05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26MART 1990 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/3 Romanya'da gösterüer • BÜKREŞ (AA) — Romanya'da Tirgu Murcş'teki etnik olaylardan sonra hükümet aleyhtarı gösteriler süniyor. Yaklaşık 3000 kişi dün de Bükreş'te Macar azınlık ve hükümet aleyhtan bir gösteri düzenledi. Tirgu Mureş'te hafta başından bu yana Macar kökenlilerle Rumenler arasında meydana gelen çatışmalar, Romanya ve Macaristan arasında gerginliğe yol açmış, Rumen milliyetçiler Macar azınlık lehinde aldığı kararlardan dolayı hükümeti kınayan gösteriler düzenlemişlerdi. Dünkü gösteride başta hür Rumenler Birliği Başkanı olmak üzere söz .alan konuşmacılar. "Devrim öncesinin komünistleriyle aynı uygulamalan yürüten" hükümeti ve yaym organlannı eleştirdiler. Sovyet Yahudileri • KIBRIS (AP) — Sovyet ve Israil yeıkilileri, Sovyet Yahudilerınin İsrail'e getiriiebilmesi ile ilgili deniz hattı kurulabilmesi amacıyia Kıbns ve Yunanistan'ı ziyaret ettiler. Arapça yayımlanan Al - Hayat gazetesine göre ziyaret sırasında göçmenlerin Karadeniz'deki Odessa lımanından tsrail'in Hayfa limanına Kıbns ve Yunan bandıralı gemilerle aktanlması görüşüldü. Yüzbinlerce Sovyet Yahudisinin önümüzdeki birkaç yü içinde İsrail'e göç etmesi beklenıyor. Göç SSCB'nin katı kurallannı gevşetmesi ve ABD'nin ülkeye girişi zorlaştırması sonucu planlanmıştı. Arap dünyası, göç sonucu lsrail'in güçleneceği ve işgal altındaki topraklara yayılacağından endişe duyuyor. Mübarek-Esad buluşması • LEFKOŞA (AA) — Suriye ve Mısır devlet başkanları Hafız Esad ve Hüsnü Mübarek, Libya'nın Tobruk Hava Üssü'nde dün "ilk kez" bir araya geldiler. Lefkoşa'dan dinlenen Libya Haber Ajansı JANA'ya göre iki devlet başkanı Libya'nın El Azm Hava Üssü'nden Ingiliz birliklerinin çekilmesinin 20. yıldönümü törenlerine katılmak üzere geldikleri Tobruk'ta, Libya lideri Muammer Kaddafi tarafından karşılandılar. İki devlet başkanı daha sonra ilk Rörüşmelerini yaptılar. •Wörner'e davet ' • BRÜKSEL (Reuter) — NATO Genel Sekreteri Manfred Wörner, Önümüzdeki aylarda Moskova, Prag ve yarşova'yı ziyaret edecek. Bir NATO Genel Sekreteri ök kez Varşova Paktı Ölkelerine gidiyor. Worner, geçen aralık ayında Brüksel'deki NATO karargâhını ziyaret eden SSCB Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze tarafından davet edildi. Bir NATO diplomatınm değerlendirilmesine göre bu ziyaret, Avrupa'da soğuk savaşın sona erdiği ğnlamına gelıyor. Ermeni iddiası P ATtNA (AA) — Ermenistan Komünist Partisi Merkez Komitesi âyesi Haçik Simonyan, Ermenistan Tarih Enstitüsü Müdürü Pakrat Ulubabyan Ve Ermenistan Akademisi İarihi Araştırmalar Enstitüsü üyesi Sevda Sevan, Karabağ olaylarııun İrkasinda Türkiye'nin de bulunduğunu iddia ederek Türkiye ile komşu olan tüm âevletleri "Turancıhğa karşı î$birliği"ne çağırdılar. Üç Crmeni yetkili, Yunan "Anti" dergisine verdikleri demeçte, Bakü'deki olaylardan kısa bir süre dnce Azerbaycan Komünist Partisi uyesi Başbakan IJluttalibov'un Türkiye'yi zjiyaret ederek bir dizi anlaşma imzalamasının tesaduf olmadığını ileri sSireTek Turk ve Azeri jfetkililerin her hafta bir araya gelerek görüşmelerde bulunduklarını iddia ettiler. Yunanistan, renkli kampanya dönemiyle seçim havasına girdi PASOK-Komünist flörtü8 nisanda yapılacak genel seçimler için kampanyasını sürdüren PASOK lideri Andreas Papandreu, komünistlerin oluşturduğu SINASPISMOS'a göz kırpıyor. Komünistlerin lideri Florakis de Papandreu'yla aynı paralelde mesajlar yayımlıyor. YDP lideri Miçotakis ise önümüzdeki hafta son kartını oynamaya çalışıyor. Plpıadrru — 'tşMriig' Florakis — -OtlMlir' STELYO BERBERAKİS LARİSSA — Yunanistan'daki genel seçimlere iki hafta kala si- yasi partüerin seçim kampanyalan giderek hızlanıyor. Bu çerçevede, Yeni Demokrasi Partisi (YDP) lideri Konstantin Miçotakis, dün Ege'deki Sakız ve Limni Adası'nda; PASOK lideri Andreas Papandreu ise Orta Yu- nanistan'ın Larissa kentinde birer konuşma yaptılar. Aynı zamanda Yunanistan'ın, 1821 yılında Osmanlı yönetimine karşı ayaklanmasının yıldönümü- ne denk düşen bu seçim kampan- yalannda "Türidye konusn" da iş- lendi. Böylelikle, 25 mart bağımsızlık bayramını, bu yıl parti liderleriy- le kutlama fırsatını elde eden La- rissa ve Sakız ile Limni halkı, coş- kulu gösteriler düzenledi. Larissa kentinde konuşan And- reas Papandreu, PASOK'un bu se- çimlerde birinci parti durumuna geçeceğini söyledi. Tanmla uğraştığı için Yunanis- tan'ın "matfagı" olarak tanınan Larissa'da "tannT ağırlıklı konuş- masında Papandreu, YDP'ıün bu seçimlerde de tek başına iküdara gelemeyeceğini vurguladı. "Zafer geüyor" sloganları ara- sında, Larissa meydanını doldu- ran yüzbinlerce taraftarına sesle- nen Papandreu, 8 nisan seçimle- rinden sonra "cagdaş, demokratik ve ilerici bir hükümetin" kurula- cağından söz etti. Seçiralerden sonra komünisılerden oluşan "SINASPISMOS" Partisi'yle "or- tak bir hükümet" kurulacağını çağrıştıran Papandreu, bu arada komünistlerin "904 FM" özel radyo istasyonuna verdiği özel de- meçte de aynı doğrultudaki görüş- lerini sıraladı. Papandreu'nun bu göruşleri "komünistkre buyük bir açtlma" olarak kabul ediliyor. Papandreu, sağ eğilimli Yeni Deraokrasi Partisi'yle "biçbir dnramda" koalisyon hükümeti kurmayacağıra da belirttikten son- ra "Yunanistan'ı Avrupa dognıi- tusuna sokacak tek parti" olarak PASOK'u gösterdi. Yunanistan'da yaklaşık 9 aydan bu yana suren "beürsizlik" döne- minde ekonomi ve dış siyaset ko- nularının "dondugnna" dikkati çeken Papandreu, Yunan halkın- dan "sol egilimii partüerin bıikii- met kurmasına yardımcı olunma- sını" istedi. Papandreu, ülkenin geçirdıği ekonomi krizine derhal "çekidiizen'" verilmesi gerektiğine; ve bunun yanı sıra dış siyasetinin de "çolc yönlülnğünü" sürdurme- sinin şart olduğunu kaydetti. Papandre" bu konuda bölge banşını ve Yunanistan'ın toprak bütünlüğunü korumak amacıyia silahlı kuvvetlerin güçlendirilme- sini ve her türlü sıyasi çıkarlardan uzak tutulması gerektiğini söyle- di. öte yandan Sakız ve Limni ada- larında konuşan YDP lideri Mi- çotakis, bu seçimlerde partisinin "tek basma iktidar"a geleceginden emin olduğunu söyledi. PASOK ve komünistlerden olu- şan SINASPISMGS liderlerine karşı ağır suçlamalarda bulunan Miçotakis, bu arada Turk-Yunan ilişkilerindeki anlaşmazlıklannda "diyalog" yoluyla çözümlenmesi gerektiğini söyledi. SINASPISMOS lideri Harılaos Florakis de Midilli Adası'nda yap- tığı konuşmasında, seçimlerden sonra "ilerici ve demokratik bir hükümet şeklinin" kurulmasından yana olduğunu söyledi. Florakis'in bu söyledikleri Pa- pandreu'nun görüşleriyle "«yıu paraleDik" taşıması, tüm ülkede "PASOK ile SINASPISMOS"un seçimlerden sonra "sartlı da ob«" ortak bir hükümet kuracaklan ha- vasmı estiriyor. Ama YDP'nin bu seçimlerde bir sürpriz yapması da söz konu- su. YDP, geçen seçiralerde V* 46 oy toplamış ve 300 sandalyelik parlamentoda 148 milletvekili çı- karmıştı. VUSTRALYA Seçimlerde Işçi Partisi önde Dış Haberier Servisi — Avustralya'da önceki gün yapılan genel seçimlerde iktidardaki Işçi Partisi, çok az bır oy farkıyla önde gidiyor. Resmi sonuçlann bugün açıklanacağı seçimlerin ilk sonuçlarına göre, Işçi Partisi 1S0 sandalyeli parlamentoda 73 üyeliği garantiledi. Bir basın toplannsı düzenleyen Işçi Partisi lideri ve Başbakan Bob Hawke, seçim galibiyetini ilan etti. Resmi olmayan sonuçlara göre 70 sandalyeyi garantiye alan muhafazakâr koalisyonun lideri Andrew Peacock da seçimleri kazandıklannı açıkladı. Resmi olmayan sonuçlara göre 73 milletvekilliğini garantileyen Işçi Partisi'nin, parlamentoda çoğunluğu ele geçirmek için 2 sandalyeye daha sahip olması gerekiyor. Swissair ile uçmanız ıçın bir düzineden fazla nedenvar!• «Zürih'e Istanbul'dan haftada 7, Ankara'dan 3, Izmir'den ise 2 direkt uçuş... İşte size, dünyadaki 110 Svvissair hattı ile bağlantı kurabiLmeniz için bir düzine neden! Bunun yanı sıra Swissair'in yerden göğe mükemmellikle özdeşleşmiş hizmet anlayışı: Hoşgeldiniz ile başlayıp aynlana kadar göreceğiniz dikkat dolu, özenli ve ayncalıklı yakın ilgi... Swissair ile uçmak için başka neden düşünebiliyor musunuz? LiBYA HaveFin iddiasına yalanlama Libya'nın BM temsilcisi, Çekoslovakya Devlet Başkanı Vaclav Havel'in ülkesine 1000 ton Semtex ihraç edildîği yolundaki iddiasının doğru olmadığını söyledi. LONDRA (AA) — Libya, Çe- koslovakya'nın eski komünist yö- netiminden 1000 ton Semtex plas- tik patlayıcısı aldığı yolundaki ıd- dialan yalanladı. Libya'nın BM Temsilcisi AB B- Türeyki, merkezi Londra'da bulu- nan El-Şark FJ-Avsat gazetesinin Çekoslovakya Devlet Başkanı Vaclav Havel'in perşembe günü yaptığı açıklamaya ilişkin sorusu üzerine, "Bu kesinlikle dof nı de- gil. Çekoslovakya Devlet Başkanı Batı'yı memnon etmeye çalışıyor" dedi. Çekoslovakya Devlet Başkanı Vaclav Havel, Ingiltere'yi ziyareti sırasında perşembe günü yaptığı açıklamada, eski yönetimin Lib- ya'ya 1000, ton Çekoslovak yapı- m( Semtex ihraç ettiğini betirterek "Eger bir uçagı havaya uçurmak için 200 gram Semtex yetiyorsa te- roristlerin elinde 150 yıl yetecek kadar patlayıa var demektir" de- mişti. 1ure>ki, ABD ve diğer Batılı ül- keleri, Arapların gelişmiş tekno- lojiye sahip olmalarını engellemek için bir kampanya sürdurmekle suçladı ve ABD ile Federal Al- .manya'nın iki hafta önce yandığı bildirilen Rabta Fabrikasfnda kimyasal silah üretildiği yolundaki iddialarını da reddetti. "Neden Batılı ülkeler İsrail'dc- ki nıikleer süahlar hakkında ko- nuşmuyor ya da uvdulannı %öm- derip araştırmıyor?" şeklinde bir soru ile konuşmasını sürdüren Tu- reyki, Rabta konusunda şunlan söyledi: "Konunna Libya ya da fabrika olduğunu sanmıyornm. Konu, ABD ve Batı'nın Arap dün- yasında ilerieme ve gelişmenin en- gellenmesi konusundaki kararla- ndır." Serbest dolaşım Topluluk dışındakilere 6 kota' geliyor BRÜKSEL (AA) — Avrupa Topluiuğu Dönem Başkanlığı'nı 1 temmuzda devralacak olan halya, Topluluk dışından gelen kişilerin sayısının sımrlandırılmasını ve bu sınırlamanın her ülkeye bir kota tahsis etmek suretiyle yapılması- nı önerdi. Topluluk kaynaklartndan sızan bilgilere göre Italya, Topluluk or- ganları olan konsey, komisyon ve parlamento nezdinde yaptığı giri- şimlerle ATnin, göç konusunda ortak bir politika belirlemesini is- tedi. Topluluk üst düzey organı olan konseyin sozcüsü, göç konusunun 2 nisanda Lüksemburg'da topla- nacak olan Topluluk Dışişleri Ba- kanlan gündeminde bulunduğu- nu doğruladı. ttalya'nın bir görüş alışverişin- de bulunulmasını istediğini savu- nan sözcü, hızla gelişen olaylar karşısmda Topluluk yetkililerinin çaresiz kaldıklannı belirtti ve "AT hükümetleri, yasadışı yollardan Topluluk ûlkelerine giren göçmen- lerin 1992'den sonra Topluluk içinde serbestçe dolaşır hale gel- melerinden endişe ediyorlar" de- di. 1993 yılında tek iç piyasa uygu- lamasına geçilmesiyle Topluluk Ûlkelerine giriş-çıkışlar dış sınır- larda denetime tabi tutulacak, Topluluk içi dolaşım ise serbest olacak. Ancak bunun gerçekleşebilmesi için AT ülkelerinin vize, siyasi sı- ğınma hakkı, serbest dolaşım, ka- çakçılık ve terörle mücadele gibi konulardaki politikalarını birbir- lerine uydurmaları gerekiyor. Bu arada, Türk vatandaşlan açısından vizede zor bir dönemin başladığına dikkat çekiliyor. POUnKADA SORUNLAR ERGUNBALCI Litvanya ve Düşündürdükleri Litvanya bunahmını kuşkusuz ızliyorsunuzdur. Bu ufak Baitık cumhuriyeti yaklaşık iki hattadır, "ben bağımsızım" diye bağırı- yor. Ama pratikte hfer geçen gün bağımsızlığını biraz daha yitiri- yor Öyle ki Litvanya bugün bağımsızlığını ilan ettıği güne oran- la daha az bağımsız Cumhuriyetteki Sovyet askeri birliklerinin sayısı giderek artıyor Başkent Vilnius'ta Sovyet zırhlı araçları göv- de gösterisi yaparken Sovyet helikopterleri yukarıdan, bağım- sızlık ilanının yasadışı olduğuna ilişkin bildiriler atıyorlar. Bu arada Litvanya gönüllü milisterinın komutanı Gerteral Taurinskas, Sovyet komutanı General Valentin Varennikov'un talebi üzerine milis- lerin silahlarını Sovyetler'e teslim ediyor Kısacası, dünyaya ba- ğımsızlığının tanınması için çağrıda bulunan Litvanya, bugün fi- ilen Sovyet askeri işgali altında bulunuyor. Mihail Gorbaçov, Litvanya'ya karşı kuvvet kullanmayacağını söylemıştir. Kullanmasına da gerek yok. Litvanya milis güçleri- nin önemli bölümü silahlarını teslim etmiş, Sovyet bırlikleri baş- kent Vilnius'u kuşatmış, cumhuriyete yabancı diplomat ve ga- zetecilerın girişi yasaklanmıştır. Batılı ülkeler ise "anlaşmazlığın barışçı yöntemlerle çözüleceğini umduklarını" söylemekle ye- lınmektedirler. Geçen hafta cuma günü Beyaz Saray'da gaze- teciler Başkan Bush'a, Gorbaçov'un Litvanyalıların derhal silah- larını teslim etmelerinı istemesı hakkında ne düşündüğünü sor- dular The VVashington Post'un muhabirı haberı şoyle veriyor: "Bush, istemeye ıstemeye Gorbaçov'un sertleşmesınden hoş- nut olmadığını söyledi." ABD Başkanı "ıstemeye istemeye" bu açıklamayı yapmasının hemen ardından bu sürtüşmeye karış- mayı arzu etmediğıni söylemiştir Litvanya, Letonya ve Estonya, 1940 yılında Stalin Rusyası ta- rafından ilhak edilmişti. Bu bakımdan Sovyetler Bırliği'nden ay- rılmak istemesı doğal hakkıdır. Ancak bu girışımde bulunurken zamanlamayı Iyi hesaplamış mıdır? Bu soru tartışmalıdır Litvanyalılara göre zamanlama yerinde idi. Baitık cumhuriye- ti Gorbaçov'un Halk Temsilcıleri Kongresi'nde güçlü başkan se- çilmesinden bir gün önce bağımsızlığını ilan etmiştir. Böylece Gorbaçov'un başkanhk makamının geniş yetkileri ile cumhuri- yeti engellemesinden ve hazııianmakta olan yeni anayasaya (bu anayasa ayrılmayı güçleştirici hükümler içermektedir) uymaya zorlanmaktan kurtulmayt umut ediyordu. Ne var ki bu açıdan bakıldığında uygun görülen zamanlama, diğer açıdan son derece terstir. Litvanya'nın bağımsızlık ilanı, Sovyetler Birliği'nde etnık huzursuzluğun doruğa ulaştığı ve ûl- kenın ciddi bir parçalanma tehlikesı ile karşı karşıya bulunduğu bir döneme rastlamıştır. Litvanya'nın ayrılması bu süreci fiilen başlatabilirdi. Hiçbir devlet, ülkenin parçalanmasına ızin vermez, veremez. Sorun var olma ya da yok olma nıteliğine büründü- ğünde, "Ne yapayım, demokrasi, glasnost var Ben yok olmaya razıyım" demez. Varlığını ve ülke bütünlüğünü sürdürme ıçgü- düsü ile parçalanma tehlikesi arasında seçim yapmak zorunda kalırsa doğal olarak birincisine yönelir ve bu yöneliş sırasında başka çaresı kalmazsa zor kullanmaktan kaçınmaz. Litvanya, Sovyetler tarafından kendi iradesi dışında ilhak edil- diğinden, ayrılmak istemesi en doğal hakkıdır. Ancak bu hakkt, böyte ansızın değil de daha uzun bir süre içinde ve Sovyetler'in daha istikrarlı dönemini bekledikten sonra kullansaydı, herhal- de daha olumlu sonuç alabilirdi. Litvanya'nın diğer bir hatası da dış konjonktürü iyi hesapia- mamış olmasıdır. Batılı Olkeler, neredeyse Gorbaçov nezle olsa kaygılanacaklar. Silahsızlanma... Yumuşama... Doğu Avrupa^ dakı değişim... Hepsi Sovyet liderine bağlıdır. Zaten güçduaımda olan Gorbaçov'un büsbütün yıpranmasını kimse istemiyor. Bu nedönle Litvanya'ya verilen destek, "Sorunun barışçı biçimde çözülmesini" istemekten öteye gitmiyor. Batılıların Gorbaçov'un üzerine titremesinin bir başka nede- ni daha var. Sovyet lideri, radikal ekonomik önlemler uygula'ma- ya hazırlanmaktadır. Geniş çaplı bir piyasa ve liberal ekonomi uygulamasının başlatılacağı bıldiriliyor. Başka bır deyışle Batı ser- mayesıne ve mallarına muazzam bir pazar açılacaktır. Gorba- çov'un yıpranması ya da devrilmesi büyük fırsatın kaçmasına neden olacaktır. Sadece bu olgu bile Batı'nın Litvanya'ya verdiği desteğin sı- nırlı kalmasının nedenini açıklamaya herhalde yeterlıdir. FRANSA Paris, Bonrfla ilişkileri düzeltme çabasında Berlin'in statüsü, AT içinde parasal birliğin ele alınacağı hükümetlerarası konferans ve Mitterrand'm Avrupa Konfederasyonu projesi konulannda iki ülke arasında önemli görüş aynhklan var. SABETAY VAROL PARİS — Fransız diplomasi- si, şimdi de son haftalarda Pa- ris'le Bonn arasında soğuyan ilişkileri düzeltmeye çalışıyor Oysa Fransızlann başka bazı ye- ni adımlan, duzelmenin, beklen- diği kadar kolay olmayacağını gösteriyor. Bu adımlardan üç ta- nesi özellikle dikkat çekiyor: 1- Cumhurbaşkanı Françots Mit- terrand'ın "Avrupa Konfederas- yonn" projesi konusunda, Pa- ris'in, 12'lere danışma gereği duymadan, teknik düzeyde ha- zırlık toplantıları çağırmaya ka- rar vennesi. 2- Berlin'in statüsü konusunda "2 + 4" toplantıla- nnda Fransa'nın, Bonn'un bazı uygulamalanna, uluslararası hu- kuk açısından itiraz etmesi. 3- Mitterrand'ın, Avrupa Parasal Birliği'ni ele alacak ve aralık 1990'da yapılacak Hükümetlera- rası Konferans'ın daha erkene alınması yönündeki Fransız is- teğini yenilemesi. Mitterrand, 18 mart seçim- lerinden hemen sonraki açıkla- masında "iki Almanya'nın bir- leşmesinin, başta Fransa olmak üzere Almanya'nın lüm komşn- lannı mutlu eden, sevindirici ve bayük bir olay olduğunu" açık- larken, Dışişleri Bakanı Roland Dnmas da "Federal Alman Ana- yasası'nın 23. maddesine göre hıztı birteşme" yönteminı destek- leyerek, Helmol Kohl'un politi- kasına, bir yerde sahip çıktı. Ay- nı gün Bakan Roland Dumas, "Hükiimetlerarası Konferans" toplanma tarihini daha erkene alma talebini yeniiedi. Almanlar bir süre önceki talebe yaptıklan gibi bu isteği geri çevirdiler. Bonn, konferansın başlangıç la- rihinin öne alınması yerine, so- na erme tarihinin saptanması- nm, Avrupa bütünleştirmesini hızlandırmada daha etkili bir yöntem olduğunu söylüyor. Avrupa Topluiuğu cephesin- de, Almanlarla Fransızlar böy- lesi "mrvzi savası" yaparken, Uoklararası ilişkileri ilgilendiren Mitterrand "2 + 4" toplantüarında da ma- nevralar eksik değil. örneğin, Fransa, Batı Berlin'in, aralıkta yapılacak Federal Alman seçim- lerine dahil olmasına itiraz edi- yor. Aynı şekilde Doğu Berlin1 in Doğu Alman yasama meclisi seçimlerine dahil edilişini, Paris "prosedür" açısından protesto etti. Amerikalüar, bu itirazı "P»- ris'in, Almanya'nın tam büküm- ranhk hakkını Unınıaması" ola- rak tanıtmak istiyorlar. Fransız diplomasisi ise bunu NVashing- ton'un "Fransa-AlmaBya sofnk- Inğnndan yararlanarak, kcndne Bonn'un yanında iyi bir yer kap- ma çabası" olarak gösteriyor. Bush yönetiminin amacı müza- kerelerde, Almanya'nın hem bir- leşmesi hem de NATO içinde ka- hşını sağlamak. Tereddütler 18 mart Doğu Almanya se- çimlerinden önce Federal Alman Başbakanı Helmul Kohl'ün, ATli ortaklara danışmadan Al- manlararası birleşme girişimle- rinde bulunması, Paris'te, Al- man aleyhtarı tereddütlerin hortlamasının başlangıcı olmuş- tu. 18 mart seçimleri arifesinde, Cumhurbaşkanı Mitterrand'ın, Helmut Kohl'ün siyasal rakibi, sosyal-demokrat Oscar Lafoata- ine' i Elysee Sarayı'nda kabul edip başbaşa görüşmesi, Bonn açısında bardağı taşıran son damla oldu. Şimdıye kadar ah- şılagelen göruntü, Fransız sağı ile Alman solunun "paslaşmas" ya da bunun tersinin olması idi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle