08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19MAYIS 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3 Ledsky Kıbrıs için geliyor • ANKARA/LEFKOŞA (Cumhoriyet) — ABD, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ile Kıbrıs Rum lideri Vasiliu arasında şubat ayında New York'ta yapılan görüşmelerin sonuçsuz kalmasının ardından, KKTC'de seçim dönemi nedeniyle kopukluğa uğrayan topluralararası görüşmeleri canlandırmak amacıyla yeniden devreye giriyor. Başkan Bush'un, Kıbns özel Koordinatörü Nelson Ledsky'yi Washington'un görüşlerini aktarmak üzere haziran başında Ankara'ya göndereceği öğrenildi. Bu arada KKTC Cumhuriyet Meclisi yeni dönemin ilk toplantısını dün yaptı. Demokratik Mücadele Partisi'nin CTP ve TKP kökenli 14 milletvekili, boykot karan uyannca birleşime katılmadüar. Atina-Belgrad gerginliği • ATİNA (Cumhuriyet) — Yunanistan'la kuzey komşusu Yugoslavya arasında tırmanan siyasi gerginlik, iki ülke arasındaki üç sınır kapısının da bugün, bir günlük kapanmasına yol açıyor. Yugoslavya'nın güneyindeki Üsküp Cumhuriyeti'nin, Kuzey Yunanistan'da Yunan dilinin yam sıra Slavca konuşan Yunan vatandaşlarını "Makedon azınlıği" olarak kabul etmesi ve bu konuda Atina hukümetine çeşitli baskılar yapması iki ülke arasındaki ilişkileri olumsuz yönde etkiliyor. Şamir'e bir şans daha • KUDÜS (AA) — lsrail Devlet Başkanı Haim Herzog, sağcı Likud cephesinin lideri Izak Şamir'i, ikinci kez hükümeti kurmakla görevlendirdi. Halen geçiş hükümetinin başkanlığını yürütmekte olan Şamir, 27 nisanda, İşçi Partisi lideri Şimon Peres'in hükümeti kuramaması üzerine, yeni kabineyi oluşturmakla görevlendirilmiş, ancak o da hükümeti kuramamıştı. Herzog, Şamir'e önceki gün ikinci kez hükümeti kurma görevini verdi ve bunun için 21 gün süre tanıdı. Muttalibov devlet başkanı • MOSKOVA (AA> — Azerbaycan Cumhuriyeti Yüksek Sovyeti, dün yaptığı toplantıda, cumhuriyette başkanlık sistemine geçilmesi konusunda anayasa değişikliğini benimseyerek, Ayaz Muttalibov'u devlet başkanlığına getirdi. Nuttalibov, devlet başkanlığına seçildikten sonra, Azerbaycan'ın kalkınması ve gelişmesi için çalışacağı yolunda yemin ederek göreve başladı. Muttalibov, Azerbaycan'ın ulusal bayramınm bundan sonra 1918 yılında bağımsız Azerbaycan devletinin kurulduğu tarih olan 28 mayısta kutlanmasını desteklediğini açıkladı. Azerbaycan'da bu yıla kadar, 1920 yılında Bolşevik yönetimin işbaşına geliş tarihi olan 28 nisan bayram olarak kutlanıyordu. Ermeni çeteler yasadışı • MOSKOVA (AA) — Ermenistan Yüksek Sovyet Prezidyumu, "Öz-Savunma Gruplan" adı altında kurulan çeteleri, yasadışı gruplar ilan etti. Prezidyumun kabul ettiği bir karar metninde, "Sadece, hükümet organlan nezdinde girişimde bulunarak böyle milis kuvvetleri kurulabileceği" belirtildi ve bunların dışındaki gruplann yasadışı oldukları kaydedildi. Ordu görevlisi Yarbay Vladimir Stitsenko'nun AFP muhabirine verdiği bilgiye göre Prezidyum, "yasaların çiğnenmesini önlemek ve asayişi sağlamak amacına yönelik olarak sivil savunma gruplarının kurulmasına Lzin verdi ve bu gruplann da resmi organlarca tescil edilmesi gerektiğini hükme bağladı. İkiAlmanya, birleşmeyolunda önemli biraşama olan 'Devlet Anlaşması'nı imzaladılar Birliğetarihi adımF. Almanya Başbakanı Kohl ile D.Almanya Başbakanı De Maiziere arasında dün imzalanan 33 sayfalık anlaşma birleşmenin 'parasal, ekonomik ve sosyal' koşullarını belirliyor. DİLEK ZAPTÇIOĞLU ~ BERLtN — Almanya Federal Cumhuriyeti ile Almanya Demok- ratik Cumhuriyeti arasındaki "Devlet Anlaşması" dün Bonn- da imzalandı. tki Almanya'nın birleşmesınin temellerini atan 33 sayfalık anlaşma, "parasal, eko- nomik ve sosyal birtik" koşulla- rını belirliyor. Almanya, milletle- rarası hukuka göre resmen birle- şene değin, bu arüaşmanın hü- kümleri yürürlükte kalacak. "Devlet AnlaşmasT Federal Al- manya'mn başkenti Bonn'da bü- yük bir gizlilik içinde hazırlandı. F.Almanya Başbakanı Helmut Kohl başkanlığındaki hükümetin uzmanlara danışarak hazırlattığı metinden bölumlerin zaman za- man basına sızdırılması, özellik- le Doğu Berlin'de rahatsızlığa yol açıyordu. Bonn'un hazırlayarak • Doğu Berlin'e sunduğu öneri üze- rine yapılan bazı değişikliklerden sonra iki hükümet mutabakata vardı. Metnin iki Başbakan Hel- mut Kohl ve Lothar de Maiziere tarafından imzalanması kararlaş- tırıldı. TARİH ONLARI YAZACAK — Federal ve Demokratik Almanya başbakanlan Helmut Kohl ve Lot- har de Maiziere, Almanya tarihine bir sayfa daha eklediler. 18 Mayıs 1990'da imzalanan 'Devlet Anlaşması' Birleşik Almanya'nın temeline konan ilk resmi taş oldu. (Fotoğraf: Reuter) Anlaşmanın önsözunde belirtil- diği gibi "Devlet Anlaşması'na kablan taraflar, sosyal pazar eko- nomisini Almanya Demokratik Cumhuriyeti'nde de tesis etmek için" bir dizi maddeye imza attı- lar. Anlaşma, "Almanya'nın bir- liginin F.AImın Anayasası'nın 23. maddesine göre kunılması ve bir- Ugia dı$ koşullannın Fransa. Sov- yetler Biriigi, Ingiltere ve Ameri- ka Birleşik Devletleri tarafından belirlenmesi" hedeflerini içeriyor. Buna göre Federal ve Demok- ratik Almanya, 1 Temmuz 1990 ta- rihinden itibaren geçerli olmak üzere "parasal biriigi" kuracak. RAlmanya'nın para birimi "De- utsche Mark" (DM) bu tarihten itibaren butün Almanya'nın tek para birimi haline gdecek. Fede- ral Alman Merkez Bankası "Bun- desbank"ın hükumranlık alanı böylece D.Alman-Polonya sının- ru teşkil eden Oder-Neisse Hattı- na kadar genişliyor. Emisyon hak- kını tek basına ele alacak olan Bundesbank, Berlin'de geçici bir merkezle D.Almanya'nın çeşitli yerlerinde 15 şube kuracak. "Parasal birtigm" önkoşulu ola- rak Demokratik Almanya'ya "ser- best pazar ekonomisine nygun bir kredi düzeni kunnasT zorunlulu- ğu getirilmekte, yani 1 temmuz- dan itibaren D.Almanya hükümeti kendi sınırları içinde özel banka- ların kurulmasına, serbest bir pa- ra ve sermaye pazanmn oluşma- sına ve mali pazarlarda faiz had- lerinin serbestçe belirlenmesine yalnız izin vermekle kalmayacak. BAKER-GORBAÇOV Görüşmelerde ilerleme sağlandıMOSKOVA (AA) — ABD Dışişleri Baka- nı Jaraes Baker, Sovyetler Birliği Başkanı Mi- hail Gorbaçov ile yaptığı görüşmelerden son- ra, ABD-Sovyet doruğunda, iki ülkenin stra- tejik nükleer saldın silahlannı yüzde 50 ora- nında azaltacak bir anlaşmamn imzalanması olasılığının hâlâ var olduğunu söyledi. Baker, dün Gorbaçov ile yaptığı beş saat- lik görtışmeden sonra gazetecilerin soruları- nı yanıtlarken, görilşmede belirli bir ölçüde ilerleme sağlanmış olmasına karşın hâlâ aşıl- ması gereken bazı sorunlar olduğunu bildirdi. ABD ile SSCB arasında, kısaca START (Strategic Arms Deduction Taks) olarak bi- linen silahsızlanma anlaşmasımn imzalanma- sım engelleyen ihıılaflar, havadan ve deniz- den fırlatılan Cruise füzeleriyle hareket ede- bilir rampalarda konuşlandırılmış füzelerin kategorilendirilmesinden kaynaklanıyor. Prunskiene, Gorbaçov'un Litvanya'nın SSCB Başkanı Gorbaçov da Baker ile gö- önerdiği tavizlere karşın bağımsızlık ilanmdan ruşmesinden once gazetecilere yaptığı açı'kla- mada, 30 mayısta başlayacak doruk toplan- tısında START anlaşmasımn imzalanması için ellerinden geleni yaptıklarıru bildirmişti. Baker dun ayrıca Litvanya Cumhuriyeti Başbakanı Kazimiera Prunskiene ile de göriiş- tü. ABD Büyukelçiliği konutunda gerçekle- şen gorüşmeyle ilgili olarak açıklama yapıl- madı. Pnınskiene'nin basın toplantısı Litvanya Başbakanı Kazimiera Prunskiene Moskova'da dün akşam bir basın toplaniuı duzenleyerek Gorbaçov ve Baker ile yaptığı go- ruşmelere ilişkin bilgi verdi. vazgeçilmesi ya da en azından bağımsızlık ila- nının askıya alınmasında ısrarlı olduğunu, aksi taktirde Litvanya'ya uygulanan ambargoyu da- ha da sertleştireceklerini açıkladığını kaydet- ti. Litvanya Parlamentosu'nun bugun yapıla- cak oturumunda konunun ele alınacağını be- lırten Prunskiene, parlamentonun bağımsız- lık ilanının askıya alınması yönunde karar al- maya hazır olduğunu, ancak Litvanya Devlet Başkanı Vitautas Landsbergis ile kendisinin buna kesinlikle karşı çıktıklarını bildirdi. Baker ile yaptığı görüşmenin yararlı oldu- ğunu belirtmekle yetinen Prunskiene, dün ay- rıca Moskova'daki Norvec, Isveç, Ingiliz, Fran- sız, Italyan ve Kanadalı diplomatlarla da go- ı uşmeler yaptı. Atina BüyükelçimizAktan,Yunanistan Başbakanı'yla görüştü MiçotakisOzal sirvesi gündemde STELYO BERBERAKİS ATİNA — Yunanistan Başba- kanı Konstanün Miçotakis, Tür- kiye ile içten, yapıcı bir diyalog kurulmast için Türk ve Yunan dı- şişleri bakanlıklarının yetkili ma- kamları arasında temaslara baş- lanmasını önerdi. Türkiye'nin Atina Büyükelçisi Giındüz Aktan'ı dün akşam par- lamentonun başbakanlık büro- sunda kabul eden Miçotakis'in, yaklaşık 25 dakika süren görüş- mede Yunan hüküm#inin Türk- Yunan diyaloğunun sürdürulme- sinden yana olduğu açıklandı. Yu- nan Hükümet Sözcüsü Viron Po- lidoras'ın açıklamasına göre Mi- çotakis, Aktan'a Yunan hüküme- tinin Türkiye ile içten ve yapıcı bir diyalog kurulmasını istediğini ve gerekli prosedurün haarlanması için iki ülke dışişleri bakanlıkla- rının yetkili makamları arasında temasların başlatılmasını önerdi. Aktan'ın Miçotakis'in bu önerisi- ne verdiği yanıtıntn hangi yönde olduğunun ise resmi açıklamada belirtilmemesi dikkati çekti. Büyükelçi Aktan, Miçotakis ile yaptığı bu görüşmesini "çok olumlu" olarak nıtelemesine kar- şın "konu hakkında bilgi vermek için talimallı olmadığım" soyle- mekle yetindi. Oysa Yunan devlet radyo ve TV'si haber bülterüerinde, Aktan- ın büyuk bir olasılıkla Başbakan Miçotakis'e Cumhurbaşkanı Tur- gut Özal ile görüşmesi için bir da- vetiye verdiğinden söz edildi. An- cak hükümet çevreleri henüz bu haberi doğrulamadılar. Miçotakis ile Özal'ın Brüksel- de görüşme olasılığı ile ilgili ha- berler son zamanlarda gerek Ati- na, gerekse Ankara'da yaygınla^ı- yor. Öte yandan Türk - Yunan diya- loğunun yeniden canlanması için gösterilen bu gayretlere Yunan ba- sını ve radyo-TV haberlerinde ge- niş yer verilıyor. Ancak anamuhalefet sosyalist PASOK lideri, eski Başbakan Andreas Papandreu Türk - Yunan diyaloğunun şu aşamada yeniden başlatılmasına karşı çıktığını açık- ladı. Papandreu bu konuda "Türk savaş uçaklan Yunanistan'ın Ege^ deki hava sahasını ihlal ettiği bir dönemde Türkiye'nin diyalog çag- rılarını kabul etmek büyiık haladır" şeklinde konuştu. bunları teşvik etmeye de yüküm- lu olacak. Toprakta, gayri menkullerde ve üretim araçlannda özel mülkiyet engellenmeyecek, özellikle teşvik edilecek ve D.Almanya'da şimdi- ye kadar yürürlükte olan ve ser- best pazar ekonomisine ters düşen sosyalist toplum ve devlet düzeni- nin hükümleri bundan sonra ke- sinlikle uygulanmayacak. D.Almanya'da "tepeden inme kapitalizm" devletin şimdiye ka- darki bütün politikalannı temel- den değiştirdi. Buna göre "D.Al- manya, ekonomi politikasında şimdiye kadar COMECON iilke- leriyle kurduğu ayncalıklı ticari ilişkileri gözetmek kaydi) la adım adım Avrupa Topluluğu'nun hu- kuknna ve ekonomik hedeflerine yöndmek" zorunda tutuluyor. D.Almanya'daki sol partiler, imzalanan anlaşmayı eleştirdiler ve "boyun eğme" anlaşması ola- rak nitelendirdiler. Komünist Parti lideri Gregor Gysi, anlaşmayla ilgili görüşme- lerin cereyan biçimini "antidemokratik" olarak nitele- di ve parlamentoda bu metne oy vermeyeceklerini söyledi. Yeşiller Partisi ile Ittifak 90 Partisi de, Bonn Anlaşması'nı "Federal Al- manya'nın diktası" olarak nite- lendirdiler. Maiziere liderliğindeki hükü- met in ortaklarından Sosyal De- mokrat Parti lideri anlaşmaya ılımlı tepki gösterdi. SSCB Ktzılordu GorbVyi uyardı MOSKOVA (AA) — Sovyetler Birliği'nde, ordunun üst-Vademe- lerinde, Başkan Mihail Gorba- çov'un izlediği politikalara karşı oluştuğu söylenen muhalefet, dün ilk kez açıkça su yüzüne çıktı ve Sovyet hükümetinin silahsızlanma .ve yumuşama yolundaki tek yan- lı adımlarına son verilmesi isten- di. Sovyetler Birliği Savunma Ba- kanlığı'nın yayın organı Kızılyıl- dız Gazetesi'nin dünkü sayısında, Kızılonfu içindeki Komünist Parti Birimlerinin Konferansı'nda, Sov- yetler Birliği Genelkurmay Başka- nı Mihail Moiseyev'in sunduğu ra- por yayımlandı. General Moiseyev raporunda, Sovyetler Birliği'nin tek yanlı as- keri indirimlerinin artık sınırına ulaştığını bildirerek, "Gerçek şu ki iyi niyetin, sağduyu ve gerçek as- keri tehdidin algılanabilmesini ön- leyebilecek bir cehalete donuşecegj bir aşamadayız" dedi. Raporda, Viyana ve Cenevre'de devam etmekte olan çeşitli forum- larda yapılan silahsızlanma görüş- melerinde elde edilecek sonuçla- rın, Kızılordu'nun savaşa hazırlık düzeyini olumsuz yonde etkileye- bileceğine işaret edilerek, bundan sonra Sovyetler Birliği'nin kesin- likle tek yanlı askeri indirime git- memesi ve bundan böyle yapıla- cak askeri indirimlerin yalmzca "karşılıklüık" temeline dayalı ol- ması gerektiği vurgulandı. DUNYADA BUGUN ALJSIRMEN Aydın Yürekliliği... MADRİD — 1990 İspanyası'nda ağıtları, acıları, yoksulluk- ları, savaşan yanları boşuna aramayın. Günümüz İspanya- sı, boğa güreşini, siestasını, koltuk meyhanelerini dünden alıp bugüne getirirken oldukça değişmiş. Bu ülke artık kişi basına yıllık geliri 10 bin dolara yaklaşan insanların yaşadh ğı bir yer. Madrid'de artık ölünmüyor, yaşanıyor. Madrid'de yaşam, bir Akdeniz ülkesinin bütün renkliliğini, canlılığını yan- sıtıyor, üstelik bir de varsıllık eklenmiş bunlara. Gerçi etiketi sosyalist, ama ekonomik politikası hiç de sos- yalist olmayan iktidarın, varlıklılara öncelik veren tutumu do- layısıyla işsizlik ve yoksulluk sorunları tümüyle çözülmemiş, hatta kimi alanlarda uçurum büyümüş, ama İspanya artık, varlıklı ülkeler kervanına, Avrupa'nın birliğine katılmış. 1992'de Avrupa' nın kültür odağı olarak kutlamalar yapıla- cak. Kırk milyon yıllık turist ikiyle katlanıp seksene çıkacak. ispanya'nın gelişmesinin özünde, Franco rejimine karşı verilen savaşım ve demokrasi yatıyor. Bugün varılan yer kı- yıların yağması pahasına elde edilen turist gelirlerinin sağ- ladığı olanaklardan da fazla, demokrasi sayesinde elde edil- miş. 16 yılda, bir faşizm ülkesi demokrasi odağına dönüşür- ken varsıllığı da birlikte sağlamış. İspanyolların bunca acıdan sonra elde ettikleri demokra- sileriyle övündüklerini, özgürlüğün soluğunu derin derin ci- ğerierine çekerlerken her nefesin değerini bildiklerini yine- lemeye bilmem gerek var mı? Doğrusu ya, bu noktaya nice özveriyie gelindiği de yadsh namaz bir gerçek. İspanyol demokratı kimi zaman hapishaneyi, kimi zaman uzun süren bir sürgünü tatmış. Ama belki de yürekliliğini en çok simgeleyen hareket, kendi ülkesinin faşist yönetim yü- zünden yalnızlığa itilmesini, yabancılar tarafından uluslara- rası planda tecrit edilmesini kabul etmiş, hatta buna öna- yak olmuş olması. İspanya'da hem kadın hareketinin hem de Birleşik Sol Ko- alisyon'un (komünistlerin önderliğinde, Sosyalist Parti dışın- daki tüm sol kuruluşların bir araya gelmesinden oluşan bu hareket, şimdi %13 oranında oya sahip ve yıldızı gittikçe yük- seldiğine göre gelecek seçimlerde daha da ileri gideceğe benziyor) önde gelen kişilerinden Cristina Almeida, arkada- şımız Mine G. Saulnier ile yaptığı çok ilginç söyteşide bu ger- çeği vurguluyor ve Franco Ispanyası'nın tecrit edilmesini, ay- dınlar olarak desteklediklerini söylüyordu. Tabii konu İspanya olunca biz de bu davranışı kolayiıkla onaylayabiliyoruz. Şili'de demokrasiye aykırı davranışlan ve- ya Güney Afrika'daki ırkçı yönetimi, iktidardaki devlet yetki- lileri bile rahatlıkla (biraz da dış etkenlerin itisiyle) kınayabi- liyorlar. Ama ya konu Türkiye olursa? Nitekim Almeida, hiç eveleyip gevelemeden söyleşisinde konuyu hemen Türkiye'ye getirivermiş. "İdeolojik çoğulculuğu kabul etmeyen toplumlar, içinde yaşadığımız şu günlerden öteye yok olmaya aday durumdadırlar" diyor Almeida ve devam ediyor: "İdeolojik çoğulculuğun sol yanına oturup sağ yanını red- deden Doğu rejimlerinin yıkılması bunu açıkça göstermiş- tir. Sağ yana oturup solu reddeden Türkiye gibi ülkelerin de içinde bulundukları durum, onların düştükleri çıkmazdan farklı bir aşamada değil. Tüm yurttaşların ideolojik çoğulcu- luğuna saygılı olmayan bir yönetim 21. yüzyılda artçı olma- ya mahkümdur. Türkiye gibi düşünce özgürlüğünün ve si- yasal örgütlenme haklarının kısıtlı olduğu ülkeler her geçen gün biraz daha yaln'zlığa itiliyorlar. Türklere karşı hiç bir kötü duygu beslemiyorum. Türkiye için üzgünüm. Ama Türkiye ve benzeri ülkeleri uluslararası alanda tecrit etmeliyiz. Tıp- kı Franco İspanyası'nı tecrit ettiğimiz gibi ispanyol aydınları tfü davranışı desteklediler." Konuşmasının başka bir yerinde Türkiye'nin geleceğinin Avrupa'da olduğunu, Türkiye'nin Avrupa'nın bir parçası sa- yılması gerektiğini söyleyen Almeida'ya hak vermemek el- de mi? Ama eğri oturup doğru konuşmak zorundayız. Türkiye'- nin uluslararası alanda tecrit edilmesinin doğru ve haklı bir hareket olduğunu söyleyebilecek aydın yürekliliği kaç kişi- de var acaba? Herkesi vatan hainliği ile suçlamaya hazır baskıcıların, de- mokrasi düşmanlarının (çağdaş vatan hainleri onlardır ger- çekte) suçlamalarına gögüs germeyi göze almış, bu suçla- malara karşı bağımsızlıkları ellerinden alınmış, çeşitli hile- lerle denetim altında tutulmaya çalışılan, mahkemeler önün- de kendini yiğitçe savunan ve"Evet çifte standart uygula- mayalım, bu koşullar altındaki tüm ülkeler gibi Türkiye'nin de uluslararası planda tecrit edilmesi doğrudur; ben böyle bir hareketi destekliyorum" diyebilecek kaç kişi var ül- kemizde? Durum böyle olunca da Türkiye'nin insanı, bizim atılım üzerine atılım yapmakta olduğumuz yıllarda Madrid'de ölen İspanya'nın insanının vardığı düzeye, yaşadığı hayata kedi ciğere bakar gibi daha çoook bakmaya mahkümdur. ^ y • I # I # # # I This announcement appears as a matter o( record only. TJV I TURKISH JOINT VENTURE • BMB Birlesmis Muhendisler Burosu A.S. • Soytek Elektrick Santrallari tesis isletme ve Ticaret A.S. • Yapi Merkesi Insaat Ve Sanayi A.S. • Soyut Yapi Ve Endustri Tesisleri Sanayi A.S. Agents in Kuvvait Abdulla Sayid Hashim Al-Gharabally Co. KUVVAITI DINAR 66.5 MILLION (EÛUIVALENT OFUSS 226 MILLION) SYNDICATED CONTRACTING FACILITIES For the Civil, Structural, Architectural and Miscellaneous VVorks ALSABIYA POVVER STATION PROJECT Ovvner KUWAIT MINISTRY 0F ELECTRICITY AND VVATER STATE OF KUVVAİT Arranged and Lead Managed by ALAHLI BANK OF KUVVAİT (K.S.C.) Partıcipant KUVVAİT FOREIGN TRADING CONTRACTING & INVESTMENT COMPANY (S.A.K.) Agent 99 9$9$o 66o 66 ALAHLI BANK OF KUVVAİT (K.S.C.) May 1990 I I I I i AUKO/MAK 9 0"MADENCİLİK VE SONDAJ YILI" ETKİNLİKLER PROGRAMI 22-MAYIS-1990 Salı MADENCİÜK SEMİNERİ YÖNETEN : Prof. Dr. Erdoğan YÛZER tTÜ Maden Fakj 'esı DeKam 10.00-11.00 NamfcESMER Cevher Hazırtama Teknolojisindeki Gelışmeler ve Tûrkiye'deki Durum 11.00 -12.00 Prof. Dr. Güven ÖNAL ITÜ Maden FakffliesÖSr Ûyes Türkiye'de Düşük Tenörlü Demir Cevherlennin Demir Çelık Endüstrist'nde KufenılmaCKanaklan 12.00 • 13.00 Prof. Dr. Zeki DOĞAN ITÛ Maden Fakûltesı Öğr Ûyesı Türk Madencüiğıntn Dünya Madencıliğı içindeki Yerı 14.00 • 15.00 Prof. Dr. Şinasi ESKİKAYA İTÜ Maden Fakûltesı Öğr Ûyesi Maden Ticarettn Etkin Olabılecek Faktörler 15.00-16.00 Prof. Dr. Işık ÖZPEKER ITÛ Maden Fakûllesı Öğr Ûyesı Tûrkiye'deOzel Madencilik Rrmalannın Sorurlan Memduh ÖZKOÇAK (MAD. MÜH.) FUL Dış Ticaret (Ankara) . P AN E L 22- Mayıs 1990 Salı 16.00 -18.00 KONU YÖNETEN PANALİSTLER 23-MAYIS-1990 Çarşamba SONDAJ SEMİNERİ YÖNETEN Prof. Dr. Ayiin GÖKTEKİN !TÛ Maden Fakjfeesı Peirol MOh Bl Bşk. 10.00 • 11.00 Türkiye'de Ğzel Sondajalık Rrmalannın Sorunları ErayERDOĞAN MASU SONDAJCILIK (istanbul) MehmetTÜRKÖVER SUSAN SONDAJ LTD.ŞTİ. (izmir) 14.00 - 15.00 DünyadaveTûrkıye'deSondajcılığın Tarihçesi ve Geieceğe İtışkin Tanminler Atilla YALÇIN Maden Yük.Mûh. İTÜ Maden Fakûllea ö§r GArevls 15.00 -16.00 Jeotermal Sondajların Özellıklen ve KJIanılan Donanımlar Ümran ŞERPEN Petroi Yuk MOh. ITÛ Macen Faküllesı öğr Görevlisi 16.00 • 17.00 Petrol Sondaj Teknolojisi TulgaULAŞ Petral Yûk. Mûh. TPAO(3enelMûdü«ğC : Türk Madenaliğinin Geçmişi, Bugunü ve Geleceğı Hakkında Görüşler : Atİlla YALÇIN Tû-fcye Maoenc^r Der Bşk. : Maden Daıresi Eskı Başkanları Çelik TEKİN - ibfahim KALLİOĞLU KadrıYERSEL • Atilla AYBAY - Kamıl HA2NEDAROĞLU ffî AFEKS
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle