03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 MAYIS 1990 HABERLERİN DEVi Top Tüfek Sesleriyle Uyanmak Yerine... (Başlara/ı 1. Sayfada) mu?" Ve bir askeri jip geliyor apartmanın kapı- sına. Üst katımızda oturan Samsun DP Me-* busu Ferit Bey'i alıp görürüyorfar... 20 yıllık bir aradan sonra, bir başka bahar sabahı yine Ankara'da, bu kez tank sesiyle uyanmıştık. Çankaya'ya, Oran'a doğru yol alan tankların paletleriyle asfaftın buluştuğu yerden çıkan gıcır gıcır, kulak tırmalayıcı ses- ler, yeni bir askeri yönetim dönemini, 12 Ey- lüi'ü duyuruyordu... Bugün aklı başında hiç kimse top tüfek sesleriyle uyanmak istemiyor. Askeri müda- hale ve kesintilerin artık tarihe karışması ge- rektığine ilişkin genel bir mutabakat, bir kon- sensüs var. Günümüzde siyasal yanşma ve hesaplaş- mamn yolu, silah ve şiddetten değil, seçim sandığryla oydan geçiyor. Bu açılardan de- mokrasiyi hâlâ içine sindiremeyenler varsa da bunlar, gitgide kıytırıklaşan bir azınlığı oluşturuyor. Evet, askeri yönetimlere ve siyasal şiddete karşı çıkmak, demokrasınin vazgeçilmez ge- reğidir. Ancak askeri yönetimlerin sadece tarihe karışrnalanm dilemekle de bir yere varama- yız. Bir 27 Mayıs'ı, bir 12 Mart'ı, bir 12 Eylül'ü tarihsei koşulları içinde yerli yerine oturtmak, nedenlerini, niçinlerini serinkanlı ve önyar- gılardan uzak biçimde tartışıp demokrasiye ilişkin dersler çıkarmak zorundayız. Bunu gereği gibi yapmadan, yalnızca T2 Eylüllere hayır sloganını papağan gibi yine- lemekle yetinirsek, sonuç alamayız. Tarihe keşke olmasaydı diye de bakıla- maz. Olan olmuştur bir kere. CHanı o zaman- ki bağlamı içinde değerlendirip, bugünü ve geleceği aydınlatacak ipuçlarını yakalamak gerekir. 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül; üçü de çok partili siyasal rejime askeri müdahaledirler. Ama tümünü de aynı kefeye koyarak değer- lendirmek, tarihsel açıdan yanıltıcı olur. De- ğişik boyutları, sonuçlan bakımından nesnei olarak ele alınabifirse, aralarındaki benzer- liklerle farklılıklar açığa çıkar. örneğin üçünde de ortak bir yan vardır: Çok partili sisteme kesinti, siyasal idamlar, insan hakları ihlalleri... Ama 27 Mayıs'la birlikte gerçekleşen de- mokrasiye açılım, ötekilerinde yoktur. Gerek 27 Mayıs Anayasası, gerekse ona uygun ola- rak çtkartılan bazı temel yasalar, Türkıye'de demokratikleşme sürecinin hızlanmasma katkıda bulunmuştur. Buna karşılık, 12 Mart ve 12 Eylül. demokrasi açısından gerileme- lerle doludur. Son 30 yılın üç askeri müdahalesinin bir başka ortak yanından daha söz edilebilir; ül- kede siyasal kutuplaşmaları keskinleştiren özelliklerinden. 27 Mayıs'ın siyasal yasakları ve idamları, 12 Mart'ın idamları ve işkenceleri, 12 Eylül'- ün idamları, siyasal yasakları ve insan hak- ları ihlalleri... Bu özelliklerden kaynaklanan kan davaları, 196O'lı, 70'li ve '80'li yılların siyasal havasını sürekli zehirlemiştir. Bu açı- dan bakıldığı zaman, 27 Mayıs'ın bir ilk adım niteliğinde olduğu görülür. Demokrasinin dayanağı olan diyalog, uz- laşma ve hoşgörü gibi kavramların Türkiye'- deki oluşumu, rejime askeri müdahaJelerden dolayı da darbe yemiş ve gecikmiştir. Onun içindir ki, sağın ve solun değişik kesimleri, demokrasiyi sadece kendileri için ister hale gelmişler; karşı tarafı, oyunun bir parçası ola- rak görmeye yıllarca yanasmamışlardır. Bir bakıma, her askeri yönetim kendinden sonraki karmaşanın, cephefeşmenin tohum- larını da ekmiştir. Askeri yönetimler, modemleşme çabasın- daki, hızfa değişen bir Türkiye'nin bu açıdan ödediği bedel olarak da değerlendirilebilir. Batı Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıldığında, o ülkelerin modemleşme yoiunda yaşadık- ları kanlı devrimler, iç savaşlar, isyanlar, dün- ya savaşlan anımsandığında, Türkiye'nin bu- güne dek ödediği bedelin o denli acı ve yük- sek olmadığı da öne sürülebilir. Belki de ülkemiz, Batı'dakine benzer bir 'kopuş'u tarihinde yaşamadığı için, demok- rasiyi yerli yerine oturtamamıştır; kim bilir... Ama bize öyle geliyor ki, yeterince acı ce- kilmiştir ve çekiliyor Türkiye'de. Ayrıca tarıhten ders çıkarmak diye bir şey - var. ille de yaşayarak öğrenmek gerekmiyor çağımızda. Tarih bilincine sahip olmakla, de- mokrasi ve insan haklan yoiunda yanılgılar- dan kurtulabiliriz. Karadenizli bir yurttaş idama mahkûm ol- muş. Sehpada ilmik boynuna geçirilirken sormuşlar, "Son arzun n&dir?" diye; "Buba- na ders olsun!" demiş. Demokrasimizin kırk yıllık tarihi ve onar yıl- lık arayla gelen askeri kesintiler, bende hep bu fıkrayı çağrıştınr. Sağcısıyla solcusuyla, siviliyle askeriyle, demokrasinin temel kural ve kurumları üs- tünde bir an önce anlaşabilirsek, bu tür çağ- rışımlar da tarihe karışır mutlaka. Eski sağlık bakanı ANAP'lı Aydın kazada öldü A N K A R A (Curahurivet Bürosu) — Sağ- lık eski bakan- larından ANAP Samsun Millet- J vekili Mehraet Aydın (62) dün Ankara Elma- dağ yakınlann- da geçirdiği tra- fik ka- zasında öldü. Atakent ve Kocaman'da yapıla- cak belediye seçimleri propagan- da çalışmalan için dün saat 16.00'da Ankara'dan Samsun'a hareket eden Aydtn'ın otomobili, Elmadağ yakınlannda bir kam- yonla çarpıştı. Kazada milletvekili Mehmet Aydın olay yerinde öldü. 55 AT 444 plakalı otomobilini kullanan şoföru Mura( Sagdıç ise yaralandı. Kazadan sonra Elma- dağ Sağlık Ocağı'na kaidırılan Mehmet Aydın'ın cenazesi daha sonra Ankara'ya getirildi. Yarala- nan şoförti de bir ambulansla An- kara Numune Hastanesi'ne nak- ledildi. Hastane yetkilileri, şoför Sağdıç'ın durumunun ağır olma- dığını bildirdiier. Kamyon şoförü Abddrrahman Davdar gözalıına alındı. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve eşi Semra Özal, TBMM Başkanı Ka.va Erdem, Basbakan VıMınm Akbulul, SHP Genel Başkanı Er- dal fnönü ve DYP Genel Başkanı Soleyraan Demirel, Mehmet Ay- dın'ın eşi Sehavel Aydın'a başsağ- lığı mesajları gönderdiJer. Eski sağlık bakanlarından ANAP Sarnsun MiHetvekili Meh- met Aydın 1928 yılında Samsun- da doğdu. Aydın, Istanbul Oniver- sitesi Siyasal BiİimJer ve Maliye Bölümü'nden mezun oldu. ANAP kunıculan arasında yer alan Meh- met Aydın, 1983'te Samsun'dan milletvekili seçildi. Sandalye dağılımı Aydın'ın ölümüyle ANAP'm Meclisteki sandalye sayısı 280'e düştü. TBMM'nin yeni sandaiye dağıbmı şöyle: ANAP: 280, SHP 80, DYP.55, DMP: 2, Bağımsız: 26, Boş: 7. CUMHURİYET/15 %i bitirdin' ÜÇ LİDER — TOBB Genel Kurulu'na katılan Başbakan Akbulut, toplantıya gelişi sırasında Inönıi ve Demirelüe birlikte. (Foloğraf: Selfel Güner/AA) Odalar Birligi DemirePin (Baştanfı I. Sayfada) rın enflasyonun devamına yolaç- tığını bildiren Coşkun, iç ve dış borçlanma politikası sonunda ekonominin uretken alanlannda kullanılacak kaynakların, borç anapara ve faiz ödemeleriyle dı- şarıya Iransfer edildiğıni söyledi. Coşkun, konuşmasımn sonun- da genel kuruldaki seçimlere de- ğinerek, adaylık nedeniyle kendi- sinin bugıine kadar hiç saygısızlık yapmadığı iki liderle karşı karşı- ya getirildiğini bıldirdi. Bu sırada delegelerden bazıları, "En bayök DemireT diye bağırdılar. Gelişme- ler nedeniyle basıru suçlayan Coş- kun, şöyle dedi: "Derairel'e de Özal'a 6» saygım sonsuzdur. Oniar benim ağabey- ierimdir. Biz onlann deneyimle- riyle buralara geldik. Beni Özal- ın adayı diye gösterdiler. Ben hiç- bir arkadaşımın bir siyasi partinin golgesine sığjndıgıru sanmjyonım. Sayın Cumhurbaşkam'nın da bir resepsiyon sırasında, benim olma- dığım bir ortamda, benimfe ilgili söyledigi illifatlar dışında bu ko- nularia ilgilendigini de zannelmi- yorunı. 4 yıl boyunca iktidar çev- relerinden en kiıçük baskı gorme- dim. Bunu kim sö.vlüiorsa müf- teridir. Bizim yaptıgımız ortada- dır. 40 yıida yapılanı iki yılda kal- ladık. Basının bazı kesimi iki es- ki arkadaşı düşman etmek istedi. A m biz yönetimde bugıine kadar Ali Tıgrel: Serbest piyasa plansızlık değildîr (Bajtanfı 12. Sayfada) dttnya ekonomisi ile bütünleşiyor. Ihracalımızın yapısının belki de uzun dönemde değişmesinde, üriin çeşitlerirun artmasında fay- da olabilir. Bu gelişmeler de bel- ki o yönde bir trandı motive ede- bilir. Esasında uzun vadede kana- timce ihracaUmızın yapısı içerisin- de bir iki sektörün payının çok yflksek olması dıinya konjoktü- ründeki muhtemel gelişmelerden etkilenme olasılığını arttıracafı için belki de tercihe şayan olma- yan bir konudur. Ama tabii, kısa vadede hedeflenenden daha yflk- sek bir dış tıcaret açığı ile karşı- laşmamız ihtimali artmıştır. Bu- nu açıkça söylemek lazım. Onun için, kurdaki gelişmeleri çok ya- kından izleyerek ekonominin re- kabet gücünün orta vadede fazia zarar görmemesi için de çok dik- katli olmamız lazımdır. WKKKKkthracata yönelik yeni teşvikler sözkonusu olabilir mi? Kanaatimce ihracatın geliştiril- mesi için gerekli koşulların ba$ın- da ihracata uygun bir fmansman ortamının sağlanması gelir. Ihra- catçılann üretim ve pazarlama asamasındaki fon gereksinmeleri- nin sağiıkb ve ucuz biçimde sağ- lanabilmesi için hem kamu hem de Özel bankacüık kesimine önem- li görevler düşmektedir. ^ • • M Yıllık program ve kal- kınma planlan ile izlenen liberal poliükalar çelişiyor mu? Serbest piyasa ekonomisi de- mek plansız programsız ekonomi anlamına gelmez. Bazı stratejile- rin belirlenmesi sarttır. özellikle sektör^stratejilerinde, kamu kesi- mi veâzel kesim arasında belli bir mutabakat sağlanmasında fayda vardır. Bir yeıde serbest fiyat eko- nomisi demek herkesin her isteği- ni yapmaya çalıştığı bir ekonomi anlamına da gelmez. Ama bugün için Türk ekono- misinin tüm makro görünümü or- taya kovabilecek olan tek kunıluş DPT'dir. DPT de bir yerde hüku- metin hem müsaviri hem de aracı kurumudur. Çunkü biz hüküme- tin verdigı genel direktifler doğrul- tusunda planlan ve programları hazırlarız. Bu dokümanlar aslın- da hükümetlerin dokümanlandır, DPTnin dokümanları değidir. Bu dokümaniarda, dikkatinizi çeke- rim, siyasi otorite tarafından iste- nilen hedeflere ulaşmak için yapıl- ması gerekenler, izlenmesı gereken poiitikaiar yer alır. Demin de söy- iedim biz özellikle orta vadeli olanları yaparken bir sürü içsel ve dışsal varsayım yapanz. Ama am- ni olarak yaptığımız en önemli varsayım, demin de vurguladığım gibi sözkonusu hedeflere ulaşmak için gerekli olan politikalann doğ- ru olarak uygulanacagıdır. Ben bunu söylemek istiyorum. Yoksa kesinlikle program yapmak plan yapmak serbest piyasa ekoflotni- sinin kuraUarıyla çelişkiye duşmek anlamına gelmez. Olayı bu şekil- de algılamak hatalıdır. biitiin kararlan biri hariç iltifak- ia aldık. Buna rağmen bizi basın- la anlaşamayan arkadaslar olarak gösleriyorlar. Ben ne mutlu Türk- iira, elhamdıiliJlah Müslümaıunı, dünvada hiçbir kula kul olmam. Kimse bana şu görevi al, aima di- ye baskı )-apmadı. tnsanlar bazı dnnımlar geldi- ginde fedakârlık vapamazsa niz- metin de anlamı kalmaz. Hâlâ bu olayı DYP-A.NAP çekişmesi ola- rak sürdürmek istiyorlar. Bunu delegeler arasında da yayıyoriar. Bu müesseseye siyasi gölge dıişme- mesi için başkan adayı olmuyo- rom." Konusmasından sonra baskan adayı Yalım Erez ile el ele tutuşan Coşkun, delegeleri selamladı. Inönü Genel kurulda daha sonra lider- lerden ilk olarak SHP Genel Baş- kanı Erdal İnönü konuştu. Inönu, Türkiye'nin bugün bütün dünya- da itibarını çok kaybetmiş bir du- rum gösterdiğini bildirerek birçok ülkede tek parti ve diktatörlük re- jimlerinin yıkılarak demokrasiye geçilmesine karşın Türkiye'de hâJâ istenilen demokratik gelişmenin sağlanamadığını belirtti. Demok- rasinin yıllardır duyulan sıkıntıla- rını ortadan kaldırmak ve düşünce özgürlüğünü sağlamak gerektiği- ni anlatan Inönu, dünyanın geli- şen koşulları içinde ulusal sana- yiinin de korunması ge ektiğıni söyledi. Demirel Daha sonra delegelerin yoğun alkışlan arasında kursüye gelen DYP Genel Başkanı Demirel, ANAP iktidarının politikalannı eleştirdi. Demirel, TÜBB'un hü- kümetle kötü olmamak için eleş- tirilerini yumuşak tutmasına da karşı çıkarak, "Sizin hiikümeüerle işiniz hakkınızdır. Hükümetin bir liitfu degildir. Hakkını alamayan bir kişi sesini çıkannazsa haksız- lığa ugramak onun bakkıdır" dedi. Enflasyon ve ülke ekonomisinin içinde bulunduğu kötu durumun sorumlusunun hükümel olduğu- nu belirten Demirel, "Bonlanı 'Aferin, iyi yaptmız' mı diyecek- siniz? Bakanlann buyiik bolürnü burada olduguna gore sıkınblan- nızı yavariak lafla geçiştirmeyip net biçimde dile gelirmelisiniz. Onlar, bunlara karşı çıkacaklar- dır. Belki dc buradan Türkiye'nin hiçbir sorunu yokmuş ya da 'Ey- vah, yanmışız' diye çıkabUirsiniz" diye konuştu. Türkiye'de serbest piyasa ekonomisinden söz edilme- sinin mümkün olmadığını, devle- tin ekonomiye müdahale ettiğini, devletin ekonomiye yüzde 45 ora- nında ağırlığını koyduğunu anla- tan Demirel, "Bütnn sıkıntılann kökünde Türkiyede gerçek bir de- mokrasi olmaması yatmakladır. Halkın yüzde 85'inin karsı oldu- |n bu iktidar sorunlan çözemez. Turkiye bugunku haliyle atı ara- baaın arkasına koşmuştur. Atı arabanın önüne koşmak iaznndır" dedi. Akbulut Demirel, konuşmasını tamam- ladıktan sonra kursüye gelen Baş- bakan Yıkunro Akbulut, Demi- rel'in konuşmasına yanıt verir bi- çimde görüşlerini aktardı. Yabancı sermayenin ve öze/leş- tirmenin karşısında durmanın ve- balini özelleştirmeye karşı olanla- rın veremeyeceğini söyleyen Akbu- lut, "Özelleştirmenin önüne set çekenler, bunun hesabını vmmet. KİTIerİD özellestirilnıesinden ya- nayız. KİT'lerin özdleştiriimesi- nin karşısında olanlann karsısın- dayız. Bizim onurnüze engel çı- kartmaktansa ozeUeştinneye karsı olup olmadıkiannı, açıkca lafı yu- varlamadan söylesinİer" diyerek Demirel'e çattı. "Türkiye'de her- kes kofloşuyor, susan, yazamayan kimse yok" diyen Akbulut, ko- nuşmasınm sonunda "Arabayı inançh insanJar çeker. Onlar gö- lurür. At arabayı çekemez" dedi Akbulut, konusmasından son- ra salondan ayrdırken yanına ge- len başkan adayı Yalım Erez ile birlikte gazetecilere fotoğraf çektirdi. HAKKI ERDEM TUNCAY ÖZKAN ANKARA — TOBB Genel Ku- rulu'nun yapıldığı salon DYP li- deri Siileyman Demirel'i bir gün once ziyaret eden delegelerin de- dikleri gibi ANAP'ın başına yıkıl- madı. Ama Odalar Birligi zemiııi ANAP'ın altından kaydı. DYP ağırlığını koyunca Cumhurbaska- nı özaJ ve ANAP'm desteklediği Ali Cosknn, a yeniden aday ola- madı. Odalar Birliği'nde DYP'nin "zafere nlasacağı" De- mirel'in genel kurula katılmasın- dan da belli oldu. Kısa bir süre önce yapılan Türk Belediyecilik Derneği Genel Ku- rulu'na tek bir bakan bile katü- mazken ANAP iktidan neredey- se Bakardar Kurulu'nu toplayabi- lecek çoğunluğuyla TOBB Genel Kurulu'nda yerini aldı. 13 bakan ve çok sayıda miUetvekiliyle genel kurul salonuna gelen Başbakan Akbulut, DYP Genel Başkanı De- mirel'i alkışlayan delegeleri dik- katle izledi. Akbulut'un hemen yanına oturan Odalar Birligi esta" başkanlarından Devlet Bakanı Mehmel Yazar hemen arasında oturan ve Demirel'i alkışlamayan delegeleri Akbulut'a göstererek, "Bakın alkışlayanlar delege degil " dedi. Demirel, kursüye çıktığında kı- sa konuşacağmı söyiediğinde de- legelerden "Kısa olmaz, anlat anlal" diye laf atıldı. Bu sırada "işi bitirdin, isi bitirdin" diye ba- ğıran bir delege ise kongre sonu- cunu özetleyiverdi. Demirel'den önce konusan ve aday olmayacağım açıklayan Ali Coşkun da kendisinin özal'ın adayı gibi sunulmak istendiğini söyleyince bazı delegelerden "Dognı, dognı" sesleri yükseldi. Demirel, oda ve borsa temsilcile- rine "Enflasyon ve işsizlik iyidir diyebikcek kirnse var mı" diye sorunca salondan yanıt olarak, "Güneş Taner" adı geldi. Demirel, konuşması sırasında "Bir insanın viicudu çok iyi ola- bilir. Hatta kolu uzun olabilir, bacağı da uzun olabilir. Ama kal- bi hasta, beyni çalışmıyorsa" söz- leriyle iktidan eleştirince salondan kahkahalar yükseldi. Bu sırada bazı bakanların Akbulut'a döne- rek baktıklan dikkati çekti. De- mirel, konuşmasını tamamlayıp Akbulut'un da elini sıktıktan son- ra genel kurul salonundan aynlır- ken Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fabrettin Kurt, "Konu- sup da dinlemeden kaçmak var mı" diye laf attı. Demirel bunun üzerine geri dönerek "Çok terle- dim, onun için gidiyonım" yanı- tını vererek salondan delegelerin büyük bir kısmını da yanına ala- rak aynldı. Başbakan Akbulut, Demirel'in elestirilerini yanıtladığı konuşma- sında, DYP'nin ve DemirePin özelieştirmeyi engellemesinden yakındı. Türkiye'de İlk Defa: KREDI SIGORTASI Bayinizden, toptancınızdan ya da iş yaptığınız herhangi bir müşterinizden alacaklarınız sigortalı mı? Değil...Her zaman için büyük zararlara uğrama tehlikesi ile karşı karşıyasınız... Ama artık bu riski yaşamak zorunda değilsiniz... Emek Şigorta, Türkiye'de ilk kez KREDI SIGORTASI hizmetini sunarak sigortacılığımıza büyük bir yenilik getiriyor. Müşteriniz ödeme güçlüğü içine düştüğünde* kredi sigortanız zararmızj 30 gün içinde karşılıyor. Artık ödeyebilecek mi ödeyemeyecek mi diye düşünmeden, müşterinize sigorta temınatınız içinde istediğiniz krediyi açabileceksiniz. Üstelik sigorta şirketinize bilgi vermek zorunda kalmadan. KREDJ SİGORTANIZ bir yıl geçerli olacak ve priminiz 3 yılfık bilançonuz, yıllık cironuz ve verdiğiniz vadelere göre hesaplanacak. Cironuzda beklenilmeyen düşüşler olduğunda priminizi de azaltabileceksiniz. KREDİ SİGORTASI'ndan bir an önce siz de yararlanm ve artık gerçek güvence ile iş yapın. * iflas etmesi veya konkordato ilan edilmesi İSTANBUL GENEL MÜOÜRLÜK BUYUKDERE CAD 165. ESENTEPE 80504 TEL 174 97 50 TLX 39321 EMSG TH FAX (75 25S6 İZMİn GAZİ BULV 52.35210 TEL 12 13 76 TLX 52292 IKBI TH FAX 19 11 74 BURSA FEVZI ÇAKMAK CAO 67 16050 TEL:1570 80 TLX 32451 KBU TB FAX 1 5 6 9 4 1 ANKARA ATATÜRK BULV 169. KlZILAY 06420 TEL 117 99 80 TLX 46909 IKTS Tfl FAX. 117 69 84 ADANA ATATÜRK BULV 01010 TEL. 14 41 62 TLX 62800 IKAO TR FAX 14 41 64 EMEK SİGORTA "risk yönetimi"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle