Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 MART 1990 HABERLER CUMHURİYET/11
Tarihi belediye binası
• BURSA (AA) — Türkiye'nin en eski belediye binası
Bursa'da bulunuyor. 1879 yılında dönemin Valisi Ahmet
Vefik Paşa tarafından yaptırılan 111 yıllık tarihi binada
Bursa Büyükşehir Belediyesi hizmet veriyor. 1870-1990
• yılları arasında 97 belediye başkanının görev yaptığı
• tarihi binada, yurtiçi ve yurtdışından gelen konuklar için
. 100 yıl önce 300 bin kuruşa satın alınan mobilyalar
• kullanılıyor.
\azara tıbbı önlem
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Kızı Sema
Yazar'ın trafik kazasında yaşamını yitirmesinden sonra
Devlet Bakanı Mehmet Yazar için her türlü tıbbı önlemi
alındı. Yazar'ın yakınları, bakanın şimdiye kadar önemli
bir rahatsızlığı olmadığını ancak her olasılığa karşı tıbbi
önlemlerin alındığını söylediler. Bakan Yazar'ın kızı
Sema Yazar'ın cenazesi bugün Kocatepe Camisi'nde
kıhnacak namazdan sonra Cebeci Mezarlığı'nda toprağa
verilecek.
Avrupa yakası karanlıkta kaldı
• tstanbul Haber Servisi — İstanbul'un Avrupa
yakasındaki bazı semtler dün gece uzun süre elektriksiz
kaldı. Yüksek gerilim indirici hatlarında meydana gelen
arıza nedeniyle Beşiktaş, Gayrettepe, Levent, Zincirlikuyu
ile Mecidiyeköy'ün bir bölümünde elektrik kesintisi yapıldı.
21.00 sıralarında başlayan kesinti yaklaşık 3 saat sürdü.
Fakülteye ses bombası
• tstanbul Haber Servisi — Laleli'deki İstanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi önüne dün gece ses
bombası konuldu. Saat 23.00 sıralannda patlayan
bombanın tahrip güciı olmadığı bildirildi. Gazeteleri
telefonla arayan bin kişi, bombayı polisin üniversitelere
girmesini protesto etmek için koyduklarını söyleyerek,
"polis üniversitelerden çıkmazsa ikinci bombayı rektörün
masasına koyacağız" dedi. Bu arada dün gece Etiler'deki
Ece Bar'a bir bomba ihbarı yapıldı. İhbardan sonra
bomba uzmanlan barı boşaltarak araştırma yaptılar.
Araştırmalarda ihbarın asılsız olduğu anlaşıldı.
Egit-Der'e tiyelik başvurusu
• Egitim Servisi — Çahşan öğretmenler Eğit-Der'e asil
üye olabilmek için başvuru furmu doldurdular. Derneğe
asil üye olmak için başvuran öğretmenler, çalışan
öğretmenlerin Eğit-Der'e sadece fahri üye olabildiklerini,
oysa örgütlenmenin insanların en doğal hakkı olduğunu
belirterek, Türkiye'nin öğretmenlerin dernek kuramadığı
4 ülkeden biri olduğunu söylediler.
AÇIKLAMA
• TÜRKİVE gazetesi İmtiyaz Sahibi İHLÂS
Matbaacılık, Gazetecilik ve Sağlık Hizmetleri A.Ş.
Vekilleri A. Alaettin ŞENER - Av. Abdurruhman
GÖK'ün gönderdikleri açıklama şöyle: "Cumhuriyet
gazetesinin, 21.3.1990 gün ve 23557 sayılı nüshasının
1. ve 6. sayfalarında Cüneyt Arcayürek imzası ile
yayımlanan, "Genç Müslümanlar ve İslamcı hareket"
ana başlıklı yazıda, şirketimizin yayımlarından olan,
(Türkiye gazetesi), (Türkiye Çocuk dergisi). (İnsan ve
Kainat dergisi) ve (Madein Turkey İngilizce Ekonomi
gazetesi) hakkındaki iddiaların hepsi gerçek dışıdır.
Yayımlanmızın hiçbirisinin tarikatçılık. Nakşibendilik,
Işıkçılık gibi akımlarla hiçbir ilgisi yoktur. Bu konuda
Cumhuriyet gazetesinde 13.1.1987 tarihinde de aynı
mahiyette bir yazı çıkmış ve (yayının gerçek dışı
olduğuna dair) tarafimızdan yapılan açıklama da
yayımlanmıştı. Buna rağmen 3 yıl sonra aynı
yanlışlığın yapılması anlaşılamamıştır.
Müvekkil şirketin yayın organlarından Türkiye gazetesi
20, çocuk dergisi 9, Madein Turkey 8, İnsan Kainat ise
5 yılı aşkın zamandır yayımlarını sürdürmekteler.
Hiçbirisi hakkında en ufak bir kanuni takibat dahi
yapılmamıştır. Açılmış hiçbir aleyhe dava da yoktur.
Kanunlara, anayasamıza, devletimize, Atatürk ilke ve
inkılaplarına bağlı ve halkının refahı ve mutluluğu için
hizmet hedefi güden bir yayın topluluğuyuz.
Yayımlarımız hakkındaki tarikatçılık, Nakşibendilik,
Işıkçılık gibi bütün iddiaların hepşini kabul etmeyip
reddettiğimizi muhterem kamuoyuna saygı ile bilvekale
duyururuz."
ÖLÜM
ArakJj Belediye Başkanı
• ARAKLI (AA) —Trabzon'un Araklı ilçesinin
Anavatan Partili Belediye Başkanı Yılmaz Çebi, önceki
gece geçirdiği bir kalp krizi sonucu öldü. 58 yasında ölen
Yılmaz Çebi, çeşitli dönemlerde yaklaşık 18 yıl süreyle
Araklı Belediye Başkanlığı görevinde bulundu. Yılmaz
Çebi'nin cenazesi, bugün Arakh'da toprağa verilecek.
1927-26.3.1988
HÜSEYİN
AKŞİT
Kaybının ikinci yılında
özlemle anıyoruz.
EŞİ-ÇOCUKLARI
TORUNLARI
a. Ogretmer.nn-j: saâe flMt*^ ^ .0^vff-'*. Hem ögı
tcilerle Inştiizce lieAA l i * •^A#flfc~*3.i^ yapma fır
l*fi*l1
ers;ep!ie supekll tne
? ;P oörennıiyorum, farldı b:
ece Îngili2ce;
,'OPUZ va o şek
^ııai hissettLi
_ ^ ^ _ ^ ^ ^ ^ _ ^ ^ _ ^ ^ _ _ ^ Da Ingüizce ö.
BÜTÜN ÖĞRETMENLER , f ^ ^
b
liz, Profesyonel ve Deneyimti
lyor bizimİ8. E
o şejtüde çok j
settim Deraleı
le ogrenrr4yor
ıdece Ingüisoe
ıyoru2 ve o şei
iğimı hıssettii
oa Ingilisoe o*
tmenimıa sad«
z oluyor. IUt .-
ınuşuyoruz. T
-anımaniB. da
•mogretnaenlı
ûrsatııaıa oî;
güıza^onuş
zoe ögrı
Ia3raln«zcaîn|
iTt> Ögretmonı Kursların başlama tarihleri:
oüerls IngUız; Gündüz: 27 Mart' Akşam: 27 Mart
" îrçekteıı tngil Haftasonu:31 Mart
le English Cen ;e
• vktne vanyörum. ögretmenlmiz sadeceftrujllizcekonuşuyor biz
diger ügrer.cıler> * - '. ' " ' pratL
- îlk • *=> a
, irtonbul: Rumell Cod. 92,'< Osmonbey 147 09 83 152 62 71 . "
DSP lideri Bülent Ecevit, 'Güneydoğu'da, sosyalpatlama var'dedi
'Olaylar kitle hareketfİstanbul Kartal mitinginde konuşan DSP Genel
Başkanı Bülent Ecevit, demokrasiye geçişi
engellemek isteyen bazı komşu ülkelerin olayları
yarattığıru iddia etti. Ecevit, "Bir sosyal patlama
ile karşı karşıyayız. Bunların kökeninde ekonomik
sorunlar var" dedi.
Iç Politika Servisi — DSP Ge-
nel Başkanı Bülent Ecevit, Güney-
doğu'daki terör olaylarının, eko-
nomik ve sosyal sorunlarla bes-
lendiğini belirterek, "Son günler-
de Mardin'in bazı ilçelerinde ya-
şanan olaylan halk katılıralı kit-
ie hareketi olarak" değerlendirdi.
Ecevit, komşu ülkelerin de Türki-
ye'yi karıştırmak istediğine dik-
kat çekerek, "Bazılan Türkiye'-
de demokrasi>e geçişi engellemek
veya laikliği çökertmek için bir-
birleriyle yarış ve işbirligi halin-
deler. Bazılan, hanl hanl Türki-
ye'ye terörisl veya silahlı 'Islam
devrimcisi' yetiştiriyorlar" dedi.
DSP lideri, dün partisinin Js-
tanbul, Kartal ilçesinde düzenle-
diği açık hava toplantısında ko-
nuştu. Katılımı yüksek ve heye-
canlı kalabalığa hitap eden Ece-
vit, 12 Eylül öncesi ve sonrası eko-
nomik, sosyal ve siyasal olaylar-
la ilgili görüşlerini açıkladı.
Son günlerde, Güneydoğu'da,
özellikle Mardin'in bazı ilçelerin-
de meydana gelen olaylan değer-
lendiren DSP lideri Ecevit, son
olayların, yıllardır tırmanan şid-
det eylemlerinden çok farklı bir
olgu olduğunu dile getirerek,
"Bunlar balkı hedef alan eylem-
ler degil, oldukça geniş halk ka-
tılımlı kitle hareketkridir. Bir sos-
yal patlama ile karşı karşıyayız.
Bunlann kökeninde, sosyal ve
ekonomik sorunlar vardır. Bu so-
runlara sadece güvenlik açısından
bakmak ve güvenlik onleralerine
ağırhk vererek çözum aramak çok
yanlıştır" dedi.
Türkiye'nin cumhuriyet tari-
hinde "en kaygı verici" dönemi
yaşadığını soyleyen Bülent Ecevit,
dünyadaki "çok elverişli" koşul-
lara karşın, ekonominin zor du-
rumda bulunduğunu, bunun da
iktıdarm hatalanndan kaynaklan-
dıgını bildirdı. Türkiye'nir, gide-
rek Batı'dan dışlandığım ve "Or-
tadoğu'daki çagdışı rejimkrin etki
ve baskı alanı içine süriıklendi-
ğini" belirten Ecevit, daha sonra
şöyle dedi:
"Türkiye'nin 40 yıllık bir de-
mokrasi, 60 kiisur yıllık da bir la-
iklik birikimi var. Dünyada, laik-
likle tslamın bağdaşabilecej;ini.
KARTAL MtTİNGl — DSP lideri Ecevit, "Giineydoğu olaylan sosyal patlama sonucudur" dedi.
MİTİNGDEN NOTLAR
'Ücretler Türkiyeli mi kalacak?'
SÜLEYMAN SAR1LAR
DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, dün Kartal
Iskele Meydanı'nı hmcahınç dolduran coşkulu bir
kalabalığa seslenirken, Güneydoğu'daki olaylardan
Aselsan'a, TRT'den AT'ye, işçi haklanndan DYP
ve SHP'ye kadar değinen 24 sayfalık konusma met-
nini 2 saat 15 dakikada okudu. Saat 13.00'te ya-
pılacağı duvurulan DSP'nin Kartal mitingi
Kozyatağı'ndan Kartal'a kadar tum Ankara asfal-
tını dolduran konvoy yüzünden Ecevit'in gecikme-
sinden dolayı saat 14.15'te ancak başlayabildi.
Ecevit gelmeden önce alan üzerinde alçak uçuş ya-
pan Sancakair'e ait hdikopterden el sallanması üze-
rine kalabalığın başları göğe çevirildi ve "halkçı
Ecevit" sloganları yükseldi. Bir partili "belikop-
terdeki Ecevit değil ki. Bizde heiikopter tutacak pa-
ra nerede?" diyerek durumu açıklamak gereği
duydu.
Bülent Ecevit eşi Rahşan Ecevit'le alana girdi-
ğinde bir dalgalanma oldu. Herkes Ecevit'lerin elini
sıkmak, hiç olmazsa yakından göımek için buluo-
duklan otomobilin yönune hücüm ediyordu.
Konuşması sık sık "Başbakan Ecevit", "Halk-
çı Ecevit" sloganlarıyla kesilen Ecevit, Sovyetler
Birliği ile Türkiye'nin ilişkilerine değinirken bir be-
yaz güvercin getirildi. Ecevit, o "Banş güvercinini
de Sovyetler Birligi ile olan dostluk ilişkileri için
uçunıyonım" dedi.
Ecevit, en güclü alkışı "fivatlar Avrupalılaştı"
açıklamalarına işaret ederek, "fijatiar Avrupalı-
laşırken, ücretler Türkiyeli kalacak" diye sorduğun-
da aldı. Kartal mitinginde, bir binanın yüzeyine
asılan ve Ecevit'in gülerek Rahşan Ecevit'e baktı-
ğı büyük boy resimleri dikkat çekiyordu.
Ecevit'in konuşmasından önce ve miting bitimin-
de otobüsten sürekli olarak "paralan yedin sankız"
türküsü çalınıyor, paralan yiyenin de "ANAP ik-
tidan ve yandaşlan" olduğu dile getiriliyordu. Ece-
vit'in konuşması bittiğinde tüm meydan alkışlarla
inledi: "Hükümel islifa".
Akbıılut: Tahrik varTUNCAY ÖZKAN
UFUK TEKİN
ADANA — Başbakan Yıldınm
Akbulut, panisinin Adana'da dü-
zenlediği "Huzur İçin Elele" mi-
tinginde Çanakkale Belediye Baş-
kanı İsmail Özay'ın, Cumhurbaş-
kanı Turgut Özal'a karşı tavrını
eleştirerek vatandaslardan muha-
lefeti "sandık başında" cezalan-
dırmalarını istedi. Akbulut.
"Önünüze secim sandığı geldiğin-
de siz lercihinizi ortaya
koyacaksınız" dedi. Ancak Başba-
kan'ın sandık ve seçimden söz
ederken "erken seçim mi" yoksa
"genel seçim mi" ayrıntısına gir-
mediği görüldü.
Başbakan Akbulut dün Ada-
na'da partisinin düzenlediği "hu-
zur için elele" mitingiyle "ANAP
giiney illeri divan toplanüsına" ka-
tıldı. Başbakan Akbulut'la birlikte
miting ve toplantıya katılmak için
Adana'ya 55 milletvekili ile Kemal
Akkaya, Ercümenl Konukman,
İbrahim Özdemir, Mustafa Taşar,
İsmet Özarslan. Halil Şıvgın, Lut-
fullab Kayalar, İlhan Aküzüm,
Ekrem Pakdemirii geldi.
Havaalanında kalabalık bir
konvoyla karşılanan Akbulut bu-
radan kente hareket etti.
"Huzur için elele" mitinginin
yapıldığı Kuruköprii meydanında
Başbakan Akbulut'u yaklaşık 5
bin kişilik bir kalabalık karşıladı.
Akbulut burada yaptığı konuşma-
sında önceliği terör olaylarına ver-
di. Başbakan Yıldınm Akbulut
konuşmasında şunları söyledi:
"Bugünlerde hepimizi uzüntü-
ye sevkeden olaylar cereyan ediyor.
Vlaksat Türkiye'nin gelişmesini
engellemek, istikrannı bozmakhr.
Bunlara katiyen müsaade etme-
yeceğiz.
Tiirk devleti milletiyle. ülkesiyle
bir bütündıir. Bunu hiç kimsenin
bölüp parçalamaya gücü yetmez.
Tarih boyunca bizi parçalamak is-
teyenler oldu. Dışardan tahrik et-
tiler, içerden hainler buldular. Ba-
şaramadılar, başaramayacaklar.
Gerek dışardan bu tahrikleıi ya-
pan giiçler, gerekse içerden bun-
lara hainlik edenleri en şiddetü bir
şekilde cezalandırabilecek güçte
bir devletiz ve milletiz. Türk mil-
letine vatandaşlık bağıyla bağlı
olan herkes Turktür. Türk devle-
tinin insanı tektir, Turktür. Bu bü-
tün dünyaca bovle bilinmelidir.
Bunun aksini dûşunenler hüsrana
ugrayacaklardır."
Başbakan Akbulut konuşma-
sında zaman zaman "sandık" ve
"seçim"den de söz etti. Akbulut
-vatandaslardan muhalefeti sandık
başında cezalandırmalannı istedi.
Ancak "sandık" ve "seçim"le il-
gili tarih ve ad vermedi. Akbulut,
"Biz başından beri bunlann lavn
boyle olursa bu davranışlar anar-
şi, kanşıkuk getirir, refah getirmez
dedik" diyerek DYP Genei Başka-
nı Siiieyman Demirel'in Çanakka-
le Belediye Başkanı'run gorevden
alınmasını "devlet terörü" olarak
nitelendirmesini eleştirdi.
çağa ve demokrasiye uyum sağla-
nabileceğini, kendi uygulamasıy-
la kanıtlanmış tek ulus Türk ulu-
sudur. Ama şimdi demokrasi yo-
lumuz tıkanmış. Ljik devlet dü-
zenimiz gitgide yo/laşıyor ve top-
lumumuzun dinamizmi baskı al-
tında. Diger yandan, komşu bazı
ülkeler, Türkiye'de demokrasiyi
ve laikliği çökertmek için birbir-
leriyle işbirliği halindeler. Bazılan
hanl hanl, Türkiye'ye terörist ve-
ya silahlı 'İslam devrimcisi' yetiş-
tiriyorlar."
Konuşmasında, ANAP, SHP
ve DYP'yi de eleştiren Ecevit,
"seçim sistemi"nin adaletsizliğin-
den, parlamentodaki partilerin
sorumlu olduğu görüşünü yinele-
di. Mevcut seçim sistemi ile "azın-
lığın, çoğunluk üzerine egemenlik
kurabildiğini" belirten Ecevit, bu
sistemde ANAP kadar SHP'nin
de payı olduğunu söyledi.
"DYP'nin de geri kalır yanı yok"
diye konuşan Ecevit, bu konuda
şöyle konuştu:
"Yiizde 30'u bulamayacağı beJ-
11 olan bir oranıyla DYP ve
SHP'den biri tek başına bu sis-
temle iktidara gelirse ne olacak?
tkisi de şimdi ANAP'ın düştügü
durumdan daha kötü dunıma dü-
şecek ve siyasal yaşamımız, tıka-
nıklıktan yine kurtulamayacak."
12 Eylül öncesindeki kargaşa
ortamında, Süleyman Demirel'in
koalisyon çağrılarını reddettiğini
hatırlatan Ecevit, "Demirel, o za-
man "Biz CHP ile ancak savas
haiinde koalisyonu düşünebiliriz"
diyordu. Sayın Demirel'in kafası
hâlâ o eski kafa. Geçenlerde Sa-
yın Baykal'la kurduğu diyalogda,
koalisyona gitme konusunda "Bu
bir cephelesme değildir. Herkes
kendi yoluna gideı. tki koç bir ka-
zanda kaynamaz" diyor. Ancak
12 Eylül öncesinde. koalisyonu
reddedip cepheleşmeyi seçen de
Sayın Demirel'di. Cephe kutup-
laşmayı, koalisyon uzlaşmayı
getirir" biçiminde konuştu. Ece-
vit, DYP ve SHP'nin "erken
seçim" istediklerini ancak bunun
gerekliliğini "Özal'ın cumhurbaş-
kanhğından indirilmesi" ile bağ-
daştırdıklannı ifade ederek, siste-
min 'adilleştirilmesi'ne yanaşma-
dıklarını belirtti.
Konuşması sık sık alkışlarla ke-
silen DSP lideri Ecevit, Türkiye'-
nin içeride ve dısanda güçlenme-
sinin güvencesinin demokrasi ol-
duğunu belirterek, demokrasi
anahtannın işçi hakları olduğunu
savundu. Ecevit, Türkiye'nin sa-
vunma araç ve gereçleri bakımın-
dan, "dış satımcı" bir ülke duru-
muna getirilmesi amacıyla kuru-
lan ASELSAN'ın faaliyetlerinin
durdurulmasını da eleştirdi. Ece-
vit bu konuda şöyle dedi:
"ASELSAN'da, reorganizas-
yon yapacağız diye aylardır üre-
tim durduruldu. İşçilerin yüzde
20'sinde kısınü yapılması karar-
laştınldı. Savunma konusunda
kendi kendimize yeterlilik oranı-
nın en çok yükseltilmesi gereken
bir dönemde neden üretimi dur-
durup, işçi çıkarma yoluna gidil-
di?"
TRT engeli
Ecevit, konuşmasının bir bölü-
münün de TRT'nin "anayasa ve
yasadışı" tutumunun ulusal ira-
de önünde başlı başına bir engel
olduğunu belirtti. Ecevit,
TRT'nin parlamento dışı partile-
rin hakkını çiğnemeye devam et-
tigini öne sürerek, "TRT'nin ana-
yasa ve yasa dışı tutumundan ra-
hatsız olan her vatandaş savcılı-
ğa başvurma hakkına sahiptir"
dedi. Ecevit, bu konuda, savcılı-
ğa başvurmak isteyen vatandaşla-
ra, kendi hukukçularının hazırla-
dığı 'başvuru" formlarının veri-
leceğini söyledi.
Dış politika ve AT konulanna
da değinen DSP lideri Ecevit, ül-
keyi yönetenlerin, Avrupalılığın
ötesinde, lıiks yaşam örnekleri
sergilediğini söyledi. Ecevit, "Ko-
lay ve bol kazananlardan, yıllık
gelirleri milyarlan bulanlardan
birçoğunun ödediği vergiler, bir
işçinin ödediği verginin altında
kalırken, işçinin de 'artık benden
bu kadar özveri yeter' demesi do-
ğal değil mi?" diye sordu.
KAMOYT1N ARAŞTIRMAS1
"Başbakan ümit vermedi'
Kamoy'un araştırmasına göre Avni Akyol
en başarısız bakan konumunda.
ıyoru
undc
Ankora: Selanik Cad 8 Kot. 5. Kıday 135 30 94 136 23 97
İSTANBUL (ANKA) —
ANAP, siyasi yaşamdaki 8'inci
yılına girerken örgutü tarafından
değerlendirildi. Kamuoyu Araştır-
ma Kuruluşu'nca, 71 il ve 267 il-
çenin başkan, sekreter ve yönetim
kurulu üyesi 1329 kişi bazında ya-
pılan araştırmaya göre ANAP'lı-
ların yüzde 47.4'ü "Yıldınm Ak-
bulut hükiimeti ülke sonınlanna
çözüm getirecek mi" sorusuna,
'Hajir' yanıtı verdi. Ankete ka-
tılanların yüzde 55.1 'i ise Akbu-
lut'un başbakanlığının ilk done-
minde "iimil vermedigi" görü-
şünde birleşirken bir bölüm
ANAP'lı, "Bu al yanşı alamaz"
diyerek özeleştiride bulundu.
Araştırmaya göre "Akbulut
hukümcti. ülke sorunlanna çö-
züm getirebilecek midir" sorusu-
na, ANAP'hların yuzde 37.9'u
'evef. Yüzde 47.4'ü 'hayır' yanı-
tını verirken yüzde 14.7'si ise bu
soruyu yanıtlamadı. Görüş belirt-
meyenler de genel eğilimler doğ-
rultusunda ortalamaya dahil edil-
diğindc, Akbulut hukümeline
'hayır' dıyenlcrin oranı yuzde
55.6'ya ulaştı.
"Akbulut, başbakanlığının ilk
döneminde ümit vermiş midir"
sorusuna, ANAP'hların yüzde
37'si 'evet' yüzde 55.1'i 'hayır' di-
ye yanıt verdi. Bu soruya,
ANAP'hların yüzde 7.9'u yanıt
vermedi. Yanıt vermeyenler de ge-
nel eğitim doğrultusunda onala-
maya dahil edildiğinde, Akbu-
lut'u ümit verici bulmayanların
oranı, yüzde 60'a fırladı.
Parti yöneticikri, son gelişme-
ler değeılendirilirken de "Bu at
yanşı alamaz", "Parti leşkilatın-
da tarikalçı gnıplar, bölücü faa-
livette bulunuyorlar", "Başansız
bakanlar, hemen değişliril-
melidir" ve "Bu görünümle an-
cak dordüncü parti oluruz"
dediler.
Kamoy'un araştırmasına göre
en başarısız ve en başarılı bakan-
lar sıralamaları şöyle:
Başanlılar: I- Lütfullah Kaya-
lar, 2- Namık Kemal Zeybek, 3-
Mehmet Keçeciler, 4- Ali Bozer,
5- Ekrem Pakdemirii.
Basansızlar: 1- Avni Akyol, 2-
Imren Aykut, 3- Güneş Taner, 4-
Işın Çelebi, 5- Fahrettin Kurt.
Kamoy un "(Başbakan Sayın
Akbulut ümit vermedi) diyorsa-
nız, yerine kimi düşünürsünüz"
şeklindeki sorusunu yanıtlayan-
lardan yüzde 37.9'u Mesut Yıl-
maz, yüzde 32.7'si yine Akbulut,
yüzde 20.6'sı Hasan Celal Güzel,
yüzde 5.1'i Ekrem Pakdemirii,
yüzde 3.4'ü Mehmet Keçeciler
derken yuzde 0.3'ü de Aydın
Menderes ağırlıklı olmak üzere çe-
şitli isimler dile getirdi.
Kamoy'un aynı araştırmada
yönelttiği bir başka soruyu yanıt-
layan ANAP'hların yüzde 40'ının
"Akbulut ümit verdi" demesine
karşın bu soruda "Akbulut'un al-
ternanTı Akbulut" diyenlerin ora-
nı yüzde 32.7'de kaldı.
Ayrıca, 7 ay önce ANAP orgü-
tü içinde yapılan bir araştırmada
Mesut Yılmaz'ı lider alteınatifi
olarak gösterenlerin oranının yüz-
de 31.3'den, yüzde 37.9'e yüksel-
mesi Yılmaz'ın liderlik şansının
artması şeklinde yorumlandı. Di-
ğer lider adaylarından Hasan Ce-
lal Güzel'in liderlik şansının ise
inişe geçtiği belirledi.
Çanakkale
Özay
mahkem^ye
gidiyor
BURSA (Cumhuriyet Büro-
su) — Çanakkale'deki kurtuluş
törenlerinde Cumhurbaşkanı
Turgut Özal'a tavnndan ötüni
içişleri BakanbğVnca gorevden
alınan Belediye Başkanı İsma-
il Özay, karann iptali için bu-
gün Bursa Bölge tdare Mahke-
mesi'ne başvuracak.
SHP Bursa İl Başkanı Sem-
settio Şen, bir grup hukukçu-
nun Çanakkale'de Özay ile gö-
rüştüğünü ve dava dilekçesini
hazırladıklarını söyledi. Şen,
"Avukatlanmız dilekçe üzerin-
de son çaiı^malanm yapıyorlar.
Yapuğımız görüşmelerde İsma-
il Özay'm avukatlan yann (bu-
gün) Bursa "ya gelerek Bolge
Idare Mahkemesi'nde karann
iptali için dava açacaklar."
Bodrum Cumhuriyet muha-
birinin haberine göre SHP'nin
42 il, ilçe ve bdde belediye baş-
kanlan TBMM Başkanı ve Baş-
bakan'a çektikleri telgrafta Ça-
nakkale Belediye Başkanı İs-
mail özay'ın derhal göreve ia-
de edilmesini istediler.
GUNLEREVKOPUGU
AHMET TAN
İki' Ayrı Devlet İşareti...
ANKARA — İngiliz Muhafazakâr milletvekili soruyor:
"Dünyada komünizm ve komünistler yok olurken, siz Kutlu
ile Sargın'ı neden hapse attınız?"
Soruyu yanıtlamaya çalışırken yanımızdaki İngiliz işçi Partisi
milletvekili müdahale ediyor:
"Bir dakika lütfen... Türkter onları hapse atmadılar, nesil-
leri tükeneceği için korumaya aldılar.."
Gıcık kahkahalar...
AT Karma Parlamento Komisyonu'nun Başkan Yardımcısı De-
niz Baykal'ın bundan önceki SUasbourg toplantısında "komü-
nist partinin kurulmasının kaçınılmaz olduğunu" söylemiş d-
ması falan Türkiye'nin dalgaya alınmasını önleyemiyor.
AT'nin dönem başkanlığını yürüten İrlanda'nın Devlet Bakanı
Bayan Marie'yi Antalya'daki toplantıya göndermesi bir ittifat gibi.
Ama değil. Dışişleri Bakanı Bozerin verdiği yemekte kalkıp
Bayan Marıe'nın "Benim ana dilim" diyerek "Keltikçe" konuş-
masındaki açık mesaj şunu gösterıyor:
"Ben bir bakan olarak ülkemdeki birazınlık dilini rahatça
konusabiliyorum. Ya siz..."
Antaiya daki toplantıya katılan Avrupalı milletvekilleri Türk ga-
zetelerini inceliyorlar. Hepsinin yardımcıları var. Ayrıca Ankara1
dan kopup gelmiş büyükelçileri Türkiye bilgilerini, birikimlerini
kendilerine aktarıyorlar. Gazeteler Güneydoğu'dan insan man-
zaraları ile dolu. Renk renk kocaman fotoğraflarda insanlar iki
elleri havada işaret ve orta parmaklarını ayırarak "V" işareti ya-
pıyorlar.
İşaret ve orta parmağını ayırarak "zafer" demenin patenti İn-
giliz devlet adamı Churchill'de
Cizre'de, Nusaybin'de parmaklarını ayırarak poz verenler ne
"ChurchlH'Tık ediyorlar ne de "zafer" demek istiyortar.
"Iki'nin anlamı
İşaret ve başparmağını ayırarak göstermenin günlük yaşam-
da ve sokaktaki adamın sözlüğünde tek karşılığı var: "İki".
Avrupalı milletvekilleri Ankara'daki büyükelçilerıne soruyor-
lar:
— İki... Yani iki devlet mi? İşaretin anlamı bu mu?
Özel konuşmalarda lafı döndürüp dolaştırıp Türkiye'nin nü-
fusça ve toprakça "dev" bir ülke olduğunu söylüyorlar. Bu top-
rakların ve nüfusun biraz fazlaca büyük olduğunu ima ediyor-
lar.
Avrupalılar, Güneydoğu'daki terörü, açık tribündeki seyircinin
rahatlıgı içinde izliyorlar.
Cumhurbaşkanı uçağı ile ağırlanan AT komiserı Abel Matu-
tes'in şu sözleri hem bu rahatlıgı sergılıyor hem de "haıiçtsn
gazel okuma ile bekâra kan boşamanm kolaylığı"nı
Muz kulvarı
Sinyor Matutes diyor ki:
— Terörle mücadele ederken insan haklanna uygun ha-
reket etmek gerek.
Avrupa Topluluğu'na katılma maratonunda Türkiye'nin koştu-
ğu kulvar muz ve kavun-karpuz kabukları ile döseli.
Türkiye'nin düşmesini keyıfle izleyecekler o kadar çok ki.
Antalya'daki 29. Karma Komisyon Toplantısında Özal'ın şeref
konuğu Matutes Türkiye'nin düşmesinden keyif alacaklardan de-
ğil.Maraton pıstini terk edin, yandakı patikadan yürüyün' deme-
si belki yufka yüreklıliğinden.
Sinyor Matutes diyor ki: "Bırakın demokrasi standardını fa-
lan sizin endüstri hedefleriniz bile bize uymuyor. Biz çelik
endüstrisini tasfiye ederken, siz son yıllarda çelik üretiml-
nizi yüzde 50 arttırdınız. Biz çelik işçisine işi bırakın diye bu
sektördeki işçilere sizin verdiğiniz aylığın üç katını verlyo-
ruz. Bu durumda ortaklık görüşmelerine oturmamız karsı-
lıklı birbirimizi yıpratmak olacak. Bu hem AT için hem TC için
sonu belirsiz bir maceradır."
Sinyor Matutes'in dediği açık:
"AT maraton pistini bırakın. Yandaki patikaya buyurun. An-
cak gidersiniz."
Matutes bu sözleri kameraların ve teyplerin önünde soylüyor.
"Üyellk ne zaman?" sorusuna özel sohbetlerde AT milletve-
killeri ile teknısyenlerinin yaptıkları işaret Güneydoğulu yurttaş-
larınkine benziyor.
Yani işaret ve orta parmaklarını ayırarak "iki" diyortar. Bu "İki",
biraz farklı. "İki bininci yıl" anlamına.
Türkiye'nin yapması gereken ne?
Güçlü olmak elbette.
Güçlü olmak ve parmak işareti ile konuşanlara benzer dille
yanıt vermek.
Milli Savunma Bakanı Safa Giray
önleme
gerek yok'
Bakan Giray, "Mücadele devam ederken her görüntüde
yeni önlem diye çıkarsak olmaz. İşte önlem ortada,
konmuş, yürüyor. Ulusal uzlaşma hükiimeti önerisi
çocukça laftır" diye konuştu.
FARUK BİLDİRİCİ
ANKAR.\ — Milli Savunma
Bakanı Safa Giray, Güneydoğu-
daki olaylan değerlendirirken
"Yeni önlem alınmasına ve sıkıyö-
netim ilan edilmesine gerek
olmadığını" belirterek "İşte önlem
ortada, konmuş yüruyor" dedi.
Giray, basm ve muhalefetin terö-
rün önlenmesiyle görevli olmadı-
ğını savundu ve "Görevrai yapan
insanlar var. Bırakın da bu adam-
lar görevlerini yapsınlar" biçimin-
de konuştu. Giray, SHP'nin "ulu-
sal uzlaşma hükümeti" önerisini,
"Çocukça laflar" olarak niteledi.
Safa Giray, Güneydoğu'daki
son gelişmeleri değerlendirirken
basının tavnnı da eleştirdi ve "Sı-
kıyönetim ilamnın sadece basın
tarafından lartışıldığım" söyledi.
Giray'a bolgedeki olaylar konu-
sunda yönelttiğimiz sorular ile ya-
nıtlan şöyle:
"— Güneydoğu'daki son geliş-
meler artık yeni bir aşamaya giril-
diğini mi gosteriyor?
GİRAY — Mücadele devam
ediyor. Mücadelenin safahatı ara-
sında böyle bir şeyin olması da
mümkün. O bakımdan 'iki taraf
mücadele ederken hep aynı taraf
vunır' diyemezsiniz. Zaman za-
man böyle bir durum da çıkar.
Ama sonucu bellidir bunun. Türk
emniyet kuvvetleri bunu hallede-
cektir, çaresi yok.
— Ama Nusaybin ve Cizre'de-
ki olaylar artık halkın katıklığı e>-
lemler biçiminde değil mi?
GİRAY — Hayır. Halkın katıl-
dığı goruntüsünü verme çabası
\ardır. Bunlar şehir içinde bir teş-
kilatlanma havası ortaya koyup,
sanki herkes katılıyormuş gibi bir
kışkırtma havası içine getiriliyor.
Bu teşkilatlı bir şey.
— Sıkıyönetim konulup konul-
mayacagı da tartışılıyor.
ĞİRAY — Tartışılıyor olabilir.
Bırakın bunu vazifelileri tartışsın.
Lazımsa koysun. Değilse koyma-
sın. Şu ana kadar sıkıyönetimden
bahseden olmadı. Ama gazeteci-
lerimiz bahsediyor.
— Siz gerekmedigi kanısında
mısınız?
GİRAY — Hayır. Ben lüzum
olmadığı kanaatindeyim.
— Nasıl yeni öniemler alınma-
sı düşünülüyor?
GİRAY — Yeni önlem nedir ki
kardeşim? Bir mücadele devam
ediyor. Bu mücadelenin böyle gö-
rüntüsü de olur. Hemen her gö-
rüntüde yeni önlem diye olmaz ki
bu. İşte önlem ortada. Konmuş
yûrüyor. Bunlar da yakalanacak.
— Ama Genelkurmay Başkanı
Sayın Tonımtay. gazetelerdeki de-
mecinde yeni önkmlerden söz
ediyor.
GİRAY — Efendim, Sayın To-
rumtay da bir kokteyle gitmiş.
Orada gazetecileT sıkıştırmış. He-
men orada ağzından laf almaya
çalışıyorlar. Sıkıştırınca ağzından
bir laf çıkınca, o lafı bilmem ne-
reye benzetmiş. Onun üzerine bi-
na kuruluyor. Yani Tonımtay ger-
çekten öyle mi dedi. Böyle mi de-
di. Belki de hiç alakası yok. Belki
de asil düşündüğü ile orada yazı-
lanlar arasında dağlar kadar fark
vardır. Bunlar metod değildir.
— Yani devlet politikasında bir
degişikliğe gerek yok diyorsunuz?
GİRAY — Onun görevlileri
oturur, konuşur. Sizler değilsiniz
görevli. Muhalefet de değil. Bu ik-
tidar görevli, otururlar, aldıklan
kesin bilgiler üzerinde devamlı pc-
litikalannı çözerler.
— L'lusal uzlaşma hükumetine
gerek var mı?
GİRAY — Ne demek o yahu?
Ben öyle bir şey anlamıyorum. Bu
laf ikide bir ortaya atılır. Hiçbir
şeye yaramayacak bir davranış
olur. Hiçbir şeye yaramaz. Birta-
kım çocukça laflar bunlar.