22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET/14 DIŞ HABERLER 6 ŞUBAT 1990 BULGARİSTAN Türkiye'ye karşıgüvensizlikSofya'da Türkiye'ye karşı derin bir güvensizlik var. Bulgar hükümeti bu nedenle Türkiye'den, "saldırmazlık paktı" anlamına gelecek bir belge imzalamasını istiyor. Başbakan Akbulut'un, Türkiye'nin "Bulgaristan'daki Türk azınlığının haklarını var gücüyle savunacağına" ilişkin sözleri Sofya'da tepkiyarattı. SEMİH İDİZ SOFYA — Sofya'da yetkililer ile yapı- lan görüşraeler Türkiye'ye karşı derin bir güvensizliğin bulunduğunu ortaya çıkan- yor. Bu nedenle Bulgaristan Türkiye'den, "saldırmazlık paktı" anlamına gelecek olan bir belge imzalamasını istiyor. Dışişleri Ba- kanı Boiko Dimitrov'un gelecek hafta Dı- şişleri Bakanı Mesut Yılmaz ile Ottawa'da yapacağı görüşmede bu konu Uzerinde du- racağı belirtiliyor. Öîe yandan Başbakan Yıkhrun Akbulut'un geçen hafta yaptıgı bir açıklama Sofya'da tepki ile karşılandı. Ak- bulut'un, hükümetinin, haklanrun ihlali an- lamına gelen gelişmelere karşı Bulgaristan'- daki Türk azınlığımn haklarını var gücüy- le savunacağına ilişkin sözleri, "kurulraa- ya çsüışılan giivea ortamına ters düşüyor" şeklinde değerlendirildi. 12-15 şubat tarihleri arasında Ottawa'- da yapılacak, "Açık Semalar" konferansı sırasında Dışişleri Bakanı Yılmaz ile Bul- garistan Dışişleri Bakanı Dimitrov arasın- da yapdacak görüşmeye yönelik çalışmalar Sofya'da yoğun bir şekilde sürüyor. Bul- garistan Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, bu görüşme sırasında önemli olanın, ortaya konacak taslak metinlere son şekillerinin verilmesi olduğunu bildiriyorlar. Kendile- ri açısından bu metinlerden en önemlisinin iki ülke arasında güvenin arttırılmasını ön- gören belge olduğunu belirtiyorlar. Bunun ortak bildiri şeklinde olmasını bekledikle- rini îfade eden yetkililer, söz koflusu bel- genin iç işlerine kanşmama, kuvvet kullan- mama, ikili ilişkilerin uluslararası hukuk ze- minine oturulması, aynlıkçı eğilimlerin teş- vik edilmemesi, toprak taleplerinin ileri sü- rülmemesi ve düşmanca propagandadan kaçınılması gibi ilkeleri içermesini istiyor- lar. Bulgar yetkililer, Türkiye'ye karşı güven- sizliği açık bir şekilde sergileyen bu belge- nin resmen olmasa da yine de "saldırmaz- lık paktı" niteliğinde olacağını ifade edi- yorlar. Bu arada Bulgaristan'da ister hükümet, ister muhalcfet yetkilileri olsun Varşova Paktı'na Türkiye'ye karşı bir guvence ola- rak bakmaiarı dikkat çekiyor. Olumlu bakmıyor Öte yandan Sofya'nın Turkiye tarafın- dan ortaya atılacak bir goç anlaşması one- risine olumlu bakmadığı da gözleniyor. Buigaristan'm böyle bir anlaşmaya yanaş- masını sağlayacak ekonomik güce sahip ol- madığı kaydediliyor. Sosyal ve diğer hak- ların bir ülkeden başka ülkeye transferini öngöreceği için göç anlaşmasının Bulgaris- tan için milyarlarca dolar tutannda bir eko- nomik yük oluşturacağı belirtiliyor. Oysa yetkililerce 8 milyar dolar, diplomatik çev- reler tarafmdan ise 10 milyar dolar olduğu belirtilen bir dış borç yüku altında bulunan Bulgaristan'ın ekonomik reform sürecinde yeni ve ağır raali yükleri kaldıramayacağt bildiriliyor. Ancak Bulgaristan'ın, Türkiye'ye geçen yaz kitle halinde göç edenlerle ilgili sorun- ların giderilmesine yönelik formülleri gö- rüşmeye hazır olduğu kaydediliyor. Bu arada yetkili çevreler, aşın Bulgar milliyetçilerin tepkisine yol açmış olması- na rağmen Tüık azınhğa ad, dil ve din seç- me haklarını iade eden Komünist Pani Merkez Komitesi'nın 29 aralık tarihli ka- rarından dönüş olmayacağını vurguluyor- lar. Söz konusu hakların "Türkçe konusan Bulgar vatandaşlarımn" elinden devrik lı- der Todor Jivkov tarafından alındığmı kay- deden bu çevreler, bu^politikanın ülkeyi uluslararası düzeyde büyük bir yalnızlığa s«vk ettiğini kabul ediyorlar. Kurulmaya çalışılan "Ortak Avrupa Evi"nin faal ve uygar bir üyesi olma gay- reti içinde oian Bulgaristan'ın asimilasyon politikasına dönmesinin düşünülemeyece- ğini belirtiyorlar. Bu ay sonuna doğru ulusal meclisten ge- çerek yasallaşması beklenen 29 aralık ka- rarının uygulanmasının ise belli bir süreç- te gerçekleşecefini ifade ediyorlar. Isim de- ğiştirme kampanyasının özeüikle veraset ve mülkiyet yasalan açısından büyük sorun- lara yol açtığını bildiren yetkili çevreler, öz- gürluklerin uygulamaya sokulmasımn bir sürece bağlanmaması durumunda çok bü- yük kargaşalar olabileceğini savunuyorlar. Tepki yarattı Öte yandan Başbakan Akbulut'un geçen hafta başında yaptığı ve Bulgaristan'da da dinlenen Türkiye'nin Sesi radyosundan ya- yımlanan sözleri Sofya'da tepki ile karşı- landı. Akbulut, hükümetinin, haklanrun hi- lali anlamına gelecek gelişmelere karşı Bul- garistan ve Yunanistan'daki Türk azınlığıru var gücüyle savunacağını söylemişti. Bu açıklama, "Rabotnicesko Delo" ad- lı parti yayın organında da haber olarak ve- rilirken Çiftçi Partisi'nin yayın organı olan "Zemedelsko Zname"de Turkiye aleyhin- de bir yoruma neden oldu. Yetkililer söz konusu açıklamanın iki ül- ke arasında kurulmaya çalışılan güven or- tamına ters duştüğünü, aynca Dışişleri Ba- kanı Mesut Yılmaz'ın Kuveyt'te Dışişleri Bakanı Dimitrov ile yaptığı görüşmenin ru- huna da aykırı olduğunu savunuyorlar. Diplomatik çevreler de bu tür açıklamala- rın Bulgaristan'daki aşın milliyetçilerin "ekmeğine yağ sürdüğünü" kaydediyorlar. Muhalefete mensup bir yetkili ise, "Tür- kiye'nin Kıbns'ta olduğu gibi Türkleri kur- tarmak bahanesiyle Bulgaristan'ın bir bö- lümüne saldıracağı temasıru işleyen gerici ve fanatik milliyetçi kesimler bu gibi açık- lamaları sonuna kadar kullanmaktan kaçınmıyorlar" dedi. Sofya'daki genel kanıya göre iki ülke arasında başlatılan ve olumlu sonuçlar ver- mesi durumunda karşılıklı yararlar sağla- yacak olan hassas bir diyalog süreci devam ederken üst düzey yetkililerin açıklamala- rında ihtiyatlı olraalan gerekiyor. Dışişle- ri Bakanı Mesut Yılmaz'ın Bulgaristan'daki Türk azınlığın, Bulgaristan'ın sadık vatan- daşları olduğuna ilişkin sözlerini memnu- niyetle karşılayan Sofya'daki yetkililer, Başbakan Akbulut'un sergilediği yaklaşı- mın bununla bağdaşmadığı görüşündeler. DEMOKRATIKALMANYA Komünist Parti adını değiştirdiKomünist Parti'nin (Sosyalist Birlik Partisi) yeni adı "Demokratik Sosyalizm Partisi" oldu. Demokratik Almanya parlamentosuna dün sabah bomba ihbarı yapıldı. İki Almanya, siyasi olarak aynı çatı altında birleşmeden ekonomik olarak biüünleşiyor. ROMANYA DtLEK ZAPTÇIOĞLU BONN — Demokratik Almanya Komü- nist Partisi (Sosyalist Birlik Partisi), adını değiştirerek "Demokratik Sosyalizm Partisi" (PDS) aldı. Tarihi karar önceki ge- ce açıklandı. Bu arada Demokratik Almanya parla- mentosuna dün sabah bir bomba ihban ya- pıldı. Oturum başladıktan bir süre sonra Meclis Başkanı Güntber Maleuda, parla- mentoya bir tehditte bulunulduğunu açık- ladı ve milletvekilierine salonu "derhal boşaltmalannı" söyledi. Doğu Berlin'de bomba ıhbarıyla ilgili aynntılı açıklama ya- pılmadı. Meclis dün seçimlerin 18 marta alınmasını oylayacak ve yeni bir secim ya- sası hazırlıklanna başlayacaktı. YUGOSLAVYA Slovenya ayrılma yolundaDış Haberler Servisi — Yugoslavya'nın kuzeyindeki Slovenya Cumhuriyeti, Koso- va özerk bölgesindeki milis kontenjanım çekme karan alarak kanlı olaylara sahne olan Kosova'da düzeni sağlamakla görevli federal güçlerle jşbirliğine son verdi. Sloven- ya Cumhuriyeti'nde Komünist Parti de ön- ceki gün Yugoslavya Komünist Partisi'nden ayrılma karan almıştı. Belgrad Televizyonu, Hırvatistan Cumhu- riyeti'nin de Slovenya'yı izleyebüeceği yoru- munu yaptı. Slovenya ile Hırvatistan, Sırbistan Cum- huriyeti'ne bağlı Kosova bölgesinde yaşayan Arnavutlara karşı güdülen baskı politika- sını kınıyor. Slovenya Komünist Partisi, önceki gün Yugoslavya tarihinde görülmemiş bir giri- şimde bulunarak, Belgrad'daki Yugoslavya Komünist Partisi'nden ayrılma karan almış- tı. Slovenya KP lideri Ciril Ribicic, önceki gün Slovenya KP'sinin olağanüstü konfe- ransında alınan kararla ilgili olarak gaze- tecilere, "Yugoslavya'da Komünist Birlik, Slovenya Komünist Partisi'nin Yugoslavya KP'sinden aynlması ile sona ermiştir" de- mişti. Ribicic, Slovenya'nın Yugoslavya'dan ay- rılmayı düşünmediğini, ancak merkezı oto- ritenin yetkilerinin daha sınırlı olduğu bir konfederasyon kurulmasından yana oldu- ğunu belirtmişti. Boylece Yugoslavya'da komünistlerin ik- tidara geldigi 1945'ten bu yana Komünist Parti'den ilk kez ayrılma oluyor. Almanya siyasi olarak aynı çatı altında birleşmeden önce ekonomik olarak bütun- leşiyor. Bunun en önemli adımı olan "pa- ra birliği" çok yakında yürürlüğe girebile- cek. Bonn'daki hükümetin bütün ısrarla- nna karşın şimdiye kadar "para birligi" ve "konvertibilite" konularını ele almayan Demokratik Almanya Demokratik Alrnan yönetimi tavır değiştirdi. Demokratik Al- manya Ekonomi Bakanı Bayan Christa Lufl dün Doğu Berlin'de yaptığı açıklama- da şöyle dedi: "İki Alman devletinde aynı para birimi- nin kullanılmasına karşı degiliz. ama para reformunun topluma etkUeri çok buyüktür. Buna halkın karar vermesi gerekiyor". Luft, D. Almanya'da referanduma gıdilme- sini önerdi. Böyle bir referandumun sonu- cu ise şimdiden belli: "Evet". D. Alman halkı, batıdaki "vatandaşlanyla" aynı şe- kilde yaşamak, aynı maaşı kazanmak, ay- nı parayı harcamak istiyor. "Dogu Marlo" olarak adlandırılan D. Alman para birimi- nin "Deutscbe Mark"a çevrilmesi, birleş- menin en önemli aşamalanndan biri olacak. Dün Doğu Berlin'den gelen haberier, Bonn için iç açıcı değildi. Yuvarlak Masa toplantısında muhalefet, 18 marttaki seçim- lerden önce Federal Alman politikacıların doğudaki partileri bizzat desteklemesine karşı çıktı. Yapılan oylamada 10'a karşı 22 oyla reddedilen öneri, seçim kampanyası- na batılı politikacıların bizzat katılmasını içeriyordu. Bundan en çok sosyal demok- ratlar etkilenecek. özellikle Willy Brandt, "secimlerden önce D. Almanya'ya çok sık gidecegini" söylüyor ve doğudaki "kardeş parti" SPD'ye destek vermeye hazırlanıyor- du. Aynı şekilde F. Alman Dışişleri Baka- nı Hans-Dietrich Genscber de önceki gün Doğu Berlin'de kurulan kardeş parti FDP'yi (liberaller) olanca gücüyle destek- lemeyi vaat etmişti. Brandt ve Genscher, D. Almanya'da en sevilen politikaalar olarak secim kampanyasına ağirlıklannı koyuyor- lardı. Seçimler yaklaşırken F. Almanya'da- ki muhafazakâr Hıristiyan Demokratlar hâlâdoğuda bir "kardeş parti" bulamadı- lar. Arayış dün Başbakan Helmut Kohl'- un Berlin'de doğu muhalefetiyle yaptığı gö- rüsmelerle sürdü. Pazlaklar gösteri yaptı Demokratik Almanya'nın Leipzig ken- tinde yüzlerce dazlak, "cehenneme gidin" sloganları atarak gösteri yaptı. Batı Alman- yalı aşın sağcılann gösterisine katılanlann, Nazi Adolf Hitler'in SS subayları gibi yü- rüdükleri görüldü. Göstericilerin. yol kenarlarında topla- nanlara saldırdıkları ve "Yahudilerle bir- likte cehenneme gidin" gibi ırkçı sloganlar attıklan bildirildi. Dazlaklann, çoğunlukla yabanalann gıt- tiği bir cafenin camlarını kırdıklan ve olay- da iki kişinin yaralandığı kaydedildi. BAĞIMSIZ TV İSTERİZ — Romany-a'nın başkenti Bükreş'te 20 aralık ayaklanmasının odagı durumundaki TV binası bu kez de bağımsız TV isteyen muhalefet gosterilerinin hedefi haline geldi. (Fotograf: AP) Özel girişime izin verildiUlusal Kurtuluş Cephesi tarafından dün gece yayımlanan kararnameye göre özel girişimciler 20 işçi çahştırabilecekler. Bireyler ve aileler kendi işlerinikurabilecek. Dış Habf.'ler Servisi — Romanya'da ik- tidardaki Ulusal Kurtuluş Cephesi (UKC) dün özel teşebbüsü geniş çapta yasallaştır- dı. UKC Konseyi Başkanı lon Iliescu'nun imzaladığı kararnameye göre, ozel girişim- cilere 20 işçi çalıştırma hakkı tanındı. 45 yıl- lık komünist yönetim geçirmiş olan Roman- ya'da bu hak ilk kez tanınıyor. Iliescu tara- fından imzalanan kararnameye göre aileler ve bire>ler kendi işlerini kurup, kâr sağla- yabilecekler. Kararnamede şöyle deniyor: "Serbest girişimin gelistirilmesinin amacı. serbest piyasa koşullannda üretim ve biz- metlerin gelişmesini sağlamaktır" AP, Ka- rarnamenin derhal yururlüğe girdiğini bil- dirdi. Öte yandan Romanya'da ik- tidardaki Ulusal Kurtuluş Cephesi'nin "tekelci" tavnna karşı geçen hafta boyunca süren muhalefet kampanyası önceki gün "bağımsız TV istasyonu" talebiyle yeni bir boyuta ulaştı. Geçici yönetim, 20 mayısta yapılacak seçimler öncesi siyasai platformu- nu bu hafta açıklayacağını bildirdi. AP'run haberine göre başkent Bükreş'- te önceki gün toplanan muhalefet partile- rine mensup yüzlerce kişı, yönetimdeki Olu- sal Kurtuluş Cephesi'nin, ülkenin tek TV istasyonunu kendi görüsleri doğrultusunda istismar etmekle suçladı. Göstericiler, 20 aralıktaki ayaklanmanın odağı haline ge- len TV binası önünde UKC'yi "muhalefe- ti ekrandan karalama kampanyası yürntmekle" suçlayan sloganlar attılar. Geçen hafta boyunca suren karşılıklı suç- lamalar sırasında UKC'nin sözcülüğünü yü- rütmekte olan eski dış politika uzmanlann- dan Silviu Brucan da istifa etmiş ve "ülke- nin demokrasiye dönüş süredndeki misyo- nunu tamamladıgım" duyurmuştu. ARNAVUTLUK Reform rüzgârı Tiran'ı da etkiledi Ortodoks sosyalizmin son kalesi olarak İcalan Arnavutluk'ta yönetimin bazı reformlar yapma hazırlığında olduğu bildiriliyor. Dış Haberier Servisi — Doğu Avrupa ül- kelerindeki reform rüzgârlannın yavaş ya- vaş Arnavutluk'u da etkilemeye basladığı gözleniyor. Bölgede ortodoks sosyalizmin son kalesi olarak kalan Arnavutluk'ta yö- netimin "ibtiyatlı bicimde" bazı reformlar yapmayı duşundüğü bildiriliyor. AP ajan- sı, Arnavutluk haber ajansı ATA'ya daya- narak verdiği haberde, Arnavutluk Komü- nist Partisi Merkez Komitesi'nin bazı re- formlar yapmayı planladığını bildirdi. Önemli gelişme ATA'nın haberine göre 22-23 ocak tari- hinde yapılan Merkez Komitesi toplantısın- da, devlet işletmelerine daha geniş karar al- ma yetkisi verilmesi, bazı resmi görevter icîn yapılan seçimlere iki adayın katılması (şim- diye dek tek aday katılıyordu) ve ücretler- le üretim arasında daha sıkı baglantı kurul- ması kararlaştmldı. Bu temkinli reform girişimleri, kuşkusuz Doğu Avrupa'daki radikal reform dalgası ile kıyaslanamaz. Ancak siyasai gözlemci- ler, birkaç ay öncesi düşUnuldüğunde bu gi- rişimlerin bile Doğu Avrupa'nın en orto- doks ülkesi olan Arnavutluk için önemli ge- lişme sayılabileceğini belirtiyorlar. Gıda sıkıntısı ATA'nın haberinin ilgi çekici diğer bir yanını da ülkede bazı besin maddelerinde sıkıntı çekildığınin kabul edilmesi oluştur- du. ATA'nın haberinde şöyle denildi: "Merkez Komitesi, ülkede et, sebze ve süt sıkıntısı çekilmesinin hiçbir şekilde haklı gösterilemeyeceği konusunda göniş birliği- ne vardı". ATA, Merkez Komitesi'nde alınan ka- rarian şöyle acıkladı: • Parlamento seciralerinde ber koltak için iki aday gösterilecek. • Bazı parti ve hükümet görevlerinin sü- releri sınırlanacak. • Devlet işletmelerine "sosyalist ekono- minin çerçevesinde" karar alma konusun- da nispi özerklik tanınacak. • Ekonomik plan merkezden bölgelere ve bölgelerden de işletmelere. asamalı biçira- de yayılacak. • Tanm kooperatifleri. ürünlerinin bir bölümünü. resmi fiyatların dışında kendi saptadıklan fiyallardan satabilecekler. • Devlet işletmelerinde kâr unsuruna da- ha fazla ağırlık tanınacak. • Merkez Komilesi, "Sovyet biokunda- ki karşıdevrimci gelişmeleri de" sert biçim- de kınadı ve bu gelişmelerden ötürü "Ba- ü'daki gerici çevrelerle, Sovyet raiidaha- lesini" kınadı. YUNANİSTAN 'Konsolos krizi'Atina'yı sardı SSCB Merkez Komitesi'nin yapısı (Bttftanfi 1. Sayfada) olağanüstü bir toplantı düzenlediler; bun- dan sonra izlenmesi gereken siyaset uzerinde görüş birligi sağladılar. Bu toplanlıda Türkiye'ye karşı izlenmesi gereken siyaset konusunda göruş birligi sağ- ladılar. Ancak bu sağlandığı açıklanan go- rus birliğinde "birkaç Türk diplomatının daha" istenmeyen kişi ilan edilmesi karan yoktu. PASOK ve komünistlerin koyduğu tavir, Samaras ve onun ardındaki YDP'yi bu konuda yalnız bırakmış oldu. Pani li- derlerinin anlaşamadığı diğer bir konu ise Samaras'ın uluslararası örgütlere iletmek is- tediği mektubun içeriğinden çıktı. Dışişle- ri Bakanı Mesut Yılmaz'ın azınlıklar konu- sunda Yunanistan'ı şikâyet eden mektubu- na karşı Samaras'm hazırladığı raporun da Turkiye ve Yunanistan'da yaşayan azınlık- brın durumu karşılaştınlıyor ve BM Güven- bk Konseyi'nin Türkiye ve Yunanistan'da araştırmalar yapacak bir heyetin oluştunıl- tıası önerilivor. Bu rapor hakkında çıkan anlaşmazlık noktaları açıklanmadı. Ancak yeniden gözden geçirilmesine karar verildi. Yunanistan'ın Batı Trakya bölgesindeki Gûfflülcine kentinde meydana gelen şiddet daylarından sonra hasar gören dukkânla- 1 nn onarımına başlandı. Bu arada cezaevin- de tutuklu bulunan Dr. Sadık Ahmet ile 1b- rahim Şeririn geçici olarak tahliyeleri için yapılan başvuruları, çarşamba günü Gü- mulcine'nin yetkili mahkemesi tarafından görüşülecek. Ancak Sadık Ahmet ile tbra- him Serif mahkemede bulunmayacaklar. Ancak 1 gün sonra ayın 8'inde gorülecek Sadık Ahmet'in aleyhinde açılan diğer bir davanın ise Gümülcine yerine Atina'nm ku- zeybatısındaki Agrinion kentinde yapılma- sına karar verildi. Yüksek Yargıtay Kurulu Preveze yakınlarındaki Agrinion kentini seçmesi Batı Trakya'daki Hıristiyan ve Müs- lüman Türk azınlığının "olay yaratmalanndan" endişe duyulduğu ve gü- venlik nedenleriyle bu yola başvurulduğu- nu acıkladı. Başkent Atina'da ise Türk- Yunan ilişkilerindeki gerginlikten kaynak- lanan bir dizi görüş ayrılıkları ortaya çıktı. Geçen hafta pazartesi gunu, Gümülcine kentinde yaşanan şiddet olaylarında zarar gören Türk dükkânlanmn onarımı başla- dı. Gümülcine'nin çarşısı olarak bilinen aiış- veriş merkezinde vitrinleri kınlan Türk dük- kânlan yeniden açılıyor. Zarar gören mal sa- hipleri gibi azırüık halkı da >aklaşık bir haf- tadan bu yana kapandıkları evlerinden dı- şan çıkıyor. Son şiddet olayiannın etkisi al- tında bulunduklan gözlenen azınbk üyele- ri, saldınya uğradıkları 29 ocak günü için "Dehşet verici bir gündü" diyorlar. Bu arada görüien zararlar konusunda Yu- nanlı yetkili bakanlara bilgi vermek ama- cıyla Türk azınlığın bağımsız milletvekili ts- mail Rodoplu dün Atina'ya hareket etti. Ro- doplu'nun Gümülcine'de hasar gören büro- su onanlmış. Ancak saldın gunü oradan ka- çarak büronun arka bahçesindekiTekke Ca- mii'ne sığınanların uğradığı taşlı saldırının izleri camide hâlâ görülüyor. Gümülcine Türk azınlık ileri gelenleri söz konusu saldınnın "50-60 kadar çapulcu" ta- rafından yapıldığından ve bunların "polis tarafmdan korunduğundan" söz ediyor. Aralarında Gumülcineli Hıristiyan goremedik" diyeniere soruyoruz: "Peld olaj- gunü Hıristiytın ahali ne yaptı diye. Rodop- lu'dan aldığımız yanıl şu oldu: "Onlar da korku içindeydi. Baası Türkleri konıdu, ba- zısı sessiz kaldı, çok azı da saldırganlara yardım etti." Rodoplu'nun burosunda bu- lunanlar ise hep bir ağızdan olayların "terliplenmis" olduğu görüşünde birleşi- yorlar. Gümülcine'deki olayların "yine- lenmesinden" endişe duyan Türk azınlık üyeleri, şimdi gerek Atina gerekse Ankara gibi Dr. Sadık Ahmet'in tahliye edilmesi ile ilgili Gümülcine mahkemesinin çarşamba günü afacağı karan merakla bekliyor. Ankara dikkatli Turkiye ile Yunanistan arasındaki ilişki- lerde kriz durumuna yol açan Batı Trakya sorununun uluslararası platformlarda gün- deme getirilmesi devam ediyor. Dışişleri yet- kilileri gerginliğin giderek yumuşayabileceğini, ancak Batı Trakya'daki olayların peşinin bırakılmayacağım" ifade ettiler. Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz da dün resmi bir ziyaret için Finlandiya'ya ha- reketinden önce gazetecilerin sorulannı ya- nıtlarken, "Yunanistan ile aramızda son günlerde yaşanan gerginlikierin ortadan kalkmasının, Yunanistan'ın Lozan Antlaş- ması'ndan doğan yukümlülüklerini tam olarak yerine getirmesiyle mümkün olacakür" dedi. öte yandan Yunanistan Dı- şişleri Bakanı Andonis Samaras'ın, Mesut Yılmaz'ın bu açıklamasına tek bir cümley- le verdiği yanıtında "Uluslararası anlaşma ve sözleşmeleri biz değil Türkiye çiğnemektedir" dediği öğrenildi. Politikayı saptayan organ Dış Haberter Servisi — Halen tarihi toplantısmı surdürmekte olan Sovyetler Birligi Komünist Partisi Merkez Komitesi'nin yapısı ve yetkileri şöyle: Yapı: Merkez Komite, 20 milyon üyesi bulunan Komünist Partisi'nin önde gelen üyelerinden seçiliyor. Merkez Komite'nin üye sayısı son yıllarda 300 olarak belirlenmişti. Ancak bu sayı geçen yıl 251'e indirildı. Merkez Komite'nin üyeleri arasında, yerel parti örgütlerinin, merkezi hükümetin ve parti örgütünün, ordunun önde gelen isimleriyle, bilim ve sanatta adını duyurmuş kişiler yer alıyor. Yetkiler: Merkez Komitesi, Sovyet Komünist Partisi'nin politikasını saptayan organ. Beş yılda bir toplanan parti kongrelerine icraatının dökümünü sunuyor. Devlet ve tarım sektörlerinin sorunları, etnik sorunlar gibi önemli konular Merkez Komitesi'nde görüşülüp karara bağlanıyor. Parti kongreleri arasındaki dönemde Politbüro'nun yapısında değişiklik yapma yetkisi yalnızca Merkez Komitesi'ne tanınmış. Politbüro ise ülkeyi yönetmekle sorumlu. Secim:Merkez Komitesi üyeleri her 5 yılda bir toplanan parti kongrelerinde seçilir. Parti kongresi aynca Merkez Komitesi'nin yedek üyelerini ve oy hakkı olmayan üyelerini seçer. Üyeler emekliye aynlabiJir ya da oy hakkı olmayan üyeler tam üyeliğe getirilebilirler. Ama Merkez Komitesi, organa yeni üye alınması karannı kendisi veremez. Bu karar ancak Parti Kongresi'nde alınabilir. Bundan önceki Parti Kongresi 4 yıl önce toplanmıştı. Yeni Parti Kongresi'nin bu yıl sonbaharda toplannıası bekleniyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle