06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyel Sahıbı: Cumhurıvet Matbaacıbk vç Gazetecılık Turk Anonım Şırkeü adına Nftdir N»di 0 Gene! Ya>ın Muduru: Hasan Cemal, Muessese Muduru Emine Lşaklıgil. Yazı tşlerı Muduru Okay Gonensin, 0 Haber Merkezı Muduvu Yalfin Bayer, Sa>fa Duzenı Yone'.menı Alr Aar, O Temsılaler <VNKARA. AJUIMI I«n. tZMIR Hikmcl Çctiakı». ADA_N-V Ç^tin tigenoglıı 1, PobuU. Cttal Basfaugif. L>> Habnler Ejpın ftalo. Ekonomı Cmgu Tnrtan. I; Sendıka Şukran KMcna. Kuı:ar CttaJ l SICT. E£mm Genc*> ^*>taa. Haber Vaştrna İsmti Bcritan. ^Jrt Haberlen Necdef Dogaıı. Spor Dan-smanj Abdulkadir YarrlnMn. DÎn Yazlar Kron Çak^ın, Araştıma Jjlun \lp«>. Duidlme Abdolhüı Vıan. # koordmator Mıııı« Konıfcan, 9 Mah Işler Erol Erfcut # Muhasebe Bulcnl Vntr 9 Buiif-Planlama Sr>ç Osnunbe^oghı 9 Rtklam V v Torun. # Ek Yavm^r H<±n \ky* • Idarc: Hnxtın Ganr. • lşlame Onder ÇeKk. • BıLgı Işlem Naıl lnal • Pmoncl Sngı Bosttncıoglıı. Basan vt teym Cumhurıvta Maıbaaohk vt Oajetealık T-VŞ TUrk Oa* Cad J9/4I l HTJ Ia PK 246-Uıanbul Td 512 0? 05 (20 hal). "fekx 22246 Fa». (1) 526 60 72 0 a-mto- U ı K Z-va Ookalp Blv lnkılap & No 194. Td 133 II 41-»". Tdn. 42344 ftx. (4) 113 0' 6< # Iznv H Zıwı BK 1352 S i 3, Td- 13 12 30. Tfcta. 52359 FK. (51) 19 53 60 Inonu Cad 119 S. No- I Kal 1 Td İ9 3- 52 (4 hat), Tdot. 62155, fiu. (71) 19 37 52 TAKVİM: 6 ŞUBAT 1990 İmsak: 5.36 Guneş: 7.02 Öğle: 12.23 Ikindi: 15.07 Akşam: 17.33 Yatsı: 18.54 Bu haberi 18 saniyede okuyubitirsiniz Aşağıdaki haberde 367 kelime var. 3 saatten 5 günlük "hızlı okuma kursları"na katılan kişinin dakikada okuduğu kelime sayısı 1250 kelimeye kadar çıkabiliyor. FİGEN ATALAY Çok yoğun bir iş yaşamınız var ve önunuze gelen yuzlerce doku- manı okumak için zamanınız mı yetmiyor? Üniversite öğrencisısi- niz ve sınav donemlerinde saba- ha kadar çalışmanıza karşın oku- manız gereken kitapları bitıremi- yor musunuz? Kitap okumasını çok seviyorsunuz ve kısa surede daha çok kitap mı okumak isti- yorsunuz? O zaman sizin "hızlı okuma teknikleri"ni öğrenerek okuma hızınızı kısa sürede yuk- seltmeniz gerekiyor. Dakikada okunan kelime sayısı ortalama 150-250. Bu sayı, gunde 3 saat- ten 5 günlük bir kurstan sonra 1150-1250 kelimeye çıkabiliyor. Bu konuda Ingiltere ve ABD'- de öğrenim gören, Sevk ve lda- re Araştırma ve Geliştirme A.Ş.'nin eğitim uzraanı Ahmet Tanyd, Sheraton Oteli'nde "hız- h okuma teknikleri" semineri ve- riyor. Bu kursun, hızlı okuma tekni- ğinin temel eğitiminı oluşturdu- ğunu belirten Tanyel, kurs so- nunda okuma hızının 2,3, hatta 4 katına ulaşıığını söyledi. Kurs- larda, "gözlerin ne kadar mii- kernmel bir organ" olduğunu an- latan ve "görmeyi - ögrenmeyi" sağlamanın onemine dikkat çe- ken Tanyel, "Hızlı okumak sa- nıldığı kadar zor bir ola> degil- dir. Bu kursa kanlanlar, 5 gün- lük kurstan sonra belli bir aşa- maya geliyorlar. ondan sonra kendilerine bilgisayar programı veriyonız. Kurs bittikten sonra da pratiklerini gdiştirmeleri ge- rekir ki hızlannı artlırabilsinler" dedi.Kursta, "kötü okuma alış- kanlıklarT'ndan kurtulunması gerektiğini vurgulayan Tanyel, "Makyajı değil, kaymağı oku- mak gerekiyor. Biz okurken ke- limelerle konuşuyoruz. Örnegin bir Marmaris kelimesine gelince tatil antlartmıza dalanz. daha sonra okumava devam ederiz. Cümle içindeki gereksiz öğeleri atlayarak duraklamadan, keli- meleri telaffuz etmeden, tam konsanlre olarak, satır atlama- dan. heceleraeden okumak gerekiyor 1 ' diye konuştu. Hızlı okuma turleri de "seçe- rek okuma", "tarama" ve "kri- tik okuma" olarak sıralanıyor. "Seçerek okuma" yalnızca önemti olan bölumleri okumayı, konunun özunu kavramayı sağ- lıyor. "Tarama". bir metnin ne- den soz ettiği konusunda fikir edinmeyı, "kritik okuma" ıse yanlış yazılmış bir kelimeyi he- men görmeyi saglıyor. 5 gunluk ucreti 495 bin lira olan kurslara, daha çok yöneti- ci duzeyindeki kişiler devam edi- yor. Ancak "hızlı okuma leknik- leri"ni derslerine yardımcı olma- sı için öğrenmek isteyen univer- site öğrencüerı, daha kısa sure- de daha çok kitap okumak iste- yenler de kursıyerler arasında. Mimar Nuran Kazaca. "hızlı okuma leknikleri"ni, hem özel merakı olduğu için hem de daha Nasıl hızlı okursunuz? 1. Gozler kelime aralarında duraklamamalı, 2. Kelimeler hecelenmeden okunmah, 3. Anlaşılmayan bir kelime olunca cumle baştan okunmamalı, 4. Satır atlanmamalı ya da aynı satır başına dönulmemeli, 5. Kelimeler telaffuz edilmemeli, 6. Ses telleri kımıldamamalı, 7. Kelimelerle konuşulmamalı, 8. Konsamrasyon kaybedümemeh, 9. Bir anda birden fazla kelime okunmalı. 10. lyi anlayabilmek için yavaş okunması gerektiği duşuncesinden vazgeçilmelı. kısa surede daha çok kitap oku- masım sağlayacağı için öğrenmek istediğini söyledi. Bir fırma sahibi Selim Var, "neden hızlı okuma tekniklerini ögrenmek istedigi" sorusuna şu karşılığı verdi: "Gün boyunca öniıme yuzler- ce dokuman. belge geliyor, bun- lan okumak çok zamanımı alı- yor. Bir de okuduğum metne tam konsantre olamıyorum. Hızlı okuma lekniklerini öğrenerek okumam gerekenleri konsantre olarak kısa surede okumak isti- yorum." Çorlu S.O.S. veriyorŞll k o k u O İ m a s a Çorlu'nun önü, arkası, şağı, solu, dericiler, yağcılar, kâğıtçılarla dolu. İstanbul'dan taşman tesisler çevrelemişler Çorlu'yu, pis kokularıyla, atıklarıyla. Bu tesislerin yerleşmesi kente canhlık getirmiş. "İyi hoşda" diyor Çorlulu, "şu koku olmasa." Fabrikaların atıklari Çorlulular, fabrikaların atıklarından yakınıyorlar. "Atıklarını fabrikasınm 2-3 yüz metre ötesine boşaltanlar var" diyorlar. "Bir de deniz kıyısında yazhklar var. Buralarda kanalizasyon hiç yok. Pisliklerini açtıkları fosseptik çukurlarına boşaltıyorlar." İDRİS ADİL ÇORLU — Çok değil, bundan 8-10 yıl önce İstanbul'dan çıkıp Edirne yonune gidenler bilir, Te kirdağ yol aynmına kadar yolcu- luk "deniz manzaralı" surerdı. Oysa şimdi, bırakın deniz manza- rasını, denizi şoyle bir gormek bile "özel dikkat" istiyor. Devlet has- tanelerini andıran siteler, deniz ile vol arasında birer set oluşturmuş. Denizi saklamışlar, deniz yok ar- tık... Yolculuğa devam edip içeri- lere doğru yönelince, "kıyı kap- raaca", yerini bir başka işgale bı- rakıyor. Tahıl, ayçiçeği ambarı Trakya çıkmıyor insanın karşısına artık. istanbul'dan surulen sana- yi tesisleri parsellemişler yol ke- narlannı. Yolunuza devam edip Çorlu'ya gehnce bir başka görun- tü ürpertiyor insanı. Çorlu'nun onu, arkası, sağı, solu dericiler, yağcılar, kâğıtçılar. İstanbul'dan gelen tesisler çevrelemişler Çorlu 1 yu, kıskıvrak yakalamışlar, pis ko- kulanyla, atıklarıyla. Bu tesislerin buralara yerleşme- si, keme canhlık getirmiş, yeni iş sahaları açılmış, işsizlik azalmış. Ancak "İyi hoş da" diyor Çorlu- lu, "şu koku olmasa." Ticaret ve Sanavi Odası yone- ticileri de Çorlu'da kirliliğin "had safhaya" geldığini belınerek arıt- ma tesisleri yapılmazsa, atık ve ar- tıkların taşı, toprağı ile bir daha kullamlamayacak şekıide çevreyi tahrip edeceğinı söyluyorlar. Çorlu'da görüştuğumuz Ticaret ve Sanayı Odası Yonetim Kurulu Başkanı Oğuz L'ncuoğlu, odanın belirlemelerine göre 36'sı derici ol- mak üzere 50'yi aşkın sanayi tesı- sinin yalnızca birkaçında çalışır durumda antma tesisi bulunduğu- nu belirtiyor. Oğuz Uncuoğlu'nun verdıği bılgiye gore 1988'de oda- >a kayıtlı 16 denci bulunuyordu. 1989'da 20 derici daha oda uyesi oldu. 1990'dada 10 dericinin'ka- yıt için beklendiğı belirtiliyor. Dericilerin buraya verleşmele- rinden sonra Çorlu ve yakın çev- re halkı, daha once "tahayyul" bi- le edemeyecekleri şeyleri yaşama- ya başlamışlar. Çorlu'da ayrı ayrı şoruştuğumuz Belediye Başkanı L'nal Bavsan, Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Oğuz Uncuoğlu, yönetim kurulu uyeleri Adem Güleroğlu, Muslüm Özgnr, Oda Meclisi uyesi tlhan Usküdarda Özbek pilavlı günler Özbek pilavında miktar önemli. Kaç kişi yiyecek pilavı? Adam başına yüz gram pirinç hesaplanıyor. Et miktarı da aynı. Yani yirmi kişi yiyecekse iki kilo pirinci tencereye koyacaksınız. Bir o kadar da parçalanmış et. Biraz daha fazla olursa zararı yok. Daha gösterişli olur. AHMET SABtH Beşiktaş'tan Üskudar'a giden vapur karşı sahile yaklaştığında başınızı biraz yukarı kaldıracak olursaruz solda selvilikler arasın- da kütlesel ahşap yapısı ile Özbek tekkesi karşınıza dikilecektir. Bir zaman var ki "Mas Me- dia"nın yüzünden şerefli adı, Amerika'da oturan ünlü işadamı Ahmet Ertegün'un adı ile birlikte anılma talihsizliğine uğrayan bu tekke, milli mucadelede de adı ge- çen unlü özbekler dergâhıdır. Zamanlar akmış gitmiş, günler günlere eklenmiş, tekke de tarihi Bir konu daha var: Özbekler tekkesi asıl "Özbek pilavı" ile yaşayacak gibi görünü- yor. Geçen hafta Usküdar'da Kana- at Lokantası'ndaıı bir teklif geldi. Lokantanın çalışkan ve ehil pat- ronu Sayın Fuat Kargılı fakire: "Soranlar oluyor. Bize Özbek pi- lavını tarif eder misin?" dedi. "Başüstüne. hatta aşagı mutfağa iner sizin aşçılannızla birlikte yapanm" dedim. "Olur, cumartesi gel" dedi. Cumartesi sabahı mutfağa in- dik. Önce kilere uğrayarak etlerin HAFÎF YAĞLI ETTEN YAPILIYOR — Özbek pilavı hafif yağlı koyun ya da kuzu etinden yapılıvor. (Fotoğraf: Muharrem Aydın) misyonunun sonuna gelmiş. Artık ne "selamlık"da ney sedası duyu- luyor ne "mescit"te yanık sesli ha- fızlar. Belki ara sıra gelen giden olur diye bir tas pilav pişiriliyor, ama onu da ne biz duyuyoruz ne de en vakın komşular. Özbekler dergâhı işin sonuna mı geldi? Hayır gelmedi. Özbekler dergâhının yarısı Amerikan Dolan'na kavuştu, doğnıldu, düzeldi, sılkindi, neşe- lendi, diğer yansı ise kaderin ken- disine biçtiği hükmün nzası ile ya- şıyor. durumuna baktık, kesim biçimleri fena değil. Yumruk kadar olacak, kemikli olacak, hafif yağlı olacak. Koyun eti olursa daha iyi. Kuzu- dan da olur. Özbek pilavında miktar onem- li. Kaç kişi yiyecek pilavı? Adam başına yuz gram pirinç hesaplanı- yor. Et miktarı da aynı. Yani yir- mi kişi yiyecekse iki kilo pirinci tencereye koyacaksımz. Bır o ka- dar da parçalanmış et. Yani o da iki kilo, biraz daha fazla oluısa za- rarı yok. Daha gösterişli olur. trice kıyılmış soğanla etler kav- rulacak, iki dolu servis kaşığı mar- garin yağı koyun, onun dortte bi- ri kadar tereyağı eklerseniz kim- senin itirazı olmaz. Sultantepe'de Seyh Baba kuyruk yağı da koyar- dı. Pilavın yapılacağı günden bir- kaç gün önce Üskudar'dan husu- si vapura biner, Eminönü'ne gider, yıkılan Yemiş, Tahtakale yolu ile Kuçükpazar'a kadar giderek kuy- ruk yağı alırdı. Koku versin diye. Şeyhin vefatından sonra Aşçı Şevket de kuyruk yağı koydu, ama şimdi biz unuttuk, pek de faydası yok. Aramaya değmez, Kuçükpa- zar'a kadar kim gidecek? Etleri soğanla kavururken sal- ça ihmal edilmeyecek, fazla değil, pilavın rengini kızartacak kadar. Kavrulma işi bitince tencerenin ya- rısına kadar su ilave edilerek haş- lama olayına geçiliyor. Ancak ila- ve edilecek olan suyun, daha son- ra pirinç tarafından tamamıyla "çekilmesi" gerekecek ve o sırada pirinç de yumuşamış olacak, bu- tün sır burada. Dolayısı ile suyu ne kadar koyacağınızı siz bilecek- siniz. Kimseye de söylemeyin. Pi- lavın lapa olup olmaması, işte tam o sırada verılecek karara bağlı. Suyu kaynattıktan ve etleri pi- şirdıkten sonra ayıklanıp yıkanmış pirinci tencereye salıyorsunuz. O sırada parmak uzunluğunda, dört koşe kesilmiş havuç, akşamdan haşlanıp yumuşatılmış nohut, pi- rinçle birlikte tencereye salınıyor. Ve tencere mütemadiyen karıştırı- lıyor. Bir sure sonra fıstık ve kuş uzumu de eklenerek tencerenin kapağını kapıyor ve altını kısarak "demlenme"ye bırakıyorsunuz pi- lavı. On beş dakika yeter. Üskudar'da Kanaat Lokanta- sı'nda geçen hafta yapılan pilav da aynen boyle oldu. Yiyenlerin mut- luluğu sonsuzdu. Şimdi lokanta bu olayı her cu- martesi tekrarlayacak. Bendeniz de başında. Buyurun bekleriz. Rusya'yı, Türkistan'ı, Azerbay- can'ı, Kafkasya'yı, Taşkent, Buha- ra"yı ajanslardan, televizyonlardan izler ve oralarda geçen oîayları dü- şunurken bizim pilavı da hatırlar- sanız, ihmal etmeyin. Buyurun. Özbek pilavı Sultantepe*deki iki yuz elli yılhk hayatından sonra Üskudar'a indi ve Kanaat Lokaıı- tası'na yerleşti. Hem de her turlu "gericilik" felsefe, siyaset, ticaret, politika, yatırım, kaldırım, indi- rim, Amerikalı işadamı, yerli ure- timcı, hırçın gelin, yaşlı kaynana, ev bark patırtısından uzak. Tertemiz bir garsonun beyaz giysıleri içınde, tertemiz kuçuk bir hesap pusulasının kenarına takılı olarak. En doğrusu bu değil mi? Çağdaş ve gerçekçi. Irak'tan yalanlama: Fırat için Suriye ile görüşmedik BAGDAT (AA) — Irak Dışiş- leri Bakan Yardımcısı Nizar Ham- dun, Turkıye'nin Fırat Nehri'nin suyunu kesmesi konusunda Suri- yeli yetkililerle birkaç göruşme vaptığı voluudaki haberleri ya- İanladı. Hamdun, önceki gün Kuveyt 1 te yayımlanan El Anbaa gazetesi- nin Irak ve Suriye heyetlerinin son iki hafta içinde Bağdat ve Şam'- da birçok kez bır araya geldikleri yolundaki haberine iİişkin olarak Associated Press Ajansı'na bir de- meç verdi. Nizar Hamdun, "Ne Bağdat 1 ıa ne de Şam'da boyle gönışme- ler yapıldı" dedi. Son iki hafta içinde Irak'ta bulunmadığını ka- bul eden Hamdun, "Ancak Şam 1 da değildim" şeklinde konuştu. Moda için perhiz Dış Haberler Servisi — Milano'da duzenlediği defileyle yine ilgı toplayan modacı Franco Moschino. "Orta çapta zekâya sahip bir insanım. Lstelik koleksiyonlanmda sergilenen givsilerin büyük bir holümünü asistanlarım vapar" diyor. "Signe" kreasyonların pahalılığından şikâyet eden Moschino, bu nedenle "ucuz ve şık" bir kreasyon hazırladı. İngiliz "Independent" Gazetesi'nde yavımlanan demecinde, mart ayında gerçekleştireceği yeni defileden çok umutlu olduğunu soyluyor. Yukarıdaki portakal rengı pamukludan yapılan spor elbıse de modacının "ucuz ve şık" koleksiyonunun bir parçası. Modelde koltuk altından dize kadar inen siyah kalın bantlar var. Önunde "moda perhizine ihtivacımız yok mu" yazan bu"mutevazı" elbise 85 sterlin (yaklaşık 350 bin TL). Başaran ve Yeşiller Partisı Ilçe Başkanı Tayyar Başaran, Çorlu 1 nun hızla çevresel sorunların altın- da kaldığı konusunda aynı duşun- celeri paylaşıyorlar. "Çocukluğu- muzda balık tutar, yıkanırdık" di- ye andıkları Çorlu Deresi'nin ba- şına gelenlevi şoyle anlatıyorlar. "Şimdilik sorun kent için öldu- rucü boyutlara gelmedi. Rüzgâr kokuyu ters tarafa taşıyor. Yalnız sonradan kurulan Sağlık Mahal- lesi koku altında. Ancak derenin yanına yaklaşılmaz oldu. Üzerin- deki köpriıden arabayla gectigi- nizde bile kokuyu hissediyorsu- nuz. Geçen yıl oralarda oynayan çocuklardan suya düşenler oldu. Çocuklar hâlâ hasla, bizim çocuk- luğumuzda gule oynaya yıkandı- gıroız dereye girince zehiriendiler. Önce iplikçiler, bo>acılar geldi. Sonra yağcılar. Ardından da de- riciler. Dereye yaklaşan hay vanla- nrnız da ölüyor." Dericiler başta olmak uzere, fabrika atıklarının yani sıra Çor- lu'nun ve 5. kolordunun kanali- zasyonu da dereye akıyor. Dere dışında yaşanan kirlilik Daha sonra da yöneticileri ve Yeşiller Partisi Ilçe Başkanı ile gö- riışmeyi sürdurüyoruz. Bu kez de- re dışında yaşanan kirliliği anla- tıyorlar: "Bazı fabrikalar da dereden uzak yerlere kuruldular. Bunlar atıklannı açtıklan fosseptik çu- knrlara doldunıyorlar. Bu çukur- lardan sızan zehirli atıklar topra- ğı öldüniyor. Bunlar arasında, atıklarını fabrikasınm 2-3 yüz metre ötesine boşaltanlar da var. Geçen yıl, buralarda otlayan Ak- ça Çiftliği'nin ördeklerinin toplu ölümleri yaşandı. Bir de deniz kı- yısında vazlıklar var. Buralarda kanalizasyon hiç yok. Pisliklerini açtıklan fosseptik çukurlanna bo- şaltıyorlar. Sonra da buradan doğ- nı deniM." Butun bu "pishV'lerden etkile- nen Çorlu halkı ilgili makamlara şikâyetlerini bildiriyorlar. Ancak hiçbirinden sonuç çıkmıyor. Kay- makamlık konuyu Tekirdağ Vali- liği'ne bildiriyor. Valilik de Çevre Genel Mudurluğu'ne. Hukumet tabiplerince hazırlanan raporlar ekleniyor, bu şikâyet yazılarına... Sonuç değışmiyor. Konunun önemi giderek artı- yor. Öyle kı geçen yıl kurulan Ye- şiller Panisi Çorlu tlçe Örgütü, açılışa gelen genel merkez yöneti- cileri ile dere kıyısına gelip kuru- luş açıklamasını, kirliliği protes- to ederek burada okuyorlar. Panayırdan tabakhaneye Dericilerin mesken tuttukları Çorlu Deresı çevresi ilk önce şimdi düşlerde kalan "panayır alanı" olarak tahsis edilmiş. Geçen do- nem belediye başkanlığı yapan Seyfettin Meriç, Et ve Balık Ku- rumu'nun elınde bulunan ve "kesimhane" >apılacağı belirtilen bu araziyi, "yeşil alan yapacağız, panayır alanı olacak" diye satın alıyor. Ne var kı bölgenin derici- lere satılması daha kârlı görülü- yor. Panayır alanının da gitmesiyle Çorlu, yeşil alansız ilçe gorunu- munden kurtulamıyor. Çevresi de hızla kirleniyor. Sorunlar, sorumlular tarafın- dan da biliniyor, çözüm yolları sı- ralanıyor, ancak yeni arıtma tesis- lerınin devreye girdirilmesi bir ya- na önceden kurulmuş arıtma te- sisi bile çalışmıyor. Mevzuatlardakı yetersizlikler de yetkili kamu organlarının elini ko- lunu bağlıyor. Kaymakamlıktan bir ust duzey yetkili, "Biz bir şey yapamıyonız. En fazla bir-iki gün kapatırsm. Ya ondan sonra ne ola- cak. Yine çalışıyor. Hemen hiç yetkimiz yok. Bu aşamada bunla- ra kimsenin gücü yetmez" diye ko- nuşuvor. Bıırsa'da Aynanın aydınlatılması, ayakkabı cilası, güvenlik zili depuanı yükseltiyor Otellerde 'yıldız' sınavlarıOdalardaki perdeler astarlıysa 4; ayakkabı cilası, ayakkabı silme bezi, dikiş malzemesi, kirli çamaşır torbası varsa 4 puan veriliyor. Sınavda 5 yıldızlı oteller en az 490 puan almak zorundalar. SERDAR KIZIK İZMİR — Kapılarında parlak, yaldızlı kariyerini gösterir yıldız- lara nasıl ulaşır oteller? Öyle göv- desinin gorunumune bakılarak değil elbet, yıldızlara ulaşma sına- vı çok ince ayrıntıları, bunlann sağlayacağı puanları gerektirir. Her turlu aracın kalıtesı, odada- ki aynanın aydınlatması, ayakka- bı cilası, dikış iğnesı. çoplerı yok etme makinesi, soğuk hava oda- sında güvenlik zili, otogar zemi- ninin doşemesi, bedensel engeller ıçın vınyetlerle belirlenen lavoba ve tuvalet duzenlemesi daha çok yıldıza ulaşmak için ayrıntılardan bazıları... Yatırım bolgesiyle inşaata baş- layan oteller çok yıldız için çok ayrıntıyı, detayı hazırlamak zo- runda hem de iğneden ipliğe... Yapımı tamamlanan oteli Turizm Bakanlığı'ndan iki, özel sektor- den bir görevli denetliyor, yıldız- lama için. Denetim otel işletme- ye açık olduğu herhangı bır gun- de yapılıvor. Turizm Bakanlığı yetkilileri ve otel ışletmecilerı der- neğinin bir temsilcisi, işletme go- revlilerınin yanında bakanlığın hazırladığı sınıflandırma formıı- nun kapağını açıyorlar, sınav baş- lıyor... Otelin teknik ve işletme ozellık- leri onceden belirlenen puanlara gore tek tek değerlendiriliyor. Beş >ıldızlı oteller en az 490, dort yıldızlılar 380, üç yıldızlılar 280 puanı almak zorundalar. Bu limıtlerı Turizm Bakanlığı Avrupa normlanna göre duzenle- miş. Son 3-4 yıldır uygulanıyor, geçen yıl getirilen yeni duzenleme- lerle de bedensel engelliler için ya- pılan işler puanlamaya katılmış. Yiu^teriden gelen çeşıtlı yakınma- lar uzerine de otelin yıldız sayısı \eniden gozden geçirilebiliyor. Sı- nıflama formundakı bazı sorula- ra gelince, şoyle: • Tesisin dış cephe kaplamala- n alüminyum. mcrmcr, özel mal- zeraeyse 3, bova badana ise 1. te- sis girişinde ve babçede bedensel engelliler için düzenleme 1, tuva- letlerde tavana kadar kaplama 3, yanm kaplama 2. avnanın kristal olması 2, yine bedensel özurluler için kapılarda vinyetlerle belirle- nen lavabo ve tuvalet duzenlemesi 3 puan.. • Toplam personelin yüzde 20'sinden fazlası yabancı dil bili- yorsa 5, yüzde 10'u için 3 puan, çopler için ımha odası 6, çop bek- leme odalarında ayrıca soğuk ha- va duzenlemesi 4 puan... • Dekorasyon bir kültürii yan- sıtıyorsa 5, normal bir görunüm- deyse 1. ayrı bir bagaj girişi 2, tüm işlemlerin bilgisayarlarla ya- pılması 5, asansorlerde bedensel özurluler için kumanda duğmeleri 2. koridorlarda kül tablaları 1. yataklann çarşafları her gün de- ğiştiriliyorsa 5, uç günde bir de- ğiştirilivorsa 1 puan... • Odalardaki perdeler astarlıy- sa 4, ayakkabı cilası, ayakkabı sil- me bezı, dikiş malzemesi, kirli ça- maşır torbası varsa 4, her odada buzdolabı için 4, minibar için 6, bütun odalarda banyo ve \VC 10, banyoda telefon 3 puan. sıs • BURSA (Cumhuriyet Biirosu) — Bursa'da dün sabah saatlerinden itibaren etkili olan yoğun sis, zaman zaman görüş uzaklığım 50 metreye kadar düşürdü. Araçların kent içinde gunduz saatlerinde farlarını yakmalanna yol açan yoğun sis, Teleferik, Mollarap, Maksem, Tophane, Bahçelievler, İvazpaşa ve Kuştepe gibi semtlerde ise görüş uzaklığım zaman zaman 20 metreye kadar düşürdü. Meteoroloji yetkilileri, akşam saatlerinde sisin dağılacağını ve yağış beklendiğini bildirdiler. Kelaynakların kafesleri • GAZİANTEP (Cumhuriyet) — Tarım Orman Köyişleri Bakanlığı'nca hazırlanan "ahşap kafesler", nesli hızla arttırılmak istenen kelaynak kuşlanna yaramadı. Doğal Hayatı Koruma Derneği Başkanı Nergiz Yazgan ile Dünya Doğayı Koruma Vakfı uzmanlarından Udo Hırs tarafından önerilen proje doğrultusunda 7 ahşap kafes hazırlandı. Şanlıurfa'nın Birecik ilçesindeki uretme istasyonundaki ahşap kafeslere yerleştirilen kelaynaklar, kayalıklarla ilişkileri kesildiği için yumurtalarının uzerine yatmadılar. Uzmanlar, kelaynak kuşlarının kendi yumurtasına olan ilgısizliğini, doğal kayalık ortamından uzaklaşmalanna bağladılar. PakistanVlan konuk bakan • ANKARA (ANKA) — Pakistan Turizm Bakanı Syed Yousaf Reza Gilani ve beraberindeki heyet bugün Ankara'ya geliyor. Turizm Bakanı llhan Aküzum'ün davetlisi olarak Türkiye'yi ziyaret eden konuk bakan, birinci dönem turizm karma komisyon toplantısına katılacak. Konuk Bakan Gilani ile birlikte Turkiye'ye gelecek olan heyette resmi turizm yetkililerinin yani sıra Pakistan Otekiler Birliği ile Seyahat Acenteleri Birliği başkanları ve tur operatörlerınin de bulunduğu bildirildi. Yenişehir'de antik taş • BURSA (Cumhuriyel Biirosu) — Bursa'nın Yenişehir ilçesi ile Gunece köyu arasında yol açılması çahşmaları sırasında 2 bin yıl öncesine ait olduğu sanılan antik bir taş bulundu. 200 kilogram ağırhğındaki taşın Helenistik (geç Roma çağı) dönemine ait olduğu tahmin ediliyor. Gunece köyünün eski Ipek Yolu üzerinde kurulu olduğu ve taşın bulunduğu bölgenin koruma altıtıa ahnacağı öğrenildi. Çevreyi tanıtım gezisi • ANTALYA (AA) — Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Antalya Şubesi tarafından etkin bir çevre koruma çalışmasının, "ancak onu tanımakla" mümkün olabileceği duşuncesinden hareketle, çevreyi tanıma gezileri başlatıldı. Derneğin ilk gezisi 60 dolayında doğaseverin katılımıyla Perge antik kentine düzenlendi. Kentin, tiyatro, sütunlu cadde ve agora bölümlerini gezen doğaseverler, daha sonra stadyum bolumünde piknik yaptılar. Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Antalya Şubesi Başkanı Dr. Tuncay Neyişçi, piknikte yaptığı konuşmada, masabaşı sohbetleri ile çevre koruma çalışmalannda bir yere varmanın mumkün olmadığını belirtti. Cazibe nıerkezleri • MUĞLA (Cumhuriyet) — Turizmi, sahillerden iç kesimlere de çekebilmek amacıyla her ilçede birkaç köy veya yerleşim birimi yerli ve yabancı turistlerin ziyaret edebilecekleri "cazibe merkezleri" haline getirilecek. Muğla Valiliği'nce ilçe kaymakamlarına birer yazı gönderilerek kendilerinden ilçelerınde turistik çekim merkezleri yaratmaları istendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle