19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/12 PAZAR KONUĞU 10 HAZÎRAN 1990 Müzik vesiyaseti birlikteyürüten Yunanlı sanatçı Maria Faranduri: Siyasi şarkıcuntaylatanındı Mâria Faranduri, Avrupa ve uluslararası kamuoyunda olduğu kadar Türkiye'de de ünlü bir müzik sanatçısı. Geçen yıllarda Zülfü Livaneli ile birlikte Yunanistan'da ve Türkiye'de verdiği konserlerle Türk - Yunan dostluğunun ve kültürel köprülerin güçlenmesi için önemli adımlar atan Faranduri, Yunanistan'da son yıllarda PASOK'un seçim kampanyalanm destekleyen sanatçı olarak admı duyurdu. Atina muhabirimiz Stelyo Berberakis, Faranduri ile müzik ve siyaset üzerine konuştu. SÖYLEŞİ STELYO BERBERAKİS PAZAR KONUĞU Maria, Türkiye ve dünyada Mikis Theodorakis'in bestelerini en iyi temsil eden bir ses sanatçısı olarak tanınıyorsun. Biraz kendinden söz eder misin? Örneğin sence Ma- ria Faranduri kimdir? Bak, biyografımi çizmemi istiyorsan, ken- dimle ilgili çeşitli şeyler söyleyebilirim. Ama sanat alanında ve siyasi mücadelede o denli es- ki bir geçmişim var ki bu neredeyse 27 yılı ge- çiyor. Mikis (Theodorakis) beni ilk kez gor- düğunde 16 yaşında bir öğrenciydim. Mikis, sesimi duyar duymaz beni hemen "Yunan mü- ziği severleri derneğirre'" kaydetti. Amacı Yu- nan müziğini her bir yöne tanıtmaktı. Daha sonra beni kendi grubuna aldı. O dönemlerde Mikis Theodorakis, Manos Hacidakis'in mü- Siyasete eskiden beri zaafım vardı. Ben şahsen muhafazakârlığa karşıyım. Komünist partılerin sagcı Yeni Demokrasi Partisi'yle ortak hükümet kurmaya karar vermesi, skandal olaylarım bahane ederek sağcılarla işbirliği yapması beni çok etkiledı ve o anda siyasete atılmaya karar verdim. Ben de skandal olaylarına karşıyım, ama solcuların sağcılarla birlikte, özellikle Papandreu'yu sorumlu göstermiş olmalarını affedemem. Bu, büyük hataydı. ziği yeni yeni tanınmaya başhyordu. Besteci- ler o dönemlerde Seferis, Elitis, Ritsos, Gar- cios gibi unlü Yunan şairlerinin eserlerini bes- teliyor ve Yunan kamuoyunda bir kültür re- formunu başlatıyorlardı. Yunan müziği büyük bir tırmanışa geçmişti ki, 1967'de darbe oldu ve bu tırmanışa son verildi. Ben bu süre için- de çeşitli konserler veriyor, mahallelerde dü- zenlenen şenliklerde şarkılar söylüyordum. Ba- rış festivallerine; aydın kişilerin pek beğendi- ği boit'lara davet ediliyordum. O yıllarda Yu- nan müziğine büyük bir düşkünlük vardı. Ben bu yılları yani 1963-67 arasını benim birinci do- nemim olarak tanımlıyörum. ^•••B//c;nd dönem olarak herhalde cunta yıllarında gösterdiğin sanat faaliyetlenni go- rüyorsun. 1967'de albaylar yönetime el koy- duğu zaman ne yaptın Maria? Derhal yurtdışına çıktım. Bizim grupta bu- lunan ses sanatçısı Yeorgos Kalogiannis ve bir- kaç müzisyen arkadaşla birlikte dünya turu- na çıktık ve nereye gittiysek konserler verdik. Konserlerimizi bir Fransız müzik ajansı düzen- Bebekliğimden beri şarkıcılığa merakım vardı. Sesim çok güzeldi, bunu bizim mahallede herkes biliyordu. Radyodan ezberlediğim şarkıları sokaklarda söylüyordum. Mahallede Küçükasya'dan mübadele ile gelen göçmenler vardı. Hatırlıyorum da o yaşlı, kara örtülü kadınlar evıerinin önüne oturmuş örgü örerken benim şarkılarımı dinliyor ve "sen bir gün ünlü bir şarkıcı olacaksın" diyorlardı. v liyordu. Amacımız müzik aracılığıyla Yunanis- tan'da olup bitenler hakkında dünyaya bilgi vermek ve ayftı zamanda Yunan müziğini ta- nıtmaktı. O yıllarda Mikis Theodorakis bizim- le birlikte değildi. Theodorakis'in müziğini ben tek başıma yurtdışında tanıtıyordum. Bu ta- rutma, turistik içerikli ya da dans etmek için değildi. Bazrşeyleri dinleyicilere anımsatmak içindi. Şarkılarımız, söylenmeden önce sahne- de tercüme ediliyor ve dinleyiciler ne demek istediğimizi anlıyordu. Mikis bu arada Atina'- da kâh göz hapsinde bulunuyor kâh cezaevle- rine girip çıkıyordu. Ama her zaman bir yo- lunu bulup bizimle temas kuruyor ve bestele- diği yeni eserlerini bize seslendiriyordu. O dö- nemlerde Yunan müziğine ve Yunanistan'da- ki siyasi gelişmelere ilgi göstermeye başlamış- tı yabancılar. Bizim temas edebildiğimiz insan- lar, aydınlar, hatta yabancı siyaset adamları- nın ilgisi büyüyordu. O yıllarda tanımış olduklarımızla halen ilişkimizi sürdürüyoruz. ^ • ^ H Peki Maria sana paradoks bir soru: Eğer cunta dönemi olmasa Yunan müziği ya da Theodorakis'in besteleri bu denlı tanmabilir miydi? Cunta döneminde ne gibi zorluklarla karşılaştın ? Theodorakis ya da Hacidakis, cunta yılla- rından önce ilk de\ adımlarını atmışlardı za- ten. Theodorakis'in Zorba'sı , Hacidakis ise "Pire'nin çocukları" şarkısı zaten une kavuş- muştu. Tabii, cunta döneminde düzenlediği- miz anti dikta içerikli konserlerle, "isyasi" de- diğimiz muzik türü daha çok tanınmış oldu. Bu, konserlerde müzikten önce vermek istedi- ğimiz "Yunanistan'daki siyasi gelişmeler" bil- gilerinden sonra doğal olarak beklenen bir ge- lişmeydi. Yurtdışına çıkmanın nedeni, yaptı- ğımız müzik türünün yasaklanmış olmasıydı. Dört yıllık bir deneyimden sonra pop ya da halk şarkıları söyleyemezdim. Bu nedenle yurt- dışına çıkmaya karar vermiştik. Aynı dönem- lerde Babam Atina'da vefat etmişti. Ama Yu- nanistan makamları pasaportumu uzatmıyor- du. Geçici bir seyahat belgesi ile Atina'ya gü- nubirliğine gelip babamın cenazesine katılmış- tım. Cenazeden hemen sonra yine yurtdışına çıktığımı hatırlıyorum. •^•Hi Bu yurtdışı turnelerini sürdürüyor ve yeni yeni ınsanlarla ranışma/ırsatını buluyor- sun. Konserlerinde hep Yunanca şarkılar mı söylüyorsun? Zülfü'yü nerede tanıdın? Yeni bir işbirliği olacak mı? Bu ikinci dönemin benim için büyük önemi vardı. Çünku çok genç yaşta atılmıştım bu ya- şama. Geride bırakmış olduğum vatanımı, ai- lemi özlüyordum. Ancak birçok deneyimler edindim. Birçok insan, sanatçı tanıdım. Çok sayıda Avrupa turnesine çıktım. İşte bunlar- dan birinde de sizin Zülfü Livaneli'yi tanıdım. Ya Almanya'da ya da İsveç'te verdiğim bir konserde gelip beni buldu. Bir kasetini verdi. Bu kasetini dinledim, beğendim ve daha son- ra kendisini Atina'ya davet ettim. Geldi, son- ra Türkiye'ye döndükten sonraki gelişinde bir- likte Yunanistan turnesine çıktık, plak yaptık. İki hafta önce yine buradaydı. Eşiyle birlikte iki günlüğüne gelmiş ve evimde ağırlamıştım. Livaneli ile birlikte onümuzdeki 5 ay içinde ge- rek Yunanistan'da gerekse yurtdışında bir tur- neye çıkmayı planlıyoruz. Ben 1986'dan bu ya- na, yani çocuk doğunca turnelere çıkamaz ol- dum. Şimdi yeniden kendimi hazırlıyorum. Bu I Sesinin mezo soprano olduğunu son- radan oğrendıniz. Ama çocuklukya da bebek- lik yıllarmdan beri şu anda üne kavuşmuş ol- duğun "siyasi" şarkı yoktu. Sen kendini na- sıl bir ses sanatçısı olarak düşlüyordun Maria? Siyasi şarkı, diktatörlükle başladı zaten. Cunta yıllarına kadar soylenen ve beğeni ka- zanan şarkılar, sevda, yoksulluk, acı, sevinç uzerine besteliydi. Bu şarkılann günlerden bir gun yine gündeme geleceğine inanıyorum. Şim- dıki gençlik Theodorakis'i, Faranduri'yi tanı- yor. Ama siyasi şarkıları da ya da siyasi şar- kıdan önce soylenen şarkıları bilmiyor. Bana soracak olursan, Theodorakis, Hacidakis gi- bi ünlüler unutulamaz. Leo Brawner bir kere- sinde bu iki ünlü besteciyi tanımlarken, The- odorakis'i "müzik gücü" ve buna paralel ola- rak cüssesi itibarıyla antik Yunan'daki tanrı- ların tanrısı Zeus'a, Hacidakis'i ise kulağı ok- şayan müziği itibarıyla Apollon"a benzetmişti. Sanat alanında üne kavuşmuş olan Maria Faranduri, şimdi nasıl oluyor da siya- sete atılmaya karar veriyor? Bundakı amacın, beklentilerin nedir Maria? M A R İ A FARANDURİ Maria Faranduri, Atina doğumlu, evli ve bir çocuk annesi. Yunan siyasi müziğini en iyi seslendiren sanatçılardan biri olarak tanınıyor. Dunya çapında ün yapmış olan Faranduri'yi, ünlü besteci Mikis Theodorakis, 1963 yılında bir okul gösterisinde keşfetmiş. Albaylar cuntasımn yönetime el koyduğu 1967 yılına kadar Yunanistan 'da; 7 yıllık cunta döneminde yurtdışında yaptığı muzik çalışmaları ile üne kavuşan Faranduri, şimdilerde sosyalist PASOK'a destek veren ve "dayanışma" adı altında bulunan milletvekili grubunun üyelerinden biri. Maria Faranduri, PASOK lideri Andreas Papandreu'nun basın maşaviri Tilemahos Hitiris ile evli. Bu evliliğinden bir çocuk sahibi olan Faranduri, müzik ve siyasete ayırdığı zaman kadar 4.5 yaşmdaki oğlu Stefanos'a da zamanı ayırabilmek için büyük bir çaba gösteriyor. Siyasete eskiden beri zaafım vardı. Mümkün olduğu kadar yakından izlemeye çalışırdım. Şarkılarımın bile siyasetle ilgisi olduğunu dü- şünecek olursan ne söylediğimi anlarsın. Sos- yal mücadeleyi, demokratik mucadeleyi, ba- rış hareketlerini konu alan şarkılann yani sıra yalnız Yunanistan için değil daha sonraları yurtdışında Şili için Afrika için şarkılar söy- lüyorduk. Ben siyasete, ülkemizde çok kritik olarak gördüğüm bir dönemde atılmaya karar verdim. Bü kritik dönemin bir reforma gerek- sinimi var. Derin bir kriz sürecine girmiş bu- lunuyoruz. Yeni ifadelere, yeni bir terbiyeye, siyasete girmesi gereken yeni insanlara gerek- sinimimiz var. Çok eskiye dayanan bir siyase- tin yıpranmasından kaynaklanan yanlışlıklar, sistemde teklemeler olmuştur. Ben şahsen mu- hafazakârlığa karşıyım. Bu nedenle demokrat güçlerin birlik içinde olmaları gerektiğine ina- nıyorum. Zaten siyasete de bunun için atıldım. Komu- nist partilerin, sağcı Yeni Demokrasi Partisi'y- le ortak hükümet kurmaya karar vermesi, skandal olaylarım bahane ederek sağcılarla iş- birliği yapması beni çok etkiledi. Ve o anda si- yasete atılmaya hem de PASOK ile işbirliği yapmaya karar verdim. Ben de skandal olay- larına karşıyım, sorumlular kim olursa olsun adalete teslim edilmelerini, ben de istiyorum. Ama solculann sağcılarla birlikte, özellikle Pa- pandreu'yu sorumlu göstermiş olmalarını af- fedemem. Bu solculann büyük birTıatasıydı bence. Yurtdışında kaydedilen siyasi gelişmeler, iki dunyarun oluşmasına yol açıyor doğal olarak. Bir yanda Hıristiyan, tutucu, aşırı sağcı gibi grupların oluşturduğu Avrupa muhafazakâr- inanıyorum. Ama şu aşamada hangi konular- da işbirliği yapabileceklerini, hangi konular- da kimın geri adım atacağına ya da ödün ve- receğine yonelik ayrıntıları bilemiyorum. PA- SOK'un da SİNASPİSMOS'un da secimlerden sonra ilerici ve demokratik bir hükümetin ku- rulacağından söz etmeleri bu yöndeki arzula- rını göstermiyor mu zaten? • • • • Maria, solculuğuyla tanınan ünlü bes- teci Mikis Teodorakis'in yanında yetiştin. Şim- di Theodorakis'in muhafazakâr birparti olan Yeni Demokrasi Partisi'nden yine aday olma- sını nasıl karşüıyorsun? Theodorakis ile olan sanatsal ilişkilerini eskisi gibi sürdürüyor mu- sun, bestelerini okuyor musun? Maria Faranduri, Stelyo Berberakis'e Yunanistan'daki siyaset fırruıasında, eski doslu Mikis Theodorakis ile bugun ayn kamplara düstiikierini anlatıyor. arada 18 şarkılı çift bir albüm hazırlıyorum. Orkestrasyonunu Leo Browner yapacak. Bun- lardan yalnız üçü Yunanca olacak. Bütün dil- lerden şarkılar var, Ingiliz, Fransız, Brezilya, hatta 13. yüzyıldan kalma şarkılar bile var. Yunanca olanları, Vangelis Papathanassiu (Oscar ödüllü sanatçı) özel olarak besteledi. Bu plak için tam bir yıldır çalışıyorum. Dil ve ifa- de açısından oldukça güçlük çektim. Ama de- ğişik bir şey olacak. Zülfü'ye gelince bildiğim kadanyla Manos Hacidakis, Zülfü'ye ortak bir çalışma teklif etmiş. Ortak bir plak çıkarma- ları söz konusu. Sorduğun sorunun ikinci bölümünü kısaca şöyle yanıtlayabilirim: Yurtdışında Leo Brow- ner ile İngiliz gitarist John Williams gibi ün- lülerle çalıştım. Brecht'in çevirisini seslendir- dim. Konserlerimde daha çok Yunanca söylu- yorum. Arada birkaç yabancı şarkı da söylu- yorum. Örneğin Livaneli ile de birçok turne- ye çıktım. Bu konserlerde Livaneli'nin beste- lerini de seslendirdim. Zülfu olsun olmasın ben yurtdışı konserlerimde Zülfü'nün bestelerini halen söylerim. • • ^ H 16 yaşında bir öğrenciyken Mikis'in seni tanıdığı ve sesini beğendiğı için une kavuş- tun. Peki çocukluk yıllarında ses sanatçısı ola- cağın aklına gelir miydi? Çocukluk yıllarımdan değil, bebekliğimden beri benim şarkıcılığa merakım vardı. Çok gü- zel sesim vardı. Bunu bizim mahallede herkes biliyordu. Radyolardan duyduğum şarkıları ezberliyor ve sokakta söylüyordum. Bizim ai- lemiz fakir bir aileydi. Babam Ion denizinde- ki Kefalonya Adası'ndan, annem de Akdeniz'- de Kythira Adası'ndan gelmeydi. Atina'da kal- dığımız Nea Ionia semtinde ise Küçükasya'dan mübadele ile gelen Rum göçmenler vardı. Ha- tırlıyorum da o yaşlı, kara örtülu kadınlar ev- lerinin önüne oturmuş orgu örerken, benim şarkılarımı dinliyor ve "Sen bir gün ünlü bir şarkıcı olacaksın" diyorlardı. Göçmenlerin ya- rattığı atmosfer beni çok etkiliyordu. Bu ne- Mikis ile sanat alanındaki ilişkilerim çok derindir. Ancak şimdi siyasi durumların gergin olması itibarıyla istesek de istemesek de aramızda bir mesafe var. Bu mesafe belki yapay bir mesafedir, ama siyasi şartlar bunu gerektiriyor. 20 yıllık bir beraberlik kolay kolay sona ermez. Mikis geçenlerde benim şahsıma da saldırdı. İnfilak ediyor bazen; olumlu anlamda huzursuz bir kişi. denle ben zaten "şarkıcı" olmak istediğim için diğerlerinden de cesaret alıyordum. Ancak ai- lemin beni bu alanda yetiştirecek kadar kül- türü, olanağı yoktu. Ovsa benim sesimin me- zo soprano olduğunu daha sonraları öğren- miştik. ları; diğer yanda sosyal demokratlar. Tabii bu konuda komünist sistemlerin çökmesinin bü- yük rolu oldu. Sosyalistler ile komünistlerin bir gün birleşeceğine ve bir grup oluşturacağına inanıyorum. Bu gruba Avrupa sosyal demok- ratları mı, Avrupa demokratları mı bilemiyo- rum ama herhalde buna benzer bir isim veri- lecek. Ancak rota bu yönde bulunuyor. Aynı gelişmeler benim ülkem için de geçerli. Ben de bu çerçevede ülkeme yardımcı olmak is- tiyorum. • • • • Yunanistan 'da partilerin tutumu ma- lum. Herkes iktidar olma peşinde koşuyor. Si- yasi liderler yaşlanmış. A vrupa değişiyor, Yu- nanistan da değişiyor. Sence nasıl biryönetim şekli olmalı Yunanistan'da? Bugunkü şartlar partilerin tek başına ikti- dara gelmesine izin vermiyor. Bence vermemeli de. Yonetim biçimleri işbirliğiyle, anlaşmalarla sağlanmalı artık. Çünku ekonomi, sağlık, eği- tim gibi sorunlar ancak ve ancak bu şekilde çö- züm bulabilir. Tek başına iktidara gelecek bir parti, geçmişte olduğu gibi yine helozonik bir sürece girecek. Buna artık bir son verilmesi ge- rekir. PASOK hükümeti de PASOK'tan ön- ceki Karamanlis hükümetleri de bu helozoni- lerin pençesinden kurtulamamıştır. ••^•1 Peki sence hangi Yunan partileri da- ha sağlıklı bir işbirliği yapabilir? PASOK ile komünistlerin oluşturduğu SlNASPİSMOS arasında bir işbirliği olabilır mi orneğın? Tabii ki yapabilir. Yapmalıdır da. Bunu bence her iki taraf da istiyor. Uzun vadede sağ- lıklı bir vucut haline gelebilirler ve ben Yurtdışında kaydedilen siyasi gelişmeler, iki dünyanın oluşmasına yol açıyor doğal olarak. Bir yandan Hıristiyan, tutucu, aşırı sağcı gibi grupların oluşturduğu Avrupa muhafazakârları, diğer yanda sosyal demokratlar. Tabii bu konuda komünist sistemin çökmesinin büyük rolü oldu. Sosyalistler ile komünistlerin bir gün birleşeceğine ve bir grup oluşturacağına inanıyorum. Bu gruba herhalde Avrupa sosyal demokratları ya da Avrupa demokratları gibi bir isim verilecek. Mikis ile sanat alanındaki ilişkilerim çok de- rindir. Ancak şimdi siyasi durumların gergin olması itibarıyla istesek de istemesek de ara- mızda bir mesafe var. Bu mesafe belki de ya- pay bir mesafedir, ama siyasi şartlar bunu ge- rektiriyor. 20 yıllık bir beraberlik kolay kolay sona ermez. Mikis ile bu süre içinde aynı şey- ler için mücadele veriyorduk. Hedeflerimiz, amacımız aynıydı. Ama bu demek değildir ki, ben, Mikis'in her bir siyasi düşüncesine katı- lıyordum. Mikis, içinde surekli kaynayan bir dünya bulunduruyor. Hür bir insandır. Deği- şik görüşleri vardır. Ben şahsen Mikis'e hay- ranım. Ancak bu görüş ve düşuncelerini ka- bul ettirmek için yapüğı siyasete katılmıyorum. Felsefi açıdan Mikis'i sağ eğilimli bir partiye girdi diye asla suçlayamam. Ama siyasi çıkar- ları açvsından kullandığı terimler ya da yaptı- ğı hareketler bazen aşırıya kaçıyor. Örneğin daha geçenlerde bana kişisel olarak saldırdı. 'Maria'yı artık tanımıyorum' dedi. 'Maria zavallının biri oldu, onu kullanıyorlar' gibi sözler söyledi. Bu tabii kendi göruşü. An- cak bunların böyle olmaması gerekir. Mikis sol dünyanın bütün trajik deneyimlerini görmüş geçirmiş bir insan. Bu birikimleri kendi yön- temiyle dışarıya doğru çıkarıyor. İnfilak edi- yor bazen. Olumlu anlamda huzursuz bir ki- şiliğe sahip. Ancak bu benim Mikis'in beste- lerini okumama engel olmuyor. Mikis'in de buna itirazı yok zaten, olamaz da. Çünkü Mi- kis'in şarkıları butün dunyaya aittir. \Maria Türk-Yunan ilişkilerini nasıl görüyorsun? Sen bir sanatçı olarak bu konu- da Livaneli ile birlikte gorevini yapmış bir in- san olarak ne düşünüyorsun? Theodorakis ya da Hacidakis, cunta yıllarmdan önce ilk dev adımlarını atmışlardı zaten. Theodorakis'in 'Zorba'sı, Hacidakis'in 'Pire'nin çocukları' zaten üne kavuşmuştu. Tabii cunta döneminde düzenlediğimiz anti-dikta içerikli konserlerle, "siyasi" dediğimiz müzik türü daha çok yayılmış oldu.Konserlerde müzikten önce vermek istediğimiz Yunanistan'daki siyasi • gelişmeler hakkındaki bilgilerinden sonra doğal bir gelışmeydi bu. Gerçekten bizim Livaneli ile birlikte yaptı- ğımız, ustelik garip bir dönemde yaptığımız ör- nek ahnsın isterdim. Livaneli ile Yunanistan'da yaptığımız turneler müthişti. Ben de Efes'e git- miştim. Ne kadar büyuleyici bir atmosfer var- dı. İki ülke halkının birbirini tanıması için bu ve bunun gibi faaliyetler sürdürülmelidir mut- laka. Ben de Türk-Yunan dostluk heyetinin bir üyesi olduğum halde yeterince aktif olamıyo- rum. Bu üyelerin artması gerekir. Bu heyetler belki şimdilik önemsiz gibi görünüyor ama za- manı gelince büyük bir rol oynayabilecek iki ülke ilişkileri açısından, öyle değil mi? Insal- lah bir gün gelir her şey düzelir. Siyaset adam- lan, aydın kişiler ve iktidarlann bu yönde bü- yuk uğraşı göstermesi şarttır. Ben her şeye kar- şın iyimserim... y planlıyor musun? yeni bir konser vermeyi Evet, oyle bir planımız var. Kalabalık bir muzik grubuyla onümuzdeki yaz aylannda İs- tanbul'da bir konser vermemiz söz konusu. Kalabalık olmasa dahi benim tek başıma gel- me ihtimalim de var.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle