22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 19 MA YIS 1990 ROMANYA Ion Iliescu seçimlerin favorisiRomanya'da yarınki seçimlere 82 parti katıhyor.Ancak gerçek mücadele üç büyükler, Ulusal Kurtuluş Cephesi, Ulusal Liberal Parti ve Hıristiyan Demokratik Köylü Partisi arasında geçecek. FATtH M. YILMAZ BÜKREŞ — Romanya'da yarın yapüacak devlet baskanlığı, raeclis ve senato seçim- lerı için geriye sayraa başladı. Seçimler ön- cesinde gündemin iki önemli maddesini, üniversite meydanında kornünizm karşıtı gösterilerini surdüren 1000 dolayında kişi- nin eylemlerine devam edip etmeyecekleri ve geçici devlet başkanı Ioa OJescıTnun ko- milnist olup olmadığı sorulanydı. lntercontinantel Oteli'nin hemen önün- deki üniversite meydanında 24 gündüı Ion Iliescu ve tüm Ulusal Kurtuluş Cephesi yö- netiminin isüfaanı isteyen gösterıciier, is- teklerinin kabul edilmemesi halinde göste- rilerini sürdüreceklerini bildirmişlerdi. Ro- manya Başbakanı Petra Roman ve Devlet Başkanı Iliescu, göstericilere meydanı terk etmeleri için önceki güne kadar süre tanı- mışlardı. Seçimleri izlemeye geien 418 yabancı göz- lemci ve bir o kadar da gazeteci için. dun sa- bahın erken saatleri bayağı hareketli geçti. Fısıltı kaynaklan göstericilere karşı kuvvet kullanılacağıru yayıyordu. Ancak bu geıçek- leşmedi. Kuvvet bir yana, meydanıa yakı- nında polis bile görmek imkânsızdı. Göstencilerin liderleri, dOn bir açıklama yaparak eylemlerini sürdüreceklerini, hele Uiescu'nun seçimleri kazanması halinde protestolannı daha da sertleştireceklerini duyurdular, çadırlarda komünizm aleyhtan sloganlar atan, arada sırada açlık grevine giden göstericiler dün Litvanya, Estonya ve Letonya'yı bağımsızlık yolunda destekledik- lerini de belirttiler. Birçok gözlemci ve gazeteci, artık göste- ncilerin istediklerini elde edemeyeceklerini düşünmeye başladı. Gerçi üniversite öğren- cilerinin de her akşam "gövde gösterisi" şeklinde geçen toplantılannda da "komü- nizm defol" sloganları atıbyorsa da örgüt- süzlük, UKC karşıtı partilerin burada oy avına girişmesine neden oluyor. Gövde gösterisi Devlet başkanlıgının en büyük favorisi UKC lideri Ion Iliescu, kampanya dönemi- nin son günü (önceki gün) Aviatiotare Mey- dam'nda yaklaşık yüz bin kişi toplayarak gövde gösterisi yaptı. Iliescu, ellerinde gül- lerle kendisini dinlemeye gelen kalabalığa, "demokrasi, özgürlük" mesajları verdi. Iliescu, muhalefetin komünist suçlama- lanna şu ana kadar "Ben kornünist degüim" yanıtını vermedi. Ülkenin Batıh şirketlere hemen teslim edilmesine karşı çıktığını her fırsatta yineleyen Iliescu, "Romaırya'nın Gorbacov'u" olmak yolunda emin adunlar- la ilerliyor. Devlet başkanlıgının diğer adayları libe- ral Campeanu ile Köylu Partisi'nden Ratiu, sorulanmıza verdikleri yanıtlarda, Iliescu1 nun bir lider olarak kendilerinden daha faz- la karizmatik olduğunu söylediler. Her iki liderde de Iliescu'nun komünizm suçlama- sı nedeniyle kaybedebileceği umudu var, an- cak bu umudun fazla güçlü olmadığı açık- ça görülüyor. Önceki akşam Romanya televizyonu, üç adayı da bir araya getirdi. Televizyondaki açıkoturum, Bükreş sokaklannda, evlerde, tün. ülkede ilgi ile izlendi. Genel kanı Ili- escu'nun diğer adaylara oranla konulara da- ha hâkim olduğu yolunda. Buradaki yabancı diplomarik çevreler, Ili- escu'nun seçimleri kazanacağına muhakkak gözüyle bakıyor. Ancak herkes, söz bırliği etmişcesine Iliescu'yu buyuk sorunlann bek- lediğini, ekonomik durumu giderek kötü- leşen Romanya'nın bunalımdan kurtulmak için Gorbaçov'a ihtiyacı olduğunu konuşu- yor. Iliescu ise Doğu Avrupa'daki gelişmelerin ışığında, demokrasinin yerleştirilmesi, ülke- nin ekonomisinin duzeltilmesi yolunda zor- lu bir sınava hazırlanıyor inatla, kendine gü- venerek. Romanya ekonomisinin büyük oranda başta SSCB olmak üzere Doğu Avrupa ül- kelerine dayandıgını, ülkenin dövize olan ih- tiyacını "i>i bilen" biri olarak Iliescu ulke- sini düzlüğe çıkarabileceğine inanıyor. Çatışma öte yandan Romanya devTİminin doğdu- ğu yer olan Temeşvar kentinde önceki gün yapılan seçim yürüyüşü arasında Ulusal Kurtuluş Cephsi (UKC) yanlılan ile yöne- tim aleyhtarlan arasında çatışma çıktı. Te- meşvar kentinde aralarında kadınların da bulunduğu 5 bin UKC yanlısı, Opera Mey- danı'na yürürken UKC aleyhtarı 300 kişi, cephe aleyhinde sloganlar atmaya başladı. Cephe aleyhtarlan, kendilerine engel olmak isteyen UKC'li kadınJara saJdırarak dövdü- ler. Olaylar sırasında 5 kadının yaralandığı kaydedUdi. Olaylara, silahsız asker ve po- lislerin müdahale etmediği beiirtildi. Seçimlerde parti enflasyonu ILİESCU FAVORİ — Romanya'nın geçici Devlet Başkanı Ion Iliescu (solda) muhalefetin sert hiicumlanna karsın yannki seçimle- rin favorisi. Iliescu, seçim kampanyası sırasında halktan büyük ilgi gordü. (Fotoğraf: Reuter) BÜKREŞ (Cumhuriyet) — Romanya'da 53 yıllık tek parti diktatörlüklerinden son- ra yann yapüacak ilk özgür seçimlerde halk Devlet Başkanı. meclis ve senatoyu seç- mek için sandık başına gidiyor. Seçimlere irili ufaklı 82 parti katılıyor. Bunların en azından 37'sinin isimleride 'demokrat' ya da 'demokratik' sözcükleri bulunuyor. Yarın yeni devlet başkanının yanı sıra meclisin 387 üyesi ile senatodaki 119 koltuğun sahipleri seçilecek. Ancak bu parti enflasyonuna karşın, ger- çek mücadele üç büyiık grup arasında ola- cak: Ulusal Kurtuluş Cephesi (UKC), Ulu- sal LiberaJ Parti (ULP) ve Ulusal Hıristi- yan Deraokratik Köylu Partisi (UHDKP). Devlet Başkanlığı için Ulusal Kurtuluş Cep- hesi'nden "Ion Iliescu", Ulusal Liberal Parti'den "Radu Campeanu", Ulusal Hı- ristiyan Demokratik Köylü Partisi'nden de "Ion Ratiu" aday. UKC dışında tüm partiler komünizm karşıtlığını işlivorlar. 82 parti arasında. "Macaristan Hıristiyan Demokratik Par- tisi", tek azınlık partisi olarak dikkat çe- kiyor. Ulusal Çevre Partisi ise, kirli bir or- tamda gaz maskesi takmış bir insan fotoğ- rafı üzerine "komünizm kirletir" yazısıy- la ilgi topluyor. Devlet Başkanlığı için aday gösteren üç parti, genel seçimler için de favori. UKC dışmdaki, ULP, UHDKP ve Romanya Sos- yal Demokrat Parti "larihi partiler" ola- rak adlandınlıyor. Bu partiler Romanya'- da komünizmin gelmesi ile kapatılmışlar. Şimdi yeniden günışığına çıkmanın keyfi- ni yaşıyorlar. Kamuoyu yoklamaları, Ilies- cu liderliğindeki UKC'nin birinci parti ol- duğunu gösteriyor. lktidara yakın üç par- tinin genel çizgileri kısaca şöyle: ÜKC (Ulusal Kurtuluş Cephesı) LMeri: Ion Iliescu Politik çlzgisi: Ortanın solu. Kullandjgı sloganlar: "Her şey Romanya için". "Diktatorluğe son", "Adım adım serbest piyasa". Raklpl«ri: UKC'yi komünist olmak- la suçluyorlar. Parti, Başbakan Petre Ro- man, Gefauı Voican gibi popüler adları bün- yesinde bulunduruyor. Komünizmi isteme- diklerini, ancak diğer partilerin aksine ola- rak piyasa ekonomisine aşamalı olarak ge- çilmesini savunuyorlar. Parti, sanayinin devlet tarafından kontrolünü savunuyor. ÜLP (Ulusal Libf -al Parti) Lideri: Radu Campeanu. Pvlitik çizgisi: Merkez sağ. Küllandıgı sloganlar: "Komü- nizme hayır", "Hur Romanya için el ele", "Komunizmden kurtul" Romanya'nın "larihi" olarak nitelendi- rilen partilerinden Çavuşesku sonrasında yeniden açılmış. Açık bir piyasa ekonomi- sini savunuyor. Hemen piyasa ekonomisi- ne geçilmesini istiyor. Özgürlük ve birlik te- malarını sürekli işliyor. Üniversite gençli- ğinin desteğiyle iktidar hesaplan yapıyor. UKC'den sonraki en guçlu parti. UHDKP (Ulusal Hıristiyan Demokratik Köylü Partisi) Lideri: Ion Ratiu Politik eizgist: Muhafazakâr (Aşı- rı sağ eğilimler de var). Kallamhgı sl*gaalar: "Komü- nizm defol", "Varşova Paktına hayır", "Moldavya'yı istiyoruz", "Macarlar dışa- n". 1948 yılında komünist rejim tarafından kapatılmış. Lideri Ratiu, 35 yıl Romanya'- dan ayrı kaldıktan sonra geri döndü. Bü- yük bir serveti olduğu söyleniyor. Papyon kravatı ile Rumenlerin alışık olmadığı bir lider tipi çizi>or. HABERLERIN DEVAMI Ozal ve Muhalefet... (Bastarafı 1. Sayfada) odağı tanımayan zihniyetinin doğal sonuç- larıdır. "Tek adamlığı"na o denli inanmış ve ya- kın çevresince de o denli inandmlmıştır ki, başbakanlığıyla birlikte cumhurbaşkanı ol- mayı ve Türkiye'de başkanlık sistemini ku- rarak tüm dizginleri eline geçirmeyı kafası- na koymuştur. Ancak, 1987 seçimlerinde ANAP'ın 300 milletvekihnin altında kalması ve özellikle 1989 yerel seçimlerinde yüzde 20 civarında oy alabilmesi, başkanlık sistemine ilişkin planlarına büyük darbe indirmiştir. Ama Turgut Özal, hem çok inatçı, hem de çok gözü karadır. O yüzden, bu büyük se- çim yenilgisine ve halk desteğinden yoksun- luğa karşın, Çankaya planını uygulamaya devam etmiştir. Ancak yüzde 20'lik bir oy desteğine sahip ANAP grubunun oylanyla kendisini cumhurbaşkanı seçtirmekte her- hangi bir sakınca gormemiştir. Bununla da yetinmemiş, resmen olmasa da fiilen başkanlık sistemini adım adım ger- çekleştirmeye koyulmuştur. Anayasal konu- munu aşarak, hükümetin de partinin de ip- lerıni elinde tutmayı sürdürmüştür. Bir za- manlar Çankaya'daki Konut'tan yaptığı işi, bu kez yfne aynı yerdeki Köşk'ten yapmaya devam etmiştir ve etmektedir. Kendi kurtancılığına ve karizmasına bu denli inanmış olan bir siyaset adamından başka türlü bir davranış beklenemez. İktidar- da kalabilmek ve siyasai gücü tek başına kul- lanabilmek uğruna, her türlü kural dışı tutu- munu sergileyebilir, böyle bir siyaset adamı. Bir seçim öncesi, "Muhalefet olmam ol- mam olmam!" diyen Turgut Özal'dan baş- kası değildir. Bugüne dek iztemiş olduğu çiz- gi ise bu sloganın özüne tamamen uygun-, dur. Demokrasi kültüründen boylesine yoksun bir kafa yapısı, her türlü siyasai maceraya açıktır. Bu yüzden, Cumhurbaşkanı Özal'ın yöne- lişlerini muhalefetin daha ciddiye almasını dt- liyoruz. Pilot kaçtı Yunanistan'a iltica Haber Merkezi — l98S'de Turk Ha\a Ktmetleri'yleilişkisi kesilen Hurriyel Can (30) adlı eski bir pi- lot, Yunanistan'ın Sisam Adası 1 na kaçarak sığınma hakkı istedi. •\unan makamlarınca Atina'ya gonderılen ve iltica istemı incelen- diği bildirilen Hurriyet Can'la il- gili olarak Genelkurmay Başkan- lığı dun bir açıklama yaptı. Açık- lamada, söz konusu eski pilotun orduda disiplinsız davranışları ne- deniyle 1985 yılında ver hizmeti- ne alındığı \e 1988 \ıhnda işledi- ği bir cinayet nedeniyle mahkûm olmasının ardından da Turk Si- lahlı Kuvvetlerı ıleilişiğınin kesıl- diği bildiriidi. Yunan basınında dun yer alan haberlerde Hurri\eı Can'ın "Hıristi>an olması nede- niyle Turki>e'de baskı gorduğunu iddia ettiği" ka\dcdıl[ni>tı. Susorunu (Baştaraft 1. Sayfada) demde ilk sırayı işgal ettiğini be- lirtti. Bu soruna ikili ve ekonomik ilişkilerden daha fazla önem ver- diklerini vuıgulayan Rarnazan, "Türk dostfannuza, Fırat sonınu- nun en kısa siırede çozümlenme- si ve sulann paylaşımı konusun- da bir anlaşmaya vanlması gerek- tiğini ifade ettik" dedi. Konunun sürüncemede kalma- sının Türkiye - Irak ve Türkiye - Arap ilişkilerini etkileyeceği görü- şünü savunan Taha Yasin Rama- zan, bir çözüm bulunamadığı tak- dirde, Türkiye - Irak ilişkilerinin de arzulanan düzeye ulaşamaya- cağını söyledi. Taha Yasin Ramazan, Bağdat- taki görüşmeler sonunda, Türki- ye Irak ve Suriye'den enerji ve su- lama bakanlannın Ankara'da bir araya gelmeleri konusunda anlaş- maya vanldığını ve bu toplantı so- nunda elde edilecek geüsmeleri ta- kip edeceklerini de sözlerine ekledi. Velidedeoğlu ödülünü bugün alıyor İZMIR (Camhuriyet Ege Bürosu) — Izmir Büyükşehir Belediyesi'nce "Vtlın Atarüri- çüsü" secilen Hıfzı Veldet Ve- lidedeoğlu'na ödülü bugün İs- tanbui'daki evinde düzenlene- cek törenle verilecek. İzmir Büyükşehir Beiediyesi, Yılın Atatürkçüsu seçilen Velidede- oğlu'nun "Devirden Devire" adlı yapıtı ile kendisi tarafın- dan günümüz Türkçesine cev- rilen Atalürk'ün "Söylr*"ini okuüara ücretsiz olarak dağıttı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Yüksel Çakmur, dün yaptığı açıklamada jöyle dedi: "Sayın Velidedeoğlu'nn, de- raokrasiye, ozgtirlüklere, in- san haklarına, demokratik parlamenter rejime sahip çık- tıgı için bastacı edi>onız. 1. Meclis'te kâtiplikle çalışmaya başlayan Hıfzı Veldet \elide- deoğlu'nu, bu yılın Atatürk- çüsu seçtik. Gonlümden gece- ni söylu)Orum; kendisi asıl cumhurbaşkaniığına layık bir insandır." Bota ateş: Bir yarah İstanbul Haber Servisi — Rumelikavağı açıkiannda bir bota açılan ateş sonucu, bir ki- şi ağır yaralandı. Dün saat 17.00 sıralannda Boğaz'dangeçiş>apraak isteyen yabana bandıralı bir gemiye, ilaçlama \e sağık kontrolü için yaklaşan "Saglık-6" adlı bota kıyıdan ateş açıldı. Olayda teknede bulunan Kaptan Hiiseyin Kadir Uçmaz (50) başından ağır jaralandi- Gemideki üç sağhk memuru- nun olaydan yara almadan kur- tuiduklan oğrenildi. Bu arada olay sırasında Sarıyer 3. Deniz Taburu'nda atış talimi yapıldı- ğı, kurşunlann atış alanından sekmis olabileceği kaydedildi. C O N E Y T A R C * Y O B E K Magic Box'ı tanıttı Haber Araştırma Servisi — Cumhurbaşkanı Turgnt Özal, Türk ve Avrupalı reklamcılara Magic Box'ın ya>ınıru seyrettirdi. Avrupa Reldam Ajanslan Bir- liği'nin (EAAA) tstanbul'da ya- pılan yıllık toplantısı nedeniyle Türkiye'de bulunan Avnıpalı rek- lamcılarla Türk RekJamalar Der- neği'nin yöneticilerini Çankaya Köşkü'nde kabul eden Cumhur- başkanı özal, kabul sırasında Magic Box'ın TRT'nin yayın te- kelini kırdığını da söyledi. Çeşitli kaynaklardan edinilen bilgilere göre Cumhurbaşkanı Özal kabul sırasında Türk ekono- misinin yaşadığı yapısal değişim- den uzun uzun söz etti. özellikle 80 sonrası yaşanan değişimin üs- tünde durduğu öğrenilen özal, Hande konuştuANKARA (Cumhuriyet Büro- su) — Özal-Bush göruşmesi tuta- nakiannı eski bakanlardan Hasan Celal Güzel'e vermek savıyla An- kara DGM'de yargılanan Dışişle- ri Bakanlığı Pasifik Dairesi'nin es- ki aday memurelerinden Hande Mumcu. "polis gözetimi ve bas- kısı aitında olmadıgım, mahkeme süresince de başına hiçbir şekilde açıklama yapma>aca|ını" söyledi. Cumhuriyet muhabirinin soru- lanru yanıtlayan Hande Mumcu, "DGM'ce serbest bırakıldığım günden sonra dinlenmek amaayla annemle birlikte İzmir'de bir aile yakınımızın evinde kaldım. Bay- ramdan once de karayoluyla İı- mir'den Ankara'ya gelmiştim. Ba- sında çıkan 'İzmir ilçelerinden bi- rinde MİT tarafından korunma- Renoir'a (Bastarafı 1. Sayfada) tabloya, Sotheby, satıştan önce 40-50 milyon dolar arasında de- ğer biçmişti. Açıkarttırma fırma- lan kredi politikalarını değiştirdi- ğinden beri Sotheby, biçilen de- ğeri tablo satılsa da satümasa da satıcıya garantiliyor. Tablo satıl- madığı takdirde tablo sahibi ister- se tabloyu şiıkette biçilen değere bırakabiliyor. Hafta başından beri New York'ta süren açıkarttırmalarda Sotheby ve Christie kıyasıya bir- birlerinin rekorunu kırmaya çahş- tılar. Sotheby'de önceki akşam yapılan 51 parçalık satışın topla- mı 2S6.6 milyon dolar tutannday- dı. Salı aksamı Christie'de ise Van Gogh'ün "Dr. Gachef'sinin kır- dığı dünya rekoru (205 milyar TL.) sırasında satılan 58 parça toplam 269.4 milyon dolar tuta- nndaydı. Dünya rekoru kıran Van Gogh'un "Dr. Gachef'si için kimliği açıklanmayan bir Avrupa- lı ile Japon Kobayashi Galerisi'- nden Hideto Kobayashi beş daki- ka boyunca amansız bir rekabete girdiler. Kazanan Hideto Koba- yashi oidu. ya alındığım' yolundaki haberle- rin gerçekle nzaktan >akından bir ilgisi yoktur. Bu tip haberler düş uninlerine ve varsayımlara daya- nıyor. Gördüğünüz gibi polis U- rafından bilinmeyen bir yerde de tutulmuyorum. Ne MİT deneti- mindeyim ne de polis baskısı altındayım" dedi. Hande Mumcu, "Mahkemede- ki sorgunuzda daha önceki ifade- lerinizi kabul edecek misiniz?" so- nısunu şöyle yanıtladı: "Mahkeme dışında hiçbir gaze- tecinin iddia konusu olay ve suç- lamalarla ilgili sorularını yanıtla- mayacagım. Avukatım dısında kimseyle de bu konuyu konuşma- dım ve konuşmayacağını." Mumcu, daha sonra şöyle konuştu: "Sorguda neler söyleyeceğimi avukatım ve aile dostumuz Prof. L'ğur Alacakaptan dışında hiç kimse bilmiyor. Alacakaptan ile tzmir ve Ankara'da gorustük. Alacakaptan dı^ında hiç kimsey- le iddia konusu olay ve suçlama- larla ilgili tek bir kelime bile ko- ouşmuş degilim. Sizier, gazeteci olarak, sorgulann nasıi >apüdıgııu benden çok daha iyi bilirsiniz. Yargıçlar, iddianamedeki olaylar ile ilgili sorular sorar, sanıklar da bu sorulan yanıtlariar. Mahkeme- de iddia konusu olav ve suçlama- larla ilgili sorulan lek tek yanıt- layacagım. Mahkeme dışında hiç kimseye açıklama yapmadım ve yapmayacağım. Mahkeme dışında dava konusu ola>lar ile ilgili yo- rumlar yapmanın Basın Yasası ile bağdaşmadığını da biliyorum. Bu yüzden basının beni anlayışla kar- şılayacağını \e bundan sonra da olay ve dava hakkında aynı ozeni gosterecegini umu)orum." Hande Mumcu, sorularımızı "Basında çıkan haberler gerçek dışıdır. Hepsi de haval urünüdür, yakıştırmadır. Mahkeme boyunca gazeteciler ile konuşmayacağım biline biline ben ve ailem niçin bu kadar tedirgin ediliyoruz? Bunu da aıüayami}onım. Karanmız ke- sin: Konuşmavacağım" diyerek noktaladı. ekonomideki yapısal değişiklikle Türk reklam sektörünün gelişmesi arasında çeşitli paralellikler kur- du. Reklamın günümüz iletişim dünyasının en önemli unsurlann- dan biri olduğunu anlatan Özal, Türkiye'de reklamın gücunün üzerinde de durdu. Türkiye'nin ekonomik düzenini liberal pren- sipler çerçevesi içinde oluşturdu- ğunu söyleyen özal, yerli ve ya- bancı reklamcılara reklam sektö- rünün önemini uzun uzun anlat- tı. Türkiye'de reklamiar sayesinde hem halkın seçme şansının arttı- ğını hem de beğeni düzeyinin yük- seldiğini söyleyen özal, özellikle Anadolu'da istemlerin farkblaştı- ğını, buzdolabı-çamaşır makine- si gibi araçlann köylere kadar gir- diğini, dolayısıyla yaşam standar- dının arttığını öne sürdü. Ekonomideki yapısal değişim- den söz ederken bir ara TRT'nin 55 milyon insana ulaşabüen yegâ- ne rnecra olduğunu belirten özal, Türkiye'nin TV alanında yaşadı- ğı değişiklikleri de anlattı. Rek- lamcıları kabulü sırasında tekno- lojik gelişmelerden de söz eden Özal bir ara Magic Box'ın yayın yapmaya başlamasıyla TRT'nin yayın tekelinin de kınldığını, ya- yıncüık alanında da "liberal" bir düzene geçildiğini söyledi. Daha sonra kabuide bulunan yerli ve yabana reklamcılara dö- nüp "Magic Boxı hiç izlediniz mi?" diye soran özal, TV'yi aça- rak Magic Box'ın "Star 1" adlı kanalını reklamcılara gösterdi. Bu arada halen deneme yayın- larını sürdürmekte olan Magic Box'm Star 1 kanalının reklam ta- rifesi belli oldu. Buna göre Star l'de 30 saniye uzunluğundaki bir reklam filmi, gündüz yayınlann- da 4.5, akşam yayınlannda 8.8 ve gece geç yayınlarda 4.5 milyona gösterilebilecek. 30 saniyelik rek- lam fılminin dizi içinde yayımlan- ması durumunda ise ücretler gün- düz yayımlannda 5.5, akşam ya- yınlannda 9.8 ve gece geç yayın- larda da 5.5 milyon lira olacak. Magic Box'ın reklam alanındaki "rakibi" TRT'de ise 1. Kanal'ın en çok seyredilcn kuşaklannda reklam filmleri saniyesi 850 bin li- radan gösteriliyor ve bu durum- da 30 saniyelik bir reklam filmi- nin gösterim ücreti 25.5 milyon li- raya geliyor. (Bastarafı 1. Sayfada) renler, Çankaya'ya tıpış tıpış çık- madan önce, TRT'de Köşk ve eşi fazla görünmüyordu. O aralar bu tutumu TÖ'nün kendini "unutturmaya çalıştığı' biçiminde yorumlayanlar vardı. Zirveden sonra ekran TÖ ailesiy- !e dolup taşmaya başladı. Son günlerde TV'nin "Çankaya beyi ile açılıp hanımı ile kapandığım" söyleyenler, bir kez geriye bakıp, buyruk yok ortada. Fakat "aracı- lar" hem TÖ hem de SÖ için di- lenerı yayın biçimini TRT yöneti- ci kadrolanna aktanyorlar. DYP'li- lere —doğrudan Demirel'e yan- sıyan bilgiler— haberlerde SHP'nin DYP'ye yeğlenmesini TÖ'nün buyurduğunu duyuruyor. Hemen her gece bıkkınlık ve- ren TÖ-SÖ görüntüleri, Köşk'ün "emredersiniz efendimci" yöne- ticilere gönderdiği aracı buyruk Tu'ye bugünkü olanakları kimin larla gerçekleşiyor. Neyse ki TV, SÖ'nün "bilimsel görüşlerini" aktarmıyor. Kuşkusuz SÖ insafa gelmiş. Katıldıgı son toplantıda bu kez bilimsel değıl, yaşamdan edindiği deneyımlerı dile getire- ceğini bildirmiş. Maazailah, ya ve hangi davranışların sağladığı- nı düşünmek zorunda. TRT çevrelerinden, hatta DYP kulislerinden yansıyan haberle- re göre TV yayınlarını Köşk bi- çimlendiriyor. Elbette yazılı bir Tiilen başkanlık' (Bastarafı 1. Sayfada) kara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ldare Hukuku Bolumü ögretim üyesi): "1982 Anayasası'na göre bile cumhurbaşkaruna verilen yet- kiler belirli konulardadır. Parla- menter rejimlerde cumhurbaşkan- lanrun yetkiJeri ise semboliktir. Bu rejünde, yürütme organımn kulla- nabileceği yetkiler Bakanlar Ku- rulu'nca kullanüır. Çünkü Bakan- lar Kurulu, yasama orgaruna karşı sorumludur. Dolayısıyla sorumlu organ yetkılerle donatılmıştır. 1982 Anayasası'nın öngördüğü sıstem ise esas itibariyle parlamen- ter bir sistem olmakla beraber, bundan baa sapmalar göstermek- tedir. Öyle ki, cumhurbaşkanına, sonunluluk doğuracak bazj konu- larda tek başına işlem yapma yet- kisi tamnmıştır. Bu durum kuşku- suz parlamenter sistemle bağdaş- maz. Ancak bu yetkiler sadece be- lirli konulardadır. Bu yetkiler is- tisnaidir. Uygulamada ise cum- hurbaşkanı, anayasada belirtilen konumu ile bağdaşmayacak bir biçımde, yalnız Bakanlar Kurulu ve tek tek bakanları defil, bir ge- nel müdürü, bir daıre başkanmı bile ilgilendiren konularda dahi demeçler vermektedir. Yani cum- hurbaşkanı, anayasal konumunu aşmaktadır. Cumhurbaşkamnın bu davranışları, parlamenter sis- tem ile bağdaşmadığı gibi, 1982 Anayasası'nda ongorülen sistem- le de bağdaşmamaktadır. Sayın Cumhurbaşkaru, kendisine baş- kanlık sistemindeki devlet başka- nının konumunu vehmetmektedir ki bunu 1982 Anayasası ile bağ- daştırmanın da olanağı yoktur." Dr. Erzan Erzurumluoğlu (Aıı- kara Barosu Başkanı): "Cumhur- KONGRE ILANI Türkiye Hava Trafik Görevlileri Derneği'nin 14. Olağan Ge- nel Kurul toplantısı 3.6.1990 pazar günü saat 10.00'da Firuz- köy İnönü Caddesi No. 6 Avcılar İstanbul adresinde, ekserıyet temin edilemediği takdirde 9.6.1990 günü aynı yer ve saatte aşa- ğıdaki gündem dahilınde yapılacaktır. Üyelere önemle duyu- rulur. Yönelim Kurulu Başkanlığı GÜNDEM: 1— Açılış ve yoklama, 2— Divan heyetinin seçimi, 3— Saygı duruşu, 4— Çalışma ve murakıp raporunun okunması ve aklanması, 5— Yeni Yönetim Kurulu'nun seçimi, 6— Dilek ve temenniler, 7— Kapanış. başkanının sorumsuzluğu esas. Ama Sayın özal fıilen başbakan- lığı da yürütüyor. Bunun ne denli anayasa ile bağdaşmadığı ortada- dır. Sayın Özal'ın yaratmak iste- diği durumu, anayasa ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaştırmak mümkun değildir. Ama burada önemli olan, hukuk bir yana, si- yasai açıdan TBMM'nin kendi yetkilerine sahip çıkması olayıdır. Aksi halde bu, parlamenter reji- me karşı halkın kafasında kimi so- rular uyandınr. Sayın özal, baş- bakanlık yetkilileri bir yana, aynı zamanda Meclisin yetkilerini de kullanıyor. Sanki Meclis, yetkile- rini Sayın Cumhurbaşkaruna ver- miş gibi bir durum var. Bunu ka- bul etmek mümkün değil. TBMM hiçbir kayıt ve koşul altında yet- kilerini devredemez. Meclis bu noktada kendi yetkilerine de sa- hip çıkmıyor. Ben bu açıdan, Türk demokrasisinin geleceği açısından kaygı duyuyorum" Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı (İs- tanbul Üniversitesi Hukuk Fakül- tesi Anayasa Hukuku Bolumü ög- retim üyesi): "Cumhurbaşkanı, il- gili bakanın yapacağı beyanları ancak tekrarlar. Kendiliğinden Bakanlar Kurulu'nu bağlayıcı şe- kilde kesinlikle konuşamaz. Çün- kü sorumlu olan, Bakanlar Kuru- lu'dur. Bu sorumluluk da yasama organına karşıdır. Türk anayasa sistemine göre ise cumhurbaşka- nı sorumsuzdur. Hem 1961 hem de 1982 Anayasası bunu gerekti- rir. Daha önce bu ilkeler ihlal edil- memişti. Artık Türkiye'de başkan- lık sistemine geçilmiştir. Başkan- lık sisteminde cumhurbaşkanı hem başbakandır hem de hükü- mettir. Türkiye'de bu duruma ge- linmiştir maalesef. Bu durum ise anayasa ile bağdaşmayan bir du- rumdur. Bütün anayasa sistemi, demokrasilerde devleti yönetenle- rin anayasayı ve demokrasi kural- larını bildıkleri faraziyesine daya- nır. Bilmeleri de lazımdır. Türki- ye'de ise bu yoktur, olmadığı or- taya çıkmaktadır" "Bu gelişmenin mümkün olma- sı, Meclis'teki ANAP'm çogunlu- ğuna dayanmaktadır. Bu konuda- ki esas sorumluluk da onlara ait- tir." 02685 Nolu Sarı Basın Kartımı kaşbctrim. Hükiımsıi?.dur. F. SVR NIRVES TRT borazanlık görevini daha üst perdeden yapmaya kalkar, S& den hemen her gün bilimsel de- meçler alırsa? Hiç değilse SÖ, bu yanını kullanmıyor ekranda. Buna da şûkür. Köşk'e bugünkü rahatlığı ba- ğışlayan iki muhalefet partimiz, bir gün Odalar Birliği'nin, öteki gün Ziraat Odalan'nın toplantıla- rına koşturup duruyor. Başına arada sırada zahmet edip göz atacak olsalar, zirveden önce ve sonraki politikalarının halk ındin- de nasıl değerlendirildiğinı göre- bilider. Örneğin dün —Milliyet : te— çeşitli kesimlerden insanlar- la yapılan anket ortak bir görû- şü yansıtıyor: "Muhalefet öncü- lük görevini yapmıyor, sadece ko- nuşuyor." Yüz yüze geldiğinizde Köşk 1 ün tek adamlığına karşı muhale- fetin yeterince görev yapmadığı anımsatıldığında erbabı siyaset fazla sinirteniyor. Örneğin İnönü. Devleti kurtarma gerekçesiyle ne çare TÖ'yü düştüğü açmazdan çıkarmaya yarayan zirveye bir ko- şu gitmezden önce "Ne yapa- lım? İki cumhurbaşkanı yok ki" diyordu. Zirveden sonraki geliş- meleri dikkate alan TÖ'nün asıl olacak da indireceği sorulanna, "Başka sorunuz yok mu?" diye- sinirlilik gösteriyordu. Demirel ise daha ustaca davranarak hemen hemen aynı çizgideydi. "İki cumhurbaşkanı yok" de- dikten sonra ilk seçimde iktida- ra geldiklerinde 'lek cumhurbaş- kanından" başbakanlık görevini bal gibi alırlar. TÖ'yü aşağıya in- dirme vaatleri askıya alınır. öyle gerekçeler bulurlar ki şaşar ka- lır insan. "İki cumhurbaşkanı" ol- madığını öne sürerek daha ön- ceki demeçlerinin üzerine sün- ger çekenler, hele başbakanlık söz konusu oisun, daha şimdi- den işitilen kılavuz stogana ya- pışacaklardır Seçim olsun, ikti- dar, başbakanlık kapısı hele bir açılsın, partilerimiz için slogan yt- ne ulusaldır. Köşk'e koşup gitme- yi "Ne yapalım, ülkeyi hükümet- siz mi bırakalım?" diye savuna- caklardır. TÖ bunları bilmez mi, bilir. Bu yüzden "Bir yumrukla muhaleteti sersemletmekten" ve sonra dtle- diği gibi hareket etmekten rahat- lıkla söz edebilmektedir. Hükü- meti doğrudan yönetmesine mu- hafefet cılız sesli, birkaç cümle- lik demeçlerle karşı çıkadursun TÖ, Bakanlar Kurulu'nu dün yi- ne Köşk'te topladı. Gündemi, belki Başbakan bi- liyordu. Çeşitli varsayımlar gün boyu göziendi. SS kararnamele- ri, yazımlarıyla öyle keşmekeş yaratmıştı ki yeniden düzenlene- bilirdi. Bir başka varsayım Ba- kanlar Kurulu'nda her kafadan bir ses çıktığından, TÖ'nün 141-142 ve 163. maddelerle ilgili yasaya bir çekidüzen vermeyi ka- rarlaştırdığını gösteriyordu. Muhalefet Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü'ne benzete- dursun, saat 18.00'de Bakanlar Kurulu'nu toplantıya çağırarak TÖ, TV'nin 20.00 haberlerinde yi- ne birinci sıraya gelmeyi başarı- yordu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle