Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 MAYIS 1990 HABERLERİN DEVi
Top Tüfek Sesleriyle Uyanmak Yerine...
(Başlara/ı 1. Sayfada)
mu?"
Ve bir askeri jip geliyor apartmanın kapı-
sına. Üst katımızda oturan Samsun DP Me-*
busu Ferit Bey'i alıp görürüyorfar...
20 yıllık bir aradan sonra, bir başka bahar
sabahı yine Ankara'da, bu kez tank sesiyle
uyanmıştık. Çankaya'ya, Oran'a doğru yol
alan tankların paletleriyle asfaftın buluştuğu
yerden çıkan gıcır gıcır, kulak tırmalayıcı ses-
ler, yeni bir askeri yönetim dönemini, 12 Ey-
lüi'ü duyuruyordu...
Bugün aklı başında hiç kimse top tüfek
sesleriyle uyanmak istemiyor. Askeri müda-
hale ve kesintilerin artık tarihe karışması ge-
rektığine ilişkin genel bir mutabakat, bir kon-
sensüs var.
Günümüzde siyasal yanşma ve hesaplaş-
mamn yolu, silah ve şiddetten değil, seçim
sandığryla oydan geçiyor. Bu açılardan de-
mokrasiyi hâlâ içine sindiremeyenler varsa
da bunlar, gitgide kıytırıklaşan bir azınlığı
oluşturuyor.
Evet, askeri yönetimlere ve siyasal şiddete
karşı çıkmak, demokrasınin vazgeçilmez ge-
reğidir.
Ancak askeri yönetimlerin sadece tarihe
karışrnalanm dilemekle de bir yere varama-
yız.
Bir 27 Mayıs'ı, bir 12 Mart'ı, bir 12 Eylül'ü
tarihsei koşulları içinde yerli yerine oturtmak,
nedenlerini, niçinlerini serinkanlı ve önyar-
gılardan uzak biçimde tartışıp demokrasiye
ilişkin dersler çıkarmak zorundayız.
Bunu gereği gibi yapmadan, yalnızca T2
Eylüllere hayır sloganını papağan gibi yine-
lemekle yetinirsek, sonuç alamayız.
Tarihe keşke olmasaydı diye de bakıla-
maz. Olan olmuştur bir kere. CHanı o zaman-
ki bağlamı içinde değerlendirip, bugünü ve
geleceği aydınlatacak ipuçlarını yakalamak
gerekir.
27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül; üçü de çok
partili siyasal rejime askeri müdahaledirler.
Ama tümünü de aynı kefeye koyarak değer-
lendirmek, tarihsel açıdan yanıltıcı olur. De-
ğişik boyutları, sonuçlan bakımından nesnei
olarak ele alınabifirse, aralarındaki benzer-
liklerle farklılıklar açığa çıkar.
örneğin üçünde de ortak bir yan vardır:
Çok partili sisteme kesinti, siyasal idamlar,
insan hakları ihlalleri...
Ama 27 Mayıs'la birlikte gerçekleşen de-
mokrasiye açılım, ötekilerinde yoktur. Gerek
27 Mayıs Anayasası, gerekse ona uygun ola-
rak çtkartılan bazı temel yasalar, Türkıye'de
demokratikleşme sürecinin hızlanmasma
katkıda bulunmuştur. Buna karşılık, 12 Mart
ve 12 Eylül. demokrasi açısından gerileme-
lerle doludur.
Son 30 yılın üç askeri müdahalesinin bir
başka ortak yanından daha söz edilebilir; ül-
kede siyasal kutuplaşmaları keskinleştiren
özelliklerinden.
27 Mayıs'ın siyasal yasakları ve idamları,
12 Mart'ın idamları ve işkenceleri, 12 Eylül'-
ün idamları, siyasal yasakları ve insan hak-
ları ihlalleri... Bu özelliklerden kaynaklanan
kan davaları, 196O'lı, 70'li ve '80'li yılların
siyasal havasını sürekli zehirlemiştir. Bu açı-
dan bakıldığı zaman, 27 Mayıs'ın bir ilk adım
niteliğinde olduğu görülür.
Demokrasinin dayanağı olan diyalog, uz-
laşma ve hoşgörü gibi kavramların Türkiye'-
deki oluşumu, rejime askeri müdahaJelerden
dolayı da darbe yemiş ve gecikmiştir. Onun
içindir ki, sağın ve solun değişik kesimleri,
demokrasiyi sadece kendileri için ister hale
gelmişler; karşı tarafı, oyunun bir parçası ola-
rak görmeye yıllarca yanasmamışlardır.
Bir bakıma, her askeri yönetim kendinden
sonraki karmaşanın, cephefeşmenin tohum-
larını da ekmiştir.
Askeri yönetimler, modemleşme çabasın-
daki, hızfa değişen bir Türkiye'nin bu açıdan
ödediği bedel olarak da değerlendirilebilir.
Batı Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıldığında,
o ülkelerin modemleşme yoiunda yaşadık-
ları kanlı devrimler, iç savaşlar, isyanlar, dün-
ya savaşlan anımsandığında, Türkiye'nin bu-
güne dek ödediği bedelin o denli acı ve yük-
sek olmadığı da öne sürülebilir.
Belki de ülkemiz, Batı'dakine benzer bir
'kopuş'u tarihinde yaşamadığı için, demok-
rasiyi yerli yerine oturtamamıştır; kim bilir...
Ama bize öyle geliyor ki, yeterince acı ce-
kilmiştir ve çekiliyor Türkiye'de.
Ayrıca tarıhten ders çıkarmak diye bir şey
- var. ille de yaşayarak öğrenmek gerekmiyor
çağımızda. Tarih bilincine sahip olmakla, de-
mokrasi ve insan haklan yoiunda yanılgılar-
dan kurtulabiliriz.
Karadenizli bir yurttaş idama mahkûm ol-
muş. Sehpada ilmik boynuna geçirilirken
sormuşlar, "Son arzun n&dir?" diye; "Buba-
na ders olsun!" demiş.
Demokrasimizin kırk yıllık tarihi ve onar yıl-
lık arayla gelen askeri kesintiler, bende hep
bu fıkrayı çağrıştınr.
Sağcısıyla solcusuyla, siviliyle askeriyle,
demokrasinin temel kural ve kurumları üs-
tünde bir an önce anlaşabilirsek, bu tür çağ-
rışımlar da tarihe karışır mutlaka.
Eski sağlık bakanı
ANAP'lı Aydın
kazada öldü
A N K A R A
(Curahurivet
Bürosu) — Sağ-
lık eski bakan-
larından ANAP
Samsun Millet-
J
vekili Mehraet
Aydın (62) dün
Ankara Elma-
dağ yakınlann-
da geçirdiği tra-
fik ka-
zasında öldü.
Atakent ve Kocaman'da yapıla-
cak belediye seçimleri propagan-
da çalışmalan için dün saat
16.00'da Ankara'dan Samsun'a
hareket eden Aydtn'ın otomobili,
Elmadağ yakınlannda bir kam-
yonla çarpıştı. Kazada milletvekili
Mehmet Aydın olay yerinde öldü.
55 AT 444 plakalı otomobilini
kullanan şoföru Mura( Sagdıç ise
yaralandı. Kazadan sonra Elma-
dağ Sağlık Ocağı'na kaidırılan
Mehmet Aydın'ın cenazesi daha
sonra Ankara'ya getirildi. Yarala-
nan şoförti de bir ambulansla An-
kara Numune Hastanesi'ne nak-
ledildi. Hastane yetkilileri, şoför
Sağdıç'ın durumunun ağır olma-
dığını bildirdiier. Kamyon şoförü
Abddrrahman Davdar gözalıına
alındı.
Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve
eşi Semra Özal, TBMM Başkanı
Ka.va Erdem, Basbakan VıMınm
Akbulul, SHP Genel Başkanı Er-
dal fnönü ve DYP Genel Başkanı
Soleyraan Demirel, Mehmet Ay-
dın'ın eşi Sehavel Aydın'a başsağ-
lığı mesajları gönderdiJer.
Eski sağlık bakanlarından
ANAP Sarnsun MiHetvekili Meh-
met Aydın 1928 yılında Samsun-
da doğdu. Aydın, Istanbul Oniver-
sitesi Siyasal BiİimJer ve Maliye
Bölümü'nden mezun oldu. ANAP
kunıculan arasında yer alan Meh-
met Aydın, 1983'te Samsun'dan
milletvekili seçildi.
Sandalye dağılımı
Aydın'ın ölümüyle ANAP'm
Meclisteki sandalye sayısı 280'e
düştü. TBMM'nin yeni sandaiye
dağıbmı şöyle: ANAP: 280, SHP
80, DYP.55, DMP: 2, Bağımsız:
26, Boş: 7.
CUMHURİYET/15
%i bitirdin'
ÜÇ LİDER — TOBB Genel Kurulu'na katılan Başbakan Akbulut, toplantıya gelişi sırasında Inönıi ve
Demirelüe birlikte. (Foloğraf: Selfel Güner/AA)
Odalar Birligi DemirePin
(Baştanfı I. Sayfada)
rın enflasyonun devamına yolaç-
tığını bildiren Coşkun, iç ve dış
borçlanma politikası sonunda
ekonominin uretken alanlannda
kullanılacak kaynakların, borç
anapara ve faiz ödemeleriyle dı-
şarıya Iransfer edildiğıni söyledi.
Coşkun, konuşmasımn sonun-
da genel kuruldaki seçimlere de-
ğinerek, adaylık nedeniyle kendi-
sinin bugıine kadar hiç saygısızlık
yapmadığı iki liderle karşı karşı-
ya getirildiğini bıldirdi. Bu sırada
delegelerden bazıları, "En bayök
DemireT diye bağırdılar. Gelişme-
ler nedeniyle basıru suçlayan Coş-
kun, şöyle dedi:
"Derairel'e de Özal'a 6» saygım
sonsuzdur. Oniar benim ağabey-
ierimdir. Biz onlann deneyimle-
riyle buralara geldik. Beni Özal-
ın adayı diye gösterdiler. Ben hiç-
bir arkadaşımın bir siyasi partinin
golgesine sığjndıgıru sanmjyonım.
Sayın Cumhurbaşkam'nın da bir
resepsiyon sırasında, benim olma-
dığım bir ortamda, benimfe ilgili
söyledigi illifatlar dışında bu ko-
nularia ilgilendigini de zannelmi-
yorunı. 4 yıl boyunca iktidar çev-
relerinden en kiıçük baskı gorme-
dim. Bunu kim sö.vlüiorsa müf-
teridir. Bizim yaptıgımız ortada-
dır. 40 yıida yapılanı iki yılda kal-
ladık. Basının bazı kesimi iki es-
ki arkadaşı düşman etmek istedi.
A m biz yönetimde bugıine kadar
Ali Tıgrel: Serbest piyasa plansızlık değildîr
(Bajtanfı 12. Sayfada)
dttnya ekonomisi ile bütünleşiyor.
Ihracalımızın yapısının belki de
uzun dönemde değişmesinde,
üriin çeşitlerirun artmasında fay-
da olabilir. Bu gelişmeler de bel-
ki o yönde bir trandı motive ede-
bilir. Esasında uzun vadede kana-
timce ihracaUmızın yapısı içerisin-
de bir iki sektörün payının çok
yflksek olması dıinya konjoktü-
ründeki muhtemel gelişmelerden
etkilenme olasılığını arttıracafı
için belki de tercihe şayan olma-
yan bir konudur. Ama tabii, kısa
vadede hedeflenenden daha yflk-
sek bir dış tıcaret açığı ile karşı-
laşmamız ihtimali artmıştır. Bu-
nu açıkça söylemek lazım. Onun
için, kurdaki gelişmeleri çok ya-
kından izleyerek ekonominin re-
kabet gücünün orta vadede fazia
zarar görmemesi için de çok dik-
katli olmamız lazımdır.
WKKKKkthracata yönelik yeni
teşvikler sözkonusu olabilir mi?
Kanaatimce ihracatın geliştiril-
mesi için gerekli koşulların ba$ın-
da ihracata uygun bir fmansman
ortamının sağlanması gelir. Ihra-
catçılann üretim ve pazarlama
asamasındaki fon gereksinmeleri-
nin sağiıkb ve ucuz biçimde sağ-
lanabilmesi için hem kamu hem
de Özel bankacüık kesimine önem-
li görevler düşmektedir.
^ • • M Yıllık program ve kal-
kınma planlan ile izlenen liberal
poliükalar çelişiyor mu?
Serbest piyasa ekonomisi de-
mek plansız programsız ekonomi
anlamına gelmez. Bazı stratejile-
rin belirlenmesi sarttır. özellikle
sektör^stratejilerinde, kamu kesi-
mi veâzel kesim arasında belli bir
mutabakat sağlanmasında fayda
vardır. Bir yeıde serbest fiyat eko-
nomisi demek herkesin her isteği-
ni yapmaya çalıştığı bir ekonomi
anlamına da gelmez.
Ama bugün için Türk ekono-
misinin tüm makro görünümü or-
taya kovabilecek olan tek kunıluş
DPT'dir. DPT de bir yerde hüku-
metin hem müsaviri hem de aracı
kurumudur. Çunkü biz hüküme-
tin verdigı genel direktifler doğrul-
tusunda planlan ve programları
hazırlarız. Bu dokümanlar aslın-
da hükümetlerin dokümanlandır,
DPTnin dokümanları değidir. Bu
dokümaniarda, dikkatinizi çeke-
rim, siyasi otorite tarafından iste-
nilen hedeflere ulaşmak için yapıl-
ması gerekenler, izlenmesı gereken
poiitikaiar yer alır. Demin de söy-
iedim biz özellikle orta vadeli
olanları yaparken bir sürü içsel ve
dışsal varsayım yapanz. Ama am-
ni olarak yaptığımız en önemli
varsayım, demin de vurguladığım
gibi sözkonusu hedeflere ulaşmak
için gerekli olan politikalann doğ-
ru olarak uygulanacagıdır. Ben
bunu söylemek istiyorum. Yoksa
kesinlikle program yapmak plan
yapmak serbest piyasa ekoflotni-
sinin kuraUarıyla çelişkiye duşmek
anlamına gelmez. Olayı bu şekil-
de algılamak hatalıdır.
biitiin kararlan biri hariç iltifak-
ia aldık. Buna rağmen bizi basın-
la anlaşamayan arkadaslar olarak
gösleriyorlar. Ben ne mutlu Türk-
iira, elhamdıiliJlah Müslümaıunı,
dünvada hiçbir kula kul olmam.
Kimse bana şu görevi al, aima di-
ye baskı )-apmadı.
tnsanlar bazı dnnımlar geldi-
ginde fedakârlık vapamazsa niz-
metin de anlamı kalmaz. Hâlâ bu
olayı DYP-A.NAP çekişmesi ola-
rak sürdürmek istiyorlar. Bunu
delegeler arasında da yayıyoriar.
Bu müesseseye siyasi gölge dıişme-
mesi için başkan adayı olmuyo-
rom."
Konusmasından sonra baskan
adayı Yalım Erez ile el ele tutuşan
Coşkun, delegeleri selamladı.
Inönü
Genel kurulda daha sonra lider-
lerden ilk olarak SHP Genel Baş-
kanı Erdal İnönü konuştu. Inönu,
Türkiye'nin bugün bütün dünya-
da itibarını çok kaybetmiş bir du-
rum gösterdiğini bildirerek birçok
ülkede tek parti ve diktatörlük re-
jimlerinin yıkılarak demokrasiye
geçilmesine karşın Türkiye'de hâJâ
istenilen demokratik gelişmenin
sağlanamadığını belirtti. Demok-
rasinin yıllardır duyulan sıkıntıla-
rını ortadan kaldırmak ve düşünce
özgürlüğünü sağlamak gerektiği-
ni anlatan Inönu, dünyanın geli-
şen koşulları içinde ulusal sana-
yiinin de korunması ge ektiğıni
söyledi.
Demirel
Daha sonra delegelerin yoğun
alkışlan arasında kursüye gelen
DYP Genel Başkanı Demirel,
ANAP iktidarının politikalannı
eleştirdi. Demirel, TÜBB'un hü-
kümetle kötü olmamak için eleş-
tirilerini yumuşak tutmasına da
karşı çıkarak, "Sizin hiikümeüerle
işiniz hakkınızdır. Hükümetin bir
liitfu degildir. Hakkını alamayan
bir kişi sesini çıkannazsa haksız-
lığa ugramak onun bakkıdır"
dedi.
Enflasyon ve ülke ekonomisinin
içinde bulunduğu kötu durumun
sorumlusunun hükümel olduğu-
nu belirten Demirel, "Bonlanı
'Aferin, iyi yaptmız' mı diyecek-
siniz? Bakanlann buyiik bolürnü
burada olduguna gore sıkınblan-
nızı yavariak lafla geçiştirmeyip
net biçimde dile gelirmelisiniz.
Onlar, bunlara karşı çıkacaklar-
dır. Belki dc buradan Türkiye'nin
hiçbir sorunu yokmuş ya da 'Ey-
vah, yanmışız' diye çıkabUirsiniz"
diye konuştu. Türkiye'de serbest
piyasa ekonomisinden söz edilme-
sinin mümkün olmadığını, devle-
tin ekonomiye müdahale ettiğini,
devletin ekonomiye yüzde 45 ora-
nında ağırlığını koyduğunu anla-
tan Demirel, "Bütnn sıkıntılann
kökünde Türkiyede gerçek bir de-
mokrasi olmaması yatmakladır.
Halkın yüzde 85'inin karsı oldu-
|n bu iktidar sorunlan çözemez.
Turkiye bugunku haliyle atı ara-
baaın arkasına koşmuştur. Atı
arabanın önüne koşmak iaznndır"
dedi.
Akbulut
Demirel, konuşmasını tamam-
ladıktan sonra kursüye gelen Baş-
bakan Yıkunro Akbulut, Demi-
rel'in konuşmasına yanıt verir bi-
çimde görüşlerini aktardı.
Yabancı sermayenin ve öze/leş-
tirmenin karşısında durmanın ve-
balini özelleştirmeye karşı olanla-
rın veremeyeceğini söyleyen Akbu-
lut, "Özelleştirmenin önüne set
çekenler, bunun hesabını vmmet.
KİTIerİD özellestirilnıesinden ya-
nayız. KİT'lerin özdleştiriimesi-
nin karşısında olanlann karsısın-
dayız. Bizim onurnüze engel çı-
kartmaktansa ozeUeştinneye karsı
olup olmadıkiannı, açıkca lafı yu-
varlamadan söylesinİer" diyerek
Demirel'e çattı. "Türkiye'de her-
kes kofloşuyor, susan, yazamayan
kimse yok" diyen Akbulut, ko-
nuşmasınm sonunda "Arabayı
inançh insanJar çeker. Onlar gö-
lurür. At arabayı çekemez" dedi
Akbulut, konusmasından son-
ra salondan ayrdırken yanına ge-
len başkan adayı Yalım Erez ile
birlikte gazetecilere fotoğraf
çektirdi.
HAKKI ERDEM
TUNCAY ÖZKAN
ANKARA — TOBB Genel Ku-
rulu'nun yapıldığı salon DYP li-
deri Siileyman Demirel'i bir gün
once ziyaret eden delegelerin de-
dikleri gibi ANAP'ın başına yıkıl-
madı. Ama Odalar Birligi zemiııi
ANAP'ın altından kaydı. DYP
ağırlığını koyunca Cumhurbaska-
nı özaJ ve ANAP'm desteklediği
Ali Cosknn, a yeniden aday ola-
madı. Odalar Birliği'nde
DYP'nin "zafere nlasacağı" De-
mirel'in genel kurula katılmasın-
dan da belli oldu.
Kısa bir süre önce yapılan Türk
Belediyecilik Derneği Genel Ku-
rulu'na tek bir bakan bile katü-
mazken ANAP iktidan neredey-
se Bakardar Kurulu'nu toplayabi-
lecek çoğunluğuyla TOBB Genel
Kurulu'nda yerini aldı. 13 bakan
ve çok sayıda miUetvekiliyle genel
kurul salonuna gelen Başbakan
Akbulut, DYP Genel Başkanı De-
mirel'i alkışlayan delegeleri dik-
katle izledi. Akbulut'un hemen
yanına oturan Odalar Birligi esta"
başkanlarından Devlet Bakanı
Mehmel Yazar hemen arasında
oturan ve Demirel'i alkışlamayan
delegeleri Akbulut'a göstererek,
"Bakın alkışlayanlar delege
degil " dedi.
Demirel, kursüye çıktığında kı-
sa konuşacağmı söyiediğinde de-
legelerden "Kısa olmaz, anlat
anlal" diye laf atıldı. Bu sırada
"işi bitirdin, isi bitirdin" diye ba-
ğıran bir delege ise kongre sonu-
cunu özetleyiverdi.
Demirel'den önce konusan ve
aday olmayacağım açıklayan Ali
Coşkun da kendisinin özal'ın
adayı gibi sunulmak istendiğini
söyleyince bazı delegelerden
"Dognı, dognı" sesleri yükseldi.
Demirel, oda ve borsa temsilcile-
rine "Enflasyon ve işsizlik iyidir
diyebikcek kirnse var mı" diye
sorunca salondan yanıt olarak,
"Güneş Taner" adı geldi.
Demirel, konuşması sırasında
"Bir insanın viicudu çok iyi ola-
bilir. Hatta kolu uzun olabilir,
bacağı da uzun olabilir. Ama kal-
bi hasta, beyni çalışmıyorsa" söz-
leriyle iktidan eleştirince salondan
kahkahalar yükseldi. Bu sırada
bazı bakanların Akbulut'a döne-
rek baktıklan dikkati çekti. De-
mirel, konuşmasını tamamlayıp
Akbulut'un da elini sıktıktan son-
ra genel kurul salonundan aynlır-
ken Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Fabrettin Kurt, "Konu-
sup da dinlemeden kaçmak var
mı" diye laf attı. Demirel bunun
üzerine geri dönerek "Çok terle-
dim, onun için gidiyonım" yanı-
tını vererek salondan delegelerin
büyük bir kısmını da yanına ala-
rak aynldı.
Başbakan Akbulut, Demirel'in
elestirilerini yanıtladığı konuşma-
sında, DYP'nin ve DemirePin
özelieştirmeyi engellemesinden
yakındı.
Türkiye'de İlk Defa:
KREDI
SIGORTASI
Bayinizden, toptancınızdan ya da iş yaptığınız
herhangi bir müşterinizden alacaklarınız sigortalı mı?
Değil...Her zaman için büyük zararlara uğrama tehlikesi ile
karşı karşıyasınız... Ama artık bu riski yaşamak zorunda
değilsiniz...
Emek Şigorta, Türkiye'de ilk kez
KREDI SIGORTASI hizmetini sunarak sigortacılığımıza
büyük bir yenilik getiriyor.
Müşteriniz ödeme güçlüğü içine düştüğünde* kredi sigortanız
zararmızj 30 gün içinde karşılıyor. Artık ödeyebilecek mi
ödeyemeyecek mi diye düşünmeden, müşterinize sigorta
temınatınız içinde istediğiniz krediyi açabileceksiniz. Üstelik
sigorta şirketinize bilgi vermek zorunda kalmadan.
KREDJ SİGORTANIZ bir yıl geçerli olacak ve priminiz 3 yılfık
bilançonuz, yıllık cironuz ve verdiğiniz vadelere göre
hesaplanacak. Cironuzda beklenilmeyen düşüşler olduğunda
priminizi de azaltabileceksiniz.
KREDİ SİGORTASI'ndan bir an önce siz de yararlanm ve
artık gerçek güvence ile iş yapın.
* iflas etmesi veya konkordato ilan edilmesi
İSTANBUL GENEL MÜOÜRLÜK BUYUKDERE CAD 165. ESENTEPE 80504
TEL 174 97 50 TLX 39321 EMSG TH FAX (75 25S6
İZMİn GAZİ BULV 52.35210 TEL 12 13 76 TLX 52292 IKBI TH FAX 19 11 74
BURSA FEVZI ÇAKMAK CAO 67 16050 TEL:1570 80 TLX 32451 KBU TB FAX 1 5 6 9 4 1
ANKARA ATATÜRK BULV 169. KlZILAY 06420 TEL 117 99 80 TLX 46909 IKTS Tfl FAX. 117 69 84
ADANA ATATÜRK BULV 01010 TEL. 14 41 62 TLX 62800 IKAO TR FAX 14 41 64
EMEK
SİGORTA
"risk yönetimi"