Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/10 HABERLER 8 MA YIS 1990
Karakaş'tan Beceren'e ziyaret
• İstanbul Haber Servisi — SHP İstanbul tl Başkanı
Ercan Karakaş, 1 Mayıs olaylannda göğsünden ve
sırtından kurşunla vunılan ve felç olan Gülay Beceren'i
ziyaret etti. Çapa Tıp Fakültesi'nde toplanan yaklaşık 200
kişilik bir öğrenci grubu da 1 Mayıs olaylannı ve
hükümetin tutumunu protesto ederek, Beceren'in
penceresinin önüne karanfiller bıraktılar. Gülay Beceren'i
istanbul îl Yönetim Kurulu üyesi Cavit Sava ve İstanbul
Milletvekili Ali Haydar Erdoğan ile birlikte ziyaret eden
Ercan Karakaş, daha sonra gazetecilere izlenimlerini
anlattı. Ercan Karakaş doktorlarla görüştüklerini ve
Beceren'in ağır yaralanmasında bir hizmet kusuru olduğu
kamsına vardıklannı belirterek, "Ailesi bu hizmet
kusumna karşı tçişleri Bakanüğı'nı dava etmeyi
düşünüyor. Bu davada partimiz tarafından kendilerine
hukuki yardım yapılacaktır" dedi. Öte yandan 1 Mayıs
olaylannda yaralanan ve Taksim Hastanesi'nde tedavi
gören Ali Yılmaz dün taburcu oldu.
lMayıs için 19 tııtuldama daha
• İstanbul Haber Servisi — 1 Mayıs'ta İstanbul'da
meydana gelen olaylarda gözaltına alınanlardan 19'u
daha tutuklandı. Siyasi subede sorguları tamamlanan 71
kişi dün İstanbul DGM'ye sevk edildi. 28 kişiyi serbest
bırakan DGM Savcısı 43 kişiyi ise tutuklanmalan
istemiyle sorgu hâkimliğine gönderdi. Sorgu hâkimliği 19
sanığı tutuklarken 24 saruğın ise tutuksuz yargılanmasına
karar verdi. Tutuklananların kimlikleri şöyle: Hüseyin
öztürk, Halil öztürk, Fikret Kalmaz, Sami Demir,
Kenan Güngördü, Hayati Kurt, Erhan Kınalı, Fatma
Patlar, Nurten Sanlı, Çevrim Çeviren, Güler Aslan,
Nurcan Güzel, Hatice Akkaya, Ali Dalbudak, Candan
Badem, Murat Demir, Yakup Umur, Hamiyet Ytldız,
Cennet Yıldız.
ISKTden tinivereitelere ııyarı
• tSTANBUL (AA) — İSKİ, 9 mayıs çarşamba gününe
kadar birikmiş borçlarını ödememeleri halinde tstanbul
Üniversitesi ve tstanbul Teknik Üniversitesi'nin çeşitli
birimlerinin sulanrun kesileceğini bildirdi. İstanbul Su ve
Kanalizasyon ldaresi'nden dünyapılan yazıh açıklamada,
kurumun gelirlerinin yüzde 97'sinin abonelerinden aldığı
su ve atıksu paralarından oluştuğu belirtilerek şöyle
denildi: "İSKİ bütçesinin ana kaynagını oluşturan bu
gelirlerin zamanında ödenr emesi hem tSKl'nin
görevlerini aksatmakta, hem de sunduğu hizmetlerden
eşit biçimde yararlanması gereken ISKI aboneleri
arasında, kendiliğinden bir eşitsizliğe yol açmaktadır. Bu
alacaklann büyük kısmını kamu kurum ve kuruluşlarının
birikmiş borçları oluşturmaktadırT
Üç gazeteci LstanbııTa döndü
• tstanbul Haber Servisi —
Sovyetler Birliği'ne izinsiz girmek suçundan 2.5 aydır
gözaltında bulunan Milliyet Gazetesi muhabirleri
Mücahit Büber (ortada) ve Rafet Ballı (sağda) ile
Günaydın Gazetesi muhabiri lrfan Sapmaz (solda) dün
gece İstanbul'a döndüler. Azerbaycan'ın başkenti
Bakü'deki olaylan izlemek için Sovyetler Birliği'ne giden
üç gazeteci, Nahcivan'dan geçerken uçaktan indirilerek
gözaltına alınmışlardı. Yaklaşık 2.S aydır gözaltında
tutulan Türk gazetecilerin serbest bırakılmaları için
Türkiye'de ve yurtdışında birçok basın kuruluşu
uğraşmış, İstanbul Barosu'nun yoğun çabaları ve
girişimleri sonucunda 3 mayıs perşembe günü serbest
bırakılmışlardı. Dün gece 22.15'te THY'ye ait bir uçakla
Moskova'dan Atatürk Havalimanı'na inen Türk
gazetecileri, aileleri ve meslektaşlan karşıladı. (Fotoğraf:
Fuat Kozluklu)
Y O R U M İ Ç İ N
Çok iyi daktilo bilen,
deneyimli, dinamik
Y A Z I Ş M A
S E K R E T E R İ
İsteklilerin
telefonla randevu alarak
başvurmaları rica olunur.
13 0 18 0 8
YORUM AJANS
TBMM Başkanı Kaya Erdem'le görüşen Özal, blumlu' görüş bildirdi
413,tatildenönce TBMM gündemînde
Erdem, 413 sayıh kararnamenin tatilden önce
TBMM'de görüşülmesi için Özal'ı ikna etti.
İçişleri Komisyonu Başkanı Galip Demirel'e
bir yazı gönderen TBMM Başkanı, KHK'nın
bir an önce görüşülmesini istedi.
(Baştarafı l. Say/ada)
önce görüşülmesi yönündeki gö-
rüşlerine katılması uzerine, karar-
natneyi gündeme almamakta di-
renert İçişleri Komisyonu Başka-
nı Galip Demirel'e bir yazı gönde-
rerek, 413 sayılı KHK'nın bir an
önce görüşülmesini istedi. TBMM
Başkanı Kaya Erdem, KHK'nın
doğrudan genel kurula indirilerek
görüşülmesini isteyen SHP Grup
Başkanlığı'na da bir yazı gonde-
rerelc, "KHKlann hem komisyon-
larda ve hem de genel kurulda ön-
celikle ve ivedilikle görüşülmesi
anayasa hiikmii geregidir" dedi.
Erdem bugun TBMM'de grubu
bulunan üç siyasi partinin grup
başkanvekilleri ile de bir toplantı
yaparak 413 sayılı KHK'nın
TBMM'nin tatilinden önce görü-
şülmesi isteğini yineleyecek.
TBMM Başkanı Kaya Erdem
dün saat 12.30'da Çankaya Köş-
kü'ne çıkarak Cumhurbaşkanı
8. Avrupa Anayasa
Mahkemeleri Konferansı
Özal,
Güneydoğu
önlemlerini
savıındu
ANKARA (Cumhuriyel Bnro-
su) — Cumhurbaşkanı Turgut
Özal, bu yıl Turkiye'de yapılan 8.
Avrupa Anayasa Mahkemeleri
Konferansı'na katılan hâkimlere
Güneydoğu'da alınan önlemleri
savundu. özal, "Ülkemizin bü-
tünlügünü ortadan kaldınnaya
yönelik terör. anarşi ve bölücü
olaylara uyguladığı zornnlu ön-
lemlerin Türk anayasasının ve Av-
rupa tnsan Haklan Sözleşmesi'-
nin anılan hıikümlerine u>up uy-
madığının tartışılması yerine alı-
nan onlemlerin, temel bak ve öz-
gürluklerin ihlali biçiminde deger-
lendirilmesini anlamakta ve ka-
bulde euçlıik cekmekteviz" dedi.
Avrupa Anayasa Mahkemeleri
Konferansı'na Cumhurbaşkanı
özal'ın yanı sıra TBMM Başkauı
Kaya Erdem, Devlet Bakanı Ercü-
ment Konnkman, Adalet Bakanı
Oltan Sungurlu, Dışişleri Bakanı
Ali Bozer, yargı organlan başkan-
ları ile Avrupa ülkelerinden ana-
yasa mahkemeleri başkan ve tem-
silcileri katıldılar. Istiklal Marşı-
nın dinlenmesiyle başlayan konfe-
ransta açış konuşmasını yapan
Anayasa Mahkemesi Başkanı
Necdet Dancıoğlu, anayasa huku-
ku konusundaki görüşlerini anla-
tırken "1982 tarihli Türk anaya-
sası, Avrupa tnsan Haklan Söz-
leşmesi'nden büyük oranda esin-
lenerek çağdaş, Batılı özgürlnk
anlayışını amaçlamışür" dedi.
Cumhurbaşkanı Özal da ko-
nuşmasında, yargının önemini
vurgulayarak anayasa mahkeme-
lerine insan hak ve özgürlükleri-
nin korunması, kollanması ve ge-
liştirilmesinde evrensel işlev gör-
düğünü söyledi.
özal, 1982 Anayasası'nın 13.
maddesinde temel hak ve özgür-
lüklerin sımrlanmasına ilişkin hu-
kümler olduğunu, ancak bunun
Türkiye'nin de imzaladığı Avrupa
İnsan Haklan Sözleşmesi hüküm-
leriyle benzerlik içinde olduğunu
kaydederek konuşmasını şöyle ta-
mamladı:
"Anılan sözleşmeye dayalı ola-
rak ortaya konan şari ve pro-
lokoller, devletimizce de avnen ka-
bul edilip yüruriuge konduğu hal-
de, insan haklannı ihlal iddiala-
nnın ısrarla sürdunilmesini fark-
b standart u)gulaması olarak gö-
rüyonız. Bununla beraber. gerçek-
çi lespit, yorum ve değerlendirme-
lerin bn yanlışlan gidereceği ümi-
dini konıyoruz."
Akbıılut:
KHK'lara süre
konmalıydı
ANKARA (Cumhuriyet Biiro-
su) — Başbakan Yıldınm Akbu-
lut, yasama yetkisinin kanun huk-
münde kararnamelerle hükümete
devredilmediğini, ancak KHK'la-
nn yasalaşmalanıun bir süreye ta-
bi tutulması gerektiğini söyledi.
Akbulut, "kanun hükmünde ka-
rarnamelerin kanunlaşmalan bir
süreye tabi tuluhnalı>dı. Bana de-
seier ki KHK'lar iyidir. gereklidir,
ama buna bir muddet konması la-
zımdır. Muddet de şu şu olmalı-
dır. Buna benim iti'rez etmem
mümkün değil" dedi. Akbulut so-
ru uzerine KHK'ların yasalaşması
için sınırlı bir süre düzenlemesi-
ne gidebileceklerini bildirdi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı
Necdet DancıoğJu'nun "8. Avru-
pa Anayasa Mahkemeleri Konfe-
ransı"na katılan delegeler onuru-
na dün akşam Ankara Hilton
Oteli'nde verdiği kokteyle Cum-
hurbaşkanı Turgut Özal, TBMM
Başkanı Kaya Erdem, Başbakan
Yıldınm Akbulut, Dışişleri Baka-
nı Ali Bozer ve Devlet Bakanı Işın
Çelebi de katıldı. Kokteylden ön-
ce gazetecilerle sohbet eden Ak-
bulut, ANAP iktidarları döne-
minden önce de KHK çıkanldığını
ve 1975'ten beri yasalaşmayı bek-
leyen KHK'lar bulunduğunu
anımsattı
Turgut özal ile aylık olağan göruş-
mesini yaptı. Görüşmede, TBMM
Başkanı Kaya Erdem'in 13-20 ma-
yıs tarihleri arasında gerçekleşti-
rece|i Güney Kore gezisi ile ilgili
cumhurbaşkanına bilgj verdiği bil-
dirildi.
TBMM Başkanlığı Basın Muşa-
viri Engin Karapınar, yaklaşık bir
saat suren görüşmeden sonra yap-
tığı açıklamada, Cumhurbaşkanı
özal ile TBMM Başkanı Erdem'-
in görüşmelerinde Meclis çalışma-
ları üzerinde durulduğunu, bu
arada gündemde bekleyen
KHK'lan konusunun ele alındığı-
nı açıkladı.
Cumhuriyet muhabirinin edin-
diği bilgiye göre, Özal-Erdem gö-
rüşmesi "olumln" bir havada ger-
çekleşti. Görüşmede, TBMM Baş-
kanı Erdem'in Meclis iç tüzük de-
ğişikliğı çalışmalan konusunda
Cumhurbaşkanı özal'a bilgi ver-
diği, TBMM'nin daha hızlı çalış-
ması gerekliliğı üzerinde durduğu
öğrenildi.
Edinilen bilgiye göre, muhale-
fetin TBMM'de "öncelikle ve
ivedilikle" görüşülmesini istediği
Güneydoğu ile ilgili 413 sayılı ka-
rarname de görüşmede gündeme
geldi. TBMM Başkanı Erdem'in
olağanüstü hal uygulamaları ile il-
gili kanun hukmündeki kararna-
melerin Mecliste bir an önce go-
rüşulmesinin anayasa hükmü ol-
duğunu hatırlattığı, bunun gere-
ği TBMM Başkanı olarak komis-
yonlann gündemlerine müdahale
hakkı bulunmadığını dile getirdi-
ği ve Cumhurbaşkanı Özal'dan
söz konusu KHK'nın bir an önce
görüşülmesi konusunda
"yardımcı" olması dileğini iletti.
Edinilen bilgiye göre, TBMM
Başkanı Erdem, Cumhurbaşkanı
Özal'a SHP Grup Başkanhğı'nın
söz konusu KHK'nın doğrudan
genel kurula indirilmesi yönünde-
ki yazılı başvurusunu da anımsa-
tarak, "Ben, takdir edersiniz ki
TBMM Başkanı olarak bu yazılı
başvuruya bir cevap vermek
durumundayım" dedi.
Cumhurbaşkanı özal'ın
KHK'ların TBMM'de "öncelikle
ve ivedilikle" görüşülmesi isteğı-
ne "olumlu" baktığını bildirmesj
üzerine TBMM Başkanı Erdem,
dün öğleden sonra bir dizi girişim-
lerde bulundu.
TBMM Başkanı Kaya Erdem,
dün öğleden sonra, 413 sayılı
KHK'yi gündeme almamakta di-
renen İçişleri Komisyonu'nun
ANAP'lı Başkanı Galip Demirel'e
bir yazı göndererek, olağanüstü
hal uygulaması iie ilgili KHK'la-
rın TBMM'de bir an önce görü-
şülmesi gereğinin bir anayasa hük-
mü olduğunu hatırlattı.
Erdem, Galip Demirel'e gön-
derdiği yazıda, "TBMM'nin ka-
nun hukmündeki kararname çı-
karma yetkisini düzenleyen ana-
yasanın 91. maddesi ile konan ge-
nel hükümlere istisna mahiyetin-
deki 121. maddesinin son fıkntsı-
na göre, önceden Meclisten yetki
alınmadan çıkarılacak kanun
hukmündeki kararnameler için
öncelik ve ivedilik şartının daha
da kısa bir surede >«rine getirilme-
sinin öngöruldügü anlaşılmakta-
dır. Bu bakımdan komisyon gorü-
şünün yeniden gözden geçirilme-
sini ve söz konusu KHK'nın ön-
celik ve ivedilikle görüşülmesini ri-
GÜNEYDOĞL ÇIKARMASI — SHP Genel Başkanı tnönü, Güne>dogu gezisinin üçüncü gününde
Uludere ve Şırnak ilcelerinde konuştu. tnönü, "Korucu sisteme karşıyız" dedi. (Fotoğraf: Banş Bil)
CÖNEYT ARCAYÜREK yaz.yor
Kim Güvence Verebilir?
ANKARA — Meclis Başkanı
Kaya Erdem'in çalışma masası
üzerinde iki yazı duruyor. Birini
SHP Grup Başkanlığı'na, öteki-
ni İçişleri Komisyonu Başkanı
Galip Demirel'e gönderecek.
Yazıların yerini bulmasını bir
süredir geciktiriyor. Dün saat
12.00'de TÖ ile yapacağı görüş-
meyi bekliyor. ANAP iktidarında
her şeyin başladığı ve bittiği yer
(ianKöşk, sansürvesürgün ka-
rarnamesinin Meclis'te görüşül-
mesi isteklerine nasıl vazivet ala-
cak?
Köşk'ten bir işanet alınacak mı,
yoksa TÖ de İçişleri Komisyonu
Başkanı gibi "SS kararnamesi-
nin gündemdeki yerine göre ele
aiınmasına" yan mı tutacak? Ka-
ya Erdem, kuşkusuz, komisyo-
nun, gündemde sıraya giren
"otayı" öncelikle ele alamayacağı
yolundaki saviara akıl erdiremi-
yor
"Bir komisyon kendi gündemi-
ne hakim değil mi" diye soruyor.
Ülke yararları açıstndan günde-
min alt sıralarında olan bir konu-
yu ivedilikle görüşemez mi? Bu
yetkiyi anayasa, içtüzük, demok-
ratik gelenek ve görenekler bir
komısyona vermişken Türkiye'nin
son bir aydır uğraşageldigi SS
kararnamesini ele almayı reddet-
menin sagduyuya ilişkin haklı
hangi gerekçesi olabilir?
Erdem günlerdir, özellikle
SHP'nin SS kararnamesini bir an
önce Meclis'te görüşmeyi iste-
mesinden sonra, hemen her tür-
den oJanağı zorluyor. Parti yetki-
lileri, ANAP grubu ile görüşme-
ler yapıyor. Galip Demirel'in di-
renmesine karşı, içtüzükte bir
boşluk arıyor. Ne çare, Meclis
Başkanı'nın komisyona doğru-
dan talimat vermesi ya da SS ka-
rarnamesini komisyondan geç-
meden genel kurula doğrudan
indirme yetkisi bulunmuyor. Du-
rup durup, "Meclis Başkanı nın
SS'i genel kurula neden
ındirmediğini" sormasına karşın,
Demirel bir olabilirlik göstermi-
yor. Meclis Başkanı'na yardımcı
olmak için kararnamenin komis-
yonda hemen ele alınmasını sağ-
layacak girişimde bulunmuyor.
Erdem, görüşmelerden, yaptı-
ğı ve yaptırdığı incelemelerden
sonra Meclis Başkanı'nın elinde-
ki olanakları sıralayan iki yazı
yazmaya, birini SHP grubuna,
ötekini durumu anlamazlıktan
gelen Kpmisyon Başkanı Demi-
rel'e göndermeye karar veriyor.
Bu arada kamuoyunda bir bek-
lenti var. Erdem'in Köşk'le yapa-
cağı aylık görüşmede (dün), so-
runa bir çare, bir çözüm bulabi-
leceği umudundan söz ediliyor.
Erdem, TÖ ile 2 mayısta görü-
şecekti. Ne var ki TÖ, kıyı kent-
lerimizde engin deneyimleriyie
turizmi, dış ticareti, demokrasiyi
esenliğe kavuşluracak konuşma-
laryapmayı yeğlemişti. Buluşma
düne kaldı. Meclis'e işlerlik ge-
tirmeye, hemen her sorunun
Meclis çatısı altında görüşülme-
sine başkan olduğundan beri ça-
ba harcayan Erdem'in, TÖ'den
bir umudu olabilir mi? Kuşkusuz
görüşme öncesi herhangi bir
varsayımda bulunarak TO'den
neler eseceğini kestirmek güç.
Mecfis Başkanı "hemen her
konunun ele alındığı" bu tür go-
rüşmelerde SS kararnamesine
değinileceğinden kuşku duymu-
yor. Şayet TÖ, kararnamesinin
demokratik anlayışla Meclis'te
hemen görüşûlmesine istekli ol-
saydı, Galip Demirel veya hükü-
met, çok önceden yeşil ışık ya-
kabilirdi. Olaya bu gelışmelerle
bakılınca TÖ, "muhalefetin bir
bardak suda fırtına yaratmak"
amacıyla bu girişimlerde bulun-
duğunu yine öne sürebilir. Hat-
ta, konumu gereği Meclis'teki or-
ganlara görüşme talimatı vere-
meyeceğini öne sürebilir. Işine
geldiği her olaya öncelik verdiği
bilinen TÖ'nün, böyle bir tutum
sergilemesi inandırıcı olmaktan
çok uzak kalacak. Olsun! Yapay
çoğunluğa dayanıyor ve SS'lerin
Meclis'e gelmesini istemiyor ya,
öne sürülecek her gerçek bir ka-
pıdan girer, ötekinden çıkar.
SS kararnamesinin Meclis'te
enine boyuna müzakeresi gere-
ği İnönü'nün Güneydoğu gezi-
sınde bir kez daha kanıtlanıyor.
Basına yansıyan haberlere göre
Güneydoğu'da yöre halkı SS'ler-
den çekinıyor. Sürgün ve sansür
kararnamesinin çıkmasını nisan
başındaki zirveye bağlıyor.
Oysa TÖ'nün düzenlediği zir-
vede liderlere ne sansürden ne
de sürgünden söz edildi. Fakat
sade insan, başkentin kavradığı
kimi politika inceliklerim göz
önünde tutmuyor. Zirve ve he-
men ardından çıkan SS kararna-
mesinde SHP liderinin de payı
olduğu gibi bir inanç taşıdığı göz-
leniyor. Onca tersine demeçten
sonra ana muhalafetin daha du-
yulduğu anda zirveyi kabul etme-
sinin olumsuz etkiler yaratacağı-
na değinenler, bugün haklı çıkı-
yor. İnönü, gerçeği göstermek
için gezi boyunca anlatıyor, an-
latıyor.
Ote yandan SS'in iktidann an-
latmaya veya sindirmeye çalif^
ğı gibi sürgünlere yol açmayac*
ğı, baskıyı pekiştirmeyeceği yo-
lunda propagandaların bölge
halkınca kabul edilmediği izleni-
mi, İnönü'nün gezisiyle yeniden
güncelleşiyor. SS'in Meclis'te şu
ya da bu nedenle görüşülmesi
zorunluğu bir kez daha kesinle-
şiyor.
Erdem'i kabulünden önce TÖ,
dün başlayan 8. Avrupa Anaya-
sa Mahkemeleri Konferansı'nda
22 Batılı temsilciye "Ülkemizin
terör, anarşi ve bölücü olaylara
karşı uyguladığı zorunlu onlem-
lerin temel hak ve özgürlüklerin
ihlali biciminde değerlendirilme-
sini anlamakta ve kabulünde
güçlük çekmekteyiz" diyor. Bu
sözler Batılı anayasa mahkeme-
leri temsilcilerinde etkili oluyor
mu acaba?
Batının kimi ülkelerinde bölü-
cülük, bağımsızlık hareketleri yıl-
lardır sürüp giderken SS benze-
ri yasa ya da kararnameler çıka-
rıldı mı? Yabancı anayasa mah-
kemesi üyeleri TÖ'ye yanıt ver-
meye kalksalar birçok ülkedeki
uygulamalardan örnekler suna-
bilirler. Içimizi inandıramadığımız
öğelerde, dışarıyı inandırmanın
güçlüğü ortada.
Kararname öne sürüldüğü gi-
bi uygulanmayacakmış. TÖ ile ik-
tidann savı bu içerikte. Ancak ka-
rarname varlığını sürdürecek, ik-
tidara göre yeri ve zamanı geldi-
ğinde uygulanmayacağına kim
güvence verebilir?
ca ederim" dedi.
tçişleri Komisyonu Başkanı Ga-
lip Demirel, TBMM Başkanı Er-
dem'in yazılı uyarısı ile ilgili her-
hangi bir yorumda bulunmaktan
kaçındı. İçişleri Komisyonu'nun
bu hafta açıklanan gündeminde
413 sayılı KHK'ya yer verilmiyor.
TBMM Başkanı Kaya fcrdem,
SHP Grup Başkanhğı'nın 413 sa-
yılı KHK'nın doğrudan TBMM
Genel Kurulu'na indirilerek görü-
şülmesini isteyen yazılı başvurusu-
nu da dün yanıtladı.
hrdem, SHP Grup Başkanlığı-
na gönderdıği yazıda, kanun tasan
ve tekli fleriyle kanun hukmündeki
kararnamelerin Meclis komisyon-
larında görüşüldükten sonra genel
kurula sunulmasırun anayasa ve iç
tüzük gereği olduğuna dikkati çe-
kerek, "Bu nedenle de kanun huk-
mündeki kararnamenin komis-
jonda göriişulmeden genel kuru-
la sunulması söz konusu olamaz"
dedi.
Erdem SHP Grup Başkanlığı^
na gönderdıği yazısında, anayasa-
nın 121. maddesinin son fıkrası-
na göre, önceden Meclisten yetki
alınmadan çıkarılacak KHK'lar
için "öncelik ve ivedilik" şartının
daha da kısa sürede yerine getiril-
mesi gerekliliğine dikkati çekerek,
şu görüşlere yer verdi:
"Bilindiği üzere, içtüzük degişik-
ligi konusunda başkanlıgımızca
baslaulan ve siyasi parti gnıplan-
nın müştereken sürdürdükleri ca-
ltşmalar son aşamasına gelmiş
olup, sizierin de deslegi ile Mecli-
sin yaz latiline girmeden sonuç-
landınlması mumkun gorulmek-
tedir. Anayasanın 121. maddesi
son fıkrası bükmü gereği olarak
kanun hukmündeki kararnameler
ile ilgili düzenlemeye de bu içtü-
zük degişikliği teklifinde yer veril-
miş bulunulduğnndan göriişmele-
rin tamamlanıp, karara bağlan-
raası Ue konu hakkındaki tartış-
malar da sona erecektir. Bilgile-
rinizi rica ederim."
TBMM Başkanı Kaya Erdem,
bugün ANAP, SHP ve DYP grup
başkanvekilleri ile bir araya gele-
cek. Erdem'in bugün üç partinin
grup başkanvekilleri ile yapacağı
toplantıda iç tüzük değişikliğinin
TBMM tatile girmeden çıkanlma-
sı ve başta 413 sayılı KHK olmak
üzere gündemde bekleyen
KHK'lann Mecliste bir an önce
görüşülmesi için parti yöneticile-
rinden katkıda bulunmalarını is-
teyeceği öğrenildi.
İnönü, Uludere ve Şırnak'ta
Kadeıimiz
ortaktırÜMİT ASLANBAY
ULUDERE / ŞIRNAK — SHP
Genel Başkanı Erdal lnönü, Do-
ğu ve Doğu insam ile Türkiye'nin
kaderinin ortak olduğunu belirte-
rek "Gerçek demokrasi Dogu'ya
gelince tüm Türkiye'ye gelecek
demektir" dedi.
SHP lideri, Güneydoğu gezisi-
nin üçüncü gününde Hakkâri'nin
Uludere ve Siirt'in Şırnak ilcele-
rinde halka hitaben konuştu. tnö-
nu, Uludere'dekı konuşmasında
buradaki vatandaşlara "Yahnz dc-
gilsiniz, sizin kaderiniz bizim ka-
derimiz. Hepsi aynıdır, kadeıimiz
ortakür. Sizi kaderinize bırakma-
yacağız" diye konuştu.
"Sürgüne, sansüre hayır", "De-
mokrasi ve eşhlik istiyonız", "Sı-
luyönetimsiz yaşamak istiyonız"
pank'artlarmı taşıyan ve Inönü'yü
coşkuyla karşılayan Uluderelilere
hitaben SHP lideri İnönü, "Sizi
kandınyortar, biz hükümetin öne-
rilerini kabul etmedik. Sürgüne
karşıyız" dedi.
tnönü, şöyle devam etti: "De-
mokrasi içinde bünin sorunlan
çözeriz. 40 senedir demokrasi için-
de yaşayalım diye uğraşıyonız. Si-
irt, Şırnak, Uludere'de insanlara
baskı yapılıyorsa, Türkiye'de de-
mokrasi olmuyor, yürümüyor de-
mektir. Buradaki vatandaşın hak-
kı yeniyorsa, Ankare'dakinin de
hakkı yeniyor demektir. Bu ülke
için sizin atalannız, babalannız
ugraştılar, beraber devlet kurdu-
lar, şimdi bu ülkenin nimetlerin-
den de beraber yararlanmalıyız.
A>nlıkçı hareket nedeniyle size
baskı yapılmasına ve korucaluk
sistemine karşıyız."
SHP lideri, devletin, insanlann
güvenliğini korumakla görevli ol-
duğunu, ama "bölgeye mabsus
usuUeri" kullanamayacağını anla-
tarak "Bunlar hep bugünkü ikti-
dann halalan, beceriksiziUdcri-
dir" dedi. lnönü, Güneydoğu'da-
ki olaylann kapatılmasına, sansü-
re ve Kürtçenin yasaklanmasına
karşı olduklannı ifade ederken de
şöyle konuştu:
"Hepimiz ba ülkenin evlatlan-
yız. Hepiaiz ba ülkenin sahibiai-
niz, devletin silahlan halka karjı
olmamalıdır. Gerçek demokrasi
buraya gelince tüm Türkiye'ye ge-
lecek demektir. Biz bep beraber
vaşayacagız. Çıkanmız buradadır.
Aynlmak çıkanmıza degildir.
Aranıza yapma aynbklar koya-
yortar. Bunlar işinıİzi zorteştmyor.
Bir devlet kurulmuştur, bu devle-
tin kurulmasında hep birlikte ça-
ba gösterdik. Şimdi birlikte yasa-
malıyız. Birlikte olursak yasaklar-
dan, sürgünden, sansürden bep
birlikte kurtulunız. Siz burada ia-
san gibi yaşayamazsanız biz de
Ankara'da insan gibi yasayama-
yız." . .
SHP lideri öğleden sonra var-
dığı Şırnak ve Eruh'ta yaptığı ko-
nuşmalarda da ANAP iktidarının
beceriksizliklerinin bölgedeki so-
runu büyüttüğünü ve Türkiye'de
işlerin iyiye gitmediğini söyledi.
tnönü, "sürgün-sansür kararna-
mesini" eleştirerek, "Demokrasi-
de böyle şey olraaz. Gazetelere
sansür olmaz. Olan şey boşuna
gitmiyorsa alışırsın, yanlış ise dü-
zeltirsin. bunu yasaklamak dikta-
törlüklerde olur. Turkiye'de dik-
tatörlük istemiyoruz" dedi.
tnönü geceyi gecirdiği Sürt'te de
coşkulu bir kalabalık tarafından
karşılandı ve bölgede huzurun
gerçek demokrasiyle herkese eşit
davranışla sağlanacağını anlattı.
Demirel Şanlıurfa'da
Tencerelerde
taş kaynıyor
GAP'm 10 yıl geciktiğini, 10 yıl daha
gecikmeye tahammülü olmadığını belirten
DYP Genel Başkanı Demirel, Şanlıurfa'nın
Birecik ilçesinde yaptığı konuşmada "Kırmak
yok, dökmek yok, vurmak yok" dedi.
HAKKI ERDEM
MEHMETFARAÇ
ŞANLIURFA — GAP gezisini
sürdüren DYP Genel Başkanı Sü-
leyman Demirel, Şanlıurfa'nın Bi-
recik ilçesinde içinde taş kaynatı-
lan kazanla karşılandı. Demirel,
iktidarın tencereyi düşünecek ta-
katta olmadığını bildirerek "Ya
gil, millet ba işi ehline versin. Ya
da bu tencereyi düşüoün" diye
konuştu.
Demirel, GAP gezisinin üçün-
cü gününde Şanlıurfa'nın Birecik,
Suruç ve Hilvan ilcelerinde konuş-
tu. Demirel, GAP'ın 10 yü gecik-
tiğini ve 10 yıl daha gecikmeme-
sini istediklerini bildirerek proje-
ye günde 5 milyar lira harcandığı
yolundaki açıklamaJara "Günde
5 milyar yetmiyor, 5 daha koyun,'
projeyi geciktirmeyin. Zaten lira-
da güç bırakmadınız ki" karsılı-
ğını verdi.
Demirel, Şanlıurfa'nın ilcele-
rinde yaptığı konuşmalarda da
Güneydoğu olaylanna kapalı bir
biçimde değinerek vatandaşların
devletin karşjsmda yer alarak so-
runların çözülemeyeceği görüşü-
nü anlattı. Demirel şunları
söyledi:
"Kırmak yok, dökmek yok,
vurmak yok. Hamile kadınian,
çocaldan öldürmek, köyleri yak-
makla sonınlann çaresi buluna-
maz. Devletin karşısında yer al-
makla çare bulunamaz. Sandık
önünüze gelecek, emaoeti ehline
vereceksiniz."
Birecik'te içinde taş kaynatılan
bir kazan ile karşılanan Demirel,
bu olayın vatandaşın durumunu
en iyi biçimde anlattığını belirtti.
Vatandaşlara üç kez "Tencereniz-
de ne kaynıyor?" diye soran ve
"Taş" yanıtını alan Demirel, böy-
le bir durumun ülkedeki sıkıntıyı
gösterdiğini belirterek "Devlet-
ten, iilkeyi yönetenlerden buna
çare bulması beklenir" dedi. De-
mirel sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkede eger vatandaş 'Tence-
remde taş kayruyor, dert kaynı-
yor, ezildim, yıkıldım' diyorsa oJ-
keyi yönetenler, 'Ne yapalım ezil-
meselerdi, yıkılmasalardı' diye-
mezkr. O zaman onlara, 'Niye
yönetmeye talip oldun, ne otunı-
yorsun orada?' denir. Bngün
Türkiye'nin sıkınüsı emanetin eh-
line verilmemesidir. 'Bunu siz
verdiniz' diyorlar. Vatandaş bu-
nu 'Al keyfet' diye vennedi. Sen-
den bir şey umdu da verdi. Bir şey
btüamaymca da 'Çek gıt' dedi. Ya
gil, millet ba işi ehline versin, ya
da bu tencereyi düşün. Bunlar
tencereyi düşünecek takatte degU.
Böyle olsaiardı, bu tencerede taş
kaynamazdı. Çorba olurdu."
Kitabevinde çalışacak
tecrübeli
erkek
SATIŞ ELEMANI
aranmaktadır.
MÛracaat Kitap Saray
Babıali Cad. No: 14
Tel: 522 52 13