05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 MAYIS 1990 HABERLER CUMHURİYET/11 Karavan turizmi • ANTALYA (AA) — Antalya'ya gelen karavanlı turistlerin sayısında büyük artışlar meydana gelirken, karavancılar, karavanlarını güvenle bırakıp gezememekten yakındılar. Antalya'nın Konyaaltı sahilinde tatil yapan Federal Alman turistler, "Antalya harika bir yer. Konyaaltı Plajı'nda tuvaletler yapılmış, ama çok pis. Yerler kirli, görevli yok" dediler. Polis ayagından vuruldu • tstanbul Haber Servisi — Unkapanı İMÇ bloklarında kuşkulu gördüğü 3 kişinin üzerini aramak isteyen Küçükpazar Karakolu'nda görevli polis memuru Murteza Say, aynı kişiler larafından labancayla ayağından vuruldu. Sanıklardan birisi, vatandaşlar tarafından yakalanırken, diğer ikisi ise kaçmayı başardı. Edinilen bilgiye göre Küçükpazar Polis Karakolu'nda görevli memur Murteza Say, dün sabah saat 10.30 sıralarında bir evrak imzalatmak üzere Unkapanı IMÇ bloklanna gitti. Say, İMÇ 3. Blok girişinde kuşkulu görduğu ve kendisiyle tartışmaya giren 3 kişinin üzerine arayıp kimlik sormak istedi. Yakalanan Sefer Kurtuluş ile birlikte öteki iki sanığın, Murteza Say'la kavga etmeye başlayıp üzerlerindeki silahla ateş ettikleri öğrenildi. Polis yetkilileri, olayın soruşturulduğunu, siyasi yönünün araştırıldığını söylediler. Saldırganların neden ateş ettikleri konusuna açıklık getirilmedi. Evren'in uçagı anzalandı • KARAÇİ (AA) — Eski Cumhurbaşkanı Kenan Evren'i Çin Halk Cumhuriyeti'nden Türkiye*ye getirmekte olan uçak Pakistan üzerinde anzalanarak Karaçi Havaalanı'na zonınlu iniş yaptı. Çin'e yaptığı ziyareti tamamlayarak Turkiye'ye dönmekte olan yedinci Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in bulunduğu Çin Havayollan'na bağlı yolcu uçağının bir motoru, Pakistan hava sahasından geçerken arızalandı. Uçak bunun üzerine Karaçi Havaalanı'na indi. Daha sonra Islamabad'a geçen Evren, bugün Turkiye'ye dönmek üzere Pakistan'dan ayrılacak. Free-Shop'ta TL ile satış • ANKARA (AA) — Esenboğa Havaalanı'nda bulunan Free-Shop'larda TL ile alışverişlere dün başlandı. Yetkililerden alınan bilgilere göre, Esenboğa dış hatlar terminalinde bulunan Free-Shop'larda satışlar mark karşılığı TL ile yapılıyor. Free-Shop'larda en çok satışı yapılan mallardan Marlboro sigarasının kartonu 27.600, Camel marka sigaranın kartonu 26 bin liradan, içkilerden cin 47.500, Johnny Walker viski 29 bin, Yeni Rakı 9.200, Altınbaş Rakı 12.200 liradan satıhyor. Atatürkçü Düşünce Dernegi • ANKARA (UBA) — Atatürkçü Düşünce Derneği'nin Genel Başkanlığı'na Prof. Dr. Nejat Kaymaz getirildi. Prof. Dr. Muammer Aksoy'un öldürülmesinden sonra geçici olarak Celil Gürkan'ın başkanlık ettiği Atatürkçü Düşünce Derneği'nin başkanhğına 5 mayıs günü yapılan genel kurulda Prof. Dr. Nejat Kaymaz seçildi. Derneğin yeni merkez yönetim kurulu ise şu isimlerden oluştu: Prof. Dr. Süleyman Çetin Özoğlu ve Doç. Dr. Anıl Çeçen (genel başkan yardımcılığına), Gürbüz Tüfekçi (genel sekreter), Avukat Hayri Balta, Mustafa Coşkunoğlu (genel sekreter yardımcılığı), Lerhan Akyollu (genel sayman). Dıcak Ifargıtay'a başvurdu • ANKARA (AA) — Bir yazısında, 102 ANAP milletvekilinin kişilik haklanna saldında bulunduğu gerekçesiyle 306 milyon lira tazminat odemeye mahkûm olan gazeteci-yazar Nazlı Ilıcak Yargıtay'a başvurdu. Nazlı Ilıcak'ın avukatı Nıizhet Bakır, yasal faiziyle birlikte 369 milyon tutanndaki tazminat karşılığı olarak 370 milyon liralık banka teminat mektubuyla Ankara 13. tcra Memurluğu'na başvurduklarını ve "tehir-i icra" kararı aldıklarını söyledi. Bakır, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na da Ankara 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin verdiği mahkûmiyet kararına ilişkin "yürütmenin durdurulması" istemiyle temyiz başvurusunda bulunduklarını kaydetti. Hazım Daglı toprağa verildi • İSTANBUL (AA) — Çankın eski milletvekili ve eski milli savunma bakanlarından Hazım Dağlı, Istanbul'da toprağa verildi. Hazım Dağlı'nın cenazesi, Şişli Camii'nde öğleyin kılınan namazdan sonra Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi. Dağlı'nın cenaze törenine katılan DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, eşi Cahide ve oğlu Yağız Dağlı'ya başsağlığı dileğinde bulundu. Cenaze törenine, Dağlı'nın ailesi, yakınlan ile bazı eski parlamenterler de katüdılar. DÜZELTME • Hikmet Çetinkaya'nın dün yayımlanan yazısında yer alan "eski SHP milletvekilleri yeniden partilerine dönmek için ilişki kurarken, bağımsız kalmayı tercih ederken" tümcesini "eski SHP milletvekilleri yeniden partilerine dönmek için ilişki kurariarken, bağımsız kalmayı tercih edenler" olarak düzeltiriz. 424sayılı kanun hükmünde kararname nasılçıktı? Bakanlar devre dışı kaldı C A N A N GEDİK ANKARA (Cumhuriyet Böro- sa) — Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın hükümeti bizzat yönetti- ği önceki akşamki Bakanlar Ku- rulu toplantısında bir kez daha görüldü. Bakanlar Kurulu üyele- ri, Olağanüstü Hal ile ilgili karar- nameyi yine okumadan ve anla- madan imzaladılar. Bakanların çoğu birbirlerine, kararnamenin ne olduğunu sorarken, AdaJet Ba- kanı Ottan Sunguriu. "Şdyle bir okudum, aklımda kalmadı" dedi. Kamuoyunda ilk günden itiba- ren yoğun tartışmalara yol açan, Cumhurbaşkanı ile Meclis Başka- nı'nı karşı karşıya getiren Güney- doğu Kararnamesi'nde son dü- zerdemeler Bakanlar Kurulu'ndan "jet" hızıyla geçti. Bakanlar Ku- rulu'nun önceki günkü toplantı- sına Cumhurbaşkanı özal'ın baş- kanlık edeceği, öğle saatlerinde bakanlara duyurulabildi. Bakan- ların bir bölümü, gündemde gö- rüşülecek önemli bir konu olma- dığı düşüncesiyle hafta başında programlannı yaptıklanndan, ba- zıları yurtdışına, bazıları da seçim bölgelerine gittiklerinden, 26 üyeli Bakanlar Kurulu ancak Başbakan dahil 16 kışıyle toplanabildi. Devlet bakanlan Vebbi Dmcer- ler ile Ercüment KoBDİunan'a, Bakanlar Kurulu'nun Cumhur- başkanı özal'ın başkanlığında toplanacağı notu, Hatay'da öğle saatlerinde iletilebildi. Dinçerler ve Konukman Hatay'dan son hız- la yola koyulurlarken, bir başka Devlet Bakanı, Hiisamettin Örüç de Bursa'dan Ankara'ya hareket etti. tçişleri Bakanı AbdnlkiMiir Ak- su ise TBMM Genel Kurulu'nda yeni ilcelerle ilgili yasa tasansının "kazasız belasız" OKanlması ile uğraşıyordu. / Bakanlar, kendilerine Çanka- ya'dan iletilen/not gereği saat 19.00'a doğr/eski Başbakanlık binasında toplanmaya başladılar. Birçok bakan, "Gündemde ne olabilir Id?" sorusuna birbirleriy- le konuşarak yanıt bulmaya çalı- şıyorlardı. Saatler 19.15'i göste- rirkeri, eski Başbakanlık binasının önünde, Cumhurbaşkanı'nı kar- şılayacak tören kıtası da yerini al- dı. Tören kıtası son hazırlıkları- nı gözden geçirirken, Cumhurbaş- kanlığı forsu da Başbakanlığın şe- ref giriş kapısı önıindekı göndere çekilmeye hazır hale getirildi. Saat 19.30'a doğru Cumhurbaşkanı Turgut özal'ı karşılamak için her şey hazırdı. Ancak 10 dakika ka- dar sonra, Çankaya'dan gelen bir başka not ile program altüst oldu. Türk bayrağının yanına çekil- mek üzere hazırlanan Cumhur- başkanlığı forsu yeniden katlan- dı. Tören kıtası dağıldı, bakanlar apar topar makam otolanna ko- şarak Çankaya Köşkü'nün yolu- nu tuttular. Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanacak Bakanlar Kurulu top- lantısı son anda Çankaya Köşkü'- ne alınmıştı. Bakanlar, Köşk'te toplantı odasına alındılar, daha sonra içe- riye giren Cumhurbaşkanı, ba- kanların merakını giderdi: "CMaganıistü hal nygulamast ile ilgili kararnamede bazı degişiklik- ler yapılması uygun bulundu. Ye- ni karamanıe onunûzde, inceleye- bilirsiniz." Bakanlar, "Degişikiikler ne- ler?", "Bu degisiklif* neden ita- tiyaç duyuldu?" gibi sorulan, her zamanki gibi yine içlerine atmayı yeğlediler ve kararnameleri imza- lamaya başladılar. Hatay'dan yola çıkan Dinçer- ler ve Konukman, Köşk'ün kapı- sından girdıklerinde Bakanlar Ku- rulu toplantısı sona ermiş, yeme- ğe sıra gelmişti. Konukman ve Dinçerler bir şeyler atıştırırken kararnameyi imzaladılar, o arada da şöyle bir göz attılar. Çankaya Köşku'nden önce Adalet Bakanı Ottan Sungurln ay- rıldı. Sungurlu saat 20.45 sırala- rında TBMM'ye gelirken sıkıntı- lıydı, 141-142 değisikliği bu kez de Bakanlar Kurulu'nda konuşula- mamıştı. Sungurlu, "Ne görüşül- dii?" sorulanna, "Kararaame öniime geldi. Şöyle bir okudum. Ufak tefek bir iki değisiklik oldu- gunu gördum. Onlar da önemli degil ki aklımda kalmamış" de- mekle yetindi. Ulaştırma Bakanı Ccngiz TOB- cer de TBMM Genel Kurulu'na girerken, olağanüstü hal uygula- ması ile ilgili bir kararnameyi gö- rüştüklerini, ancak içeriği konu- sunda bilgi veremeyeceğini söyledi. Başbakan Akbulut ve diğer ba- kanlar da Çankaya Köşku'nden topluca TBMM'ye geldiler. Ay- lardır üzerinde büyük fırtınalar koparılan 413 ve 421 sayılı KHK'lar, yemek dahil toplam 40 dakikalık Bakanlar Kurulu'nda "yeniden düzenlenmiş" oluyordu. Başbakan Yıldırım Akbulut Meclis'te sinirliydi. Gazetecilerin ısrarlı sorulannı, "Mehmet Yazar açıklayacak. Onun görevi bu. Ben başkasuun işine kanşmam" yanıtı ile karşılamaya çabşırken, Hükü- met Sözcüsü Mehmet Yazar Çan- kaya Köşkü'ndt. az once imzala- dıgı kararnameyi okuyarak, bası- na yapacağı açıklama için not ha- zırlamaya uğraşıyordu. Yazar'ın notlarını toparlaması uzadı. Açık- lama bütün çabalara rağmen sa- at 22.30'da yapılabildi. En tatmin edici açıklama, Ba- kanlar Kurulu toplantısına yetise- meyen Devlet Bakanı Hüsamettin Örüç'ten geldi: "Benim anladıgım kadanyla önceki iki kararname birleştirilip tek bir kararname yapılmış." tçişleri Bakanı Abdülkadir Ak- su, yeni kararnameyi TBMM'de imzalarken belki de en rahat ba- kandı. Aksu, "Bu kararname ne getiriyor?" sorulanna şu yanıtı veriyordu: "Ben uygulayıcıyım." Meclis çalışmalarının tamam- Ianmasından sonra gece geç saat- lerde Başbakan Akbulut'u uğur- layan bakanlar hâlâ neyi imzala- dıklannı tartışıyorlardı. Devlet Bakanı Dinçerler'in im- dadma Taşar yetişti: "Efendim, bu kararname ile daha önceki 413 ve 421 sayüı ka- rarnameleri iptal ettik. Yerine ye- ni bir kararname getirdik. Ben be- nüz inceleyemedim." Bakanlar, kararname bilmece- sini çözememişlerdi, ama Cum- hurbaşkanı Özal başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu'nun en keyiflendirdiği kişi tçişleri Komis- yonu'nun ANAP'lı Başkanı Ga- lip Demirel oluyordu. 413 ve 421 sayılı kararnameleri komisyon gunderaine almamakta direnen Galip Demirel şu yorumu ya- pıyordu: "Ben şimdi bir 20 giin daha ka- zanmış oldum." Bilderberg toplantılarına katıl- mak üzere dün ABD'ye giden SHP Genel Başkanı Erdal tnönü, hareketinden önce Esenboğa Ha- valimanı'nda yaptığı basın top- lantısında, gazetecilerin "413 sa- yılı kararnamenin geceyansı Köşk'te degiştirilmesine" ilişkin sorulannı yanıtladı. tnönü, hükü- metin her konuda tam bir karga- şa içinde olduğunu ve "Bakanlar Knruln'nun Köşk'ten verilen ta- limatlarla youelildigini" öne SÛT- dü ve şöyle dedi: "Bakanlar, kararnameleri oku- madan imzaladıklannı açıklıyor- lar. Son derece gavri ciddi bir göv ranum. Bunlar nereden kaynak- lanıyor? Anayasaya aykın işler yapttayor. Anayasanın temel yö- netim çerçevesine baglı kalınmı- yor. Bakanlar bu kadar önemli bir kararnameyi konuşmak içia loplanbya çağrtlıyor, bazılan gd- meden toplantı bib'yor. Gelenler kararnameyi okumadıklarını açıklıyoriar. Kararnameyi yazan kimseden başka okuyan var mı acaba? Bir defa kimin yazdıgı bet- li degil. Ama işin bu tarafıaı bırakıp gerçege dönmek gerekir. Gerçek ' de Giineydoğu'da çok rabatsu edici bir dunımun devam ettigi- dir." Inönü ABD'ye gitti ANKARA (Cumhuriyet Burosu) — SHP Genel Başkanı Erdal tnonü, Bilderberg toplantısına katılmak üzere dün ABD'ye gitti. Hareketinden önce Ankara Esenboğa Havaalanı'nda bir basın toplantısı düzenleyen tnönü, tütün üreticilerinin yaşadığı sıkıntıları, çay üreticilerinin de yaşamalanndan kaygı duyduğunu belirterek çay alım fiyatının 1500 liradan aşağı ilan edilmemesini istedi. tnönü uç gün sürecek Bilderberg toplantısı için New York'j,a kaldıktan sonra Sosyal Demokrat Parti'nin çağnlısı olarak Federal Almanya'nın başkenti Bonn'a geçecek, 17 mayısta da Türkiye'ye dönecek. (Fotoğraf: AA) SHP, 'Güneydoğu raporu'hazırlıyor Güneydoğu'ya 6 lngiliz modelf ÜMtT ASLANBAY ANKARA — SHP Parti Mec- lisi'ne yakında sunulacak Doğu- Güneydoğu sorununa çözüm ge- tirmeyi hedefleyen raporda, "In- giliz modeli" önerilecek. Genel Sekreter Deniz Baykal ile birlikte, MYK ve parti meclisi üyeleri Fnal Atalay. Cnmhnr Kes- kin, Orhan Veli Yıldınm. Hikmet Çetin, Eşref Erdem'in katkılarıyla hazırlanan raporda, "birlikte ya- şam ve etnik kimliklere saygı" esas alınarak özetle şu noktalar üzerinde duruluyor: " — Neden Birlikte Yaşam?: Birlikte yaşam etnik kimliklerin çıkannadır. Bunun tarihsel ve küllürel lemeUeri, nedenleri var- dır. Anadolu'mın etnik köken çe- şiüiligi, Türkiye'nin zenginligidir. — Nasıl Bir Yaşam?: Gönül rı- zasına dayalı bir birlik ve buna dayalı bir yaşam. Bunun koşulla- n: Her etnik yapının kendisini ra- hat hissetmesi, kimlikleri inkâr eden yaklaşımların olmamasıdır. Değişik Avrupa ülkelerinde, de- mokrasinin yerleştiği ülkelerde bunun örnekleri vardır. — Bu anlamda Lozan Antlaş- ması'nın 38. ve 39. maddeleri ile Hekinki Nihai Senedi gibi önemli anlaşmalar kamuoyunun dikkati- ne sunulmalıdır. Bu her türiii ki- şisel, toplumsal, ticari ilişkide, ba- sında hayata geçirilmelidir. — Anadolu topraklarında kök ; salmış bütun küitürlerin ortaya • çıkması, dillerinin geliştirilmesi; • Bu konuda araşbrma enstiti- , lerinin kunılması, : • Tartışmaya açık olmakla bir- likte ilkögretimde istege baglı ikind dil olarak Kürtçe'nin oku- tulması, • Üniversilelerde bu dillerle il- . gUiböiümlerinacılmasıgereklidir. ! Alman bilgilere göre, raporun 1 hazırlanışında, 1960yılında tngil- _ tere'de uygulamaya geçilen ' "VVales" ya da "Welsh" modeli örnek oldu. Bu rnodele göre ln- giltere'ye, eski çağlarda yerleşmiş olan "Celtic" diye adlandırılan \ etnik gruba bu yıl dilini konuşa- j bilme imkânı sağlandı. tsteğe bağ- ' lı olarak ilkögretimde ve ortaöğ- j retimde ikinci dil olarak, lngiliz- • ce dışında kendi dillerıyle "Webh ' dilini" öğrenmeleri kabul edildi. 1967 yılında ise tngilizce ile bir- likte mahkemelerde ikinci dil ola- rak kullanılması, 1982'de de rad- yo ve TV'den serbestçe yayınlana- bilmesi kabul edildi. Raporda yer alan bilgilere göre, halen tngilte- re'de 2 milyon 800 bin dolayında "Celtic", "Wales" ya da "Welsh" diye adlandınlan bölge- de yaşıyor. 1983 sayımlarına gö- re ilkögretimde 31 bin kişi birin- ci dil, 15 bin kişi ikinci dil olarak "Wdsn" dilini öğreniyor. Orta- öğretimde ise bu sayı 101 bini bu- luyor. CUHEYT ARCAYUREK yazıyor Güldürü Sahneleri. ANKARA — Önceki gun öğle üzeri, sadece ba- sın çevrelerıni değıl. bakanlan da telaşa veren bir buyruk geldi Köşk'ten. Bakanlar Kurulu, gece 20.00'de toplantıya çağrılmıştı. TÖ başkanlık ede- cekti. SS kararnamesinde üçüncü kez değişiklik ya- pılacağını duyumsatan kimi ciddi bilgiler almış- tık. Ne var ki, Köşk'ün yine devreye gireceğini sanmıyorduk. Bizdeki kanı, bakanlarda da vardı ve ortada TÖ'nün başkanlığında bir hükümet top- lantısını gerektırecek önemli bir durum da yoktu. Yaz-boz tahtasına dönen SS kararnamesinde yeni düzenlemeler gerekiyorsa, kuşkusuz hükü- met üzerine düşeni yapabilirdi. SS'in ana iske- leti kurulmuş, bir bakanın söylediği gibi, olsa ol- sa "uygulamalardan doğan aksaklıklar" gideri- lebilirdi. Bakanların bir bölümü yurtdışındaydı, kimileri işe yurtiçinde 3 haziran seçimlerine yönelmışlerdi. Örneğin Devlet Bakanı Vehbi Dinçerler Hatay'- daydı, Ercüment Konukman başka bir yerde. Ay- rıca bakanlar yurtdışına giden arkadaşlarına ve- kâlet ediyordu. Otuz iki sandalyeden kurulu kabinenin bir an- da, öğle üzeri buyruğuyla sekiz saat sonra Köşk'- te toplanması için olağanüstü bir çaba sarf edil- di. Yurtiçinde gezide olanlar hızla başkente dön- meye çalıştılar. Hiç değilse ülkemizin çağ atlama- sının nımetlerinden, ANAP'ın bol parasından ya- rarlanabilirlerdi. Dinçerler, Hatay'dan Adana'ya oradan da partimizın sağladığı "özel uçakla" An- kara'ya... Ercüment Konukman ile nefes nefese yetişti. Gezide olan bakanlar gelmesine geldiler, ama saat 20.00'de başlayan Bakanlar Kurulu, kırk da- kika sürmüş ve "görevini yaparak" dağılmıştı. Hatta kimi bilgilere göre TÖ, bakanlara yeni ilçe- zar, açıkladı ki, SS kararnamesi yumuşatılmış! Yargı yolu kapalıyken açılmış. Ama kararları er- teleme yolu yine kapalı kalmıştı. Oysa dün Resmı Gazete'de yayımlanan yeni SS kararnamesi küçük puntolarla tam dört say- faydı. Bir iki satırla yapılacak yeni düzenleme için dörtsafya?.. ilk araştırmalar "yumuşatma" söz- cüğünün altında TÖ kaynaklı kimi politik hesap- laryattığını gösterdi. SHP, karamameteri Anayasa Mahkemesi'ne götürecekti. Anayasanın ilgili mad- desi ikinci kez yapılan değişikliklerde yanlış kul- rVe olduysa yurüçinden apar toparbaşkente koşan bakanlara oldu. Geldiler. Hükümet toplantısı çoktan bitmişti. Öyle, ama kabul edildiği açıklanan kararnamede imzalar eksik görünür ve er- tesi gün basında büyük gürültü kopabilirdi. Çıktılar Köşk'e bastılar ımzayı. ler kuran yasanın Meclis'teki müzakerelerine ye- tişmelerini önermişti. SS kararnamesi üzerinde Köşk'te üçüncü kez toplantı yapılacağı haberı basın ve siyasal çev- relerde kaygılı beklentijere yol açmıştı. Yine hangi kısıtlama gelecekti, TÖ birdenbire kararnamede neleri değiştirmeye yöneliyordu? Gazeteciler ge- ce çalışan Meclis'te bir bakandan ötekıne koştu- lar. Resmi açıklama yapılmamıştı. Sözcü Mehmet Yazar Köşk'te kalmıştı. Bir buçuk saat sonra Ya- lanılmıştı. TÖ. mahkeme sözünü duyar duymaz, daha baştan düşüneceği, ilk kararnamenin çık- masından önce yapacağı işlemleri şimdi topar- lamaya çalışıyor, isterse biçimsel yönden olsun SHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne giderek 413 sa- yılı SS'i iptal ettirmesini önlemek istiyordu. Be- lirlı hükümler kararnamede aynen kalıyor, sade- ce "müstakil bir kararname" kimliği yaratılıyor- du. Bu arada, dışta içte beliren tepkilerin bir par- çası olan "yargı yolunun kapalı tutulması"nı aça- rak, yumuşamaya gidildiği izlenimi verilmek is- teniyordu. Ne olduysa yurtiçinden apar topar başkente ko- şan bakanlara oldu. Geldiler. Hükümet toplantı- sı çoktaaan bitmişti. Öyle ama, kabul edildiği açık- lanan kararnamede imzalar eksik görünür ve er- tesi gün basında büyük gürültü kopabilirdi. Ba- kanlar Kurulu varsın bitsin. Başbakan'la Keçeci- ler dışında hemen hiçbir bakanın ne olduğunu bil- meden onaytadığı kararnameyi, olası tartışmala- rı önlemek için hemen imzalamaları gerekirdi. Çıktılar Köşk'e, bastılar ımzayı. Dinçerler ile Ko- nukman, iki vekâlet imzası daha attılar. Oldu dört, iki bakan yurtdışındaydı, onların yerine de iki ba- kan ımza attı. Oldu sekız ımza. Kararname değişir, bakanların haberlerı olmaz, Köşk kararname hazırlar, yazdığını ertesi günü düzeltmek zorunda kalır Hemen her gün görü- len, basınm yazmaktan usandığı bu türden gül- dürü sahnelerinden biri daha önceki gün yaşan- dı. Neme lazım, devlet gül gibi idare ediliyor. TÖ eşini, Semra Hanım TO'yü öve öve ANAP iktida- rı, iktidar sürdürüyor. İktidar olmadığını bilerek, ıstırabını yaşayarak... TKAYAKONSERLERI ozel orkestrası eşfiğinde 12 Mayıs C.tesi 20.00 Antarya Aspendos Açık Hava Tıyatrosu 21 Mayıs P.tesi 20.00 İstanbul Harbiye Açık Hava Tıyatrosu ADRES ve TELEFON DEĞİŞİKLİĞİ 1 Mayıs 1990 tarihinden itibaren yeni adresimizde hizmet veriyoruz. Lütfen yeni adresimizi ve yeni telefon numaralarımızı not ediniz. ŞirketlerGrubu Gayrettepe Oya Sokak No: 5 Yalın Han Istanbul Tel: 173 32 53-173 19 90-173 03 28 -173 18 61 Fax: 173 10 23 !l IBRAfflMSAFT S E R G I S I PROF.DR. ENVER TALİ ÇETİN'İN B U G Ü N E K A D A R S E R G İ L E N M E M İ Ş ÖZEL K O L L E K S İ Y O N U ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ SERGİ SALONU T TARİH: 3- 19 MAYIS 1990 T GEZİ SAATLERİ: ]QP°-]900 MÜLKİYELİLEITDE TOPLANTI 'Demokrasiden söz edip uygulamayan topluırf Türkiye Sosyal Ekonomik SiyasaJ AraştırmaJar Vakfı tarafmdan düzenlenen 'Demokrasi ve Katılımcıhk' konulu yuvarlak masa toplantısında konuşmacılar, yeryüzünde oluşturulan demokrasiye hiç katkımız Hod» MusUdahan Saayı AŞ K t l l t r H l ı n ı l i i l r KIMYA DERSLERI TECRÜBELİ ÖĞRETMENDEN Lise Kimya Dersleri Tel: 326 00 52 Turizm Bakanlığı profesyonel rehber kokartımı ve sigorta kartımı kaybettim. Hükumsüzdür. FERHAN DEMİRClGlL olmadığını vurguladı. Egitim Servisi — Türkiye Sos- yal Ekonomi Siyasal Araştuına- lar Vakfı'run (TÜSES) dün dü- zenlediği "Demokrasi ve Kanlım- cılık" konulu yuvarlak masa top- lantısında, "Çok uzun yıllar de- mokrasiden söz eden; ama ger- çekte hiç uygulayamayan, geçki dönemlerde tadına vannış bir toplnmuz" denildi. Mülkiyeliler Birliği'nde yapılan yuvarlak masa toplantısının ko- nuşmacılarından Ahmel İsvan, yeryüzünde oluşturulan demokra- siye hiç katkımız olmadığını, Ba- tıda önce burjuva sınıfının müca- delesiyle kurulup, işçi sınıfı tara- fından geliştirilen demokrasiyi ha- zır aknaya çalıştığımızı belirterek, "Gerçekte demokrasi katkı ve ka- talım rejimidir" dedi. Gazetemiz yazarlanndan Şük- ran Ketenci de insanırnızjn de- mokrasiyi hiç yasamadigınj, an- cak geçici dönemlerde tadına var- dığını ve Turkiye'de her demok- ratik harekete ağır bedeller ödet- tirildiğini vurgulayarak, 12 Ey- lül'ün gençleri sindirmeye çalıstığını ancak yine de tüm genç- likten ve gelecekten umutlu oldu- ğunu söyledi. "Bngünkü gençler coşkusuz ve sevinçsiz yaşıyor" diyen Prof.Dr.Tolga Yarman ise genç- lerin hem bedensel hem de zihin- sel olarak özgür olması gerektiğini vurguladı. Toplantının gençlik temsilcile- rinden Hacı Bnlut, M.Ali Sevim, Ali Sanşık, demokrasi için eleş- tiren bir ortam oluşturulması ge- rektiğini savunarak, gençlerin, si- yasal ve toplumsal yasamda yet- , ki ve sorumluluk yüklenmesini is- tediler. TÜSES Başkanı Doç. Dr. Ko-^ rd Göymen daha sonra konuklar- la konuşmacılar arasında bir taf- tışma açtı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle