25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 11 NÎSAN 1990 AT Hukuku ve Önemi Çağdaş ve uygar toplumJann 35 yıldan beri tanıyıp kullandıklan kimi haklan, Türk toplumu -bırakın kullanmayı bir yana- uç yıl oncesine değin tanımıyordu bile... ERIAN URUNGA Askeri Yargıç Butun toplumsal değer ve kavramlargıbı, kısaca "haklar ve bunlarla ılgılı kurallar butunu" olarak ta- nıtnlanan hukukun tanhsel sureç ıçınde değışen \e ge- lışen gorece bır nıtelık taşıdığı, her geçen gun daha ı> ı anlaşılmaktadır Gerçekten, uygar olarak kabul edı- len özgurlukçu demokratık toplumlann (ozellıkle Ba- tı Av rupa ulkelerı) skolastık ve dogmatık duşunceye dayalı hukuk duzenlennı zaman ıçınde terk edıp bı- lımsel aklın ve deneyımlenn urunu olan çağdaş huku- ka ulastıklan, şımdılerde bu hukuklannı uluslararası ve hatta evrensel boyutlardageçerh olan ve ulkemız- de Avrupa Topluluğu (AT) hukuku olarak anılan böl- gesel ve ortak bır hukuk duzenı ıçınde gelıştırmekte oldukJarı gorulmektedır Turk halkının, henuz yeterınce tanımak olanağmı bulamadığı bu hukukun e\ relen ıle insanlık ailesi'ne tanıdığı kımı haklann önemı üzenne kamuoyu olus turulması \e bu konuva dgının sureklı sıcak tutulması, özeilıkle ınsanımızın gonenç ve mutlulufu ıçın olduğu kadar Turkıye'nın Ortak Pazar'a gırebılmek ıçın yap- mış olduğu ve geçenlerde askıya alındığı açıklanan "tam uyelık başvunısu"nun gelecejh açısından da son derece yararlı olacaktır AT hukukunun evreleri Bılmdığı uzere, insanlık aılesı ıçın 1 Dunya Sava- şı'run açtığı yaralar henüz kapanmadan başlayan. onulmaz acı, kan \egözyaşları ıle sona eren 2 Dun- ya Savaşı y ıkımının heraen ardından, ıv ecenlıkle ku- nılan Bırleşmış Mılletler Orgutu'nce 10 Aralık 1948 tarıhınde kabul edılen veçağımızın en önemlı belge- sı sayılan Insan Hakları Evrensel Bıldırgesı'nın baş- langıç bolumunde, insanlık aılesının butun uyelennın onur ve saygınlığı ıleeşıt ve ay nlmaz haklarını tanı- manın, dunyada özgürluk, adalet ve banşın temelı ol- duğu vurgulandıktan sonra, bu bıldırgenın "toplu- mun bıre> ve organları tarafından sureklı olarak göz önunde bulundurulması, egıtım ve öğretım yolu> la te- mel hak ve özgürlüklere saygının gelıştırılmesını, ge rek uye devletler arasında ve gerekse bu devletlenn yar- gı yetkısı ıçındekı halklar arasında hak ve özgurluk- lerın evrensel ve etkın bıçımde tanınıp gözetılrnesıne çabagösterılmesınj sağlamak" amacıyla butun halk- lar ve uluslar ıçın ortak bır ölçü olarak kabul ve ılan edıldığı açıkça behrtılmıştır (1) Ne var kı daha sonra yayımlanan bıldırgeler açısın- dan bır "hak ve özgurlukler ana>asası" olarak nıte- lendırılen bu özgun bıldırgede yer alan temel hak ve özgürlüklere herkesın, "ırk, renk, cınsıyet, dü, dın, sı- yasal ya da başka bır ınanış, ulusal va da toplumsal kö- ken, maddı kazanç, doğuş ya da başkaca herhangı bır ayrım gözetılmeksızın" sahıp olduğu belırtıknekle bırhkte, bunları guvence altına alacak bır yaptırıma yer venlmedığı ıçın hak ve özgurlüklen ıhlal edılen kışı ya da devletın etkın bır şekılde korunabümesı amacıy- la uluslararası duzeyde kurumlaşmış \e olağanustu yetkılerle donatılmış bır otontenın varlığına ıhtıyaç duyulmuştur lşte, çey rek yuzyıl ıçınde mevdana gelen ıkı dunya savaşının denn acılarını yaşayan, bundan doğrudan ya da dolaylı şekılde etkılenen Batı Avrupa ulkelen ta- rafından ortak ulku ve ılkelen konımak, yaymak, top- lumsal ve ekonomık gelışmelerı sağlamak amacıyla 5 Mayıs 1949 tarıhınde kurulan ve Avrupa'nın ılk sı- \asal örgutu olan Avrupa Konseyı uyesı on beş ulke- nınbakanlan4Kasım 1950 tarıhınde Roma'da bır ara- ya gelerek "thtıyaçlar butun ıcatlann anasıdır" ozde- yışıne örnek olacak şekılde, uye devletlenn egemen- lık haklanna dokunmadan temel hak ve özgurlukle- n guvence altına alacak organları da ıçeren, özgun adı tnsan Haklarıru ve Temel Özgurlüklen Koruma Soz- leşmesı olan ve 66 rnaddeden oluşan bır metnı ımza- lamışlardır (2) Ancak Avrupa Konseyı çerçevesınde kabul edılen ve bır "yasa" olarak benımsenen bu metnın, 3 Eylül 1954 tarıhınden ıtıbaren tnsan Hakları A\ rupa Soz- leşmesı (İH AS) adıyla yururluğe gırmesınden sonra sozleşmecı devletlenn ıç hukuklannın yanında ozgur ıstençlerıyle bağlandıkJarı ve o gune dek hıçbır ulus- lararası örgütte rastlanmayan, başına buyruk ve ılk kez uluslarustu (supranatıonal) kavramı ıle tanımla- nan koskoca bır topluluğun hukuk duzenı de yaşama geçmış bulunmaktadır Turkıye tarafından lOEylul 1953 tarıhve 6366 sa- yılı yasaıle onaylanan bu sözleşme, ıç hukukumuz açı- sından uluslararası bır antlaşma ve yasa hukmunde olup, bünyesı ıçıne aldığı hak ve özgurlüklen saymak- la yetınmemış, bunların etkın bır şekılde komnması amacıyla sozleşmecı devletlere kımı yukumlulukler getırmış, bıreylere aıt olduklan devletın ıç hukuku ıle sağlanan hak ve güvencelerden avrı olarak ortaya çı- kan ıhtıyaçlan karşılamaya uygun yenı haklar tanımış ve en önemhsı de bunları guvence altına alacak ken- dıne özgu (suı genens) bır yargı duzeneğıne yer \ ermış olmakla, klasık ınsan hakları bıldırgelennden daha ılen bır duzeye ulaşmıştır Hıç kuşku yok kı tnsan hakları bağlamında yargı duzeneğını harekete geçıren yollardan en yaygın ve ıl- gınç olanı, sözleşmenın 25 maddesınde yer alan ve Türkıye'nın de 28 ocak 1987 tarıhınde kımı çekınce- lerle uç yıl sure ıçın tanıdığı "kışısel başvuru yolu"dur Turk kamuoyunda "bırey sel başvuru hakkı" olarak anılan vegeçen ocak ayı sonunda uç yıllık suredoldu- ğu ıçın yenıden uzatılması beklenen bu YoJ'la, hakla- rırun ıhlal edıldığını ılen suren kışı, kışıler topluluğu ya da resmı olmayan örgutlenn uyedevlete karşı oldu- ğu gıbı uye devletlenn de bırbırlenne karşı yargı dü- zeneğını harekete geçırebılmelenne olanak tanınmış- tır AT hukuku ıçınde yer alan ve ınsan haklanıun ko- runmasında rol ovnayan topluluğun ortak organla- rı ıle ışlevlerıne kısaca bır göz atmak konunun daha ıyı anlaşılması ıçın yararlı olacaktır - Insan Haklan Avrupa Komisyonu: Sozleşmecı devletlenn sayısı kadar ve genellıkle hukukçu uyeler- den oluşur. Sözleşmenın ıhlal edıldıgıne ılışkın savlan ınceleyıp olaylan saptadıktansonra, ınsan haklanna saygı esasınadayalı dostane bır çöziım bulmaya çalı- şır Ancak bu yolla bır sonuca varamadığı takdırde, ılgılı devletın ınsan haklanna ılışkın yukümluklere ay- kırı davranıp davranmadığı konusundakı görüş ve onerılennı ıçeren raporunu hazırlar \e dıvana sunul- mak uzere Bakanlar Komıtesf ne \enr - Bakanlar Komıtesi: Kuruluşu ıtıbarıyle Avrupa Konseyı'nın genel karar organı olan ve uye devletie- nn dışışlen bakanlanndan ya da onlann temsılcıle- rınden oluşan bu komıte, doğrudan ınsan hakları nın gozetılmesıru sağlamak amacıy la kurulmuş bır organ olmamakla beraber bu konuda onemlı bır rol ovna- dığı da yadsınamaz Gerçekten, sözleşmenın 32 mad- desıne göre komısyondan gelen raporları ınceleyıp uç ay ıçınde dı\ana göndermedığı takdırde, sozleşme- ye aykınlık olup olmadığına doğrudan karar venr Sözleşmeveavkınlıkbulunduğusonucunavarırsane yapılacağım kararlaştırır Topluluğun resmı gazete- sınde yayımlanan bu kararlann kesın ve bağlayıcı nf- telıkre olduğu kabui edılmıştır - İnsan Haklan Avrupa Dıvanı: Topluluğa uye dev- let sayısı kadar yuksek yargı gorevını yapacak nıtelık- lerı taşıyan yargıçlardan oluşur Komısyonun dosta- ne bır çözume ulaşamadığı davalarda duruşmaJı ola- rak yargılama yapıp karar vermeklegörevlıdır Bu şe- kıldekı davalar komısyon ya da ılgılı devletlerden bı- n tarafından dıvan onune getırılır Ancak ılgılı dev- letın bır davayı dıvan onune getırebılmesı ıçın "zorun- lu yargı >etkısı"nı tanımış olması ya da o da\a ıle sı- nırlı olarak kabul etmesı şarttır Dıvaran yargı yetkısı sözleşmenın yorumlanmasına ve uygulanmasına ılış- kın olupönunegetırılen butun konularıkapsar Son- radan kabul edılen bırprotokol ıle dıvana, Bakanlar Komıtesı'nın ısteğı uzenne danışsal (ıstışan) göruş bıl- dınne yetkısı de tanınmıştır Dıvan kararlan kesın ve bağlayıa nıtehkte olup Bakanlar Komıtesi tarafından yerıne getırılır ATnın oldukça karmaşık bır nıtelık arzeden orga- nık yapısı ıçınde sıyasal ve ekonomık etkınlıklenne hıç değınmeden, sadece ınsan hakları ıle sınırlı olarak yapmaya çalıştığımız bu açıklamalar da göstenyor kı uye devletler kardeşlık, dostluk ve insanlık anlayışı ıçınde el ele venp başta ınsan haklan bıldırgelen ol- mak uzere sözleşmeler, protokoller, ıç tuzıikler ve dı- van kararlarından oluşan ortak bır hukuk duzenı sa- yesındeekonomıkve toplumsal kalkınmalannı sağ- lamış olmalanmn yanı sıraevrensel bır hukukave yar- gı bırlığıne doğnı hızla üerlemektedır Bu olgu, ıletışım teknolojısındekı gelışmelenn de etkısıyle ınsan haklan vedemokrasımn genjşhalkkıt- lelerı arasında dalga dalga yayılıp benımsenmesıne ve butun dunyada özgürluk ruzgârları run esmesınene- den olmuştur Gerçekten, yakın bır zamana dek tota- lıter rejımlerle yönetılen Doğu Bloku ulkelennde de aklın ve hukukun, tanhın her evresınde olduğu gıbı ıdeolojık bağnazlıga, baskı ve zorbalığa galebe çalıp duvarlann ve rejımlenn peş peşe yıkılması, ınsanlıgın özgurlukçu demokrasıye yönelmesı hep bu gelışme- lenn kaçınılmaz bır sonucu değıl mıdır 1 Ne yazık kı çağdaş ve uygar toplumlann 35 yıldan berı tanıyıp kullandıklan kımı haklan, Turk toplu- mu -bırakın kullanmayı bır yana- uç yıl öncesıne de- ğın tanımıyordu bıle. Ancak bır Avrupa ulkesı olan Turkıye'nın uzun suren bır suskunluk dönemınden soma ATnın ekonomık kanadıru oluşturan Ortak Pa- zar'a gırebılmek güdüsü ıle "bıreysel başvuru hakkı"- nı tanımasının ardında, 14 Nısan 1987 tarıhınde de "tam uyelık başvurusu"nda bulunması uzenne baş- latılan dıplomatık gınşunlenn, AT ıleıhşkıleregıde- rek artan oranda bır ıvme kazandırması, kamuoyu- nun ılgısımn bu noktada odaklaşmasına yol açmıştır Bu atılım ıçıne gıren Turkıye^nın, daha önce uye devletlenn tamami tarafından onavlanmış bulunan dıvanın "zonınlu yargı yetkısı"nı de25 Eylul 1989 ta- nhınde kabul edıp bu konudakı bıldırımı Avrupa KonseyiGenelSekreterlığı'ne\erdığı26Aralık 1989 tanhınden ıtıbaren uç > ıl sure ve karşılıkhlık kosul uyla yururluğe gırmesım de sağlamıştır Bovlece, ınsan haklannın ıç hukukumuzdan ay n olarak AT hukuku nun tanıdığı yollarla da guvence altına alınması ger- çekleşmış, bukonudaıkı>ılaraylaıkı dev adım atıl- mıştır.Bu adımların, ulkemızın demokratıkleşmesı surecını hızlandırıp AT ıçındekı yerını daha kısa su- rede alması açısmdan buyuk onem taşıdığı kabul edıl- mekle bırlıkte, amaca ulaşmak ıçın yeterlı bulundu- ğu da soylenemez. Öyle sanıyoruz kı bu yolda ıstenen sonuca varıla- bılmesı ıçın her şeyden once AT hukuku ıçınde egemen olan ve ınsanın nıtelıklen ne olursa olsun salt 'ınsan' olduğu ıçın onur ve haklanna da mutlak saygı goste- nlmesı ve bunlann devletçe en etkın bır şekılde guven- ce altına alınması gerektığı ınancına dayalı "ınsana saygı" anlayışı ıle bıldırgelerde yer alan ülku ve ılke- lenn, başta yönetıcı kadrolar olmak uzere toplumun bütün bıreylennce benımsemp özumsenmesı zorunlu bulunmaktadır Bunun da ancak Evrensel Bıldırge- de belırtıldığı gıbı, yaygın bır eğıtımle gerçekleşebıle- ceğıne kuşku yoktur Ne var kı anayasasında "demokratık, laık ve sosyal bır hukuk dev letı" olduğu belırtüen Türkıye Curnhu- rıyetı'nde, bu konulan da kapsayan yaygın bır eğıtı- mın benımsemp odun verılmeden uygulanmasında sayısız yararlar bulunduğu halde şu gunlerde kımı odaklann artık çağdışı kalmış dınsel eğıtımı vaygınlaş- tırmaya çalıştıklan gorulmektedır Ancak dınsel ku- rallara dayalı teokratık bır duzen getırmek hevesınde olanlarm ızleyebıleceğı bu volun, çağırruzda hıçbır ul- kenın ulusal çıkarlan ıçın asla uygun ve doğru bır yol olmadığını, yaşanan somut örneklen orta yerde du- rurken bıle anlamayan ya da kışısel çıkarlan uğruna anlamaz gözuken aymazlar ıçın yuce Ataturk'un daha 1925'lerde söyledığı şu sozlen burada ammsatmak is- tenz "Efendıler ve ey mıllet, ıyı bılınız kı Turkıye Cumhurıyetı şeyhler, dervışler, muntler vemeczup- lar ulkesı olamaz. En doğru, en gerçek tankat uygarlık tankatıdır Uygarlığın emır ve gereklerını yapmak 'uısan' olmak ıçın yeterlıdır" (3) Evet, hepsı bu kadar ışte. Sonuç Turk toplumunun dünyaya açılmasına olanak ta- mmay an, tekduze ve genye donuk bır eğıtım sıstemı- nın, uygarlık vanşında çağmı vakalamak ısteyen ın- sarumızı ve buna bağlı olarak da ulusal kalkınmamızı ne denlı olumsuz et kıledığı bır kez daha ortaya çıkmış- tır Bılmdığı gıbı Turkıye'mn tam uyelığının kabulü ıçın gırışılen dıplomatık çabalann sonucu gerçekten önemlı gelışmeler sağlanmış olmasına karşın, ıstenen sonuca vanlamamış, "v uslat" bır başka bahara kal- rnıştır Ancak bu aşamada Türkıye'nın, soruna gerçekçı bır yaklaşımla eğılıp "At, suvansınegöre kışner" ata- sözunden esınlenerek yukarıda açıklamaya çalıştığı- mız "ınsana saygı" anlayışı doğrultusunda hıçbır ödun vermeden çağdaş, demokratık ulkelere yaraşan bır yol ızleyebıldığı, ıç hukukunu \e ekonomısını de Avrupa normlanna uyarlayabıldığı takdırde, bugun olmasadayarın, AT ıçındekı onurlu ve saygın yerını alacağına ınamyoruz (1) SeiKer Muzaffer Belgelerk Insan Hakları, Bası 1988, Sh 4^ 51 ( 2 ) a g i S h 398-411 (3)Alaturkçıilük(lkıncıKuap)M.E B. 1984 Sh 332 PENCERE Tuba Ağacı EVET/HAYIR OKTAYAKBAL Aksoy'u Unutmamak... "Aksoy'a uç kurşun sıktılar Kıyıcı karanlık kırlı , L O, ozgürlûktür, aydınlıktır, sevgıdır Ölmez kı" Muammer Aksoy yaşamda artık yok Aksoy'u guzellığın, lyılı- ğın dostluğun, ınsanlıgın duşmanları öldurdu Nasıl 1948 yılı- nın 2 nısan gunü Sabahattın Alı yı oldurdülerse oyle Nasıl Tu- tengıl'ı, Kaftancıoğlu'nu, Savcı Oz'u Emeç'ı daha daha kımlen oldurdülerse ya da oldurttulerse oyle1 Ölmeyen şeyler de. var elbet Nedır mı onlar? Anılar O ın- sanlar, o dostlar belleklerımızde capcanlı yaşıyorlar Neye yarar' Işlevsız kalmışlar, susmuşlar susturulmuşlar, ne yazabılıyorlar, ne konuşabılıyorlar Yalnızca gun geçtıkçe büyuyorlar ıçımızde Ama butun bunlar boş soz1 Yok oluş hıçbır yorumlama ıle or- tadan kaldırılamaz Ne şıırler ne ozdeyışler. ne ağlamalar, sız- lamalar Bunca ınsan olduruldu Kım oldurdu neye oldürdu? Bu soruların yanıtı yoki Verılmıyor verecek olan çıkmıyor ' Şcyle bır düşunelım Nerede Prof Cavıt Orhan Tutengıl'ın, Prof Umıt Doğanay ın, Prof Karafakıoğlu'nun, yazar Ümıt Kaf- tancıoğlu'nun, Kemal Turkler ın Doçent Bedrettın Cömert'ın, Savcı Doğan Oz un, öğretmen Talıp Oztürk'un öğretmen Do- ğan Erdoğan'ın, doktor Sevınc ın, mılletvekılı Koksakoğlu'nun, em- nıyet mudurlerının, partı ıl başkanlarının, öğretmenlerın, oğren- cılerın nıce nıce ınsanlarımızın katıllen? Kımdır bunlar, nerde- dır, bunca zamandır nıye yakalanamamıştır'? Şımdı geçmışe sun- ger çekerken butun bu teror kurbanlarını unutmak zorunda mı- yız? Oysa pek çok kışının hangı orgutlere kurban gıttıklerı bılın- mektedır Planlı bır gırışımdı Turkıye'dekı aydınlan, yazarları, oğ- retmenlerı, ılerıcı kışılerı teker teker temızleyıp ortadan kaldırmak Istedıklerı aydın gücunu sındırmekiı " Sekız yıl öncekı "Kanlı Olayların Kaynağına Inmek" adlı yazı- mı şu sozlerle bıtırmışım "Bır toplumda gerçek barış karanlık cınayetlerın aydınlığa çı- karılması ıle başlar' Prof Dr Muammer Aksoy'un oldurülmesınden bu yana haf- talar geçtı Daha nıce haftalar geçecek gıbı Bır valı çıkıyor, 'Su testısı su yolunda kırılır' turünden sozler edebılıyor Şudur kımı- lerının kanısı Aksoy gerıcılıkle ılkellıkle savaşan bır kışıydı, 163 maddenın kaldırılmamasını ıstıyordu, ırtıca canavarının ayaklan- mak ıçın uygun bır fırsat bekledığını bılıyordu, Ataturk devrımı- nın ayakta kalması ıcın elbırhğı guç bırlığı edılmesı ıçın dırenı- yordu Bağırıyordu, yazıyordu, uyanın' dıye seslenıyordu Bu yüz- den 'Aksoy'un ölumu doğal bır sonuçtur" dıyorlar Oyleyse çok daha kotu, çok daha korkunç değıl m ı ' Aksoy'u oldurenlenn bır an önce hesap vermeye çağrılması gerekmez mı' Yok yok, unutuldu bıle, tarıhe karıştırıldı, geçmışte kaldı Ak- soy olayı1 Derken Emeç Daha buyuk tepkı yarattı sevgılı Emeç: ın oldurulmesı Parklara, sokaklara adları verılıyor Emec ı tanır- dım yazılarını okurdum, o dagerılığın bırduşmanıydı Aksoy gıbı Emeç'ın de katıllerı ortada yok Bır de unlen pek yaygın olmayanlar var, onlardan hıç söz edıl- mryor Ceyhun Can, Cengız Goral Zekı Ergınbay Orhan Yavuz Hılmı Özturk, Ahmet Uluturk, Mehmet Gurkan Salıh Çakır, Rem-' zı Tat ve daha nıcelerı Terore kurban gıdenlerın tam lıstesını öğrenmek ıçın Orhan Apaydın'ın Çağdaş Yayınları'nda çıkan 1 Kım Olduruyor, Nıçın Olduruyor''' adlı kıtabını okumalısınız 1978 yılı sonuna dek kımler, nerede oldürulmuşse bu kıtapta yer almıştır 1968den 79 başına kadar oldurulenlerın sayısı 1269'dur Son on yılda oldurulenler ıse belkı daha da uzun bır lısteyı dol- durur Işın ılgınç yanı bu cınayetlerın buyuk bolumunun suçlula- rı ele geçırılmemıştır M Cemıl Uğurlu'nun Mulkıye dergısının mart sayısında çıkan "Aksoy a Saygı" şıırının son ıkı dortluğu de soyle 'Aksoy'a uç kurşun sıktılar O duygudur, duşuncedır İnsanlık ateşıdır Olmez kı Aksoy a uç kurşun sıktılar O bır hukuk bayrağıdır Kanıyla ıslanmış vatan toprağıdır Olmez kı ' KIRALIK Buyukada'da moblelı, telefonlu, tenıs kortlu, >uzme havuzlu yalı daıresı sahıbınden kıralıktır. Her gun saat 07.00-13.00 arası 146 52 46 numaralı telefondan aranabılır L O N D R A Haftada Tuba, koku yukarıda, dalları aşağıda, cennette yetışır bır ga- rıp ağaçtır Yunus dıyor kı "Salınır Tuba dalları Kuran okur hem dıllerı" Cenettekı otekı ağaçlar yeryüzündekıler gıbıdır, yasak mey- veyı Adem'le Havva'ya sunan yılan bır elma ağacında değıl mıy- dı' Cennettekı elma ağacı, bıldığımız elma ağacı, ancak Tuba 1 nın yerı ayrı, göğun yedıncı katında, Sıdre'de yetışıyor Cennettekı Tuba ağacı mantığımızı tersıne çevıremez. yeryu- zunde bır Tuba yetışseydı, ış başkalaşırdı "Kuğu beyazdır" yar- gısını yıkmak ıçın bır tek sıyah kuğu yeter de artar, ama, nerede o kara kuğu' Demokrası uygarlığında basın "dörduncu kuvvet"\\t, sıyasal ıktıdarı denetler Basın ozgurlüğu bu mantığa oturur Pekı, bır ulkede sıyasal ıktıdar basını denetlemeye başladı mı sonuç ne olur' Orada ne basının ozgurluğunden söz açılabılır, ne de 'dörduncu kuvvet" oluşundan Basın cennettekı Tuba ağacı değıl kı köklerı havada, dalları aşağıda yasayabılsın' Eğer mantığımızı tepetaklak edersek, sıyasal ıktıdarın yum- ruğu ve buyruğu altında yayın yapan gazetelerın basın özgürlu- ğunü sımgeledığıne ınanabılınz bu dunyada değıl, belkı cehen- nemde böyle bır basın vardır * 12 Eylul'ün duzenledığı hukuk 1990 Türkıyesı'nde geçerlıdır, bu alanda bır lyıleşme yok Basın ve ceza yasalannın al bırını, vur otekıne 1 Dergılere, ga- zetelere sansür uygulanıyor, DGM savcıları matbaalarda yayın- lara el koyuyor, adlıyede basın davalarından geçılmıyor, kıtap- lar "ımha" edılıyor, dergıler toplatılıyor, yazı mudurlerı ve yazar- lar yargılanıyor, ıçerı atılıyor Ama yetmıyor Iktıdar, yenı çıkardığı karamameyle basına yonelık yenı yasaklar getırıyor Bu da yetmez Daha ağır yasalar çıkarmalı maddeler hazırlamalı, önlemler almalı, kararnameler yayımlanmalı basının canına okumalıi Çunku ANAP ıktıdarının mantığına gore Turkıye'de basın, öz- gurluğe layık değıldır, ancak sansur altında bu ulkeye yararlı ola- bılır Gazetecı dedığın ne' Yazı muduru kım' Muhabır ne yazar' Bunlar "Türkıye'nın merrfaatlen"m gözetebılırler m ı ' Gazetecı mı ıyı bılır, yoksa basın savcısı m ı ' Savcı da yeterlı değıldır her ga- zeteye bır sansur memuru göndermelı, her gazetede sansur me- muruna bır oda ayrılmalı yazılar sansur memurunun denetımın- den geçırılmelı, sakıncalı olanlar yasaklanmalı Neden' "Ülkenın yuksek menfaatierı" hem de "Guneydoğu'dakı olağan- ustû hal" bunu gerektırıyor • Bızım başkentımızde oyle akıllı kışıler var kı ınsan beşer, bun- lara şaşar Guneydoğu'da başarısızlık m ı ' Öyleyse suç basındadır Pekı, Guneydoğu'da kaç gazete satılıyor' Halk Turkçe bılıyor mu' Okuma-yazma oranı ne kadar' Bolgede yazılı külturun enı boyu ne' Oralarda Babıâlı gazetelerı mı okunuyor' Yoksa sınır otesınden yansıyan Kürtçe, Zazaca, Arapça, Patagonyaca rad- yo yayınları mı ızlenıyor' Ankara radyosu mu dınlenıyor' Yoksa dağdakı çoban bır baska ıstasyo- na mı kulak verıyor' Sen Istanbul'da basının gırtla- ğına basmışsın, yasak üstune yasak çıkarıyorsun, Guneydoğu1 da halk ıle devlet arasındakı ko- pukluğu gıdermeye çalışan ga- zetelerden ne ıstıyorsun' Aklını peynır ekmekle mı yedın' Bır sıyasal ıktıdar basınla uğ- raşmaya başladı mı sonuna yak- laştı demektır Ha gayretı Daha önce de Tuba ağacını Türkıye de yetıştırmeye çahşan çok ıktıdar geldı geçtı, ama bellı olmaz belkı Başkan Baba bu ışı kıvırabılır, denesın bakalım Londra'da Öğle Yemeği Artık İstanbul'dan Londra'ya, Londra'dan İstanbul'a haftanın her günü uçuyoruz. En uygun saatlerde, Airbus konforuyla ve bize özgü konuk- severlikle uçacaksınız. İsterseniz, Business Class'ı seçme ayncalığı- nız da var. Saat 11.50. Londra'dasınız. Ye- meğinizi hangi restoranda yiye- ceğinize rahatça karar verebilir- siniz. Öğleden sonrası ise tama- men sizin. Aynca, Londra'ya, îzmir'den de direkt uçuşlanmız var. Dünyanın diğer kentlerine olduğu gibi, Londra'ya da kendi havayolunuzla uçun. Gun Kalkış Vanş İstanbul Londra Her Gun 1000 1150 Londra istanbul Her Gun 13 45 19 10 Aynntüı bılçı ıçın Turk Ha\a Yolları Acente ve Buı olarına baş\ urabılırsınız TURK HAVAYOLLARI LISKUR SÜRÜCÜ KURSU EHLİYETİNİZ Dilerseniz Taksitle Kadıköy: Maltope: 33602 79 33602 06 3522421 DÜZELTME Gazetemızde 9 4 1990 gunü yayımlanan "ÇAYIROVA CAM SA.NAYİ1 A.Ş.den TASARRUF SAHİPLERİNE DLYURUDUR " başlıklı ılanda 4 maddenın e) Satış fıyatı bölumundekı 1 000 000 — TL'hk rakam 1 000 000 000 000 — TL olarak çıkmıştır 1 000 000 — TL olarak düzeltır özür dılenz İLAN BESNt SULH CEZA MAHKEMESİ'NDEN Bozuk gıda maddesı satmak suçundan Besnı ılçesı Ataturk Caddesı uzerınde Fınncılık ya- pan Hacıalı ve Ayşeden olma 1971 D lu HACIKAHRAMAN hakkında Besnı Sulh Ceza Mah- kemesi'nın 15 91989 gün ve 1989/90 Es 1989/387 sayıü ka- ran ıle TCK'nın 398 ve 402 mad- desı gereğınce 465 000 TL ağır para cezası ıle curme vasıta kıl- dığı fınncılık meslek ve sanat tı- caretınden 3 ay muddetle TATt- LlhfE ve aynca ış yen ekmek fı- rınının 7 gun sure ıle kapatılma- sına karar verılmıştır, ılan olunur Basın 21734 8 000 000 TL'ye Isranbul Beledıyesı Sendıkası Kooperatıfı'ndekı daıremı devredıyorum 345 57 73 M O D A ' D A Studvo tıpı şırın bahçe katına avdın, tıtız kıracılar aranıvor Tel: 342 27 17
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle