Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahibi: Cumhurıyçt Matbaacılık ve Gazetecılik Turk Anonim Şirkeli adına
N»dir N»di 0 Genel Yayın Muduru: Hasan CemaJ. Müessese Müdürıi:
Emine Ujaklıgil, Yazj Ijleri Müduru: Ok«> Goıtrasin. 0 Hat>er Merkezî
Müdürü: Valçın Baver, Sayfa Duzeni Yöneımeni: Ali A£*r. 0 Temstkıier
ANKARA Ahmeı Ta». IZMtR: Hikme) Çetınkaya, ADANA: Çrtin Ygenoğlıj
I; Polilika: Otal Ba$bagl(. Dı; Haberier: Eıgını Bala. Ekonomi Ctngiz Turtun, I; Sendıka: Şiiknn KHrnd, Kültur Crtd l a « .
Egîtım: Genca> !?B>ton. Haber Araştınna: Umei Berkan. Vun Har-erltT N«rdel Dogan. Spor Danısmajıı Abdtükadir Yüccfcnaıı.
Dıa YazıUr: kemn Çafcşlan, \m>tırma: Şafıûı Alpa). Duzeltme Abdudalı Yızıcı. 0 koonünator: Ahmeı Korulsu, 0 Maü Uler:
Eıol Erituc 9 Muhascbe Bulftıc \fcwr 0 Bulçc-Planlama: Sojp (Kmanbes<Mj*lu # Kcklam: A»r Tonm. 9 Ek YaytnJar: HuİM
\twJ • Idare: H«M->ın Gunr. 9 HlKme Oada ÇeKk. 0 Bılgı-lşleın: Nul lıul. • Persond: Sevp BosUnaoifcı.
&Hnn w Hnwr Ojmhunyc! Malbaaabk vc Gazctcalık T.VŞ. TUrk Oa* CJİ 39/4]
-H"4
l«- PK: 246-lsunbul Td: 512 05 Oi (20 hal). TMo: 22246 Faı: (II 526 60 72 #
Burohr Ankm: Zı» Gokalp Blv Inkılap S. So: 19/4, Tö: 133 II 41-47. Ttfcjc 42344 FKU (4) 133
05 65 0 bmr H Ziya Blv. 1352 Si'3, "fi± 13 12 30, Töot 52359 Fıx: (51) 19 53 «0
0 Aıbıu: Inonu Cai 119 S Na 1 K» I, Td !9 37 52 (4 haı), Tdot 6215!, RB: (71) 19 37 52
TAKVİM: 19 MAYIS 1990 tmsak: 3.48 Güneş: 5.36 Öğle: 13.05 Ikindi: 17.02 Akşam: 20.25 Yaısı: 22.05
Üniversitelerarası Kurul toplandı
• • ««
'Universite YOK'ün
şemsiyesi altında'
Kurul Başkanı Prof. Bozer, Milli Eğitim
Bakanı'nın rektörlerden yeni üniversiteler
yaşası için tasarı istemesini eleştirerek
"Üniversiteler YÖK'ün şemsiyesi altındadır"
dedi. YÖK Başkanı Prof. Doğramacı, paralı
universite kararnamesinin hükümeti ilgilendireı
bir konu olduğunu öne sürdü.
ANKARA (Cumhuriyet Buro-
su) — Yasal dayanaktan yoksun
olduğu belirlenen, üniversüeler-
de paralı sisteme geçilmesine iliş-
kin kanun hükmünde kararname
ile yeni üniversiteler yasası konu-
sundaki tartışmalar sürüyor.
YÖK Başkanı Prof. Dr. İhsan
Doğramacı, son kararnamenin
hükümeti ilgilendiren bir konu
olduğunu, ancak bu konuda
KHK ile değişiklik yapılabilece-
ğini öne sürdü. Üniversitelerara-
sı Kurul Başkanı Prof. Dr. Yük-
sel Bozer ise Milli Eğitim Baka-
nı Avni Akyol'un yeni üniversi-
teler yasası konusunda YÖK'ü at-
layarak direkt üniversitelerden
görüş i»temesini eleşürdi ve "üni-
versiteler YÖK'ün şemsiyesi
altındadır" dedi.
YÖK Başkanı Prof. Dr. thsan
Doğramacı, üniversitelerde paralı
eğitime geçişi ve vakıf üniversi-
telerine genel bütçeden yardım
yapılmasını öngören 418 sayılı
kararnamenin yasal dayanağı ko-
nusunda konuşmaktan kaçındı.
Söz konusu kararnamenin çık-
masında, Cumhurbaşkanı Turgut
Özal nezdindeki girişimleri ile et-
kili olduğu belirtilen Doğrama-
cı, yasallık tartışmasının kendile-
rini değil hükümeti ilgilendirdi-
ğini söyledi. Cumhuriyet'in soru-
larını yanıtlayan Doğramacı,
"KHK ik persondle ilgili düzen-
lemeler dışında değişiklik yapıl-
masının mümkün olmadıgının"
hatırlatılması üzerine, "Hayır,
KHK ile değişiklik yapılabilir. 89
haziranında çıkan bir düzenlente
var. Bu değişiklik yasasında,
KHK ile Yükseköğrenim Kanu-
nu'nda da değişiklik yapılabilir
deniliyor. O maddeyi iyi okuyun"
dedi.
Üniversitelerarası Kurul dün
toplandı. Kurul Başkanı ve Ha-
cettepe Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Yüksel Bozer, Milli
Eğitim Bakanı Akyol'un yeni
üniversiteler yasası ile ilgili ola-
rak doğrudan rektörlerden görüş
istemesini eleştirerek "üniversite-
lerin YÖK'ün şemsiyesi altında
bulunduğunu" savundu. "Yeni
kanunun hazırlanmasında takip
edilen yolda pek isabel olmadığı
için" Akyol'a görüş bildirmedi-
ğini anlatan Bozer, gazetecilerin
sorulan üzerine, "her üniversite-
nin fikrini aldım diyebilraek için
geniş bir tabana yaymak, aslın-
da hiçbir sonuç alınmamasını
baştan istemektir" dedi.
Üniversitelerarası Kurulu, öğ-
leden sonra Cumhurbaşkanı Tur-
gut Özal ve Milli Eğitim Bakanı
Avni Akyol'un da katılımıyla ye-
niden toplandı. Toplantıya Ma-
liye Bakanhğı'ndan uzmanların
da katılması dikkati çekti. Bası-
na kapalı olarak iki saat kadar
süren toplantıdan sonra sorulan
yanıtlayan Prof. Dr. Doğramacı,
toplantıda rektörlerin ekonomik
sorunlannı ve kadro isteklerini
dile getirdiklerini söyledi.
Bu arada kurul toplantısının
sabahki bölümüne katılmayan
Milli Eğitim Bakanı Akyol'un,
Özal'ın da katıldığı ikinci toplan-
tıdan çıkarken kendisine üniver-
siteler yasa taslağını gönderme-
leri konusunda rektörlerden ta-
lepte bulunduğu gözlendi.
Üniversitelerarası Kurul'da boş
üyelikler için seçim yapıldı. Seçim
sonucu boş bulunan YÖK üyelik-
lerine Prof. Dr. Sait Dilik, Prof.
Dr. Alilla Sezgin ve Prof. Dr. Sa-
lih Özel getirildi.
Yasa önerısi
Diğer yandan SHP'den ayrıla-
rak bağımsız olan Kars Milletve-
kili Mahmut Alınak ve arkadaş-
ları öğrenci harçlarının kaldırıl-
ması için yasa önerisi verdiler.
SHP Istanbul Milletvekili
Mustafa Sarıgül, universite harç-
ları ile ilgili yeni düzenleme ve
özel okul fiyatlarının arttırılma-
sını protesto etmek için dün Tak-
sim Meydanı'nda basın toplantısı
düzenledi.
Orhan Veli'nin arkadaşı 35 yıllık sürgün gazeteci Erol Güney İstanbuVa geldi
Keclisi şiirlerde kaldıMEHMED KEMAL
Bebek'te otobüse bindim. Git-
miyor, saatin dolrnasını bekliyor.
Gözüm telaşlı bir adama ilişti.
Otobüse bir biniyor, bir iniyor.
Belü ki otobüsün nereye gideceği-
ni soruyor. Bundan ötürü telaşlı.
Bu adam bana yabancı değil, bir
yerlerden gözüm ısırıyor.
Sonunda bu garip yolcunun
kım olduğunu buldum. Beşiktaş-
ta otobüsten inerken yakaladım.
"Siz Erol Günej misiniz?"
"Evet" dedi.
Ben de adımı söyledim. Hemen
sarmaş dolaş olduk. Onun saçla-
rı tümden dökülmüş, benim sa-
kallarım var. Birbirimizi tanıma-
mız hayli güç, ama tanıdık.
Kimdi bu adam? Bundan otuz
beş yıl önce Menderes'in yurtdışı
ettiği gazeteciydı. Ben yaştaki ga-
zeteciler onu çok iyi tanırlar.
Gençler ise onu Orhan Veli'nin şi-
irlerinden lamr. Orhan Veli bir şi-
irinde şöyle der:
"Erol Güney'in kedisinin bahar
•nevsiminde ve toplum meseleleri
karşısında takındıgı tavın anlatır
bir şiirdir."
Erkek kedi ve ciğer
Ardından şür gelir.
"Bir erkek kediyle bir parça ci-
ier,
Dünyadan bütün beldedigi.
Ne i>i!"
İkinci bir şür daha var, "Erol
Güney'in kedisini anlatır şiirdir."
Onu da yazaJım.
"Çıkar mısın pazar giinü soka-
lste böyle olursun.
Böyle yattığııı yerde
Düşunur düşünür,
Dnrursun."
Orhan Veli'nin iki kedili şiiri
daha varsa da bunlann Erol Gü-
ney'in kedisiyle ilgisi yoktur. Bur-
da kedi üstilne bir ayraç açalım.
Erol Güney'in ünlü kedisinin
adı Edibe. Edibe, edebiyatın ede-
binden geliyor. Bütün dostlan bu
kediyi adıyla çağınyor. Siz Edibe
deyip geçmeyin. Tam 22 yıl yaşı-
yor. Yaşamı boyunca Erol ile bir-
likte dünyayı dolaşıyor. Erol, Vi-
etnam savaşında gazetecilik eder-
ken ölüyor. Kedinin ölümü östü-
ne,
"Bari bir uıezar yaphrsaydın"
diyorum.
"Vietnam'da olmasam belki bir
Orhan Veli, Erol
Güney'in kedisi
'Edibe' için 2 şür
yazmıştı: "Bir erkek
kediyle, bir parça ciğ
/ Dünyadan bütün
beklediği/Neiyi."
"Çıkar mısın pazar
günü sokağa / İşte
böyle olursun / Böyle
yattığın yerde /
Düşünür düşünür /
Durursun." Edibe tam
22yılyaşamıştı.
1955'te bir haber
nedeniyle Menderes
tarafından yurtdışına
çıkarılan Erol Güney
yıllarca yabancı gazete
ve ajanslarda
muhabirlik, yazarlık
yapn.
Güney, Orhan Veli'nin
Rumelihisan 'ndaki
heykelini görünce
duygulandı.
PORTRE/EROL GÜNEY
1914'te Odesa'da doğdu. 1920'de
ailesi ile tstanbul'a geldi. Edebiyat
Fakültesi Felsefe Bölümü'nde okudu.
Nurullah Ataç'ın başkanlığındaki
Tercüme Bürosu'nda çalıştı. Orhan Veli,
Melih Cevdet, Oktay Rifat ve Sabahattin
Eyuboğlu ile aynı çevrelerde bulundu.
Ajans France Press muhabirliği yaparken
1955'te bir haber nedeniyle yurtdışına
çıkanldı. Le Monde gazetesi ve AFP'de
çalıştı. 1956'da Israil'e gitti ve orada
Yediot Ahranot adlı gazetenin dış
politika yorurocusu oldu. HaJenaynı
îsrail gazetesinde dış politika
yazarlığını sürdürüyor.
En pahah
6
Alo'
TürkiyeVie
• ANKARA (AA) —
Türkiye, OECD ülkeleri
içinde telefon hizmetlerinin
en pahalı olduğu ülke
olarak belirlendi. OECD
tarafından hazırlanan bir
raporda 24 sanayileşmiş
ülkede uluslararası telefon
fiyatları karşılaştınldı.
Raporda, Türkiye, OECD
ülkeleri içinde, yurtdışı
telefon görüşmelerinin en
pahalı olduğu ülke olarak
belirlendi. OECD
ortalaması 100 kabul
edilerek yapılan
hesaplamalarda, Türkiye/nin
yurtdışı telefon
görüşmelerinde OECD
ortalamasının 26.3 puan
üzerinde olduğu saptandı.
"Villalara af
EROL GÜNEY—35yıl sonra çok özlediği tstanbul'dadostlannı aradı.(Fotoğraf: Erdoğan Köseogln)
şeyler diişiinürdüm" diyor. Erol,
Fransa'dan sonra Israil'e dönün-
ce kedi de yanında. Fakat kedinin
önemli bir sonınu var. O da ciğer.
Israil'de ciğer bulraak çok zor.
Hatta zordan öte, hiç bulunmu-
yor.
Erol:"Erkek kedi bulmak kolay
da ciger bulmak çok zor. Edibe bu
bakımdan kısmetsizdi."
Erol Güney'i ben ^ ^ l a r d a ta-
nıdıra. Milli Eğitim Bakanlığı'nın
Tercüme Bürosu'nda çalışıyordu.
Başta Fransızca ve Rusça olmak
üzere birkaç yabancı dil biliyordu.
Sürgüne yol açan haber
Erol Güney, Tercüme Bürosu'n-
da epeyce çakştı. Birçok klasik ya-
pıtın çevirisini yaptı. Hasan Ali
Yücel Milli Eğitim Bakanlığı'ndan
ayrılınca Erol ve arkadaşları da
ayrılmak zorunda kaldılar. Daha
sonra Erol'u gazeteci olarak görü-
yoruz. Birçok yabancı gazetenin
ve France Press Ajansi'nın muha-
biri oldu. Çevirmenliğinde oldu-
ğu gibi gazeteciliğinde de titiz ve
başanlıydı. Haberleri kaynağında
yakalıyor, gerçekçi davranıyordu.
Geniş bir çevre edinmişti, özellikle
dış haberlerde kulağj delikti.
Bir gün işittik ki Erol tutukJan-
mış, Yozgat'taki siyasal kampa
atılmış. Daha sonra da yurttaşlık-
tan çıkanlmış. Yıllar sonra olayın
icyüzünü şöyle anlattı:
"Belçika FJçisi çok iyi dostnm-
du. Bir gün bana bir baber verdi.
Sovyetier, Polonya Elçisi'ne de-
mişler ki, 'Biz artık Türklerden
toprak istemjyoruz, Boğazlar'da-
kj istemlerimizden de vazgeçtik.
Yeni ilişkiler kuralım, dost olalım.
Polonya Elçisi de bunu bizimki-
lere ulaştıracaklı. Belçika Elçisi-
oin süresi dolmuş gidiyordo. Ser-
de gazetecilik var. Bu haberi ve-
reyim mi, vermiyeyim diye kıvra-
nıp dunıyonım. Sonunda adam
sende haber dognı defil mi, ver-
sem ne olur dedim. Bana durma-
dan haberin kaynağınj soruyorlar-
dı. Basın ablakından ötürü kay-
nagı vermek islemiyordum. Habe-
ri sadece France Press Ajansı'na
vermemiştim. Vatan ve tstanbul
gazetelerine de vermiştim. Dışiş-
leri Bakanı Fuat Köpnilii bu ha-
berden pirelenmişti. Acaba Sov-
yetler bir oyun mu oynamak isti-
yorlardı? Pirelenmişti. Menderes
ve Köprülü habeıe çok kızdıkla-
rından, 'Keratayı kulağından tu-
tup atalım' diyorlar."
"Nasıl oluyor?"
"Ben 1930 yrilannda Sovyeder9
-
den ailemle birlikte göçmen ola-
rak geldim. Bir Bakanlar Kurulu
karan ile Türk uyruguna girdim.
Bir Bakaniar Kurulu kaiin ile
yurttaşlığa alınanlar, gene bir Ba-
kanlar Kurulu karan ile yurttaş-
lıktan aalırlarmış. Beni bu yetki-
ye dayanarak atmışiar. Bir akşam
Amerikan basın atasesinin evinde
konukturu. Sırtımda smokin var-
dı. Polisler kapıyı çalıp beni smo-
kinle aldılar. Bu kılıkla da üç po-
lisin gözetiminde Yozgat'a götiir-
düler. O zamana kadar smokin
görmemiş olan Yozgatlılar. bu ne
kıhgı diye şasırmışlar. Sonunda
biri 'casus kılığı' demiş de açıklı-
Yurtiçi veyurtdışı müzayedelerin yeni müşterisiyıllar sonra eski eserlerin peşine düştü
KültürBakanlığı4
aldıırfdiyorBAKANLIK
NELER ALDI?
15 Aralık 198S-Londra
Christie's Müzayedesi
• M ö 2000'lere ait Boğazköy
tableti - 40 bin 300 sterlin
(yaklaşık 173 milyon lira)
S-9 Kasıro 1989-Paris "felam
Sanatı" Müzayedesi
• 19. yüzyıl tombak
ibrik-319 bin 950 Fransız
Frangı (yaklaşık 147 milyon
lira)
• 19. yilzyıl tombak
saleptik-445 bin 908 Fransız
Frangı (yaklaşık 204 milyon
lira)
• 16. ytizyıl Iznik tabağı-272
bin 183 Franaz Frangı
(yaklaşık 125 milyon lira)
6 Nisan 1990-Paris "tslam
Sanatı" Müzayedesi
• Tophane pipo - 8 bin
Fransız Frangı (yaklaşık 3.5
milyon lira)
• Ibadullah imzalı yazı
levhası-10 bin Fransız Frangı
(yaklaşık 4.5 milyon lira)
• Kuran-ı Kerim - 10 bin
Fransız Frangı (yaklaşık 4.5
milyon lira)
• Ayvazovski imzalı tablo -
70 bin Fransız Frangı
(yaklaşık 92 milyon lira)
• Bachmann imzalı tablo -
200 bin Fransız Frangı
(yaklaşık 32 milyon lira)
26 Nisan 1990 - Londra
Christie's Müzayedesi
• Minyatür - 8 bin sterlin
(yaklaşık 34 milyon lira)
• Şeyh Hamdullah Kuranı -
270 bin sterlin (yakiaşık 1
milyar 160 bin lira)
5 Kasım 1989 - Yıldız Sarayı
Silahhane'de duzealenen
mnzayede
• 17. yüzyıla ait ferman - 33
milyon lira
• 18. yüzyıla ait iki adet
Kütahya tabak - 26 milyon
400 bin lira
• 16. yüzyıl lznik tabağı -
154 milyon lira
18 Şubat 1990 - Maçka
Mezat AŞ Müzayedesi
• Rumûz-Ül Hikem adlı el
yazması kitap - 22 milyon
500 bin lira
13 Mayıs 1990 - Kültür ve
Sanat Varlıklannı Koruma
ve Tanıtma Vakfı
Müzayedesi
• 18.-19. yüzyıla ait tombak
- 200 milyon lira.
• Tuğralı gümüş kaşıklık - 5
milyon 250 bin lira.
• 19. yüzyıl yazı takımı - 51
milyon lira
• 17. yüzyıl Sultan Ibrahim
turalı berat - 260 milyon lira
• 19.-20. yüzyıla ait eyer - 7
milyon lira.
Türk ve İslam eserlerinin satışa çıkarıldığı Sanat ve antikacı çevrelerinde Kültür Bakanlığı'nın
müzayedelere Kültür Bakanlığı temsilcileri de yıllar süren pasiflikten sonra böyle bir atılıma
katıhyor ve açıkarttırma ile tarihi eserleri müzelere kalkması "olumlu bir gelişme" olarak
kazandırmaya çahşıyorlar. Bakanlığın şimdiye dek değerlendirilirken bazı antikacılar müzayedelerde
4.3 milyar liralık alım yaptığı belirtiîıyor. eserlere "fazla para" ödenmesini eleştiriyorlar.
LALE FtLOGLU
AYŞE SAYIN
Kültür Bakanlığı'nın yurtiçi ve
yurtdışında yapılan müzayedeler-
den Türk ve İslam eserlerini top-
lamaya başlaması kimi çevreler-
ce "Para boşuna harcanıyor"
şeklinde yorumlanırken çok sa-
yıda koleksiyoner, müzayede yö-
neticisi ve müze yetkilisi durumu
"olumlu bir gelişme" olarak ni-
telendirdi. Kültür Bakanlığı'nın
şimdiye dek çeşitli eserlere 4 mil-
yar 321 milyon ödedigi belirtili-
yor.
Türk ve İslam Eserleri Müzesi
Müdüru Nazan Ölçer, alınan
parçalann gün gectikçe değerlen-
dığıni vurgularken bir başka mü-
ze yetkilisi de Batılı uzmanların
ve koleksiyonerlerin son yıllarda
Osmanlı eserlerine büyük ilgi
gösterdiğini bildirdi. Bir dönem
çok ünlü olan Iran ve Hindistan
eserlerinin, biçilen fiyat açısmdan
Osmanlı eserlerinin arkasında
kaldığını vurgulayan yetkili, Kül-
tür Bakanlığı katılsm ya da ka-
tılmasın, yurt dışı müzayedeler-
de Osmanlı eserlerinin fıyatının
çok yükseldiğini belirtti.
Türk ve tslam Eserleri Müzesi
Müdürü Nazan Ölçer, "Bakanhk
parasını boşuna harcıyor" şeklin-
deki sözlere de yanıt verdi. 1988
yılının aralık ayında, bakanlığın
katıldığı ilk müzayedede (Chris-
tie's Müzayedesi) temsilci olan ve
M ö 2000'lere ait Boğazköy tab-
letinin ikinci yarısını almayı ba-
şaran Ölçer şunlan söyledi: "Geç-
misine sahip çıkmak, degerleri-
ni dünyaya tanıtmak misyonun-
da olan bir bakanhk, sembolik
bile olsa yurtdışı müzayedelere
kablmak, önemli eserleri alabi-
lecegini göstermek zonındadır...
Kültür Bakanı cesur bir uygula-
raa başlattı ve sürdürüyor. Har-
canan paralara gelince, ülkemiz
müzelerinin vıllık yekünü milyar-
lar olan gelirinin bir bölümünü,
yine bu müzeleri zenginleştirecek
koleksiyonlan almaya sarfetmek
son derecc olumludur."
Müzayedelerden toplanan Bo-
ğazköy tableti, Şeyh Hamdullah
Kuranı ya da Sultan fbrahim im-
zalı beratın tarifine gerek olrna-
dığmı, konunun uzmanlannm bu
eserlerin önemini yeterince bildi-
ğini belirten Nazan Ölçer, "Dev-
letin neden rüçhan hakkı
•';*^:-,-_•>-• t * .
BAKANLIK ALDI — Son müzayedede alınan iki eser. Tombak (200 milyon TL.) ve berat (260 milyon TL.)
kullanmadığı" sorusunu da şöy-
le yanıtladı: "Rüçhan hakkı, dev-
letin diledigi esere ancak kendi-
sinin aygun gördügü ve eser sa-
hibinin genelde hiçbir itirazını
dikkate almayacak bir biçimde fi-
yat biçmesi ve satın almasıdır.
Osmanlı döneminden kalma bir
alışkanlıktır bu. Sanat eserlerine
aileden kalarak ya da satın ala-
rak sahip olmuş kimseleri, bun-
lan arzulan dışında satmaya zor-
lamak her şeyden önce anayasay-
la çelişir. Tüm badirelerden kur-
tulup kalabilmiş eserlerin ortaya
çıkabilmeleri, ancak mallann yok
pahasına el konulmayacağının bi-
lindigi güvenli ortamlarda olur."
Raffi Portakal'ın organizatör-
lüğünü yaptığı son müzayedede
Kültür Bakanlığı'nın alıcı olarak
katıldığının açıklanmadığına ve
bu nedenle Sultan İbrahim tuğ-
ralı beratın fıyatının çok yüksel-
mediğine dikkati çeken Nazan
Ölçer, "Çok meraklısı olmayan-
lar, bakanhk mala talipse o mal
iyidir deyip fiyab arttınyoriar.
Ancak bu kez satışlar sona erdik-
ten sonra yapıbn bakanlıkça alın-
dığı açıklandı ve salonda bir al-
kış koptu. Bakanı kutlamak isle-
yenler çoktu" dedi.
Görüşlerine başvurduğumuz
koleksi>-onerler de Kültür Bakan-
lığı'nın müzayedelere katılması-
nı "Bakanlık nihayet uyanabildi.
Bu ülkeye ait çok sayıda eserin
yurtdışında ya da özel koleksi-
yonlarda yer alması büyük
kayıptı" şeklinde yorumladılar.
Yurtiçi ve yurtdışında yapılan
müzayedeleri izleyen koleksiyo-
ner, yayımcı, yazar Ferit Edgü,
yakJaşık 20 yıldır yazılı ya da söz-
lü olarak muhtelif iktidarlar dö-
neminde bakanlıklan uyardığını,
ancak hiçbir dönemde uyarılara
aldıran çıkmadığını vurguladı.
Son zamanlardaki alımlar nede-
niyle "Bakanlığı kutlamak
gerek" dedi.
Kültür Bakanlığı ise "eski eser-
lerin müzelere kazandınlması"
yönünde başlatılan girişimleri
önümüzdeki dönemlerde de sür-
dünneyi hedefliyor. Kültür Ba-
kanlığı Müsteşar Yardımcısı Cev-
det Türkeroğlu, 1989 yılından bu
yana ulusal ve uluslararası müza-
yedelere katıldıklarını belirterek
şimdiye değin eski eserlere 4 mil-
yar 321 milyon lira ödendiğini
bildirdi. Haziran 1989*da yayım-
ladıkları genelge ile elinde tarihi
eser bulunduran vatandaşlara gü-
nümüz koşulları fiyatlanna göre
ödeme yapıldığını kaydeden
Türkeroğlu, "Eserin bedelini
ödeyince vatandaş, eseri bize
getiriyor" dedi.
Kültür Bakanlığı'nın müzaye-
delerden satın aldığı eserlerle il-
gili müzayede organizatörlerinin
ve kuruluşlannın görüşleri şöyle:
RAFFİ PORTAKAL — Inanı-
yorum ki bu konuda devlet yol
gösterici olmalıdır. Devletin seç-
kin eserleri bulup ayırması ve on-
lan müzelere kazandırması ol-
dukça faydalı. Halkın korkusu
şuydu: "Devlet gelir, müzelik der
ve eserimize el koyar, herhangi
bir fiyata satın alırf' Öysa şimdi
sandığınırt arkasına sakladıklan-
nı tam tersine dışarı çıkartıyor,
değerlendirmeyi düşünüyor.
TROY ANTİK YETKİLİLERİ
— Kültür Bakanlığı'nın eski Türk
eserlerine, Türk kültürüne sahip
çıkması fevkalâde güzel bir şey.
Yalnız burada uygulamada bü-
yük bir hata yapılıyor. O da şu:
Gerçek sanat değeri olmayan,
mesela son müzayedede satılan
tombak parça gibi antikalara ge-
reksiz yere astronomik paralar
ödeniyor.
TURGAY ARTAM (Antik
AŞ) — Özellikle kendi kültür
varlıklarımızla ilgili olarak Kül-
tür Bakanlığı'nın eserlerimize sa-
hip çıkması çok yerinde. Ancak
bunları yurtdışındaki müzayede-
lerden almak yerine yurtiçindeki
müzayedelerden, haiktan ve an-
tikaalardan satın alması daha ye-
rinde olacaktır kanısındayım. Şu-
nu özellikle belirtmek isterim ki
bakanlığın yanlış bir alım politi-
kası var. Yurtdışındaki müzaye-
delerde yabancı müzelerin alış şe-
killerini inceledik. Bu inceleme-
lerde müzelerin hemen hepsinin
en son çıkan fiyattan alım hak-
kını kullandığını gördük.
BİNGÜL TEZER (Maçka
Mezat ortaklanndan) — Kültür
Bakanlığı'nın müzayedelere katı-
lıp eserlere talip olmasını çok
olumlu bir davranış olarak kar-
şılıyoruz.
ga kavusmnş. Giysinin sırn ögre-
nilmiş."
Erol, Yozgat kampında bir aya
yakın kalıyor. Sonra Fransa'dan
istediği vize gdince yurtdışına çık-
ması kolaylaşıyor.
Fransa'da yeniden çalıştığı ajan-
sa giriyor. tsrail'deki gazetesi de
muhabiri yapıyor. Ajansın ve ga-
zetenin muhabiri olarak dünyayı
dolaşıyor, gitmediği ülke kalmı-
yor. Bir Türkiye'ye giremiyor. "O
zaman Türkiye'yi ne kadar çok
sevdigimi anladım" diyor. Sonun-
da Türkiye için bir vize alıyor.
Böylece aradaki buzlar kınlıyor.
Heykelin adı yok
Orhan Veli'nin Bebek'te dikili
heykelini görmüş. Heykeli gör-
müş, ama heykelin üstüne Orhan
Veli'ye ait bir işaret yok.
"Orhan Veli adını yazmak ya-
sak mı?" diye soruyor.
"Değil.." diyorum.
"Öyleyse niye yazmamıslar?"
"Bir unutkanlık olacak. Bu
heykelin açıhşını eski Belediye
Başkanı Dalan yaptı. Melih Cev-
det Anday da konuştu. Hiç yasak
olur mu?"
Birlikte Bebek'teki heykele git-
tik. Parkta gençler banklarda otu-
ruyorlardı. Gençlere heykelin ki-
min olduğunu sorduk:
"Orhan Veli'nin" dediler.
"Şiirlerini biliyor musunnz?"
"Biliyoruz."
"Erol Güney'in kedisini biliyor
musunuz?"
Bir genç kız bildi. Ben de,
"Erol Güney işte bu bey." de-
dim.
Erol gülerek:
"Beni Türkiyede, çıkardılar,
ama adımı şiirden çıkaramadılar"
dedi.
Kıyıda yurüyoruz. Denize, gö-
ğe, yeşil yamaçlara bakıyor. Epey-
ce duygulandığı belü.
"Çok güzel sehir şu lsUnbnl"
diyor. "Çok göresim gelmiş, çok
özlemişim.'
"Kaç yıl oldu?"
"Otuz btş yıl oldu. Birçok dos-
tfira var. Kimi ölraüş, kimi sağ...
Dostlanmı görmek için geldim.
Sabahattin'i. Bedri|yi Azra'yı (Er-
hat) çok görmek isterdim."
Bir gece önce Sabahattin'in kar-
deşi Mualla Eyuboglu'nda yemek
yemişler, rakı içmişler, onu an-
latıyor.
Türkiye çok değişmiş
Izlenimlerini soruyorum:
"Türkiye çok değişmiş. Beni
hayrette bırakan pek çok olayla
karşılaştım. Istanbul çok büyü-
müş. tstanbul'un bu kadar büyii-
yecegini tatımio etmezdim. Gerçi
büyüdüğünü okur, duyardım.
Ama insan görmeyince inanamı-
yor. Çocukluğumda sayfiye yerle-
rine giderdik. Şimdi sayfiye yeri
kalmamış. Şehirie sayfiye yerleri
kaynaşmış.
Vaktiyle, On yılda oa beş mil-
yon genç yarattık ber yaştan' di-
ye şarkılar söylerdik. Bugün nü-
fus altmış milyona yaklaşnuş.
Böyle büyüme güzel de büyume-
nin getirdigi sorunlar var, onlann
karşılanması zor. Geldiğim gün
bir gazete aldım. Baktım, benim
bundan otuz beş yıl önce aldıgım
maaşın iki katına sahlıyor. Ben
400 lira maaş alırdım. Bununla
hem ev kirası verir hem de geçi-
nirdim. Bugün bu parayla bir ga-
zete aunamıyor.
Köprüler
Basın çok canlı. çok hareketli..
Gelip burada gazetecilik yapmak
isterim.
Bir de bir örtü altına sıkışmış
kalmış problemler vardı.. Baktım
bunlann hepsi gün tşıgına çıkntış.
Açık açık tartışılıyor.
Enflasyon çok yüksek. Vaktiy-
le bizde de çok yüksekti. Bir plan
ve proje içinde çareler arandı, bu-
lundu, sıfıriar silindi. Paramız bir
deger taşımaya başladı.
Bogaz üstüne vapılan köprüler
dikkatimi çekti. Çocuklugumda
karşıdan karşıya geçmenm ne sı-
kınulannı ceknuştik. Bugün bu sı-
kınlılar yok."
Bundan otuz beş yıl önce atıl-
dığı bir ülke>e yeniden gelmenin
sevincini yaşıyordu.
• ANKARA (AA) —
Mimarlar Odası Genel
Sekreteri Arif Şentek,
Meclis gündemine gelmesi
beklenen İmar Yasası
değişiklik teklifi ile
Boğaziçi'ndeki kaçak
villaların belediyelerin
yıkımından kurtanlacağını
öne sürdü. Arif Şentek,
yasa değişikliğinin,
kentlerin sorunlarını daha
da içinden çıkılmaz
boyutlara vardıracağını
iddia ederek, "Yasa
değişikliği aceleye
getirilerek Meclisten
geçirilmek istenmektedir.
Bu değişikliğin, kaçak
yapılaşmaya yeni af
getirecek şekilde
sonuçlanmasından
endişeliyiz" diye konuştu.
Güneşin cilde
etkisi
• Sağlık Servisi — Güneş
ışınlarının cilt üzerine
etkilerini araştıran bilim
adamlarından bir grup,
dün Istanbul Sheraton
Oteli'nde bir sempozyum
düzenlediler. Dünyanın en
fazla güneş alan
bölgelerinde araştırma
yapan bilim adamlan,
Türkiye'nin de oldukça
fazla güneş ışını aldığına
dikkati çekerek, bu alanda
1991 yılında başlamak
üzere Türkiye'de de
araşürmalara başlanacağını
belirttiler.
K. Çekmece'de
balıkçılık
• İSTANBUL (AA) —
Küçükçekmece Belediye
Başkanı Ertuğrul Tığlay,
Küçükçekmece Gölü'nü
temizleme projesinin
tamamlandığını,
çalışmalara haziran ayında
başlanacağını bildirdi.
Ertuğrul Tığlay,
"Küçükçekmece Gölü'nde
balıkçılık" konulu
toplantıda, gölün
temizlenmesi konusunda
yapılan çahşmalan anlattı.
kalp
ağır işçi
• Sağlık Servisi — Türk
Kalp Vakfı Başkanı Çetin
Yıldırımakın, yapılan
istatistiklere göre Türk
halkının kalp ve damar
hastahklarına karşı, diğer
ırk ve halklara nazaran
daha yakın olduğunu
söyledi. 2. Kalp Haftası
nedeniyle dün düzenlenen
basın toplantısında
konuşan Yıldınmakın
diyet, dengesiz beslenme,
sigara, hareketsizlik,
akraba evlilikleri gibi
unsurların kalp
hastalıklannı arttırdığım
vurgulayarak, "Halkımızm
yüzde 10-10.5'unun kalp
hastası olduğu tespit
edilmiştir " dedi.
Hayvanlar
koruma da
• İSTANBUL (İÜHA) —
Istanbul Büyükşehir
Belediyesi Veteriner İşleri
Müdürlüğü, başıboşluğu
onlemek. sağlıklı kedi
köpekleri sahiplendiı^mek
ve kısırlastırmak amacıyla
1991 yılı sonunda Anadolu
ve Rumeli yakasında
toplama merkezlerinin
açılması ile ilgili bir proje
hazırladı.
Takdir plaketi
• İSTANBUL (AA) —
Düzenli hayatı olan ve
meslekte hiç kaza
yapmamış 14 minibüs
şoförü ödüllendirildi.
Kadıköy ve Çevresi
Minibüsçüler Şoförler
Derneği'nce, İstanbuPun en
büyük minibüs
topluluğunun bulunduğu
Kadıköy'de çalışan
şoförlere moral destek
vermek amacıyla,
hakkında hiç şikâyet
gelmemiş, düzenli hayatı
olan ve kaza yapmamış 14
şoföre şilt ve 250'şer bin
lira para ödulu verildi.