelik kısıt-
lamalarla özdeşleştirmeye devam ediyor. Bu
hükıimetlerüstü düzeyde Uluslararası Çalış-
ma örgütü, Uluslararası Basın Enstitüsü
(IPI) gibi kuruluşlar, Oluslararası Af ör-
gütü gibi özel oluşumlar, Avrupa Parlamen-
tosu gibi entegre siyasi platfonnlar ve ABD
Dışişleri Bakanlığı gibi hükümet organlan
tarafından 1990'da yayımlanan belgelerde
de bir kez daha ifadesini buldu.
Gerçekte tarihsel üişkUeri çerçevesinde,
organik açıdan Avrupa oluşumlannın dışın-
da olmayan Türkiye'yi şimdi yeni bir sınav
beküyor. NATO'nun giderek daha çok bir
siyasi örgüte dönüşmesi, Avrupa Güvenlik
ve tşbirliği Konferansı'nm (AGtK) ortak Av-
rupa Evi'rün çatısım oluşturabilecek bir ze-
min olarak görühnesi, Avrupa Konseyi'nin
artan önemi bu oluşumlann bir parcası olan
Türkiye'ye yeni olanaklar sunuyor. Aynca
Doğu Avrupa'daki gelişmelerin Avrupa en-
tegrasyonunun parçası olmaya giderek da-
ha çok yönelen Balkan ülkelerini ön plana
çıkarması da Türkiye'nin bu ülkelerle olan
tarihsel bağlanmn güncel önemini arttırı-
yor. Aym çerçevede, özellikle Italya, Fran-
sa gibi ülkelerin gündemde tutmaya cahş-
tığı Akdeniz işbirliği boyutu da Türkiye'yi
yakından ilgilendiriyor. Ancak Türkiye'nin
bu tarihsel, kultürel, coğrafyasal olanakla-
nnı iyi kullanabilmesinin yolu da kaçınıl-
maz olarak üzerindeki "insan haklan ih-
lalleri" bulutunun kalkmasından geciyor.
Nitekim, bu yondeki suçlamalann Ankara-
da iddia ediidiği gibi siyasi önyargılardan
ibaret olmadığı, Türkiye'de yaşanan somut
olaylarla birçok kez kanıtlandı. Özellikle
AGİK süreci çerçevesinde insan haklan ve
etnik sorunlann içişleri kapsamı dışında ele
alınmaya başlanması da Türkiye'yi son ola-
rak Kopenhag'daki insani boyut toplantı-
sında görüldüğü gibi uluslararası platform-
da sürekh savunma konusununda kalmaya
zorluyor. Bu sıkışmanın bir sonucu da
Türkiye'nin "stratejik konnm" argümaruna
halen sıkı sıkıya sarılması, askeri harcama-
lar konusunda indirime yanaşmaması ve
NATO'nun devamlılığının en ateşli savunu-
culan arasında yer alrnası olarak gösterile-
bilir.
tkili ilişkilerde ptiriiz
Türkiye'nin genel konumu ve yapısından
kaynaklanan bu özgün sorunlann yanı sı-
ra Batı başkentleriyle ilişkilerde diploma
tik püruzler de sık sık baş ağntıyor. özel-
likle VVashington ile Ankara arasındaki so-
runlann sürekli hasıraltı edilmeye çalışıldığı
gözleniyor. Ancak bu çaba, ABD ile ilişki-
lerini ne pahasına olursa olsun "iyi" gös-
termek gayretindeki Ankara'nın bu ilişki-
de aradığını pek de bulamadığının kamuo-
yuna yansımasını her zaman engelleyemi-
yor. Beyaz Saray'ın Türkiye'nin tüm girişim-
lerine rağmen Ermeni sorununda "karjı
tarar' olarak ortaya çıkmaktan kaçınma-
ması bunun somut örnegiydi.
StRECEK
ÇEKOSLOVAKYA
HABERLERIN DEVAMI
ÜLGARISTAN
Sivil Forum açık farkla önde
(Boftorafı 1. Sayfada)
ması bekleniyor.
Slovakya'da yüzde 5'ten fazla
oy alan aynlıkçı Slovak Partisi de
büyük bir olasılıkia parlamento-
ya girecek. tnfas'a göre, geri ka-
îan 18 partinin hepsi >üzde 5 ba-
rajının altmda kaldığından ulusal
parlamentoya giremeyecek.
Sivil Forum lideri Jan Urban
dün akşam yaptığı basın toplan-
tısında tnfas eğilimlerini onayla-
dı. Urban'ın kısmi sonuçlara da-
yanarak yaptığı açıklamaya göre
Oçte ikisi Çek, üçte biri Slovak
temsilcilerden oluşan ulusal par-
lamentoda 150 sandalyenin dağı-
hmı şöyle: Sivil Forum ve Şidde-
te Karşı Halk Partisi 90, Hıristi-
Tek çözüm demokraside
yan Demokratlar 22, komünistler
20, özerk Moravya Hareketi 9,
Slovakya Ulusal Partisi 6, (Bo-
hemya yerel) Demokratik Parti 3.
Sandalyelerin eşit olarak paylaşıl-
dığı ulusal meclisinde ise Sivil Fo-
nım ve Şiddete Karşı Halk Parti-
si'nin 83, Huistiyan Demokratla-
nn 25, komünistlerin 22, özerk
Moravya hareketinin 9, Slovakya
Ulusal Partisi'nin de 11 sandalye
kazanacağı tahmin ediliyor.
Küçük oynamalar dışında Çek
Televizyonu'nun verdiği bu so-
nuçlar, şu noktalan vurguluyor:
—Bu seçimler Sivil Forum'la
Hıristiyan Demokratlar arasında
iki yıllık bir koalisyon hükümeti-
nin kurulmasına olanak veren
açık bir "demokrasi" oyu anla-
mına geliyor.
—Çekoslovakya'da ad değiştir-
meye bile gerek görmeyen komü-
nistlerin hezimeti ortaya çıkıyor.
—D.Almanya ve Macaristan'-
da zafer kazanan ve gerek Kohl
gerekse de ltalyan Hıristiyan de-
mokratlan tarafından her türlü
desteği gören Hıristiyan demok-
ratların Çekoslovakya'da bekle-
nen ilgiyi gormediği ortaya
çıkıyor.
—Yeşiller, Slovaklar dışındaki
yerd azınlıklar, sosyalistler ve sos-
yal demokratlar gibi kamuoyun-
da belli bir ağırlığa sahip olan
gruplar parlamentoda temsil edi-
lemiyor.
SEÇtMNOTLAM
Bira dünyasında seçim kulisi
NİLGÜN CERRAHOĞLU
PtLSEN — Pilsen'in kent mer-
kezi, kararmış bakımsız binalarm
arkasında görkemli bir burjuva
Orta Avrupa evrenini gizliyor. Batı
Bohemya'nın önemli sanayi mer-
kezi olan 200 bin ııüfuslu kent, es-
ki rejimin de örnek sosyalist ttre-
tim merkezlerinden biri. Ikinci
Dünya Savaşı yülan öncesinde Av-
rupa'nın en önemli silah sanayi-
lerinden Skoda'mn bulunduğu
Pilsen hâlâ Çekoslovak ağır sana-
yinin merkezlerinden birini oluş-
turuyor. Pilsen'de, Çekoslovakla-
nn Batı arabalann yanında kü-
çümsediği Skoda otomcbillerinin
parçaları ve dünyamn en lezzetli
biraları üretiliyor. Bira Pilsenlile-
rin yaşamında öylesine önemli bir
yer tutuyor ki; burada "Bira Dost-
lan Partisi'' bile kurulmuş. Seçim-
lerde yüzde bir civannda oy alma-
sı gerekiyor.
Ortacağdan beri bu kentle öz-
deşleştirilen birarun sırrı, yerin
seksen metre altındaki artezyen
kuyulanndan gelen saf suyla açık-
lanıyor. 1842 yılından beri aralık-
sız üretim yapan Urquell Pilsner
Fabrikası "talsunb bir 12" üzeri-
ne calışıyor. Bira fermantasyon sü-
recinde, 12 gün ilk mahzende 12
gün bir başka mahzende bekleti-
iiyor. Bira şişderine 12 aylık bir
garanti suresi tarumyor. Alkol de-
recesi 12'de belirleniyor ve litresi
12 krondan satılıyor. Şimdi özel-
leştirilecek olan Urquell Pilsner1
in yüzde 51 hissesi bira fabrikası
çalışanlanna satılırken geriye ka-
lan yüzde 49'un da yabancılara sa-
tılacağı bildiriliyor.
tlk demokratik seçimleri bu bi-
ra evreninde 87 sayılı secim san-
dığında izliyorum. Seçim sandık-
lan Avusturya - Macaristan Impa-
ratorluğu dönemi bittiğinden be-
ri bu binada barınan ilkokula yer-
leştirilmiş. Bahçede ise bu Çek ba-
hannı kutlarcasına öbek öbek gül-
ler açmış. Sandıkların başında
dört gözlemci bulunuyor: Alena,
Alois, Vaklav, Zdenek. Odanın
her bir tarafına yeşil bitkiler ve
bahçeden toplanmış çiçekler yer-
leştirilmiş. Pembe saten örtü ile
kaplı paravanın arkasından çıkan
beyaz sakalh Vanek Stanislav'a
yaklaşıyorum. Oyunu ilk kez Çe-
koslovakya'nın tattığı son özgür
seçimlerde, 1946'da kullanmış.
"Sevincinıden ağladım. Bugiinü
tam 44 yıl bekledim" diyor ve ek-
liyor: "O zaman oyumu sosyal de-
mokratlara vermiştim. Tüm öm-
riim boynnca da sosyal demokrat
kaldım. Fakat bugün 'Sivil Fo-
rum'a oy veriyonım. Fornmda gü-
vendiğim insanlar var." "Oy»n«-
zu geçmise örtü çekmek için mi
yoksa intikam almak için mi knl-
laadıoız?" Gülümseyerek gözleri-
min içine bakıyor Stanislav,
"Unntmak için" diyor sadece.
"Gelecek açısından oyunuz ne an-
lam tasıyor?" diye üsteliyorum bir
kez daha "demokrasi" diyor ve
ekliyor: "Ekonomiye getince; ben
küçfik bir sanaji kunıluşunun yö-
neticiliğini yapıyonım. Çekoslo-
vakya'nın, ekonomik sorunlannı
yedi yıl içinde çözecegine ve AT*-
ye girecegine inanıyonım."
Pilsen'de Vanek Stanislav gibi
"Sivil Forum"a oy verenler çok.
Sandıklardan hâkim güç olarak
çıkması beklenen ve Hıristiyan
Demokratlardan Sosyal Demok-
ratlara, liberallere ve Yeşillere dek
sağdan ve soldan sekiz siyasi gru-
Uu ıvılıc di<Uı uu joiıatyc uı galu"
nün tek amacı geçmise karşı itti-
fak oluşturmak ve Çekoslovakya1
da modern sivil toplumla pazar
ekonomisini kurmak.
Eskiden Komünist Parti Mer-
kez Komitesi'nin bulunduğu gör-
kemli binaya da on dört on sekiz
yaşlanndaki gençler için bir tek-
nik okul yerleştiren kent otorite-
lerini selarniayarak Pilsen'den ay-
rılıyorum. Bundan sonraki uğra-
ğım Kishice adındaki, elma ağaç-
larıyla çevrili sivri damlarının bu-
lunduğu tipik bir Orta Avrupa kö-
yü.
Köyün girişinde seçim propa-
gandasına ilişkin herhangi bir işa-
ret yok. Burnuma hemen taze ke-
silmiş çimen kokulan geliyor. Kar-
şımda seçim sandığımn bulundu-
ğu mutevazı evin kapısında Çek
bayrağı dalgalaruyor. önünde ses-
siz bir sabırla bekleyen uzun bir
kuyruk oluşmuş. 622 nüfuslu köy-
de 472 seçmen oy kullanıyor. San-
dık başkam Josef Kantner bronz
tenli şık giyimli bir komünist. Şa-
rap rengindeki uzun burnuyla he-
men dikkati çekiyor. "Vaziyet
kötü" diyor Kantner. "Sivil Fo-
rnm burada oylann yüzde elli,
yüzde altmışıru alacak. Bizim oy-
lar ise yiizde yirmide kalacak."
Köylerde hâlâ komünistlerin kont-
rolünde kalan zirai bankalar ve
kooperatifler ağına rağmen neden
daha fazla oy alamadıklanru so-
ruyorum. Gülüyor Kantner "Yol-
daşlar yol değiştirdi" diyor ve ek-
liyor "Şimdi herkes Sivil Fonım'a
oy veriyor. Ama göreceksiniz iki
yü içinde yeni hükümetle taşrada
yaşam gnçleşecek. Bundan sonra-
ki ilk seçimleri biz alacağız."
Seçmenler sandıklara evde ha-
zırladıkları oy pusulalan ile gel-
diler. Üç parlamento "Ulusal, ye-
rel Çek ve Slovak pariamenlolan"
için oy kullandıklannda Çek seç-
menlerin eline verilen oy pusula-
lan birer kitap kabnlığındaki parti
ve aday listelerinden oluşuyor. Eve
bir hafta önceden gönderilen bu
pusulalan seçmenler bu süre zar-
fında inceliyorlar ve sandığın içi-
ne yalnız seçtikleri partinin liste-
lerini atıyorlar.
(Baştarafl I. Sayfada)
toplanan ve "Zafer bizim", "Mr.
President" (Bay Başkan), "Yeter
artık sıra bizde" sloganlan atan
taraftarlarımn tezahüratlan ara-
sında söyleşimizde sorulanmızı
şöyle yanıtladı.
—Yüzde kaç oy alacağmm tab-
min ediyorsunuz?
JELEV — Somut olarak bir şey
söylemek şu anda güç, ama biz,
sonucun her durumda yüzde
50'nin üzerinde lehimize olacağı-
nı tahmin ediyoruz.
—Tam 16 degişik siyasi akımı
bünyenizde topluyorsunnz. tkti-
dar olanağı elde etmeniz halinde
hiıkumet kurmakta güçlük çeke-
ceginizi biliyor musunuz?
JELEV — Bence kurmamız
mumkun. Neden olmasın?
—Türk azmhgın sonınlanyla il-
gili düşünceleriniz ve gctireceginiz
çözümlere ilişkin bilgi verir misi-
niz?
JELEV — Biz seçim platfor-
munda her şeyi açıkça anlattık.
Bu sorunlar, hemen başlaması zo-
runlu olan demokratikleşme süre-
ci içinde çözumlenebilir.
—Türkierin hareketinin lideri
Ahmet Doğan, DGB içinde neden
yer almıyor?
JELEV — Çünkü onlar bizimle
birlikte olmak istemediler. Bunun
dışında da onlar zaten etnik bir te-
mel üzerinde mücadele ediyorlar.
Bu, bizim hareketin onaylamadı-
ğı bir durum. Biz, aynı nedenle
Bulgar milliyetçisi bir örgütü de
aramıza almadık.
—Türk azuılıgın sorunlannı
çözmek yolunda herhangi somut
bir vaatte bulunuyor musunuz?
JELEV — Somut bir vaatte bu-
lunamam. Biz, yapabileceklerimi-
zi platformda söyledik. İnanıyo-
ruz ki şu anda üzerinde tartıştığı-
mız tüm problemlere de sizin sor-
duğunuz konulara da bu demok-
ratik program çerçevesinde çözüm
bulacağız.
Demokratik Guçler Birliği se-
çim platformunda Türk azınlıkla
ilgili bölömde özetle şu görüşlere
yer veriliyor:
"Türk veya diğer etnik tanım-
lamaj-a giren azınlıklann isimle-
rinin zorla değişlirilmesi uygula-
masını DGB kınar. Bu ola> ülke-
mizi, derin bir ekonomik, siyasi ve
moral bir krize sokmuş, daha da
izole olmasına vol açmıştır.
DGB aynı zamanda Müslüman
toplumun değişürilmiş isimlerinin
idari işlemlerle değil, mahkeme
kararlanyla geri verilmesi yolun-
daki parlamento karannı da ka-
bul etmiyor. Bu ujgulamayi da ül-
kedeki iç etnik catışmalan köruk-
leyici, Jivkovcu politikalann bir
parçası olarak göriir."
Öte yandan, DSB içindeki baş-
lıca siyasi güçlerden biri olan ve
geçen yıl muhalefetin sesi olarak
ilk kez adını duyuran "Ecoglas-
nost" örgülü iideri Pfetar Beron da
Türk gazetecüere verdiği demeç-
te, "Türkierin sorunlanna çözüm
bulunması gereğine inandıklannı"
söyledi.
Petar Beron, Ahmet Doğan'ın
önderliğindeki hareketin etnik bir
temele oturması nedeniyle destek-
lemedikJerini ve azınlık sorunla-
nna çare bulacak gücü olmadığı-
nı düşündüklerini kaydederken
"Medise sadece 10 veya 20 kişi so-
kabilirler. Biz ise daba giiçlü gire-
ceğiz" dedi.
Milli Piyango çekildi
2 milyar îstanbul ve İzmir'e
Bulgar halkı sandık
(Baştarafı 1. Sayfada)
Türk azınlık seçimlere girerken
bir dizi zorluk ve engelleme ile de
karşı karşıya bulunuyor. Bulga-
ristan anayasasına göre "etnik ve
dini esasa dayalı parti ve siyasi
örgütlenme" yasak olduğu gerek-
çesi ile komünistler ve hatta mu-
halefet hareketleri Turk azınlığın
örgütlüluğüne karşı çıktılar.
Bulgaristan'da yaşayan yakla-
şık 1.5 milyoıı dolaymdaki soyda-
şımız da bugün yapılacak seçim-
ler için gergin bir ortamda sandık
başına gidiyor. Seçimlere birkaç
ay kala örgütlenen ve iiderliğini
Ahmet Doğan'ın yaptığı Hak ve
Özgürlükler Hareketi bugunku
seçimden yaklaşık 30 ya da 40
adayını parlamentoya sokmayı
umut ediyor. Yasalar gereği ön-
ceden hazırlanıp seçmenlere dağı-
tılabilen oy pusulalan bu sabah
sandık başına gidecek soydaşlar
tarafından kullanılabilecek.
Kırcaali ve civannda soydaşla-
nmız seçim sonuçlanndan ve ha-
reketlerinin başansından umuciu
görünürken, bir soydaşımız yıllar-
dır uğradıklan baskılara artık bo-
yun eğmeyeceklerini ve ellerine
geçen bu fırsatı değerlendirecek-
lerini söylüyordu.
Geçen yıl, yaklaşık 350 bin nü-
fusun toplu göçüne yol açan ve 10
Kasım 1989'da devrilen Todor
Jivkov yönetiminin izleri Bulga-
ristan'ın Türk bölgelerinde hâlâ
sezilebliyor. Ancak, bazı aşın mil-
liyetçi unsurlardan gelen tehditle-
rin ötesinde somut baskılann bi-
raz olsun hafiflediği de soydaşlar-
ca ifade ediliyor.
Tüm güçlü partilerin Üzerinde
anlaştıkları bir kararla "önceden
aksi açıklanmasına karşın" yurt-
dışında yaşayan Bulgaristan va-
tandaşlarının oy kullanmalan
"beş yıl orada yaşamış olmak"
koşuluna bağlandı. Bu yolla
önemli bir oy potansiyeli oluştu-
ran, geçen yıl Türkiye'ye göçe
zorlanmış ve halen Türkiye'de bu-
lunan yaklaşık 150 bin soydaşın
oy kullanmalan engellenmiş oldu.
ANKARA (AA) — MiUi Pi- 826481
yango 9 Haziran 1990 çekilişi 262476
dün Ankara'da yapıldı. 616513
tkramiye kazanan numaralar 040085
Şöyle: 426411
2 MİLYAR IİRA 829860
983169 (îstanbul, Izmir) 271824
500 MİLYON IİRA 621049
592310 (Tunceli, îstanbul) 047599
783699 (Ankara, îzmir) 429872
100 MtLYON LtRA 840937
287446 (Samsun) 277002
515845 (KonyaEreğli, îstanbul, 631127
Bursa, Ankara) 054847
766241 (Sakarya, Bursa) 441185
50 MtLYON ÜRA 842452
599648 613955 882271 995619 278823
10 MtLYON LtRA 637345
219052 228271 323505 421815 074699
435442 560903 575571 729110 441823
882051 945183 846305
5 MtLYON LtRA 296657
046229 068732 079124 094379 652516
095701 209957 216010 262555 076276
287133 297109 313819 345419 460450
360942 366590 413729 478961 851215
522009 546912 566627 581615 304458
632412 652028 717097 764608 6573%
767530 800796 810638 8269% 081463
912646 926082 463277
2 MtLYON LtRA 856158
001530 003158 006882 010762 307470
030105 032643 085032 087212 675840
090945 105052 108845 140335 085570
144293 244113 293681 302419
312250 345677 392870 396030
428282 429722 433668 435842
454449 456640 473165 511661
537357 551691 578980 599943
6018% 630418 634816 656391
685331 710520 740120 741173
746866 748040 765211 778163
782665 787729 806329 836405
838215 839752 840997 881877
900869 916268 928174 931615
932624 939189 970227 9%288
1 MtLYON LtRA
003196 O%891 190879 323941
482957 581907 695345 797795
887551 004421 098987 192721
325170 400372 483867 5820%
6%265 798665 888830 006569
103968 1%784 328176 412010
484910 484961 583463 701082
800408 888880 007585 106104
202043 328202 413176 488855
584494 702080 801073 893933
012915 106865 203997 328472
413816 489516 593795 702851
801802 895679 013446 107928
205085 329751 413842 500964
597029 702936 817328 906945
017134 110010 210116 330776
415873 501571 597087 707682
821821 911197 023564 112554
233060 333446 419615 501743
600539 709025 822062 913078
026465 113284 244841 334762
420670 506959 608442 711974
822512 916529 027301 114850
249293 338189 421741 507691
613371 718890 824541 928898
031634 126890 250748 339372
424052 508922 614406 726023
937932
340681
730712
131134
516238
942863
346716
739578
135428
525206
947612
351975
7513%
139788
530841
952153
367806
752489
152403
536000
957992
369038
766152
154850
541235
960677
382071
768268
158945
553310
968020
384975
773466
165325
032377
425951
829780
263668
619414
045703
428877
834158
275864
625116
051931
434622
841748
278385
633979
069351
441658
844503
281558
648342
075206
456327
847983
297522
657242
077378
462072
852358
306835
674205
084655
463434
856162
307868
128631
511804
941776
345500
733168
133661
523865
944909
349667
743774
139224
527182
948081
367781
751637
151561
531931
954462
368450
763325
152803
537019
960643
371791
766258
155195
542204
966301
382228
769106
159984
553952
%9286
393292
465632
862709
312914
678361
090998
467795
975831
396136
789303
186439
578389
996785
3%756
794117
559341
969319
393887
781805
175838
681027
091458
475842
875145
3193%
692630
095013
480504
885231
677755
088358
466283
868866
314490
786486
185792
571937
979432
396688
794057
189424
580164
998773
778242
168643
567503
971605
396028
874522
316093
681801
092921
478726
878651
322403
693377
400 BİN LtRA
05485 18873 21912 23267 24125
25421 29912 30603 34500 37325
40272 41674 41933 48281 48948
51948 53434 55488 64666 65511
67151 70346 76190 79503 80497
81634 82319 86523 89663 93009
200 BtN LtRA
0133 0555 1666 1857 2091 2150
2435 3466 3940 5052 5462 6510
6888 7912 9039 9319 9473 9636
9848 9%7
100 BtN LtRA
320 356 552 692 695 891
40 BtN IİRA
00 01 08 44 50 56
20 BtN LtRA (Amorti)
0 6
DUNY\DA BUGUN
ALİSİRMEN
(Baştarafl 3- Sayfada}
hepsinin yerli yerinde durduklarını açıklıkla soylememiz gerekir.
Acaba Milli Eğitım Bakanı'na yazılan mektubu kaleme alanlar, birv
bir türlü çarpıklığın egemen olduğu, havadan para kazanmanın er-
dem, talanın ovgü nedeni, köşe dönmenin sevab sayıldığı bir top-
lumda, neden yalmzca çöpçü maaşlarını örnek olarak gösterme ge-
rejini duyuyorlar?
Ustelik mektubu kaleme alanlar, kendi satırları arasında yer alan
bir gerçeğı acaba neden gorüp iyice anlamıyorlar? Temizlik işçileri
sendikal eylemle ücretlerını arttırmışlardır. Şimdiye dek, işkence, dü-
şünce suçu karşısında sessiz kalan, sendikalaşmalannı önleyen du-
zenlemeler karşısında, tıpkı YÖK karşısında olduğu gibi edilgin du-
ran öğretim elemanları. eğer edilgınlık yerıne etkinliğı yeğleselerdi,
hic kuşkusuz hıç değilse, temizlik işçileri kadar pazariık gücüne sahip
olma olanağına kavuşmayı denemiş olacaklardı.
Ama bütün bunları yapmayıp, binlerce aksaklığı olan bir toplum-
da, yainızca çöpçü maaşlanna göz dikmek, topJumu ve gençleri ay-
dınlatmakla yükümlü olanların, kendılerinin de hayli aydınlanmaya
ihtiyaçlan olduğunu gösterir en hafif deyişiyle.
Çöpçü maaşına göz dikenlerin acaba hangisi, o işi yapmayı iste-
mektedir Masası başında okuyup, bilgilenip çalışmak için para aJan
insan, aldığı paranın emeğinin karşılığı olmadıgını soylemekte ne
denli haklıysa, bu yakınışını dıle getirirken çöpçü maaşını öne sür-
mekte de o denli haksızdır.
Kim ki, temizlik işçilerinin maaşlanna göz dikmiştir, ona bir ger-
çeği anımsatmakta yarar vardır: "Bu toplumda, çöpçü olmak kim-
seye yasak değildir. Çöpçü maaşına göz dikenler, çöpçü olmak üzeri
başvurabilirler"
Temizlik işçilerine çöpçü diye burun kıvırıp aldıkları parayı dilleri-
ne dolayanlar, şu gerçeğı de iyi görmelidırler. Her şeyın baskı altm-
da tutulduğu gittıkçe edilgenleşen bir toplumda, sendikal direnişle-
riyle haklarını alan temizlik işçileri, demokratik yöntemlerle hak ara-
manın mis gibi bir örneğini vererek apolitik bir ortamda, öncû rolû
üstlenmişlerdir.