05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/16 DIŞ HABERLER 11 MAYIS 1990 BULGARÎSTANSEÇİMLERİ 200 bin soydaş sandık başınaTürkiye'de yaşayan ve fiilen Bulgar vatandaşı olan kişiler, hükümetin aldığı karar uyarınca, Ankara, Istanbul ve Edirne'deki Bulgar temsilciliklerinde oy kullanabilecekler. Alınan karar, 200 bin soydaşımızı ilgilendiriyor. 100 bin soydaşımızın yaşadığı Bursa'da, Bulgar temsilciliğinin olmayışının sorun yaratacağı bildiriliyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Türkiye'de yaşayan ve fiilen Bulgar vatan- daşı olan kişilerin Bulgaristan'da gelecek ay yapılacak genel seçimler ıçin Ankara, Istan- bul ve Edirne'deki Bulgar temsiJciliklerin- de oy kullanabilecekleri bildirildi. Hükümet tarafından alınan bu karann 200 bin kadar kişiyi ilgilendireceği belirtildi. Yetkililer ilk turu 10 haziranda, ikinci turu ise 17 hazi- randa yapılacak olan seçimlerde, Bulgaris- tan Parlamentosu'na 18 ay süreyle seçilecek 400 adayın ülkenin yeni anayasasını hazır- layacaklarını söylediler. Bu nedenle Türki- ye de yaşayan fakat gelecek leri konusunda henüz kesin karar vermemiş olan Bulgar pa- saportu sahibi soydaşlar açısından bu se- çimlerin önemli olduğunu ifade ettiler. Edinilen bilgiye göre farklı siyasi eğilim- lerin temsilcilerinin katıidığı "yuvarlak masa" toplanularında sürdürülen müzake- reler sonucunda oluşturulan Bulgaristan Yüksek Seçim Kurulu (YSK), ülke dışında yaşayan Bulgar vatandaşlannın da hayati ni- telik taşıyan bu seçimlerde oy kullanmala- rını kararlaştırdı. Karar daha sonra ilgili ül- kelere bildirildi. Ankara'da üst düzeyde yapılan değerlen- dirmelerden sonra, Türkiye'deki Bulgar pa- saportu sahiplerinin oy kullanmalannda bir sakınca göriilmedi. Dışişleri Bakanlığı Söz- cüsii Murat Sungar, önceki gün bir soruyu yanıtlarken bu yönde karar aJındığını doğ- ruladı. Ankara'nm kararının Söfya'ya önü- müzdeki günlerde resmen bildirilmesi bek- leniyor. Bulgar seçim yasasına göre "etnik ve dini" platformlu partilerin kurulması ya- saklanmış olmasına karşın Türkiye'deki Bulgar vatandaşlannın haziran seçirnlerine ilgi gösterecekleri tahrain ediliyor. Şu anda seçimlere katıimak üzere 55 par- tinin YSK'ya resmen başvurduğunu ifade eden diplomatik gözlemçiler göruşierini şöyle özetlediler: "Türk azınlığın dini ve etnik esaslara da- yanan bir parü kurması yasaklanmış olma- sına karşın bu azınlığa hitap edebilecek plat- formları bulunan partiler mevcut. Bu par- tilerin ülkede önemli bir oy potansiyeli oluş- turan Türk azınlıği lehindeki kampanyala- rının ise önümüzdeki dönemde artması bek- lenebilir. İnsan hakları te"melinde yürütü- lecek bu kampanyaların Türklerin önemli bir böliimüne-hitap edecefi düşünülüyor? Öte yandan Türkiye'deki Bulgar pasapor- tu sahiplerinin oy kullanmalanrun buradaki Bulgar temsilcilikleri için ban sorunlar ya- rataca|] tahmin ediliyor. Uluslararası uygu- lamalar gereğince bu gibi durumlarda oy- lar ilgili ülkenin temsilciliklerinde kullanı- lıyor. Bulgaristan'ın ise sadece Ankara, îs- tanbul ve Edirne'de temsilcilikleri var. 100 bin kadar Bulgar pasaportlu Türkün yaşa- dığı Bursa'da ise temsilcilik bulunmuyor. Bursa, tstanbul'daki Bulgaristan Başkonso- losluğu'na bağJı. Bu durumda tstanbul'da oy kullanmak isteyecek soydaşların Bursa 1 dan bu kente gitmeleri bekleniyor. Oerek Ankara'daki Bulgaristan Büyükelçiliği ve konsolosluğu gerekse Istanbul ve Edirne 1 deki konsoloslukların böyle bir akın ile nasıl başa çıkacakları ise ayrı bir merak konu- sunu oluşturuyor. Bulgaristan'da 10-17 haziran tarihlerinde yapılacak genel seçimler, iki aşamalı plarak gerçekieştirilecek. Parlamentonun 400 ye- ni üyesinin belirleneceti seçimlerde, 200 mil- letvekilliği için çoğunluk sistemi, kalanlar için de nispi temsil sistemi uygulanacak. Bulgaristan'da yaşayanlar, iki liste için oy kullanırken, Bulgaristan dışındaki Bulgar vatandaşlan, tek liste için oy kullanabile- cekler. Siyasi gözleraciler, Bulgaristan'da ya- şamayanlann tek listede oy kullanmasının çeşitli sakıncaları da beraberinde getirece- ğini belirtiyorlar. Bulgaristan'da 10 haziranda yapılacak se- çimlerde ülke 200 seçim bölgesine ayrıldı. tlk aşamada, 200 bölgeden adayiar seçile- cek. Daha sonra da nispi temsil sistemi uya- rınca 28 bölgleden parlamentonun kalan üyelikleri belirlenecek. öte yandan Bulgaristan'da genel seçim- ler öncesinde ekonomik sorunların gideril- mesi için çeşitli önJemler afonıyor. Bulgaris- tan Başbakanı Andrei Lukanov, önceki gün düzenlediği basın toplantısında, aylık asgari ücretin 1 temmuzdan itibaren yûkseltilece- ğini açıkladı. Lukanov ayrıca, Bulgaristan 1 ın çeşitli ihraç ürünlerinde kısıtlamaya gi- dileceğini, ithal arabalardan alınan yüksek gümrük vergilerinin de kaldırılacağını açıkladı. Bulgaristan hükümeti, daha once yaptı- ğı bir açıklamayla ülkenin 10 milyar dola- ra yaklasan borçlarının askı>a alındığını bil- dirmişti. Bulgaristan'da reformların uygu- lanmasından bu yana ekonomide ardı ar- dına onlemler alınarak krizden kurtulma- nın yollan aranmıştı. Bulgaristan Başbakanı Lukanov, basın toplantısında ayrıca spekülatif faaliyetlere girenlere de yeni cezalar getirileceğini, Bul- garistan ekonomisinin bir an önce düzlüğe çıkanlması için gerekirse "daha sert" ön- lemler alınacağıru belirtti. NATO Nükleer caydırıcılık korunacakDış Habcrier Servisi — NATO üyesi ül- kelerin savunma bakanlannın katıldığı ve Kanada'nın Kananaskis-Alberta kentinde yapılan NATO Nükleer Planlama grubu Toplantısı dün sona erdi. Toplantının sona ermesinden sonra yayın- lanan ortaJc bildiride, NATO'nun nükleer gücünün yeni dönemde de caydırıcı unsur olacağı belirtildi. Ortak bildiride, nükJeer stratejinin belirlenmesi konusunda "yaygın bir ittifak kablımına gerek göriildügü" vur- gulandı ve yeni dönemde hem esneklik sağ- layan hem de uzun menzile sahip taktik nükleer silahların önem kazanacağı kay- dedildi. Ortak bildiride ayrıca, NATO'nun caydı- ncılık gücünün uzun bir süre daha strate- jik silahlarla, Avmpa'daki konvensiyonel si- lahlar ve taktik nükleer güçlere dayanaca- ğı kaydedildi. Bildiride aynca, Sovyetler Birliği'nin nük- leer füzelerini modernize etmeye devam et- tiği belirtilerek, Moskova'dan nükleer füze stoklarında önemli indirimlere gitmesi de istendi. Görüşmelerin tamamlanmasından sonra bir basın toplantısı düzenleyen NATO Ge- nel Sekreteri Manfred Woerner, görüşme- lerde TASM konusunun ele ahnmadığını, bu füzelerle ilgili herhangi bir karann söz- konusu olmadığını söyledi. Woerner, NATO doruğunun 5-6 temmuz- da Londra'da yapılacağım açıkladı. Lond- ra'daki doruk toplantısında ittifakın yeni dönem siyasal ve askeri stratejisinin belir- lenmesi bekleniyor. ABD Savunma Bakanı Dick Cheney ise, düzenlediği basın toplantısında NATO'nun Avrupa'da hem askeri hem de siyasal istik- rar kaynağj olduğu ve bunun süreceğini kay- detti. Cheney, hem konvansiyonel hem de nükleer konularda ittifak desteğine gerek duyulduğunu vurguladı. NATO Genel Sekreteri ve ABD Savunma Bakanı'ıun "tttifak destegine" gerek duyul- duğunu vurgulamaları, NATO'da görüş ay- nlıklan çıktığı yolundaki tahminleri güçlen- dirdi. Ancak Genel Sekreter, daha karar al- ma sürecinin basında olduklanm, bu süreçte görüş aynlıklanrun doğal sayıldığmı ve NA- TO kararının sonuçta yine oybirliği ile çı- kacağmı kaydetti. ROMANYA ANKARA Ermeni sorununda diplomatik trafik ILIESCU'YA DESTEK — Romanya'nın geçici De\let Başkanı Ion Iliescu karşıtı gösteriler sürerken Iliescu yanlılan seslerini yükselti- yor. Devlet başkanlıgı seçim kampanyasını sürdüren Iliescu için 20 bin kişi Bükreş'te destek >üriiyüşü yaptı. (Fotograf: AP) Seçimlerindüğümülliescu'daDevlet Başkanı Ion Iliescu karşıtı gösteriler sürüyor. 20 mayısta yapılacak devlet başkanlığı seçimlerinin iptali istendi. Iliescu'nun iki rakibi, seçimlerin iptali için adaylıktan çekilebileceklerini söylediler. Muhalefet 20 mayısta yalnızca parlamento seçimlerinin yapılmasım istiyor. Dış Haberier Servisi — Romanya'da 20 mayısta yapılacak ilk serbest seçimler ön- cesinde ortam giderek gerginleşiyor. Muha- lefet partileri, Devlet Başkanlığı seçimleri- nin, genel seçimlerden sonraya bırakılma- sını isterken geçici Devlet Başkanı Ion Ili- escu karşıtı gösteriler sürüyor. Devlet baş- kanlığı seçimlerine Liberal Parti adayı ola- rak katılan Radu Campeanu, diğer aday- ların tavrına göre adaylıktan çekilebilece- ğini açıkladı. Romanya'da 20 mayısta devlet başkan- lığı ve parlamento seçimleri bir arada ya- pılacak. Devlet başkanlığı seçimleri için Ulusal Kurtuluş Cephesi (UKC) lideri Ion Iliescu, Liberal Parti'den Radu Campeanu Ulusal Köylü Partisi'nden de ton Ratiu ka- tılıyorlar. A.A.'nın AFP kaynaklı haberi- ne göre LiberaJ Parti Devlet Başkanı adayı Campeanu, ülkede kalıcı ve dengeli bir or- tamın yaratılması ile devlet başkanlığı se- çimlerinin iptal edilmesini sağlamak ama- cıyla adaylıktan çekilmeye hazır olduğunu söyledi. Campeanu, yaptığı açıklamada, devlet başkanlığına katılan diğer adaylara da ses- lenerek, "Onlar da aynı hareketi yaparlar- sa adaylıktan çekilirim" dedi. Campeanu'- nun çağnsına, Ulusal Köylu Partisi adayı Ratiu'dan olumlu yanıt geldi. Ratiu, Cam- peanu'nun çağrısını olumlu karşıladığını belirterek adaylıktan çekilmeye hazır oldu- ğunu söyledi. Halen geçici Devlet Başkan- lığı görevini yürüten Iliescu ise muhalefet- ten gelen isteklere karşın adaylıktan çekil- meyeceğini açıkladı. Ajanslar, Romanya'da muhalefet parti- lerinin, devlet başkanlığı ve parlamento se- çimlerinin ayrı ayrı yapılması amacıyla or- tak bir bildiri yayımladıklannı haber veri- yorlar. Bildiride, devlet başkanırun, 20 ma- yısta yapılacak genel seçimlerde belirlene- cek yeni parlamento tarafından seçilmesi yolunda bir istek bulunuyor. Geçici Dev- îet Başkanı Iliescu ise 20 mayısta yapılacak seçimlerin "halkın iradesini temsil eden" parlamento tarafından kararlaştınldığını belirterek seçimlerin ayrılmasına karşı çı- kıyor. Muhalefet partileri, UKC ile yaptık- ları anlaşma gereğince parlamentoda tem- sil ediliyor. Başkent Bükreş'te de Devlet Başkanı Ion Iliescu aleyhinde başlatılan gösteriler, yir- minci gününe girdi. Göstericiler, Ion Ilies- cu'yu "komünist" olmakla suçlayarak is- tifasını istiyorlar. Bükreş'in üniversite mey- danında toplanan binlerce kişi, Iliescu'nun istifası isteğiyle geçen ay ortalarında gös- terilere başlamışlardı. AP'nin haberine göre Iliescu ile gösteri- ciler arasında diyalog çabalarından da bir sonuç alınamadı. Iliescu'nun göstericilerle göruşeceğini açıklamasının ardından yapı- lan iki toplantı, konuşmalann filme alın- ması yolundaki istek üzerine yarıda kesil- mişti. Göstericiler, bugün toplanacak par- lamentoya çeşitli isteklerirü içeren bir bil- diri sunmayı da hedefliyorlar. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Türk dış politikasırun gündemden hiç düşmeyen sorunlarından biri olan Ermeni iddiaları, ABD Başkanı Bush'un 24 nisan mesajından sonra yeni bir çerçeve kazandı. Ankara- Washington-Moskova ilişkilerini kapsayan bu çerçevede, ABD'deki Ermeni lobisinin Erivan ile bağiantı sağlama yolundaki ça- baları özel bir yer tutuyor. Ankara ve Mos- kova'yı "rahatsız" ettiği öğrenilen bu çaba- lar karşısında her üç başkentin yürüttüğü "sessiz" diplomaside bazı temel yaklaşım farklılıklan olduğu da dikkat çekiyor. Başkan Bush'un Ermeni iddialarına "bii- yiik ölçüde" destek veren mesajından son- ra "daha atak" bir politika izledikleri kay- dedilen ABD'deki Ermeni lobisi liderleri- nin son bir ay içinde, Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ile ilişkilerini arttır- raa girişimlerinde bulundukları öğrenildi. Ermenistan'..ı başkentindeki "bağımsızlık yanlısı" gruplar ile ABD Ermenileri arasın- daki bağlantıların, göruş alışverişinin öte- sinde maddi destek boyutu da kazandığı yö- nündeki bilgilerin Moskova'yı rahatsız et- tiği öğrenildi. Dışişleri Bakanlığı yetkililerinden edini- len bilgiye göre, Ermenistan Yüksek Sov- yeti'nin geçen ay aldığı bir kararla Mosko- va'ya "Bush"un mesajını örnek göstermesi" ise Ankara'yı tedirgin ederken, Moskova- nın Ermeni iddiaları konusundaki tutumu- nun açıklık kazanmasına y«l açtı. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Erivan'ın baskısına karşın Moskova'nın, Bush'un mesajı ben- zeri bir açıklama yapmaktan kaçındığı iz- lenimi edindiklerini belirtiyorlar. Sovyet kaynakları ise Ermeni iddiaları konusunda "net" bir tavır ortaya koymak yerine, "geç- mişi unutmak gerek" düşüncesini savuna- rak Erivan ile Ankara arasında daha yakın ilişki kurulması önerilerini gündeme geti- riyorlar. Sovyetler Birliği Büyükelçiliği Müsteşa- rı Vladimir Georgiyev'in bu hafta içinde yaptığı "Tiirkiye, Azerbaycan, Ukrayna gi- bi cumhuriyetlerle kurdugu ilişkiyi Erme- nistan'la da kursun. Çağdaş Ermenistan çağöaş Türkiye'yi tanısın" şeklindeki açık- laması, Dışişleri Bakanhğı'nda halen ince- leniyor. önceki gün Bakanlık Sözcüsü Mu- rat Sungar'ın Nahcivan özerk bölgesinin sı- nır ticareti açısından Ermenistan'a göre ön- celik taşıdığı yolundaki açıklaması ise An- kara'nm Erivan ile ilişki kurmak konusun- da "aceleci" davranmayacağının bir göster- gesi olarak değerlendiriliyor. Diplomatik kaynaklar, Moskova'nın "ABD etkisini dev- reden çıkartabilmek için" Ankara ile Eri- van ilişkilerini teşvik etme tutumu benim- sediğini, ancak Turkiye'nin de gerek Azer- baycan ile olan tarihsel ve kültürel bağlar, gerekse Ermenistan Yüksek Sovyeti'nin tu- tumu nedeniyle konuya biraz "soguk" yak- laştığmı belirtiyorlar. Avusturya'yla mühimmat krizi EVREN DEĞER ANKARA — Avusturya'nın Türkiye'ye silah mühimmatı satmama kararı, iki ülke arasındaki ilişkilerde gerginliğe yol açtı. Dı- şişleri Bakanlığı Sözcüsü Buyükelçi Murat Sungar, "Karar, ulusal bütünlügümüze göz dikmiş terör cevrelerinin adeta himayesine yöneliktir" dedi. Ankara, Avusturya'dan Silah mühimmatı satmaması konusurîda al- dığı kararı gözden geçirmesini de isteyecek. Bu arada, Avusturya ile ticari ilişkilerin "askıya alınması" da gündeme getirilecek. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sungar, dün konuya ilişkin bir soruya verdiği yanıtta, bu gelişmenin, Türkiye ile Avusturya ara- sındaki savunma sanayii ilişkilerinin tüm veçhelerinin yeniden gözden geçirilmesi zo- runluluğunu doğurduğunu söyledi. Sungar, Jandarma Genel Komutanlığı'nca açılan ihaleyi kazanan Avusturya firmasının, mü- himmatı sevk etmeme nedenlerinin araştı- rıldığını belirterek, "büyük bir talihsizlik eseri oldugu kadar, gerçekleri de gözardı eden istisman miisait bu karar, ulusal bü- tünlüğümüze göz dikmiş, terör cevrelerinin adeta himayesine yöneliktir" şeklinde ko- nuştu. Konuyla ilgili Cumhuriyet'e bilgi veren Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı'ndakı askeri kaynaklar, Avus- turya'nın tavnnı "gayri ciddi" buldukla- rını belirttiler. HABERLERIN DEVAMI OLAYLAKIN Aliaga eylemîne devam ARDENDAKI GERÇEK (Baftara/ı 1. Sayfada) haberlere ve yazılara bakıhrsa öyle görünüyordu. Butün siya- sal partilerin katıhmıyla gerçek- leştirilen "Gencelli genç kalsın, Aliağa'da termik santraJa hayır" kampanyasında sürdürülen gös- terilere kulak veren hükümet, geri adım atmış ve santraldan vazgeçmistL Gazeteler başlıklar atıyorlar, yazarlar yorumlar ya- pıyorlardv "Halkın zaferi!.." Ancak sevinç kısa sûrdü. Enerji ve TabiiKaynaklar Baka- nı Fahrettin Kurt, açıklama ya- parak böyle bir şey olmadığım vurguladv 'Santraldan vazgeç- mek diye bir şey yoktur. Yabuz olaylann üst üste gelmesi kan- fikhk yarattt." Peki, olayın ardmdaki gerçek nedir? Çok basit: Aliağa'da kurula- cak santral için Damştay'a baş- vurulmuştiL Yüksek Mahkeme, yürütmeyi durdurma kararı al- dı Bunun üzerine Bakanlık, Da- nıştay kararım geçersiz kilmak için eski kararnameyi yürürlük- ten kaldırdu Böylece dava konu- su da ortadan kalkmış oldu. Hükümet şimdi yeni bir karar- name hazırlayarak santralı ger- çekiestirmeye yöneliyor. Neyazık ki hükümet adalete karşı onaylanmayacak bir tak- tik kullanıyor; Osmanh usulle- riyle isi kara kaplı kitaba uydu- ruyor; yasaynuş, mahkemeymiş, halkmış, kamuoyuymuş, iktida- rın umurunda mı? Çok yazık!.. Bir ülkeyi bu biçimde yönet- mek belki bir süre için geçerli o/abilir; ama, bu nitelikte biryö- netimin uzun süre iktidarda kal- masi olanaksızdır. Halkın, yasalann, yargımn hi- çe sayıldığı bir devlet düzeni olur mu? * * + (Baştarafı I. Sayfada} yaratırken Başbakan Yüdının Ak- bnlut,konunun yanlış anlaşıldığı- nı öne sürdü. Akbulut, "İlk kara- nn iptali, bölgede santral yapılma- yacagı anlamına gelmez" dedi. SHP Genel Başkanı Erdai İnönü, "Bakan 'Vazgeçildi' diyor, arka- sından talimat alıp 'Vapacağız' di- yor. Bu tam bir skandaldır" de- ğerlendirmesini yaptı. Mimarlar Odası Çevre Komisyonu Başkanı Oktay Ekinci, olayın kamuoyuna saygısızlık boyutu olduğunu vur- guladı. Doğal Hayatı Koruma Derneği Başkanı Nergis Yazgan ise "Çevre konusunun bu kadar önem kazandığı dönemde bunla- nn olması acıklı ve eglenceli bir durumdur" dedi. Yeşiller Partisi Genel Başkanı Cclal Ertug, - Burası Türkiye, biz istediğimizi ya- panz, kimse karışamaz- diyemez- ler, dedirtmezler' diye konuşurken partinin Genel Başkan Yardımcı- sı Şenoi Şabin, Aliağa'da Danış- tay engelini aşmak için yapılan bu oyuna karşı eylemlerini sürdüre- ceklerini söyledi. Başbakan Yıldırım Akbulut, ilk karann iptalimn, bölgede santral yapılamayacağı anlamına gelme- diğini belirterek şunlan söyledi: "Konu yanlış anlaşıldı. Çevre kir- liiiğini önleyki tedbirler almak su- retiyle santral yapılabilir. Huku- ki proseduriifl tamamlanması ba- kımından, bozma karanna uygun çalışma basladı. Çevre kirliligi, mevzubahis olmaksızın santral ya- pılabilir. Şimdi eksiklikler gideri- lecek ve ortada problem kalmaya- cak. Yabancı sernıayenin nasıl ge- lebOecegi konusundaki eksiklik de tamamlanmış olacak." AJıağa olayı ile ilgili olarak dün TBMM Genel Kurulu'nda gün- dem dışı konuşan Kemal Anadol, Enerji ve Tabii Kaynaklar Baka- nı Kurt'un önce çevreciJerin bas- kısı üzerine santral yapımından vazgeçildiğini açıkladığını, daha sonra böyle birşeyin söz konusu olmadığım söylediğini anımsattı. Anadoi, "Bakanın söylediklerin- den hangisi dogru" diye sordu. Ege halkının parti farkı gozet- meksizin biraraya geldiğini ve ter- mik santrala karsı cıktıgını da be- lirten Anadol, "Hiikümet buna kulak tıkıyor. Önceki gün santra- lın iptali açıkiandıktan sonra Ja- pon firmasının temsilcileri ile Cumhurbaskanı'nın ne göriiştügü acıklanmaJıdır. Bu gelişmeler kar- şısında siz yöredeki halkın degil, Japon sermayesinin temsilcisi ol- maktan kurtulamayacaksımz" di- ye konuştu. Anadol'a yanıt vermek üzere kürsüye gelen Bavındırlık ve tskân Bakanı Altınkaya, Aliağa Termik Santralı'ndan vazgeçmenin söz konusu olmadığım, yalnızca Da- nıştay'daki dava nedeniyle eski ka- rarnamenin iptal edilerek yenisi- nin çıkanldığını açıkladı. Turki- ye'nin enerji açığını gidermesi için termik santralların gerektiğini sa- vunan Altınkaya, "Aliağa tipi santral Türkiye'de ne ilktir, ne de son olacaknr" dedi. Ege"de çeyre- cilerin ortaya koyduğu tepkinin muhalefet milletvekilleri ile elele veren bazı siyasi kuruluşların pro- vokasyonu olduğunu iddia eden Altınkaya, şöyle dedi: "Biz Türkiye'de meselelerin böyle çözumknmesine göz yu- marsak, çeVTe kirliligi, duman, kül nedeniyle Kemerköy, Orhaneli, Gökova, Yatağan için de sokakla- ra dökülünür, her tarafta gösteri- ler yapıiır. Bu durumda hükümet de termik santrallardan vazgeçe- cek, o zaman da ne turiznt, ne sa- nayi, ne eğitim olacaktır. Esasen muhalefet milletvekille- rinin uğraştığı ne çevre kirliligi, ne kül, ne dumandır. Butun hadise ANAP'ın prestijiyle.verdiği inanç- la uygularaaya koyduğu yap-islet- devret modeline ve ANAP'a bir çelme takmaktır. Ama hepsi bo- şa çıkmıştır, boşa çıkacaktır." Altınka> r a konuşmasında, DYP lideri Demiref'in özal'a barajlar konusunda yönelttiği eleştirileri de yanıtladı. Altınka>a, "Atatiirk Ba- rajı'nda yapılanlann hayal oldu- ğunu söyleyenler geçen hafta ora- ya giderek hayal olmadığım gör- düler. Sanınm, barajın ihtişamı- nı seyrederken, başlanndaki şap- kayı çıkarmışlardır" dedi. Altınkaya'nın konuşmasından sonra, provokasyon suçiaması ne- deniyle satasma olduğu gerekçe- siyle yeniden söz alan Anadol, Özal'ın elektrik fazlasından söz etmesine karşın bakanın elektrik açığı olduğunu söylediğine dikkat çekti ve "Hükümet eğer halktan korkmuyorsa, termik santraldan yana olduğuna inanıyorsa. provo- kasyon olduğunu iddia ediyorsa, ortaya sandık koysun, 'Santral ya- . pahm mı?' diye halka sorsun" di- ye konuştu. Anadol, hükümetin olayda yal- nız siyasi sorumluluğu olmadığı- nı kaydederek, gelecek iktidarın bu santralları kapatıp ortaya çıkan zararı, bu kararnameleri imzala- yanlara ödeteceğini ve mallarına el konulacağını bildirdi. Mimarlar Odası Çevre Komis- yonu Başkanı Ekinci, projeyle uluslararası sermayenin çıkarları- nın gözetildiğini açıklayarak, "Olay kamuoyunda çevrenin kir- lenmesi yanında uluslararası ser- mayeye bağımlılığın artması ola- rak da görülmetidir" dedi. Bu tür kararların TBMM'de görüşülme- si gerektiğine değinen Ekinci, "Kararlann lıep Bakanlar Kuru- lu'ndan tartışılmayarak geçirilme- si çok vahim" diye konuştu. Ekin- ci, "Hukuksal olanaklann zorla- narak kararlann çıkanlması ola- yın vahimliğini ortaya koymakta" görüşünü savundu. SHP Genel Başkanı Erdal İnö- nü de konuyu skandal olarak ni- teleyerek, "Bakan 'Vazgeçtik' di- yor. Arkasından ertesi gün bir yer- den talimat alıyor, ondan sonra 'Yapacağız' diyor. Bu bir skandaldır" dedi. Doğal Hayatı Koruma Derne- ği Başkanı Nergis Yazgan da ola- yın "ayıp ve bizi kiiçük duruma düşürecek nitelikte" olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: "Bergen'de yapılan uluslarara- sı toplanlıda kömürle çalışan ler- mik santrallardan tamamıyla vaz- geçilmesi gündemdeyken böyle oyunlara gidilmesi üzücü." Evrensel bir sorun Yeşiller Partisi Genel Başkanı Celal Ertug, Enerji ve Tabii Kay- naklar Bakanı Fahrettin Kurt'un "Aliağa projesinin iptalinin söz konusu olraadıgı" yolundaki açık- lamasına tepki göstererek '-Burası Türkiye, 'Biz istediğimizi yapanz, kimse karışamaz' diyemezler, dedirtmezler" dedi. Ertuğ, dün düzenlediği basın toplantısında İzmir Aliağa Termik Santralı yapunının evrensel bir so- run olduğunu bildirerek özetle şunları söyledi: "Proje, halkın söz ve karar hak- kını kullanıp demokratikleşme yo- lunda bir adım atılması sonucu durdurufmuştu, ama son iki gün içinde şaşırtıa kararlar alınmak suretiyle, ticari çıkar hesaplan, in- sanlıgın ve gezegenimizin gelece- ğine lercib edilmisfir." Termik santral yapımını öngö- ren Bakanlar Kuruiu kararının ip- tal edilmesinin ardından, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fahrettin Kurt'un ikinci bir kararnameyle santralın yapılacağına ilişkin apk- lamalarını "skandal" olarak yo- rumlayan Enuğ, alınan farklı ka- rarlann, Danıştay'ı devre dışı bı- rakma amacı taşıdığını öne sürdü. Toplumsal gerilim Ertuğ, Aliağa Termik Santralı yapımında direnilmesinin toplum- sal gerilimi arttıracağı görüşünü savunarak şöyle devam etti: "Hukuk, burada kötüye kulla- nılmıştır. Bir Japon firmasının çı- karlan, insan sağlığına ve doğa- ya tercih edilmiştir. Bu oyuna ne Türk haikı ne dünya kamuoyu ne de uluslararası hukuk kurallan izin verecektir. tthal kömüre dayalı bir termik santralın yapımında direnilmesMii anlamak mürnkün degildir. 1.450 meganatlık bu sanfralda yılda 1^ müyon ton kömür kullanılacakür. Bu oran, kirliliğin büyük boyut- lara ulaştığı Ankara'da kullamlan kömür oranından bile daha faz- ladır." Yeşiller Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şahin de Turkiye'nin hiçbir yerinde termik ve nükleer santra] istemediklerini belirterek "Danıştay engelini aşmak için ya- pılan bu oyuna karşın eylemleri- mizi sürdüreceğiz. Tekrar konu hakkında Damştay'a dava açacak knruluslar var" dedi. Sonı önergesi Öte yandan SHP Izmir Millet- vekili VeU Aksoy, Başbakan Ak- bulut'un yanıtlamasj isteğiyle TBMM Baskanhğı'na "Aliağa Ue ilgili" bir sonı önergesi verdi. Ak- soy, önergesinde Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile santralı yapacak konsorsiyumun Japon yöneticile- rinin neler konuştuğunu ve Bakan Fahrettin Kurt'un bu göriişmeden sonra "santralın iptal edilmediğini" apklamayarak fikir değiştirmesinde görüşmenin etkili olup olmadığının açıklanmasını istedi. Öte yandan Ortadoğu Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü de Aliağa'da Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporu ha- zırlanması için harekete geçti. 20 dolayında öğreüm üyesi ve teknik elemanın görev alacağı çalışma için Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba- kanlığı ve Japon EPOC firması ile görüşmelerin başladığı öğrenildi. Çalışma ekibinde yer alan Yrd. Doç. Dr. Ertuğrul Alp, raporun kısa sürede bitirilemeyeceğini be- lirterek şunlan söyledi: "ODTÜ'de daha önce Akkuyu NükJeer Santralı için bir rapor ha- zırtanmıştı. Yani bu konuda ge- rekli tecriibeye sanibiz. Bölgede ÇED raporu hazırlanması için yaklasık üç hafta önce teklif akhk. Öngörüşmeler yapıldı." tzmir Büromuzdan Serdar Kı- zık'ın haberine göre Aliağa Ter- mik SantraJı'yla iigili Çevresel Et- ki Değerlendirme (ÇED) raporu- nun bu aşamadan sonra ve bugün- kü koşullarda hazırlanması, gös- termelik bir davranış olarak de- ğerlendiriliyor. Dokuz Eylül Üni- versitesi Çevre Mühendisliği Bö- lümü'nden Prof. Dr. Aysen Mü- ezzinoglu, "İhale tamamlanmış, santralın yeri, teknolojisi, yapımcı firması belli. Bu aşamadan sonra yapılacak şeyin adı ÇED olmaz. ÇED, seçenekler arasından en uy- gununu bulmaktır. Ortada seçe- nek bırakmamışlar ki" dedi. IZMIB'den HİKMET ÇETİNKAYA (Baştarafı 1. Sayfada) ları şöyle: — Bakkallar direniyor... Aynı gün Resmi Gazete elimi- ze ulaşıyor. 7 Mayıs 1990 tarihli Resmi Gazete'nin 90/380 sayı- lı Bakanlar Kurulu kararını oku- yoruz: "İzmir/Aliağa serbest bölge- sinin hudutlarının ekli krokide belirtilen şekilde belirlenmesi, bu bölge dahilinde kalan özel mülkiyete ait taşınmazların ace- le kamulaştınlması, kamulaştır- ma işlemleriyle Maliye ve Güm- rük Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nün görevlendiril- mesi ve 18.10.1989 tarihli ve 89/14633 sayılı kararnamenin yürürlükten kaldırılması..." 18.10.1989 tarihli ve 89/14633 sayılı Resmi Gazete- yi açıp okuyoruz bu kez: "İzmir/Aliağa Termik Santralı Serbest Bölgesı hudutlarının ek- li krokide gösterilen şekilde be- lirlenmesi. — Finansmanın Enerji ve Ta- bii Kaynaklar Bakanlığı tarafın- dan karşılanması şartıyla, adı geçen serbest bölge dahilinde- ki özel mülkiyete ait taşınmaz- ların Maliye ve Gümrük Bakan- lığı Milli Emlak Genel Müdûrlü- ğü'nce ivedilikle kamulaştınlma- sı. ." Kamuoyu ve özellikle çevre- ciler "Aliağa kurtuldu" çığlıkla- rı atarken, biz iki kararname arasındaki ince ayrıntıdan dola- yı kuşkuya düşmüş ve sormuş- tuk: — Bu işte bir bit yeniği olma- sın? Sonunda hâlâ Endonezya'da bulunan Enerji ve Tabii Kaynak- lar Bakanı baklayı ağzından çı- kardı: — Termik santral Aliağa'ya yapılacak, ben vazgeçildi diye demeç vermedim... Bakan Kurt, devletin resmi ajansını yalanladı boylece. İş, bir bakıma skandala dönüştü. Japon EPDC firması yetkilile- ri, baştan beri söylüyorlardı za- ten: — Bizim, hükümetle görüş- melerimiz sürüyor... Son Bakanlar Kurulu karar- namesinde görüldüğü gibi hu- kuksal bir boşluk doidurulmuş. Finansmanın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından karşılanacağı tümcesi atılmış. Bu arada Aliağa Termik Santra- lı'ndan hiç sözedilmemiş. An- cak, bir nokta var ki ilginç; o da, 18.10.1989 tarih 89/14633 sayılı kararname yürürlükten kaldırı- lıyor, son Bakanlar Kurulu kara- rıyla. O halde Aliağa Termik Sant- ralı yapılmayacak... Asıl kandırmaca burada baş- lıyor. Yeni bir oyun tezgâhlanı- yor. Belki Gencelli'ye değil de beş, on kilometre öteye bir ye- re kurulacak termik santral. Oysa, Aliağa Çevre Etkilen- dirme Değerlendirmesi (ÇED) henüz hazırlanmadı. Değerlen- dirme için hem hükümet hem de Japon firması ODTÜ'ye baş- vurdu. Şimdi Bakan Kurt, ÇED de- ğerlendirmesi yapılmadığı hal- de ANAP mantığıyla konuşuyor — Aliağa'ya termik santral yapılacak. Yasa tanımaz ANAP iktidarı, bir yandan Güneydoğu kararna- mesini Meclise getirmemek için direniyor, bir yandan Coca-Cola direnişine destek veriyor, öte yandan ÇED raporu hazırlan- madan termik santralın yerini belirliyor. Ne biçim iştir bu? Belediyelerin İmar Planı yet- kileri kısıtlanıyor. Osmanh fer- manı gibi buyruklarla devlet yö- netiliyor. Ne demiş Bayındırlık ve imar Komisyonu Başkanı Işılay Say- gın, SHP'li İbrahim Tez'in "Pa- dişah mısınız" çıkışına? — Evet ben padişahım! Doğru söylüyor Saygın. ANAP fermanlaria devleti yöne- tiyor... İNSAN SICAĞI Erdal Atabek 4. bası 5000 lira (KDV içinde)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle