07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/10 HABERLER 8 MA YIS 1990 Karakaş'tan Beceren'e ziyaret • İstanbul Haber Servisi — SHP İstanbul tl Başkanı Ercan Karakaş, 1 Mayıs olaylannda göğsünden ve sırtından kurşunla vunılan ve felç olan Gülay Beceren'i ziyaret etti. Çapa Tıp Fakültesi'nde toplanan yaklaşık 200 kişilik bir öğrenci grubu da 1 Mayıs olaylannı ve hükümetin tutumunu protesto ederek, Beceren'in penceresinin önüne karanfiller bıraktılar. Gülay Beceren'i istanbul îl Yönetim Kurulu üyesi Cavit Sava ve İstanbul Milletvekili Ali Haydar Erdoğan ile birlikte ziyaret eden Ercan Karakaş, daha sonra gazetecilere izlenimlerini anlattı. Ercan Karakaş doktorlarla görüştüklerini ve Beceren'in ağır yaralanmasında bir hizmet kusuru olduğu kamsına vardıklannı belirterek, "Ailesi bu hizmet kusumna karşı tçişleri Bakanüğı'nı dava etmeyi düşünüyor. Bu davada partimiz tarafından kendilerine hukuki yardım yapılacaktır" dedi. Öte yandan 1 Mayıs olaylannda yaralanan ve Taksim Hastanesi'nde tedavi gören Ali Yılmaz dün taburcu oldu. lMayıs için 19 tııtuldama daha • İstanbul Haber Servisi — 1 Mayıs'ta İstanbul'da meydana gelen olaylarda gözaltına alınanlardan 19'u daha tutuklandı. Siyasi subede sorguları tamamlanan 71 kişi dün İstanbul DGM'ye sevk edildi. 28 kişiyi serbest bırakan DGM Savcısı 43 kişiyi ise tutuklanmalan istemiyle sorgu hâkimliğine gönderdi. Sorgu hâkimliği 19 sanığı tutuklarken 24 saruğın ise tutuksuz yargılanmasına karar verdi. Tutuklananların kimlikleri şöyle: Hüseyin öztürk, Halil öztürk, Fikret Kalmaz, Sami Demir, Kenan Güngördü, Hayati Kurt, Erhan Kınalı, Fatma Patlar, Nurten Sanlı, Çevrim Çeviren, Güler Aslan, Nurcan Güzel, Hatice Akkaya, Ali Dalbudak, Candan Badem, Murat Demir, Yakup Umur, Hamiyet Ytldız, Cennet Yıldız. ISKTden tinivereitelere ııyarı • tSTANBUL (AA) — İSKİ, 9 mayıs çarşamba gününe kadar birikmiş borçlarını ödememeleri halinde tstanbul Üniversitesi ve tstanbul Teknik Üniversitesi'nin çeşitli birimlerinin sulanrun kesileceğini bildirdi. İstanbul Su ve Kanalizasyon ldaresi'nden dünyapılan yazıh açıklamada, kurumun gelirlerinin yüzde 97'sinin abonelerinden aldığı su ve atıksu paralarından oluştuğu belirtilerek şöyle denildi: "İSKİ bütçesinin ana kaynagını oluşturan bu gelirlerin zamanında ödenr emesi hem tSKl'nin görevlerini aksatmakta, hem de sunduğu hizmetlerden eşit biçimde yararlanması gereken ISKI aboneleri arasında, kendiliğinden bir eşitsizliğe yol açmaktadır. Bu alacaklann büyük kısmını kamu kurum ve kuruluşlarının birikmiş borçları oluşturmaktadırT Üç gazeteci LstanbııTa döndü • tstanbul Haber Servisi — Sovyetler Birliği'ne izinsiz girmek suçundan 2.5 aydır gözaltında bulunan Milliyet Gazetesi muhabirleri Mücahit Büber (ortada) ve Rafet Ballı (sağda) ile Günaydın Gazetesi muhabiri lrfan Sapmaz (solda) dün gece İstanbul'a döndüler. Azerbaycan'ın başkenti Bakü'deki olaylan izlemek için Sovyetler Birliği'ne giden üç gazeteci, Nahcivan'dan geçerken uçaktan indirilerek gözaltına alınmışlardı. Yaklaşık 2.S aydır gözaltında tutulan Türk gazetecilerin serbest bırakılmaları için Türkiye'de ve yurtdışında birçok basın kuruluşu uğraşmış, İstanbul Barosu'nun yoğun çabaları ve girişimleri sonucunda 3 mayıs perşembe günü serbest bırakılmışlardı. Dün gece 22.15'te THY'ye ait bir uçakla Moskova'dan Atatürk Havalimanı'na inen Türk gazetecileri, aileleri ve meslektaşlan karşıladı. (Fotoğraf: Fuat Kozluklu) Y O R U M İ Ç İ N Çok iyi daktilo bilen, deneyimli, dinamik Y A Z I Ş M A S E K R E T E R İ İsteklilerin telefonla randevu alarak başvurmaları rica olunur. 13 0 18 0 8 YORUM AJANS TBMM Başkanı Kaya Erdem'le görüşen Özal, blumlu' görüş bildirdi 413,tatildenönce TBMM gündemînde Erdem, 413 sayıh kararnamenin tatilden önce TBMM'de görüşülmesi için Özal'ı ikna etti. İçişleri Komisyonu Başkanı Galip Demirel'e bir yazı gönderen TBMM Başkanı, KHK'nın bir an önce görüşülmesini istedi. (Baştarafı l. Say/ada) önce görüşülmesi yönündeki gö- rüşlerine katılması uzerine, karar- natneyi gündeme almamakta di- renert İçişleri Komisyonu Başka- nı Galip Demirel'e bir yazı gönde- rerek, 413 sayılı KHK'nın bir an önce görüşülmesini istedi. TBMM Başkanı Kaya Erdem, KHK'nın doğrudan genel kurula indirilerek görüşülmesini isteyen SHP Grup Başkanlığı'na da bir yazı gonde- rerelc, "KHKlann hem komisyon- larda ve hem de genel kurulda ön- celikle ve ivedilikle görüşülmesi anayasa hiikmii geregidir" dedi. Erdem bugun TBMM'de grubu bulunan üç siyasi partinin grup başkanvekilleri ile de bir toplantı yaparak 413 sayılı KHK'nın TBMM'nin tatilinden önce görü- şülmesi isteğini yineleyecek. TBMM Başkanı Kaya Erdem dün saat 12.30'da Çankaya Köş- kü'ne çıkarak Cumhurbaşkanı 8. Avrupa Anayasa Mahkemeleri Konferansı Özal, Güneydoğu önlemlerini savıındu ANKARA (Cumhuriyel Bnro- su) — Cumhurbaşkanı Turgut Özal, bu yıl Turkiye'de yapılan 8. Avrupa Anayasa Mahkemeleri Konferansı'na katılan hâkimlere Güneydoğu'da alınan önlemleri savundu. özal, "Ülkemizin bü- tünlügünü ortadan kaldınnaya yönelik terör. anarşi ve bölücü olaylara uyguladığı zornnlu ön- lemlerin Türk anayasasının ve Av- rupa tnsan Haklan Sözleşmesi'- nin anılan hıikümlerine u>up uy- madığının tartışılması yerine alı- nan onlemlerin, temel bak ve öz- gürluklerin ihlali biçiminde deger- lendirilmesini anlamakta ve ka- bulde euçlıik cekmekteviz" dedi. Avrupa Anayasa Mahkemeleri Konferansı'na Cumhurbaşkanı özal'ın yanı sıra TBMM Başkauı Kaya Erdem, Devlet Bakanı Ercü- ment Konnkman, Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, Dışişleri Bakanı Ali Bozer, yargı organlan başkan- ları ile Avrupa ülkelerinden ana- yasa mahkemeleri başkan ve tem- silcileri katıldılar. Istiklal Marşı- nın dinlenmesiyle başlayan konfe- ransta açış konuşmasını yapan Anayasa Mahkemesi Başkanı Necdet Dancıoğlu, anayasa huku- ku konusundaki görüşlerini anla- tırken "1982 tarihli Türk anaya- sası, Avrupa tnsan Haklan Söz- leşmesi'nden büyük oranda esin- lenerek çağdaş, Batılı özgürlnk anlayışını amaçlamışür" dedi. Cumhurbaşkanı Özal da ko- nuşmasında, yargının önemini vurgulayarak anayasa mahkeme- lerine insan hak ve özgürlükleri- nin korunması, kollanması ve ge- liştirilmesinde evrensel işlev gör- düğünü söyledi. özal, 1982 Anayasası'nın 13. maddesinde temel hak ve özgür- lüklerin sımrlanmasına ilişkin hu- kümler olduğunu, ancak bunun Türkiye'nin de imzaladığı Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi hüküm- leriyle benzerlik içinde olduğunu kaydederek konuşmasını şöyle ta- mamladı: "Anılan sözleşmeye dayalı ola- rak ortaya konan şari ve pro- lokoller, devletimizce de avnen ka- bul edilip yüruriuge konduğu hal- de, insan haklannı ihlal iddiala- nnın ısrarla sürdunilmesini fark- b standart u)gulaması olarak gö- rüyonız. Bununla beraber. gerçek- çi lespit, yorum ve değerlendirme- lerin bn yanlışlan gidereceği ümi- dini konıyoruz." Akbıılut: KHK'lara süre konmalıydı ANKARA (Cumhuriyet Biiro- su) — Başbakan Yıldınm Akbu- lut, yasama yetkisinin kanun huk- münde kararnamelerle hükümete devredilmediğini, ancak KHK'la- nn yasalaşmalanıun bir süreye ta- bi tutulması gerektiğini söyledi. Akbulut, "kanun hükmünde ka- rarnamelerin kanunlaşmalan bir süreye tabi tuluhnalı>dı. Bana de- seier ki KHK'lar iyidir. gereklidir, ama buna bir muddet konması la- zımdır. Muddet de şu şu olmalı- dır. Buna benim iti'rez etmem mümkün değil" dedi. Akbulut so- ru uzerine KHK'ların yasalaşması için sınırlı bir süre düzenlemesi- ne gidebileceklerini bildirdi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Necdet DancıoğJu'nun "8. Avru- pa Anayasa Mahkemeleri Konfe- ransı"na katılan delegeler onuru- na dün akşam Ankara Hilton Oteli'nde verdiği kokteyle Cum- hurbaşkanı Turgut Özal, TBMM Başkanı Kaya Erdem, Başbakan Yıldınm Akbulut, Dışişleri Baka- nı Ali Bozer ve Devlet Bakanı Işın Çelebi de katıldı. Kokteylden ön- ce gazetecilerle sohbet eden Ak- bulut, ANAP iktidarları döne- minden önce de KHK çıkanldığını ve 1975'ten beri yasalaşmayı bek- leyen KHK'lar bulunduğunu anımsattı Turgut özal ile aylık olağan göruş- mesini yaptı. Görüşmede, TBMM Başkanı Kaya Erdem'in 13-20 ma- yıs tarihleri arasında gerçekleşti- rece|i Güney Kore gezisi ile ilgili cumhurbaşkanına bilgj verdiği bil- dirildi. TBMM Başkanlığı Basın Muşa- viri Engin Karapınar, yaklaşık bir saat suren görüşmeden sonra yap- tığı açıklamada, Cumhurbaşkanı özal ile TBMM Başkanı Erdem'- in görüşmelerinde Meclis çalışma- ları üzerinde durulduğunu, bu arada gündemde bekleyen KHK'lan konusunun ele alındığı- nı açıkladı. Cumhuriyet muhabirinin edin- diği bilgiye göre, Özal-Erdem gö- rüşmesi "olumln" bir havada ger- çekleşti. Görüşmede, TBMM Baş- kanı Erdem'in Meclis iç tüzük de- ğişikliğı çalışmalan konusunda Cumhurbaşkanı özal'a bilgi ver- diği, TBMM'nin daha hızlı çalış- ması gerekliliğı üzerinde durduğu öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, muhale- fetin TBMM'de "öncelikle ve ivedilikle" görüşülmesini istediği Güneydoğu ile ilgili 413 sayılı ka- rarname de görüşmede gündeme geldi. TBMM Başkanı Erdem'in olağanüstü hal uygulamaları ile il- gili kanun hukmündeki kararna- melerin Mecliste bir an önce go- rüşulmesinin anayasa hükmü ol- duğunu hatırlattığı, bunun gere- ği TBMM Başkanı olarak komis- yonlann gündemlerine müdahale hakkı bulunmadığını dile getirdi- ği ve Cumhurbaşkanı Özal'dan söz konusu KHK'nın bir an önce görüşülmesi konusunda "yardımcı" olması dileğini iletti. Edinilen bilgiye göre, TBMM Başkanı Erdem, Cumhurbaşkanı Özal'a SHP Grup Başkanhğı'nın söz konusu KHK'nın doğrudan genel kurula indirilmesi yönünde- ki yazılı başvurusunu da anımsa- tarak, "Ben, takdir edersiniz ki TBMM Başkanı olarak bu yazılı başvuruya bir cevap vermek durumundayım" dedi. Cumhurbaşkanı özal'ın KHK'ların TBMM'de "öncelikle ve ivedilikle" görüşülmesi isteğı- ne "olumlu" baktığını bildirmesj üzerine TBMM Başkanı Erdem, dün öğleden sonra bir dizi girişim- lerde bulundu. TBMM Başkanı Kaya Erdem, dün öğleden sonra, 413 sayılı KHK'yi gündeme almamakta di- renen İçişleri Komisyonu'nun ANAP'lı Başkanı Galip Demirel'e bir yazı göndererek, olağanüstü hal uygulaması iie ilgili KHK'la- rın TBMM'de bir an önce görü- şülmesi gereğinin bir anayasa hük- mü olduğunu hatırlattı. Erdem, Galip Demirel'e gön- derdiği yazıda, "TBMM'nin ka- nun hukmündeki kararname çı- karma yetkisini düzenleyen ana- yasanın 91. maddesi ile konan ge- nel hükümlere istisna mahiyetin- deki 121. maddesinin son fıkntsı- na göre, önceden Meclisten yetki alınmadan çıkarılacak kanun hukmündeki kararnameler için öncelik ve ivedilik şartının daha da kısa bir surede >«rine getirilme- sinin öngöruldügü anlaşılmakta- dır. Bu bakımdan komisyon gorü- şünün yeniden gözden geçirilme- sini ve söz konusu KHK'nın ön- celik ve ivedilikle görüşülmesini ri- GÜNEYDOĞL ÇIKARMASI — SHP Genel Başkanı tnönü, Güne>dogu gezisinin üçüncü gününde Uludere ve Şırnak ilcelerinde konuştu. tnönü, "Korucu sisteme karşıyız" dedi. (Fotoğraf: Banş Bil) CÖNEYT ARCAYÜREK yaz.yor Kim Güvence Verebilir? ANKARA — Meclis Başkanı Kaya Erdem'in çalışma masası üzerinde iki yazı duruyor. Birini SHP Grup Başkanlığı'na, öteki- ni İçişleri Komisyonu Başkanı Galip Demirel'e gönderecek. Yazıların yerini bulmasını bir süredir geciktiriyor. Dün saat 12.00'de TÖ ile yapacağı görüş- meyi bekliyor. ANAP iktidarında her şeyin başladığı ve bittiği yer (ianKöşk, sansürvesürgün ka- rarnamesinin Meclis'te görüşül- mesi isteklerine nasıl vazivet ala- cak? Köşk'ten bir işanet alınacak mı, yoksa TÖ de İçişleri Komisyonu Başkanı gibi "SS kararnamesi- nin gündemdeki yerine göre ele aiınmasına" yan mı tutacak? Ka- ya Erdem, kuşkusuz, komisyo- nun, gündemde sıraya giren "otayı" öncelikle ele alamayacağı yolundaki saviara akıl erdiremi- yor "Bir komisyon kendi gündemi- ne hakim değil mi" diye soruyor. Ülke yararları açıstndan günde- min alt sıralarında olan bir konu- yu ivedilikle görüşemez mi? Bu yetkiyi anayasa, içtüzük, demok- ratik gelenek ve görenekler bir komısyona vermişken Türkiye'nin son bir aydır uğraşageldigi SS kararnamesini ele almayı reddet- menin sagduyuya ilişkin haklı hangi gerekçesi olabilir? Erdem günlerdir, özellikle SHP'nin SS kararnamesini bir an önce Meclis'te görüşmeyi iste- mesinden sonra, hemen her tür- den oJanağı zorluyor. Parti yetki- lileri, ANAP grubu ile görüşme- ler yapıyor. Galip Demirel'in di- renmesine karşı, içtüzükte bir boşluk arıyor. Ne çare, Meclis Başkanı'nın komisyona doğru- dan talimat vermesi ya da SS ka- rarnamesini komisyondan geç- meden genel kurula doğrudan indirme yetkisi bulunmuyor. Du- rup durup, "Meclis Başkanı nın SS'i genel kurula neden ındirmediğini" sormasına karşın, Demirel bir olabilirlik göstermi- yor. Meclis Başkanı'na yardımcı olmak için kararnamenin komis- yonda hemen ele alınmasını sağ- layacak girişimde bulunmuyor. Erdem, görüşmelerden, yaptı- ğı ve yaptırdığı incelemelerden sonra Meclis Başkanı'nın elinde- ki olanakları sıralayan iki yazı yazmaya, birini SHP grubuna, ötekini durumu anlamazlıktan gelen Kpmisyon Başkanı Demi- rel'e göndermeye karar veriyor. Bu arada kamuoyunda bir bek- lenti var. Erdem'in Köşk'le yapa- cağı aylık görüşmede (dün), so- runa bir çare, bir çözüm bulabi- leceği umudundan söz ediliyor. Erdem, TÖ ile 2 mayısta görü- şecekti. Ne var ki TÖ, kıyı kent- lerimizde engin deneyimleriyie turizmi, dış ticareti, demokrasiyi esenliğe kavuşluracak konuşma- laryapmayı yeğlemişti. Buluşma düne kaldı. Meclis'e işlerlik ge- tirmeye, hemen her sorunun Meclis çatısı altında görüşülme- sine başkan olduğundan beri ça- ba harcayan Erdem'in, TÖ'den bir umudu olabilir mi? Kuşkusuz görüşme öncesi herhangi bir varsayımda bulunarak TO'den neler eseceğini kestirmek güç. Mecfis Başkanı "hemen her konunun ele alındığı" bu tür go- rüşmelerde SS kararnamesine değinileceğinden kuşku duymu- yor. Şayet TÖ, kararnamesinin demokratik anlayışla Meclis'te hemen görüşûlmesine istekli ol- saydı, Galip Demirel veya hükü- met, çok önceden yeşil ışık ya- kabilirdi. Olaya bu gelışmelerle bakılınca TÖ, "muhalefetin bir bardak suda fırtına yaratmak" amacıyla bu girişimlerde bulun- duğunu yine öne sürebilir. Hat- ta, konumu gereği Meclis'teki or- ganlara görüşme talimatı vere- meyeceğini öne sürebilir. Işine geldiği her olaya öncelik verdiği bilinen TÖ'nün, böyle bir tutum sergilemesi inandırıcı olmaktan çok uzak kalacak. Olsun! Yapay çoğunluğa dayanıyor ve SS'lerin Meclis'e gelmesini istemiyor ya, öne sürülecek her gerçek bir ka- pıdan girer, ötekinden çıkar. SS kararnamesinin Meclis'te enine boyuna müzakeresi gere- ği İnönü'nün Güneydoğu gezi- sınde bir kez daha kanıtlanıyor. Basına yansıyan haberlere göre Güneydoğu'da yöre halkı SS'ler- den çekinıyor. Sürgün ve sansür kararnamesinin çıkmasını nisan başındaki zirveye bağlıyor. Oysa TÖ'nün düzenlediği zir- vede liderlere ne sansürden ne de sürgünden söz edildi. Fakat sade insan, başkentin kavradığı kimi politika inceliklerim göz önünde tutmuyor. Zirve ve he- men ardından çıkan SS kararna- mesinde SHP liderinin de payı olduğu gibi bir inanç taşıdığı göz- leniyor. Onca tersine demeçten sonra ana muhalafetin daha du- yulduğu anda zirveyi kabul etme- sinin olumsuz etkiler yaratacağı- na değinenler, bugün haklı çıkı- yor. İnönü, gerçeği göstermek için gezi boyunca anlatıyor, an- latıyor. Ote yandan SS'in iktidann an- latmaya veya sindirmeye çalif^ ğı gibi sürgünlere yol açmayac* ğı, baskıyı pekiştirmeyeceği yo- lunda propagandaların bölge halkınca kabul edilmediği izleni- mi, İnönü'nün gezisiyle yeniden güncelleşiyor. SS'in Meclis'te şu ya da bu nedenle görüşülmesi zorunluğu bir kez daha kesinle- şiyor. Erdem'i kabulünden önce TÖ, dün başlayan 8. Avrupa Anaya- sa Mahkemeleri Konferansı'nda 22 Batılı temsilciye "Ülkemizin terör, anarşi ve bölücü olaylara karşı uyguladığı zorunlu onlem- lerin temel hak ve özgürlüklerin ihlali biciminde değerlendirilme- sini anlamakta ve kabulünde güçlük çekmekteyiz" diyor. Bu sözler Batılı anayasa mahkeme- leri temsilcilerinde etkili oluyor mu acaba? Batının kimi ülkelerinde bölü- cülük, bağımsızlık hareketleri yıl- lardır sürüp giderken SS benze- ri yasa ya da kararnameler çıka- rıldı mı? Yabancı anayasa mah- kemesi üyeleri TÖ'ye yanıt ver- meye kalksalar birçok ülkedeki uygulamalardan örnekler suna- bilirler. Içimizi inandıramadığımız öğelerde, dışarıyı inandırmanın güçlüğü ortada. Kararname öne sürüldüğü gi- bi uygulanmayacakmış. TÖ ile ik- tidann savı bu içerikte. Ancak ka- rarname varlığını sürdürecek, ik- tidara göre yeri ve zamanı geldi- ğinde uygulanmayacağına kim güvence verebilir? ca ederim" dedi. tçişleri Komisyonu Başkanı Ga- lip Demirel, TBMM Başkanı Er- dem'in yazılı uyarısı ile ilgili her- hangi bir yorumda bulunmaktan kaçındı. İçişleri Komisyonu'nun bu hafta açıklanan gündeminde 413 sayılı KHK'ya yer verilmiyor. TBMM Başkanı Kaya fcrdem, SHP Grup Başkanhğı'nın 413 sa- yılı KHK'nın doğrudan TBMM Genel Kurulu'na indirilerek görü- şülmesini isteyen yazılı başvurusu- nu da dün yanıtladı. hrdem, SHP Grup Başkanlığı- na gönderdıği yazıda, kanun tasan ve tekli fleriyle kanun hukmündeki kararnamelerin Meclis komisyon- larında görüşüldükten sonra genel kurula sunulmasırun anayasa ve iç tüzük gereği olduğuna dikkati çe- kerek, "Bu nedenle de kanun huk- mündeki kararnamenin komis- jonda göriişulmeden genel kuru- la sunulması söz konusu olamaz" dedi. Erdem SHP Grup Başkanlığı^ na gönderdıği yazısında, anayasa- nın 121. maddesinin son fıkrası- na göre, önceden Meclisten yetki alınmadan çıkarılacak KHK'lar için "öncelik ve ivedilik" şartının daha da kısa sürede yerine getiril- mesi gerekliliğine dikkati çekerek, şu görüşlere yer verdi: "Bilindiği üzere, içtüzük degişik- ligi konusunda başkanlıgımızca baslaulan ve siyasi parti gnıplan- nın müştereken sürdürdükleri ca- ltşmalar son aşamasına gelmiş olup, sizierin de deslegi ile Mecli- sin yaz latiline girmeden sonuç- landınlması mumkun gorulmek- tedir. Anayasanın 121. maddesi son fıkrası bükmü gereği olarak kanun hukmündeki kararnameler ile ilgili düzenlemeye de bu içtü- zük degişikliği teklifinde yer veril- miş bulunulduğnndan göriişmele- rin tamamlanıp, karara bağlan- raası Ue konu hakkındaki tartış- malar da sona erecektir. Bilgile- rinizi rica ederim." TBMM Başkanı Kaya Erdem, bugün ANAP, SHP ve DYP grup başkanvekilleri ile bir araya gele- cek. Erdem'in bugün üç partinin grup başkanvekilleri ile yapacağı toplantıda iç tüzük değişikliğinin TBMM tatile girmeden çıkanlma- sı ve başta 413 sayılı KHK olmak üzere gündemde bekleyen KHK'lann Mecliste bir an önce görüşülmesi için parti yöneticile- rinden katkıda bulunmalarını is- teyeceği öğrenildi. İnönü, Uludere ve Şırnak'ta Kadeıimiz ortaktırÜMİT ASLANBAY ULUDERE / ŞIRNAK — SHP Genel Başkanı Erdal lnönü, Do- ğu ve Doğu insam ile Türkiye'nin kaderinin ortak olduğunu belirte- rek "Gerçek demokrasi Dogu'ya gelince tüm Türkiye'ye gelecek demektir" dedi. SHP lideri, Güneydoğu gezisi- nin üçüncü gününde Hakkâri'nin Uludere ve Siirt'in Şırnak ilcele- rinde halka hitaben konuştu. tnö- nu, Uludere'dekı konuşmasında buradaki vatandaşlara "Yahnz dc- gilsiniz, sizin kaderiniz bizim ka- derimiz. Hepsi aynıdır, kadeıimiz ortakür. Sizi kaderinize bırakma- yacağız" diye konuştu. "Sürgüne, sansüre hayır", "De- mokrasi ve eşhlik istiyonız", "Sı- luyönetimsiz yaşamak istiyonız" pank'artlarmı taşıyan ve Inönü'yü coşkuyla karşılayan Uluderelilere hitaben SHP lideri İnönü, "Sizi kandınyortar, biz hükümetin öne- rilerini kabul etmedik. Sürgüne karşıyız" dedi. tnönü, şöyle devam etti: "De- mokrasi içinde bünin sorunlan çözeriz. 40 senedir demokrasi için- de yaşayalım diye uğraşıyonız. Si- irt, Şırnak, Uludere'de insanlara baskı yapılıyorsa, Türkiye'de de- mokrasi olmuyor, yürümüyor de- mektir. Buradaki vatandaşın hak- kı yeniyorsa, Ankare'dakinin de hakkı yeniyor demektir. Bu ülke için sizin atalannız, babalannız ugraştılar, beraber devlet kurdu- lar, şimdi bu ülkenin nimetlerin- den de beraber yararlanmalıyız. A>nlıkçı hareket nedeniyle size baskı yapılmasına ve korucaluk sistemine karşıyız." SHP lideri, devletin, insanlann güvenliğini korumakla görevli ol- duğunu, ama "bölgeye mabsus usuUeri" kullanamayacağını anla- tarak "Bunlar hep bugünkü ikti- dann halalan, beceriksiziUdcri- dir" dedi. lnönü, Güneydoğu'da- ki olaylann kapatılmasına, sansü- re ve Kürtçenin yasaklanmasına karşı olduklannı ifade ederken de şöyle konuştu: "Hepimiz ba ülkenin evlatlan- yız. Hepiaiz ba ülkenin sahibiai- niz, devletin silahlan halka karjı olmamalıdır. Gerçek demokrasi buraya gelince tüm Türkiye'ye ge- lecek demektir. Biz bep beraber vaşayacagız. Çıkanmız buradadır. Aynlmak çıkanmıza degildir. Aranıza yapma aynbklar koya- yortar. Bunlar işinıİzi zorteştmyor. Bir devlet kurulmuştur, bu devle- tin kurulmasında hep birlikte ça- ba gösterdik. Şimdi birlikte yasa- malıyız. Birlikte olursak yasaklar- dan, sürgünden, sansürden bep birlikte kurtulunız. Siz burada ia- san gibi yaşayamazsanız biz de Ankara'da insan gibi yasayama- yız." . . SHP lideri öğleden sonra var- dığı Şırnak ve Eruh'ta yaptığı ko- nuşmalarda da ANAP iktidarının beceriksizliklerinin bölgedeki so- runu büyüttüğünü ve Türkiye'de işlerin iyiye gitmediğini söyledi. tnönü, "sürgün-sansür kararna- mesini" eleştirerek, "Demokrasi- de böyle şey olraaz. Gazetelere sansür olmaz. Olan şey boşuna gitmiyorsa alışırsın, yanlış ise dü- zeltirsin. bunu yasaklamak dikta- törlüklerde olur. Turkiye'de dik- tatörlük istemiyoruz" dedi. tnönü geceyi gecirdiği Sürt'te de coşkulu bir kalabalık tarafından karşılandı ve bölgede huzurun gerçek demokrasiyle herkese eşit davranışla sağlanacağını anlattı. Demirel Şanlıurfa'da Tencerelerde taş kaynıyor GAP'm 10 yıl geciktiğini, 10 yıl daha gecikmeye tahammülü olmadığını belirten DYP Genel Başkanı Demirel, Şanlıurfa'nın Birecik ilçesinde yaptığı konuşmada "Kırmak yok, dökmek yok, vurmak yok" dedi. HAKKI ERDEM MEHMETFARAÇ ŞANLIURFA — GAP gezisini sürdüren DYP Genel Başkanı Sü- leyman Demirel, Şanlıurfa'nın Bi- recik ilçesinde içinde taş kaynatı- lan kazanla karşılandı. Demirel, iktidarın tencereyi düşünecek ta- katta olmadığını bildirerek "Ya gil, millet ba işi ehline versin. Ya da bu tencereyi düşüoün" diye konuştu. Demirel, GAP gezisinin üçün- cü gününde Şanlıurfa'nın Birecik, Suruç ve Hilvan ilcelerinde konuş- tu. Demirel, GAP'ın 10 yü gecik- tiğini ve 10 yıl daha gecikmeme- sini istediklerini bildirerek proje- ye günde 5 milyar lira harcandığı yolundaki açıklamaJara "Günde 5 milyar yetmiyor, 5 daha koyun,' projeyi geciktirmeyin. Zaten lira- da güç bırakmadınız ki" karsılı- ğını verdi. Demirel, Şanlıurfa'nın ilcele- rinde yaptığı konuşmalarda da Güneydoğu olaylanna kapalı bir biçimde değinerek vatandaşların devletin karşjsmda yer alarak so- runların çözülemeyeceği görüşü- nü anlattı. Demirel şunları söyledi: "Kırmak yok, dökmek yok, vurmak yok. Hamile kadınian, çocaldan öldürmek, köyleri yak- makla sonınlann çaresi buluna- maz. Devletin karşısında yer al- makla çare bulunamaz. Sandık önünüze gelecek, emaoeti ehline vereceksiniz." Birecik'te içinde taş kaynatılan bir kazan ile karşılanan Demirel, bu olayın vatandaşın durumunu en iyi biçimde anlattığını belirtti. Vatandaşlara üç kez "Tencereniz- de ne kaynıyor?" diye soran ve "Taş" yanıtını alan Demirel, böy- le bir durumun ülkedeki sıkıntıyı gösterdiğini belirterek "Devlet- ten, iilkeyi yönetenlerden buna çare bulması beklenir" dedi. De- mirel sözlerini şöyle sürdürdü: "Ülkede eger vatandaş 'Tence- remde taş kayruyor, dert kaynı- yor, ezildim, yıkıldım' diyorsa oJ- keyi yönetenler, 'Ne yapalım ezil- meselerdi, yıkılmasalardı' diye- mezkr. O zaman onlara, 'Niye yönetmeye talip oldun, ne otunı- yorsun orada?' denir. Bngün Türkiye'nin sıkınüsı emanetin eh- line verilmemesidir. 'Bunu siz verdiniz' diyorlar. Vatandaş bu- nu 'Al keyfet' diye vennedi. Sen- den bir şey umdu da verdi. Bir şey btüamaymca da 'Çek gıt' dedi. Ya gil, millet ba işi ehline versin, ya da bu tencereyi düşün. Bunlar tencereyi düşünecek takatte degU. Böyle olsaiardı, bu tencerede taş kaynamazdı. Çorba olurdu." Kitabevinde çalışacak tecrübeli erkek SATIŞ ELEMANI aranmaktadır. MÛracaat Kitap Saray Babıali Cad. No: 14 Tel: 522 52 13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle