Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 10 HAZÎRAN 1990
U G U K M V M C UKAZIM KARABEKTR M L A TIY O R
'Komünistlik'suçlaması, cumhuriyetin ilkyıllarında derin izler bırakır; eskisilah arkadaşlarının yolları ayrılır
Paşalar'bolşevik'olunca...— 1 —
"Çiinkü her gittiğiniz yerde
aleyhte bulundanuz. Yazık değil
mi? Taribe geçecek onun yaptıgı
şeyler."
Bu sözler Mustafa Kemal Paşa-
nındı.
Mustafa KemaJ'in TBMM'deki
gizJi oturumda savundugu komu-
tan da Şark Cephesi Komutanı
Kazım Karabekir Paşa'ydı.
Günlerden cumartesiydi.
Tarih de 22 Ocak 1921.
"Kazun Paşa'yı içinizde tanı-
yaniar ve tanımayanlar vardır. Ka-
rabekir Paşa, gayet zeki, ustun ah-
laklı, namuslu, fevkalade iyi huy-
In, namnskâr, tedbirli bir adam-
dır."
Mustafa Kemal Paşa, arkadaşı
Kâzını Karabekir Paşa'yı "komö-
nistlikle" suçlayan Erzurunı Mil-
letvekili Hüseyin Avni Bey'e kar-
şı bu sözlerle savunuyordu.
Bursa milletvekili ve Diyarba-
kır İstiklaJ Mahkemesi üyesi Şeyh
Servet Efendi'nin "komünizm
propagandası yaptıgına dair şifreli
telgrar'ın Genelkurmay Başkan
Vekili Fevzi Paşa'nın yazısı üzeri-
ne ihbar üzerine o gün TBMM'de
gizli görüşme başlanuştı.
Erzurum Milletvekili Hüseyin
Avni Bey, Kazım Karabekir Paşa
1
yı o günkü moda ve yaygın deyiş-
İe "bolşeviklikle" suçluyordu.
Hüseyin Avni Bey, Karabekir
Paşa'nın bolşevik olduğundan
kuşkulanmış; bu kuşkusunu da
gizli oturumda şöyle dile getirmiş-
ti:
"Erzurura'a girdiğimiz zaman
çeşilli akımlar vardı. tçlerine gir-
dim. Birtakım subaylar arasında
(bolşevikligin)... askere de yansı-
yacağından da korkuyoriardı. Or-
dunun başındaki Kazım Paşa
Hazrederi'ne başvurduk. Ordu da
bir düzen olabilir mi dedik.
Mamafih dedi, kanıma gelince:
Belki efeodüer gaıip gelecektir
söziim, benim kanıma kalırsa, Is-
lamiyetle bolşeviklik arasında pek
az fark vardır, dedi.
Bunda miras, zekat yoklur Pa-
şam, dedim, bizim ilkelerimize uy-
maz. Beni mi kandmyorsunuz?
Vbksa ne buyuruyorsunuz?
Kazım Paşa dedi ki:
Bugun iki siyaset vardır, Balı ve
Dogu siyaseti. Bizim, Batı ile tn-
gilizlerle anlaşmanuz olasılığı var
mıdır?
Yoktur... dedim.
O halde bizim Doğu ile anlaş-
mamız zorunludur. Dogu siyase-
tini izlemek zorundayız... dediler.
(...) Bizim iein başka kurtuluş yo-
lu yoktur. Ve bana boişevikler söz
verdi. Ben askeri delege olarak
atandım. Bn orgutu ulke içinde
kuracagım... buyurdular."
Erzurum Milletvekili Hüseyin
Avni Bey Türkiye Komünist Par-
tisi kurucusu Mustafa Suphi'nin
"yüksek zavat ile temas ettigini
öğrendiğini" söylüyor ve Musta-
fa Suphi ile Kazım Karabekir Pa-
şa'nın ilişkileri olduğunu söylüyor
ve Paşa'yı açıkca komünistlik iie
suçluyordu.
Hüseyin Avni Bey, sözlerini
"Doğa Cepbesi'ne bir heyet gön-
derin... "Ben gerçeği sovlüyonım.
Söylediklerimin tersi çıkarsa
namussuzuro" diyerek noktalıyor-
du.
Hüseyin Avni Bey'in bu ağır
suçlamalarına kim yanıt verecek-
ü?
Mustafa Kemal.
Mustafa Kemal Paşa, kürsüye
geliyor ve amaçlarının "milli sınır-
lar içinde bagımsızlık" olduğunu
anlattıktan sonra şöyle konuşu-
yordu:
"EfendUer,
Bu esas üzerinde yürüyen in-
sanlar, dfişunen beyinler, doğal
olarak, komünizmin geniş ve ka-
yıt tanımayan esasları ile uyuş-
mazfar. Bu nedenle yiiksek kuru-
lunuzun izlediği siyaset, hiçbir za-
man komünistlik esasına dayalı
değildir. Bu boyledir, bunu tekrar
ediyonım, bir defa daha, fakat yi-
ne bilmektesiniz ki ve bütun dün-
ya bilmektedir ki, bu miili esaslar-
la derin bağlar bulunan Meclisi-
niz ve hükıimetiniz, bağımsız bir
devlet olarak Rusya Bolşevik dev-
letiyle ilişkilerinde hiçbir zaman
komunistiik ve bolşeviklik esasla-
nnı ağzına bile almamıştır."
Mustafa Kemal Paşa, daha son-
ra "Rusya içinde bu milietin soy-
suz, herhalde sersem birtakım ev-
latlan oralarda serseriliklerine de-
vam etmişlerdir" diyor ve sozü
Türkiye Komünist Partisi'ne ve
Mustafa Suphi'ye getiriyordu.
"tşte bu serseriler, bir iş yapmak
hülyasına kapılarak göriinöşte
memleketimize ve milletimize ya-
rarlı oimak amacıyla TKP diye bir
parti kunnuşlar Bu partinin ba-
şında da Mustafa Suphi ve ben-
zerteri var. Bunlar, dognıdan doğ-
ruya vatanseverlik duygulan ile
gerçek milli duygular ile değil, be-
nim kanımca, belki kendilerine
para veren, kendilerini koruyan ve
bunlan koruyan Moskova'daki
prensip sahiplerine yaranmak için
birtakım serserice girişirade bu-
luamuşlardır. Bunlann yaptıkla-
n girişim, Rus bolşevizmini çeşitli
kanallardan memleket içine sok-
mak olmuştur."
Mustafa Kemal, daha sonra
"Efendiler" diyordu "iki önlem
olabilirdi."
"Birisi, dognıdan doğrnya ko-
Kâzım Karabekir, komünistlik suçlamalannın ve karşı suçlaouüannın odağı danımundaydı.
munizm diyenin kafasım kınnak;
digeri. Rusya'dan gelen her ada-
mı derhal, denizden gelmiş ise va-
purdan çıkarmamak; karadan gei-
miş ise sınırın dışına çıkarraak gi-
bi şiddet önlemlerine başvnrmak.
Bu önlemlere başvurmakta iki
noktadan sakınca gördük:
Birincisi, siyaseten iyi ilişkiler-
de bulunmayı gerekli gördnğünüz
Rusya cumhuriveri tumüyle ko-
münisttir. Eğer böyle şiddet on-
lemlerine başvurursak Ruslarla
ilişkide bulunmamak gerekir. Oy-
sa biz, birçok siyasal düşünce ne
nedenle Ruslarla temas etmeyi,
ilişki kurmayı isledik ve istiyoruz,
isteyeceğiz. O halde uygulayacağı-
mız onlemler de dostluğunu iste-
diğimiz bir railletin... bir hukurae-
tin prensiplerini aşagılamamak
zorundayız.
İkinci gorüş açısından da şid-
det onlemkrine başvurmayı yarar-
h görmedik:
Bildiginiz gibi düşünce akımla-
nna karşı düşünceye dayanmayan
güçle karşılık >ermek o diişünce-
yi ortadan kaldırmadıktan başka.
herhangi bir insanla konuşulduğu
zaman onun herhangi bir fikrini
kuvvet zonı ile reddederseniz o ıs-
rar eder. Isrsr ettikçe kendi ken-
dini aldatmakta çok daha ileri gi-
debilir. Bu nedenle duşunce akım-
ları cebir ve şiddetle yok edilmez,
tersine güçlendirilir."
Mustafa Kemal, niçin komünist
partisı kurdurduğunu da gizli gö-
ruşmede şöyle açıklıyordu:
"...Komünizmin memleketimiz
için, milletimiz için, din gerekleri
için uygulama olanağı olmadığı-
nı anlatmak, kamuoyunu aydın-
latmak en yararlı çare görulmüş-
tür. İşte hukümet, boyle bir çö-
ziim yoluna başvurmakla beraber,
şiiphe yok ki, gelen akımlan za-
manından önce, zararlı hale gel-
meden bir taraftan da gerekli ön-
lemleri almıştır. Hukümet, aydın-
latma yoluyla bu akımtnın önune
geçmeyi düşundugü sırada aynı
biçimde düşunen birtakım kıy-
metli ahlaklı \e her bakımdan gü-
venilir arkadaşlar, bana başvurdu-
lar. Bunlar, bu açıdan bu memle-
ket ve milietin yaranna en çok ne
yolla hizmet edebileceklerini dü-
şünujorlardı. tşte bu dıişüncenin
örunu olarak Ankara'da Komü-
nist Fırkası adı altında bir fırka
(parti) oluştu."
Gizli göruşmede Mustafa Ke-
mal "komunizm" diyordu "sosyal
bir sonındur, bu nedenle komü-
nizmin dayandıgı ilkeleri anlat-
makta sakınca yoktur."
"Yalnız" diyordu:
"Yalnız amaçlan belli olmayan,
yerleri bile bilinmeyen birtakım
kimseleri komunizm adı altında
bolşevizm adı altında orgüt kur-
malannı menetmek istedik. Bu
göriiş açısmdan İçişleri Bakanı
bütün yüksek memurlara dedi ki:
(Komünistim diyen, hukümetin
resmen programı görülmüş ve var-
lığı resmen tanınan örgüte girebi-
lir, fakat kendi kendine kurulan
fırkanın hükumete verdiği bir gü-
vence vardı ki, o onune geleni ör-
gute almayıp belki aklı başında,
genel koşullan, din gereklerini,
kutsal milli davaya, millet ve dev-
lete inanmış insanlar ancak bu
ulusal davaya bağlı kalma koşulu
ile kamuoyunu aydınlatabilirlerdi.
Ve ben eminim ki, arkadaşlar, Rus
bolşevizminin yapmış olduğu yı-
kıntıyı birçoklanmızdan daha iyi
bilmektedirler.)"
Şeyh Servet Efendi'nin komu-
nizm propagandası yapıp yapma-
dığı konusu "Komünist Fırkası"
ile "Halk tştirakiyyun Fırkası"nın
niçin kuruldukları konulann da
konuşulmasına yol açar.
Mustafa Kemal, Bakü'de "Ko-
münist Fırkası" adıyla bir başka
parti daha kurulduğunu anlatır ve
Ankara'da Türkiye Komunjst Par-
tisi adıyla bir parti kurulmasıyla
"talimatı dışandan alan bir fırka
da reddedilmiş oldu" der.
Hukümet izniyle kurulan
"Türkiye Komünist Fırkası" ile
"Halk lştirakiyyun Fırkası" ara-
sında ne gibi farklar vardı?
Mustafa Kemal, gizli görüşme-
de bu aynmı şu yargısıyla birlik-
te açıklar:
"Türkiye Komünisl Fırkası,
Türkiye için Türkiye içinde çalışan
bir parti biçimindedir. Halk tşti-
rakiyyun fırkası, dogrudan doğ-
ruya komunizm niteliği gösterir
bir partidir. Kanıılanmış bilgilere
göre burada bulunan Rus Bınii-
kelçiliği ile bile temas halindeler.
Bu konuda fazla bir şe\ söylemek
istemiyorum."
Mustafa Kemal, bunlan açıkla-
Mustafa Kemal
akımlarına karşı düşünceye dayanmayan güçle
karşılık vermek, o düşünceyi ortadan kaldırmadıktan
başka herhangi bir insanla konuşulduğu zaman onun
herhangi bir fikrini reddederseniz, o ısrar eder. Israr
ettikçe kendi kendini aldatmakta çok daha ileri
gidebilir. Bu nedenle düşünce akımlan cebir ve
şiddetle yok edilemez, tersine güçlendirilir. (22 ocak 1921)
Y1921.
Kâzım
Karabekir
'komunizm
propagandası'
yaptığı
gerekçesiyle
TBMM'de
suçlanır.
Mustafa Kemal
kürsüye gelir
ve arkadaşı
Karabekir'i
savunur.
Karabekir
Paşa'nın
memleket ve
millet için
yararlı bir
siyasal amacı
sağlamak için
komünist
gözüktüğünü
belirtir.
Atatürk'un kendi elyazısıyla tuttuğu not-
lar. Kâzım Karabekir'in kılabında yer
alan bolşeviklik suçlamasına, 'alçakça
bir hikâye' şeklinde karşılık veriyor.
Aıradan
12 yıl geçer.
Mustafa Kemal
tarafından
Meclis'te
savunulan
Kâzım
Karabekir,
1933 yılında
Atatürk'ü
komünistlikle
suçlar ve
Kurtuluş Savaşı
yıllarında
'bolşeviklik ilan
etmeyi
düşündüğünü'
ileri sürer.
Kâzım Karabekir'in, 'tstiklâl Harbimi-
zin Esaslan' adlı kilabı üzerinde kendi
elyazısi)la aldığı notlar.
Enver Paşa'nın Mustafa Kemal'i ve Kâ-
zım Karabekir'i komünistlikle suçlayan
kendi el yazısıyla yazdıgı nekrup.
dıktan sonra sözü Erzurum Mil-
letvekiü Hüseyin Avni Bey'in Ka-
zım Karabekir Paşa'yı suçlayan
konuşmasını getirir.
"... Ufak bir tereddüdü olanlar,
Kazım Karabekir Paşa Hazretle-
ri'nin bir buçnk yıldır Doğu'nun
durumu hakkında her gün vermiş
olduklan raporlann tümünü oku-
duktan sonra bir karara varmalan
ve ondan sonra konuşmaları ge-
rekir. O zaman bu goraşü ileri sü-
ren kimse, bu güçteki bir kimse
hakkındaki, Kazım Karabekir Pa-
şa Hazretleri'nin kıymetlerini tak-
dirde ne dereceye kadar bata el-
miş olduklannı anlayacaklardır."
Mustafa Kemal, Kazırn Karabe-
rik Paşa'nın Mustafa Suphi ola-
ymda oynadığ) rolu de açıklar; der
ki:
"Mustafa Suphi'yi Doğu'da
Hüseyin Avni Bey'den önce orta-
•ya çıkartan Kazım Karabekir Pa-
şa'dır. Bu adamın memlekete gir-
mesinin sakıncalı olduğunu takdir
eden Kazım Karabekir Paşa'dır.
Bunu memleket dışına, sınır dışı-
na çıkanlması gerekeceğini bilen
de Kazım Karabekir Paşa'dır. Bu-
nun planını yapan da Kazım Ka-
rabekir Paşa'dır; yoksa Erzurum
valitiginiz degildir. Biz degiliz
efendiler. Akıllıca yaptığı planla,
herkesten once gerekenleri hareke-
te geçiren Kazım Karabekir Paşa-
dır. Bilmem, bolşeviklere egilim-
liymiş. Mustafa Suphi'nin bilmem
nesijmiş? Herkesten once guçlü
onlemler alan Kazım Karabekir
Paşa'dır. (1)
(...) Kazım Paşa'nın komünist-
lerle temasta olanlara karşı komü-
nist göninmesi dogru olabilir
Memleket ve millet için yararlı bir
sivasal amacı sağlamak içindir;
gerçekte komünist ve bolşevik ol-
dugu için degildir." (2)
Paşalar Bolşevizmi
Enver Paşa, o günlerde Mosko-
va ve Baku'dedir. Rus Marksistı
Karl Radek ile ilişki kuran Enver
Paşa ve ittihatçılar, Lenin'in ön-
:uluğünde toplanan Bakü Kurul-
tay'ına katılırlar.
Enver Paşa, bir de 3. Enternas-
yonal'in ideolojik doğrultusunda
komünist partisi kurar. Bu komü-
nist partisinin adı "Halk Şûralar
Fırkası" dır.
Fırka programının birinci mad-
desine "hâkimiyeti milliyeyi dog-
rudan dogruya kendi sai ve amal-
leriyle iktisabı hayat eden sınıf
ahalinin elinde" bulunması gere-
ği yazılır.
Bugünkü Türkçe ile Halk Şûra-
lar Fırkası'nın amacı "ulusal ege-
menligin kendi emek ve eylemleri
ile yaşamlarını kazanan sınıflann
elinde olması" dır.
Enver Paşa Halk Şûralar Fırka-
sı'nı niçin kurmuştu?
Bu soruyu Şark Cephesi Komu-
tanı Kazım Karabekir Paşa "Bü-
yuk Millet Meclisi Riyaseti" ile
"Erkânı Harbiye Reisi Fevzi Pa-
şa Hazretlerine" gönderdiği 5 Ma-
yıs 1922 tarihli telgrafta şöyle ya-
nıtlıyor:
"Tamamıyla bolşevizm ve ko-
munizm esaslannı ihüva eden sek-
sen beş maddelik programın ismi-
ne (Halk Şûralar Fırkası) namı ve-
rilerek Anadolu'ra gönderilmeye
başlanmıştır. (...). Ingilizlerin ba-
nş olasılıgına karşı Çiçerin bile
Enver'in Anadolu'da devrim yap-
ması için yardımda bulunuyormuş
(...) Bolşevikler, Mustafa Suphi ve
benzerleri ile yapamadıklannı
Anadolu Kızıl devriminin Enver
Paşa ve arkadaşlan aracılıgı ile
yaptırmaya çalışacaklar. Doğal
olarak hemen egemenliği ellerine
alarak devrimi yapanlan da orta-
dan kaldıracaklardır. Nitekim F.r-
menistan'da ola\ aynen böyle ol-
muştur."
Fevzi Paşa, Karabekir'in bu
telgrafına 29 Mayıs 1922 günu giz-
li şifre ile şu yanıtı verir:
"tngilizlerin bu kez de komü-
nistligin yayılması gibi bir maske
altında Anadolu'da özellikle yer
yer ayaklanmalar düzenlemeye ça-
lışacaklan, bazı kimseleri yurda
soktuklan haber alınmıştır.
Aynı zamanda Enver Paşa'nın
da komünistlik lehine bazı giri-
şimierde bulunduğu ve kendisinin
şu anda Moskova'dan bilinmeyen
bir yere gittigi tahakkuk etmiştir.
Gerek kendi adına sahillerimize ve
kara sınırlanmıza gelecek kimse-
lerin ve gerek.se kendisinin tutuk-
lanarak sıkı guvenlik onlemleri al-
tında Ankara'ya getırilmesi gere-
ğini ilgili memurlara çok gizii kay-
dıyla büdirilmesini rica ederim. (3)
Şark Cephesi Komutanı Kazım
Karabekir, Enver Paşa'nın komü-
nist olduğu kanısındadır. Enver
Paşa da Mustafa Kemal Paşa ile
Kazım Paşa'nın "komünist esas-
lannı kabul eder gibi" görünme-
lerinden yakınır:
Enver Paşa'nın 16 Temmuz
1921'de Mustafa Kemal Paşa'ya
Moskova'dan gönderdiği "Muhte-
rem Paşam" diye başlayan mek-
tubunda Mustafa Kemal Paşa'nın,
Enver paşa ve arkadaşlarının
"Anadolu hesabıma bir şey
yapmamalanm" ıstediğinden ya-
kınırken önce şu gelişmeleri anla-
tır:
"Ben (Moskova'ya) gddigim za-
man Bekir Sami Bey ve arkadaş-
lannı buldum. (4) fki aydan beri
Moskova'da bulunuyorlardı. Ben
bu arzunuzu haber alınca Çiçerin"-
in (5) suaüne karşı resmen vazifem
olmadığını. yalnız bugün her su-
rette Adanolu'ya yardım edilme-
sine taraftar olduğumu soyledim.
Bekir Sami Bey'in arzusu üzerine
bir kerre Çiçerin'e Anadolu hukü-
meti taraftan olduğunu göster-
mek için beraberce gittim. (...).
Ruslar henüz muzakereye bile baş-
lamamışlardı. Çünku Yusuf Ke-
mal Bey biraderimiz 'Bunlar Ana-
dolu'nun komünist olmasıru iste-
yecekler, biz de olmaya karar ver-
dik. Binaenaleyh, yine bizden mü-
zakere olunmuyor' diyoriar ve sa-
btrsızianıyorlardı... (...) Ben hususi
olarak Berlin'de hapishanede ça-
lıştığımız Radek ve diger liderler-
le işin bir an evvel halline çalışum.
Ve nihayet müzakere başladı. Ve
Yusuf Kemal Bey'in zannı gibi
bolşeviklik teklif edildi."
Enver Paşa, daha sonra, Sov-
yetler'den yardım gelirse bunun
gerektiğini, böylece "Avnıpa,
Anadolu Sovyetlerle anlaştı" di-
ye Anadolu hükümetini daha güç-
İü göreceğini anlatır ve gerek Mus-
tafa Kemal'i gerek Karabekir'i ko-
münistlikle suçlar.
"... Sonra Baktt'ye geldiğimde
değil yalnız Türki>e'de fakat bü-
tün İslam memleketlerinde derhal
aksi tesiri görüleceğine ve böyle-
ce Ingilizlere yardım edilecegine
kani olduğumdan Türkiye ve Şark
bolşevizmi taraftan olmadıgımı
alenen kongrede söylediğim gibi
Anadolu halkının menfaatine da-
ha uygun ve cidden ezilen halkı
düşünür idare esasına dayanan bir
program ile Talat Bey'i ve diger iki
arkadaşı Anadolu'ya göndermeye
karar verdik.
O zaman, Kazım Karabekir Pa-
şa ve zatj samileri (yüksek şahsı-
nız) komünist esasını kabul eder
gibi göninmüş oldugunuzdan ta-
bii bu bususta yaptıgımızı değil
yalnız size fikrimi yazmakla yetin-
miştim. Bilahare, Ankara'dan al-
dığım mektupta ve buraya 3. En-
tenıasyonaPe gelen delegelerden
zalıaliniz diktatörleri olmak üze-
re Çerkez Ethem ve diğer baa ar-
kadaşlann Ankara Komünist Fır-
kası'nı teşkil buyurdugunuzu an-
ladım. (6)
Bolşeviklik ilanı
Mustafa Kemal ve Kazım Kara-
bekir iki eski arkadaştılar; arka-
daşhklan, dostluklan, gizli örgüt-
lerde, ihtilallerde, savaşlarda pe-
kişmişti.
31 Mart gerici ayaklanmasının
bastınlmasında Mustafa Kemal ve
Kazım Karabekir beraberdirler;
Mustafa Kemal, kolağası rütbesi
ile Hüseyin Hüsnü Paşa komuta-
sındaki Redif Fırkası kurmay baş-
kanıdır; Mürettep tkinci Fu-ka Ko-
mutanı Şevket Turgut Paşa'nın
kurmay başkanı da Kazım Kara-
bekir'dir.
Mustafa Kemal, ordudaki göre-
vinden çekilip "ferd-i millet" ola-
rak Anadolu'da örgutlenme çalış-
malarına başladığında Erzurum-
daki Şark Ordusu Komutanı ola-
rak "emrinizdeyim Paşam" diye
yardıma koşan da Kazım Karabe-
kir Paşa'dır.
Her devrimde ve her toplumsal
olayda yaşandığı gibi Cumhuri-
yet'in ilk yıllarında da devrımci-
lerin ve ulusal kurtuluş liderleri-
run yolları ayrılacak ve Kazım Ka-
rabekir, 1933'te yazdığı ve yayım-
lamak ıstediği "Istiklal Harbimi-
zin Esaslan" adlı kitapta arkadaşı
Mustafa Kemal'in kurtuluş sava-
şı yıllarında "bolşeviklik ilan et-
meyi duşündiigü" nü yazacaktı.
Karabekir Paşa'nın 1933 yılın-
da yazdığı kitap yayımlanamaz;
kitap matbaadayken toplanır ve
\akılır
ILKarabekir'in
bolşeviklik
suçiamalarına
Mustafa Kemal'in
yanıtı çok sertolur.
Atatûrk kendi el
yazısıyla aldığı
notlarda'Bolşeviklik
alçakça uydurmak
istediği bir hikâye
(bana yapıştırmak
istiyor) der.
Karabekir'in kitabı
matbaadayken
toplatılırveyakıiır.
1933 >ılında yayınına izın verıl-
meyen "tstiklâl Harbimizin
Esaslan" adlı kitabın 54. sayfasın-
daki şu satırlarını birlikte okuya-
lım:
"... Bolşeviklik fikrinde olanlan
ikaz ettim. (Bolşeviklik fikrinin
tekrar alevlenerek Amasya içtima-
ında dahi münakaşa ve kabııl edil-
digini ve fakat ikazımla tekrar
milli hukümet esasına rucu edil-
digi göriilecektir.)
Mustafa Kemal'in Karabekir'in
bu saürlanna karşı yanıtı çok sert-
tir.
Mustafa Kemal, kitabın ilk
formlarını okuyup el yazısı ile 9
sayfalık tutan notlar alır. Bu not-
ların 14. sırasında yer alan bölü-
mu şöyledir:
S. 54.- Bolşeviklik... çok alçak-
ça uydurmak istediği bir hikaye
(bana yapıştırmak istıyor.)
1. TKP Uderierinden Mostafa Sap-
hi ve 15 arkadaşı, 28-29 Ocak 1921
gânü Trabzon'da Enver Paşa'nın
yandaşlanndan Yah>a Kahya tara-
fmdan oldunılmuşlerdi. Cinayeün
kimin emrryle işlendigi konusunda
çeşitli varsayımlar bugun de Uruşı-
lıyor. Bkz. Hikmet Bayv, Mostafa
Suphi ve MilH Mücadeleye d koy-
maya çalışan başı dışanda akımlar,
BeUeten, sayı 140 Ekim 1971 s: 587
vd. Mustafa Suphi ve Yoldaşlan,
Brüksel 1975, İndo-Türk ajtns;
Tunçay Mete, Türkiye'de Sol Akım-
lar, Bilgi ya>. 1978. 3 bası, s: 218 rd.
2- TBMM Gizli Celse ZabfUan,
Türkiye tş Bankası Kültür yay. dlt
1. s: 325 vd.
3- Karabekir Kazım, tstiklâl Harbi-
mizde Enver Paşa ve İttihat ve Tt-
rakki Erkânı. Menteş kitapevi, \%1,
s: 132-133.
4- Bekir Sami (Kunduh) Anadolu
bukıimetinin temsilcisi olarak Mos-
kova'ya gonderilen knrulun başka-
nı. Sonradan Dışişleri Bakanlığı da
yapan Bekir Sami Bey, Terakkiper-
ver Fırka'nuı knnıculan arasuıda yer
aldı. Bekir Sami Bey, 1933 ydffida 61-
dü.
5- Sovyet hükumetinin o Urihteki
Dışişleri komiseri.
6- Türkiye Komünist Fırkası tdare
Heyetinde Fevzi Paşa (Çakmak) Ali
Fuat Paşa (Cebeso)) Refel (Bele) ls-
met (Inonu), Mahmut Cetal (Bayır)
Dr. Adnan (Adıvar), Tevfik Röftü
(Aras), Yunus Nadi (Ababoğln),
Mahmut Esat (Bozkurf), Hakkı Be-
hiç (Bahiç), ReHk Koraltan, Eyiip
Sabri (Akgol) ve Sureyya (Yigil) gi-
bi Mustafa KemaTin yakınlan yer al-
rruşlardı, Çerkez Enem, bu "resmT
TKP'nin kuruculan arasında yer al-
rmş degildi. Bkz, Sajılgan Acfaın, so-
lun 94yılı, Mars Matbaası, 1968, s:
145, Tunçay Mete, a.g.k. s: 163; Go-
loğlu Mahmut, Cumhurijete Do|-
ru, 1921. 1922, Başnur Matbaası s:
11 vd; Kutay Cemal, Çerkez Ethem
Dosyası, Bogaziçi Yay, s: 292. Çer-
kez Ethem "Resmi, hususi, aşikar
gizli bir teşkilat ve cemiyete dahil
olmadık"
Enver Paşa'nın Mustafa Kemal Pa-
şa'ya yazdığı bu mektup Türk Tarih
Kurumu arşivlerindedir.
Varın: Karabekir'in
kitabı nasıl yakıldı?