05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahıtıı Cunıhumeı Maıbaacılık ve Ga/eteulık Turk Anonım Şırkeıı adına Nadır Sadı 0 Genel >a\ın Muduru Hasan Crmal. Muessese Muduru tmıne Işjklıjeı). Va/j Hie'i Muduru Oka> Gonenşın. 0 Haher Merdezı Mudtru >alçm Ba'fr. Sd\fa Du/enı >onetmenı 4.1ı Arar, 0 Tenıstkıler •\SkARA \hmrl Tan. IZMİR Hlkmcl (rtınkan. M ) \ \ \ (.rtın \ıf«>oj>lu 1. PDhııka. Cıal Başlnıgıf. Dış Halx--ler Lnpııi Balcı. Ekonomı Cmgız Tartnn, Iş Sendıka. Şakran K m a . Kultur Gefal Lstor. E&nm Gracav ^a>1aa. Hdber *ra$tırm.ı Isaın Brrkaıı, >un Haberlei S«cd«1 Doğan, Spor Danı>manı 4b<Mkadır V.ucc4man. I>£ Yaj-ılar b m n (jfcşltAn. A/a5fırm.a Şflhffl Alpat. Duzelrme AMuflaft Vfum 0 koorciınaror Aiund Konıisan, 0 Maiı fşicr hrol hrtul. • Muiı^N; Bulenc \cna • Bu\e Ptaıajra >rv,ı Osnu>bqr<ı£fcı 0 feklam AyK Tonın. # Fk Vayınlar Hııhs \k*ol 0 Idare Husnın (.uırr. # Ijkıme Onder Çrtk. • Bilgı-I^tem Nai UaL • Penond S*»p Bodaano0u. Basnn \f >a«/n Cumhunvei Vtalbaacıtık te <ja2twcılık TA^ Turk Oca# Cad. 39/41 g t 34J34 !>ı Pk 2J*-lsaj,t>ul Td 112 CK 0< (20 haı). Irto. 22246 Fu. (II 526 60 72 • Bunılür ^ı*aI•: Zra Gokalp BN Inkrtaf S- No 19 4. Tel 133 II 41-T Tdo. 42344 Fax (4) 1J3 05 65 0 tanr H Zı>a Bh 13^2 U ! Td lî 12 30, THoı <M59 Fan. (ül) 19 İ3 60 • Ad»mt InOnıı Cad .119 S No 1 Ka I. Td 19 r 52 14 ha). Tdo. 62155, Fax (71119 37 52 T\k\IM 11 MAYİS 1990 lmsak. 3.59 Guneş 5 44 O«le- 13 05 Ikındı: 16.59 Akşam: 20.17 Yatsı: 21.53 'Uygarlığın beşiğiydi' Akdeniz boğuluyor Her yıl 100 milyon turistin geldiği Akdeniz kıyılannda plajların yüzde 25'i asgari sağlık koşullarına sahip değil. Yılda 650 bin ton hidrokarbon kirlenmesi oluyor. Bahk stoğu doğal düzeyin dörtte birine inmiş durumda. Yüzyıllardır ticaretiyle, trafiğiyle, savaşlanyla, müziğiyle, danslarıyla bir hareketlilik simgesi olan Akdeniz artık "SOS" veriyor. YASEMtN ÇONGAR ANKARA — Akdeniz, dünya- nın en eski kultürlerinin yurdu olarak bihniyor. Beş bin yılı aşan bır tarih diliminde bu denıan kı- yılarını paylaşan halklar, bugün 18 ayn ulkeyi olusturuyor. Roma- lılann "Mare Nostrum" (Bizim Deniz) dediği Akdeniz'de de ya- şayan kıyı nufusu 82 milyon. Bu sayının 2025'te 170 milyona var- ması bekleniyor. Her yıl Akdeniz guneşine koşan turist sayısı ise 100 milyon dolayında. Bu rakam 2O25'te 260 milyon olacak. Ak- deniz'de herhangi bir zamanda seyreden tıcari gemi sayısı 2 bi- nın altına inmiyor. Bunların 250-30O"u petrol tankerlerinden oluşuyor. Yıllık tekne trafik bi- lançosu ise 220 bin dolayında. Ve yüzyıllardır ticaretiyle, trafiğiyle, savaşlanyla, müziğiyle, dansla- rıyla bir hareketlilik simgesi olan Akdeniz artık "SOS" veriyor. Dunya Bankası ve Avrupa Ya- tırım Bankası'nın birlikte hazır- ladıkları ve ilk asamada 12 mil- yon dolarlık yatınm öngörulen Akdeniz Çevre Programı bu ge- reksinımden doğdu. On sekız ül- keyi kapsayacak prograraın ilk aşaması olan "sonınlann ve çö- ziira yollanmn saptanması" ça- lışması ayrıntılı bir raporla so- nuçlandırıldı. Geçen haftalarda açıklanan 93 sayfalık rapora gö- re Akdeniz'deki çevre bozulma- sının başlıca unsurlarını şöyle sı- ralamak mumkun: — Akdeniz plajlarının yüzde 25'i su ve kumsal temizliği açısın- dan asgari sağlık sınırlarının altında. — Akdeniz'de her yıl 650 bin torüuk hidrokarbon kirlenmesi ölçulüyor. Bu miktar, Alaska açıklarında batan Exxon Valdez tankennin yol açtığı kirlenmenin on yedi katına eşit. Bu kirlenme- nin yüzde 75'i petrol sıkıntıların- dan kaynaklanıyor. — Akdeniz'deki balık stoku pek çok bölgede doğal duzeyin yuzde 20'sıne ııımiş durumda. Bdlge net balık ıthalatçısı. — Her yıl Akdeniz'e karışan böcek öldürücü ilaçlann mikta- rı 550 ton... "Ortak bir mirası korumak ve ortak bir kaynağı işletmek" baş- lığını taşıyan Akdeniz Çevre Programı raporunda beliıtilen "cevresd bozulma" unsurları ara- sında hava kırliliğı, katı atıkların denize dokulmesi, su kaynakla- nrun azalması ve Akdeniz foklan gibı hayvan turlerinın giderek azalması da yer alıyor. Raporda ayrıca Akdeniz ulke- lerindeki çevresel bozulmanın bir ülkeden diğerine aktanlma ozel- lıği de vurgulanıyor. Buna göre Turkiye'deki hava kirliliğinın en büyük nedeninı oluşturan kukur- dün yuzde 18'i diğer bölge ulke- lerinden ithal ediliyor. Aynı oran Yugoslavya için yuzde 13 olarak belirlendi. Akdeniz'de sudaki ok- sijen azalmasına bağlı kahveren- gileşmenin (eutrophication) en yoğun olduğu bölgeler Adriyatik Denizi (Italya ve Yugoslavya kı- yıları), Lion Körfezi (Fransa ve tspanya kıyılan), Saronikos Kör- fezi (Yunanistan kıyılan) ve tzmır Körfezi olarak sıralanıyor. 43. Cannes Film Şenliği, Japon sinema ustası Akira Kurosawa'nın "Düşler" fılmi ile başladı Kameranın gö iidüş Orhanelî Santralı'na 6 sülfüroz9 kampanyası Orhaneli Belediye Başkanı Gürel Yıldız, santrala da sülfüroz tesisleri kurulması için ilgili makamlara mektup yazdıklannı hatırlatarak, "Bu konuda kampanya başlatacağız" dedi. BURSA (AA) — Orhaneli'de yapımı siiren termık santralda, çevreye yayılan kükürtü azaltan "de sulfüroz" tesislerinin kurul- ması için Meclis karan alınarak kampanya başlatılacağı bildirıl- di. Orhaneli Belediye Başkanı Gürel Yıldız yaptığ) açıklamada, "de sülfüroz" tesislerinin kurul- ması için Meclis kararı alarak kampanya başlatacaklarını kay- detti. Yıldız, Orhaneli Termik Santralı'na de sülfüroz tesislerin kurulmasını istediklerini Cum- hurbaskaru, Başbakan, bakanlık ve siyasi parti liderlerine birer mektupla bildirdikJerini söyledi. Ankara Çayırhan'daki ter- mik santrala da de sulfüroz tesislerinin kurulduğunu belirten Yıldız, tesislerin kurulması ha- linde Yatağan'da yaşanan dra- mın Orhaneli'de de göruleceği- ni ileri surdu. Yıldız, "Yatağan- da tabiat 5 yıkla yok oldu. Bi- zim santralın bacasını uzun ya- parak do|a katliamını sadece birkaç yıl daha geciktirmiş ola- caklar. Buradaki doğa katliamı- nın matlaka önlenmesini ve yet- küilerin konu azerinde hassasi- yetle durmalanm istiyonız" di- ye konuştu. Toplantı ve yüriiyüş De sülfuroz tesislerinin kurul- ması yönünde başlatacaklan kampanyaya tüm vatandaşların destek vermesini isteyen Başkan Yıldız, tüm demokratık kuruluş- ları Orhaneli'ye davet ederek toplantı ve yüruyüş düzenleye- ceklerini sözlerine ekledi. Öte yandan, Kimya Mühen- disleri Odası Bursa Şube Başka- nı Ali Akca da termik santralın devreye girmesiyle çevredekı do- ğa örtusunün "tahrip olacağııu" savundu. Akça, "Santrala raut- laka sülfüroz antma tesisleri ku- rulmalıdır. Bu kunılmadıgı tak- dirde bacadan çıkacak sulfüri- kasit gazlan doğa ve insan ya- samını olumsuz yonde etkileye- cek" dedi. Termik santrala kurulması is- tenen "de sülfuroz antma tesi- si" maliyetinin ise 200 mılyar lira olduğu öğrenildi. Yapımına 1979 yılında başla- nan ve 1988 yılı birîm fıyatlarıy- la 350 mılyar lıraya mal olacak Orhaneli Termik Santralı'nda yılda 1.5 milyon ton kömuı ya- kılacak, 210 megavvat gücunde, 1.4 mılyar kilovvat/saat elektrık enerjisi üretilecek. Kurosawa, "Duşler" adlı filmin ilk üç bölümünde çocukluk fantezilerine yer veriyor. Danseden tilkiler, baharın uyanışı ve kar fırtınası, naif çocukluk dunyasından esintiler taşıyor. Bu bölümlerde renkler ve sesler olağanüstü güzel bir uyum içeriyor. Dörduncu düşten sonra hava bozuluyor ve savaş esintileri gundeme geliyor. Son düşler ise dünyayı tehdit eden nukleer ve ekolojik felaketlere gönderme yapan birer karabasan gibi. Kurosavva teknolojiyi tumden ret eden, ilke ve doğal yaşama özlemini aktarıyor. MEHMET BASUTÇU CANNES — Akira Kurosawa bugun tam seksen yaşında. Akira Kurosavva yalnız Japon sincmasının değıl. tum dunya si- nemasının sayılı ustalanndan bıri. Gerçeklerle duşleri harmanla- yan, şiirsel boyutuyla alabildığine yoğun filmlerın, "Dersu Uzala'Ma- nn, "Yedi Samuray"lann, "Kage- musa"ların yonetmeni... Kurosavva son yapıtlarını Ame- rıkan sınemasının buyuK yapım- cılarıyla birlikte gerçekleştiren bir yaratıcı. Çok renklı duşlennin ge- reksinım duyduğu genış olanakla- rı ve belkı de saygıyı, orada daha rahatlıkla bulabiliyor çunku. Akira Kurosavva, bir bölumünu çocukluğundan bu yana içınde ta- şıdığı, beslediğı ve uzun bır yaşa- mın deneyimlerıyle yoğurduğu bınlerce duşten ve ozlemden bazı- larını sinemaya gonlunce aktara- bılmek ıçın Steven Spielberg ve George Lucas gibı yeni Amerıkan sinemasının müthiş çocuklarıyla, buvuk şirket Warner Bros'un zen- gın kolları arasında, ortak bir ya- pıma gitmiş. Japon yonelmen Kurosawa, "Ouşler" filminin çekimi sırasında sette bir çocuk otuncuyla birlikte. Sekiz değişık bolumden oluşan "Akira Kurosavra'run Duşleri", işte boyle gerçekleşmiş... Dun akşam, 43. Uluslararası Cannes Film Şenliği'nin, araların- da Yılmaz Guney / Şerif Goren iş- bırlığının urunu "Yol"un da bu- lunduğu son on yılın "Altın Pal- mi\e"lerinin selamlandığı açılış toreni için "Akira Kurosawa'nın DuşJeri"nden daha uygun bir film kuşkusuz duşünülemezdı. Ancak yanşma dışı sunulan bir- çok açılış filminin yönetmenleri gıbi Kurosavva da belirli bir düş- kırıklığı yarattı. Kendi hesabıma, ilk dört düş- ten, ozellikle de ilk uçunden aldı- ğım yuksek tadın, son duşlerde tum mizansen ustahklara ve özel teknik cambazlıklara karşın, içe- rikleri ve getırmek istedikleri bil- dirılerle yavan bir sıradanlığa dö- nüşmesi karşısında için için kızıp kopürdüm. Çünku ilk iki duş, Kurosavva1 nın çocukluk duşleri... "Yağmur Altındaki Güneş"te, ormanda gi- zemli bir düğün dansı yapan til- kiler var... "Şeftali Bahçesi'nde ağaçlara can veren baharın büyü- sü var... Bu yoğun bölümlerde, sa- natçmın renklerle seslerin koreg- rafısinı yapmaktakı eşsizlığıne bir kez daha tanık oluyoruz. Üçuncü düş, "Kar Fırtınası" ise ölum te- masını işlerken yavaş yavaş ger- çekler dünyasma kaymasına kar- şın tam bir görsel şölen. Hava dörduncu düşte bozulma- ya başlıyor. "Tünel", savaştan ye- nik çıkan Japonya'nın bilinçaltı- nı kemirip duran "Onca acı ve ölu neye yaradı" sorusuna klasik bir yaklaşımla efilmekte. Karanlık tü- nele giren subayı, haşin bir kopek- le, ölüme gönderdiği bir askeri bir- lığin beyaz çehreli erleri karşılıyor- lar... Pek özgun bir buluş değil kuşkusuz. Aklıma, Polonyalı ti- yatro adamı Kantor'un soğuk kur- şun askerlerindeki canlılık, özgün- luk takılıveriyor nedense. Beşinci duşte yeni bir soluk, gu- zel bir serinlik var. "Kargalar"da, Martin Scorsese'nin yorumladığı Viflccnt van Gogh'un sanat dun- yasına girmeye çalışıyor Kurosa- wa. Yönetmenin gençliğinde resiın çalıştığını anımsavınca, Van Gogh'un tablolarındaki peyzajlar peşinde koşan gencin içtenliği ve bakışlanndaki saf ışıltı, bu fantezi düşu daha da sevimli kılıveriyor. Son üç düşe gelince.. Kanımca, her biri ayn bir karabasan... Hem içerikleri ve getirmek istedikleri bildirilerle hem de ne yazık ki di- yaloglarındaki sıradanlık ve ya- vanlıkla gerçek bir karabasan... Sanki birer propaganda filmi... Kurosavva, "Filmim bir vasiyet değildir" demesine karşın, bu son üç düşte, aslında, dünyamızın gi- dişatı konusundaki korkulanru ve tath özlemlerinı dile getirmekte... Yeni bir nukleer savaştan korku- yor.... Radyoaktiviteyi, patlayan Fuji'nin binbir rengine boyayarak öğretıci dersier vermeye çabalı- yor... Ekolojist temalarda işlenen en bilinen, en aşınmış temel kay- gıları yineleyerek teknolojiyi tu- muyle yadsıyan bır safiığın duru- luğunda, doğduğu yılların ilkel, ama doğal yaşamını ozlemliyor... Elektriğin ve enerjinin, her tür teknik gelişmenin aslında insa- noğluna yarar sağlamadığını us- tune basa basa, ağır bir biçimde savunuyor... On bir gun surecek gorsel bir maraton başladı. Bakalım daha ne ince ve güzel düşlerle, ne ağır ka- rabasanlar bekliyor bizleri. Kardelen ihracı yasak deliyor CEMtL CtĞERİM Kardelen sökümüyle ilgili olarak Akdeniz bölgesinde 5 yıl süreyle konulan yasaklamanın kontrol edilemediği bildiriliyor. ğı, sokumün devam ettiği bildiril- di. Bu yıl Antalya'da 5, Arhavı- de ise 3 ton kaçak sokumün tespit edıldıği ileri suruldü. Soğanlı, yumrulu ve rizomlu sus bitkilerinin uretimi, ihracatı ve tıbbi bitkılerin korunması konu- sunda göriışlerini açıklayan Anka- ra Üniversitesi Ziraat Fakültesi SAMSUN — 8 milyon adetle sınırlandınlmasına karşın 1988'de 32.8 milyon adet galanthus (kar- delen) ihraç edilmesi uzerıne Ak- deniz Bölgesi'nde 5 yıl muddetle konulan yasaklamanın kontrol edilemediği için yarar sağlamadı- Tarla Bitkileri Bölümü öğretim uyelerinden Prof. Neşet Arslan, başlangıçta saray bahçelerini sus- lemek için toplatılan çiçek soğan- larının, yabancılann da dikkatini çektiğinı söyledi. Çiçek soğanı ilı- racatmda en buyuk payı yüzde 47 ile galanthusun (kardelen) aldığı- nı, soğan ihracatının ise 55.7 mil- yon ile 75.5 milyon adet arasında değiştiğini bildıren Prof. Arslan, "Dunya çiçek soganı ihracatında Türkiye gaJanthus, eranthis leuco- jum. anemone ve cyclamende lis- te başıdır. Çiçek soganlannın en büyük alıcısı Hollanda'dır. Fran- sa, Avusturya, Macaristan, ttalya, Almanya, tngiltere, Portekiz, Da- nimarka, Yugoslavya. Roman>«, Yeni Zelanda, Hindistan ve ABD de Hollanda'ya çiçek soğanı ihraç etmekte, ancak bu ulkelerin top- larn ihracatı Türkiye"nin tek başı- na ihracatının seviyesine ulaşamamaktadır" dedi. Arslan şöyle devam etti: "Soganlı bitkilerin kultüre alı- narak hem doga tahribinin onlen- mesi hem de ihracatımızın arttı- nlması son derece önemli bir ko- nudur. Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı daha önceleri doğada sökuien ancak ihracat edilecek bü- yükluge ulaşmamış soğanlann kültur şartlannda buyutulmesine müsaade etmistir. Boylece dncderi heba olmakta olan bu sofanlann değerlendirilmesi ünkftn dahiline ginnistir. Ne yazık \a bu iyi zaman içersinde istismar edUmiş, önceleri sadece belli büvüklıige ulaştığı tahmin edilen soğanlar sokulür- ken simdi en ufak soganlar dahi sökülerek satüır, satın alınır ol- muştur. Yani tabribatın şiddeti artmıştır. Hatta tahribat o dere- ceye vardınlmtstır ki bugün fırma- lann eündeld gaianthus (kardelen) soğanı miktan 8 miiyoniuk kon- tenjana gore 25 yıl, 1988 ihraca- tına göre en az 5-6 yıl sure ile >e- tecek miktardadır. " Göcek'te WC'nin adresi kral mezarı ÜMİT OTAN KRAL WC — tlk bakışta antik bir Likya kral mezarı gibi görunen Gocek'teki bu >apı, aslında modern bir WC Utan) GÖCEK — Keşfedileli beri tu- rizmde pek yol almışa benzemiyor Göcek, ama şimdilerde kraJ me- zarlarından tuvaletlerin gorkemı konuşuluyor. Yalnız o mu? Bir de Göcek Belediye Başkanı Behzat Akdolun'un tuvaletten bozularak yapılan makam odası... Bu aylarda alışılmadık bir ka- labalık var Gocek'te. Yeni bitiri- len Club Marina'ya konuk yapı- lan ve tltur tarafından gerçekleş- tirilen marinaya yöredeki tum yurttaşlar önce karşı çıkmışlar. Ancak bitirildikten sonra herkes ağızbirliği etmişçesıne, "Dofa bo- zulmadan boyle bir mekân yara- tılabileceğini beklemiyorduk' di- yorlar. Tüm yapılann ahşap kullarula- rak yapıldığı, yalnızca Kaunos'taki kral mezarlarınm sahtelerinın ya- pımında taş kullanıldığı Club Ma- rina'yı gezdiren yetkılı, tesisi an- latıyordu: "Türkiye'de böyle bir marina yok. Bircok marina var, ama böy- lesi yok. Bab'da da çok az rastlar- sınız. Buna benzer bir model Mo- naco'da var. 24 oda ve 48 yatagı- mız var. Odalar super lüks. Tesis gecelemeye yonelik değil. 160 yat rahatlıkla marinaya bağlanıp tüm gereksinimlerini karşılayabiliyor. Cimnastik salonlan. Turk ha- mamlan, raasaj salonlan ve mar- ketler var. Bir de üç ayn mekâna kunılan tuvaletler." Kaptanlar için yapılan tuvalet- ler kaptan köşku gibi. Konuklar için ise kral mezarlanndan. Bilme- ven hiç kimsenin aklına gelemez Kral mezarlannın tuvalet oldu- ğu. Akşama kadar tuvalet araya- bilir insanlar. Kral mezarlanndan yapılma tu- valetler bir iki kez yapılıp yıkılmış beğenilmemiş. Sonra Italya'dan mimariar getirilmiş. Tüm tesis bit- tigi halde tuvaletlerde ufak tefek eksiklikler kalmış, çalışmalar siınıyor. Club Marina'nın kral mezarından tuvaletlerinin yapımı bitiriledursun, Belediye Başkanı Behzat Akdolun da tuvaleti bozup makam odası yapmış. Yeni bir be- lediye binası yapımı şu sıra mum- kün olmadığından, belediyenin içındeki tuvalet bozularak başka- na makam odası yapılmış. TV dizileri ile doğum kontrolü Üçüncü Dünya ülkeleri için geliştirilen yeni bir programda, "Zenginler de Ağlar - Marianna" türü TV dizileri aracılığı ile doğum kontrolü bilinci verilmeye çahşılıyor. Dış Haberler Servisi — Geliş- konusunda neredeyse göruş birli- mekte olan ulkelerde doğum kont- rolunu yaygınlaştırmak için yep- yeni bir yol bulundu: TV dizileri. "Time" dergisinin haberine gö- re ilk defa Meksika'da bundan 10 yıl önce gösterime giren Acompa- name (Benimle Gel) adlı şov prog- ramı ile başlatılan bu uygulama daha sonra Hindistan ve Kenya- da da yaygın olarak kullanıldı. Brezilya bugunlerde bu amaçla hazırlanan yeni bir diziyi goster- meye hazırlanıyor. Nijerya, Zım- babve, Bangladeş ve Pakıstan'da kendı programlarıru hazırlıyorlar. İki ay once Yeni Delhi'de yapı- lan uluslararası bır aile planlaması toplantısında delegeler bu amaç- la TV dramalarının kullanılması ğine vardılar. Doğum kontrolü yömemlerini tanıtan bu TV dizileri genış izle- yicı kıtleleri tarafından "Zengin- ler de Ağlar - Marianna" türu "sa- bun köpıiğu" dıalerden ayırt edıl- meden izleniyorlar. Meksika yapı- mı Acompaname'nin tum Latin Amerika'da gosterılmesi, Hint ya- pımı Hum Lug'un 50 milyon kı- şinin yemek saatlerini değiştirme- sıne yol açması, Tushaurıane'nın Kenya Televizyonu'nun 28 yıllık tarıhinde en çok izlenen dizi olma- sı ve aralık ayında yayından kal- dırılınca halk ve hükümeti karşı karşıya getırmesi gibi örnekler git- tikçe çoğahyor. Aile planlamasına yönelik ha- fif dizilerin birçoğu, merkezi Nevv York'ta bulunan ve bu dizilerin yapımı için parasal destek sağla- mak amacıyla hukumetler ve özel kuruluşlar arasında arabuluculuk yapan Uluslararası Nüfus Iletişi- mı adlı bır grup tarafından des- lekleniyor. Programlar, doğum kontrol yontemleri hakkında bilgı verıyor- lar fakat daha da onemlısi halkın doğum kontrolü uyguiamamasına neden olan kulturel değerlerı de- ğiştirmeye çalışıyorlar. Geleneksel toplumlarda genış bir aile daha çok iş gucu, vaşlılık sigonası, erkeklik ve bereket sim- gesi olarak görüluyor. TV yapmı- cıları, dizilerin tasarlandığı ulke- lerde aile planlaması hakkındaki inançları araştınyor ve dizilerde verecekleri mesajlarla bunlan ye- niden biçimlendirmeyi amaçlıyor- lar. Orneğin Kenya'da Tushauriane dizisinde ana tema olarak çok eş- lığin ve çok cocuğun zenginliği na- sıl yok edeceği ve toprağın nasıl parçalanacafı teması işlenirken Meksika'da, maçoluk hedeflenip erkeklerin doğum kontrolü ve kı- sırlaştırma ile ilgüi duşünceleri de- ğıştirilmey'e çalışılıyor. Hindistan1 da ise kadının toplum içindeki yeri sorgulanıyor. Bu programların hazırlanma aşamasında TV yapımcılan bu- yük titızlikle çalışıyorlar. tlk asa- mada 260 bölumü çekilecek olan 5 yıllık drama Hum Rahi'nin ha- arlık çaiışmalannda da aynı titiz- liğin gosterildiği belirtiliyor. Tek oğlu olan bir babanın uç kızından bin olan Hum Rahi'nin yaşamı ve başanlan üzerine kurulu dizi, 2 yıl süren hazırlıklar sırasında köyler- de inceleme yapan TV yapımcıla- rırun kadının sosyal statüsü konu- sunda saptadıkları kimi bulgula- rı ırdelıyor. Vapımcılar Hmdistan' da kadının ikinci sınıf vatandaş sayıldığını, eğitım ve iş olanakla- nndan yoksun bırakıldığıru, evle- neceği kişi ve çocuk doğurma ko- nusunda söz soyleme hakkına sa- hip olmadığını saptamışlardı. Di- zide bir kadın olarak Hum Rahi- nin başarılı yaşamının yanı sıra ai- le planlaması ile ilgili mesajlar, ör- neğin erken yaşta doğum yapma- nın ve sık doğumun tehlikeleri an- iatılıyor. Hindistan Sağlık Bakan- lığı, erken doğumların onlenmesi ile nüfus artışının yüzde 50 aza- lacağına inanıyor. Bu dizilerin başanlan ise hiç kuşku götürmüyor. Meksika ulu- sal aile planlaması ajansırun ver- diği bilgiye göre Acompaname'nin gösterime girmesinden sonra Meksika'da yarım milyon kadın, kliniklere başvurmuş, doğum kontrol araçlarının satışı ise yüz- de 23 oranında artmış bulunuyor. Kültürpark için insan zinciri • tZMİR (Cumhuriyet Ege Biirosu) — Mimariar Odası Izmir Şubesı, Anakent Belediyesi'nin "Kültürpark" projesine karşı, "insan zinciri" oluşturacak. Önceki akşam TMMOB 11 Koordinasyon Kurulu'nda alınan karar gereği, 9 haziran günü Kültürpark çevresinde "insan zinciri" yapılacak. Oda ayrıca Kültürpark ile ilgili açılan proje yarışmasının da TMMOB Yanşma Yönetmeliği'ne aykırı olduğunu savundu. EJmaJı karan 30 mayısta • MÜNtH (Cmnburiyet) — Elmalı hazinesiyle ilgüi olarak Münih Mahkemesi'nde karar 30 mayısta verilecek. Münih'te dün başlayan mahkemenin ilk duruşmasında üç kişiden oluşan yargıçlar heyeti 12 altın sikkevi açık arttırmada satılmak üzere Alman komisyoncu Dieter Gorny'ye verenlerin isim ve adreslerinin saptanmasını kararlaştırdı. Çocukların banş çagrısı • STRASBOURG (AA) — Nazi Almanyası'nın Fransa, Belçika ve Hollanda'yı işgaiinin 50. yıldönumu olan dün, Avrupa Konseyi, AT ve Avrupa Kultür Vakfı'nca ortaklaşa düzenlenen yazı ve resim yanşmasını kazanan 50 öğrenci, uluslararası kuruluşların yöneticilerine hitaben kaleme aldıkları mektupla, barış içinde yaşamak ve refah içinde bir Avrupa devralmak istediklerini bildirdiler. Aralarında Turkiye'den Hülya Kılıç'ın da bulunduğu, Avrupa Konseyi ülkelerinden 50 oğrenci, dün Fransa'nın Strasbourg kentinde düzenlenen bir törenle, kaleme aldıkları mektubu sundular. Hulya Kılıç yarışmayı "Avrupa ve Turkiye kulturünu birleştiren bir resimle kazanmıştı. Barış için bir bardak su • ERGANİ (Cumhuriyet) — Merkezi Finlandiya'nm Helsinki kentinde bulunan nukleer silahsızlanma için sanatçılar orgütü, "Dunyaların Buluşması" adlı festivale katılacak iilke temsilcilerine "bir bardak su" getirmeleri çağrısında bulundu. Suların barış, dostluk, insan hakları ve demokrasi için Baltık Denizi'ne döküleceği bildirildi. Finlandiya'nın Joensoo kentinde 19-23 haziran tarihleri arasında yapılacak "Dunyaların Buiuşması Festivari" kapsamında çeşitli ülke temsilcileri tarafından getirilecek birer bardak su, barış, dostluk, insan haklan ve demokrasi istemiyle Baltık Denizi'ne boşaltılacak. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fahrettın ~ KURT DUMANLI HAVAYISEVER
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle