23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/16 DIŞ HABERLER 10 HAZİRAN 1990 KIRGIZİSTAN Çatışmalarda 107 ölüSovyet TASS Ajansı'mn Kırgızistan Içişleri Bakanhğı'na dayanarak bildirdiğine göre bir haftadır süren çatışmalarda 436 kişi de yaralandı. 348 bina yakıldı. Başkent Frunze'nin sakin olmasına karşılık kırsal bölgelerde çatışmalar sürüyor. Dış Haberler Servisi — Sovyetler Birli- ği'nin Kırgızistan Cumhuriyeti'nde Kırgular- la Özbekler afrasında geçen pazartesi günü toprak anlaşmaziığı nedeniyle başlayan ça- tışmalar devam ederken ölü sayısının 107ye ulaştığı açıklandı. TASS, Kırgız tçişleri BakanlığTna daya- narak verdiği haberde, pazartesi gününden beri çatışmalarda ölenlerin sayısının 107'ye, yaralılann sayısının da 436'ya yükseldiğini bildirdi. Ajans, ölenlerden 68'inin çatışma- lann çarşamba günü yayıldığı Üzgen'de can verdiğini duyurdu. TASS, 348 binanın da yı- kıldığını bildirdi. Ajans, KırgızistaD'ın başkenti Frunze'de durumun sakin olduğunu belirtti. Bölgede olağanüstü durum uygulamasının ilan edil- raesinden sonra çatışma noktalanna gön- derilen takviye birliklerin büyük yerleşim merkezlerinde kontrolü sağlamalanna kar- şın kırsal alanlarda çatışan gruplan etki- siz hale getirmekte yetersiz kaldıklan ve bir- çok durumda çatışan militanJann tutsagı durumuna düştükleri bildiriliyor. . Pravda gazetesi, çatışmalar yuzünden Kırgızistan'dan Tacikistan'a giden ana ka- rayolunun ulaşıma kapandığım kaydeder- ken TASS, özbekistan Devlet Başkanı'nın önceki gün olağanüstü durum ilan etmesi- ne karşın Andijan bölgesinde Oş kentine saldırmak için toplanan 15 bin özbekin hâ- lâ dağümadıklarını ve iki cumhuriyet ara- sındaki sınırdan geçişleri engellemeye çalı- şan birlikleri zorladıklarım duyurdu. Pravda, özellikle kırsal bölgelerde, mili- tanların, askeri birliklerin silahlanm alarak kendi aralanndaki çatışmalarda kullandık- larını yazdı. özbekistan Devlet Başkam cuma günü yaptığı açıklamada etnik şiddetin özbekis- tan'a da sıçraınakta olduğunu belirterek sı- nır bölgelerinde olağanüstü durum ilan et- mişti. Sovyet tçişleri Bakaniığı'ndan bir söz- cü, iki cumhuriyet arasında sınırın tümüy- le kapatıldığmı belirtti. Reuter'in TASS'a dayanarak bildirdiğine göre cuma günü özbekistan'dan Kırgızlar- la çarpışmak için Kırgızistan'a geçmeye ça- lışan yaklaşık 15 bin özbek, güvenlik güç- leri tarafından havaya ateş açilarak dagnıldı. Kırgızislan'da özbekistan'a düşen bir yol- cu "Ordn helikopterleri, Kırgızlar tarafın- dan knşatılmış Özbekleri tabliye ediyorlar. Ama şimdi yeni bir tehlike var. Genç Öz- bekler, Kırgızlardan intikam almak için oto- büslerle çatışma bölgelerine doğrn KAZAKISTAN TACİKİSTAN gidiyorlar" şeklinde konuştu. Sovyet îçişleri Bakaniığı'ndan bir yetki- li, ölü sayısının artabileceğini, yakılan bi- nalann enkazının altından yeni cesetler çı- kabileceğini söyledi. Çatışmalar geçen pa- zartesi Oş kentinde çıkmış bir süre sonra Kırgızistan'ın baskenti Frunze'ye sıçramıştı. Gözlemciler, bölgedeki yüksek işsizlik oranı ile çok kötü yaşam koşullarımn sos- yal patlamamn temel nedeni olduğunu be- lirtiyorlar. Kırgızların 2 bin yıllık tarihi var En eski Türk boylanndan Kırgız adına ilk kez MÖ 2. yüzyüdaki Çin yazıtlannda rastlanıyor. Kökenleri tam ola- rak büinmemesıne karşın Kırgız Türkleri- nin, gene bir Türk boyu olan Kıpçaklara bağlı oldukları sanılıyor. Orta Asya'mn en büyük göçebe gruplarından biri olan Kır- gızlar, MS 1. yuzyılda Hun birliğine katıl- dılar. 8. yuzyılda Gökturk Devleti'ne bağlanan Kırgızlar, 9. yuzyılda Uygurlarla birleşerek Gökturk Devleti'nin yıkılmasına neden ol- dular. 9. yuzyılda Uygurlan da deviren Kır- gızlar, 10. yuzyılda Karahitaylar Devleti'- nin boyunduruğu altına girdiler. Bu yüzyıl- da Müslüman olan Kırgızlann toprakları daha sonra 13. yuzyılda Moğollar tarafın- dan istila ediliyor. Moğollarla birlikte Çin'e karşı savaşan Kırgızlar, Tanrı Dağları cev- resindeki topraklarını uzun savaşlara kar- şın 1860 yüında Rus Imparatorluğu'na dev- retmek zorunda kaldılar. Sovyet ihtilaline kadar siyasi bir bütün ola- rak kabul edilmeyen Kırgızlar, Sovyet or- dularına karşı da gerilla savaşına başladı- lar. Ancak Kızıl Ordu karşısında fazla da- yanamayan Kırgız çeteleri, Kırgızistan'ın Sovyet toprağı olmasını engelleyemediler. Kırgızistan, önce Türkistan özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ne bağlandı, daha sonra 1924 yılında Rus Sovyet Federe Sos- yalist Cumhuriyeti'ne bağlı özerk bir yöne- tim birimi yapıldı. 1926'da yine Rus Cum- huriyeti'ne bağlı "özerk cumhuriyet" sta- tüsü kazanan Kırgızistan, 1936 yılında da Sovyetler Birliği'ne bağlı federe cumhuri- yet oldu. FRUNZE'DE YAS — Kırgızistan'ın baskenti Fnınze'de ana meydanda toplanan Kırgızlar. çatışmalarda ölenleri andılar. TÜRK DIŞ POLİTİKASI Demojkrasi pürüzü— 2 - YASEMİN ÇÖNGAR SEMİH İDİZ ANKARA — Türkiye'nin Ikinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Batı ile ilişkilerini da- yandırdığı temel sarsılıyor. Ankara'nın son kırk yılda Ban ittifakı içinde yer altrken kul- Iandığı en önemli argüman "stratejik konu- mu" oldu. Soğuk savaş rüzgârlarının ege- men olduğu Avrupa atmosferi, Türkiye'nin Sovyetler Birliği ile sırur komşuluğunu göz önünde tutan Batı'nın da bu argümanı ka- bul etmesini kolaylaştınybrdu. Türkiye'nin halen Israil ve Mısır'dan sonra ABD'den en çok askeri yardım alan ülke olması da bu duyarlılığın bir ifadesi olarak değerlendiri- lebilir. Ancak Sovyet lideri Mihail Gorba- çov'un göreve gelmesinden bu yana Doğu Bloku'nda yaşanan değişimlerin özellikle 1989'da "banşcı devrim" diye de adlandı- nlan bir çözülrne sürecine girmesiyle soğuk savaş da fiilen geçerliliğini yitirmiş oldu. Bu yeni durum, Türkiye'nin de Batı ile ilişki- lerindeki temel dayanaklarını yeniden be- lirlemesini gündeme getirdi. NATO üyesi olmanın yanı sıra Batı Av- rupa ile siyasi ve ekonomik entegrasyonu 1960*lardan beri somut girişimlerle gündem- de tutan Türkiye, Avrupa Topluluğu'na (AT) 1987'de —12 Eylül'ün de sebep olduğu bir gecikmeyle— tam üyelik başvurusunda bu- lundu. Ancak topluluğun tek pazar uygu- laraası nedeniyle içe döndüğü bir döneme rastlayan bu başvuru, Türkiye'nin siyasi ve ekonomik açıdan ne kadar Avrupalı oldu- ğu sorusunu da canlı biçimde gundeme ge- tirdi. Avrupa'nın dengelerıni baştan aşağı değiştirmesi beklenen "reform rüzgân" ise yaşlı kıtada yeni oluşum teorilerinin geliş- tirilmesine yol açarken Türkiye bu oluşum- ların şu an için ancak kıyısında yer alabili- yor. "Stralejik konnm" argümanı geçerliliği- ni yitirirken Doğu Avrupa ile giderek ya- kınlaşan Batı'nın Türkiye'yi kabul etmeye yönelik temel kıstaslarını her zamankinden daha çok "Batı siy&si, sosyal ve ekonomik sisteminin benimsenmesi" oluşturuyor. 1983 sonrasında iyice belirgınleşen "liberal eko- nomi" politikalannın uygulanmasmdaki basansıilık, insan haklan, demokrasi, ana- yasal düzen ve temel özgürlükler alanında- ki "geri kalmışlık"la birleşince Türkiye bu kıstaslan karşılamanın çok uzağında kal- dı. Nitekim Batı, Türkiye'yi işkence, siyasi davalar, düşünce yasakları, sansür, etnik baskılar ve çalışma yaşamına yönelik kısıt- lamalarla özdeşleştirmeye devam ediyor. Bu hükıimetlerüstü düzeyde Uluslararası Çalış- ma örgütü, Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) gibi kuruluşlar, Oluslararası Af ör- gütü gibi özel oluşumlar, Avrupa Parlamen- tosu gibi entegre siyasi platfonnlar ve ABD Dışişleri Bakanlığı gibi hükümet organlan tarafından 1990'da yayımlanan belgelerde de bir kez daha ifadesini buldu. Gerçekte tarihsel üişkUeri çerçevesinde, organik açıdan Avrupa oluşumlannın dışın- da olmayan Türkiye'yi şimdi yeni bir sınav beküyor. NATO'nun giderek daha çok bir siyasi örgüte dönüşmesi, Avrupa Güvenlik ve tşbirliği Konferansı'nm (AGtK) ortak Av- rupa Evi'rün çatısım oluşturabilecek bir ze- min olarak görühnesi, Avrupa Konseyi'nin artan önemi bu oluşumlann bir parcası olan Türkiye'ye yeni olanaklar sunuyor. Aynca Doğu Avrupa'daki gelişmelerin Avrupa en- tegrasyonunun parçası olmaya giderek da- ha çok yönelen Balkan ülkelerini ön plana çıkarması da Türkiye'nin bu ülkelerle olan tarihsel bağlanmn güncel önemini arttırı- yor. Aym çerçevede, özellikle Italya, Fran- sa gibi ülkelerin gündemde tutmaya cahş- tığı Akdeniz işbirliği boyutu da Türkiye'yi yakından ilgilendiriyor. Ancak Türkiye'nin bu tarihsel, kultürel, coğrafyasal olanakla- nnı iyi kullanabilmesinin yolu da kaçınıl- maz olarak üzerindeki "insan haklan ih- lalleri" bulutunun kalkmasından geciyor. Nitekim, bu yondeki suçlamalann Ankara- da iddia ediidiği gibi siyasi önyargılardan ibaret olmadığı, Türkiye'de yaşanan somut olaylarla birçok kez kanıtlandı. Özellikle AGİK süreci çerçevesinde insan haklan ve etnik sorunlann içişleri kapsamı dışında ele alınmaya başlanması da Türkiye'yi son ola- rak Kopenhag'daki insani boyut toplantı- sında görüldüğü gibi uluslararası platform- da sürekh savunma konusununda kalmaya zorluyor. Bu sıkışmanın bir sonucu da Türkiye'nin "stratejik konnm" argümaruna halen sıkı sıkıya sarılması, askeri harcama- lar konusunda indirime yanaşmaması ve NATO'nun devamlılığının en ateşli savunu- culan arasında yer alrnası olarak gösterile- bilir. tkili ilişkilerde ptiriiz Türkiye'nin genel konumu ve yapısından kaynaklanan bu özgün sorunlann yanı sı- ra Batı başkentleriyle ilişkilerde diploma tik püruzler de sık sık baş ağntıyor. özel- likle VVashington ile Ankara arasındaki so- runlann sürekli hasıraltı edilmeye çalışıldığı gözleniyor. Ancak bu çaba, ABD ile ilişki- lerini ne pahasına olursa olsun "iyi" gös- termek gayretindeki Ankara'nın bu ilişki- de aradığını pek de bulamadığının kamuo- yuna yansımasını her zaman engelleyemi- yor. Beyaz Saray'ın Türkiye'nin tüm girişim- lerine rağmen Ermeni sorununda "karjı tarar' olarak ortaya çıkmaktan kaçınma- ması bunun somut örnegiydi. StRECEK ÇEKOSLOVAKYA HABERLERIN DEVAMI ÜLGARISTAN Sivil Forum açık farkla önde (Boftorafı 1. Sayfada) ması bekleniyor. Slovakya'da yüzde 5'ten fazla oy alan aynlıkçı Slovak Partisi de büyük bir olasılıkia parlamento- ya girecek. tnfas'a göre, geri ka- îan 18 partinin hepsi >üzde 5 ba- rajının altmda kaldığından ulusal parlamentoya giremeyecek. Sivil Forum lideri Jan Urban dün akşam yaptığı basın toplan- tısında tnfas eğilimlerini onayla- dı. Urban'ın kısmi sonuçlara da- yanarak yaptığı açıklamaya göre Oçte ikisi Çek, üçte biri Slovak temsilcilerden oluşan ulusal par- lamentoda 150 sandalyenin dağı- hmı şöyle: Sivil Forum ve Şidde- te Karşı Halk Partisi 90, Hıristi- Tek çözüm demokraside yan Demokratlar 22, komünistler 20, özerk Moravya Hareketi 9, Slovakya Ulusal Partisi 6, (Bo- hemya yerel) Demokratik Parti 3. Sandalyelerin eşit olarak paylaşıl- dığı ulusal meclisinde ise Sivil Fo- nım ve Şiddete Karşı Halk Parti- si'nin 83, Huistiyan Demokratla- nn 25, komünistlerin 22, özerk Moravya hareketinin 9, Slovakya Ulusal Partisi'nin de 11 sandalye kazanacağı tahmin ediliyor. Küçük oynamalar dışında Çek Televizyonu'nun verdiği bu so- nuçlar, şu noktalan vurguluyor: —Bu seçimler Sivil Forum'la Hıristiyan Demokratlar arasında iki yıllık bir koalisyon hükümeti- nin kurulmasına olanak veren açık bir "demokrasi" oyu anla- mına geliyor. —Çekoslovakya'da ad değiştir- meye bile gerek görmeyen komü- nistlerin hezimeti ortaya çıkıyor. —D.Almanya ve Macaristan'- da zafer kazanan ve gerek Kohl gerekse de ltalyan Hıristiyan de- mokratlan tarafından her türlü desteği gören Hıristiyan demok- ratların Çekoslovakya'da bekle- nen ilgiyi gormediği ortaya çıkıyor. —Yeşiller, Slovaklar dışındaki yerd azınlıklar, sosyalistler ve sos- yal demokratlar gibi kamuoyun- da belli bir ağırlığa sahip olan gruplar parlamentoda temsil edi- lemiyor. SEÇtMNOTLAM Bira dünyasında seçim kulisi NİLGÜN CERRAHOĞLU PtLSEN — Pilsen'in kent mer- kezi, kararmış bakımsız binalarm arkasında görkemli bir burjuva Orta Avrupa evrenini gizliyor. Batı Bohemya'nın önemli sanayi mer- kezi olan 200 bin ııüfuslu kent, es- ki rejimin de örnek sosyalist ttre- tim merkezlerinden biri. Ikinci Dünya Savaşı yülan öncesinde Av- rupa'nın en önemli silah sanayi- lerinden Skoda'mn bulunduğu Pilsen hâlâ Çekoslovak ağır sana- yinin merkezlerinden birini oluş- turuyor. Pilsen'de, Çekoslovakla- nn Batı arabalann yanında kü- çümsediği Skoda otomcbillerinin parçaları ve dünyamn en lezzetli biraları üretiliyor. Bira Pilsenlile- rin yaşamında öylesine önemli bir yer tutuyor ki; burada "Bira Dost- lan Partisi'' bile kurulmuş. Seçim- lerde yüzde bir civannda oy alma- sı gerekiyor. Ortacağdan beri bu kentle öz- deşleştirilen birarun sırrı, yerin seksen metre altındaki artezyen kuyulanndan gelen saf suyla açık- lanıyor. 1842 yılından beri aralık- sız üretim yapan Urquell Pilsner Fabrikası "talsunb bir 12" üzeri- ne calışıyor. Bira fermantasyon sü- recinde, 12 gün ilk mahzende 12 gün bir başka mahzende bekleti- iiyor. Bira şişderine 12 aylık bir garanti suresi tarumyor. Alkol de- recesi 12'de belirleniyor ve litresi 12 krondan satılıyor. Şimdi özel- leştirilecek olan Urquell Pilsner1 in yüzde 51 hissesi bira fabrikası çalışanlanna satılırken geriye ka- lan yüzde 49'un da yabancılara sa- tılacağı bildiriliyor. tlk demokratik seçimleri bu bi- ra evreninde 87 sayılı secim san- dığında izliyorum. Seçim sandık- lan Avusturya - Macaristan Impa- ratorluğu dönemi bittiğinden be- ri bu binada barınan ilkokula yer- leştirilmiş. Bahçede ise bu Çek ba- hannı kutlarcasına öbek öbek gül- ler açmış. Sandıkların başında dört gözlemci bulunuyor: Alena, Alois, Vaklav, Zdenek. Odanın her bir tarafına yeşil bitkiler ve bahçeden toplanmış çiçekler yer- leştirilmiş. Pembe saten örtü ile kaplı paravanın arkasından çıkan beyaz sakalh Vanek Stanislav'a yaklaşıyorum. Oyunu ilk kez Çe- koslovakya'nın tattığı son özgür seçimlerde, 1946'da kullanmış. "Sevincinıden ağladım. Bugiinü tam 44 yıl bekledim" diyor ve ek- liyor: "O zaman oyumu sosyal de- mokratlara vermiştim. Tüm öm- riim boynnca da sosyal demokrat kaldım. Fakat bugün 'Sivil Fo- rum'a oy veriyonım. Fornmda gü- vendiğim insanlar var." "Oy»n«- zu geçmise örtü çekmek için mi yoksa intikam almak için mi knl- laadıoız?" Gülümseyerek gözleri- min içine bakıyor Stanislav, "Unntmak için" diyor sadece. "Gelecek açısından oyunuz ne an- lam tasıyor?" diye üsteliyorum bir kez daha "demokrasi" diyor ve ekliyor: "Ekonomiye getince; ben küçfik bir sanaji kunıluşunun yö- neticiliğini yapıyonım. Çekoslo- vakya'nın, ekonomik sorunlannı yedi yıl içinde çözecegine ve AT*- ye girecegine inanıyonım." Pilsen'de Vanek Stanislav gibi "Sivil Forum"a oy verenler çok. Sandıklardan hâkim güç olarak çıkması beklenen ve Hıristiyan Demokratlardan Sosyal Demok- ratlara, liberallere ve Yeşillere dek sağdan ve soldan sekiz siyasi gru- Uu ıvılıc di<Uı uu joiıatyc uı galu" nün tek amacı geçmise karşı itti- fak oluşturmak ve Çekoslovakya1 da modern sivil toplumla pazar ekonomisini kurmak. Eskiden Komünist Parti Mer- kez Komitesi'nin bulunduğu gör- kemli binaya da on dört on sekiz yaşlanndaki gençler için bir tek- nik okul yerleştiren kent otorite- lerini selarniayarak Pilsen'den ay- rılıyorum. Bundan sonraki uğra- ğım Kishice adındaki, elma ağaç- larıyla çevrili sivri damlarının bu- lunduğu tipik bir Orta Avrupa kö- yü. Köyün girişinde seçim propa- gandasına ilişkin herhangi bir işa- ret yok. Burnuma hemen taze ke- silmiş çimen kokulan geliyor. Kar- şımda seçim sandığımn bulundu- ğu mutevazı evin kapısında Çek bayrağı dalgalaruyor. önünde ses- siz bir sabırla bekleyen uzun bir kuyruk oluşmuş. 622 nüfuslu köy- de 472 seçmen oy kullanıyor. San- dık başkam Josef Kantner bronz tenli şık giyimli bir komünist. Şa- rap rengindeki uzun burnuyla he- men dikkati çekiyor. "Vaziyet kötü" diyor Kantner. "Sivil Fo- rnm burada oylann yüzde elli, yüzde altmışıru alacak. Bizim oy- lar ise yiizde yirmide kalacak." Köylerde hâlâ komünistlerin kont- rolünde kalan zirai bankalar ve kooperatifler ağına rağmen neden daha fazla oy alamadıklanru so- ruyorum. Gülüyor Kantner "Yol- daşlar yol değiştirdi" diyor ve ek- liyor "Şimdi herkes Sivil Fonım'a oy veriyor. Ama göreceksiniz iki yü içinde yeni hükümetle taşrada yaşam gnçleşecek. Bundan sonra- ki ilk seçimleri biz alacağız." Seçmenler sandıklara evde ha- zırladıkları oy pusulalan ile gel- diler. Üç parlamento "Ulusal, ye- rel Çek ve Slovak pariamenlolan" için oy kullandıklannda Çek seç- menlerin eline verilen oy pusula- lan birer kitap kabnlığındaki parti ve aday listelerinden oluşuyor. Eve bir hafta önceden gönderilen bu pusulalan seçmenler bu süre zar- fında inceliyorlar ve sandığın içi- ne yalnız seçtikleri partinin liste- lerini atıyorlar. (Baştarafl I. Sayfada) toplanan ve "Zafer bizim", "Mr. President" (Bay Başkan), "Yeter artık sıra bizde" sloganlan atan taraftarlarımn tezahüratlan ara- sında söyleşimizde sorulanmızı şöyle yanıtladı. —Yüzde kaç oy alacağmm tab- min ediyorsunuz? JELEV — Somut olarak bir şey söylemek şu anda güç, ama biz, sonucun her durumda yüzde 50'nin üzerinde lehimize olacağı- nı tahmin ediyoruz. —Tam 16 degişik siyasi akımı bünyenizde topluyorsunnz. tkti- dar olanağı elde etmeniz halinde hiıkumet kurmakta güçlük çeke- ceginizi biliyor musunuz? JELEV — Bence kurmamız mumkun. Neden olmasın? —Türk azmhgın sonınlanyla il- gili düşünceleriniz ve gctireceginiz çözümlere ilişkin bilgi verir misi- niz? JELEV — Biz seçim platfor- munda her şeyi açıkça anlattık. Bu sorunlar, hemen başlaması zo- runlu olan demokratikleşme süre- ci içinde çözumlenebilir. —Türkierin hareketinin lideri Ahmet Doğan, DGB içinde neden yer almıyor? JELEV — Çünkü onlar bizimle birlikte olmak istemediler. Bunun dışında da onlar zaten etnik bir te- mel üzerinde mücadele ediyorlar. Bu, bizim hareketin onaylamadı- ğı bir durum. Biz, aynı nedenle Bulgar milliyetçisi bir örgütü de aramıza almadık. —Türk azuılıgın sorunlannı çözmek yolunda herhangi somut bir vaatte bulunuyor musunuz? JELEV — Somut bir vaatte bu- lunamam. Biz, yapabileceklerimi- zi platformda söyledik. İnanıyo- ruz ki şu anda üzerinde tartıştığı- mız tüm problemlere de sizin sor- duğunuz konulara da bu demok- ratik program çerçevesinde çözüm bulacağız. Demokratik Guçler Birliği se- çim platformunda Türk azınlıkla ilgili bölömde özetle şu görüşlere yer veriliyor: "Türk veya diğer etnik tanım- lamaj-a giren azınlıklann isimle- rinin zorla değişlirilmesi uygula- masını DGB kınar. Bu ola> ülke- mizi, derin bir ekonomik, siyasi ve moral bir krize sokmuş, daha da izole olmasına vol açmıştır. DGB aynı zamanda Müslüman toplumun değişürilmiş isimlerinin idari işlemlerle değil, mahkeme kararlanyla geri verilmesi yolun- daki parlamento karannı da ka- bul etmiyor. Bu ujgulamayi da ül- kedeki iç etnik catışmalan köruk- leyici, Jivkovcu politikalann bir parçası olarak göriir." Öte yandan, DSB içindeki baş- lıca siyasi güçlerden biri olan ve geçen yıl muhalefetin sesi olarak ilk kez adını duyuran "Ecoglas- nost" örgülü iideri Pfetar Beron da Türk gazetecüere verdiği demeç- te, "Türkierin sorunlanna çözüm bulunması gereğine inandıklannı" söyledi. Petar Beron, Ahmet Doğan'ın önderliğindeki hareketin etnik bir temele oturması nedeniyle destek- lemedikJerini ve azınlık sorunla- nna çare bulacak gücü olmadığı- nı düşündüklerini kaydederken "Medise sadece 10 veya 20 kişi so- kabilirler. Biz ise daba giiçlü gire- ceğiz" dedi. Milli Piyango çekildi 2 milyar îstanbul ve İzmir'e Bulgar halkı sandık (Baştarafı 1. Sayfada) Türk azınlık seçimlere girerken bir dizi zorluk ve engelleme ile de karşı karşıya bulunuyor. Bulga- ristan anayasasına göre "etnik ve dini esasa dayalı parti ve siyasi örgütlenme" yasak olduğu gerek- çesi ile komünistler ve hatta mu- halefet hareketleri Turk azınlığın örgütlüluğüne karşı çıktılar. Bulgaristan'da yaşayan yakla- şık 1.5 milyoıı dolaymdaki soyda- şımız da bugün yapılacak seçim- ler için gergin bir ortamda sandık başına gidiyor. Seçimlere birkaç ay kala örgütlenen ve iiderliğini Ahmet Doğan'ın yaptığı Hak ve Özgürlükler Hareketi bugunku seçimden yaklaşık 30 ya da 40 adayını parlamentoya sokmayı umut ediyor. Yasalar gereği ön- ceden hazırlanıp seçmenlere dağı- tılabilen oy pusulalan bu sabah sandık başına gidecek soydaşlar tarafından kullanılabilecek. Kırcaali ve civannda soydaşla- nmız seçim sonuçlanndan ve ha- reketlerinin başansından umuciu görünürken, bir soydaşımız yıllar- dır uğradıklan baskılara artık bo- yun eğmeyeceklerini ve ellerine geçen bu fırsatı değerlendirecek- lerini söylüyordu. Geçen yıl, yaklaşık 350 bin nü- fusun toplu göçüne yol açan ve 10 Kasım 1989'da devrilen Todor Jivkov yönetiminin izleri Bulga- ristan'ın Türk bölgelerinde hâlâ sezilebliyor. Ancak, bazı aşın mil- liyetçi unsurlardan gelen tehditle- rin ötesinde somut baskılann bi- raz olsun hafiflediği de soydaşlar- ca ifade ediliyor. Tüm güçlü partilerin Üzerinde anlaştıkları bir kararla "önceden aksi açıklanmasına karşın" yurt- dışında yaşayan Bulgaristan va- tandaşlarının oy kullanmalan "beş yıl orada yaşamış olmak" koşuluna bağlandı. Bu yolla önemli bir oy potansiyeli oluştu- ran, geçen yıl Türkiye'ye göçe zorlanmış ve halen Türkiye'de bu- lunan yaklaşık 150 bin soydaşın oy kullanmalan engellenmiş oldu. ANKARA (AA) — MiUi Pi- 826481 yango 9 Haziran 1990 çekilişi 262476 dün Ankara'da yapıldı. 616513 tkramiye kazanan numaralar 040085 Şöyle: 426411 2 MİLYAR IİRA 829860 983169 (îstanbul, Izmir) 271824 500 MİLYON IİRA 621049 592310 (Tunceli, îstanbul) 047599 783699 (Ankara, îzmir) 429872 100 MtLYON LtRA 840937 287446 (Samsun) 277002 515845 (KonyaEreğli, îstanbul, 631127 Bursa, Ankara) 054847 766241 (Sakarya, Bursa) 441185 50 MtLYON ÜRA 842452 599648 613955 882271 995619 278823 10 MtLYON LtRA 637345 219052 228271 323505 421815 074699 435442 560903 575571 729110 441823 882051 945183 846305 5 MtLYON LtRA 296657 046229 068732 079124 094379 652516 095701 209957 216010 262555 076276 287133 297109 313819 345419 460450 360942 366590 413729 478961 851215 522009 546912 566627 581615 304458 632412 652028 717097 764608 6573% 767530 800796 810638 8269% 081463 912646 926082 463277 2 MtLYON LtRA 856158 001530 003158 006882 010762 307470 030105 032643 085032 087212 675840 090945 105052 108845 140335 085570 144293 244113 293681 302419 312250 345677 392870 396030 428282 429722 433668 435842 454449 456640 473165 511661 537357 551691 578980 599943 6018% 630418 634816 656391 685331 710520 740120 741173 746866 748040 765211 778163 782665 787729 806329 836405 838215 839752 840997 881877 900869 916268 928174 931615 932624 939189 970227 9%288 1 MtLYON LtRA 003196 O%891 190879 323941 482957 581907 695345 797795 887551 004421 098987 192721 325170 400372 483867 5820% 6%265 798665 888830 006569 103968 1%784 328176 412010 484910 484961 583463 701082 800408 888880 007585 106104 202043 328202 413176 488855 584494 702080 801073 893933 012915 106865 203997 328472 413816 489516 593795 702851 801802 895679 013446 107928 205085 329751 413842 500964 597029 702936 817328 906945 017134 110010 210116 330776 415873 501571 597087 707682 821821 911197 023564 112554 233060 333446 419615 501743 600539 709025 822062 913078 026465 113284 244841 334762 420670 506959 608442 711974 822512 916529 027301 114850 249293 338189 421741 507691 613371 718890 824541 928898 031634 126890 250748 339372 424052 508922 614406 726023 937932 340681 730712 131134 516238 942863 346716 739578 135428 525206 947612 351975 7513% 139788 530841 952153 367806 752489 152403 536000 957992 369038 766152 154850 541235 960677 382071 768268 158945 553310 968020 384975 773466 165325 032377 425951 829780 263668 619414 045703 428877 834158 275864 625116 051931 434622 841748 278385 633979 069351 441658 844503 281558 648342 075206 456327 847983 297522 657242 077378 462072 852358 306835 674205 084655 463434 856162 307868 128631 511804 941776 345500 733168 133661 523865 944909 349667 743774 139224 527182 948081 367781 751637 151561 531931 954462 368450 763325 152803 537019 960643 371791 766258 155195 542204 966301 382228 769106 159984 553952 %9286 393292 465632 862709 312914 678361 090998 467795 975831 396136 789303 186439 578389 996785 3%756 794117 559341 969319 393887 781805 175838 681027 091458 475842 875145 3193% 692630 095013 480504 885231 677755 088358 466283 868866 314490 786486 185792 571937 979432 396688 794057 189424 580164 998773 778242 168643 567503 971605 396028 874522 316093 681801 092921 478726 878651 322403 693377 400 BİN LtRA 05485 18873 21912 23267 24125 25421 29912 30603 34500 37325 40272 41674 41933 48281 48948 51948 53434 55488 64666 65511 67151 70346 76190 79503 80497 81634 82319 86523 89663 93009 200 BtN LtRA 0133 0555 1666 1857 2091 2150 2435 3466 3940 5052 5462 6510 6888 7912 9039 9319 9473 9636 9848 9%7 100 BtN LtRA 320 356 552 692 695 891 40 BtN IİRA 00 01 08 44 50 56 20 BtN LtRA (Amorti) 0 6 DUNY\DA BUGUN ALİSİRMEN (Baştarafl 3- Sayfada} hepsinin yerli yerinde durduklarını açıklıkla soylememiz gerekir. Acaba Milli Eğitım Bakanı'na yazılan mektubu kaleme alanlar, birv bir türlü çarpıklığın egemen olduğu, havadan para kazanmanın er- dem, talanın ovgü nedeni, köşe dönmenin sevab sayıldığı bir top- lumda, neden yalmzca çöpçü maaşlarını örnek olarak gösterme ge- rejini duyuyorlar? Ustelik mektubu kaleme alanlar, kendi satırları arasında yer alan bir gerçeğı acaba neden gorüp iyice anlamıyorlar? Temizlik işçileri sendikal eylemle ücretlerını arttırmışlardır. Şimdiye dek, işkence, dü- şünce suçu karşısında sessiz kalan, sendikalaşmalannı önleyen du- zenlemeler karşısında, tıpkı YÖK karşısında olduğu gibi edilgin du- ran öğretim elemanları. eğer edilgınlık yerıne etkinliğı yeğleselerdi, hic kuşkusuz hıç değilse, temizlik işçileri kadar pazariık gücüne sahip olma olanağına kavuşmayı denemiş olacaklardı. Ama bütün bunları yapmayıp, binlerce aksaklığı olan bir toplum- da, yainızca çöpçü maaşlanna göz dikmek, topJumu ve gençleri ay- dınlatmakla yükümlü olanların, kendılerinin de hayli aydınlanmaya ihtiyaçlan olduğunu gösterir en hafif deyişiyle. Çöpçü maaşına göz dikenlerin acaba hangisi, o işi yapmayı iste- mektedir Masası başında okuyup, bilgilenip çalışmak için para aJan insan, aldığı paranın emeğinin karşılığı olmadıgını soylemekte ne denli haklıysa, bu yakınışını dıle getirirken çöpçü maaşını öne sür- mekte de o denli haksızdır. Kim ki, temizlik işçilerinin maaşlanna göz dikmiştir, ona bir ger- çeği anımsatmakta yarar vardır: "Bu toplumda, çöpçü olmak kim- seye yasak değildir. Çöpçü maaşına göz dikenler, çöpçü olmak üzeri başvurabilirler" Temizlik işçilerine çöpçü diye burun kıvırıp aldıkları parayı dilleri- ne dolayanlar, şu gerçeğı de iyi görmelidırler. Her şeyın baskı altm- da tutulduğu gittıkçe edilgenleşen bir toplumda, sendikal direnişle- riyle haklarını alan temizlik işçileri, demokratik yöntemlerle hak ara- manın mis gibi bir örneğini vererek apolitik bir ortamda, öncû rolû üstlenmişlerdir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle