Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19MAYIS 1990 DIŞ HABERLER CUMHURİYET/3
Ledsky Kıbrıs
için geliyor
• ANKARA/LEFKOŞA
(Cumhoriyet) — ABD,
KKTC Cumhurbaşkanı
Rauf Denktaş ile Kıbrıs
Rum lideri Vasiliu arasında
şubat ayında New York'ta
yapılan görüşmelerin
sonuçsuz kalmasının
ardından, KKTC'de seçim
dönemi nedeniyle
kopukluğa uğrayan
topluralararası görüşmeleri
canlandırmak amacıyla
yeniden devreye giriyor.
Başkan Bush'un, Kıbns
özel Koordinatörü Nelson
Ledsky'yi Washington'un
görüşlerini aktarmak üzere
haziran başında Ankara'ya
göndereceği öğrenildi. Bu
arada KKTC Cumhuriyet
Meclisi yeni dönemin ilk
toplantısını dün yaptı.
Demokratik Mücadele
Partisi'nin CTP ve TKP
kökenli 14 milletvekili,
boykot karan uyannca
birleşime katılmadüar.
Atina-Belgrad
gerginliği
• ATİNA (Cumhuriyet)
— Yunanistan'la kuzey
komşusu Yugoslavya
arasında tırmanan siyasi
gerginlik, iki ülke
arasındaki üç sınır
kapısının da bugün, bir
günlük kapanmasına yol
açıyor. Yugoslavya'nın
güneyindeki Üsküp
Cumhuriyeti'nin, Kuzey
Yunanistan'da Yunan dilinin
yam sıra Slavca konuşan
Yunan vatandaşlarını
"Makedon azınlıği" olarak
kabul etmesi ve bu konuda
Atina hukümetine çeşitli
baskılar yapması iki ülke
arasındaki ilişkileri olumsuz
yönde etkiliyor.
Şamir'e bir
şans daha
• KUDÜS (AA) — lsrail
Devlet Başkanı Haim
Herzog, sağcı Likud
cephesinin lideri Izak
Şamir'i, ikinci kez
hükümeti kurmakla
görevlendirdi. Halen geçiş
hükümetinin başkanlığını
yürütmekte olan Şamir, 27
nisanda, İşçi Partisi lideri
Şimon Peres'in hükümeti
kuramaması üzerine, yeni
kabineyi oluşturmakla
görevlendirilmiş, ancak o
da hükümeti kuramamıştı.
Herzog, Şamir'e önceki gün
ikinci kez hükümeti kurma
görevini verdi ve bunun için
21 gün süre tanıdı.
Muttalibov
devlet başkanı
• MOSKOVA (AA> —
Azerbaycan Cumhuriyeti
Yüksek Sovyeti, dün yaptığı
toplantıda, cumhuriyette
başkanlık sistemine
geçilmesi konusunda
anayasa değişikliğini
benimseyerek, Ayaz
Muttalibov'u devlet
başkanlığına getirdi.
Nuttalibov, devlet
başkanlığına seçildikten
sonra, Azerbaycan'ın
kalkınması ve gelişmesi için
çalışacağı yolunda yemin
ederek göreve başladı.
Muttalibov, Azerbaycan'ın
ulusal bayramınm bundan
sonra 1918 yılında bağımsız
Azerbaycan devletinin
kurulduğu tarih olan 28
mayısta kutlanmasını
desteklediğini açıkladı.
Azerbaycan'da bu yıla
kadar, 1920 yılında
Bolşevik yönetimin işbaşına
geliş tarihi olan 28 nisan
bayram olarak kutlanıyordu.
Ermeni çeteler
yasadışı
• MOSKOVA (AA) —
Ermenistan Yüksek Sovyet
Prezidyumu, "Öz-Savunma
Gruplan" adı altında
kurulan çeteleri, yasadışı
gruplar ilan etti.
Prezidyumun kabul ettiği
bir karar metninde,
"Sadece, hükümet organlan
nezdinde girişimde
bulunarak böyle milis
kuvvetleri kurulabileceği"
belirtildi ve bunların
dışındaki gruplann yasadışı
oldukları kaydedildi. Ordu
görevlisi Yarbay Vladimir
Stitsenko'nun AFP
muhabirine verdiği bilgiye
göre Prezidyum, "yasaların
çiğnenmesini önlemek ve
asayişi sağlamak amacına
yönelik olarak sivil
savunma gruplarının
kurulmasına Lzin verdi ve
bu gruplann da resmi
organlarca tescil edilmesi
gerektiğini hükme bağladı.
İkiAlmanya, birleşmeyolunda önemli biraşama olan 'Devlet Anlaşması'nı imzaladılar
Birliğetarihi adımF. Almanya Başbakanı
Kohl ile D.Almanya
Başbakanı De Maiziere
arasında dün imzalanan 33
sayfalık anlaşma
birleşmenin 'parasal,
ekonomik ve sosyal'
koşullarını belirliyor.
DİLEK ZAPTÇIOĞLU ~
BERLtN — Almanya Federal
Cumhuriyeti ile Almanya Demok-
ratik Cumhuriyeti arasındaki
"Devlet Anlaşması" dün Bonn-
da imzalandı. tki Almanya'nın
birleşmesınin temellerini atan 33
sayfalık anlaşma, "parasal, eko-
nomik ve sosyal birtik" koşulla-
rını belirliyor. Almanya, milletle-
rarası hukuka göre resmen birle-
şene değin, bu arüaşmanın hü-
kümleri yürürlükte kalacak.
"Devlet AnlaşmasT Federal Al-
manya'mn başkenti Bonn'da bü-
yük bir gizlilik içinde hazırlandı.
F.Almanya Başbakanı Helmut
Kohl başkanlığındaki hükümetin
uzmanlara danışarak hazırlattığı
metinden bölumlerin zaman za-
man basına sızdırılması, özellik-
le Doğu Berlin'de rahatsızlığa yol
açıyordu. Bonn'un hazırlayarak •
Doğu Berlin'e sunduğu öneri üze-
rine yapılan bazı değişikliklerden
sonra iki hükümet mutabakata
vardı. Metnin iki Başbakan Hel-
mut Kohl ve Lothar de Maiziere
tarafından imzalanması kararlaş-
tırıldı.
TARİH ONLARI YAZACAK — Federal ve Demokratik Almanya başbakanlan Helmut Kohl ve Lot-
har de Maiziere, Almanya tarihine bir sayfa daha eklediler. 18 Mayıs 1990'da imzalanan 'Devlet
Anlaşması' Birleşik Almanya'nın temeline konan ilk resmi taş oldu. (Fotoğraf: Reuter)
Anlaşmanın önsözunde belirtil-
diği gibi "Devlet Anlaşması'na
kablan taraflar, sosyal pazar eko-
nomisini Almanya Demokratik
Cumhuriyeti'nde de tesis etmek
için" bir dizi maddeye imza attı-
lar. Anlaşma, "Almanya'nın bir-
liginin F.AImın Anayasası'nın 23.
maddesine göre kunılması ve bir-
Ugia dı$ koşullannın Fransa. Sov-
yetler Biriigi, Ingiltere ve Ameri-
ka Birleşik Devletleri tarafından
belirlenmesi" hedeflerini içeriyor.
Buna göre Federal ve Demok-
ratik Almanya, 1 Temmuz 1990 ta-
rihinden itibaren geçerli olmak
üzere "parasal biriigi" kuracak.
RAlmanya'nın para birimi "De-
utsche Mark" (DM) bu tarihten
itibaren butün Almanya'nın tek
para birimi haline gdecek. Fede-
ral Alman Merkez Bankası "Bun-
desbank"ın hükumranlık alanı
böylece D.Alman-Polonya sının-
ru teşkil eden Oder-Neisse Hattı-
na kadar genişliyor. Emisyon hak-
kını tek basına ele alacak olan
Bundesbank, Berlin'de geçici bir
merkezle D.Almanya'nın çeşitli
yerlerinde 15 şube kuracak.
"Parasal birtigm" önkoşulu ola-
rak Demokratik Almanya'ya "ser-
best pazar ekonomisine nygun bir
kredi düzeni kunnasT zorunlulu-
ğu getirilmekte, yani 1 temmuz-
dan itibaren D.Almanya hükümeti
kendi sınırları içinde özel banka-
ların kurulmasına, serbest bir pa-
ra ve sermaye pazanmn oluşma-
sına ve mali pazarlarda faiz had-
lerinin serbestçe belirlenmesine
yalnız izin vermekle kalmayacak.
BAKER-GORBAÇOV
Görüşmelerde ilerleme sağlandıMOSKOVA (AA) — ABD Dışişleri Baka-
nı Jaraes Baker, Sovyetler Birliği Başkanı Mi-
hail Gorbaçov ile yaptığı görüşmelerden son-
ra, ABD-Sovyet doruğunda, iki ülkenin stra-
tejik nükleer saldın silahlannı yüzde 50 ora-
nında azaltacak bir anlaşmamn imzalanması
olasılığının hâlâ var olduğunu söyledi.
Baker, dün Gorbaçov ile yaptığı beş saat-
lik görtışmeden sonra gazetecilerin soruları-
nı yanıtlarken, görilşmede belirli bir ölçüde
ilerleme sağlanmış olmasına karşın hâlâ aşıl-
ması gereken bazı sorunlar olduğunu bildirdi.
ABD ile SSCB arasında, kısaca START
(Strategic Arms Deduction Taks) olarak bi-
linen silahsızlanma anlaşmasımn imzalanma-
sım engelleyen ihıılaflar, havadan ve deniz-
den fırlatılan Cruise füzeleriyle hareket ede-
bilir rampalarda konuşlandırılmış füzelerin
kategorilendirilmesinden kaynaklanıyor. Prunskiene, Gorbaçov'un Litvanya'nın
SSCB Başkanı Gorbaçov da Baker ile gö- önerdiği tavizlere karşın bağımsızlık ilanmdan
ruşmesinden once gazetecilere yaptığı açı'kla-
mada, 30 mayısta başlayacak doruk toplan-
tısında START anlaşmasımn imzalanması için
ellerinden geleni yaptıklarıru bildirmişti.
Baker dun ayrıca Litvanya Cumhuriyeti
Başbakanı Kazimiera Prunskiene ile de göriiş-
tü. ABD Büyukelçiliği konutunda gerçekle-
şen gorüşmeyle ilgili olarak açıklama yapıl-
madı.
Pnınskiene'nin basın toplantısı
Litvanya Başbakanı Kazimiera Prunskiene
Moskova'da dün akşam bir basın toplaniuı
duzenleyerek Gorbaçov ve Baker ile yaptığı go-
ruşmelere ilişkin bilgi verdi.
vazgeçilmesi ya da en azından bağımsızlık ila-
nının askıya alınmasında ısrarlı olduğunu, aksi
taktirde Litvanya'ya uygulanan ambargoyu da-
ha da sertleştireceklerini açıkladığını kaydet-
ti. Litvanya Parlamentosu'nun bugun yapıla-
cak oturumunda konunun ele alınacağını be-
lırten Prunskiene, parlamentonun bağımsız-
lık ilanının askıya alınması yönunde karar al-
maya hazır olduğunu, ancak Litvanya Devlet
Başkanı Vitautas Landsbergis ile kendisinin
buna kesinlikle karşı çıktıklarını bildirdi.
Baker ile yaptığı görüşmenin yararlı oldu-
ğunu belirtmekle yetinen Prunskiene, dün ay-
rıca Moskova'daki Norvec, Isveç, Ingiliz, Fran-
sız, Italyan ve Kanadalı diplomatlarla da go-
ı uşmeler yaptı.
Atina BüyükelçimizAktan,Yunanistan Başbakanı'yla görüştü
MiçotakisOzal sirvesi gündemde
STELYO BERBERAKİS
ATİNA — Yunanistan Başba-
kanı Konstanün Miçotakis, Tür-
kiye ile içten, yapıcı bir diyalog
kurulmast için Türk ve Yunan dı-
şişleri bakanlıklarının yetkili ma-
kamları arasında temaslara baş-
lanmasını önerdi.
Türkiye'nin Atina Büyükelçisi
Giındüz Aktan'ı dün akşam par-
lamentonun başbakanlık büro-
sunda kabul eden Miçotakis'in,
yaklaşık 25 dakika süren görüş-
mede Yunan hüküm#inin Türk-
Yunan diyaloğunun sürdürulme-
sinden yana olduğu açıklandı. Yu-
nan Hükümet Sözcüsü Viron Po-
lidoras'ın açıklamasına göre Mi-
çotakis, Aktan'a Yunan hüküme-
tinin Türkiye ile içten ve yapıcı bir
diyalog kurulmasını istediğini ve
gerekli prosedurün haarlanması
için iki ülke dışişleri bakanlıkla-
rının yetkili makamları arasında
temasların başlatılmasını önerdi.
Aktan'ın Miçotakis'in bu önerisi-
ne verdiği yanıtıntn hangi yönde
olduğunun ise resmi açıklamada
belirtilmemesi dikkati çekti.
Büyükelçi Aktan, Miçotakis ile
yaptığı bu görüşmesini "çok
olumlu" olarak nıtelemesine kar-
şın "konu hakkında bilgi vermek
için talimallı olmadığım" soyle-
mekle yetindi.
Oysa Yunan devlet radyo ve
TV'si haber bülterüerinde, Aktan-
ın büyuk bir olasılıkla Başbakan
Miçotakis'e Cumhurbaşkanı Tur-
gut Özal ile görüşmesi için bir da-
vetiye verdiğinden söz edildi. An-
cak hükümet çevreleri henüz bu
haberi doğrulamadılar.
Miçotakis ile Özal'ın Brüksel-
de görüşme olasılığı ile ilgili ha-
berler son zamanlarda gerek Ati-
na, gerekse Ankara'da yaygınla^ı-
yor.
Öte yandan Türk - Yunan diya-
loğunun yeniden canlanması için
gösterilen bu gayretlere Yunan ba-
sını ve radyo-TV haberlerinde ge-
niş yer verilıyor.
Ancak anamuhalefet sosyalist
PASOK lideri, eski Başbakan
Andreas Papandreu Türk - Yunan
diyaloğunun şu aşamada yeniden
başlatılmasına karşı çıktığını açık-
ladı. Papandreu bu konuda "Türk
savaş uçaklan Yunanistan'ın Ege^
deki hava sahasını ihlal ettiği bir
dönemde Türkiye'nin diyalog çag-
rılarını kabul etmek büyiık
haladır" şeklinde konuştu.
bunları teşvik etmeye de yüküm-
lu olacak.
Toprakta, gayri menkullerde ve
üretim araçlannda özel mülkiyet
engellenmeyecek, özellikle teşvik
edilecek ve D.Almanya'da şimdi-
ye kadar yürürlükte olan ve ser-
best pazar ekonomisine ters düşen
sosyalist toplum ve devlet düzeni-
nin hükümleri bundan sonra ke-
sinlikle uygulanmayacak.
D.Almanya'da "tepeden inme
kapitalizm" devletin şimdiye ka-
darki bütün politikalannı temel-
den değiştirdi. Buna göre "D.Al-
manya, ekonomi politikasında
şimdiye kadar COMECON iilke-
leriyle kurduğu ayncalıklı ticari
ilişkileri gözetmek kaydi) la adım
adım Avrupa Topluluğu'nun hu-
kuknna ve ekonomik hedeflerine
yöndmek" zorunda tutuluyor.
D.Almanya'daki sol partiler,
imzalanan anlaşmayı eleştirdiler
ve "boyun eğme" anlaşması ola-
rak nitelendirdiler.
Komünist Parti lideri Gregor
Gysi, anlaşmayla ilgili görüşme-
lerin cereyan biçimini
"antidemokratik" olarak nitele-
di ve parlamentoda bu metne oy
vermeyeceklerini söyledi. Yeşiller
Partisi ile Ittifak 90 Partisi de,
Bonn Anlaşması'nı "Federal Al-
manya'nın diktası" olarak nite-
lendirdiler.
Maiziere liderliğindeki hükü-
met in ortaklarından Sosyal De-
mokrat Parti lideri anlaşmaya
ılımlı tepki gösterdi.
SSCB
Ktzılordu
GorbVyi
uyardı
MOSKOVA (AA) — Sovyetler
Birliği'nde, ordunun üst-Vademe-
lerinde, Başkan Mihail Gorba-
çov'un izlediği politikalara karşı
oluştuğu söylenen muhalefet, dün
ilk kez açıkça su yüzüne çıktı ve
Sovyet hükümetinin silahsızlanma
.ve yumuşama yolundaki tek yan-
lı adımlarına son verilmesi isten-
di. Sovyetler Birliği Savunma Ba-
kanlığı'nın yayın organı Kızılyıl-
dız Gazetesi'nin dünkü sayısında,
Kızılonfu içindeki Komünist Parti
Birimlerinin Konferansı'nda, Sov-
yetler Birliği Genelkurmay Başka-
nı Mihail Moiseyev'in sunduğu ra-
por yayımlandı.
General Moiseyev raporunda,
Sovyetler Birliği'nin tek yanlı as-
keri indirimlerinin artık sınırına
ulaştığını bildirerek, "Gerçek şu ki
iyi niyetin, sağduyu ve gerçek as-
keri tehdidin algılanabilmesini ön-
leyebilecek bir cehalete donuşecegj
bir aşamadayız" dedi.
Raporda, Viyana ve Cenevre'de
devam etmekte olan çeşitli forum-
larda yapılan silahsızlanma görüş-
melerinde elde edilecek sonuçla-
rın, Kızılordu'nun savaşa hazırlık
düzeyini olumsuz yonde etkileye-
bileceğine işaret edilerek, bundan
sonra Sovyetler Birliği'nin kesin-
likle tek yanlı askeri indirime git-
memesi ve bundan böyle yapıla-
cak askeri indirimlerin yalmzca
"karşılıklüık" temeline dayalı ol-
ması gerektiği vurgulandı.
DUNYADA BUGUN
ALJSIRMEN
Aydın Yürekliliği...
MADRİD — 1990 İspanyası'nda ağıtları, acıları, yoksulluk-
ları, savaşan yanları boşuna aramayın. Günümüz İspanya-
sı, boğa güreşini, siestasını, koltuk meyhanelerini dünden
alıp bugüne getirirken oldukça değişmiş. Bu ülke artık kişi
basına yıllık geliri 10 bin dolara yaklaşan insanların yaşadh
ğı bir yer. Madrid'de artık ölünmüyor, yaşanıyor. Madrid'de
yaşam, bir Akdeniz ülkesinin bütün renkliliğini, canlılığını yan-
sıtıyor, üstelik bir de varsıllık eklenmiş bunlara.
Gerçi etiketi sosyalist, ama ekonomik politikası hiç de sos-
yalist olmayan iktidarın, varlıklılara öncelik veren tutumu do-
layısıyla işsizlik ve yoksulluk sorunları tümüyle çözülmemiş,
hatta kimi alanlarda uçurum büyümüş, ama İspanya artık,
varlıklı ülkeler kervanına, Avrupa'nın birliğine katılmış.
1992'de Avrupa' nın kültür odağı olarak kutlamalar yapıla-
cak. Kırk milyon yıllık turist ikiyle katlanıp seksene çıkacak.
ispanya'nın gelişmesinin özünde, Franco rejimine karşı
verilen savaşım ve demokrasi yatıyor. Bugün varılan yer kı-
yıların yağması pahasına elde edilen turist gelirlerinin sağ-
ladığı olanaklardan da fazla, demokrasi sayesinde elde edil-
miş. 16 yılda, bir faşizm ülkesi demokrasi odağına dönüşür-
ken varsıllığı da birlikte sağlamış.
İspanyolların bunca acıdan sonra elde ettikleri demokra-
sileriyle övündüklerini, özgürlüğün soluğunu derin derin ci-
ğerierine çekerlerken her nefesin değerini bildiklerini yine-
lemeye bilmem gerek var mı?
Doğrusu ya, bu noktaya nice özveriyie gelindiği de yadsh
namaz bir gerçek.
İspanyol demokratı kimi zaman hapishaneyi, kimi zaman
uzun süren bir sürgünü tatmış. Ama belki de yürekliliğini en
çok simgeleyen hareket, kendi ülkesinin faşist yönetim yü-
zünden yalnızlığa itilmesini, yabancılar tarafından uluslara-
rası planda tecrit edilmesini kabul etmiş, hatta buna öna-
yak olmuş olması.
İspanya'da hem kadın hareketinin hem de Birleşik Sol Ko-
alisyon'un (komünistlerin önderliğinde, Sosyalist Parti dışın-
daki tüm sol kuruluşların bir araya gelmesinden oluşan bu
hareket, şimdi %13 oranında oya sahip ve yıldızı gittikçe yük-
seldiğine göre gelecek seçimlerde daha da ileri gideceğe
benziyor) önde gelen kişilerinden Cristina Almeida, arkada-
şımız Mine G. Saulnier ile yaptığı çok ilginç söyteşide bu ger-
çeği vurguluyor ve Franco Ispanyası'nın tecrit edilmesini, ay-
dınlar olarak desteklediklerini söylüyordu.
Tabii konu İspanya olunca biz de bu davranışı kolayiıkla
onaylayabiliyoruz. Şili'de demokrasiye aykırı davranışlan ve-
ya Güney Afrika'daki ırkçı yönetimi, iktidardaki devlet yetki-
lileri bile rahatlıkla (biraz da dış etkenlerin itisiyle) kınayabi-
liyorlar.
Ama ya konu Türkiye olursa?
Nitekim Almeida, hiç eveleyip gevelemeden söyleşisinde
konuyu hemen Türkiye'ye getirivermiş.
"İdeolojik çoğulculuğu kabul etmeyen toplumlar, içinde
yaşadığımız şu günlerden öteye yok olmaya aday
durumdadırlar" diyor Almeida ve devam ediyor:
"İdeolojik çoğulculuğun sol yanına oturup sağ yanını red-
deden Doğu rejimlerinin yıkılması bunu açıkça göstermiş-
tir. Sağ yana oturup solu reddeden Türkiye gibi ülkelerin de
içinde bulundukları durum, onların düştükleri çıkmazdan
farklı bir aşamada değil. Tüm yurttaşların ideolojik çoğulcu-
luğuna saygılı olmayan bir yönetim 21. yüzyılda artçı olma-
ya mahkümdur. Türkiye gibi düşünce özgürlüğünün ve si-
yasal örgütlenme haklarının kısıtlı olduğu ülkeler her geçen
gün biraz daha yaln'zlığa itiliyorlar. Türklere karşı hiç bir kötü
duygu beslemiyorum. Türkiye için üzgünüm. Ama Türkiye
ve benzeri ülkeleri uluslararası alanda tecrit etmeliyiz. Tıp-
kı Franco İspanyası'nı tecrit ettiğimiz gibi ispanyol aydınları
tfü davranışı desteklediler."
Konuşmasının başka bir yerinde Türkiye'nin geleceğinin
Avrupa'da olduğunu, Türkiye'nin Avrupa'nın bir parçası sa-
yılması gerektiğini söyleyen Almeida'ya hak vermemek el-
de mi?
Ama eğri oturup doğru konuşmak zorundayız. Türkiye'-
nin uluslararası alanda tecrit edilmesinin doğru ve haklı bir
hareket olduğunu söyleyebilecek aydın yürekliliği kaç kişi-
de var acaba?
Herkesi vatan hainliği ile suçlamaya hazır baskıcıların, de-
mokrasi düşmanlarının (çağdaş vatan hainleri onlardır ger-
çekte) suçlamalarına gögüs germeyi göze almış, bu suçla-
malara karşı bağımsızlıkları ellerinden alınmış, çeşitli hile-
lerle denetim altında tutulmaya çalışılan, mahkemeler önün-
de kendini yiğitçe savunan ve"Evet çifte standart uygula-
mayalım, bu koşullar altındaki tüm ülkeler gibi Türkiye'nin
de uluslararası planda tecrit edilmesi doğrudur; ben böyle
bir hareketi destekliyorum" diyebilecek kaç kişi var ül-
kemizde?
Durum böyle olunca da Türkiye'nin insanı, bizim atılım
üzerine atılım yapmakta olduğumuz yıllarda Madrid'de ölen
İspanya'nın insanının vardığı düzeye, yaşadığı hayata kedi
ciğere bakar gibi daha çoook bakmaya mahkümdur.
^ y •
I
#
I
#
#
#
I
This announcement appears as a
matter o( record only.
TJV
I
TURKISH JOINT VENTURE
• BMB Birlesmis Muhendisler Burosu A.S.
• Soytek Elektrick Santrallari tesis isletme ve Ticaret A.S.
• Yapi Merkesi Insaat Ve Sanayi A.S.
• Soyut Yapi Ve Endustri Tesisleri Sanayi A.S.
Agents in Kuvvait
Abdulla Sayid Hashim Al-Gharabally Co.
KUVVAITI DINAR 66.5 MILLION (EÛUIVALENT OFUSS 226 MILLION)
SYNDICATED CONTRACTING FACILITIES
For the
Civil, Structural, Architectural and Miscellaneous VVorks
ALSABIYA POVVER STATION PROJECT
Ovvner
KUWAIT MINISTRY 0F ELECTRICITY AND VVATER
STATE OF KUVVAİT
Arranged and Lead Managed by
ALAHLI BANK OF KUVVAİT (K.S.C.)
Partıcipant
KUVVAİT FOREIGN TRADING CONTRACTING & INVESTMENT COMPANY
(S.A.K.)
Agent
99
9$9$o
66o
66
ALAHLI BANK OF KUVVAİT (K.S.C.)
May 1990
I
I
I
I
i
AUKO/MAK 9 0"MADENCİLİK VE SONDAJ YILI" ETKİNLİKLER PROGRAMI
22-MAYIS-1990 Salı
MADENCİÜK SEMİNERİ
YÖNETEN : Prof. Dr. Erdoğan YÛZER
tTÜ Maden Fakj 'esı DeKam
10.00-11.00 NamfcESMER
Cevher Hazırtama Teknolojisindeki
Gelışmeler ve Tûrkiye'deki Durum
11.00 -12.00 Prof. Dr. Güven ÖNAL
ITÜ Maden FakffliesÖSr Ûyes
Türkiye'de Düşük Tenörlü
Demir Cevherlennin Demir
Çelık Endüstrist'nde
KufenılmaCKanaklan
12.00 • 13.00 Prof. Dr. Zeki DOĞAN
ITÛ Maden Fakûltesı Öğr Ûyesı
Türk Madencüiğıntn Dünya
Madencıliğı içindeki Yerı
14.00 • 15.00 Prof. Dr. Şinasi ESKİKAYA
İTÜ Maden Fakûltesı Öğr Ûyesi
Maden Ticarettn Etkin
Olabılecek Faktörler
15.00-16.00 Prof. Dr. Işık ÖZPEKER
ITÛ Maden Fakûllesı Öğr Ûyesı
Tûrkiye'deOzel Madencilik
Rrmalannın Sorurlan
Memduh ÖZKOÇAK
(MAD. MÜH.)
FUL Dış Ticaret (Ankara) .
P AN E L
22- Mayıs 1990 Salı
16.00 -18.00
KONU
YÖNETEN
PANALİSTLER
23-MAYIS-1990 Çarşamba
SONDAJ SEMİNERİ
YÖNETEN Prof. Dr. Ayiin GÖKTEKİN
!TÛ Maden Fakjfeesı Peirol MOh Bl Bşk.
10.00 • 11.00 Türkiye'de Ğzel Sondajalık
Rrmalannın Sorunları
ErayERDOĞAN
MASU SONDAJCILIK (istanbul)
MehmetTÜRKÖVER
SUSAN SONDAJ LTD.ŞTİ. (izmir)
14.00 - 15.00 DünyadaveTûrkıye'deSondajcılığın
Tarihçesi ve Geieceğe
İtışkin Tanminler
Atilla YALÇIN Maden Yük.Mûh.
İTÜ Maden Fakûllea ö§r GArevls
15.00 -16.00 Jeotermal Sondajların Özellıklen
ve KJIanılan Donanımlar
Ümran ŞERPEN Petroi Yuk MOh.
ITÛ Macen Faküllesı öğr Görevlisi
16.00 • 17.00 Petrol Sondaj Teknolojisi
TulgaULAŞ Petral Yûk. Mûh.
TPAO(3enelMûdü«ğC
: Türk Madenaliğinin Geçmişi, Bugunü ve Geleceğı Hakkında Görüşler
: Atİlla YALÇIN Tû-fcye Maoenc^r Der Bşk.
: Maden Daıresi Eskı Başkanları
Çelik TEKİN - ibfahim KALLİOĞLU
KadrıYERSEL • Atilla AYBAY - Kamıl HA2NEDAROĞLU
ffî AFEKS