Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 MART 1990 CUMHURİYET/17
\
HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGÜN DUNYA'DA BUGÜN
Meteoroloıi Genel Müdürtüğü'n-
den alınan bilgıye göre. yurdun ku-
ZEybatJ kesimleri parçalı buluttu ote-
ki yerter az bulutlu ve açık geçecek
Hava sıcaklığında önemlı bir deği-
şiklik olmayacak. Rüzgâr. kuzey ve
batı yönlerben fıatıf, ara sıra orts
kuvverie esecek. Denızterimerie rüz-
gâr: Dofiu Karadeniz'de kıNe ve gû-
neydoğusuncfan, diğer denizlerimiz-
de kıble ve lodostan 3-5 kuvvetin-
de, saatte 10-21 deniz mili hızfa ese-
cek. Deniz mutedil dalgaiı olacak
Görüş uzaklığı 03-15. yer yer 2 met-
re doiayında bulunacak. Van Gölîı'n-
de hava: Az bulutlu ve açık geçe-
cek Ruzgâr, kuzey ve baüdan hafif, ara sıra orta kuvvene
esecek. Goi küçük dalgalı olacak, görûs uzaklığı 10 km. do-
layında bulunacak
p
Adıyaman
Afyon
Ankara
Amakya
Antalya
Artvin
Aydın
Baknesır
Bdecık
Bingöi
BıUıs
Bokı
Butsa
CanaMaıe
Cotum
Dernzi
A 22° 10° Dıyarbakır
B 18° 6-Edirne
A 18° 5°Erzincan
B 20° 3° ErzurufTı
A 6° -5° Estfşehir
B 22° 5° Ginantep
B 18° 3°Gıresun
A 18°
B 25°
B -3°
A 4°
B 21°
B 18"
12°
A 22° 8° Gumuşhane B 13°
2° 11°
A 21°
B 19"
A 24°
A 6°
A 11° 2°Hakl<4n
A 26° 9°lspana
B 23° 5° Islanbu
B 17° 5°lflnir
A 11° 1° Kare
A 11» 1° Kastamonu A 20°
A 20° 1° Kaysen A 20°
B 24° 6°Kırlcaretı B 24°
B 18° 8°Kotıya
A 19° O-Kutalıya
A 24° 9° Matatya
A 20°
A 20°
A 17»
2° Manısa
8° K Maraş
1°M«siıı
8° Vlu$ö
3°Mus
2° Sıgde
5°0rdu
2°Rıa
0°Samsun
3°Sart
6° Stnop
8°Sıvas
7° Tekırdas
3° Trateon
0° Tuncetı
9°Uşak
6°Vm
2°Zonguk)ak
»^ sSı fâlafit A-aç* B-bulutkj G-«uneş!i K-lariı S-aslı Y-yagmurtu
.rosio n » * L
^ '^S* Lenıngrad
Kopenhag
*Londra .
BULMACA
SOLDAN SAGA:
1/ Organ bozuklukla-
rını tedavi eden he-
kimlik dalı. 2/ Dün-
yanın en tanınmış
çağlayanlanndan biri.
3/ Şarbon hastalığına
verilen bir başka ad.
4/ Atın başına geçiri-
len dizgin ve süsler...
Yilbik, tutank gibi
adlar da verilen bir si-
nir hastalığı. 5/ Pasi-
fik yerlilerinin çiçek-
ten yaptıkları kolyeye
verilen ad... tlaç...
Tarla sının. 6/ Argo-
da esrar... Eski dilde gelin. 7/ Kiraya-
da basit şekerlere verilen ad... Içinde
sodyum karbonat bulunan su. 8/ Kul-
lanıştan kaldırma... Ticaret eşyası. 9/
Yapraklarından yeşil boya çıkarılan bir
bitki.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Urları inceleyen tıp dalı. 2/ Uyrna,
boyun eğme... Platinin simgesi. 3/ Gü-
neydoğu Asya'nın bataklık ormanla-
nnda yaşayan balıkçıl kedi... Yapısına
girdiği sözcüğe "kendi kendine" anlamı katan yabancı bir önek.
4/ Tann... Çiftiik uşağı. 5/ Hisse... Rütbesiz asker... Bir nota. 6/
Deliliğe Övgii adlı yapıtıyla ünlü Hollandalı hümanist. 7/ tneğin
erkek yavrusu... İtk damıtılan ve içinde anason bulunmayan rakı.
8/ Karakter... Güneydoğu Anadolu'da özelikle kadınların çeşitli yer-
lerine yaptırdıkları bir çeşit dövme 9/ Büyiik yankı uyandıran utanç
iverici olay.
ÖINCE CumhuriYet
M. Stalin
Ycni FORU
Olomobil Imahitı
Olıınık
Gl \l t
9183l:ı Ir
26 MART 1930
Rusya komünist fırkası katibi
umumisi ve Sovyetlerin en
nafiz recülü bulunan Stalin
hakkında dünkü posta ile
gelen Deyli Meyl gazetesile
ondan naklen "Tan"
gazetesinde garip bir haber
gördük. Moskova'dan gelen
yolcuların Estonya ve Letonya
gazetelerine verdikleri
malumata nazaran Stalin'in
istifaya mecbur edildiği,
Sovyetler payitahtında şayi
olmuştur.
Guya, Stalin köylerde sosyalizmin cebren tatbikına ait
tedabirin tadili için emirnameler neşretmesi üzerine genç
komünistler galeyana gelerek mumaileyhi istifaya icbar.
etmişlerdir.
Şayanı itimat görülmeyen bu haberi kaydı ihtiyatla
naklediyoruz.
M. Stalin'in öldürüldüğüne dair dün şehrimizde bir şaia
zuhur etmiştir. Bu hususta TASS ajansının tstanbul
muhabiri M. Sablauski'nin malumatına müracaat ettik. M.
Sablauski bu haberin aslu esası olrnadığını ve bugünlerde bu
gibi şayialann sık sık kasten işaa edilmekte olduğunu beyan
etti.
30 YIL ONCE Cumhur.yet
îplikçi Camii
Mustafa Rnnyon
26 MART 1960
Ön seneden fazla bir zamandan beri
arkeoloji müzesi olarak kullanılan ve
yakın zaman içinde ibadete açılması
kararlaştırılan Îplikçi Camii bugün
yapılan bir törenle açılmıştır. Törende
Konya milletvekilleri, Vali ve çok
kalabahk bir halk kitlesi hazır
bulunmuştur. Caminin açıbşı
dolayısiyk törende bir konuşma
yapan D.P. Konya Milletveküî Mustafa Runyon; "Allah
camilerini ve mescitlerini o gıinüne hazırhyanları mâmur
eder" derniş ve Kur'andan âyetler okumuştur. Allahın
mescitlerini kapatmak için uğraşan bir zihniyetin çok zâlim
bir zihniyet olduğunu söyleyen Runyon, "Dünyada rezil,
rüsva olmak onlar içindir. O nâmert ellerin üzerinden
çekildiğini görerek şükrediyor bu cami" demiştir.
Bilâhare söz alan Vali Cemil Keleşoğlu da camileri
kapatanların bu milletın inancına aldırmayan insanlar
olduğunu sdylemiş, hükürnetin kapatılmış ibadethaneleri
açmaya devam edeceğini ifade etmiştir. Bundan sonra
camide ilk cuma namazı Konya Milletvekili Mustafa Runyon
tarafmdan kıldırılmış ve ilk hutbeyi de kendisi vermiştir.
Hrutçef Fransa'da
Fransız siyasi yazarlarının bugün şerefine verdikleri yemekte
Başvekil Hrutçef Sovyetler Birliğinin nüklear meseleler
konusunda Fransa ile nüklear silahlara sahip diğer devletler
yani İngiltere ve Amerika ile eşitlik esasına dayanan
müzakerelere girişmeğe hazır olduğunu bildirmiştir. Hrutçef
"Fransaya saygı besliyoruz. Atomik ve nüklear politika ile
ilgili meseleleri Fransız temsilcilerinin iştirakiyle Birleşik
Amerika ve İngiltere temsilcileriyle birlikte barış
menfaatlerine uygun olarak halletmek üzere müzakereye
hazırız" demiştir. Alman meselesine de temas eden Sovyet
Başkanvekili, "tkinci Dünya Harbine bir banş amlaşması ile
katî olarak son vermek istiyoruz. Bu uğurdaki gayretlerimiz
boşa çıkarsa demokratik Alman Cumhuriyeti ile ayrı bir
barış antlaşmast imzalamağa mecbur olacağız" demiştir.
Hrutçef Fransa Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmelerde ele
alınan konular hakkında herhangi bir tafsilat vermekten
çekinmiştir.
GEÇEN YIL BLGUN Cumhuriyet
Söz sırası seçmende
26 MART 1989
Yerel yöneticilerin belirlenmesi amacıyla bugün 28 miiyon 66
bin seçmen sandık başına gidiyor. Vatandaşların 1984
belediye başkanlığı için oy kullanacağı yerel seçimlerde, 74
yeni belediye ilk kez belediye başkanına kavuşacak. Kent
seçmeni üç kez oy kullanacak. Anakent belediye başkanlığı
puuılası beyaz, ilçe veya kent belediye başkanlığı pusulası
mavi, belediye meclisi ov pusulası sarı, il genel meclisi o>
pusulası ise turuncu renkte olacak. Oy kullanmayanlar, para
cezası vermeyecek.
26 Mart yerel seçimleri, cumhuriyet tarihinin 6. yerel
seçimleri olacak. ilk yerel seçimler 17 Kasını 1963 tarihinde
yapılmıştı. Sonra sırasıyla 1968, 1973, 1977, 1984 ve 26 Mart
1989'da verel seçimler vaoıldı.
TARTISMA
Çevre Korıuııaeılıgııııız
Korumacı ile spekülatör arasındaki savaşımı daima spekülatör
kazanır. Çünkübirtaraf nostaljik, ütopik, ötekitaraf akılcı,
pratik silahlarla savaşır. Kazanmak için ilk adım aynı silahı aynı
etkinlikle kullanmaktır.
Korumacılıkta başarılı Avrupa ülkelerinin
pek azında eski eserler ülkemizdeki çeşitlilikte,
yoğunluktadir. Bunlann hepsini birden koru-
mak ürkütücü bir sorundur. Buna karşın ülke-
mizin maddi olanakları Avrupa ülkelerile ters
orantılı olarak kısıtlıdır.
Şu gerçeği anlamalıyız; eski eserlerin tümü-
nü bir müzeci yaklaşımıyla korumamız müm-
kün değildir. Yıllar, yüzyıllar boyunca ayakta
kalabilmiş yapüarın ortak özelliğini düşünelim:
Bunların hep insan yaşantısıylaiçiçeolduklannı
görürüz. Yapının, yerleşmenin yaşaması için
mutlaka bir fonkisyonu olması gerekir. Fonk-
siyonunu yitirmiş bir yapının yasamı da biter.
Kanımızca benimsenmesi gereken bir ilke şu
olmalıdır: Asılkorunması gereken çevredir. Bir
sokak, bir yapı adası, bir yerleşme gibi. Bütün
kişliğini kaybetmiş bir çevrede tek yapının ko-
ruhması neye yarar? Meğer ki o yapı türünün
çok değerli bir örneği olsun. Londra'nın eski
mahallelerini dolaştığınızda otolar, çağdaş gıy-
sili insanlan görmesenizçağınızı şaşırabilirsiniz.
U U U U LJ LJ
•DDDDD
GDDODD
DDDDDG
3DD DDD
ncoDnn
Eski konutlar bütün cephe elemanlarıyla yerlı
yerindedir. Ama iç düzenkri çağdaş kullanıma
uygun şekilde değiştirilmiştir. Hatta pencerele-
ribilegüçlüklefarkedilecekşekildealuminyum
doğramaileyenilenmlştir. Iştekorumacılanmı-
za düşen esas görev, daktilolarını ara sıra bıra-
kıp, çizim masalarına oturup yaratıcı tasanm
güçlerini seferber ederek bu problemlere çözüm
aramaları ve bulmalarıdır.
Korumacı ile spekülatör arasındaki savaşımı
daima spekülatör kazanır. Çünkü taraflar eşit-
siz koşullar altında farklı silahlarla çarpışırlar.
Korumacı güçsüzdür. Hesaba değil, kitaba da-
yanan nostaljik bir tutumla belirsiz, ütopik
amaçlar peşinde koşarken spekülatör akılcı,
pratik metotlar kullanarak belli bir amaca emin
adımlarla yürür. Amaç tektir, yalındır: Daha
çok kazanmak.
Eğer 'makiis lalihimizi' değiştirmek istiyor-
sak aynı silahı kullanmak, akılcı, gerçekçi bir
stratejide birleşmek zorundayız. Bunun da yo-
lu kullanıcının yani halkın maddi, manevi po-
tansiyel gücünün kendi tarafımıza katılımını
sağlamaktır. İnsanlarımızın en doğal gereksin-
melerini gözardı ederek, çıkarlannı baltalayıp
onlarıaçmaza sokarak biryerevaramayız. 'Çi-
visine kadar eski haliyle muhafaza' müze ola-
rak dondurulmuş yapılar için geçerlidir. Bunun
yerine tarihsel yapılan 'özgün kişilifclerini ola-
bildiğince koruyarak fakat değişmelerini göze
alarak kullanıma açmak' ilkesini benimsemek-
ten başka çıkar yol yoktur.
Doç. Dr. FEYYAZ ERPİ
ODTÜÖğrelimÜyesi
Düııc>alan Karartıııayalım
Ne bir yasa çerçevesinde yurtdışında müzik eğitimi yapmak, ne
debirdevletbaşkanının"Sevgisine ve iltifatına mazhar olmak"
suç olmasa gerekir.
Gazetenizin 21.2.1990 tarihli sayısında yer
alan eleştirmen-yazar Sn. Filız Ali'ye ait yazıyı
üzülerek okudum.
Ne bir yasa çerçevesinde yurt dışında müzik
eğitimi yapmak ne de bir devlet başkanının
"Sevgisine ve iltifatına mazhar olmak" suç ol-
masa gerekir. Zira bu durumdaolan halen yurt-
dışında ülkcrnizı başarıyla temsil eden, sayısız
devlet başkanının yinesayısıziltifatlarınamaz-
har olan çok sayıda müzik elçimiz mevcuttur.
Ayrca Sayın yazar, genç piyanist ile ilgili bilgi-
lerinin konserde dağıtılan kâğnlarda yazılanlar
kadar olduğunu belirtmektedir.
Genç piyanistin asıl büyük suçu ise "Türkii-
lerle evrensel" olmayı kHıdisine amaç edinmiş
olmasıymış.
Çok zengin olan Türk folkloru veezgileri da-
ha pek çok besteciye konu olmalıdır ve olacak-
tır. Dileğimiz bu "keşiflerin" çok sayıda yapıl-
masıdır. Hepimizedüşengörev isebutürçalış-
malar içindeolan ve helebizleri yurtdışında tem-
sil eden gençlerimizi teşvik eımek ve onları yön-
lendirmektir.
Son yıllarda ülkemizde müzik eğitimıne olan
ilginin giderek arttığı ve çok değerli gençlerin ye-
tiştiği bir gerçektir. Ancak konservatu\'arlan bi-
tiren pek çok genç imkânsızlıklar nedeniyle yurt
dışına gidememekte ve bir burs alabilmek için
çırpınmaktadır.
Sayın yazar belki "Size ne" diyebilir. Ancak
gerek gençlerin yapıtlarını beğenen bir müzik-
sever olarak gerekse haksızlığı kabul edemeyen
bir Cumhuriyet okuru olarak görüşlerimi bildir-
meyigörev bildim.
EROL YILMAZ / lstanbul
OKURLARDAN
Halk eğitimi anıları
Halk eğitimi merkezierinin
yararlarına inanarak 1963-66
yıllarında Konya Halk Eğitimi
müzik faaliyetlerini eşim
Ibrahim Sarıçiftçi ile beraber
üzerimize almıştık.
Halka müzik zevkini aşılamak
üzere, kişisel, grup (koro, saz
ekipleri v.b.) çalışmalan
yapardık.
Mesai ve işçi çalışma saati
dışında toplanıp,
çalışmalanmızi severek
yürütmenin yanında haftada
bir gün bir otet lobisinde kendi
olanaklanmız ve öğretmen
okulunun repertuarından
faydalanarak İzahlı Klasik Batı
Müziği saati yapıyorduk.
Dinleyicimiz her defasında
artıyordu.
O yıllarda Konya'da sanat
faaliyetleri daha da ileriydi.
Her çeşit okulda yaptığımız
çalışmaları hâlâ özlemle anıyor,
şimdiki okulların müzik
çalışmalarını görerek
üzülüyoruz.
izahlı müzik saatinde bir de
unutamayacağımız anımız
vardır. Otelde kalan bir yabancı
turist dinleme saatimize katıldı,
sonunda "Dünyayı
dolaşıyorum, otel lobisinde
böyie eğitici bir çahşmaya
rastlamadım" diyerek bizleri
kutlamıştı.
Halk Eğitim Merkezleri adlı
yazıyı yazan Sayın Hüseyin
Erkan çok güzel açıklamalar
yapmış. Hiç ücret almadan
aynen çahşıyordu öğretmenler.
Çerkczköy Lisesi
öğrencilerinden Arzu Durmaz'ı
candan kutlarım. tznini
almadan onun "Öğretraenim"
adlı şiirini emekü müzik
öğretmeni olarak seslendirdim.
Adresime telefon ederse mutlu
olurum.
Ne güzel dile getirmiş
öğretmenlik meslegıni.
Yürekten sevgiler.
ŞÜKRAN SARIÇİFTÇİ
Emekli Müzik Öğretmeni
ÎSTANBVL
GALERİ •ATÖLYE PERA 146 97 38-132 64 26
MUSTAFAŞENER
Resim Sergisi
12 Mart-2 Nisan '90
San Sineması Artası. Yedikuyular Çıkmazı
6/7 Elm*d»g 132 59 59
MUSTAFA ATA * YUSUF TAKTAK
2 0 M a r t * 2 5 N i s a n
M İ N E S A N AT G A L E R İ S İ
Kuşdıli Cad. No 21 Altıyol Kadıkoy 345 64 40
TEM SANAT GALERİSİ
3-30 Mart 1990
HHİtMSOI.MMUUS.TUtCUTltnUT FEIttUH IA<JC* CMT IU«M WJW MEUN Kvm»
««O*D<NO lEYUO»MSO.«SrGUNAL «DIMGUNSJt
Kuyuiubostan Sokak 44/2 Nişantaşı.Tel: (1) 147 08 99
H A S A N S A F K A N
H E Y K E L S E R G İ S İ
27 MART-1 4 NİSAN 1 9 9 0
A K K A V A K S O K A K 1 / 1 N İ S A N T A $ I İ S T A N B U L 1 3 1 1 0 2 3
P A Z A R O I Ş t N O A H E R G Ü N 1 1 3 0 1 8 . 3 0 A R A S I A Ç I K T 1 R
lanakt UMT UUUİSİ '
SLNA
BABUR
RCMITI S g
26 Man-14 \is;ın
N.spelıye Cad 44 2
Etileı 164 08 10
G A L E R İ
BEYTEM
CALKAN27 Mart'11 Nısan
Açılıj 27 M»rt 18 00
tmtzüa osrlıyapabiiİTSİiiiî
Büyüfcdere Cad. Beytem Han
Şi$ll 131 23 00
^ MİNÂSANVER A
• •
f \
T A K I A L E R I S I
AYŞEnin 90
Koleksiyonu
26 Mart - 7 Nısan
Vapur iskelesi Sok No: 5
Ortak&y 159 19 11
HOBİ
sanat «alerisi
SARKİS
GÜNSEL
Resim Sergisi
23 Mart-10 Nisan
v»l,Kona<)ı Cad Pas>) 85
NıtanUsı 146 7281
AEDPA
M^Tekstilbank Sanal
Galerisi
TARIK CARIM
YaglıOoya Resim Sergisi
7 Mart-26 Mart'90
Husrev Gerede Cad. 126
TesviKiyc Ueyoanı 136 12 79
y
ATİLLA EKSİNOZLUGİLi «tfı* futumbo Son
B U L U N M A Z
n A, L E o i
Cemal Bulunmaz
ncsin Sergisi 26 Mvl 30 Mssn
KAKE IH\YA II
Edımekapı Halk Ki(3p4ı
523 24 58-151 60 90
Kski Tablolarınız
ilulılurını/, Vntikalarını/
Alınır
Abdı tpekçi c«d. 48 l
Te«vîl(ive'İsUnlMjl
141 04 58-147 74 75
Sergi Duyurulannız İçin
146 97 38-132 64 26
Değerli Resimlerinize
CALERİ
ÇERÇEVE
(irtlıfj Dedt Cad. Tımara Sok.
\ ^ T l h t
HAYATI
MİSMAN
özgün
Baskı Sergisi
24 Mart -22 Nisan
Açılıy ?•) Mart
EW - P.tesi kapalıyu.
GALEHISI
W-.na CMOes. 220 226 61300 MOO»
1e ılı346 97 '4 ı'l345»9«
»DAhmet
Yeşil
resim sergisi
20 mart
13 nisan
»DESTEK
REASÜRANS
sanat galerisi
Tcl: 131 28 32
İ; günieri
11.00- 18.»
KALBINIZI
KORUYUNUZ
TÜRK KALP VAKF1
Muayene. Teşhıs. Tedavi,
| Laboratuvar, Röntgen
175 12 44/45-148 58 66
GÖRÜLMÜŞTÜR
tlhan Selçuk
6. bası 5000 lira (KDV içinde)
Çağdaş Yayınları Türkocağı Cad 19-4/ Cağaloğlu-îslanbul
Ödemeii gönderilmez.
POLTTIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Daıteler Kapıyı Çalıyor...
Bir yazar faşizm için, 'düşünce değil, kötülüktür' der. Eski-
den bir ülkeye faşizm gizli ve örtülü gelirken, şimdi askeri üni-
forma ile tepeden iniyor. Hitler olsun, Mussolini olsun yönetim-
lerini kotarırken halk için sevimli görünmüşlerdi. Mussolini İtal-
yan halkına bin yıllık bir iktidar getirdiğini söylemişti. İtalyan halkı
da eski sosyalist, yeni faşist palavracının sözterine kanmıştı. Kan-
mayanlar da vardı, onlar azınlıkta kalmışlardı.
Faşizm ülkemize askeri darbelerle 'Atatürkçüyüm' diyerek gir-
di. Askeri darbeler her sosyal ve ekonomik sıkıntıda kapıyı çal-
dı, biz de açtık, alkışladık. Halkımız, açıkça söylemek gerekir-
se, başka ülkeler gibi faşizme karşı direnme gücünü göstere-
medi. Son darbecileri kaç yıl ayakta alkışlamadı mı? Bunu ne
diye saklayalım! Bugün zaman zaman görünen faşizm belirti-
lerine gerektiği kadar tepki görülmüyor. Herkes iş bittıkten sonra
'ben demedıydim mi' diye ortaya dökülse de kulak asmayın?
27 Mayıs özgürlükleri kısan bir yönetime karşı, özgürlük^r
ve demokrasi için gelmiştir. Bugün baktığımızda, bir askeri re-
jim olmasına karşın, elinden geldiğjnce demokrasi getirmiştir.
Bugün onları mumla aramıyor muyuz? 27 Mayıs, 12 Mart ve 12
Eylül'le bir kefeye konmaz. Her ikisi de 12 Mart ve 12 Eylül bal
gibi faşizmdir. Hıfzı Veldet Velıdedeoğlu Hocamız bunları iki ki-
tabında açıkça ortaya koymadı mı? Kitaplar '12 Mart Faşizm FeJ-
sefesi', '12 Eylül / Karşı Devrim' dir.
12 Mart 1971 'de başlarında Genelkurmay Başkanı Merrtduh
Tağmaç olmak üzere dört kuvvet komutanı bir muhtıra vererek
iktidara egemen olmadılar mı? Muhtırada. Atatürk ilkelerinden
ve demokrasinin korunmasından söz edilse de yönetimin faşist
niteliği (boyası) hemen kendini gösterdi. Demokrasi darbecile-
re bol gelen bir elbise idi, hemen daralttılar. 1961 Anayasası'-
nın getirdiği özgürlüklerin hemen hemen hepsini, parlamento-
daki partilerin tüm desteğiyle rafa kaldırdılar. "Sosyal uyanış
iktisadi gelişmeyi aştı" diyorlardı.
Generaller geldiklerinde Meclis'i kapatmadılar, bir araç ola-
rak kullandılar. 1961 Anayasası'nın getirdiği hak ve özgürlük-
lerinden btrçoğunu, özgün sendikal hakları, her türlü örgütlen-
meyi açık tutulan parlamento aracılığıyla sağladılar.
12 Mart, her türlü ileri düşünceye, aydınlara, örgütlenmele-
re, hatta Atatürkçülüğe karşıydı. Kurulan MC hükümetleri ile bo-
yasını belli etmişti Kontrgerilla ile vur kır eylemlerıni örgütle-
mişti. Kontrgerillanın tepede oturan adama bağlı olduğu söyle-
nir. Nitekim 12 Eylül'de de böyle olmuş, kontrgerilla tepede otu-
rana bağlanmıştı. Devletin içinde devletten büyük olanlar. De-
ğerli insanlarımız öldürülüyor, öldürenler bir türlü bulunmuyor.
Yetkililere sorarsanız anarşinin kökü dışandadır. Eğer silahlı sal-
dırıların kökü dışarıda ise yandık demektir. Oışartdaki gelecek,
Levent'te adamın elinden arabayı alacak, karşıya köprüden ge-
çecek, 12 saat arabayla gezecek, gelip Çetin Emeç'i güpegün-
düz öldürecek, katil herkesin gözü önünde bunu yapacak, kim-
se katili göremeyecek... Eğer bunu kökü dışarıda biri yapıyor-
sa, hepimiz yandık, ört ki ölem!..
Vaktiyle silahlı saldırılara gene yanlış bakılıyordu. Bugün ol-
dukça koyu bir demokrat kesilen Demirel, faşizmin silahlı sal-
dırılan başladığında, sorulan bir soruyu şöyle yanıtlamıştı:
"Bana sağcılar anarşi ve terör yapıyor, adam öldürüyor de-
. dirtemezsiniz..."
Şimdi dönüp soralım, anarşi ve terör yapmıyor, adam öldür-
müyor muydu? Öldürüyorlardı ve onları koruyanlar vardı. Dün
de vardı, bugün de var. Bunu iktidara bağlı güvenlik güçleri bi-
lirter. Demokrat kesilen Demirel de ayıkmıştır, söylüyor:
"MİT'in başında üniformalı, görevli subaylar vardır. Bunlann
terfileri genelkurmaya aittir. Hizmet görürken orayı gözetecek-
tir. Geçmişte MİT, 1960 darbesinden, 1971 muhtırasından, 1980
elkoymasından hükümeti haberdar etmemiştir. Hükümet genel-
likle Angola'da olanı bilır de Ankara'da olanı bilmez."
Hıfzı Veldet Velidedeoğlu'nun "12 Mart Faşizmin Felsefesi'-
ni okuyun, faşjzmin bütün oyunları ortaya dökülüyor, (Evrim Ya-
yınlatı). Faşizm artık gizli kapaklı değil açıktan, bağırarak geli-
yor. Gelirken de kimseden korkmuyor. Demokrasi olsa faşizm
gelemez...
ÇAUŞANLARIN
SORULAR1/SORUNLARI
YILMAZ ŞİPAL
"Keseneklerim Zamanaşımına
Uğramış"
SORU: Mayıs 1935 dogumluyum. 1954 yılında ilk kez sigortalı
olarak çalışmaj'a başladım. tki yıl sigortalı çalışbktan
sonra askere gittim.
Emekli Sandıgı'nda geçen hizmetlerimin birkştirilrae-
si için başvurdtım. Görevden ayrıldığım 1966 yılından
itibaren 5 yıl içinde herhangi bir sosyal güvenlik kunı-
luşu ile ilgili bir göreve ginnediğimden, ke$eneklerim za-
manaşımına ugramış. Öğrenmek istediğira:
1) Emekli Sandığı'ndaki zamanaşımına ugrayan ke-
seneklerime karşı bir dava açamaz mıyım?
2) SSK'da gün sayılanm 1.550 dolayındadır. Poiis me-
munı olarak geçen 6 yıllık hizmetim sayılmazsa. SSK
bana 55 yaşımı doldurmam ve 3.600 gün prira ödemiş
olmam şartıyla aylık bağlayacağını soyledi. Eskiden bu
gün sayısı 1.800 idi. Benim bu konuda kazanılmış hak-
larım var mı?
D.U.
VANIT.5434 sayılı TC Emekli Sandığı Yasası'nın 87. maddesine
göre "fîili hizmet müddetleri ile fiili hizmet zamlan 5 yılı doldur-
mamış bulunanlara bir şey verilmez." 88. maddeye göre de "fiili
hizmet müddetleri 10 yıl ve daha fala bulunanlann ayrılışlarında
kesenekleri geri verilmez."
Emekli Sandığı'nca, emekli kesenekleri hizmet süreleri 5 yıldan
çok, 10 yıldan az olanlara istekleri durumunda geri verilebilmek-
tedir. Keseneklerini 5 yıl içinde almayanların ise bu hakları, za-
manasımına uğramaktadu.
27 Mayıs 1983 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 2829 sayılı
yasanın amaa "çeşitli sosyal güvenlik kurumlanna tabi olarak geçen
hizmet sürelerinin birleştirilmesi suretiyle ilgililerin sosyal güven-
liklerinin sağlanması usul ve esaslarının düzenlenmesidir."
2829 sayılı yasanın "hizmetlerin ihyası"na ilişkin 5. maddesi ko-
numunuzla ilgilidir.
"a) Kesenek, prim iadesi veya toptan ödeme hakkı doğduğu halde
paraları zamanaşımına uğrayanların, zamanaşımına uğrayan pa-
raları faizsiz olarak", emekli olmadan, en az 6 ay önce geri veril-
diğinde, eski hizmetleri geçerli sayılmaktadır.
Zamanaşımına uğrayan 6 yıllık keseneklerinizi geri vererek, Sos-
yal Sigortalar Kurumu'nda geçen sürelerle birleştirebilirsiniz. Böy-
lece, SSK'da geçen 1.550 gün ile birlikte yaklaşık, 3.700 gün prim
ödemiş durumda sayılırsınız.
Mayıs 1990'da 55 yaşını doldurmuş ve 15 yıllık sigortalılık süre-
si içinde 3.600 gün malûllük, yaşlıhk ve ölüm sigortaları primi de
ödemiş bir sigortalı olarak yaşlıhk aylığı alabilmeniz, son yedi yıl
içinde, SSK'ya 1-261 gün prim ödemiş olmanıza bağhdır.
2422 sayılı yasa, 1 Nisan 1982'den geçerü ilarak 1.800 olan prim
ödeme gün sayısını 3.600'e yükseltmiştir. Kazanılmış hak söz ko-
nusu değildir.
İLAN
ANKARA ASLİYE DÖRDÜNCİ) TİCARET
MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI'NDAN
Davalı : Hayrettin Alper
Fevzi Çakmak Sok. 31/4 - Ankara
Davacı Emlak Bankası A.Ş. Gnl. Müd. Vekili tarafından aleyhini-
ze ikame edilen 16.033.563— TL. alacak davasının yapılan yargıla-
masında:
Mahkemenıizce yukarıda yazılı adresinize PTT aracılığıyla dava
dilekçesi eklenerek duruşma gününü bildirir davetiye çıkanlmış, an-
cak adresinizde olmadığınız gerekçesiyle tebligat iade edilmiştir.
Zabıtaca da yaptırılan adres tahkikinden bir netice alınamadığın-
dan dava dilekçesi ve duruşma gününün tebligine ilanen karar veril-
mişlır.
DURtijMA GİİNd: 9.5.1990 günü saat: 10.30'da. davalı olarak
duruşmada bizzaı hazır bulunmadığınız veya bir vekille temsil ettir-
mediğini/ takdirde HUMK'nun 213. maddesi geregince lahkikann gı-
yabınızda devam edilece^i.
Keyfiyet dava dilekçesi ve duruşma Rünü yerine geçerli olmak üzere
ilanen t'ebliğ olunur. 14.3.1990
Basın: 2043: