05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 MART 1990 HABERLER CUMHURİYET/11 Tarihi belediye binası • BURSA (AA) — Türkiye'nin en eski belediye binası Bursa'da bulunuyor. 1879 yılında dönemin Valisi Ahmet Vefik Paşa tarafından yaptırılan 111 yıllık tarihi binada Bursa Büyükşehir Belediyesi hizmet veriyor. 1870-1990 • yılları arasında 97 belediye başkanının görev yaptığı • tarihi binada, yurtiçi ve yurtdışından gelen konuklar için . 100 yıl önce 300 bin kuruşa satın alınan mobilyalar • kullanılıyor. \azara tıbbı önlem • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Kızı Sema Yazar'ın trafik kazasında yaşamını yitirmesinden sonra Devlet Bakanı Mehmet Yazar için her türlü tıbbı önlemi alındı. Yazar'ın yakınları, bakanın şimdiye kadar önemli bir rahatsızlığı olmadığını ancak her olasılığa karşı tıbbi önlemlerin alındığını söylediler. Bakan Yazar'ın kızı Sema Yazar'ın cenazesi bugün Kocatepe Camisi'nde kıhnacak namazdan sonra Cebeci Mezarlığı'nda toprağa verilecek. Avrupa yakası karanlıkta kaldı • tstanbul Haber Servisi — İstanbul'un Avrupa yakasındaki bazı semtler dün gece uzun süre elektriksiz kaldı. Yüksek gerilim indirici hatlarında meydana gelen arıza nedeniyle Beşiktaş, Gayrettepe, Levent, Zincirlikuyu ile Mecidiyeköy'ün bir bölümünde elektrik kesintisi yapıldı. 21.00 sıralarında başlayan kesinti yaklaşık 3 saat sürdü. Fakülteye ses bombası • tstanbul Haber Servisi — Laleli'deki İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi önüne dün gece ses bombası konuldu. Saat 23.00 sıralannda patlayan bombanın tahrip güciı olmadığı bildirildi. Gazeteleri telefonla arayan bin kişi, bombayı polisin üniversitelere girmesini protesto etmek için koyduklarını söyleyerek, "polis üniversitelerden çıkmazsa ikinci bombayı rektörün masasına koyacağız" dedi. Bu arada dün gece Etiler'deki Ece Bar'a bir bomba ihbarı yapıldı. İhbardan sonra bomba uzmanlan barı boşaltarak araştırma yaptılar. Araştırmalarda ihbarın asılsız olduğu anlaşıldı. Egit-Der'e tiyelik başvurusu • Egitim Servisi — Çahşan öğretmenler Eğit-Der'e asil üye olabilmek için başvuru furmu doldurdular. Derneğe asil üye olmak için başvuran öğretmenler, çalışan öğretmenlerin Eğit-Der'e sadece fahri üye olabildiklerini, oysa örgütlenmenin insanların en doğal hakkı olduğunu belirterek, Türkiye'nin öğretmenlerin dernek kuramadığı 4 ülkeden biri olduğunu söylediler. AÇIKLAMA • TÜRKİVE gazetesi İmtiyaz Sahibi İHLÂS Matbaacılık, Gazetecilik ve Sağlık Hizmetleri A.Ş. Vekilleri A. Alaettin ŞENER - Av. Abdurruhman GÖK'ün gönderdikleri açıklama şöyle: "Cumhuriyet gazetesinin, 21.3.1990 gün ve 23557 sayılı nüshasının 1. ve 6. sayfalarında Cüneyt Arcayürek imzası ile yayımlanan, "Genç Müslümanlar ve İslamcı hareket" ana başlıklı yazıda, şirketimizin yayımlarından olan, (Türkiye gazetesi), (Türkiye Çocuk dergisi). (İnsan ve Kainat dergisi) ve (Madein Turkey İngilizce Ekonomi gazetesi) hakkındaki iddiaların hepsi gerçek dışıdır. Yayımlanmızın hiçbirisinin tarikatçılık. Nakşibendilik, Işıkçılık gibi akımlarla hiçbir ilgisi yoktur. Bu konuda Cumhuriyet gazetesinde 13.1.1987 tarihinde de aynı mahiyette bir yazı çıkmış ve (yayının gerçek dışı olduğuna dair) tarafimızdan yapılan açıklama da yayımlanmıştı. Buna rağmen 3 yıl sonra aynı yanlışlığın yapılması anlaşılamamıştır. Müvekkil şirketin yayın organlarından Türkiye gazetesi 20, çocuk dergisi 9, Madein Turkey 8, İnsan Kainat ise 5 yılı aşkın zamandır yayımlarını sürdürmekteler. Hiçbirisi hakkında en ufak bir kanuni takibat dahi yapılmamıştır. Açılmış hiçbir aleyhe dava da yoktur. Kanunlara, anayasamıza, devletimize, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı ve halkının refahı ve mutluluğu için hizmet hedefi güden bir yayın topluluğuyuz. Yayımlarımız hakkındaki tarikatçılık, Nakşibendilik, Işıkçılık gibi bütün iddiaların hepşini kabul etmeyip reddettiğimizi muhterem kamuoyuna saygı ile bilvekale duyururuz." ÖLÜM ArakJj Belediye Başkanı • ARAKLI (AA) —Trabzon'un Araklı ilçesinin Anavatan Partili Belediye Başkanı Yılmaz Çebi, önceki gece geçirdiği bir kalp krizi sonucu öldü. 58 yasında ölen Yılmaz Çebi, çeşitli dönemlerde yaklaşık 18 yıl süreyle Araklı Belediye Başkanlığı görevinde bulundu. Yılmaz Çebi'nin cenazesi, bugün Arakh'da toprağa verilecek. 1927-26.3.1988 HÜSEYİN AKŞİT Kaybının ikinci yılında özlemle anıyoruz. EŞİ-ÇOCUKLARI TORUNLARI a. Ogretmer.nn-j: saâe flMt*^ ^ .0^vff-'*. Hem ögı tcilerle Inştiizce lieAA l i * •^A#flfc~*3.i^ yapma fır l*fi*l1 ers;ep!ie supekll tne ? ;P oörennıiyorum, farldı b: ece Îngili2ce; ,'OPUZ va o şek ^ııai hissettLi _ ^ ^ _ ^ ^ ^ ^ _ ^ ^ _ ^ ^ _ _ ^ Da Ingüizce ö. BÜTÜN ÖĞRETMENLER , f ^ ^ b liz, Profesyonel ve Deneyimti lyor bizimİ8. E o şejtüde çok j settim Deraleı le ogrenrr4yor ıdece Ingüisoe ıyoru2 ve o şei iğimı hıssettii oa Ingilisoe o* tmenimıa sad« z oluyor. IUt .- ınuşuyoruz. T -anımaniB. da •mogretnaenlı ûrsatııaıa oî; güıza^onuş zoe ögrı Ia3raln«zcaîn| iTt> Ögretmonı Kursların başlama tarihleri: oüerls IngUız; Gündüz: 27 Mart' Akşam: 27 Mart " îrçekteıı tngil Haftasonu:31 Mart le English Cen ;e • vktne vanyörum. ögretmenlmiz sadeceftrujllizcekonuşuyor biz diger ügrer.cıler> * - '. ' " ' pratL - îlk • *=> a , irtonbul: Rumell Cod. 92,'< Osmonbey 147 09 83 152 62 71 . " DSP lideri Bülent Ecevit, 'Güneydoğu'da, sosyalpatlama var'dedi 'Olaylar kitle hareketfİstanbul Kartal mitinginde konuşan DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, demokrasiye geçişi engellemek isteyen bazı komşu ülkelerin olayları yarattığıru iddia etti. Ecevit, "Bir sosyal patlama ile karşı karşıyayız. Bunların kökeninde ekonomik sorunlar var" dedi. Iç Politika Servisi — DSP Ge- nel Başkanı Bülent Ecevit, Güney- doğu'daki terör olaylarının, eko- nomik ve sosyal sorunlarla bes- lendiğini belirterek, "Son günler- de Mardin'in bazı ilçelerinde ya- şanan olaylan halk katılıralı kit- ie hareketi olarak" değerlendirdi. Ecevit, komşu ülkelerin de Türki- ye'yi karıştırmak istediğine dik- kat çekerek, "Bazılan Türkiye'- de demokrasi>e geçişi engellemek veya laikliği çökertmek için bir- birleriyle yarış ve işbirligi halin- deler. Bazılan, hanl hanl Türki- ye'ye terörisl veya silahlı 'Islam devrimcisi' yetiştiriyorlar" dedi. DSP lideri, dün partisinin Js- tanbul, Kartal ilçesinde düzenle- diği açık hava toplantısında ko- nuştu. Katılımı yüksek ve heye- canlı kalabalığa hitap eden Ece- vit, 12 Eylül öncesi ve sonrası eko- nomik, sosyal ve siyasal olaylar- la ilgili görüşlerini açıkladı. Son günlerde, Güneydoğu'da, özellikle Mardin'in bazı ilçelerin- de meydana gelen olaylan değer- lendiren DSP lideri Ecevit, son olayların, yıllardır tırmanan şid- det eylemlerinden çok farklı bir olgu olduğunu dile getirerek, "Bunlar balkı hedef alan eylem- ler degil, oldukça geniş halk ka- tılımlı kitle hareketkridir. Bir sos- yal patlama ile karşı karşıyayız. Bunlann kökeninde, sosyal ve ekonomik sorunlar vardır. Bu so- runlara sadece güvenlik açısından bakmak ve güvenlik onleralerine ağırhk vererek çözum aramak çok yanlıştır" dedi. Türkiye'nin cumhuriyet tari- hinde "en kaygı verici" dönemi yaşadığını soyleyen Bülent Ecevit, dünyadaki "çok elverişli" koşul- lara karşın, ekonominin zor du- rumda bulunduğunu, bunun da iktıdarm hatalanndan kaynaklan- dıgını bildirdı. Türkiye'nir, gide- rek Batı'dan dışlandığım ve "Or- tadoğu'daki çagdışı rejimkrin etki ve baskı alanı içine süriıklendi- ğini" belirten Ecevit, daha sonra şöyle dedi: "Türkiye'nin 40 yıllık bir de- mokrasi, 60 kiisur yıllık da bir la- iklik birikimi var. Dünyada, laik- likle tslamın bağdaşabilecej;ini. KARTAL MtTİNGl — DSP lideri Ecevit, "Giineydoğu olaylan sosyal patlama sonucudur" dedi. MİTİNGDEN NOTLAR 'Ücretler Türkiyeli mi kalacak?' SÜLEYMAN SAR1LAR DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, dün Kartal Iskele Meydanı'nı hmcahınç dolduran coşkulu bir kalabalığa seslenirken, Güneydoğu'daki olaylardan Aselsan'a, TRT'den AT'ye, işçi haklanndan DYP ve SHP'ye kadar değinen 24 sayfalık konusma met- nini 2 saat 15 dakikada okudu. Saat 13.00'te ya- pılacağı duvurulan DSP'nin Kartal mitingi Kozyatağı'ndan Kartal'a kadar tum Ankara asfal- tını dolduran konvoy yüzünden Ecevit'in gecikme- sinden dolayı saat 14.15'te ancak başlayabildi. Ecevit gelmeden önce alan üzerinde alçak uçuş ya- pan Sancakair'e ait hdikopterden el sallanması üze- rine kalabalığın başları göğe çevirildi ve "halkçı Ecevit" sloganları yükseldi. Bir partili "belikop- terdeki Ecevit değil ki. Bizde heiikopter tutacak pa- ra nerede?" diyerek durumu açıklamak gereği duydu. Bülent Ecevit eşi Rahşan Ecevit'le alana girdi- ğinde bir dalgalanma oldu. Herkes Ecevit'lerin elini sıkmak, hiç olmazsa yakından göımek için buluo- duklan otomobilin yönune hücüm ediyordu. Konuşması sık sık "Başbakan Ecevit", "Halk- çı Ecevit" sloganlarıyla kesilen Ecevit, Sovyetler Birliği ile Türkiye'nin ilişkilerine değinirken bir be- yaz güvercin getirildi. Ecevit, o "Banş güvercinini de Sovyetler Birligi ile olan dostluk ilişkileri için uçunıyonım" dedi. Ecevit, en güclü alkışı "fivatlar Avrupalılaştı" açıklamalarına işaret ederek, "fijatiar Avrupalı- laşırken, ücretler Türkiyeli kalacak" diye sorduğun- da aldı. Kartal mitinginde, bir binanın yüzeyine asılan ve Ecevit'in gülerek Rahşan Ecevit'e baktı- ğı büyük boy resimleri dikkat çekiyordu. Ecevit'in konuşmasından önce ve miting bitimin- de otobüsten sürekli olarak "paralan yedin sankız" türküsü çalınıyor, paralan yiyenin de "ANAP ik- tidan ve yandaşlan" olduğu dile getiriliyordu. Ece- vit'in konuşması bittiğinde tüm meydan alkışlarla inledi: "Hükümel islifa". Akbıılut: Tahrik varTUNCAY ÖZKAN UFUK TEKİN ADANA — Başbakan Yıldınm Akbulut, panisinin Adana'da dü- zenlediği "Huzur İçin Elele" mi- tinginde Çanakkale Belediye Baş- kanı İsmail Özay'ın, Cumhurbaş- kanı Turgut Özal'a karşı tavrını eleştirerek vatandaslardan muha- lefeti "sandık başında" cezalan- dırmalarını istedi. Akbulut. "Önünüze secim sandığı geldiğin- de siz lercihinizi ortaya koyacaksınız" dedi. Ancak Başba- kan'ın sandık ve seçimden söz ederken "erken seçim mi" yoksa "genel seçim mi" ayrıntısına gir- mediği görüldü. Başbakan Akbulut dün Ada- na'da partisinin düzenlediği "hu- zur için elele" mitingiyle "ANAP giiney illeri divan toplanüsına" ka- tıldı. Başbakan Akbulut'la birlikte miting ve toplantıya katılmak için Adana'ya 55 milletvekili ile Kemal Akkaya, Ercümenl Konukman, İbrahim Özdemir, Mustafa Taşar, İsmet Özarslan. Halil Şıvgın, Lut- fullab Kayalar, İlhan Aküzüm, Ekrem Pakdemirii geldi. Havaalanında kalabalık bir konvoyla karşılanan Akbulut bu- radan kente hareket etti. "Huzur için elele" mitinginin yapıldığı Kuruköprii meydanında Başbakan Akbulut'u yaklaşık 5 bin kişilik bir kalabalık karşıladı. Akbulut burada yaptığı konuşma- sında önceliği terör olaylarına ver- di. Başbakan Yıldınm Akbulut konuşmasında şunları söyledi: "Bugünlerde hepimizi uzüntü- ye sevkeden olaylar cereyan ediyor. Vlaksat Türkiye'nin gelişmesini engellemek, istikrannı bozmakhr. Bunlara katiyen müsaade etme- yeceğiz. Tiirk devleti milletiyle. ülkesiyle bir bütündıir. Bunu hiç kimsenin bölüp parçalamaya gücü yetmez. Tarih boyunca bizi parçalamak is- teyenler oldu. Dışardan tahrik et- tiler, içerden hainler buldular. Ba- şaramadılar, başaramayacaklar. Gerek dışardan bu tahrikleıi ya- pan giiçler, gerekse içerden bun- lara hainlik edenleri en şiddetü bir şekilde cezalandırabilecek güçte bir devletiz ve milletiz. Türk mil- letine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Turktür. Türk devle- tinin insanı tektir, Turktür. Bu bü- tün dünyaca bovle bilinmelidir. Bunun aksini dûşunenler hüsrana ugrayacaklardır." Başbakan Akbulut konuşma- sında zaman zaman "sandık" ve "seçim"den de söz etti. Akbulut -vatandaslardan muhalefeti sandık başında cezalandırmalannı istedi. Ancak "sandık" ve "seçim"le il- gili tarih ve ad vermedi. Akbulut, "Biz başından beri bunlann lavn boyle olursa bu davranışlar anar- şi, kanşıkuk getirir, refah getirmez dedik" diyerek DYP Genei Başka- nı Siiieyman Demirel'in Çanakka- le Belediye Başkanı'run gorevden alınmasını "devlet terörü" olarak nitelendirmesini eleştirdi. çağa ve demokrasiye uyum sağla- nabileceğini, kendi uygulamasıy- la kanıtlanmış tek ulus Türk ulu- sudur. Ama şimdi demokrasi yo- lumuz tıkanmış. Ljik devlet dü- zenimiz gitgide yo/laşıyor ve top- lumumuzun dinamizmi baskı al- tında. Diger yandan, komşu bazı ülkeler, Türkiye'de demokrasiyi ve laikliği çökertmek için birbir- leriyle işbirliği halindeler. Bazılan hanl hanl, Türkiye'ye terörist ve- ya silahlı 'İslam devrimcisi' yetiş- tiriyorlar." Konuşmasında, ANAP, SHP ve DYP'yi de eleştiren Ecevit, "seçim sistemi"nin adaletsizliğin- den, parlamentodaki partilerin sorumlu olduğu görüşünü yinele- di. Mevcut seçim sistemi ile "azın- lığın, çoğunluk üzerine egemenlik kurabildiğini" belirten Ecevit, bu sistemde ANAP kadar SHP'nin de payı olduğunu söyledi. "DYP'nin de geri kalır yanı yok" diye konuşan Ecevit, bu konuda şöyle konuştu: "Yiizde 30'u bulamayacağı beJ- 11 olan bir oranıyla DYP ve SHP'den biri tek başına bu sis- temle iktidara gelirse ne olacak? tkisi de şimdi ANAP'ın düştügü durumdan daha kötü dunıma dü- şecek ve siyasal yaşamımız, tıka- nıklıktan yine kurtulamayacak." 12 Eylül öncesindeki kargaşa ortamında, Süleyman Demirel'in koalisyon çağrılarını reddettiğini hatırlatan Ecevit, "Demirel, o za- man "Biz CHP ile ancak savas haiinde koalisyonu düşünebiliriz" diyordu. Sayın Demirel'in kafası hâlâ o eski kafa. Geçenlerde Sa- yın Baykal'la kurduğu diyalogda, koalisyona gitme konusunda "Bu bir cephelesme değildir. Herkes kendi yoluna gideı. tki koç bir ka- zanda kaynamaz" diyor. Ancak 12 Eylül öncesinde. koalisyonu reddedip cepheleşmeyi seçen de Sayın Demirel'di. Cephe kutup- laşmayı, koalisyon uzlaşmayı getirir" biçiminde konuştu. Ece- vit, DYP ve SHP'nin "erken seçim" istediklerini ancak bunun gerekliliğini "Özal'ın cumhurbaş- kanhğından indirilmesi" ile bağ- daştırdıklannı ifade ederek, siste- min 'adilleştirilmesi'ne yanaşma- dıklarını belirtti. Konuşması sık sık alkışlarla ke- silen DSP lideri Ecevit, Türkiye'- nin içeride ve dısanda güçlenme- sinin güvencesinin demokrasi ol- duğunu belirterek, demokrasi anahtannın işçi hakları olduğunu savundu. Ecevit, Türkiye'nin sa- vunma araç ve gereçleri bakımın- dan, "dış satımcı" bir ülke duru- muna getirilmesi amacıyla kuru- lan ASELSAN'ın faaliyetlerinin durdurulmasını da eleştirdi. Ece- vit bu konuda şöyle dedi: "ASELSAN'da, reorganizas- yon yapacağız diye aylardır üre- tim durduruldu. İşçilerin yüzde 20'sinde kısınü yapılması karar- laştınldı. Savunma konusunda kendi kendimize yeterlilik oranı- nın en çok yükseltilmesi gereken bir dönemde neden üretimi dur- durup, işçi çıkarma yoluna gidil- di?" TRT engeli Ecevit, konuşmasının bir bölü- münün de TRT'nin "anayasa ve yasadışı" tutumunun ulusal ira- de önünde başlı başına bir engel olduğunu belirtti. Ecevit, TRT'nin parlamento dışı partile- rin hakkını çiğnemeye devam et- tigini öne sürerek, "TRT'nin ana- yasa ve yasa dışı tutumundan ra- hatsız olan her vatandaş savcılı- ğa başvurma hakkına sahiptir" dedi. Ecevit, bu konuda, savcılı- ğa başvurmak isteyen vatandaşla- ra, kendi hukukçularının hazırla- dığı 'başvuru" formlarının veri- leceğini söyledi. Dış politika ve AT konulanna da değinen DSP lideri Ecevit, ül- keyi yönetenlerin, Avrupalılığın ötesinde, lıiks yaşam örnekleri sergilediğini söyledi. Ecevit, "Ko- lay ve bol kazananlardan, yıllık gelirleri milyarlan bulanlardan birçoğunun ödediği vergiler, bir işçinin ödediği verginin altında kalırken, işçinin de 'artık benden bu kadar özveri yeter' demesi do- ğal değil mi?" diye sordu. KAMOYT1N ARAŞTIRMAS1 "Başbakan ümit vermedi' Kamoy'un araştırmasına göre Avni Akyol en başarısız bakan konumunda. ıyoru undc Ankora: Selanik Cad 8 Kot. 5. Kıday 135 30 94 136 23 97 İSTANBUL (ANKA) — ANAP, siyasi yaşamdaki 8'inci yılına girerken örgutü tarafından değerlendirildi. Kamuoyu Araştır- ma Kuruluşu'nca, 71 il ve 267 il- çenin başkan, sekreter ve yönetim kurulu üyesi 1329 kişi bazında ya- pılan araştırmaya göre ANAP'lı- ların yüzde 47.4'ü "Yıldınm Ak- bulut hükiimeti ülke sonınlanna çözüm getirecek mi" sorusuna, 'Hajir' yanıtı verdi. Ankete ka- tılanların yüzde 55.1 'i ise Akbu- lut'un başbakanlığının ilk done- minde "iimil vermedigi" görü- şünde birleşirken bir bölüm ANAP'lı, "Bu al yanşı alamaz" diyerek özeleştiride bulundu. Araştırmaya göre "Akbulut hukümcti. ülke sorunlanna çö- züm getirebilecek midir" sorusu- na, ANAP'hların yuzde 37.9'u 'evef. Yüzde 47.4'ü 'hayır' yanı- tını verirken yüzde 14.7'si ise bu soruyu yanıtlamadı. Görüş belirt- meyenler de genel eğilimler doğ- rultusunda ortalamaya dahil edil- diğindc, Akbulut hukümeline 'hayır' dıyenlcrin oranı yuzde 55.6'ya ulaştı. "Akbulut, başbakanlığının ilk döneminde ümit vermiş midir" sorusuna, ANAP'hların yüzde 37'si 'evet' yüzde 55.1'i 'hayır' di- ye yanıt verdi. Bu soruya, ANAP'hların yüzde 7.9'u yanıt vermedi. Yanıt vermeyenler de ge- nel eğitim doğrultusunda onala- maya dahil edildiğinde, Akbu- lut'u ümit verici bulmayanların oranı, yüzde 60'a fırladı. Parti yöneticikri, son gelişme- ler değeılendirilirken de "Bu at yanşı alamaz", "Parti leşkilatın- da tarikalçı gnıplar, bölücü faa- livette bulunuyorlar", "Başansız bakanlar, hemen değişliril- melidir" ve "Bu görünümle an- cak dordüncü parti oluruz" dediler. Kamoy'un araştırmasına göre en başarısız ve en başarılı bakan- lar sıralamaları şöyle: Başanlılar: I- Lütfullah Kaya- lar, 2- Namık Kemal Zeybek, 3- Mehmet Keçeciler, 4- Ali Bozer, 5- Ekrem Pakdemirii. Basansızlar: 1- Avni Akyol, 2- Imren Aykut, 3- Güneş Taner, 4- Işın Çelebi, 5- Fahrettin Kurt. Kamoy un "(Başbakan Sayın Akbulut ümit vermedi) diyorsa- nız, yerine kimi düşünürsünüz" şeklindeki sorusunu yanıtlayan- lardan yüzde 37.9'u Mesut Yıl- maz, yüzde 32.7'si yine Akbulut, yüzde 20.6'sı Hasan Celal Güzel, yüzde 5.1'i Ekrem Pakdemirii, yüzde 3.4'ü Mehmet Keçeciler derken yuzde 0.3'ü de Aydın Menderes ağırlıklı olmak üzere çe- şitli isimler dile getirdi. Kamoy'un aynı araştırmada yönelttiği bir başka soruyu yanıt- layan ANAP'hların yüzde 40'ının "Akbulut ümit verdi" demesine karşın bu soruda "Akbulut'un al- ternanTı Akbulut" diyenlerin ora- nı yüzde 32.7'de kaldı. Ayrıca, 7 ay önce ANAP orgü- tü içinde yapılan bir araştırmada Mesut Yılmaz'ı lider alteınatifi olarak gösterenlerin oranının yüz- de 31.3'den, yüzde 37.9'e yüksel- mesi Yılmaz'ın liderlik şansının artması şeklinde yorumlandı. Di- ğer lider adaylarından Hasan Ce- lal Güzel'in liderlik şansının ise inişe geçtiği belirledi. Çanakkale Özay mahkem^ye gidiyor BURSA (Cumhuriyet Büro- su) — Çanakkale'deki kurtuluş törenlerinde Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a tavnndan ötüni içişleri BakanbğVnca gorevden alınan Belediye Başkanı İsma- il Özay, karann iptali için bu- gün Bursa Bölge tdare Mahke- mesi'ne başvuracak. SHP Bursa İl Başkanı Sem- settio Şen, bir grup hukukçu- nun Çanakkale'de Özay ile gö- rüştüğünü ve dava dilekçesini hazırladıklarını söyledi. Şen, "Avukatlanmız dilekçe üzerin- de son çaiı^malanm yapıyorlar. Yapuğımız görüşmelerde İsma- il Özay'm avukatlan yann (bu- gün) Bursa "ya gelerek Bolge Idare Mahkemesi'nde karann iptali için dava açacaklar." Bodrum Cumhuriyet muha- birinin haberine göre SHP'nin 42 il, ilçe ve bdde belediye baş- kanlan TBMM Başkanı ve Baş- bakan'a çektikleri telgrafta Ça- nakkale Belediye Başkanı İs- mail özay'ın derhal göreve ia- de edilmesini istediler. GUNLEREVKOPUGU AHMET TAN İki' Ayrı Devlet İşareti... ANKARA — İngiliz Muhafazakâr milletvekili soruyor: "Dünyada komünizm ve komünistler yok olurken, siz Kutlu ile Sargın'ı neden hapse attınız?" Soruyu yanıtlamaya çalışırken yanımızdaki İngiliz işçi Partisi milletvekili müdahale ediyor: "Bir dakika lütfen... Türkter onları hapse atmadılar, nesil- leri tükeneceği için korumaya aldılar.." Gıcık kahkahalar... AT Karma Parlamento Komisyonu'nun Başkan Yardımcısı De- niz Baykal'ın bundan önceki SUasbourg toplantısında "komü- nist partinin kurulmasının kaçınılmaz olduğunu" söylemiş d- ması falan Türkiye'nin dalgaya alınmasını önleyemiyor. AT'nin dönem başkanlığını yürüten İrlanda'nın Devlet Bakanı Bayan Marie'yi Antalya'daki toplantıya göndermesi bir ittifat gibi. Ama değil. Dışişleri Bakanı Bozerin verdiği yemekte kalkıp Bayan Marıe'nın "Benim ana dilim" diyerek "Keltikçe" konuş- masındaki açık mesaj şunu gösterıyor: "Ben bir bakan olarak ülkemdeki birazınlık dilini rahatça konusabiliyorum. Ya siz..." Antaiya daki toplantıya katılan Avrupalı milletvekilleri Türk ga- zetelerini inceliyorlar. Hepsinin yardımcıları var. Ayrıca Ankara1 dan kopup gelmiş büyükelçileri Türkiye bilgilerini, birikimlerini kendilerine aktarıyorlar. Gazeteler Güneydoğu'dan insan man- zaraları ile dolu. Renk renk kocaman fotoğraflarda insanlar iki elleri havada işaret ve orta parmaklarını ayırarak "V" işareti ya- pıyorlar. İşaret ve orta parmağını ayırarak "zafer" demenin patenti İn- giliz devlet adamı Churchill'de Cizre'de, Nusaybin'de parmaklarını ayırarak poz verenler ne "ChurchlH'Tık ediyorlar ne de "zafer" demek istiyortar. "Iki'nin anlamı İşaret ve başparmağını ayırarak göstermenin günlük yaşam- da ve sokaktaki adamın sözlüğünde tek karşılığı var: "İki". Avrupalı milletvekilleri Ankara'daki büyükelçilerıne soruyor- lar: — İki... Yani iki devlet mi? İşaretin anlamı bu mu? Özel konuşmalarda lafı döndürüp dolaştırıp Türkiye'nin nü- fusça ve toprakça "dev" bir ülke olduğunu söylüyorlar. Bu top- rakların ve nüfusun biraz fazlaca büyük olduğunu ima ediyor- lar. Avrupalılar, Güneydoğu'daki terörü, açık tribündeki seyircinin rahatlıgı içinde izliyorlar. Cumhurbaşkanı uçağı ile ağırlanan AT komiserı Abel Matu- tes'in şu sözleri hem bu rahatlıgı sergılıyor hem de "haıiçtsn gazel okuma ile bekâra kan boşamanm kolaylığı"nı Muz kulvarı Sinyor Matutes diyor ki: — Terörle mücadele ederken insan haklanna uygun ha- reket etmek gerek. Avrupa Topluluğu'na katılma maratonunda Türkiye'nin koştu- ğu kulvar muz ve kavun-karpuz kabukları ile döseli. Türkiye'nin düşmesini keyıfle izleyecekler o kadar çok ki. Antalya'daki 29. Karma Komisyon Toplantısında Özal'ın şeref konuğu Matutes Türkiye'nin düşmesinden keyif alacaklardan de- ğil.Maraton pıstini terk edin, yandakı patikadan yürüyün' deme- si belki yufka yüreklıliğinden. Sinyor Matutes diyor ki: "Bırakın demokrasi standardını fa- lan sizin endüstri hedefleriniz bile bize uymuyor. Biz çelik endüstrisini tasfiye ederken, siz son yıllarda çelik üretiml- nizi yüzde 50 arttırdınız. Biz çelik işçisine işi bırakın diye bu sektördeki işçilere sizin verdiğiniz aylığın üç katını verlyo- ruz. Bu durumda ortaklık görüşmelerine oturmamız karsı- lıklı birbirimizi yıpratmak olacak. Bu hem AT için hem TC için sonu belirsiz bir maceradır." Sinyor Matutes'in dediği açık: "AT maraton pistini bırakın. Yandaki patikaya buyurun. An- cak gidersiniz." Matutes bu sözleri kameraların ve teyplerin önünde soylüyor. "Üyellk ne zaman?" sorusuna özel sohbetlerde AT milletve- killeri ile teknısyenlerinin yaptıkları işaret Güneydoğulu yurttaş- larınkine benziyor. Yani işaret ve orta parmaklarını ayırarak "iki" diyortar. Bu "İki", biraz farklı. "İki bininci yıl" anlamına. Türkiye'nin yapması gereken ne? Güçlü olmak elbette. Güçlü olmak ve parmak işareti ile konuşanlara benzer dille yanıt vermek. Milli Savunma Bakanı Safa Giray önleme gerek yok' Bakan Giray, "Mücadele devam ederken her görüntüde yeni önlem diye çıkarsak olmaz. İşte önlem ortada, konmuş, yürüyor. Ulusal uzlaşma hükiimeti önerisi çocukça laftır" diye konuştu. FARUK BİLDİRİCİ ANKAR.\ — Milli Savunma Bakanı Safa Giray, Güneydoğu- daki olaylan değerlendirirken "Yeni önlem alınmasına ve sıkıyö- netim ilan edilmesine gerek olmadığını" belirterek "İşte önlem ortada, konmuş yüruyor" dedi. Giray, basm ve muhalefetin terö- rün önlenmesiyle görevli olmadı- ğını savundu ve "Görevrai yapan insanlar var. Bırakın da bu adam- lar görevlerini yapsınlar" biçimin- de konuştu. Giray, SHP'nin "ulu- sal uzlaşma hükümeti" önerisini, "Çocukça laflar" olarak niteledi. Safa Giray, Güneydoğu'daki son gelişmeleri değerlendirirken basının tavnnı da eleştirdi ve "Sı- kıyönetim ilamnın sadece basın tarafından lartışıldığım" söyledi. Giray'a bolgedeki olaylar konu- sunda yönelttiğimiz sorular ile ya- nıtlan şöyle: "— Güneydoğu'daki son geliş- meler artık yeni bir aşamaya giril- diğini mi gosteriyor? GİRAY — Mücadele devam ediyor. Mücadelenin safahatı ara- sında böyle bir şeyin olması da mümkün. O bakımdan 'iki taraf mücadele ederken hep aynı taraf vunır' diyemezsiniz. Zaman za- man böyle bir durum da çıkar. Ama sonucu bellidir bunun. Türk emniyet kuvvetleri bunu hallede- cektir, çaresi yok. — Ama Nusaybin ve Cizre'de- ki olaylar artık halkın katıklığı e>- lemler biçiminde değil mi? GİRAY — Hayır. Halkın katıl- dığı goruntüsünü verme çabası \ardır. Bunlar şehir içinde bir teş- kilatlanma havası ortaya koyup, sanki herkes katılıyormuş gibi bir kışkırtma havası içine getiriliyor. Bu teşkilatlı bir şey. — Sıkıyönetim konulup konul- mayacagı da tartışılıyor. ĞİRAY — Tartışılıyor olabilir. Bırakın bunu vazifelileri tartışsın. Lazımsa koysun. Değilse koyma- sın. Şu ana kadar sıkıyönetimden bahseden olmadı. Ama gazeteci- lerimiz bahsediyor. — Siz gerekmedigi kanısında mısınız? GİRAY — Hayır. Ben lüzum olmadığı kanaatindeyim. — Nasıl yeni öniemler alınma- sı düşünülüyor? GİRAY — Yeni önlem nedir ki kardeşim? Bir mücadele devam ediyor. Bu mücadelenin böyle gö- rüntüsü de olur. Hemen her gö- rüntüde yeni önlem diye olmaz ki bu. İşte önlem ortada. Konmuş yûrüyor. Bunlar da yakalanacak. — Ama Genelkurmay Başkanı Sayın Tonımtay. gazetelerdeki de- mecinde yeni önkmlerden söz ediyor. GİRAY — Efendim, Sayın To- rumtay da bir kokteyle gitmiş. Orada gazetecileT sıkıştırmış. He- men orada ağzından laf almaya çalışıyorlar. Sıkıştırınca ağzından bir laf çıkınca, o lafı bilmem ne- reye benzetmiş. Onun üzerine bi- na kuruluyor. Yani Tonımtay ger- çekten öyle mi dedi. Böyle mi de- di. Belki de hiç alakası yok. Belki de asil düşündüğü ile orada yazı- lanlar arasında dağlar kadar fark vardır. Bunlar metod değildir. — Yani devlet politikasında bir degişikliğe gerek yok diyorsunuz? GİRAY — Onun görevlileri oturur, konuşur. Sizler değilsiniz görevli. Muhalefet de değil. Bu ik- tidar görevli, otururlar, aldıklan kesin bilgiler üzerinde devamlı pc- litikalannı çözerler. — L'lusal uzlaşma hükumetine gerek var mı? GİRAY — Ne demek o yahu? Ben öyle bir şey anlamıyorum. Bu laf ikide bir ortaya atılır. Hiçbir şeye yaramayacak bir davranış olur. Hiçbir şeye yaramaz. Birta- kım çocukça laflar bunlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle