Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 MAYIS 1990 KÜLTUR-SANAT CUMHURİYETJ5
Egon Schiele sergisi
• Kültür Servisi — Ekspresyonizm akımmın
temsilcilerinden olan Avusturyalı ressatn Egon Schiele'nin
(1890-1918), 100. doğum yıldönumü nedeniyle Viyana
Tarih Müzesi'nde (Historisches Museum der Stadt Wien)
sanatçıya ait belge veresimlerdenoluşan bir sergi
düzenlendi. Schiele'nin, geçen yıl 1911 yılından itibaren
gerçekleştirdiği ve elde bulunan çizimleri yayımlanmıştı.
Viyana Tarih Müzesi'nde ekim 1990 tarihine kadar
"Erken Olgunluk-Ebedi Çocukluk" adıyla açık kalacak
olan sergide, sözü edilen yayının devamı niteliğindeki
yapıtlar yer alıyor. 12 yağlıboya resim ile kâğıt üzerinde
gerçekleştirilmiş 67 çalışma, Schiele'nin günlük yaşamına
ilişkin eşyalarla birlikte sergide izlenebilecek. Egon
Schiele'nin "Ida Roessler'in Resmi" adlı yapıtı (yukanda)
sergide yer alan çalışmaları arasında.
Galatasaray Lisesi şenlikleri
• Kiiltür Servisi — Her öğrenim yıh sonunda Istanbul
liseleri ve amatör gruplann kaülımıyla gerçekleştirilen
"Galatasaray Lisesi Kültür Şenliği"nin yedincisi bugün
Beyoğlu'ndaki lise binasında başladı. Liseler arası
kültürel iletişimin kurulması, dostluk ve kaynaşmanın
sağlanması amacıyla düzenlenen kültür şenliğinde film ve
video gösterileri, tiyatro oyunları, müzik konserleri, şiir
söyleşileri ve konferanslar düzenlenecek. Etkinlikler
kapsamında aynca bilardo ve satranç turnuvaları
düzenlenecek. Tüm etkinliklerin ucretsiz olarak
izlenebileceği ve 8 hazirana kadar sürecek olan kültür
şenliği, bugün saat 16.00'da Galatasaray Lisesi MUdürü
Prof. Dr. Yıldızhan Yayla'nın açılış konuşmasıyla
başlayacak. "Bulutsuzluk Özlemi"nin saat 16.30'daki
konserinden sonra Alexandre Askoldov'un "Komiser"
adlı filmi saat 19.30'da izlenebilecek.
Briç Şampiyonası'nı BÜ kazandı
• İstanbul Haber Servisi — Türkiye'nin çeşitli
bölgelerinden 13 universite takımının katıldığı ve ilk kez
gerçekleştirilen "Parliament Üniversitelerarası Dörtlü
Takım Briç Şampiyonası"nı Boğaziçi Üniversitesi
kazandı. Geçen cumartesi ve pazar günleri İstanbul Etap
Oteli'nde düzenlenen turnuvada İstanbul, İstanbul
Teknik, Marmara, Boğaziçi, Ankara, Gazi, Ortadoğu
Teknik, Bilkent, Hacettepe, Erciyes, Dokuz Eylül, Ege ve
Çukurova universitelerinin ekipleri karşı karşıya geldiler.
Şampiyon oian Boğaziçi Üniversitesi'nin kupası "Bizim
Tepe"de düzenlenen "Parliament Briç Gecesi"nde
veriürken, takım oyuncuları Turkiye'nin beUi başh briç
ustalarıyla tanışma fırsatı buldular.
Tıyatro FestJvali'nde bugün
• Kültür Servisi — 2. Uluslararası tstanbul Tiyatro
Festivali bugün "Aldatma" ve "Mefisto" adlı oyunlarla
devam ediyor. Klaus Mann'ın aynı adlı yapıündan Ariane
Mnouchkine'in sahneye uyarladığı "Mefisto", Ankara
Sanat Tiyatrosu tarafından bugün saat 17.30 ve 20.30'da
Harbiye Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu'nda izlenebilecek.
Tiyatro Stüdyosu ise bugün saat 20.30'da Taksim
Sahnesi'nde Harold Pinter'ın "Aldatma"sını sergileyecek.
"Aldatma"da başlıca rolleri Zuhal Olcay, Haluk Bilginer
ve Ahmet Levendoğlu paylaşıyorlar.
Ttirkiye-Japonya ilişkileri
• İSTANBUL (AA) — Türkiye ile Japonya arasındaki
dostluk ilişkilerinin 100. yıldönümü nedeniyle düzenlenen
kutlama törenlerine katılacak 9 kişilik klasik Türk
müziği topluluğu Japonya'ya gitti. Dışişleri, Kültür ve
Turizm bakanlıklarmın İcatkılanyla gerçekleştirilen gezi
süresince, klasik Türk müziği topluluğu Japonya'nın
çeşitli kentlerinde konserler verecek. Klasik Türk müziği
topluluğunda Inci Çayırlı, Rıza Rit, Bekir Sıtkı Sezgin
solist olarak, Hilmi Rit, Ahmet Hamdi Rizeli, Kutsi
Sezgin, Fahrettin Yarkın, Ömer Şatıroğlu ise saz
sanatçılan olarak yer alıyor.
"Çirkinleşen İstanbuP
• Kültür Serrisi — tstanbul Boğaziçi Rotary Kulübü'nün
düzenlediği "Çirkinleşen İstanbul" konulu fotoğraf
yarışması sonuçlandı. Herkesin katılımına açık olarak
düzenlenen yanşmaya gönderilen 135 fotoğraf, SamiGüner,
Ersin Alok, Nilüfer Göle, Ahmet Öner Gezgin ve tnal
Göral'dan oluşan seçici kurul tarafından değerlendirmeye
alındı. Seçici kurulun dün yaptığı toplantı sonunda, Murat
Güney'in fotoğrafı birinci, Nuri Kaya'nın fotoğrafı ikinci ve
Koray Erkaya'nm fotoğrafı ise uçuncu seçildi. Ayrıca,
Levent Yalınay, Ayda Uludağ Alpat, Kazım Zaim ve Hakan
Güneş'in fotoğrafları mansiyon kazandı. Yanşmaya katılan
fotoğraflann yer aldığı Taksim Vakkorama'daki sergiyi
izleyenlerin oylarıyla belirlenen "Halk Jurisi" Ödülü'nü
Zafer Cansever'in fotoğrafı kazandı. Taksim Vakkorama
Sergi Salonu'nda düzenlenen ödül töreninde, birinciye 3
milyon lira, ikinciye 2 milyon lira ve uçüncuye 1 milyon lira
para ödülü verilirken yanşmaya katılan diğer fotoğraf
sahiplerine başan plaketi sunuldu.
TEŞEKKÜR
Sezon boyunca her köşesi "hammelı" kokan Cemaî
Reşit Rey Konser Salonu'nda bir dızi düzeyli kültürel
etkinlik izledik. Bize bu ortamı hazırlayan konser
salonunun her kademedeki hamm çalışanlanna ve diğer
görevlilerine tüm bemşehrılerim adına teşekkürü bir
borç btlırim.
BİR HANIM
SÜREKLİ - İ2LEYİCİ
MUZİKFİLİZALİ
Türkiye'nin ilk opera sanatçısı Semiha Berksoy geçenlerde 80yaşına bastı
Sekseninde bir primadonnaSemiha Berksoy'un mücadelesi
hep opera içindi. Hem sesine hem
de oyun gücüne güveniyordu. Hiç
kimseye ödün vermedi. 1972
yılında emekli oldu ve bugün 80
yaşında. Resim yapmaya, şarkı
söylemeye, filmlerde oynamaya,
yaşamdan doyum almaya devam
ediyor.
Curahuriyet tarihimizin ilk opera sanat-
çısı, Atatürk ödülü sahibi soprano Semi-
ha Berksoy, geçen hafta 80 yaşına girdi. Ya-
şı 80, ama ruhu ve yüreği 30'unda bile de-
ğil Semiha Berksoy'un. Her dakikası mü-
cadele Ue geçen hayat hikâyesinin opera bö-
lüınü 1928 yılında başlıyor aslında.
O yü Semiha, İstanbul Belediyesi Kon-
servatuvarı'nda Nimet Vahit Hanım'ın san
sınıfına giriyor. Hemen ertesi yıl, yanı
1929'da Musorgsky'nin Sadko operasından
ve Puccini'nin La Bobeme operasından ar-
yalar söyleyebilecek düzeye gelen Berksoy,
aynı yıl Güzel Sanatlar Akademisi'ne de
kaydolup Namık tsmgil'in atölyesinde ça-
lışmaya baslıyor.
Semiha Berksoy'un gençlik yılları fırtı-
na gibi. Çünkü bir koltuğa iki karpuz sığ-
dırmak şöyle dursun o, üç karpuz sığdır-
maya karar verip 1930 yılında Darülbe-
dai'nin Tiyatro Okulu'na da girmeyi başa-
nyor. 1931'de Paris'te çekilen Uk Türk fil-
mi İstanbul Sokaklan"nda rol alıyor. öğ-
renciliği devam ederken Nâzım Hikraet'ın
"Kafatası" oyunu ile sahneye çıkan Berk-
soy, bu oyunun hemen ardından müziğini
Hasan Feril Alnar'ın bestelediği "Yalova
Türknsa"nde başrol oynuyor (1932).
1933'te Schiller'in Hile ve Sevgi'sinde Lu-
isa MüUer rolünü canlandıran sanatçı, ay-
nı yıl Süreyya operetine geçip "Emir",
"Çardas", "Maskot", "LeMebid Horhor"
operetlerinde primadonna rollerine çıkıyor.
1934 yıh geldiğinde Semiha, resmen Şehir
Tiyatrosu'na girmiştir artık. Ekrem ve Ce-
mal Reşit Rey kardeşlerin "Lüküs Hayat"
operetinde Mısırh Atıfet rolunu canlandı-
rıp çok başanh olunca, Rey kardeşler Se-
miha için Tbsca operasını Türkceye çevir-
meye baslıyor, bir yandan da J. Strauss-
un "Yarasa" operetini sahneye koyuyorlar.
Semiha Berksoy, Yarasa'da hem Adele ro-
lünü oynuyor hem de Bedia Muvahhid'in
oynadığı Rosalinde'nin bütün şarkılarını
söylüyor. Yani kısacası, Bedia'nın oyunu-
nu seslendiriyor.
1928 ile 1934 yılları arasında hızla, şim-
şek gibi yükseliyor sahnelerde Semiha
Berksoy. Yükselişin doğal sonucu olarak
Atatürk'ün de dikkatini çekiyor ve Iran Şe-
hinşahının Atatürk'ün davetlisi olarak
Türkiye'ye yapacağı ziyaret şerefine Adnan
Saygun tarafından bestelenen ilk Türk ope-
rası Özsoy'da basrol oynuyor. Bu operada
hocası Nimet Vahit Hanım ile sahneyi pay-
Iaşıyor (19 Haziran 1934).
Bu olay, Semiha Berksoy'a Avrupa ka-
pılanm açıyor. Kazandığı devlet bursu ile
1936'da Berlin Yüksek Müzik Akademisii
ne kabul edilince Semiha Berksoy'un ya-
şamında yepyeni bir dönem başlamış olu-
yor. 1937'de Berlin Büyukelçimiz Hamdi
Bey'in bir davetinde konser veren Semiha
Berksoy, Alman Dışişleri Bakanı von Rib-
RUHU VE YÜRECt OTLZUNDA — Yaşı 80, ama ruhu ve yüregi 30'unda bile degil Semiha Berksoy'nn. Her dakikası mücade-
ieyle geçen yaşamöyküsttnün opera bölümü ise 1928 yılında baslıyor. (Fotoğraf: Sababattin Ali arsivinden)
bentropfun dikkatini çekiyor ve kendisi-
ne Berlin Radyosu'nda konser verme ola-
nağı tanınıyor. Semiha Berksoy 1938'de
Berlin Radyo Senfoni Orkestrası eşliğinde
Madama Butterfly ve Cavalleria Rustica-
na operalanndan aryalar, 1939'da Wagneı*
in Uçan Hollandah operasından Senta'nın
aryasını söylüyor ve bu konserler Berlin
Radyosu'ndan dünyaya yayımlanıyor.
Aynı yıl Richard Strauss'ün 75. doğum
yüdönümü dolayısıyla düzenlenen festival-
de, bestecinin Ariadne auf Naxos opera-
sında Ariadne rolünü oynamak üzere se-
çiliyor Berksoy. Strauss operalannm en zor
partilerinden biri olan Ariadne rolü için bir
Türk sopranonun seçilmiş olmasının öne-
mini göz ardı etmeyelim. Böylece Semiha
Berksoy'a dünya çapında kariyer yapma
kapıları açılmıştır, ama o Berlin Stadtso-
per ile angajman yapabilecekken "memle-
ketim de memleketim" diye tutturur ve
akademiyi bitirir bitirmez döner memleke-
tine. Çünku Türkiye'de opera kuracaktır,
büyük emelleri vardır, ülkesine hizmet ede-
cektir. Wagner, Strauss söyleyebilen bu
yüksek dramatik soprano çok güçlü, vo-
lürnlu ve geniş bir sese sahiptir. Almanca-
sı mükemmeldir. Alman şefPraetorius'un
Ankara'da çalıştırdığı Riyaseticumhur Fi-
larmoni Orkestrası eşliğinde Türkiye'de ilk
Wagner konserini verir Berksoy (1940). O
sırada Türk Tiyatro ve Opera Okulu'nu
kurmakla görevli olan unlu Alman Tiyat-
ro ve Opera RejisörU C«rl Ebert, Semiha-
nın sesini duyunca, "Artık operaya
başlayabilirinT dıyerek hazırlıklanm hız-
landınr ve 2 Nisan 1941'de Pucdni'nin Tos-
ca operasının ikinci perdesi Ankara'da Hal-
kevi'nde ilk kez sahnelenir. Tosca'yı Semi-
ha Berksoy, Polis Mudurü Baron Scarpi-
a'yı Nurullah Şevket Taşkıran, Cavarodos-
si'yi de Nihat Kızıltan oynamaktadır. Lütfi
Ay (1941 yıh ilkteşrin ayında Maarif Mat-
baasında iki bin beş yüz adet basılan) Gü-
zel Sanatlar dergisindeki Tosca yazısına
şöyle başlar: "Devlet Konservatuvan geçen
hazirandan beri Uk opera teınsillerinin üze-
rinden daha bir sene gecmeden bize ikinci
bir operayı Tiirkçe olarak dinlemek zevk
ve fırsatı verdi... daha perde açılır açılmaz
N.Ş. Taşlaran ve S. Berksoy, bize birinci
perdesini sejTettiğimiz bir Tosca'nın devam
etmekte oldugu intibaını vererek rollerini
gerek ses ve gerek temsil bakımından hiç
aksatmadan başardılar."
Berksoy'un Tosca'daki büyük Iıaşarısı
Butterfly Ue de devam ediyor ve Carl Ebert,
onun için Beethoven'in Fidelio operasının
sahnelenmesine karar veriyor ve işte tam
o sırada Türklerin o en büyük illeti olan
kuyu kazma, ayak kaydırma girişimleri
baslıyor. Kafası kızan Semiha kalkıp dö-
nüyor Berlin'e. Niyeti oraya yerleşmek ve
operada kariyer yapraak bu kez. Yıl, sava-
şın gitgide sıcaklaştığı 1941 yıh. Berlin
bombalanmakta. Nitekün Dresden'de ver-
diği bir konser dönüşü kaldığı evin bom-
balanarak yanıp kül olduğunu görüyor
Berksoy. Zarannı tazmin eden Alman hü-
kümetinin katkılarıyla yurda dönmek zo-
runda kalıyor sanatçı. 1943'te Ercüment Si-
yavuşoglu ile evlenip tstanbul'a yerleşiyor,
arada sırada konserler veriyor, Zeliha'yı
dünyaya getiriyor, aile yaşamına adapte ol-
maya calışıyor. Ancak operanın cazibesin-
den kurtulması olanaksız Berksoy'un.
1946'da Ebert'in isteğiyle yine Ankara'ya
gittiğini görüyoruz Semiha'mn. Göze göz,
dise diş savasmaktadır Ankara'daki cadı
kazanında. Her şeye rağmen Cavalleria
Rusticana, Tiefland (1950), Fidelio ve Tos-
ca (1952), operalarında basrolleri oynar ve
onu sahnede dinleyip hayranlıktan dilini
yutan Alman kültür ataşesinin tavsiyesi ile
Bayreuth'a çağnlır, orada NVolfgang Wag-
ner ile tanışır. Belki de bu kez Almanya
1
da kalabilecektir, ama aile ve memleket yi-
ne ağır basar ve geri döner Berksoy.
Semiha Berksoy'un mücadelesi hep ope-
ra içindi. Hem sesine hem de oyun gücü-
ne güveniyordu. Hiç kimseye ödün verme-
di. Çok kafası kızdı mı kalkıp Viyana'ya,
Münich'e, Berlin'e gitti, oralarda konser-
ler verdi, giîzel kritikler aldı, o kritikleri
dosyasına koyup yine evine döndü. Tür-
kiye'de bugün bile kimse VVagner söyleye-
mezken o, değerli piyanist Mithat Fenmen
ile birlikte VVagner konserleri dizileri yap-
tı yıllarca. Semiha Berksoy, 1972 yılında
emekli oldu. Bugün 80 yaşında. Resim yap-
maya, şarkı söylemeye, filmlerde oynama-
ya, yaşamdan doyum almaya devam edi-
yor Türkiye'nin ilk opera sanatçısı Semi-
ha Berksoy.
Faruk Yener'in yeni kitabı yayımlandı
Müzik evreninde
bir gezinti
Şu Eşslz Miizik Sanatı / Faruk Yener / Cem
Yaymevi / tstanbul, 1990 / 292 sayfa.
Faruk Yener bu kitabında miiziğe âşık her insanın
merakını giderecek konuların çoğuna değinmiş.
SIRADIŞI VE KEYtFLİ — Sadako Yokoyama, Emin Özistek, Ayşegnl Soyer-Kınnanoglu, Ertağrul
Köse ve SiUeyman Alnıtemiz'den oluşan beşli değişik, sıradışı ve keyifli programlarıyla ilgi çekiyor.
Boğaziçi Üflemeli ÇalgılarBeşlisi bir oda müziği konseri verdi
'Oda'dan saloııa müzik
Sıcak, samimi, iç içe ortamlarda asil benliğini
cömertçe gösteren oda müziği, kişıliği olmayan,
tümüyle yabancı konser salonlarında içine kapanıp
kabuğuna çekiiir oldu.
Oda müziği ne nankör uğraş oi-
du zamanımızda. Oysa 16, 17, 18.
yüzyıllarda kendini biraz yontul-
muş sayan, azKik mürekkep yala-
mış, toplumda az çok yeri olan
herkesin mutlaka, ama mutlaka
bir müzik aleti çalması gerektiği
zamanlarda oda müziği yapmak,
ne bileyim günümüzde araba sa-
hibi olmak kadar zaruri bir ihti-
yacü. Rönesans'tan bu yana şık gi-
yinmiş hanım ve beylerin yayh çal-
gılar, klavsen, gitar veya lavtaları
ile birlikte sıcak bir aile ortamın-
da rnüzik yapuklarını ünlü res-
samlann tablolannda görüyoruz.
Gelgelelim muzik, sıcak aile orta-
mındaki yerini çok uzun zaman
komyamadj. Insanlar müziği kon-
ser salonlarında ya da görkemli
opera binalannda dinleme ahş-
kanlıklan edinmeye başiadıklann-
da, en büyük darbeyi tabii ki oda
müziği yedi. Sıcak, samimi, iç içe
ortamlarda asıl benliğini cömert-
çe gösteren oda müziği, kişiliği ol-
mayan, tümüyle yabancı konser
salonlarında içine kapanıp kabu-
ğuna çekiiir oldu.
Son yıllarda oda müziğıne ye-
niden bir dönüş var müzik çevre-
lerinde. Özelh'kle gençler yöndiyor
artık oda müziğine. Batı'daki ye-
niden uyanış henüz bize tam an-
lamıyla sirayet etmedi, ama "Bo-
ğaziçi Üflemeli Çalgılar Beşlisi"-
nin birkaç yıldır surdürduğu ba-
şanlı çahşmalar ulkemizde de oda
müziği modasının çıkmasma öna-
yak olabilir.
istanbul Devlet Senfoni Orkest-
rası'ndan dört arkadaş ile birinin
flütcü eşi, senfonik çalışmalan Ue
yetinmeyip daha değişik repertu-
' arlara el atmaya ve ahaliye oda
müziğini sevdirmeye karar vermiş-
ler. Sadako Yokoyama flüt calıyor
bu toplulukta. Obuayı eşi Emi*
Özistek, klarineti Ayşegül Soyer-
Kırmanoğlu, kornoyu Ertatral
Köse, fagotu Sükyman AimıkmtL
calıyor. Renkli, değişik, sıra dışı ve
keyifli programlan ile ilgi çekiyor
konserleri... 25 Mayıs 1990 Cuma
akşamı Yapı Kredi Sanat Gecele-
ri kapsamında verdikleri konser-
de beşli, 17. yüzyıldan 20. yuzyı-
la uzanan Rameau, Hayda, Ohaa
Baraa, Jacqaes Ibert, İeaa Fraa-
çais, Malcolm AraoU, F o n c fv-
kas gibi her ülkeden bestecinin
eserlerinden oluşan bir program
sundular. Eserlerin secimi akıllı-
ca, süreleri tam dozunda, yorum
ise ustaca idi.
Muzik yazarı Faruk Yener,
kırk yıldır bıkmadan usanmadan
müzikle uğraşmayı sürdurüyor.
Yine yaklaşık kırk yıldır aralık-
sız ürettiği radyo programlan ya-
nında gazete ve dergilerde yazdı-
ğı muzik yazılanyla tanınan Fa-
ruk Yener gelmiş geçmiş tüm
müzik yazarlarımız arasında en
verimlisi kuşkusuz.
1945 yılında yayımlanan Mu
siki Lügati'nden bu yana Küçük
Batı Müziği Ansiklopedisi
(1950), Ünlü Operalar (1958),
100 Opera (1964), Müzik Kılavu-
zu (1972,1975,1979, 1984), Mü-
zik (1985), Müzikte Kim Kimdir,
Ne Nedir (1988) adlı kitaplarına
bir yenisini ekJedi Faruk Yener.
Cem Yaymevi'nce yayımlanan
yeni kitabımn adı "Şu Eşsiz Mü-
zik Sanab".
Faruk Yener, bu kitabında
muziğe âşık her insanın merakı-
nı giderecek konuların çoğuna
değinmiş aşağı yukarı. örneğin
kitabm ilk makalesi "tstanbul'-
da Üntü Bestedler, Liszt ve
Başkalan" adını taşıyor ve yazar
bir yandan Liszt'in renkli yaşa-
mını, hayatına giren soylu kadın-
ları anlatırken bir yandan da bu
unlü virtüoz-piyanistin Istan-
bul'a gelişini ve kalışını hikâye
ediyor, ayrıca Osmanlı tmpara-
torluğu'nun son dönemlerindeki
Batıya yönelişle ilgili bilgiler ve-
riyor.
Faruk Yener, 292 sayfalık bu
kitabında birbirinden değişik
müzikal konulara değinerek,
KIRK YILDIR MÜZtKLE —
Faruk Yener 40 yıldır müzikle
nğraşmayı snrdüriiyor.
okuyucunun merakını uyandır-
mayı başanyor, yaaları anekdot-
larla süslüyor, mürisyenlerin çe-
şitli garipliklerini anlatarak renk-
lendiriyor, konuları. Yazılardan
birinde deha ile delilik arasında
sadece kıl payı olduğundan soz
ederken bir başka yazısında or-
kestra üyeleri ile şefler arasındaki
ezeli ebedi mücadeleye definiyor
örneğin.
Yener'in kitabında Bayreuth
Festivali'nin öyküsünun yanında
müzik ve çiçek ilişkisini ya da
opera sanatındaki doktorlan, ta-
rihteki kadın bestecileri, opera-
lardaki ayyaş tipleri, bestecilerin
son anlarında neler söyledikleri-
ni öğrenebilirsiniz.
Müzikseverlerin Faruk Yener'-
in çok rahatukla okunan yazıla-
rından oluşan "Şu Eşsiz Müzik
Sanatı" adlı kitabını başucu ki-
tabı olarak yanlanndan ayırma-
yacaklarına eminim.
Ankara'da Strausslann 'Viyana Geceleri'ANKARA (AA) — Vals müziğinin en ün-
İU topluluklanndan Viyana Johann Strauss
Vals Orkestrası, 2 konser için Ankara'ya ge-
liyor.
Sevda Cenap And Vakfı tarafından düzen-
lenen 7. Ankara Uluslararası Sanat Festiva-
li'ne katılacak topluluk, Johann Strauss'ün
ve oğulları Johann ve Josef Strauss'ün ünlü
vals, polka ve galoplarım seslendirecekler.
Üyeleri Viyana'nın en ünlü toplulukların-
dan seçilen vals orkestrası, dönemin vals top-
luluklannda kuUanılan enstrümanları çalan
42 sanatçıdan oluşuyor. Daha önce Federal
Almanya, lsviçre, ltalya, Luksemburg, Fran-
sa, Ispanya, Belçika ve Hollanda'da konser-
ler veren topluluk, Willy Boskovsky, Walter
Goldscmitt gibi ünlu şeflerle calışıyor.
Ankara Hilton'da 30 mayıs, CSO salonun-
da da 31 mayıs akşamı iki konser verecek top-
luluk, oğul Johann Strauss'ün ünlü "Mavi
Tuna", "Güney Gülkri" valsleri ile "Venediks
te Bir Gece" opereti uvertürünü, baba Stra-
uss ve Josef Strauss'un "Radetzky Narch",
"Pizzcato Polka", "Polka Frnadse" gibi çok
sevilen yapıtlarını seslendirecek.
Haydn Dörtlüsü ise cumartesi günü
16.30'da CSO Konser Salonu'nda izlenebile-
cek. 7. Uluslararası Ankara Sanat Festivali
kapsamında başkent izleyicilerinin karşısına
çıkacak olan topluluk, Oscar Garcia, David
Newman (keman), Ahmet Ediz (viyolonsel)
ve Peter Griimmer'den (çello) oluşuyor.
Topluluk, konserde, VVeber, Haydn, Schu-
bert, Beethoven'in yapıtlarını yorumlayacak.
1978 yılında kurulan Haydn Dörtlüsu'nün
elemanlan, müzik alanında yaptıkları çalış-
maların yanı sıra pedagoji çalışmalarıyla da
tanınıyorlar.
13 sanatçıdan
yaz karması
• Kültür Servisi —
Almelek Sanat Galerisi 1
hazirandan itibaren 13
sanatçının yapıtlanndan
oluşan "Yaz Karma
Sergisi"ne yer verecek. 29
hazirana kadar açık
kalacak olan sergi Nuri
Abaç, Nevzat Akoral,
Mustafa Aslıer, Turgut
Atalay, Ibrahim Balaban,
Birim Bozok, Cafer Bater,
Fikri Cantürk, Abidin
Dino, Eren Eyüboğlu,
Lutfü Günay, Birsen llter
ve Orhan Tamer'in
yapıtlanndan oluşuyor.
'Müzik Dtişleri
Düş Insanlan'
• Kültür Servisi — Mimar
Sinan Üniversitesi Devlet
Konservatuvan Tiyatro
Bölümıi öğrencilerinin
hazırladığı doğaçlama
çahşması "Müzik Düşleri
Düş lnsanları" 31 mayıs ve
1 haziran tarihlerinde saat
16.00'da Bakırköy Adile
Naşit Kültüı Merkezi'nde
izlenebilecek. Oyunu
sahneye koyan Mahir
Günşıray şunlan söylüyor:
"Düşlerimizdeki yaşamı ve
insanları, müzikten yola
çıkarak sahneye getirmeyi
denedik. Dilin çok ötesinde
ve öncesinde var olan
iletişimin öncül basamağı
olan görsellik ve onu
sağlayan insan hareketi
çalışmamızın çıkış
noktasıdır."
• «
Ozayten'in
yapıtlan
• Kültür Servisi — Bu yıl
dokuzuncusu düzenlenen ve
49 Ulkeden 413 sanatçının
689 yapıtıyla katıldığı Şili
Bienali'nde, Marmara
Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi Resim Bölümü
öğretim üyesi Doç. Kadri
Ozayten'in "Katharsis 1 ve
Katharsis 2" adlı yapıtlan,
organizasyon komitesinde
hazırlanan katalogda yer
aldı. 1973 yılından bu yana
kişisel ve karma sergilerinde
yapıtlannı sergileyen Kadri
ozayten'in çalışmaları,
yurtiçi ve yurtdışı
koleksiyonlarda yer alıyor.
"Ateşü Sabırw
• KMItir Servisi —
tstanbul Tıp Fakültesi
Tiyatro Kolu, bu yıl 2.
oyunları olan "AtesH
Sabır"ı bugün
ve 31 mayıs perşembe
gflnleri 14.30 ve 18.30
saatlerinde Beyoğlu Karaca
Tiyatro'da sergilevecek.
Şilili yazar Antonio
SkarmeU'nın oyununda,
Pablo Nenıda anlatüıyor.
Oyun, şiir, politika ve aşk
flçgeni arasuıda gelişiyor.
Jokey kulübü
yanşması
• Kültür Servisi —
Türkiye Jokey Kulübü'nün
kuruluşunun 40. yıldönumü
ve 21. Asya Yarışçıhk
Konferansı nedeniyle
düzenlenen 2. Resim
Yarışması sonuçlandı.
Semiral Bilbasar, fpek
Aksüğür Duben, Metin
Erksan, Doç. Dr. Semra
Germaner, Hamit
Kınaytürk, Orhan özsoy,
Sezer Tansuğ ve Prof. Dr.
İsmail Tunalı'dan oluşan
seçiciler kurulu, yarışmaya
katılan 93 yapıtı inceledi.
Yapılan değerlendirme
sonucunda Doğan Paksoy
"Bir Bakış Kesitî" ile
birinci, Resul Aytemür
"Birinci Yanş" ile ikinci,
Fuat Şehler "Bekleyiş" ile
üçüncü oldu. Devabil Kara,
Uğur Yayla, Özdemir
Yemenicioğlu, Mustafa özel
ve Aka Gundüz Temur ise
mansiyona değer
bulundular.
BUGÜN
• Kitap Şenliği
Cumhuriyet Kitap Kulübü ve
Kadıköy Belediyesi'nin
düzenlediği kitap senliğinde
Halit Çelenk saat 14.00'te,
Nairtı Tirali, Muzaffer
Buyrukçu ve Necati Güngör
saat IS.OCte kitaplannı
imzalayacak.
• Pınar Kür söyleşisi Şişli
Belediyesi'nce düzenlenen "2.
Kitap Şenliği" kapsammdaki
söyleşisaat I8.00"de
izlenebih'r.
• Atatürk Kitaplkjı'nda
Necla Arslan'm
"ölümunün 350. Yılmda
Rubens" konulu konferansı
saat 16.00'da izlenebilir.
CLASSICO^JAZZ
CD OL CDV
HI-FI SYSTEM
Uuaüım Nacı Cad Mdek Han 41/10
Otatoy 80840 Istanbul Tel Fax (1) 158 22 09