07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8MAYIS 1990 KULTUR-SANAT CUMHURİYET/5 Özcan Uzkur sergisi • Küitür Servisi — Ressam özcan Uzkur resimlerini 9 Mayıs 1990 tarihinden itibaren ay sonuna kadar Teşvikiye Galeri Vinci'de sergileyecek. Devlet Tatbiki Guzel Sanatlar Yüksek Okulu'nu bitiren Uzkur, halen Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde öğretim görevlisi olarak çalışıyor. 1985 yılında Tiglat Resim Yanşması'nda mansiyon alan ve çeşitli illerde açılan 10 kadar sergiye katılan özcan Uzkur, geçen yıl Galeri Vinci'de açılan sergiye katılmıştı. Konservatuvar etkinlikleri • Küitür Servisi — Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı 1989-1990 öğretim yılı etkinlikleri, bugün, başhyor. Ankara Konservatuvan'nın Jcurulduğu 6 Mayıs 1936 tarihinin temel alınmasıyla belirlenen "Konservatuvarlar Günü"nü kutlamak ve bir yıllık çalışmaları değerlendirmek amacıyla gerçekleştirilecek etkinlikler, 16 haziran tarihine kadar sürecek. Etkinlikler süresince öğrenci konserleri, bale ve tiyatro gösterileri, oda müziği konserleri, solo çalgı dinletileri ve "Workshop"lar yer alacak. Söz konusu etkinlikler, Cemal Reşit Rey Konser Salonu, Atatürk Küitür Merkezi, Marmara Üniversitesi, Mimar Sinan Üniversitesi Oditoryumu, Bakırköy Belediye Tiyatrosu, Baltalimanı Güzel Sanatlar Lisesi, Avusturya Lisesi, Avusturya Küitür Ofısi, Resim ve Heykel Müzesi ve Enka Vakfı Sadi Gülçelik Spor Sitesi'nde izlenebilecek. Etkinlikler, 8 mayıs salı günü Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda saat 20.00'de konservatuvar öğrencilerinin şef D. Goia yönetiminde Mozart'ın yapıtlarını seslendireceği konserle başlayacak. Adam Sanat'ta Makyavel • Küitür Servisi — Adam Sanat dergisinin mayıs 1990 54. sayısı yayımlandı. Memet Fuat "Çağdaşımız Makyavel", Mehmet H. Doğan "Şiirin Kıyılarında", Gürhan Tümer "Bir 13. Yüzyıl tnsanı", Mehmet Serdar "Sanat ve Gerçeklik", Nurer Uğurlu "Türk Hikmeti", Üstün Alsaç "1990'h yıllarda Mimarlık", C.M. Bowra "Boris Pasternak 1917-1923" ve Sevgi Tüncel "Uyanış" başlıkh yazılarıyla derginin bu sayısında yer alıyor. Şiir sayfalarını Halim Şefık, Ülkü Tamer, Tank Günersel, Hüseyin Ferhad, Ali Asker Barut, Küçük Iskender, Oğuzhan Akay, Kemal Gündüzalp, Fahrettin K.Nitter, Fergun özelli, Yaşar Bedri Özdemir ve Nur Bulum'un yapıtlannın oluşturduğu Adam Sanat dergisinin "Bu Sayıdaki Ressam" köşesinde Belçika'lı ressam ve gravürcü James Eıfsor (1860-1949) tanıtıhyor. Ayrıca Adam Yayınlan'ndan yeni çıkan kitaplar da dergide okuyuculara aktarılıyor. Müzikle yarun asır • KiUtür S«rvisi — Türk Kültürüne Hizmet Vakfı ve Istanbul Belediye Konservatuvarı Türk Müziği Mezun ve Mensupları Derneği işbirliğiyle 13 Mayıs 1990 Pazar günü saat 20.30'da Atatürk Küitür Merkezi'nde; Türk Müziği îcra Heyeti ve Folklor Tatbikat Topluluğu tarafından "Darül Elhan'dan Günümüze" başlıkh bir konser verilecek. Türk Musikisi Îcra Heyeti'nin, Prof. Dr. Nevzat Atlığ, Kemal Gürses, Mefharet Yıldırım, Muzaffer Birtan ve Rıza Rit yönetiminde kendi dönem sanatçılarının katılımı ile vereceği konsere Inci Çayırlı, Selma Ersöz, Akile Artun, Feriha Tunceli, Meral Uğurlu, Serap Mutlu Akbulut, Tülin Korman, Tülin Yakarçelik, Recep Birgit, Ekrem Kongar, Kasım tnaltekin gibi ünlü sanatçılar katıhyor. Folklor Tatbikat Topluluğu'nu eski üyelerin katıbmı ile Sadi Yaver Ataman, Süheyla Altmışdört, Yücel Paşmakçı, Hamdi Özbay, Tuncer înan ve Adnan Ataman yönetecek. Bu bölüme de Hasan Mutlucan, Kemal Koldaş, Seha Okuş, Turan Engin, Muharrem Akkuş, Şahin Gültekin gibi halk müziği sanatçıları katılacak. Fotoğraf yanşması • Küitür Servisi — Uluslararası Bandırma Kuşcenneti Küitür ve Turizm Festivali kapsamında çevre sorunlarınj konu alan bir fotoğraf yarışması düzenlendi. Avrupa Konseyi A sınıfı diplomaya sahip Bandırma Kuşcenneti'ni korumak ve tanıtmak için düzenlenen yanşmaya en çok 4 yapıtla katılmak mumkün. Boyutlarının en küçük 20X25 cm. en büyük 30X40 cm. • olması gereken fotoğraflann daha önce ödül almamış olmalan gerekiyor. Seçici Kurulu'nu Mehmet Bayhan, Sami Güner, Fatih Orbay, Tuğrul Çakar ve Mehmet Kısmet'in oluşturduğu yarışma sonunda birinciye 1 milyon lira, ikinciye 500 bin lira ve üçüncüye 250 bin lira ödül ve plaket verilecek. Siyah-beyaz ve renkli fotoğraflann birlikte değerlendirileceği yanşmada dereceye giren yapıtlar 2-7 Haziran 1990 tarihleri arasında Bandırma Kültür Merkezi Sanat Galerisi'nde sergilenecek. Bu arada "5. Kuşcenneti ve Çevre Sorunları Sempozyumu" Bandırma Kuşcenneti Kültür ve Turizm Festivali süresince gerçekleştirilecek. İngiltere'de Lennon konseri • LIVERPOOL (AA) — İngiltere'nin büyük kentlerinden LiverpooPda önceki gün Beatles hayranlannın unutamayacağı bir gece yaşandı. Beatles Topluluğu'nun 1980'de öldürülen ünlü sanatçısı John Lennon'ın 50. doğumgünü nedeniyle Liverpool limanında düzenlenen büyük konsere yaklaşık 15.000 kişi katıldı. Lennon'ın dul eşi Yoko Ono ve oğlu Sean, ABD'den gelerek konsere katıldı. Yoko Ono, sunuculuğunu tüm dünyada "Süperman" filmi ile üne kavuşan Amerikalı aktör Christopher Reeves'in yaptığı konserin açış konuşmasını yaptı. Topluluğun diğer üyelerinden Paul Mc Cartney ve Ringo Star, İngiltere'de olmadıkları için konsere katılamadılar, ancak daha önceden hazırlanmış bir video bandı ile Beatles hayranlanna seslendiler. Konserde, pop dünyasının unlü isimlerinden Al Green, Cindy Lauper, Kylie Minogue, Wet Wet ve Lou Reed, Lennon'un klasik olarak kabul edilen parçalarını seslendirdiler. Konser sonunda bütün sanatçılar Lennon'ın "Give Peace a Chance" (Banşa Bir Şans Ver) adh parçasmı söylediler. Bu şarkıdan sonra da John Lennon'ın bir video klibi yayımlandı. Ankara'da "Rock Günleri" • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Hacettepe Üniversitesi'nce bu yıl ikincisi düzenlenen "Rock Günleri" 8-12 mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Ankara ve Bursa'dan rock gruplarının katılacağı etkinlikler Hacettepe Üniversitesi "M" salonunda izlenebilecek. "Ankara II. Hacettepe Rock Günleri" Hazy Hill, bugün saat 18.00'de vereceği "Speed Metal" konseriyle başlayacak. Saat 19.00'da ise Sacaificed konseri izlenebilecek. Physical'in hard rock, Second Realm'in progressive metal konseri çarşamba günü izlenebilecek. ABD'de öğrenim gören Kutluğ Ataman, 'Karanlık Sular'ı IstanbuVda çekti Hiçbîr türe gîrmeyen film"Karanlık Sular"da Türk sinemasının ilk korku ve vampir filmi olan "Drakula İstanbul'da"dan görüntüler, film içinde filmler de yer alıyor. Ataman'agöre "Karanlık Sular", fantastik bir düzen içinde güncel sorunların vurgulanması. FATMA ORAN ~ Insanlar çift yaratılır derler ya Kutluğ Auman'ı görünce bu sö- ze katılmamak elde değil: Franz Liszt'e öylesine benziyor ki sure- ti. Ince, hassas, güzel bir insan... Yirmi dokuz yaşında. On yedi ya- şından beri sinemayla ilgileniyor. Galatasaray Lisesi'nden sonra bir yıl Sinema-TV Enstitüsü'nde, Sa- mi Şekeroğlu'nun öğrencisi.. Dçr- ken, ver elini Amerika: UCLA Si- nema Enstitüsü... Hansel ile Graetel ve Kaçış ad- h kısa metrajh fılmleriyle 1989 In- temational Film Exposition, 1988 Cine Golden Eagle ve 1989 Chi- cago Internatiorîal Film Festiva- li'nde ödüller alan yönetmen Kut- luğ Ataman, hayatınm şımdiki dö- neminde "vampir nimleri" turü- nün ilgisini çekmeye başladığını söylüyor, ama sürekli vampir fîlmleri yapacağı anlamına da çe- kilmesini istemiyor söyledikleri- nin. "Bir uzay filmi de, bir poli- siye film de çekebilirim bu film- "KARANLIK SULAR"IN SETINDE — Genç yönetmen Kutluğ Ataman, daha once kısa metrajlı film- leriyle ABD'deki uluslararası şenliklerde ödüller almış. Ataman'ın "Karanlık Sular"daki kameramanı ise Christopher Squires. (Fotoğraf: Uğur Günyüz) den sonra. 'Tür'lerin kalıplanyla. iç mekanikleriyle oynamak hoşu- ma gidiyor" diyor... Karanlık Sular'ın senaryosu da Kutluğ Ataman'a ait. Özgün bir senaryo. Hayranlıkla okuduğu Amerikalı kadın yazar Anne Ri- ce'tan etkilenmiş olabilir belki, bir ölçüde. Gelişmiş bir sinema tekniğiyle çekilen bu fılmde, bizim setlerimi- zin yabancısı olduğu bir sanatçı turu de yer alıyor: Yapım tasanm- cısı. Adı, John di Minico. 20 Th. Century-Fox'un da sanat yönet- rnenliğini yapan Minico, filmde görünen her şeyden sorumlu: Set, kostüm. oyuncular, makyaj, mal- zemeler ve ortaya çıkan atmosfer- den. Filmin estetiğine ve psikolo- jisine katkıda bulunacak bir "ya- ratıcılık", onun gorevi.... Konchalovsky. Chris Menges, Haskel Wexler, Phill Kaufmann gibi ustalaria çalışan Karanlık Su- lar'ın kameramanı Christopher Squires, Jack Nichobon'ın birçok filminin, Chinatown'un devanıı olarak çekilen Two Jakes'in, Shy People gibi başarılı filmlerın de kameramanı. Geçen aylarda gös- terimde olan Die Hard'a da stea- dicam yapan Squires bu fılmde de yine steadicam'ini kullanıyor... Başlıca rollerini Gonen Bozbey, Metin Uygun, Daniel Chace, Ha- lûk Kurdoğlu, Ayton Sert, Semi- ha Berksoy, Cevat Kurtulnş, Eric Pio, Tülin Oral, lsmet A> ve Gio- Ismet Doğan yapıtlarını Vakko Sanat Galerileri'nde sergiliyor Resmin de bir kavramı varNUR NİRVEN lsmet Doğan, Vakko Sanat Ga- lerisi'nde süren sergisinde yapıt- larının mekânla bütünleşmesine özen gösterirken bir yandan da cam, tahta, maden, kâğıt, tuval gibi değişik malzemeden yararla- nıyor. Resimleri nesneye ve nes- neleri resime dönüştüren karışık tekniği benimseyen sanatçı, çerçe- veyi de resmin bir öğesi durumu- na getiriyor. Sergi nedeniyle basılan katalog- da Vasıf K. Kortun, "tsmet Do- ğan, resimlerle ve yaptığı nesne- lerle mekânın kendisini de bir nes- neye dönüştüriivor" saplamasın- da bulunuyor. Doğan, çauşmala- nnı sergilerken izleyiciye klasik bir galeri mekânınjn dışında farklı bir ortam da sunmak amacıyla ze- mine, üzeri kumla kaph tuval bezi seriyor. Mekân sorununu vurgu- lamak için Doğan, "Bugün bir- çok kişinin yargıladığı Arabesk müziği ben, yalnızca minibiiste çalınması , kaydıyla din- leyebiliyonım" diyor. lsmet Doğan için ressamhk bir meslek değil, varoluş biçimi. "Çağımızda ressam, şövale başuı- da resim yapan insan olamaz" di- yen sanatçı, Doğu'ya "Batı züp- pesi olmadan bakmayı" savunu- yor. Doğan, aydm insaru, "zekâsı ve birikimiyle gecmişi ve günümü- zü tahlîl eden, geleceğe ışık yakan insan" olarak niteliyor. Özgürlu- ğü ise zorunluluklann kavranması biçiminde tanımlıyor. Sanatçı, sergi mekânımn tam ortasına yerleştirdiği kara kutu ile içedönük, dışarıya kapalı Osman- lı toplum yapısına gönderme ya- pıyor. Adıyaman'da, Evliya Çe- lebi'nin Oflu bir beyin yerleştiği- ni kaydettiği Besni kasabasında dünyaya gelen Doğan, kasabada tipik bir eleştiri mekanizmasının işlerlik kazandığını öne süren Levi Strauss'a katıldığını belirtiyor. Kara kutuda, merak güdüsunu harekete geçiren sanatçı, bu gö- rüşünü de ortaya koyuyor; kapa- lılık, merak, eleştiri kavramları kara kutuda somutluk kazamyor. 1982'de Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Resim Bolümü'nu bitiren, aynı yıl tstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde yüksek lisans eğitimine başlayan, ancak yanda bırakan Doğan için sanatçı, her anı denetleyen insan. Sanatçı, resme, Osmanh'yı çö- zümleyerek başladığını, Osman- lı'ya "Asya tipi üretim larzı" de- yip geçmediğini belirtiyor. 1983'e kadar, geçmişi değerlendiren, kimlik bunalımını işleyen resim- ler yapan sanatçı, 1983'ten sonra Ayzenştayn'ın deyişiyle kimi kez biçimin özu belirlediği yapıtlar da MESLEK DEĞ1L \ AR OLLŞ BİÇİMI — İsmet Doğan'a göre res- samlık bir meslek degil bir var oluş biçimi. Doğan'ın sergilerinde 1989 yılında gerçekleştirmiş olduğu "Şövale" de yer alıyor. ortaya koyduğunu kaydediyor. tçeriği geri ve gerici bir kavram diye niteleyen sanatçı, resme ya- pısal ve kavramsal yaklaştığını be- lirtiyor, ancak hemen ekliyor: "Burada sözünü ettiğim kavram- sal sanat değil. Kavramsal sanat, benim için bilti. Soylemek istedi- gim, resmin de bir kavramı oldu- ğu. Ne var ki birçok ressam, res- min de bir kavramı oldugunu unutuyor" İsmet Doğan'ın Be- yoğlu, Izmir ve Ankara Vakko Sanat Galerileri'ndeki sergileri 9 Mayıs'a kadar sürüyor. vanni Scognamillo'nun paylaştık- ları Karanlık Sular'da, Türk sine- masının "ilk düşsel korku ve vam- pir filmi" olan Drakula tstanbul- da'dan görüntüler, film içinde filmler de yer alıyor. Kutluğ Ataman'a öncelikle vam- pir filmi dekoru olarak Türkiye 1 yi secmesinin özel bir anlamının olup olmadığını sordum. — Aslında bir vampir filmi de değil bu, korku filmi de. Birçok hikâye iç içe. Her kişiliğin kendi Oyküsü var. Fantastik gibi görü- nen bir düzen içinde toplumsal yansımaların, güncel sorunlann vurgulaması diyebüirim belki. Bi- liyor musunuz, sorduğunuz an- lamda dünyanın bir korku ya da vampir filmi dekoru olarak kul- larulabilecek tek yeri Isviçre, ben- ce. Orayı daha yaşanılmaz, daha da korkutucu buluyorum Türkı- ye'ye göre. Çünkü hiçbir şey.de- ğişmiyor lsviçre'de Her şey her zamanki gibi. Düzenin son dere- ce düzgün, temiz, insani düzeyler- de ve güya 'pure' olduğu bir yer. Oysa burada sürekli bir degişim, devinim var; her şey beterin daha beterine gıtse bile. —Bir sahnenin oluşumnna na- sıl hazırlanıyorsunuz? —Bütün oyuncularla çekimden bir ay önce provalara başladık. Sahneleri mizansenleriyle prova edip öyle hazırlaııdık. Sesli çeki- yoruz. Amerikalı karakterlerin ol- duğu sahnelerde Türkler Ameri- kalılarla Ingilizce, kendi araların- da ise Türkçe konuşuyorlar. Bir de, daha önce başka gazetelerin yazdığ] gibi "bir ortak yapım" de- ğil bu film. Işe aldığımız yabancı sanatçılar var, o kadar. Şirketimi- zin adı da, Temaşa Film. —tlk defa duyuyorum. —Evet. Yeni yasaya göre film yapmak için şirket kurmak ve SE- SAM'a üye olmak zorunluğu var- mış. Filmleri yurtdışmda banyo ettirdiğimiz ve o işlemler de Kül- tür Bakanlığı'ndan alınan izinle gerçekleştirildiği için bu şirketi kurmak zorunda kaldık, tabii bu kadar uğraşıp kurduktan sonra da sürdürme> r i düşünüyoruz. —Önerilseydi, standart bir Türk filminin prodüksiyon koşul- lanyla çalısmayı goze alır mıydı- nız? —Hayır. Türk sinemasım son yıllarda çok izleyemedim. tzleye- bildiğim kadanyla da ilgimi çeken bir şeyler görmedim. Aynca Ifeşil- cam'da bildim bileli *ekonomik kriz'den söz edilir, televizyon ve videonun olumsuz etkilerinden, izleyjcilerin ve eleştirmenlerin il- gisizliklerinden yakınıhr. Bence en önemlisi, filmlerin izlenebılir dü- zeye erişememesi. Veşttcâm, nite- liksiz filraler yapıldığı için 'kriz 1 de oysa. Dünyanın her yerinde si- nema, TV ve videoyla rekabet ede- biliyor, Türkiye'de neden edemi- yor? —Sinema bizde endüstrileşme- miş bir alan da ondan. —Bir anlamda doğru, ama ya sinemadan kazandıklannı gayri- menkule yatıranlar? Sorular soruları doğurmadan konuşmayı burada noktalamak en iyisi. Temaşa Film'in Kutluğ Ata- man'a göre hiçbir 'tür'e girmeyen Karanlık Sular adlı fılmini tema- şa ettiğimizde bir tür'e sokanz ar- tık. Semih Balcıoğlu, ünlü Fransız karikatürcü ReneHoviv'i anlattı Sürgünde doğan karikatürcüSeçici kurulunda Semih Balcıoğlu'nun da yer aldığı Uluslararası Jez Karikatür Yanşması'nda bugüne kadar Ferruh Doğan, Ercan Akyol ve Kâmil Masaracı ödül aldılar. Bu yılki yarışmanın en ünlü konuklarından biri de Rene Hoviv'di. Kültür Servisi — Geçen günler- de Yugoslavya'nın başkenti Belg- rad'da, bu ülkenin ünlu mizah dergisi Jez tarafından düzenlenen "Uluslararası Karikatür Yanşma- sT'nda jüri üyesi olarak görev ya- pan karikatürcü Semih Balaoğln. meslektaşı Rene Haviv'le tanıştı Balcıoglu, bu Unlü Fransız sanat çısını ve Jez Yarışması'nı anlattı — Sayın Balcıoglu, birkaç yıl dır Vugoslavlann ünlü mizah der- gisi Jez'in düzenlediği Ulnslaranı- sı Karikatür Yanşması'na jür üyesi olarak gidiyorsunuz. Jez aa- sıl bir dergi? BALCIOGLU— Jez, Yugos lavya'nm en eski ve ünlü ınizar dergisi. 55 yıldır yayırunı aralık- sız sürdürüyor. Bugüne kadar Yu- goslav mizahında yazar ve çizeı olarak kim ortaya çıkmışsa bu dergiden çıkmış. Yani Jez onların mizah okulu. Bunu Sırplar değil, diğer cumhuriyetlerde yaşayan Yugoslavlar da kabul ediyorlar. — Jez Karikatür Yanşması siz- ce başanlı bir yanşma mı? BALCIOGLU— Doğu Bloku ve Yugoslav karikatürünü en genç karikatürcüsüne kadar izlemek açısından çok önemli bir yanşma. Biz Türkiye'de ne yazık ki bu çi- zerleri izleyemiyoruz. Onun için jüri üyesi olmasam bile bu kari- katürleri görmek için Belgrad'a giderim. Bulgarların düzenledik- leri Gabrovo yarışması da çok ba- şarılı bir yanşma, ama iki yılda bir yapılıyor. — Bu yanşmada bugüne kadar kaç Türk ödul aldı? BALCIOGLU— Üç Türk ödül aldı. Dört yıl önce Ferruh Doğan üçüncülük, iki yıl önce Ercan Ak- yol birincilik, bu yıl da bildiğiniz gibi Kâmil Masaracı arkadaşımız bir ödül aldı. — Yanşmaya hangi iilke daha çok sanatçıyla katıhyor. BALCIOGLU— Tabii ki Yu goslavya. Yugoslavya'da karika- tür çok ileri. Başanlı genç çizer- ler var. Futbolda olduğu gibi hep- sinin de gözü dışarıda. Almanya, Fransa, ttalya, Amerika ve tsviç- re'de birçok Yugoslav çizer var. Örneğin geçen yıl Jez yanşmasıu- da birinciliği kazanan Gradimir Smndja'yı, Isviçre'nin Nebelspal- ter mizah dergisi hemen kapıver- miş. Gençlerden Borislav Stanko- viç ve Sreçko Puntariç aynı der- gide çiziyorlar. Mordillo'nun cizgi filmlerini de yine 5 Yugoslav genç çizer hazırlıyor. Oto Reisinger ve lsmet Voljeviçada Almanya ve ts- viçre'ye çalışıyorlar. Bunlar şu an- da akhma gelen isimler. — Jez yansmasına dısandan bepimizin yakından tanıdığı ün- lü çizerler geliyor mu? BALCIOGLU— Tabii geliyor. Örneğin onceki yıl Sovyetler'in ünlü mizah dergisi Krokodil'in Genel Yayın Müdürü Aleksey Pyanov geldi. Birçok ünlü Ru- men, Bulgar, Doğu Alman, hal- yan, Polonyalı, Çekoslovak ve Kübalı çizer de geldi. Ama asıl bu yıl hepimizin tamdığı Fransız çi- zer Reni Hoviv vardı. — Deraek ki Hoviv'le birkaç gün birlikte oldunuz, Hoviv'i an- latır mısınız? BALCIOGLU— Hoviv'in çok ilginç bir yaşamöyküsü var. Yedi sekiz kişinin yaşamöyküsünü bir kişinin yaşamöyküsüne sığdırmış. 1929 yılında Fransa'da doğmuş. Fakir bir Ermeni ailesinin çocu- ğu. Babası işçi. Bir iki okulu kısa kısa denedikten sonra Ikinci Dün- ya Savaşı patlıyor ve Almanlar Fransa'ya giriyorlar. Almanların Yahudilere yaptıklannı bildikle- rinden urküyorlar ve korkudan Sovyetler Birliği'ne göç ederek Moskova'ya yerleşiyorlar. Bir iç pasaport sorunu yüzünden Rene GECELERİ ÇtZEN ÇİZER—Rene Hoviv, Fransa'yagöçetükten sonra 35 yaşında Paris-Match dergisinde çizmeye başlamış. Hoviv, geceleri ca- lışmayı çok seviyor ve sabahlara kadar karikatür yapıyor. dört yıl hapse mahkûm oluyor ve cezasını Sibirya'da çekiyor. Dört yıl taş ve odun kırıyor. Boş za- manlarında da karikatür çalışı- yor. Karikatürlerinin birkaçı Si- birya'daki bir gençlik dergisinde yayımlanıyor. Cezası bitince yine Moskova'ya dönüp bir çizgi film okulunda iki yıl okuyor. Fakat aklı hep tek karikatürde. Onun için karikaturlerini "Krokodil"e götürüyor. Eserleri basılıyor, ama yöneticiler: "Sen iyi karikatür çi- ziyorsun. fakat bizim ideolojimize hizmet etmiyorsun. Senden baş- ka karikatürler bekliyoruz bun- dan sonra" diyorlar. Hoviv de, "Bunun tercümesi şu idi" diyor: "Ya bizim istediğimizi çizersin ya da karikatürlerin bundan böyle Krokodil'de yayımlanmaz". Âi- lesinin diğer fertlerinin de duru- mu aşağı yukan aynı olduğundan, yine kalkıp Fransa'ya göç ediyor- lar. Hoviv 35 yaşında Paris- Match dergisinde çizmeye başh- yor. Çok çalışkan bir sanatçı. "Geç başladığını için çok çalış- mak meeburiyelindeyim. Sizinle bu olelde odalanmız yan yana. Gecenin hangi saatinde uyanırsa- nız uyanın balkondan benim oda- ma şöyle bir bakarsanız, benim ışığımın yandığını gönirsünüz" dedi. Ve bu doğru çıktı. Birkaç kez baktım, ışığı devamh yanıyor- du. Yugoslav karikatürcü Alek- sandar Klas da Hoviv'le Atina'- da birkaç gün berabermiş, o da bana: "Akıl almaz bir şey. Gece- leri hep çalıjır" dedi. — Türkiye için neler diyor? BALCIOGLU— Türkiyeji kansı görmüş ve çok beğenmiş, kendisi henüz görmemiş, ama uzaktan âşık. Efes, Bergama, An- talya, Göreme ve tstanbul'u gör- mek istiyor. Ama özellikk Efes ve Istanbul'u hem görmek hem de çizmek istiyor. Efes ve tstanbul'- un fotoğraflanna saatlerce baka- bilirim diyor. Keşke gelse de söy- lediği yerleri çizse. — Türkiye'de yapılan uluslara- rası karikatür yanşmalannı bili- yor mu? B A L C I O Ç L U — Bilmez olur mu, tabii biliyor. Simavi Yanş- ması'nı çok başanlı buluyor. "Çok büyük ve başanlı bir organizasyon" diyor. Aynca bu yanşma için gelen jüri üyelerini dünyanın hiçbir yarışması nda da görmediğini özellikle vurguluyor. "Bnnlann çoğu benim arkada- şım. Ralp Steadman'ı, Mordillo'- yu, VVolinski'yi ve hele Topor'u kknse yerinden oynamaz" diyor. "Siz Topor'la öyle bir dost kazan- mtşsınız ki, orada herkese tstan- bul'u ve Antalya'yı anlaüyor. Ben bik geçen yıl davanamayıp bu ya- nşmaya katıidım." Hoviv çok se- vimli bir insan. Kendisini dikkatle kısa bir süre ızlerseniz göreceği- niz hemen şudur. Çok sağlıklı gö- rünuşüne karşın, uzun yıllar çek- tiği sıkıntılar onun fıziğini de bir hayli etkilemiş. Yürüyüşü, elleri ve omuzlan hâlâ o günlerden kal- ma yorgunlukları taşıyor. Hele merdiven çıkarken bu bütün açık- lığıyla belli oluyor. Dileyelim ki Hoviv'in sağlıklı yaşamı pürüzsüz devam etsin ve 16 yılda yayımla- dığı 17 albüme ekleyeceği albüm- lerinden biri de Efes ve tstanbul'- da çizdiği desenleri kapsasın. Gençlik günleri • Kültür Servisi — Şehir Tiyatrolan'nca düzenlenen ve ücretsiz olarak izlenebilen "Gençlik Günleri'nde bugün, saat 12.00'de Woody Allen'in "Midsummer Night's Sex Comedy" adb filmi, saat 15.00'te Cana Dölay, Çağatay Karaçizmeli ve Arhan Kayar'ın sunacakları "Happening-1" gösteri ve saat 19.00'da lstanbul Üniversitesi tktisat Sahnesi Oyunculan'nın "Olümsüzler" adlı oyunu Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde izlenebilecek. Aysun Ozmen sergisi • Kültür Servisi — Aysun özmen, resimlerini 15-29 mayıs tarihleri arasında Efes Müzesi Hikmet Gürçay Sanat Galerisi'nde şergileyecek. 1952 yılında İzmit'te doğan sanatçı, 1976 yılında tstanbul Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu'nun Dekoratif Resim Bölümü'nden mezun oldu. 1976 yılında Antalya Festivali'nde ödül alan özmen bugüne dek üç kişisel sergi açtı ve çeşitli karma sergilerde yer aldı. Portreler sergisi • Kültür Servisi — Ömer Nida'nın yazar ve sanatçıların portrelerinden oluşturduğu resim sergisi, 19 mayısta Bostancı Hatay Lokantası'nda açılacak. Sergideki portreler arasında Aysel özakın, Behice Boran, Cengiz Bektaş, Erdal Öz, Erhan Bener, Füruzan Toprak, İsmet Kemal Karadayı, Mehmed Kemal, Nadir Nadi, Nâzım Hikmet, Oktay Akbal, ömer Faruk Toprak, Salim Şengil, Suat Derviş, Şükran Kurdakul ve Füruzan var. Hale Tenger sergisi • Kültür Servisi — Hale Tenger'in "Yaşamın tçinden" konuları işlediği çeşitli obje çalışmalarından oluşan heykel sergisi, 11 mayıs - 5 haziran tarihleri arasında Maçka Galeri Nev'de açık kalacak. 1986 yılında tstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'ni bitiren Tenger, çalışmalannı burslu olarak gittiği tngiltere'de sürdürdü. Daha önce 7. Günümüz Sanatçıları Sergisi ve Cardiff Hovvard Gardens Gallery grup sergilerine katılan Hale Tenger'in ilk kişisel sergisi'nde 10 yapıtı yer alıyor. Ebru sergisi • Kültür Servisi — Grup Su Ressamlan'nm "Ebru" sergisi, 15 Mayıs 1990 tarihine kadar Ayasofya Müzesi'nde sürüyor. Kağıt süsleme sanatının en önemlilerinden olan ve su üzerine atılan boyaların kağıda geçirilmesiyle yapılan "Ebru" sergisinde, Hikmet Barutçugil, Köksal Çiftçi, Ülker Akçalı, Nursel Göksel, Ayşe Akbay, Zuhal Erol, Vedat Vaytaş, Ayla Ünal, Nevin Başaran Alkan, Nil Kutay Erol ve Deniz tşmen'in yapıtlan yer alıyor. BUGÜN • Hilton Otell'nde konferans L'zman Psikolog Erzan Pakel Onur, saat 13.30'da "tnsan llişkilerinde lletişimin Rolü" konulu bir konferans verecek. • • Aroyo Oda Korosu Şef Yeşua Aroyo yönetimindeki konserde, çeşitli dönemlerin madrigallerinden oluşan yapıtlar seslendirilecek. Konser, saat 18.30'da Vezneciler, Kuyucu Murat Paşa Medresesi'nde izlenebilecek. • "Sinemaya Devlet Kaikısı ve Sistemi" Yavuzer Çetinkaya'nın yöneteceği, Başar Sabuncu ve Sabahattin Çetin'in katılacağı toplantı saat 19.00'da Kadıköy Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi'nde yapılacak. • İdil Biret resitali Cüzamla Savaş Vakfı yararına düzenlenen resital saat 18.30'da Atatürk Kültür Merkezi'nde izlenebılir. • Cemal Reşit Rey Salonu'nda konser Mimar Sinan Universitesı Devlet Konservatuvarı Orkestrası, şef Dimitri Goia yönetimindt saat 20.00'de bir konser verecek. Solist klarnet sanatçısı Feza Çetin. • "Mehter ve Batı'ya Etklsi" Doc. Ateş Acarsoy ve Yrd. Doç. Dr. Filiz Kamacıoğlu'nun dinletili ve dialı konferansı saat 15.00'te Acıbadem Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle