22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 MA YIS 1990 CUMHURİYET/7 rvE EVSANLAR F Ü S U N Ö Z B İ L G E N G Ö R Ö Ş Beğenilmek Erkekler tarafından beğenilmek güzel bir duygu. Her bayan arzu eder beğenilmeyi değil mi? Demek ki evde kalmayacağım. Metteoı Doğanay ALMAN KADINIDA EŞİTSİZLİĞE KARŞISAVAŞIYOR Renate Schmidt'in gözlemleri TÜRKtYE'de erkeklerle eşitlik savaşımı içinde olan ka- dınlar, gelişmiş Batı ülkelerin- de bu sorunlann oldukça azal- dığını zannediyorlar. Ancak gerçeklerin hiç de sanıldığı gı- bi olmadığını uzun yıllardır bu konu ile ilgili çalışmalar içinde bulunan Alman kadın parla- menter Renate Schmidı çok ya- hn bir biçimde anlattı. Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD)'nin meclis grup başkanvekili ve "Kadın Eşitli- ği Çalışma Grubu Başkam " bayan Renate Schmidt hem gü- zel, hem mücadeleci, hem de 3 çocuk ve 2 torun sahibi. Uz- manlık konusu ise bilgisayar analizleri. Geçen hafta lstanbul'da Mülkiyeliler Birliği'nde bir söy- leşiye katılan bayan Schmidt, Renate Schmidt çoğunluğunu kadınlanmn oluş- turduğu dinleyicilerine Alman kadınlanmn da Türk kadınla- rı ile benzer sorunlar içinde 61- duğunu anlattı. "Erkek toplumu" yapısının değiştıril- mesi için daha yürünecek çok uzun bir yol bulunduğunu be- lirten bayan parlamenter, Al- man erkeklerin de ev işleri ve çocuk bakımı konusunda eşle- rine yardımcı olmadıklarını söyledi. Bu yükler kadının üs- tünde kalınca kadınların poli- tik yaşama daha az katılabil- diklerini belirtti. Bayan Schmidt'in Alman- ya'ya ilişkin verdiği sayısal bil- giler-şöyleydi: "Alman parlamentosundaki 505 milletvekilinin yüzde 15'i kadın. Kamuda çalışan kadın sayısı yiizde 5. Ekonomik alan- da bu oran yiizde 1.4. Oğretim üyeliği yapan kadınların oranı ise yiizde 2,5. TV ve basın da- lında yiizde 8, yiiksek mahke- melerde yiizde 3-6 dolaytnda kadın var. Kadın erkek eşitliği konu- İNTİKAM MELEĞİ D o l / o n WA k a e l / a n Atatürk Kültür Merkezi'nde 3 gün boyunca süren Türk D d K d N V C D d ^ K d l I Sinema Kurultayı'na Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek de katıldı. Zeybek bir ara AKM'nin salonunda panolara yerleştirilmiş olan film afişlerini ince- Vedi. Bunlardan birisi oldukça ilgisini çekmişti: Şişli Belediye Başkam Fatma Girik'in eskiden başrol oynadıgı "tntikam Meleği" adlı filmin afişi. Eiinde tufekle sert bakan Fatma Girik'i' bir siire ciddiyetie inceleyen Zeybek, "Fatma Girik yine intikam alıyor" dedikten sonra afişin önünden aynldı. Girik'in kendisine neden rahatsızlık verdigini ise söytemedi. (Fotograf: Erdogan Köseoglu) SUSUZU)6AÇARE:BlRFİDANDAStZDlKlH Ağaçla iletişim bozukluğu FİDAN nasıl dikilir, ağaç na- sıl yaşatılır biliyor muyuz? pe- nellikle çevrenin kirlendiğin- den, yeşilin yok edildiğinden sıkça söz eden kesimler içinde acaba kaç kişi fidan dikmiştir? Kentleri giderek sıkmtıya boğan susuzluk karşısında doğal bir öneri geldi: Fidan dikmek, ye- şili konıyarak yagmur getir- raek. "Yagmur babçeye yağar be- tona degil" diyen Tugnıl Mata- racı, Demorasyon dergisinde ağaç ile iletişim konusunu an- latıyor: "Agaçta aramızda bir iktişim kurma konusunda son derece duyarsız kalıyonız. Hafta son- lan Belgrad Ormanı'na gidiyo- ruz, fakat ormandaki agaçlann cinslerini öğrenme konusunda hiç çaba sarf etmiyoruz. Rakı içiyoruz, ateşler yakıp. 'acılı Adana'lar yapıyoruz. Oksijen üreten meşe ve kayın yaprakla- nnı ateşimizin dumanıyla far- kında olmadan boguyoruz. Ama biz egleniyoruz. Gelin bu eglenee biçimini değiştirip yeni bir alışkanlık edinelim: Ağaç dikme alışkanlıgı." tçinde bulunduğumuz mayıs aymın fidan dikmek için son ay olduğunu haürlatan Mataracı, bir ağacın sağladığı oksijen miktarı konusunda şu rakam- ları veriyor: "Orta büyüklükteki bir me- şe ağacı her giin 100 insanın ih- tiyacını karşılayacak oksijeni iiretiyor. Agacımızın yaprakla- nndan sadece 25 metre karelik bir yüzey ise bir insanın yaşa- ması için gerekli oksijeni sag- layabiliyor. tstanbul'un nüfusu- nu 8 nüryon kabıd edersek, yıl- da 4 milyon kişi agaç dikse, do- gaya bir yılda 4 milyon ağaç ka- zandırabiliriz. Bu uğraşın ma- iiyeti kişi başına 7.500 liradır. Bir sinema biletinin 6 bin lira olduğunu düşünürseniz, bir omiır boyu seyretmekten zevk duyacağınız 7.500 lira tutarın- daki bir fidan için fazla düşün- menize gerek yok." Peki hangi ağacı dikeceksi- niz? Fidanın özelliklerini ve na- sıl dikildiğini biliyor muyuz? İşte yaz kış yeşil örtüsünü ko- ruyan ağaç cınsleri: Kokulu ser- vi, Arizona servisi, yalancı ser- vi, Toros sediri, mavi sedir, Ja- pon çamı. Uhıdağ göknan ve Doğu ladini. Bunlardan Arizo- na servisi her türlü iklim vc top- rakta yetişiyor, yalancı servi de ayru şekilde ve soğuğa dayanık- Iı. Mavi sedir fakir topraklar- da bile yetişiyor, Toros sediri ise bol ışık ve sıcaklık ister, nemi pek sevmezmiş. Gölgeye daya- nıkh, zengin topraklan ve rutu- betli yerleri seven Uludağ gök- nan veya Karadeniz'i süsleyen Doğu ladini de biraz daha nazlı ağaçlar. Rüzgâr ve kirli hava sevmiyorlar. Kışm yapraklannı döken ağaçlardan Amerikan meşesi, karaağaç, çitlenbik, erguvan, manolya da seçiminize girecek ağaçlar arasında. Evinizin bahçesine mi yoksa yakın bir çevreye mi dikeceksi- niz? O bölgenin hava, nem ve toprak durumuna göre fidan- hklardan birkaç fıde abp derin- ce bir çukur açmanız yeterli. Sonra fidenizi naylon poşetin- den çıkarıp iyice gömüp, top- rağı sıkıştınn. Diktiğiniz fide- nin yanında bir de fotoğraf çe- kip saklayın. Her yılfidenizbü- yüyüp ağaca dönüşürken yeni bir fotoğraf çektirebilirsiniz. Unutmayın, bu yü için bu ay sonuna kadar vaktiniz var... ECEVİT-GORBAÇOVMARLON BRANDO Tatlıses-Bora savaşı tBRAHİM Tatlıses'in mena- jeri Hasan Bora ile neredeyse kentlerarası savaşa dönüşecek çatışma olaylarınm emniyet müdürlerinin araya girmesi ile önlendiği bilıniyor. Bu çatışma durdu, ama söz düellosu sürü- yor. Plak savaşı, kaset harbi, kokain operasyonu gibi konu- larda adı sık sık geçen organi- zatör ve plakçı Hasan Bora, söz düellosunu ünlülerin isimlerini de katarak şenlikli bir konuma ulaştırdı. İşte Haftasonu gaze- tesinde yayımlanan röportajın- da tbo için söylediklerinden bir bölüm: "lstedim ki beni telefonla arasın. Ama aramadı. Kendisi bilir. Ben rahatım. huzurlu- yum. Bir yayın organına be- nimle ilgili demeç vermiş, 'Ha- san Bora çok iyi hatiptir' de- miş. Aklınca beni Ecevit'e ben- zetmiş. Ecevit için de iyi bir ha- tip derler. Ben de bir şeye benzetme ya- payım o zaman. tbrahim de çok iyi bir aktördür. tyi oynar, tam 24 saat oynar. Uyurken bi- le oynar. Bakarsm uyur. Aaa ne güzel uyuyor dersin, halbuki uyaıuktır. Çok büyük aktördür. Marlon Brando'dan daha bü- yük bir aktördür." Hasan Bora, kaset savaşında karşıhklı "silah bırakışması" konusunda doğrusu çok müte- vaiı konuşmuş: "Vallahi bütün dünya silah- ları bırakıyor zaten. Gorbaçov bile silahsızlanmaktan yana..." Kokain kullanıp kullanmadı- ğı sorusunu da şöyle yanıtlıyor: "Evet, kullandım. Yalan mı söyleyeyim şimdi. Kullandım tabii. Gençliğimde kullandım. Bir şeyin modası geçince de bı- rakırım zaten. Bir zamanlar yüksek topuk modaydı. Ayak- lanm nasırlı olmasına rağmen moda diye giyerdim işte. Esrar modaydı; esrar içtim. Viski mo- daydı; viski içtim. Bir ara ko- kain modaydı; kullandım, hepsi bu." — Şu anda pek çok politika- cı dostunuz vardır herhalde?.. "Evet, tanıdıgım 300 politi- kacı vardır. Parti il başkanlann- dan taa Sayın Reiskumhuruma kadar tanmm." 1 MAYIS TAKSİM 4 _... . • . . . . . 1 Mayıs gencecik bir kı- Guvercınlerle sımıtler an ömürboyu sakat uai- masına neden olarak geldi geçti. O gün Taksim Alanı'm görün- tüleyen arkadaşımız Deniz Topaloglu'nun bu hüzünlü fotoğra- fı da 1 Mayıs 1990 anısı olarak kaldı. Herkes kaçışmış, simitçi çocuk bile simit tablasını bırakıp meydanı terk etmiş. Güver- cinler simitleri gagalıyor.. Meydana korku ve dehşet egemen... sunda ise ilginç bir yaklaşım ge- tirdi. Toplumun önde gelen ka- dınlarını hatırlatarak, "tşte ka- dınlar da erkeklerle eşit poas- yonlara gelebiliyorlar" şeklin- de örnek gösterilen kadınlar ile ortaJama erkekleri karşılaştır- manın yanlış olacağını şu söz- lerle anlattı: "Kadın ve erkekleri şöyle de- gertendiriyonım: Ortalama ka- dın ve erkekler, aptal kadın ve erkekler ile akıllı kadın ve er- kekler... tki cinsin eşitlik mü- cadelesinde ise ortalama erkek ile akıllı kadını karşılaştırma- nın hiçbir anlamı yok. Bence önemli olan ortalama kadın ile ortaJama erkeğin eşitlik müca- delesidir." Almanya'da kadının siyasal alandaki etkinliğini arttırmak için konulan kota uygulaması hakkında da bilgi veren bayan parlamenter, kendisinin de üyesi bulunduğu SPD'nin ka- dınlara kota ayırdığını, Yeşil- ler Partisi'nin de aynı şekilde kadın kotası bulunduğunu an- lattı ye şöyle dedi: "Önümüzdeki seçimlerde Alman parlamentosuna sosyal demokratlardan yuzde 15.4, muhafazakârlardan yüzde 8 ve yeşillerden yüzde 57 oranında kadın girecek. Bu kesindir. Lis- teler hazırlandı. Hedefledigi- miz oran 1990 aralık seçimle- rinde yüzde 25 kadın kotası 1994'te yüzde 33, 1998de ise yüzde 40. Kadın kotalan için yaptığınm çalışmalarda büyük yerlerde parti eyalet meclisle- rinde, bölgesel ve yerel yöne- timlerde hiçbir zorlukla karşı- laşmadan listeterimiz için kadın aday bulabiliyoruz. Bu da ye- terli kadın aday yok diyenleri yalanlıyor. Yeterli kadın var- dır. Atatürk hakkında pek fazla bilgim yok, ama şunu söyleye- bilirim. Atatürk'ün Türk kadı- nına tanıdıgı haklan büyük bir kesim kullanamamış, çok kü- çük bir kesim faydalanmış. SPD'nin kadınlara Unıdıgı ko- ta hakkını bir başlangıç olarak gorüyorum ve SHP'deki bu yöndeki kota uygulamalarında bu açıdan baluyorum. Çok olumlu. Kadınların siyasete atılmalanna oianak sağlaya- caktır..." ÇEZA YASASI İÇİN ONERİ Kente karşı işlenen suç tSTANBUL Büyükşehir Belediyesi lmar Daire Başka- nı Mehmet Yıldız, geçen haf- ta İstanbul'un geleceği konu- sunda yapılan bir toplantıda yeni bir öneri getirdi. Şöyle de- di: "Kente sahip çıkma, kenti koruma anlayışının yasalarda yer alması gerekli ve zorunlu- dur. 'Kente karşı işlenen suç' kavramının tarif edilmesi, bu kavramın yasalarda yer alma- sı, bu suçu işkyenlere karşı uy- gulanacak yaptınmlann belir- lenmesi kaçınılmaz bir zorun- luluk olarak göriilmektedir. Bu yaptırımlardan daha önemlisi, toplumda 'kente karşı işlenen suç' kavramının yerleşip bu suçu işleyenlerin kamu vicdamnda mahkfim edilir duruma getirilmesidir. Ceza Yasaa'nda başkasının malını zoria almak 'gasp' sa- yılırken kamu arsalannın ör- gütlü bir biçimde yağmalan- ması veya kentin genel yararı- na aykırı olarak kaçak yapı yapılmasının imar aflan ile ödüllendirilmemesi gerektiği düşünülmektedir. Yeni İstan- bul'un su havzalanndaki yasa- dışı yapılanma ile yedi milyon nüfusun yaşa^nını tehlikeye atanlann fiilleri tarifsiz, yap- tıklan cezasız bırakılmamalı- dır." ÇATIRÇUTUR Kendine dikkat HALEN Maliye ve Gümrük BakanlığYnda merkez denetim elemanı olarak çalışan Hasan Yılmaz politik ve erotik şiirle- rini kendi bastırdığı Çöp Te- nekeleri Insanlan isimli kita- bında toplamış. "Sayın Bayan" isimli şiiri şöyle: Biz ne samanlıkta basılan Halime'yi, ne de fahişe olan Asiye'yi kurtarabildik. Sen de kalkmış bize demokrasiyi kurtarın diyorsun. Çok meşgulüz şu an, sayın bayan. Etraf sapık dolu, sen, dikkat et kendine.. HAYVANLAR tSMAtL GÜLGEÇ Şijöit FıUm&NtN m 3ooo MBM2 T0P14YAC& smz PİKNİK PİYALE MADRA HIZLI GAZETECİ \ECDET ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI AĞAÇ YAŞKEN EĞİLİR KEMAL GÖKHAN GÜRSES GARFIELD jm DAVTS / GARFİELD SENCE BEKİ TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN' 8 Mayıs LAVOISIER'NİN KIMYA DEVRIML 17-34're guGüu,üNuı PBAUSIZ KÛMYAOSI ANTVINE LAUREMr LAVOIStER ÇLAmrtZırE^ . FBANSIZ DBVK-İ- M/''A/£ K/)£$t OLPUĞU y»KGlSf/lA İDAM BOİLMİŞTİ. MODESN KHJy* SiÜMİMiN KuZUCULARlNpAN Ol/IN L4VOIS1EJÇ, YAPTIĞ) BıeÇOK DENEY t/E SULUf İÇÎM- OE, YAHtAA OLAYI ve <üTLE*Jifi4 KOR.UHUMU ıLE DiKKATLEgl TDPL4Mtfrı. ONA GOR.E, "YANMA ıÇLE- Mlt YAMAH MADOEUIU OCS/JENLE 8İLGİÛ, BU ef/rr/e ' DIYEISEK, KUTLENÎN *CO£UNU- kAU YA£ASINI DA OLüfTu£MUfrZJ. O DEĞIN, KlMYACtlSIZ A&4S'A/pA GEÇ££ r YAfJMAN<N VEDENlNI PHLOSISTDN A_PU DÜÇSEL 8/R MAPPEY£ 8AĞLAM4" TEORİSİ ÇÖKMÜÇTV.'. T.C. GAZİANTEP 1. SULH CEZA MAHKEMESİ Esas: 1988/1741 Karar: 1989/892 Hâkim:.Mehmet Çaraur - 28162 Kâtip: BUal Akgün Saruk: Cemil Çalışkaner, Mehmet oğ. 954 d.lu, Ünaldı Mahallesi Ha- sip Duru Cad. No: 164/B'de oturur. Marketçi. Gaziantep. Suç: Gıda maddeleri nizamnamesine muhalefet Suç tarihi: 19.4.1988 Yukarıda açık kimliği yazılı sanık hakkında; Sanığın üzerine atılı müsnet suçtan TCK.nun 396,402 ve 647 sayı- lı kanun maddeleri uyarınca 32000 TL. lira ağır para ve cürme vası- ta kaldığı meslek ve sanatın\n 3 ay tatiline, cürme vasıta kıldığı işye- rinın 7 gün kapatılmasına, karar özctinin, Istanbul, Ankara, Izmir'- de yayımlanan tirajı yüz binin üzerindeki bir veya iki gazetede, ayrı- ca bir mahalli gazetede ilan edilmesine ve masrafını/ı sanıktan alın- masına karar verildi. 30.3.1990 Basın: 22157 T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞÎTLM FAKÜLTESt DEKATSUĞ1 ÖĞRETMENLtK SERTİFİKASI KURSU Fakültemiz bünyesinde Haziran - Temmuz - Ağustos 1990 ayla- nnda en az dört yülık bir ytiksekokul mezunları için "öğretmenlik Sertifikası Kursu" açılacakur. Aynntılı bilgi için: Ma^mara Üniversitesi Atatürk Egitiro Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümu Fikirtepe - Kadıköy - ISTANBUL Telefon: 345 90 90 / 149 Kayıtlar mayıs ayı sonuna kadar devam edecektir. Basın: 23451
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle