Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER 11 NÎSAN 1990
AT Hukuku ve Önemi
Çağdaş ve uygar toplumJann 35 yıldan beri tanıyıp kullandıklan kimi
haklan, Türk toplumu -bırakın kullanmayı bir yana- uç yıl oncesine değin
tanımıyordu bile...
ERIAN URUNGA Askeri Yargıç
Butun toplumsal değer ve kavramlargıbı, kısaca
"haklar ve bunlarla ılgılı kurallar butunu" olarak ta-
nıtnlanan hukukun tanhsel sureç ıçınde değışen \e ge-
lışen gorece bır nıtelık taşıdığı, her geçen gun daha ı> ı
anlaşılmaktadır Gerçekten, uygar olarak kabul edı-
len özgurlukçu demokratık toplumlann (ozellıkle Ba-
tı Av rupa ulkelerı) skolastık ve dogmatık duşunceye
dayalı hukuk duzenlennı zaman ıçınde terk edıp bı-
lımsel aklın ve deneyımlenn urunu olan çağdaş huku-
ka ulastıklan, şımdılerde bu hukuklannı uluslararası
ve hatta evrensel boyutlardageçerh olan ve ulkemız-
de Avrupa Topluluğu (AT) hukuku olarak anılan böl-
gesel ve ortak bır hukuk duzenı ıçınde gelıştırmekte
oldukJarı gorulmektedır
Turk halkının, henuz yeterınce tanımak olanağmı
bulamadığı bu hukukun e\ relen ıle insanlık ailesi'ne
tanıdığı kımı haklann önemı üzenne kamuoyu olus
turulması \e bu konuva dgının sureklı sıcak tutulması,
özeilıkle ınsanımızın gonenç ve mutlulufu ıçın olduğu
kadar Turkıye'nın Ortak Pazar'a gırebılmek ıçın yap-
mış olduğu ve geçenlerde askıya alındığı açıklanan
"tam uyelık başvunısu"nun gelecejh açısından da son
derece yararlı olacaktır
AT hukukunun evreleri
Bılmdığı uzere, insanlık aılesı ıçın 1 Dunya Sava-
şı'run açtığı yaralar henüz kapanmadan başlayan.
onulmaz acı, kan \egözyaşları ıle sona eren 2 Dun-
ya Savaşı y ıkımının heraen ardından, ıv ecenlıkle ku-
nılan Bırleşmış Mılletler Orgutu'nce 10 Aralık 1948
tarıhınde kabul edılen veçağımızın en önemlı belge-
sı sayılan Insan Hakları Evrensel Bıldırgesı'nın baş-
langıç bolumunde, insanlık aılesının butun uyelennın
onur ve saygınlığı ıleeşıt ve ay nlmaz haklarını tanı-
manın, dunyada özgürluk, adalet ve banşın temelı ol-
duğu vurgulandıktan sonra, bu bıldırgenın "toplu-
mun bıre> ve organları tarafından sureklı olarak göz
önunde bulundurulması, egıtım ve öğretım yolu> la te-
mel hak ve özgürlüklere saygının gelıştırılmesını, ge
rek uye devletler arasında ve gerekse bu devletlenn yar-
gı yetkısı ıçındekı halklar arasında hak ve özgurluk-
lerın evrensel ve etkın bıçımde tanınıp gözetılrnesıne
çabagösterılmesınj sağlamak" amacıyla butun halk-
lar ve uluslar ıçın ortak bır ölçü olarak kabul ve ılan
edıldığı açıkça behrtılmıştır (1)
Ne var kı daha sonra yayımlanan bıldırgeler açısın-
dan bır "hak ve özgurlukler ana>asası" olarak nıte-
lendırılen bu özgun bıldırgede yer alan temel hak ve
özgürlüklere herkesın, "ırk, renk, cınsıyet, dü, dın, sı-
yasal ya da başka bır ınanış, ulusal va da toplumsal kö-
ken, maddı kazanç, doğuş ya da başkaca herhangı bır
ayrım gözetılmeksızın" sahıp olduğu belırtıknekle
bırhkte, bunları guvence altına alacak bır yaptırıma
yer venlmedığı ıçın hak ve özgurlüklen ıhlal edılen kışı
ya da devletın etkın bır şekılde korunabümesı amacıy-
la uluslararası duzeyde kurumlaşmış \e olağanustu
yetkılerle donatılmış bır otontenın varlığına ıhtıyaç
duyulmuştur
lşte, çey rek yuzyıl ıçınde mevdana gelen ıkı dunya
savaşının denn acılarını yaşayan, bundan doğrudan
ya da dolaylı şekılde etkılenen Batı Avrupa ulkelen ta-
rafından ortak ulku ve ılkelen konımak, yaymak, top-
lumsal ve ekonomık gelışmelerı sağlamak amacıyla
5 Mayıs 1949 tarıhınde kurulan ve Avrupa'nın ılk sı-
\asal örgutu olan Avrupa Konseyı uyesı on beş ulke-
nınbakanlan4Kasım 1950 tarıhınde Roma'da bır ara-
ya gelerek "thtıyaçlar butun ıcatlann anasıdır" ozde-
yışıne örnek olacak şekılde, uye devletlenn egemen-
lık haklanna dokunmadan temel hak ve özgurlukle-
n guvence altına alacak organları da ıçeren, özgun adı
tnsan Haklarıru ve Temel Özgurlüklen Koruma Soz-
leşmesı olan ve 66 rnaddeden oluşan bır metnı ımza-
lamışlardır (2)
Ancak Avrupa Konseyı çerçevesınde kabul edılen
ve bır "yasa" olarak benımsenen bu metnın, 3 Eylül
1954 tarıhınden ıtıbaren tnsan Hakları A\ rupa Soz-
leşmesı (İH AS) adıyla yururluğe gırmesınden sonra
sozleşmecı devletlenn ıç hukuklannın yanında ozgur
ıstençlerıyle bağlandıkJarı ve o gune dek hıçbır ulus-
lararası örgütte rastlanmayan, başına buyruk ve ılk
kez uluslarustu (supranatıonal) kavramı ıle tanımla-
nan koskoca bır topluluğun hukuk duzenı de yaşama
geçmış bulunmaktadır
Turkıye tarafından lOEylul 1953 tarıhve 6366 sa-
yılı yasaıle onaylanan bu sözleşme, ıç hukukumuz açı-
sından uluslararası bır antlaşma ve yasa hukmunde
olup, bünyesı ıçıne aldığı hak ve özgurlüklen saymak-
la yetınmemış, bunların etkın bır şekılde komnması
amacıyla sozleşmecı devletlere kımı yukumlulukler
getırmış, bıreylere aıt olduklan devletın ıç hukuku ıle
sağlanan hak ve güvencelerden avrı olarak ortaya çı-
kan ıhtıyaçlan karşılamaya uygun yenı haklar tanımış
ve en önemhsı de bunları guvence altına alacak ken-
dıne özgu (suı genens) bır yargı duzeneğıne yer \ ermış
olmakla, klasık ınsan hakları bıldırgelennden daha
ılen bır duzeye ulaşmıştır
Hıç kuşku yok kı tnsan hakları bağlamında yargı
duzeneğını harekete geçıren yollardan en yaygın ve ıl-
gınç olanı, sözleşmenın 25 maddesınde yer alan ve
Türkıye'nın de 28 ocak 1987 tarıhınde kımı çekınce-
lerle uç yıl sure ıçın tanıdığı "kışısel başvuru yolu"dur
Turk kamuoyunda "bırey sel başvuru hakkı" olarak
anılan vegeçen ocak ayı sonunda uç yıllık suredoldu-
ğu ıçın yenıden uzatılması beklenen bu YoJ'la, hakla-
rırun ıhlal edıldığını ılen suren kışı, kışıler topluluğu
ya da resmı olmayan örgutlenn uyedevlete karşı oldu-
ğu gıbı uye devletlenn de bırbırlenne karşı yargı dü-
zeneğını harekete geçırebılmelenne olanak tanınmış-
tır AT hukuku ıçınde yer alan ve ınsan haklanıun ko-
runmasında rol ovnayan topluluğun ortak organla-
rı ıle ışlevlerıne kısaca bır göz atmak konunun daha
ıyı anlaşılması ıçın yararlı olacaktır
- Insan Haklan Avrupa Komisyonu: Sozleşmecı
devletlenn sayısı kadar ve genellıkle hukukçu uyeler-
den oluşur. Sözleşmenın ıhlal edıldıgıne ılışkın savlan
ınceleyıp olaylan saptadıktansonra, ınsan haklanna
saygı esasınadayalı dostane bır çöziım bulmaya çalı-
şır Ancak bu yolla bır sonuca varamadığı takdırde,
ılgılı devletın ınsan haklanna ılışkın yukümluklere ay-
kırı davranıp davranmadığı konusundakı görüş ve
onerılennı ıçeren raporunu hazırlar \e dıvana sunul-
mak uzere Bakanlar Komıtesf ne \enr
- Bakanlar Komıtesi: Kuruluşu ıtıbarıyle Avrupa
Konseyı'nın genel karar organı olan ve uye devletie-
nn dışışlen bakanlanndan ya da onlann temsılcıle-
rınden oluşan bu komıte, doğrudan ınsan hakları nın
gozetılmesıru sağlamak amacıy la kurulmuş bır organ
olmamakla beraber bu konuda onemlı bır rol ovna-
dığı da yadsınamaz Gerçekten, sözleşmenın 32 mad-
desıne göre komısyondan gelen raporları ınceleyıp uç
ay ıçınde dı\ana göndermedığı takdırde, sozleşme-
ye aykınlık olup olmadığına doğrudan karar venr
Sözleşmeveavkınlıkbulunduğusonucunavarırsane
yapılacağım kararlaştırır Topluluğun resmı gazete-
sınde yayımlanan bu kararlann kesın ve bağlayıcı nf-
telıkre olduğu kabui edılmıştır
- İnsan Haklan Avrupa Dıvanı: Topluluğa uye dev-
let sayısı kadar yuksek yargı gorevını yapacak nıtelık-
lerı taşıyan yargıçlardan oluşur Komısyonun dosta-
ne bır çözume ulaşamadığı davalarda duruşmaJı ola-
rak yargılama yapıp karar vermeklegörevlıdır Bu şe-
kıldekı davalar komısyon ya da ılgılı devletlerden bı-
n tarafından dıvan onune getırılır Ancak ılgılı dev-
letın bır davayı dıvan onune getırebılmesı ıçın "zorun-
lu yargı >etkısı"nı tanımış olması ya da o da\a ıle sı-
nırlı olarak kabul etmesı şarttır Dıvaran yargı yetkısı
sözleşmenın yorumlanmasına ve uygulanmasına ılış-
kın olupönunegetırılen butun konularıkapsar Son-
radan kabul edılen bırprotokol ıle dıvana, Bakanlar
Komıtesı'nın ısteğı uzenne danışsal (ıstışan) göruş bıl-
dınne yetkısı de tanınmıştır Dıvan kararlan kesın ve
bağlayıa nıtehkte olup Bakanlar Komıtesi tarafından
yerıne getırılır
ATnın oldukça karmaşık bır nıtelık arzeden orga-
nık yapısı ıçınde sıyasal ve ekonomık etkınlıklenne hıç
değınmeden, sadece ınsan hakları ıle sınırlı olarak
yapmaya çalıştığımız bu açıklamalar da göstenyor kı
uye devletler kardeşlık, dostluk ve insanlık anlayışı
ıçınde el ele venp başta ınsan haklan bıldırgelen ol-
mak uzere sözleşmeler, protokoller, ıç tuzıikler ve dı-
van kararlarından oluşan ortak bır hukuk duzenı sa-
yesındeekonomıkve toplumsal kalkınmalannı sağ-
lamış olmalanmn yanı sıraevrensel bır hukukave yar-
gı bırlığıne doğnı hızla üerlemektedır
Bu olgu, ıletışım teknolojısındekı gelışmelenn de
etkısıyle ınsan haklan vedemokrasımn genjşhalkkıt-
lelerı arasında dalga dalga yayılıp benımsenmesıne ve
butun dunyada özgürluk ruzgârları run esmesınene-
den olmuştur Gerçekten, yakın bır zamana dek tota-
lıter rejımlerle yönetılen Doğu Bloku ulkelennde de
aklın ve hukukun, tanhın her evresınde olduğu gıbı
ıdeolojık bağnazlıga, baskı ve zorbalığa galebe çalıp
duvarlann ve rejımlenn peş peşe yıkılması, ınsanlıgın
özgurlukçu demokrasıye yönelmesı hep bu gelışme-
lenn kaçınılmaz bır sonucu değıl mıdır
1
Ne yazık kı çağdaş ve uygar toplumlann 35 yıldan
berı tanıyıp kullandıklan kımı haklan, Turk toplu-
mu -bırakın kullanmayı bır yana- uç yıl öncesıne de-
ğın tanımıyordu bıle. Ancak bır Avrupa ulkesı olan
Turkıye'nın uzun suren bır suskunluk dönemınden
soma ATnın ekonomık kanadıru oluşturan Ortak Pa-
zar'a gırebılmek güdüsü ıle "bıreysel başvuru hakkı"-
nı tanımasının ardında, 14 Nısan 1987 tarıhınde de
"tam uyelık başvurusu"nda bulunması uzenne baş-
latılan dıplomatık gınşunlenn, AT ıleıhşkıleregıde-
rek artan oranda bır ıvme kazandırması, kamuoyu-
nun ılgısımn bu noktada odaklaşmasına yol açmıştır
Bu atılım ıçıne gıren Turkıye^nın, daha önce uye
devletlenn tamami tarafından onavlanmış bulunan
dıvanın "zonınlu yargı yetkısı"nı de25 Eylul 1989 ta-
nhınde kabul edıp bu konudakı bıldırımı Avrupa
KonseyiGenelSekreterlığı'ne\erdığı26Aralık 1989
tanhınden ıtıbaren uç > ıl sure ve karşılıkhlık kosul uyla
yururluğe gırmesım de sağlamıştır Bovlece, ınsan
haklannın ıç hukukumuzdan ay n olarak AT hukuku
nun tanıdığı yollarla da guvence altına alınması ger-
çekleşmış, bukonudaıkı>ılaraylaıkı dev adım atıl-
mıştır.Bu adımların, ulkemızın demokratıkleşmesı
surecını hızlandırıp AT ıçındekı yerını daha kısa su-
rede alması açısmdan buyuk onem taşıdığı kabul edıl-
mekle bırlıkte, amaca ulaşmak ıçın yeterlı bulundu-
ğu da soylenemez.
Öyle sanıyoruz kı bu yolda ıstenen sonuca varıla-
bılmesı ıçın her şeyden once AT hukuku ıçınde egemen
olan ve ınsanın nıtelıklen ne olursa olsun salt 'ınsan'
olduğu ıçın onur ve haklanna da mutlak saygı goste-
nlmesı ve bunlann devletçe en etkın bır şekılde guven-
ce altına alınması gerektığı ınancına dayalı "ınsana
saygı" anlayışı ıle bıldırgelerde yer alan ülku ve ılke-
lenn, başta yönetıcı kadrolar olmak uzere toplumun
bütün bıreylennce benımsemp özumsenmesı zorunlu
bulunmaktadır Bunun da ancak Evrensel Bıldırge-
de belırtıldığı gıbı, yaygın bır eğıtımle gerçekleşebıle-
ceğıne kuşku yoktur
Ne var kı anayasasında "demokratık, laık ve sosyal
bır hukuk dev letı" olduğu belırtüen Türkıye Curnhu-
rıyetı'nde, bu konulan da kapsayan yaygın bır eğıtı-
mın benımsemp odun verılmeden uygulanmasında
sayısız yararlar bulunduğu halde şu gunlerde kımı
odaklann artık çağdışı kalmış dınsel eğıtımı vaygınlaş-
tırmaya çalıştıklan gorulmektedır Ancak dınsel ku-
rallara dayalı teokratık bır duzen getırmek hevesınde
olanlarm ızleyebıleceğı bu volun, çağırruzda hıçbır ul-
kenın ulusal çıkarlan ıçın asla uygun ve doğru bır yol
olmadığını, yaşanan somut örneklen orta yerde du-
rurken bıle anlamayan ya da kışısel çıkarlan uğruna
anlamaz gözuken aymazlar ıçın yuce Ataturk'un daha
1925'lerde söyledığı şu sozlen burada ammsatmak is-
tenz "Efendıler ve ey mıllet, ıyı bılınız kı Turkıye
Cumhurıyetı şeyhler, dervışler, muntler vemeczup-
lar ulkesı olamaz. En doğru, en gerçek tankat uygarlık
tankatıdır Uygarlığın emır ve gereklerını yapmak
'uısan' olmak ıçın yeterlıdır" (3) Evet, hepsı bu kadar
ışte.
Sonuç
Turk toplumunun dünyaya açılmasına olanak ta-
mmay an, tekduze ve genye donuk bır eğıtım sıstemı-
nın, uygarlık vanşında çağmı vakalamak ısteyen ın-
sarumızı ve buna bağlı olarak da ulusal kalkınmamızı
ne denlı olumsuz et kıledığı bır kez daha ortaya çıkmış-
tır Bılmdığı gıbı Turkıye'mn tam uyelığının kabulü
ıçın gırışılen dıplomatık çabalann sonucu gerçekten
önemlı gelışmeler sağlanmış olmasına karşın, ıstenen
sonuca vanlamamış, "v uslat" bır başka bahara kal-
rnıştır
Ancak bu aşamada Türkıye'nın, soruna gerçekçı
bır yaklaşımla eğılıp "At, suvansınegöre kışner" ata-
sözunden esınlenerek yukarıda açıklamaya çalıştığı-
mız "ınsana saygı" anlayışı doğrultusunda hıçbır
ödun vermeden çağdaş, demokratık ulkelere yaraşan
bır yol ızleyebıldığı, ıç hukukunu \e ekonomısını de
Avrupa normlanna uyarlayabıldığı takdırde, bugun
olmasadayarın, AT ıçındekı onurlu ve saygın yerını
alacağına ınamyoruz
(1) SeiKer Muzaffer Belgelerk Insan Hakları, Bası 1988, Sh
4^ 51
( 2 ) a g i S h 398-411
(3)Alaturkçıilük(lkıncıKuap)M.E B. 1984 Sh 332
PENCERE
Tuba Ağacı
EVET/HAYIR
OKTAYAKBAL
Aksoy'u Unutmamak...
"Aksoy'a uç kurşun sıktılar
Kıyıcı karanlık kırlı , L
O, ozgürlûktür, aydınlıktır, sevgıdır
Ölmez kı"
Muammer Aksoy yaşamda artık yok Aksoy'u guzellığın, lyılı-
ğın dostluğun, ınsanlıgın duşmanları öldurdu Nasıl 1948 yılı-
nın 2 nısan gunü Sabahattın Alı yı oldurdülerse oyle Nasıl Tu-
tengıl'ı, Kaftancıoğlu'nu, Savcı Oz'u Emeç'ı daha daha kımlen
oldurdülerse ya da oldurttulerse oyle1
Ölmeyen şeyler de. var elbet Nedır mı onlar? Anılar O ın-
sanlar, o dostlar belleklerımızde capcanlı yaşıyorlar Neye yarar'
Işlevsız kalmışlar, susmuşlar susturulmuşlar, ne yazabılıyorlar,
ne konuşabılıyorlar Yalnızca gun geçtıkçe büyuyorlar ıçımızde
Ama butun bunlar boş soz1
Yok oluş hıçbır yorumlama ıle or-
tadan kaldırılamaz Ne şıırler ne ozdeyışler. ne ağlamalar, sız-
lamalar Bunca ınsan olduruldu Kım oldurdu neye oldürdu?
Bu soruların yanıtı yoki Verılmıyor verecek olan çıkmıyor
' Şcyle bır düşunelım Nerede Prof Cavıt Orhan Tutengıl'ın,
Prof Umıt Doğanay ın, Prof Karafakıoğlu'nun, yazar Ümıt Kaf-
tancıoğlu'nun, Kemal Turkler ın Doçent Bedrettın Cömert'ın,
Savcı Doğan Oz un, öğretmen Talıp Oztürk'un öğretmen Do-
ğan Erdoğan'ın, doktor Sevınc ın, mılletvekılı Koksakoğlu'nun, em-
nıyet mudurlerının, partı ıl başkanlarının, öğretmenlerın, oğren-
cılerın nıce nıce ınsanlarımızın katıllen? Kımdır bunlar, nerde-
dır, bunca zamandır nıye yakalanamamıştır'? Şımdı geçmışe sun-
ger çekerken butun bu teror kurbanlarını unutmak zorunda mı-
yız? Oysa pek çok kışının hangı orgutlere kurban gıttıklerı bılın-
mektedır Planlı bır gırışımdı Turkıye'dekı aydınlan, yazarları, oğ-
retmenlerı, ılerıcı kışılerı teker teker temızleyıp ortadan kaldırmak
Istedıklerı aydın gücunu sındırmekiı "
Sekız yıl öncekı "Kanlı Olayların Kaynağına Inmek" adlı yazı-
mı şu sozlerle bıtırmışım
"Bır toplumda gerçek barış karanlık cınayetlerın aydınlığa çı-
karılması ıle başlar'
Prof Dr Muammer Aksoy'un oldurülmesınden bu yana haf-
talar geçtı Daha nıce haftalar geçecek gıbı Bır valı çıkıyor, 'Su
testısı su yolunda kırılır' turünden sozler edebılıyor Şudur kımı-
lerının kanısı Aksoy gerıcılıkle ılkellıkle savaşan bır kışıydı, 163
maddenın kaldırılmamasını ıstıyordu, ırtıca canavarının ayaklan-
mak ıçın uygun bır fırsat bekledığını bılıyordu, Ataturk devrımı-
nın ayakta kalması ıcın elbırhğı guç bırlığı edılmesı ıçın dırenı-
yordu Bağırıyordu, yazıyordu, uyanın' dıye seslenıyordu Bu yüz-
den 'Aksoy'un ölumu doğal bır sonuçtur" dıyorlar
Oyleyse çok daha kotu, çok daha korkunç değıl m ı ' Aksoy'u
oldurenlenn bır an önce hesap vermeye çağrılması gerekmez
mı' Yok yok, unutuldu bıle, tarıhe karıştırıldı, geçmışte kaldı Ak-
soy olayı1
Derken Emeç Daha buyuk tepkı yarattı sevgılı Emeç:
ın oldurulmesı Parklara, sokaklara adları verılıyor Emec ı tanır-
dım yazılarını okurdum, o dagerılığın bırduşmanıydı Aksoy gıbı
Emeç'ın de katıllerı ortada yok
Bır de unlen pek yaygın olmayanlar var, onlardan hıç söz edıl-
mryor Ceyhun Can, Cengız Goral Zekı Ergınbay Orhan Yavuz
Hılmı Özturk, Ahmet Uluturk, Mehmet Gurkan Salıh Çakır, Rem-'
zı Tat ve daha nıcelerı Terore kurban gıdenlerın tam lıstesını
öğrenmek ıçın Orhan Apaydın'ın Çağdaş Yayınları'nda çıkan
1
Kım Olduruyor, Nıçın Olduruyor''' adlı kıtabını okumalısınız
1978 yılı sonuna dek kımler, nerede oldürulmuşse bu kıtapta yer
almıştır 1968den 79 başına kadar oldurulenlerın sayısı 1269'dur
Son on yılda oldurulenler ıse belkı daha da uzun bır lısteyı dol-
durur Işın ılgınç yanı bu cınayetlerın buyuk bolumunun suçlula-
rı ele geçırılmemıştır
M Cemıl Uğurlu'nun Mulkıye dergısının mart sayısında çıkan
"Aksoy a Saygı" şıırının son ıkı dortluğu de soyle
'Aksoy'a uç kurşun sıktılar
O duygudur, duşuncedır
İnsanlık ateşıdır
Olmez kı
Aksoy a uç kurşun sıktılar
O bır hukuk bayrağıdır
Kanıyla ıslanmış vatan toprağıdır
Olmez kı '
KIRALIK
Buyukada'da moblelı, telefonlu, tenıs kortlu, >uzme
havuzlu yalı daıresı sahıbınden kıralıktır.
Her gun saat 07.00-13.00 arası 146 52 46 numaralı
telefondan aranabılır
L O N D R A
Haftada
Tuba, koku yukarıda, dalları aşağıda, cennette yetışır bır ga-
rıp ağaçtır
Yunus dıyor kı
"Salınır Tuba dalları
Kuran okur hem dıllerı"
Cenettekı otekı ağaçlar yeryüzündekıler gıbıdır, yasak mey-
veyı Adem'le Havva'ya sunan yılan bır elma ağacında değıl mıy-
dı' Cennettekı elma ağacı, bıldığımız elma ağacı, ancak Tuba
1
nın yerı ayrı, göğun yedıncı katında, Sıdre'de yetışıyor
Cennettekı Tuba ağacı mantığımızı tersıne çevıremez. yeryu-
zunde bır Tuba yetışseydı, ış başkalaşırdı "Kuğu beyazdır" yar-
gısını yıkmak ıçın bır tek sıyah kuğu yeter de artar, ama, nerede
o kara kuğu'
Demokrası uygarlığında basın "dörduncu kuvvet"\\t, sıyasal
ıktıdarı denetler
Basın ozgurlüğu bu mantığa oturur
Pekı, bır ulkede sıyasal ıktıdar basını denetlemeye başladı mı
sonuç ne olur' Orada ne basının ozgurluğunden söz açılabılır,
ne de 'dörduncu kuvvet" oluşundan
Basın cennettekı Tuba ağacı değıl kı köklerı havada, dalları
aşağıda yasayabılsın'
Eğer mantığımızı tepetaklak edersek, sıyasal ıktıdarın yum-
ruğu ve buyruğu altında yayın yapan gazetelerın basın özgürlu-
ğunü sımgeledığıne ınanabılınz bu dunyada değıl, belkı cehen-
nemde böyle bır basın vardır
*
12 Eylul'ün duzenledığı hukuk 1990 Türkıyesı'nde geçerlıdır,
bu alanda bır lyıleşme yok
Basın ve ceza yasalannın al bırını, vur otekıne
1
Dergılere, ga-
zetelere sansür uygulanıyor, DGM savcıları matbaalarda yayın-
lara el koyuyor, adlıyede basın davalarından geçılmıyor, kıtap-
lar "ımha" edılıyor, dergıler toplatılıyor, yazı mudurlerı ve yazar-
lar yargılanıyor, ıçerı atılıyor
Ama yetmıyor
Iktıdar, yenı çıkardığı karamameyle basına yonelık yenı yasaklar
getırıyor
Bu da yetmez
Daha ağır yasalar çıkarmalı maddeler hazırlamalı, önlemler
almalı, kararnameler yayımlanmalı basının canına okumalıi
Çunku ANAP ıktıdarının mantığına gore Turkıye'de basın, öz-
gurluğe layık değıldır, ancak sansur altında bu ulkeye yararlı ola-
bılır Gazetecı dedığın ne' Yazı muduru kım' Muhabır ne yazar'
Bunlar "Türkıye'nın merrfaatlen"m gözetebılırler m ı ' Gazetecı mı
ıyı bılır, yoksa basın savcısı m ı ' Savcı da yeterlı değıldır her ga-
zeteye bır sansur memuru göndermelı, her gazetede sansur me-
muruna bır oda ayrılmalı yazılar sansur memurunun denetımın-
den geçırılmelı, sakıncalı olanlar yasaklanmalı
Neden'
"Ülkenın yuksek menfaatierı" hem de "Guneydoğu'dakı olağan-
ustû hal" bunu gerektırıyor
•
Bızım başkentımızde oyle akıllı kışıler var kı ınsan beşer, bun-
lara şaşar
Guneydoğu'da başarısızlık m ı '
Öyleyse suç basındadır
Pekı, Guneydoğu'da kaç gazete satılıyor' Halk Turkçe bılıyor
mu' Okuma-yazma oranı ne kadar' Bolgede yazılı külturun enı
boyu ne' Oralarda Babıâlı gazetelerı mı okunuyor' Yoksa sınır
otesınden yansıyan Kürtçe, Zazaca, Arapça, Patagonyaca rad-
yo yayınları mı ızlenıyor' Ankara radyosu mu dınlenıyor' Yoksa
dağdakı çoban bır baska ıstasyo-
na mı kulak verıyor'
Sen Istanbul'da basının gırtla-
ğına basmışsın, yasak üstune
yasak çıkarıyorsun, Guneydoğu1
da halk ıle devlet arasındakı ko-
pukluğu gıdermeye çalışan ga-
zetelerden ne ıstıyorsun' Aklını
peynır ekmekle mı yedın'
Bır sıyasal ıktıdar basınla uğ-
raşmaya başladı mı sonuna yak-
laştı demektır
Ha gayretı
Daha önce de Tuba ağacını
Türkıye de yetıştırmeye çahşan
çok ıktıdar geldı geçtı, ama bellı
olmaz belkı Başkan Baba bu ışı
kıvırabılır, denesın bakalım
Londra'da
Öğle Yemeği
Artık İstanbul'dan Londra'ya,
Londra'dan İstanbul'a haftanın
her günü uçuyoruz.
En uygun saatlerde, Airbus
konforuyla ve bize özgü konuk-
severlikle uçacaksınız. İsterseniz,
Business Class'ı seçme ayncalığı-
nız da var.
Saat 11.50. Londra'dasınız. Ye-
meğinizi hangi restoranda yiye-
ceğinize rahatça karar verebilir-
siniz. Öğleden sonrası ise tama-
men sizin.
Aynca, Londra'ya, îzmir'den de
direkt uçuşlanmız var.
Dünyanın diğer kentlerine
olduğu gibi, Londra'ya da kendi
havayolunuzla uçun.
Gun Kalkış Vanş
İstanbul
Londra Her Gun 1000 1150
Londra
istanbul Her Gun 13 45 19 10
Aynntüı bılçı ıçın Turk Ha\a Yolları Acente
ve Buı olarına baş\ urabılırsınız
TURK HAVAYOLLARI
LISKUR
SÜRÜCÜ
KURSU
EHLİYETİNİZ
Dilerseniz Taksitle
Kadıköy:
Maltope:
33602 79
33602 06
3522421
DÜZELTME
Gazetemızde 9 4 1990 gunü
yayımlanan "ÇAYIROVA
CAM SA.NAYİ1 A.Ş.den
TASARRUF SAHİPLERİNE
DLYURUDUR " başlıklı
ılanda 4 maddenın e) Satış
fıyatı bölumundekı
1 000 000 — TL'hk rakam
1 000 000 000 000 — TL
olarak çıkmıştır 1 000 000 —
TL olarak düzeltır özür
dılenz
İLAN
BESNt SULH CEZA
MAHKEMESİ'NDEN
Bozuk gıda maddesı satmak
suçundan Besnı ılçesı Ataturk
Caddesı uzerınde Fınncılık ya-
pan Hacıalı ve Ayşeden olma
1971 D lu HACIKAHRAMAN
hakkında Besnı Sulh Ceza Mah-
kemesi'nın 15 91989 gün ve
1989/90 Es 1989/387 sayıü ka-
ran ıle TCK'nın 398 ve 402 mad-
desı gereğınce 465 000 TL ağır
para cezası ıle curme vasıta kıl-
dığı fınncılık meslek ve sanat tı-
caretınden 3 ay muddetle TATt-
LlhfE ve aynca ış yen ekmek fı-
rınının 7 gun sure ıle kapatılma-
sına karar verılmıştır, ılan
olunur
Basın 21734
8 000 000 TL'ye Isranbul
Beledıyesı Sendıkası
Kooperatıfı'ndekı daıremı
devredıyorum
345 57 73
M O D A ' D A
Studvo tıpı şırın bahçe
katına avdın, tıtız kıracılar
aranıvor
Tel: 342 27 17